Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10MAYIS 1988 CUMHURİYET/U IPIGENEL KURULU '88 Demokrası ıçın ozgur basın «Glasnost olmadan # # 9 "B~^w 1 # • • • 1 IPI panelinde konuşan Sovyet ve Çinli gazeteciler Haber Merkezi Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) 37. Genel Kurul toplantısı dün İstanbul'da başladı. Başbakan Turgul Özal'ın konuşmasıyla açılan genel kurul, çalışmalannı çarşamba gününe kadar sürdürecek. Konuşmasında basının, kuvvetler aynlığına dayalı sistemde yasama, yürütme ve yargıdan sonra ilave bir kuvvet olduğunu vurgulayan Başbakan özal, basını diğer kuvvetlerin önüne geçirmenin rejimin teraeline ters düşeceğini söyledi, "Basını hiir olmayan bir demokrasi düşünülemez" dedi. IPI Genel Kurulu'nu 250'nin üstünde gazeteciyle birlikte Başbakan Turgut Özal, Devlet Bakanı ve hükümet sözcüsü Mehmet Yazar, Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, ANAP Genel Başkan Başyardımcısı Mehmet Keçeciler de izledi. Genel Kurul'da ilk olarak bir multrvizyon gösterisi yapıldı. Gösterinin ardından Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nerih Demirkent kürsuye geldi. Demirkent, konuşmasında "Halkın haber alma hakkı olduğunu iktidarlara oğretene kadar mücadele vereceğiz" dedi. Suskun bir dünyayı savunmanın mümkün olmadığıru, sansür uygularnalannın en uygar ülkelerde bile gündemde olduğunu söyleyen Demirkent, Türk basınının yıllardır basın özgürlüğü savaşı verdiğini belirtti, "Güçsiiz, beceriksiz iktidarlann yaratmak istediği güçsiiz basınlar görduk, faşist yonetimlerin basınla Uişkilerini görduk, 3 askeri darbede gazeteierin kapatıldıgını, arkadaslanmızın hapse atıldtgııu gördiik" dedi. Idarenin yargının yerini almak istemesinden endişe duyduklarını vurgulayan Demirkent, basının doğruları savurunak için taviz vermeyeceğini sözlerine ekledi. PRESS 37 Th SENERAL ISTANBUL 1S88 INSTITÜTE sosyutizm olmaz" Haber Mcrkezi İstanbul'da başlayan uluslararası Basın Enstitüsü'nün 37. Genel Kurulu'nun ilk panel tartışmasında, Sovyetler Birliği'nde "Glasnost'un Olası Sonuçlan" konusu ele alındı. Batı ve Doğu bloklarından gazetecilerin glasnostu ilk kez birlikte tartışları panelde, iki Sovyet ve bir Çinli gazeteci yanında, hepsi Sovyet uzmanı Batılı gazeteciler söz aldı. Prens Sadreddin Ağa Han'ın yönettiği panelde ilk konuşmayı Sovyet Novosti Basın Ajansı ikinci başkanı Vladimir Milyutenko yaptı. Yakınlarda yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre Sovyetler Birilği'nde sokaktaki insanlarm üçte birinin artık glasnost (açıklık) politikasından "geri dönüş olamayacağım" düşündüğunu, geri kalan üçte ikisinin de "geri dönuş olmaması için çahşılmasım" istediğini bildiren Milyutenko, Sovyetler Birliği tarihinde basının ilk kez toplurnsal sorunlan açıkhkla tartışmaya başladığmı söyledi. Sovyet basınının önceki cansızlığı üzerinden attığını, canlanmanın butün basında tiraj artışına yol açtığını Vladimir Milyntenko: Glasnost demokratikleşmedir ve demokratikleşme, parti yönetimi ile ekonominin yönetiminin birbirinden ayrılması, bütün iktidar organlarının seçimle gelmesi ve bürokrasiden kurtulma demektir. adım adım ilerleneceğini, ancak daha pek çok tabunun yıkılması, dış politika ve savunma politikasının da tabu olmaktan çıkması gerektiğini söyledi. "Sovyetler Birliği Merkez Komitesi'nde depremi andıran değişiklikler yapıldı, ama sonuçlar hep oybiriiğiyle alınmış gibi gösterildi" şeklinde konuşan Wang, glasnosttan, demokratikleşmeden geri dönulmemesi için ust yöneticilerin de denetlenebilmesi gerektiğini savundu. "Brejnev'i öldükten sonra degil, hayatta iken eleştirmek gerekirdi" diyen VVang denetlenmeyen iktidarın, mutlak ve yoz bir iktidara yol açacağını; bunun ne demokrasi ne de sosyalizmle bağdaşamayacağını söyledi. tığını anlattı. Ancak glasnostun belirli bir felsefeye ve ilkelere dayanmadığını, iktidar mücadelesinde bir aractan ibaret olduğunu öne süren Ottone, Sovyet toplumunun milliyetçi ve sosyal çalkantılara gebe olduğuna dikkat çekti. "Glasnost, bizim anladığımız anlamda düşunce ve basın özgürlüğü değildir," diyen Ottone, yol açtığı çalkantılar çok ileri gidecek olursa, bu surecin bir askeri dikkatörlukle durdurulabileceğini söyledi. Paneldeki ikinci Sovyet gazeteci, Novoe Vremia yazarı Alexander Pumpyanksy, glasnostun gerçeği ıdeolojik dogmalar açısından değil, olduğu gibi görme ihtiyacı; gerek tığınde "Kapitalizm, o kadar da kötü bir sistem değildir", "Batı'dan ders alabıliriz" diyebilme özgürlüğü olduğunu söyleyerek sözlerine başladı. Glasnostun "bugunku seçim sistemimizin bir seçim değil, seçme sistemi olduğunu"; "ekonomimizin merkezi planlamadan başka ekonomik teşviklere ihtiyacı olduğunu"; "Stalin'in bir diktatör olduğunu"; söyleyebilmek, "toplumumuza normal bir şekilde görme ve düşunmenin geri gelmesi" demek olduğunu anlatan Pumpyanksy, bazılannın glasnosttan korktuğunu, bazılannın yıkıcı bulduğunu ama demokratikleşme sürecinin devam edeceğini ifade etti. Toplumdaki "düşmanlar" imajını yıkmaya çahştıklannı; böyle bir anlayışla dünyayı anlamaya ve açıklamaya imkân olmadığım; Sovyet insanlanna bütün dünyanın savaş, Çernobil, çevre kirliliği gibi onak duşmanlan olduğunu anlatmayı amaçladıklarını söyledi. Giasnostun düşünceyi açıklama özgürlüğü anlamına geldiğini vurgulayan Pumpyanksy, Sovyetler Birliği'nde basının yönetimi yol Hasan Cemal Demirkent'in ardından kürsüye gelen IPI Yürütme Kurulu'nun tek Türk üyesi ve Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Müdüril Hasan Cemal, eleştirinin toplumların gelişmesi yolunda önemli bir araç olduğunu söyledi, basın yasalanndaki kısıtlayıa hükümlerin hükümete büyük bir güç verdiğini vurguladı. Basının toplumdaki kurum ve uygulamalan eleştirerek, yönetimdeki yolsuzlukları açığa çıkararak, yerleşik güç merkezlerine karşı bir denge unsuru olarak yaşamsal bir işlevi yerine getirdiğini bclirten Hasan Cemal, "Döşünceyi açıklama ve basın özgürlüğünün olmadığı bir toplum, demokratik sayılamaz" dedi. Türkiye'de basın özgürlüğü ve demokrasi mücadelesinin yıllardır sürdüğünü ve birçok gazetecinin bu uğurda hapse girdiğini, baskılar gördüğünü anlatan Cemal, IPI kurucu üyesi Ahmet Emin Yalman'ın hapsedilmesini ve Abdi tpekçi'nin suikasta kurban gitmesini örnek verdi. "IPI'nın 30 küsur yıllık üyesi, Camhuriyel Gazetesi sahibi ve Başyazan Nadir Nadi, 75 yaşında iken, iilkeyi 198083 arasında yöneten 12 Eylttl askeri rejimi tarafından hapis cezasıyla yargılandı ve gazetesinin iki defa kapatıldıgına tanık oldu" diyen Cemal, IPI'nın Turk gazetecilere verdiği destekten söz etti. Cemal daha sonra şöyle dedi: "Biz Türk gazetecileri, düşünceyi cezalandıran ve basın özgürluğünü kısıtlavan tüm yasal diizenlemelerin kaldmlması gerektiğine inanıyoruz. Gdruşlerini açıkladıkItn ve yayımladıkları için hapsolunan tüm kişüer affedilmelidir." "Glasnostun Olası Sonuçlan" panelinde glasnostun basın özgürlüğune getirdiği katkılar tartışıldı. Panelı, Prens Sadreddin konuşmalan paneli izleyenler tarafından ılgıyle karşılandı. rak katıldığı bir süreç olmamalıkilediğini, basının da bunların dıTürkiye'ye yabancı gazetecileri gedır. Taraflar arasında diyalog şında kalamayacağını söyledi. Bu tirrnek ve Türk gazetecilerine yurtesasnr. Diyalog olmazsa, basın kaçapta bir transformasyonu dedışında staj imkânı tanımak gibi muoyundaki eğilimlere yabancılamokrasi içinde gerçekleştiren nauygulamalan anlattı. Bugunkü şabilir, zamanla etkinliğini kaybedir ülkelerden birinin Türkiye olTürkiye'yi anlayabilmek için debilir. Kuvvetler aynlığına dayalı duğunu söyleyen Özal, "DemokTürkiye'nin yakın gecmişini iyi bilsistemde, yasarna. yüriitme ve yarrasi bizun için vazgecilmezdir" demek gerektiğini belirten Özal, 1980 di. Türkiye'nin 4 yıl içinde demok gıdan sonra basın da ilave denetöncesi durumla ilgili bilgiler verleyici bir güç olarak yerini almışrasiye döndüğünü öne süren Özal, di. 80 öncesinde siyasi kutuplaştır. Bununla basının diğer kuvvet1984'teki yerel seçimleri, manın çok arttığını ve basının da lerin yerine geçtiğini söylemek is1987'deki referandum ve genel se"doğal olarak bundan temiyorum. Boyle bir düşünce, reçimi örnek göstererek "Demokraetkilendiğini" söyleyen özal, jimin temeli olan plüralizme esasiye geçiş süreci tamamlanmıştır" 1983'te ıktidara geldiklerinde önsen ters düşer. Yünitmenin yerine diye konuştu. "İnsan haklanna lerine koyduklan en önemli hedegecip icra etmeye, yasamanın yesaygıyı pekiştiren" yeni uluslarafın "ülkeyi hiçbir riske atmadan rine geçip toplumun uyacağı kairası mekanizmalara Türkiye'nin demokrasiye döndürmek" oldudeler koymaya, yargının yerine gedahil edildiğini belirten özal, ğunu belirtti. Demokrasiyle ekoçip yargılamaya esasen imkân yokTurkiye'de demokrasinin 80 öncenomik liberalizm arasında bir ilişki tur. Basın, demokrasilerde kamusiyle kıyaslanamayacak durumda kurduklanru ve bu nedenle ekonooyunun oynadığı rolün etkinliğinolduğunu öne sürdü. mide liberasyona önem verdikledeki artışa paralel bir güç kazanrini söyleyen Özal, aynca Osmanmıştır. İletişim çağı, kamuoyunun lı'dan bu yana dış ödemeler denBasına kısıtlama yok tepkilerini ve düşüncelerini hiçbir gesiyle ülkenin siyasi durumu araTürk basınının 19. yuzyıl başlahükümetin gözardı edemeyeceği sında bir ilişki kurduklanru da annndan beri demokrasi için verdikadar ön plana getirmiştir. Ancak lattı. "Demokrasiye risksiz geçiş" ği mücadeleyi takdirle karşıladığıdevletin temelini oluşturan diğer için ekonomiyi libere etmeye ve dış nı belirten Özal, "Türk basınıyla kuvvetler de bu kamuoyunun inödemeler dengesine önem verdikdemokrasi hedefinde beraberiz" kâr edilemeyecek unsurlannı teşlerini belirten Özal, bu uygulamadedi. "Demokrasinin kriteri, bakil etmektedirler. Totaliter düzenlan anlattı, Türkiye'nin son 5 yıl sın tarafından eleştirilmekse, dünlerde basın özgüriüğü olamaz. Aniçinde "Büyük bir transformasyon yada basın tarafından Turk hiikücak demokrasinin çok seslilik angeçirdiğini" öne sürdü. Bu "Bümeti kadar eleştirilen pek fazla hülayışında basın özgürlüğü olabilir. yük transformasyon"un berabekümet olmadığını söyleyebiliriz" Basını hür bir totaliter rejim dıirinde bazı sorunları da getirdiğini diyen Özal, "Türkiye'de Batı deşünülemeyeceği gibi basını hür olvurgulayan özal, enflasyonu bu mokrasilerinde olmayan basını sımayan bir demokrasi de düşünüsorunlardan biri olarak niteledi ve nırlayıcı yasalar olmadığı lemez." "gecici mahiyette olduğunu" öne aşikârdır" şeklinde konuştu. sürdü. Bu arada her çeşit sübvanBaşbakan, daha sonra dünyada da siyon uygulamasını kaldırdıklarıbüyük değişikliklerin yaşandığınnı da belirden özal, bunların araDestek istiyorlar dan söz etti, iletişim teknolojisinsında kâğıt sübvansiyonunun da deki ve TV haberciliğindeki gelişDemokrasilerin diyalog rejimi bulunduğunu söyledi. "Bu transmeleri anlattı. Özal daha sonra . olduğunu ve kişilerin görüşlerini formasyon sonucu ekonominin şöyle konuştu: iletişim araçlannda açıklama hakhızla tanmsal ağırlıklı olmaktan kının kısıtlanamayacağını vurgu"Basın özgürlüğü, bir düşünceçıkıp sanayi ağırlıklı olmaya başlayan özal, devletin de bu süreçte ladığım, toplumun da koy >erine nin serbestçe yayılıp kitlelere akpasif kalamayacağını, devletin iletanlması kadar, kitlelerin dıişünkent ağırlıklı olmaya başladığını" tişimi düzenlemek ve fertlerin bunöne süren Başbakan bu değişme ce ve istekierinin haberleşme araçdan yararlanabilecekleri hukuk nin tüm müesseseleri derinden et lanna yansıtılması da demektir. düzenini kurmakla görevli olduğuKısacası iletişim, halkın pasif ola Mja Han yönetti. Sovyet gazetecilenn nu söyledi. Basının devletten bazı beklentileri olduğunu, gazeteierin kimi teknik konularda, çalışanlar ve girdiler konusunda bir takım kolaylıklar talep ettiğini söyleyen Başbakan, "Basına ayncalık saglanması, kıt kaynaklann ihtiyaçlara tahsisinde imkân sonınunu gündeme getirmektedir. Bizim genel yaklaşımımız, her sektöriin önce kendi imkânlannı kullarak görevini yerine getirmesidir" dedi. Basının eleştirme vasfının öne çıkmasmın doğal o'duğunu, ancak bu eleştirinin giderek sadece menfi olaylan verme haline dönüşmekte olduğunu gördüklerini söyleyen Özal, kamuoyunun da basının bu eğiliminden etkilendiğini, basının menfi olay vermesini beklediğini, bunun da yaygın bir kötümserliğe yol açtığını söyledi, "Bu durumu n sağlıklı olduğunu söylemek zordur" dedi. Konuşmasına daha sonraki kişi haklanna yönelik saldınlardan söz ederek devam eden Özal, "Kişi haklanna kamuoyu önünde vukubulan tahribat, genellikle telafisi imkânsız bir niteliğe sahiptir. Basın mesleğinin hedef aldığı politika mesleği, bu tahribata digerierine göre çok açıktır. Bu da politikaya gireceklere bir caydıncılık etkisinde bulunmaktadır" dedi. Hasan Cemal'in basının görevinin eleştirmek olduğunu vurgulayan konuşmasına cevap veren Özal, politikacıların eleştiriden pek hoşlanmadığının doğru olduğunu, ancak basının da eleştirilmekten aynı derecede iıoşlanmadığını gözlemlediğini söyledi. Özal, konuşmasım bitirdikten sonra IPI Yürütme Kurulu ve IPI üyeleriyle bir süre baş başa görüştü. Fei Wang: Glasnosttan geri dönmemek için üst yöneticilerin de denetlenebilmesi gerekir. Brejnev'i öldükten sonra değil, hayatta iken eleştirmek gerekirdi. Sosyalist ülkelerde basın özgürlüğune daha çok ihtiyaç var. anlatan Milyutenko, düne kadar tabu olan birçok konunun ele alınabildiğini; eskiden okunamayan kitaplann, görülemeyen filmlerin izlenebildiğini bildirdi. Sovyet televizyonunun da artık halkı memnun edebilmek için telefonla kamuoyu yoklamaları yaptığını ifade etti. Geçen ay yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre Sovyet yurttaşlannın yaklaşık uçte birinin glasnostu "insanlann düşüncelerini özgürce açıklamalan", dörtte birinin "yöneticilerinin eleştirilebilmesi," beşte birinin de "her konuda güvenüir bilgi verilmesi" şeklinde tanımladığını aktardı. Milyutenko bir soru üzerine glasnostun Sovyet toplumunun demokratikleşmesi anlamına gcldiğini ve demckratikleşmeden şunlan anladığını söyledi: Ekonomik yapıda değişiklik ve ekonomiye ekonominin kurallarının hâkim olması; bütün iktidar organlarının seçimle gelmesi; kamu kurumlarının bürokrasiden kurtarılması. Demokratikleşme için partinin yonetimi ile ekonominin yönetiminin birbirinden aynlması, Sovyetler1 in Çin'in bu alandaki deneyimlerinden öğrenecekleri çok şey olduğunu ifade etti. Milyutenko, glasnostun getirdiği demokratikleşmenin akademik alanda da yaşanmakta olduğunu; eskiden baskı altında kalan bilim adamlannın şimdi yeniden göreve geldiklerini, çalışmaları için elverişli bir ortam >taratılmaya çalışıldığını söyledi. Time Dergisi'nin Moskova temsilcisi olan James Jackson, glasnostun yabancı gazeteciler açısından ne anlama gcldiğini anlattı. Jaekson'a göre glasnost öncesinde Moskova haberlerini vermek için Moskova'ya gitmeye gerek yoktu. Moskova'da haberler, New Yorkta da elde edilebilecek birtakım resmi bültenlerden ibaretti. Oysa şimdi Moskova'da haftada 810 basın toplantısı düzenleniyor. Sovyet Dışişleri yetkilileri, tıpkı VVashington'daki meslektaşları gibi haftada iki kez basına brifing veriyorlar ve işlerini asık suratla değil, sık sık şakalar yaparak yürutüyorlar. Jaekson'a göre Sovyet basını da tamamen değişmiş durumda. Eskiden okunmaya değer çok az şey çıkan gazetelerde şimdi yetişilemeyecek kadar çok ilginç haber, makale yayımlanıyor. Tüm bu gelişmelerin yalnızca Sovyet toplumu için değil, butun dünya için son derece olumlu olduğunu vurgulayan Jackson sözlerini bitirirken glasnostun geri dcnülmez bir süreç olup olmadığı konusundaki kuşkularını dile getirdi. Glasnosta benzer bir reform politikasınm 1950'lerin sonunda da gündeme geldiğini, o zaman da "libermanizm" adıyla anılan ekonomik reform çalışmalan olduğunu, fakat Kruşçev'in düşüşüyle her şeyin durduğunu hatırlattı. Böyle bir tehlikenin vine söz konusu olduğunu, aksi takdirde Sovyet kültüründe buyuk bir canlanışın yaşanacağını ifade etti. Çin Gazeteciler Derneği ikinci başkanı olan Fei Wang, glasnostu taze bir bahar rüzgânna benzeterek sözlerine başladı. Glasnost sayesinde Sovyet basınının propagandacılığı, yalnızca iyi haberleri verme alışkanlığını terk ederek toplumda giderek artan bir yol yüklenmekte olduğunu söyledi. Stalin'in açıkça eleştirebildığine Stalincilerin görevden alındığına dikkati çeken VVang, bu gelişmeye direnenlerin olduğunu, bunun da şaşırtıcı olmadığını ifda etti. Karşılıklı bağımlılığın giderek arttığı dünyamızda, glasnostun bütün dünyayı etkilemekte olduğuna dikkati çekti. Konuşması sırasında, gosterdikleri cesaretten dolayı Sovyet meslektaşlannı kutlayan Wang, "Glasnost olmadan demokrasi ve sosyalizm olamaz" dedi. Glasnostta Sözlerini "Benzer sorunlar Çin için de geçerlidir. Bu sorunları tartışmalıyız. Basın özgürlüğune sosyalist ülkelerde daba da çok ihtiyaç vardır" diyerek bitirdi. Irlandalı tanınmış gazeteci Conor Cruise O'Brian, glasnostun Sovyetler Birliği'nin dunyadaki imajını çok büyuk ölçüde ve başanyla değiştirdiğini, ama acaba "insanların düşüncelerini özgürce açıklayabilmeleri" anlamında glasnostun gerçek olup olmadığını sordu. Sovyet toplumunda glasnosta verilen desteğin büyük ölçüde Sov Alexander Pumpyanksy: Glasnost, düşünceyi açıklama özgürlüğü demektir. Sovyetler 5 Birliği'nde basının; yönetimi, ^; yolsuzluklar, insan hakları ihlalleri gibi açılardan da eleştirebilen bir muhalefet işlevini görmesi gerekir. yet halkının yurtseverliğinden kaynaklandığını, aynı yurtseverliğin olmadığı Doğu Avrupa toplumlarında devrimci ayaklanmalara yol açabileceğini, Polonya'nın şimdiden bunun sinyallerini verdiğini öne sürdü. İtalya'nın La Repubblica Gazetesi'nden Piero Ottone, glasnostun tek bir kişinin (Gorbaçov) eseri olmadığını, Sovyetler Birliği'nde yeni bir yöneticiler sınıfının ürünü olduğu görüşünü işledi. Bu "yeni" sınıfın, "eski" yöneticiler sınıfından iktidarı almak için bir "sınıf savaşı" verdiğini söyleyen Ottone, "yenilerin", eskilerin sloganlan. zihniyeti ve uygulamalanndan bıksuzluklar, insan hakları ihlalleri, vs. açılanndan eleştirebilen bir muhalefet partisi işlevi görmesi gerektiğini savundu. Hem Doğu hem de Batı blokunda gazetecilik yapan, Avusturya Yayın Kurumu'ndan Macar asıllı Profesör Paul Lendya ise Sovyetler Birliği'nde nomenklaturanın (yönetici sınıfın) büyük bölümünün glasnost ve prestroykaya muhalif olduğu üzerinde durarak bu surecin ne kadar ilerleyebileceği konusundaki kuşkuları dile getirdi. Çoğulculuk olmadıkça, iktidar alternatifleri bulunmadıkça, siyasi güç ilişiklerinin değişemeyeceğini vurguladı. Peter Galliner Hasan Cemal'in ardından kürsüye gelen IPI Direktörü Peter Galliner de 12 Eylul döneminde basına yönelik baskılardan söz etti, 83 sonrası demokrasiye geçiş yolunda önemli adımlar atıldığım vurguladı. Galliner, basın yasasındaki kısıtlayıcı hükümlerin kaldınlmasını, basına yönelik ekonomik baskılara ve bazı gazeteierin karşılaştığı ilan ambargosu uygulamalanna son verilmesini istediklerini söyledi. Para cezalannı azalun bir yasanın Mecliste olmasından memnun olduğunu belirten Galliner, "Halen mahkemeleri süren kişiler affedilmeli, ifade özgürlığü sağlanmalı" dedi. Glasnosttan sonra oto sansür başladı NtLAV KARMAN Uluslararası Basın Enstitusü İPI'nın dun Istanbui'da başlayan 37. Genel Kurul Toplantısı'na ilk kez Sovyetler Birliği'nden de iki temsilci katılıyor. 30 yıldır gazetecilik yapan ve asü mesleği mühendisiîk olan SSCB Komünist Partisi üyesi Novosti Haber Ajan»ı Başkan Yardımcısı Vladimir B. Milyutenko ve haftalık haber dergisi Novoe Vremia'n/n Genel Yaym YönetmenYardım ası 25 yıllık gazeteci ve parti üyesi Ale\andr Pumpyanksy. dun İstanbul'da Cumhuriyet'in sorularmi yanıtladılar. Bu yılki IPI G«nel Kurulu'na Sovyetler Birliği ilk kez katılıyor. Bunu, SSCB'de uygulanmaya ba>lanan glasnost polilika^ının, bastna yansjması ve Batılı anlamda basın hurriyetinin SSCB'de yaygınlaşmaya başlaması olarak değerlendirebilir miyiz? Milyutenko: Glasnostun IPI toplantısında gündeme getirilmesi, ülkemizdeki gelişmelere gösterilen ilginin bir göstergesidir. Batıda, glasnost genellikle açıklık ve ayna gibi gösterilmektedir. Oysa bizim için giasnost çok daha gemş bir anlam taşımaktadır. Biz, basın özgürlüğünden yanayız. Toplumun tüm kesitlerinin seslerinin yansıtılması gerektiğine inanıyoruz. Genel Sekreterimiz Gorbaçov da basının gücüne inanmaktadır. Pumpyanksy: Glasnostun anlamı çok geniş. Bunlardan biri de basın özgürlüğü. Basının rolü, sosyal ve siyasal eleştiri olmalıdır. Glasnost bunu artık ülkemizde sağlamaya başiadı. Glasnost öncesi basımn , durumunu değerlendirip, bugıinle karşılaştırır mısınız? Milyutenko: Tam anlamıyla bataklık bir dunımdu. Oysa bugün, basın artık etkili olmaya başladı. Örneğin, çevre koruması konusunda basın bir başarı elde etti. Kuzey nehirlerinin sularının güneye doğru yönlendirilmesi projesi, basının eleşfirisi nedeniyle iptal edildi. Çünkü bu proje doğanm doğal dengesini bozacaktı. Pumpyanksy: Glasnosttan önce. bir sansür kurulu vardı, bu kaldırıldı ve tamamen editorlerin kararınabırakıldı. Bu da kaçınılmaz olarak oto .sansür uygulamasını başlattt. Sovyetler Birliği'nde basın mensuplanmn durumu hakkında bilgi verebilir mtsiniz? Pumpyanksy: Sovyetîer Birliği'nin tarihi boyunca, değişik dönemler yaşandı. Örneğin, Stalin dcneminde gazetecilenn ve yazarların, yazdtkları yazılardan ve duşüncelerinden dolayı lutuklandığını, hatta öldüruldüğünü biiiyoruz. Daha sonraki donemlerde, mesela eleştirdiğimiz Brejnev döneminde bir gazeteci, partinin onaylamadıği bir yazı yazdığında işten atıhrdı. Şimdi boyle bir durum yok. Milyutenko ve Pumpyanksy ilesöyleşv Cebrian Daha sonra da kürsüye IPI Yüratme Kurulu Başkanı Ispanyol El Pais Gazetesi'nin Genel Yayın Müdürü Juan Luis Cebrian geldi. bpanya'da demokrasiye geçişle Türkiye'yi karşılaştıran Cebrian, bu sürecin barış içinde gerçekleşnesi gerektiğini söyledi. Basının demokrasiye geçişte büyuk rol oyradığını, bu nedenle basın özgürliğünün kısıtlanmaması gerektiğiri belirten Cebrian, "Türk basını »rşartlar altında çalışıyor" dedi. '•Siyasi görüşlerini açıkladığı için iısanların hapse atılması, demoknsi açısından kötü bir puandır. Br genel af çok iyi olabilir" diyen Cebrian, çelişkilerin çözümü için dyaloğun önemini vurguladı. Cebrian'ın ardından kürsüye Başbakan Turgut özal geldi. Özal kürsiide Konuşmasına zaman zaman Batbasımnda ve Türk basınında çılan haberlerin Türkiye gerçeğini um yansıtmadığım söyleyerek toşlayan Başbakan Özal, bunun ili nedenden kaynaklandığmı vurgıladı. Özal'a göre bu nedenlercbn biri, "tarihlen gelen onyargıUr", ötekisi ise Türkiye'yi iyi ta.«mamaktı. Türkiye'nin kendisini ^Tautmakta çok basanlı olamadını söyleyen özal, daha sonra