Katalog

5 NÎSAN 1988 HABERLER CUMHURtYET/7 KongrelereDoğru SHP Tabanı t E K İ R D A 6 Kavgasız örgüt ekibi türn hesaplannı merkez ilçe kongresine göre yaptıklan için 'biz bu işi bitirdik' diyorlar. Olaya daha değişik gözle bakan sade sosyal demokratlar ise Burhan Karaevli'nin 'köşe başı' politikasını çok iyi bildiğini vurguluyorlar. İl kongresinde Malkara ve Çorlu üçelerinin gücü de şu anda tartışma konusu. tl Başkanı Salih Toker'e soruyorum: Genel Başkan Erdal İnönünün istifasım SHP tabanı nasıl karşıladı? Yanıt şöyle oluyor: Olumlu karşdanmadı. İnönü'nün dönüşii için de dddi bir çaba gösterdik. Hasan Memiş'e yöneltiyorum aynı soruyu. Şu yanıtı veriyor: tstifasını olumlu bulmadık. birikimi olan bir sosyal demokrat, ancak Sayın Baykal'ın parti liderliğine dönük bir çabası varsa benüz çok erken. Ben genel sekreterliğine evet diyonım." Ahmet Sevil söze giriyor: "Ben de tnönü'nün istifasına deginmek istiyonıra. Bu istifa hangi koşullardz olursa olsun güven sarsıcıydı. Biz lnönü'yu şu aşamada genel başkan olarak görmek istiyonız. Partide doğurganlık kuşkusu var. Tabammız tedirgin, iktidara doğnı yunıyen bir parti olarak güven bunalımı yaratmamamız lazun." Bir soru daha: tsmail Cem, Kemal Anadol ve Aydın Güven Giirkan... Bu üç adı nasıl değerlendiriyorsunuz? Salih Toker: "SHP bünyesi içinde popüler ve çok saygın iiyeler var. Siyasette bu kişilerin kendilerine has özellikleri var. Bunlann hepsinden yararlanılmalı kanısındayım. Bu kişiler ben sozcüğünü kullanmadan partimize hizmel etsinler. Ama SHP'de bir tek genel sekreter olacaktır. Onun için iç çekişmelerden sıynlmalan gerekir. Bizdeki iç çekişmeler diğer partilerdeki gibi yanlulanma yapmıyor. SHP'nin yeri ve konumu bakımından güzel mesajlar verilmesi gerekir. Bu kişflerin bunu iyi anlamalan gerekir. Bir milletvekili salt genel konulan değil yerel konulan ve sorunlan bilmeli. Yani yöresd özelliklere değinmeli." İki gün kaldığımız Tekirdağ'da SHP örgütü kongrelere hazırlanıyordu. Önseçimlerin getirdiği sancı başta belirttiğimiz gibi burada da vardı. Ancak diğer yörelere göre ilişkiler daha sıcaktı. Milletvekili Güneş Gürseler listenin ikinci sırasınde yer almıştı. Liste başı Enis Tütüncü ile aralan pek iyi sayümazdı. Bu yüzden de kişisel hesaplaşmalar az da olsa göze batıyordu. Oysa Kırklareli'nde ve Edirne'de ipler çoktan kopmuştu. O halde bu kadar kusur kadı kızında bile bulunurdu. Sancı var, ama ilişkiler sıcak Türkiye Madenîş lOyılı araştırdı HİKMET ÇETtNKAYA TEKİRDAG Ayçiçeği, buğday, pancar, üzüm.. eh biraz da turizm. Eh diyoruz, çünkü deniz mevsimi iki ay sürüyor bu yörede. Tekirdağlı sosyal demokratlar güneşe ve denize hasret kalıyorlar bu yüzden. 29 Kasım seçimlerinde 'güneş'i bulmuşlar, şimdi 'deniz' mevsitnini bekliyorlar. Espri bir yana, Milletvekili Güncş Gürseler sevilen bir ad. Nedeni örgütten gelmesi, kırsal kesira sorunlarına eğilmesi. Enis Tntiincü için de kötüleyici bir söz söylemiyorlar, ama varsa yoksa Güneş. Tekirdağlı sosyal demokratlar 'Baykakı' sözünü pek tutmuyorlar. Bu sözcük onlarda hizipçüik çağnşımı yapıyor. Deniz Baykal'ı seviyorlar, sayıyorlar. Üstelik genel sekreterlik koituğunu dolduracağına inanıyorlar. Bir de işin diğer yönü var. O da şu: Birtakım kişiler var. Politik güçlerini yitirmiş, sırf E>eniz Baykal adıyla bir yere varmak istiyorlar. Bizirn kavgamız bunlarla. Onun için biz sadece Deniz için uğraşıyoruz. Başkalan gibi onun eteğine tutunmadan, gücümüzü kongrelerde göstereceğiz. SHP il örgütünde yöneticilerle görüşüyoruz. önce Trakya'ya özgü ekonomik sorunları dinliyoruz. Kırsal kesimin bugün içinde bulunduğu önemli sıkıntüan, açmazlan anlatıyorlar tek tek. Ayçiçeği, buğday ve hayvancıhk nereye gidiyor öğreniyoruz. Ziraat Bankası kredilerinin dondurulmasından ve destekleme primlerinin ödenmemesinden yakınıyorlar özellikle. Bu işin sonu nereye varacak onu merak ediyorlar. Karabezirgan Köyü Muhtarı SHP üyesi Üzeyir Geçer anlatıyor: "Bizim buralarda ayçiçeği, buğday ve pancar ekilir. Halk şu anda Özal'dan hoşnul degil. Köy kahveierinde her gece tarbşrna oluyor. Ürünümüz eskisi gibi deger bulmuyor. Daha doğrusu köyliinün parası pul. zengininki altın oldu. Vaktimizi buğdayın girdisini hesap etmekle geçiriyoruz. Gübreye kasım ayında üç defa zam yapıldı. Biz bugdayı 8090 liraya verdik. Şu anda ureticinin elinde bugday yok. Ama bugdayın degeri 130 lira. Ziraat Bankası kredi vermiyor. Kuzumuz, danamız duruyor. Halin nedir diye soran yok. ANAP'a oy verenler şimdi bin pişman. Hayvan yemi haziran ayında 85 liraydı. Şimdi ise 185 lira. Besi yemi Trakya Birlik'te 185 lira. Tanra Kredj'de 230 lira. Sut ise 190200 lira. Şehirde inek yoğurdu 500 lira. Koyun yogurdu 1000 lira, sütun kilosu ise 400 lira. Koyliiler mazotu ödünç alır verir olduiar. Traktör vaöesini ödeyemedigim için 44 döniim tarlayı vadeli sarbm. Trakya'da kuzulu koyun, hamile inek satılıyor artık." SHP 11 Başkanı Salib Toker, ithal tohum olayına değiniyor. Kamuoyunda kaliteli tohum denilerek bir kandırmacarun sürdüğünu söylüyor, kendisinin ayçiçeği üretiıni yaptığını söyleyen Salih Toker hibrit adlı tohumun beklenilen sonucu vermediğini belirterek şöyle diyor: "On yıl öncesine değin sekiz ilde yapılan ayçiçeği urelimi bugun otuz üç ilde yapılmaktadır. Trakyabiriik'ten sonra şimdi de Samsun'da Karadenizbiriik kunıldu. Bir yıllık ömnı olan ithal tobum hibrit, öngörulen üretimi getirmedi. Yağ oranı fazla deniliyor, ama öyle değil. Ortalama verim yüzde elliyi geçmedi. 1987 ayçiçeği 1 mil yon 200 bin ton ilan edildi. Ancak rekolte 850 bin ton olacak. Bitkisel yağ ithal edilmeyecek dendi, ama Trakyabirlik 30 bin ton, Marsa (Adana) 25 bin ton getirdi. Bizce önemli sorun ayçiçeği köklerini saran verem otu.. Tam asalak olan bu ot kökleri sömürüyor." Şimdi gelelim SHP cephesine... Her yerde olduğu gibi SHP Tekirdağ örgütünün de sorunlan var. Ancak burada çekişme daha çağdaş. Her ne kadar il yönetim kurulu üyesi eski politikacı Burhan Karaevli, tl Başkanı Salih Toker ile pek sürtüşmemeye özen gösterse bile Merkez llçe Başkanı Ahroet Sevil'le ipleri koparmış. Bu kopukluğun düzetmesi şimdilik olanaksız görünüyor. Genç kadro il başkanlığı için Ahmet Sevil'i destekliyor. Eğer Diş Tabibi Hasan 'Her gün 550 iş kazası oluyor' 19771986 dönemini kapsayan araştırmaya göre her gün 9 işçi iş göremez olurken, 4 işçi de yaşamını yitirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Madenİş Sendikası'nın araştırmasına göre, 19771986 yülan arasında 10 yıllık dönemde, Türkiye*de her gün 550 iş kazası meydana geldi. İş kazaları nedeniyle, her gün 9 işçi işgoremez olurken 4 işçi de yaşamını yitirdi. Türkiye Madenİş Sendikası uzmanları tarafından hazırlanan araştırmada, 19771986 yülan arasındaki on yıl içinde toplam iş kazalannın 1 milyon 648 bin 661, meslek hastalığı sayısının 5 bin 169, sürekli işgörmezlik sayısının 27 bin 3, ölüm sayısının da 12 bin 333 olduğu kaydedildi. Araştırmada, iş kazalan gün sayısına bölündüğünde şu sonuçlar ortaya çıktı: "On yılda Türkiye'de ber gün; 550 iş kazası olmakta, 1.7 işçi meslek hastalıgına yakaianmakta, bunlann sonucunda yine ber gün 9 işçi sürekli işgöremez, çalışamaz hale gelmekte ve her gün 4 işçi ölmektedir." İş kazalan, meslek hastalıkları ve ölüm olaylan arasında ilk üç sırayı inşaat, metal ve kömür madenciliği işkoUanmn aldığı kaydedilen araştırmada, şu saptamalara yer verildi: "İnşaat işkolunda iş kazası sayıa 27 bin 614, metalde 17 bin 100, kömürde ise 14 bin 882'dir. Sayısal olarak en çok ölüm inşaat işkolunda, ikinci kömür, üçüncü ise metal işkolunda görülmektedir. Ölümcul iş kazalan açısından bir degeıiendirme yapıldıgında, kömür madenciliği işkolundaki oranlann Türkiye geneline ve diger işkollanna göre çok yüksek olduğtı anlaşılıyor." 19771986 yıllan dönemi içerisinde grevlerde ve iş kazalarında kaybolan gün sayısı konusunda da yapılan araştırmada, şu saptamalar ileri sürüldü: "19771986 dönemi dikkate alındıgında gre\lerde kaybolan gün sayısı 15 mil>on 437 bin 258 oluyor. 1981, 1982 ve 1983 yıllannda grevler yasaklandıgından bu yıllardaki iş kazalan ve meslek hastalıklan sonucu kaybolan gün sayılarını da dikkate almaz isek 19771986 yıllan arasında iş kazalan ve meslek hastalıklan sonucu 232 milyon 807 bin 829 iş gunu kayıp olmuş durumda, ancak daha önce de degindiğimiz gibi, 1981, 1982 ve 1983 yıllannda grevler yasaklanmakla birlikte iş kazalan ve meslek hastalıklan yasaklanmadı. Bu yıllan da dikkate alınca 19771986 döneminde iş kazalan ve meslek hastalıklan sonucu toplam 319 milyon 501 bin 833 işgünü kaybolmuş oluyor. Bir başka deyişle son on yılda iş kazalan ve meslek hastalıklan sonucunda kaybolan gun sayısı, grevlerde kaybolan gün sayısından 20.6 kat daba fazla. 1980 sonrasında, yeni sendikal duzenin başladığı 19841986 arasında grevlerde 434 bin 183 gün kayboldu. tş kazalan ve meslek hastalıklan sonucu ise, 92 milyon 16 bin 685 gün kaybedildi. İş kazalan ve meslek hastalıklan sonucu kaybolan gun sayısı, grevlerde kaybolan gün sayısından 212 kat daha fazla." Komandolar Krabu bucağı vakınlarında terörist anyor (Fotoğraf: Cengiz Mumay) önseçimlerin getirdiği sancı Tekirdağ'da da var, ancak ilişkiler diğer yörelere göre daha sıcak. Milletvekili Güneş Gürseler'in Enis Tütüncü ile arası pek iyi sayılmaz. Bu yüzden kişisel hesaplaşmalar az da olsa göze batıyor. Oysa Kırklareli'nde ve Edirne'de ipler çoktan koptu. O halde bu kadar kusur kadı kızında bile bulunurdu. Memiş merkez ilçe kongresini kazanırsa tüm desteğini Ahmet SeviPe verecek. Böylece Deniz Baykal'a destek veren Güneş Gürseler ekibi ikiye bölünecek. Çünkü şimdiki il başkanı Salih Toker de adaylığım koyacağım söylüyor. Ancak son söz, bir başka deyişle aday belirlemesi Milletvekili Güneş Gürseler'in onayından geçecek. Enis Tütüncü ile birlikte hareket eden Burhan Karaevli, Ahmet Sevil'in il başkanlığına karşı. Bizim izlenimlerimiz; Salih Toker il başkanhğında ısrarlı olursa aday çıkarmayacak. Aksi halde Burhan Karaevli il başkanlığı için yeniden kollan sıvayacak. Güneş Gürseler Olağanüstü kunıltay karan alınmışO. O zaman dönseydi daha iyi olardu. Salih Toker konuşmasını sürdürüyor: Tabammız işçi, köylü, memur, esnaf, dul ve yetim. Yani dar gelirliler. Toplam niifusun bir kesimi SHP'nin iktidar olmasını istiyor. Bu umudun 1992 yılında gerçekleşmesi lazun. Bunun için de partileşme sürecinin bir kalıba oturması gerekir. Yani SHP'nin güç kazanması gerekir." Ya Deniz Baykal olayına ne diyorsunuz? Baykal SHP'de nereye gelmeli? "Biz Deniz Baykal hareketini olumlu karşılıyoruz. Deneyimi ve GÜNEYDOĞU'DAN İZLE1VİMLER Fısıltı büyük tehlike Çatışmadan sonra ikinci bir 24 saat geciyor, yine Güneydoğu'da televizyondan da bir acıklama yapılmıyordu. İşte bu "bilgilendiretkin bir iletişim aracı var: Fısıltı meme karşısında "Fısıltı Gazetesi"ne gün doğuyor, Gazetesi. Bölge halkının, sorularına sorular, kuşkular ve bazı savlar Uretilmeye başlaruyordu. Nusaybin'de, Cizre'de, Şırnak'ta, hatta Diyaryanıt alamayınca, doğru ya da bakır'da nereye gitseniz, insanlar size aynı yargılan yanlış yayın yapsın, tek güvendiği bildiriyor, aynı sorulan soruyordu: şey olan fısıltı gazetesinde tiraj "Bir şeyler saklanıyor" patlaması görülüyor. CELAL BAŞLANGIÇ DİYARBAKIR Fotoğraf çekmek için teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan "en kanlı çauşma"mn olduğu yöreye helikopterle ulaşmak isteyen gazetecilere Olağanüstü Ha! Bölge Valiliği'nden "Çektiğimiz fotoğraflan size dağıtacagız" yanıtı veriliyor, ancak daha sonra bundan cayılıyordu. Helikopterle bölgeye götürülen televizyon ekibi ise, çekimini ancak birkaç kişinin yüzü görülecek şekilde yapıyor, televizyondaki görüntüyu izleyenler öldürülenlerin tümünü göremiyordu. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıklamada, teröristlerin katıldığı bazı eylemler sıralanıyor, ancak hiçbirinin kimliğine ilişkin acıklama yapılmıyordu. Yolcu otobüsüyle getirilen komandolar, Nusaybin1 den sonraki konaklama tesislerinde durduruluyor, cephaneleriyle birlikte askeri araçlara bindirilip sınırdan bölgenin içlerindeki dağlara doğru gönderiliyordu. Çatışmanın olduğu bölgeye yakın yerleşim birimlerinde; Nusaybin'de, Cizre'de, Şırnak'ta, hatta Diyarbakır'da yapılan açıklamalârda, televizyondaki görüntülerde, gazete haber ve fotoğraflannda "umduğunu bulamayan" Güneydoğulular, "Ortada bir şeyler dönüyor, ama bize açıklanmıyor" kuşkusuyla tek bir soruya yöneliyorlardı: "Ne oluyor?" YP İZMİR (Cumhuriyel Ege Bürosn) SHP'de ilçe kongreleri öncesinde delege listeleriyle "oynandığı" savları örgütü karıştırdı. tl Başkanı Kemal Karaıas, kongreler öncesinde, "hesaplan otanlann laf dolaşbrdıklanm" öne surerek, "Ekipler birbirini yıpratmak için söylentiler çıkanyor. Kongreler en demokraük biçimde KüLİSl kanı Selehaddin Gürsoy'un geceleri parti binasında çalışarak, delege listeleri ile "oynadığı" savlan ortaya atıldı. Bunun üzerine aralarında Konak eski llçe Başkanı Esen Yücel ile Ender Ertin ve Ali Yigit'in de bulunduğu bir grup parti binasına gelerek yöneticilerîe tartıştı. Selehaddin Gürsoy, partililerden kendisine güvenmelerini isteyerek delege listelerinin en kısa zamanda açıklanacağını söyledi. Bu arada il yönetim kunılu Uyelerinden Yekta Varnalı'mn parti binasına gelerek İlçe Başkanı Selehaddin Gürsoy ile bazı yöneticilerin partide bulunduklanna ilişkin tutanak tutması da tartışma konusu oldu. Varnalı'mn Konak ilçe kongresinde aday olacağı belirtilirken tl Başkanı Kemal Karataş, "Benim bundan haberim yoktu. Yönetim kurulu toplantısında bunlar goruşülecek. Delege listeleri ile oynandığına ilişkin bir tespit yok" dedi. Karataş, delege listelerinin kongrelerden 15 gün önce asılacağını belirterek, "Bu söylentiler kasıllı çıkanlıyor. Hesabı olanlar laf dolaştınyorlar. Kongre öncesinde ekipler birbirini yıpratmaya çalışıyor. Bunlar olur. Kongreler en demokraük biçimde olacaktır, kimsenin kuşkusu olmasın" diye konuştu. Izmir 'Delege listeleriyle oynandı* yapılacaktır" dedi. SHP kongreleri 10 nisan gunü yapılacak Karşıyaka ilçe kongresi ile başlayacak. Nisan ayı içinde ilçe kongrelerinin tamamlanmasından sonra 22 mayıs günü il kongresinin yapüması için genel merkeze başvuruda bulunuldu. Kongrelerin yaklaşmasıyla siyasal tansiyon yükselirken, Konak tlçe Baş Fısıltı Gazetesi Güneydoğu'da televizyondan da etkin bir iletişim aracı var: Fısıltı Gazetesi. Bölge halkı da sorularına yanıt alamayınca doğru ya cia yanlış yayında bulunsun, tek güvendiği şey olan Fısıltı Gazetesi, tiraj patlaması yapıyor. Yirmi teröristin öldürüldüğü bildirilen çatışmadan sonra bölgede yaptığımız yaklaşık beş yüz kilometrelik gezide, yöre halkı gazeteci olduğumuzu öğrenir öğrenmez her yerde bize şaşırtıct derecede benzer sorular sordu. Aralannda kilometreler olmasına karşın Güneydoğu insanının kafasındaki sorular, insanı hayrete düşürecek kadar birbirine yakındı. Gazetecileri görür görmez yöre insanının ilk yargısı, "Sokmadılar sizi bölgeye değil mi?" tümcesiyle dile geliyordu. Siz her ne kadar "Öyle bir şey yok. Tam tersi; bölgeye girebilmemiz için bize yol gösterdiler. Bildiklerini aktardılar. Ama biz ulaşamadık" diye anlatmaya çalışsanız da; yüzünüze "Hadi canım; sen bem gerçeği yazamıyorsun taem de söyleyemiyorsun" anlatımıyla bakıyorlardı. Çatışma, geçen cuma saat 17.45'te bitmişti. tlk acıklama hemen ardından yapılmış, kaç kişinin öldüğü, helikopterin nasıl düştüğü anlatılmıştı yalnızca. Olayın üzerinden 24 saat geçtikten sonra da ikinci bir acıklama geliyordu. Ancak bu açıklamada da, öldürülenlerin bazı eylemleri sıralanıyor, hiçbirinin adı belirtilmiyordu. öldürülenlerden bazılannm katıldıklan eylemler açıklandı. Ama adlan açıklanmadı. Eylemleri bilindiğine göre hiç değilse bazılannm adları da biliniyordu. Kimden saklanıyor bu adlar? Eğer PKK'dan saklanıyorsa, çaba boşuna. Herhalde örgüt, hangi militanlarının hangi eyleme katıldığım ve çatışma anında bölgede hangi militanlann bulunduğunu biliyordu. örgütten saklanamayacağına göre, demek ki bizden bir şeyler saklanıyor. öldürülenlerden bazıları gün boyu süren çatışma sırasında dağlarda sürülerini otlatan çobanlar olmasın? ölen teröristler arasında 1516 yaşlannda çocuklar olduğu. söyleniyor. Bunlar gerçekten terörist mi, yoksa bazıları çoban çocuklar mı? Televizyonda ölenlerin tümünün yüzü bu nedenle mi gösterilmedi? ölenlerden bazılannm korucu olduğunu duyduW. Bunlar güvenlik güçleriyle yan yana çatışmaya girdi de, ölttnce mi teröristlerin saflanna gectiler? Yoksa konıcular yanlış seçilmişti de ölmeden mi teröristlere katıldılar? Bölgeye durmadan asker geliyor. ö n c e bunlann Kerkük için geldiğini sanıp korkmuştuk. Ancak arüadık ki, iç güvenlik için gelmişler. Onun için şimdi de korkuyoruz. Acaba bölgedeki asker daha çok baskı olur mu diye. İşte, Güneydoğu insanının kafasındaki bazı sorular bunlar. "Fısıltı Gazetesi"ni iyi işleten teröristlerden yana kişiler de üretmiş olsa, bir kez kuşku girmiş bölge insanının kafasına. Aralannda kilometreler bulunan yerleşim birimlerinin yollarında, kahveierinde, evlerinde bu vargılar dile getirUiyor, bu sorular soruluyor. Btırsa Tayan aday BURSA (Cumhuriyet Bürosu) 17 nisanda yaptlacak DYP Bursa tl Kongresi öncesinde 14 ilçe başkanı, eski AP ii başkanlarından Avukat Tnran Tayan'ı, "başkan adayı" olarak gösteTdiler. tlçe başkanlan, Turan Tayan'ın adaylığı konusunda oy birliği ile karar verdiklerini bildirdiler. Karan, Karacabey İlçe Başkanı Yılmaz Ovalı açıkladı. Turan Tayan, ilçe başkanlarının aldığı karan, "emir" olarak yorumladığını ve göreve layık olmaya çalışacağmı soyledi. Turan Tayan, "14 ilçe başkanı arkadaşımın önerisini ben 'parti içinde birlik ve beraberlikle çalışma taahhudu' olarak göıüyorum. Dayanışma hiç kimsenin adaylıgını önlemek için değildir. Efer arkadaşlanm benden daha iyi bu işi yapacak birini belirierse adaylıktan feragat ederim" diye konuştu. Turan Tayan, DYP'nin yönetim kaderoelerinde daha önce etkin olan ve DYP içinde, "Cavit ÇağtarAbdülkadir Cenkçiletci" olarak bilinen grupla ilçe kongrelerinde mücadete etmiş, Osmangazi, Yıldınm ve Nilüfer ilçe kongreleri sonunda delegeler üzerinde büyük etkinlik sağlamıştı. 17 nisanda Turan Tayan'ın karşısma başka adayın çıkıp çıkmayacagı önümuzdeki günlerde beüi olacak. Turan Tayan, 11 nisanda ilçe başkanlan ile tekrar bir araya geleceğini ve 21 kişilik il yönetim kurulunu belirleme çalışmalarına başlayacağını açıkladı. Eksikük ne? Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu, göreve başladığı andan bu yana "Güneydoğu sonınu"nun çözümü için iki önemli unsurun altını ısrarla çiziyordu. Bunlardan birincisi "devletin güvenlik güçleriyle yöre halkı arasında sıcak ilişkiler kurmak", ikincisi de "yöre halkının devlete güvenini sağlamak." Demek ki ortada bir eksikük vardı. Ya bu zamana değin yöre halkının güven duygusu hiç sağlanamamış ya da var olan güven duygusu süreç içerisinde aşınmıştı. Yöre halkıyla sıcak ilişkiler ya kurulamamış ya da zamanla soğumuştu. Olağanüstü hal uygulaması başladıktan sonra geçen süre içerisinde, Bölge Valisi Kozakçıoğlu, bu konudaki özenli yaklaşımlarını daha alt birimlere aktarabildiği oranda önemli adımlar atıldı. Ancak son olayda, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nin uygulaması bazı sorulan gündeme getirirken, "Fısıltı Gazetesf'nden yarar umanlara da açık kapı bırakmış oldu. Şimdi bölge halkı, kafasındaki sorulann net ve somut yanıtlarını bekliyor. Aynca neden bunlann bugüne değin verilmediğini de merak ediyor. İşin doğrusu, gerçeklerin bir an önce açıklamp art niyetli olanlara fırsat vermemek değil mi? Sanayi bölgelerîne teşvik Kalkınmada öncelikli yörelere en az yatırım tutarı 200 milyon liraya çıkanldı. Organize sanayi bölgelerindeki yatmmlara teşvik veriliyor. Yılda 100 bin adedin üzerinde üretim kapasiteli binek otomobili projeleri teşvik kapsamına alındı. ANKARA (AA) Devlet Planlama Teşküatı'nca hazırlanan yeni teşvik kararnamesi Bakanlar Kurulu'ndan geçti. Kararname ile teşvik edilecek yatınm alanları yeniden belirlendi. Binek otomobilleri teşvik kapsamına alındı. Bazı sektörlerde yatırımın kalkınmada öncelikli yörede yapılması halinde teşvikten yararlandınlması öngörüldü. Organize sanayi bölgelerinde yapılacak yatırımlara yeni özel teşvik unsurlan getirildi. Sağhk ve eğitim yatınmlan için de öngörulen teşvikler arttırıldı. Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra uygulamaya girecek teşvik karamamderine açıklık getirecek tebliğler de hazırlandı. Bakanlar Kurulu'nda kabul edilen yeni teşvik kararnamesi ile "Teşvik edilmeyen üretim ve yaünm konulan" listesi yeniden düzenlendi. Daha önce tamamen teşvik kapsamı dışında tutulan binek otomobilleri için yeni düzenlemeye gidildi. Buna göre yılda 100 bin adedin üzerinde üretim kapasitesine sahip binek otomobili projeleri teşviklerden yararlandırılacak. Yeni düzenlemeyle yero, irmik, balık unu ve yağı üretim tesisleri teşvik kapsamı dışına çıkanldı. Geçmiş yıllarda teşvik edilen çay işleme tesisleri projelerine yönelik destekler ise tamamen durduruluyor. Dikişli çelik boru, çelik mutfak eşyası projeleri ise kalkınmada öncelikli yörelerde gerçekleştirilmesi kaydıyla teşvik edilecek. Turizm yatınmlan teşvik edilirken daha önce 100 olan en az yatak kapasitesi de yeni düzenlemeyle 70'e duşürüldü. Kararname ile ayrıca teşvik belgeli yatınmlarda özkaynak kullamm oranları değiştiriliyor, belgeli ithalatta teminat yatırma zorunluluğu kaldınlıyor. Teşvik belgeli yatınmlarda ithalat teminatı yatırma zorunluluğu kaldınlıyor. Toplam yatınm tutan 2 milyar liranın üzerinde olan eğitim ve sağhk projeleri için en az özkaynak oranı da duşürüldü. Eğitim ve sağhk yaünmlan için yatınm indirim oranı da yüzde 100 olarak belirlendi. Bu alanlarda daha önce, yalnız birinci derecede kalkınmada öncelikli yörelerdeki yatınmlar yüzde lOOyatırıra indirim oranından yararlandınlıyordu. tlaç aktif maddesi ve müstahzarlan üretimi için de yatınm indirim oranı yüzde 100 olarak belirlendi. Sağhk ve eğitim projeleri için Kaynak Kullanımım Destekleme Fonu'ndan ödeme yapılması imkânı da yaratıldı. Yatınm tevşik mevzuatında öngörülen değişikliklerle, yatınm teşviklerinden yararlanacak projelerin yatınm tutarlan yeniden belirlendi. Buna göre kalkınmada öncelikli yörelerde S0 milyon lira olan en az yatınm tutan, 200 milyon liraya çıkanldı. Bu limit öteki yörelerde 120 milyon liradan 500 milyon liraya yükseltildi. Yatırım teşvik kararnamesinde yapılan en önemli değişiklik, organize sanayi bölgelerindeki yatırımlara sağlanan teşvikler oldu. Normal yörelerde bulunan organize sanayi bölgelerinde yapılacak teşvik belgeli yatınmların, ikinci derecede kalkınmada öncelikli yöre teşviklerinden yararlandınlması öngörüldü. tkinci derecede kalkınmada öncelikli yörelerde bulunan organize sanayi bölgelerinde yapılacak teşvik belgeli yatırım ise birinci derecede öncelikli yörelerdeki teşvik tedbirlerinden yararlandırılacak. Aykut'un meslek hastalıklan için çağnsv ^Sendikave işveren ışbırüğı yapmalı' İmren Aykut iş kazalarında meydana gelen işgünti yitiklerinin grevler nedeniyle yitirilen işgünü sayısından yüksek AYKUT Meslek hastalıklan üniversiteolduğunu söyledi. lerde ihtisas dalı olsun. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Tabipler Birliği tarafından düzenlenen 2. Ulusal İşçi Sağlığı Kongresi dün başladı. Türk Tabipler Birliği Başkanı Prof. Dr. Nnsret Fişek, işyeri sağlığı ve güvenliği konusundaki işveren yükürnlülüklerini yakından izleyeceklerini bildirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut da meslek hastalıklan konusunun üniversitelerde ihüsas dalı olmasını önerdi ve sendikalarla işvereni işbirliğine çağırdı. Türk Tabipler Birliği Başkanı Prof. Fişek kongreyi açış konuşmasında, kongreye sendikalardan katıumın çok yüksek olduğunu belirterek, "İşçi sağlığı, iş güvenliği konusunda gerçeklerin ortaya çıkmasından yana olanlann, işyerlerinin saglığının korunmasını ve geliştirilmesini içten isteyenlerin, ber zaman yanında ve bu uğraşın içinde olacağımızın bilinmesini isterim" dedi. Prof. Fişek, şöyle konuştu: "Türk Tabipler Birliği olarak, işyerlerinin saglıklı ve güvenli koşullara ka> uşturulması için İş Yasası'nın 73. maddesinde öngörülen işveren yükumluluklerini yakından izleyecegiz." Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut da konuşmasında, iş kazaları nedeniyle meydana gelen işgünü yitiklerinin, grevler nedeniyle yitirilen işgünü sayısından yüksek olduğunu kaydetti. Ana amaçlannın, işçilerin sağhğım korumak, rahat ve güvenli bir ortamda çalışmalannı sağlamak olduğunu ifade eden Aykut, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Enstitüsü'nce çeşitli işkollannda çalışan işçilerin, kurşun, benzen, toz, nikotin, gürültü ve pnömokonyoz taramalarından geçirilerek, gerekli önlemlerin alındığını kaydetti. İmren Aykut, SSK istatistiklerine son derece az sayıda meslek hastalığı olayının geçtiğini ammsatarak, şunları söyledi: "Bu dunım, meslek hastalıklannın hekimlerimizce yeterince (anınmamasının. bedensel hastalıklaria kanştınlmasının bir sonucudur. Sanayileşme yolunda ve gunümüz teknolojisinin kullanılmasında büyük aşama >apan ulkemizde, meslek hastalıklan konusuna, bilim çevrelerinde, universitelerimizde gerektiği gibi önem verilmesi, bu alanın bir ihtisas dalı olarak benimsenmesi ve böytece meslek hastalıklan uzmanlanmn yetiştirilmei zamanının geldiğine inanıyoram." SATILIK YAĞ KAZANI Batı Alman malı, az kullanılmış 5 milyon KCal/h kapasiteli yağ kazanı, pompası ve tüm aksesuarlanyla satılıktır. Muracaat: 345 40 5152/338 94 91 flVfiV f l i n f S ) S I B ? l u C' m e n t 0 Fabrikasrnda alınan grev karan sonucu bu sekt | i «*w I U I y a o ı t ö r u e y ^ çapm^ g r e v e ^ ^ ^ ^ ^ ^ t>ıni buldu. Çimseİş ^ çp ^ ^ Çş y ^ g l l ile Çimento Müstahsilleri İ İşveren Sendikası arasında sürdürulen toplusözleşme göruşmelerinde anlaşmaya varıla VEFALILAR! Vefa Lisesi'nin 116. kuruluş yıldönümü (BOZA G Ü N Ü ) 10 Nisan 1988 pazar günü saat 14.00'te okulumuzda kutlanacaktır. Bekliyoruz. maması uzerine alınan grev karan ilamı ışyerıne asıldı Çimseİş Sendikası Şube Başkanı ve Türklş il temsilcisi İlhan Hızal yılda 710 miiyar lira kâr eden Bolu Çimento Fabrikası'nda 1f>15 yıllık bir işçinin eline yalnızca 7075 bin lira bir aylık geçtiğini açıkladı. Diğer sektörlerde olduğu gıbı çimento işçisinin de acı duruma girdiğınl belirtti. "1979da bir ton çimentoda işçilik maliyeti % 1920 iken, 1988'de % 36'ya düşmüştür Gerçekten de Sayın Ûzal'ın ye sermayenin ekonomik politıkası işçiyı, sefalete sürükleme çağını atlamıştır" dedi. Hızal Türklş'in almış olduğu ilke karan gereği, enflasyon altında kalacak bir ücret artışına "evet" demeyeceklennı, greve gitmeye kararlı olduklannı bildlrdi. Grev karan alınan fabrikalar ile grev karan aşarnasına gelınen kamu işyerlennde greve çıkacak işçi sayısının çimento işkolu için 11 bin işçıye yuksetrJiğinı belirtti.