Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
arlamentodan • CUMHURlYET/7 BetülUncular •HakkıErdem •CananGedik •FarukBildirici 1988 maliyılı bütçeyasa tasarısı 136'ya karşı 279 oyla kabul edildi Bütçe kavgayla bitti SHP'li grup başkanvekili, Başbakan Özal'ın sözlerini yanlış yansıttığı gerekçesiyle söz aldı. Ancak Baykal konuşurken Meclis Başkanı Akbulut, mikrofonu kapattı. Bu arada ANAP'lı Özkök, Baykal'a "provokatör" diye bağırınca SHP ve ANAP milletvekilleri yumrukiaşmamn eşiğine geldüer. Genel kurulda karşılıklı küfürleşmeler oldu. ANKARA (Cumhuriyet Biırosu) tkinci Özal hükümetinin ilk bütçesi hükümet adına eleştirileri yanıtlayan Maliye ve Gümrük Bakanı Alptemoçin'in konuşması, TBMM Genel Kurulu'nda kavgalı biten görüşmeler sonunda 136'ya karşı, 279 oyla kabul edildi. TBMM Genel Kurulu'nda sakin başlayan bütçe görüşmelerinin son günü SHP Grup Başkanvekili Deniz Baykal'ın, Özal'ın kendisine sataştıgj gerekçesiyle yeniden söz alnıası uzerine kavgayla bitti. Başkan Yıldınm Akbulul'un Baykal kürsüde konuşurken mikrofonu kapatması üzerine ANAP ve SHP mületvekilleri birbirlerinin üzerine yürudüler. Yumruklaşrna aşamasına gelen kavgada ANAP ve SHP milletvekilleri birbirlerine küfür ederek, "O... çocoğu" diye bağırdüar. TBMM Başkanı Yıldınm Akbulut ise tartışmalar üzerine SHPIileri uyanrken, "Çoğunluğa uymak zonındasıruz" bıçimındeki uyansı muhalefetin yoğun tepkisini çekti. 1988 bütçesinin genel kunıldaki oylamasında alışılageldiği gibi milletvekillerinin tek tek adlan okunarak oylannı belirtmesi biçiminde yapılmadı. ANAPIüann isteği üzerine oylama kürsüye konulan kupalara oy pusulalarının atılması yöntemiyle gerçekleşti. Oylamada 12 ANAP milletvekilinin bulunmaması dikkati çekti. TBMM Genel Kurulu'nda bütçenin tümü üzerindeki son görüşmeler yine büyük ilgi topladı. TV'nin naklen yayunlamadığı görüşmeleri dinleyici localarından çok sayıda vatandaş izledi. Cumhurbaşkanhğı Konseyi üyesi Nejat Tütner de bütçe görüşmelerini başından sonuna kadar izledi. Saat lO.OO'da başlayan görüşmeler, saat 19.15 sıralannda sona erdi. Genc'in konuşmasından sonra SHP Grup Başkanvekili Deniz Baykal Başbakan özal'ın sözlerini yanlış yansıttıgı gerekçesiyle söz istedi. Başkan Yıldmm Akbulotun bir süre tereddütünden sonra kürsüye çıkan Baykal, Irak'a yapılan ihracatla ilgili açıklama yapacağını belirtti. Ancak Baykal, Başbakaıun işsizlik rakamlarırun yüksek gösterilmesinden rahatsızlık duyduğunu anımsatınca ANAP1 lılar tepki gösterdiler. Baykal bunun üzerine aynı cümleyi beşaltı kez yinelemek zonında kaldı. Başbakan özal'ın da oturduğu yerden el kol hareketleriyle itiraz ettiği konuşma üzerine, Başkan Akbulut, Baykal'ı uyardı. Bu arada ANAP Sakarya Milletvekili Mürataz Özkök Baykal'a "Provokatör" diye bağınnca SHP'liler ve ANAP'hlar arasında tartışma başladı. SHP'li Erdoğan Yetenç ile Mümtaz Özkök birbirlerinin üzerine yürürken, araya girenler tarafından güçlükle ayrıldılar. özkök, arkadaşlan tarafından dışanya çıkanlırken Yetenç, "Dışanya gel de sana göstercyim" diye bağırdı. Tartışmalann yatıştınlmasının ardından Baykal yine işsizlik rakamıyla ilgili sözlerini sürdürünce Akbulut, hiçbir uyarıda bulunmadan mikrofonu kapattı. Akbulutun bu davranışı genel kuruldaki havayı birden bire gerginleştirince SHP'liler ayağa fırlayarak itirazlara başladılar. SHFlilerin yoğun protestoları üzerine Akbulut "Hiç' bağırmayın, zorla bir sey elde edemezsiniz. Bağırmaya. ayağa kalkmaya, protesto etmeye hiç hakkınız yok. İstediğiniz kadar bağınn" dedi. Ancak, yoğun protestoların sürmesi üzerine Akbulut, Baykalın konuşmasuu sürdürebilraesi için yeniden mikrofonu açtı. Baykal,. gerçeklerin Meclis kürsüsünde konuşulmasından kimsenin korkmaması gerektiğini belirterek, Türkiye'nin Irak'a yaptığı 2 milyar dolarbk ihracat konusundaki görüşlerini açıkladı. Baykal, Irak'a karşılığı ahnmadan 2 milyar dolarlık ihracat yapıldığını, ama ihracat bedelinin Türk parası olarak ihracatçıya ödendiğini belirtti. Baykal'ın konuşması sürerken genel kurul salonu yeniden hareketlendi. Bu sırada arkadaşlan tarafından dışanya çıkanlan SHP'li Erdoğan Yetenç Ue ANAP'lı thsan Nuri Topkaya'mn tartıştık'an dikkati çekti. SHP'li Arif Sağ oturduğu sıradan ayağa kalkarak ANAPIı thsan Nuri Topkaya'mn üzerine yürüdü ve "O... çocugu" diye bağırdı. Bunun üzerine ANAP'lı Alpaslan Pehlivanlı da SHP sıralarına doğru yürüyerek, "Seusin o.. çocuğu" karşılığmı verdi. ANAP'lı Nuri Topkaya ile birlikte bazı milletvekilleri SHP sıralarına yönelirken, SHP'li Adnan Keskin gözlüğünü çıkararak Topkaya'ya yöneldi. Bu arada bazı ANAP'lıların Keskin'i yumruklamaya çalıştıkları görüldü. Ancak Keskin yumruk yemeden araya giren milletvekillerince uzaklaştırıldı. Genel kurulun havasının sertleşmesi üzerine Başkan Yıldınm Akbulut oturuma on dakika ara verdi. Tartışmalar oturuma ara verilmesinden sonra da sürdü. SHP Grup Başkanvekili Hikmet Ç«tin, Başkan Yıldınm Akbulut'u suçladı ve genel kurulun havasımn sertleşmesine Başkan Akbulut'un mikrofonu kapatmasımn neden olduğunu söyledi. Çetin, "17 nisandaki kiiçük kız çocugn Meclisi daha iyi yönelti" diye konuştu. Aradan sonra otunım yeniden aplınca Deniz Baykal konuşmasını sürdürdü. Baykal, Irak'a yapılan ihracatın, ihracat rakamı içinde gösterilmesinin doğal olduğunu, ancak karşılığı alınmayan bu ihracatın Merkez Bankası kasasına girmiş gibi gösterilemeyeceğini söyledi. Baykal, Başbakan özal'ın üslubunu da eleştirmek isteyir.ce, Akbulut önce Baykal'a söz vermedi. SHP'lilerin itirazları üzerine Başkan Akbulut, içtüzüğü eline alarak 70. maddesini okudu ve Baykal'ın konuşmasına izin vermedi. Baykal ile Başkan Akbulut kürsü önünde tartışırlarken, SHP'liler Akbulut'u protesto ettiler. Bütcenin son gününde SHP ve ANAP milletvekilleri, ceketleri sıyinp kavganın eşiğine geldiler ( Havanın yeniden sertleşmesi üzerine Akbulut, Baykal'a söz verdi. Baykal "Sayın Başbakan devlet sornmluluğu taşıyan bir Başbakana yakıştıramadıgım bir iıslupla cevap verdi. Her zaman konuşmasında aramızdan birilerine taş atıyor. Bu kez Başbakanın gazabına ben muhatap oldum. Bir insan berhangi bir konuyu yanlış da bilebilir. Ama bir Başbakana, Başbakan olması 'Size bunu yanlış öğretmişler' diyerek patronluk havası kesme yetkisi vermez" diyerek kürsüden indi. ANAP'hlar Baykal'a yuh cekerlerken, SHP'liler alkışladılar. Başkan Yıldınm Akbulut 1988 mali yılı bütçe tasarısının oylanacağını söyledi ve oylamanın kupalara oy atılarak yapılmasını isteyen önergeyi okuttu. Bütçe oylamalannın açık olarak yapılması yönteminden vazgeçilmesi; "Bütçeye hayır oyu verecek ANAP'lıların açığa çıkarılması" amacına yönelik olduğu belirtildi. Bu sırada bazı SHP milletvekillerinin Akbulut'a "Bravo sana, kazasız belasız işi bilirdin" şeklinde bağırdıkları görüldu. Başkan Akbulut da "Ben sizi göremiyonım kalabalıkta. Kim bana bravo dedi?" diye sorunca SHP'li Yaşar Yılmaz ayağa kalkarak, "Ben dedim" dedi. TBMM Başkanı Akbulut, bunun üzerine SHP'lilere "Derse, hukuka, usule, kanuna sizin bazı arkadaşlannızı ihtiyacı var" diye uyarrenAA) dı. SHP'liler Akbulut'u yeniden protesto ederlerken, Başkan Akbulut, şöyle konuştu: "Siz çogunluga uyacaksınız, hakka, adalete uyacaksınız. Buna mecbursunuz. Bunu oğreneceksiniz. Çünkü başka türiu goruşraelere devam edemeyiz." Genel kurulda daha sonra bütçe oylamasına geçildi. Ancak oylama bugüne kadar uygulandıgı gibi milletvekillerinin adlan okunarak oylannı belirtmesi şeklinde yapılmadı. Milletvekilleri kürsüye konulan kupalara atarak oylannı kullandılar. Oylama sonucunda 1988 bütçesi 279 oyla kabul edildi. 136 milletvekili ise bütçeye ret oyu verdi. Muhtar daha iyi yönetir BüTCEDE BAYKAL ULİS ANAP Genel Başkan Müşaviri Halil Şıvgın, partisindeki son çekişmeler sırasında gazete sayfalarında boy göstermedi. Birinci büyük kongre öncesinde parti içi çekişmelerin başrollerinde oynayan Şıvgın, omuzlarda gezme alışkanlığını da bu kongredeki yenilgisinden sonra sürdürmeyi yeğledi. O günden bu yana gerilerde kalıp kavgaları seyretmeyi tercıh eden Şıvgın, son çekişmeler karşısında ki tavrını şöyle yorumluyor: "Ben seyrediyonım. Film dışı kalmayıtercihediyorum. Bu filme katılmayan aktörüm." Film dışı aktör Demirel: Kore özlemi ayıp Bütçe'de Demirel AJVAP iktidarı, Kore'deki kalkınma modeline özlem duyuyor. Kalkınma Kore'de de var, ama Türkiye'deki kalkınma hürriyetçidir. Hürriyet içinde olmayan kalkınmayı esasında devamlı götürmek mümkün değildir. Bir Kore hasretinin ve özleminin bütçe görüşmeleri sırasında dile getirilmesini acaip karşıladım. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bütçe eleştirisi için DYP grubu adına TBMM'de konuşan Demirel. ANAP ın Kore'deki kalkınma modeline özlem duyduğunu ifade ederek şöyle konuştu: "Kalkınma Kore'de de var. Ama Türkiye'deki kalkınma hürriyetçidir. Hürriyet içinde olmayan kalkınmayı esasında devamlı göturmek mümkun değildir. Bir Kore hasretinin ve özleminin bütçe görüşmeleri sırasında dile getirilmesini acayip karşıladım." 24 Ocak Kararları'nın enflasyonun nedeni olmadığını savunan Demirel, "Bu enflasyon Demirel modelinin neticesi mi, bu enflasyon soğaktan mı oluyor, bu enflasyon 1213 sene onceki DÇM karşılıklannın ödenmesinden mi kaynaklanıyor?" sorularını art arda sıraladıktan sonra. "Bu enflasyonun sebebini bulmalıyız. Enflasyonun sebebi kötü yönetimdir"' dedi. yer ayıran Demirel, 24 Ocak Kararlan'nın bugünkü sıkıntıların kayna&ı olmadıjbnı vurgulayarak, "Evet, 197815T79 yıllannda Tnrkiye'yi bir bunalım içine getiren zorluk olmnştar. Ama bu zorluğa bakarak, bugttnü ibra edemezsiniz" dedi. 197879 yıllannın siyasi tartışmalarının lamamlandığını anımsatan Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugünkü iktidar acaba o günkü iktidann rakibi mi? Bugünkü parlamentoda sanki 80 kesinusi olmamış, AP ve CHP orada otunıyor, sanki AP ve CHP ile 1983'te seçime girmiş bir yeni parti mi burada oluruyor? Öyle bir dunım yok. CHP ve AP'nin sizink ugraşacak bir dunımu yok. Siz onlara rakip degilsiniz ki. Siz geçmişi eleştiremezsiniz. Çünkü geçmişte yoktunuz. Siz sadece raüşahitsiniz. Eğer 12 Eylül sofrasndan kalkmayacaksanız bu taruşmalan sona erdiremezsiniz." Demirel, "19831988 seneleri arasında daha önce yapılmış tesislere ne ilave ettiniz?" diye sorunca ANAP grubunun sessizliğjni bir milletvekilinin "dektrik" diye bağırmasıbozdu. Demirel, ANAP'lı milletvekilinin bu sözüne "Elektrik derseniz elektrik çarpar sizi" yanıtını verdi. Demirel, konuşmasını "Buraya gelip övünduğttnüz fabrikalar kimin idare döneminde yapılan fabrikalardır?" diye sürdürürken, bir bakan "Millet yapü, millet" şeklinde laf attı. Demirel, bakana "Eeeee, şimdi de yapsaydınız. Gelir milletin, bu gelirle fabrika yapan devlet. Bu dedikleriniz yuvarlak laflar" karşıhğını verdi. VEfiERÜ BASHIMENSUPUnT Demirel, milletvekillerine böyie hilap edince. ANAP'lılar gulerek alkışladılar. OYP Genel Başkanı da "Alkışlayın, alkışlayın. Demirelin bir kusurunu buldunuz" dedi. (Fotoğraf: Rıza Ezer) SHP'li Deniz Baykal, enflasyonun yıl sonunda yüzde 16O'ı bulacağım söyledi. Baykal, "Vuralhan muhakkiki kayıp mı?" diye sordu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) Büt J çe görüşlerininD son gününde\ SHP adına TBMM'de kursüye gelen Grup Başkanvekili Deniz Baykal, bütçe görüşmelerinin formalite bir görüşme olduğunu belirterek Türk ekonomisinin artık bütçeleriyle yönetilmediğini, 6 trilyon lira tutan 140 fon ile ekonominin yönetildiğini söyledi. 1988 yılının ilk ilci ayında enflasyonun yüzde 20 oranında gerçekleştiğini ifade eden Baykal, yıl sonunda enflasyonun yüzde 160170 oranına ulaşacağını öne sürdü. Baykal, 1980'den bu yana Türk ekonomisinin yeni bir sürece girdiğini ifade ederek bugün ekonominin 1980'lerden farklı durumda olmadığını kaydetti. 1980 yılında enflasyonun yüzde 64, bugün yüzde 70 olduğunu ifade eden Baykal, ödemeler dengesindeki bunalımın sürdüğunü, gelir dağılımının da ^SCyieTden daha kötü bir durumda olduğunu söyledi. Türkiye'nin temel sorununun sanayileşme olduğunu ifade eden Baykal, özal'a dönerek "1980'den bu yana Türkiye'de hangi iddialı sanayi yatınmı yapddı? Ne eklediniz?" diye sordu. Baykal, konuşmasını "Kimya sanayiinde mi hamk yaptık, elektronikte mi hamle yaptık?" diye sürdürünce, ANAP'lı Leyla Yeniay Köseoğlunun, "Eski günleri habrla" şeklinde laf attığı göruldü. Bunun üzerine Baykal, "Hanıraefendi. giyiminiz ve kuşamınızla buraya gelmenizi sağlayan hersey eskiden yapıldı. Belki sizin giydikleriniz ttalya'dan, ama burada üzerinizde Sümerbank gömleği de olabilirdi" karşıhğını verdi. Baykal, bütün ülkelerde enflasyonun düştüğü bir dönemde Türkiye'de yüzde 70"e çıktığını belirterek şöyle konuştu: "1979'da enflasyonun nedeni, 13 dolar olan ham petrolün 40 dolara çıkmasıydı. O dönemde enflasyon ABD'de de vardı, İngiltere^ de de vardı. Turkiyc de bundan elkilendi. Peki şimdi 1988 enflasyonunun nedeni ne? Diinyanın hiçbir yerinde enflasyon yokken, bizde yüzde 70.1988 enflasyonu Özai damgalı bir enflasyondur. Enflasyonun bütün nedeni, bu hükümetin ekonomiyi yanlış hesaplar üzerine dayandırmasından kaynaklanmakudır. Yok DÇM^den oldu, yok AfşinElbistan'dan oldu. Bunlar doğru değildir. Enflasyon nedeniyle sizin kafalarınız bulanmış, bir de halkın zihnini kanştırmayın." ANAP'lıların "Darlık olmadı. kıüık olmadr diye övündüklerine dikkati çeken Baykal, "Ama bu neye mal oldu? 60 yıllık dış borctın iki katını 7 yılda yaptınız. Sonra darlık, kıtlık yok diyorsunuz" dedi. Baykal, "Bu koşullarda Türkiye'nin 40 bin muhtanndan herhangi birini rotaryayla belirleyip getirsek ha vallahi, ha billahi ülkeyi sizden daha iyi yönetir" diye konuştu. Hükümetin Başbakanlığın kapısına "Ya istikrar ya ölüm" diye yazdırmasmı öneren Baykal, istikrarın vergi alarak ve faizler indirilerek sağlanabileceğini savundu. Baykal, faizlerin yükseltilmesinin tasarrufu arttırmayacağını da kaydederek şöyle konuştu: "12 Eylül müdahalesinden ancak 7 yıl sonra Türkiye'de deraokratik, engelsiz, vetosuz bir seçim yapabilmiştir. Arkamızda sancılı bir 7 yıl vardır. Bu 7 yılda insanlara işkenceler, toplu haksızlıklar yapıimıştır. Suçsuz üısanlar hapiste tutulmuştur. lşkence görenkr aramızda var, aranızda var. Bu sonınlara nasıl yaklaşacağız? Bir gönül alma, haksızlığı giderme girişiminde bulunacak mıyız? Parlamento henüz anayasa değişiklikleri konusunda kendi inisiyatifiyle harekete geçmiş değil. Çalışma yaşamıyla ilgili anayasa değişikliklerini bir an önce ele almalıyız." ANAP grubuna takviye Bir grup ilkokul öğrencisi TBMM'yi geziyordu. Yanlarında ANAP milletvekili Turgay Gemalmaz olduğu halde muhalefet kulisinden geçip ANAP kulisine doğru giden öğrencileri gören DYP'li Murat Sökmenoğlu, Gemalmaz'a takıldı. "Anlaşılan grubunuza takviye getirmişsiniz. 292'nin yapamadığını belki bunlar daha iyi yapar" Gemalmaz, Sökmenoğlu'nun sözlerine yanıt vermeden öğrencileri muhalefet kulisinden hızla çıkarttı. Kavak9ın yüreği ANAP İstanbul Mületvekili Cavit Kavak, ANAP yöneücisi Bedrettin Doğancan Akyürek için, "ANAP'U tek yürekli Akyürek" haberlerini görünce, yanındakilere "Biz de hep çift yüreğimiz var sanıyordnk" dedi. Tam bu sözleri ederken, Başbakan Turgut Özal, Kavak ve arkadaşlarınm oturduğu koltukların yanından geçti ve özal, Kavak'a "Niye burada oturuyorsunuz?" diye takılarak TBMM Genel Kurulu'na girdi. Özal'ın ardından hemen yerinden kalkan Kavak da genel kurula doğru yürümeye başladı. Bir gazeteci, "Nerede yürek?" deyince Kavak da "Tek yüreklimiz Akyürek" deyip Başbakanın uyarısını yerine getirmenin telaşı içinde bütçe görüşmelerini izlemek üzere salona girdi. Çad'a mı gidelim? Demirel, şöyle konuştu: "Bize burayı kapaüyorsunuz. Vatan saihına gidince niye kızıyorsunuz? Milletimize hitap etmeyelim de Çad'a mı gidelim? Bu ülke körü idare edilmektedir, millet sıkıntılar içinde kıvranmaktadır. Cenabı Allah bn mübarek ramazan gününde herkesin idrakını açsın da herkes kötüyü iyi, iyiyi kötü görmesin." Müşahitsiniz Enflasyon konusuna geniş bir Kimin kellesi istenebilir? Her cumada halkm içindeyim Başbakan Özal, Vuralhan'la ilgili olarak muhakkike rapor hazırlatmastmn hukuki bakımından sakıncaları olduğunu öğrendiğini, bu nedenle konuyu Dışişleri Bakanlığı müfettişlerine havale ettiğini söyledi. Özal, raporu açıklamayacağını duyurdu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) Başbakan Turgot Özal, enflasyonu geriye çekmek için bu kez de 1992 yıhna kadar süre istedi ve "Biz gününü gün eden politikacı değiliz" dedi. özal, Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan için Dışişleri Bakanlığı müfettişlerine soruşturma açtırdığını da açıkladı. Başbakan Turgut özal, bütçe üzerindeki eleştirileri yanıtlamak üzere Maliye Bakanı Alptemoçin'den sonra kürsüye geldi. Özal, konuşmasının büyük bir bölümünü SHP sözcüsü Deniz Baykal'ın iddialarına yanıt vermeye ayırdı. Muhalefetin bütçe için eleştirilerini 1987 genel seçimleri öncesinde de getirdiğini ve bunları çeşitli propaganda konuşmalanndc kullandığını hatırlatarak, "Ama millet, 1987'de bunlann cevabını vermiş ve bugünkü Meclis kadrosunu getirmiştir" dedi. özal, ANAP iktidarının çok köklü reformlar yaptığını ve Türkiye'nin Osmanlı lmparatorluğu döneminden bu yana en büyük problemi olan ödemeler dengesi sorununu çözdüğünü anlattı. Özal, daha sonra 1975 yıhndan bu yana cari işlem açığı ile ihracat rakarnlannivererek, 1987'de cari işlem açığının 980 milyon, ihracatın ise 10 milyar 210 milyon dolar olduğunu söyledi. 1977 yılında cari işlem açığının 3 milyar 140 milyon, ihracatın ise 1 milyar 753 milyon dolar olduğunu, 1978'de 1 milyar 268 milyon dolarlık cari işlem açığına rağmen, ihracatın 2 milyar 288 milyon dolar olduğunu kaydetti. 1984 yılında 1 milyar 450 milyon dolarlık cari işlem açığı karşısmda 7 milyar dolarlık ihracat yapıldığını arilatan Özal, "Bir memlekette borclanma ihtiyacı cari işlem açığından çıkar. 198187 döneminde toplam cari işlem açığı 9.5 milyar. İhracat ise 48 milyar dolardır" dedi. Özal, Baykal'ın "1980 öncesi dönemin daha iyi" olduğu yolundaki konuşmasına da yanıt vererek, "Bu rakamlar o dönemin iyi olmadığını gösteriyor. Çünkü 197580 arası Türkiye'nin gucü üzerinde borçlanma yapıimıştır" şeklinde konuştu. Türkiye'nin ilk kez 1980 sonrası tasarrufa yöneldiğini anlatan özal, Baykal'm "Sanayileşmeyi durdurdunuz" iddiasını da şöyle yanıtladı: "Kesin olarak bu iddia yalandır. Biz Türkiye'de akıllı sanayileşme yapıyoruz. Sadece içeride satan mallar degil, dışanya da satacağımız sanayi mallan üreten akıllı bir sanayileşme kuruyoruz. Bir yerde eskiden bir fabrika kurulduğunda bayram olurdu ve bir yere bir fabrika kuran iktidar, bunun televizyonla, radyoyla çok büyük propagandasını yapardı." özal, sanayileşmeyi anlaîırken bütün milletvekillerine sanayi tesislerini gezmeye çağırdı. Muhalefet sıralarından "Ne yaptınız, isim ver" şeklinde laf atılması üzerine Özal, "Hatta heiikopterlerle büyük şehirleri, oradaki yatırımları, sanayi sitelerini göstermek isteriz" diye konuştu. özal, 1979'lu yülarda başta Enerji Bakanları olmak üzere büttin hükürnetin rafinerilere gelen tankerleTİ izlemek durumunda olduğunu ifade ederek, " O zaman petrol sıkınüsı vardı. Basbakanlann o günkü işleri tankerleri takip etmekmiş. Biz bugün bunlan yapmıyoruz artık" dedi. özal konuşurken, muhalefet sıralanndan sık sık "Vatandaş 'Açız' diyor" şeklinde laf aüldığı gözlendi. Bunun üzerine özal, muhalefet sözcülerinin "Özal halkın içine çıkamıyor" dediklerini hatırlatarak, "Ben her hafta cumaya gjdiyorum. Halkın da içindeyim. Şikâyet eden de oluyor, etmeyen de. Ama daha çok şikâyet edenleri yazıyorlar" şeklinde konuştu. Özal, karma ekonomi yerine serbest ekonomi politikası izlediklerini belirterek, kamu sektoründe ağırhğı altyapı yatırımlanna verdiklerini söyledi. Hükümetin görevinin altyapıyı yaparak özel sektörün çalışmasma imkân sağlayacak olanakları haarlamak olduğunu ifade eden Özal, "Bunda başan sağladık. Eğer başan sağladıgımız için tenkit ediliyorsak, mutluluk duyanz" dedi. özal, bütçe açığının kapatılması için muhalefet sözcülerinin vergi alınmasmı önerdiklerini de haürlatarak, "Ama vergi koyarken itiraz etmemeniz lazım" dedi ve 1980 öncesi dönemde tek bir vergi kanununun bile çıkarılamadığını kaydetti. ANAP'ın hiç çekinmeden birçok vergi yasasında değişiklik yaptığını anlatan Özal, "tktidara geleceginiz yok, ama eğer iktidara gelirseniz, ben size vergi koymanız konusundaki sözlerinizi hatırlatınm" dedi. Özal, 1970'den beri Türkiye'nin bir enflasyonist baskı içinde bulunduğunu hatırlatarak, l'980'de enflasyonun 103.8 olduğunu, bu oranın 1986'da yüzde 30.6, 87'de de 33.2 olduğunu söyledi. Türkiye'nin en sıkıntılı döneminin 19777880 dönemi olduğunu belirten özal, şöyle konuştu: "Bu dönemde hem enflasyon yükselmiş, hem dış ödemeler dengesi büyümüş. Üstelik de dışardan kredi alamamışız. Bugün Türkiye'nin ödemeler dengesi diye bir problemi yok. İhracatımız bu yıl sonu 13 milyar doları bulacak. 3 aylık ihracat rakamınuz 1980'in bütün ihracat rakamına eşittir." Başbakan Özal, Deniz Baykal'm Irak'a yapılan ihracatın ödemeler dengesi içinde yer almadığı yolundaki eleştirisini de yanıtlayarak, "Almanya bir sürii kredili ihracat yapar. Bu ödemeler dengesi için de olmaz mı? Siz böyle mi biliyorsunuz bu şeyleri? Sizi sınıfta bırakırlar" şeklinde konuştu. Özal, 198087 arası dönemde ihracatta sanayi ürünleri payının yüzde 80'lere ulaştığını da ifade ederek, Türkiye'nin meselelerini çözme noktasının sanayi ürünJeri ihracı olduğunu söyledi. BAŞBAKAN ELESTiRlLERi YANITLÂDÎ Devlet Bakanı Adnan Kahveci, ANAP kulisinde bazı milletvekilleriyle şphbet ederken, söz Başbakan Turgut Özal'ın ABD'de bir çiftlik satın aldığı haberlerine geldi. Kahveci, "Yamlnuşlar. Başbakanın değil, benim villam vardı" dedi. Kahveci, "Öyle mi?" diye inanmazca yöneltilen sorulara. "Ciddi soylüyorum, ABD'de oturdugum sırada 20 dönüm genişlikteki alanda kurulu bir çiftliğim vardı. Gelirken sattım" karşıhğını verdi. Neşeli bir gün yaşayan Kahveci, esprili sözlerini "Bazı bakanlann kellesi isteniyormuş, ama benimki istenemez" diyerek sürdürdü. ANAP Teşkilat Başkanı Cengiz Tuncer, "Neden?" diye sorunca Kahveci, "Çünkü benim kellem yok. Karadenizlivim de" diyerek etrafındakileri kahkahaya boğdu. Tuncer de "Şükrü Yürür'ün kellesi istenebilir. Çünkü Yüriir Bey'in ameliyatı olarak kellesi olduğunu ispat etmiş durumda" sözleriyle milliyetçimuhafazakâr ittifakın bazı bakanlara karşı yüruttüğü çalışmalarıyla dalga geçti. Şişe kırılaeak Hükümet Sözcüsü Mehmet Yazar, gazetemizin Meclis bürosunu ziyaret ettiğinde yazanmız Uğur Mumcu, tarafından soru yağmuruna tutuldu. Uğur Mumcu, Yazar'a, "Siz nasd muhafazakâr iktidarsınız?" diye sordu ve ekledi: "Fuhşa teşvik edenlere passport veriliyor, ama siyasilere \erilmiyor. Banu Alkan'ın bacağı yayınlanınca 100 mifyon ceza ödüyonız. Kaçakçi 100 bin lira ile kurtuluyor." Yazar, köşeye sıkıştığını anlaymca bir espri ile tartışmayı sona erdirmek istedi. İyi ya işle fuhuş yapanlan dışarı ihraç ediyoruz. Uğur Mumcu, Yazar'ın esprisine "Sbuca'ya mı gitsinler?" karşıhğını verince, Mehmet Yazar bir fıkra anlatarak konuyu değiştirdi. Yazar'ın fıkrası şöyle: "Bekıaşi'nin biri zil zurna sarhoş bir elinde içki şişesi Islanbul'un sokaklannda nara atıp dolaşırken, IV. Murat'la karşılaşıyor. IV. Murat, Bektaşi'ye 'Uzat elini' deyince elindeki içki şisesini diğer eline alıp arkasında saklayarak boş olan elini uzatıyor. IV. Murat tekrar 'öteki elini uzat' deyince Bektaşi şişeyi diğer eline alıp boş olan elini gösteriyor. IV. Murat 'lkı elini birden uzat' deyince, Beklaşi bu kez arkasındaki duvara doğru yaslanarak iki elini birden uzatıyor. IV. Murat üsteliyor: 'İki adım öne gel' Bektaşi'nin yanıtı şöyle oluyor: 'Fazla zorlama Murat şişeyi kırdıracaksın'." Vuralhan olayı Başbakan Özal, "Vuralhan o l a y ı " konusunda şunları söyledi: "Son bir noktaya daha temas edeceğim. Sayın Deniz Baykal Vuralhan ile ilgili konuya temas etti. Kendisinin de ifade ettiği gibi bana da 'Hukuki olarak böyle yapılmaması lazım' diye ifade edildi. Ben de bunun üzerine müfettişlere meseleyi havale ettim. Dışişleri Bakanlığı müfettişleri meseleyi soruşturmaya başlamışlardu. Ben de bize verilen raporu müfettişlere herhangi bir şekilde tesir etmemek için açıklamıyorum." Bu sırada Özal'a muhalefet sıralanndan laf atıhnca Başbakan "Raporda o manada sizin dediğiniz gibi bir şey olsa herhalde tutmayız" karşıhğını verdi. Özal, ANAP'lılann alkışlan arasında kürsüden ayrıldı. Muhakkik kayıp mı? Baykal, cezaevleriyle ilgili iyileştirme kararlannın kâğıt üzerinde kalmamasını, yaşama geçirilmesini de istedi ve Vuralhan konusuna yeniden değindi. Başbakanın Vuralhan olayında daha önce "Muhakkik tayin ettim. Sonucuna göre gereğini yapacağım" dediğini anımsatan Baykal, "Ne oldu muhakkik raporuna, kayıp mı o muhakkik? Şunu bir de biz görsek, bilgilensek. Başbakan muhakkik raporuna göre Vuralhan'ı görevden alacağını taahhüt etti. Başbakanın kendi keyfine göre atadığı muhakkikin raporundan bile Meclis haberdar olamıyor" diye konuştu.