Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 HAVA DURUMU Ifflaknotof Genel MüdurtuOffnden aknan ojgiye gfa, yuıduntaeeyve içteümleriparçak bukıtkı, BM ve Orta Karadeniz, iç Anadoki GMer BOg« le iç EgefiQtesaogrinden sonra yer yer sa$an* ve gtt oünütutu sajan * yatea getecek H M SKAKUGl: Ûnemi bir d e f e * * oftrBjK*. HÛZGAft Ytadun bat teârrtennoe taıay vetat.dfcr verto<ts guney ve * * yMerden haftt ara s n orU tunem, ye*s •toı yerterie yajs anında tanveflce necet. Dtncferde. OoOu Karaoeflfiraı M m ve oonbaDst aoer oenızıenmzae yefe ve lonıeMn » & M > Kaakriz. Marn a a ve E g e * yer yer 6 k v m ı M e saMe 10 ta 21,8rt Kndenb. M m m ve Egefe yer Karadenız. Ege, Itermara'da yer yw 3 m. dotyınta bulunacak. V » gMnyer 27 deriz r m hBk eMOk. DENİZ: Mvfe tte h*a parçai az buMlu geçecek. Rteo* l a « ara ara ora kuvvettt ese« , Ba« Kndeniz. Marmn ve EgMe yer yn cs*6ölkuçukdalgılıol»cak, görtşuaöıO'Wkm toUyında Munacak lata (Mgak oknk. Oafca y O k n M i i « Bat yajmutiü HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÜN B A A Y B Y B A B A A Bahkesir B Bilec* A BingAI A Brtls Y Bokı 8 Bursa Çanaklale A Y Çorum B Denid Z7°12°Diyartatar lyiCEdime 2 f 7°Eranean 20° 7"Emjrum 10° *> EsMseftir 20" 8°GaBamep 24° 13° Sresun 24° 11° Gumuşnane B 20° 10° HaUdri 24° Vf teparta 23° 7°lsönbul 16° 5»bn»r 16° «°Kars 15° 7°Kastamonu Y 19° 8°Kayseri 21° 8°KırMarei t9°1O°Konya 20 8°KDtarya 21 8°UeMya 22° S>Manisa 20° 7°K.Maraş 1S° 2°M«9n 12° 5° Muöte 21° 9°Muş 20° 6°(*gde 18° 11° Ordu 17° <°Rİ2B 10° 1°Samsun 20° 7»S»rt ta°iO°Smoo 24°1O°Swas 10° 3° TeteılaO 17» 7»Trateın 20° e°Tunce« 19° 8°Uşak 22° 8°Van 20° 8°Ytagal 20° 5 A B B A A Y B B Y A Y Y A B B Y A Y Y 26° 10° 23° 10° 26M5" 21° 8° 18° 4° 21° 10° 18° 11° 19° 12° 16° 10° 20° 7° 18° 12° 17° 4° 16° 9° 19° 0 ° 18° 2° 20° 7° 10° 0° 19° 7° 16° 12° 7/ NtSAN 1988 DÛNYA'DA BUGÜN Amstertlam B 12° Annran Y 24" A 24° Aana Y 25° BaOdat Sarceloru Y 14° Basel B 11° Belgrad B 13° Bertn Y 8° Y 10° Bonn B 14° Briftsel B u b p e ^ e Y 10° Cenevre B 9° Cezıyîr 8 25° A 32° Odde Oubai A 33° FranKturt Y 9° Girne B 24° Heisınia Y 0° Mnre 6 22° topenhag Y 7° Leningrad londra Madrid Mbno Montreal Moskova KUnh nlew vbrfc OsU Paris Ptag Rhad Roma Sotya >l/Wrv Ijnus Varşova Venodık Vıyana IMshınott Zürih 5m a iss* *• ac* B DuluOu K «art S ss» Y K*ı Kahlrem Uftosa B 10° B 24° K 0° B 11° Y 13° A t3° Y 9° K 2° Y 9° A 19° Y 2° B 14° Y 10° A 35° A 20° B 13° Y 24° A 24° A 26° Y 7° A 14° B 10° A 18° B 10° POLİTÎKA VE OTESİ MEHMED KEMAL Bir Rozetin Düşündürdükleri... Postadan Ankara'daki büroya bir mektup gelmiş. Zarfına baktım, dışardan. Almanya'dan mı, Belçika'dan mı derken, bir arkadaş pulundan anladı, Isveç'ten. Zarfı açtım, içinden bir rozet çıktı. Rozet kâğıda iğnelenmişti. Yazı okunaklı, bir çocuk elinden çtkmışa benziyor. Mektuba benim adımı yazmış, ama kendininkini esirgemiş. Belki de bir bildiği var, açılır, okunur, insanın başı derde girer. Mektup şöyle: "Dostça selamlar Uzaklardan bir ses. Palme'nin anısına küçük bir armağan gönderiyorum size." Kırmızı zemin ustüne Olof Palme'nin önden bir resmi var. Dostluk selamlan bu rozetle birlikte ta İsveç'ten bu yana uzanıp geliyordu. Dostluk ve barış içinde bir dünya ne güzeldi. İsveç'te de dostlar vardı. Demir Özlü'yü, Özkan Mert'i, Lütfü Özkök'ü, Karabuda'lar Güneş ve eşini, Bilge'yi, Erhan'ı, sonradan göç eden ötekileri anımsadım. Bu rozet onların selamlarını getirir gibiydi. Geçen yıl yurtdışına gittiğimde İsveç'e geçip oraları görmeyi çok istedim. Fakat bir türlü kısmet olmadı. Ama bu yıl bir fırsat geçerse elime, hemen gidecegim Rozeti evirdim çevirdim, canlı bir yaratığı okşuyormuş gibi sevdim. Sonra tuttum yakama taktım. Görenler: "Bu ne?" diye soruyortardı. "Rozet, Olof Palme'nin rozeti." Çoktandır, ülkemizde dostluğu, banşı, sevinci yitirmiştik. Bir rüzgâr esmiş, her şeyi darmadağın etmişti. Asmış, kesmiş, deliklere sokmuş, karalamış, kürelemiş, karanlık bir denizin ortasında debelenip duruyorduk. Hâlâ hapishaneler ağzına kadar doluydu, hâlâ boşaltmıyorlar, üstüne yenilerini yığıyoriardı. Bir Olof Palme rozeti bile muştular veriyor, gönülleri şenlendtriyordu. Kimdi bu Olof Palme? Alçakgonüllü, savaşçı bir demokrattı. Bütün dünya onu böyle tanıyordu. Ölümünden sonra aynlış töreninde bir konuşma yapan VVilly Brandt şöyle diyordu: "Olof, eger şimdi konuştuklarımızı işitseydi, geçmişle uğraşırken geleceğe ilişkin sorunları savsaklıyorsunuz, derdi." Demek yüzü hep geleceğe yonelik bir insan olarak tanınıyordu. Yaşamına bakarsak; 30 Ocak 1927 yılında Stockholm'de doğmuştu. Ağabeyinin deyişiyte zeki ve tatlı' bir çocuktu. Önceleri sağcı olarak tanınmış, sonra yavaş yavaş sola kaymıştı. Solu anlatırken, 'biz demokrasiyi zincirlerinden kurtardık' derdi. Y&zılarından derlenmiş bir kitap bu adla Afa Yayınlan'ndan çıktı. Demokrasiyi zincirlerinden kurtarmak. Öyle anlaşılıyor ki, daha başında iken her yerde demokrasiyi zincirlere vuranlar vardı. Sonra bu zincirlere vurulmuş demokrasi, büyük savaşçılannca kurtanlryordu. Olof Palme de isveç'te demokrasiyi kurtarmıştı. Olof'un umulmadık bir cinayete kurban gitmesi dünyada dehşet ve üzüntüyle karşılandı. Kendini dostluğa ve barışa adamış bir kişinin düşmanları olabilir rniydi? Sadece yıtmaz bir barış ve insan hakları savaşçısı degildi, başarılı bir poiitikacıydı da... Dünyanın neresinde demokrasi, barış, insan hakları tehlikeye girmişse, orada Olof Palme'nin etkinliği olurdu. Onun için siyaset, 'bir şey istemek'ti. Sosyal demokrat politika her zaman değişimlerden yana olmalıydı. 1969 yılından 1976 yılına ve 1982 yılından ölümune değin isveç'in başbakanlığını yapmıştı. 28 Şubat 1986 Cuma günü Stockholm'de vurularak öldürülmuştü. Onun ölümünü şöyle anlatırlar: "Dünya Olof Palme ile vedalaşırken, beyaz tabutu mavi salonun merdivenlerinde duruyordu. İlk siyasal konuşmasını da burada yapmıştı. İlk konuşmasını yaptığı yerden cenazesi kaldırıtıyordu." Demokrasi elbette çok güç bir iştir. Bakın elli yılı aşkın bir süreden beri demokrasi savaşımı veren bir ülkeyiz. Demokrasiyi hiçbir zaman tam olarak oturtamadık. Bizde Olof Palme gibi demokratlar da yetişmedi. Yetişir gibi olanlar varsa da iktidara yöneldıklerinde demokrdsiyi savsakladılar. Boylece demokrasi sık sık kesintiye uğradı. Yine Enflasyon... bozuluyor? Gene bu borç servisini ödeyebil(Baştamfı 1. Sayfada) mek için. Bütün bunları incelememiz lazım. yakından bağlantılıdır. Yspyeni bir olay bu Türkiye'de." (Banka ve EkoKimine göre, Türkiye hiperenflasyon sünomik Yorumlar Dergisi, Şubat '88; s. 1415). recindedir ve Ozal hükümetinin son önlemTürkiye'nin dış borçlan son dört yılda 20 leriyle de sonuç alınması otanaksızdır. Kimi milyar dolan aşan bir artışta 41 milyar dolaise daha iyimserdir; "acıreçefe"ninsonuna ra çıkmıştir. Bu yıldan başlayarak her yıl 7 milkadar "acımasızca" uygulanması, siyasal fayar doların üzerinde borç ödenecektir. turası bir yana enflasyonun kontrol altına Böylesine bir ödeme yükü varken, denildiği alınmasını sağlayacaktır. Böyle düşünenler, gibi, enflasyonla başedilemeyecekse ne olasonucun ancak gelecek yıl görülebileceğini caktır? Ne yapılması gerekir? söylüyorlar. Bu görüşte olanların kuşku duyduklan bir nokta bu arada dikkati çekiyor: Özal yönetiminde bu sorunun karşılığı ele "Reçete"r\\n uygulanmasında, Başbakan alınıp tartışılıyor mu? Özal'ın sonuna değin gidip gidemeyeceği... Dış borç yüküyle enflasyon arasındaki ilişki üstünde duran kimi uzmanlar, açıkça telaf Enflasyon konusunda şimdilik karamsarfuz etmeseler bile, "dış borç erteleme" seçeların çoğunlukta oldukları rahatça söyleneneğini özenli bir dille gündeme bilir. getirmektedirler. Yeni bir ödeme takvimi ile Bazt iktisatçılar, Türkrye'nin dış borç yüküydış borç yükünün biraz daha zamana yayılle enflasyon arasındaki ilişkiyi özellikle vurmasının gereğinden, yararından, hatta kaçıgulgyorlar; enflasyonla mücadelede bu nılmazlığından söz edenler vardır. noktanın gözden kaçırılmasmı eleştiriyorlar. Geçen ay VVashıngton'da Oünya Bankası Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinden çevreleriyle bir sohbet sırasmda, "Türkiye Prof. Dr. Emre Gönensay bu konuda şöyle için borç ertelemesi diye bir tehlike söz kodiyor: nusu mu?" sorusunu ortaya atınca, şu yanı"Türkiye'deki bütçe açığının esas kaynağı tı almıştım: dış borç seryisidir. Çünkü iç borç da dış borca bağlıdır. İç borcun a/ınma seöeöi zafen dış "Borç erfe/emesın/ neden bir tehlike olarak borcu ödemek içindir. Öyle gelişti. Dış borç niteliyorsunuz?" servisini ödemek için iç borçlanılmaya gidilÖzal yönetiminin ve ekonomi kurmaylarıdi. Ondan sonra iç borç da kendi faızı ıte kendi nın "borç erteleme" deyimini telaffuz etmekdînamiği ile büyümeye başladı. Onun için katen özellikle kaçındıklan bir olgudur. Böyle bir mu harcamalan dediğimiz zaman, bir yerde gelişmeden herhalde siyasal sonuçları açıbu borç olayının kamu dengesinde yarattığı sından da tedirgin olmaktadırlar. baskıyı dikkate almamız lazım. Dış borç için Bilemiyoruz. kaynak, ya para basarak sağlanıyor ya da iç Ancak kesin olarak bilinen bir nokta varborçlanma ile. dır: Enflasyonla mücadele çok ciddiye alın(...) malıdır; nasıl dizginleneceği ve aşağı Artık bana öyle geliyor ki, bizim enflasyoçekileceği açık açık tartışılabilmelidir; herkes nun esas sebeplerinden biri de dış borç serbu konuda küfesinde ne pamuk varsa ortavis yükü. Enflasyon, büyük ölçüde dış borç ya dökmelidir. servis yükünün doğurduğu bir olay. Para arÇünkü Özal hükümetinin özellikle son iki zını kontrol edelim dediğiniz zaman, nasıl yıl'ik sorumsuz politikaları yüzünden ülkemiz kontrol edersiniz? Halka enflasyondan zarar gerçekten son derece tehlikeli bir dönemin gördürmeyelim dediğiniz zaman, bunu nasıl eşiğine gelmiştir. Enflasyondaki bu gidiş duryaparsınız? Çünkü enflasyon bir yerde zorundurulamazsa, öylesine bir altüst oluşu yaşalu vergi haline geliyor, o dış borç servisini karmaya başlanz ki yakın geçmişi bile mumla şılayabilmek için. Gelir dağılımı niçin ararız. Demirel: Evren ve Ozal Cumhurbaşkanı seçilemez DYP Genel Başkanı Demirel, Evren'in cumhurbaşkanlığına yeniden aday olmasının Anayasa'ya aykırı olduğunu, Özal'ın da yüzde 36'ya dayanan çoğunlukla cumhurbaşkanı seçilemeyeceğini savundu. ANKARA (Cumhuriyet Büros«) DYP Genel Başkanı Söleyman Demirel, 19S9'da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendirirken, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in yeniden aday olmasının Anayasa'ya aykın olduğunu, Başbakan Özal'ın da cumhurbaşkanı olamayacağını savundu.Demirel, önceki günErzurum'dan dönerken uçakta gazetecilerin sorusu üzerine, cumhurbaşkanlığı seçimi için 15 aylık bir süre kaldığını ifade ederek, "Bu siirede neler gelişir bilemiyoruz; köpriilerin altından çok sular akar. Siyasette o kadar uzun siireye bakamayız" dedi. Demirel, TBMM'de cumhurbaşkanı seçecek çoğunluğun bulunduğunu, ancak yüzde 36'ya dayanan bir çoğunlukla cumhurbaşkanı seçilemeyecefini savundu. Demirel, "Hiç olmazsa her yüz Idşiden 5051'ini temsil eden bir çoğunlukla seçilmelidir" dedi. Demirel, Anayasa'nın "Cnmhnrbaşkanı bir kere seçüir" hükmünü de hatırlatarak, Cumhurbaşkanı Evren'in yeniden seçilmesine Anayasa'nın bu hükmünün engel olduğunu anlattı. Demirel şunlan söyledi: "Cumhurbaşkanı 2. defa seçilirse 1. defa seçilen adam, seçildigi yeri ilunci kez seçflmek için kollanır endişesi gerekçede var. Bu Anayasa'ya göre seçilemez. Anayasa degişürilirse o ayn mesele." ANAP'lılar birbirini yuhaladı (Baştarafı 1. Sayfada) Divan başkanlığma oy birliği ile tçişleri Bakanı Mnstafa Kalemli seçildi. Divan üyelikleri için iki ayn liste önerildi. Atılgan ve arkadaşlan, Divan 2. Başkanlığı'na Ankara MiUetvekili Mehmet Sağdıç'ı, Taşar taraftarları da Sakarya Milletvekili Ersin Taranoglu'nu aday gösterdiler. Kalemli, aday listelerini oya sunarken. bazı milletvekilleri ile ddegelerin "Delege olmayanlar oy kullanıyor" şeklinde itirazda bulunduklan görüldü. Salonda delegeler arasında tartışmalar sürerken, Kalemli, delegelerin delege kartlannı göstererek oylannı belirtmelerini istedi. Kongrenin havası sertleşirken, Ankara Milletvekili Onural Şeref Bozknrt, sıgara yasağına rağmen, Sağlık Bakanı Akarcalı'nın gözlerinin içine baka baka ilk sigarasını yaktı. diye seslendi ve delegelerin salonu terk etmemelerini istedi. Yuhalamalar ve küfürleşmeler sürerken, bazı bakanlar araya girerek, Taşar ve Pehlivanlı'nın 2. başkan vekili adayı Ersin Taranoglu'nun da divanda görev almasını Atılgan'a önerdiler. Atılgan bu öneriyi kabul edince, Sakarya Milletvekili Ersin Taranoğlu da divana seçilmiş sayildı ve yaklaşık bir buçuk saaüık bir gecikmeyle kongre başladı. Saygı duruşundan sonra bir delegenin "Aülgan'a ynh" diye bağırması havayı yeniden sertleştirdi. Salonun orta yerinde bulunan Atılgan taraftarlan ayağa kalkarak yuh çektiler ve laf atan kişinin salondan çıkarümasını istediler. Kalemli, "ANAP kongresinde hiçbir arkadaşa bu şekilde hitap edilemez" diye delegeleri uyanrken, Atılgan'ın il başkanı adayı yeğeni Halit Masatlı omuzlar üzerinde salona girdi. Faaliyet raporu üzerinde konuşan Gürbüz Selçuk, bugüne kadar Ankara içinde birlik ve beraberlik sağlamada eski yönetimin zaafı bulunduğunu belirterek, "Biz Halit MasauYyı destekliyoruz" deyince, bu kez Taşar ve Pehlivanlı taraftarlan yuh çektiler ve konuşmacının disiplin kuruluna verilmesini istediler. özal basının siyasetçiyi kötülemekten vazgeçmesi gerektiğini de ifade ederek, "Basının siyasetçileri tu kaka olarak göstermesi bn memlekette iyi insanlann eninde sonunda siyasete gdmeleri neticesini doğuracaktı" dedi. özal, "Allahtan başka Idmseden korkmadıgını, gerektiginde en şiddetli tedbirleri almaktan korkmayacagmı" vurgulayarak, sözlerini "Biz demokrasideo yanayiz. Bazen bana kmp bir takun laflar söylemezseniz bunun adı demokrasi mi olur. Eger bir toplum sessiz duruyorsa işte ondan korkulur. Orada demokrasi yoktur" diye sürdürdü. özal, gazete kâğıdının 620 liraya satıldığını, yurtdışıırdan getirilen ithal kâğıdın ise 9501000 liraya geldiğini ifade ederek, basının kâğıda zam yapılacağını bildiği için kendilerini eleştirdiğini söyledi. Gazetelerin fiyatlannı 300 iiraya çıkarmak istediğini anlatan özal, "Ama biraz bekleyecegim. Ne zaman zam yapacağıraıa biz iyi biliriz" diye konuştu. Bu sırada yine bazı delegeler Özal'a "Zamlan durdurun" diye laf attılar. özal da, basının üzerlerine gelmesinden korkmadıklarını belirterek, "Allahtan başka Idmseden korkmam" dedi. Başbakan Özal, 4 Şubat kararlan ile parayı sıktıklannı, bu önlemleri suni fiyat yükselmelerini durdurmak için aldıklannı anlattı. Bu sırada "esnaf satış yapamıyor" diye laf atılması üzerine de Özal, "Onun sabşı azalmalı ki fiyat yüksehnesi dursun. Sonra da geri insin. Biz bunu kimsenin gözünün yaşına bakmadan yapacagız" diye konuştu. İngiliz Başbakanı Thatcher'ı örnek olarak veren özal, Thatcher 1 ın ANAP programım ve uygulamalannı methettiğini, bazı muhalefet partilerinin ise Thatcher'a Türkiye'de demokrasi olmadığını "jurnal ettiklerini" anlatarak, bu tür yakınmalardan utanç duymak gerektiğini söyledi. Kongrede dört liste çıkarıldı. Ankara Milletvekili Muzaffer Atılgan, yeğeni ve Altındağ Belediyesi Başkanvekili olan Halit Masatlı'nın listesini desteklerken, Mehmet Keçeciler, Mustafa Taşar ve Alpaslan Pehlivanh ekibi Mehmet Demirel'in listesini desteklediler. Ankara Milletvekili Rıfat Ülker'in Erden Ansoy'u desteklediği kongrede dördüncü listeyi Mustafa Çomoğlu çıkardı. Sonuçta Mehmet Demirel 320 oy alarak il başkanlığma getirildi. Masath'nın lisı.asine 212, Arısoy'un listesine 22, Çomoğlu'nunkine ise 37 oy verildi. Oylama yenilensin Kalemü'nin iki kez tekrarlattığı oylama sonucunda Mehmet Sağdıç'ın kongre ikinci başkanlığma seçildiğini açıklaması üzerine Taşar ve Pehlivanlı taraftarlan "yuh" çekerek oylamanın yenilenmesini istediler. Bu sırada Alpaslan Pehlivanlı ile Ankara Milletvekili Mebmet Çevik ayağa kalkarak kürsü önüne yürüdüler ve Kalemli'yi "delege olmayanlar oy kullanıyor, salonu boşaltın, yeniden oylama yapılsın" şeklinde uyardılar. Bu sırada Mustafa Taşar da Kalemli'ye itiraz ederek yeniden oylama yapılmasını istedi. Taşar, "Olmaz sayın başkan. Delegelerin yansı yukanda, yansı aşağıda" diye bağırırken, taraftarlarının "Başkan Demirel" şeklinde slogan attığı duyuruldu. Mehmet Demirel taraftarlannın sloganları Atılgan'ın başkan adayı yeğeni Halit Masatlı taraftarlarınca bastınldı. Delegeler küfürlerle birbirlerine girerlerken, Divan Başkanı Mustafa Kalemli slogan atılmaması yolunda delegeleri uyardı. Taşar, bu arada kürsü önüne gelerek Kalemli ile tarüşmaya başladı. Taşar, "Böyle oylama olmaz" diye karşı çıkarken Muzaffer Atılgan da "Oylama geçerli" diye bağırarak ayağa kalktı. Diğer il başkan adaylarından Musa Çomoğlu peşine taktığı delegelerle kürsü önüne ilerlerken, İçişleri Bakanı Kaiemli salonun boşaltümasuu, delegelerin tek tek kimlik kontrolünden sonra içeri alınmastru söyledi. Taşar, "Böyle kongre yapılmaz, iç tüzüge aykın" diye bağırırken, Atı'gan taraftarlarına "salondan çıkmamalannı" önerdi. Bunun üzerine Atılgan taraftarları önce Kalemli'yi, sonra da Taşar'ı yuhalayarak protesto ettiler. Kürsünün önünde Atılgan ile Alpaslan Pehlivanb'nın tartıştıkları izlendi. Atılgan, Pehlivanlı'ya "Görüyorsun. Açık farkla kaybettiniz. Niye itiraz ediyorsunuz?" diye bağırırken, ANAP Genel Baş kan Yardımcılanndan Eyüp Aşık araya girerek iki milletvekili ni yatıştırmaya çalıştı. Kalemli salonun boşalmasını beklerken Mustafa Taşar, "Biz çıkıyoruz, nasıl kongre yaparsanız yapın" diyerek ayağa kalktı. Bunun üzerine Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı, Enerji Bakanı Fahrettin Kurt, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanı Hîısnü Doğan ve Devlet Bakanı Kâzım Oksay araya girerek, Atılgan ile Pehlivanlı taraftarlannın arasıru bulmaya çalıştılar. Delegeler karşüıkü yuh çekmelerini sürdürdüler ve salonu terk etmediler. Atılgan yanlısı delegeler "Taşar Antep'e" şeklindeki protestolannı sürdürürken, Muzaffer Atılgan, Pehlivanlı'ya "Alpaslan sana teessüf ederim. bu kadar açık farka nasıl itiraz ediyorsunuz?" Ozal, halkı isyana teşvik (Baştamfı 1. Sayfada) sosyal demokratlar, lstanbal'da oo binlerce insan Özal'a 'artık yeter' demek için topfaudı. Şüphesiz Izmir'deki miüngler önce haürianır. Ama tstanbul'daki de ondan aşağı kalır gibi de^ildi" diye başladı. tnönü miting alanlanndaki havanın halkın iktidara olan tepkisinin göstergesi olduğunu vurgulayarak şunlan söyledi: "Sanki gelecek hafu seçim olacakmış gibi meydanlar. Herkes seçün oba da bn Özal'dan arük kurtvlsak, diyor. Bir iktidar seçimden S ay sonra bu hale düştuyse bu diişündünicüdür. Birdenbire bn kadar itibar kaybı olmaz. Biz ANAP'ın politikasının yanlış oldugunu, bu noktaya gelinecegini ba^ından beri söylüyorduk. Şimdi OzaJ da söylüyor." Başbakan Turgut özal'ın pahalüığı açıklamak için söylediği sözlerin birbirinden "saçma, dayanaksız, lutarstz" olduğunu savunan tnönü sözlerini şöyle sürdürdü: "Seçim kazanmak için devletin hazinesioi çarçur ederseniz, tabii para kalmaz. Neymiş kar olmuş, kış olmuş, onun için enflasyon fazla olmuş. Bn gerekçe doğru olsaydı, enflasyon daglara çıkardı. Tiiridye'nin kışı malum. Nüfus artıyormuş, şehirlere akın vgrmış. bütün bunlar yeni şeyler degil. Bulduğu son gerekçe de Mecliste geçmişteki borçlan gündeme etirmek. Sayın üemirel'e çatıyor, sizin aldığınız borçlan ödemek için emisyon yapıyoruz, diyor. O zaman alınan borçlar 1 milyar 300 milyon dolar, Özal'ın birkaç yılda kendi yaptığı borçlar en az 20 milyar dolar. Sayın Özal Demirel'in çıragıydı, bunlan gayet iyi bilir. Karşımıza çıkıp dayamn vatandaşlanm, mecburuz diyebiliyor."' İnönü halka kemer sıktıran Özal'ın kendisinin har vunıp harraan savurduğunu belirterek, "Kendisi debdebe içinde birbirinden liiks arabalar alıyor. Bn dunımda halka 'kemer sık' demek vatandaşı isyana teşvik etmektir. V'atandaşın bu sözleri duyunca televizyona bir şey atmamak için kendini zor tuttuğunu biliyoıum" dedi. İnönü'nün konuşması sırasında partililer sık sık "Biraz da Özal kemer sıksın", "Mahvolduk" diye bağırdılar. İnönü işçilerin haklannı mitinglerde aradıklarını, bu arada kendilerinin " b o ş " durmadıklarını belirterek bu konuda şunlan söyledi: "Bütün çalışaniann sendika hakkı olmahdır. L'ygar ülkelerde bu sorunlar kalmadı. Ara dönera kazası nedeniyle bunlar bizde yapılamadı. Arük bu kazayı unutmak zamam geldi geçiyor. tşe Anayasa'dan başladık 51., 52., 53., 54. ve 55. maddeler işçi haklanyla ilgili. Anayasa'da işçi haklan konusundaki değişiklik önergesini önümüzdeki günlerde Meclise vereceğiz." • İnönü, konuşmasının sonunda SHP'ye bütün halkın umut bcslediğini belirterek, "Şimdi bu umudu gerçekleştirmek sizlerin sorumluluğunda. Bizlere her zaman söylenen bazı eleştirileri biliyonım. 'Sizlerin aranızdaki anlaşmazlıklar nedeniyle size olan güvenimiz yeterince artmadı' diyoriar. Bunlan demokratik kongrelerimizde birtikteliğimizi koruyarak, yetkin kişileri yönetimlere getirerek önleyebiliriz. Bu kongreler, biitün Türkiye'ye SHP'nin iktidar olacagım gösterecektir. tflas politikasının sonuna gelindi, iktidar çok yalundır" dedi. tnönü konuşmasını tamamladıktan sonra hemen İstanbul'a döndü. ÇAUŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Özal geliyor Delegeler arasındaki çekişme Başbakan Turgut Özal'ın kongre salonuna gelmesiyle yatıştı. özal, bütün delegelerin alkışlan arasında kursüye çıktı ve Ankara il kongresinde hiçbir adaydan yana tavır almadığını açıklayarak konuşması na başladı. Başbakan Özal, kongreye müdahale etmeyeceğini belirterek, "Söyleyecegim şudur. vicdanınıza sesleniyorum. En iyi arkadaşımızı siz bolun ve döşünün ki Ankara'ya layık biri olsun" dedi. Özal daha sonra "Ne kadar 12 Eyliil laflan yapıhyor denirse densin biz gene de haürlatmaya devam edecegiz" diyerek 1980 öncesini anlatmaya başladı. özal, basının sürekli yanlış hesaplar yaptığını belirterek, "Bunlann sözlerine itibar edilemez; her söyledikleri yalan çıktı" diye konuşmasını sürdürünce, bir delegenin "zamlan durdur Başbakanım" diye laf attığı duyuldu. özal, referandum sonuçlarında basının yanıldığını, genel seçirne ise referandum sonucu belli olmadan karar alındığını belirterek, seçim isteyen partilerin referandum sonucunu görür görmez seçimden kaçma hesabı yaptıklannı söyledi. özal, "Eski Bizans oyunlannın hepsi oynandı" diyerek, her türlü yolun denendiğini kaydetti. özal konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim 250 milletvekilimizden ancak 180 tanesi aday gösterilmişti. Muhalefet bizim aday gösterilmeyen bu milletvekilleri ile seçilemeyecek sıralardan aday gösterdiğimiz millervekillerini biraraya getirecek, seçim kanununu iptal edecekler ve Türidye'yi kaosa götürecekler. Hesap bu. Bu hesabın kime faydası var? Mendekete faydası var nu? Bu hesabın kendilerine de faydası yok. Bu ancak aklı olmayan, işte 1970'lerde de işler yapılnuşbr. Bindigi dalı kesmek demektir. Denıokrasiyi katletmek demektir. Memleketi hakikaten bir buhrana süriiklemek demektir. Bunu yapmak istediler ve millete bir kez daha hatırlatmak istiyorum ki, bugün yine o buhranı çıkartmak isteyenler el ele vermiş, aynı şekilde cadı kazanını kaynabyorlar. Ama milletimiz öyle büyük tecrübelerden geçti ki, bir daha aynı hatalara düşmemiz mümkün değil." Özal, Türkiye'nin hızla kalkındığını belirterek, ev yapan aile örneğini verdi. Ev yapan ailenin bazı fedakârlıklara katlanmak durumunda olduğunu anlatan Özal, ülkenin kalkınması için gerektiğinde milletten fedakârlık istenmesi gerektiğini söyledi. Başbakan özal, Başbakanlık koltuğunu da "igneli koltuk" olarak niteleyerek, "Biz buraya canla başla çahşıp, memleketi ileri götürmek için geldik. Başka hiçbir arzumuz yok. Bizim 55 yaşında siyasete ablmammn sebebi budur" şeklinde konuştu. "Biz öldükten sonra..." SORU: 31 yaşında beyinsel özürlü bir oğhımuz var. Bundan bir yıl önce fabrikalara iş için başvurduğumuzda sakat olduğuna dair rapor istediler. Biz de devlet hastanekrinin birinden r o6O sakatlık raporu aldık. Buna rağmen hiçbir fabrika oğlumu işe almadı. Oğlum şimdi bizim bakımımız altında. Fakat bizi endişelendiren biz öldükten sonra oğlumuzun durumunun ne olacağı. Bu nedenle öğrenmek istediklerimiz: 1) Ogluma sakatlık maaşı bağlanabilir mi? 2) Biz ölünce bizim maaşımızın biri kıcnen ya da tümü ile oğlumuza baglanabilir mi?3»Bütünbunlarmümkündeğilseoğlumuzu nasıl bir sosyal güvenceye kavuşturabiliriz? İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA Bütçe müzakerelerinin, TV'de gece yarısı yayımlandığını söylüyor. Olsun, biz de yavaş yavaş TV'ye yerleşiyoruz.. Gülüşmeler duyuluyor salonda. Bir yurttaş ayağa kalkıp Erdal İnönü'nün sözünü kesiyor: Biz kemer sıka sıka belimiz kalmadı, Özal da sıksın biraz... sıksın ki, göbeği incelsin. SHP'nin ilk ilçe kongresi. Genel Başkan Erdal inönü'nün seçim bölgesi üstelik. Sosyal demokratların kalelerinden birisi olan Karşıyaka'da, dort aday var ilçe başkanlığı için. İlk izlenim Baykalc'ar'ın durumunun biraz sıkışık olması. İlçe başkanlığma adaylığını koyan Cevdet Tümtürk'ün bir tümcesi ortalığı karıştırmış. Şöyle demış Tümtürk: Parti dışı solla mücadelemiz var. İnönü, kürsüde iktidarın son ekonomik uygulamalarını eleştiriyor. İnandırıcı bir biçemle kimi zaman alaycı, kimi zaman iğneleyici sözler kullanryor. İnönü ko nuşurken saiondaki tepkiyi de iyi ökpüyor, zamanlamayı yerinde yapıyor. işçilerin sesi yükseliyor ikide bir: 20 yıllık işçiyim, maaşım 90 bin lira... Erdal İnönü, "Evet" diyor bu tepkiyi görünce. Sonra sakin devam ediyor Onun için iktidar olacağız. Memurların sendikal haklannı geriye almak için. İşçiyi, üreticiyi, memuru, küçük esnafı, emekliyi, dulu, yetimi ezdirmemek için. Salonda fazla bir coşku yok. Ama bilinçli bir delege topluluğu var. Çoğunluğu isçi kökenli, esnaf, emekli. Ne zaman, nerede yanıt verileceğini biliyorlar. Ondan fazla şamata yapmıyorlar. Kongrede SHP Genel Başkanından daha fazla ilgi toplayan bir kişi göze çarpıyor. En ön sırada oturan SHP Bingöl Milletvekil< İlhami Binici. Tanıyanlar, "Ne işi var burada" diye soruyorlar kendi aralarında. Herkes birbirinin yüzüne bakıyor... : Dikili'deki besi çiftliğ ne haoiz gelmiş. Belki mahkemesi vardır yarın. Onun için buradadır. Yok canım. Zaten Türk Arap Bankası'na borcu 360 rnilyonu asmış. Banka İlhami Binici'yi rnarıkemeye vermiş Üstelik yalan beyanda bulunmuş. Durumu kritik. Mahkemesi halen Dikili'de sürüyor. (Baştamfı 1. Sayfada) İyi hoş, ama Türk Arap Bankası'ndan krediyi Korkut Özal aldırmış. 1982'de Turgut Özal'ın Libya gezisine İlhami Binici de katılmış. 1985'te ANAP il kongresi öncesi B.Efes oteline karargâh kuran İlhami Binici, yakında ANAP'a gidecekmiş. Biz bunları gazetelerden okuduk. Sesi bile çıkmadı kendisinin. Gerçekten niye gelmişti İlhami Binici Karştyaka kongresine? Bizde merak edenler arasmdaydık. Sonra da geliş nedenini çözümledik. SHP ilçe başkanlığma aday olanlar arasında bulunan Necdet jleri Bingöllüydü. Karşıyaka gecekondulannda ağırlığını koruyan aşireUer üzerinde etkili olmak için sabaha dek çalışmıştı. Acaba bu etki nasıl bir sonuç getirecekti? Erdal İnönü, konuşmasının sonuna gelmişti. Salondan kulise çıktık. Partililer harıl harıl listeler dağıtıyorlardı. Kimileriyle SHP'nin bugün içinde bulunduğu konumu konuştuk. Ortak bir noktada birleşiyordu tüm SHP'liler. Biz partilesme sürecini yaşıyoruz. Önümüzde kurultay var. Ondan sonra iktidara adım adım yürüyeceğiz. Partideki iç çekişmeler bir devinim belirtisidir. İnönü konuşmaanı bitiriyordu: Yaşamın ağır koşulları, hayat pahalılığı dar gelirli emekçinin rahatını, huzurunu kaçırmış, kanını kurutmuştur. ANAP arıları kendilerine bal, halka baldıran zehiri üretiyorlar. Biz şimdi iktidara yürüyoruz. Onun için güçlü olmamız şart. Alkışlarla kürsüden iniyordu SHP Genel Başkanı, İzmir üçünçü bölge milletvekili Erdal İnönü. İnönü daha sonra dört adayla el ele vererek resim çektiriyordu. Mutlu bir görünümü vardı. Bu da her davranışıyla belli oluyordu. Kulistekilere sorduk: inönü'nün karşısına kurultayda genel başkan adayı çıkar mı? Verilen yanıt şuydu: Çıkmaz. İnönü, SHP'de kaldığı sürece genel başkandır... İnönü bir gün gider mi? Bu soruya ise verilen yanıt yoktu.. yani.. Ya gider ya gitmez. Her şeye karşın SHP Karşıyaka ilçe kongresi SHP tabanında bir devinimin, bir canlılığın habercisiydi. Yığınlarda iktidara karşı olusan tepki, Karşıyaka ilçe kongresinde de görülüyordu. Şevket Rado öldü M.E. YANIT: 1) 2022 sayılı yasa uyarınca "Muhtaç olmak, kendilerine bakmakla mükellef tdmsesi bulunmamak. sosyal güvenlik kunıluşlanndan devamlı bir aylık veya gelir almamak. ııafaka baglanmamış ve bağlanması mümkün olmamak. mahkeme kararıyla veya doğrudan doğruya kanunla bağlanmış herhangi bir gelire sahip olmamak şartıyla; a) 65 yaşını doldurmuş, iş görme ve çalışma gücünden mahrum, b) 65 yaşını doldurmamış olmakla beraber başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek şekilde malul, c) Durumlarına uygun bir işe yerleştirilemeyen Türk vatandaşlanna 'geçimlerini sağlamaları için ayda 5.040 TL. aylık bağlanmaktadır. 2) T.C. Emekli Sandığı iştirakçilerinin, çalışmalanna engel, iyileştirilmesi olanaksız hastalık ya da sakatlığı olan erkek çocuklarına yaşları ne ölursa olsun yetim aylığı bağlanır. Ana ya da babasının ölümü üzerine yetim aylığı almakta iken diğerinin de ölünıünde yeniden yetim ayhğı almaya hak kazananlara ana ya da babadan kalan ayhğın her ikisi değil, fazla olanı bağlanır. Size ya da eşinize bağlanacak ayhğın hangisi fazla ise fazla olan aylığın %50'i oğlunuza kalır. 3) Oğlunuzun sosyal güvencesi, sizlerden kalacak yetim aylığıdır. Tatlıses'in Paris konserine (Baştamfı 1. Sayfada) Salonda bulunan sivil güvenlik görevlilerinin mOdahale etmeye hazırlanmasına rağmen, konser düzenleyicileri görevlilere engel olarak olaym büyümemesini sağladılar. Sahneyi terk etmeyen tbrahim Tathses, gnıbu yumuşatmaya çabşarak bir de Kürtçe türkü söyledi. Bu arada salona göz yaşartıcı bomba atıldı. bunun üzerine konseri izlemeye gelen seyircilerin büyük çoğunluğu salonu terk etti. Kalanlar ise şaşkınlıkla oturduklan yerden gelişmeleri izledi. Konser sırasında PKK'h grup, Tatlıses'in afişlerini yaktı. Tatlıses'in Kürtçe olarak söylediği bir türküden sonra grup, her türkü arasında yeniden slogan atmaya başladı. Bunun üzerine de Tathses, sahneden çekildi. Olay çıkarmak üzere geldiği anlaşılan PKK yanlılannın kararhhğına rağmen, Tatlıses'in soğukkanlığını koruduğu görüldü. İbrahim Tathses, bir ara, PKK yanlısı grubu kastederek, "Herkes tstedigini savunmakta serbesttir. Burada aşın bir olay olmadı" şeklinde havayı yatıştınr biçimde konuştu. Tathses afişlerinin arkasına tükenmez kalemle PKK yanlısı sloganlar yazan grup, bu kâğıdı Tatlıses'in eline tutuşturarak resimlerini de çektirdi. Tatlıses, gece aynı yerde bir konser daha verdi. Bu konserde herhangi bir olay çıkmadı. Verilen ara sırasında sorumuzu cevaplandıran ses sanatçısı, "Böyle durumlar benim şimdrye kadar ber zaman karşılaşügım durumlardan pek farklı degil. Kalabalığı bulmuşlar, düşüncelerini duyurmak istediler. En iyisi konuşmalanna izin verip olayin kapanmasını beklemek" dedi. Cumhuriyet'in Bonn temsilcisi Enis Berberoğlu'nun bildirdiğine göre, Irak'ın Halepşah yakınlanna düzenlediği zehirli gaz saldınları önceki gün Bonn'da duzenlenen bir gösteriyle kınandı. Aynı gece İbrahim Tatlıses'in Köln Spor Sarayı'nda verdiği konserde de protestolar sürdü. Sahnenin sağ tarafında yer alan Komkar taraftarlan Irak saldınlanm kınayan sloganlar atülar, "Kürtçe yasaklanamaz" yazılı bir pankart açtılar. Tathses, sloganlar üzerine, "Bir sözüm var size" diyerek Aşık Mahsuni'nin aynı adlı parçasını seslendirdi. Sloganların devamı üzerine Tatlıses, aralarında "Ayşehan" isimli bir türkunün de bulunduğu 4 Kürtçe türkü okudu. Konser, "Biji Kürdistan" (Yaşasın Kürdistan) sloganlan ile olaysız sona erdi. ODTÜ İDARİ İLİMLER FAKÜLTESt 1968 ve 1969 MEZUNLARINA 7 Mayıs 1988 Cumartesi akşamı Bulvar Palas'ta saat 19.00'da buluşalım. Rezervasyon için Bulvar Palas'ta Hasan Gültan'a (MAN 1968) müracaat Tel: Ank. 117 50 20 tsUnbul Haber Servisi Gazeteci ve yayıncı Şevket Rado (75), İstanbul'da öldü. Rado'nun cenazesi yann Şişli Camisi'nde kılınacak öğle namazından sonra Zincirlikuyu Mezarhğı'nda toprağa verilecek. 1913'te Üsküp'ün Radovişte kasabasında doğan Rado, öğrenimini İstanbul'da yapö. Ankara Hukuk Fakültesi'ni bin'rdi. Gazeteciliğe 1932'de Son Posta'da başladı. 1939'da fıkra yazarlığına başladı, çeşitli liselerde de öğretmenlik yapu. Gazetecflik Enstitüsü'nün ilk hocalan'ndan olan Rado, İstanbul Radyosu'nda sohbet programlan yaptı. 1956'daHayat Mecmuası'nı çıkardı. Kendi yönetiminde 22 yü devam eden Hayat'tan başka Ses, Resimli Roman, Hayat Spor, Ayna, Tarih mecmualarını da yayımladı. Rado'nun "Hayat Böyledir", "Eşref Saat", "Ali SbhbeUeri", " 5 0 . Yılında Sovyet Rusya", "Kördüğüm (şiirler)", "Saadet Yolu", "Ümit Dünyası", "Türk Hattatlan" adlı kitaplan bulunuyor. Rado'nun baskı halinde olan son kitabı, "Türk Matbaacılık Tarihi"nde, İbrahim Müteferrika Matbaası'nda basılmış olan eserler tamtıyor. Rado, evli ve bir çocuk sahibiydi.