19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 TELEVİZYON 06.30 Açıköğretim (Yarın) Dördüncü smıf dersleri Reklamalık ve Satış Yönetimi: (Yrd. Doç. Dr. Hikmeı Seçim) "Satışçılarm seçırni, eğilirni ve ücretlendirilmesi", Örgutsel Davranış: (Prof. Dr. Zeyyat Sabuncuoğluj "lletişim ve psıko sosyal eıkileri" Muhasebe Deneümi ve Mali analız: (Doç. Dr. Fevzi Surmeli) "Trend yöntemi ıle analız tekniği". Üçtıncu smıf dersv tngıiizce: (Yrd. Doç. Dr. Zulal Balpınar ve Micheal Sîmith) "Comparitives." KÜLTÜRYAŞAM 10 NİSAN 1988 Yönetmenler seyirci önüne çıkıyor "72. Koğuş"un yönetmeni Erdoğan Tokatlı, "DUan"ın yönetmeni Erden Kıral ve "Kuğunun Şarkısı"nın Çinli yönetmeni Zhang Zeming, seyirciiere tanıtüacak. Ali Özgentürk'ün yasaklanan "Su da Yanar" adlı yapıtımn yerine Avusturyalı yönetmen Wolfgang Gluck"un "38" adlı fılmi gösterilecek. Kiiltür Servisi Uluslararası İstanbul Sinema Günleri'nde bugün yönetmenlerin seyirciiere tanıtımı başlıyor. Atatürk Kültür Merkezi'nde saat 17.00'de "72. Koğuş"un yönetmeni Erdoğan' Tokatlı, saat 19.00'da "Dilan'ın yönetmeni Erden Kıral, Lale Sineması'nda saat 18.30'da "Kuğunun Şarkısı"nın Çinli yönetmeni Zhang Zeming, izleyicilere tanıtılacaklar. Altın Lale için yarışan filmlerden "Kuğunun Şarkısı", Çin sinemasının genç kuşağından Zhang Zeming'in 1986'da çevirdiği bir film. "Kuğunun Şarkısı", Kantonlu yaşlı bir müzikçinin "Yeni Çin" toplumundaki serüvenlerini anlatıyor. Kanton müziğınin ustaca kullanıldığı fılm, dünden bugüne Çin toplumu, Çin'de değişen ve değişmeyenler üstüne duşünme olanağı getiren, çok değişik bir sinemanın ürünü. Kanadalı yöneımen Patricia Rozema'nın 1987 yapımı "Deniz Kızlannın Şarkısını Duydum" adlı yap\tı da Altın Lale için yarışan filmlerden. 1987 Cannes Film Şenliği'nde Gençlik Ödülü alan film, sanat dünyasımn sahteliklerini konu alan bir masal niteliğinde. "Deniz Kıziannın Şarkısını Du\dum", "Tutku: 16 Milimeirelik Bir Mektup" adlı kısa filmiyle Chicago Film Şenliği'nde Gümüş Plaket alan Rozema'nın ilk uzun yapıtı. "Şeytanın Giineşi Altında" adlı fılmiyle geçen yıl Cannes'da Altın Palmiye alan ressamhk ve oyunculuktan gelme Fransız yönetmen Maurice Piaiat'mn "Aşklanmıza" adlı Pılmi, Piaiat'mn günümüz gençliğine sevecen, düşündürücü bir bakışı niteliği taşıyor. "Aşklanmıza", Louis Delluc En lyi Film ödülü'nü almış, Cesar Ödülleri'nde ise En İy; Film seçilirken, başoyuncusu Sandrine Bonnaire'e de En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü getirıtıişti. Genç bir adam, evli bir kadının kapısını çalar. Adam, kadının ilk kocasının hapishane arkadaşıdır ve kadının, kocasının anlattığına' ne ölçüde benzediğini görmeye gelmiştir... Macar sinemasının büyük ustası Zoltan Fabri. "Ağıf'ta, değişik bir öykü içindeki değişik kişiliklerin irdelemesini yaparken tutkuları, erdemleri ve zaafları içindeki insanoğluna yine büyük bir duyarhlıkla yaklaşıyor. "Ağıt", 1982'de Berlin Film Şenliği'nde Gümüş Ayı Ödülü'ne değer görülmüştü. 7. ULUSLARARASItSTANBUL SİNEMA GÜNLERİ Mimar Sinan anıldı İSTANBUL (AA) Mimar Sinan ölumünün 400. yılında Süleymaniye'deki mezan başında törenle anıldı. Törende konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, Mimar Sinan 'ın dünyaya gelmiş en büyük mimar olduğunu söyledi. Dalan şöyle konuştu: "Sinan şehircilik ustalığı yanında deprem, akustik, havalandırma ustalığıyla komple bir . sanatçıydı. İstanbul'un her noktasına mührünü vurmuş ve dantel gibi işlemiştir. Sinan istanbul'u ben Türküm diye bağırtan şehir haline getirmiştir. Mimar Sinan'a sahip çıkmak milli görevdir, eserlerine sahip çıkmak insanhk görevidir." 09.50 10.50 12.05 13.00 13.05 Voltron Pazar Sineması: Devlerin Savaşı Pazar Konseri Haberler Hanımlar Sizin İçin SİNEMA GÜNLERİ 88'DE BUGÜN (Lale Sineması: 12.00, 15.00, 18.30, 21.30) Kuguann Şarlusı Programda Şeker Sokak sakinlerimn guniuk hayatlarmdan görüntüler, evlilikte anlaşmazlıklan her zamankı gıbî sevgı ve hoşgörü ile laılı sonuca bağlayan Deniz Gökçer ve Zafer Ergin ikilm. Hayriye Hanım ıle gazeıeci Oğuz'un sohbetleri ve Macule Öğrelmen adlı dtzı yer olıyor. Deniz KızlariHia ^arkısını Doydnnı (Dunya Sineması: 12.00, 15.00, 18.30, 21.30) (Emek Sineması: 12.00, 15.00) (Emek Sineması: 18.30, 21.30) (Sinepop Sineması: 12.00, 15.00, 18.30, 21.30) Aşk Tatkasa (Gazi Sineması: 12.00, 15.00, 18.30, 21.30) Hayvaa Çiftligl (AKM 10 00, 13.00) 38 (AKM: 15.00) 72. K««.ş (AKM: 17.00) 14.40 Müzikli Dakikaiar Ne Gâzel Merdivenl«ria Var Programda, sanatçılar sırasıyla şu parçalan seslendiriyorlar Samanlha Fox Hold on Tighl, Mıchael Jackson The Way You Make Me Feel, Pepsi and Shirley Goodbye Stranger, Europe Rock The Nlght, Billy Ocean G« Oul My Miatni Vice, George Siıchael Careless Whisper, Joe Cocker Unchain My Heari, Kenny LonggingsDanger Zone, Bananarama l heard a Vmour, Babrina Hoı Girl, Spagna • Call Me, Mıchael McDonald Loa In Paradix ve Stephanie Fteure du Mal. Aşklarımıza 15.25 19.10 19.25 Spor Haberler Fevzi Çakmak Çizgi Film Festivali ANKARA (AA) "1. Uluslararası Çizgi Film Festivali", 23 nisan 2 mayıs tarihleri arasında Ankara'da gerçekleştirilecek. Anadolu Sanat Merkezi (ASM) tarafmdan düzenlenen Çizgi Film Festivaline, aralannda Avustralya, Çekoslovakya, Polonya, Macaristan, Sovyetler Biriiği, ABD, Japonya, Belçika, Çin, tngiltere, F.Almanya, D.Almanya, Fransa, Yunanistan, G.Kore'nin de bulunduğu 20'ye yakın iilke katılacak. Festivalde 60 yabana kaynaklı ve çok sayıda yerli çizgi fılm sunulacak. Fevzi Çakmak ın tstanbul'dan Ankara'ya geçerek milli mticadeleye kanlışı, Kurtuluş Savafi'nda Genelkurmay Başkanı olarok başanlı çalışmaları ve Türk Ordusuna hizmelleri konu ediiiyor. 20.00 Haberler ve Hava Purutnu 20.45 Kanun Kanundur Psikiyaırik tedavı gören avukat Sid Harshharg, üsllendiği bir ağır ceza davasının allıadan kalkamayacağmı anlayarak Kuzak'ıan yardım ister. Bu arada hasıalığı artlığı için yemden hastaneyt kaldırılır. Aym zamonda Abby'nin kocası Jim aylar sonra geri döner ve çocuğunu vermek için bazı şartlar one siirer. Dilaa (AKM: 19.00) BU FİLMİ BU6ÜN İZLEYEMECEĞİZ Ali Özgentürk'ün Sinema Günleri'nde bugün gösterilmesı gereken son fılmi "Su da Yanar", İstanbul ValiliğTnin aldığı bir karar sonucu gösterilemiyor. Valilik, filmin ancak bazı sahnelerinin kesilmesı koşuluyla gösterilmesini öngörmüş. filmin yönetmeni Ûzgentürk de "hiç koşulsuz deneumden geçmiş olan h'lminin yeniden gösteriminin pazarlık konusu yapılamayacağım" belirterek filmini göstermeyeceğıni açıklamıştı. ttalyan sinemasının ustalarından Ettore Scola'nın yapıtları. Ustalara Saygı bölümünde gösteriliyor. Özellikle son yıllarda "Özel Bir Gün", "Varennes Gecesi", "Balo", "Makarna" ve "Aile" gibi yapıtlanyla ünlenen Scola'nın bugün 1981 yapımı "Aşk Tutkusu" adlı filmini izleyeceğiz. Laura Antonelli, JeanLouis Trintignanl, Bernard Biier gibi ünlü oyuncuların da rol aldığı "Aşk Tulkusu", çok yakışıklı bir askere vurulan ve onu yavaş yavaş etkisi altına almayı başaran çirkin bir kadının öyküsü. Canlandırma sinemasının ilginç ' örneklerinden birini bugün izleme olanağı bulacağız. "Ha>van Çiflliği", John Halas'la Joy Batchelor'ın I955'te gerçekleştirdikleri bir George Orvrell uyarlaması. "Ha>van Çiflliği", otuz yıl» aşkın bir süre önce yapılmış ve artık klasikleşmiş bir canlandırma sineması örneği. 1%5'te sinemaya "Son Kuşlar" la başlayan, bir süre bıraktığı yönetmeliğe 1985'tc "Fidan"la dönen Erdoğan Tokath'nın. Orhan Kemal'in aynı adlı ünlü romanından beyazperdeye uyarladığı "72. Koğuş" bugün gösterilecek Türk filmlcri arasında. Filmin başrollerini Kadir İnanır. Engin İnal, Gökhan Mete ve Cengiz Sezici paylaşıyor. Bugun Ataturk Kültür Merkezi'nde Ali Özgenüirk'ün son yapıtı "Su da Yanar" gosterilecekti. Ancak "Su da Yanar". Sinema Gunleri'nin sansür engeline takılan filmleri arasında yer aldığından, Özgentürk'ün bu tılmi yerine Avusturyalı yönetmen Wolfgang Beyaz Yaraaıazlık (Moda Sineması: 12.00,18.30) Ya«earia (Moda Sineması: 15.00.21.30) 22.00 Panorama 23.00 Spor 24.00 Haber Dosyası Kapanış İKİNCİ KANAL 13.58 14.00 14.10 Açılış Program Haberler İşte Pazar Cumhur Atalay, Adem Kılıç, Ziükuf Ozel ve Mocil Beşıepe'nin haztrladığı Korhan Abay, Yeşim Kopan Seyiloğlu'nun sundugu programda Bizım Çocuklar, Aptı ıle Faıoş, (izgi fıim, Sylvester, mmi çızgı filmler, Ne Anlarıyor ve Fark Serede yarif/naları, dif kaynaklı müzık, Guınnes rekorlan, Feyyaz Toker'in sahbetı, Çetirt Çeki ve konuğu Rıza SilaUıpoda yer alıyor. Glnck'un " 3 8 " adlı fılmi gösterilecek. "38",'geçen yıl En lyi Yabancı Film dalında Oscar adayları arasına girmişti. Erden Kıral'ın. "Av Zamanı"ndan önce 1987'de çevirdiği "Dilan", Ömer Polat'ın aynı adlı romanının bir uyarlaması. Derya Arbaş, Hakan Balamir, Yılmaz Zafer'in başlıca rollerini paylaştığı "Dilan", Kıral'ın uzun bir aradan sonra Türkiye'de sesli olarak çektiği ve 1987 Cannes Şenliği'ne katılmış bir film. "Başka Bir Zaman, Başka Bir Yer'Me Taormina Fılm Şenliği'nde üç ödül birden alan, Orwell uyarlaması "1984"ün Ingiliz yönetmeni Michael Radford'ıın geçen yıl çevirdiği "Beyaz Yaramazlık"ta Geraldine Chaplin de oynuyor. "1984"le Sinema Günleri'nde 1984'te Altın Lale'yi de alan Radford, bu yeni filminde, 1940'ta Kenya'daki lngıliz sömürge yaşamından kesitler sunarken, trajik bir sonla noktalanan tutkulu bir aşk öyküsü de anlatıyor. Alman yönetmen Hark Bohm'un "Yasemin" adlı filmi, Almanya'da bir Türk kızırun ilginç yaşamından bir kesit sunuyor. Başrollerini Şener Şen'le Ayşe Romey'in paylaştıklan "YaseınİB"in yönetmeni Bohm, Volker Schlöndorff'la senaryo çalışmaları yaptıktan, Alexandre Kluge'nin yardımcı yönetmeni olarak çalıştıktan sonra kendi fılmlerine yöneldi. Bohm, 198788 yapımı "Yasemin"de Hamburg'da yaşayan Yasemin'in ilk aşklannı, diişkırıklıklarını, umutsuzluklarını anlatıyor. "İZ TabarroGianni Schicchi" Kültür Servisi İstanbul Devlet Opera ve Balesi önümüzdeki hafta iki yeni operayı repertuvanna katıyor. Puccini'nin birer perdelik operaları "II Tabarro" ve "Gianni Schicchi" 13 nisan çarşamba günü saat 20.00'de sergilenmeye başlayacak. 17.00 Polisiye Dizi: Dedektif Babam SANAT KULISI Harry Fox, bir sure için oğlunun bürosunu kullanmaktadır. Bir gün içeri tanımadıklan bir adam gıner ve orada ölur. Meçhul şahts uç sene unce orlağı Porter ıle halkıan para toplaytp sonra ortadan kaybotan dotandırıcı DragatU'dtr. Acaba seneler sonra niçin ortaya çıkmış ve nıçm San Fransiscoya geri dönmuştur. Çevirmen nedenkaçtı? Sinema Günleri 88 kapsamında Suriyeli yönetmen Samir Zikra'nın "Yarım Metrelik Bir Olay" adlı filmi 7 nisan günü Sinepop'ta gosterilecekti. Ancak film her nedense Sinema Günleri yöneticilerine ulaşmayınca, onun yerine akşam seansına Margaretha von Trotta'nın "Rosa Luxembourg"u konuldu. Film Almanca ve altyazısızdı. Ashnda 18.30 seansında anında çeviriyle sunulmuştu. Ama 21.30 seansı başlamadan, bîrden çevirmenin ortadan kaybolduğu fark edildi. Filmi anında çevirili olarak izlemeye hazırlanmış seyirciler de hakh olarak tepki gösterdiler. Hatta bu tepki zaman zaman ağız kavgasına da donüştü. Sonunda, birçok seyirci, ilk 15 dakikadan sonra salonu 17.45 18.10 18.30 Tabiat Belgeseli: Safari Macerası Müzik TV'de Sinema: Agnes "Madame de la Cartiere" Kültür Servisi Fransız Kültür Merkezi tarafmdan düzenlenen "Madame de la Carliere" tiyatro göstehsi 11 nisan pazartesi günü saat 19.30'da Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesi'nde gerçekleşecek. Denis Diderot'nun yazdığı oyunu Pierre Tabard sahneye koydu ve oyunda Catherine Sellers ile birlikte rol aldı. Comidie Française ve Odâon Devlet Tiyatrosu 'nun ortak yapımı olan "Madame de la Carliere" Ankara'da da sergilenmişti. Eski bir dansçı oîan Agnes, evhlik hayotmm monotonfuğurtdan sıkıiır ve bir temizİikçi şirketi kurmaya karor venr Kıralamak uzere gitttği dükkânda eski bir arkadaştna rustiar ve bu İşi beraber yaptnaya korar verirler, Ancak Hk müşterUen bir gangsler çetesidir. 20.00 Sariarla Başbaşa Yılmaz Çoğuliu'nun hazırladığı bu programda Uğur Işık (viyolonsel). Kadri Rizeli (kemençe), Necip Gulses fianbur), llhan Oztr (kanun), saz eserlerı ıcra edıyorlar. 20.15 Bizim Ev Keis okulda ders çaltsırken. içerı giren oğretmertlerinin greve gitmek istediklerine kulak misafıri olur. Moliy 'ye bir mektup gelir. Molly bunun piyango idaresinden geldiğim, belki de 10 milvon dolar kazanmi} olabileceğinı tırkaday, Berıho'va söyler... 21.00 Spor 21.30 Haberler 22.05 Orhan Boran'la Pazar Geceleri Kemal Eraslan, Zafer Karatay ve Hüdaverdı Yavuz'un hazırladıkları programda yabana kaynaklı muzik, Tiirkçe sOzlii balı muziğinde Önder Balı. Scıım Ağırbaf, dorıtusu sohbeı ve muzikleriyle kalılıyoıiar. Magazin programmda bülbül ölüslu kanarya yanşı, Enis Fosforoğlu'nun Yoksa Izahı Işte Mizahı güldvrusü, Türk stınat müzıginde Sevim Tıınalı, Cahıl Tanurek var. terk etti. Gerçekte salonu terk eden seyirciler kendi açılanndan haklıydılar, ama orada bulunan bir eski Sinematek üyesi, Fransız Sinematekinin eski başkanlarından Henri Langlois'nın anımsayabildiği kadarıyla şu sözlerini düşünmeden edemedi: "En iyi sinema seyircisi, Fransızca altyazılı, Ingilizce sozlü bir Alman filmini seyreden seyircidir..." Köln Nefesli Çalgılar Orkestra&ı Kültür Servisi Köln Nefesli Çalgılar Orkestrası 14 nisan perşembe günü Istanbul'da bir konser verecek. İstanbul Filarmoni Derneği ve TürkAlman Kültür Enstitüsü'nün işbirliğiyle düzenlenen konser saat 18.30'da Atatürk Kültür Merkezi'nde izlenebilir. Beıin Güneş'in bir yıldan beri orkestra şefliğini yaptığı 40 kişilik orkestra konserde Delibes, Mussorksky, Tschaikowsky, Fucik, Betin Güneş, Bizet, von Weber ve Vavrinecz'den yapıtlar seslendirecek. DüNYA EDEBİYATINDA SUCLANAN YAPITLAR AHMETCEMAL / 24.00 HaberlerKapanış RADYO T R T 105.00 Açılış, program ve kısa haberler. 05.05 Ezgi kervanı. 0 5 J 0 Sabah Şarkılan. 06.00 Koye haberler. 06.10 Guna>xün. 07JO Haberler. 07.40 Bölgesel yayın. 09.00 Kısa haberler. 09.05 Çocugun dunyası. 10.00 Kısa haberler. 10.05 Tatil sabahı. 1155 Radyo Iiyaıro5U. 12J55 Reklamlar ve radyo programları. 13.00 Haberler. 13.15 Muzik. 13J0 Bölgesel yayın ve reklamlar. 15.00 Kısa haberler. 15.05 Beraber ve solo şarkılar. 15J0 Hafif muzik. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Turküler geçidi. 16J0 HaHf muzık. 17.00 Ocakba^ı. 17J0 Bölgesel yayın. 18J5 Reklamlar. 19.00 Haberler. 19.30 Yuntan sesler. 20.00 Gençlik korolar;. 20.15 Haflf muzik. 2030 Ses ve saz dunyamızda dOnden bugüae. 11M Kısa haberler. 21.05 Turkuler geçidi. 21J0 Spor dergisi. 2100 Küçük konser. 22JO Turkuler ve oyun ha^aları. 23.00 Haberler. 23.15 Pazar gecesi. 00^5 Gunun haberlerinden öıeıleı. 01JM Program ve kapanış. 01.0505.00 Gece yayını. T R T I I 07.00 Açıhş \« program. 07.02 Solistlerden seçmeler. 0730 Haberler. 07.40 Türküler ve oyun havaları. 08.00 İki solisuen sarkılar. 08 J 0 Mirelle Maıhieu söyluyor. 09.00 Anadolu'nun Sesi 09 J 0 Sabah konseri. 10.00 Hafif muzik. 10.15 Yasar Topcam1 dan Turkuler. 10J0 Tasavvuf musikisı ve saz eserleri. 11.00 Çocuklarla başbaşa. 11.45 Şarkılar. 12.00 Pazar neşesi. 13.00 Haberler. 13.15 Hafif muzık. 13.45 Fevzi Çakmakın Ölüm Yıldönumü özel Programı. 14.00 Muzikte etkileşim. 14.45 Mualla Şentop Kurttan şarkılar. 15.M Yuvarlak masa. 16.00 Hafif muzik. 16.15 Beraber şarkılar. 16.45 Her plagın bir hikâye» var. 17J0 Türkçe sözlu hafif muzik. 18.00 Yurtıan sesler kadınlar topluluğu. 18J0 Kürdilihicazkâr fash. 19.00 Haberler. 19J0 Hzfif muzık. 19.45 Şarkı lar. 20.00 Turkuler ve oyun havaları. 20.30 Radyo ııyatnosu. 21J0 Ankara Radyosu Çoksesli Korosu. 21.45 Yurtıan sesler erkekler topluluğu. 22.15 Şarkılar. 22J0 Bir roman/bir yazardan hikâyeler. 22.45 Hafif muzik. 23.00 Haberler. 23.15 Beraber ve solo sarkılar. 23.40 Hafif müzik. 2355 Pazar konseri. 00.55 Program ve kapanış. T R T I I I 07.00 Açılış \e program. 07.02 Sabah için muzik. 08.00 Sabah konseri. 09.00 Haberler 09.15 Her pazar. H.00 Bir besıeci. 1130 Müzık damlalan. 12.00 Haberler. 12.15 Geçmişten günümuze. 13.00 Usta eller, güzel sesler. 14.00 Pazardan pazara. 15.00 Caz ve pop dun>asmdan. 16.00 Muzik panoraması. 1630 Opera ve opereılerden secmeler. 17.M Haberler. 17.15 HaHt muzik. 17J0 iki solisuen lürküler. 18.00 Telev kop. 19.00 Haberler. 19.15 Tango dün>rasından. 19.45 Ankara Radyosu Çokse^li Korosu. 20.00 Dunya plak lı«eleri«den. 21.00 Muzik ekspresi. 22.00 Haberler. 22.15 Gecenin getirdıkleri. 23.00 Dunya radyolarından, muzik festivallerinden. 24.00 Gete ve muzık 01.00 Program ve kapanış. Emma Bovary, kimleri ürkütmüştü? 1döneminde Türkiye'de iyice kökleşmeye yüz tutan bağnaz dinci akımlann oluşturduğu sentezin bir yansımasıdır. Son günlerde biri dünya yazınından, biri de kendi yazınımızdan olmak üzere iki roman hakkında yargı organınca verilen zoralım ve imha kararı, bir yaklaşımı iyice netleşürmiştir. Aşagıda, toplam iki yüz yılhk geçmiş içerisinden, "ahlaka aykınlık" ve "müstehcenlik" gerekçeleriyle yargı organları önüne çıkarılan yazından küçük bir derleme sunuyoruz. Bu olayların ortak noktası, dünya yazınının en seçkin yapıtlarına yöneltilmiş saldınlan sergilemesi ve "ahlaka aykınlık" gerekçesinin ashnda ne denli kaypak bir saldın zemini oluşturduğunu belgelemesidir. Bu saldırıların her defasında en geç bir iki kuşak sonra tarihin sayfalarına birer ayıp olarak geçmiş oiması, günümüzde yazını kendilerine hedef seçenler için düşündürücü olmak gerekir. VValter Benjamin, günümuze değin kültür tarihi alanında kaleme alınmış en yetkin düzeydeki araştırmalar arasında yer alan ünlü "Pasajlar" (Passagenwerk) yapıtımn Baudelaire'de tkinci tmparatorluk Dönemi Parisi başlıklı bölümünde, komplocular'ı ve komplo'yu, o dönemin Paolay kaynakhk etmiştir. Bir gazete haberine göre, Rouen yakınlarındaki bir köyde, bir taşra doktoruyla evli olan Delphine Delamare adında bir kadın, tekdüze yaşamtndan sıkılarak başka erkeklerle ilişki kurmuş, altından kalkamayacağı borçlar etmiş, sonunda da kendini zehirleyerek yaşamına son vermiştir. Dostlarının tavsiyesi üzerine "gerilimli bir güncel konu"yu işlemeye karar veren Flaubert, beş yıla yakın süre çalışarak, bu sıradan olayı bir yazın yapıtına dönüştürür ve böylece "Madame Bovary" ortaya çıkar. Gelgelelim bir gazete haberiyken ahlaka uygun olup olmadığı tartışılmayan Delphine Delamare'm öyküsü, "Madame Bovarj" olunca kıyametler kopar. Romanın tefrika yayını sürerken Resmi Sansür Kurulu'nun tepkisi üzerine Savcı Pinard, "ahlaka ve dine aykınlık" gerekçesiyle Flaubert ve romanı yayımlayan dergi aleyhine dava açar. Dava, aklanmayla sonuçlanır. Ne var ki, bu biraz da Flaubert ailesinin zenginliği ve toplum içerisindeki "saygın" yeri göz önünde tutularak verilmiş bir aklanma kararıdır. Ustelik karar metninde "yazın'ın sınırlan" konusunda Flaubert'in "nazikçe" dikkatinin çekilmesi de unutulmamıştır. Karann ilgili bölümünde şu satırlar yer almaktadır: "Karakter betimlemesi ve yöresel renklerin yansıtılması amacıyla kişilerin eylemlerinin, düşüncelerinin ve söylediklerinin âlışılmadık bir biçimde anlatılmasına izin verilemez. Çünkü böyle bir sisternin ürünü olan tinsel yapıtlar, iyinin ve güzelin yadsınmasına, ruhun ve gözlerin indnmesine, kamu ahlakının siirekli zedelenmesine yol açacak bir gerçekçiliğin doğumuna neden olur. Yazın'ın işlevi, süslemek, ruhu, ahiakı temiz lutma yoluyla yenilemek olmalıdır. " Tarihin erken dönemlerinden başlayarak yerleşik düzen savunucularının edebiyat yapıtlarına uyguladıkları baskılar, yazarın sözüne toplum içinde verilen önemin artmasıyla birlikte, çok daha şiddetli bir kavgaya dönüşmüştür. îngiltere Kruliçesi I. Elizabeth'in, Shakespeare'e söylemiş olduğu şu söz, bu durumun bir özetidir: "Sizler tiyatro sahnelerinde kalınız, dünya sahnesinde oynamayı ise biz hükümdarlara bırakımz!" Yaan ürünlennin suçlanması, yaraücılanyla birlikte yargı önüne çıkanlması, yazın olgusunun kendisi kadar eskidir. Bu bağlamda olmak üzere tarihte saptanabilen örneklerin karşısında saptanamayanların neredeyse ağır basması, bir olasılık olarak düşünülmelidir. Yazıya dökülmüş düşüncenin kalıcılık ve elden ele dolaşabilme nitelikleri, yazındışı metinlerin yanı sıra, doğrudan yazınsal metinleri de tarihin erken dönemlerinden başlayarak özellikle en geniş anlamda "yerleş.k düzen savunucularının ve toplumsal ilerleme yasalarırun işleyişini engellemek isteyenlerin hem can düşmanlan, hem de korkulu düşleri kılmıştır. Bu durum, yazann sözüne toplum içerisinde verilen önemin artmasıyla birlikte çok daha şiddetli bir kavgaya dönüşmüş, türn buyurgan yönetimlerin gözünde gerçek yazın yapıtlan, normal savaş silahlan kadar tehlikeli olmaya başlamıştır. tngihere Kraliçesi I. Elizabeth'in, William Shakespeare'e söylemiş olduğu şu söz, bu durumun bir özetidir: "Sizler tiyatro sahnelerinde kalınız; dünya sahnesinde oynamayı ise biz hükümdarlara bırakımz!" Roma devri su kemeri SOMA (AA) SomaB Termik Santralı'nın 5. ve 6. ünitelehnin yer alacağı alandaki temel kazısı sırasında, Roma dönemine ait su kemeri bulundu. AA muhabirinin yetkililefden aldığı bilgiye göre, bulunan su kemerinin, Romalılar devrine aiı olduğu cnlaşıldı. İktidar ve sanat Yerleşik düzenin temsilcisi ve koruyucusu olan iktidarlar, yazarlara ve yapıtlara yönelik saldınlannm gerçek amacını, yanı doğrudan insanın düşünme özgürlüğünün en önemli parçalanndan birini oluşturan yazma özgürlüğıinu kendilerince boyunduruk altına alma isteklerini hemen hiçbir zaman açıkça sergilemeyip, kılıflan yeğlemişlerdir. Örneğin, belki de tarihin gördüğü en bağnaz din devletinin kurucusu olan Calvio, Cenevre'de "insanlann ber türlii özgüriüğü kötiiye kullandıklan" gerekçesiyle elbat başta yazma ve istediğini okuma özgürlüğü olmak üzere tiim özgürlükleri yasaklarken, insanları gerçek din yoluna götürme gerekçesini savunmuştur. Nazi yönetimi, dünya sanatının şaheserlerini "yozlasmış sanat", Yalîudi kokenli yazarlann kitaplarını da "yoz yazın ürünleri" diye nitelendirirken, kendince "yüce" idealleri çıkış noktası almıştır. Bunlar, uç örnekler sayılabilir. Bu denli kitlesel nitelik taşımayan, ama temel amaç açısından ayrım göstermeyen başka örneklerde ise, "ahlaka aykınlık", amme vicdanını rahatsız etme" ve benzer nedenlerin, yazın ürünlerine saldırıda başlıca silah olarak kullamldtğına tanık olunmaktadır. Böyle durumlarda neyin ahlaka uygun, neyin aykın olduğunu saptama yetkisini kendine tanıyan iktidar, yerleşik düzenden ötesini gösteren, insanları en azından böyle bir öte'nin olabileceği konusunda düşündürtmeye elverişli özgürlükleri boğmayı amaçlar. Dinsel kökenli bir ahlak düşüncesinin toplum tekleri üzerindeki öncesiz egemenliği ve kökleşmişliği göz onünde tutulduğunda, bu silaha neden sık başvurulduğunu anlamak kolaylaşmaktadır. UGÜN • Türk Müziği Korosu İstanbul Devlet Klasik Turk Müziği Korosu Prof. Nevzad Atlığ yönetiminde saat 11.30'da Atatürk Kültür Merkezi'nde bir konser verecek. • Sanat Kooperatffî Kartal Sanat Kooperatifi (Kartal Cumhuriyet Cad. Yeğenoğlu Işhanı No: 2) Hasan Seçkin "ın karikatür ve kolaj sergisiy/e açılıyor. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Fırat Nehri'nde kullanılan bir çeşit sandal... Haberci. 2/ Tütün dizmek, kurutmak \e işleraek için kullanılan üstü kapalı sergi... isviçre'ye özgü, ağaç kütüklerinden yapılma dağ evi. 3/ İstanbul'un bir semti... Duman lekesi. 4/ Dökülen tohumlarla ertesi yıl çıkan tahıl... Bir çeşit Ingiliz birası. 5/ Çorak, verimsiz toprak. 6/ Avuç içi... Kalınca ve yarı mat bir kâğıt türü. 7/ Numaranın kısa yazılışı... Yüzeyi ışığa karşı duyarlı bir madde ile kaplı kâğıt üzerine, kalıptan çekilmiş resim kopyası. 8/ Arap erkeklerin kerıyelerinin üzerine bağladıklan kahn çember bağ... Razı olma. 9/ Metal parlakhğı verilmiş deri... Takım. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Gelinçiçeğide denilen oir süs bitkisi... Anüsle ilgili. 2/ Asya ile Avrupa'yı ayıran dağ sırası... Bedene egemen olma yoluyla ruhsal yaşama da egemen olunabileceğini savunan Hint çileciliği. 3/ Ömer Seyfettin'in tanınmış bir öyküsü... İlaç. 4/ Cılız, zayıf... Ispanyolların sevinç ünlemi. 5/ Güney Amerika'da bir başkent. 6/ Osmanlı devletinin Kuzey Afrika'daki son topraklarını da yitirdiği antlaşma... Bir düşünce anlatan birkaç tümcelik söz. 7/ Bir nota... Bir ay adı. 8/ Hastalıklı, sakat... Sıra. 9/ Kestirme yol... Paylama, azarlama. III. Napoleon dönemine ayna "Ahlaka ve dine aykınlık" bahanesiyle ashnda neye karşı çıkıldığı, bu alıntıda açıkça belirginleşmektedir. Ürkütücü olan, "Emma Bovary"nin öyküsü değildir, ama bu öykünün alışılmadık bir biçimde anlatümasıdır. Çünkü Flaubert, yazma sanatını toplumu irdeleme açısından bir neşter gibi kullanmış, roman türü içersinde ilk kez toplumbilimsel yöntemi uygulamaya koymuştur. Bunun sonucunda herkesin sıcak yuvasmda "rehavet" içersinde okuduğu bir gazete haberinin öznesi olan Delphine Delamare, doyurulamamış tutkularının zorlamasıyla burjuva geleneklerinin sınırlannı parçalayan Madame Bovary'e dönüşmüştür. Böylece de artık ruhsuz kalmış bir çağın ilkel romantizmini tüm çıplaklığıyla sergilemeye yarayan bir figür olup çıkmıştır. Böylesi, arttk salt süslemekten, düzmece ahlak öğreticiliğinden çok uzaklaşmış, insanlara öte'yi göstermeye koyulmuş bir yazmdır. Emile Zola, çeyrek yüzyıl sonra 1881'de, Natüralist Romancdar adlı incelemesinde Bovary konusunda şöyle diyecektir: "Madame Bovary'ıün çıkışı. tüm yazın alanı için bir devrimdi. Sanki modern romanın, Balzac'ın dev yaratısı içersinde orada burada rastlanan tekniği, tek bir kitabın dört yüz sayfası içersinde açıkça belirlenmiş ve dile gıtirilmişti. Yeni sanat, kendi dilbilgisine kavuşmuştu." Ünlü kükür tarihçisi Egon Friedell ise, "Yeniçağın Kültür Tarihi" adlı başyapıtında, "Madame Bovary"nin etkisini şöyle değerlendirir: "Romanın uyandırdığı tepki, ancak bakış açısımn yeniligiyle açıklanabilir. Flaubert'in 'ahlaka aykınlığı'nın tek kaynağı, işte budur. Köklü bir yenilik taşıyan her dünya görüşii, "parçalayıcı' etki yaratır, alışılmış bağlamlan bozar..." "Madame Bovar>". yazın adına değil, ama III. Napoleon dönemi Fransası'na ayna tutma suçuyla yargılanmıştır. Zoralım ve imha ülkemizin yakın tarihinde yaşanan ararejimlerde yazarların ve kitaplann en yıpratılan hedefler arasında yer almış olmaları, yukarda özetlemeye çalıştığımız tarihsel akışın doğai uzantısıdır. Son ararejimin ürünü olan günümüz iktidannca, "küçükleri" ve "ahiakı" koruma gerekçesiyle alman yasal önlemler ise yine son ararejim ile bu rejim Gustave Ftaubef. Emıle Zola risi'nin egemen öğeleri olarak nitelendirir. Zaten İkinci İmparatorluğun yaratıcısı olan III. Napoleon da yükselişini geniş ölçüde bu çevrelerle olan ilişkilerine borçludur. Benjamin'e göre, bu olgu bağlamı, gerçekte o dönemdeki gizlilik ve gösterişin birlikteliğinin bir göstergesidir. III. Napoleon yönetimi, polis devletini amaçlayan bir iktidar anlayışını sergiler ve her alanda olduğu gibi, ahlak alanında da bekçi olma savındadır. Ama gerçekte zihniyet, tam bir "dosttar alışverişte görsün" zihniyetidir. Aynı dönemde sanat ve yazın alanına egemen olan kargaşa, başka deyişie zevkle zevksizliğin, değer taşıyan biçemlerle yapay biçemlerin ve ucuz taklitlerin birlikteliği, toplum yaşamımn öteki kesitlerinde de geçerlidir. Belediye Başkanı Haussmann'ın salt görkem tutkusundan kaynaklanan, ama sanatsal özden yoksun kent düzenleme tasarımları ile toplumun dayandığı söylenen ahlaki temeller arasında, öz açısından hicbir ayrım yoktur. Natüralizmin yazın alanındaki kurucusu sayılan Guslave Raııbert (18211880), "Madame Bovary"siyle işte böyle bir ortamda yazın sahnesine çıkar. "Madame Bovary", 1856'da Revue de Paris'te tefrika olarak yayımlanır. 1857'de de kitap olarak çıkar. Ashnda romana gerçek bir GÖNÜL ÜLKÜ GAZANFER OZCAN TİYATROSU 00 19 00 p tesı sal Oyun yufctuı 615e Hetgun 12 00 de acılrr Tei 146 80 9i Ş'$lı Meyflarv StRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle