18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/8 HABERLER 26 MART 1988 Bakan Titiz, turizm mevsimini açtı Demiral ve Akköprülü karar değiştirdi Belediyelerin yetkilerine sınır Kültür ve JUrizm Bakanı "Tabiat varlıklarımızın korunup geliştirilmesi, her yerel idare tarafından aynı özenle yapılamayabilir. Bunda yerel yönetimin eğitimsizliği, siyasal düşünce forkı ve kaynak imkânsızlıkları rol oynayabilir" dedi. Titiz, ülkenin turizm bütünlüğünün sağlanmasında belli ilkelerin uygulanması açısmdan, yerel idarelere, haklannın olmadığı sorumlulukları yükleyemeyeceklerini söyledi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kültür ve Turizm Bakanı Mustafa Tınaz Titiz, doğal guzelliklerin ve değerlerin korunması için yerel yöııetimlerin bazı yetkilerini azaltan yeni duzenlemeler yapacaklannı açıkladı. 1988 Turizm mevsiminin açılışı nedeniyle ITO tarafından duzenlenen panelde konuşan Kiillür ve Turizm Bakanı Mustafa Tınaz Titiz, Türkiye'nin e\rensel anlamdaki turizm ile henüz yeni tanıştığını belirterek, "Bunun avantajlan ve dezavantajlan var. Bu pofansiyel Turkiye'de uızyıllardan beri var otmasına rağmen, biz yeni istifade etmeye başlıyoruz. Bu, dutıya pazanndan gecikmiş bir gelir tahsili demektir" dedi Gecıkmenın avantajırun "turizmde ilerlemis nlkelerin düşlügü hatalara duşmemis, yani dogayı lahrip elmemis olmaktan" kaynaklandığını savunan Bakan Titiz, şunları söyledi: "Eger bu avantajı kulbııursak, tahsil edememiş otdugumuz geJiri, kat kal arttırarak, sonraki nesillere devretmemiz mumkıin olacaktır. Dünya turizme, 20 yıl oncesinden daha farklı bakmaktadır. 20 yıl önce bu işle ugraşan ulkeler, 'her ne pahasır.a olursa olsun' diye yola çıkmışlardı. Bu bakış açısı nedeıüyle, turistin gitfiği ber ulkede kendi yaşadığı hayatı arama alışkanlığı, öbıir taraftan lurist kabul eden ulkHen'n ne pahasına olursa olsun onlann gelirlerini temin elme isteği, sonunda birbiriyle çelisen menfaatleri ortaya çıkardı." Bu çatışmadan zararlı çıkan tarafın "dofa" olduğunu vurgulayan Titiz, yeni meydana gelen "yumuşak turizm" kavramının bu anlayışı değiştirdiginı söyledi. Dunyada v» Turkiye'de son yıllarda yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklannın arttığına, mali bağımsızIıklannın yanı sıra idarj bağımsızlıklarına da kavuştuklarına dikkati çeken Tınaz Titiz, bu olumiu gelişmenin bazı olumsuz sonuçlan da ortaya çıkardığını söyledi. Titiz, Turkiye'de pek çok belediyenin faaliyet gösterdiğinı anımsatarak, şunları k o nuştu: "Turkiye'de yerine konulması imkânsız olan, bir kere tabrip edildiklen sonra artık sadece pişmanlık duyulabilecek olan tabiat varlıklanmız vardır. Bunlann korunup geliştirilmesi, her yerel idare tarafından aynı özenle yapılamayabilir. Bunda, yerel yonetim açısmdan eğitimin, siyasal düşünce farkının. kaynak imkânsızlıklanmn da rolu vardır. Turizm aianlan için Kültür ve Turizm Bakanlığı larafından yapılmış fiziki planlar, belediyeler larafından bazı degişikliklere ığratılabilmektedir. Bunun avanlajlan yanında sözünü ettigim ilkelerin hassasiyelle korunmaması açısmdan dezavantajları da vardır." Bütün ulkcnin turizm bmunlügünun sağlanmasında belli ilkelerin uygulanması açısmdan yerel idarelere "haklannın olmadığı" sorumlulukları yükleyemeyeceklerini vurgulayan Titiz, sozlerini şovle surdurdu: " Vararzarar dengesini yarar lehinde gelişlirmemiz gerekecektir. MerkeziyelçUiğin luzagına duşmeden, yani "her turlu turizm planını bakanlıkra onaylatacaksınız' demeden, yerine biçbir şekilde kovamayacağımız dogal guzelliklerimizi korumak için yeni bazı duzenlemeler yapmak, tedbirler almak zorundayız. Tabiat varlıklannın korunması için yapılacak planlara butun I ıırkiye'ye bakan. gelecek 10 yıla değil S O yıla bakan bir O gozlükle bakılmasının mecburi olduğunu, bunun yerel yonetimler açısmdan da kaçımlmaz olduğunu açıklamak dururaıındayım. Bunun için gerekli tedbirieri almak üzere çalışmaktayız."" ust ybnetunı görevinde kahyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Kenan Evren, TRT'nin yeni Genel Müduru C«m Duna'yı Çankaya Köşkü'nde kabul ederek başarılar diledi. Bu arada TRT üst düzey yöneticileri değişiklik isteklerini geri aldılar. Cem Duna, pazartesi günü Tunca Toskay'dan görevi devralacak. Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halkla İliskiler Muşavirliği'nden verilen bilgiye göre, Evren, Duna'yı saat 14.00'te kabul etti. Evren, Duna'ya TRT'deki görevinde başanlar diledi. ANKA'mn edındiği bilgiye göre, Duna, görüşme sırasında Evren'e TRT konusundaki görüş ve duşuncelerinı aktardı. Duna, Evren'in de bu konudaki görüş ve dıleklerini sordu. Yeni genel mudurun atamasınm yapılacağı gunlerde Toskay'dan kendilerini baska bir göreve atamalanru isteyen Haber Dairesi Başkanı Cafer Demiral ile TV Dairesi Başkanı Mehmet Turan Akköprülü, bu isteklerinden vazgeçtiler. Görev degişikJiğı isteginin yeni genel mudüre karşı ust kademelerde bir Yeni Genel Müdür Cem Duna pazartesi günü görevine başlayacak. Cumhurbaşkanı Evren, Duna'yı Çankaya Köşkü'nde kabul ederek kendisine başarı diledi. tavır konuluyormuş gibi yorumlandığıru ve bu yorumun yanlış olduğunu söyleyen Demiral, görevinde kalacağını belirtti. Bulunduğu kademede Duna'ya kadrolaşma imkânı tanımanın iyi niyet bdirtisi olduğunu ifade eden Demiral, bunun haber merkezinin bir geleneğı olduğunu söyledi ve "Onun btesinde biz, yardııncı olacağız. Ama bu farklı yorumlandı. Ben o işlerin içinde degilim. CMmam da. Öyle yonımlanıyorsa, ben burada yeni genel mudurii karsılanm. Konuşuruz. boyle bir yoruma meydan vermemek için takdiri ne ise ona gore hareket ederiz", diye konuştu. Demiral, Araştırmalnceleme Kurulu'nda pasif bir göreve getirilraesini isteyen TV Dairesi Başkanı Akköprülu'nün de duşüncesini değiştirdigini bildirdi. Demiral, görev degişıkliği isteyenlenn görevlerinde kalacağını söyledi. Demiral, "Onlan da tavsiye ve telkinlerie vazgeçirdik" dedi. Demiral, duşüncesini degiştırmesinde Toskay'ın Başbakan Turgut özal'ın danışmanı olmasının bir rolü olup olmadığının sorulması üzerine, "Hayır. Tunca Bey'in danışnunı olup olmayacagı da belli degil. Yok oyle bir şey henüz" diye karşılık verdi. Bilindiği gibi görev süresi sona eren Toskay'ln, RadyoTelevizyon Kurulu'nun, TRT Genel Müdürlügu için hükumete önerdiği Uç kişi arasında yer almaması üzerine Demiral, eski görev yeri olan dış yayınlarda aktif bir göreve getırilmesini istemişti. Akköprülü ise yeni genel müdürun atanmasımn beklendığı gunlerde Demiral gibi davranarak, Araştırmalnceleme kurulunda pasif bir göreve geürilmesi isteğini Toskay'a iletmişti. Hamile işçiler davasında ret kararı IşSendika Servisi Hamilelikleri sırasında işten atılan iki işçi adına açılan ve işverenin kotü nîyet tazminatı ödemesini isteyen dava reddedildi. Sekriss Maden ve Plastik Sanayii'nde çalışan iki işçi hamilelikleri sırasında tş Yasası'nın 13. maddesi uyarmca işten çıkarılmıştı. Üyeleri adına PetrolIş Sendikası, işverenin aleyhine dava açmıştı. Duruşma hâkimi, işverenin işten çıkardığı iki işçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödediğini belirtmesi üzerine kötü niyet tavninatının ödenmesini reddetti. Petrollş Sendikası avukatları kararı lemyız edeceklerini bildirdiler. (Fotoğraf: Beynem Uran) 2 yerde 12 işçi çıkarıldı tşSendika Servisi Kartal Samandra köyunde kurulu aynı isverene ait toplam 400 işçinin çalıştığı Maktel ve Bant Boru 'dan 12 işçi çıkarıldı. tşten çıkarılanlara tazminatlarıntn ödendiği bildirildi. Işçiler geçen hafta sonu fabrika çalışanlarının katıldığı bir çay partisi duzenlediklerini, bunu sendikalaşmaya yönelik bir hareket olarak değerlendiren işyeriyetkililerinin "toplanıp ne yaptımz" soruşturması başlattıklannı, iki gün sonra da arkadaşlannın işten çıkarıldığını bildirdiler. tşçiler işyerinde 55 kişinin daha işten çıkanlacağı söylentisinin yayıldığını söylediler. BİR SEVKİYATBV OYKUSU Tersanede kıyafet protestosu tşSendika Servisi Pendik Tersanesi Taşoran fırmasmda çalışan 300 işçi işverenin iş kıyafetlerini vermemesini protesto etmek için iki gün işbaşı yapmadılar. Hizmet sözleşmelerinde bir ayakkabı bir iş kıyafeti verecekleri yazılmasına rağnten haklanm henüz alamadıklarım belirttiler. Işçiler, işverenin iş kıyafetlerini önümüzdeki hafta içinde vereceğini açıklaması üzerine dün akşamüstü işbaşı yaptılar. Donmamak için hiç uyumuyorduk 6 hükümlü, Diyarbakır Askeri Cezaevi'nden gerçekleştirilen sevkiyatı bir mektupla İnsan Hakları Derneği'ne bildirdi. İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Nevzat Helvacı "Tutuklu ve hükümlülere kanunlarm verdiği cazanın dışında, hukuk dışı bir ceza verntek kimsenin haddi olmamalıdır" **'• dedi. TURAN YILMAZ ANKARA "Sevkiyat var" diye bağırdı gardiyan Diyarbakır Askeri Cezaevi'rün koridorlarında. Bu iki sozcük yankılar yaparak demir parmaklıklar arasından koğuşlara ulaştı. Koğuşlarda, cezaevi koşullannın düzeltilmesi istemiyle yapılan açhk grevlerinin 8. gunünde bulunan tutuklu ve hükümlüler üzerinde şok etkisi yaptı. Nereden çıkmıştı bu "sevkiyat" şimdi? Bu "sevkiyal"ın açlık grevini ku1mak amacına yonelik olduğu dne sürülüyordu. Ama bu, yalnız bir iddia idi. Açlık ve bakımsızlıktan bitkin düşmüş vücutlar, "seviuyaC'a dayanabilecek miydi? Askeri yetkililer de bunu düşunmüşlerdi. 16Şubat 1988 günü, Bursa, Eskişehir ve Aydm cezaevlerine sevk edilecek 14 hukumlu, "yokuluga çıkabilirler" raporu için doktora çıkarıldılar. Diyarbakır Kapalı Cezaevi doktoru Alaattin Altınakar, "Olmaz" deyince, adli tıptan doktor Yasar Tırasçı getirildi, o da "Olmaz" dedi. "Sevkiyat" gecikiyordu. Üç gun sonra gece yarısı 14 hükümlü. yenıden yataklanndan kaldırıldı, doktor bulunmuştu. "Pejmürde kılıklı. paçalan çamurlu, eski pusku giysü, bakışlan diışmanca" doktor, "Şöyle bir iki dokunarak" muayeneyi tamamladı ve "olnr" dedi. 21 şubatta başlayıp 4 gün süren "sevkiyaf'ın öykusü, 6 hıikumlünün İnsan Hakları Derneği'ne gönderdikleri mektupla böyle başlıyordu. M. Can Yuce, Selahattin Şimsek, M. Emin Cökdemir, Hamit Kankıbç, Mehmet Takır ve Mehmet Cavas adlı hükümluierin mek(ubuna gore öyku sonra şöyle gelişti: "Açhktan bitkin düşmüş o halimizle bizi zorla yataklanmızdan çıkardılar. Cezaevi avlusuna birer ikjşer çıkardılar. Yağmur yagıyordu. O yağmur altında ustümuzu ve eşyalanmızı aradı askerler. Esyalanmızı dağıtıp doktüler. Giysilerimiz, esyalanmız yağmur sulanyla ıslandı, kirletildi. Sonra, ikişer ikiser bizi birbirimize kelepçelediler. Kelepcelerimiz o kadar sıkıldı ki zinciri bileklerimize oturdu... Cezaevi arabasının içinde su birikintileri vardı. Herhalde arabanın içini yıkamışlar diye duşündük. Ancak banklara oturur oturmaz arabanın tavanından suların aktıgıhı gördiik. Arabanın ber yanı kapalıy. dı. Üzerimize akıyordu. Bizi banklara yerlestirdikten sonra upuzun, paslıçamuriu bir zinciri hepimizin kelepçelerinden geçirip bizi bu zinciıie aynca bagladılar. Bu da sevk zinciriydi... Çogu arkadaş kanlı san sular kusuyordu ve kendilerinden geçiyor, sonra da ayılıyordu. Arabamız Urfa Emniyet Mudüriügu ve cezaevi önünde saatlerce bekledi. Onlar kendi ibtiyaçlannı giderdiler, ama bizi ne arayan ne de soran o)du... Gaziantep Özel Tip Cezaevi'nin korkunç hucrderinde zor sabahladık. Soguktan az kalsın donacaktık. Adana'ya vardık. ama burada da açhk ve luvakt ihtiyaçlanınız] karsılamadılar. Ankara'ya dofru yola çıktı£iinızd*, arabanın tüm demirmetal parçalannın buzlandığını gordük. Buzdolabından daha soğuktu arabanın içi. Artık ctgerlerimize, üiğimize islemişti soğuk. Ankara Kapalı Cezaevi'nde de ihtiyaçlanmız karşılanmadı. Eski$ehir'e yola çıkınca, arabanın içine işedik. Keskin sidik kokusu da soluyorduk artık. Donmamak için uyumamak gerekiyordu. Farkında olmadan uykuya daianı bemen kaldınyorduk. kelepçeler çok sıla bağlandıgı için eümiz morarmıs ve şişmişti. Aydın Cezaevi'ne vardıgımızda dört gün boyunca yolda bize eektirilen eziyet ve işkenceler son buldu..." İnsan Haklan Derneği Genel Bask,anı Nevzat Helvacı, yaşanan bu olay nedeniyle, tutuklu ve hükumlülerin de insan olduklarını ve ;nsanca davranış gösterilmesi gerektiğini yetkililere bir kez daha anımsatmak ıstediğini bildirdi. Helvacı, Avnıpa ulkelerinde benimsenen, tutuklulara ve hükümlülere uygulanacak asgari kur^llann Turkiye'de de uygulanması gerektiğini belirterek, "Anayasasında hukuk devleti yazan bir ulkede, tutuklu ve hükümlülere kanunlann verdiği cezanın dışında. hukuk dışı bir ceza vermek kimsenin haddi olmamalıdır" dedi. M47 tanklarındd tadilat ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterinde bulunan M47 tanktan destek tanklan ya da özel tank olarak da adlandırılan kurtarıcı tanklara dönüştıirülecek. Savunma ve Havacılar Dergisi'nin önümüzdeki hafta yayınlanacak olan sayısında yer alan bilgilere göre, kurtarıcı lanklar sahrada motor ya da namlu değiştirme gibi işlemler için kullanılacak. Tanklar ayrıca, çeşitli arazı koşullannda hareket eden tank fılosuna ait tanklann, batağa saplanma, şarampole yuvarlanma ya da hareketsiz kalma durumlarmda da kurtarma işlemi için kullanılabilecek. thalede yarışan fırmalar ve bunların Türk partnerleri şöyle: 1. Talbot (hpanyol)Alamsaş. 2. Kruppmak (F.AIman)Asmaş. 3. Jung Jugenthal (F. Alman) Mercedes ve MKEK. Kııtlıı ve Sargın için Hollandaida destek arayışı T "r1<fVıenin'lkömeklahve a<an ve öir valının katıiırrn ile | b a n d 0 eşiığmde açıWı Dwlet Bakanlıâının koordınatorluCOnde, MiM Eğıtim Gençlik ve Spor Batanlığı, Ankara Valılığı VB Türkıye Kahvecıler Kıraattıanecıler ve Bufecıler Esnaf ve S^natkârian Federasyonu'nun ışbırtığinde "Kahvehanelerde Okuma Köşelen" kampanyasının ılk uygulaması "Salon Gençler" adlı bir kahvehanede törenlerte başlatıldı Kahvehane önunde duzenlenen törenı vatandaşlar da ılgtyle ızledı. "Örnek Kahvehane^ nin açılışında konuşan Mıllt Eğitım Gençlık ve Spor Bakanı Hasan Celal Giaei, Osmanlı devletınden bu yana kıraatfıanelenn olumiu ışlevlerı olduğunu. ancak zamanla kahvetıanelere dönüştüğunü ve ı$sızler ordusunun barınma yerı halını aldığını belirterek. Kahvehanelerı bir okuma. kıraat etme yerı halıne getırmek ıstıyoruz" dedi (Fotoğraf: AA) HALUK BAKIR LAHEY Halen Turkiye'de tutuklu bulunan TKP Genel Sekreteri Haydar Kutlu'nun eşi Çicek Yaga, Kutlu ve Sargın'ın serbest bırakılmaIarı ve özgürce politik faaJıyetlerde bulunma haklannın tanınması yolundakı Avnıpa Parlamentosu karannın uygulanması için Hollanda hukumetinden ve çeşitli siyasi panileröen Türk hükümetı nezdinde ginşrr^de bulunmasını istedi. Çiçek Yağcı, bu konuda Hollanda işçi Partisi Başkanı Wim Kok, Komunist Partisi Başkanı EDy Izebound ve iktidardakı koaüsyon ortagı Hıristiyan Demokrat Pani'nin Uluslararası İliskiler Sorumlusu Kolster ile görüştü. Hollanda İşçi Partisi lideri Wim Kok'un, Çiçek Yağcı'ya bu konuda destek vaat ettiği belirtilirken, iktidardaki Hıristiyan Demokrat Parti yetkililerinin, Kutlu ve Sargın'ın Türkiyeye gjttiklerinde tutuklanacaklannı bUdiklerini ve bu nedenle şimdi yapılacak bir şey olmadıgını söyleyerek gorüşme isteğini reddettikleri bildirildi. Çiçek Yağcı, daha sonra Hollanda Parlamentosu'nun basın merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Kutlu ve Saıgın'ın, düşüncelerinden ötüru yargjanacaklarıru ve bunun politik bir dava olduğunu dile getirdi. Turkiye'de demokrasi için Lahey Komitesi de, Kutlu ve Sargın'ın yargılanacakları duruşmalara göziemci bir HoUandalı avukaün gönderilmesi için para topluyor. Şehit polis çocukları ANKARA (AA) Görev başında şehit duşen, sakatlanan veya stirekli bir hastalığa yakalanan polislerin çocuklanna, polis kolejlerine girişte öncelik verilecek. Polis kolejlerine giriş yö'netmeiiğinde yapılan değişiklik, Resmi Gazete 'nin dünkü sayısında yayımtanarak, yürürlüğe girdi. Değişikliğe göre, yazılı sınava alman ve 2330 sayılı nakdi tazminat verilmesi ya da aylık bağlanması hakkındaki yasa kapsamma giren şehit polis çocukları, kazandıkları puana bakılmaksızm birinci sırada tercih ettikleri kolejin listelerine alınacak. Kolejlere girişte, bakan, müsteşar ve emniyet genel mudürune de kontenjan ayrıldı. SnrtBatman PKK davası Ktirtçeye sııç duyurusu İdam kararları Askeri Yargıtay tarafından bozulan SiirtBatman PKK davası dün Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yeniden başladı. Söz alan sanıklann bundan sonra Kürtçe konuşacaklarını ve Türkçe savunma yapmayacaklarım bildirmeleri üzerine salondan çıkarîilan 4 santk için mahkeme suç duyurusunda bulunmayı kararlaştırdı. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Daha önce 9 idam karar ı verilen PKK SiirtBatman davasında, sanıklann Kurtçe savunma yapacaklannı bildirmeleri üzerine, mahkeme, 4 sanık hakkında suç duyurusunda bulunmayı kararlaştırdı. İkisi tutuksuz, 25 sanığın sıkı guvenlik onlemleri altında getirildiği PKK Siirt ve Batman grubu davası, dün 14.00'te Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nde yeniden başladı. Duruşmada Siirt yöresinde 197880 yıüan arasında meydana gelen otuza yakın olayla ilgili olarak suçlanan samklardan bazılan ile soz alan avukatlar, Askeri Yargıtay'ın bozma gerekçesi ve tutukluluk sureleri goz onunde bulundurularak tahliye kararı verilmesini istediler. Dinlenen bazı tanıklar da olayla ilgili ifadeler vererek sanıklan teşhis etmeye çalıştılar. Ancak tanıklar, sanıklar arasında olaya katılan kimse bulunmadığını söylediler. Yargıtay tarafından 9 idamlı kararı bozulan SiirtBatman PKK davasının görulmesine dun Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yeniden başlandı. Duruşmada söz alan sanıklar tsmail Sezgin, Kâzım Ateş, Medeni Gurgen ve Hıfzullah Korkut bundan sonra Turkçe konuşmayacaklarını ve Künçe savunma yapacaklannı söylediler. İdam kararı Askeri Yargıtay tarafından bozulan samklardan Medeni Gürgen, mahkemede söz alarak bundan sonra Kürtçe konuşacaktarını ve savunmalarını da Kurtçe yapacaklanm söyledi. Daha sonra söz alan Hıfzullah Korkut da Gürgen'in savunmasına katıldığını belirterek, Irak'ın Kuzey Irak'ta giriştiği kımyasal saldırıyı kınadı. Kürtçe ve Türkçe olarak hazırladığı savunması elinden alman Korkut, mahkeme heyetine "Bundan sonra Türkçe konuşmayacagız. Artık Kürtçe konuşacagız mahkemede. Bu böyle biline" dedi. "Fasist Saddam Huseyin yönetiminin binkrce köylü katlettigini. bir kıyım yapt^ım" one suren Korkut'tan sonra "Kürdistanh bir Arap" olduğunu söyleyen lsmail Sezgin ise hazırladığı Kürtçe ve Türkçe savunmasını okumaya başladı. Oteki sanıklann savunmaianyla aynı doğruitudaki bu savunmanın da okunmasına ızin verilmedi. Yargıç Yavuz, "Diliniz başka da olsa burası Türkiyc Cumhuriyeli'nin bir kurumudur. Ancak, dışanda Kurtçe konuşabilirsiniz" diye uyardı. Yargıç Yavuz'un sorularına Kürtçeden "EREEVET" yanıtını veren lsmail Sezgin, Kâzım Ateş, Medeni Gurgen ve Hıfzullah Korkut için mahkeme başkanı verilen ara kararı açıkladı. 4 sanığın dısan atılması üzerine mahkeme salonu kanştı. Sanıklar, Kurtçe olarak soylediklen sloganlarla "Kahrolsun zorbalık", "Yasasın başkaldın" ve "Yasassn onuriu tasamak" dediler. Dort sanığın dısarı atılmasından sonra söz alan ve adı bilerleneraeyen bir sanık, arkadaşlannın mahkeme salonu dışına çıkarılmasımn Cenevre Anlaşmasına aykırı olduğunu öne surdu. Dumşmaya verilen beş dakikalık aradan sonra kararı açıklayan yargıç Ya\uz, Mansur Içer, Kasım üygun, Kâzım Türkan, Beytullah Yıldız ve Recep Yardımcı'mn tahliyelerine, mahkemede Kurtçülük propagandası yapan 4 sanık için Diyarbakır DGM'ye suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Duruşma, "karar" için 27 Nisan 1987 gününe ertelendi. Muhtarlar, Bayur'la görüştü tSTANBUL (AA) Köy ve Mahalle Muhtarları Derneği Marmara Böige Başkanlığı yöneticileri, Istanbul Valisi Cahit Bayar'ı ziyaret ederek muhtarların sorunlannı dile getirdiler. Dernek Başkanı Sabri Sedefoğlu kabul sırasında kimlik bildirim ve meskun beyanlarında yanlışlıklar olduğunu ve muhtarlıklara kayıtlı olanlardan yüzde 2025 'inin kayıt almadan bir başka bölgeye gittiklerinin anlaşıldığını söyledi. Yeni atamalar Haber Merkezi Bazı bakanlıklarda yeni atamalar yapıldı. Enerjı ve Tabıi Kaynaklar Bakanlığı'nda TKİ Yönetim Kurulu üyeliğine, Karayollan Genel Müdürlüğü Müşterek Teknik Hizmetler Dairesi Başkanı Yusuf Çebi, Müfeııişlığe ise Coşkun Göksu atandı. Ulaştırma Bakanlığı Deniz Ulaştırması Genel Mudıirlüğu'ne, Ankara Oniversitesi Hukuk Fakültesi öğretım üyelerinden Doç. Dr. Mehmet Aydoğan, Genel Müdur Yardımcılığı'na da Nedim tbrahim Hakkıoğlu atandı. Telefon faturası konutta ödenecek ANKARA (AA) isteyen abonelerın telefon faturalanmn evlerinde tahsil edilmesi uygulamasına nisan ayında Ankara'da başlanacak. PTT Genel Mudürluğu'nden alman bilgiye göre telefon faturalan her ayın 1013 tarihleri arasında abonelerın evlerine götürülecek ve bedelleri tahsil edilecek. Uygulamadan yararlanmak isteyen abonelerin 20 bin lıraya kadar olan faturalanmn evde tahsili için herhangi bir ücret ahnmayacak. Bu miktarın uzermdeki faturalar için ise iki bin lira "konutta tahsil ücreti" ödenecek. Fatma beraat İSTANBLL (AA) Cumhurbaşkanı Kenan Evren' yayın yoluyla hakaret edildiği iddiasıyla, 3 yıla kadar hapis isteğiyle'hakkında dava açılan 2000'e Doğnı dergisi sonımlu Yazı İşleri Müdürü Fatma Yazıcı beraat etti. Fatma Yazıcı hakkında 2000'e Doğru dergisinin 25 Ekim 1987 tarihli 44. sayısında yer alan, "Kenan Pas» Bana Guvence Verdi" başlıklı yazıda Cumhurbaşkam'na yayın yoluyla hakaret edildiği iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Savabğı'nca 3 yıla kadar hapis cezası isteğiyle dava açılmıştı. Yazıda, Cumhurbaşkanı'nın, Söke'nin Bağlararası köyunde üfürükçülük yaptığı iddia edilen Mustafa Sakarya ile dostluk kurup, bu üfürükçünün suç sayılan faaliyetlerini rahatça sürdurebileceği yolunda guvence verdiği izlenimi bulunduğu iddia ediliyordu. Istanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dun yapılan duruşmada, sanık Fatma Yazıcı savunmasını yaptı. Yazıcı savunmasında yazının haber değeri taşıdıgını, yazıda Cumhurbaşkam'na hakaret kasti bulunmadığını söyleyerek. "Yazıda, Cumhurbaşkanlığı Basın Musaviri Ali Baransel'in açıklamalannı da spot başlıklarla verdik" dedi. Mimarlar deneyimli 1303536 Mimar, mesleğini seven 1464934 Beylerbeyi'nde deniz görur kiralık kuçuk daire Tel: 334 32 43 Hepimiz ortada bırakıldık PKK Adana davasında iki ayrı idam istemiyle yargılanan Reşat Denli, Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmaya karar veren ilk itirafçılardan biri. Denli, itirafları üzerine 7 yıl hüküm giydiğini ve serbest bırakıldığını söylüyor. ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu) 12 Eylül öncesi birçok öldürme, yaralama, gasp, banka ve kuyumcu soygunu eylemlerine katıldığı gerekçesiyle 638 sanıklı PKK Adana davasında iki kez idam istemiyle yargılanan Reşat Denli de Pişmanlık Yasası'ndan yararlanarak serbest kalanlardan. Yoksul bir ailenin çocuğu olan Reşat, Güneydoğulu bir ağaya karşı açılan mucadeteye katılmış, mücadelenin boyutları değişmiş, bir anda kendisini PKK saflarında silahlı eylemlerin içinde bulmuş. İki ayrı idam istemi ile yargılanmaya başlayınca da yaptığı "iç hesaplasma" sonueu Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmaya karar vermiş. Yasadan ilk yararlananlardan bin olduğunu belinen Reşat Denli, itirafları üzerine 1 yıla huküm giydiğini ve serbest bırakıldığını soyluyor. Yasa gereği kendisine verilmesi gereken yeni kimliği, e&tetik ameliyatı ve yurtdışına gilmeyi istemediğini belırten Denli, iş için ısrarlı olmuş. Denli şöyle anlatıyor: "Ne yalaa soylemeli, ilgileniyorlardı. Cep harçlığı falan veriyoriardı. Gecim derdi omuzlanma çökmuştü. En kısa surede iş bulmalıydım. Bunun için yetkililerin kapısından aynlmıyordum. Sonunda bir fabrikada bekçilik buldular, ama alacağım para sadece yol parasına yelecekli. Kabul elmedim. Ben ailemi geçindirebileceğim bir iş isliyordum. Turkiye'nin neresinde olursa olsun razıydım. Uzun süre, 'bugun git yarın gel' denilerek allatıldım." Reşat Denli'nin iş için Ankara'ya yaptığı sayısız yolculuklardan bırinde rastladığı bir islihbaratçı, "Bizimle ç«hş" önerısinde bulunmuş. Hiç duşünmeden kabul ettiğinı belinen Reşat Denli, "Halkla irtibat kuracak, PKK militanlannın eylemlerini onceden bildirecektim. Kimlerin yanında bannıyorlar, kimler yardım ediyor ogrenecektim. Vağmur, kar, kış demeden koylerde dolaşlım. Bazeıı peşime PKK'cılar lakılıyordu, kacıyordum. İki uç ay kadar çalısdm, ama para vermiyorlardı. Anladım ki btni maşa, piyon olarak kullanıyorlardı. Bunu anlayınca Adana'ya döndum" diyor. Daha sonra FakFukFon'dan bir milyon lira yardım aldığını belirten Reşat Denli, hâlâ işsiz dolaşıyor. Denli, bir mahkemede, başkanın kendisine soylediğine göre, "MİT'in 34 milyar liralık harcamayla elde edemeyecegi değerde itirafta" bulunduğunu belirterek. sozlerini şoyle noktalıyor: "Pişmanlık Yasası'nın aslı asfan olmadığına inanıyorum. Temcli yok, dayanağı yok. flirafçılar ortada bırakılıyor. Tamamen göstermelik bir girişimdir bu." Terorle Mucadele Harekât Dairesi eski Başkanı Abdullah Aldogan, Reşat Denli ile ilgili olarak şunları söyledi: "Geçenlerde bana mektup gonderdi, halla tehdil mektubu. İş buldum ona, hem de iyi bir iş. Ama adam iş begenmiyor. Adamın lahsili yok bir defa. Bekçilik bulduk. Emniyel bekçiligi değil. Bir fabrikada bekçilik ki normal bir işti bu. Hiçbir suç işlememiş bir adam o bekçiligi yaparken, idamdan dönmüş, devletin, hayalını bağışladığı bu adam, isi begenmiyor. Devleljhayatını iade elmiş buna. 'Bana para ver, kahvehane açayım' diyor. Bunun hukmu de kesinleşmemiş daha. Yargıtay her an bozabilir kararı. Bunlan anlalamıyoruz kendisine." Pişmanlık Yasası'ndan yararlanan itirafçı pişman: İnönü Vakjı Yarışması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) lnönti Vakfı'nm 1987 yılında açtığı "tnönü ve Tiyatro" konulu oyun yanşması sonuçlandı. Birinciliğe değer yapıt bulunamayan yartşmada iki ikincilik, iki de üçünculük ödülü verildi. Yarışmanın ödulleri dün Pembe Köşk 'te yapılan ödül töreninde sahiplerine verildi. Yarışmanın 2'şer milyon liralık iki ikincilik ödülüne "Damdaki" adlı yapıtıyla Ali H. Neyzi ve "Kadın Istasyonu" adlı yapıtıyla Mehmet Baydur değer görüldü. Raik Alnıaçık, Yı/dız Kenter, Metin And, Melih Cevdet Anday ile Gencay Gürün'den oluşan seçici kurul, birer milyon lira değerindeki üçuncülük ödüllerini ise "Bozkırda Sabah" adlı yapıtıyla Bekir Büyükarkm, "Rüzgârlı Kadın" adlı yapıtıyla Özel Arabul'a verdi. ödul töreninde bir konuşma yapan Ismel Inonü 'nün kızı özden Toker, babasınm tiyatroya verdiği önemi anlattı. tnönu Vakfı 'nın bu yıl içinde yapacağı çaltşmalar hakkında da biigi veren Toker, tnönü ve dönemi ile ılgili mevcut olan çok sayıda belge ve fotoğrafm tasnif ve kataloglanmasına başlandığını bildirdi. Economist'in Türkîye yorumu LONDRA (Cumhuriyef) Ingiliz "The Economist" dergisi, Başbakan Turgut Özal ile Turk Silahlı Kuvvetlerı arasında bir hoşnutsuzluktan söz ederek, eski Genelkurmay Başkanı Necdet Üruğ'un MİT raporuyla ilgili başvurusunu buna örnek olarak gösterdi. Economist dergisinin "Ünığ'ıın Donuşu" başlıklı haberinde, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Ozal'ın karsısında başka bir muhalefet odağı olabileceği de kaydedilerek şöyle denildi: "Özal'a gerçek muhalefet, baska bir keumden, ordudan geiebilir. Türk generallerin çogu. Basbakanı hâlâ kusku ile gozluyorlar. Geçen hafta da bu antipali. karşı karşıya gelme şeklinde patladı. Emekli General Necdet Ürug, adının geçtigi tartışmalı MİT raporu nedeniyle tazminat girişiminde bulundu." AMEÜVAT Estetk ameliyatı ve yurtdışına gıtmek ısterneyen Reşat Denli iş verilmesi ıçın ısrarlı olmuş Olmuş. ama bulunan ış tendısını geçındırmeye yetmıyormuş
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle