17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ramı, bir yandan daha kısa süreli bir çalışma haftası isterken, öte yandan teknolojik gelişmeye karşı, çalışanı koruyacak önlemleri hedef almaktadır. Bu çalışma içinde, bilgilendirilmesi ve aydınlatılması gereken hedef gruplar seçilmekte, araştırma ve bilgilendirme çalışmalanna ağırlık verilmekte ve böylece teknolojik gelişmelerin çalışanları için yaratacağı olumsuz sonuçlarını öngörüp daha baştan önleyecek bir mekanizma yaratılmak istenmektedir. Teknolojinin toplumsal tasanmı" adını taşıyan tüm bu çabalar çeşitli gruplar ve çeşitli çalışmalarla yürütülmektedir. örneğin, bir yandan işyerltrindeki işçi konseylerini, işverence önerilen teknolojik tleğişimin kendileri için ne anlam taşıyacağını aydınlatmaya yönelik teknoloji ağırhklı eğitim programlan yürütülürken; öte yandan teknolojinin yaratıcısı ve uygulayıcısı durumundaki teknik personele teknolojinin insan için taşıdığı öteki yüzü tanıtılmaya çalışılmaktadır. Konunun Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke için ne anlam taşıdığı da üzerinde durulması gereken bir soru olmaktadır. Bir yandan dış pazara açılma ve bu pazarlarda rekabet gücü kazanmaya çalışan Türkiye, ekonomisini ister istemez teknolojik gelişmeler ve rasyonalizasyon programlan beklerken, öte yandan bu tür programların sonuçları Türkiye için gelişmiş ülkelerden daha değişik ve daha önemli olmaktadır. Her şeyden önce teknolojiyi yaratma yerine dışarıdan hazır almanın her rasyonelleştirme programının ekonomik ve toplumsal maliyetini arttıracağını düşünmek gerekir. İşgücü fazlasının önemli bir sorun olduğu Türkiye'de, işgücünün nitelik açısından taşıdığı özellikler de düşünülecek olursa, teknolojik gelişme gereği ile istihdam sorunu arasındaki çelişki daha da büyük görünmektedir. Bugün yapısal bir işsizlik olgusuyla karşılaştıklarını kabul etmek durumundaki gelişmiş ülkeler, uzunca bir süre tam istihdama yakın bir çalışma olanağı yaratmış ülkelerdir. Bu ülkeler, sağladıkları çalışma olanaklan ve iyi eğitilmiş işgücüne karşın ve teknolojik gelişme ve değişmenin yaratıcısı olmalarına karşın bugün böylesine bir işsizlik sorunuyla karşı karşıya gelebilmişlerdir. randıkları görülmektedir. F.Almanya, son yıllardaki düşük büyüme hızına karşın yatırını mallarında dünya pazarında %1516 paya sahip bulunan, dış ödemeler dengesi 20 milyarın üstünde fazlalık gösteren, kişi başına geliri 10 bin doları aşan gelişmiş ekonomilere örnek bir ülke. Buna karşın son yıllarda sürekli artış gösteren bir işsizlik sorunu var. Yaklaşık Teknolojik gelişmenin, özellikle elektronik devrimin sonucu olarak, 2.2 milyon (^o9) işsiz bulunmakta bu ülkede. Son yıllardaki düşük kalkınma hızı sürüp giderse 199O'lı yılyalnızca işyerlerinde daha az işçiye gereksinim duyulması gibi bir sonuç larda işsiz sayısının 5 milyona yaklaşacağı tahmin doğurmakla kalmayıp, bazı işlere gereksinimi ortadan kaldırarak da iş edilmektedir. İleri derecede endüstrileşmiş ülkeler araalanlarını daralttığı ileri sürülmektedir. Bu görüşü ileri sürenlerce, sında ABD'de yaklaşık 8 milyon C7o7.1), Japonya'da 1.5 milyon (%2.6) işsiz bulunurken, F.Almanya'rjn elektronik devrim, işleri yoğunlaştırdığı gibi, mal ve hizmet üretiminde daha büyük bir işsizlik sorunuyla karşı karşıya buyer alan birçok üretim sürecini ya eleyerek ya da iç içe geçirerek lunduğu görülmektedir. daraltmaktadır. Artan bu sorun karşısında tüm çevrelerin, bu arada işçi sendikalannın da konuya duyarlıhk göstermeDr. MERYEM KORAY Dokuz Eylül Üni. İkti. ve İdari BU. Fak. leri kaçınılmaz olmaktadır. Bugüne değin kendi üyeKuşkusuz teknolojik gelişme doğrudan ve yan lerini işten çıkarmaya karşı yasal ve toplusozleşme hüGünümüzde teknolojik gelişme giderek hızlanan kümleriyle korumaya çalışan sendikalar, sorunun büürünleriyle birey ve toplurn için büyük olanaklar ve bir trene benzerken, trenin dışında ve içinde kalanyümesi ve yayılması karşısında daha geniş önlemlere hizmetler sunmaktadır. Teknolojik gelişme sonucu inlar için ayrı sorunlar yaratmaktadır. Trene yetişmeye başvurma gereğini duymaktadırlar. Gerçekten iş güsan daha iyi koşullarda yaşadığı gibi, yaşamının boçalışanlar için treni yakalama umudu giderek azalıryutlarım da genişletebilmektedir. Bu nedenle tekno vencesi sağlamaya >önelik yasal düzenlemelerin buken, trenin içinde olanlar da bu başdöndürücü hızı lojik gelişime karşı bir sav ileri sürmek, düşünüleme lunduğu F.Almanya'da, bu yasal düzenlemeler tekdenetleme ve yönlendirme güçlüğü çekmektedirler. nolojik gelişme ve rasyonalizasyon programlan karyecek bir olaydır. Ayrıca kendi içinde bir yön ve hız Gerçekten teknolojik gelişme ve hız, bu gelişmeyi yaşısında, koruyucu olmaktan çıkmaktadırlar. Böyle bir kazanan teknolojik gelişmenin taşıdığı gerçeklik de ratanlar için de adeta bir bağımsızlık kazanmış duprogram karşısında ışçilerin teknolojik değişmeler yadsmamaz. Ancak teknolojik gelişme gerceğinin karrumda, durmadan yeni hedeflere doğru ve daha hızdoğrultusunda yeniden eğitimi tek yol olarak kalmakşısında bir gerçek daha vardır: tnsanın kendi gerçela yol almaktadır. Teknolojinin yaratıldıgı ülkelerde tadır. Ancak bu yol büyük işletmelerde oldukça iyi gi. Insanın gerçeği ise, teknolojiyi sorgulamayı gerekbuna göre sürekli bir uyum, yeniden uyum süreci yatirmektedir. Yararları açısından savunulan teknolove yararlı bir yol olarak kullanıhrken, orta ve küçük sanırken, gizli ve açık birçok sorunda gündeme geljinin doğurduğu olumsuz sonuçlann sorgulanması gemektedir. tnsan ve çevre sağlığını tehdit eden yanlaişletmelerde bir işe yaramamaktadır. rektiği gibi, yanrumızı belirleyecek olan bugünkü teknyla teknolojik gelişmenin tartışma alanına getirilBüyüyen işsizlik sorunu ve Türkiye nolojik gelişmelerin hedefleri, doğrultusu ve konudigi bilinmektedir. lan da sorgulanmak gerekmektedir. Doğal olarak F.Almanya'da teknolojik gelişmeye bağlı rasyonaGelişmenin doğurduğu böyle bir sorgulamanın bir sonuç yaratması için hem lizasyon programlan 1975"ten bu yana hızla sürüp gitbelirü bir yaygınlık göstermesi hem de teknolojiyi yaolumsuzluklar mektedir. 3000'den çok işletmeyi kapsayan bir araşratanların ellerinde bulundurdukları parabügi gibi tırmada, 197579 arasında işletmelerin ^o47'sinin üreAncak yarar ve zararlarıyla tartışılmaya başlanan kaynaklara ulaşılması gerekmektedir. tim yöntemlerini yenileştirmeye yönelik bir yatınma teknolojik gelişmenin, kendisi tartışma dışında kalgittikleri görülmüştür. 198084 arasında bu oran Bir süredir F.Almanya'da yaptığım çalışmalar çermaktadır. Teknolojik, bağımsız, tarafiiz bir degişken ^053'e çıkmıştır. Metal işkolunda ise böyle bir amaçla çevesinde teknolojik gelişme ve insan gerceğinin çaya da olgu olarak algılanmaktadır. Oysa teknolojiyeni yatınma giden işletmelerin oranı 198084 dönetıştığı bir alanın sorunlanyla ilgilenme olanağım olnin gerek yönü ve hedefleri, gerek ilgi alanı ve konuminde "JolYe çıkmaktadır. Rasyonalizasyon programdu: Işsizlik olgusu ya da teknolojik işsizlik. Teknolan açısmdan belirü Ugi ve çıkariara hizmet etüğı açıklan yalnızca üretim sürecini değil, örgüt ve yönetim lojik işsizlik, üzerinde çok tartışılan ve çelişik görüştır. Böyle olunca karşımıza para, bilgi ve deneyim bisüreçlerini de kapsamaktadır. Otomasyonun ve raslerin yer aldığı bir alan. Bir yandan, teknolojinin bazı rikimine ulaşmış ülke ve çevrelerin yönlendirdiği bir yonalizasyonun amacı daha az sayıda çahşanla daişkollarında ve bir süre için işsizliğe neden olsa da, teknolojik gelişme çıkıyor demektir. Böyle bir yönha verimli sonuçlar almak olmaktadır. Bu değişimin yeni iş alanlarının yaratılmasıyla uzun sürede bir işlendirmenin oluşturduğu teknolojinin hem tarafsız sonucunda, yalnızca daha az sayıda çalışan değil, dasizlik nedeni olamayacağı ileri sürülürken, öte yanhem de tek seçenek olmayacağı da açıktır. örneğin ha nitelikli bir işgücü ortaya çıkmaktadır. örneğin dan teknolojik gelişmenin, özellikle elektronik devüretim sürecindeki her yeni teknolojinin bir yandan rimin sonucu olarak, yalnızca işyerlerinde daha az metal işkolunda 1984 yılında ücretli çalışanlar içinmaliyetleri düşürme, öte yandan ürilnün niteliğıni gede meslek sahibi işçilerin oranı ^051'e çıkarken, niteişçiye gereksinim duyulması gibi bir sonuç doğurmakliştirme amacı taşıdgı bilinmektedir. Bunun çalışanliksiz işçilerin oranı %17'e düşmüştür. la kalmayıp, bazı işlere gereksinimi ortadan kaldıralar için anlamı, üretim sürecinde biraz daha az kişirak da iş alanlarını daralttığı ileri sürülmektedir. Bu Büyüyen işsizlik sorunu ve bu sorunun hızlı teknin ve daha nitelikli kişinin çalışması, pazardaki alıgörüşü ileri sürenlerce, elektronik devrim, işleri yonolojik değişme ile bağlantısı nedeniyle, bu sorunun alar için, ürünün biraz daha yüksek fıyatla satılmağunlaştırdığı gibi, mal ve hizmet üretiminde yer alan yalnızca büyümenin hızlanmasıyla çözümlenemeyesı demektir. tşte teknolojik gelişme çalışanlar ve tübirçok üretim sürecini ya eleyerek ya da iç içe geçireceği görüşü ortaya atılmaktadır. örneğin işçi sendiketiciler için kaçınılmaz bir olgu olurken, bu gelişrek daraltmaktadır. Sonuç olarak, teknolojik gelişkalan daha hızlı büyüme hedefini korumakla birlikmenin doğrultusu, yönü ve konulan, bu gelişmelermenin neden olduğu işsizliği karşılayacak bir iş olate, teknolojik değişim karşısında etkinlik kazanma den en çok etkilenen çevrelerde bile sorgulamadan nağı yaratmasına, bugün eskiden olduğundan çok daarayışına girmişlerdır. Bu konuda metal işkolunda örha kuşkuyla bakılmaktadır. uzak kalmaktadır. Oysa böyle bir sorgulamanın gegütlü bulunan IG Metall, başlattığı eylem programıyla rekirligi bir yana, seçeneklerin yaratılması açısından başı çekmektedir. "Teknoloji tarafsız değildir" ya da F.Almanya'da bu konuyla ilişkili olarak işçi senda gerekügi açıktır. "insan, kalmalıdır" gibi sloganlar içeren eylem progdikalannın gjttikce daha kuşkulu ve daha duyarlı dav Teknolojik Gelişmeniıt Bir Başka Yüzü PENCERE 10 MART 1988 Vatan Çiftliğinizse.. Kimileri Nazım Hikmet'i vatan haini bellemiştir; Nazım da bu konuda bir şiir yazmıştır. Bir bölümünü aktarıyorum şiirin: "Evet, vatan hainiyim, siz vatanperversiniz, siz yurtseversiniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim. Vatan çiftliklerinizse, kasalannızın ve çek defteherinizin içindekilerse vatan, vatan tımaklanysa ağalarınızın, vatan, mızraklı ilmühalse, vatan polis copuysa, ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan, vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması, topuysa, vatan, kurtulamamaksa kokmuş karanlığınızdan, ben vatan hainiyim.." Şiir, 1962'de yazılmıştır. Bilindiği gibi Nazım Hikmet 1951'de Türkiye'den ayrılmak zorunda kaldı. Kaçmasaydı ökJürülecekti. Bu kesin. Nazım yurtdışına keyfinden gitmedi, para kazanmak için de gitmedi, köşeyi dönmek amacıyla bir başka devletin uyruğuna girmedi. Yurttaşlıktan atılması da haksız, hukuksuz, kanunsuz bir işlemle gerçekleştirilmiştir. • 19. yüzyılda Jön Türkler, Abdülhamit istibdadından kaçarak Avrupa'ya sığındılar; uzun süreler dışarda yaşamak zorunda kaldılar. 20. yüzyılın son çeyreğinde günümüzün Jön Türkleri, vatanlarını terk etmek zorunda bırakılmışlardır. Bugün dışarda binlerce siyasi mülteci yaşıyor. Bu aydın kişilerin içinde yurttaşlıktan çıkarıianlar az değildir. Gerici iktidar, demokrasi ve özgürlüğü dışladığı için değerli insanlarımız sılada yaşamak acısına katlanıyorlar; ANAP iktidarı, nice namuslu aydını yurtdışında yaşatmak haksızlığını bir ceza gibi uygulamakta direniyor. Bu direnç, ancak ülkemizde demokrasi kurulduğu ve çağdaş özgürlükler benimsendiğinde kırılacaktır. Hürriyet gazetesinin bir haberinden dün bu köşede söz açmıştım. Buna göre ANAP iktidannın devletin en yüksek koltuklarına oturttuğu yupilerin çoğu çifte vatanlı ve çifte pasaportludur. Yupiler, Amerika'da ABD yurttaşlığma geçmek için yemin etmişlerdir: " Şimdiye kadar vc.tandaşlık bağıyla bağlı bulunduğum devlete (Türkiye) sadakattan tümüyle vazgeçtiğime, bütün iç ve dış düşmanlara karşı ABD Anayasası 'nı koruyacağıma, gerektiğinde ABD için silaha sarılacağıma, gerektiğinde sivil buyruk altında ulusal önem taşıyan görevleri yerine getireceğime, bütün bilincimle üstlendiğime yemin ederim." Peki bu andı içmeleri yolunda yupileri kim zorlamıştır? Türkiye'den neden uzaklaşmışlardır? Olüm tehdidi artında mı ülkeden kaçmışlardır? Bilim yapmak olanakları mı ellerinden alınmıştır? Siyasal mülteci olarak yurtdışına çıkmaktan başka çareleri mi kalmamıştır? Kendi vatanlarında işsiz, aç ve açıkta mı kalmışlardır? Hiçbiri değil... Çıkar güdüsü ve Amerikan yaşamının çekiciliğinde Türkiye'ye boşvermek keyfiyle ABD'nin vatandaşı olmanın gururunu tatmak için ant içmişlerdir. Ve "muhafazakârmilliyetçi" ANAP, bu yupileri ülkenin en önemli görevlerine getirmiş, devletin en yüksek koltuklarına gökten zembille indirmiştir. Bu yupilerin dışardan getirtilen yabancı uzmanlarla hiçbir benzerliği yoktur; çünkü jzman raporunu verir gider; bunlar devlet yetkilerini eilerinde tutuyortar. • Çifte pasaportlu, çifte yeminli, çifte vatanlı yupilerin içinde en çarpıcı örnek: Cengiz israfil!.. Bu yupi, Türkiye'nin en kârlı devlet kuruluşlarını neden satışa çıkardı? Amerikan Morgan firmasının çıkarlarına hizmet için mi? ABD'ye sadakat yeminine bağlı olduğu için mi? Hangi vatanına ve hangi devletine öncelik tanıyor? Sonuç Sonuç olarak gelişmiş ekonomiler, işsizlik sorunu ve teknolojik işsizlik konusunda duyarlıhk kazanır ve önlem arayışına girerlerken, gelişmişlik düzeyleri nedeniyle ellerinde bazı araçları bulundurdukları da bir gerçektir. Bu araçlar teknolojik değişmeye bağlı olarak yeni iş olanaklan yaratmaktan işsizliği finanse etmeye kadar uzanmaktadır. Bu nedenle kendi içlerinde göreceli de olsa bazı çözümler icermektedirler. Oysa gelişmekte olan ülkeler için sorun ve çelişkiler daha büyük olmaktadır Ne gelişmişlik düzeyleri ne de işsizlik boyutlan bu tür araçlan uygulamaya olanak vermektedir. Yine de çelişkilerin ve sorunların azaltılmasında konuların bilinmesi ve duyarlıhk kazanmasırun önemi olduğu kuşku götürmez. Türkiye için de dış pazara açılma veya Avrupa Topluluğu'na üyelik konularının tartışıldığı günümüzde, sorunların bilinmesinin büyük önem taşıdığı açıktır. EVET/HAYIR OKTAT AKBAL HALUK ÖZKAN İDAM GECESİ ÖZGÜN MÜZİKTE YILIN EN İDDİALI KASETİ ÇIKTI... 6 A U MUSIC CENTER: Jnkapam l M Ç 6 Blok 6444ISI Tel 52? 69 59 ŞUBE Dızı Sok No 36/5 Beşık(asIET Tel 169 56 46 Keup Slı 58 5000 KOlN Tel 02216245» YIKILSIN DARAGAÇLARI Ozanım Ozan Vılın en güzel türkülenyle KASETÇINIZDE Aydın Gücü Örgütleniyor... Neyrrnş suçu öğretmen Baki Gözen'in? Neymiş biliyor musunuz: Öğrencilere Atatürk'ü öğretmek, sevdirmek! Hemen bir soruşturma açmışlar Denizli Dedebağı Ortaokulu öğretmeni Baki Gözen için: "Okullarda Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersinin mecburi okutulmasının gerekmediğini; Ezan ve Kuranın Türkçe olmasının gerektiğini söylediğiniz anlaşılmıştır" diye... Büyük suç; bir öğretmen Ezan ve Kuran Türkçe okunsun, din ve ahlak dersleri zorunlu olmasın demiş! Bu haber 'Cumtıuriyet'te yayımlanıyor. 0 zaman Baki Gözen'e basına btlgi verdi diye bir soruşturma daha, bir ceza daha. İki yil kademe durdurulması... ABECE dergisinin son sayısında bu konuda şunlar yazılı: "teter mi? Elbette yetmez. Güzelce suyunu çıkarmalı bu Atatürkçü öğretmenin. Sırada ceza olarak ne var; sürgün. Gönder öyleyse Baki Gözen'i Ankara Çubuk Sirkeci Ortaokulu'na. İki sürgün daha var bu okulda. Birinin suçu çok büyük; Muğla Köyceğiz'de Dünya Barış Yılında düzenlenen Barış Paneline dinleyici olarak katılmış. Vay benim öğretmenim! Sen barış istemenin suç olduğunu bilmiyor musun? Savaş iste savaş! Ödüllendirsinler, daire başkanı, müfettiş yapsınlar... Sonra bir başkası, o da Ankara İmam Hatip Lisesi'nin işine gelmemiş. Atatürkçü öğretmenin ne işi var imam Hatip'ie? İmam Hatip'e Vahdettinci, Abdülhamitçi öğretmen yaraşır. Öyleyse yollayın onu da Sirkeci'ye. Kıyılıyor, sürülüyor öğretmenler. Sudan gerekçelerle karanlık güçlerce susturulmak isteniyor, Bilmiyorlar ki bu sürgünler onlar için bir kamçıdır, ödüldür. Onlar için onurdur. Ah bunu bir öğrenebilseler!" Yurtdışına gönderilecek öğretmenler için 26 şubatta bir sınav yapılmış. Bana mektup gönderen öğretmenler de Trabzon^ da bu sınava katılmışlar. Şöyle yazıyorlar: "Gözcü, elinde bir tomar kitapçıkla geldi. Bizlere dağıttı, kitapçıklann bir bölümü de masa üzerinde kaldı. Bu bir sınavdır, bu kitapçıklar böyle gelişigüzel biçimde, korumasız nası[ getirilir? Sınıf öğretmenleri bile sınav sorulannı gizlice hazırlar. Ûniversite giriş sınavlarında soru kitapçıklan, çuvallarda mühürlü olarak getirilir... Sorulara gelince!.. Sanki gizli parola veriliyor! Sorular gerici bir anlayışla düzenlenmiş. Mehmet Akif'le ilgili sorular var, ama Atatürk'le ilgili bir soru bile yok! Bağımsızlık Savaşını gerçekleştiren Atatürk herhalde bir hata yaptı. Yurtdışına gidecek öğretmen Atatürk'ü öğretmeyecek de acaba neleri öğretecek?" Server Tanilli bir söyleşide bakın ne diyor: "Yüz elli yılı aşan aydınlanma hareketmizin bugün gelip ulaştığı toplum anlayışı şudur: Biz, çağdaş dünyada bağımsız, demokratik ve laik bir toplum kurmanın kavgasını veriyoruz, bu kavga bugün vardığı aşamada başta iki şeye karşıdır ve çağdaşlaşma adına karşı olmak zorundadır: Kapitalizme ve emperyalizme. işte eğitirnimiz böyle bir toplum kurma hedefine yönelik olmalı." Atatürk'ün de amacı bu değil miydi? 'Tam bağımsızlık' derken ulusa anlatmak, benimsetmek istediği böyle bir toplum kurmaktı. Eğitimin de bu amaca yönelik olmasıydı. Tanilli'nin de3 diğigibi "Fikrihür, vicdanıhür, irfanıhür kuşaklaryetiştirmek... Tanilli "Cumhuriyeti kuranlann en büyük eseri laikliktir ve onun eğitim alanında uygulanmas"iır" diyor... Öğretim birliği yıkılmış, jki başlı öğretime geçilmiştir. 1950'den bu yana adım adım Atatürkçü eğitim ve öğretimin izleri silinmiştir. Bugün Atatürk yalnızca bir addır, Atatürk İlke ve İnkılâplan'na bağhlık da içtenliksiz, içi boş bir kalıp haline getirilmiştir. SHP Genel Başkanı ile DYP Genel Başkanının 3 Mart günü yaptıkları görüşmede 'memurların da sendika kurmaları' konusu gündeme getirildi. SHP liderinin içtenlikle bu sorunun önemini belirttiği görüldü. DYP'nin de bu görüşte olduğu an(Arkası ti. Sayfada) ü«x* CAL* MUSIC CENTER Unkapanı ı M Ç 6 Blok 6444 :ST Tel 527 69 59 ŞUBE Dızı Sok Nc 36 5 Bej.ktasIST ARNA KASETÇİLİK MUSIK MARKETING »RN» KASETÇİLİK MUSIK MARKETING: ^e•JC S f 58 5MJOK0LN Tel 0 2 : i • 5245 05 1988 Yılının En BUyük Müjdesi UNİON KİTAPEVİ indirimi İÇİŞLERİ BAKANUĞI EMNİYET ÇENEL MÜDÜRLÜĞÜ TRAFIK HİZMETLERİ GELİŞTİRME FONU İHALE KOMİSYONU BAŞKANLIĞI'NDAN 1 Her biri 4 dakika süreli beş adet çizgi film, Fonlar Ihale Yönetmeliği'nin 29/a maddesine göre kapalı teklif usulii ile yaptırılacaktır. 2 lhale 11 NİSAN 1988 günü saat 14.00'te Trafik Daire Başkanlığı Gazi Mustafa Kemal Bulvarı 59/14 Maltepe/ANKARA adresinde yapılacaktır. 3 Işin tahmini bedeli 42.000.000 TL.'sı olup, geçici teminatı 1.260.000 TL.'dır. 4 thaleye katılacak olanlann, şartnameye göre düzenleyecekleri teklif mektuplarını, istenen belge ve dokümanlarla birlikte en geç 11.04.1988 günü saat 12.30'a kadar thale Komisyonu Başkanhğı'na vermeleri gerekir. 5 İhaleye ilişkin şartnameler, Fon lhale Komisyonu Başkanhğf nın T.C. Ziraat Bankası Maltepe Şubesi'nde bulunan 314001/84 nolu Trafik Hizmetleri Gelistirme Fonu hesabına yatınlacak 10.000 TL. karşılığı alınan dekont mukabilinde temin edilebilir. 6 Posta ve telgrafla yapılacak müracaatlar kabul edilemez. llan olunur. Basın: 14256 TEŞEKKÜR Kardeşi olmakla onur duyduğumuz, şimdi daha da bizimle olan, sevgili ağabeyimiz AKŞİT GÖKTÜRK'ün sayrılığı boyunca her türlü yardım, ilgi ve özeni esirgemeyen çalışma arkadaşlarına, dostlanna, öğrencilerine, onu sonsuzluğa uğurladığımız acı günlerimizde bizleri yalnız bırakmayan, acımızı paylaşan, yürekleri bizimle birlikte yanan sevenlerine, dost, arkadaş ve akrabalarımıza en içten teşekkürlerimizi sunanz. Uluslararası yayınlan takıp eden kitapseverlere büyuk fırsat... Kitapevimizde süper UNİON indirimiyle. Sanat Gralik. Mimari Fotoğraf, Seramik. Dekorasyon, Moda. Tekstil, Tıp ve her konuda kitapları STOKlanmızdan temin edebilirsiniz. Ödemeli servisımız vardır. Yurdun her yenne kitap gönderilir. KİTAPEVİ Haiâsfcarga^ Cas uunayaın ap 6d Kaî 3 D 6 HarD'yelSTANBUL Ta ' « 3 0 54 '33 06 30 130 61 00 KARDEŞLERt HASAN AYDIN (19501978) Kendisini halkının özgürlüğüne adamıştı, Hain bir kurşunla öleceğini sandılar. UNİON KİTAPEVİ ilmin hızmetınde AŞKOYKUŞU AtLESt HATtBOĞLU YAYINLARI FILIPPO GRAMATICA DİRENMEK YAŞAMAKTIR. MEHMET EMİN YAVUZ Diyarbakır'a uzanır tüm yoliar orada filizlendi hayat ölümle sarmaş dolaş dağlara ulaştı sarmasıklar kanlı, sımsıkı dallarıyla ve artık Diyarbakıra uzanır tüm yoliar o yüreklerin emrinde artık Bir Grup Devrimci Yurtsever Gcnç Adına NALAN KARAKASLAR Bayanlar, çocuk bakarak lngilizceyi öğrenmeyi ancak Aupairlik yaparak gerçekleştirebilirsiniz. 1158 53 42 1727 yaşlarıııda bayanlar, Ingiltere'de çocuğa bak, karşılığında tngilizce öğren 1158 53 42! • TOPLUMSAL SAVUNMA İLKELERİ Türkçesi Yargıtay Üyesi Doç. Dr. SAMİ SELÇUK Türkçe basımı için ünlü Fransız Cezacı MARC ANCEL'in önsözüyle Ederi: 5.400 TL. (KDV içinde) HATÎBOCLU YAYINLARI Bir reklam ajansına Fevzi Çakmak Cad. No: 64/C Beşevler, ANKARA, Tel: 223 48 01 ART DIRECTOR araruyor 147 80 73 130 23 65'ten bilgi alabilirsiniz. 407,8 449 Türk Bankacılığının bu yeni döneminde "a ç ı k 11 k" daha da önem kazandı. Paralarını emanet ettikleri bankayı daha iyi tanımak, tasarruf sahiplerinin en doğal hakkı. Garanti Bankası, bütün şubelerinde 1987 özet bilançosunudağıtıyor. İsteyin, alın, inceleyin... Bankacılıkta Garanti' yi tanıyın, değerlendirin. Paranızı, işinizi, geleceğinizi siz de Garanti'ye alın. İBANKACILIKTA 54.0 17 2 ac BMNCOSU'.NU MÜTIAKAGÖRDN GARAM1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle