18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HAVA DURUMU Genel Mudürlüğu'nden Mleteorolojigöre, bütiın bölgeler çok alınan btlgrye bukıtlu ve sajanak yafl;şlı geçecek. Yauışlar yaflmur, Trakya, Iç Ege, iç Anaooiu'nun Kuzeybatsı ile Bab Karadeniz: ın iç kesimterinde, yükseklerde kana kanşıkyağmut, DoOu Anadclu'nun dojusunda karia kanşık yajmur ve kar şeklinde olacak. HAVA SICAKLIĞİ: Batıda bıraz azalacak. Ooflu j a da değişmeyecefc. RÜZGÂR Batı bölgelerimızde kuzey ve dogu, dojju bWgeterimia)e gu kuvveiinde, saane 1628, zaman zaman 3340 deniz mili hızla ney ve batı yönlerderı orta kuvvette zaesecek DENİZ: Mutedıl yer yer kaba ve çok kaba öalgaiı olacak man zaman kuvvedice, yer yer kısa süOalga yüksekliği 24 zaman zaman 6 metre, gorüs uzaklığ 10 reS fırbna şeklınde esecek. uenizterde, km. yağış anında 25 km dobyında bumnacak. Van GöKJ'nde hava: Marmara, Karadeniz ve Ege'de yıldız ve Çok bukıtlu, yağmur ve karia kanşık yajmuriu geçecek. gündog'usundan. Akdeniz'de kjbte ve gunbatısından 48, zaman zaman 78 Y 13" 6°0iy»rt»kır Y 10° 4°Edıme Y 11" 3°Erancan 5° 1° Erzunım 0°7° EadşeNı 6° 2°Gja**ep 1S° 8°Srasui 9° 2°Hakkiri 10° 3°tsparta 10° 4°isfenbul 7° rizmır 5° 1°Kare 5° (PKastamonu 6° 1 Kayseri 10° 5°lta«»el< 9° 4°fonya 8° 2°Kuöhya y 11° 3°Malatya 11° 3°M HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGLJN Y Y Y K Y Y Y K 1 Y Y K Y Y Y Y Y Y 9° 3°Manisa 5° 1°K.Maras 7° (PMnsin 2°5 Mu$a 7" 9° 14° 8° i ° « a 3 " ? Samsun 8° 3"Siırt 7° 2° SİAOf) 15° S°Snw 1°6° üHdnlaO 8° " • 7° 5° 1 Usak 8° 3 Van 6° loYiKgal 6° 1° Zonguldak 10 MART 1988 DÛNYA'OA BUGÜN Amslerdarn B 7° Amman Y 15* Y 13° Atna B 14° BsOdaı Bareelon» B 16° Basel B 1° K 2° Betgral K 2° Beriin K 2° Bonn B 5° Bruksel Budapeşte B 6° B 0° Cenevre B 17° Cszaytr A 31° C5dde A 35° Outayı Ffarttfnrt K 2° Y 14° Sme K 1° Kahn Y 18° Kopenhag K 2° K 3° KSIn Y 13° LefVosa Lemngrad Londra Madrid Mhno Montrcal Moskova MOnıh Oste Pafis Prao Riyad Roma Sofya K B B B Y B K 0° 7° 14° 12° 3° AJNKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Bolu Burea Canakkale Çorum DenizS Y Y Y Y Y Y Y A jcın B tMtuDu K tgrt S ss» Y yaOmA; A B K Y Şam B Tel Anv B •Rjnus K Varjova B Venedık Y Vıyana y VVasHıngtonB Zuı* B 30° 14° 3° 15° 14° 15° 1° 14° 3° 10° 1° Dursun Akçanfın Mektubu... "Sevgili Mustafa, Bu yıl hiçbir kimseye yılbaşı tsbriki yazmadım. Neden mi? Her yeniyılda dilimizde tespih ettiğimiz o güzel dileklehn hiçbirisinin kabul edilmemesi! Yuce makama karşı bir protesto mu? Haşa, sümme haşa! Sonra günaha girmiş oluruz. Biz kullann görevi, yalnız 'niyaz etmek' tir yukandan, yani yalvarmak yakarmak. Tersini yapanlar asidir, onlann yeri öbur dünyada cehenn&m, bu dunyada hapishanedir. Cehenneme gidenlere Zebanilar kıllıtopuzlaria dayak atartar, sonra da cehenneme atarlar. Bu dünyada da asiler, işkence tezg&hındun geçtikten sonra hapishaneye girerken, görevlilerin ellerindeki coplarla önce bir 'hoşgeldin' dayağmdan geçerter, sonra da zindanlaral.. Kısacası, öbür dünyanın 'etkili ve yetkilileri' yte bu dünyanın 'etkili ve yetkilileri' bir dayanışma içındedirler! O nedenle biz kullar haddimizi bilihzl Benim vurgulamak isteğim, kabul olmayan duaya 'Amin!' dememek! O nedenle senin yılbası kartına teşekkurlerimi, böylesine geç kalmış bir mektupla sunuyorum. Kusuruma bakmayasınl Sekiz yıl aradan sonra sana yazdığım ilk mektuptur bu aynı zamanöa. Yalnız sana mı? Başka dostlara da yazmadım. 12 Eylül havasının ilk yıllannda kimsenin benden mektup beklemediğini de biliyordum! Zati onlar da yazmıyoriardı. llhami Soysal'ın tfadesi ile '12 Eylül zılgıtı'ndan sonra her bin bir yanda arazi olmuşlardı! Ama yıllar birbirini izledi, ortam, koşullar bir ölçüde değişti, bu kopuklukta pek bir değişiklik olmadı. Süleyman Demirel'in, 'Korku dağlara taşlara sindi.' sözlerini hiç de yabana atamayız. Oysa nice dostlanm vardı; yediğimiz içtiğimiz ayn gitmeyen canciğer dostlanm, çoğu da yazar çizer takımından! Sahi nerede kaldı onlar?.. Kanm sekiz yıldır Ankara'da tek beşına çırpmmaktadtr. Türiü belalardan geçti. Cumhuriyet Ankara Bürosu'ndan sen ve Erbil Tuşalp en yakın tamklansınız. Ama kimseye de baş eğmedi, eyvallah demedi. Benim burada değinmek istediğim, kolay günlerin dostu bu canciğer arkadaşlarımdan birisi çıkıp da bir gün semtine uğramal Çukurkavaklı 'yı, bir de Talip Apaydın 7 ayn tutarsak... Öte yandan lzmir'de oturmasma karşm Ferhat Aslantaş'ın o vefalı dostluğunu hiç unutmayacağım. Kısacası, '12 Eylül zılgıtı' yalnız düşmanlanmızı değil, tabanlıtabansız dostlanmızı da tanımada bir ölçu ofdu. Sevgili Ekmekçi, şapkamı önume koyarak şöyle bir hesap etOm. Otuz yıla yakın bir dostluğumuz var seninle. Hangi gazeteye taşındtnsa ben oradaydım. Dertieşir, sohbetieşirdik. Gazete bürolannda pek zamanın olmazdı; haberler, telefonlar, daktilonun tuşlannda takırdamalar... En güzel zamanı bir akşam üstu sokakta volta atarken ya da bir meyhanede, bir lokantada iki tek atarken bulurduk. Ama hiç de yalnız olmazdın, ne de çok tanıyanlann vardı. Glderek büyürdü çevrende halkalar. Yani geçen süreç içinde acısı tatlısı ile yaşanan olaylan birlikte yaşadık yaşıtiarımız, arkadaşlanmızla birlikte. O nedenle buralara gelişinde telefonla da olsa karşılıklı üç beş sözcükle özlem gidermiş olmanın tadı daha başkaydı. Geçenlerde Melih Pekdemir'in, yargılandığı 'mahkeme heyetine' verdiği dilekçeyi sütununda yayımlamış olmanı çok ciddi ve önemli bir davranış olarak değerlendihyorum, kalemine sağlık diyorum. 12 Eylül'ün karanlık ve çetin gunlehnden yüzakıyla geçen değerii yazariardan Oktay Akbai ile Ilhan Selçuk da zaman zaman zindanlann kör duvartan arasmda sesleri kıstınlmış insanlarm sesi oluriar. Onlardan aktanlan birkaç cümle milyonlann yüreğinde perçinlenir ve unutulmaz! Bugün askeri mahkemelerde yüzlerce insanın yargılanması sürüyor tutuklu olarak. Yirmi yıl cezanın karşılığını yatanlar yine içeride ve 'adaletin karannı' bekliyortar... Ne yazık ki basın, kamuoyu bu konuda pek suskun, kimsenin kılı kıpırdamryor, 'Yann bu adamlar beraat ederlerse yargıçlar bunun faturasını ödeyecekler mi?" diyen ofrnuyor. Onun için bu dramı irdeleyen yazılar, bıraz olsun yüreklere su serpmektedir. CMaya kayıtsız kalmayacağınıza inanıyorum. Bugünlerde mahut MİT raporunun yankılan sürüp gitmektedir. Bu raporda suçlananların htçbirisine kelepçe takılmıyor! Tam tersine, suçlananlar saldırıda! Raporu hazırlayanlar köşeye sıkıştınlmış durumda. Savcılar dillerini yutmuşlarl Peki nedir öyleyse bu raporlara göre kellesi isteneninsanlann suçu?işkence altında duzenlenmiş uyduruk ifadeler ve uyduruk raporlarla yargılamyor bu insanlar. Aralannda benim de oğlum var. Sevgili Mustafa, bu bir mektup olmaktan çıktı, bir şikâyetname Dursun Akçam'öan mektup aldım. Geçen yaz Bertin'den onu Adnan Binyazar'm yanından aramış, konuşmuştum birkaç dakika. O da, oradaki tüm aydınlarımız gibi yurt özlemiyle yanıp tutuşmaktaydı. Orada, Atmanca kitapları yayımlanmış, görmedim. Mektubu, bir yazarın, bir babanın duygularını, duşüncelerini yansıtıyor. Şöyle diyor Dursun Akçam özetle: Cezaevlerl kaymyor Diyarbakır Askeri Cezaevî'nde başlatılan açlık grevi dün akşam sona erdirildi. Tutuklu ve hükümlüler bu eylemin uyan niteliği taşıdığını söylediler. Buca'da yakmlarıyla görüştürülmeyerek gözaltına alınan 77 tutuklu ve hükümlü yakını DGM'ye sevk edildi. Habcr Merkezi Diyarbakır cezaevlerindeki açlık grevi dün sona ererken Izmir Buca Cezaevi'nde oturma eylemi yapan 77 tutuklu yakını DGM'ye sevkedildi, bazı cezaevlerİRdeki durura dün Meclis gündemine getirildi. Bir kısım arkadaşlanrun başka cezaevlerine nakledilmesiyle bazı uygulamalan protesto amacıyla geçen pazartesi günü açlık grevine başlayan Diyarbakır Askeri Cezaevi'ndeki tutuklu ve hükümlüler, bu eylemlerini dün akşam saatlerinde sona erdirdiler. Dün sabah cezaevindeki 20'yi aşkın müvekkili ile göruştügünü soyleyen Avukat Mustafa Ozer, yapüan açlık grevinın uyarı niteliği taşıdığını büdirdi. Avukat özer, şoyle devam etti: "Tatoklu ve hükumlüler, başka cezaevieriııe gönderme işlemini sür|ün oiarak kabul ediyorlar. Gönderttenier arasında tutuklnlar, yani htnflz davalan devam edenkr var. Örnetiıı, benim vekili oldu|um tutuklalardan Ramazan Kılavuz, Yılmaz Uzua ve Fettah Yijjt Gusamep, Mikail Alkan da Şanlıurfa Ozaevleri'•e nalüedildi. Bu işlem yasal degil. Çünkü bu dort lutuklunun da davafaui devam edi\or, sonuçlanmadı. Bu müvekillerim geçen cumanesi günü söz konusu cezaevlerine gönderildi. Gittim, onlaria gönıştüm. Hepsi açhk grtvine orada devam ediyor. Şektrti su verilmedigi gibi barada Oiyarbakır'daki cezaevindekilere daha önce tanman haklardan da yararlandınlıtuyortar." re gitmeyeceklerini söyleyen topluluk, kısa bir süre sonra olay yerine gelen çevik kuvvet ekipleri tarafından polis araçlanna konularak Emniyet Müdürlüp'ne getirildi. önceki gece bazı tutuklu ve hükümlü yakınlarımn serbest bırakıldığı, ancak aralarında ögrencilerin de bulunduğu 77 kişinin halen gözaltında tutulduğu öğrenildi. TİSK'ten Ttirkîş'e ağır (Baştarafı 1. Sayfada) boykotunun yasalara aykın bir eylem olduğunu ileri sürdü. Atasayar, şu görüşlere yer verdi: "2822 saydı Toplu tş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nun 25. maddesi kanun dışı grevleri tanımlarken, işyeri işgali, «ş yavaşlatma ve verimi düşürme araanda 'diğer direruşler'den de söz etmiş ve bunlar haklunda kanun dısı mü«yyidelerin uygulanacağı hükme baglanmıştır. Yemek boykotu gibi bir direnişe karar verenler ve bunu teşvik edenVerie birttkte kablanlar için de cezai ve hnkuki müeyyideler mevcuttur." indirme" eylemini anımsatarak "Çok kısa bir süre önce trmir'de şalter indirme eylemi ile başlayan kanun dışı olaylann üfkemizi nereye getirdiği benüz hafızalardan silinmemiştir" dedi. Şevket Yılmaz'm tepkisi Türktş Genel Başkam Şevket Yılmaz da, Kubilay Atasayar*ın açıklamasma karşılık Cumhuriyet'in konuya ilişkin sorusuna şu karşılığı verdi: "T1SK Genel Sekreteri, herhalde başkan ve yönetim kunılu ile bu bildiriyi yayımlarken, istişare elmemişe benzer. Yönetimi ile istişare etmeden kamuoyuna yaptıgı bu açıklamayla, Türklş'ten diyalog istemeye hakkı yoktur. TtSK Genel Sekreleri'nin bu gözdağı anlamı taşıyan bildirisine teşekkür ederim. Çünkü, betki binde bir de olsa. dışımızdaki işçiler, o gün belki yemek yiyeceklerdi. şimdi onlar da yemeyeeek. Onun için teşekkür ederim. tsyerierinde fiilen çalışan herbangi bir işveren var ise, bu büdiriye onun da ismini koymasını istiyorum." tşçinin, dar ve sabit gelirlinin nasıl geçindiğini odadan saptamanın mümkün olmadığını kaydeden Yılmaz, şöyle konuştu: "Türkiye'de kanunlan Sayın Atasayar kadar bilmiyorsak, berhalde sendikacüık yapmamamu lazım gelir. Biraz da ihbar niteliği taşıyan bn bildiriden sonra Türklş ile diyalogdan bahsetmek, herhalde çok yanlıştır. Anayasaya göre, Türkiye'de hiçbir makam, merci ve kişi bağımsız yargı organlanna talimat veremez ve etki altında tutamaz ve etkileyemez. Sayın genel sekreterin böyle bir sıfaü olmadıgı halde, hangi füllerin snç olacagma kendtsi karar vermekte ve yargı organlanm etki aluada tutmak istemektedir." Milli pıyango çekildi Sorgular bugflne kaldı Polisin ifadeleri almasından sonra 77 kişi topluca DGM'ye gönderildi, sorgulamalar sanık sayısının fazlalıgı ve vaktin geç olması nedeniyle bugüne bırakıldı. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na aykın hareket ettikleri iddia edilen sanıklar daha sonra yeniden emniyet müdürlüğüne götürüldüler. Hoşgörti gösterilmez TlSK'in, bu kararlara karşı hoşgörü göstermesinın mümkün olmadığım belirten Atasayar, tepki göstermelerinin nedenlerini de şöyle açıkladı: "TürkJye tşveren Sendikalan Konfederasyonu daima çalışma banşını savunmuş ve çalışma hay^tının sorunlanrun kesimlerarası diyalogla çozümlenecegine inanmıştır. TtSK yasadışı davranıslarla çafaşma hayatuun hiçbir soranuna çözüm getirilecegi inananda degildir. Hukuka sayguun aşılmaa halinde anarşi ba^lar. TtSK yasadışı davranışlann giderek anarjiye dönüşecegi göruşünü taşunaktadır." Milli Piyango'nun Ankara'da yapılan 9 mart çekilişinde ikramiye kazanan numaralann tam listesi: 500 MİLYON 728187 250 MİLYON 035934 100 MİLYON 901030 50 MİLYON 292936 25 MİLYON 263689 492889 250119 447523 620804 643620 5 MİLYON 051223 336744 367132 425872 504391 562321 654353 709160 873041 888439 2 MİLYON 106285 112783 185716 247844 298367 330246 330554 381166 637686 640497 725420 828633 848329 912838 962108 10 MİLYON Buca'da durum Önceki gün Buca Cezaevi'nde bulunan yakınlan ile görüşmek için gelen, aralannda ögrencilerin de bulundu|u yaklasık 100 kişi cezaevi yöneticileri tarafından kapıdan içeri ahnmadı. Cezaevi yöneticileri açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülere 3 ay süreyle görüş yasağı cezası verildiğini, bu nedenle yakınlan ile görüşemeyeceklerini duyurdular. Göruşme isteğınde dırenen topluluk, cezaevi önünde oturma eylemine başladı. Polisin, "dagılın" uyansına karşın yakınlan ile görüşmeden bir ye 'Kasaba şerifi' SHP tzmir Milletvekili Ahroel Ersin Buca cezaevindeki açlık grevini gündem dışı bir konuşma ile Meclise getirdi. Ersin lzmir'de polis baskısının halkı rahatsız ettiğini, gece sokakta dolasmamn mümkün olmadığıru, eğlence yerierine baskm düzenlendigini, polis devleti zihniyetinin egemen olduğunu savundu. Ersin konuşmasında aynca Emniyet Müdürü Lütfii Tomuş'un "kasaba şeriflerine" özendiğini, herkese suçİu gözü ile bakıldığını söyledi. lçişleri Bakanı Kalemli ise tzmir emniyetinin olaylann ve suçlulann üzerine gittigini, tzmirlilerden teşekkür telgrafları geldıgıru belirtti. 12 Eylül döneminde MHP davasında ülkücü kadrolann eğitim s o rumlusu olduğu gerekçesiyle idam istemiyle yargılanan, ancak beraat ettikten sonra ANAP'tan milletvekili seçilen Namık Kemal Zeybek ise komisyonda yaptığı konuşmada cezaevleri konusuna degindi. Zeybek "Allah bize 12 Eylül öncesini göstermesin. Ama bazı yerlerde öyle olaylar oldn ki Allah 12 Eylül sonrasını da bir daha göstermesin deniyor" dedi. Daha sonra Mamak cezaevinde yasadığı eziyetleri anlatmak istemediğini söyledi. Komisyonun SHP'li milletvekilleri de verdikleri bir önergeyle sivil cezaevine devir olayında iki bakanlık arasmdaki mutabakat şartının kaldırümasını istediler. Bu yönde önerge ANAP'hlann oylanyla reddedildi. Yasalar uygulanmalıdır Genel Sekreter Atasayar, uygulanacak yemek boykotu eylemi karşısında işyerlerinden yapmalan istenen konuların da şöyle belirlendiğini bildirdi: "1. Bu eylemin uygolandığı işyerleri kanunen yasadışı sayılan eylemi Cumhuriyet Savahklan'na ihbar edecelder ve bu karan alanlarla teşvik edenlerin takibini isteyeceklerdir. 2. Bu eylemin zarar yaratması halinde zarann karan veren ve karan uygnlayan kunıluşlardan tazmini yönüne gidilecekrJr. 3. Yasadışı olan bu eyleme iştirak edenler hakkında 2822 sayıh Toplu tş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kannnu'nun 45. maddesinin diğer hükıimlerinin de uygulaıunası imkânımn bulunduğu isçilere ve işverenlere haUriatılacaktır." Çalışma hayatında sorunlann çözumünun ancak iyi rdyetli ve karşıbklı diyalog ile mümkün olduğunu ifade eden TtSK Genel Sekreteri Atasayar şunlan söyledi: Türkts ile bir arada çöıemeveceğimiz hiçbir sonın yoktnr. Yeter ki Tttrktş diyalog fıkrine ve uygulamauna inanmış olsun. Bugüne kadar Türktşe vaptıgırruz diyalog çagnlanmızın olumlu cevaplanmadıgını açıklamak isterim. lşverenler olarak her konuda diyaloga ve müşterek calışmaya hazınz." IZMIR'den HİKMET ÇETINKAYA (Baştarafı 1. Sayfada) leri yoğunlaşıyor. Öğrenci derneklerinde "YÖK tarbşması" gözaltıyla sonuçlanmıştı. Aynı gün Insan Hakları Demeği'nde kimi SHP milletvekilleri "Buca Cezaevi'ndeki olaylan" gündeme getiren bir toplantıda konuşmuşlardı. Kula ışçılerinın durumu yurekler acısıydı. 700 e yakın seıtdikacı aynı saatlerde "eylem birtiği" kararı almışlardı. Buca Cezaevi'ndeki açlık grevi sürerken, Balıkesir'de 17 sendikacı açlık grevine başladı. Yaklasık 10 bin işçiyi kapsayan işyerlerinde "işi yavaşlatma" eyleminin önümüzdeki günlerde başlayacağı duyuruldu. Harbiş Sendikası Başkanı Necati Demiralp, açlık grevinin amacının, seslerini duyurmak olduğuruı söytuyor. Ancak, Turkiş Balıkesir'deki bu eylem yönternini desteklemiyor. Nedenini, Türkİş Eğitim Sekreteri Mustafa Başoğlu şöyle açıklıyor: "Su tür dağınık eyiemler başıboşluğa yol açar. Tüm arkadaşlan bağımsız eyiemlere girmemeleri için uyanyorum" 17 sendikacının açlık grevi Harbiş Sendikası salonunda sürüyor. Duvarlar çeşrtlı yazılarla donatılmış. Bunlardan kimileri şöyle: "Zamlara hayir", "işçi kıyımınason". Sendikacılar, Türkiş'in kenditerine yönelik tavrını da anlayamadıklarını belirtiyoriar. Buca Cezaevi'ndeki açlık grevinin temelinde yatan gerçek ise, tutuklu ve hükümiülerin kimi istemlerinin yöneticilefce yerine getirilmemesinden kaynakjanıyor. Tutuklu ve hükümlüler tek tip elbise giymek istemiyorlar. Bunun yanı sıra, havalandırmaların kapalı tutulmasını protesto ediyorlar. Bir yıl önce aynı amaçla küçük çapta bir eyleme girişmişlerdi Ancak cezaevi yöneticileri, "çevre sakinleri rahatsız oluyor" gerekçesiyle mazgalları açmamışlardı. Kitap, dergi, gazete yasağı eskisi gibi sürüyordu. Tutuklu ve hükümiülerin avukatlanyla konuşmalan smırlıydı. Bir hafta önce tutukluların giriştikleri eylem, güvenlik guçlerince bastmlmıştı. Kimi tutuklular, başka cezaevlerine bir geceyarısı gönderilmişlerdi. Cezaevi yönetimi, açlık grevine katılan hükümlü ve tutukluları sindirmek istiyordu. Tüm bu baskılar Buca Cezaevi'ndeki açlık grevini daha da alevlendirdi. insan Hakları Derneği "açlık grevi''ne sahip çıktı. Olay gün gün gelişti. Ûnceki gün polis, cezaevi önünde oturma eylemi yapan tutuklu ve hükümlü yakmlarıyla öğrencileri gözaltına aldı. Buca Cezaevi'nde kimi olaylar da "açlık grevi"n'm gelişmesini pekiştirdı. Leyla Atın adlı bir gardiyan, sıyasi suçtan hükümlü Işık Aydın adlı bir genç kıza sarkıntılık yaptığı için savcılığa şikâyet edildi. Halen dava izmir 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nde sürüyor. Buca Cezaevi'nden bize gelen bir mektup orada yaşayanların öyküsünü anlatryor. Mektup özetle şöyle: "Bir zamanların gezinti ve piknik yeri olan, çocuklann sevgiyle uçurtmalannı uçurarak top oynadıkları, buyüklerin keyifte semaver çaylartnı yudumladıkları oldukça geniş bir alan üzerine kuruludur cezaev/m/z. Buca Bölge Cezaevi Ege'mizin en buyük, Türkiye'nin de sayısalolarak en çok mahkumu barındıran cezaevterinden biridir. Bazı cezaevleri basın tarafından gezilip mahkumlan ile görüşülebilirken, nedense Buca'ya girilememiş, görüntuler dışan iletilemerniştir. Metaiik sesler kapalı kilitİBh açar, zincir ve kelepçe şıngırülarnı bir yurekten diğehne geçen kaygı zincirine dönüştürür. Cezaevi idarecileri, mahkumların sorunlanna karşı genel tuzuk ve kuraJlan uygulamaktansa, ayrtma bir politikayla yaklaşmayı yeğ tutariar. ilgisizlik ve duyarsızlıklarryla, aynı konulardaki değişik uygulamalarıyla yaşamı daha da güç ve çekilmez dunıma dönüşturürler." S.T. adlı bir annenin haykınşı ise şöyle: ' 'Çocuklanmız her gün dayak, falaka, hücre cezası ite tehdit edürmktedir. Hiçbir gerekçe gösterilmeden yapılan sayısız aramalarla eşyalan, giysilen attust edilmektedir. Spor adı altında (zoria ve saati belirsiz bir biçimde) kıştn bu en soğuk günlerinde kendilerine eziyet edilmektedir. Bizim tek avuntu kaynağımız olan mektuplara engelleme yapılmaktadır. Elimizle götürdüğümuzpostayla yolladığımız kitaplar bekletilerek, kendisine verilmemektedir. Duvariann içinde ikinci, üçuncü hapishaneler oluşmaktadır. Böylece kendisini gelişürmesi, zamanmı değenendirmesi büe engellenmektedir. Yılgın, susturulmuş, aptallaşhnlmış, korkudan gözleri büyümüş bir insanın ilk önce kendine sonra da topluma ne yatan olabSir? İlgililer, cezaevlerinde bu tür uygulamaların tumden düzeltilmesi için ne zaman harekete geçip çözum sağlayacaklar? Yoksa çözümsuzlük; daha iyi bir çözüm mü onlar için?" Balıkesir'de 17 sendikacı açlık grevinde. Buca ve Diyarbakır Cezaevleri'ndeki açlık grevi ise sürüyor. Gözaltına alınan 77 kişi DGM Savcılığı'nda ifade veriyor. Ama yetkililer cezaevlerindeki insanlık dışı davranışlan görmüyorlar ya da görmezlikten geliyorlar. Neden, niçin?.. Tunç'un tepkisi SHP Ankara tl Başkam Halil Tünç, Atasayar'ın bu açıklamasına sert tepki gösterdi. Tünç şöyle konuştu: "Eylemlerin en masumu olan, hatta örgütlü kesimlerin başvurmaması lazım gelen bir cyiemi dahi yasadışı davraıuş olarak niteleyen bir zttıniyetin ülkemizde hâlâ egemen olması çok üzücüdür. Yemek boykotlan, oturma grevleri. açlık grevleri işçi örgiitlerinin yapacağı eylem biçimleri btte degildir. Bunlar örgütsüz kişilerin başvurabUecekleri pasif direnme haıckeHeridir. tşçi keshnl tepklsinl en dogal hakkı olan genel grole gösterir. Benim 1975 yılında işverenlerin bn zihniyetine karşı tzmir'de şalter indirmemi yasadışı olarak nitelendiren çağın gerisindeki işverenlere ve onUnn dünya görusflnü kayıtsız sartsu benimseyen Özal hükümetine şnna söylemek isterim: Bugün de sorumluluk mevkiinde olsam işçiye reva görölen zulüm karşısında; degil yalnız tzmir'de, bütün Türkiye'de şalteri indirir işverenlere ve Özal'a haddini bOdirirdim. Çünkü onlar ancak böyie bir tavuia yola gdebilirier." 1 MİLYON 016162 017859 025101 038799 041137 048659 058124 060609 062103 064486 078367 078730 082810 086945 115286 121612 130187 141249 155711 157231 164219 187804 188207 196843 203322 204048 221775 223554 229607 233397 241904 246010 261148 269311 271383 283500 283752 307187 309355 328763 340041 360269 376066 394839 397201 446163 456465 469219 473783 475357 477642 483367 488094 495548 499954 513759 521339 521340 53667^ 553558 563886 574791 582502 594504 597375 598913 626419 637644 652009 672997 718101 723370 738988 775610 783836 785719 788787 822386 834632 844163 851941 854054 867069 872131 872881 877463 880491 882363 893067 911046 912127 914384 923605 928363 943737 946715 951436 966083 967467 981331 100 BİN LİRA 11761 11833 12285 18841 19806 22200 22663 34120 34404 43916 46670 47459 59007 60021 60983 63439 64954 66502 72870 80484 82859 83829 84834 85754 86925 88119 88622 92777 93663 99138 50 BİN LtRA 0053 0602 0853 1079 1915 2358 2423 2478 2541 2923 3137 3225 3670 3790 5324 7203 7580 9013 8832 9193 20 BİN LİRA 088 917 932 990 10 BtN LtRA 57 72 84 96 AMORTt 1 9 madı, 'Bacım sen nice nicesin, öldün mü kaldın mı?' demedi. Ke Erdost'un açıklaması tnsan Haklan Demeği Ankara Şube Baskanı Muzaffer Ilhan Erdost. Ankara' da yaptığı açıklamada Buca ve Diyarbakır'daki uygulamaları eleştirdi. Ankara büromuzun haberine göre, Erdost "Buca'daki görüş yasağı tçerdeki olaylan kamuoyundan gizkmeye yöndiktir" dedi. AtasayarTunç Atasayar açıklamasında aynca 1975 yıhnda Türklş Genel Baskanı Halil Tunç*un gerçekleştirdiği "salter Samsun (Baftamfı I. Sayfada) lan maddeleri Samsun'a götürdüğü ileri sürülen Peler Wescbe gemisinin 10 Mart 1983 tarihinde Samsun limanına gelerek transit mal boşalttığı öğrenildi. Samsun'da arkadaşımtz Cemil Cijtrirain yaptığı araştırma sonunda geminin, Fransa'nın Ruven limanından yüklediği 2 bin 664 ton 708 kilo transit yükü, 10 Mart 1983 tarihinde Samsun limanına getirdiği, 129 konteyner kanşık yükü aynı gttn boşaltarak 11 Mart 1983 tarihinde limandan ayrüdığı ortaya çıktı. Ciğerimin araştırmasında, limandan karayolu ile Gürbulak smır kapısına, oradan da tran'a gotürüldüğü belirtilen malın taşınması için gerekli kamyonlann ünlü bir Türk nakliyat firmasınca kiralandığı da saptandı. Bütün yüklerin iki ortak noktası var. Birinci nokta, Samsun Shipping adlı Türk firmasınm, her mal için aracı firma rolünü üstlenmesi, ikinci nokta ise, Samsun limanına inen bu yükün Türkiye'deki ünlü bir nakliyat fırması tarafından taşınması. Paraya (Baştarafı l. Sayfada) yapacak. Bu uzmanlar, gelişmeler ve alınacak Önlemler konusunda Hazine ve Merkez Bankası yetkililerine görüş bildirecekler ve alınan önlemleri izleyecekler. Dünya Bankası'nın bankalann resmi organlannca ve bağımsız denetim kuruluşlannca denetlenmesine ilişkin olarak sunduğu öneriler de ana başlıklanyla şöyle: Denetlmler, uluslararası denetim standartlan komitesince kabul edilen standart ilkelere göre yapılmalıdır. Denetim sırasında, bilanço kâr zarar tablosunun yanısıra kaynak kıülanım durumu, kredilendirme, aktif yönetimi, tahsilat durumu ve haberleşme sistemlerinin nasü calışüğmı gösteren dahili kojıtrol sistemleri üzerinde durulmalıdır. Denetimin amacı, aktif kalitesi (verimliliği), kredüer için nygun karşılık aynlıp aynlmadıgının derinlemesine incelenmesini içerir. Bu amaçla denetçiler, banka özkaynağının binde 5'ini geçen tutariarda kredi kollanan firmalann riskini de denetlemeli ve degeriendirmelidirler. Bu arada, tahstti gecikmiş alacaklar, dolaylı krediler, iştirakler, yatınmlar, alınan teminatlann özellikleri. gayri nakdi krediler ve sair aktifler de gözden geçirilmelidir. Aktif degerierin. Merkez Bankası'nca belirlenen sırtıflandırma esaslanna uygun olup olmadıgma bakılmalıdır. Kredilerin yoğunlaşması ve dolaylı kredilerle, aile şirketlerine yönelik krediler üzerinde özellikle durulmalıdır. Dolayh krediler, bankayı kontrol eden aile şirketleri, bankanın esas ortakları, yan iştirakleri, baglı şirketler yöneticileri ve diğer yöneticilere verilen kredileri içerir. Denetçiler, bankalann kredi, yatınm, aktifpasif yönetimi ve döviz idaresi politikalan ve prosedürlerini de gözden geçirmeli ve mevzuata uygun olup olmadığını da incelemelidh. Denetim fîrmaa, inceleme sırasında bulduğu önemli unsurları Merkez Bankası'na hemen bildirmelidir. Bagunsu denetim firmalan denetimlerini tamamladdctan sonra, denetim sonuçlannı, de\let denetçileri ve banka üst düzey yöneticileri ile tartışmalıdırlar. Denetimin sağlıkh olabilmesi için, denetim firmasınm raponınun devlet denetçilerinin (bankalar yeminli murakıplan) onayından geçmesi gerekir. Merkez Bankası, denetçilerden, denetim sırasında belirledikleri konularla ilgili olarak gerekli gördüğu hallerde ilave detay inceleme yapılmasını isteyebilir. ye dönüştü. 'Arsız gülegen, dertli söyleğen olur!' demişler. Güzel günlerde yazışmak, sohbetleşmek umudu ile sevgiler sunar, öziemle kucaklarım. Dursun Akçam." ANKARA'dan YALÇİN DOĞAN (Baştarafı 1. Sayfada) yüzü kara" örneği, Dünya Bankası da Türkiye'ye dönük faaliyetlerini hızlandırıyor; "daha yakın bir takibe" geçmekte hiçbir sakınca görmüyor. Bu nedenle "Banka önce Merkez Bankası'na, sonra da Hazine'ye birer dünya vatandaşını dikmekten" çekinmıyor. Türk ekonomisini "yakın takibe almanın" ölçüsü bununla kalmıyor; Merkez Bankası'na bir bekçi, Hazine'ye bir bekçi, aynca bir de Birleşmiş Milletler'in Ankara'daki bürosunda "sürekli bir ekip"... Verdiği bunca kredinin geleceğini nasıl sağlama alacak? Işte böyle "yakın bir takiple"... Ancak takip zaman zaman "daha heyecanlı" hale dönüşüyor. Befki "yakın takibe" almış olmanın bir gereği, Dünya Bankası zaman zaman Türkiye'ye ilişkin raportar hazırlıyor. Ankara'ya çok sınırlı sayıda gönderiyor bu raporlardan. Çünkü "yakın takipte gizlilik esastır" ilkesi her zaman geçerli. Ankara'ya ulaşan sınırlı sayıdaki raporlardan birinde, ocak 1988 tarihli bir raporda, Dünya Bankası 19801986 dönemini inceliyor. vardığı sonuçlar "hayal kıncı". Dünya Bankası'nın tanımiamasıyla "hayal kıncı". İşte, rapordan aktandığımız bazı çarpıcı gerçekler: '19801986 döneminde alınan çeşitli ekonomik kararlar ve önlemler üretimin artmasına, ticaretin yoğunlaşmasına, ekonomide yapısal değişikliğin gerçekleştirilmesine ve enflasyonun düşürulmesine yöneliktir. Ancak öngörülen bu hedeflerde istenen sonuçlar alınamamıştır. Ekonomide temel yapısa! değişiklik gerçekleşmemiştir. • özellikle özel yatırımlar hayal kırıcı ölçüde düşük düzeyde kalmıştır. Bankalar geri dönmeyen krediler nedeniyle guç durumda bulunmaktadır. Batık krediler banka sistemini tehdit etmektedir. İç ve dış borçlann büyüklüğü, yatırımlan ve büyüme hızını sınırlamaktadır. Enflasyon hâlâ çok yüksek oranlarda seyretmektedir ve enflasyonla mücadelede başarısız kaiınmıştır. Bu süre içinde gelir dağılımında adaletsizlik daha da büyümüştür. Buna ek olarak kentler ve kırsal kesim arasındaki gelir farklılıkları artrnıştır. Faizlerin yüksekliği ekonomik faaliyetleri sınıriamakta ve ekonomiyi olumsuz yönde etkilemektedir." Rapora daha ne eklenebilır ki?.. Dünya Bankası'nın "kardeş kuruluşu" Uluslararası Para Fonu (IMF) 24 Ocak kararlarından sonra ve onu izleyen yıllarda Türkiye'yi "en iyi öörencisi, dünyaya örnek öğrencisi olarak sunuyor. Bu propaganda yıllar yılı sürüyor. Peki bugün gelinen nokta?.. "İyi öğrenci, iyi müşteri" sınıfta kalıyor. Arka arkaya öyle kırık notlar alıyor ki, sonuçta "iyi öğrenciyi, iyi müşteriyi yakın takibe almak" zorunluğu doğuyor. ister kredi görüşmeleri, ister rapor yazmak, ister genel gidişatı yerinde görmek amacıyla, gün geçm'kyor ki Dünya Bankası'ndan bir heyet Ankara'da olmasın. işte yine geçen hafta Dünya Bankası'ndan bir heyet Ankara'da... Bu hafta bir başka heyet yine Ankara'da... Özal'ın tepkisi Başbakan Turgut özal, Türklş'ın yemek boykotu ve yürüyüş karanmn partisinin dünkü başkanhk divanında değerlendirildiğini söyledi ve "Kanunlar çercevesinde bir şey yapılırsa, bir şey diyemeyiz. Ama kannnlann dısına çıkılırsa kanunlar tatbik edilir" dedi. Kocaeli ve Gebze'de iki mahkemenin Bağımsız Otomobiltş Sendikası üyelerinin yaptıkları yemek boykotu sonrasında açüan kamu davasına ilişkin olarak verdikleri kararlarda söz konusu eylemin, işi durdurmaya veya yavaşlatmaya yönelik olmadıgı vurgulandı. Davada sanıklar beraat etti. ö t e yandan, iş hukuku uzmanlan da yemek boykotu türünden üretimi olumsuz yönde etkilemeyen eylemlerin suç sayılamayacağını söylediler. ÇAUŞAJVLAREV SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL •• "Uç aylık maaşım" SORL: • Ben, lise mezunu olup 32 yıl 1 ay 17 gün hizmetten sonra (3 yıl 9 ay 29 gün yedek subaylık dahil) 1971de Emekli Sandıgı'ndan emekli oldum. Sonılanm: 1) 1 Ocak 198S'de gostergem ve ek göstergem nedir? 2) Üç aylık maaşım (sosyal yardım zammı dahil) ne kadardır? 3) 1940 yıhndan 1944 yılına kadar olan (3 yıl 9 ay 29 giin) yedek subaylık için itibari hizmet zammı alabilir miyim? Türkİş (Baştarafı 1. Sayfada) Türktş'e bağh birçok sendikanın genel başkanlan çalışmalann aksaksız sürdürüldüğünü, işyerlerinde ye'mek boykotuna karşı "şimdülk" bir engelleme ya da baskının söz konusu olmadığını belirterek, "ayeterimiz tam bir kararkhk içinde ve yüzde 100'e yakın oranda eyleme katılacaklar" dediler. Türktş Genel Eğitim Sekreteri Mustafa Başoğlv Türktş'in geçen pazar günü tstanbul'da yapılan Bölge Yöneticileri toplantısında açıklanan yemek boykotu karanmn tüm şube yöneticileri ile bölge ve işyeri temsilcilerine üetildiğini bildirdi. Yemek boykotu ile ilgili hazırlıklann tamamlandığını belinen Başoğlu, "Eyleme hazınz. İşçiler tam bir kararlılık içinde ve heyecanla yannı bekliyoriar. Yann yapüacak yemek boykotnndan sonra sadece sendikacılann degü işçilerin de dunımdan rahatsız olduklan ortaya çıkacak" dedi. öte yandan Bagımsız Otomobiltş Sendikası ve Banksis Türklş'in eylem kararlanm desteklediklerini bildirdiler. Otomobiltş Sendikası Genel Örgütlenme Sekreteri lsmail Akkanat, "İşçi sınıfının yaranna olan her eylemden yanayız. Türklş'in yemek boykotu karannı destekliyonız. Yann örgütlü oldugumuz tüm işyerlerinde üyelerimiz eyleme katılacak ve öğle yemeği yemeyecekler" dedi. PetroltşSendikası Genel Baskanı Munir Ceylan Sendika Genel Merkezi ile şubeler ve işyerleri arasmda tam bir koordinasyon kurduklarım ve çalışmalarıru aksaksız sürdürdüklerini bildirdi. Ceylan, "Yemek boykotuna yüzde 90'ın üzerinde katılım bekliyonu" dedi. Kaptan Istanbul'da deniz ticareti konusunda sigortacılık yapan ve "Kaptan" lakabıyla bilinen bir Türk, 1982 yılında Federal Almanya'dan tran'a gönderilecek olan silah ve mühimmat için kendisine "gemi bulma" teklifı yapıldığını söyledi. "Bdyie bir olay ortaya çıkarsa çok kötü olur" diyerek adının yazılmasım istemeyen "Kaptan 1.", silahlann deniz yoluyla geleceguü ve Mersin aktarmalı olarak tran'a gönderilmesinin planlandığıru belirtti. "Kaptan", kendisine yönelttiğimiz sorulara karşılık şunlan sOyledi: "Ortada şirket yok. Şirket olayi yok Türkiye'de. Sadece telefonlar ile yapılan bir organizasyon bu. tsrailli biri var. lran'a çok gidip gelen bir adam bu. Mossad'da ealışan eski bir albaymış. Türkiye'ye arada strada gidip gelen kişilerle de teması olan bir adam. Türkiye ayagı kimse, o buradaki Mersin bolgesini organize ediyor. lsrailU gidiyor, tran mrselesini haüediyor." tsrail Konsolosu "Kaptan"m adını vermediği tsrailli emekli albayla, "tran tçin SUahlar" adlı kitapta adı geçen eski lahran Büyükelçisi emekli albay Jakob Nimradi'nin aynı kişi olup olmadığı konusunda kesin bir şey yok. Ancak, emekli askerlerin yasadışı silah ticareti işine atıldıklan konusunu, geçen hafta sonunda Bolivya'ya atanan tsrail eski tstanbul Konsolosu Meir Halifa da tekrarbyordu. (Baştarafı 1. Sayfada) tasansı dün TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşulerek kabul edildi. Tasan uyannca tutuklulann sivil cezaevlerine nakilleri Adalet ve Milli Savunma Bakanlıklan arasmda vanlacak mutabakata göre gerçeklestirilecek. Yasa tasarısında yasamn yürürlüğe girmesinden önce sıkıyönetim mahkemderince tutuklanarak askeri cezaevlerine konulanlann da yararlanması öngörülüyor. Yasa tasansı üzerinde görüşlerini belirten Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, bu yasamn toplumdaki arzunun bir sonucu olarak gündeme gelirildiğini söyledi. Sungurlu, "Hiçbir ülkede tutuklu ve hükümiülerin güvenliginin Türkiye'dekiler kadar dikkate ahnmadıgmı"öne sürdü. Adalet Bakanı, 50 bin dolayında tutuklu ve hükümlü bulunduğunu be Istek bitmiyor lirttikten sonra "bir milletvekflinin de 50 bin oyla seçildiğini" anımsaıtı ve "TBMM'de en fazla üye ile temsil edilen insanlar tutuklu ve hükümlülerdir" dedi. Sungurlu, Diyarbakır Askeri Cezaevi'ndeki 40 tutuklunun sivil cezaevine gönderildiğini, ancak buna karşı tepki olarak cezaevinde yeni bir açbk grevi başlatıldığını söyledi. Sungurlu, "Çözüm, zannedilen o yollarla olmaz, biz meselenin takipçisiyiz. Bu yasa oygulandığı zaman yine fiziki olaylar çıkacak. Ankara Cezaevi dolunca Çankın'ya gooderecegu. Buna da tepki gösterecekler" diye konuştu. Komisyonda konuşan SHP'li Ahmct Ersin, Buca Cezaevi'nde süren açlık grevini Adalet Komisyonu olarak yerinde gözlemlemek gerektiğini söylemesine karşm, önerisi benimsenmedi. YANIT: 1) Devlet Memurlan Yasası'nın 36. maddesi ile devlet memurlarının öğrenim durumlanna göre yükselebilecekleri derece ve kademeler belirlenmiştir. Bu belirlemeye göre, liseyi bitirenler ile lise dengi mesleki veya teknik öğrenimi bitirenler 3. derecenin son kademesine kadar yükselebilmektedir. Ancak bu öğrenimi görmüş olanlar için belirlenen ek göstergeler hizmet sınıflarına göre degışrnektedir. 3. derecenin tüm kademelerine uygulanması öngörülen ek göstergeler, Genel Idare Hizmetleri Sınıfı için 450, Teknik Hizmetler Sınıfı için 300, (Yüksek Tekniker, Teknikerler için 600), Sağlık Hizmetleri Sınıfı için 300, Eğitim ve öğreüm Hizmetleri Sınıfı için 600 ve Din Hizmetleri Sınıfı için ise 300 olarak belirlenmiştir. Devlet memurlanna, yapılan yasal düzenlemelerle öğrenim durumlanna bakılmaksızın değişik yıllarda derece yukselmesi verilmiş ve lise çıkışlı olanlar böylece 1. dereceye gelebilmiştir. Aynı uygulama ek göstergeler konusunda ise geçerli degildir. Bu nedenle lise çıkışlı memurlar bugün için hizmet sınıflanna göre ayrı ayn belirlenen ek göstergelerin ancak 3. dereceye verilmiş olanlarından yararlanabilmektedir. 2) Bu sorunuza yanıt verebilmek için emekli olduğunuz hizmet sınıfı ile emekli ayhğı aldığınız derece ve kademenin bilinmesi de gerekmektedir. 3) T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın 32. maddesi ile Cumhuriyet Ordusu kadrolarında görev yapan yedek subaylara da her fiili hizmet yılı için aynca 3 aylık fiili hizmet zammı da verilmesi öngörülmüştür. Ancak bu uygulama yasamn yürürlüğe girdiği 1 Ocak 1950'den sonra bu görevde geçen süreler için tanınmıştır. R.YrtZMtT İLAN T.C. İSTANBUL 8'İNCİ AŞLÎYE HUKUK HÂKİMLİĞİ Dosya no: 1987 / 540 Davacı Arif Kızılkaya vekili. Av.Adnan Araş tarafından Emine Kızılkaya aleyhine gaiplik davasının yapılmakta olan duruşması sırasında: Erzincan, Kemaliye, Yeşilyayla köyü, cilt no: 095/01, sayfa no: 67, kütük: 36'da kayıtlı bulunan Kasım ve Safiye'den olma 1325 doğ.lu davah gaip Emine Kızılkaya'dan mirasçı olarak bu güne kadar kendisinden veya başka kişilerden hiçbir haber ahnamamıştır. Kaybolduğu iddia edildiğinden Medeni Yasa'nın 32'nci maddesi gereğince adı geçeni bilen ve tanıyanlann, hayatta olduğunu iddia edenlerin bir sene içinde tstanbul 8'inci Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/540 esas sayıh dosyasınabaşvurmaları, duruşmanın 31.3.1988 saat: 10.00'a bırakıldığı ilanen duyurulur. 24.2.1988
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle