Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 ŞUBAT li HABERLERİN DEVAMI CdMHURİYET/U Davos'un Akla Getirdikleri Anlamlı (Baştamfi 1. Sayfada) rası"dır da. Mantıktan baska bizira böyle duygusal bir yaklaşımımız da vardır bu dostluğa. Ancak gerçek dostluk nasü kuruiuı, nasıl sürdürülür iyi teşhis edilmelidir. Tek yanlı iyi niyetle dostluk kunılabilse büe sürdurulemez. tki taraflı çaba ve özveri şanur. Bir de, bu da çok önemlidir, dostluktan söz edebilmek için bencilliği bırakrp ortak bölgedeki hak, sorumluluk ve olanaklan hakça bölüsmeyi içe sindirmelidir. Dostluk üe birinin eündekini kapmak için fırsat kollamak çok ayn şeylerdır. Davos buluşmasıru ve yayunlanan ortak büdiriyi böyle bir zihniyet içiade değerlendirmeye çalışahm: Bakahtn hangi aşamalardan geçüerek "Davos'ta buluşma" karan alınnuştır, Davos'ta hangi noktaya vanlmıştır. Basın haberlerini ve özellikle ortak bildiriyi dikkate alarak bu sonıİara yanıt arayalım: BUindigi gjbi Ozal hükümeıi, Tüık Yunan aalaşmazlıkları karşısında bencü bir tutum içinde olmamıştır. Onceki hükümetlerin de tutumu aynı olmuştur. Ozal hükümeti aynca, bence tehlikeü boyutlarda, kendini bir de "tek yaolı iyi niyet" politikasına kaptırmıştır. Bunun bir sonucu olarak bu anlaşmazbklarda bir süriı Yunan oldu bittileriyle ve hatta bazen de Patrikbane konusunda olduğu gibi, dogrudan Türk hükümeıi karanyla Yunan göruşü yönünde bir geüşme olmuştur. Bu dönemde Türk tajafı tek yanlı iyi niyetine hep yeni iyi niyet kanıtlan eklemiş, Yunan tarafı ise, "Benim kıta «h«ıılıtı kooolaiBD Adalet Divanı'na götüriilmefi ilc ügüi takldmnamenin yazılmaandan başka, Ege'dc Türkiye ik görüşccek bir sorunum yok" görüşünde direnmiştir. Türk tarafının "geUB gorüşelim" çağnsına yanıtı hep bu olmuştur. Sonra bir gün nihayet, Papandreu kendisiyle özal arasındaki birkaç mesaj alışverişinden sonra buluşmaya razı olmuştur. Hangi gelişmeler Papandreu'yu bu buluşmaya ikna etmiştir? Türk kamuoyunda veya bazı Türk resmi makamlannda Ozal'uı tek yanlı iyi niyet politikasına ciddi bir tepki oluşmakta olduğunu görerek veya artık şimdiye kadar kendisini Türkiye'ye karşı desteklemiş olan müttefıkler de bile bezginlik işaretleri görerek, katı tutumundan vazgeçme gereği duydu ise ve özellikle o da Turkler gibi, "Tnrk Yunan anlasmadıklannı taraflardan birinin ihtiraana cevap verecek çözönılere degfl, 'hakça çözumler'e göturmeiidir" göruşünu benimsetneye başlamış ise, o zaman Davos'tan çok önemli sonuçtar umut etmemek için bir neden kalrnaz. Ancak henüz Papandreu'nun zihniyetinde böyle bir değişiklik olduguna işaret edebilecek bir ipucu yoktur. Buluşmadan önceki açıklamalar hiç de bu yönde değildir. Tersine insanı karamsaruga itecek nitelikte olmuştur. Yunan tarafının açıklamalannda hep, "Başbakan Özal, bagtayıa nitelikte oimasa da Adalet Divam'na gldikbUeceftini üks olarak kabul etti, fakat Yanan hökümetiain; Ege'de Türk karasulan çizgisine kadar sorumluluk ve denetim Yunanistan'uıdu' goruşunde bir değişiklik olmadı" denmiştir. Papandreu, bizzat Cavos'ta "lİlusal haklanmu çerçevesinde anlayışlı olacagu" demiştir. Ortak bildiride de Papandreu'nun tulumunda bu konuda bir değişiklik olduğuna dair bir işaret yoktur. Yunan hükümeti, "Törk Ynnan anlaşmazhklan iki tarafın da ortak anlaytş ve özvensine dayalı hakça çözünüert göturulmelidir" fikrini içine sindirememiş de Türk hükümetinin tek yanlı iyi niyet politikasında devam edeceğine güvenerek, bu anlaşmazlıklann aşılabüeceğini umut ediyorsa Davos iyimserliği buradan kaynaklanıyorsa, Davos, Türk Yunan ilişkilerine huzur değil, ancak daha büyük kargaşa getirir. Türk ulusunun Başbakan özal'ı sınırsı/ tek yanlı iyi niyetinde izleyeceği beklenmemelidir. Türk tarafının ödün payı kalmamıştır. Dönüp arkamıza baktığımızda yollar üzerinde sıralanmış kilometre taşları gibi, Yunanistan lehıne alınmış kararlar ve oluşmuş oldu bittiler ile karşılaşınz. tşte 714 sayılı notarn, iste Yunanistan'm NATO askeri örgütune dömışü, işte Türk hükümetinin Patrikhane hakkında aldığı karar ve Patrik Dimiıros'un Lozan kararlan dışına çıkarak Patrikhane>'i dünya boyutunda bir makam olarak gösterme girişımlerinin Türk hukümetince görmezlikten gelinrnesi. Buna, Bern Anlaşması'nın, ICAO kararlarının ihlalını, Limni ve diğer adalann silahlandınlmasını ve nihayet, daha da akıl almaz bir şey, "Cefaü Bayar Türk Lisesi" ısmiyle bir okul açılmasına izin verilmiş bir ülkede hem de Lozan Antlaşması'na karşın, "Batı Trakya'da Türk yoktur, İslam vanhr" denebilmesi ve 600 yülık varlıklannın inkâr edılmesinden duyduğu ıstırabı masum bir mitingle dile getirmek ısteyen kimselerin üzerine coplarla gidiimesi, dövülmesi, yaralanması. Bence Başbakan özal, "Batı Trakya olaylan Davos'u etkilemez" demekle çok acde etmiştir. Sanki Papandreu'ya "merak etme haklarınuzda ısrar eüneyecegu" der bir dunıma düşmüştür. Davos'ta anlaşılıyor ki, Papandreu'nun "tahrik" kanısına kaiıldığı izlenimi de venniştir. Bu da bence büyuk bir talihsizlikür. Türk ve Yunan hükümetlerinin bugüne kadar uzanan ve hatta bugün bile süren tutumları arasındaki büyük farka örnekler vermek isledim. Durum bu iken ortak büdiride, Türk ve Yunan tutumlanmn aynı kefeye konmasım, saklamayacağun, çok yadırgadım. Bu oldu bittilere yeşil ışık yakmaya benziyor. Oldu bittiler yapılacak, tahammül edemez hale geldiğimizde, peki bir görüşelim, fakat bugunkü durumu da donduralım denecek, geçmişe sünger çekmemiz, Türk Yunan ilişkilerini o gün bulunduğu yerden yeniden ele almamız islenecek, yani fiiliyatta hep bizden yeni ödunler beklemeye devam edilecek. Bu olacak jey değildir. Buna "durumu dondurma" değil, "durumu Yuoan görüşüBC sürükleme" denir. Buna biz seyirci kalmayız. Davos, altyapısı böyle bir mekanizmaya zemin olacak &a, çok feci bir altyapı karşısındayız demektir. Bütün bunlar karşısında ister istemez bildiri için "olumlu" deraek olanağını bulamıyorum. Hatta laubali bir bildiri diye düşünüyorum. Bildiride başka şeyler daha dıkkatimi çekiyor: "Sorunlann sürmesini isteyen bazı iilkeler ve güçler"den söz ediliyor. Böyle önemli bir kanı açıklanacaksa ya bundan kim veya kimler kastedildiği, nazik bir ifade içinde de oUa, yeterince anlaşüacak şekilde belirtilir veya bu karuya hiç değinilmez. Bu ülkeler hangıleridir? Bulgaristan mı, 2 büyük devlet mi, sadece onlardan bin mi? Ciddi bir tutum değil bu. Bildirideki, "Resmi şahsyeüerin beyanlanndan üzünlü" cümlesi de beni çok şaşırtü. O kadar ki televizyon haberlerinde duyduğumda, kastedilen muhalefet liderleri sandim ve içimden, "Nasıl olur böyle bir şey?" dedim. Meğer kastedilen dogrudan hükümetmiş, hükümet sözcüleri imiş veya yüksek duzey devlet görevlileri imiş. Böyle bir ifade de ciddi bir bildiride yer almaz. Aynca ne denmek istediği de açık değil; "Oidn bittilere devam edils» de heyecan verici afddaınalaria kamuoyu önönde bunlaıia övünmeye kalkmayalım, diğer tarafın kamuoy unun tepkisini çekiyor, oldu bittilerin korunması zorlaşıyor" denmek istemiş ise, Davos bulusması çok cüceleştirilmiş demektir. Bakıyorum ve "Davos'U Türk Yunan anlaşmazlıklanna »dil ^izümler bulunmasmda mutabık kahnmış" diyenuyomm. Bence ancak, "Tirk Yunan anlaşmazlıklanna bir çözüm bulunsun da nasıl otarsa olsun, islen* tamamen Yunan egemenliguK dayalı çozümler olsun" diye düşünebilenler şimdiden Davos'tan umutlu olabilirler. Davos'tan önce iki başbakan arasında gelen giden mesajlann içeriği ve Davos'ta ortaya konduğu ortak bildiride belirtilen "taraflann karşılıklı pozisyonfaın" somut olarak nedir bilinmeden Davos bulusması ve ortak bildiri hakkında kesin bir değerlendirme yapmak olanağı göremiyonım. Elbette konu Türkiye için çok önemlidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece tasdik veya ret yaklaşırru içinde değil, Türk Yunan ilişkilerinde bugunkü koşullar altında izleyeceğimiz pohtika ne olmalıdır, bunu göriişmek ve politikayı olusturmak amacı ile genel kurulda ve dışişleri komisyonunda ele almalıdır. "Çofnalnk karanyla hareket etme" ilkesi nedeniyle bunun mümkün olmadığı görüldüğünde de, siyasal olgunluğuna ve muhakeme gücüne güvendiğim bir dostun söyledigi gibi; Meclisteki muhalefet partileri, "ortak grup toplantılan" düzenleyerek, başu Türk Yunan ilişkileri, dış politika konularını görüşmeli ve bu görüşmeler kamuoyumuzca da izlenebilıneledir. Kamuoyu iktidann bu konudaki tasavvur ve davranışlarından yeterince bilgi sahibi olamıyor, hiç olmazsa muhalefetin fikrini aynnülan ile bilerek, iktidarı değerlendirme olanağı bulsun. Ben bunları öneriyorum. (Baştara/ı I. Sayfada) ne ulaşmak çabalarının "ilişkilerimirin gelectgini" koruyacak bir unsur olduğunu kaydeden Evren, Amerikan halkımn Türkiye konusunda "doğru" bilgilendirilmesinin ortak çıkariar ve işbirüğini güçlendirecetini belirtti. ABD Başkanı Reagan ise, aynı topiantıya yolladığı mesajda şu görüsleri sa\Tindu'. "Ülkelerimiz arasında birçok ortak nokta bulunmaktadır: Her iki ülke de. cumhuriyeıtir. Her iki ülkenin anayasası da >asa onünde eşitlik ongörmektedir. Her iki ülke de, Kore'de komunisl saidınlanna karşı omıu omuza çarpışU. Her iki ülke de, dini hoşgöriı ve siyasi ozgurlukleri guçlendirmek çabasındadır. Ülkelerimiz aynı zamanda kritik durunüaria da karşı karşıyadır. Her iki ülke de,taayatiçıkarian olan bolgelerde banşı tehdit eden totalher ve irticacı güçlerle karşı karşıyadır." Başkan Reagan mesajında "NATO'daki diğer müttefıklerimizk birlikte pohtikanuz banşın giiçsüz temin edilemeyecegi yönündedir" dedi. UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM şirketinin iki ortağı Dr. Schutte ve Thienen ile "ortaklık iltşkisr' içinde değiller de ortdan!.. Bu sorunun entostirmeve dogru yanıtı budur. Ercan Vuralhan, Bonn BüyükelçiDği kançilarya memuru Osman uznur, Dr. Schutte ve Thienen ile "777AŞ" adlı turizm şirkatine ortak olmuşlar... Bu ortaklık ticaret sicili ile kayıtlıdır. Dr. Schutte Milliyet gazetesinde açıklıyor: ^..Kandilerinegüvondiğimiziçinvearadaadı sayılır kiştler okiuğu için, kendi bankamızdan o zamanki parayta 300 bin mark fcredialarak vertik...(...) Anlayacağtnız, TmŞşirketinin Turkiye'dekurulması, bizim venüğmiz kmdi sayesinde mumkün olmuştur... )Milliyet, 30 Ocak 1988) önce "TtTAŞ" kurulmuş; tarih, 9 Aralık 1981... 2 milyon aermaye ile kurulan TİTAŞ, 1982 yılında serrnayesini 30 milyona çıkarmış... Ercan Vuralhan, Dr. Schutte ve Thienen, şirkete sermave arttırımı sırasında ortak olmuşlar... Vuralhan'ın ortaklık numarası 79! Bakanın eşi Sayın Bengu Vuralhan da, 1982 yılında bir süre "TİTAŞ'ta calışmış. Vuralhan'ın "Eşkn TfAŞta çaiışmadT dedtği gün Cumhuriyet'te Bayan Vuralhan ile ilgili "SSK bofdrosu" yayımlandı. "Iş kotu kodu": 28320010957304... Niçin mi Vuralhan? "Eşinin TlTAŞ'ta çahşmadığmı sdyfed^T için ve Dr. Schutte ve Thienen ile "onakitğtnr gizlediği içinl.. Bu alımlar sırasında yürüriükte olan "Aıttmna ve Ekaütme ve Ihale Yasası", bu gibi ortaklık ilişkisi içindeki kamu görevlilerinin ihalelerde görev alamayacaklannı öngörmekteydi. Vuralhan, zırhlı araç ve gereç alımları ile ılgili komisyonlarda görev almıstı. Niçin mi Vuralhan? işte, bunun için Vuralhan!.. Dr. Schutte ve Thienen, DussefcJorf ormanlanndaki "CluphotBl Dateute"adlı bir 'seksoteHnTişletiyortardı. Buotekte SeksHemlerr 1 videolara çekiliyordu. Bunu bilmeyen yoktu. Dr. Schutte, Milliyet te bu "vkf&olu seks Uemlerim" doğrulamıştı. Büyükelçiliklerin güvenlik donanımı için Bakanlık Idari ve Mali Işler Dalre Başkanı ve Bonn Büyükelçiliği kançilarya memuru, niçin bu "seks taciheri" ile ortaklık kurmuşlardı? Avrupa'da bunca şirket varken niçin bu iki seks tacırinin kurduklan şirket ile ba§larrtı kurulmuştu? Güvenlik soruşturması gerekmiyor muydu bu Dr. Schutte ve Thienen haklarında? Niçin mi Vuralhan? İşte, bunlar için Vuralhan? Zırhlı araç ve gereç alımlannda bir tek teknik uzman yer almamıştı Zırhlı araç ve gereç alımlannda Bonn BOyükelçiltği kançilarya memuru Osman Ûznur görevlendirilmişti. Osman Oznur, Ercan Vuralhan'ın Ankara'da "Hosdere caddesi 90/2" adresinde kiracıydı. Osman öznur'un oğlu ibrahim öznur, Almanya'da Dr. Schutte ve Thienen'in y&netimindeki "TİTAŞ Gmbh" şirketinde de ortaktı. "ÖznurVumlhanSchutteThienen" soyadlan, TfTAŞ ticaret sicilinde bir araya gelmişlerdi. Niçin mi Vuralhan? İşte, bunun için Vuralhanl Schuca şirket aracılığı ile bulunan "H und S. Fahrzeugbalı" şirketinden 70 zırhlı araç alınmış; bugunkü kur hasabıyla, bu iki şirkete toplam 8 milyar 348 miryon S23 bin 64 lira karşılıjı dolar ve mark ödenmiştir. "9 kişilik" zırhlı araç ıçin Amerikan "Safeguard" şirketine araba başına bugunkü kur üzerinden 72 milyon 476 bin 320 TL. ödenirken, Schuca bağlantılı şırketten alman 9 kişilik zırhlı aracın tanesine 770 milyon 842 bin 425 TL ödenmiştir! Vuralhan, seçim süresince iki şirket taratından "flnansö" edltmişti. Bu şırketlerden biri "Trakya D6küm" diye bilinen bir şirketti. Vuralhan'ın seçim süresince Büyük Ankara Ofe//"nin 7006 numaralı odasmda kalmış, otel borcu "Trakya Döküm" şirketince ödenmisti. Vuralhan'ı destekleyen ikinci şirket. "Akturk Inşaar şirketiydi. Bu şirket, Vuralhan'ı bakanlıktaki işleri nedeniyle tanımıştı. Bir şirket, bir milletvekili adayının seçim harcamalannı niçin üstlenir? Bu sorunun yanrtını da eski bakanlardan Hilmi işgüzar ile ilgili Yüce Divan Karan'nda buluyoruz. Bir müteahhit, bir bakanın otel parasını niçin öder? Yüce Divan, bu soruyu "gerektiği zaman bakanlık ve bağlı kuruluslarta işleri ysptrabümek" olarak yanırjıyor (Yüce Divan Kararları, cilt 1, s.7071). Başbakan, bütün bu kanrdara karşın işi "hafHe almayef çalışıyor. Dünkü Hümyet'te, Vuralhan'ı "ruçb« aoktde brrakmam" dedikten sonra "Uğur Mumcu, piyade çıkmasıyia uğraşsın" diyor. Ben, 12 Mart d&neminden önce Ankara Hukuk Fakuttesi'nde idare hukuku asistanıydım. 12 Mart döneminde yargılandım. Bir yılı aşkm süre cezaevınde kaldım. Yargılama sonunda da aklandım. Bu arada, MİT raporlarına dayanılarak yedeksubaylık hakkım elimden alındı. Bu ışlemi de "Askeri Yüksek İdare Mahkemesi" oybirliği ile iptal etti Başbakanın deyişi ile "piyade çıkmayla" o gunlerde uğraşttm Sonunda mahkemeler, Mu'i ve Milli SavunmaBakanlığı'nı değil, benı haklı görduler. Gelelim bugüne... Başbakan, Vuralhan otayı ile ilgili "muhaUdk" görevtendiremez. Görevlendirirse bu, Mataracı davası ile ilgili Yüce Divan Karan'nda belirtıldığı gibi, Başbakan için "görevi kötuye kullanma suçu" olur. (Yüce Divan Kararlan, cilt 1, s.663). Zırhlı araç ve oereç alımında görevlilerin suç işledikleri kuşkusu doğurucu beiirtı ya da kanrt varsa, bu konuda sorusturma açmaya yetkili oian makam, Dışişleri Bakanlığı'dır. Bakanlık "teftiş kurulu" varken ve "memurin muhakemeti hakkındaki" yasanın bakana verdiği yetkileri belliyken, Başbakanın bütun bu kuralları görmezlikten geiip "muhakkik" ataması "g6revi kötuye kullanma" suçudur. Biz baştan ben "Devlet Denetleme Kunılu"rntr\ zırhlı araç ve gereç konusunda ' inceleme" yapmasını istedik. Kurul gerek görürse "sorusturma" daha sonra gelır. Istegimiz, konunun incelenmesi ve aydınlatılmasıydı. Sayın Başbakana bir önerim var. Kendisi ile bu konuyu tartışahm, o Dışişleri'nin bütün betgelertni getirsın, yanına da Vuralhan'ı oturtsun, ben de dört kalın dosya ve bakanın ses bantları başta olmak üzere bazı dostlann ses bantlan ile Başbakanlığa geleyim, teybi eçalım ve ondan sonra tartışalım... "Açık rejim" değil mi bu? Açıksa, buyurun efendiml Bu kez çelik yelek sonüarı (Baştamfi 1. Sayfada) TBMM Başkanhğı'na verdiği soru önergesinde, Dışişleri Bakanı Yılmaz'ın, bir süre önce verdiği soru önergesini yanıtlarken "Çelik yeleklerin denendiü ve güvenli otduğunun anlaşıldıgr'nı belirttiğini anımsattı. "Oysa ki Uğur Mumcu'nun dunkü yazısında yer alan raporda çelik yeleklerin kurşun geçirdigi belirtiliyor. Bu çelişki karşısında konu yeniden gnndeme gelmetidir. Sayın Bakanı bakanlıkta yanıitanlar vardır" dedi. Sokmenoğlu, Dışişleri Bakaru'na şu soruları yöneltti: "Schuca şirketinden alman arhlı yeleklcrin markası nedir, üreticisi kimdir? Bu celik yeiekler nerede, hangi laboratnvarda ve kimler Urafından test edUmiştir? Söz konusu testler 1983 yıh haziran ayında çıkanlan 'kurşun gecirmez yeleklerie ilgili geçici yönetmelik' uyarınca mı yapılmıştır? Çelik yeiekler ne zaman ahnmıştır? Bu yeleklerin aJımına kimler karar vermiştir? Bu çelik yeleklerin alımında herhangi bir Türk teknik yetkilisi görev almış mıdır? Almamışsa bu yelekler Emniyet Genel Müdürluğü'nün laboratuvarlarında denenmiş midir? Çelik yeleklerin alımından önce bakanhğınızca bir piyasa araştırması yapılmış mıdır? Schuca şirketi hakkında çelik yeleklerin alımında önce bakanhkça güvenlik soruşturması yapılması düşünülmüş müdür? Düşünülmemişse seks oteleri işleten bu iki Alman kimler tarafından bulunmuş ve diplomatlanmızm gihenliği bu iki seks tacirine nasıl lesBm edilmiştir?" Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, DYP Hatay Millelveküi Mural Sök çatiaklar oluşmuş. ancakyo'.unyapımısürdürülmüştü. Kazıklı yolun Kuruçeşmedetd bajlantılarının, bazı yalıların bahçesinden geçecegi anlaşılınca, yalılann sahiplerinden bahçelennı hıoe etmelen isteimiş, bu kabul edilmeyince, büyük bir kavıs yapılarak ana yola bağlanmak istenen kazıMı yolun bir bölümu çökmuştü. (Fotoğraf: Suleyman Sarılar) I f a 7 l l f l l 1MIİ i f j r f l f i i l j M » | l | i | Amavutkfty'de yalı sahipterinin açrjğı dava sonucu 1. idare Mahkemesi'nin I U I & l t % l l f W U O l l l f V o fy i l U I ^^^^y3pm%günsüreyledurdurulan "Kazıklı Yor'unbirbölümüdun f ^ g y y p İ dil l kk k d K ' d k lld açtldı. Yapımı yasaya aykın olmasına karşın KİSKA firmasına ihale edilen yolun kazık çakımı sırasında, Kuruçeşme'dekı yalılarda r menoglu'nun "Moskova Buyukelçiligimiz memur lojmanlan binası intuun ihalesi" konusundaki yazısoru önergesini yanıtlarken. "SSCB Büyükelçiiigi'nin açılan ihaleyi 'Akturk' isimli insaat firmasııun kazandıgını bildirdigini, gerek bakanlıgının gerekse Bayındıriık Bakanlıgının söz konusu ihaleyle hiçbir Ogisi olrnadıgını" belinti. Yılmaz, Moskova'daki lojman binası inşaatına izin verilmemesi üzerine Ankara'daki SSCB Büyükelçiiigi'nin lojman binası inşaatının da durdurulduğuna işaret ederek şöyle devam etti: "Sovyet yetldlileriyle Moskova'daki lojman binamız konusunda >apacagımız görüşmeler, lalminkâr bir sonuca ulaşıncaya kadar, Ankara'daki inşaann basiamasına izin verilmeyecektir." Dışişleri Bakanı Yılmaz, Moskova BüyUkelçiliğimizin memur lojmanlan binası inşaatı ile ilgili soruyu da şöyle yanıtladr. "Moskova Büyükelçüigiınizuı memur lojmanlan binaa inşaatı, 2 Temmuz 1986 tarihinde Moskova'da, 'Soyuzveshstroyimport' adh Sovyet insaat finnasına, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 79. maddesi uyarmca veraahalliusuller de goz onünde bolundurularak pazsrlıkla ihale edilmiştir. Bu inşaatia ilgili görüşmeler, 1983'de Moskova'da baslamış ve 3 yıl sünnuştür. Gönismelere Bayındırlık ve Iskân Bakanlıgımızın lemsilcileri de katılmıştır. Sovyet inşaat rırması başlangıçla U.279.601 tsviçre frangı lulannda bir teklif vermiş Bayiüdırttk ve Iskân Bakanlığımu ise 2.217.600 tsviçre frangı teklif etmiştir. 3 yıl süren pazarlık neticesinde, Sovyet lagaal fınnasuıın 7.300.000 tsviçre franeına indirdiği teklif Bayindırbk ve Iskân Bakanuğmnzca kabul edümiş ve ihale yapılmıştır. Dolayısıyla. ihale bedelinin yükselmesi değil, inmesi soz konusudur ve böylece Uk teklife nazaran 6.979.601 tsviçre frangı tutannda bir tasarruf sağlanmışlır. Projeyle ilgili calısmalar tamamlanarak inşaata başlanmak uzereyken. arsada mocut ve 200 yıllık oldugu ifade edilen bir ağacın korunmasının teminen senıt »akinlerinin yaptıklan muracaat dolayısıyla 24 Haziran 1987 tarihinde Moskova Belediyesi, once başka bir arsa vermeyi teklif eımiş. bttahare şehrin en mutena bir semtinde bulunan ve ihtiyaçlamnıza cevao verecek evsafta olduğunu belirttigl bir binayı büyuktlçingimize uhsb edebUecegini bildirmiştir. Söz konusu binayı incelemesi için yakında Moskova'ya bir teknik heyet gönderecek ve heyetin varacağı sonuca göre bir karar alacagrz. Bu vesileyle, Moskova Büyükdçiliğimiz için yaplınlması söz konusu kançılarya binası durumuna da değinrnek istivorum. Bu bina için Sovyet inşaat firması 5 railyon dolarlık bir teklif vermiş, Bayındırlık ve İskân Bakanhgımız ise 3 milyon dolar teklif etmiştir. Yukanda belirttigim teknik heyel, bu konuda da Sovyet inşaat flrmasıyla muzakerelerde bulunacaktır." TBMM Danışma Kurulu'nun karan gereğince SHP ve DYP'nin önergeleri birleştirildi ve genel kurulda tek bir onergenin görüşulmesi benimsendi. Gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmaması görüşmelerinde Bakan Ercan Vuralhan'ın konuşması bekleniyor. ANAP grubunun yarınki toplanusında Başbakan Tureut Özal'ın konusması bekleniyor. özal, grupta son ekonomik kararlarla ilgili bilgi verecek ve diğer konularda görüş açıklayacak. SHP grubunun yarınki toplannstnda Genel Başkan Erdal tnönü konuşacak. Inönü'nün konuşmasında Vuralhan olayıyla, son ekonomik kararlara ilişkin gönışlerini açıklarnası bekleniyor. DYP grubunda Genel Başkan Suleyman Demire) son gelişmelerle ilgili olarak goruşlerini açıklayacak. Grupta aynca geçen ay başlaulan "muhalefet stratejisi" ile ilgili genel görüşmeye devam edilecek. Vuralhan: Muhalefeti tatmin edecefeiz Federal Alman ya'nın Münih kentinde düzenlenen NATO Savunma Birimleri seminerine katılan Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan dün yurda döndü. Vuralhan, Atatürk Havalimanı'nda yaptığ/ açıklamada hakkındaki yolsıızluk iddialartyla ilgili bir soruyu yanıtlarken, istifasırun söz konusu olmadıgını bildirerek şunları söyledi: "Çalışmalarunıza hızla devam ediyoruz. Konu bu hafta Mecliste göriişuleccktir. Gensoru göruşmeleri sjrasında muhalefetin üzerinde durduğu hususlann cevaplannı ayn ayn verecegiz ve kamuoyunu da muhalefeti de tatmin edectgiz." Mecliste yine Vuralhan haftası Mılli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan hakkında SHP ve DYP'li milletvekillerince verilen gensoru önergesi 11 şubat perşembe gunu Mecliste göruşulecek. Davos. gündeminde HADİ ULUENGİN BRÜKSEL AT Dışişleri Bakanlarının bugün Bonn'da yapılacak siyasi danışma toplanusında, Yunanistan temsUcisi Papulyas'ın diğer meslektaşlanna, geçen hafta Davos'ta gerçekleşen özal Papandreu zirvesi hakkında bilgi verecegi sanılıyor. Aynı şekilde 1112 şubat tarihlerinde Brüksel'de yapılacak Ortak Pazar Devlet ve Hükümet Başkanlan Donık Toplanusında da, bizzat Yunanistan Başbakanı Andreas Papaadreu'nun diğer liderlere özal üe yaptıgı temas hakkında açıklamalar yapacağı sanılıyor. Yunanlı kaynaklardan edinilen bügilere göre, yalnızca siyasi konulann ele alınacağı Bonn oturumunda, Atina diplomasisi liderinin Davos zirvesi hakkında ilk açıklamayı yapması ve diğer AT Dışişleri Bakanlanna bu konuda bügi vennesi çok büyük olasılık. Yine aynı kaynaklara göre, 1112 şubattaki Ortak Pazar zirvesinin "ocak başı" olarak adlandınlan ve hiçbiı gündemin bulunmadığı "gayri resmi" bölUmunde, Yunanistan Başbakanının Tnrgut Özal ile gerçekleştirdiği temas hakkında açıklamalar getirmesi bekleniyor. Diğer AT kaynaklanna göre ise, zaten söz konusu "ocak bası" otunımunda, eğer Papandreu konuyu açmayacak dahi olsa, öbür Ortak Pazar üderlerinin Davos teması hakkında Yunanistan Başbakanına sonı yönelıecekleri kesin. Resim Yarışması mnfaüm 6. Güven TANYERİ İl Küttür ve Turizm Müdür V. 7. Prof. Dr. İsmail TUNALI İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Başkanı Estetikçi 8. Doğan TUNALI Esbank Eskişehir Bankası T.A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı 9. İhsan YÜCEÖZSOY Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdür Yardımcısı Değerii sanatçılarımız, yarışmaya katılma koşullannı, son teslim tarihini ve teslim yerierini içeren "şartname"yi ESBANK Şubelerinden ve "Devlet Güzel Sanat lar Galerisi ESKİŞEHİR" adresinden sağlayabilirler. Yuııanistarfın (Baştamfi I. Sayfada) sonıif, Papandreu'nun geçen marttaki Ege krizi sırasında Türk yayılmacı tahriklerine verdiği kararlı cevabın sonucudur" dedi. Türk hükümetinin cuma akşamı, tstanbullu Yunan uyruklulann mülk edinme haklanru engelleyen ve mallannın transferini bloke eden 1964 kararnamesini kaldırdığıru açıkJamaandan sonra, dört yıllık bir aranın ardından toplanması beklenen Kara Karma Ulaşiırma Komisyonu'nda kara ulaştırrna alarunda ikili ve transit taşımacılık alanlannda gelişmelerin beklendiği belirtiliyor. Bu arada Yunan lçişleri Bakanı Cohacopulos, dün Pasok Partisi'nin Kavala kentindelci toplantısında yaptığı konuşmada, "Papanuren'nun Ege krizindeki kararlı tutumuyla, tebditlere boyun eğilmeyeceğinin ve oldu bittilerin kabul ed'Jmeyeceginin nerkes larafından aniaşıldıgıaı" söyledi. AA'nın haberine göre Cohacopulos, "Böylece herkes sorunlann çözümü için tek yolun Yunanislan'ID uluslararası anlasmalarla teyil edilen milli egemeolik haklannı tanıyarak diyatog > ttpınuk. uıuu^uou »nladı," diye konuştu. ö t e yandan Yunanlı ünlü devlet adarru ve TürkYunan dostluğunun mimarlanndan olan Eieftberios Ve•izelos'un yegeni ve Liberaller Partisi Başkanj Nikitas Venizdos, özal'la Papandreu arasında Davos'ta saglanan yumuşama ve yakınlaşma havasının "hatt" olduğunu öne sttrdü. Verdzelos, bu uzlasmanın Yunanistan'ı yeni maceralara sokacagını söyledi. Atina ile şarkıcı alışverişi STELYO BERBERAKİS AltN A Başbakan Turgut Özal ile Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun Davos'ta yaptıklan zirve toplantısıyla birlikte iki ülke arasında saglanan yakınlaşma ve yumuşama havasından ilk yararlanan Yunanistan'm ünlü organizatörü Mihaiis Lefakis oldu. Lefakis, yıllardır kurduğu hayallerini gerçekleştirerek geçen hafta içinde şarkıcı Semra Inanç'ı Atina'ya getirmeyi başardı. Semra tnanç Atina'da bulunduğu süre içinde çeşitli tavernalarda şarkı söyleyip Yunanhlan coştunırken Yunan TV'sinin bugün öğle programında ekrana gelecek. Dört Yunan sanatcısı da önümüzdeki gunlerde konserler vennek için tstanbul'a gitmeye hazarlanıyor. Şarkıcı Semra Inanç Atina'da Lefakis'in sahibi olduğu "Greka fılm" studyolannda "13 kadın" adlı fılmin bazı sahnelerinde de oynadı. "Latriya" adlı gazinoda da sahneye çıkan Türk şarkıa "Şarküar yazdım sana", "öyle yeşil gözleri vardı" ve "Ceylan gözlüm" adlı şarkılanyla Yunanlı dinleyicileri tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı. Lıtriya gazinosundaki Semra lnanç konserinde Yunanhlar heyecana kapdıp tam 5 bin tabak kırdılar. 610 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek olan "YUNUS EMRE KÜLTÜR ve SANAT HAFTASI" dolayısıyla, Eskişehir İl Tertip Komitesince, ESBANK'ın katkısıyla beşinci "Resim Yarışması" düzenlenmiştir. Yapılacak eserlerde, konu serbesttir. Piri Reis izleniyor öte yandan Ege Denizi'nde kirlilikle ilgili araştırma çalışmaları yapan "Pfri Reis" gemisi, Yunan uçaklan ve savas gemileri tarafından yakından izleniyor. Gemiyi izlemeye, Yunan Deniz Kuvvetleri'ne bagh bir okul gemisi de katılıyor. Hava şartlannın dttzdmesiyle üzerine sığındığı Gökçeada'dan uluslararası sulara açılan K.Piri Reis gemisi, 4 şubat tarihinden itibaren yakından izlenmeye başlandı. Yunan savas gemileri, izlemelerini gündüz saatlerinde göz mesafesi dışında sürdürilyorlar. Bu gemiler, Piri Reis'in radanndan görülebiliyor. Yunan gemileri gece saatlerinde ise gözle görülebilir bir uzakhktan Piri Reis'i izlemeye devam ediyorlar. Ödüller ESBANKtan Seçici kurulca en başanlı görülen 5 eserin sanatçılarınm herbirine 1.000.000. TL.'sı, aynca 5 sanatçıya YUNUS EMRE şildi verilecektir. Ödül almayan eserler sergi esnasmda satışa sunulacaktır. Seçici Kurul: 1. Gülşen AKIN Eskişehir Devtet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürü 2. Prof. Dr. Mustafa ASUER Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı 3. Yrd. Doç. Öğün BAKIR Anadolu Üniversitesi Uygulamalı Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Öğretim Üyesi 4. Hamit KINAYTÜRK Sanat Çevresi Dergisi Genel Yayın Yönetmeni 5. Prof. Dr. Belkıs MUTLU İstanbul Resim Heykel Müzesi Müdürü .ŞUBELERİMİZ. MERKEZ • ADANA • ADAPA2ARI • ANKARA • ANTALYA BAKIRKÖY • BALIKESİR • BOZÜYÜK • BURDUR • BURSA DENİZLİ • EMİNÖNÜ • EMİRDAĞ • ESKİŞEHİR İSKENDERUN • ISPARTA • İZMIR • KADIKÖY " KARAKÖY KOCAEÜ • KONYA • KÛTAHYA • MECİDİYEKÖY • MERSİN SAKARYA (ESK.) • SANAYİ ÇARŞ. (ESK.) • TAVŞANU ULUS (ANK.) • UŞAK "Tedbirli ve Kararlı" ESBANK LUIS PUENZO TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI KÜLTÜR VE SANAT GÜNLERİ ' DFMOKRASİ ve BARIŞ ŞttRLERİ" Yöneien. Asım Bcdrci Katılanlar: Muştak ERENLS, Aydın HATİPOCLt. Özdemir İNCE. Mehmed KEMAL, Sennur SEZER. Husc>İD YURTTAŞ ve slirleriyk: MeUh Ovdrt ANDAY, O'han Murat ARIBLRNi;, Asaf Hatct ÇELEBt, Eover GÖKÇE, Ninın HİXMET, Hasao HÜSEYIN, Rıfat ILGAZ. A. KAUİR. Turgut LYAR. 8 Şubaı 1988 Pazartesı. saar 1721 DEVLET T1VATROSL 1AKSİM SAHNE (VENIS SİNEMASI) MODASINEMASI ŞUBAT AYI BOYUNCA, PER$, CUMA 21.30 PAZAR 18 30, CUMT 11 00 SEANSLARINDA HM COSTERILMEYECEKTIR IVI\/fca#F^KULTUR M R E I EKZ 1 9 8 5 C A N N E S R L M ?7rA D 5ENUGI EN İYİ KADIN OYUNCU OOUUU K uLuBü KİUSELER BIRUĞI ODULU 1986 EN İYİ YABAMCI FILM OSCAR1 CHICACO, TORONTO, KARTACA FİLM ŞENLIKLERINDE "BÜYÜK ÖOUL YALNI2 MODA SINEMASI ve CAĞALOCLU İSTANBUL REKLAM KÜLTUREVI'NDE (520 75 30) TEl J37O1 28 SEANSmR 11 00/13.00/15 30/18 JO/21 30 i R1ÜSMI TARII LA HISTORIA OFFICIAL • NORMA ALEANDRO HECTOR ALTERIO