Katalog

3 ŞUBAT 1988* HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 da, Davos'tan gensoru görüşmesinin gelecek haftaya aktanlmasını isterken, Ankara'ya döner dönmez grubu derleyip toparlamak için zaman kazanmayı öngörüyor. Muhalefet grupları dun çeşitli konuları görüşürken inönü ile Demirel, Vuralhan olayına hemen aynı çizgide bakıyor. Demirel'e göre iktidar gensoruyu reddedecek, burası kesin. Muhalefetten gelen seslere kulak tıkama gibi bir türlü vazgeçemediği huyunu yine sürdürecek. İki muhalefet partisinde ortak soru şu: "Hakkında yığmla dedikodu çıkan .bir insan, büyük ihalelerin yapılacağı cikanltkta nasıl kalacak, iktidar bu durumu direnme politikasıyla nasıl bağdaştıracak?" Sorunun yanıtı ANAP grup sözcüsünün açıklamasıyla geliyor. Taşçıoğlu, dün Vuralhan'ın daha önceki açıklamalarını yineleyen konuşmasından sonra, "ANAP grubunun tatmin olduğunu" söylüyor. ANAP yöneticilerinin, içinden bin bir çarşaf çıkan bohçayı derleyip topladıkları gözleniyor. İktidar, dört yıldır sürdurdüğü yöntemlerinden vazgeçecek gibi değil. Sağlar'ın parti yöneticilerine anlattığına göre, örneğin dış sorunlann müzakeresi için SHP'nin verdiği önergeyı iktıdarın, "Davos'la başlayan olumlu gelişmeyi kürıüden birinin söyleyeceği birkaç yanlışla bozmamak için" reddedeceğini, muhalefet ilgili bakandan duyuyor. Sorunları içeren çeşitli siyasal noktalan iktidann bir çizgide birleştirdiği bir kez daha anlaşılıyor. Hele önemli bir bakanın muhalefete, "Her belge çtkbğında bir bakanın istifa etmesine" önayak olacak yolun Vuralhan'la açılabileceğinden kaygı duyduklarını söylemesi, iktidann nangı siyasal anlayış içinde olduğunu açıkça sergılıyor. iktidar kanadında köprüler altından suların Vuralhan olayına karşın yine Özal'ın istediği yönde akmaya başladığı görülüyor. Dış sorunlarda genel görüşme ıstemi; ret! Vuralhan'la ilgili gensoru; "karıne yoluyla suçlama" diye ret! "Özal'dan büyük yok!.." 292 el kalkar ANAP grubunda: Kabulll!.. Mübarek olsun. OLAYLARIN ARDENDAKI CUNEYT ARCAYUBEK yaziyor (Baştarafı 1. Sayfada) se olay pehlivan güreşlerine dönüşur, 'karç/faAaft'dizegetirdiğımiz, zafer çığlıkları arasında türküleştirilir. Yunanlılarla sarmaş dotaş geçirdiğimiz bir iki gün içinde binlerce kilometre yol alınmışcasına olay öylesine renklendirilir ki, Davos'un ırdelenecek yanını bulmakta zorluk çekeriz. Kuş sütünün eksik olmadığı sofralara Yunanlının buzukisi gibi Livaneli'nın kulaklara hoş gelecek "aydın sesi" niçin eşlik etmedi sorusu Davos görkeminin tek eksik yanıdır sanki. Neyse ki gerek baskentte, gerekse Davos'ta 'ihtiyatı eklen bırakmayan resmi ağızlar" bayram havasına henüz kendilerini kaptırmış değil. Başbakan Özal, gelişmeyi elbet olumlu görüyor, ama "vanlan sonucun her şeyi kökünden çözmediği, geniş zamana gereksinildiğini" söylüyor. Önceki gün Dışişlen Bakanını ziyaret ettiklerinde, SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar ile Turan Beyazıt, Mesut Yılmaz'dan da aynı havayı aldı. Yılmaz, hemen her sağduyu sahibinin kabul ettiği gibi atılan adımın küçOmsenemeyeceğini söylüyor. Ne var ki, "gelecekte bu anlayişın işieyişine vanlacak sonuçlara önem verilmesi gerektiğini" duyumsatıyor. Yunan Başbakanı Papandreu dört yıl direndi. özal'ın göruşme çağnlarını geri çevirdi, sonunda beîleğinı yitiren bir siyasetçi gibi masaya oturmayı kabul etti. Ne var ki, Yunan ulusal politikasından vazgeçtiğinı. ödünler vererek Turkiye lehine dostluğu inşa edeceğini hiç söylcrnedi. Papandreu'ya dikkat! Asıl süreç şimdi başlıyor. Maraton yarışında kimın ipi göğüsleyeceği henüz bilinmiyor. Dostluk zirvesi karanlık bir koridora atılan bir adım gibi. Kişiliğinden ödün vererek Özal'ın uzattığı eli sıkan Papandreu'nun, hele Yunan kıvraklığının hangi oyunları tezgâhlayacağı bilinmiyor. Dünden baslayarak iç politikaya "Davos darbesi" geliyor. Papandreu'yu "dizeçetirdiğinio" abartmalı biçimde sergılenmesi Özal'ı önemli sorunlar karşısında rahatlatıyor. Dün ANAP grubunda, Özal'a yakın çevrelerdeki ağız değişikliğı gözden kaçmayacak ölçütlerdeydi. Ercan Vuralhan kapalı grupta konuşuyor, Davos'tan gelen talimat gereği basın, gruba alınmıyor. Yine Davos'tan gelen istek üzerine Vuralhan ile ilgili çifte gensorunun gelecek hafta görüşülmesıne yatkın iktidar egilımleri gözleniyor. Davos zaferinden sonra Vuralhan'a karşı kıpırdanmaların düne oranla artık zayıfladığı seziliyor. Nitekim Fikri Sağlar'ın SHP yöneticılerine anlattığına göre, Dışişlen Bakanı Yılmaz, "Vuralhan sonjnuna muhalefetin yaklaşımını eleştirirken" çeşitli nedenlerle gensoru isteminin sakatlığını dokunduruyor. Muhalefetin gensoru yerine bir araştırma önergesiyle Vuralhan olayını ele almasını daha sağlıklı bulduğunu söylüyor. Sağlar ve Beyazrt, "Iktidann araştırma önergesini kabule yanaşıp yanaşmayacağını" sorduklannda Yılmaz, önerisı ile sonuc arasında bir bağlantı kurmuyor, "e//ernem"diyor. Fakat Mesut Yılmaz da artık "belgeleri yan yana koyduktannda Vuralhan ile ilgili haksız kazanç savmın somut ortaya çıkmadığını, 'karine' yoluyla kimi sonuçlara ulaşılmak istenildiğini" belirtiyor. Bir başka mantık örgütleniyor. 'Biri çıkacak, bir belge gösterecek, bir bakan gidecek: işte bu olmaz" demeye getiren etkilemeler tepeden aşağıya aşama aşama ilerlıyor. Davos, ANAP'ı içinde yaşadığı kararsız ortamdan çekip çıkaracak güçte görünüyor. Başbakan Özal GERÇEK (Baştarafı 1. Sayfada) vos'taki TürkYunan yakınhşmasını olumlu karşılamışlar, iki ülke arasında buzlann eritilmesine yönelik itk adtmı alkışlamışlardı. Televizyon ise bu tutumu, özal hükümetinin övgüsü olarak değerlendirmek açıkgözlüğünü göstermişti. Peki, basınımız TRT'nin gözünde madem ki bu kadar önemlîdir; neden hükümeti eleştirdiği zaman dışlamyor, hiçe sayılıyor; hatta tepki yaraııyor? TRT Genel Müdürü Tunca Toskay, kuşkusuz Nasretün Hoca öykülerini bilir; biz yine kendisine anımsatalım; iktidar çevreleri de dinlesin: Nasrettin Hoca komşusundan kullanmak üzere kazan istemiş; geri verirken de içine bir tencere koymuş. Komşu şaşmış ve sormuş: "Hoca bu ne?" Nasrettin "Kazan doğurdu" deyince adamcağız pek sevinmiş. Gel zaman git zaman, Hoca kazanı yine istemiş; almış; ama aradan haftalar aylar geçiyor, Hoca kazanı geri vermiyor. Komşu dayanamamış bir gün, yüzünü kızartıp kazanı istemiş. Hoca "Kazan sizlereömür, öldü"demesin mi'... Adamcağız "Hiç kazan ölür mü Hocam?" diye çıkışınca da Nasrettin'in yanıtı bellv "Kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne neden inanmıyorsun?" Bizim TKTde anlaşılan Nasrettin Hoca'nın komşusu gibi kazanın yalmz doğurduğuna inanıyor; öldüğüne değil. * * • UĞUR MUMCU (Baştnrafı 1. Sayfada) GOZLEM Dıştşlen Bakan Mesut Yılmaz muhalefet lidertenne dış politika tonusunda bilgi verdi. Yılmaz'ın d u n S H P G e n e ! Başkanı Erda! Inönü ile DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'i TBMM Genel Kurulu'nda dış politika tonusunda genel görüşme önergesınin ele alınmasından hemen önce ziyaret etmesl dıkkat çektı. Dıştşlen Bakanı gazetecilerin, "Meclise bilgi vermemek için mi yalnızca muhalefet liderileriyle görüşmeyı tercıh ediyorsunuz?" sorusunu "Bılgilendirmenin deflişık duzeylerde gerçekleşmesı gerektığıne ınanıyorum. Genel görüşmenın bir Meclis denetım biçimı olduğu görüşündeyız. Şu anda hükümetımızın dış politika da kullandığı inısiyatıflerin bdyle bir denetim gerektirmediği göruşündeyız" diye yanıöadı. Mesut Yılmaz'ın Inönü ve Demırel'e Oavos zirvesi ile ilgili bilgi vermedıği öğrenıldi Dışişlen Bakanı'nın muhalefet lidertenne dış ılişkıler konusunda bir takvım ilettigı belırtildı (Fotoğraf. AA) Çok iyi iş yaptık (Baştarafı 1. Sayfada) ülkeyi daha iyi duruma geiirecektir" dedi. Davos gorüşmelerinın esas iıibarıyla gizli olmadığını ve özel bir anlaşmaya vanlmadığını belirten Özal, Papandreu ile varılan mutabakat çerçevesinde kurulacak ortak komilelerin başkanlarının bir ay içinde seçileceğini söyledi. Basbakan Özal'ı getiren uçak saat 18.55 sıralarında .\nkara'ya indi, Özal'ı Esenboğa Havaalanı'nda Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, ANAP Genel Başkan Başyardımcısı Mehmet Keçeciler karşıladı. Karşılamada bazı bakanlar, Ankara V'alisi Saffet Arıkan Bedük, YÖK Başkanı thsan Doğramacı ile ANAP'lı bazı milletvekilleri de bulundu. Özal'ı karşılayanlar arasında Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi Sotiris Koastantopoulos da vardı. Başbakan özal'ın uçağının Ankara'ya varmasından önce saloı.Ja ınüsteşan ile dolaşan Yunan Büyükelçisi'nin ancak Devlet Bakanı Adnan Kahveci'nin müdahalesinden sonra şeref salonuna geçmesi dikkati çekti. Başbakan Özal şeref salonunda bir süre dinlendikten sonra, basın mensuplanna Davos zirvesi ile ilgili bilgi verdi. Özal, Yunanistan Basbakanı Papandreu ile görüşmeleri "iyi bir aünosfer" içinde gerçekleştirdiklerini belirtti ve "her iki laraf da iyi niyetini gösterdi. Ancak görüşmelerde aramızdaki sorunlann çözıimüne girmedik. Bizler iki ülke arasında buzlan eritmek, halklan yaklaştınnak ve bir güven oriamı oluşlurmak için alt yapı oluşturduk" dedi. Başbaan Özal, Yunanistan ile Turkiye arasındaki sorunlann çözümünün zaman istediğini belirtirken de "30 yıldır birikmis olan meselelerimiz var. Çozüm sabır, cesaret ve sıkı gayret istiyor" diye konuştu. Davos'ta kurulmasına karar verilen iki komitenin başkanlarının bu ay içerisinde belirleneceğini belirten Özal şöyle devam etti: "Aynca Yunanistan Başbakanı ile NATO zirvesinde yeniden bir araya gelecegiz. Bu yıl tarihi heniiz saptanmamış olmakla birlikte Yunanislan'a gidecegim. Gerginlik artık yumuşama ortamına girmiştir. Bu gelişmeler iki ülkeyi daba iyi duruma götiirecektir." Başbakan Özal basın mensuplarının sorularını ise şöyle yanıtladı: SORl Sayın Başbakan gecmiş deneyimlere dayah olarak bu kez daha umutlu olmamazı gerekli kılan nedir? ÖZAL Biz bu atmosferi Davos'ta yaşadık. Bizimle beraber basın mensuplanmız da yaşadı. Sanıyorum, şöyle bir anlayış olması gerekir, meseleler kavgacı yolla çözülemez. Sorunlar konuşma ile çözülür. İrısanlara .\llah konuşma imkânı vermiş, lisan vermiş, bununla çozülebilir. Bu toplantının gayesi de budur. Bugüne kadar hep aynı kanaati ileri sürdük. Bugün bu kanaatin paylaşıldığını görmekten memnunum. Tabii ümitliyim. Umitsiz olarak meseleler, pesimist davranışla çözulemez. Optimist olmak lazım. SORL' Davos zirvesi konusunda muhalefet partilerine bilgi verraeniz söz konusu mu? ÖZAL Görüşmeler gizli değildir. Özel anlaşma yapılmamıştır. Görüşmeler sonucunda çıkan müşterek bildiri asağı yukarı bütünuyle görüşmeleri özetler. Gizli saklı herhangi bir şey söz konusu değil. Ame ben usulen, sadece usulen değil, gerek ana muhalefet partisine gerekse diğer muhalefet partısi liderlerine bu görüşmelerdeki havayı benim izlenimlerimi belki özel olarak gördüğüm konuları aktarabilirim. Bu konuda bilgi verebilirim. SORU Gümüicine olaylanna Y unanistan'ın yaklaşımı nasıl oldu? ÖZAL Detaya girmek istemiyorum. Bu konularda bir nevi gözden geçirme yapmışızdır. Ama detaylı müzakere yapılmamıştır. Onların bu konudaki goruşü, bazı pro\okasyonlar olduğu mahiyetindedir. Bize de bazı haberler, başlangıçta abartmalı geldi. Sonradan tahkik ettik, o söylenen haberlerin olmadığı anlaşıldı. Tabii provokasyon olup clmadığını bilmemiz mumkun değil. Onlar daha iyi bilir. iki ulke arasındaki meselelerin devamını istemeyen birçok başka ülke ya da güçler olabilir. Ama önemli olan boyle ülkelerin olması değildir. Başka menfaatler, başka ülkeler kendi menfaatlerini düşünür. Bunu tabii karşılamak gerekir. Önemli olan bu konularda iki ülkenin istismara musaade etmemeleridir. SORU DYP Geoel Başkanı Demirel, sizin, Papandreu'va Yunanistan'da yaklaşan seçimlerde dış yardım yaptıgınızı idıiia etti. Bu konuda göriişünuz nedir? ÖZAL Ben Sayın Demirel'in siyasi tecrübesini biliyorum. O siyasi tecrübesine dayanarak boyle bir söz soylemiş olabilir. Papandreu'nun boyle bir düşüncesi var mı, yok mu, bu bizim meselemiz değil diye duşunüyorum. Yunanistan'da seçimi şu cak yine de bu süre oluşCurulacak heyetlerin çalışma şartlanna bağlıdır" dedi. Papandreu, iki ülke halkının ister sorunlar çözülsun, ister çözülmesin, ister çözümü geciksin, anlamalan gePapandreu Atina'da rektiği şeyin bir savaştan kaçınmak olduğunu söyledi. Yunanistan BaşbaYunanistan Başbakanı Andreas kanı şunları sövledi: Papandreu da dün yerel saatle Zürih'ten l s •!*'•• * ' ; " i ' r a vardı. Pa "Sayın Özal ile görüşmemiz Avrupa guvenlığine de katkıda bulunacakpandreu'yu havaalanında karşılayantır buna inamyorum. Avrupa'dan bir lar arasında Türkiye'nin Atina Büyütehlike beşiği yok oluyor. Bu da bukelçisi Nazmi Akıman da bulundu. tün Avrupa'nın yarannadır. Bu, beHavaalanı pistinden misafir salonunim bile arzularımın ötesinde olan na kadar Büyükelçi Akıman ile birolumlu bir katkıdır" likte yuruyen Papandreu daha son"Davos'taki gelişmelerin Yunanra havaalanı binası çıkışında toplaAmerikan ilişkilerine nasıl bir etki nan kalabalık tarafından alkışlandı. yapacağı" sorusuna ise Papandreu şu Büyükelçi Akıman, Atina'daki Türk cevabı verdi: gazetecilere "Sayın Papandreu bana "Bir ülkenin hiçbir garanti almaDavos'taki görüşmelerden son deredan topraklarında yabaneı usler buce memnun olduğunu belirterek çok lundurması imkânsızdır. Banş yolunis iyi iş yaptık dedi" şeklinde konuşda ilerlememiz iyiye işarettir. Ancak, tu. banş için anlaşma başka, ülkenin saPapandreu, Atina'ya dönerken vunması başka şeydir. Yunanistanuçakta gazetecilerin sorulan üzerine daki Amerikan üslerinin ikametini elde edilen sonuçlan "çok önemli" sürdurmeleri için gerekçeleri olmalıolarak niteledi. Bu sonuçların bekdır:' lentilerinin ötesinde olduğunu söyleYunanistan Başbakanı, özal ile godi. rüşmeleri hakkında Bakaniar KuruDavos'ta konuşulanların gerçekleşlu'na yarın, kuvvet komutanlan ile tirilmesi için Özal'ın 3.5 yıllık zaman siyasi parti liderlerine önümüzdeki süreci gerektiği şeklindeki goruşune hafta, parlamemoya da mart ayı içinkatıldığını belirten Papandreu, "An de bilgi sereceğini söyledi. kazanmış, bu kazanmış bu bizim meselemiz değildir. Bu Yunan milletinin meselesidir. O kadar uzun düşunmeye de lüzum yoktur diye bir kanaatim var. Umulmadık (Baştarafı 1. Sayfada) yor. Papandreu Atina'ya bir ziyarette bulunan Kıbrıs Rum lideri Spiros Kiprivanu i!e göruşecek. Bilindiği gibi Papandreu görtişmeler sonrasında Atina Habcr Ajansı'nın sorulannı yanıtlarken, "Kıbns'ın askerden anndınlması konusu değildi. Karşılıklı aydmlanma bağlamında bazı sorular vardı. BağlayKi bir şey söz konusu değildi, Kıbns bir YunanTürk meselesi olmadığı ve Kıbns cumhuriyetinin yokluğunda kimsenin konuşamayacağına inandığım haide, konuyu görevim olduğuna inandıgım için gündeme getirdim" demişti. Papandreu'nun askersizleştirme önerisine Türkiye'nin "Bir ret cevabı obnadıgı" yolundaki ifadesı özeüikle Kıbrıslı diplomatlarca "ihtiyatla" karşılanıyor. Diplomatlar bir yandan "askersizleşlirme" gibi "genel bir öneriye itiraz edilmeyecegini" vurgularken, Papandreu'nun dikkatle sarfettiği bu ifadenin farklı 'sinyalleri' olup olmayacağını sorgulamakta olduklannı da belirtiyorlar. Davos'un "beklenenin ölesinde" değerlendirüen sonuçlanru Başbakan Özal'a*bağlayanlar çoğunluğu oluşturuyor. Batılı diplomatlar iki başbakarun görüşmesinin " e n fazla bir ilk (anışma"dan öteye gitmeyeceğini umduklarmı belirtirken, "Karşılıklı sonınlara rağraen iki ölke arasında diyaloğu canlı tulma niyeti konusunda taraflar samirai olduklanaı en iyi şekilde kanıtiamışlardır" diyorlar. Davos'takj gelişmeleri dikkatle izleyen taraflardan biri, yakında Kıbns Türk ve Rum taraflara Kıbns sorunundaki çıkmaza yönelik yeni bir girişim önerişinde bulunması beklenen Birleşmiş Milletler Sekreterlik yetkilileri. Gerek Genel Sekreter, gerek "banş görevlileri" yapılan açıklamaları ve basma yansıyan tepkileri yakından izliyorlar. Dün Turkiye daimi delegesi Büyükelçi tlter Turkmen BM Genel Sekreteri Javier Perez de Cuellar'ı ziyaret etti. Büyükelçi Turkmen, ziyareti ile ilgili olarak bilgi vermekten kaçındı ve "olagan bir göhişme" demekle yetindi. Ziyaret talebi Turkiye delegasyonundan yapıldı. APden sıeak yaklaşım HADt ULUENGİN BRÜKSEL Ankara'nın istemi üzerine Turkiye AT Ortaklık Konseyi'nin, dışişleri baka ıları düzeyinde toplanması Bruksel tarafından kabul edildi. Ortaklık Konseyi, 25 nisan tarihinde Bruksel'de toplanacak. Güvenilir AT kaynaklanndan edinilen bilgilere göre, bu konudaki karar Ortak Pazar Donem Başkanı sıfatını taşıyan Federal Almanya tarafından geçen hafta sonu Ankara'ya "gayri resmi biçimde" iletildi. Konsey gündemini saptayacak ve oturumun hazırlık çalışmalarını yapacak AT Komisyonu'ndan bir heyetin de şubat sonu ile mart ortası arasındaki bir taıihte Turkiye'ye gideceği öğrenildi. Böylelikle, Ankara diplomasisinin "Normalleşme surecinde önemli bir aşama" olarak nitelediği ve iki taraf arasındaki en yüksek karar organını oluşturan Ortaklık Konseyi'nin toplanması kesinlik kazanmış oldu. Öte yandan, yine değişik topluluk kaynaklanndan edinilen bilgilere göre, 25 nisanda gerçekleşecek Ortaklık Konseyi oturumu esas olarak "siyasi bir anlam" taşıyacak ve iki taraf arasındaki sorunlann çozumlenmesinde önemli bir aşama kaydedilmevecek. öteki, bir askeri ihtilalin lider kadrosunca başbakan yardımcılığına atanmış bir eski bürokrat ve işveren sendikası başkanıdır. Adı, Turgut Özal. Ve bu "ikili faö/o"ya bir "portre" daha ekleniyor: Bern Büyükelçimiz Sayın Haydar Saltık... Saltık, Özal'ı başbakan yardımcılığına oturtan askeri konseyin genel sekreteridir. Turkiye, Yunanistan karşısındaki büyük kozunu bu askeri dönemde elinden kaçırmıştır. Koz, Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına dönüşüne Türkiye'nin "gvef demesiydi. O zamanki NATO Müttefik Kuvvetleri Başkomutanı Rogers'ın girişimleri ile alınan bu ödün, Türkiye'yi, Yunanistan karşısında, Kıbns ve Ege gibi sorunlarda "pazariık gücü"r\âen yoksun bırakmış ve "diplomatik manevra alanını" iyice daraltmıştı. Davos, bu "dar manevra alanı"nın adıdır. Bu alanda, 12 Eylül askeri hükümetinin başbakan yardımcısı ve konsey genel sekreteri emekli orgeneral, elden geldiğince, TürkYunan diyaloğunu açmaya çalıştılar. Işleri güç. Yitirilmiş bir kozdan sonra pazariık masasına oturup ne yapacaklar? Konu, Papandreu açısından hiç de güç değil. "Elde var bir" diye Davos'a gelmiş Yunan Başbakanı... Gelmiş, çünkü Yunanistan, NATO'nun askeri kanadına, Turkiye'de generaller yönetimi sırasında dönmüş. Bu bakımdan güncel bir sorunu yok... Papandreu açısından öncelikli sorun, Yunan Silahlı Kuvvetlerinin "cuntacı eğilimlerden artndınlması"yö\... Bunun için başlangıçta gerçekte olmadığını bildiği "Türk tehlikesi"n6en söz edip, ordu içindeki "şoven akımlan" denetimi altında tuttu. Ardı ardına yaptığı "tasfiyeler" ile silahlı kuvvetleri, sivil hükümetin emrine soktu. Bundan sonrası Papandreu için kolaydı. Nasıl olsa Yunanistan, NATO'nun askeri kanadına dönmüştü. Ege ve Kıbrıs gibi sorunlar yanında bir de Yunanistan'daki Türk azınlığı konusunda somut, elle tutulur bir çözüm getirmeden "banşçı lider" görüntüsü içine girmek, iç siyasetteki "manevra alanı"n oldukça genişletecekti. Bir de tabii, VVashington'da "uyumlu lider" notu da alacaktı. Bunlar hep Papandreu'nun kazanç hanesine yazılması gereken olumlu puanlardı. Bu işten en çok kazançlı çıkacak olanlar, "Türk ve Yunan işadamlan"d\r. Oavos toplantısından sonra, belki de Türk ve Yunan işadamları arasındaki ticari ilişkHer daha da yoğunlaşır. Bu işadamı yakınlaşmasından çok büyük diplomatik sonuçlar beklemek çok yersiz bir iyimserlik olur. Olur, çünkü buna benzer bir yakınlaşma 1971 yılı temmuz ayında da yaşanmış, Türk ve Yunan işadamları o tarihlerde Atina ve Ankara'daki iki askeri cuntanın zorlamasıyla bir araya gelerek 27 Temmuz 1971 günü İstanbul'da bir de bildiri yayımlamışlardı. Sonra ne oldu? Sonra Yunan adalarına, Lozan Antlaşması'na aykırı olarak silahlar yerleştirildi.. 1974 yılında Kıbrıs'taki Sampscn darbesi yaşandı, arkasından Türk Silahlı Kuvvetleri adadaki Türkleri soykırımdan kurtarabilmek için Kıbrıs'a çıktı.. Daha sonra fır hattı, Ege'deki petrol aramaları gibi sorunlar yaşandı. O günden bugüne hiçbir sorun çözülmedi. Batı Trakya'daki Türklerin içler acısı çileleri yasanırken Davos toplantısı yapıldı.. Somut çözüm nedir? Davos için can alıcı sorun budur. ÖNEMLİ BİR NOT: Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan'ın Ankara Yenimahalle Adliyesi'nde açtığı 100 milyonluk tazminat davasının dilekçesi herüz gazetemize tebliğ edilmedi. Avukatımız Emin Değer, dün öğlen, Yenimahalle Adliyesi'ne giderek davanın hangi mahkemeye düştüğünü öğrenmek istedi. Dava dilekçesi 22 ocak günü nöbetçi mahkemeye verilmişti. O günden bu yana nöbetçi mahkeme dosyayı davaya bakacak mahkemeye göndermemişti. 150 sayı ile işlem gören dosya niçin mahkemesine gönderilmiyor? Geçen cuma günü açılan davalar bile mahkemelerine gönderilmişken, geçen ayın 22'sinde açılan dava için yargıç niçin belirlenemiyor? Yenimahalle Adliyesi'nde çok ilginç hukuksal tartışmalar yapmaya hazırlanıyoruz. Usul tartışmaları, ilginç kanıtlar ve sürpriz tanıklar. Bu aşamada şimdilik soruyoruz: Yargıç belirlenmesi niçin bu kadar zaman alıyor? Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası'nda "Bakan Vuralhan'ın açtığı davanın özelliği vardır" gibi bir yasal kural olmadığına göre beklenen nedir? Evet nedir? BİR KÜÇÜK AÇIKLAMA: Dünkü yazıda, Dışişleri Bakanlığı'na "Prime" marka bılgisayar satan şirketin adı "Transcom" olarak çıktı. Bilgisayarı satan şirketin adı "Transcom" değil, aynı holdinge bağlı "TransData"ymış.. Bakan Vuralhan'ın arkadaşı Orhan Çekiç bu şirkette "satış müdürü" olarak değil "grup müdürü" olarak kısa bir süre çahşmış.. Davos dönüşu Başbakan Ûzal'ı karşılayanlar arasında Yunanistan'ın Ankara Buyukeiçısı Sotızıos Kons tontopoulos da bulunuyordu (Fotoğraf: AA) İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ İSKİ İSTANBUL SU VE KANALİZAŞYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TJC Aman kimse (Baştarafı Sporda) soruyoruz. Birbirlerine bakan iki bayanın yanıtlanna göre Türkân hanım Anadoluhisar'ındaki evine gitmiş. Kendisinin ablası olduğunu söyleyen yaşlı bayanla hiç olmazsa söyleşmek için izin istiyoruz. Biz somları sıralarken Bayan Türkân'ın 52 yaşında olduğunu eşini 5 yıl önce kaybettiğini, Bağkur emeklisi olup 78 yaşındaki babası Suhaip Toksüzer ve ablası Şemsiyen Çağlayan'la birlikte oturduğunu, Anadoluhisan'nda eski bir evi olduğunu öğreniyoruz. Evdeki eşyalardan da, bekledigimizin aksine dar gelirli bir aile olduklannı anlıyonız. Umduğu gibi 56 milyon değil de bulduğu 93 milyonun sürprizini yüzünde göremediğimiz sakin Türkân Eren'e totoyu nasıl oynadığını soruyoruz, anlatıyor: Babam toto hastasıdır. Ben de arada sırada oynarım. Ancak geçen hafta torunum 3 kolon oynadığı totoyu getirdi, "Sen de oyna anneanne" dedi. Kendisi koyu Galatasaraylıdır, ben de Beşiktaşlı. Bir kolon da ben oynadım. Maçlardan sonra bir de baktun ki torunum Andaç'ın oynadığı kolonların birisinde 13 var. Babam ve ablamla kimseye söylememeye karar verdik. Sevindim tabii, 56 milyon verir diyordum. Ama sizin söylediğinize göre 93 milyon kazanmışım. Şaşırdım doğrusu, gerçek olduğuna pek emin değilim:' Bayan Türkân Eren ısrarlarımıza karşın fotoğraf çekmemize izin vermiyor. Ve ısraria beliniyor: Sakın yanlış anlamayın kimsenin bilmesini istemiyoruz, yoksa bize 93 milyon müjdesini getirenin ricasını kırmak istemezdik. Ingiltere'de Ingilizce'yi ucuz öğrenme imkânını şirketimiz sağlar. Derin Limited 158 53 42 PENDİKDRAGOS KUŞAKLAMA KOLLEKTÖRÜ İHALESİ Genel Müdürlüğümüz Dış Finansman gereksinimi Dünya Bankası kredisinden kaışılanacak olan İstanbul Kanalizasyon Projesi kapsamında bulunan PendikDragos Kuşaklama Kollektörü'nü "Kapalı Zarf Teklif Alma" usulüyle Uluslararası ihaleye çıkarmıştLr. (İSKİ PROJE NO: K3074) 1 İhaleye yalmz Dünya Bankası'na üye ülkeler ile İsviçre ve Taivvan'dan teklif verilebilir. 2 PendikDragos Kuşaklama Kollektörü, Pendik'ten başlayan ve Dragos'a kadar uzanan güzergah üzerinde inşa edüecektir. Bu işte kullamlacak tüm Beton ve Betonarme Borular İdarece Tuzla'daki Beton Boru Fabrikası'nda teslim edüecektir. Bu ış kapsamında bulunan başlıca inşaatlar aşağıya çıkarılmıştır. a) 2800 mm. çaplı kollektör 2167 mt. uzunlukta, b) 3000 mm. çaplı kollektör, 11.131 mt. uzunlukta, c) Terfi Pompa İstasyonu (burgulu) İnşaatı ve Mekanik + Elektrik ekipman temini ve montajı, d) Çeşitli ebatta baca vesaire inşaatlan e) İnşaatlarla ilgili projeler vs. işler. 3 Mühürlü teklif zarfları engeç 20.Nisan.1988 günü Saat 14.00'e kadar İSKİ Genel Müdürlüğü, Personel Daire Başkanlığı, Genel Evrak Müdürlüğü'ne teslim edilmelidir. 4 İşin geçici teminatı (lnrıit içi) 300.000.000.TL. veya eşdeğeri döviz. 5 İhale ile ilgili dökümanlar 18.Şubat. 1988 gününden itibaren İSKİ Genel Müdürlüğü'nün AksarayİST. adresindeki binasında 3. katta Kanal İnşaat Daire Başkanlığı'nın 313 no.lu odasmda görülebüir veya (KDV hariç) 800.000.TL. (700 $) karşılığı Bl kattaki Genel Müdürlük veznesinden satın ahnabilir. Yurt dışından satın almak isteyen ilgililer İSKİ'nin Garanti Bankası Odakule Şubesindeki 4000416 no.lu hesabına700 $ ABDDoları(veya eşdeğeri) yatırmalıdır.Ayrıca DHL Servisi ile gönderilmesirü isteyenler 150 ABD Doları (veya eşdeğeri); posta ile gönderilmesini isteyenler 30 ABD Doları (veya eşdeğeri) bedeli şartname ücretine eklemelidir. 6 Bu ihaleye teklif verebileceklerde aranan asgari nitelikler ihale dökümanlan Cilt 1 "Teklif Sahiplerme Talimatlar" bölümünde belirtilmiştir. 7 Idare 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine bağlı değildir ve ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. 8 Posta Adresi: İSTANBUL SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Aksaray Meydanı 34100 Aksaray İSTANBUL TELEX: 31293 ISUTr FAX: 521 32 38 Mübarek, banş planıyla geliyor ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Başbakan Turgut Özal'ın Vlısır'a yapacağı resmi ziyareün hemen öncesinde Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in cuma gunu Turkiye'ye yapacağı ani ziyaret Ankara'da "sürpriz bir gelişme" olarak değerlendirildi. Mübarek'in Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile yapacağı görüşmelerde esas itibarıyla Ortadoğu banş planını anlatarak Ankara'nın gorüşlerini alması bekleniyor. Bu arada Filistin halkına gösterdiği destek ve Ortadoğu'da barışın sağlanmasına yönelik çabalarından dolayı Turkiye'ye tesekkür edeceği tahmın edılıyor. Mısır Devlet Başkanı'nın ziyaret sırasında Başbakan Turgut Ozal ile de göruşeceği behrtiliyor. Dışişleri Bakarüığı Sözcusu tnal Batu, Mısır Devlet Başkanı Mübarek'in cuma günü Atina uzerinden Turkiye'ye geleceğini doğruladı. Batu, geceyi Türkive'de geçirip ertesi gun ayrılacak olan Mübarek'in ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Evren ve Başbakan Özal ile ayrı ayrı göruşeceği bildirildi. Dışişleri Bakanlığı çevreleri ise haberi önceki gün geç saatlerde Ankara'ya ulaşan Mübarek ziyaretinin, Başbakan Özal'ın Mısır'a 12 şubat tarihinde yapacağı resmi ziyaret oncesinde gerçekleşmesinin bir "sürpriz" olduğunu bildirdiler. Bu çevreler. Ortadoğu banş planına destek aranıak üzere Avrupa ve ABD'ye ziyareı turunu tamamlayan Mübarek'in, Turkiye ve Yunanistan'ı bölge ülkeleri olarak Ortadoğu banş süreci dışında Snrakmama düşüncesinden hareket etmiş olabileceftini ifade ettiler. Aynı çevreler, Türkiye'nin gerek Onadoğu gerekse İranIrak savaşı gibi önemli bölgesel sorunlar konusunda yakın temas içinde olduklannı anımsatarak, "Ankara'ya yapacağı kısa ziyareti sırasında Mısır Devlet Başkanı'nın Onadoğu banş planını anlaııp Türkiye'nin bu konudaki görüşlerini almasını beklivoruz" diye konuştular. Bilindigi gibi Israil'in işgali altındaki Gazze şeridi ve Batı Şeria'daki Filistinlilerin bir buçuk ay önce başlamklan gosterilerden sonra Mısır, Ürdun'le birlikte yeni bir barış taarruzuna geçmişti. Husnu Mubarekin Ortadoğu banş planı ise şu üç ana unsuru içeriyor: " I . İsrail işgali altındaki Arap topraklanndaki şiddete hemen son verilmesi. 2. Soz konusu lopraklarda Vahudi yerleşim merkezlerinin inşa edilmesine son verilmesi. 3. Onadoğu sorununun çozümü için ilgili ülkelerin ve Filistin halkının temsilcilerinin eşit haklarla katılacaklan bir uluslararas» konferansın düzenJenmcsi." ABD (Baştarafı 1. Sayfada) vence >ermeye zoriamaklan ne ölçiide vazgeçecek? • Yunanislan'ın Türkiye'ye karşı Avrupa Topluluğu ile iigili tutumıı ne olacak? Avnca Da\os'ta bulunan Ekonomik Işlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Vardımcısı AUan Wallis'in Türk ve Yunan makamlanyla temaslanndan sonra merkeze yolladığı "geniş aynntılı rapor". önceki gün bakanlıkta yapılan bir toplantıda ele alındı. Turkiye ve Yunanistan ile ilgili bakanhk yetkilileri ile ABD'nin Atina nezdindeki Büyükelçisi Bob Keely'nin katıldığı toplantıda göruşlerini açıklayanlarm tumü de "Kıbns sorununun" iki liderin bir araya gelip konuşmasını engelleyen bir " u n s u r " olmaktan v'ikmaya başlamasından doğan memnuniyetlerini dile getirdiler. Öte yandan, Ankara ve Atina arasında kurulması ongörulen direkt "mavi telefon" hattının ABD'nin teknik yardımı ile gerçekleşeceği bildirildi. Flamenko gitar dersleri evinizde ALİ KHAT 149 II 23