19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18ŞUBAT 1988 • • • • CUMHURİYET/15 Prof. Dr. ÜsküTün açıklaması ANKARA (A.A) Prof. Dr. Zafer Üskül, Cumhurbaşkanlığf na bağlı olarak çalışan Devlet Denetleme Kurulu'nun, işlevsiz bir kurum olduğunu iddia etti. Üskül, Kurul'un kuruluşunu öngören anayasa maddesin kaldırılmasını istedi. Anadolu Üniversitesi Anayasa Hukuku öğretim üyesi Prof. Dr. Üskül, Mulkiyeliler Birliği'nde verdiği konferansta, Devlet Denetleme Kurulu'nun yaptığı araştırma ve incelemeler üzerine Cumhurbaşkanı'na sunduğu raporlap, Cumhurbaşkanı'run ilgili makamlara (gereği için) gönderdiğini belirterek, "Ancak ilgili maJcam, hiçbirşey yapmayabilir ve bunun üzerine Cumhurbaşkam'nın uygulay acağı bir yapUnm yoktur" diye konuştu. Geniş kabine yasası ANKARA (Cumhuriyel Bürosu) devlet bakanhklarırun sayısmı arttıran yasa Cumhurbaskanı Kenan Evren tarafından onaylandı. TBMM'de bir süre önce ANAP'lılann oylarıyla kabul edilen yasa, devlet bakanlarının sayısının 15'i geçemeyeceği hükmünü tasıyor. Yasanın bugünlerde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürurlüğe girmesi bekleniyor. Yasanın yürürlüğunden sonra Basbakan Turgut Özal'ın yeni devlet bakanlıkları için atamalar yapması bekleniyor. Bu konudaki yasa tasarısı Cumhurbaşkaniığı tarafından önce veto edilmiş, Anayasa Komisyonu'nda ve Meclis Genel Kumlu'nda ikinci kez gorüşülerek kabul edilmişti. UGUR MUMCU (Baftarafi 1. Sayfada) GOZLEM öteden beri hem Sovyetler hem de Amerika Kurt sorunu ile ilgilenir. Çünkü bu sorun, Ortadoğu sorunlarının içinde bir parçadır. Kürt sorunu ile yalnızca Amerika ve Sovyetler mi ilgiltdir? Hayır... Humeyni rejimi de Kürt sorununa sahip çıkabilmek için cabalryor. Bu arnaçla Acemce, Ingilizce, Fransızca, Almanca, Kurtçe ve Türkçe kitaplar yayımhyor. iran'ın "Vazereti Irsadı Istami" adlı adli bakanlığınca yayımlanan kitap "isiam Inkılabı Muhafrzlan Teşkilatı Siyasi Bürosu "nca yayımlanmış.. Kitap, Kürtleri "Istam InkHabı" içinde yer almaya çağırryor. Kurtuluş Savaşı ile ilgiii "Ingiliz Kralfyet Betgeleri" bugünlere de ışık tutuyor. Arniral Sir F. Derobeck'in Lord Curzon'a yazdığı 26 Mart 1920 tahhli rapordan bir bolüm sunalım: Kurdistan, Turkiye 'den tamamen aynhp özerk otmalıdır. Ermeniterte Kürmrin çabalannı bağdaştırabillrtz. İstanbul'daki Kurt Kulubu Başkanı Said Abdülkadir ve Pahs'tokl Kürt de/ege» Şerif Paşa emrimizdedir. (ingiliz bekjeterinde Türkiye, Erol Ulubelen, Çağdaş Yay. S: 258, Kraliyet Befgeleri, sayfa 46, belge 33) Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğusu'nu Ermeni ve Kürttere btrakan Sevr Antlaşması'nı Kürtler adına imzalayan kimdir? İşte ingiliz Gizli Servisi'nin "emrimlzdedir" dediği Şerif Paşa! Kürtlerin Mustafa Kemal Paşa'ya karşı kullanılması planı yabancı yazaıiarca da saptanmıştır. (Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Betgeleri, TTK Yay. 145.) Lozan Antlaşması gorüşmelerinde "Kurt Devleti"rim en ateşli savunucusu kimdir? ingiliz Delegasyonu Başkanı Lord Curzon (Lozan Banş Konferansı, TutanaMar ve Belgeler SBF Yay. S: 348 VD) 10 Temmuz 1913 günü Istanbul'dan LordCurzon'a çekiten 1437 sayılı telgrafta "Kürtlerin İngiliz mandası IstedOderi", İngiliz Binbaşı Noel'in bu amaçla Kürt ajanlan ile gorüşeceği yazılmıştır. (İngiliz Betgelerinde Atatürk, Bilal Şimşir, TTK Yay. S: 39) Kürt sorunu, hep büyük devletlerce kurcalanır. Bunun son yıllardaki örneklerinden biri Kürt lideri Molla Mustafa Barzanl'nm CIA tarafından destektenmesi ve koruma altına alırv masıdır. The Daily Telegraph, 2 Şubat 1977 günlü sayısında Barzani'nin bir demecine yer vermiştir. Kurt lideri, bu demecinde Amerikan yönetiminin Irak'taki Kürt ayaklanmasını destektediğini, ancak Carter yönetimi sırasında bu desteğin kesildiğini söylemiştir. 1970'li yıllarda Amerika, Irak'taki "Baas" yönetiminin Sovyet etkisi altına girmesinden kaygılanarak, "Baas rBJimi"ne karşı Kürtleri ayaklandırmış ve "Barzani aşireti reisi" Molla Mustafa Barzani'yi de desteklemısti. Barzani'nin son günlerini CIA'nın koruması altında Amerika'nın Rochester kentinde geçirdiği ve 1979 yılında da hastanede öldüğü de biliniyor. Bugünler için btünmeyen hertıakJe ABD'nin Şam Büyüketçisi Mr Eaglaton'un bir "Kurt uzmanı" oldufiu, bu yuzden CIA tarafından "Kurt harekâtmı kontrol için" Suriye'ye görvderildiğidir. Son bir yıl içinde, diplomat uzman ya da gazeteci kimlikleri ile Güneydoğu'ya giden yabancıların yüzde sekseni Amerikan pasaportu taşımaktadır. Bu olgu da herhalde duşündürücüdür. Amerikalıların Güneydoğu merakı nereden kaynaklanıyor? Eski CIA Ankara istasyon Şefi Paui Henze niçin Diyarbakır'a ve Van'a gidiyor? Niçin ABD Elçilik Mustesarı, PKK teröristlerine arka çıkıp bu teroristler hakkında "CenevreAntiaçması'nn uyguianmasmt" istiyor? Çetin Artan bir ktşkırtıcı ajandır. Marksist dönek Çetin Altan, M. Sevgi Eygi'nin yönetimindeki islamcı Zaman gazetesinde, "Türkiye'de irtica yoktur" açıklamasını yaptıktan sonra "Uğur Mumcu abrakadabraa ve MİTajanıdır" diye üstlendiği görevi sürdürüyor. 1. Çetin Altan, yıllarca Marksizm adına kitleleri costurmus, gençleri suça itmiş bir kışkırtıcı ajandır. 2. Çetin Altan, Türkiye'ye özgü sosyalizmi savunan TİP'e ihanet etmiş bir haindir. 3. Çetin Altan, savunduğu düşünceleri terkederek kendisine egemen sınıflarca u/gun görülen "alaturka kapttalizmin yardakçılığı" görevini yürüten bir Marksist dönektir. 4. Çetin Altan sahte göz raporlarıyla cezaevinden salrverilmesini sağlayan bir abrakadabracıdır. Bu dört kimlik kartını Çetin Artan'ın boynuna takalım, sonra gelelim benimle ilgili alçakça iftiralanna. 1. Marksist dönek, benim MİT ajanı okjuğum iftirasını Sovyet gazetecisi Yona Andronov'un yayınlarına dayanıp "1983'tekiya~ yma niye cevap vermediğimi" soruyor. .. • • a) Marksist dönek, işveren sofralarından başını kaldınp "Papa, Mafya, Ağca" adlı kitabımı okursa kitabın 25, 26, 188, 193, 197, 208, 223, 232'nci sayfalarında Andronov ile ilgili bilgileri görürdü. Kitabın 348. sayfasında da gerek Henze'ye gerek Andronov'a verilen yanıtlar yer almıştı. b) Çetin Altan, "oolisiye belgenin Uğur Mumcu'nun patentinden geçmesi" diye bir varsayım daha üretiyor. Yayımladığım bütün belgeler, mahkeme dosyalarındadır. Yayımladığım belgelerin hiçbiri gizli değildir. Biraz çalışan, arayan, yazdığı yazılar için emek veren her gazeteci bu belgeleri bulur. 2. Çetin Attan, islamcı gazete karşısında "Turtdye'de irtica yoktur" derken Atatürkçülük konusunda da iyice saçmalıyor. a) Bu Marksist dönek, "Ataturk'un Sosyal Göruşleri" adlı kitabında "Milli mucadele yıllannda BaO devletlerinin emperyalizmine karşı çıkan ve Türktye'yibağımsız, hur ve çalışkan insanlann memleketi haline getirmek isteyen Kuvayı Milliyye ruhu, Atatün\'un dehasında istikamet bulurken, birden büyük zoriuktaria karşı karşrya kalmıştır" derken (S.9) islamcı gazete muhabiri karşısında "Aratürk'ün aöının bu kadar geçmesi.. başka laf bulamamaktan kaynaklanıyor" diyebiliyor. b) islamcı gazete karşısında bu sözleri söyleyen Çetin Altan, 12 Mart muhtırasından bir hafta önce de Akşam gazetesinde "ve Atatürk, daha buyüyecek, daha büyüyscek, daha buyuyecek" diye gençleri eyleme kışkırtan satırlar yazmakla meşguldü. c) 12 Mart muhtırasından sonra generallere ve Nihat Erim'e "yağaltk" dolu yazılar yazan Çetin Altan, daha sonra girdiği cezaevinden Cumhurbaskanı Fahri Korutürk'ün affına sığınarak çıkmıstır. d) Bu Marksist döneğin ihanet etmediği kavram, duygu, çevre ve kişi kalmamıştır. 3. Ben, Çetin Altan'ın ihanetlerini, dönekliklerini tek tek ve satır satır kanrtlıyorum. O da benim hakkımda yazdıklarını, aynı biçimde kanıtlamak zorundadır. Kanrtlamadığı sürece kendisini "alçak bir iftiraçı" olarak ilan ediyorum. Ve beşinci kimlik kartını da böylece yakasma takıyorum. v a y a ı ı ı ı ı a u » H O l I C I (sajdal.Londra'daünlüMauarneTussuads Muzesi'ne konan balmumıı heykeline bakarken, yüzündeki ifadeden benzerim beu.enmediği anlasılıyor. (Fotoflraf: REUTER) Bavan Thatcher'ler infliıtere m P p l f İ l t ' r i p Ûnlü Fransız moda dergisı "Elle"inÇin• t » m ı ı u e c e b a s k ı s ı N k k e 2 p e k i r r u e kitapçılarda yer aldı Dergi, Fransc yayınevi Hachette'le Şanghay'da devlet mulkıyetndeki bir yayınevinin işbiriiği sonunda \k kez Çince olarak basıMı. (Fotograf: AP) HABERLERİN DEVAMI Zakkuma resmi randevu (Baftarafi 1. Sayfada) Böylesi bir ortamın doğması anlamlıdır, güzeldir ve tabii karşılanmalıdır. Ancak ihtiyat da elden bırakılmamalıdır. Davos'un iyi bir başlangıç oldu açıktır, ama sadece bir başlangıç olduğu da unutulmamalıdır. Kamuoylanna iyimserlik aşılamakta eğer ölçü kaçırılacak olursa. daha sonra d o ğabilecek düş kırıklıkları da aynı ölçüde büyük olur. Onun içindir ki sorunlara serin kanlı yaklaşmakta yarar vardır. "Oldu da bitti maşallah!" havasından kaçınmanın gerekli olduğuna inanıyoruz. Çünkü TürkYunan sorunları bugünden yarına çözülecek gibi değillerdir. iki ülke arasında barışın ve dostluğun sağlam temellerini atabilmenin öyle kolay bir iş olduğu öne sürülemez. Yıllar ve yıllar içinde Ege'nin iki yakasında meydana gelmiş olan güven bunahmını aşmak, ister istemez zaman alacaktır. Bu noktada kimse hayal kurmamalıdır. Yalnızca iyi niyet beyanlarıyia, arabesk çizgiler taşıyan nutuklarla, Ege'nin bir "barış köprüsü" olabilmesi olanaksızdır. Sorunlar düğüm düğümdür. Birçok soru işaretinin çengeli zihinlere asılıdır. örneğin Basbakan Papandreu neden 180 derecelik bir tutum degişikliği sergilemiş ve dört yıilık bir aradan sonra Basbakan özal'la masaya oturmuştur? Bu soruya ilişkin birçok değerlendirme vardır ortada, ama henüz kesin bir teşhis konulamamışlır; perde arkası daha hâlâ netfeşmemiştir. Evet, Davos olumlu bir başlangıçtır! Ancak, dereyi görmeden paçayı sıvamayalım lürfen! AHMET 1AN GÜNSELİ ÖNAL ANKARA Devlet Bakanlığı'nın Sağlık Bakanlığı'ndan habersiz, zakkumla tedavi randevusu verdiği ortaya çıktı. Devlet Bakanı Adnan Kahveci'nin sonımluluğundaki "Tesebbüsü Destekleme Ajansı"mn zaKkumla kanser tedavisinde devreye girdiği, ajansa telefonla başvuran hastalara randevu verdiği saptandı. Devlet Bakanı Kahvecı, "Randevu isleyen insanlar farelerden sonraki denekler mi olacaklar?" sorusuna, "Bilmiyonım. Onu Sağlık Bakanlıgı tespit edecek" yanıtını verdi. Ancak, zakkum tedavisi için bakanlığa bağlı ajansın randevu vermesiyle ilgili konudan Sağlık Bakanlığı Müsteşarı'nın haberi olmadığı ortaya çıktı. Devlet Bakanı Adnan Kahveci, söz konusu ajansa liste hazırlama talimatını, halen yurtdışında bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Tınaz Titiz'in vermiş olabileceğini, amacın, "Sadece bir veri bankası oluşturmak, potansiyel hasta tabanını belirlemek" olduğunu söyledi. Kahveci henüz farelerde bile basansı kesinleşmemiş zakkum bitkisi ile tedavi için hasta basvurusu kabul edilmesinin gerçekçi ve doğru bir yol olmadığı, bu işlemin bu konudaki umutları pompalamaya devam etmek olacağının anımsatılması üzerine "Amaç, ölümcül dunımdaki hastatan tespit ve bunlara tedavi imkanı sunmak olabilir" dedi. "Ölümcul hastalgr dünyanın her yerinde kendi arzulanyla denenecek ilaçlann kendilerine verilmesini isteyebilirter" diyen Kahveci, sorulanmıza şu yanıtlan verdi: Sağlık Bakanhğ) Müsteşan Sayin Tandogan'ın tedavi listesi hazırlandığından haberkyok. KAHVECt Ajans bir veri tabanı oluşturuyor. Sağhk Bakanlığı bunu kullarur veya kullanmaz. Bu kendi bilecekleri iş. Olay şu, hayvan testlerinden sonra insan testlerinin yapılması gerekiyor. İnsan testlerinin yapılma esaslan Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenecek. Sağlık Bakanlığı testlerin hangi kriterler içinde, hangi ülkelerde Türkiye dahil olmak üzere yapılacağına karar verecek. Çünkü bu konudaki deneyler yurtdışında da yapılıyor. Bu insanlar farkında olmadan kendileri ni denek listelerine mi yazdınyoriar? KAHVECİ Yani televizyonda yayımlanan olay şu: Bu insanlar üzerinde detayh test yapüması gerekiyor. Birçok insan zakkumdan zehirlendL Bir tanesi öldü. TRT'nin ya ANKARA'dan YM.ÇIN DOGAN (Baftarafi I. Sayfada) "Kanseri iyileştirici ilaç bulunduğu" habe/i üzerine eğilen TRT, Doktor Ziya Özel'le görüşuyor. Doktor Özel ilaçla ilgili patentlerin ve laboratuvar araştırmalarının Avrupa'daki bazı tıp merkezlerinden sağlanan sonuçlarını aktarıyor TRT'ye. Sonra da "zakkum yoluyla tedavı gören ve iyıleşen" çeşitli türdeki kanser hastalannın isimlerini veriyor. TRT muhabiri çeşitli türdeki kanser hastalarını bulup tek tek konuşuyor. "Haberprogram yayına hazır hale gelince", olayin yayınlanıp yayınlanmaması için konu TRT Haber Dairesi Başkanı Cafer Demiral'ın önüne gidiyor. Demıral programı izliyor ve "bir de TRT Genel Müdürü Tunca Toskay'ın görrnesini" istiyor. "teskay da programı izliyor ve yayınlanması uygundur" diyerek imzayı atıyor. TRT yönetimi böyie bir sorumluluğu üstlenmekle birlikte, konunun can alıcı noktası işte tam burada ortaya çıkıyor. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Bülent Akarcalı'ya siyasal sorumluluk yükleyen gelişme tam bu noktada beliriyor. TRT programı yayına hazırladıktan sonra "bir de Sağlık Bakanlığının görüşünü alrnak üzere", Bakan Bülent Akarcalı'ya başvuruyor. Olayı özetliyor ve şu öneride bulunuyor: "Böyle bir program var, programı TV stüdyosunda birlikte izledikten sonra sizın görüşünüzü alalım. Hatta, bunu canlı yayın biçiminde sunalım. Programı izler izlemez, size Bakan olarak düşuncenizi soralım". Akarcalı'ya siyasal sorumluluk getiren yanrtı şöyle: "TRT programı yayınlasın. olay kamuoyuna mal olsun ve tartışılmaya başlandıktan sonra, biz bakanlık olarak konuya müdahil oluruz". Akarcalı büyük hata işliyor. Binlerce, yüzbinlerce insanın yasamıyla doğrudan ilgili bir konuda "olayı n kamuoyuna mal olmasım" bekliyor. Oay 3035 mılyon kişi tarafından izlenince, "kamuoyuna öylesine mal oluyor" ki, ardından önüne gelen "zakkum içerek iyileşme urnuduna" kapılıyor. Zakkumun zehirli olduğunu bılmeyen ilk kişi istanbul'da iyileşmek umuduyla zakkum içerek yaşamını yitiriyor. TRT'nin gerçekten boyie bir önerisi var mı?.. Bakan Akarcalı gerçekten böyle bir tavır alıyor mu?.. Evet. aynen böyle bir tavır alıyor. Sağlık Bakanlığı kaynaklan, TRT'nin önerisini ve Akarcah'nın sözlerini doğruluyor. Zaten. Akarcalı da programın yayınrndan sonra yaptığı açıklamalarda olaya sahip çıkarak "Bakanlığın elindeki bilgilerden" söz ediyor. Dolayısryla, Akarcalı açıkça "siyasal sorumluluk" yüklenmiş oluyor. TRT'de programı ızleyen insanlann bir bölümü "zakkum peşınde koşarken", bir bölümü de Ankara'ya taşınıyor. Milletvekıllerinin kapıiarının önünde bekleşerek, "Doktor Zıya Özel'den kendileri için randevu alınması yoluyla' milletvekillerinin aracılık etmesini ıstıyor Meclisin koridorlarında dün "zakkum" en çok konuşulan konuya dönüşüyor Koridorlarda milletvekillerı ve bakanlar sürekli olarak "TRT'nin hatasından ve yaym sorumluluğundan" söz açıyor. Tamam, doğru. TRT yönetiminin çok önemli bir sorumluluğu var. Ya Akarcalı'nın "Bakan" olarak sorumluluğu neolacak?.. Muhalefet partileri dün verdikleri önergelerde, "TRT hakkında Meclis araştırması ve genel görüşme" istemınde bulunuyor. Çok doğru. Ama, eksik. Çünkü. kimsenin aklına Akarcalı'nın siyasal sorumluluğu ve ihmali gelmiyor. TRTyi (Baştarafı 1. Sayfada) da, yayının insan saglığ! için tehlikeli olduğu, zararlı etki yaptığı ve reklam biçiminde verildiği de ileri sürüldü. RadyoTelevizyon Yuksek Kurulu, TRT'nin zakkum haberinin, TRT yayın ükelerine aykın olup olmadığını, 29 şubaı pazartesı gunıi yapacağı toplantıda gönişecek. TTB Başkanı Prof. Dr. Fişek, "TRT'nin prognunımn loplumda bir histeri ve anlamsız heyecan >arattığını'" belirterek, "Bizim sürekli olarak uyarmak istediğimiz nokta maalesef çok çabuk ortaya çıktı. Endişemiz, bunun süreceğidir" dedi. TRT Genel Müdürü Tunca Toska> ise, bu iddialan yanıtlarken "Bu kadar katı sekilde 'TRT suçludur' diyenler. demokratik bir üJkede o\Awğumuza göre bu iddialannı kamtlamak için vasal raekanizmaian çalıştanriar. Biz de sonucuna rmzı olunız, eger sonımluysak" dedi. Toskay, TRT'nin zakkum haberinin doğru olduğunu savundu. Toskay, Şakacı'nın ölümüyle ilgili bir açıklama yapmak istemediğini ve olayın incelendiğini bildJrdi. Konuyla ilgili dün CumhuriyeCin sorularını yanıtlayan Toskay, şunları söyledi: "Hukuk muşavirligine ve haber dairesine, bu sabah talimat verdim. Biz yayınlanmızla ilgili butun tepkileri, hem yayıncılık açısından hem de hukuki açıdan devamlı olarak izleriz ve lakip ederiz. Aynı şey bu olay için de yapılıyor. Bir haftalık yayından sonra benim bukukcu ve baberci arkadaşlanm derler ki, 'Biz yayını söyle yaptık, şu şu reaksiyonlâr oldu. Şu iddialarda bulunuldu. Bunlar şöyledir.' Arkadaşlanm, bunlann birdeğeriendümesini yapıp önüme getirirler. Daha henüz böyle bir se> gelmiş degil. Çünkü olay yeni." Ankara Barosu Başkanı Mahir Can Jlıcak, zakkumun neden olduğu ölümden TRT'nin sonımlu olduğunu söyledi. Hıcak, "Zakkum olayını kamuya duyuran hastalara umul veren, TRT olmuştur. Bilimsel araşbrmalar tamamianmadan. kesin olarak ilaç şekline dönüştünilmesi sağlanmadan. TRT'nin böyle bir açıklama yapması çok yanltş olmuşlur" dedi. Ölüm olayında TRT'nin manevi, vicdani bir sorumluluğu olduğunu savunan Can Hıcak, ölen kişinin mirasçılarının manevi ve maddi tazminat davası açabüeceklerine dikkat çekti. Can Hıcak, "Ancak bizim yasalara göre cezai bir mabkumiyet pek mümkün gözükmüyor" diye konuştu. Can Hıcak, ölüm olayında Dr. Ziya Özel'in de sorumluluğu olduğunu bildirerek, bu konuda Türk Tabipler Birliği'nin yetkili olduğunu bildirdi. Can Hıcak, Özel hakkında yalnızca TTB'nin disiplin cezası uygulayabileceğini vurguladı. yınından sonra pek çok insan umut içinde beklerken, devlelin bu umudu pompalar nilelikte isim listderi tutması dogru mu? KAHVECİ Biz liste hazırlamaktan ziyade bir veri tabanı oluşturmaya çalışıyoruz. Ama o ajans 'Biz Ziya Bey'e tedavi olacağız' diyenlere, 'Tabi efendim' deyip telefon numaralannı ve adreslerini alıyoriar. KAHVECt O bilgileri veri tabanı oluştururken kullanacaklar. Bu veri tabanının oluşturulmasının amacı Türkiye'de kaç kanserli hastanın bulunması mı? KAHVECİ Muhtemelen. Tedavi edilemeyen hastabk açısından gelen bütun konularda ister AIDS olsun ister kanser olsun her ülkede deneyler yapılıyor. Ölümcül kanser hastalannın saptanmasiDda mııracaaü valandaşın kendisi değil kanser hastanelerinin yapması daha dogru değil mi? KAHVECİ Ben onun tartışmasına niye gireyim? Orada bir defa adamın arzulu olup olmadığını bilmek gerekiyor. Ölümcül olabilir, ama hayatı riske etmek istemez. İnsanlar Afrika'ya gidiyorlar ve Filipinler'e gidiyorlar. Tedavi edilemeyen bir hastalık olduğu zaman insanlar her şeyi deniyorlar. Hatta Amerika'dan bile Meksika'ya bu gibi hastalar gidiyordu. isviçre'de ve Türkiye'de yapılan testler ciddi bir ipucu üzerinde olunduğunu gösteriyor. Şimdi çok profesyonel biçimde klinik testlerini yapmak lazım. Klinik testlerinin çok dikkatli bir şekilde götürülmesi görüşündeyim. AJANS Sını vermiyoruz, fakat kayıt yapıyonız. Ne zamana sıra verebilirsiniz? AJANS Kesin bir Urih veremiyorum. Nasıl kayıt yaptırmam gerekiyor? AJANS Ben, irtibal kııracagımız kişinin ismini ve telefon numarasını alacağım. Ne zaman haber verebilirsiniz acaba? AJANS Sağlık Bakanlığı'ndan gerekli emir geldiği zaman sizi arayacağız. Çok başvuru yapılıyor mu size? Bakanlıktan emir geldiği zaman hemen sıra gelir mi? AJANS Evet efendim, çok başvuru var. Adınızı alabilir miyim? Ayşe Önal. AJANS Ayşe Hanım. sizi en kısa zamanda aramaya çalışacağız. Yalnız, gazetelerde okuyoruz. Bu ilaç tamamlanmamış. Bilimsel araştırmalar süruyormuş. Ama ilaç o zamana kadar hazır olacak mı? Tedavi hemen mümkün oiacak mı? AJANS Tabii, yani ilacın bitmemesi şu; ilaç bilimsel bir tanımlamaya sokulmava calışüıy7r. Yani nıhsat verilmeye çalışılıyor. Sağlık Bakanlığı çalışmasını tamamladıktan sonra ruhsat almış olacak mı ilaç? AJANS Evet ve hastaneleri bu konuda uyararak, tedavide öncelik saglanması.. Çok başvuran oldu mu? Benim kaydım kaçıncı sırada? AJANS Efendim, süre konusu mevzubahis değil. Hastalar, hangi hastanede tedavi edilecek? AJANS Efendim, bunu Sağlık Bakanlığı ayarlayacak. Yalnız, biz Ziya Bey'in tedavi etmesini istiyoruz. AJANS Tabii efendim. Bu komisyon, Ziya Bey'in baskanlıgında olacak. Sonuçta, Ziya Bey tedavi edecek değil mi? AJANS Tabii efendim. Adresinizi alabilir miyim? AJANS Hammefendi mümkün değil. Verirsek, haslalann hücumuna uğranz. Şu ana kadar kaç başvuru oldu? AJANS Epey var, ama binlerce değil tabii. Ne kadar zamandır bu şekilde kayıt alıyorsunuz? AJANS Cumartesi gününden itibaren alıyomz. Zakkum randevusu Dr. Ziya Özel'in kanseri tedavi ettiğini öne sürdüğü "N.O." adlı ilaçtan şifa bulmak isteyen kanserli hastalar veya yakınlan başvurularını ajansın 11715 65 numaraü telefonuna yapıyorlar. 1986 yılında, Tınaz Titiz'in Devlet Bakanlığı zamanında, bakanlığın desteğiyle kurulan ve Adnan Kahveci'nin görev alanındaki bakanlığın desteklediği ajansa bu telefondan yanıt veren ajans görevlileri, hastanın adını, telefon numarasını ve adresini alıyoriar. Tedavileri için kendilerini en kısa zamanda arayacaklannı ve bilgi vereceklerini belirtiyorlar. Ajans görevlileri, kanserin "N.O." adlı ilaçla tedavisi için Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile birlikte yürüttükleri bir projeleri olduğunu belirtiyorlar. Dr. Özel'in tedavisi için sıra ajmak isteğiyle ajansı arayan Cumhuriyet muhabiri ile telefona >ranıt veren görevli arasında şu konuşma geçti: Zakkum için etik komite kuruluyor Haber Merkezi Zakkumdan zehirlenme olaylarına bir yenisi daha eklendi. Istanbul'da bir kişinin ölmesi, bir kişinin de zehirlenmesinden sonra, Mersin'de de bir kadımn kanserjen şüphelendiği için zakkum suyu içerek zehirlendiği bildirildi. Bu arada Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı bugün zakkum ile ilgili bir açıklama yapacak. Kurulması kararlaştırılan etik komite için de YÖK'ten ve TÜBITAK'tan 2'şer üye istendiği öğrenildi. İstanbul'daki zakkumdan zehirlenme olaylarından sonra Mersin'de de Münire Bozbey (40) iyi gelir düşüncesiyle 4 gün önce zakkum yapraklannı kaynatarak suyunu içti. Fenalasan Münire Bozbey, Mersin Devlel Hastanesi'ne kaldınlarak midesi yıkandı ve taburcu edildi. Ancak Münire Bozbey dün yeniden fenalaşınca bu kez müşahede altına alındı. Doktorlar hastanın durumunun iyi olduğunu ancak bir süre daha kontrol altında tutulacağını söyledi ler. İstanbul'da önceki gün zakkumdan zehirienen kişinin tedavisi sürerken, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nın bugün zakkumla ilgili bir açıklama yapacağı bildirildi. Bu arada kurulması kararlaştjrılan etik komite için YÖK'ten ve TÜBİTAK'dan 2'şer üye istendiği öğrenildi. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Bölent Akarcah zakkumdan ölen kişi ile ilgili soruşturma başlatılıp başlatılmadığını soran gazetecilere "hastaneye ölü olarak gelen kişiyi adli tıp IZMİR'den HIKMET ÇETINMYA (Baftarafi I. Sayfada) Koskoca devlet televizyonu. Dr. Ziya Özel'i bir "mucit" olarak kamuoyuna yansrtınca vatandaşlar da haklı olarak zakkum çiçeğinin peşine takıldılar. Emekli TEK işçisi izzet Şakacı zakkum yapraklannı kaynatıp içine şeker karıştırıp içince fenalaşıp öldü. Bir başka kanserli hasta Mehmet Erkişı ise ölümden döndü. TRT yönetiminin baştan beri sorumsuz davranışı, güvenilir habercilıkle bağdaşmaz. Zaten guvenirliğini yitirmiş olan TV'nin, son olarak önceki gün ikinci haber biçiminde verdiği "farelerin yaşamı", işi arapsaçına dönüştürmüstür. ileride kimi bilim adamları "Zakkum, kanseri yendi" diyerek ortaya çıkarlarsa hiç şaşmayalım. Hele Detam'ın yerli ve yabancı tıp dergileri için haztrtadığı "zakkum tedavi yöntemi", hiçbir yerde yayımlanmazsa siz o zaman seyreyleyin gümbürtüyü: Türk düşmanları, bizi çekemeyenlerin marifetleri... Alçaklar, şerefsizler... Hani bir deyim vardır, "pilavdan dönenin kaşığı kırılsın" diye. Şirndi bu deyim zakkumdan dönenin kaşığı kırılsın'a dönüşecek. Basbakan Turgut Özal'ın annesi Hafize Özal, kamuoyundaki "zakkum tartışması"nı dikkatle izliyor. Dr. Ziya Ozel'in Silifke ilkokulu'nda öğretmeni olan Hafize Özal, "Bu Ziya çok akıllı bir çocuktur" deyip ekliyor: Ziya, bir ilaç bulmuş, niçin elinden tutmayalım? Onun parada, pulda gözü yoktur, her şeyi vatanı milleti için yapmıştır. Biz işte vatana millete hizmet veren böyle çocuklar yetistirdik. Onu çekemeyenler karşısına çıkıyor, ileri geri konuşuyorlar. Allah onun yardımcısı olacaktır. Bu arada Muğla Orman Bölge Seramik banyo mutfak 155 29 00 156 04 68 Yazılarınız daktilo edilir. 345 26 42 Serap Müdürü Muhıttin Kızılel de bir açjklama yaptı. Arkadaşımız özcan Ozgür'ün haberine göre, zakkum fidan üretiminin 10 binden 50 bine çıktığını öğreniyoruz. Yine gelen haberlere bakılırsa, Muğla yöresınde "zakkum talanı" başlamış. Pek çokyurttaş. kınmızı katmerli beyaz ve pembe renkli zakkum fidanlarını 4001200 lıradan alıp dikmeye başladılar. Yurttaşlar "zakkum ihracatı "nın başlayacağını sanıyorlar. Bunun için de şimdiden "Acaba biz de köşeyi döner miyiz?" diye düşünüyorlar. Muğla yöresinde il ve ilçe sağlık müdürlerı halkı uyarıyor: Aman zakkum suyu filan içmeyin. zehirlenip ölürsünuz. Muğla yöresinin insanları yıllardan beri bikJikleri zakkumu, özellikle yaralarda kullanıyor. Bayındır'ın Osmanlar köyünden "köy doktoru" Şerif Ali Nizamdere de ortaya çıkıp "Beni televizyon tanıtsın" deyince hiç şaşırmadık. Nefes darlığından safra kesesine, böbrek ağrısından romatizmaya kadar bin bir çeşit hastalığı şıppadak kesen "köy doktoru" Şerif Ali, "denemesi bedava" deyip anlatıyor: Bu ilaçla çeşitli hastalıklardan tedavi olan 110 vatandaşımızın 92'si İzmir içirtden, 18i ise izmir dışından gelerek teşekkür etmişlerdir. Bu kısilerin adreslerı bendedır... Köy doktoru Şerif Ali'ye soruyoruz: Bu adresleri açıklar mısınız? Elbet açıklarım. İsterlerse tek tek TV'ye çıkanrım. Spiker bey gelsin, önce benimle, sonra şifa bulan hastalarla konuşsun. Benim öyle ünlü avukatım filan da yok. Tek başınayım. Kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz? Tam 26 yıldan beri. Benimkı çam sakızı karışımı sakızdır. Formülü nasıl? Hayır onu açıklayamam. Dr. Ziya Özel açıklasın ben de açıklayayım. Ama önce TV'ye çıkayım. TV yetkililerine önemle duyururuz. Adresi Osmanlar köyü Bayındır İzmir. Bir zehirlenme de Mersüı'de olopsiye aldı, biz de sonucunu bekliyoruz" dedi. Akarcalı bu sabah yazılı bir açıklama yapacağını bildirdi. Bu arada AA'nın edindiği bilgiye göre, etik komiteye YÖK'ten ve TÜBİTAK'dan 2'şer üye istendi. Komitede ayrıca İlaç Ruhsatlandırma Komisyonu'ndan bir üye ve bakanlıktan da biri hastanede fiilen çalışan doktor olmak üzere 2 üye yer alacak. Bakanlığın doktor olmayan üyesi idari açıdan bakanlığı temsil edecek. Sosyalist Partî'ye destek (Baftarafi 1. Sayfada) mokrasi ile bağdaşmadığını söylediler. DSP Genel Başkanı Bülenl Ecevit, yeni kurulan Sosyalist Parti'nin, anayasaya aykın olduğu iddiasıyla kapatılmak istenmesinin demokrasi açısından onaylanacak bir şey olmadığını bildirdi. Sözlerinin yargı organlanna karşı olmadığını da beiirten Bü lent Ecevit, dün yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi: "Böyle bir yasagın siyasal yaşamımıza vereceği zarariar çok buyüklıir. Çünkü böyle bir yasak 'Marksist' veja 'bilimsel' denen sosyalistleri başka partilere sızarak kendilerini kamufle etmeye veya >asadışı yollardan faaliyet göstermeye zorlar. Büyük partilerden birilerine girmeleri, gerçek güçlerinin çok ustünde bir etkinlik kazanmalanna yol açar. TİP ve SDP'nin eski genel başkanı Mehmet Ali Aybar ise şöyle dedi: "Yeni kurulan Sosyalist Parti'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'nde dava açılması. Sayın Özal'ın •Çağ atlamak' iddialannın ne derece gulünç olduğunu ortaya koymuştur. Batı demokrasisi sağ ile sol arasında bir denge rejimidir. Yani kapitalizmi savunan sağ partilerin karşısında sosyalizmi savunan sol partiler vardır: Sosyalisl partiler, komunist partiler... Bizde cumhuriyel kunılduğundan bu yana bey ve paşalar lakımı sola yaşam hakkı tanımak istemiyor. Bey ve paşalar takımı gerçeklerden hoşlanmıyor: Çayda radyasyon yok dediler; Kürt yok diyorlar; ve Sosyalisl Parti'nin kapatılması için dava açıyoriar. Ama Türkiye'nin emekçi insanlan uyanıyor. Sosyalistler baskılara boyun eğmezler. Birini kapatırlarsa yenilerini açanz. Sosyalist ve komönist partisiz demokrasi olmaz. Yani insanlar gerçeklere sırt çevirerek <*emokrasi iddiasında bulunuriarsa gülünç olurlar." Avukat Emin Değer'in konuya ilişkin göruşleri ise şöyle: "Sorun 1982 Anayasası açısından tarttşılmalıdır. Kurulan Sosyalist Parti'nin programında Cumhuriyet Başsavcısı'nın savladığı gibi sınıf egemenliğini çağnştıracak hiçbir hüküm yoktur. Dahası parti programı Batı1 daki sosyalist partilerin değil, sosyal demokratlann programlarındaki gibi halk iktidan kurmayı hedeflemekledir. Dcmokrasinin amacı da budur. Şu soru akla geliyor Cumhuriyet Başsavcısı acaba bugünkü yönetimi halka karşı bir iktidar olarak mı göriiyor? Öyle ya halk iktidan kurmak suçsa. bugün iktidar halka karşıdır. tsler istemez insanın aklına öyle geliyor." Avukat Halit Çelenk, SP hakkında açılan davaya ilişkin görüşlerini şöyle dile getirdi: "Parti programımn 6. maddesi 'Sosyalist Parti'nin amacı, demokratik halk iktidarını geliştirınektir' demektedir. Halkın iktidannı hedcf alan bir partinin sınıf egemenliğini amaçladığı iddiası, geçerli olamaz. Bir sosyalisl partinin somut durumlarda işçi sınıfının \« emekçi halkın çıkarlannı düşunmesi demokratik bir lutumdur ve yasalara da uygundur. Programda yer alan bu hükümler, bir sınıfın egemeniiğini kurma amacı olarak yorumlanamaz. Ana>asa ve Siyasi Partiler Yasası hükumlerinin bu şekilde değerlendirilmesi, ülkemizde hiçbir sosyalist partinin kurulamayacağı anlamına gelir ki böyle bir lutumu demokrasi kavramıyla ve AT standartlanyb bağdaştırmak olanaksızdır." İdamlara Özal formülü /Baftarafi 1. Sayfada) nan Evren ile yapacağı görüşmeye kadar bekletilmesini isteyerek "yeni bir formül bulup şimdive kadar Mediste bekleyen dosyalan müebbete çevirir, bundan sonra geieceklerden birkaç tanesini infaz ederiz" dedi. ANAP grup yönetirn kurulu dün öğleden sonra Basbakan Turgut Özal baskanlıgında yaklaşık l.S saat süren bir toplantı yaptı. Edinilen bilgiye göre, toplantıda ANAP Ankara Milletveküi ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Alpaslan Pehlivanlı ile ANAP Genel Başkan Damşmanı Mustafa Taşar'ın hazırladıkları yasa önerisi de ele alındı. Pehlivanlı ve Taşar'ın, "Mecliste bekleyen ölüm cezalanmn ömür boyu hapis cezası na dönüştünilmesi, bundan sonra gelecek cezalann ise 1 yıl beklemeleri halinde ömürboyu hapis cezasına çevrilmesi" konusundaki yasa önerisi bazı ANAP yöneticilerinin itirazlarına neden oldu. Grup yönetim kurulu toplantısında çıkan tartışma üzerine, ANAP'lı önerge sahibi Alpaslan Pehlivanlı da toplantıya çağnldı. Bu tartışmalar sürüp giderken. Basbakan Turgut Özal araya girdi ve yasa önerisinin şimdilik TBMM Baskanlığı'na verilmeden bekletilmesini. kendisi Cumhurbaskanı Kenan Evren ile görüştüklen sonra yasa önerisinin Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, Alpaslan Pehlivanlı ve bir grup yöneticisinin katılacağı toplantıda yeniden ele alınmasını istedi. Özal. "Teklif şimdi dursun" dedikten sonra sözlerini şoyle sürdürdu: "TBMM Başkanlığı'na şimdilik vermeyelim. Yeni bir formül bulup, şimdive kadar Mecliste bekleyen dosyalan affedip, bundan sonra gelecekler arasında seçim yapalım ve birkaç tanesini infaz edelim. Gerçi Avrupa Topluluğu'na giriş sırasında idam karan dunımumuzu sarsar. Ama, tersini yaparsak da bu sefer idam cezasının kalktığı anlamı çıkar. Kamu yaran da bu yönde." Başbakanın bu konuşmasından sonra Pehlivanlı ve Taşar'ın yasa önerisi Basbakan Turgut Özal'ın sözunu ettiği toplantı tarihine kadar beklemeye alındı. Toplantıdan sonra grup yöneticileri gaze;.ecilerin sorularına, "Kanun leklifi şimdilik incelemeye alındı" demekle yetindiler. Basbakan Turgut Özal'ın grup yönetim kurulu toplantısında yaptığı konusmada, "Bundan sonra gelecek bazı idam cezalanmn infaz edilmesi" şeklindeki ifadesı, "TBMM'je bundan sonra gelecek ölüm cezası dosyalan içerisinde PKK'ya ilişkin davalarda jargılananlann ağııiıkta olacağı düşuncesinden ka\naklandığı" öne süruldü. Mecliste bekleyen ölüm cezası dosvalan içerisinde PKK davalarında yargılananların sayısının az olduğu belirtiliyor. Şok vergiler (Baftarafi 1. Sayfada) Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'na, yüzde 40'ı da Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'na verilecek. Tasarıyla taşıt alım ve motorlu taşıt vergileri de yeniden duzenlendi. Buna göre, spor otomobil tanımı kaldınlarak, lüks otomobil tanımı yeniden düzenlendi. Halen luks ve spor otomobıllere normal taşıt vergileri bir kat zamlı uygulanıyordu. Yeni tasan ise, birinci derece lüks sayılan otomobillerde bu verginin 3 kat, ikinci derece luks otomobillerde 2 kat, uçüncü derece lüks otomobillerde 1,5 kat olarak uygulanması öngorüldu. Buna göre, lükı otomobillerde en yuksek taşıt alım vergisi 2 milyon 400 bin liradan 3 milyon 600 bin liraya, en yüksek motorlu taşıt vergisi de 800 bin liradan 1 milyon 200 bin liraya yükselecek. Getirilen diğer vergi duzenlemeleri de özetle şöyle: Taşıt devir işlemlerinde, islemi yapan makamlar. mutlaka daha onceki vergilerin ödendiğine ilişkin belgeleri arayacaklar. Daha önce vergi ödemeyen PTT acenteleri, aldıklan komisyon üzerinden yüzde 25 gelir vergisi ödeyecek ler. Slajyer gelirler kontrolörier de vergi inceleme yetkisine sahip olacak, gelir idaresini geliştirme fonu kurulacak. Vadesinde ödenmeyen amme alacaklanna uygulanan zam oranları Bakanlar Kurulu'nca uygulanan oranların yarısına kadar arttırılabilecek veya bu oranlann yüzde 30'una kadar indirilebilecek. Uygulama ile ilk ay gecikme oranı yüzde 15'e çıkarılabileceği gibi yüzde 3'e de indirilebilecek. Önceden harca tabi olmayan maden arama ruhsatname işlemleri ile ön isletme ruhsatnameieri harç kapsamına alınacak. Yasa tasarısı, ilgili komisyonlarda görüşüldükten sonra Meclis Genel Kurulu'nda ele alınacak. Ingiltere'de Ingilizce Studio School Cambridge BARAT 147 44 88 148 43 57
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle