25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
K CUMHURİYET/10 H ABERLERİN DEVAMI 18 ŞUBAT 1988 DÜNYA'DA BUGÜN Amstertam 8 7° Amnan Y 12° Wma B 11° Y 14° ö BJrcetau B 14° S 3° Bısel V 6° B 7° Bom S B e° BrOKsel Butıp^tt s 4° S 3° Cffijy» B 15° Cükk B 25° Outnyi B 22° ftanklurt S 7» Sm B •»> HatsMo K 0° Kahvt Y 16° Kopenhag S 4° S 8° nm Utoa Y 15° K 0° B 9° B W° B 10° K 13° K 1° B 10° Mürtf NmYbrfc K 2° S 1° Oslo S 4° Paris S 3° Praj Ryaâ Y 19° Roma B 14° K 4° Sofyn Y 12° Şam B 11° U/Mv B 12° S 3° B 0° B 0° VVÛNngionY 7° Züntı S 3° Unngnct Undra todrid Mbno MontTMİ HAVA DURUMU kı. M * n * s Wu»ı va a;* gacrtk. HAW SCMtLlâ Vürtun B * K m t a M t birs Kpak. im yrtnfe deOmmpc*. RÜZSMt Gunej w t m yAnbntn M'nsn M kuvMtt. onan z r a n I t m t f a «acak. OnizMatabtev» gun bttosndan « . U » m n . EgavtBctı Kmdanrife 6 taftVMnfc safft «W1. Mvman«a M brafcriziık 28 dans m* hBh O K * . OBfc IfcKB pr yar U n ıMgat otac*. ddga yutaetf» 1Ji. am*n aman 4 m, jSruş uattgı 10 km., y>teottnd«nclerimctfe25lım dofcynlabuknok. Mn OMu'nde hao. paMı Mutu gtçacak. Kügif guney wtabyMnfcn halif. n a n orOtanvmcesecek S» mıtKS ıtMg*. görifc uaMtty 510 km dotynb tmlunaafc TÜRKIYE'DE BUGÜN 17° 4° &yart»lar 9° i°Edınıe 12° 2°£rancan 7°4° Erajtum 9° 2VtSN$6twr 7°5°G*Bantep 17° PSresun 18° 5°Gwnuşna/wB 5°<° HaUdn B 15» 2°tepam B 8° 1°lstanbul B 8° 3»bnw B 4°fl°Kaıs B 0°8°K*stımonu B «••S'tafinn B 9° 1*KırUarti B 8° 0°Konya B 8° r>Kutahya B 10° 1» Malatya 11° 1° ManiH 7°4° K Mara* 2° 1O°Meran 9° * 9° 2°Odu 3° 7° tog 1° 12°Samsun 10°2°S»n 9° 2»Smop 13° 1°Snas 9° • 4°8° l 7°6° V4n 6°16° 8 8 8 8 8 B 8 B B B B B B B 8 a» r 11° 0° 17° S° 13° 1° f7° 7°5° 8° 2° 9» 3» 8° 2° 2° 7° 2° 2°10° 7» 0° 9° 3° MUSTAFA EKMEKÇİ ANKARA NOTLARI • Zürm Öhhü Ozan Ali Yüce, Doktor Şinasi'ye gönderdiği yılbaşı kartına bir de şiirini eklemiş. "Reçetesi Vferi/d/" başlıklı şiir, Ali Yüce'nin henüz yayımlanmamış "Hastenelik Hastane" adlı gülmece şiirinden ikı parça, şöyle: "Enseye günde bir tokat/Kalçaya günaşın bir tekme/Aurupa'sı yoksa eğer/YBiiisini vurdur Yusul/Olur efendim öhhu Her sabah aç kama/Bir bardak yalan iç Yusuf/Öğle/B bir kaşık eşitlik/Akşama bir çuval palavra/Ûstüne bir bardak demokrasi/Bir şeyin kafmaz Yusuf/Sağol efendim öhhü" Şiirde. yazıda gülumsemek, gülümsetmek ne guzel bir şey. İnsana yasama sevinci veriyor. Doktor Şinasi, cumartesi arkadaşlanmızdan. Cumartesi yemeklerinin kasım ayında yirmi yılı doldu. O gün bugündür tek satır yazmaya elım değmedi. Profesör Kaya: Ne zaman yazacaksın? llle içimizöen birimizin ölmesi mi gerek yazman için! diye takılıyordu. Yirmi yıllık cumartesi masasından şimdiye dek üç kişi ölmüştü. Beybaba (Ceyhun Atuf Kansu), halaoğlu (Erdoğan Erman), bir de Profesör Necdet özdemir. Hafta başında pazartesi günü, Necdet'in ölüm yıldönümüydu. Bu cumartesi arkadaşlar, onun için toplanacaklar. Ben olmayacaâım. Gebze'de. Nevzat Helvacı, savunman Turgut Kazan'Sa birlikte "(nsan Haklan" konulu bir toplantıya katılacağım. Cumhuriyet Kitap Kulübü'nun duzenlediği imza gunüne de katılacağım Aynı gün İzmit'te de ımza günü var; orada Bekir V W dız.Osman Şahin, Öner Yağcı kitaplannı imzalayacaklar. Olenler yaşamayı sevmiyorlar mıydı sanırsınız? öyle yaşam doludurlar ki, öylesine delisiditier ki, anlatılamaz. "Halaoğlu" Erdoğan Erman, yasama tutkusuyla doludur. Uzun yaşayabilmek için, biraz daha yaşayabilmek için sigarayı azattmıştır. Sigara paketi taşımaz. Günun belli saatlerınde, belli arkadaşlarına uğrar. Sigara içmeyenlere dünyada uğramaz Nasıl olsa orada bir sigara ıçecektir. Oradan bir başka arkadaşırva uğrar beş dakika; orada da bir sigara molası! insanları yaşama bağlayan sigara içip ıçmemelerı değil, mutlu olmalan. Insanlara dünyayı zindan etmemeye bakmalı, gerisi öhhü! Cezaevlerinde, özeliikle Diyarbakır Cezaevi'nde tutuklular, hükümlüler, yakınlarıyla. ana dillerinde konuşamıyorlarmış. Daha önce veriten çevirmen de verilmiyormuş. Nasıl anlaşacaklar bu insanlar? Türkiye'de yaşayanlara, Türkçeyi öğretmeyenler, onlan bilgisiz bir baslarına bırakanlar, bir de ezıyet ediyorlar. Buna kimsenin hakkı oiamaz. Kenan Bey, Doğu ıllerinde dolaşırken, okul isteyen köylülere "öğrefmen yok, öğretmen bıtfamıyoruz" diyordu. "Vöksa okut sorun değil" demeye getiriyordu. "Köy Enstitüleri kapandıktan sonra böyle oldu!" diyemiyor. Daha önce de kaç kez yazdım, Köy Enstitüleri kapatılmasaydı, Doğu'da, Güneydoğu'da okuma yazma bilmeyen kalmadığı gibi Türkçe konuşmayan da kalmayacaktı! Tek tip gıysi olayına da, Adalet Bakanlığı yönetmeliği değiştirerek bir son vermeli artık. Mamak'ta gördüm; tutuklu sanıklar, tek tip giysi, tutuksuzlar, kendi giysileri içindeydiler. Geçenlerde İnsan Hakları Demeği'nde, SHP'Iİ milletvekilleriyle görüşen tutuklu annelerinden bin şöyle dedi: Biz çocuklanmızı gıydhiriz, çocuklanmızın gtyknini ö/z» Dtrakstnlari Insanın giysısi de kışıfiğini belirler. Eskı bir ceketirniz bize, en yakın tanıdık gelir. Boyanmış Amerikan bezınden yapılmış tek tip giysiler, tutukluların kışıliklerini eziyor besbelli O gıysılerle yargıç karşısına çıkanlara bakarak yargıçlar neden yetkililere "Sanıklan neden bu gfysMerie getiriyorsunuz karsımıza?" demiyorlar hiç anlayamıyorum. "Yanhş hesap Bağdat'tan döner" ya, bu da öyle; duzettilsin yanlışlıklar... B*Jit Dencli B 1° 10° B 4°8° B 7° T> B 7« Ceıayir ac» & butıllu K kart Ssstt yaflmırtu (Baştatafı 1. Sayfada) • nü yok etmeye kararlı olduğunu kanıtlıyor. Basının doğru haber vermesini sağlamak amacıyla "yalan baber" suçu oluşturmaya kalkışan bir siyasal iktidar, diğer yandan, "öevlet sun" kapsanunı yaygmlaştırmaya yöneliyorsa bu siyasal iktidann, "gerçek haber" yayınlanmasını sağlamak amacının içtenliğine inanılamaz. Gazeteci, "gerçek haber Tcnnek" görevini "bsber kaynakla. noa ulaşabilmek" hakkını kullanabıldığı oranda yerine getirebilir. , "Devlet arn" alanımn belirginsizliği ve yaygmlaştınlması ise haber kaynağııu gazeıeciye kapatır; haber al' mak hakkı sırurlandınlmış bir gazetecinın ise kendi istegi dışında, yan. kş haber vermek durumuna düşmesi kaçimlmazdır. Bu apdandır ki, . "devlet s m " kapsanunı yaygınlaştırmaya yönelen, görevlilerin "bilgi" ve "beigi" vermesini suç sa>an, olgulan kamuoyuna açıklaraayan bir siyasal iktidar, diğer yandan "yanlış babcrin" suç sayılması ginşimlerinde bulunursa bu iktidarın gerçek amacının "ozgör haber dolaşımını" engelleysrek "hallun bUgi almak baklunı" önlemek olduğu açıkça ortaya çıkar. Siyasal iktidarın "Vuralhan" olayıyla ilgili tutumu da "basın . özgiirlögüne" ve dolayısıyla "hallun bügi edinme hakkına" karşı olduğunu kanıtlamaktadır. Belgeleriyle kamu oyuna duyurulan bir yolsuzluk olayını araştırması zorunlu iktjdann, iddiaların araşiınlmasıru enjelleyip belgelerin nasıl sağlandığını araştırmaya, belgeleri veren devletfnemurları varsa onlan cezalaadırmaya yönelmesi de "kapalı toplun" modeline yöneldiğini gösleriyor. "Devlet sırn" konusunun gündeme gelişinin nedeni de sanınz ki 'Vuralhan ola. yı"dır. Siyasal iktidarın belirtilen anlayış ve yönelişleri ise çağdaş demokratik yasam kurallarıyla bağdaşmaz, uzlaşrnaz köklu çelişkisinı ortay'a koymak• tadır. Demokrasilerde, gazetecinin bir "kamu görevi" görduğü ve bu neden" le "dogru haber vermek'' zorunda olduğu kabul edilir. Gazetecinin "ka. mn görevinin" konusu, "hallun bilgi edinmek hakkını' sağlarnakür. De. mokrasi, çağına ve ülkesinin sorunlarına açık bir toplum turü olduğundan siyasal iktidar, kitle iletişim araçlarının ve dolayısıyla basının, "do£rn haber vermek" görevini yerine ge•"tirebilmesini sağlayacak önlemleri almak zorundadır. "Haber kaynakla' rının açıklıgı"nı sağlayacak • önlemlerden en önemlisı ise "devlet sırnnın belirginliği >e sınırlılığıdır"; belirtilen nedenle de siyasaj iktidar "bilgi ve belgeleri" devlet sırrı sayarak "haberi" önleyebilmek, "haber kaynagına ulaşmayı engelleyebilmek" konusunda sınırlı yetkiye sahiptir. Basın gerçeğe uygun haber vermekle yükümluyse, siyasal iktidar da "haber akışı sağlamakla vnkümİBdur" ve "devlet am"nın geniş kapsamlı oluşu, basın özgürlüğünün sınırlandınlması demektir. Çağdaş anlayış, haber kaynagına ulaşmaktan basılmış eserin tüketicinin eline ulaşmasına kadar olan süreçte, özgür haber dolaşımını engelleyici her yönetsel yetkiyi "sansiir" saymaktadır. "Devlet sun" alanımn yaygınlığı ve belirsizliği de "ön sansiir" olarak kabul edilir. Demokratik siyasal duzenler, değindiğimiz ilkeler, kuramsal düşünce olmaktan çıkıp anayasal ve yasal kurallar haline gelmiştir. Örnek vermek gerekirse Isveç Anayasası'mn II. bölümünun 1. ve 13. maddeleri, İspanyol Anayasası1 run 20. maddesi, Alman Eyaletleri Model Basın Kanunlan'mn 2. ve 4. maddeleri, Amerika'da 1976 tarihli "Goverment Sunshine Act" ve 1975 değişiklikleriyle "Freedon Of lnformation Act", siyasal iktidarın kitle iletişim araçlarına bilgi ve belge vermek zorunluluğunu getirmekte, "derlet sım" kavramını da sınırlandırmaktadır. O kadar ki Isveç Anayasası'mn belirtilen genel kuralma bağlı olarak "İsvec Basın Hürriyeti Vasaa"nın II. bolumu, devlete ait dop kumanlann isteyen kişi> e okutulması ve hatta fotokopisinin verilmesi zonınluluğunu düzenlemektedir. Türkiye'de ise Türk Ceza Kanununun değişik maddelerinde kaypak, kapsamı belli olmayan, olabildiğince yaygınlaştırılabilecek dej'işlerle "devlet amnı belli etme ve acddama" suçlan duzenlenmiştir. Casusluk amacının bulunmadığı hallerde dahi, "Selahiyetli makamlann nesir ve işaasını men ettikleri malumatı ifşa" suç sayılmıştır (TCK 137). TCK'nın 132. maddesi de "Dahili veya beynelmilel snasi sebeplerle neşrolunmayan hükumet muamelekrinin ihtiva ettigi malumatı" da "devletin emniyeti" açısından gizli kalmas. gereken bilgi olarak saymaktadır. Bu ve buna benzer madde örnekleri, Mussolini'nin 1930 Italyan Ceza Kanunu'ndan almmıştır. Bu tür maddelerin istenilen yayına nygulanması ve böylece özgur haber dolaşımının, gazetecinin haber vermek görevinin, halkın bilgi almak hakkımn ortadan kaldınlması olanağı yönetime verilmiştir. Yargınm, yönetim tarafından "gizli kalması gereken bilgi" olarak nitelendirdiği haber konusunu, devletin çıkarlan açısından gerçekten gizli kalması gereken nitelikte olup olmadığım denetlemek yetkisi yoktur. Belirtilen durumda, yargı, siyasal iktidarın haber konusu olgularla ilgili değerlendirmesine göre ceza hükmü vermek durumundadır. Gazetecinin haber kaynagına ulaşmak hakkını ağır ceza tehdidi ile ortadan kaldıran ceza kanunundaki suç tiplerinin dışında, ülkenin çok onemli konulanyla ilgili gönış bildirmekle görevlı Milli Güvenlik Kurulu'nun da göruştüğü konuların yayınlanmasını Devlet sırrı 50 milyar yasaklrmak yetkisi vardır. 657 sayılı Devlet Memurlan Kanunu da devlet memurlannın bilgi, demec, belge vererek haber kaynaklığı yapmasım suç saymaktadır. Değiniîen bu örnekler dahi, Türki ' ye'de, çağdaş demokratik düzenlerle tümden çelişir bir biçimde, siyasal iktidar, gönlünün istediği bilgi ve belgenin haber olmasını önlemek yetkisine sahip bulunmaktadır. Çağımızda, basın hürriyetinin "haber ka>naklarına ulaşabilmek hakkı temdine" oturtulduğu ve siyasal iktidarın da haber kaynagına açıklık sağlayarak halkın bilgi almak hakkına ışkrlik kazandırmakla yukümlü bulunduğu duşunulecek olursa, "haber almak hakkT'nın siyasal iktidarın denetimine bağlı bulunduğu ulkemizde, basm özgurlüğunun varlığından söz edılemez. Böyle bir yasal duzenleme söz konusu iken siyasal iktidarın "yalan haber veren basın" imajını yaratarak basının "dojru haber vermek" zorunluluğundan söz etmesi ve bunu sağlamak için yasal düzenlemeler yaptığım ileri sürmesi bir aldatmacadan öteye gitmez. "Yalan haber" yasa taslağının "devlet sun" ile ilgili yenı yasa taslaklanyla bütünleştirilmesine çalışıldığı gerek Adalet Bakanı'mn açıklamalarından gerek bakanhğın bu konuda danıştığı hukukçulann sözlennden anlaşılmaktadır. Açıklamalarda, özeliikle bir bilgi 'belgenın "sır" olarak nitelendirilmesi yetkisinin düzenleneceği ve bu konuda tngiliz sisteminin örnek alındığı belirtilmektedir. "Devlet sım" ile ilgili yeni düzenlemelerde Ingiliz sısteminin model olarak ele alınması dahi, gerçek amacın "ar" kapsanunı genişletmek olduğunu kanıtlar. Gerçekten, "devlet stm" konusunda, demokratik ülkeler arasında **sn" kavramını en geniş biçimde anlayan ülke Ingiltere'dir. 1911 tarihli 'Official Secrets Acf'ın, esasen "devlet sırn" kapsamını geniş tutan kurallan Lordlar Kamarası'run kararlarıyla daha da kapsamlı bir yapıya ulaştırılmıştır. tngiltere'de, yasamn büyük ölçüde eleştirildiği ve basın/bilgi edinmek özgUrlüğüniln sağlanmasına yönelik yeni yasa çalışmalarımn varhğı biünmektedir. Kaldı ki, Ingiltere'deki demokratik gelenekler, yasal duzenlemeler ve yargı güvencesi Official Secrets Act'ın basın özgürluğünü sınırlayıcı etkenliğini büyük ölçüde önlemektedir. Devleti korumak görüntüsü ardında, demokratik hakları olabildiğincs sınırlayan, yargı güvencesi ve bağımsızlığım guçsüz kılan, yönetsel yetkileri yaygınlaştıran ülkemizdeki anayasal/yasal duzen duşünülecek olursa, Official Secrets Act'ın Türkiye'de "devlet sım" konusunda model olarak alınıp uygulanmasının, haber vermek görevi bilgi edinmek hakkını, dolayısıyla basın özgürlüğunü büsbütün ortadan kaldıracağıru, siyasal iktidarın denetiminden geçmeden haber verilemeyeceğini görebilmek için falcı olmak gerekmez. "Devlet sırn" ile ilgili yeni düzenlemelerin, "sırn belirlemek yetkisi1 ni duzenlemek amaayla yapıldığı da söylenmektedir. Önemli olan bir bilginin "sır" olduğunu belirlemek yetkisi değildir. Önemli olan hangi bilginin/belgenin "&r" sayılabileceğidir. Çağımız demokrasüerindeki yoneüş, devlet sırnnı belirlemek yetkisinin belirli kurallarla sınırlandınlması doğrultusundadır. Bu açıdan, haber kaynagına ulaşmak hakkı sağlanmak ve güvence altına alınmak isteniyorsa hangi bilgilerin "ar" sayılabileceğinin açık ve kesin olçütlerinin belirlenmesi ve devlet sırnnı saptayan yetkinin denetlenmesi gerekir. Bugünku sistemimizde bazı bilgi ve belgeler Ölçütü belirgin olmayan niteliği açısından, bazı bilgi ve belgeler ise "setahiyetli makamlann" kararı nedeniyle "devlet sıın" sayılmaktadır. Yeni duzenlemelerle, salt "selahiyetli makamın" kim olduğunun belirlenmesine yöneliniyorsa, "devlet sırn"nı belirlemekte geniş olanaklara sahip denetimsiz yetki düzenlemesi yapılıyor demektir. Bu türden bir yöneliş, devlet sırn ile ilgili çağdaş, demokratik kurallarla çelişmektedir. Gerçekten, çağımızın demokratik ülkelerinin yasalarına baktığımızda, "devlet sım" konusunda belirli kurallann yerleştiği ve bu kuralların siyasal iktidarın "devlet sım"nı belirlemek yetkisini sınırlamaya ve denetim altına almaya yönelik bulunduğu saptanabilir. Değiniîen kurallan şoylece sıralayabiliriz: a) Devlet sımnı saptama yetkisine sahip olan organlann belirginliği ve sınırlılığı kural olarak kabul edilmektedir. Örneğin Italya'da devlet sırnnı saptama yetkisi başbakamn başkanlık ettigi bir komiteye verilmiştir. îsveç Basın Hürriyeti Kanunu'nda da vatandaşın okuyamayacağı, kopyasını alamayacağı ve yayınlanamayacak belge ve bilgileri sap'ama yetkisi, bazı organlann elindedir b) Hangi hususların "devlet sırn" olabileceğı aynntılı ve belirgin ölçütlerle >rasalarca saptanmaktadır. tsveç Anayasası ve Basm Kanunu, ttalyan "devkt sım" ile ilgili 1977 tarihli ve 801 sayüı yasa, Alman Eyaletleri Basın Kanunu, İspanyol Anayasası, Amerika Birleşik Devletleri'nde yururlukte olan "Freedon Of Information Act" gibi demokratik ülke kanunlan, hangi bilgi ve belgelerin "devlet sırn" sayılabileceğinin ölçütunti açık seçik bir biçimde sıralamakta ve ancak zorunluluk halinde "devlet sım" yaratılabileceği öngoriilmektedir. Kaldı ki, bu ulkelerde siyasal iktidar "devlet sım" sayUan konularda dahi, kitle iletişim araçlarına genel bilgi vermek, hangi hususlann sır olduğunu önceden )ıçıklamak zorundadırlar. c) Yetkili organın "devlet sun" olarak kabul ettiği bir bilgi veya belgenin, yasalarda belirtilen sebepler kapsamında sayılabilip, sayılamayacağı, bir yetki saptırmasının bulunup bulunmadığı da demokratik ulkelerde denetlenmektedir. Böylece haber vermek görevi/bilgi edinmek hakkımn güvencesi sağlanmak istenmektedir. Örnek vermek gerekirse, Italya'da "devlet sırn" kararları yasama orgarunın denetimi altmdadır. Yerine göre hükümetin devlet sım saydığı bir belge veya bilginin, gerçekte "sır" niteliği taşımadığına yasama organı karar verebilmektedir. îsveç ve Amerika Birleşik Devletleri'nde ise devlet sırrı kararları, yerine göre yargı denetimine bağlıdır. Amerika Birleşik Devletleri'nde"Pentagon Belgeleri", "CIA raporlan" Wietnam Savaşı ile ilgili bilgi ve belgeler, siyasal ıktidann bunlan sır saymasma rağmen yargı kararlarıyla yayınlanabilmiştir. d) Belirli koşullarda "devlet sım" sayılan bilgi/belgelerin, koşullann değişimi halinde sır rıiteliğinin kaldırılması zonınludur. Bu konuda da kişilerin istemde bulunmak hakkı, yargı denetimi söz konusu olabilmektedir. Yukarıda kısaca değiniîen kuralların işlediği bir demokratik ülkede, elbetteki kamuoyu da siyasal iktidar da gazetecıden doğru haber vermesini beklemek ve istemek hakkına sahip olabilir. "Kendi sorumlulugunun bilindndeki basın" istemleri, ancak bu tür demokrasilerde ileri surülebilir. Haber kaynağımn kapatıldığı, düşünce açıklamak, eleştirmek hakkımn ağır cezalarla tehdit altına alındığı, yolsuzluklara göz yumulup, yolsuzluk belgelerini açıklayanların peşine duşüldüğu bir siyasal yapıda, sonımluluğun bilincinde, gerçek haber veren bir basın yaratmak için yasa taslaklan hazırlandığını ileri surmek, halkın bilgi edinmek hakkını ortadan kaldırmaya yönelik girişimleri gozlerden saklamak için uygulanan bir aldatmacadır. (Baştarafı l. Sayfada) bekleniyor. Yargıtay'ca onanan cezaların samklarca odenmemesi durumunda, cezalar hapse dönüştürulecek. Karar aşamasındaki yaklaşık 200 dava dosyasındaki istenen para cezalanmn loplamı 50 milyar lirayı buluyor. Anayasa Mahkemesi'nin Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Yasası'nın bazı maddelerinı iptal eden 13 Şubat 1987 tarihli kararının Resmi Gazete*de yayınlanmasından sonra muzır davalarda verilen para cezalarının miktarı giderek artıyor. Büyük çoğunluğu tstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen kararlarda, 3 ay gibi bir sürede 7 vayın organı 31 ayrı davada toplam 7 milyar 6 milyon 629 bin 645 lira para cezasına çarptırıldı. Muzır yargılamalarda çeşitli >ayın organlan hakkındaki 18 davada ise beraat karan verildi. Cezalandınlan yayın organlan arasında Playboy dergisi hakkında şimdiye kadar hiçbir davada beraat kararı verilmezken, toplam 11 ayn davada 3 milyar 855 milyon 494 bin 362 lira rekor para cezası verildi. Tan gazetesiyle ilgili 9 ayn muzır dava beraat karanyla sonuçlanırken 8 ayrı davada toplam 757 milyon 288 bin 734 lira para cezası verildi. "Knçüklerin maneviyatı üzerinde muzır etki yaratacak nitelikte yayın yaptıklan" savıyla yargılanan yayın organlarından Bnrvo dergisi 7 ayn davada 1 milyar 343 milyon 779 bin 999 lira, Sabah gazetesi 2 davada 735 milyon 982 bin 800 lira, Super gazete bir davada 77 milyon 291 bin 250 lira, Haftanın Sesi bir davada 20 milyon 812 bin 500 lira para cezalanna çarptınldılar. lstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan ve karar aşamasında yaklaşık 200'e yakın dava dosyası bulunurken, bu davalarda istenen para cezalanmn miktarı 50 milyar liraya yaklaşıyor. Bu davalar arasında Tan gazetesi 60'a yakın davayla en fazla muzır davaya sahip olma rekorunu elinde tutuyor. Yalnız Tan gazetesi için istenen para cezalanmn toplamı 10 milyan bulurken Playboy, Bravo ve Playmen gibi dergiler hakkında açılmış yaklaşık 30 davada ise 20 milyara yakın para cezası verilmesi bekleniyor. Bugüne kadar sonuçlanan 31 davada, cezalar samklarca temyiz edildi. Yargıtay'ca onanması beklenen bu kararlarla ilgili yaklaşık 7 milyar liralık para cezasının onanması durumunda, sanıklar cezalarını 24 eşit taksitle üdemeye başlayacaklar. Sanıklann cezalarını ödememesi durumunda ise para cezalan hapse dönüşecek. Bu arada göruşlerini aldığımız avukatlar, muzır yasalarla ilgili Meclise sunulacak yasa tasansı sonucunun beklenmesi için Yargıtay'ın bu cezalann onanmasını geciktireceğini ifade etıiler. (Baştarafı 1. Sayfada) değişiklikle basına getirilen yeni düzenlemenin "Yeni yeni yasalarla basuu baskı altına almak" düşüncesinin bir ürunu olduğunu belirten Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezih Demirkent Cumhuriyet'e ^u değerlendirmeyi yaptı: "Medeni Kanun'daki bn degişiklik, jvlan haber yasasıyla getirilmek istenen uygulamadan çok daha ağır. Basın mevzuatını parça parca ele almamn ve yeni uygulamalar getirmenin yanuşını dile getirdik. Eğer mevzuat sorunu varsa butun basın mevzuatının meslek kuruluşlannın da görüşleri alınarak ele alınması daha dognıdur. Filan nedenle basına kızanlar. her gun >eni yasalarla basını baskı altına alma yolunu secerier. lşte Medeni Kanun'daki degişikliğin edinebildigim bilgiler çercevesinde, basına kısıtlamadan da öte haksız bir uygulama getirecegidir." Nezih Demirkent, muzır davalannda milyarlık para cezalan verilmesiyle ilgili olarak da "Basın rahatsız, hakim rahalsız, savcı raLıatsız. Biz nedense toplumun rahatsızlıgından rahatsız olmayan bir anlayısta mucadele venneye çalısıyoruz" dedi. TGS Başkanı Eren Güvener de Medeni Kanun'daki değişiklikle getirilen uygulamayı, "lşte basını sindirme, basına sansiir ve baskı olayımn bir başka boyutu" diye değerlendırdj. Basın Konseyi kuruculanndan Oktay Ekşi de Medeni Kanun'daki değişiklikle getirilen hükumleri değerlendirirken "Siyasi iktidann masum görünen gerekçelere sığınarak ozgürlükleri daraltma terüplerine alıstık" dedi. Oktay Ekşi, Muzır Yasası, gerçeklere aykın haber yayınlanamayacağına ilişkin öneri, devlet sırlanyla ilgili çalışmalar ve Medeni Kanun ile Borçlar Kanunu'nda yapılmak istenen değişikliklerin "aym zincirin halkalan oldngunu" vurguladi. Muzır davalarında verilen milyarlık para cezalarıyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Yargıtay Başkanı Abmel Çoşar, cezaların caydıncı yönü olması gerektiğini belirterek "Caydıncı yönii yanında toplum ve iasan vicdanında tasvip edici bir yer bulmalıdır. olumlu bir yöniı olmaiıdır. Cezalar bu ölçuleri taşıyorsa doğaldır, bu ölçuleri aşan cezalar ise normal sayüamaz" dedi. Coşar, çok sayıda muzır davasımn Yargıtay'da onay beklediğini de bildirdi. DYP Grup Başkan Vekili Köksal Toptan da Ankara'da duzenlediği basın toplantısında, tasanyı eleştirerek söz konusu tasanyla basının bir konu üzerine sürekli gidebilme olanağının ortadan kaldınhnak istendiğini söyledi. Basın Çöpe kızılötesi ışm boıııbarcbıııanı Ekonomi Servisi Çöp sorunu her ülkede olduğu gibi ABD'de de gündemden duşmüyor. Her Amerikalı yılda ortalama olarak bir ton çöp üretiyor ve ABD endüstrisi yılda 250 milyon ton endüstriyel atık madde çıkartıyor. Son zamanlara kadar bu cöpler yer altına gömulüyordu. Ancak 1990 yılına kadar Amerikan şehirleriaın yarısında yeraltımn çöple dolacak olması ve birçoğunun gittikçe sıkılaşan çevre koruma kanunları nedeniyle kapanacak olması yeni çözüm arayışlannı da beraberinde getiriyor. Amerikan hukumetinin, su şebekesine kanştığı gerekçesiyle çöplerin yer altına gömülmesi için yeni izin vermeme yolundaki kararı çöplerin yakılarak yok edilmesi konusundaki yöntemlerin daha da geliştirilmesini teşvik ediyor. Ancak halen kullanılan ve çöp yakan f ırınlann iki sakıncası bulunuyor. The Economist'te yayımlanan bir yazıya göre "dönen fınn" olarak adlandinlan bu fırınların en iyisini ve buyüğünu inşa etmek için 100 bin dolar gerekiyor ve bin ton çöpun yakılması 100 bin dolara mal oluyor. tkinci sakınca ise çöp kullerim'n yüksek miktarda toksik madde içermesi. Rollins Enviromental Services şirketi dönen fınnlardan daha az enerji kullanan ve daha az toksik madde çıkartan bir yakma sistemi geliştirdi. Dailas'ıa faaliyet gösteren Shirco Infrared Systems ise çöpleri kızıl ötesi ışınların bombardımanı ile yakan ve çöpun içindeki sıvıyı buharlaştırarak, çöpun hacmini azaltan bir sistem ortaya attı. Çöplerin yok edilmesinde bir başka yöntem ise kimyasal tekniklerin kullamlması. Ancak birçok Amerikan çöp şirketinin eski moda kimyasal yöntemlerle bu işi yapmaya çalıştığı belirtiliyor. Houston'daki Rescource Engineering Şirketi ise organik maddelerden klorürü ayınp bunu tuza çevirmek için elekrokimya yöntemini kullanıyor. Ancak bu yöntem de kimyasal bileşimlerden klor atomlannı açığa çıkartmak için çok fazla enerji gerektiği beiirtiliyor. Muzıra 3 milyar tstanbul Haber Servisi Muzır Yasası'nda cezaları azaltacak yasa önerisinin hükumet gündeminden çıkantmasından sonra muzır davalannda birbiri ardına milyarlık para cezalan yağmaya başladı. tstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, dün de Playboy Dergisi'nin altı sayısına toplam 2 milyar 792 milyon 885 bin 411 lira para cezası verdi. Dun 281 milyon 416 bin 666 lira para cezası alan Mahmut Nejat Bayramoglu, bu cezalann gelecek kuşaklar tarafından "ibretle" inceleneceğini belirterek "yayın diinyasınııt mabvedilmek istendiğini" söyledi. lstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmalarda, Playboy Dergisi'nin ;!tı sayısı hakkında Muzır Kurulu raporlanyla açüan davalar sonuçlandı. Duruşmaya katılan Mahmut Nejat Bayramoğlu, yargıcm yasa değişikliğini beklemeden ceza vermesini eliştirerek "Bir sıiredir ara verilen cezalara yeniden başlandı. Ben cezalann azaltılmasım degil kaldınlmasını istiyorum" dedi. Bayramoğlu, yargıcı reddederek TBMM'nin bir an önce dünya önünde Türkiye'yi rezil eden Muzır Yasası'ru iptal etmesi gerektiğini söyledi. Bayramoğlu "Playboy dünyanın bir çok ulkesinde vayımlanan bir dergiNecati Erdem'e 353 miiyon 645 bin dir. Türkiye'den baska hiçbir ülkede 833, Celal Metin Zeynioglu'na 176 de cezalandınlmamaktadır. Halkın milyon 822 bin 916 lira. ar ve haya duygulannı rencide etti• Playbov Temmuz 1987 sayısı neğine kim karar veriyor? Halkın duydeniyle Necati Erdem'e 336 milyon gulan her zaman değişmiyor mu!" 114 bin 583, Celal Metin Zeyniogludedi. na 166 milyon 057 bin 291 lira. Yasamn bu tür yayınlara bir sürü • Playboy Ağustos 1987 sayısı için kısıtlamalar getirdiğıni, poşet içinde Necati Erdem'e 314 milyon 510 bin satılmak zorunda kaldıklannı, rek416, Celal Metin Zeynioglu'na 152 lam veremediklerini ve devletin damilyon 255 bin 208 lira. ha çok vergi aldığını ammsatan NeMahkeme altıda bir oramnda injat Bayramoğlu, gelecek kuşaklann dirim yaparak hesapladığı bu cezamilyarlık para cezalarını ibretle ve lann 24 eşit taksitte alınmasını, sagulerek inceleyeceklerini söyledi. nıkların aym yaynnlan sürdurdüklelstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemeri gerekçesiyle ertelenmemesini ve söz si'nin dün sonuçlandırdığı muzır dakonusu dergilerin zoralımla imhasıvalannda verilen cezalar şöyle: nı kararlaştırdı. • Playboy'un Şubat 1987 tarihli saPlayboy dergisine müscehcen yayısından dolayi sahibi ve sorumlu müduru Mahmut Nejal Bayramoğ yın yaptığı gerekçesiyle yaklaşık 3 milyar liralık para cezası kesilmesi lu'na 281 milyon 416 bin 666 lira. • Ptayboy'un Nisan 1987 sayısı ne tepkilere yol açtı. Ankara Barosu Başkanı Mahir deniyle yem sahibi Necati Erdem'e 287 milyon 958 bin 333, sorumlu mu ' Can Uıcak da bu tutumu "çok yanItş bir uygulama" olarak niteleyerek dur Celal Metin Zeynioglu'na 143 "Bu, 'seni öldurüvorum, seni milyon 979 bin 166 lira. asıyorum' demektir. Bu bir yayın or•Playboy mayıs sayısı için Necati ganına hayat hakkı tanımamaktır. Erdem'e 385 milyon 416 bin 666 CeEger bir suç işlenmisse verilecek ceIttl Metin Zeynioglu'na 192 milycn za ıslah etmeye yönelik olmaiıdır." 708 bin 333 lira. diye konuştu. • Playboy Haziran 1987 sayısında sanayı çöpleri denetimsiz SEMRA SOMERSAN ~ Federal Almanya'dan Türkiye"ye kaçak olarak giren çöpler arasına hergün yeni bir parti eklenirken Türkiye1 deki fabrikalann tehlikeü sanayi artıklannın belediyeden muteahhıtleredevredilen çöplüklere rastgele atüdığı saptandı. Fabrikalann bir kısım sanayi artıklannın ise belediye çöplüklerine bile ulaşmadan, çevredeki boş araziye gelişigüzel bırakıldığı öğrenildi. Konu ile ilgili olarak görüşüne başvurduğumuz Türkiye"nin önde gelen "çöpçu"lerinden (çöp uzmanlan kendilerine bu ismi veriyorlar.) Doç. Dr. Kriton Curi, "Zehirii kimyasal maddelerle, mikroplar, çoplüklerden yeraltı ve yüzey sulanna kanşarak Turkiye^de halk saglıgını ciddi biçimde tebdit edebüir" şeklinde konuştu. Fabrika çöpleri nin yam sıra mikroplu hastane çöpleri ile kuduz köpek ölülerinin de aynı yere biriktirildiğini anlatan Cur. "Türkiye'de çöpler hiçbir önlem alınmadan rastgele gozden uzak bir yerlerlere atılıyor. Çopluklere giren çtkanı denetleyen bile yok" dedi. Türkiye'de çöp toplama işini ilçe belediyeleri yapıyor. Ancak belediyeler fabrikalann özel nitelikteki sanayi çoplerini toplamıyorlar. Bazen fabrika ile ilçe belediyesi arasındaki özel bir anlaşma ile belediye, fabrikanın yemek artıklarım, kullanıhp atılmış büro malzemelerini resmi araçlan ile alvyor. S av ın H a l k ı m ı z ı n D i k k a t i n e İDAŞ SATIŞ MAĞAZASIŞİMDİ FABRİKADA İdaş A.Ş.'nin Şişli ve Şaşkmbakkal'daki Satış Mağazaları tahliye zorunluluğu nedeniyle kapatılmıştır. Yatak sanayiinin öncüsü ve lideri İDAŞ, halkımıza daha iyi hizmet verebilmek için üstün nitelikli tüm yatak ve mobilya , çeşitlerini Fabrikasında açılan YENİ SATIŞ MAfiAZASINDA \ satışa sunmuş bulunmaktadır. Bu kez de (Başıarafı 1. Sayfada) m talep etti. Aracı "Guido Weinig Cargo Rent", ithal izni alındığı takdirde, malın her hangi bir Türk limanma navlun parası alınmadan bildirdi. Böylelikle, "endüstri alçısı" olarak gösterilen maddenin aslında kimyasal artık olduğu ve çöp olarak Türkiye'ye gönderileceği anlaşıldı. Ancak, durumdan şüphelenen Türk şirketinin söz konusu "endüstri alçısını" ithal etmek için tahlil raporu istemesinden sonra, "Guido Weinig Cargo Rent"in yolladığı raporunun kimîn tarafından verildiği anlaşılamadı. Bunun üzerine, raporun sahte olduğu kanısma varan Türk şirketi, Alman resmi makamlanndan tasdikli bir tahlil belgesi talep etti. Aracı "Guido Weinig Cargo Rent" de bunun mümkün olmadığım bildirdi ve söz konusu Türk şirketi ile ilişkiyi kesti. Böylelikle, "endüstri alçısı" etiketini taşıyan meddenin aslında zehirli kimyasal artıklardan oluştuğu kesinlik kazandı.. Fakat söz konusu teklifin 22 ekim tarihinde yapılmış olmasmdan dolayı, Alman firmasının bu dönemden sonra bir başka Turk şirketi aracıl ğıyla kimyasal artıkları Türkiye'ye yolladığı tahmin ediliyor. Berlin'deki Yeşiller Partisi'nin temsilcileri de, şu anda, söz konusu Alman kimya fabrikasının hangisi olduğunu; artıkların Türkiye'ye gönderilip gönderilmediğini; gönderildiyse hangi kanallar vasıtasıyla, nereye ve nasıl yoilandığını araştınyorlar. FABRİKA SATIŞ MAGAZASI PAZAR HARİÇ, HER GÜN 817 arası açık olacaktır. ıc İSTANBUL OÖŞEME SANAYİİ A.Ş. Londra Asfaltı, Mevlevihane Yolu No: 4.34020 Topkapıistanbul Telef on: 567 05 70 (5 hat) Telex: 30450 İDAŞ TR. YATAKLARI iLE |
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle