18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 ŞUBAT 1988 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 ABDSSCB ortak nükleer denemesi CENEVRE (AA) ABD ve Sovyetler Birliği, pazartesi günü Cenevre'de başlayacak nükleer denemelerin kısıtlanmasma ilişkin guruşmelerde, muhtetnelen gelecek yaz yapılacak iki ortak nükleer denemenin hazırlıklarına başlayacaklar. Göruşmelere katılacak Sovyet heyetinden Igor Palenih, Sovyet ve Amerikan deneme sahalannda, nükleer denemelere ilişkin bir anlaşmanm doğrulanabilirliğine ilişkin iki nükleer bomba patlatılması konusunda, Cenevre görüşmelerinde uzlaşmaya vanlmasını beklediklerini sövledi. 'Dönüş gemisi' kalkıyor Hanna Nasır, Israil'e gidecek bir gemi bulduklarını, ancak güvenlik nedeniyle geminin adını ve bandırasım açıklamayacaklannı belirtti. Limasol'da, arabalarında bomba patlayan 3 Filistinli parçalanarak öldü. ATİNA (Ajanslar) lsrail'in sı1 nır dışı ettiği yaklaşık 150 Filistinli yi Israil'e taşıyacak olan "döniiş gemisi*'nin bugün hareket edeceği açıklandı. Dönüş eyleraini duzenleyen komiteden Hanna Nasır, gazetecilere yaptığı açıklamada, bir gemi butduklarını, gemının pazartesi (bugun) Pire limamndan hareket edeceğinı, ancak güvenlik nedenleriyle gemının isminin bandırasının ve büyuklüğunun gizli tutulduğunu söyledi. Donuş gemisinde tsrail tarafından sınır dışı edilerek başka ülkelerde yaşamak zorunda kalan 150 kadar Filistinli, Avnıpa'nın çeşitli ülkelerinden parlamenterler, ünlüler ve yüzlerce gazetecı yer alacak. İlk olarak geçen salı günü başlaması kararlaştırılan "donüş yoicuhıgu" lsrail'in engellemelerı sonucu gemi bulunamaması yüzünden ertelenmiştı. Israıl Başbakanı Izak Şamir, "donus gemisi" girişimini ''savaş eylemi" olarak nitelemişti. grup ltalyan ve Yunanlı genç ise Atina'daki tsrail konsolosluğunun önunde gosteriler yaptılar. ltalyan Proleterya Demokrasısi Partisi üyesi Luciano Nen de kendini konsolusluk bahçe çitine iki saat süreyle zincırleyerek lsrail'in politikasını protesto «ti. tşgal alündakı topraklarda Filistinlilerin direnişi surerken, gosteriler Golan tepelerindeki Dürzi Araplann yaşadığı yerleşün merkezlerine de sıçradı. tsrail askerleri Mecdal kasabasında kendilerine saldıran yüzlerce Dürzi genci göz yaşartıcı bomba kullanarak dağıtabildi. Olaylarda bir israiUi polism yaralandığı, 20 kadar göstericinin de gözaltına alındığı bildirildi. Israil birliklerinin yöntemleri Israil'de de protesto ediliyor. AA'nın haberine göre binlerce tsrailli, önceki akşam Devlet Başkanı Haim Herzog ve Başbakan Izak Şamir'in evleri önünde toplanarak, hukümctıeıı işgal altındaki topraklarda Filistinlılere uygulanan şiddete son verılmesini istedi. israil işgaii altındaki Batı Şeria da önceki gün meydana gelen olaylarda Filistinli göstericitere ateş açan Israilli askerler 12 y yaraladılar. Bu arada çok sayıda Filistinli genç de israil askerten tarafından göturuldü. Göziemciler, dayak poliökası ile gostencileri sındiremeyen İsrail askerterinın tekrar hakikj mermı kullanmaya basladıjına dikkat çekiyorlar. (Fotojraf: Reuter) Filistinlilerin sözcüsü Hanna Nasır, bugün Israil'e hareket edeceklerini söyledi POLITIKADA SORUNLAR ERGUN BALQ Karadeniz'de Gerginlik Karadeniz'de Kırım açıklarında Sovyet karasuları içinde iki Amerikan savaş gemisi ile iki Sovyet savaş gemisinin çarpışması, Moskova ile VVashington arasında Orta Menzilli Füze Antlaşması'nın imzalanmasından sonra iyileşmeye başlayan ilişkilerin ansızın yeniden gerginleşmesine yol açtı. Olay, hukuksal ve siyasal açıdan ele alınabilir. ABD, uluslararası deniz hukukunda "masum geçiş" ya da "zararsjz geçiş" diye bilinen ilke uyarınca, savaş gemilerini Sovyet karasularından geçirmeye hakkı olduğunu ve Sovyet gemilerinin kasıtlı biçimde Amerikan gemilerine çarparak bu hakkı ihlal ettiğinı öne sürüyor. Sc.yetler Birliği ise, ABD gemilerinin Sovyet sularında "tehlikeli manevralar" yaptıklarını ve Sovyet yasalarının Karadeniz'de "zararsız geçiş" hakkını tanımadığını ileri sürüyor. önce, ticaret gemilerinin barış zamanında başka ülkelerin karasularından "zararsız geçiş" yapmaları, uluslararası deniz hukuku tarafından kabul edilmiş ve uygulanan bir ilkedir. "Zararsız geçiş" ilkesi, yabancı ülkenin karasulannda "Normal sayılabilecek zamanı aşmamak koşulu ile durup demir atma hakkını da" kapsar. Ayrıca ticaret gemileri, fırtına ya da makinelerinde bir arıza gibi nedenlerle de, başka bir ülkenin karasularından zararsız geçiş yapabılirler. Sahil ülkesi ise bu hakka saygı gösterrnekle yükümlüdür Daha da ötede sahil ülkesi, zararsız geçiş yapan gemileri, karasularındaki olası tehlikeler (mayın gibi) konusunda uyarmakla yükümlüdür Uluslararası Adalet Divanı, 1946 tarihli "Korfu Kanalı" olayında bu yükümlülüğü açıkça belırtmıştir. Bu tarihte Korfu Kanalı'ndan geçmekte olan iki İngiliz savaş gemisi, Arnavutluk karasulannda mayınlara çarpmtş, gemilerden biri batmış ve 86 İngiliz denizcisi boğulmuştu. Uluslararası Adalet Divanı, Arnavutluk'un, karasularındaki mayınlar konusunda ingiliz gemilerini uyarmadığını belirterek bu ülkeyi İngiltere'ye tazminat ödemeye mahkum etmişti. Ticaret gemilerinin "zararsız geçiş" hakkı, gerek "Uluslararası Hukuk Enstitü$ü"nün 1957 tarihli Amsterdam Kbnferansı'nda gerekse 1958 tarihli Cenevre Deniz Hukuku Konferansı ile diğer konferanslarda kabul edılmıştır. Ancak zararsız geçişin, sahil devletinın güvenliği ile düzenine zarar vermeyecek biçimde olması şarttır. Savaş gemilerinin ise zararsız geçiş hakkından aynı ölçüde yararlanıp yararlanamayacakları tartışmalıdır. Genellikle kabul edilen görüşe göre, "zararsız geçiş", uluslararası trafik bakımından zorunluysa, bu hak savaş gemilerine de tanınmalıdır. "Uluslararası Hukuk Enstitüsü"nün 1928 tarihli Stockholm Konferansı'nda, savaş gemilerinin zararsız geçiş hakkına sahil devletinin bazı özel sınırtamalar getirebilecegi kabul edildi. Uluslararası Hukuk Biriiği'nin 1926 tarihli Viyana Konferansı'nda ise soruna daha esnek bir yaklaşımda bulunulmuş ve gerek ticaret gerekse savaş gemilerinin "zararsız geçiş" hakkına sahip oldukları, ancak bu gemilerin, sahil devletinin yasa ve nizamnamelerine uymakla yükümlü bulundukları belirtilmişti. Aynı ilke 1958 tarihli Cenevre Deniz Hukuku Konferansı tarafından da kabul edilmiştir. Yukarıdaki açıklamadan anlaşılabileceği gibi, uluslararası deniz hukukunda ticaret ve savaş gemilerinin başka bir ülkenin karasularından zararsız geçiş yapma hakkı kabul edilmektedir. Ancak savaş gemileri söz konusu olduğunda, genellikle kabul edilen görüşe göre bu hak, "Uluslararası trafik açısından zorunlu olduğu takdirde" ortaya çıkıyor. Amerikan gemilerinin boğazları geçip, Sovyetler Biriiği'nin burnunun dibine kadar sokulmalarının, "uluslararası trafik açısından zorunlu olduğunu" ileri sürmek herhalde guçtür. Siyasal açıdan ise olay açık bir kışkırtma niteliğinde görünüyor Sovyetler'ın Karadeniz'de ne denli duyarlı olduğunu ABD çok iyi bılir. Buna rağmen, ABD savaş gemileri iki yıl içinde ikinci kez Sovyet karasulanna girmişlerdir. Hem de bu kez, Orta Menzilli Füze Antlaşması'nın iki süper güç arasında yumuşama ortamı yarattığı bir sırada. ABD'nin bu davranışta bulunmasının çeşitli nedenleri olabilir. Ancak olayın Türkiye'yi çok yakından ilgilendirdiği açık. İki süper güç arasında Karadeniz konusunda çıkacak bir sürtüşmeye, boğazları kontrol eden Türkiye de ister istemez bulaşacaktır. Bu noktayı akıldan çıkarmamak gerekir. Le Pen: Göçmen öğrenciler azaltılmah GRENOBLE (AA)Fransa'da cumhurbaşkanl \ ığı seçimine katılacak aşırı sağcı lider JeanMarie Le Pen, okullardaki üçüncü dünya ülkelerinden gelen göçmen öğrencilerin sayısının azaltılarak, Fransız Oğrencilerinin "mağduriyetinin" önlenmesini istedi. Mılli Cephe Partisi'nin lideri Le Pen, Grenoble'de yaptığı açıklamada, ülkede eğitimin günden güne gehlediğini, kimsenin artık öğretmen olmak istemediğini, hatta bazı okullarda üçüncü dünya ülkelerinden öğretmenlerinin görev yaptığını belirterek, bu durumun "Fransız milliyetçilerini derin şekilde üzdüğünü" kaydetti. Tepkiler protestolar Uzun bekleyışten yorularak gezıden vazgeçme eğilimine girenler de olmaya başladı. Yolcularden Lord Chriptopher Maybe». "Her gün kesinlikle bugun gidecegiz deniliyor, ancak bir tuıiu hareket edilemiyor, daha fada dayanacak gıiciım kalmadı" seklınde konuşlu. Irlandalı Senator Michael Ferris ise "Bu son pfamın da gerçeUeşmeme olasıhgı beni çok korkuıuyor" dedı. Buna karşıhk içinde ltalyan Senatör Raniero Lavalle'nin de bulunduğu buyuk bir grup ıse her seye karşın yolculuğu gerçekleştirmeye kararlı olduklarını açıkladılar. Küçük bir Güney Kıbns'ta bomba Limasol'da dun meydana gelen bomba olayında Arafat yanlısı uç Filistinli, arabalarında bir bombanın patlaması sonucu paramparça oldu. Olay, El Fetih üyesi üç kişiden birinin kaldığı apartmanın parkında ve kucağında çocuğu bulunan eşinin gözleri önünde meydana geldi. FKÖ'nün Güney Kıbrıs'taki sözcusu, Lefkoşa'da yaptığı açıklamada, ölenlerin Arafat yanlısı olduklannı doğrularken Atina'daki FKÖ yetkilisi, olaydan tsraillilerin sorumlu olduguiu açıkladı. Lübnanda 8 gemici serbest BEYRUT (AA) Lübnan 'da, 7 haftadır 8 yabancı gemiciyi rehin tutan Hıristiyan milisler, gemicileri dün serbest bıraktılar. Adının açıklanmaması koşuluyla bilgi veren bir "Lübnan kuvvetleri" kaynağı, 4 Polonyalı, 3 Danimarkalı ve bir Sri Lankalı'yı serbest bıraktıklarmı belirtti. Danimarka büyükelçiliği de, 3 Danimarkalı denizcinin serbest olduklannı doğrulayarak, bu akşam Hıristiyanların denetimindeki Juniye limamndan Kıbrıs Rum Kesimi'ne hareket edeceklerini bildirdi. Fîlîstînliler umutsuzlıık içînde Dıs Haberier Servtsl 19811983 yıllannda ABD'nin Lübnan Buvükelçüiğini yapan Robert Dillon, halen Filistinli Göçmenler Için Birleşmiş Milletler Yardım Ajansı'nın UNRW yönetmenliğini yapıyor. Newsweek dergisi, Dillonla işgal altındaki topraklarda 2 aydır süren Filistinlilerin ayaklanması üzerine görüştü. Newıwcek Batı Şeria'da okollannız kapaüldı, Gazze'dekJ sokaga çıkma yasaf ı faaliyetkriniz eugdleBdi, şlmdi de iki cahşanııuz Bcjrrat'tt kapnMı. Sizce bu koşuUarda UNRWA çahfma yöntemterİBde tenet degi^iUOdcr yapmalı mıdır? DiMon Bence bütün bu olanlar UNRWA^ nın vapısında değişikliğc yol açacak nitelikte değil. Gerçekte işgal altındaki bölgelerle Lübnan'ı da birbirinden ayırmak gerekir. Lübnan1 da sorun çok değisik gruplann bir arada olması ve hükümet güçlerinin bu gnıplaı • denetleyebilmekten uzak olması. Üstelik Lübnanda herkes silahlı. Buna karşılık işgal altındaki Filistin topraklannda tek silahlı grup İsrail askerleri. İsrail bu bölgede silah tekeline sahip. İki bölge arasındaki tek benzerlik Filistinli gruplan BM'den talep ettikleri can güvenliğinin «}^g)flnrna«ı için korunma. Bence kendilerini terk edilmis hissetmemeleri çok önemli. NEWSWEEK tfgal altındaki topraklardaki fiddel oiaylan UNRWA'oın faaltyetleriai nasd etkfledi: Dillon Olaylar geliştikce biz türa gücü Newsweek BM Filistinlilere Yardım Ajansı yönetmeni ile görüştü: Silahstzlanma: SSCB sertleşiyor NEW YORK (AA) ABD ile SSCB heyetleri arasında stratejik silahların sımrlandmlması yolundaki Cenevre görüşmelerinde, Sovyet tarafınm tutumunun sertleştiği bildirildi. ABD'nin en etkin gazetelehnden olan New York Times'm dünkü haberine göre, Sovyet tarafı, ABD'den, denizden atılan Cruise füzelerindeki nükleer olmayan savaş başlıkları sayısına sınır getirilmesini istedi. Gazete, Reagan yönetimi yetkiliterine dayanarak verdiği haberinde, Sovyet önerisinin "şaşkınhk" yarattığını bildirdi. Yetkililer, Sovyet tarafmın, denizden fırlatılan uzun menzilli füzelerdeki konvansiyonel savaş başlıklarının 600 ile sınırlandırılmasını istediğini kaydettiler. Robert Otllon için büyuk bir tehlike yaratıyor müzü okullanmızı ve kliniklerimizi açık tutNEWSWEEK lüunptanta nsam 1 maya ayırdık: Ancak o denli mOdahaleye uğduzeltmeyt ydneük ledbirier fu andaki gerginradık ki tüm program tehlikeye girdi. Bir iki Ugi yumuşaUbflir mi? calışarumız ve aileleri dövüldü. Şu anda daha DBon Asünda Filistinlilerin büyük çogunçok acil beslenme, ilk yardım gibi konulara yöluğu kamplarda yaşamıyor. Baü Şeria'da Filisnelmiş durumdayız. Filistinlilerin tutulduğu tinli göçmenlerin yüzde 25'i kamplarda yaşıkamplara yiyecek ve bannak bulmak çok yor. Bu kamplann birkaç tanesi çok kötü duönemli hale geldi. mmda olmakla birlıkte, pek çoğu normal bir NEWSWEEK Kamplarda açfak durnmn Arap kasabasından çok farkh değil. Gazze'de nasd? ise kamplarda yasayanlann oranı yüzde 60 ciDillon Yiyecek problemi var, ancak Etivannda. Bu bölge aşın yoksul. Herkes eylemyopya'daki gibi değil. Kannlan açhktan su toplamış bebekler yok. Ancak özellikle Gazze'de * ci durumunda. Kampta yasayanlar, yaşamayanlar, resmen mülteci olmayanlar hepsi eylemin olduğu gibi yaşama olumsuz müdahaleler süiçinde. Kamplan kontrol altında tutmarun olayrerse, açhk sonınu gerçekten büyük bir problara son vereceğini duşünmek çok yanılucı olur. lem haline gelecek. Şimdiden en yoksul kesim Robert Dillon, "tsraillilerin olaylara tepkisi gereğinden fazladır. Göstericiler kızlann da dahil olduğu çocuk yaşta genç ve silahsız insanlardan oluşuyor" dedi. Dillon 'a göre, Filistinliler artık hiç kimsenin kendileri için bir şey yapacağına inanmıyorlar. NEWSWEEK Şu anda çalışnıalanaızda en bıyük engel nedir? Dillon Bizce lsrail'in olaylara tepkisi gereğinden fazladır. Gerçekte bu göstericiler, içinde silahsız kızlann da olduğu, genç insanlardan oluşuyor, yaslan bu tür olaylar için çocuk denilecek kadar küçük. İsrail Ordusu, bu insanlara karşı gerçek mermi kuUanıyor. Bizim Filistinlilere sunduğumuz hizmetler, lsrail'le düşmanlık anlamı taşımıyor. Oysa pek çok tsrail subayı, bizim çalışma şartlanmızı zorlaştırmaya özen gösteriyor. NEWSW£EK UNRWA*mn faaHyrtkri lsraint düsmanhk anlaau taşmnyor derken ne kasttdlyonannz? Dillon Biz yapmasak birileri okullan ve sağlık merkezlerini işletmek zorunda. Büyük ihtimalle de bu İsrail olur. UNRWA'nın faaliyetleri işgal altında yaşayan Filistinlilere umut veriyor. Bizim verdiğimiz eğitim, insanlann iş bulmasına yol açıyordu. Şimdi bölgedeki kargasa ekonomiyi olumsuz yonde etkiledi ve iş bulma imkânlan da çok zayıfladı. Bu yüzden bence umutsuzluk gelişiyor. Üstelik umutsuzluğun tek sebebi ekonomık değil. Filistinliler yülarca kendileri için anlamlı olabilecek bir politik uzlaşmarun gerçekleşebileceğini umdular. Şimdiyse, genel bir düşkınkhğı ve umutsuzluk hâkim. Bu düş kmklığı başta İsrail, sonra da bazı Arap ülkelerine yönelmiş durumda. Aynca Filistinliler artık hiç kimsenin kendileri için bir şey yapacağına da inanmamaya başladılar. KARADENÎZ^DEKt ÇARPIŞMA Waldheiırfa çttrük yıınııırta Dış Haberier Servisi Avusturya Cumhurbaşkaru Kurt VValdheim'ın durumunun giderek guçleştıği gözleniyor. Başbakan ve Sosyalist Partı Lideri Franz Vranitzky, Waldheim'ı ilk kez sert biçimde eleştirirken, Avusturya Cumhurbaşkanı, ulkesini ziyaret eden Ürdün Kralı Hüseyin ile hâlk karşısına çıktığında bir grup gösterici tarafından yuhalandı. Avusturya Başbakanı Franz Vranitzky dün, Cumhurbaşkanı Kurt VValdheim'la ilgili tartışmalar nedeniyle istifa etme tehdidinde bulundu. Waldheim ise görevini surdüreceğini söyledi. Vranitzky, Avusturya Televizyonuna verdıği demeçte, Waldheim'ın "gercekkri ciddiye almadıgıru" ve tarihçilerden oluşan uluslararası komisyonun, hakkında hazırladığı rapora cevap vermekle "cılız bir başlangıç" yaptığını söyledi. Bir yıl önce iktidara gelen Sosyalist PartiHalk Partisi koalisyonunun önemli işler yaptığını anlatan Vranitzky, ancak Başbakan olarak şu sıralarda zamanının yüzde 60'ını Waldheim olayıyla uğraşarak geçirdiğini belirtti. Vranitzky, "Eğer bir sure daha boyle devam etmek zorunda kalırsam. asıl gorevlerimi ciddi olarak yerine getiremey«cegim ve o zaman gerçek len goreve devam edip edemeyecefim sorasu ortaya çıkacak" dedi. Avusturya Başbakanı Vranitzky istifa etme tehdidinde bulundu Sovyet kaptcuı: ABD gemilerini kovmak ıçin emir aldık MOSKOVA (AA) Karadenız'de iki Amerikan gemisiyle çarpısan Sovyet gemilerinin kaptanlanndan biri, Amerikan gemilerini kovmak için emır aldıklannı ve bunu uyguladıklannı söyledi. Pravda gazetesinde yer alan açıklamasında, Bezzavetny rırkateyninin kaptanı Vladimir Bogdaşin, Vorktown kruvazörunun suratle ilerlemesi nedeniyle çarpışmayı engellemenin mümkün olmadığını belirtti. Kaptan Bogdaşin, daha önce, rotalannın tehlikeli olduğu yolunda Amerikan kruvazörunu birçok kez radyo sinyaliyle uyardıklannı, Amerikan gemisinin murettebatının uyanyı anladıklarına dair mesaj vermelerine karşın, Sovyet karasulannda yollanna devam ettiklerini belirtti. Kaptan Bogdaşin, çarpışmadan önce, emir aldıklan halde can yeleklenni takma gereği duymayan mürettebatını överek, "Ontar ustaca bir iş yaptılar" dedi. Bu arada Sovyet Komünist Partisi yayın organı Pravda, Amerikan Yorktown knıvazörünün Sovyet gemilerinden biriyle çarpışarak hafif hasar görduğü yolundaki Pentagon açıklamasını doğruladı. Pravda, Yorktovvn'ın kıç bölümü ve Harpoon füzelerinin fırlatüdığı rampanın hasara uğradığını, Amerikan Caron destroyeriyle çarpısan Sovyet fırkateyninin de hafıf yara aldığını yazdı. Pravda gazetesi diın 1982 tarihli Sovyet Sınır Kanunu ve 1983 tarihli Sovyet karasulannda deniz trafiğiyle ilgili kuralları hatırlatarak, "BM Sözleşmeleriııe" uygun olarak hazırlanan bu belgelerin yabancı gemilerin geçiş yolunu açıkça belirlediğini yazdı. SS20'ler Sovyet TTsinde MOSKOVA (AA) Sovyet Televizyonu önceki gece ilk kez SS20 nükleer füze üssüyle ilgili bir film yayımladı. 8 aralıkta Reagan ve Gorbaçov arasında imzalanan INF antlaşmasına uygun olarak ortadan kaldırılacak olan füzelerle ilgili fılmde, SS20 üssünde alarm tatbikatı gösteriliyor. Film, yeri belirtitmeyen bir ormanda siren sesiyle başlıyor. Bir grup asker koşarak gri renkli bir hangarm kapısım açıyor. Daha sonra bir subay, beyaz bir bayrağı açarak SS20 füzesini taşıyan 12 tekerlekli dev bir aracı ağaçlann arasından karayoluna Kurt VValdheim, Kral Hüseyin'le şeref kıtasını tetttş ettNrten sonra havaaianının dışınçıkarıyor. Televizyon da göstericiler tarafından yuhalandı programının yorumcusu, bu techizatm şimdiye dek gün tşığına çıkarılmadığını, çünkü bu tür tatbikatların her zaman gece yapıldığını belirtti. JNaldheim'ın, Kral Hüseyin 7 karşılama töreni sırasında bir grup gösterici, Cumhurbaşkanım ıslıklayarak istifaya davet etti ve yumurta attı. Avusturya Başbakanı, Waldheim'ı sert biçimde eleştirdi. Bu sözlerinin istifa tehdidi anlarnına mı geldiği yonündeki soruya, Vranitzky, "Evel, dognı" dıyerek cevap verdi. Başbakan Vranitzky, yandaşlarırun, Waldheim'm hem ülke içinde Katil arılar geliyor BOSTON (AA) Güney Amerika'dan gelen katil arılann, önümüzdeki bir iki yıl için Kuzey Amerika'ya varmalan bekleniyor. Bilim adamlan, katil anlan sınırda durdurmanın, hemen hemen olanaksız olduğunu belirtiyorlar. Meksika'nın güneyine ulaşmış durumdaki katil arılar, yılda 320480 km. hızla kuzeye doğru ilerliyorlar. Bir uzman, bu ytlın sonuna kadar arılann Teksas eyaletinin güneyindeki Brotvnsville'e ulaşabileceğini söyledi. 60 tane F1II uçagı daha sı The Sunday Times'a göre, Başbakan Thatcher, ülkeye 60 tane nükleer yetenekli Flll uçağı konuşlandırmaya hazırlanıyor. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA "The Sunday Times" gazetesi, tngiltere'nın 60 adet Amerikan Fl 11 nükleer yetenekli savaş uçağı daha konuşlandırmaya hazırlandığmı iddia etti. Başbakan Margaret Thalcher'ın, Avrupa'dan Orta Menzilli Nükleer Füzeİerin Kaldırılması Antlaşması (INF) üzerine ortaya çıkacak "aükleer boşlngu" doldurmak amacıyla yeni uçaklann konuşlandırılmasını benimsedığini yazan gazete, Ingiltere'de halen 150 kadar Flll bulunduğunu belirtti. Bu ucaklar, iki yıl kadar önce Amerika'nın Libya'ya yönelttigi saldın sırasında kullanılmıştı. Ingıltere'nin mevcut F111'lerin sayısıru arttırması için Amerikan yönetiminin baskısı altında kaldığını kaydeden gazete, bunun aynı zamanda INF Antlaşmasryla, güvenliğinin zedelenmeyeceğini Batı Almanya'ya göstermek amacı taşıdığını da ileri suruyor. Amerika'da geliştirilmekte olan ve havadan atılabilen "Cruise" füzesi de taşıyabılecek olan uçaklann sayısının arttınlmasına Başbakan Thatcher'ın "hiçbir itirazının olmadığı" kaydediliyor. Thatcher'ın yakınlarda Ingiltere'yi de ziyaret eden önde gelen Amerikalı senalörlerden oluşan heyete, "Cruise" ve "Pershing2" füzelerinin kaldırılması üzerine ortaya çıkacak "boşlugu" doldurmak için Ingiltere'nin "dıizinelerle" yeni uçak konuşlandırabileceğinı söyIediği aktanlıyor. Savunma uzmanları, NATO'nun bu yıl, Batı Avrupa'dan Sovyetler Birügi'ndekı hedefleri vurabilecek güçte "ek nükleer gnc" arttınmı yönünde karar alacağını belirtiyorlar. lngiltere ve Fransa, Avrupa'da artık daha fazla nükleer sılahsızlanmaya gıdilmesine karşı çıkıyor ve elde kalan kısa menzilli füzelerin de modernleştirilmesini istiyorlar. Batı Almanya ise daha fazla sılahsızlanmadan yana ve modernleştirmeye de karşı. NATO içindeki bu görüş ayrılığının, Başbakan Thatcher'ın bu hafta içinde NATO'nun Bruksel'deki karargahına yapacağı ilk ziyarette de ortaya çıkması bekleniyor. Yapacagı konuşmada, NATO'nun sa.u.ı..ıasının, nükleer silahlara ve "esnek karşılık" doktrinine dayandığım 'ekrar vurgulaması umuluyor. INGHTERE hem ülke dışında eleştirildiğinin bilıncine varmalarını ve Waldheim hakkındaki suçlamalann "uluslararası bir Yahudi komplosu" olduğu düşüncesinden vazgeçmelerini istedi. VV'aldheim hakkındaki raporun geçen salı gunu açıklanmasından bu yana Vranitzky ilk kez bu kadar sert konuşuyor. Vranitzky, Avusturya Radyosuna verdiğı demeçte ise, Waldheim ve muhafazakâr taraftarlarım, raporun, Waldheim'in savaş suçlanna doğrudan kanşmadığı şeklindeki kısmını abartarak butün diğer unsurlarını görmezlikten gelmelerini isün vermeden eleştirdi. Başbakan Franz Vranitzky Profil dergisıne verdiği demeçte de, "Waldheim, zamanında, kmdisine karşı ileri sunılen iddialan yanıtlasaydı, Taribciler Komisyonu'nun raporuna gerek kalmazdı" dedi. Öte yandan geçen hafta "Tarihçiler Komisyonunun" raporunun sunulmasından bu yana ilk kez halkın karşısına çıkaı VV'aldheim zpr anlar yaşadı. Sınırlı, ^ncak çok açık olan protestolar, yanında ulkesine resmi bir ziyaret yapmakta olan Kral Hüseyin ve Kraliçe Nur'un bulunması yüzünden Waldheim için özellikle kuçük düşünıcü nitelikte oldu. Kral Hüseyin'i karşılama töreni ve iki ülkenin milli marşlanrun okunması sırasında izleyicilerin arasına kanşan protestocular, Waldheim'ı istifaya davet eden sloganlar attılar, ıslıkladılar ve çevrede bekleyen otomobillere yumurta attılar. Bu gelişmelere rağmen son yapılan kamuoyu yoklamaiannda, yetişkin Avusturyalılann "ln 72'sinin kendisini desteklemekte olduğunu söyleyen Waldheım, "Bu araştınnadan sonra ikna oldum ki çogunlukla sessiz oian buyuk çoğunluk beni dcsteklemekledir ve gorevi siirdürmrati istemektedir" dedı. Bu arada, Sosyalist Parti sekreterlerinden Heinrich Keller, parti üyelerinin çoğunluğunun VValdheim'in istifasından yana olduğunu söyledi. Keller radyoda verdiği demeçte, komisyon raporunun açıklanmasından sonra, parti tabanında VValdheim ile ilgili düşuncderin değiştiğini belirtti. SSCB, Türkiye ya da Norveç'ten salcurır PARİS (AA) Fransa'da yayımlanan "Le Monde" gazetesi, ABD'de hazırlanan bir rapora dayanarak yaptığı incelemede, Sovyetler tarafından NATO'yu hedef alan bir tehdidin, Orta Avrupa'dan ziyade, daha zayıf olan Türkiye veya Norveç kanatlanna yöneltileceğini öne sürdü. Fransa Işbirliği Bakanı "Michel Aurillac" tarafından kaleme alınan, "Avrupa ve Slrateji" başlıklı incelemede Le Monde, "Dfccriminate delerrence" (Fark gözetici caydırıcılık" adlı rapordan alıntılara yer verdi. ABD'nin eski Savunma Bakanı Casper \Veinberger, eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Perle gibi Reagan yönetimini terk eden kişilerin girişimleriyle hazırlanmış da olsa söz konusu raporun, Washington'un önümüzdeki yıllardaki tutumu hakkında fikir verebileceği kaydedilen yazıda, ABD'nin Avrupa ile ilgili yeni stratejısinm ana hatları şu şekilde özetleniyor: 1 ABD. doğrudan saldınya uSramadığı sürece, topyekun misillemede bulunmaktan kaçınacaktır. Bu strateji daha 1979 yılında, o zaman Dışişleri Bakanı olan Henry Kissinger tarafından Brüksel'de dile getirilmış ve Kissinger, "NATO, sonuna kadar uygulandıgı takdirde, kendisinin de yok olmasına neden olabilecek bir tırmanmaya giremez" şeklinde konuşmuştu. 2 NATO, yeni bir yedek strateji üzerinde çalışmaktadır. Bu stratejinin esası, Sovyet saldınsını güçleştirme>i öngörmekle birlikte, belli bir tırmanma limitini aşmama esasına dayanmaktadır. 3 Sovyetler tarafından ittifakın merkez bölgelerini hedef alan bir hava kara ortak harekâtı, NATO strateji uzmanlanna giderek daha az muhtemel görunmektedir. Bu durum Orta Avrupa'da çok kısa menzilli de olsa nükleer silah kullanılması ihtimalini azaltmaktadır. Buna karşılık uzmanlar, tehdidin daha ziyade, Norveç ve Türkiye gibi nispeten zayıf olan kanat ülkelere yöneltileceği görüşündedirler. raporu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle