23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Maıbaacılık ve Gazctccilik Türk Anonim Şirkeıi adına Nadir Nadi • Genel Yayın Muduru. Hısaı Ccmal. Müessese Müdurü: EmJiK Uşakjıgil, Yazı Işleri Müduru: Oka? Goneasia. 0 Haber Merkezi Müdurü: Yalçıa Baytr, Sayfa Düzeni Yöneımeni: Ali Acar, # Temsılcıler: ANKARA; Vatçıa Doian. İZMİR: Hikmrl Çttinkaym. AOANA: Celal Başiaagıc. Isıanbul Haberlerı: Ertaa Akyıidız, Dış Haberler: Ergua Baleı, Ekonomi: Ceıtga Turhu, Kultur Celal Lsler. Spor Danışmanı: Abdilkadir Yıicelfnan. Duzellmc: Refik Dıırtıaş, Arajlırma Şahin Alpay, IşSendika: Şükn ı Kelenci. Yurt Haberleri: Needel Dogan, Dizi Yazılar: Kerrm Çalışkan, 0 Koordinatör: Aamet Kofuban. # Mali Ijler: Erot Erkal. 9 Muhasebe: Bıiknl Yener # BulçePIanlama: Sevgi Ahln # Reklam Ayşe Tonın. Ek Yayınlar: Hnlya Akyol 0 Idare: Hiıseyia burtr, Ijleıme: Öndrr Çelik. Bilgılşlem: Nail taıl. tUıuın w Yayan: C umhurıyrt VUlbaacılık ve (iazeiecılık T A.Ş. Turk Oca*ı Cad. 39/41 Caiaioglu 34334 Isî. PK: 2 4 t U u n b u l Ttl: 512 05 0 ! (20 hal), Tclcn: 22246 Fju: (I) 526 6 0 72 9 Bunıljr Antara: Zıya Gokalp Blv. Inkılap S. No: 19/4. Td 133 il 4147. Telot: 42344 F u : (4). 133 II 41/428 0 I n n i r H. Zıya Blv 1352 S.2/3. Tcl: 13 12 30, T s l d : 52359 F M : r5l) 19 53 6 0 0 Altana: Inomu Cad II9S No: 1 Kal I, Tcl: 114550119731. Tdex: 62155. Faı: 1711328 056 TAKVİM: 5 ARALIK 1988 Imsak: 5.34 Güneş: 7.06 Öğ!e: 12.00 Ikindi: 14.21 Akşam: 16.42 Yatsı: 18.08 l&lbaşında rağbet Moskova'yu Yübaşına daha bir ay olmasına karşın turizm acentelerinin düzenlediği yılbaşı gezilerinde Uzakdoğu, Moskova ve Maldiv Adaları turlarında yer kalmadı. İstanbul Haber Servisi Yıibaşına daha bir ay olmasına karşın turizm acentelerinin düzenlediği "yılbaşı turian"nda yer bulmak şimdiden büyük sorun oluyor. Son yıllann "gözdesi" Uzakdoğu turları açıklandıktan kısa zaman sonra tükenerek "rezervasyonlarım" kapattı. Avrupa kentlerine yılbaşı nedeniyle düzenlenen haftahk turlarda ise şimdilik boş yer var. Singapur, Bangkok gibi merkezleri kapsayan Uzakdoğu turlarına en önemli talep Anadolu'dan geliyor. Son 5 yıldır büyük ilgi gören "MoskovaLeningrad" turları bu yıl da tamamen dolu. "Vılbaşında en çok Uzakdoğu tunı sattık. Kontenjanlanmız şimdiden doldu" diyen Duru Turizm yetkilisi Niliifer Müstecaplıoglu, Uzakdoğu turlannın yıl boyunca iyi satıldığını belirterek nedenlerirü şöyle açıklıyor: "Son yıllarda Uzakdoğu iilkelerine olan ilgi çok arttı. Çiinkü Uzakdoğu gezileri, mesafe olarak çok uzun olmasına karşın Avrupa'ya yapılan gezilerden daha ucuza geliyor. Belki Uzakdoğu'ya gitmek için uçak biletine daha fazla para ödeniyor. Ama gerek konaklamada, gerekse ekslra harcamalarda Uzakdoğu çok ucuz. Aynca Avrupa'nm en düşük kaliteli otelinden Uzakdoğu'nun en kaliteli oteli çok daha ucuz. Sonra Türk turistler için en önemli gezi amacı olan alışveriş, Uzakdoğu ülkelerinde çok ucuza yapılabiliyor." Tura Turizm yetkilileri ise ekim ayının ortalarında açıkladıkları "yılbaşı turlarT'ndan, Uzakdoğu gezilerinin kasım ayı başında tamamen dolduğunu belirterek, "Biz, bu yılbaşı Uzakdoğu iilkelerine 3 tur diizenledik. Kontenjanımız hemen doldu. Yılbaşı turlannın öteki aylarda yapılan turlarda n tek farkı, gezinin daha kısa bu nedenle daha ucuz olması. Normal aylarda 22 güne kadar çıkabilen Uzakdoğu gezilerini yılbaşında 12 günlük kısa bir program olarak sunuyoruz" diyorlar. Yılbaşı nedeniyle düzenlenen gezilerde "raoda" olan bir başka ülke ise Sovyetler Birliği. Son beş yıldır büyük ilgi gören "Moskova Leningrad" turları bu yıl da "full" dolu. Sovyetler Birliği'ne yapılan turlara ilgi son 45 yıldır korkunç arttı. Her yıl olduğu gibi bu yılbaşı da Moskova Leningrad turlarından bol bol sattık" diyen Nilüfer Müstecaplıoğlu, "Türkler Moskova'da nereleri geziyor?" sorusunu ise şöyle yanıtlıyor: "Botşoy tiyatrosu var, sirkler var, Kremlin Sarayı var. Sonra iinlü Moskova metrosu var. Bu arada bol bol kürk, şapka ve kaşkol alışverişi var. Boi kar olması ve Moskova'nın değişik havası da bu gezilere en büyük etken." Uzakdoğu ve Sovyetler Birliği turlannın yanı sıra yıllardır düzenlenen "idasik" Londra, Paris, Roma, Viyana, Budapeşte gpzilerinin yanına bu yıl ilginç bir merkez daha katıldı: Maldiv Adaları. "Yeryüzü Cenneli" olarak "lanse edilen" Maldiv Adaları için kontenjanlarının dolduğunu belirten Tura Turizm yetkilileri, "Maldiv Adaları'na ilgi çok. Yılbaşı için kontenjanlarımızı artlırmaya calışıyoruz" diyorlar. \azmak, yaşaıııak demek PERİDE CELAL'DEN Ben küskün bir yazarım. Bir ara yazarlığa inanamı bile yitirdim. Bu, müthiş bir şey. Şimdi aynı durumda değilım. Olıtmlu, ciddi çalışmalar yaptığıma inamyorum. Orhan Pamuk, tam otunnuş bir yazar. Romanının Fransızcaya çevrilmiş ve orada olumlu eleştiriler almış olması kıvanç verici. Türk edebiyatı evrensel yolunu Orhan Pamuk'la alacak. ALPAY KABACALI ~ Celal Yazarlar, sanatçılar insanlığın önune yeni ufuklar açıyor. (Fotoğraf: Uğur Günyüz) Yazıp bitirir, son noklayı koyup romanı bir yana bırakır. Daha sonra öyküler kaleme alır: bunlan Bir Hanımefendinin Ölümü ve Pay Kavgası adlı kitaplarında toplar. Üç Kadın'ı yeniden yazar... Bu çalışmalar sona erince Kurt Salgım'm bir daha okur, beğenmez. "Adını değiştirmeye ve yeniden yazmaya karar verdim. Şimdi, aynı zamanda yazarlığın kaderini, yazarken çekilenleri anlatıyorum kendi yaşamımdan esinlenerek. Yaşamöyküsü değil. ama kendimden çok şey katıvorum. Adı, Son Yıllar olacak." Serüvenin heyecanlı yönü, işte burada başlıyor. Son romanından söz ederken heyecanlanıyor Peride Celal. Bunu seziyorum. Son Yıllar'ın iki yüz sayfası "temize çekilmiş", hazır. Geri ka Peride Celal geçmişi, bugünü ve yazarlığıyla hesaplaşıyor Zakkumcular yürüdii ERZURUM (Cumhuriyet) Dr. Ziya Özel'in NO ekstresinin kullammımn serbest bırakıimasını isteyen kanserli hasta yakmları dün de Erzurum'da yürüdü. El/erinde, "Tıbbın zaferi için Dr. Ziya Özel'e güveniyoruz", "NO ekstresi ile kanseri yeneceğiz", "Biz de yaşamak istiyoruz" gibi pankartlar taşıyan grup, yürüyüş sırasında zaman zaman slogan attı. Konuşmacılar, Erzurumiu olan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Nihat Kitapçı'dan Dr. Özel'e izin verilmesini istedüer. PORTRE / P. CELAL 2. başlangıç 1915'te tstanbul'da doğdu. İlkokuldan sonra iki yıl bir Fransız okuluna gitti. İlk öyküsü 1935'te Yedigün dergisinde çıktı. Daha sonra Tan, Son Posta, Cumhuriyet, Milliyet gazetelerinde ^zlerce öyküsü, yirmiye yakın romanı yayımlandı. 19441947 arasında Isviçre'de, Türkiye'nin Bern Basın Ataşeliği'nde sekreter olarak görev aldı. Dönüşte Basın Kurumu'nda ve Yeni İstanbul gazetesinde çahştı. 1954'ten sonra kendisinin "İkinci başlangıç" dediği yolda, edebiyatımızın gelişim çizgisi üzerinde romanlar Üç Kadının Romanı, 1954; Gecenin Ucundaki Işık, 1963; Güz Şarkısı, 1966; Evli Bir Kadının Günlüğünden, 1971; Üç Yirmidört Saat, 1976 ve öyküler (Jaguar, 1978; Bir Hanımefendinin Ölümü, 1981; Pay Kavgası, 1985) yazdı. 1977'de Sedat Simavi Vakfı Ödülü'ne değer görüldü. lar kapanıyor yüzüne. Günün birinde annesi, "Sen tek başına beceremeyeceksin" diyor. "Birlikte gidelim." Yedigün Dergisi'ne gidip, "Ak Kız" başlıklı öyküsünü Sedal Simavi'ye veriyorlar. Sedat Simavi geri çevirecek oluyor, anne hemen atılıyor: 'Yazarlar gökten zembille mi iniyor? Neden ilgilenmiyorsunuz ki?" Sedat Simavi, "şurası olmamış", "burası olmamış " diyerek üç kez yazdırdığı öyküyü sonuııda yayımlıyor. Küçük bir evlatlığın dramını konu alan bu "ilk yazı"nın yayımlanmasıyla, başka gazete ve dergilerin kapılan da açılmış oluyor. Yıl, 1935. O yıllarda gazeteler öyküler yayımlıyor, romanlara yer veriyor. Tutulan romanlar. tiraj artışı sağlayabiliyor. Tefrika romancılığı, ayrı bir uğraş. Yayımlanan romanın akıcı olması ve tefrikanın en heyecanlı yerinde kesilmesi gerekiyor. Bu yüzden, tefrikaların günü gününe yazıldığı bile oluyor. Peride Celal, Istanbul'da yaşamak, yazarlık yolunda ilerlemek çabasında. Eniştesi (teyzesinin kocası) Ali Naci Karacan'a başvuruyor. Sonradan Milliyet'i çıkaracak olan Ali Naci Bey, o sıra Tan Gazetesi'nin ortaklarından. Peride Celal'i Peyami Safa'ya gönderiyor. "Peyami Safa'nın yardımlarını unulamam. Bir ay kadar bana edebiyal dersleri verdi, üç dört öykümü düzeltip yayımlattı. Aynca, Fransızcamı ilerletmem, Fransız edebiyatını izlemem gerektiğini söyledi; Babıâli'de birçok yazara Fransızca dersi vermiş olan bir Museviden, M. Angel'den ders almamı öğütledi. Böylece, Fransız okulundan kalma kınk dökük Fransızcamı ilerletmeye başladım." ÇGD 10 yuşında ANKARA (ANKA) Çağdaş Gazeteciler Derneği 10. kurulus yıldönümü 3 ayrı tartışmalı toplantı ve bir şenlik ile bu hafta içerisinde kutlanacak. Çağdaş Gazeteciler Derneği'nden yapılan açıklamaya göre, 10. yıl etkinlikleri 7 aralık çarşamba günü saat 10.30'da Türktş salonunda yapılacak toplantı ile başlayacak. Bu toplantıda siyasi parti temsilcileri ve çeşitli kitle örgütlerinin temsilcileri Türkiye'de basın ve düşünce özgürlüğü konusunda görüşlerini açıklayacakiar. Aynı gün saat 16.30'da aynı salonda "Basında Sorunlar" konulu panel, perşembe günü "Basın Tarihimizden Kesitler" konulu seminer, cuma günü Derya Sineması 'nda 10. yıl şenliği adı altında müzik gecesi yapılacak. Neresi, kaça? SingapurPhuketBangkok: 14 gün, iki yataklı odada kişi başına 1650 Amerikan Doları. LondraParis: 9 gün, iki yataklı odada kişi başına 1 milyon 175 TL. + 610 Amerikan Dolan. MoskovaLeningrad: 8 gün, iki yataklı odada kişi başına 1050 Amerikan Dolan. Atina: 4 gün, iki yataklı odada kişi başına 410 bin TL. ~ 210 Amerikan Doları. Güney Amerika: 19 gün, iki yataklı odada kişi başına 3 milyon 750 bin TL. + 940 Amerikan Doları. Maldiv Adalan: 12 gün, iki yataklı odada kişi başına 1500 Amerikan Doları. Roma: 4 gün, iki yataklı odada kişi başına 530 Amerikan Dolan. Bu fiyatlara 100 Amerikan Dolan olan Konut Fonu Vergisi dahil değil. Uçak fiyatları ise 15.10.1988 tarihindeki fîyatlardan. Gelecek artışlar ücretlere de yansıyor. İnsanın, kendi kendisiyle hesaplaşmadan, gelmişini geçmişini sorgulamadan edemediği dönemleri vardır. Daha çok yazarlarda rastlanır kendini "tesrih masası" na yatırma tutkusuna. Hem yaşanan hem yazılan yargılanır. Bu, hem bugünde hem gecmişte yaşamak demektir. tç içedir zamanlar... Peride Celal de şu sıralar geçmışıni, bugününü ve uzun yazarlık yolunu önüne sermiş, hesaplaşıyor. Bu, onun için "hejecanlı bir seriiven". Serüvenin başlangıcı on yıl önceye uzanıyor; bunalımlı bir doneme. 1978'de, "Türkiye'nin içinde bulunduğu havayı veren" bir roman yazmayı düşünüyordur. Tam o sırada eşi Atıf Yönsel'i yitirir. Böylece, onun açısıııdan, toplumsal bunalımla bireysel bunalım üst üste gelmiş olur. Ve Kurt Salgını adını verdiği romamna başlar. Yazmak, onu, yaşadığı yoğun acıdan bir ölçüde uzaklaştırmaktadır. lan iki yüz sayfasını da bitirmek için gece gündüz çahşıyor. "Üzerinde en çok çalıştığım, beni en çok voran roman, bu" diyor. "Öykülerim yanm kaldı. Başka hiçbir şeyi görmek istemiyorum. Bütün notları, her şeyi ortadan kaldırdım, bununla uğraşıvorum. Bitirince. nerede olduğumu daha iyi göreteğim." Son V ıllar'ı bitirince artık uzun roman yazmayacağını, yalnızca öyküler kaleme alacağını söylüyor. "Bu bakımdan, birçok şey romana giriyor. Onları eklemek için daha çok çalışmam gerekiyor." Neler giriyor? Önce, bir roman. Yani, roman içinde roman. "Bu, parça parça giriyor, zaman zaman. Bir yerde kalacak. Önemli de değil. Önemli olan, yazar; onun yazma eylemi. Yazarken duşündükleri. Geriye dönüşler, anılar... Bunlar da parça parça. Bunu özellikle yapıyorum, romanın Hasankeyf içinilk girişim ohımsuz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hasankeyf in sular altında kalmaktan kurtarılması yönünde yapılan ilk girişimler olumsuz sonuçlandı. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın konuyla ilgili genel müdürlüğü olan Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğünün, HasankeyPe yapılması planlanan Ilısu Barajı projesinden vazgeçmesi isteğini kabul etmedi. İlgili genel müdürlükler arasındaki görüşmelercien sonuç alınamaması nedeniyle, bu kez ilgili bakanlar devreye girecek. Hasankeyfin kurtarılması yolunda yapılacak görüşmeler, bu aşamadan sonra Bayındırlık ve İskân Bakanı Safa Giray ile Kültür ve Turizm Bakanı Tınaz Titiz arasında sürdürülecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı öncelikle, DSİ'nin, bir tarih hazinesi barındıran HasankevTi sular aJtında bırakacak olan Ilısu Barajı'nın yapımından vazgeçmesini istiyor. Bakanlık ikinci olarak DSt : nin, barajın seviyesini. tarihi hazineye zarar vermeyecek biçimde düşük tutması üzerinde duruyor. Bakanlık bunların olmaması durumunda nakledilebilir nitelikteki eserlerin nakli için çalışmalara başlayacak. Bölge, 1982 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından birinci derece SİT alanı ilan edilmiş, ancak bu DSl'ye bildirilmemişti. • DSİ ise, GAP'a dahi! olan Ilısu Barajı'nın bütün proje işlerini tamamladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın girişimlerinin başanlı olmaması durumunda Hasankeyf sular altında kalacak. makla kalmıyor, rejisörleri de çileden çıkarıyor. Wall Street filminde Michael Douglas'ın eşi rolünde oynayan Young için rejisör Oliver Stone "Çekim yerinde yaptıkları tüylerimi diken diken ediyordu" diyor. James VVood'a kendisini kızdırdığı için kolları kopuk. kana bulanmış bir bebek göndermesi de ABD basmında yer alan haberler arasında. Ancak Young, kaprisli suçlamalarının kendini kıskananlardan kaynaklandığını öne sürerek şöyle diyor: "Güzelim, akıllıyım. Gücüm ve cesaretim var. Çok yetenekli ve olağanüstü başarılıyım. Aynı zamanda çok dost ve duyarlı bir insanım." Kendini böyte tanılan Young'a aksini söylemek biraz cesaret işi olsa gerek. Hollyvvood'un en son zamanlarda Sean BayanKapris ele geçirdi. Stern'inkaprisli bayan artisti olma unvanınıyalnızca rol arkadaşlarını Young haberine göre 29 yaşındaki yıldız kızdır İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türkiyo'deki antma tesisi piyasası giderek büyürken vanhş firma vc teknoloji seçimlerinin bu tesislerin "vitrinlik" olmasına yol açtığı bildirildi. Başbakanlık Çevre Genel Müdürlüğü de antma tesislerine bir "standart" getirmek için teknik usuller tebliği hazırlatıyor. Çevre Yasası ve bazı yönetmeliklerinin yürürlüğegirmesiyle birlikte, antma tesisleri hem fabrika sahiplerinin hem de yerel yöneticilerin başını ağntmaya başladı. Baskılar, cezalardan sonra bazı "göstermelik" tesisler kuruldu. Bunların bir kısmı işletilemedi, bazı kuruluşlar da işletme masrafian nedeniyle arıtma lesislerini çalıştır^adılar. Su Kirliliğ. .ontrolü Yönetme Antma tesisine 'standart' liği'nde fabrikalann "atık su'"larının niteliklerinin tanımlanmasından sonra antma tesisleri konusu daha çok önem kazandı. U/manlar, fabrika sahiplerini uyanrken "Doğru firma ve doğru teknoloji seçimi çok önemli. Antma ciddi bir iş. Aksi halde kazanı tersine çeviriıier, antma tesisi diye size gösterirler" dediler. Nitekim İzmir'de yaptırılaıı toplu antma iesislerinden Gökdere antma tesisleri çalıştırılmadığı için, buradaki tesisler kapatıldı. Körfez'deki en büyük kirlilik kaynaklarından olan Gökdere'deki tabakhanelerin arıtma tesislerinde yanlış teknoloji seçildiği önc sürülürken, Anakent Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mulısin Abay şunları söylcdi: "Gökdere'de teknoloji mü kemmel, daha önce çamur havuzunda çalışan üç kisi maskesiz buraya indikleri için ^ehirlenerek öldü. Bu bahane oldu. Tesisin çalışma maliyeli var, çalıştırmazsanız bundan kurlulursunuz. İlkel koşullarda. en lehlikeli alıklarla çalışıyorlardı. Şimdi antma tesislerini çalıştırmadıkları için buradaki 1012 fabrikanın labaklama 1 yapmasını yasakladık. Yeşilden 'deki tesis de devreye alındıklan bir süre sonra devreden çıkLrıldı. Pumpalar çalışmadı dendi. Sinıdi tekrar devreye alındı. Bir ara da halk oradaki anlma çamurundan şikâ>e(çi oldu." Su Kontrolü Yönetmeliği'nin yürürlüğe girmesinden sonra Dokuz Eylul Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü teknik usuller tebliği hazırlamaya başladı. akışına bağlı olarak..." Kısaca belirtmek gerekirse, Peride Celal bütün yaşamını ve yazarlığını koyuyor romanına. Bu nedenle de pek titizleniyor. Çünkü onun için yazmak, yaşamak demek. Yazma eylemine ilk gençlik yıllarında başlıyor. İlk yol göstericisi, aydın bir kadın olan annesinin kitaplığı. İlkokuldan sonra bir Fransız okuluna gönderiliyorsa da oradaki öğrenimi iki yıl sürüyor. Savcı olan üvey babası Anadolu'ya atanıyor, onunla birlikte Anadolu'da dolaşıyorlar. Çocukluğunun önemli bölümü Karadeniz yöresinde geçiyor. Kısa bir süre de Eskişehir'de oturuyorlar. Oralarda şiirle başlıyor işe, sonra öyküye yöneliyor. İstanbul'a Anadolu yaşamını yansıtan öyküleriyle dönüyor; Bu sıraJarda Son Posta Gazebunlan yayımlatmak için gazetelerin, dergilcrin kapılarını aşmdır tesi'nden roman yazma önerisi gemaya girişiyor. Ama bütün kapı lir. Peride Celal ilk romanı Kızıl Vazo'yu kaleme alır. Roman "tutar", gazetenin tiraj almasını sağlar. Yazı işleri müdürü Cevat Fehmi Başkut, "on beş tefrika daha" uzatmasını ister. Telif ücreti tefrika hesabıyla ödendiğinden, geçim derdinde olan ve iş arayan Peride Celal, romanı uzatır. Cevat Fetımi Başkul Cumhuriyet'e geçince. o da Cumhuriyet yazarları arasına katılır; öyküleri bufada yayımlanır. Artık Elektrik Şirketi'nde iş bulmuştur. şirketin yayın bölümünde çalışmaktadır. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı 'nca "Cevat Fehmi saygı duydubelirlenen plan hedefine göre Türkiye 'de on unutamayacağım kişilerbin kişiye düşen yatak sayısı 23.7'den 26'ya ğum, hiçOrada Nadir Bey'le, Berdendir. çıkanlacak. rin Hanım'la, Doğan Nadi ile tanıştım. Doğan'ın ünlü kahkahaANKARA (AA) Sağlık ve sağlığı genel müdürlükleri, koru ları hâlâ kulaklanmdadır." Sosyal Yardırn Bakanlığı'nda, 6. yucu sağlık hizmetlerinin geliştiO günlere ilişkin küçük bir anı: beş yıllık plan hedeflerini belir rilmesine ağırlık verecek. Toplum "Cevat Fehmi'nin odasında tatlı lemek amacıyla başlatılan çalış sağlığı düzeyinin yükseltilmesinsohbeller olurdu. Doğan Nadi de malarsonuç aşamasına getirildi. de engel oluşturan bulaşıcı hasgelirdi. Babıâli dedikodularından Belirlenen plan hedeflerine göre, talıkların kontrol altına alınmasöz açıldığı bir gün, içeriye giren Türkiye'de on bin kişiye düşen sı, hastalık ve ölüm hızlarının Avbir yazar bana döndü, 'Geçen yatak sayısı 23,7'den 26'ya çıka rupa ülkeleri düzeyine indirilmesi haftaki hikâyenizin kahramanının nlacak, "hayvandan kuduz aşısı" gerçekleştirilecek. kim olduğunu biliyorum' diye soelde etme yömemi bırakılarak Laboratuvarların kapasiteleri ze başladı. Ben şaşaladım, "insandan kuduz aşısı" üretile nin arttırılması, en uçta hizmet 'Y'aa...' dedim. Onu canlandırcek. veren sağlık ocaklarının bu im mıştım öyküde. Demek, açık verRaporun, Tedavi Hizmetleri kânlardan yararlanmalannı sağ mişim, diye düşünerek kızardım. Genel Müdürlüğü ile ilgili bölü layacak nakil sistemi kurulacak. 'Kim?' diye de sordum. Hiç ilgimünde, Türkiye genelinde, 2000 Refik Saydam Hıfzıssıhha si olmayan birinin adını verdi. yılını hedef alan "hastane yapı Enstitüsü de 1989 yılı ortalama Öyle rahatladım ki!" laşma planı" çıkarılacağı bclıni aşı üretim hedeflerini belirledi. Peride Celal 1944'te İsviçre'ye liyor. Anayasanın 56. maddesi Bu hedeflere göre, merkezde, 14 gider; Türkiye'nin Bern Basın doğrultusunda, Tedavi Hizmetle milyon 500 bin doz, bulaşıcı hasri Genel Müdürlüğü, Türkiye'de talıklara karşı, 1 milyon 200 bin Ataşeliği'nde, sekreter kadrosunda çalışır. İsvicre yıllarında önemki yataklı tedavi kurumlannın tü doz da kuduz aşısı üretilecek. li kazanımlar sağlar: Romanlarımünü elden planlayıp koordine Ülke ihtiyacına yetecek miktaredecek katma bütçeli, "bağımsız da ve Avrupa ülkeleri düzeyinde nı çok sevdiği Yakup Kadri ile tagenel müdürlük" heline dönüştü aşı üretmek amaciyla da yeni bir nışır, dostluk kurar (ünlü romanrülecek. Aynca, "077", telefon, aşı fabrikası kurulacak. Bu fab cımız Bern elçisidir; "zoraki diptelsiz.ambülans sistemi gibi acil rika ile gelişmiş teknolojide, do lomat."lığını sürdürmektedir). Sayardım hizmetleri, yurt çapında ku kültüründen yeni kuduz aşısı nat dünyasını yakından izleyerek tek elden planlamp koordine edi üretimine geçilecek. Böylelikle, ufkunu genişletir. Fransızcasını iyice ilerletme olanağını bulur... lecek. Türkiye'de halen uygulanmakta Orada Cumhuriyet'e gönderdiği Sağlık Hizmetleri Temel Kanu olan "hayvandan kuduz aşısı" el röportajlar, "İsviçre mektuplan" nu'nun işlerlik kazanmasıyla, de etme yöntemine son verilecek. ilgi görür. hastaneler, sağlık işletmeleri ha Bunun yerine, hiçbir yan etkisi Üç yıl sonra Türkiye'ye döner. line dönüştürülecek, yataklı teda bulunmayan "insandan elde ediBir iki yıl Basın Kurumu'nda, davi kurumları, sağlık hizmet zin len kuduz aşısı" Üretilecek. ha sonra Yeni İstanbul Gazetesi'nciri kurulacak şekilde düzenlene6. beş yıllık plan hedeflerinde, de çalışır. Bu. ilk ve son "'fiili gacek. Avrupa ülkelerinde öncelik veri zeteciliği"dir; dostlan Azra ErPlan döneminde, yataklı tedavi len çevre konusuna ağırhk veril hat. Vedat (•unvol. Fikrel Adilkurumlarında 23,7 olan 10 bin di. Bu hedeflere göre, hıfzıssıh le birlikte "Edebiyal Bolumü"kişiye düşen yatak sayısı 26'ya çı ha bünyesinde. bütün illerde, ha nün hazırlanmasında görev alkanlacak. Yataklı tedavi kurum va, gürültü. su ve deniz kirliliği mıştır. larında tıbbi cihaz ve malzeme ölçüm ağı geliştirilecek. Aynca, Geçim derdinden kurtulunca leri asgari düzeyde sağlanacak. çevre sağlığı hizmetlerinin altyapısı gözden gecirilerek, reorgani hareketli sevda, serüven romanYurtdışına tedavi amacıyla giları ve öyküleri yazma dönemi de decek hasta sayısını en aza indir ze edilecek. Personel de hizmet içi geride kalır. 1954'te yayımlanan mek için de "organ nakli", "göz" eğitimden geçirileeek. Üç Kadının Romam'yla "ikinci gibi özel ihtisas dallarındahiznıet Plan hedeflerine göre, sıtma ve başlangıç" dediği yeni bir dönevermek ısteyen özel sektoı leşvik tropikal hastalıklarla mücadele me girer. Ama o, ilk dönemde edilecek, bu tesviklerden halen eden taşra birimleri. reorganize yazdıklarından dolayı kimi çevrehizmel veren sağlık kuıuluşları edilerek hizmetler etkinleştirile lerde küçümsenmiş olmanııı sızıda yararlandırılacak. cek. Bu hizmetlerde. başta ulaş sını duyaı hep, Çekingen davraPlan hedeflerine göre, temel tırma araçları olmak üzere, araç nışı, sanat çevrelerine girmekten sağlık hizmetleri ile anaçocuk gereç eksiklikleri tamamlanavak. kaçınmasi bundandır: "Ben. küskün bir yazarım. Bir ara yazarlığa inancımı bile yitirdim. Bu. müthiş bir şey! Şimdi aynı durumda değilim. Olumlu, ciddi çalışmalar >aptıgıma inamyorum." Evet, yeniden başlama yürekliliğini gösterebilmiş ve bu ikinci dönemindt başanlı yapıtlar vermiş bir yazarımızdır Peride Celal. Yeni yazarları izlenıekten ayrı bir mutluluk duyduğunıı söylüyor; günümüz yazarlarından kimleri beğendiğini anlatıyor ve ekliyor: "Orhan Pamuk, lam olurmuş bir yazar. Romanının FranM/cava çevrilmiş ve orada olumlu eleşliriler almış olması. kıvanç verici. Türk edebiyalı. evrensel volunu Orhan Pamuk'la alacak." Peride Celal, sanatın gücünc inandığını da vurguluyor: "Yazarlar, sanalçılar yeni ufuklar açıyor insanlığın önüne. Mullu geleceği sağlavacak olan da oniar. Ne gelirse sanatçıdan gelecek!" Valilik ynzı işleri müdürleri BURDUR (Cumhuriyet) tçişleh Bakanlığı'nca düzenlenen 3. Dönem Yazı İşleri Müdürleri Semineri bugün Burdur'da başlıyor. 510 aralık tarihleri arasında yapılacak olan seminere Antalya, Muğla, Denizli, Burdur, Aydın, Kütahya, Afyon ve Isparta itlerinden yazı işleri müdürleri katılacak. 6 gün sürecek seminer boyunca hizmet içi eğitimin önem ve uygulanması, disiplin cezaları ve disiplin yönetmeliği hükümlerinin uygulanması, resmi yazışma kuralları, dosyalama, arşiv işleri ve yazışmalarda gizlilik, memurların muayene ve tedavileri gözden geçirileeek. Sağlıkta 6. beş yıllık plan hedefl Iıısaııdaıı kuduz aşısı Hindistarfda çıplaklara ynsak YENt DELHİ (ANKA) Hindistan 'ın batısında yer alan Goa eyaletinde turistlerin çıplak olarak güneşlenmesi yasaklandı. Hindistan Haber Ajansı (PTI), Goa sahil şeridine büyük boyda yasak tabelaları astldığını ve üniformah polislehn kıyıda devriye gezmeye başladığını bildirdi. 3 fahri doktorluk KONYA (AA) Konya Selçuk Üniversitesi'nce 2'si yabancı uyruklu 3 kişiye fahri doktorluk unvanı verildi. Rektör Prof. Halil Cin 'den alınan bilgiye göre üniversite senatosu, ttalya 'nın Milano Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Gabriele Mandel Khan ve Bari Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Michele Tridente'ye "İslam sanatlan ve mimarisi", gazeteciyazar Nezihe Araz'a "Türk edebiyatı" fahri doktoru unvanı verilmesini kararlaştırdı. Prof. Cin, fahri doktorluk beratlarınm 12 aralık pazartesi günü Konya'da başlayacak 3. Milletlerarası \1e\iana Kongresi'nin açılış töreninde verileceğini söyledi. Ilgaz Dağrna otel ILGAZ (A A) Çanktrı il özel idaresince yapımına 1983 yılında başlanılan Ilgaz Doruk Otel dün törenle açıldı. Törende konuşan Çankırı Valisi Alaaddin Turhan, yaklaşık 7 ay süreyle kar kalkmayan Ilgaz Dağı'nın açılan otelle kış tıırizminde önemli bir merkez olacağtna dikkat çekti. 360 metrekare alan üzerine kurulan 5 yıldızlı oıel, yaklaşık 2.5 ınilyar liraya ınal oldu. Yapişletdevlet nıodeline göre yapılan ve Ilgaz Dağı Milli Parkı sınırları içinde bulunan Doruk Otel, Kastaınonu Ankara karayoluna 600 ınetre mesafede bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle