24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı: Cumhuriyet Malbaacılık ^e Gazetecılık Turk Anonım Şırketı adına Nıdir N»di 0 Genel Vavın Muduru: Hısan Om«l, Muessese Muduru Emine l^aklıgil. \azı tşlerı Muduru Ok» Gonrnsin. 0 Haber Merkezı Muduru Yalfin Bayer. Sayta Duzenı Yonelmem. Mi Ac«r. 9 Temsılcüer: ANKARA: Yalçın Dogan. İZMİR Hikmel Çrtinluvı. ADANA Celal Başlangif. Kunbul Haberlen Erfaaa Akyıldız. D15 Haberler F.rgun BaJcı. tkonomı Ongiz Turtıan, Kultur: Celal Osler, Srx>r Danışmanr Abdulkadır Yucelman. Duzellme Refik Durbaş, \raitirma ^ahin Alpav, !>Sendıka* ^ukran kelrari, Yurı Haberlen Secdcl Dofan. D171 Ya/ılar Keretn Çalışkan, 0 Koordinator Ahmel Konrisan. 0 Malı Işler: Erol Erfcut, O Muhasebe Bulenl Vener 0 Buı^ePlanlama Sevgi Anın 0 RekUm AyştTonm. Ek Yayınlar llulya Akyol 0 Idare Hustyin Gurtr. isietme Ondcr Çelik. Bılgılşlem: Nail tnal. Basan .p Vovü/ı (. umhunvçc Matbaacılık vc Gazeteçılıtt T A Ş. Turk Ocağı Cad 39/41 Cagaloglu 14?]4 Isı PK 246lstanbul Tcl 512 05 05 120 halj. Tclex 22246 Fa» (1) 526 SO "»2 0 Burntar \okira: 7 i , a Gokalp Blı Inkılap S No İ9 4. Td 133 II 4147, T d o 42344 Fax (41 [33 II t\ 42* 0 lımır H 7ıya Bh 1352 S.2/3, Tel 13 12 30. Tele. 52359 Fax (51) 19 53 60 0 *d«n«: Inonu Cad ; | 9 S V I Kat 1. Tcl 1I4S5O1IT3I, Tcle». 62155. Fı< V\\ 328 056 TAKV1M: 16 ARAL1K 1988 İmsak: 5.43 Güneş: 7.15 Öğle: 12.04 İkindi: 14.23 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.10 Tiyatroyu yeni yönetim Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü 'ne istifa eden Raik Alnıaçık'ın yerine Bozkurt Kuruç, Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğü 'ne ise Erol Gömürgen getirildi. ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Devleı Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinden istifa eden Raik Alnıaçık'ın yerine Devlet Opera ve Balesi Genel Mudür Vekili Bozkurt Kuruç atandı. Alnıaçık'ın görevinden alınmasını ongören uçlü kararnamenin dört gundür Çankaya Köşkü'nde beklediği ve Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in kararnameyi imzalamak istemediği öğrenildi. Cumhurbaşkaru Evren'in, Alnıaçık'ın görevinden alınmasına ve yerine Bozkurt Kuruç'un getirilmesine hoşnut olmadığı, bu atamaların gerekçeleri konusunda Kültur ve Turizm Bakanı Tınaz Titiz'den bilgi istediği belirtildi. Kültur ve Turizm Bakanı Tınaz Titiz'e önceki gün istifasını veren Alnıaçık, bir soru Uzerine, "Bazı kurumlan rahatlalmak amacıyla istifa ettiğini" söylemekle vetindi. Bakan Titiz, Alnıaçık'ın istifasını vermesi uzerine durumu Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e iletti. Cumhurbaşkanı Evren'in, Devlet Tiyatroları Genel Mudurlüğu'ne Bozkurt Kuruç'un, Devlet Opera ve Balesi Genel Mudurlüğü'ne ise Semra Özal'ın kuzeni olan korno sanatçısı Erol Gömürgen'in atanmasına ilişkin uçlü kararnameleri imzaladığı bildiriliyor. Başbakan Özal'ın, Alnıaçık'ın görevinden alınmasını ve yerine Kuruç'un atanmasını öngören kararnameleri ABD gezisine çıkmadan önce imzaladığı belirtiliyor. Alnıaçık, gorevini Kuruç'a teslim ederken "Sokaktaki sıradan insanın bile tiyatro eğilimli olmasına, hep beraber büyük bir katkıda bulunduk" dedi. Devir teslim sırasında Devlet Tiyatroları eski Genel Muduru Devlet Sanatçısı Ciineyt Gökçer ile eşi Ayten Gokçer'in de bulunmaları dikkati çekti. 1935 yılında Ankara'da doğan Bozkurt Kuruç, 19591960 yılında Devlet Konser\atu\arı Tiyatro Yüksek Bölumü'nden mezun oldu. Devlet Tiyatrolan'nda oyuncu ve rejisor olarak göre\ yapan sanatçı, bugune kadar 65'in üzerinde oyunda yönetmen \e oyuncu olarak yer aldı. 198084 yılları arasında Devlet Tiyatroları Genel Mudur Sanat Vardımcısı gorevini yuruttü. 6 Temmuz 1987 tarihinde İstanbul Devlet Tiyatrosu Mudurlüğü'ne atanan Prof. Kuruç, aynı zamanda Mimar Sinan Üniversitesi Tivatro Bolumü öğretim uyeliğini sürdürdü. Şubat 1987'de Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü'ne vekâleten atanan Kuruç, Alnıaçık'ın istifasıvia boşalan Devlet Tiyatroları Genel Mudurlugu gorevine 14 aralıkta atandı. 1953 vılında Ankara Devlet Konservatuvarf ndan mezun olan Erol Gömürgen, 1962'de Devlet Opera Orkestrasf nda birinci korno olarak çalıştı. 196279 vılları arasında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nda birinci korno ve konservatuvarda öğretim ü ;liği gorevlerini yaptı. 1982'de kadrolu öğretim uyeliğinin yanı sıra Devlet Opera \e Balesi Genel Müdur Yardımcılığı gorevini üstlendi. Cem Duna 199O'lı yıllardaki hedeflerini açıkladı TRT'nin gözü uzayda Kültur Servisi TRT'nin 199O'lı yıllardaki hedefi "uydu yayına" geçmek. TRT Genel Müdüru Cem Duna. dun İstanbul Üniversitesi'nde yaptığı toplantıda yeni dönem hedeflerini açıklarken, uydu yayının yanı sıra, "daha çok kanal" ve "paralı şifreli yayın" gibi yeniliklere de hazırlaııdıklarını söyledi. istanbul Üniversitesi Rektörü Cem'i Demiroğlu'nun açış konuşmasını yaptığı toplantıda Cem Duna, ozel televizyon kanalları yandaşı olmadığım da dolayiı bir biçimde vurguladı. Batılı ulkelerde uydu televizyon sisteminin yaygın olarak uygulandığını, yerden yayın sisteminin artık yerini uydulara bıraktığını belirten Duna şoyle dedi: "Uydu sisteminde program, yerdeki istasyondan "kanal dışı" olarak u>du>a, uzaydaki istasyondan da "kanalıçi" olarak alıcıya geçiyur ve yayın gerçekleşiyor. Böylece yansıtıcılar kalkıyor ve yerierine her televizyonun üstiine yerleştirilebilecek, 40 ile 60 santim çapında çanak antenlerle yayın sağlanıyor." Duna, coğrafi nedenlerle kullanımı zorunlu olan "yansıtıcılı sistem"i terk etmek amacında olduklarını soyledi. Uydu yayın, ayrıca, daha kaliteli goruntu veren sistemlere de yatkın bir yöntem. Kanal sayısmı arttırmanın, ulkemizde kullanılmakta olan sistemle çok masraflı olduğunu soyleyen TRT Genel Müdurü, TV 1 yayını için kullanılan yaklaşık 1500 yansıf.cıya ek olarak, TV 2 yayını için yansıtıcı sayısını yaklaşık 3 bine çıkardıklarını söyledi. Duna, bu durumda bir üçüncu kanalın çok masraflı olacağı Araç telefonu ANKARA (ANKA) Türkiye'de ilk defa Ankara ve İstanbul'da kullanılmaya başlanan araç telefon sistemi, giderek yaygınlaşıyor. Araç telefonu abone sayısı 1989 yılında 40 bine ulaşacak. PTT Dergisi'nde yer alan habere göre, baıı karayollarında toplam 8500 aboneye hizrnet veren araç telefonu sistemi, bu bölgenin yarısım kapsıyor 1989 yılında kullanılacak 3 'iincü faz projesi ile abone sayısı 40 bine çıkarılacak. DUNA^DAN YENİ TRT U y d u y a y ı n : Yansıtıcılar tamamen devreden çıkacak, yayınlar tümüyle uydu aracılığı ile yapılacak. Minik çanak antenlerle uydu yayınlar evlerden izlenebilecek. yayınlar yerli ve yabancı filmler ve müzik şov programları izlenebilecek. Şifre çözücü satın alan vatandaşlar, bu yayınları izleme olanağı bulacak. arttınlacak, eğitim yayınları zenginleşecek. Sınır ötesi yayıncılıkla izlenen yabancı kanallar da çoğalacak. Şifreli yayın: Paralı şifreli Daha çok k a n a l : Kanal sayısı Cem Duna TRT'ye "çağ atlatacak". nı, ancak uydu sisteminde, uzaydaki istasyona yerleştirilen her "transporter" ile yeni bir kanal açıldığını, eğitim amaçlı olacak üçuncü kanalın da masrafsız bir şekilde yayın hayatına başlayabileceğinı belirtti. Uydu yayınlarının kultürel yapılaşma açısından kimi sorunları beraberinde getirdiğini konuşmasında belirten Cem Duna, Avrupa Topluluğu ve Avrupa konseyi1 nin bu doğrultuda çalışmalar yaptıklarını, bir "sınır ötesi yayıncılık sözleşmesi"nin hazırlanarak uygulamaya geçeceğini belirtti. Sözleşmenin temel felsefesini "toplumlann arzu edilrneyen yöııde şartlanmasını engellernek" şeklinde açıklayan Duna, bir oğrencinin "Ege'de Yunan Televizyonu KÜLTUR BAKANLIĞI HİKMET ÇETİNKAYA'nın yazısj 8. Sayfada seyrediliyor. Bu nasıl engellenir?" şeklindeki sorusunu da şoyle >anıtladı: "Bizim yayın bo/mak gibi bir niyelimiz >ok. Çunkü korkumuz >ok. Ama onlar bizim )ayınlanmızı bozuyorlar. Yani komşu ülkeler. Demek ki onlar bizden korkuyorlar." 1990'ların TRT'sini, kendi içinde ve dışarıyla rekabet edecek bir kurum olarak gorduğünü sovleyen Genel Müdür, Biz de bu gelişmelerden etkileneceğiz. Ama ashnda önemli olan elkilenmek degil, bu olayın içinde yer almak" dedi. Bu rekabet için, önceliHe var olan yayın kadrolarından, bunların eğitilmeleriyle yararlanacaklarını, ama aynı zamanda TRT'yi gençlere cazip bir kurum haline getireceklerini belirten Duna"TRT'\i bu yeni hedeflerinde, kurumca siyasal kavgalann, kişisel çekememezliklerin icine sokmak yanlış.ır. TRT'vi tam lersine, yansulıgı sağlanan bir anayasal kurum halinde leşvik etmek gereklidir. Eleştiriler de olmalı. ama hiçbir zaman bu, ilkel boyuta indirilmemelidir" dedi. Teknolojik yapı değişimiyle gerçekleştirilecek yeni yayın döneminde TRT'nin "şifreli yayınlara*" da geçeceğini belirten Cem Duna, hedeflerini, kanal savısını arttırmak, Radvo 1 ve Radyo 2'nin yayınlarını FM bandından yapmak, turistlere yayın yapan sahil radyoları kurmak, karayollarına yayın yapan radyolar kurmak, şirketleşerek kaset, video kaset pazarlama yoluna gitmek, ASELSAN gi bi kuruluşlarla ortak girişımlerde bulunarak gelir kaynaklarını genişletmek şeklinde belirledi. Şifreli yayınlann paralı olacağını, izlev icinin bir şifre çözücu kiralayarak piyasaya yeni çıkan gerek yerli gerek yabancı film, müzik ve şov programlarını seyredebileceğini söyleyen Duna, bu yayınlann kurulması planlanan eğitim ağırlıklı 3. Kanalın 18.00'de bitecek yayınından sonra devreye girmesini planladıklarını söyledi. Uvdu yayınının geliştirilmesiyle, başka ülkelerin kanallarında yayımlanabilecek içtenmeyen programlar konusunda sorulan bir soruyu Duna şovle vanıtladı: "TRT, BBC'den »onra en fazla yerli yapım kullanan kuruluştur. 130 saatlik jayınımızın yiizde 77'si kendi yapımlarımız >e bunun >üzde 4'ii de yerli piyasadan çıkıyor. Sözü edilen "korunma" ancak yayının kalitesini arttırmakla olıır. Yayın kaliteli olunca koruma zaten olur. Hollanda'nın liç kanalı var. Ama 18 kanal alıyor televizyonlan ve 15 yabancı kanalı izleme oranlan yüzde 10. Demek ki, kulliirümuze nitelikli bir şekilde sahip çıkarsak, bin kanal da gelse bizim kanallarımız izleııir." Özel televızyonların kurulması hakkında bir soruyu da "Ben bugıin bulunduğum yer nedeniyle buna hayır demek gorevini üstlenmiş dunımdayım" diye yanıtlayan TRT Genel Müdürü Cem Duna, reklam potansiyelinin sınırlı olduğunu, ekonomik aktivitenin artmasıyla reklam potansiyelinin artabileceğini sovledi. Günümüzde, şirketlerin reklam yatırımlarımn 300 milyar lira kadar olduğunu belirten Duna, bunun yarısından çoğunu TRT'nin aldığını belirtti. Trafik ANKARA (UBA) Alman Kultur Merkezi'nde trafik sorunları ve trafik eğitımi konulu bir dizi konferans yapılacak. Türk ve Alman uzmanların katılacağı konferans, 1921 aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Konferansa katılacak olan uzmanlar, trafik sorununu sosyal, psikolojik, hukuki ve tıbbi açılardan ele alacaklar ve A Imanya ile Turkiye'deki sistemleri karşılaştıracaklar. Toplantılarda neden, sonuç ve çözüm yolları da tartışılacak. sorunları Ebe nineler ANKARA (ANKA) Kadınlann yarıdan fazlasının "ilkel koşullarda" doğum yaptıklan belirlendi. Türkiye'de her yıl dünyaya gelen 1 milyon bebeğin yarıdan fazlasının sağlıksız koşullarda "ebe ninelerin" eline doğdukları ortaya çıktı. Ankara Jinekoloji Derneği'nce yayımlanan broşürde, Turkiye'deki doğumların yüzde 53'ünün "ebe nineler" eliyle, yüzde 18.6'sınm ebe tarafından yaptırıldığı, hastanede doğan bebeklerin ise yüzde 28 dolayında olduğu belirtildi. Broşürde, Turkiye'deki ana ölüm hızmın yüz binde 208 olduğu, her 100 canlı doğuma karşılık 17 düşük olayının göruldüğü, ailelerin yarısının doğum kontrolunden habersiz olduklan kaydedildi. Çekirgeler dağa çekildi B. ECEVİT KALE Türkiye'nin turfanda sebze ambarı olarak bilinen Antalya'nın Kale (Demre) ilçesini istila eden çöl çekirgeleri (Schistocerga gregaria) ile mücadeleye devam ediliyor. Üreticiler, çekirgelerin ölmediklerini, havaların ısınmasıyla üreyip zarar yapacaklarını öne sürüyorlar. Belediye Başkanı Suleyman Yıldınm, ilçenin iç kesimlerindeki dağlarda çekirgelerin göruldüğü ihbarı geldiğini ve hemen ilaçlamaya gidildiğini belirtiyor. 77 yaşındaki Davut Aksoy, "Seferberlik zamanında yine bu çekirgelerden gelmişti buraya. O zaman süpürgeleıie toplamıştık. Çoğaldığı zaman yandık demektir. Bu muzır bir şey" diyerek korkusunu dile getirirken, 84 yaşındaki Hiiseyin Avıcan, "Çok iyi miicadele edilrneli. bir tane bile kalsa üreyip seralara zarar verirler" diyor. ABD ve Sovyeöer arasındaki ilişkiler giderek zenginleşiyor. Gorbaçov'un Reagan ve Bush ile yaptığı son göruşmelerden sonra kültürel alanda da yakınlasma arttı Son olarak Sovyetler'in en ünlü palyaçosu Frish (solda) ABO'Iİ ünlü palyaço Bozo ile bir "palyaço zirvesinde" buluştular. Moskova Sirki'nin Los Angeles'teki turnesimn açılışında bir araya gelen Fnsh ve Bozo, iki ulkenin ilişkilerinin daha da gelıştiritmesi dileğinde bulundular. Glasnost, sirkleri de renklendirdi. (Fotoğraf: Reuter) Kale SHP İlçe Başkanı Turan Bayrakçı, kendi serasında bulduğu canlı çekirgeyi iç cebinden çıkartıp, "Bakın, taa buralara kadar gelmiş. Yaptıklan ilacın hiç faydası olmamış. Çiinkü ilaçlamadan sonra yağmur yağdı" diye konuşuyor. Bayrakçı, dağlık kesimlenn kontrol edilemediğini, çekirgelerin orada çoğalıp bahar aylannda zarara başlayacakları görüşünde olduğunu söylüyor. Kaleli üreticiler, her gün seralarda çekirge anyorlar. Bulunan çekirgeler imha edilirken, yetkililere bildiriliyor. Zirai ilaç bayii Ertugrul Ünal, çekirgelerin kolay kolay ölmediğini söyleyerek, "Gecen gün bir çiftçi geldi. Çekirgenin başını koparmış, hâlâ zıplayıp dunıyormuş. Dokuz canlı bunlar, nasıl başa çıkılır bilemiyonım" diye konuştu. Antalya Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı tl Müdürlüğü yetkilileri, mücadelenin karadan devam ettiğini belirttiler. Kale'de öldürulen çekirgelerin, istilaya uğrayan sahil kesiminde toprağa gömüldüğünü söyleyen Belediye Başkanı Suleyman Yıldınm, "Eğer kış boyunca tamamen kökünü kazıyaraazsak, Kale için kötü bir sezona girmiş olacağız. Bunu bildiğimiz için gerekli tüm mücadelevi belediye olarak da yapacağız." KAHVECİ AÇIKLADI Jelly Wax varillere sahip çıkmadı Dünyn Bankası desteği ANTALYA (AA) Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü'nden alman bilgiye göre, endüstriyel eğitim projesi ile Antalya Meslek Yüksekokulu'na 8 yıllık bir süre içinde Dünya Bankası'nca üç konuda destek sağlanacak. İlk destek, projeyi yürütebilecek seviyede yönetici, öğretim elemanı ve teknisyen eğitimi konusunda yurliçi ve yurıdışında hizmet için eğitim kursları düzenlenmesi konusunda olacak. tkinci konu, proje kapsamına alman ve teknisyen eğitim merkezine dönüştürülecek olan 20 meslek yuksekokulunda, endüstrinin gerek duyduğu ara insan gücunü sağlamak için eğitim programları hazırlamayı içeriyor. Üçuncü konu ise, tekniker eğitim merkezlerine makine, teçhizat, mefruşat sağlanması ve mevcut okul binalarım onarma ve genişletme olacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Karadeniz'de sahile vuran çöp varillerini Turkiye'ye yolladığı iddia edilen İtalyan çöp toplayıcı firması Jelly Wax'in Genel Muduru Renato Pent Turkiye'ye çöp yoUamadıklannı one surdu. 7 Kasım 1988 tarihli Newsweek dergisinde konu ile ilgili olarak verdiği beyanatı, Türkiye'nin Roma Ticaret Muşavirliği'nin kendisinden bilgi istemesi uzerine tekzip eden Renato Pent, "Jelly Wax şirketi doğnıdan ve>a dolayiı olarak Türkiye, Bulgaristan, Romanya veya diğer Doğu ulkeleıine sanayi artığı ihraç etraemiştir" dedi. TBMM Çevre Komisyonu uyesi SHP Tekirdağ Milletvekili Guneş Gurseler'in bu konuya ijişkin olarak Başbakan Turgut Özal'a sorduğu soruyu, çevreden sorumlu Devlet Bakanı Adnan Kahveci yanıtladı. Kahveci, Hazine ve Dış Ticaret Musteşarlığı'nın, Türkiye'nin Roma Ticaret Müşavirliği'nden bilgi istediğini belirterek Gurseler'e yazılı olarak verdiği yanıtta şoyle dedi: "Adı geçen muşavirliğimiz, Jelly Wax firmasının Milano'da bulunması nedeniyle Genel Müdiir Renato Pent ile telefon gorüşrnesi yapmış ve Newsweek dergisindeki beyanatı ile ilgili bilgi talep etmiştir. Jelly Wax Genel Miidiiriı cevap olarak böyle bir beyanatta bulunmadığını ifade etmiş, söz konusu dergide yer alan haberi tekzip etmek üzere Salvatore Catano adlı avukatı görevlendirdiklerini belirtmiştir." Doğal değerlerimizin farkında değiliz Kapiumbağalarla iigiii araştırmayı yürüten Prof. Ibrahim Baran, bürokratik ilgisizlikten yakındı ve susamuru, kurbağa gibi birçok canlı türünün durumununsaptanamadığınısöyledi. İZ.MİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kaplumbağalar yumurtlavacak yer bulamıvorlar, susamurları yok oİuyor, kurbağaların, yılanlann ıhraç edilmekten soyu tükeniyor, yunus balıkları, foklar balıkçılar tarafından öldürülüyor. Ama bütun bu canlıların sistemli bir biçimde korunmasını sağlayacak, çeşitli bilimsel araştırmalarla Türk ve dunya kamuoyuna bilgi sunacak, diğer kurumlar arasında koordinasyon gorevi yürütecek \e bu alandaki bütün örnekleri bunyesinde toplayacak bir "Ooğal Varlıklan Araşlırma Enstilüsü" Türkiye'de henüz bulunmuyor. Bu tur yakınmaları yıllardır dile getiren doğa bilimcisi Prof. Dr. İbrahim Baran, bu alandaki araştırmacıların karşı karşıya kaldıkları sorunları şu sozlerle anlatıyor: "Bu memlekette bir işe başlıyorsunuz, ama sonunda yıldırılıyorsunuz. Devlet kurumları arasında bir iletişim yok, 'yapan/ yaparız' diyorlar. ses seda çıkmıyor. Bütün ömrüm iki kaplumbağayı kurtarmak için o makamdan öbür makama dolaşırken yollarda mı geçecek?" Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakultesi Tabiat Bilimleri Bolüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Baran, Turkıye'deki denizkaplumbağalarının yaşantılarını, nerede sıklıkla bulunduklarını ve yumurtlama yerlerini araştıran bir projeyi yurutuşor. Projenin ilk bölümü tamamlandı, 1989'da ikinci bolümüne başlanılacak. Prof. Baran, aylarca kamlumbağaların yumurtladıkları kumsallarda sabahladıklannı \e yaşantılarını incelediklerini belirtirken "Ben araştırmayı yapanm. ama orada otel dikmesinler diye kumda bekçilik yapamam ki!" dive konuşuyor. Doğa bilimcileri, Turkiye'deki "tabiat zenginliklerinin" hepsinin kaplumbağalarda olduğu gibi araştırılmasınııstiyorîar. Prof. Baran, "Türkiye'de hangi doğal \arlıklar, nerede, ne kadar?" sorularının bilinmediğini vurgulayarak soyu tukenen varlıkların korunabilmesi için once bu sorulara yanıt bulunması gerektiğini soyluvor. Dünya Tabiatını Koruma Vakfı'nın Turkiye'deki susamurlarının durumu için kendilerinden bilgi istediğini belirten Prof. Baran. şoyle konuştu: "Biz de bir harita yaptık. gonderdik. Tahmini bir rakamla Türkiyedeki susamurları 100 bin dolara kurlarılır dedik, ama hangi hayvanın nerede olduğunu bilmiyoruz. 1970*11 yıllarda birisi; susamuru Kars Çayı yakınlarında olabilir demiş. Köyceğiz, Dalvaıı, Karataş ve Tokat civarında da olduğunu bilivoruz, ama oralarda eskiden de mi vardılar, voksa başka bir yerden mi geldiler, geldilerse nereden geldiler bilmiyoruz?" Türkiye'de "Koruma altına alınması gerekli doğal varlıkların saymakla bitmeyeceğini" savunan Prof. Baran, bunların başlıcalannı, "Denizkaplumbağaları, foklar, susamurları, ihraç edilen kurbağalar. kuşların çoğu, vırtıcı kuşlar. kuyruklu ku>ruksuz kurbagalar" diye sıraladı. Kurbağaların azalmasıyla doğanın dengesinin bozulduğunu ve sivrisineklerin çoğaldığını kavdeden Prof. Baran, kurbağaların ne zaman ve ne kadar toplanması gerektiği konusunda bir proje hazırladıklarını ancak Tarım Orman ve Koyişleri Bakanlığı'nın kendilerine bir yanıt vermediğini soyledi. Koreli parlamenterler si'ıper hızlı Kalitesiz yakıt, kirlilik yapıyor Kalitesiz yakıtların ve verimi düşük olan sobaların hava kirliliğine ve enerji kaybına neden olduğu belirtildi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kalitesiz yakıtlar ile büyük bölümü düşük verimli olan sobaların hem hava kirliliğine hem de enerji kaybına yol açtığı bildirildi. Dokuz Eylul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdür 'iardımcısı Doç. Dr. Macit Toksay, sobayla ısınmanın ilkel bir yol olduğunu belirterek "Çözüm, merkezi ısıtma sistemleridir. Bu da o kadar güç değil; sadece enerji politikalan, öncelik'erin belirlenmesiyle ilgili bir konu" dedi. Turkiye'deki konutların yuzde 86'sının sobalarla ısıtıldığı, kaloriferle ısınma oranının ise yüzde 7 dolayında olduğu tahmin ediliyor. Yuzde 80'inden fazlasının teknik açıdan yetersiz, düşuk verimli olduğu belirtilen sobaların geliştirilmesi ve bu yolla hem enerji kaybının önlenmesi hem de hava kirliliğinin azaltılması için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 3 Ekim 1983 tarihinde Soba Verim Yonetmeliği çıkarıldı. Bu yönetmelikte Türkiye'de üretilecek sobalarda aranacak asgari ısı verim değerleri yer aldı. Ancak sağlıklı verim deneyleri yapılmadığından, bu yönetmeliğin işlerlik kazanamadığı bildirildi. MTA tarafından değişik soba tipleri üzerınde yapılan testler sonunda ise >u bilgiler verildi: "Hiçbir muhendislik. hatla doğru dürust işçilik hizmeti bile görmeden, yapılan, görunuşleri her şeyiyle ilkel olan odun ve saman yakan sac sobaların verimi yüzde 15 ila yüzde 20 arasında bulundu. IJnyit yakan kovalı kuzine tipi sobaların ısı verimleri yüzde 34 ila yuzde 58 arasında. Sadece katı yakıt yakan sobalarda yapılan yıllık tüketimin milyarlarca lira luttuğu düşünülürse verim artışları sağlanmasının onemi ortaya çıkar." İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü tarafından yapılan bir araştırmada da Turk linyitlerinin çevreyi kirletici özelliklerine dikkat çekilerek "Ülkede linyit yakmada kullanılan sistemler, sobalar ve kazanlar olarak iki grupta toplanır. Sobaların yüzde 80'i teknik açıdan yetersiz, düşük verimlidir. Bu nedenle ülke çapında gerçek ısınma verimi, ortalama yüzde 35 gibi çok düşük bir değerde kalmı.iir"' dcnildi. Doç. Dr. Macit Toksay d:ı ..unları soyledi. "Sobalar sağda solda küçuk alölyelerde yapılıyor. Soba aslında ilkel bir ısınma yolu. Bir sobanın yakılmasında, kullanılan yakıt ve yakıcı çok onemlidir. Kaliteli kömur de yakılabilir, içinde kükurt bulunduran komur de. Soba iyi ya da kötü olabilir. Ayrıca bacanın iyi çekmesi, kişilerin soba yakmayı bilmesi gerek." İtalyanlar, Antalya'ya turizm okulu açıyor ASLMAN ABACIOGLU İZ.MİR Italya, ABD. Tunus \e İsviçre gibi ulkeler Türkiye'de turizm eğitımi için okul açacaklar. Bu konuda goruşmelerin buyükelçilikler ve dışişleri bakanları duzevinde surdüğunu belirten Turizm Bakanlığı yetkilileri, yabancı ulkelerın açtığı turizm okullanr.ın ücretli olacağını ve eğıticilerin yurtdışından geleceğini söylediler. Önumuzdeki yıl ilk yabancı turizm okullarının açılması beklenivor. Kultur ve Turizm Bakanlığı Eğitim Daırcsı Başkan \ekıli Jale Eren ç£}'n\\ ulkelerden Tıırkive'de turizm okulu açına ısteğiyle ba>vurulaı >apıldığını belirterek. Italvan hukumetiyle yapılan goruşmelerin son aşamaya geldiğini soyledi. Jale Eren şu bilaileri verdi: "Türk ve llaljan hukumetleri ile ikili anbsmalar çerçevesinde YERLİ MALLAR HAFTASI SEUL (ANKA) Güney Kore 'de parlamenterlerin aylık maaşlannı 4 bin 690 dolara (yaklaşık 8.3 milyon lira) yükselten bir yasa tasansı iki dakikada kabul edildi. Karar, halk arasında büyük bir tepki uyandırdı. Parlamen terlerin maaşlarında yüzde 85 'lik bir artış sağlayan yeni yasanın ocakta yürürlüğe gireceği belirtiliyor. Yasanın onaylanması halk arasında büyük bir tepki yarattı. Güney Kore de İtalyan Konsolosluğu'nun yanın yayımlanan gazetelerde daki evin restorasyonuna başlankararı kınayan yazılar dı. Uzmanlar ve malzeme İtalyaçıkarken, gazete bürolarına dan gelecek. Tiirk oğrenciler de çok sayıda protesto restorasyona katılacaklar. Bu bi mektubu geldiği ifade na, daha sonra İlalvanlar tarafın ediliyor. dan Otel İdareciliği Okulu haline gelirilecek. Bu arada binanın restorasyonunun tamamlanmasını beklemeden. buyük olasılıkla Antalya Kemer'de İtalyan hocalann ANKARA (AA) Kısa gelmesiyle bir turizm okulu açıla adı PanAm olan ABD rak eğitime başlanacak. Büyükel uçak şirkeıi Pan American, çilikler \e dışişleri bakanları dü iki yıl once ara verdiği zeyinde goruşmeler süruyor." Ankara seferlerine bugünden ıtibaren tekrar Turkıve'de turizm okulu açmak başlayacak. PanAm için Amerikalıların da başvuruda bulunduklarını kavdeden Jale seferlermı çarşamba, cuma, Eren. Amerıkan Otel % Motelci pazar gunleri geliş; e ler Bırlıği'nin vanı sıra Tunuslula perşembe, cumarıesi, rın da okul aı,ma isteğinde olduk pazartesi gunleri de gidiş larını bildırdi. olarak gerçekleştirecek. Jale Eren, goruşmelerin henüz Seferler, Frankfurt ve İstanbul bağlantılı olarak SL;rm''sine karşm 1989 yılında 12 ^aDancı turizm okulunun devreye AnkaraN'ew York arasında gireceğini kayde.ıl. yapılacak. PanAnr'dan Ankara'ya sefer
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle