27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 ARALIK 1988 • • * • CUMHURİYET/15 Atlantik'te yenî telefon kablosıı NEW YORK (AA) Telefon hizmetlerinde yeni bir çaa başladı. ABD ile İngiltere ve Fransa arasında, Atlantik Okyanusu'na döşenen kablo ile aynı anda 40 bin kişi telefon görüşmesi yapabiliyor. Kablo. kopekbalıklarına karşı da dayanıklı bir şekilde imal edilmiş. 361 milyar dolara mal olan, ABD, İngiliz ve Fransız şirketlerince gerçekleştirilen ve TAT8 adı verilen proje sonucu, bir yandan telefon abonelerinin faturaları duşerken. diğer yandan işyerleri daha fazla bilgisayar verisini Atlantik otesine daha ucuza yollayabilecekler. Yeni kablonun, bir çocuğun bileğinden daha ince olduğu ve Okyanus tabanının bir metre dibine yerleştirildiği bildirildi. *1O milyann etkisi olumsuz olur' liği'nin Ermenistan Cumhuriyeti'nde meydana gelen depremde zarar görenler yaranna Japonya'da bazı Sovyet mallan satışa çıkarıldı. Sovyetler BirHği'nde "bereketin simgesi" olarak nitelenen iç içe farklı büyüklüklerdeki Maruşka adlı bebekler, büyük ilgi topladı. Satıştan elde edilecek gelir, en kısa zamanda Ermenistan'a gönderilecek. (Fotoğraf: Reuter) Depreme yardım kampanyası ' n 9 ' l i z r o m a n c ı Charles Dıckens ın 1830larda sık sık alışveriş yaptığı ve bazı romanlarında konu ettiği 'Eskici Dükkânı" 65 yıl aradan sonra yeniden satışa çıkarıldı. Londra'nın "en eski dükkânı" Birinci Elizabettı dönemınde 1567de inşa edilmiştı. Halen hediyelik esya satan dükkân, Londra'yı ziyaret eden tııristlerin de uğrak yerlerinden. (Fotoğraf: AP) Ffl PCİf î ANKARA (UBA) Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinde Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu Milli Piyango'nun on milyar liralık ikramiyesinin kişilerin yaşamını olumlu değil, olumsuz yönde etkileyeceğini öne sürdü. Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu Milli Piyango'nun yılbaşı özel çekilişinde en büyük ikramiyeyi on milyar lira olarak belirlemesi konusunda gorüşlerini açıklarken on milyar gibi büyük bir ikramiye çıkan kişinin tam bir sarsıntıya uğrayabileceğini söyledi. Piyangodan on milyar lira gibi büyük bir ikramiye kazanan kişinin yaşamının al! üst olacağını bildiren Atalay Yorükoğlu"Bu kadar büyük parayı kazanan kişi ne yapacağını şaşınr, nıhsal dengesi bozulur, ne oldum delisi olur, çevresiyle ilişkileri bozulur" dedi. KRAL VE KRALİÇE 1988 olimpıyat oyunlannda buz pateni dalında altın madalya kazanan Brian Boitang, New York'ta ABD Televizyonu için özel bir telev'zyon programı hazırlıyor. Altın madalyalı Katarina Witt ile kol kola görülen Boitang, "Buz Tuvali" adlı programıyla buz pateni kariyerinde profesyonelliğe de adım atmış oluyor. Witt ıse 19 aralıkta başlayacak olan pragramda özel konuk olarak yer alacak. (Fotoğraf: AP) HABERLERIN DEVAMI Ortadoğu'da Oönüm Noktası... (Baftarafı 1. Sayfada) ve BM Güvenlik Konseyi'nin 242 ve 338 sayılı kararlarını kabul etmesiyie öngörülen koşulları yerine getirdiği kaydedildi. VVashington'un önceki güne kadar inatla sürdürdüğü katı tutumunu değiştirerek atmış olduğu tarihsel adım, Oııadoğu'da bir dönüm noktası olarak nitelenebilir. Böylece bölgede yeni bir süreç açılmıştır. Nitekim Amerika'nın FKO'yü resmen tanıyan açıklaması, tüm dünyada barış adına olumlu bir gelişme olarak karşılanmıştır. BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar, "mükemmel haber" deyişini kullanırken, Sovyet Dışişleri Sözcüsü Gerasimov, "Banşa doğru atılmış bir adım" demiştir. Bu arada ABD'nin Tunus Büyükelçisi de ülkesinin doğrudan ilişki kurma kararından sonra dün FKÖ'nün Tunus'taki merkezini telefonla arayarak Filistin liderliğiyle VVashington adına ilk teması resmen yapmıştır. Ortadoğu'da barış açısından gerçekten bir fırsat sayılabilecek bu gelişmeler, İsrail'de ise beklendiği gibi tepkiyle karşılandı. Başbakan İzak Şamir adına yapılan açıklamada, VVashington'un kararınm bir "hata" olduğu vurgulandı. Öyle görülüyor ki, İsrail'i yönetenler şimdilik gerçeğe gözlerini kapamaya devam edeceklerdir. Oysa artık Filistin gerçeğini ve onun tek meşru temsilcisi Filistin Kurtuluş Örgütü'nü görmezlikten gelerek banşa doğru yol almak olanaksızdır. Bugün Batı Şeria'yla Gazze Şeridi'nde 1.7 milyon Filistinli Arap yaşıyor. israil, 3.6 milyonluk Yahudi nüfusuyla daha ne kadar süreyle bu toprakları zor yduyla yönetebilecek ve işgal altında tutabilecektir? The New York Times'ın yazarlarından Anthony Lewis, bunun olanaksızhğına değinirken, "Bu iş, Amerika'nın tamamen farklı kültürel ve ulusalkimliğe sahip 100 milyonluk bir haikı yönetmeye kalkışmasına tekabül eder" diyor. En başta İsrail Başbakanı İzak Şamir olmak üzere bu ülkedeki tüm şahinler, bugüne değin izlenmiş olan politikanın artık tam anlamıyla çıkmaza girdiğini görmelidirfer. VVashington'dan sonra kendilerinin de FKÖ1yü tanımalan aynı zamanda sağduyunun gereğidir. Uluslararası konjonktür yer yuvarlağının birçok çatışma noktasında olduğu gibi, Ortadoğu'da da uzlaşma ve diyalog sürecine işaret ediyor. Anlaşmazlıklara barışçı yöntemlerle çözüm aranmasının yaran yadsınabilir mi? Ortadoğu'da yenî dönem (Baştarafı 1. Sayfada) koşullanmızı yerine getirmiştir. Aramızda kapsamlı bir diyaloğun başlaması için uzun süreden beri yerine getirilnıesini istediğimiz koşullar bunlardı. Artık bu koşullar yerine getirilmiş olduğundan, Dışişleri Bakanlığımıza FKÖ ile doğrudan ilişkilere başlaması yolunda talimat verdim. FKÖ, yaptığı açıklamalara sadık kalmalı. özellikle terörii kınadıgı yolundaki açıklamalarıııın kalıcı olduğunu kanıtlamalıdır." FKO temsilcisi Bassam Abu Şerif, "ABD'nin karan Ortadoğu tarihi açısından bir dönüm noktasıdır. Ortadoğu'da banşa fırsat tanınmıştır. Yeter ki İsrailliler masaya otursunlar" derkea Kissenger, "Bu kararın alınması gerekiyordu. Ancak Filistin Kurtuluş Orgutü'nün tavnnda bir değişiklik olduğunu sanmıyorum. FKÖ, İsrail'i tanımak derken halen 1947'den söz etmektedir. Bugün hiçbir Arap devleti İsrail'i 1%7'deki sınırlarda dahi tanımaya niyetli değildir" dedi. Gerasimov, "ABD'nin kararını destekliyoruz. Dünyanın her tarafında banşa yönelik girişimlerde bulunuyoruz. Çeşitli bölgelerdeki çelişkileri çözüme doğru ilerlemekteyiz. Ortadoğu için böyle bir karar alınması şarttı. Uluslararası konferansı destekliyoruz" açıklamasını yaparken Netanyanu, İsrail'de "uzlaşmaz kanadın" sözcülüğünü yapıı ve "Filistinlilerin açıklamalan ve Araplann lutumu kandırmacadan ibarettir. Bugün böyle söylüyoriar. Biz masaya oturunca başka şey söyleyecekler. Hedef tsrail devletini haritadan silmektir. Esas amaçlan budur. İsrail'i tanımak değil" şeklinde konuştu. Bunun üzerineAbu Şerif, "Filistinlilerin arasında da tsraillilerin arasında da uzlaşmaz tutumdan yana olanlar var. Aramızdaki fark şu anda Filistin Kurtuluş Örgütü radikallerin değil, ılımlılann yönetimi altındadır. Halbuki sizin ülkenizde radikaller, uzlaşmazlar iş başınd*. Biz gelin konuşalım diyoruz ve ısrarlıyu" diyerek Netanyanu'yu etkisiz bırakü. Cenev re'de toplanan BM Genel Kurulu, Ortadoğu sorunuyla ilgili uluslararası barış konferansının toplanmasını isteyen karar tasarısmı kabul etti. 2'ye karşı 138 oyla kabul edilen karar tasarısında ABD ve İsrail ret oyu kullanırken Kanada ve Kostarika çekimser k. Idı. Karar tasansında BM gozetiminde yapılacak konferansta FKÖ dahil, ilgili tüm taraflarla Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinin katılması öngörülüyor. BM Genel Kurulu ayrıca Filistin halkının bağımsız devlet kurma hakkının meşruluğunu da tanıdı. Abdurrahman, Cenevre'de AFP'ye yaptığı açıklamada, bu görüşmelerin, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkının ve bağımsız bir devlet olmasımn ABD tarafından tanınmasıyla sonuçlanmasını ümit ettiklerini belirtti. FKÖ ile ABD arasındaki ilk göruşmenin bugıin Tunus'ta yapılacağı açıklandı. FKÖ Yurutme Komitesi uyelerinden Abdullah Hurani, dun Tunus'ta vaptığı açıklamada, göruşmenin bugun oğleden sonra yapılacağını bildirdi. Goruşmeye katılacak olan 4 kişılik FKO heyetinde de yer alan Hurani, göruşmenin yerınin henuz belirlenmediğini, ancak resmi bir binada yapılacağını söyledi. Bu arada, FKÖ lideri Yaser Arafat'ın danışmanlarından Hani El Hasan. ABD'nin Ortadoğu politikasındaki değişikliğin arkasında, ABD başkanlığını 20 ocakta devralacak olan George Bush un bulunduğunu söyledi. Hani El Hasan, Riyad'dan telefonla Reuter'e verdiği demeçte. •'Bush'un siyasi cesaretini takdir ediyorum. ABD'nin yeni tutumunda büyuk bir rol oynadı. Amerika'nın en cesur başkanı Bush olacak" dedi. Ortadoğu'da barışın sağlanması amacıyla uluslararast bir konferans düzenlenmesi sonucunu doğurmasını ümit ettikleri ifade edildi. Mısır, ABD'nin, Filistin Kurtuluş Örgütü'yle diyaloğa girme yolundaki, "kendisinin katkısıyla da" aldığı karan memnunlukla karşıladıgını bildirdi. Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın resmi haber ajansı MENA tarafından yayımlanan açıklamasında, VVashington yönetiminin kararı, Ortadoğu'da adil ve kapsamlı banşa giden yolda onemli ve olumlu bir adım olarak nitelendi. Arafat'ın, Cenevre'deki BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmayı bile görmezlikten gelen Suriye hükumeti, ABD'nin kararı karşısında da tepkisizliğini sürdürdü. Şam Radyosu'nun hiçbir haber bülteninde, Arafat'ın basın toplantısına ve George Shultz'un açıklamasına yer verilmedi. Suriye'nin İsrail ve ABD'ye yaranmak için 'teslimiyetçi' bir politika izlediği gerekçesiyle suçladığı FKÖ ile ilişkileri yaklaşık beş yıldır gergin bulunuyor. (Baştarafı 1. Sayfada) da Amerika ile Arafat arasında arabulucu rolü oynadığı izlenimine yol açabilecek bazı cümleler sarf etti. Özal Shultz'la bir gün önceki görüşmeleri sırasında FKO konusunda telkinlerde bulunduğunu dolaylı bir dille anlattı ve "Eğer Ortadoğu'da barışa ulaşmak isliyorsanız cesaretli karariar almak zorundasınız" diye konuştu. Özal bir gazetecinin "her iki tarafa da telkinlerde bulundunuz mu" sorusuna tam olarak anlaşılamayan ancak öyle olduğu yonünde bazı yanıtlar verdi. Özal bu çerçevede Arafat'a gerek Cenevre gerekse Cezayir öncesinde iki kez tavsiyelerde bulunduğunu açıkladı. Amerikalı gazeteciler bu açıklamalardan ve Bush ile görüşmesini takiben Amerika'nın FKÖ ile ilişki kurma kararını almış olmasından Özal'ın bu konuda büyuk bir rol oynadığı kanısına \ardı ve haberler bu yönde gelişti. Oysa Özal rolü konusunda kesin bir "evet" sözcüğu kullanmamıştı. Üstelik kararın taraflara ait olduğunun aJtını çizmişti. Ancak görüşmeden bir saat sonra Beyaz Saray sözcüsu çok kesin bir dille Başbakan Özal'ın rolü olmadığını açıkladı. Beyaz Saray sözcüsü Marlin Fitzwater Washington Post Gazetesi'nce yöneltilen bu yondekı soruya şu karşılığı verdi: "Böyle bir şey yok. Hayır, tabii çeşitli liderlerin katkıları oldu. Bunların bir v'oğu bugünkü gazetelerde aynntıyia anlatılmış. Pek çok iilke şu ya da bu tarafa telkinlerde bulunmuştur. Devlel başkanlan gorüşlerini belirtmişlerdir. Türkiye örneğinde doğrudan bir müdahale yoktur." Başbakan Özal dün ayrıca VVashington'un özel kulüplerinden Cosmos Kulüp'te bir konuşma yaptı, öğleden sonra da bir grup Kongre uyesiyle sohbet etti. Özal önceki gece de VVashington Basın Kulübü'nde yaklaşık 750 kişilik bir dinleyici topluluğuna hitap etti. OzaPa ABD'den temkinli destek landı. 1985'te Özal Amerika'ya geldiğinde Washington onu "bir mucize yaratıcısı, demokrasi kahramam" gibi tanımlamalarla anıyordu. Oysa Washington özal'ı bu kez "hayranlık duyulan ekonomik sihirbaz olarak değil, diğer Üçüncü Dünya liderleri gibi çeşitli sorunlarla karşı karşıya olan, enflasyonun ipini elinden kaçıran bir politikacı" olarak karşıladı. 1985'te Özal'ın ekonomik muçizesinden bahsçdiliyordu. Şimdi Özal bir "politikacı" olarak amlıyor. Fakat yine de belirli bir ağırlığı görmek mümkün. Örneğin Türkiye'nin AT üyeliği konusunda Amerika'da bir mobilizasyon sağlamaya yetecek kadar "karizmatik" olduğundan söz ediyor Amerikan makamlan. Bu konuda yansıyan ise Başbakan Özal'ın, ATnin tam üyetik görüşmelerini 1992'den önce başlatmak konusunda ABD desteği arıyor olması. Aktanlanlara göre Özal, ATnin 1992'den önce görüşmeleri başlatmasının bir yerde gecikmeyle de olsa Türkiye'nin üyeliğini dışlamadığının göstergesi olarak algılayacak. Özal ayrıca VVashington'da AT'ye Türkiye ve Yunanistan'a eşit davranması çağrısında bulundu. Avrupa Topluluğu arasındaki ilişkilere yardımcı olur. Eğer irtibatlandırma yapılacaksa bu pozitif açıdan yapılmalı ve her iki ulkenin tam üyeliğinin ve bu ikisi ile her alanda işbuiiginin geliştirilmesinin görüş aynlıklanna daha geniş bir perspektifle bakılmasım sağlar. Bunun aksi daha olumsuz etkilerle daha geniş bir alana yayılır." Kıbns konusunda Rum tarafını "daha esnek" olmaya çağıran Özal, Türkiye ve Bulgaristan arasındaki ilişkilerin ancak bu ulkenin baskılan durdurduğu zaman iyileşebileceğini "kaıegorik" olarak söyledi. Başbakan Özal, Ortadoğu sorunu konusunda ise hem bir yandan Türkiye'nin bir İslam ülkesi olarak Arap uikeleri ile tarihi bağlarını hem de israil'i ilk tanıyan Islam ulkelerinden birisi olduğunu vurguladı. Özal metne sonradan eklenen bir paragrafla Arafat'ın son çıkışına ABD'yi ilgi gostermeye çağınrken "barış suyu" projesinin de reklamını yaptı. Başbakan Özal'ın bugune kadarki görüşmeleri ekonomik ağırJıklı oldu. Bu konunun gölgede kaldığı tek an, Başbakan Özal'ın Arafat'taki ılımlılığjndan daha iyi değerlendirilmesini ABD yetkililerine telkin etmesi idi. Ekonomik açıdan ise Başbakan Özal ile gerek son yapılan goriışmelerde, gerekse öncesinde Amerikan Dışişleri Bakanlığı'ndan yansıyan hava "Başbakan Özal'ın Türk ekonomisini içine oturttuğu dışa dönük yöriıngenin destek görmeye devam edeceği" yolunda. Bir yetkilinin bu konudaki sözleri aynen şöyle: "Sayın Başbakanın bir ara gonilen kötü gidişi geri çevirecegini düşünüyoruz. Enfiasyon onemli ama en onemli şey değil. Onemli olan ekonomiyi içine olurttuğu genel yörünge, yani dışa açılma, yabancı sermaye arama. gümrük duvariannı indirme. Özal'ı desteklemek için bunlar yeterlidir. Enflasyon halk bakımından onemlidir ama bizim Özal'ı değerlendirme cetvelimizdeki tek anahtar değildir. Karamsar olduğumuzu sövleyemem ama ılımlı iyimseriz diyebilirim. " Bu yetkili her ne kadar böyle soylese de Başbakan Özal Washington'da 1985'ıe yaptığı ziyaretten daha farklı bir havada karşı Başbakan Turgut Özal önceki gün VVashington Ulusal Basın Kulübü'nde çok ilginç bir dinleyici topluluğuna hitap etti. Gerçi davet, prestijli Ulusal Basın Kulübü tarafından verilmemişti; Türkiyenin mali yaıdımı ile Ortadoğu Enstitüsü tarafından organize edilmişti. Özal'ı dinlemeye gelenler arasında Dünya Bankası yetkilileri, dışişleri ve savunma bakanlığı yetkilileri, resmi elbiseleri ile Pentagon generalleri, kordiplomatik ve basın mensuplan vardı. Başbakanın eşi Semra Özal bu topluluk tarafından ayakta alkışlandı. Özal burada yaptığı konuşmada çok ilginç bir şekilde, Shultz ile yaptığı görüşmeden sonra r.niden metne Arafat'ın çıkışı ve FKÖ ile ilgili gorüşler ekledi. Konuşmasında Türkiye'nin Avrupa'ya dönükluğü uzerinde ısrarla duran Başbakan nihai hedefin tam uyelik olduğunun altını kuşkuya yer kalmayacak biçimde defalarca çizdi. Türkiye'nin Batı ile bağlarını anlatırken "Türkiye Cumhuriyeti'nin en temel dayanağının laiklik olduğunu" ayn bir paragraf halinde dile getirdi Özal, ayrıca Türkiye'nin Batı ile Doğu arasında sadece "coğrafik köprii" değil aynı zamanda "ahlaki ve entelektüel"köprü olduğunu da söyledi. Özal, Lozan Antlaşması'nın hâlâ yaşıyor olmasımn anlamına dikkat çekerken Türkiye'nin "istikrarsız Doğu Akdeniz'e her tıirlü siyasi ve ekonomik katkıvı" yapabileceğinden söz etti. Başbakan Özal TürkYunan sorunlarının ise Yunanistan'ın Ege Denizi'ni bir Yunan golü olarak görmesinden kaynaklandığını söyledi. Özal, Davos sürecine ve Türkiye'nin iyi niyetli yaklaşımına ilişkin bilgi verdikten sonra sürecin tam başarısının "her iki tarafın" sabır, iyi niyet ve kararlılığına bağlj olduğunu söyledi. Özal ayrıca TürkYunan sorunları ile Türkiye'nin AT'ye tam üyeliği arasında irtıbat kurulmasını şiddetle eleştirdi. Özal aynen 5unları söyledi: "Bu irtibatlandırma ne TürkYunan ilişkilerine ne de Türkiye ile Daha sonra soruları yamtlayan Başbakan Özal, Kurtler konusunda bir soruya "Kürt halkını bir azınlık olarak değil diğer unsurlarla birlikte cumhuriyetin elzem bir unsuru olarak" gördüğünü söyledi. Özal "Atatürk \\e mutlu Türküm diyene' dedi. Ne mutlu Türk'e demedi" diye konuştu. (Baftarafı 1. Sayfada) Başbakan Özal, AT'ye tam uye sın toplantısı >aptı. Andersson, kilik konusundaki bir soruya "eski şisel çabalarıvla elde ettiği, den uye olup olmayacağımız so "inanılmaz" diplomatik başarının rulurdu şiradi ne zaman üye ola keyfini çıkardı. Kısacası, uzun sucagımız konuşuluyor" yanııını ve ren bir gunden sonra temelleri atırirken "Türkiye'nin genç nüfusu lan yeni sürecin rehaveti yaşandı nun Avrupa'nın korunmasına kat Cenevre'de. İsveç Dışişleri Bakanı Sten Ankıda bulunabileceğinin" altını çizdi. Başbakan Özal, dersson, 21 kasımdan beri süren cumhurbaşkanı adaylığı konusun ve gitgide hızlanan tempoda düdaki bir soruyu "Galiba bu bizim ne kadar uzanan "çılğin" diploTürk gazetecilerden geldi. Yanıt matik süreç hakkında gazetecileyok" diye yanıtladı. Başbakanlı rin sorularını yanıtladı. ğın çatısındaki casus anten konu"Şimdi İsveç de nereden çıktı?" sunda ise aynen, "Ben bunu duy diye bir soru akla gelebilir. duğumda Sovyet büyükelçisinin Bakan taraflar arasında arabu'biz boyle şeyler yapmayız' diye lucu rolu oynama kararını geçen açıklama yapbğını da duydum" mart ayında Ortadoğu'ya yaptığı dedi. Özal, Ermenistan'a yardım bir gezi sonunda aldığını dunkü için Türk helikopterlerinin Sovyet basın toplantısında açıkladı. ler'den uçuş rotası beklerken "teIsveçli Kont Bernadotle, şekkür geldiğini" belirtti. Başba 1947'den beri Yahudiler ve Arapkan Özal bir ekonomik soruya lar arasında bir turlu paylaşılama"Enflasyonun önümüzdeki yıldan yan Filistin toprakları uzerinde geitibaren düşmeye başlayacağı" ya lişen kargaşaya çozüm getirmek nıtını \erirken insan hakları ile il üzere 20 yıl önce Kudus'e gondegili bir soruda Uluslararası Af Ör rilmişti. İsveçli kontun 1948'de gutu'nü "Azınlıktaki solcu mah Stern çetesi tarafından oldurüldükumlarla ilgilenirken sağcılara ve ğü anımsanırsa Stockholm'un Fisessiz çoğunluk adi suçlulara ka listin sorununun eski bir tanışı olyıtsız olmakla" suçladı. duğu daha iyi anlaşılıyor. Sten Andersson, geçen mart ayında İsrail, Batı Şeria ve Ürdun'e yaptığı geziyi anlattı. Bu ziyaret sırasında sağlı sollu Israilli parti yoneticileriyle temas ettiğini "Şimdi Banş" adlı barış Yunus Nadi yanlısı Israilli Yahudilerle göruştüğünu belirtti. İsveç Dışişleri Baİ500 lira (KDV ıçındc) kanı buradan Batı Şeria'ya gıdıp Çuğduı Yuymlurt f'uıkuı.ağı Filistinli temsilcılerle hastanede Cad. 3941 Cuğaloilulstanhul yatan felçli gençlerle vs. bir araya gelmiş. Bu açıklamalarla birlikte. ABD'nin Tunus Büyükelçisi Robert Pellelreau'nun, orgutle doğrudan, resmen ilişki kurmaya tek yetkili kişi olduğu da dünyaya duyuruldu. ABD Dışişleri Bakanı, diyalog kurulmasıyla ilgili açıklamalarım yaptığı basın toplantısında, "İsrail'in olumsuz tepki gostereceğinin" belirtilmesi yolundaki bir soruyu da şöyle yanıtladı: "İsrail'in kendi görüş ve politikaları var. İsrail, bizim FKÖ ile ilişkiye geçmek için koyduğumuz koşulların kendilerinin istedikleri ile aynı olmadıgını defalarca belirtmiştir. ABD'nin amacı Ortadoğu'da kapsamlı ve kalıcı bir banşın sağlanmasıdır. Son gelişmeler, banşı sağlamaya yonelik olan taraflar arasında doğrudan görüşmelere doğru atılmış bir adımdır. İsrail'e karşı olan taahhütlerimizde de bir değişme yoklur." Shultz. kısa bir sure önce FKÖ liderine vize verilmemesi kararınm da kendisine ait olduğunun hatırlatılması üzerine ise "Benim görüşlerim değişmedi Yalnız onlar daha açık konuşmaya başladılar" yanıtını verdi. ABD'nin 20 ocakta görevi de\ İlk temas telefonla ralacak yeni başkanı George Bush Önceki gecenin ardından, VVasda bu gelişmeler üzerine bir açıklama yaparak "Beyaz Saray'ın hington, Cenevre, New York, Tel kararını onayladığım" belirtti. Aviv ve Arap başkentlerinde yoğun bir "değerlendirme" süreci Bu açıklamalar gerek ABD'de yaşanmaya başlandı. Tüm ülkegerekse dunyada "bomba" etki lerden çeşitli tepkiler dile getirilirsi yaparken, ulkenin önde gelen ken ABD ile FKÖ arasındaki ilk TV istasyonları konuya geniş yer temas da dün sabah gerçekleştirildi. ayırdılar. AP'nin haberinegöre ABD'nin ABC televizyonu gece haber programlanndan "Night Line"da Tunus Büyükelçisi Robert Pelletuydu aracılığıyla ilgili çevrelerden reau, Tunus'taki FKÖ merkezini kişileri bir araya getirdi. "Tele telefonla arayarak bir süre görüşkonferans'' sistemiyle sunulan tü. ABD Büyükelçiliği yetkilileprogramda, ABD'nin eski Dışiş rinden Adnan Sıddık, FKÖ merleri Bakanlarından Henry Kissiıı kezinden kiminle konuşulduğu ger, İsrail eski BM Temsilcisi Ben konusunda bilgjsi olmadıgını kayNetanyanu, SSCB Dışişleri Ba detti. FKÖ yetkililerinden Ebu kanlığı Sözcüsü Genadi Gerasi Yahya da görüşmeyi doğruladı, mov ve FKÖ liderinin danışman ancak konuşmanın içeriği ve kilarından Bassam Abu Şerif ko minle temas kurulduğuna ilişkin bilgi vermedi. nuştular. Reagan'ın sözleri ABD Başkanı Ronald Reagan, FKÖ ile diyalog kurma kararı almalanna rağmen, İsrail'i desteklemeye devam edeceklerini söyledi. Reagan, Beyaz Saray'da kabul ettiği Başbakan Turgut Özal'la birlikte gazetecilere poz verirken yaptığı açıklamada, "İsrail'in ğüvenliğinin ğarantiye alınmasını öngören politikamızdan bir milim bile sapmadıgımızı gayet açık bir şekilde ifade ettik" dedi. AT de üyelerini Filistin devletini tanımalan konusunda çağrı yaptı. Tepkiler İsrail kızgın ABD'nin kararı îsrail'de ve dünya çapında muhafazakâr Yahudi çevrelerde büyük bir "öfkeyle" karşılandı. İsrail'in VVashington Büyükelçisi kararı öğrenir öğrenmez Amerikan CNN Televizyonu'na verdiği demeçte "ABD bu karan bana önceden ilettiği için şaşırmadım" dedi. Büyükelçi Moşe Arad, ülkesiyle ABD arasındaki yakın ittifak ilişkisine karşın bazı görüş aynlıkları bulunabileceğini vurguladı. tsrail Başbakanı İzak Şamir'in sözcüsü Avni Pazner ise AFP'ye yaptığı açıklamada "İsrail'in bu karan üzüntüyle karşıladıgını" söyledi. Pazner, "ABD, FKÖ'nün ğerçek yüzünü gördüğünde, işlediği halanın derhai farkına varacağına inanıyoruz" diye konuştu. İsrail Dışişleri Bakanı ve Işçi Partisi lideri Simon Peres de "Karann İsrail için üzücü olduğunu" bildirdi. Bu arada, ABD'nin FKÖ ile doğrudan göruşme yapmaya hazır olduğunu açıklaması üzerine, FKÖ sözcüsü Ahmed Abdurrahman, kararın, tarihi bir dönüın noktası oluşturduğunu söyledi. Top şimdi FKO üe ABD'de de sözlerini sürdürdü kuzeyli dışişleri bakanı. Bu ilk temaslar sonucu Isveçli bakan 21 kasımda FKÖ Yürütme Komitesi Uyesi Halit El Hasan başkanlığında bir heyetle Amerikalı Yahudilerden oluşan bir heyet arasında bir ön toplantının Stockholm'de gerçekleştiğini dün ilk kez açıkladı. ABD ile FKÖ arasında Stockholm uzerinden kurulan bu bağlantı, Arafat'ın İsveç başkentine gelmesiyle noktalanmış. "Gizli diplomasinin zaferi" olarak nitelediği bu temasların ayrıntısı hakkında, Andersson fazla bilgi vermemeyi tercih etti. Ancak çeşitli kaynaklardan toplanan bilgilerle Andersson'un anlattığı "öykü"nun sonunu adeta bilmecenin parçalarını bir araya getirir gibi çözmek olası: Cenevre'ye alınması kararlaştırılan BM Genel Kurul toplantısı öncesinde Arafat, Stockholm'de ABD'li Yahudilerle ortak bir bildiri yayımlamıştı. Bu bildiride israil'in var olma hakkı kabul ediliyor ve terorizmin her türlüsü kınanıyordu. Amerikaiılar, Arafat bu bildiri metninde yer alan ıfadeleri Cenevre'de tekrarlarsa FKÖ ile "ilk teması" başlatabileceklerini İsveçlilere duyurdular. Mısır, Suudi Arabistan ve Tunus gibi "ılımlı" Arap uikeleri de Arafat'la Reagan yönetimi arasında çok sayıda "gel git" yaptı. Ancak salı günü BM kürsüsünde konuşan Arafat. İsrail'in var olma hakkını tanıdığını, Amerikalılar'ın şart koştuğu nctlikte söylemedi. FKÖ lideri ve isveç Dışişleri Bakanı iki metin arasındaki farkın, İngilizce ve Arapça dillerinin ifade tarzlarındaki farklılıklarından kaynaklandığını daha sonra vurguladılar. Tabii bu olgunun belli pazarlık marjıyla ilgili olduğu şeklindeki gayri resmi açıklamalar daha makul gorunüyor. Ne var ki .Arafat, konuşmasındaki barışçı usluba rağmen, VVashington'u tam anlamıyla tatmin etmeyince, ABD Dışişleri Bakanı Shultz, salı akşanıı için tasarladığı basın toplantısını iptal etti. Ardından Arafat, çarşamba günü 11 .OO'de Cenevre'de yapacağı basın toplantısını akşam saatlerine nakletti. Bu arada gizli diplomasi "tam gaz" sürüyordu. Mısır Dışişleri Bakanı ABD'li meslektaşıyla telefonda 15 dakika boyunca görüştü. ABD'nin BM'deki temsilcisi Vernon Halters söz sırası geldiğinde yaptığı konuşmada dengeli bir dil kullandı, ama Arafat'ın konuşmasına atıfta bile bulunmadı. Arafat, yerel saatle 19.30'da ilan ettiği basın topianiısına yarım saat gecikmeyle başladı. Terorizmden vazgeçtiğini ve İsrail'in var olma hakkını tanıdığını söylemesi halinde, Amerikalıların FKÖ ile temasa geçeceklerine dair yeterli guvenceyi almıştı. Son derece neşeli gözüken FKÖ lideri bu kez İngilizce konuştu ve vurgulamak istediği bölümleri iki, bazen de uç kez tekrarladı. Amerikalılar tatmin olmuştu.. ABD ile FKÖ arasında bu ilk temasın kurulması, israil'de buyük öfke yarattı, ama Andersson'un basrol oynadığı bu sonucu hazmetmekte guçluk çeken yalnızca İsrail değil. Dun Cenevre'de toplanan Arap Bırliği Dışişleri Bakanlan "asıl onemli olanın bundan sonra meydana gelecek gelişmeler" olduğunu belirttiler. Ancak Şam, Bağdat ve hatta Cezayir gibi politik planda iddialı bazı Arap başkentlerinin şimdiden "homurdanmaya " başladığı belirtiliyor. 40 yıl sonra VVashington, nihayet Filistinlilerle doğrudan temas kurdu. Adı geçen ulke merkezleri için sanki gizli bir ruya sona eriyordu. Filistin davasının şampiyonluğu iddiası... CUMHURIYET YOLUNDA ROMANVE Y4ZARLIK ONURU Samim Kocagöz 1500 lira (KDV iar.de) Çağdaş Yayınlan Turkocuğı Cad. 3941 Cağaloğluhtanbııl Isveçli bakan daha sonra Amman'a giderek FKÖ Yürütme Komitesi uyesi iki yonetici ile buluşmuş. "Bu temaslar sonunda, iki tarafın da uzerinde hak iddia ettiği topraklann yüzde 100'une sahip olamayacaklanna kanaal getirdim. Tüm taraflar arasında temas kurma rolünü üstlendim" şeklin Arap dünyası, ABD'nin karannı, Filistin sorununa çözüm getiSSCB: Konferans rebilecek onemli bir karar olarak hazırlığı başlasın nitelerken aralarında Yunanistan, Italya, Belçika, Hollanda, DeABD'nin FKÖ ile doğrudan gö mokratik Almanya, Avustralya ve rüşmelere başlama kararının ar Japonya'nın da bulunduğu bir çok dından, Sovyetler Birliğı de Orta ülke bu son gelişmeyi memnundoğu konusunda uluslararası ba lukla karşıladıklannı bildirdiler. nş konferansı topianması için derVatikan Radyosu da karan, hal hazırlıklara başlanması çağrı"Nihayet Ortadoğu sorununa çösında buiundu. züm yolunu açacak iyi haberler Sovyet Dışişleri Bakan Yardım geldi" diye duyurdu. cısı Vladimir Petrovsky tarafınABD'nin FKÖ ile göruşme kadan Cenevre'de yayımlanan bildi rannı olumlu karşılayan bir başride, "Sovyetler Birliği, BM Gü ka ülke de İngiltere oldu. venlik Konseyi bunyesinde, barış İngiltere Başbakanı Marearet konferansının başlamasına yöneThatcher. Filistin Kurtuluş Orgülik çalışmalara hemen başlanmasından yanadır" ifadesine yer tü lideri Yaser Arafat'ın BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmaverildi. nın Ortadoğu'da barışın sağlanBildiride, şöyle denildi: ması yolunda "çok onemli bir "Ortadoğu'da banşın sağlan adım" olduğunu söyledi. Avam raasına yönelik siyasi bir çözü Kamarası'nda yaptığı konuşmada mün gerçekleşmesi için, ender bir Thatcher. "Uzun süredir destekfırsat yakalamış bulunuyoruz. Bu lediğimiz uluslararası konferans fırsat kaçınlmamalıdır. Güvenlik çerçevesinde goruşmeler başlatıKonseyi çerçevesinde hazırlıklar labilir" dedi. başlar başlamaz. Sovyetler Birliği de İsrail ile ilişkilerinin normal FKÖ ile İngiliz hükümet araleştirilmesi sürecini başlatacakbr. sında bakanlar düzeyindeki teHazırlık çalışmalannın başladığı maslar beş yıllık bir aradan songün, tsrail ile ilişkilerimizin nor ra geçen cuma günü yeniden başmalleşmesi süreci de başiayacak lamıştı. İngiltere Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu yetkilisi VVilIiam tır." VValdegrave Londra'da Arafat'ın danışmanı Bassam Ebu ŞeriPle Ankara: Memnuniyet goruşmelerde bulunmuştu. Kazablanka'da toplanan Franverici sızca konuşan Afrika uikeleri doDışişleri Bakanlığı, Tunus'taki ruğuna katılan Fas Kralı Hasan ile ABD Büyükelçisi'nin FKÖ yetki Fransa Cumhurbaşkanı François lilerivle temasla görevlendirilme Milterrand da ayn ayn yaptıkları sini "memnuniyet verici" buldu açıklamalarda, ABD'nin FKÖ ile ğunu bildirdi. diyalog kurma kararını çok önemDışişleri Bakanlığı'ndan dün li bulduklarını kaydettiler. yapılan açıklamada, şu görüşlere İsveç Dışişleri Bakanı Sten Anyer verildi: dersson ise, ABD'nin FKÖ ile di"ABD yönetiminin, FKÖ İcra yalog kurma kararının İsveçMn doKomitesi Başkanı Yaser Arafat' kuz aydır sürdürdüğü gizli diploın dün Cenevre'de düzenlediği ba masinin ürünü olduğunu söyledi. sın toplantısında yaptığı açıklamalann, ABD'nin FKÖ ile dialo Habbaş olumlu ğa girmek için ustunde durduğu hususları tatmin edici bir şekilde karşıladı karşıladığı ve bu itibarla, Tunus'Filistin Halk Kurtuiuş Cephetaki ABD Büyükelçisi'nin FKÖ si'nin Genel Sekreteri George yetkililerivle temas etmekle gorev Habbaş ise, ABD'nin FKÖ ile dilendirildiği yolundaki açıklaması yalog kararını olumlu karşıladı. nı memnuniyetle karşılıyoruz. Bu Arafat'ın en önde gelen muhaonemli gelişmenin barış sürecine liflerinden olan Habbaş, AFP'ye olumlu bir hareketlilik kazandıra yaptığı açıklamada, "ABD'nin bu cağına inanıyoruz. karan, işgal topraklanndaki FilisSayın Arafat'ın, Filistin taralı tin ayaklanmasının başansıdır" nın tutumu hakkında bazı çevre şeklinde konuştu. lerde dile getirilen tereddütleri orArafat'ın BM'deki konuşmatadan kaldıran bu son açıklama sından "Genelde memnun larını İsrail'in de gerçekçi ve ya olduğunu" kaydeden Habbaş, pıcı bir anlavışla değerlendirme Arafat'ın okuduğu metinde, tsrasini ve bölgede tüm tarafiarın il'in varlığının ABD'nin istediği meşru hak ve çıkarlarını gozete şekilde açık ve kesin olarak tanıncek adil ve kalıcı bir barışın tesisi madığı görüşünü savundu. yönünde kendisinden beklenen Habbaş, ABD'nin FKÖ ile dimukabil adımları atmasını ümit yalog kurma kararını vererek, ve temenni ediyoruz." " Uluslararası planda Arafat'a vize vermeyi reddedişi ile düştüğü yalnızhktan kurtulmak istediğini" Arap uikeleri söyledi. Filistin Halk Kurtuluş CepheBu arada, BM bünyesindeki Arap uikeleri temsilcileri tarafın si, Arafat'ın El Fetih Grubu ve dan dün akşam yapılan açıklama Nayif Havatme'nin Filistin Deda, ABD'nin FKÖ ile doğrudan mokratik Kurtuluş Cephesi ile birgoruşmeler yapma kararı, likte, FKÖ'yü oluşturan 3 ana "onemli" ve "olumlu" olarak ni gruptan birisi durumunda. telendirildi. Ote yandan Cenevre'deki BM BM Genel Kurulu'nun Filistin Genel Kurulu çalışmaları da dün konulu oturumuna katılması için sona erdi. FKÖ lideri Yaser AraFKÖ lideri Yaser Arafat'a vize fat da önceki geceki basın toplanvermeyen ABD'yi, bundan 15 gun tısının ardından Demokratik Alsonra bu kararı almaya yönelten manya'ya gitti. Bu ülkeye bir "iş unsurlar uzerinde uzun süre göru ziyareti" gerçekleştirdiği açıklanan Arafat'ın, Devlet Başkanı şülduğu kaydedildi. ABD ile FKÖ arasında yapıl Hoenecker ile de bir göruşme yaması kararlaştırılan goruşmelerin, pacağı bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle