25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER b. Eski Türkçe Sözlük'te madde başı olan sözcüğün tanımı yapıldıktan sonra bu sözcükle oluşan deyimler, söz toplulukları bitişik olmayarak gösterilmis, ancak doğru yazımlan bitişik ise gönderme imiyle o yazım da verilmiş ve bu bitişik yazım aynca madde başı yapdmıştır: "Dil peyniri dilpeyniri, iç güdü içgüdü" örneklerinde görüldüğü gibi. Bu sözcükler bitişik yazılmıyorlarsa ayrıca madde başı yazılmamış, açıklama burada verilmiştir, "yeni baskı", eski Türkçe Sözlük'ten bu gibi sözleri aktanrken izlenen yöntemdeki inceliği anlamadığmı göstermiştir. Şöyle ki: Yukarıda verdiğimiz örneklerin sözcüklerini madde içinde bitişik olmayarak yazdıktan sonra göndcrme imi ile yine bitişik olmayan biçimi göstermiştir. Bitişik olmayan biçim ayrıca madde başı yapıldığına göre tek sözcük maddesinde bir de bitişik olmayan biçimi yazıp bunu yine bitişik olmayan maddeye göndermenin ne gereği var? Belki şöyle diyecekler: "Tek sözcükle daha ne gibi söz topluluklannın oluştuğunu göstermek istedik." Bu savunmanın temelsizliğini ve başka bir tutarsızlığı ortaya koyacağını belirtmek için biz de diyeceğiz ki: "Yöntemimizbu idiyse neden "kuzu kestanesi"ni "kuzu" maddesinde, "mürekkep balığı"nı "mürekkep" maddesinde, "sağaçık"ı "sağ" maddesinde, peri bacası"m peri" maddesinde, "serin kanhhk"ı "serin" maddesinde, "öz deyiş'M "öz maddesinde, "ön ad"ı, "ön ahm"ı, "ön ek"i, "ön seçim"i, "ön sezi"yi... " ö n maddesinde göstermediniz? Bunlara benzer daha nicelerini?" "Yeni baskı"yı hazırlayanların bu tutumu, Gaziantep ağzındaki şu deyimi anımsatıyor: "Horasan'da halı dokunduğunu işitmiş ama enine mi uzununa mı bilmiyor." c. Yöntem bakımından "ön söz" için söylenecek sözleri şimdilik bu yazmın dışında bırakıyoruz. 8 KASIM 1988 Bu örneklerde, benzeri sözcüklerle kanştınlmasını önlemek gibi bir gerekçe de ileri sürülemez. Amaç, i sesinin değerini korumaksa "ima, iman, imar, ilan, sima, bidar. ." gibi sözcüklerin i'si üzerine de im konulmalıdır; konulmuyor, uzun söylenecekleri kulaktan öğrenilmeye bırakdıyor. öyleyse "biçare, bigünah, bikes..." gibi sözcüklerin uzun Kendisi bir sözlük hazırlamayan yeni Dil Kurumu hazıra konmak söyleneceği niçin kulaktan öğrenilmeye bırakılmasın? Yazını zorlaştıran, uygulama birliğini bozan istemiş, eski Dil Kurumu'nun Türkçe Sözlüğü'nü kendi yapıtı imiş bir yol izlemekte neden direniliyor? Uzun sesleri gibi yeniden bastırmış, ama birçok sözcüğün yazımım değistirmiş, belirtme ilkesi benimseniyorsa uzun a ve u'ların da kimi Türkçe sözcükler yerine Osmanlıcalarını koymuştur. Işin daha hep imlenmesi gerekmez mi? " y a z ı m " ı n "çeviriyazı" olmadığı neden düşünülmüyor? üzücü yanı, kendisini eski Dil Kurumu'nun "devamı" sayması ve Bu açıklamalar gösteriyor ki nispet i'sini ve Fars, "yeni baskı" ile eski Türkçe Sözlüğü düzeltiyormuş gibi bir durum ça olumsuzluk "bi"sinin i'leri üzerine uzatma imi takınmasıdır. Başkasının yapıtını "tahrif" ederek kendine mal koymanın hiçbir inandına gerekçesi yoktur. "tmlâ etmekîen başka bir şey olmayan bu davranışın adını siz söyleyin. Kılavuzu"nu ve "yeni baskı" sözlüğü hazırlayanların bile doğru uygulayamadıkları bir kuralın yazım kılavuzunda korunması, yazımı güçleştirmekten, kargaşayı arttırmaktan başka sonuç vermez. 1 kasım salı günü, bu sütunlarda çıkan yazıraı, reti kullanılır... Böylelıkle askeri (askeri) ve dini Bu kurul yazım kılavuzundan çıkarılmalıdır. (dini) gibi biçimlerin kanştınlması önlenmiş olur." kaldığı yerden sürdürüyorum. Bu gerekçe de çürüktür. Çünkü birbirine benze L'yi inceltme ve kesme imleri Nispet i'sine uzatma imi yen, ancak anlamları ayru olan sözcüklerin kanş"Yeni baskı", l'yi inceltmek için " " imi ve kiYeni Dil Kurumu'nun uzatma imini gerekli ol tınlmasını önlemek için yazımlannda ayına im kul mi heceleri ayırmak için " ' " imi kullanarak da mayan yerlerde kullandığını, bundan önce tmlâ Kı lanmak doğru bir yöntem sayılınca dilimizde bu eski Türkçe Sözlük'teki yaamlarda değişiklikler lavuzu'nu eleştirirken uzun uzun anlatmıştık (1). lunan bu tür sayısız sözcüklere im koymamız ge yapmış, böylece yazımı bir kat daha güçleştirme ve Bu tutku "yeni baskı" sözlükte de surmektedir. rekir. Oysa iki ya da daha çok anlamı bulunan şı kargaşaya sürükleme yoluna sapmıştır. Bu konuNispet i'si üzerine uzatma imi koymanın uygula gibi sözcüklerde "kanştırmayı önlemek" için iır daki düşüncelerimizi tmlâ Kılavuzu'nu eleştirirken mada çok zorluklar yaratacağını ve birçok yanlış kullanmayı hiç düşünmüyoruz: "al, aş, at, azdı belirtmiş olduğumuzdan burada yinelemeyeceğiz. yazımlara yol açacağını burada da yinelememiz ge bana, buna, bin, yüz, yedi, altı, baz, cal, dal, di "Yeni baskı" sözlükte birtakım yöntem tutarrekmiştir. lmlâ Kılavuzu'nun ilk baskısmda nispet don, ek, geç, güi, kaba, kaç, kalın, kan, kap, kaz sızlıklan da görülmektedir: i'si olmayan birtakım i'ler üzerine uzatma imi ko koy, koyun, san, sap, sol, soy, taştı, uç, yan, yaz a. Birçok tanımlar, madde başı Türkçe olan yernulmuş olduğunu göstermemiz üzerine ikinci bas yazın, yılan, yıldız, yol..." de yapünvş, kimi tanımlar ise madde başı Türkçe kıda çoğu kaldınlmış, ama nispet i'si olmayan kiolan yerde yapılmayarak burada sadece Osmanlımi i'lerde yine im bulunduğu görülmüştü. Bunları Başka bir uzatma ca karşüık gösterilmiş ve tanım Osmanhca'nın madda belirterek eleştirmiştik. (2) Beklenirdi ki artık de başı olduğu yerde verilmiştir. örneğin madde "yeni baskı"da bu yanlışlara rastlanmasın. Ne ge"Yeni baskı", Farsça olumsuzluk öneki olan başı "dilbilgisi"nin tanımı burada yapılmış ve karzer? Yanlış yazımlar sürüyor. tşte ömekler: hmlî, "bi"leri de uzatma imli i'lerle gösteriyor: Biçare, şıhğı olan "gramer", tek sözcük olarak eklenmiş, hamî, lâubli, naşî, mer'î, sari. Bu sözcüklerin son bigünah, bihaber, bikes, bipenna, bitaf, bitaraf... "gramer" maddesinde de sadece "dilbilgisi" diye larındaki i'ler nispet i'si olmadığı halde nispet i'si gibi. Bu uygulamaya göre "bihuş" sözcüğünde de karşılık gösterilmişken madde başı "belirteç"te ise sarularak imlenmiş. Ya şu şaşırtıcı örneğe ne de uzatma bulunmalı idi; yok. Ote yandan olumsuz tanım yapılmayarak sadece "zarP" karşüıgı verilmeli: tmlâ Kılavuzu'nun ikinci baskısmda (s.8) luk eki olmayan "bigâne"nin "bi"sine uzatma miş, tanım " z a r r ' maddesinde yapılmıştır. "tiryaki" sözcüğünün sonundaki î'nin i'ye dönüş koymuşlar. Bu örnekler bir kez daha gösteriyor ki Madde başı "biçem"de tanım yapılmayıp müş olduğu bildirilmişken bundan sadece altı ay i üzerine uzatma imi konulup konulmayacagmı kes "üslup" karşılığı gösterilmis, tanım "üslup"ta vesonra yayımlanan "yeni baskı"da (s. 1478) tam tersi tirebilmek için, Arapça sözcüklerde nispet kavra rilmiştir. görülmekte, "tiryaki"nin sonundaki " i " uzatma mı var mı, yok mu diye düşünmek gerektiği gibi Madde başı "konuşu" sözcüğünün karşısına salı yazılmış bulunmaktadır. Farsça sözcüklerin başındaki uzun i'nin olumsuz dece "kolekyum" yazılmış ve tanım "kolokyum"tmlâ Kılavuzu'nda uzatma imi kullanmanın ge luk "bi"si olup olmadıgmı bilmek gerekiyor. Arap da verümistir. ça ve Farsça bilmeyenin basaramayacağı, dahası, Madde başı "değinti" sözcüğünün karşısına sarekçesi şöyle bildiriliyor: (s.7) kuralı koyanlann bile uygulamada şaşırdıklan bir dece "temas" yazılmış ve tanım "temas"ta yapıl"Eski nispet i'sini göstermek için düzeltme işa yazım yöntemine sağlam bir yöntem denilebilir mi? mıştır. "Y eııi Baskı" Türkçe Sözluk2 PENCERE BebekL Kâğıt bunalımı bir yandan, enflasyon yangını bir yandan, geçim darlığı bir yandan basını soluksuz bırakıyor. Kimi gazete, satışını arttırmak için okurlanna kartondan oyuncak ev, otomobil, uçak, bebek dağıtıyor Uğur Mumcu dedi ki: Biz de solcu döneklerin kartondan bebeklerini okurlarımıza dağıtsak... Güldük. Bebekle oynanır... Kişi başkasının elinde oyuncak oldu mu, bebekleşir. Eski solcu, zaten iktidarın elinde oyuncak olmuş, ayrıca kartondan bebeğine ne gerek var? Bebek çok anlamlı bir sözcük. İlk akla gelen anlamı, yeni doğmuş insan yavrusu. Sonra da çocukların oynadığı yapay bebek çağrışıma yol açıyor; Fazıl Hüsnü Dağlarca çocukla bebeği unutulmaz dizelerle şiirleştirmiş: Çocuklar korkunç, Allahım Elleri, yüzleri, saçlan. Uyurlar bütün gece \t>k sana ihtiyaçları. Çocuklar korkunç, Allahım, Bebek yaparlar haçları. Bebek, her şeyden olur, tahta, plastik, çamur, alçı, kâğıt, karton, her şeyden... Bir de Allah'ın yarattığı bebekler var ki vallahi insanı baştan çıkarır. Köşeyi dönmüş, holdingini kurmuş, voliyi vurmuş işadamları da bebeklerden çok hoşlanırlar. Çekersın altına arabayı, boyarsın saçlarını sarıya; al sana, takılı. kokulu, boyalı, vizonlu, uzun kirpikli, kısa akıllı bebek; yatırdığın zaman gözlerini kapar, kaldırdığın zaman açar... Pahalıdır; ama, oyna oynayabildiğince... Erkek çocukların bebekle oynamaları sakıncalıdır, ilerde nonoşlaşacağına işarettir; yaşlı erkeklerin de bebeklerle çok oynaması rizikoludur; kesesi boşalabilir, sermayeyi kediye yükleyebilir, yüreği çatlayabilir adamın... Batıda bu işin incelikleri göz önüne alınarak demokratik bir yaklaşımla her sınıftan erkeğe bebek üretilmiştir. Plastikten şişirme sarışınlar var. Al bir tane, şişir, plajda yanına yatır, otomobilde yanına oturt, sarışın bebek yatakta ısıtmasa bile gevezelik de etmez; uygarlık gelişiyor; kimbilir, ilerde bilgisayarlı plastik belki de silikonlu bebekler üretırler. Konuşan ilk bebeği 1823'te makine ustası Maelzel yapmış; düklere, kontlara sunmuş. Bebek de sınıfsaldır; proletarya için çaputtan, burjuvazi için dantelli ve konuşkan. Çağımızda zengin toplumların çoğalmaması; yoksul ülkelerın habıre bebek yaparak nüfus patlamasına sarması bir rastlantı mı sayılmalı? • Çok güzel bir kadın nasıl tanımlanır: Bebek gibi kadın!. İşe yaramaz bir herif için ne denir: Sakalh bebek!.. Ne var ki günümüzde hem erkek hem kadın için bebekleşmek hoş değil... Çocukluğumdan bir anı arada sırada bellek istifimden kurtulup su yüzüne vurur. Bir gün annem komşu hanımlarla konuşurken bir lâf kulağıma çalındı: Bebek bekliyorum. Ne demekti bu? Meğer bir kardeş gelecekmiş; onu bekliyormuşuz. Bebek beklemek kolay değil; ama, bebekle yaşamak da kolay degildir. Bebek nedir ki? Canlı da olsa, cansız da olsa, küçük de olsa, büyük de olsa, plastikten ya da çaputtan da olsa, bir oyuncak. Belki en pahalısı konuşur, gözlerini açar kapar; ama, en güzeli, baş döndüreni, göz kamaştıranı, birkaç gün sonra can sıkmaya başlar. Kimi erkek bunu bilmez de olgunluğunda bebek bekler oynamak için... Bebekle oynanır. İnsanla oynanmaz. • 's İnsanın insana verdiğini bebek bilemez. Nereden bilsin ki? Öğrenmesi için büyümesi gerek. ÖMER ASIM AKSOY Sözün kısası Kendisi bir sözlük hazırlamayan yeni Dil Kurumu hazıra konmak istemiş, eski Dil Kurumu'nun Türkçe Sözlüğü'nü kendi yapıtı imiş gibi yeniden bastırmış, ama birçok sözcüğün yazımım değiştirmiş, kimi Türkçe sözcükler yerine Osmanhcalarını koymuştur. tşin daha üzücü yanı, kendisini eski Diî Kurumu'nun "devamı" sayması ve "yeni baskı" ile eski Türkçe Sözlüğü düzeltiyormuş gibi bir durum takınmasıdır. Başkasının yapıtını "tahrif" ederek kendine mal etmekten başka bir şey olmayan bu davranışın adını siz söyleyin. (1) Cumhuriyet, 4, 6, 12, 16 Maıt 1986 (2) Çajdaş Türk Dili, Haziran 1988 HESAPLAŞMA BURHANARPAD ! " On beş günde bir çıkar. derginin adı: Ölçü. Mühendisler ve Mimarlar Birliği'nce çıkarılıyor. Ne var ki, kuru ve renksiz bir meslek dergisi değil Ulke sorunlan ve ekonomi yapısı eleştirici bir gözle ele alınıyor. Geçen eylül sayısında Ölçüde Mimarlar Odası istanbul Şubesi Mimarlar Odası Başkanı Yücel Yüksel'in İstanbul üzerine bir yazışı var: "Sömürü ve yağmalamada küçük Türkiye: İstanbul" diyor. Ne var ki, istanbul'u yok pahasına satan yöneticiler ve özellikle İstanbul Belediyesi üzerine şunlar yazılı: "İstanbul, hizmet ağiriıklı, uluslararası iş merkezi yapılmak uğruna başkalaşıma ve kimlik yozlaşmasına zorlanarak yakın tarih sömürgeciliğinin ortaya çıkardığı Beyrut, HongKong, Singapur gibi kentlere benzetilmeye çalişılıyor. Haliç'in iki yakası, tarihi eser ayrımı gözetilmeksizin ve nasıl kullanılacağını belirleyen yasal bir plana bağianmaksızın hukuk dışı yöntemlerle yıkılarak spekülasyona açık bir arsalar butünü durumuna dönüşturülmüştür. Bu çevrede Üçüncü Boğaz Köprüsü ingiliz, tüpgeçit Fransız, Dördüncü Hajiç Köprüsü İngiliz, Disneyland İngilizJapon, Boğaz teleferiği İsyiçre, doğalgaz Fransız, Florya, Taksim ve Aksaray'daki oteller İngiliz, Maçka'daki otel Japon şırketlerine verilmektedir. İstanbul Belediyesi'nin resmi bilgileri çevresinde gerçekleştirilecek olan bu yatırımların toplam bedeli bir milyar dolardır. Ayrıca hızlı tramvay işletmesi için isveç'ten, deniz otobüsleri için Federal Almanya ve Norveç'ten, Galata Köprüsü için Federal Almanya'dan, iş makineleri için Amerika ve Japonya'dan. İSKAİ (su ve kanalizasyon) yatırımları için Amerika'dan alınar borçların toplamı bir milyar doları aşmaktadır. Sayıları şimdilik yirmiyi bulan gökdelen otellerin, tarihi kentin içinden geçen oto yollann. kentin çöp, su, kanalizasyon, haberleşme, enerji dağılımı sistemlerinin tümünün, bu çerçeve içinde ele aldtğımızda istanbul'un milyarlarca dolaritk (büyük iş!) alanı olduğunu görürüz. Ancak bu yatırımların, bir yandan kentin binlerce yıllık mirasının yağmalanması, öte yandan kentin geleceğinin ipotek altına alınması ile gerçekleşebileceğini söylemek kehanet değildir. Yalnızca 1987 yılında ciddi bir nazım plan yapılmadan, İstanbul için alınan imar kararları önümüzdeki on yıl içinde gerçekleşecek, yaklaşık iki yüz milyar dolarlık spekülatif değer artışına neden olacaictır. Bu spekülasyonun yaratacağı baskı ve zor, bütün insanlığın malı olan kültürel değerleri yıkacak, her türlü insanctl değeri yozlaştıracak bir başkalaşıma yol açacaktır." İstanbul'da 3. Boğaz Köprüsü'nü zorlayan dünya para babalarının iki amacı var: Dünya kapitalizmine yağlı kuyruk iş olanağı sağlamak. JaponyaLondra koridorunu geçerken İstanbul'a birkaç saatliğine şöyle bir uğrayıvermek. Üçüncü Boğaz Köprüsü için direnenlerin amacı böylesine ortada. Amaçlan böylesine Türkiye ve İstanbul düşmanı. Tokyo'da bindikleri uçağın Yeşilköy'e uğramasından yararlanarak helikoptere atlayıverip gökdelen otelin terasında iş ilişkilerini konuşmak. Bir yandan viskisini yudumlayarak. Sonra yine helikopterle Yeşilköy. Sonra Frankfurt'a, belki İsviçre'ye ya da Paris'e, Londra'ya uçmak. Üçüncü köprüye karşı çıkanlar bunun ülke ekonomisi için yararsız olduğunu savunuyorlar. Ne var ki, ülke ekonomısini taşralı para babalan değil, ANAP maskeli dünya para babalan yönetiyor. İstanbul'da acı bir örnek: 19401950 yıllarında kurulmuş olan HV. Levent evterinin birer ikişer yıktırılarak yerlerine 3570 katlı alaturka gökdelenler yapılması girişimleri sürdürülüyor. O güzelim bahçeli evleri kör çıkarları uğruna yıktırmak isteyen kişiler için hangi deyimi kullanmah? Canımız oğlumuz OKURLARDAN Huzur bozan mikrofonlu trafik polisleri Valisi Cahit Bayar'ın bilgilerine sunar, 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, 5442 sayılı tl tdaresi Kanunu, 1580 sayılı Belediyeler Kanunu ve 3030 sayılı Büyükşehir Yönetimi Beşiktaş Barbaros Bulvan'nda hakkındaki kanunun ilgili hoparlörlü araçlar ile görev Beşiktaş, Barbaros Bulvarı ve hükümlerine istinaden Beşiktaş, yaptığım zanneden trafik yöresindeki binalarda ikâmet polisleri, bulvardaki binalarda eden ihtiyarı, hastası ve çocuğu Barbaros Bulvan'ndaki trafik polislerinin yarattıklan fuzuli ikâmet eden vatandaşlan sebep ile milleti heyecanlandırarak gürültülerin kesinlikle oldukları gürültüler ile son görev yaptıklarım zanneden önlenmesini İstanbul'un en derece rahatsız etmektedirler. araçlı trafik polisleri, büyük mülki amiri Saym Vali Araçları hoparlörler ile araçlarmın hoparlörlerinden donatılmış trafik polislerinin Cahit Bayar'dan öncelikle rica canhıraş bir sesle sabahın şafağında, gecenin ederiz. mikrofonlardan bağırarak karanlığtnda zaman ve mekân YAVUZ ÇALDIRAN yapılan polis ikaz ve tanımadan, hiçbir kurala saygı uyarılanndaki davranışlar göstermeden, kanun ve nizama yasalara da aykındır. 11 Aralık riayet etmeden mikrofonlan 1986 tarihti 19308 sayılı Resmi ellerine alarak hoparlörler ile Gazete'de Basbakanlık'tan çevrede yarattıklan gürültüler gürültü kontrol başlığı ile 16 Ekim 1988 tarihli sayesinde Barbaros neşredilen yönetmelik, gazetenizde yayımlanan Bulv.n'ndaki binalarda oturan vatandaşın huzurunun "Yabancı dilde kargaşa" vatandaşlarda huzur diye bir korunması için açık ve başlıklı haberi okudum. şey bırakmamıslardır. Bu koruyucu hükümler getirmiştir. Konuyla uzun süredir bulvarda son aylarda görevli ilgilenmekteyim. Pek çok hoparlörlü 34 A 0716 34 A 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun sorunlan olan eğitim ve 0721 ve polis minibüsü 34 A 14. maddesine istinaden öğretim yaşantımızda bu tür 1795 plakalı trafik arabalarmda hazırlanan bu yönetmeliğin 5. uygulama "eşine ender görevli polis memurlan, maddesinin 1. fıkrası, kendi rastlanır" niteliği ile ilk kez Barbaros Bulvarı yetki alanları içerisinde gözlenmektedir. "Basamaklı guzergâhındaki binalarda uygulanmasından mahallin en kur sistemi" ile ilgili akıllarda ikâmet eden vatandaşlann büyük mülki amiri cevabı verilemeyen pek çok huzurlanm hiç düşünmek yükümlüdür. Dolayısıyla araçlı soru var. lüzumunu hissetmeden, trafik polisleri mikrofonlarmm araçlarmın hoparlörlerini ayarlarını sonuna Jcadar açarak Bu sistem ülkemizin sonuna kadar açarak arabadaki arabalarındaki hoparlörlerden mikrofonlanndan seslerinin en seslerinin en yüksek tonundan koşullanna uygun mudur? Sistem yaygınlaştırılmadan yüksek perdesinden (sefer bağırmakla görev yaptıklarım önce, neden bir kaç okulda, halindeki araçlara ve yayalara zannedenleri İstanbul'un Saym belirli bir süre içinde denenerek muhtelif komutlar verirken) davudi seslerini halka duyurmakla görev yaptıklarım zannediyorlar ve vazife yapmamn da bir kuralı olduğunu unutuyorlar. olumlu ve olumsuz yanları saptanmamıştır? Eski yabancı dil sisteminin temel gereksinimleri olan, öğretmen, dershane, araçgereç vb. sağlanmadan yeni sisteme hangi cesaretle geçilebilmiştir? Yabancı dil dersleri isteğe bağlı kılınırken, özel becLti gerektiren resim, müzik ve beden eğitimi dersleri niçin zorunlu ders olarak uygulanılmaktadır? Yabancı dil öğretiminde başansızhk oranı çok fazla ise, matematik ve fen grubu derslerindeki başarı durumu daha mı yüksektir? O takdirde bu derslerin de zorunlu olmamalan gerekmiyor mu? Yeni öğretim yılı başlamadan önce, bu özel okulların hazırlık sınıflarım en az 70 puanla geçmiş olan öğretmen çocukları Anadolu liselerine geçiş sınavma katıldılar. İlginçtir bu öğrencilerin çok büyük bir kısmı 44 puanın alttnda sonuçlar aldılar. Sonuç olarak; okullanmızdaki eğitim ve öğretim sorunlarımız, çağdaş, kalıcı ve ülkemiz koşullanna uygun yöntemlerle çözüme ulaştınlmalıdır. Bu konuda basınımıza, siyasal partilerimize ve aydınlanmıza çok büyük görevler düşmektedir. ARKIN CANTEKİN tstanbul "Ölçü Basamaklı kur sistemi VEFAT ve BAŞSAĞUĞI Üyemiz, Basın Şeref Kartı sahibi değerli meslekdaşımız ASAFAYÇIL 6 Kasım 1988 Pazar günü vefat etmiştir. 1911 yılında İstanbul'da doğan Ayçıl mesleğe ilk adıraını 1924 yılmda, Cumhuriyet Gazetesi'nin yayına başlamasıyla teknik servislerde görev alarak attı. Daha sonraki yıllarda Vakit, Haber gazeteleri, KırmızıBeyaz ve Türkspor dergilerinde muhabir ve yazar olarak çalıştı. Gece Postası ve Cumhuriyet Gazetelerinde spor servisinde göre\p alan Ayçıl, röportaj, inceleme, fıkra dallannda çeşitli ödüller kazandı. Cemiyetimiz Balotaj Kurulu üyeliğinde bulunan Asaf Ayçıl evli ve 3 çocuk babasıydı. Vefatı camiamızda büyük üzüntü yaratan Ayçıl'ın cenazesi 7 Kasıra 1988 Pazartesi günü'ikindi namazından sonra Levent Camü'nden kaldınlarak Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilmişti/. Asaf Ayçıl'a Tanndan rahmet, ailesine ve üyelerimize başsağhğı dileriz. ÇAĞDAŞ "Haziran'da ölmek zor,. TIP ÖĞRENCİLERİ DERGİSİ 5. SAYI ÇIKTI • FAKÜLTELERİNİZDE Biüneyen baj ajnsı: TUS "Bu okul bana sadece not verdi" "Hacettepe daha başarıb olmabydı" "Mezun olan hekimler bügi ve beceriden yoksun olmaya mahkumdur" Darülfünundaki eğitim daha iyiydi. Deneme • öykü • Müzik • Sinema • Pano QkU. tunt pltık ıv kuselçilenlf BAR ıŞ M U Z I K U R E T 1 M A Ş I M ( 6 » Adresi: Samık Kemal Cad. Abdüllatif Paşa Sok. Sekerci Hac No: 6/37 Aksaraytstanbul GAZETECİLER CEMİYETİ sayın doktor ve eczacılara anjîotensin çevirici enzim (ACE) inhibitörü antihipertansif Gurup Op. Dr. CENGİZ KHJÇ'ı yitirdik. Cenazesi 8.11.1988 Saü (bugün) Cerrahpasa Camii'nde küınacak öğle namazından sonra Yeniköy MezarhğVnda toprağa verilecektir. Sevenlerine duyurulur. AİLESİ ELVEDA DÜIV\A MERHABA KAİNAT "Adam Gibi Adam" Yol arkadaşımız, kardeşimiz Operatör Doktor CENGİZ KHJÇ'ı sonsuzluğa uğurluyoruz. | kaptopril 2550 mg tablet 48 tabletlik blister ambalajlarda piyasaya verilmiştir kapril ntı&ot öfcç Sanayit A. 5. MERHABA DEME SAKIN m/ Tuhfpiok, ve iysetçılerde Blok 6510 UnHaqant fs Teı 5 2 0 9 6 8 9 1 GOLF CL bayandan 1982 model orijinal 46.000 km.'de 16.000.000 Tel.: 169 59 83 Barolar Birliği'nden 28.1.1971 tarih ve 371 no.lu avukatlık ruhsaıım zayi olmuştur, yenisi alacağımdan hükümsiizdür. Av. İ. ASDAÇ BİLGES İngiltere'de Ingilizceyi ucuz öğrenme imkânını Derin Limited sağlar. 1. 158 53 42 4. 213 68 67 ATİKA SAHAF Her lürlü eski Türkçe ve İngilizce kitaplarmız değerinde alınır. 336 75 57 Klasik ve folk gitar dersleri 542 90 85 ARKADAŞLARIADCVA NAMIK KEMAL BO\A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle