Katalog

CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER yor Fakat elımızdekı oyun, ılerde tamamlanmak uzere parça parça kaleme alınmıştır Işte bu yarım yarnalak oyundan bır dızj sahne sunayım sıze VVoyzeck yuzbaşıyı tıraş edıyor, "W ovzeck sende erdem yok, erdemlı bır ınsan değılsın sen " Nerden bılıyor yuztaşı bunu, Woyzeck'ın erdemlı olmadığını'' Boyle bır bılgı yok el bette, ama VVoyzeck'ın tragedvası kurulmaktadır Açıklık bır yer VVoyzeck arkadaşına, "Gecelerı bır kafa yuvarlanıyor orada Andreas Bınsı bır gun elı ne alacak olmuş, kırpı sanmış da, uç gun uç gece zor dayandı, obur dunyayı boyladı" Mane ço cuğu ıle pencerede, pencerenın onunden geçen as kerler Marıe yavrusuna, "Gel yavrum, ne derlerse desınler, yıne de yoksul bır orospu çocuğusun sen" Sonra bır panayır çadırı Marıe, "Ne ay dınlık 1 ", VVoyzeck, "Evet, Marıe, ateş gozlu kaıa kedıler Ahnegece 1 " Doktorun odası VVoyzeck, "Öğleyın guneş tepeye çıkıp da dunya ateşe duşmuş gıbı yanmaya başlayınca, ışte o zaman korkunç bır ses bır şeyler dıyor bana " Kışlanın avlusu VVoyzeck, "Ne gormuştum bu gece düşte ben ? Bır bıçak değıl mıydı9 Ne delıce duşler göruyor ın san" Eskıcı dukkânı VVoyzeck, "Bıçak kaç pa r a 9 " , Yahudı, "İki kuruş" Gol kıyısında keçı yolu VVoyzeck, Mane'ye, "Uşuyor musun' Insan soğudu mu bır kez, hıç uşumez artık " Kısaca Ge org Buchner'ın taslağında bır tragedyanın gerektırdığı her şey var VVoyzeck'ın atlıya atlıya ızledığım kısa yaşamı yettı bana onu tanınıak ıçın Belkı, dıyorum, daha uzun, daha derlı toplu anlatılsaydı bulamazdım konunun bam telını Bu ıkı yapıt bana şunu duşundürdu Bır romanı, bır oyunu, ahşüdığı gıbı, kurallar uyarınca yazmalı, sonra onu orasından burasından makaslamalı, gerıye kalanı yayımlamalı Neden sadece eksık olanlara takılıp kalıyoruz' Fazla olanları nasıl tanıyacağız9 Şure gelınce Hıçbır şıırın başı ve sonu yoktur ve butun şurler eksıktır Pazar yavlanna başlayan Sayın Hıfzt Veldet Velıde deoğlu'ya Nâzım Hıkmel ın ıkı dızesı ıle hoş geldın de mek ıstıyorum ' 'Hos geldın / Kestlmış bır kol gıbı omuzbaşımızdaydı boşluğun " // KASIM 1988 MELİH CEVDET ANDAY karılabılır dıye duşunerek bunları yazıyorum Burada, gene boyle bır beklenmedık ölum sonu cu, varım değıl, tıpkı Tanpınar'ın romanı gıbı paıça parça kalmış olan bır yabancı başyapıttan soz et mek ıstıyorum Georg Buchner'ın "Woyzeck" adlı Rahmetlı Ahmet Hamdı Tanpınar ın bıtmemış akraba Sonra uzennde bıraz sıkça durulan Le> oyunundan Daha ılk okuyuşumda benı eşıne a? romanı "Aydakı Kadın" geçen vıl ekım ayında ba la Hanım Akışa katılıyorsunuz. gınvorsunuz rastlanır bıçımde etkısı altına almış olan bu oyu sılmıştı Adam Yaymları arasında Çok ılgı uyan olavların ıçıne Derken parantez ıçmde noktalar nun eksık kalmasına hıç de uzulmeınıştım, bana ve dırdı, otekı romanları gıbı Demek ben ancak bır Kesıldı roman, başka bır yennden surduğu anlaşı receğını vermıştı çunku, baş kışının yaşamından yü sotıra bulabıldım onu okuma olanağını Benı ge lıyor, belkı arava bır parça gırecektı vok, >a mus oluşan parça tragedyayı ortaya çıkarmaya yetıyor cıktıren ne ıdı, "Aydakı Kadın"ın bıtmemış olması veddeler arasında bulunmamış ya da \ azılmamış, du çunku Woyzeck'm bu "parça"lığı ıle oynan mı 9 Hayır, bır romanın, bır oyunun, bır şurın "bıt yazılması sonraya bırakılmış Bız şımdı Selım ıle ması da bunu gosterıyor mesı", sam>orum o yapıta çok bır şev kazandır Suat'ı Parıs'te ızlemeye başlıyoruz Ama o da ke Georg Buchner, 1913'te Darmstadt yakınların maz, se\dığımz yapıtları bır geçırın belleğınızden, sılıverıyor Bırden bır Beyoğlu evı "Her cınsten parça parça canlanacaktır onlar, "butun" hıçbır çıplak omui, goğus, tebessum, sahte \e>a hakıkı dakı Goddelau kasabasında doğmuştu Daha ku zaman tam olarak çıkma>acaktır karşınıza, çıka mucevher parütısı, pudra, çıçekle karışmış dışı ko vuk yaşlarmda yazınla ılgılenme fırsatını buldu Sha maz, çunku hıçbır sanat vapıtı gerçekten kusu vecan sıkıntısı " Ve elbet Tanpınar'ın onca kespeare'ı, Homeros'u, Goethe'yı, Schıller'ı, Aısk "tamamla"rruş" değıldır Yanlış anlaşılmasın, za duşkun olduğu konuşmalar Sonra apartman kom >los'u, Sofokles'ı okudu Unıversıteye Strasbourg' manın getırdığı yorumlarla o yapıtın boyuna yenı şusu Naşıt Bev'ın, Selım'ı daıresıne buyur etmesı, da gırmesı, duşuncelerının yönlenmesı açısından den doğduğunu soylemek değü nıvetım, evet, o da emekh bır asker Naşıt Bey eskıden atçı ımış, ya çok onemlı oldu Orada çağın unlulerı ıle tanıştı vardır elbette, gerçek sanatın ölumsuzluğü ondan rışlar kazanmış bundan oturu unlu, şımdı hasta, Arkadaşları ıle "Insan Hakları Bırlığı" adlı gızlı kaynaklanır, ama ben yaratıcının "bıtırme"yı an oksuruklu, Momsen'ın Roma Tanhı'nı, Cevdet Pa bır >emınh bırlık kurdu Kovalandı, kaçtı Ilk ve layamayacağı kanısında olduğumu ılen suru>orum şa'nın tanhlerını okuyor, ^ ıldınm ve Tımurlenk us en unlu yapıtı "Danton'un Ölumu" adlı oyunudur Gerçı Ahmet Hamdı Tanpınar böyle davranmadı, tune duşuncelerı var Bır sevda ılışkısı sorunu açı Kaynakları bol bol kullanması açısından tarıhsel bır oyun savılabılır bu Ötekı oyunlannı bır yana başlamış romanını yazmaya, hem de öyle başından yor Selım'e, anlıyorsunuz bır olaya takıldığımzı başlayıp sona doğru değıl, orasından burasından Sonra bırden koşkun emektarı Alı Efendı ıle kar bırakırsak, Buchner, Woyzeck'ı gerçek bır olaydan kaleme almış anlatacaklarını, kımı notlar da yaz şılaşma, doyulmaz anılar (Tanpınar'ın onca duş esınlenerek yazmıştır mış, omru yetseymış bağlavacakmış bu parçaları, kun olduğu anılar ) Gene bırden, Zumrut Hanım' Şımdı gerçek Woyzeck'ın yaşamına bır göz atabır butun çıkaracakmış orta>a Olayı merak eden, la sevışme Annesı verınde bır kadınla, se\dığı lım ve oyunda bu yaşamın ne kadarı ıle yansıdığı sonunda ne olacak dıye duşunen okur ıçın boylesı Atıfe'mn anası ıle "Gıdasını bulduğu yerde te nı kısaca görelım 1870'te Leıpzıg'de doğrnuş Woyhıç de çekıcı değıldır elbet, bılmez mıyım, yaşamı mın eden o et yıven nebatlara, buyuk orumceklere zeck, daha çocukken anasız babasız kalmış, gençbulmak ıster o, okuduğu romanda, kışılerle ara benzeyen kadın " Keselım burada lığı Fransız devrımını ızleyen Avrupa'nın en karı sında bırtakım benzerlıkler kurar, olavın kendı ba Bunları boyle parça parça, hangı butun ıçıne yer şık yıllarında geçmış, hıçbır yerde ış bulamamış, şından geçtığını duşler Kuçumsemıyorum, ama leştırıleceğını bılmeden, tatlı tatlı, hem de merak sonunda askere yazılmış, savaşa gıtmış, ılışkı kurböylesının, demek parça parçalığın yaşama daha la okudum Burada elbet "roman kuruluşu" kav duğu bır kızdan çocuğu olmuş ama savaşın karıda benzedığını soylersem onu ınandırabılır mıyım ramının tumden boş mu olduğu sorusu ıle karşıla şıklığı ıçınde onunla evlenememış, kendı yoklugundersınız9 Sanmam Gerçekte bır yapıtta butunlu şacağımı bılıyorum Benım bu konuda soyleyece da sevgıhsımn başka askerlerle düşüp kalktıgını oğğu aravan ne az okur vardır1 ğım kısaca şudur Roman kuruluşu dıye donmuş renmış, sesler duymaya başlamış, terhısten sonra Başlıyorsunuz okumaya, bekâr evınde sabahle bır yapı duşunülmeraelıdır, böylece "roman yapı kendınden yaşlı bır kadınla ılışkı kurmuş, o da alIan"ndan soz etmek daha doğru olur Bır "kuru datıyormuş Woyzeck'ı, ışsızhk, parasızlık ıçınde dıyın uyanan Selım'ı buluyorsunuz karşınızda, gör luş", bır "yapı" romanın boğazını sıkıp canını çı lencılığe kadar düşen genç, boşlukta duyduğu sesduğu ruyanm etkısınden daha kurtulamamış (Tan pınar'ın ruyaJara duşkunluğu), kafası karma ka karmamalıdır, baş ve son eskı önemını çoktan yı ler, gozune görünen hayaller arttıkca, yaşadığı kanşık, sonra hızmetçısı Helenı, onun kızı guzel Mane tırmıştır Ahmet Hamdı Tanpınar'ın, "Aydakı dını öldurmeye karar vermış, öldürmüş, uzun suKadın" adlı romanında böylesı bır ozgurluk dene ren duruşmasından sonra başı kıhçla kesılerek ıdam ve hemen çarçabuk, bırbın arkasma üşuşen anılar mesıne gırıştığını söyleyecek değılım, ben olumün edılmış Georg Buchner'ın VVoyzeck hakkındakı Dedesı Hayrettın Paşa'nın Erenkoy'dekı köşku, ba neden olduğu "bıtmemışlık"ten kımı sonuçlar çı doktor raporlarını ınceden ınceye okuduğu bılınıba, anne, kardeşler, horoz, at, okul vearkadaşlar İki Taslak PENCERE SilKJn Üstünüzden Şu Ölü Toprağını... Hanım Sönmez, üstüne benzın dokerek kıbrıtı çakmış, başlamış yanmaya Cevredekıler yetısmısler, tutusan mantosunu çıkarıp atmışlar, kadıncağızı kurtarmıslar, ılkyardım hastanesıne göturmuşler Hanım Sonmez demıs kı Oğlum Dıyarbakır Cezaeuı'nden Eskısehır'e nakledıtdı Ken dısınden hıçbır haber alamıyoruz Oğluma yorgan dıkıp gondermıştım Onu almıslar Gönderdığım yıyeceklerı vermıyorlar Oğ lum betonlar üstunde yattyor 25 gündur açlık grwındeymış 01 mesını ıstemıyorum Ben öleyım daha tyı " Adana Cezaevı'nde aclık grevını surdururken hastaneye kaldırılan Halıt Kırık ağırlasmış Türkıye'nın her yanına serpılmış mapushanelerde 1000 ı as kın tutuklu ve mahkum aclık grevınden olum orucuna gıden yolda yüruyor Kaç kışı 'dönusu olmayan nokta"y\ aştı' Bılemıyoruz Muhalefet sağır ıktıdar zalım basın ılgısız, gençler kararlı Adalet Bakanı ha var ha yok Gâzlemcıler bakanın müstesarına tes lım olduğunu soylüyorlar Turgut Bey faızlerı duşunuyor Semra Hanım ne gıyeceğını'? Papatya devnnde saltanat surüyor Eskıden kamuoyu Hındıstanda Gandı'nın açlık grevını gazetelerde okur, ılgılenırdı, şımdı kendı cocuklarımızın açlık grevı bıze vız mı gelıyor' • Bır dostum dedı kı Sen de sıktın ama Neden' Hapıshaneden, açlık grevınden, ölüm orucundan, ınsan haklarından baska yazılacak şey yok m u ' Oysa ben oturup kalkarken uyur uyanık yer ıçerken, cezaevlennde açlık grevı yapan gençler, düşunuyorum her kesın de düşünmesını ıstıyorum Ağzıma bır lokma atarken aklıma ölum orucu tutanlar gelıyor Bızım muhalefet partılerını de anlamıyorum Görünuşe bakılırsa muhalefet açlık grevlerıne uzak Olaya uzak kalmaya çabalıyor Neden' Çunku kafalarda bır on yargı yerleşmış ' Cezaevlenndekı anarşıstlere ılgı, seçımlerde oy kaybettınabılır Iktıdara geçmek ıstıyorsan ılımlı davranacaksın ortalama yurttaşın değer yargılarına ters duşmeyeceksm, buyuk kıtlenın eğılımlen neyse pusulayı ona gore ayarlayacaksın " Eskıden de CHP boyle yapar seçım sandığında bır turlu başarı kazanamazdı Şımdı ANAP'ın dümen suyundakı bır muhalefete halk neden oy versın' Seçmen gıder oyunu ANAP'a verır, ANAP'ı taklıt edene değıl Insan hakları gundeme gırdığınde polıtıka yapacağım dıye ağzını açmaya korkan solcu, seçım meçım kazanamaz, çunku ıktıdar olmanın yolu önce muhalefet olmaktan geçer Sen doğru dürüst muhalefet olamazsan, nasıl ıktıdar olursun' Ya da ıktıdar olamıyorsun, barı muhalefet ol 1 * Muhalefet nasıl olunur' Dıyebılmelısın kı Ey ahalı 1 Ben anarşıye de terore de, ülkenın bölunmesıne de karşıyım Bunu herkes bılır Bugunku ıktıdarın da 12 Eylul teröru uzerıne ıktıdarlaştığını herkes bılır Gerçek şudur kı bu hukümet daha cezaevle/ını bıle yönetemıyor Hukuk devletınde ınsan hakları cezaevlennde de geçerlıdır Hapıshanelerde her mahkumun hayatı devlete emanettır devlet guvencesındedır Olum orucu yüzunden olen her gencın sorumluluğu ve gunahı hukumetın olacaktır Açlık grevı yapan mahkumlardan şekerlı suyu ve çayı bıle estrgeyen, ınsanların bır an önce olmesı ıçın azraılleşen bır yonetım çağdışıdır Devletıngörevı.yurttaşı öldurmek değıl, yaşatmaktır Cezaevlenndekı koşulları ınsan haklarına uyumlu bır duruma getırmelıyız Sevecen halkımızın bu yolda bızım gıbı düşündüğunü bılıyoruz Muhalefet böyle konuşursa oy mu yıtırır' • Muhalefet ıktıdarın stepnesı olmaktan çıkmalıdır muhalefetı muhalefet olmaktan uzaklaştıran ezıklık yok edılmedıkce ANAP bu ülkede ıstedığı gıbı at oynatacak bızımkıler de dostlar alışverışte görsün, yeterlı oy alamayacaklar, oyalanacaklar ARADABIR Prof. Dr. FARUK EREM Belgelerın yayımlanmasının yasaklanması karşısında sansür konusu uzerınde durmak gereklı gorulmuştur Geçen 24 temmuzda, "sansürun kaldırılması' günunu kutladık Kutlama günlen, kutlanan konunun tamamlandığı ızlenımını vermekiedır Acaba Türkıye'de sansür tümüyle kalktı m ı ' Gerçekte, 'sansür" kavramı ıle bazı "temel haklar"ın kullanılmasını bırbmnden ayırmak olanaksızdır Genış anlamda sansür genellıkle şoyle tanımlanır ' Ozgurluk haklarının kullanılmasının denetımı" (Bk Sabatını, Censura, Novıss dıg, 111, 1959, 104 Foıs, S Censura, Encıclopedı del Dırıflo IV, s 718) Bu anlamda 'basına ındırgelı" sansür ıse şöyle tanımlanmaktadır "Neşredılecek olan yazı, krtap, dergı vs hakkında ıdarı mercıden önceden müsaade almayı ıcap ettıren muessese" (Arsel İ Türk Anayasa Hukukunun Umumı Esaslan Ankara, 1962 ,s 467) "Matbuat kablettab hükümetın muayenesıne arz olunmaz ve mekatıbı şahsıye ve matbuatı mevkute postalarda tevkıf olunamaz ve matbuat töhmetlerı mehakımı adlıyede ruyet olunur" (Hattı Hümayun 19 Temmuz 1324) TC Anayasası "Basın sansür edılemez" demektedır Edılemeyecek sansürun kapsamı nedır? Basının sansür edılemeyeceğı yolundakı 'görkemlı bıldırım" hemen hemen her anayasa da görülur Totalıter anayasalarda bıle O halde ıçerığını saptamadan "sansür yasağı"ndan söz eden anayasalar ıçtenlıksızdır Her türlu sansürün (genel anlamda sansürun), sansür sonucu verebılecek her şeyın yasaklandığı anlamı çıkabılır Italyan Anayasası da "Basın ızne ya da sansüre tabı tutulamaz" anlatımını kullanmış (m 2) Doktrın bundan 'her turlü sansür" yasağı anlamını çıkarmıştır (Crusafullı, Indıfesa Della Lıberta dı Stampa, Roma 1952) Açık ya da örtulu sansürun başarısı geçıcıdır Bır süre basılamayan şeyler daha sonraya da başka yerde basılmaktadır Voltaıre'ın 'Yasaların Ruhu" ve Rousseau'nun yapıtları önce Fransa dışında basıldı (Dönmezer S,Basın ve Hukuku Istanbul 1976 s 43) Bugün de bazı ülkelerde basılmayan yapıtlar başka ülkelerde yayımlanmaktadır Genellıkle, "sansür" kavramı "basın özgürtüğü" açtsından kullanılır TC Anayasası'nda da "Basın hürdür, sansür edılemez" denılmektedır Genış anlamda sansür 'ozgürluklerın denetımı" ıse "basın sansürü"ne dar anlamda sansür demek gerekır Haberleşme, düşunce, bılım, sanat özgürluklerı açısından da tek tek ıncelenırse sansür dar anlamdadır Asıl saptanması gereken üst kavram olarak 'sansür"dür Mahkemeler asıl "üst kavram" olarak sansür uzerınde durmalıdır "Basın hürdür, sansür edılemez" deyışını ıncelemek yararlı olabılır Basına sansür konulamaz, çünkü özgürdur dendığınde, "Özgür olan hıçbır şeye sansür konulamaz" Genel anlamda sansür ele alınırsa, üç ayrı bıçımde sansure rastlanır Asıl sansür Dolaylı sansür Gızlı Sansür Hukuk dogmatığı tutkusundan ayrılmadıkça, bu ayrım anlamını kanıtlayamaz Eğer sansür yasağı' basında sansür 'e ındırgelı sayılırsa bu yasağı gereksız duruma getırecek başkaca önlemler kolayca bulunur Ince hukuksal teknığe bürunmüş "örtülü sansür" yolları memleketımızde yok değıldır Oıktatör Salazar, sansürden şıkâyet eden gazetecılere, "Sansüre başvurmadan da basını köleleştırmek ıçın bır surü yol vardır Ama ben bunlara tenezzül etmıyorum" demıştı (Balkanlı, Basın Hürrıyetı, Ankara, 1961, s 59) Sansür, yasayla konulacağına göre belkı "yasal" ama her halde hukuka aykırıdır Kaldı kı, yasa ıle konan her zaman yasal da değıldır Orneğın, "sansür koşulları"nı yasa saptamış olsa bıle, "sansür mercıı"nın keyfılığı önlenemez Bu mahkemelerımız ıçın de doğrudur Sansür mercıı, bır "düşunce" hakkında yasal kararı verecektır Bu, olağanüstü sakıncalıdır Düşuncenın tek yargıcı toplum, (Arkaa 10. Sayfada) OKURLARDAN gerektiğı bıldınldu Buna rağmen eylul mezunu olacak adaylar mezun olmadan başvurulannı yaptdar, sınava gınp kazandüar. Acaba bu adaylann atamalan yapılacak Sayın Bakanımız; mı? Bız, 20 Ağustos 1988 gunu Buna rağmen yapılan tlkokul oğretmenı yapılan oğretmenlik yeterlılık ve yarışma sına\ına kalılan bır kontenjanınm 4155 kışi olduğu açıklamalara uyup sınava gırmeyen bırçok aday var. Bu bildırildL Acaba 4155 kışı grup oğretmen adayıyız. Sıze adaylar içın ek bir sınav kazandı mı? sormak ve yanıtlannı merakla açılacak mı? bekledığımiz bırkaç soru var. Sınava başvuru küavuzundakı Doğudakı lUerımızın pek Sayın Bakanımız; yeterlılık ve açıklamalannıza gore; sınava çoğunda lıse mezunları vekıl yarışma sınavındakı sorularm başvuracak adaylann başından nıçın saklandığmı, dıplomalarının 20 Ağustos 1988 oğretmenlik yapıyorüv. sorularm ve yanıtlannın çıkış tanhü olması gerektiğı, Ülkemızde vekil oğretmen basında nıçın diğer adaylann başvurmaması atayacak kadar açık varsa bız Sansür Değerlendirmenin nasıl yapıldığını merak ediyoruz yayımlanmadığını, değerlendirmenin nasıl yapıldığını merak ediyoruz... Ayrıca, oğretmenlik yeterlılık ve yarışma sınavma katılan ilkokul oğretmenı adaylann sayısını öğrenmek ıstiyoruz. nıçın yetersız gorulup bekletiliyoruz? Acaba lise mezunlan bizden daha mı yeterlı? Sayın Bakanımız: eğitım yuksekokulu mezunlan yeterlilık ve yarışma smavında bu kadar oğretmen açığj varktn yalnızca başarısız oldukları ıçin mı elenıyorlar? Bu başarısız oğretmen adaylanna neden başanlı olduklanna datr dıploma verüıyor, yoksa elenmemızın başka nedenlen mı var? Yetersız görülen bır grup öğrena Çağımızın Dill Ingilizce'yi mukemmeJ bir şekilde oğrenmeniz için îngiltere'nın guvenllir dil okullannda Eğitim fırsatını sunuyoruz sizlere... ST ANTONY'S SCHOOL OF ENCLISH THE LONDON SCHOOL OF ENCLISH INTERNATIONAL HOUSE HARVEN SCHOOL OF ENCLISH BOURNEMOUTH INTERNATIONAL SCHOOL SOUTHBOURNE SCHOOL OF ENCLISH THE SWAN SCHOOL OF ENCLISH THE CICERO SCHOOL OF LANCUACES EMBASSY COVENTRY INTERNATIONAL THE RECENCY SCHOOL OF ENCLISH BASIL PATERSON SCHOOL OF ENCLISH CHURCHILL HOUSE SCHOOL SURREY LANCUACE CENTRES TURK HAVA YOLLARI A.O.T3AN f 1 f Ortakhğıınız, Ankara şehır termınal bınasının ve Bakanlıklar Satış Bürosunun temızlık ışlen 1 yü süreyle, kapaü zarfla teklıf alma usulü ıle yaptınlacakür. Anüan temızlık ışının toplam tahmını bedeh (KDV HARİÇ) 16 200 000 TL olup konuya ıhşkın geçıcı teminat tutan 648 000r TL.dır Kapalı zarfla verılecek tekJıf mektuplan en geç 29.11.1988 günu saat 17 00*ye kadar Istanbul, Atatürk Havalımanı THY A.O. Genel Yönetım Bınası B Blok Asma Kat adresınde mukım Alım Satım Kurulu Başkanlığı'nda bulundurulacaktır Anılan gün ve saatten sonra elden venlen veya posta ıle göndenlen teklıf mektuplan kabul edılmeyecektır Konuya ıhşkın ıhale 30.111988 günü saat lO.OCCda yukandakı adreste yapılacaktır Tahmmı bedeh aşan tekhfler değerlendırme dışı bırakılır Şartnamede ıstenılen tum belgelerın asb veya noterden tasdıkü suretlenn ıbrazı gereklıdır Şartnameler yukarıda belırtılen adresten temın edüır Ortaklığımız2886 sayılı Dev let Ihale Kanunu'na tabı olmayıp, ıhale konusu temızlık ışını yaptınp yaptırmamakta tamamen serbesttır Cerrahpaşa Tıp Fakültesı 1977 mezunlanndan, çağdaş heicım, yığıt ınsan, demokrat ve hastalarına her zaman şefkatlı olan me^lektaşımız Dr. CENGİZ KILIÇ'ı vıtırdık Onurlu anısını yaşatacağız CERRAHPAŞ\ TtP FAKULTESt MEZUNU HEKİM ARKADAŞLAHI ADINA Dr SEDAT AZAK Havalımanında karşılama, aıle yanında konaklama yemekler, kurs, dilersenız çevre gezileri çok uygun fiyatlarla ve size uyan seçeneklerle. Tüm Dıl Akademılerı ARELS ve FELCO üyesı olup. INCİLİZ KULTUR HEYETl'nce denetlenmektedır "Tek kuruş ödemeden" INGİLTEREDE UCRETSİZ İNGİLİZCE DÜNDEN BUGÜNE 1 NE O€D<K KP a AILAMIM TETE< S DURMMUN ŞU Z U I M ^ YILDIZLAB CEZINIDKEN 2 P1ŞIUN OCOltM I K I j l D TS UA I 4 CENNCT VCHU 5 A$KIN D« VAİAN 6 »mu uzi Gene Kızlarımız ıçın • Ingiliz Aıleler yanında ucretsız olarak konaklama olanakları • Ev ışlerine yardımcı olanlara cep harçltğı fırsatları Bilgi isteyinız. "Bu Fırsat Kaçırılmaz" Beklenen kaset çıktı. Tüm kaset ve plakçılarda ı m M n l Tk LlJ >h I M Ç i 81 No S322 Unlapa» IST I«l 513 00 64 Bız devnmcı ve demokratlar olarak (1 Ağustos genelgesı)ru ve cezaevlenndekı tüm baskıları protesto edıyor, sıyası tutsakların onurlu mucadelelerını desteklıyoruz duru l u ı i z m £@g<s® BEYOĞLU: Istlklal Cad. 365 • 151 59 60 (6 Hat) HARBİYE: 131 90 00 (11 Hat) KADIKOY: 345 47 10 (6 Hat) İNSANLIK ONURU İŞKENCEYI YENECEK TRABZON'DAN DEVRİMCt VE DEMOKRATLAR ADINA Y.ÇOLAK M.E.DURMUŞ KALBİNİZİ KORUYUN TÜRK KALP VAKFI Muayene Laboratuvar Rortgen Muaytn* v» Konfrei Için Tot 175 12 45 • U8 58 66 Vestel, elektronik cihaz üretiminde Türkiye'de birinci sıradadır. Elektronik Cihaz Imalatçılan Derneği'nin (ECİD) Eylül 1988 sonu raporuna göre, Vestel'in üretimdeki payı TV'de % 30, videoda % 29, müzik setinde % 27'dir. Bugün üretiminin yandan fazlasını sanayileşmiş batı ülkelerine ihraç eden Vestel'in ihracattaki hedefi üretimin % 80'idir. Türkiye'de sanayi, AT ile rekabete hazırlanıyor. Vestel hazır. V E S T E L H A Z I R Vestel bır A Polly Peck Internatıonal PLC kurulusudur M