25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KASIM 1988 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ CUMHURİYET/5 ° O (S BİR Nobel'in Mısırlı yazara verilmesi, Batı'da şaşkınhkla karşılandı Necip ne? Necip Mahfuz } 1988 Nobel Edebiyat Ödülü 'ne değer görülen Mısırlı Necip Mahfuz, Batı basınmda Batılı yazarlarla kıyaslanmaya çalışıldı. Nitekim, Mahfuz için "Mısır'ın Balzac'ı", "Mısır'ın Dickens'ı" gibi tammlar kullanıldı. Nobel'in sahibi açıklandığında bir gazeteci soruyordu: Necip ne? Yanıt: Necip Mahfuz. 77 yaşında Mısırlı bir yazar. öfkeii dini önderierden geien baskılar SODUCU yasaklaadı. Mahfuzun kitabındaki 'çocuklar' arasında Muhammet, Musa ve tsa da vardı. Isa, Musa ve Muhammetin günümüz Kahire sokaklannda dolaşmalan, birçok tutucu Müslüman tarafından dini ilkelere açıkça aykın bulundu." Newsweek'in verdiği bilgiye göre, Mahfuz'un ikina çatışması daha politik bir nitelik taşıyordu. 1972 yılında Israü'Ie banş görüşmelerini açıkça savunan Mahfuzun birçok yapıtı çeşitli Arap ülkelerinde yasaklandı. Mahfuz, bir Nobel Edebiyat ödülü sahjbi olarak bugün de "banş" konusundaki tutumunu koruyor: "Arap devletleri, tsrail'le banş konusunda Mısır örnegini izlemeliydi. Hiçbir yaran olmayan savaşlara yeterince para barcandı." Necip Mahfuz, şimdilik Stockholm'deki ödül törenine katılmayı düşunmüyor. Bunun üç nedeni var: Yaşhlığı, sağlığırun bozukluğu ve yolculuktan hoşlanmaması. Nitekim, 77 yaşındaki Mahfuz bugüne kadar yainızca iki kez yurtdışına çıkmış. Son zamanlarda, Kahire*nin merkezinde bulunan ve bir zamanlar her gün uğradığı kahveye bile pek ender gidiyor. 10 araüktaki ödül töreninde ödülü Necip Mahfuz adına büyük bir NLA OLMANIN feN OVZBi. TARAFI BU... JC HEP BARIŞTAN YANA Bir zamanlar Kral Faruk diktatörlüğüne karşı çıkan Necip Mahfuz, daha sonra Albay Nâsır'ı desteklemış, ancak daha sonra ginşılen sürekli savaşlar karşısında düş kırıkhğına uğramıştı. olasıhkla iki yetişkin kızından biri alacak. Bugüne kadar nispeten kısa rorhanları Ingilizce, Fransızca, Almanca, Isveççe gibi Batı dillerine çevrilen Mahfuz'un Nobel'i alışıyla ilgili haberi Time dergisinden Laurence Zuckerman da şöyle verdi: "Bu yuın Nobel Edebiyat Odiılü sahibini öğrenmek için tsveç Akademisi'nin bulundugu Stockholm'deki borsa binasında toplanan gazeteciler bir kez daha hazırtıksız yakaiandılar. Necip ne? Yanıt: Necip Mahfuz; 77 yaşında Mısırlı bir yazar..." Zuckerman'a göre, modern Arap romanının babası sayılan Mahfuz, genellikle Dickens ve Balzac gibi 19. yüzyıl toplumsal gerçekçileriyle kıyaslanıyor. Ama Princeton Üniversitesi Arap Edebiyatı konuk profesörlerinden Sasson Someb'e bakılırsa, Mahfuz'un en buyük katkısı, Mısır edebiyatında "Binbir Gece Masallan" gibi klasik rnetinlerin anlatım tarzıyla çağdaş konulan birleştiren yeni bir üslup yaratmış olması. ö t e yandan Columbia Üniversitesi tngilizce ve Karşılaştırmalı Edebiyat Profesörü Edward Said ise Mahfuz'u, "Kahire kentine tutkuyla bağlı bir yazar" olarak tanımlıyor. Time yazan Zuckerman'a göre, onceleri Kral Faruk diktatörlüğüne karşı çıkmış olan Mahfuz, 1952'de Albay Nasr'ın darbesini desteklemiş. Ama zamanla Nasırın politikaları karşısında düş kınkhğına uğrayan Mahfuz, tutumunu şöyle dile getiriyor: "Devrimin Mısır halkını kurtardığı ve modern yaşama yönelttiği yadsınamaz. Ama bizi bitirip tüketen savaşlara yol açtıgı da yadsınamaz." New York Times yazan WuUam H. Honan da eleştirmenlerin Mahfuz'dan zaman zaman "Mısır'ın Balzac'ı" diye söz ettiklerini anımsatıyor: "Bunun nedeni de onun yapıtlannın kent yaşamının durmadan atan nabzını rutması ve geniş bir toplumsal temelde karakterlerini psikolojik açıdan aynntılı bir biçimde islemesidir." Mahfuz'un en unlü çalışması ise, 1950'lerde yazdığı "Kahire Üç1 lemesi." Sasson Someh, Mahfuz un bu yapıtıru bir "başyapıt" olarak niteliyor ve şöyle diyor: "Çünkıi bu üçleme, yainızca bir toplumsal betimleme degil, aynı zamanda Mısır halkının ruh ve diişüncesinin derinliklerine inen bir yapıtür." Someh'e göre, kadınların Mahfuz'un romanlannda her zaman önemli bir yeri olmuş. Mahfuzun romanlannda edilgin değil, etkin karakterler olarak beliren kadınlar, genellikle günümuz Mısır1 ındaki değişiklikleri simgeliyorlar. Nitekim Mahfuz'un 1967'de yazdığı ve çevirisi önümüzdeki günlerde Adam Yayınları tarafından yayımlanacak olan "Miramar" adlı romanının başkişisi, Iskenderiye kentine çalışmaya gelen bir köylü kızı. Başlangıçta erkekler tarafından sömurulen genç kız giderek başkaldırıyor ve kaderini ellerine alıyor. Dilimize 1977'de "Ara Sokak" adıyla çevrilmiş olan "Midak Sokagı" adlı romanını yıüaı önce Ingilizceye çevirmekte olan Trevor LeGassick, Mahfuz'a romandaki tekrarlamalardan yakınmış. Mahfuz, romanıyla ilgili bu yorum karşısında kahkahalar atarak evinin penceresinden Nil Nehri 1 ni göstermiş: "Şu koca nehri göriiyor musun? O durmadan akar. Bu bizim kiilturiimuzdür. Biz tek bir tema üstüne çeşitlemelere bayılıru!" PİKNİK PtYALE MADRA / B/DEN & Kültür Servisi Nobel Edebiyat ÖdüJü'nü bu yıl Mısırlı yazar Necip Mahfuz'un alması, Batı'dalci yayın organlan tarafından genellikle şaşkınhkla karşılandı. International Herald Tribune gazetesi ve haftalık Time dergisi, Necip Mahfuz'u on dokuzuncu yüzyılın toplumsal gerçekçi yazarları Charies Dickens ve Balzac'la kıyaslarken, Newsweek dergisi de "Tahrik edici bir Nobd ödülü" başlığını kullandı. Newsweek'e Kahire'den yazan Christopher Dickey, Mahfuz'un Ortadoğu dışında az tanındığıru belirterek, "Bnnun oedeni, bir zamanlar tngiliz yazar Jobn Fowles'un dedigi gibi 'dilsel Demir Perdedir. Bu dilsel Demir Perde, Arap edebiyannın, dolayısıyla da Arap kültünımın büyuk bir bölümiinü Batı'dan gizlemektedir" dedi. Mahfuz'un ve yapıtlanndaki karakterlerin Arap dünyasında çok iyi tanındığıru, ünlü Mısırlı yazann birçok kitabının beyazperdeye ve TV dizilerine uyarlandığını bdirten Dickey, Mahfuz'un muhalif siyasi görüşleriyle her zaman dikkati çektiğini vurguladı: "Mabfuz'un, aşın torucu Miisliman çevrelerle ilk çabşması 1959'da oldu. Yazann Gebelavi Çocnklan' adlı kitabı, Mısır'da HIZLI GAZETECİ NECDETŞEIS ARMhİPA TuTTUSUM 9U &BOŞN Kİ/*£ 4İT7 Bi KOtil Mi ? YA PA 0İ PEV&M KİIHRAMMI MI ? POÜS Mi ? 0U "GT" QİİB KtRIÜyE&CEK G'i&iâöRÜNEN S O İ ÇİZGİLÎK KÂMtL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES Aydıntaşbaş'ın Resimleri Figen Aydıntaşbaş'ın resimlen 5 kasım tarihıne kadar Tem Sanat Galensı nde sergilenıyor. Aydıntaşbaş. yağlıboya resimlerinde insanın çevresı ile olan ilışkilennı anlatırken rastiantısal ve spontane biçımlenmelerden yola çıkıyor. Istanbul Devlet Guzel Sanattar Akademısı Resım Bölümu mezunu olan sanatçı, 1975 yılından bu yana yedi kişisel sergi açtı ve çeşitli karma sergılere katıldı. Ortaoyuncular salonsuz kalma tehlikesiyle karşı karşıya Küçük Sahne'yi satın alan Kültür Bakanltğı, Ortaoyuncular'ı icra yoluyla 15 gün içinde buradan çıkarmak istedi. Mahkemeyi Ortaoyuncular kazandı, ama şimdi de temyiz kararı bekleniyor. Bu arada topluluk "Soyut Padişah" adlı yeni bir oyunun hazırlığı içinde. Ferhan Şensoy'a göre bu oyun, Osmanlı tarihinde yazılması unutulmuş bir padişah üstüne. DİKMEN GÜRÜN UÇARER Tiyatro sezonu başladı, ama özel tiyatrolar yönünden oldukça hareketsiz bir başlangıç. Her geçen yıl azalan heyecan sanki bu yıl daha da donuklaşmış. Projeler sallantıda, perdelerin çoğu açılmamış ve ne zaman açılacağı da belli değil. Salon sorununu değişik bir biçimde yaşayan Ferhan Şensoy'la bu durgunluk üstüne konuşuyoruz. "Bu cansızlığın somut açıklaması; spot lambası geçen yıl elli bin liraydı, bu yıl yuz yirmi beş bin lira" diyor Şensoy. "Enflasyondan tiyatroda kullandığımız malzeme de etkilendi. Bu durumda tiyatronun altmış bin lira olması lazım. ama bileti altı bin lira yapbğımız zaman seyircinin gözt dönüyor. On bin lira yapsak kimse gelmeyecek. lşte böyle bir ekonomik çıkmaz içindeyiz." Ekonomik çıkmaz dediniz, devlet yardımıyla çağnşım yaptı. Bu yıl da başvurdunuz mu yardım almak için? ŞENSOY Devlet yardımı dosyasını bu yıl yapmadık, çunkü biliyorsunuz yülardır başvuruyonız, nasihat ahyoruz. O dosyayı hazırlamak da bir meşakkat. Oturup bir oyun yazabilirim o dosyayı yapacağıma. En iyisi başvurmamak diye düşündük. Bu arada Kültür Bakanlığı Küçuk Sahne'yi satın aldı. Bizi icra yoluyla on beş gün içinde atmaya kalktı. Şimdilik mahkemeyi biz kazandık, ama dava sürüyor tabii. Sizi neden çıkartmak istiyorlar anlamadım! Özel tiyatrolann salon sorunundan söz edilirken işte Küçük Sahne'de Beyoglu'na ragmen yaşamaya ve burasını yayatmaya çalışan, her oynnda salonn doldoran bir topluluk. ŞENSOY Burayı onanp ozel tiyatrolann hizmetine acmak istiyormuş bakanlık. Peki, siz nesiniz, özel tiyatro degil misiniz? ŞENSOY Biz köfteci dükkânı oluyoruz bu durumda... Bu olay Mesut Yümaz döneminde oldu. Yeni Kültür Bakanı'yla da görüşmedik, ama mahkeme hızla sürdüğune gore bunu Kültür Bakanlığı'ndan gelen bir tavır olarak görüyoruz. Bizi hızla sokağa atmayı amaçiayan bir mahkemeyi ısrarla götürüyorlar. Daha önceki bakana yazdık. Küçük Sahne'nin onarırrunı tiyatrocular yapabilir. Laz müteahhit kafasıyla Küçük Sahne onanlamaz, bizlere danışılması gerek dedik, ama bir yanıt alamadık. Paris operası yenilenirken koltuklardaki eski derileri korudular, sadece iskeletleri değiştirdiler. "Burada Stravinsky oturmuştur" dediler ve koltuğun arkasına onun adını yazdılar. Ben de Mesut Yılmaz'a gösterdım, "Burada Cahide Sonku oturmuştur", "Burada Muhsin Ertuğrul oturmuştur" diye. Küçuk Sahne, Türk tiyatro muzesidir ve artistik bir onarım gerektirir. Biz onaralım Ortaoyuncular olarak ve on yıl bize kiralayın dedik. Ona da yanıt gelmedi... Şimdi sadece hukuki bir mücadele sürdürüyoruz çıkmamak için. On yıldır burada yaşamınızı "atılmaya ramak kala" sürdürüyorsunuz. Bir süre de Kastelli sornnunuz vardı. ŞENSOY Evet, on sezondur Küçük Sahne'yi biracılara, garajcılara, konfeksiyonculara karşı tiyatro olarak korumamn savaşını veriyorum. Bunun karşüığında bizim Ortaoyuncular olarak birtakım haklanmız olması gerek, ama "Siz çıkın, hele biz bir onaralım, sonra ya size veririz ya başkalanyla paylaşırsınız" gibi epik yanıtlar geldi dolayiı olarak. Biz de çıkmayacağımızı belirttik. Bu kritik durumda yeni oyun çalışmalannız var mı? ŞENSOY Yeni oyunumuz var, temyiz karannı bekliyoruz provalara girmek için. Ama mahkemeyi kaybetsek de kolay kolay cıkmayı düşünmuyoruz. Polis gelsin taşısın Muhsin Bey'den kalan şeyleri kaldınma. Ben de saz çalanm Beyoğlu'nda. Oyunumuzun adı "Soyut Padişah." Osmanlı tarihinde yazılması unutulmuş bir padişah üstüne... Son bir sorum var Ferhan. Siz Şebir Tiyatrolan'nda sahnelenen ve halen de oynanmakta olan "Keşanlı AJi Destanı"nın yonelmenisiniz. Bu oyun Şehir Tiyat Ferhan Şensoy'un Küçük Sahne savaşı j ONBİRINCI AY.. TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAJV 1 Kasım KASIM ADI, TÛItKÇEYS ARAP. ÇADAN 6ELMIŞTİR 'BOIMN, AY/RAN"AfJLAM/A/üAfrf/S ESICİ API, TEŞgiNI SAtJfbİg. £St:/LE/Z, YtLI, KAS/M {/£ IUC 8ÖLÜM SAÇ6 MAYrSA PEĞİKJ SUG&E0I. BÖtUM ıSE gU rASiMrE Ş . Pr'UMİZOE tCASfMLA İLGHr SıRI :"/&tS/M LOOOSU BU 'j YfL W ONBİRıMCl AYII/E OTU2 GC//VOEM OtMÇ. rolan'nda oynanırken tekvizyonda ikinci bir ekiple sergilenmesi konusunda görüsleriniz nedir? 7ANt ŞENSOY Bu işte biraz gayretkeşlik var. Sanki bir idrar yanşı durumu! Bu oyunun daha Şe) SUUUN N£P£Nİ, hir Tiyatroları perdelerini açmaMA&71LA dan apar topar televizyonda gös TAKI//MİMIAJ DOKUZUVCU 4y/ OLu(erilmesi oldukça garip. "Bakın biz de oynuyoruz" gibi bir şey. Çekilir televizyona, bir yıl sonra gösterilir. Nedir bu anlamsız ve AYt BlR. IMPA&irOGA , çocukça acele. Tuhafıma giden ONUÇÛNCÜ (MPA&ITOZ NE AlAOVc??"C)£MıŞri. bir başka şey de, "Biz bunu 25 yıl önce oynamışük, şimdi aynen oynuyoruz" olayı. Bu, sanatçılık 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet ta tutuculuktur. Bir oyun yirmi bitaraf kalması güç olur. beş yıl önce oynandığı gibi oynaNasıl bir anne çocuğunu, nıyorsa hiç oynanmasm daha iyi. güzelliği için değil de sadece Yrmi beş yılda hiç mi ilerleme "yavrum!" diye severse kaydetmemişler oyuncu olarak, milletler de, kendi emeklerile dünya tiyatrosunun estetiği olarak ki yirmi beş yıl öncesinde yapılkavuştuklan rejimlere öylece, dığı gibi yapıyorlar "Keşanlı Ali Cumhuriyetin onuncu hislerile bağlı kalabilirler. Destam"nı. Bu, ayakta duran bir yıldönümünde, dünya Çocuk hakikaten güzel midir? düşünce değil... Televizyonda ya matbuatımn hakkımızda iyi yetişiyor mu? Anasına ve pılan versiyon hakkında tam bir neşrettiği yazıiarı iftihardan ailesine hayırlı bir evlâd fıkir edinmiş değilim, tamamını göğsümüz kabararak, sevinc olacak mı? Bunları doğru izlemedim. Sadece yapılan işin öz içinde okumuştuk. En olarak ancak üçüncü şahıslar de butünuyle yanlış olduğu görii yakınımızdaki takdir edebilir. şündeyim. komşulanmızdan en uzak b DOMAT; ypzDE yüz, KAS/M yç/zeuJ, >?iz gELLi... 1 Kasım 1938 KAtsiFAr; SE*:S£A/WC£ saYA *r, DOJCSAMMC* Bu söyleşinin ardından, uygulamadaki olumlu bir değişiklik sonucu Ortaoyuncular'ın da devlet yardımından yararlanacağını öğrendik. KÜÇÜK SAHNE'DEKİ OOASINDA Ferhan Şensoy, yeni mevsimın yeni oyunu "Soyut Padişah"ın provalarına başlamak içm Küçük Sahne'yle ilgili temyiz kararını beklıyor. Ama mahkemeyi kaybeteeler de Küçük Safıne'den kolay kolay çıkmayı düşunmüyor. Şensoy, "Polis gelsin, taşısın Muhsin Ertuğrul'dan kalanları kaldınma. Ben de saz çalarım Beyoğlu'nda" diyor. mühim birkaçım saymak, beraber bir takım gizli ve yabancı arkadaşlarımızın hususî menfaatlerin de cirid yazdıkları gibi bir milletin oynadıklan kanşık bir zafer ihtiyacını uzun seneler sahadır. Her kafadan bir ses doyurmaya kâfidir. çıktığını işitiyoruz. Bu sesler Halbuki Büyük önder günün birinde acayib bir Atatürkten ve kendi içindeki kakofoni halini alabilir ve cevherden kuvvet alan Türk temiz kulaklarımızı rahatsız milleti, tarihin çizdiği ebedi etmeğe kalkışabilir. yolu aşmak için işte üç gün tşte o zaman dikkat etmeliyiz. süren bayramdan sonra yeni O feryadlar ve naralar bizi ve taze bir enerji ile, şaşırtmamalı, fıkirlerimizi kendinden emin ve vakur şuraya buraya vazifesine devama başlamış dağıtmamalıdır. Ve gene aynı şekilde "bir bulunuyor. dostlanmıza kadar yabancı rejim millete uygun mudur, Başladığımız esere ebediyen memleketlerde çıkan bütün *** faydalı mıdır?" sualine en devam edebilmek, birliğimizi gazeteler, Atatürk inkılâbmın mutedil cevabı, o milletten Vazifemiz şereflidir, fakat ve bütünlüğümüzü ebediyen yarattığı eserleri anlata anlata olmıyan, dost veya bitaraf ayni zamanda çetindir. koruyabilmemize bağlıdır. bitiremiyorlardı. On sene Önümüze bazı mânilerin yabancı mütefekkirler NADÎR NADİ içinde iktısad ve kültür çıkması, zaman zaman bazı verebilirler. sahastnda aştığımız Şu birkaç gün içinde Yunan, müşkulâtla karşılaşmamız merhaleler, mütefekkir ihıimalini hiçbir zaman Buigar, Yugoslav, Rumen, muharhrleri samimî olarak gözönünden uzak Alman, İtalyan, Fransız ve heyecana getirmişti. O tutmamalıyız. Bu gibi tngiliz gazetelerinin zamamn gazete vaziyetlere karşı en neşhyatına göz gezdirmek, koleksiyonlarını karıştırmak Atatürk Türkiyesi tarafından mukemmel tedbir, birlikten, rejimimizin, ilk on senelik beraberlikten şaşmamaktır. hayatile dünya sahnesinde ne son beş sene zarfında aşılan tçerde biriz; dışarı karşı da merhalenin bütün dünyaca ne Çuking, 31 (axı.) Central kadar candan bir alâka daima bir kalmalıyız. büyük bir heyecanla takdir News ajansmdarv uyandırdığını gösterir. Bizim şu veya bu tarafa Mareşal ÇanKayŞek Çin Aradan beş sene geçti. Ve biz edildiğine dair bize bir fikir hususî bir sempati verebilir. milletine hitaben bir yeni bir merhale daha aştık. göstermemizden büyük Yalnız Montrö ve Hatay beyanname neşrederek nihaî Günlerden beri devam eden muvaffakiyetlerile ekonomik .menfaat uman rejimler coşkun sevincimiz henüz şüphesiz var. Çünkü biz artık zafere kadar Japonyaya karşı anlaşmaları ve memlekeı yatışmadan 29 teşrinievvel hatırı sayılır bir devletiz. Eski mukavemete karar vermiş içindeki endüstri tesisatından "Hasta Adam" öleli seneler olduğunu beyan etmiştir. Türk bayrammın dünya Hankeu 'nun tahliyesinden efkârı umumiyesinde oldu. Şimdi onun yerinde, bahseden Mareşal bu uyandırdığı akislere dair genc atılgan, başancı bir tahliyenin uzun müddetten haberler ahyoruz ve tekrar millet oturuyor ve bu seviniyoruv Bu seferki hakikati bütün dünya bizimle beri Çin kumandanhğı yıldönümümüz de, beş sene beraber, hatta bizden daha iyi tarafından hazırlanmış olan plânlar mucibince yapılmış evvel olduğu gibi, uzak yakın biliyor. Mensub oldukları bütün dostlarımız tarafından rejim ne olursa olsun, bütun olduğunu izah etmektedir. hararetle alkışlanmıştır. devletlerin bize karşı dostluk Filhakika Çinlilerin tabiyesi Hararet ve alkış kelimelerine ve hürmet hissi beslediklerine Japonları, onların galib olmalarına medar olacak faik dikkat etmenizi rica ederim. eminiz. silâhlara malik bulundukları Biz, herhangi büyük bir aroviNiz günumuzü kutlularken Ancak şu var ki, dünyada söz dar sahil mıntakalarmda ^ l&$ kendimizden geçebilir, sahibi olanlar, yalnız devletler onlarla muharebe edecek yerde memleketin dahilindeki coşabiliriz. İnsanın kendi ve yalnız iyi niyet sahibi 10 .drthk paktti 100 koru, geniş sahalara çekilmekten yarattığı bir esere karşı insanlar değildir. Siyaset 5 •dctlıb p.tctı 50 ibarettir. âlemi, üzerinde devletlerle Dünya karşısında Türkiye Mareşal Çan Kay Şek'in mülete beyunnamesi Mavi Jiletieri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle