19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
> EKİM 1988 CUMHURÎYET/7 llıtilal iıı izleri her yerde rinin göbeğinde yaşa.. Beş yıl sonFransız ihtilalinin kadri bilinmemiş önderi ra kafan eski ihtilalci arkadaşlaDanton, 250 bin kişinin kafasının kesilmesini nnca kesilsin ve Paris'in en güzel buyuran Marat, her şeyden, ama önce meydanlanndan birine, meydanın önündeki sinema salonuna, tam kendinden ürken, omuzlanna koca bir büyük kahveye bir daihtilalin yükü binmiş Robespîerre, hepsi Saint köşedeki kolay silinmemek üzere ha kolay Andru ve çevresinde izler bırakmışlar. adıru yazdır.. Fransız ihtilalcile PttrisHen SABETAY VAROL PARİS Saint Germain Bulvarı'yla Seine Nehri arasında kalan ara sokaklar, Paris kültür yaşamının oldukça büyük bir dilimini teşkil ederler... Restni galerileri, özgün konularda uzmanlaşmış küçük yayınevlerinin merkederi, 'La Hune' ve 'Divan' gibi aydınlann karşılaştığı iki entel kitapçı, biraz bayaüamış tabiriyle 'sanat ve deneme' sineması denen sinema türünu hâlâ yaşatmaya çalışan sinema salonlarının son örnekleri bu yöreye sıkışmıştır. 15 ve 16. yüzyıldan başlamak üzere, Avnıpa mimarisinin güzel örneklerini ufak bir araştırmayla yeniden keşfedip hayTanlıkla izlemek en faz la yarım saat vaktinizi alır. 'Odeon' raetro durağında, yeraltından gün ışığına çıkarken tam karşımıza gelen Danton heykelinin kaidesi, sanki randevusuna sadakat göstermeyen, erkek sevgili kurbaıu genç kızlann ayakta beklememeleri için oraya konmuş gibidir. Daha fazla beklemekten bıkanlan "teselli" etmek suretiyle şansını deneyecek olanlar ise, karşı kaldınmda bir aşağı bir yukan volta atarlar. 1794'te yani ihtilalin başlamasının üzerinden 5 yıl bile geçrneden 35 yaşında olduğu halde idam edilen JacquesGeorges Danton, ihtilal hükümetinin adalet bakanıydı. Sen otuz yaşlarında, dünyanın sayüı tarihsel olaylanrun bi rin ilginç kaderlerinden biri de, Paris'in tüm meydan, sokak, köprü, metro durağı, kutüphane gibi yerlerine adlarını bırakmak. Buralarda büyükçe ne varsa adlannın 'Danton' olması elbette rastlantı değil. Bulvarın tam karşısında geceleri demir parmakhkla kapanan bir pasaj var. "Commerce Saint Andre" pasajı. Tıpkı bizim Tarlabaşı'nda yeni açılan bulvar gibi 1875'te Sajnt Germain Bulvan açılıp, mahallenin eski hali değişince pasajın yarısı uçup gitmiş, diğer yansı duruyor. Zamanın bütün ihtilalcileri gibi bu civarda oturan Danton, pasajın yansı yıkılmadan yüz sene önce, pasajdan geçip, "dünyanın en eski kafe salonu" olan 'Pro cope'a gidermiş.. Procope, sirklerde çalışan ErmenUerin kahve içtiklerini görüp, Paris'te ilk kalıve içilen salonu açan Sicilyalı Francesco Procopio'dan geliyor. Fransa'da belki de Batı Avrupa'da ilk kahve kullarumı burada gerçekleşmiş. Kahve o zamandan beri açık.. Üç yüzyıl boyunca akla gelebilecek tüm ünlü Parisli şahsiyetler gelmiş, 1675'ten beri faaliyet gösteren Procope'un müdavimleri arasında, tabii 1789'un ihtilalcileri de var. Ama daha önce Diderot, D'Alembert gibi ansiklopedistler Procope'ta bir araya gelmişler. Dahası var, ilk "ansiklopedi" yazma fikri de burada bir tartışma sırasında doğmuş... Voluire, Diderot, Rousseau, D'Alembert gibi fikir adamlarırun toplandığı kahve, ihtilal kıvılcımlannın çakmasıyla birlikte, Marat, Legendre, Camiile Desmoolins ve Danton'un toplandığı başhca yerlerden biri oluyor. 1792'de 'kraliyet sarayı baskınT ile bunu izleyen 'devrimci terör' kararlarının da burada alındığı söyleniyor. Fransız ihtilalinin izinden yürürken, bizim Meserret Kıraathanesi ve Babıali baskıru olayının, bu arada tttihatçılann, Fransız ihtüalinden esinlenmesinin basit bir esinlenme olmadığı anlaşılıyor. Ancak, Procope, Paris'e gezmeye gelenlerin adeta hac ziyaretlerinden biri.. Prestijli isimlerin alt alta yazüı olduğu levha, pasaj girişinde değil de ana girişte.. Lokanta olarak kullaruhyor ve daha ziyade zengin Amerikah turistlere hitap ediyor. "Pub Saint Gennain" adh birkaç katlı, sabaha kadar açık kalan tngiliz pubu da Procope'un hemen yan ta Oktoberfest ya da bira festivali. Insanlar birayia hemhal olmanın keyfinı yaşamak için günlerce koçuşturuyortar. rafında. Burada 'giyotin kokteyli* içmek mümkün. Duvarda yazılı 'ihtilalci restoran' ibaresi de bir tür tngiliz şakası.. Münüı'ten Londra'dan Kent avcıları korku saçıyor artık Futbol serkeşliği dönerni geçiyor. Yerini, kent Kuzeydeki kentlerde, halinamaçsız insanların gruplar avalığına bırakıyor. Kent avcıları, Ingiltere'dede köpekleriyle ava çıktıklarını, Thatcher reformundan pay alamayanlann sonama kent içinde ava çıktıklarını icadv Silahlanmak ve çevreye dehşet saçmak. basın da yazar oldu. Independent Gazetesi, köpek diye deli olan bu EDİP ÖYMEN LONDRA Dean, 10 yıldır işsiz. Eskiden bir fabrikada çalışıyormuş. Sonra grev olmuş, grev gözcülüğu yaparken kolu kınlmış. Sonra da işsiz kalmış. tki kardeşi de eroinman. Eddie daha şanslı. Onun hiç olmazsa işi var. Haftada üç gün, bir fabrikada. Geri kalan zamanını "tüfegi ve iki köpegi ile deferlendiriyor". Ne bulursa avlıyor. Sam boksör. Bir zatnanlar lngiltere'nin üç numarası bile olmuş. 27 yaşında. İşsiz, "Bana Idm iş verecek?" diyor. Ve Frank, arabasıyla yollardaki çiftliklere girip tavuk çalıyor, tarlalarda bıliırcın avlıyor, satıyor. yinde Londra'nın pınltısına hiç mi hiç benzemeyen karanhk ve izbe bir büyuk kentte, kent içinde ava cıkmalan. Oralarda kent içi dendi mi, kent merkezi akla gelmiyor. Artık kimsenin oturmadığı, bu yüzden bakımsız binalarla dolu, insansız, ot bürümüş, yıksan yıkılmaz, satsan satılmaz bir süru depo, apartman dolu yerler. tşte bu dörtlü çete buralarda sürek avına çıkıyorlar. Fare, kedi, köpek ne bulurlarsa. Kedi ve köpeğe tapan bir ülkede sokakta kedi ve köpek avlamak. Dean, "Yapacak hiçbir şeyi ohnazsa insanın, ancak fare avlar" diyor. Amme hizmeti yaptıkları kanaatinde. Hem saldırganlıkiarını tatmin ediMarjinal kalmış bu tiplerin or yorlar, hem de kenti bu "laraıiıtak tek yanı, tngiltere'nin kuze lardan knrtanyoriar". ulke insanlannın artık ölesiye köpek güreşi yaptırdıklannı yazdı. Hem de evlerde. Ortalık kan revan içinde kahyormuş. Kuzey lngiltere'de, Thatcher'ın ekonomik ve sosyal reformlarından pay alamayan, Londra'ya gelen turistlerin ya da kartpostal görünümlü turistik köy ve kasabalara inenlerin görmediği, bilmediği, tahmin etmediği kadar yabanıl yöreler var. Uzun süreli işsizlik, "bir işe yararaam»" düşüncesi ve "medeniyetten uzaklık" sosyal yaralara yol açıyor ki bunun merhemi, aşısı, ilacı yok. Üstüne, bir de sol parti olarak ortadaki tek örgüt durumunda olan Işçi Partisi'nin zayıflığı da eklenince, çıkış yolu da gözükmüyor. Seçmenin sadece yüzde 42.3 oraAzınhğı kalkındıran ekonomik nında desteklediği Thatcher ikti modelin sosyal aynası tngiltere... dan da çözümü mümkün görunmeyen bu "kent içi sonınlara" eğiliyor gönlnüyor, o kadar. Geriye kalan tek çare, elde tüfek, ava çıkmak. Köpekleri eğitmek gerekiyormuş önce. Form tutsunlar diye önce farelerle boğuşturuyorlarmış, sonra da kedilerle. Aklı bu yönde çalışanların "yaran" ne ola? Futbol maçlannda kendinden geçip etrafı kmp geçirenler ile elde silah kediköpek avına çıkanlar arasında ne fark var? Independent Gazetesi'ndeki bir makaledeki şu satırlar belki de söylenebilecek tek söz bu konuda: "Patlat ensesine bir tane ve al elinden ne alınacaksa. Bu insatılar için bu. 80'lerde yaşadığımız sosyal bastalığın, acımasızlık, benciliik ve vahşi bir amaçsızlık ve nihilizmin belirtileri. 70 yaşıma kadar bu dün>adayım, istediğimi yaparım göruşü, başkalanna ne olursa olsun umurumda degil görüşü." Pasajda binalann oluşturduğu bütünlük insanı başka bir çağa götürüyor. Gerçekte, tarz bakımından bütünlük yok, zaman içinde oluşmuş bir bütünlük söz konusu.. Gazeteci Marat'nın 250 bin kişinin kafasını kesilmesini istediği "Halkın Dostu" gazetesi, tam karşı sırada, 8 numaralı binada basılmış. Binayı ihtilalciler istimlâk ederek gazete çıkarması için Marat'ya vermişler. Aynı matbaamn Diderot tarafından da daha önce kuUanıldığı sanılıyor. Procope binasının arka tarafı da şaşılacak bir cephe. Yan duvarı, en az 15 derecelik eğik bir düzlemde duruyor. Şaşırücı olan duvann eğimi değil. 18. yüzyıl sonuna kadar yapılan yapüarda bu tür eğime çok rastlarnyor, ama bu eğimde bir binanın, tertemiz, pınl pırıl durması zaten çok karmaşık bir yapı arzeden "Commerce SaintAndre" pasajının geometrisinde, insanda kafasını yana yatınp etrafı seyretme arzusu doğuruyor. Münih'in her yıl tekrarlanan bira festivalindeyiz. Tam bir çılgınlık. Herkes olabildiğince çok bira turü deneyebilmek için koşuşturup duruyor. Bu böyle saatlerce ve saatlerce sürüyor. LALE FtLOCLU MÜNİH Çılgınlık! Tam anlamıyla san sıvı çılgınlığı. Münih'te eylül ortasında başlayıp ekimin ilk pazanna kadar süren "Oktoberfesf'te hemen herkesin tek amacı gözieri buğulanıp yerlere yıkılana kadar içmek. Sadece bira, ama her çeşidi. Sarı sıvı festivali lar, Oktoberfest'e gelirken tüylü şapkalannı (hani şu Almanya'dan dönüş yapan Türk işçilerinin simgesi haline gelen tüylü şapkalar) giymeyi de ihmal etmiyorlar. Münih'te insanın içini titreten ekim soğuğuna rağmen, kadınlann bir kısmını da dekolte yakalı, geniş Şimdiye kadar tam 125 kez teketekli giysileriyle görmek mümrarlanan Oktoberfest daha çok kün. Almanlann ortadireğine hitap Her yıl aynı tarihlerde yapüma ediyor. Münih'in Nişantaşı'na sı gelenek haline gelen Oktober benzeyen Theatiner Caddesi'ndefest'te, kim ne kadar çok miktar ki dev mağazalardan alış veriş yada ve ne kadar çok çeşitlilikte bi panlan ise burada görmek biraz ra deneyebiliyorsa kendini o ka zor. Sadece meraklanru gjdennek dar şanslı hissediyor. Kimisi için Oktoberfest mekânına yaııi "Schoppen"le başlayıp "Dukle" Theresienwiese'ye gelen hali vakti ile devam ediyor, kimisi de "Ma yerinde olan ziyaretçiler ise, kaibock"tan "Doppelbock"a kadar pvya kadar arabalanyla gelip, suya sabuna pek dokunmadan şöyuzanıyor. le bir dolaşıp çıkıyorlar. Ancak Henüz öğle saatlerinde, etraf Oktoberfest'ten kısa zamanda taki yeşil alanlann sızan biraalar çıkmak her zaman kolay olmula dolduğuna bakılırsa, bira içme yor. San sıvmın verdiği ateşle sayarışına kimin hangi saatte baş ğa sola sataşan gruplar, Oktoberladığını kestırmek çok zor. Özel fest'i sadece "görmek" için gelenÜkle hafta sonu Oktoberfest ala lerin gönlünde korku yelleri estinında kimsenin saatleri kovaladığı riyorlar. Ve belki de bu yüzden, yok. Gidebildiği yere kadar. Ki Oktoberfest'e ilk kez katılan yamisi sabahtan başlayıp öğlene ka bancılann adımlan, 350 bin metdar, kimisi öğleden geceye. Ancak re karelik mekâna "yaşamak" sabaha kadar değil. Çünkü Okto için gelenlerden biraz daha hızh berfest, saat 12.00 olmadan ziya ve biraz daha ürkek oluyor. retçilerine kapılarını kapatıyor. Oktoberfest'in yapıldığı Münih için söylenegelen "Münih, kimsenin acele etmediği bir şehirdir, çünkü herkes her şeyin tam zamanında olacagını bilir" sözü ise acelesi olan kentliler için gittikçe doğnıluğunu yitiriyor. Trafik sıkışıklığı, Münih'in bütün düzenine, sonuna kadar uyulan trafik kurallarına ve geniş caddelerine rağmen önlenemiyor. tstanbul'da olduğu gibi Münih'te de bir yerlere yetişememenin stresini yaşayan çok sayıda insan var artık. Münih'in, ismi dünyaca bilinen bira festivah'nin düzenlendiği mekânı bir günde dolaşmanın olanagı yok. Bu uçsuzbucaksız alanda Buna karşıhk Marat'nın matbailk göze çarpanlar neler olabilir? ası boş ve bakımsız.. Paris Belediyesi bir ara burayı yıktınp ye Tabii ki çeşitli köşelere kurulu turine yeni bina yaptırmayı bile dü valetlerin önündeki kuyruklar, şünmüş. Bu yüzden, ihtilal tarihi her an hazır bekleyen ilk yardım nin geçtiği yerleri korumak iste servisleri ve lirrelerce içtikleri biyen kurumlarla mahkemelik ol ranın etkisiyle yalpa vuraj Oktomuş. Büyük olasılıkla duruşması berfest müdavimleri. Oktoberdevam ediyor. thtilal terörünün fest'i sadece görmek için diğer şebaş sorumlulanndan sayılan Ma hirlerden, hatta ülkelerden gelenrat, 1789'un sonradan biraz unut lerin sayısı da az değil. Ama şişturulmak istenen " u t e n ç " sayfa man hanımların sundukları dev lannı teşkil ediyor. öldürüldüğü bardaklar dolusu birayı mideleriev, gene Odeon Metro durağının ne indirmiş şişkin göbekli, danseöbür tarafında, şimdi tıp fakülte der gibi yürüyen kızlı erkekli sinin bulunduğu sokağın girişin graplar, Oktoberfest'te her zadeki köşenin bulunduğu yerde man çoğunluğu oluşturuyor. Göimiş. rünüşleri ve dilleriyle kuzeydeki Almanlar'dan aynlan Bavyeralı Madrid'den Üç köşeti Carmenler MİNE G. SAULN1ER MADRİD 23 Şubat1981 günü elinde tabancayla İspanyol Parlamentosu'nu basan subayın dünya televizyonlarına yansıyan ilkel imgesüıde, durumun ciddiyetiyle hiç bağdaşmayan gülünçlükte bir aynntı yer etmişti belleğime: Darbeci askerin ters çevrilmiş kömür faraşını andıran kara şapkası. tspanya'ya yerleşince o darbecinin bir "Guardia Civüe" teğmeni, faraş bozuntusunun da bu özel ordunun 155 yülık alameti farikası olduğunu öğrendik. 1833 yılında Ahumada Dukü tarafından o dönemde cirit atan kaçakçı ve haydut çeteleriyle başa çıkabilmek için kurulan "Guardia Civile" örgütü, düzenli ordu ve polisin dışında askeri statüye sahip üçüncü bir silahh güç oluşturuyor. Kışlalan, okulları, panzerleri, tanklan, toplan, generalleri, subaylan , erleriyle başlı başına bir ordu. Hem de Franco'ya yakınlığıyla tanınan, iç olaylara dönük görev alanıyla ulusal ordudan daha politize, köşeleri ve geçmişi demokrat Ispanya için fazlaca sivri bir ordu. Bir benzetme yapmak gerekirse, Franco dönemindeki ulusal ordu ve Guardia Civile farkını Hitler Almanyası'nın düzenli ordu ile SS kıtalan arasındaki ayrılıkla karşılaştırabiliriz. 1981 yılındaki başarısız darbe girişiminden sonra uğursuz şöhreti iyice ayağına dolaşan "Gnardia Civile", bu yetmiyormuş gi BrükseVden Pazarda demokrasi HADt ULUENGİN BRÜKSEL Bugün burada yerel seçimler var. Belcikalılar sandık başına gidecekler. Dört yıl için, belediye başkanlarıyla, belediye meclisi üyelerini belirleyecekler. Çarşamba günu, Chatelain Meydam'ndaki mahalle pazanna gittim. Seçim kampanyası son raddeye varmıştı. Manavın önünü Liberaller, VVashington Sokağı tarafını Sosyalistler, hazır pizzalar satan kadının önünü de SosyalHıristiyanlar lutmuştu. "Fraıısızca Konuşanlar Cephesi", "Flaman Birliği", çevreci parti "Etold", onun fraksiyonu olan "Yeşil AlternatiP de butun pazar alanına yayılmıştılar. Köklu demokrasi ve ademi merkeziyet geleneklerinin bulunduğu, devlet mekanizmasının yadırgandığı, polis kuvvetlerinin belediye başkanlannın emrinde olduğu, yurttaşların Guardia Civile Akademisi'nin kadın rjğrendlerinin üniformalıyken Kocalanyia kucaMaşmalan ya da çocuklannı kucakyerel yönetimleri çok yakından delarında taşımalan yasak. netlediği Belçika'da, önceden bebundan böyle "anadan kıza" alış nna göz kulak olmalan ve kardeş bay yetiştiren harp akademilerin lediye meclis ve encümenlerinde kanhğını da katmak gerekecek he çe duygularla yaklaşmalan öğüt de 25 kadın eğitim görüyor şu an. sınanmamış bir politikacının milli saba. Çünkü öğrencilerin bekâr lenmiş oldukça "sıkı" bir biçim Başka ülkelerdeki feministlerin bu seviyede kariyer yapması söz ko(ya da bakire) olmak zorunlulu de. Bazı erkek öğrenciler yan şa mesleklere iüşkin taleplerde pek nusu dahi olamayacağından, Chağu yok. Aralarmda çoluk çocuğa ka yan ciddi, belli bir ayncalık bulunmaması, "antimilitarist" telain Meydam'ndaki kampanyakanşmış, nişanh ya da sözlü olan düzeninden şikâyet ediyor daha olgusuna bağlanabilir kuşkusuz. yı bizzat adaylar ve onlann aile eflan var. Ama hafta sonları aka şimdiden. Eğitim sırasuıda erkek Ama bu kurumlar var ve hep ola radı yürütüyordular. Seçilecekler, demi çıkışında kendilerini alma ler 8 kilometre koşuyormuş, ka caksa, kadınlann varlığı onlan seçilebilmek için, seçenlerin heya gelen kocalarıru üniformah dınlar koğuşunun perdeleri var daha insanca ve belki de daha men yanı başında olmak durumundaydılar. iken sanhp öpmeleri, çocukları mış, onlann yokmuş, yürüyüşler akıllı kılmaz rru dersiniz? nı kucaklarında taşımalan yasak. de sırt çantalan daha hafifmiş ve Eğitimleri tamamlamnca erkek Adaylar, alışveriş eden ahaliye Aşın saç modelleri yok. Çok ha de kışın erkekler soğuk su Ue yı ve kadın Guardia Civüe'lerin kefıf bir makyaj yapmalanna izin kanırken kadınlara sıcak su veri sinlikle görev ayncalığı olmaksı onu bunu ve propaganda broşürvar. Eğitim, görev ve dinlence sı lecekmiş... zın atanacakları açıklandı. İkişer leri dağıtıyordular. Sorulan cevaprasında giydikleri dört ayn üniBu dedikodular bile kulağa ne kişih'k görev birimlerine, bir ka lıyor ve diğer partilerin adaylanforma bedeli, aylıklanndan kade kadar insanca, ne kadar sevimli dın bir erkek kuralı uygulanacak na rasladıklarında da latife kabimeli olarak kesilecek. Erkek öğ geliyor değil mi? linden, birbirlerine, "he> mavi, nuş. u rencilerle birlikte ders görüyor, yiŞimdi merak edilen, 194 kadın pazar gunü işin bitik"; yahut, he) İspanyol kadınlannın yeri femiyor, birlikte eğitime çıkıyor, kenkızıl, pazar gecesi için bana Alinist akımın içinde bambaşka. Di Guardia Civile öğrencisinin okul dilerine aynlan koğuşta ikişer kiğer ülkelerdeki hemcinslerinden bitip sıra kafalanna halkın " Ü ç ce'nin kahvesinde şampanya ısşilik ranzalarda yatıyorlar. Erkek farklı olarak Carmen'in torunla BO>T»UZ" adım verdiği efsanevi marla" türünden laf atıyordular. "Gnardia"lar, kaba mavi üniforn asker, polis ve pilot da olmak kömür faraşını geçirmeye geldilxelles Şosesi ustünde otomobil maların hınzırcasına yakıştığı bu istiyorlar öteki alanlardaki eşitiik ğinde, neye benzeyecekleri. Belle yedek parçası dükkânı olan ve gekesitieri yuvarlak arkadaşlarm haklannın yanı sıra. Geçen yıl rine tabancayı takıp çıkınca dev çen seçimlerde Liberal Parti'den varlığından genelinde hem şaşkın genç bir kız askeı i jet pilotu ola riyeye, bakalım şapka mı onlara belediye meclisine giren kimse, hem de hoşnutlar. Kendilerine, bilmek için çok uğraştı ve başar uyup güzelleşecek, yoksa onlar mı "JeanPierre Schadam/Size lazıın hanırn "Guardia Civile" adayladı sonunda. Düzenli orduya su şapkaya uyup çirkinleşecekler? adam" türünden bir kelime ovunuyla broşür dağıtıyordu. Yaşhcana bir kadın, liberal adaya yaklaştı ve geçen seçimlerde Schadam'ın Tenbosch Meydanf na gul dikmeyi vaat ettiğini, halbuki hâlâ menekşelerin durduğunu söyledi. Hışımla da bir daha kendisine oy vermeyeceğini ekledi. Her ne kadar, kadımn biraz sonra SosyalHıristiyan adayın da yaruna gidip onu da kışın Mukaddes Bakire Kilisesi önünde biriken karları süpürtmemekle suçladığını ve artık kendisine rey atmamakla tehdit ettiğini fark ettiysem de hem kadının deneıim ruhuna hayran kaldım, hem de JeanPierre Schadam'ı ürküttüğü için çok sevin Haber bornba gibi patladı. Baeza'daki Guardia Civile Akademisi'ne 195 kız öğrenci ahnacaktu Yani ters çevrilmiş kömür faraşına benzeyen üç köşeli kara şapkalar onların başını da süsleyecekti. bi o güne değin celladı olduğu ETA'nın kurbanı durumuna düştü. Bir zamanlar kovaladığı, işkence Ue öldürdükten sonra yakıp cesetlerini yok ettiği Bask ayrılık çüannın en gözde hedefleri aru sında yet ahyordu artık. ETA'nın her yıl iki düzine su bay ve askerini keklik gibi avladığı; işin kötusü ölüm haberleri diğer kurbanlara oranla ikinci sınıf sayılan Guardia Civile kunımunun kamuoyu düzeyindeki çekinceli imgesı bundan bir ay önce altüst oldu. Baeza'daki Guardia Civile Akademisi'ne 195 kız öğrenci ahnıyordu! Haber bomba gibi patladı, tngiliz, Alman, Fransız televizyonlarına yansıdı. tspanyol bahçelerinin yüz yülık diken çomağında güller açmıştı sanki... O gün bu gündür tüm tspanya'nın gözü, araiannda Galiçya ve Asturya bölgelerinden iki güzellik kraliçesinin de bulunduğu bu kadın "Guardia Civile" öğrencilerinin üstünde. 195 hanımdan bir tanesinin ağır eğitim koşullarına dayanamayarak bir hafta sonunda pes ettiği kadınlar topluluğunun bu askeri örgüte girişi, herhangi bir orduya alınan kadın askerlerden çok ötede bir anlam taşıyor. Bir karabasanın düşe dönüşü, bir yumruğun avuç açışı, bir savaşın banşı bu. 194 hanım "Gnardia Civile" adayırun tümü gönüllü. Bir bölütnü, babadan oğula kurahnı, babadan kıza diye yorumlayarak girmişler sınavlara. Herhalde ibaresi, biraz mugalatalı dahi olsa, hoşuma gitmekteydi. Fakat zaten sittin senedir belediye encümenine üye olan baba Nihoul'un, Vleurgaat Şosesi'ndeki kanalizasyon yenileme çahşmalarını, belediye başkanı ile kumpaslı biçimde, kendi kayınbiraderinin Vermeulen fırmasına ihale ettiği söylentileri ayyuka çıktığından ve her Burada bugün yerel seçimler var. Belcikalılar sandık başına gidip, dört yıl için belediye başkanlannı, belediye meclisi üyelerini seçecekler. Politikacıları önce kendi günlük hayatlarında sınayıp beğenirlerse büyük politika yapmaya gönderecekler. tLAN KADIKÖY 2. ASLtYE HUKUK HÂKtMLİĞt'NDEN 1988/51 Davacı Bahattin GÜNEL tarafından, davalı Mustafa Kahraman aleyhine mahkememizde ikame olunan tesçiltrafik davasının mahkememizde yapılan duruşması sırasında: Asağıda açık adısoyadı ve adresi yazılı bulunan davalı Mustafa Kahraman, tebbgata rağmen ve zabıta araşurmasında adresi tespit edilememiş olup; dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olmakta, duruşma gunü olan 11.11.1988 gunü, saat O9.3O'da mahkemede hazır buluıunanız, veya sizi temsilen bir avukatı vekâletnarnesi ile birlikte hazır bulundurmanız, aksi halde yargılamaya yokluğunuzda devam edileceği ve karar verilecegi hususu dava dilekçesi yerine kâim olmak üzere ilan olunur. 5.10.1988 Basın: 10349 OSİLOSKOP ALINACAKT1R 1) 4 kanalh, hafızalı, digital, 20 mhz, 20ms/s8 bıt ad konverterli, ön tetiklemeli, yazıcıh ve ivmelendirme potansiyeli 10 Kv, yatay pozisyonu programlanabilir l adet osüoskop kapah zarfla teklif almak usulü ile satmalınacaktır. Bu iş için % 3 geçici teminat alınacaktır. 2) thaleye katılmak için şartname almak mecburidir. Şartnameler; TEK Anbarh Termik Santralı Işletme Müdürlüğü Avcılar/tST. Tel: 591 35 00 (4 hat) adresindeki Ticaret Servisi'nden ücretsiz olarak alınabilir. 3) Teklifler en geç 25/10/1988 günü saat 17.20'ye kadar aynı adresteki Muhaberat Servisi'ne verilmiş olacaktır. 4) Kurumumuz 2886 sayıh Devlet Ihale Kanununa tabi olmayıp ihaleyi yapmamakta veya dilediğine kısmen veya tamamen vermekte serbesttir. TÜRKİYE ELEKTRJK KURUMU Basın: 30329 Cumhunyel . . fZZ^ CUMHURIYET KITAP KULUBU BAKIRKÖY TEMSİLCİÜĞİ AÇILDI KıtapKulubu KARYA KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ • CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ • CEP Sineması (*) • FuayeCafe dim. Zira iki yıl once, onun yedek parçacı dukkânından otomobilime fahiş fiyatla egzoz almak gafletine düştüm ve egzoz da altı aya varmadan düştü. Halbuki, oy verecek olsaydım, Louise Caddesinin koşesındeki kibar Nihoul pastanesinde ara sıra kasaya oturan ve ailecek liberal olan Nihoul'ların ortanca kızına rey atabileceğimi düşündüm. Bir kere kız son derece alımlıydı ve pastanenin önüBelçika yurttaşları, meydanlarne bırakuğı otomobiline yapıştı daki güller, kilise onundeki kürennlmış afışteki, "fikirde hür, bele memiş karlar, kanalizasyon ihalediyede hür, Colette Nihoul hür" leri, paralı parkingler. tasmalı köpek yasakları ve son otobüs seferleri ile ilgileniyorlar. Yurttaşlar, . . . . politikacıları, once kendi günlük hayatlarını tayin eden belediyelerde sınıyorlar ve sonra onlann "büyük politika" yapmasına karar veriyorlar. Demokrasi, ancak atanmışların da yurttaşların, "elıliyetsizleri değil, namusperver ve hamiyelli zevaiı" seçeceklerine inandıkları ölçüde demokrasi oluyor. Brüksel'de. Chatelain Meydanı'nda, yerel seçimler arifesinde, yurttaşlar demokrasi alışverişi yapıyorlar. Bayanlar, çocuk bakarak ingilizce öğrenmeyi AuPairlik yaparak gerçekleştirebilirsiniz. 1158 53 42 4213 68 67 halükârda, hiç alakası olmadığı halde, belediye medisinde iktidar olan Liberaller evimin önündeki kaldınmı da paralı parkinge çevirdiklerinden, Colette Nihoul'e oy atmak fıkrinde ısrar etmedim. Üstelik, çiftlik peyniri satan pazarcının önünde, çok guler yuzle propaganda yapan ve ikna edici bir yüzü olan genç sosyalist adayı da beğendim. O hem, seçmen olmadıkları için fazla bir kıymeti harbiye ifade etmeyen ve fizyonomilerinden de milliyetleri derhal anlaşılan Faslı kadınlara da gofret dağıtıyordu, hem de orta yaşlı ve şımarıkça bir be>in, "Size o> atarsam. belediye meclisine, Dört Kral Parkı'nda köpeklere tasma zorunluluğunun kaldınlması için önerge verir misiniz?" sorusunu, "Ben buna söz veremem, çünkü çoğnnluğun ne düşündiiğiinü bilmiyorum. Ama isterseniz, 36 numara otobüsün son seferinin 23.30'a alınmasını gündeme getirebilirim" ccvabıni verdi. Bey "O beni ilgilendirmi>or" diye uzaklaşırken, diyaloğa şahit olan mütevazı kıyafetli kadın. "Aman pek iyi olur, çünkü cuma akşamlan şehre sinemaya iniyorum ve taksi de pahalıya geliyor" diye konuşmaya daldı. Genç sosyalist aday, 36 numaralı otobus için belediye encumenine önerge sunma sözü, muıevazı kıyafetli kadın da sosyalist adaya oy sözü verdi. Chatelain Meydanı'nda demokrasi alışverişi gerçekleşti. Istonbul Caddesi (Adliye karşısı), Tel.: 542 11 72 (*) Sinema Cumhuriyet Kıtap Kulübü üyelerine %20 indırimlıdir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle