19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EKIM 1988 HİROHİTO'YA SAYGI Tum dünya Japonların geleneklerine ne kadar bağlı insanlar olduklarıni bir kez daha gördü Iki haftadır yoğun bakım altında olan imparatorları Hirohito'ya olan bağlılıklarını Tokyo'daki sarayının önünde sağlığı ıçin Jua ederek gösteren Japonların arasında kuçük yaşta çocukların varlığı göze çarpıyordu. (Fotoğraf: Reuter) CUMHURÎYET/13 Havadan mavi yolculuk BODRUM (AA) Bodrumda denizden mavi yokuluğun yerini "havadan mavi yolculuk" alıyor. Özel, kuruluş tarafından yaptırılan İmsik Havaalanı'nda faaliyet gösteren Bodrum Havayolları şirketi, turistler için kişi başına 55 dolar karşıhğında, uçakla bir saatlik turlar düzenliyor. tzlander BN2 ve Sneca tipi 8 kişilik uçaklarla, Muğla'nın Bodrum ve Marmaris ilçeleri arasında yer alan kıyıları gezen turistler, manzara karşısında buyülendiklerini söylüyorlar. Şirket yetkilileri, Bodrum İstanbul arasında da tarifeli uçak seferlerine başladıklanru belirterek, "Kişi başına 150 bin lira ucret alı1 nıyor. (Jçağımız sabah Bodrum dan saat 08.00'de kalkıyor. Akşam saat 19.00'da îstanbul'dan dönuyor" dediler. Mağaralar döviz kazandırıyor ANTALYA (AA) Doğal güzelliklerinin yanı sıra, eski insanlann yerleşim yeri olmalarından dolayı da önem taşıyan Akdeniz yoresindeki mağaralar, her yıl binlerce turist 'arafından ziyaret ediliyor. Seyahat acenteıerinin özel tur programlarına giren ve turizm broşürlerinde yer almaya başlayan ünlü mağaralar, onemli gelir kaynakları haline geldi. Yerel yönetimler, yaptıkları çevre duzenlemeleri ve iç ışıklandırmalarla, yıllardır keşfedilmeyi bekleyen mağaraları, onemli bir gelir kapısına dönuştıirdüler. Alanya'daki Damlataş mağarasıru, bu turizm sezonunda 150 bin kişi gezdi. Mağarayı, yabancılar görmek için, yerli turistler de çoğunlukla astım hastalığına iyi geldiği inanciyla geziyorlar. Dun Fenerbarıçe nın Dereağzı'ndaki antrenman sahasına gelenler olrtukça ılgınç görüntülerie karşılaştılar. Her zaman yeşil çim üzennde antırenman yapan futbolcuları izleyenler bu kez rugby (Amerikan futbolu) oynayanlarla karşılaştılar. Fenerbahçe de Ingıliz Başkonsolosluğunda çalışan görevlllerle NATO üssünde çalışan ABD'lıler arasında zevkıl bir rugby maçı vardı. NATO çalışanlan karşılamayı 200 kazandılar. (Fotoğraf: Necmi Gülümser) Istanbul'da rugby MODADA BARIŞ ÇİZGİLERİ Ingıliz Moda Konssyi'nın düzenledığı moda haftası oncekı gun Londra'da düzenlenen görkemlı bir def.ıeyie başladı. Mankenlsrin açılış defılesmde sunduğu kreasyonlar, gülen yüzler ve banş amblemlerı ' ıle bezenmışti. (Fotoğraf Reuter) HABERLERİN DEVAMI Eleştirel Düşunebilmek... da olduğu gibi çogulcu Batı demokrasisini sıyla İspanya'nın entelektüel kapasitesinden bir türiü yerli yerine oturtamıyoruz; çünkü dekuşku duyulamaz. ispanyollann daha önce mokrasi için gerekli olan altyapıyı hem madde hâlâ da sahip olmadıklan şey, modern fet dı hem de manevi açıdan bugüne değin tam sefenin gerektirdiği ruh özgürlüğüdür. İspan anlamıyla kurabilmiş değilız. ya'da gerçek bir 18. yüzyılolmadı; Avrupa'Ancak Atatürk'ün Cumhuriyet devrimiyle nın entelektüel ve politik yaşamını değiştiren demokrasi için yaşamsal olan düşünsel altturden büyük bir eleştirel reform olmadı. Ay yapının temeli atılabılmiştir. Laiklık ve vıcdan rıca daha sonralan bizim ispanyollar ve La özgürlüğü, aklın özgürleşmesi ve eleştirel tin Amehkalılar burjuva demokratik devrimi düşünce geleneğinin oluşması yolunda Atamiz de olmadı. Bizim bağımsızlık savaşımız, türk'ün attığı devrimci adımlar olmuştur. yerli oligarşilerimizi ve toprak tekeline dayalı Gecikmeli de olsa, yetersiz de olsa derejimleri güçlendirdi; bir burjuva devriminin mokrasi için gerekli altyapının temeli atılmıştam karşıtıydı bu. tır. Ama bugün gelinen nokta, ne yazık ki arDemokratik geleneğin olmaması, gerçek zu edilenin hayli uzağındadır. bir 18. yüzyıl ve gerçek bir 19. yüzyılın olma"Eleştirel düşünce ye demokrasi birbirini ması, bizim eleştirel yetersizliğimizi açıklıyor bütünleyen şeylerdir. İster edebiyat ve sanatve kişiselliğimizi ve bireyciliğimizi vurguluyor. ta, ister felsefe ve politikada olsun, eleştiri, Ben 17. yüzyılın sonlarında başlayan ve ancak etkili bir demokratik ortamda var olaAvrupa'nın entelektüel can damarını oluştu bilir." ran eleştirel düşünce geleneğınden söz ediBugün, tüm fikirlerin serbestçe yanştığt yorum. Bu gelenek, İspanya 'da ve onun es demokratik bir ortamdan söz edilebilir mi? ki sömürgelerinde pek az vardır. Hayır! Bizler ya susup oturuyoruz, ya da bağınp Bugün, aklın serbestçe fikir yürütmesine, çağınyoruz. Latin Amerika 'da demokratik ya sorgulamasına, eleştirmesıne, kuşku duyaşam niçin yoksa, aynı nedenle eleştiri de yok bilmesine tam anlamıyla olanak tanıyan bir tur. Eleştirel düşünce ve demokrasi birbirini üniversite düzeninden söz edilebilir mi? bütünleyen şeylerdir. İster edebiyat ve sanat Hayır! ta, ister felsefe ve politikada dsun, eleştiri anBugün, her türiü değişik düşünceyi, fikri cak etkili bir demokratik ortamda var olabi halka ulaştınp tartışabilen bir kitle iletişim dülir. Bizim eleştirel yetersizliğimiz entelektüel zeninden söz edilebilir mi? bir yetersizlik değil, ahlaksal bir eksikliktir; bu Hayır! da gerçekte tarihsel bir eksikliktir." (Seven Peki nelerden söz edilebilir? Voices; Rita Guibert; New York; S.253). Batı standartlarımn çok gerisinde bir "de• rnofcras/"den... Octavio Paz'ın Latin Amerika için kaleme Liseleştirilmiş, kışla mantığına dayatılmış aldığı bu satırların bize yabancı olduğunu bir "üniversite" düzeninden... söyleyebilir misiniz? "Resmi görüş"ün ve yalnızca siyasal iktiGerçek bir 18. yüzyılımız oldu mu bizim de? Yani "Aydınlanma ÇağV'nı yaşadık mı? darın sözcülüğünü, yer yer de borazanlığını Aklın serbestçe fikir yürütmesine, eteştirme üstlenmiş bir TRT'den... sine, sorgulamasına, kuşku duyabilmesine Bu koşullarda eleştirel düşünce geleneği yüzyıllar boyunca karşı koyan Ortaçağ ka nastl kurulabilir, demokrasinin düşünsel altfasının, medrese zihniyetinin Batıdayerle bir yapıst nasıl oluşturulabilir, çoksesliliğin uyuedildiği aydınlık çağımız oldu mu 18. yüzyıl mu nasıl gerçekleştirilebilir ki... da? Ya demokratik devrimlerimiz... Anlaşılan bütün bunları bazen o denli özLatin Amerika ülkeleri gibi blz de ne "ger lüyoruz ki, televizyonda farklı gorüşlerin diçek bir 18. yüzyıl", ne de "gerçek bir 19. le getirilebildiği güzel bir programı yüzyıl" yaşadık. Onun için de doğru dürüst perşembe gecesinin YÖK açıkoturumu yıleleştirel bir düşünce geleneği oluşamadı ül lar sonra izleyince, bayram edenlerimiz olakemizde. Bu yüzden de tıpkı Latin Amerika' biliyor... (Baştarafı 1. Sayfada) Yerli sigarada dönüm noktası GÖZLEM iye'de de birçok rırma Ue anlaştılar. Bu, Türk tütün pazannı lüİZMtR Türkiye'nin 92 yıl müyle ele geçinne planıdır" yonısonra Amerika Birleşik Devletle munu yaptı. ri'nden tütün ithal etmesi "tehliTekel, Amerikan tipi sigarayı kcli sonuçlar verebilecek bir Tokat'taki fabrıkasında üretecek. gelişme" olarak değerlendiriliyor. Henüz adı belirlenmeyen sigaraBlended (harrnaıılanmış) sigara mn üretimi için gerekli olan "hat" uretmek için ilk aşamada 1550 ton hazır. özel harmanlama ile üretiAmerikan tipi tütün ithal eden Te leceği için Türkiye'deki üretimi kel'in üreteceği sigaramn kalitesi gerçekleştiren makinderden farklı ne "kuşka" ile bakılıyor. Tütün bir hat gerekiyordu. Bu hattı ABD ihracatçısı Nevzat Karagözoğlu, Türkiye'ye "bedava" verdi, şimdi "Tekel'in Marlboro, Camel ve bu makinelerde üretim yapılması beıuerieri gibi ağız tadı veren bir için tütün satıyor. sigara uretmesi mürnkün değil" Başta Philip Morris, British derken Tutun lhracatçıları Birli American Tobacco, Rothmans olği Başkaru Esin Özgener, "Zevk, mak üzere Amerikan şirketleri Ue harman çeşidi. fîyat çok onemli. ortak yatırun yapmak için başlatTekel'in temaslannı biz de tam tığı girişimleri sonuçlanma aşabilmiyoruz" diye konuştu. Bir Te masına gelen Tekel'in ABD'den kel yetkilisi ise Amerikan sigara Cumhuriyet tarihinde ilk kez tüşirketlerini "iki başlı bir canavar"a tün ithal etmesi ile yeni bir dönüm benzetti ve "ABD şirketleri Türk noktasına daha gelindi. tlk aşa MUSTAFA BALBAY mada 1550 ton olarak gerçekleştirilen ithalatın ya "ilk ve son" olacağı ya da yılda 1015 bin ton düzeyine ulaşacagı belirtiliyor. Eski bir Tekel yöneticisi gelişmeleri kaygı ile izlediğini belirterek şuriları söyledi: "Amerikan şirketlerinin Türkiye'deki çalışmalannı iki başlı bir canavara benzetiyorum. Bir yandan piystsada biraz tutunmuş Türk şirketleri ile işbiriigJ yapıyorlar ve dogrudan piyasaya girmeye hazırlanıyorlar, bir yandan da Tekel'e Amerikan tütünü saüyorlar. Yani Türk tütün piyasasının her alanında kollan var. Gelişmeler bu şekli Ue seyrederse A B D şirketleri Türk tütün ve sigara piyasasını tümüyle ele geçirir. Biz ABD'den hiç ithalat yapmadık. 92 yıl önce yapıldığı göruşlerine de katılmıyorum. Sadece purolann dış yüzeyi için sınıriı miktarda ahm yaptık." UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Filipln diktatörü "devlet hırsızı" unvBnlı Marcos, ülkesinden apar topar kaçmak zorunda kaldı. Kardeş Ziya? Ziya mı? Ziya, uçağına düzenlenen bir suikast sonucu Hakkın rahmetine kavuştu. Nikaragua Devlet Başkanı "soyguncuGenera/Somoza"daülkesini terk etmek zorunda kaldı. Papadapulos? Yunanistan'daki "Albaylar Cuntası"n\n başı bu diktatör taslağı şu anda cezaevindedir. Yunanistan'a 1974 yılında demokrasi gelmiş; hesap sorulmuş, cuntalar ve cuntaların emrindeki işkenceciler, birer birer yargılanmış ve ağır hapis cezalarına çarptırılmışlardır. Arjantın'in diktatörü General V/o/a"ya ne oldu peki? General Viola da şu anda cezaevinde "Arjantin tangolan" dinleyip, eski günlerini anımsıyordur herhalde. Arjantin'de Başkan Alfonsin gelmiş; cuntalan ve cuntacılan kulaklarından tutup, teker teker mahkemelerin önüne çıkarmıştır. Şimdi sıra Allende'nın katilı General Pinochefded'ır. Pinochet, bu işten paçasını pek öyle kolay sıyırabilecek mi? Tabii bu hırslı general, onbeş yıldır kendisine uşaklık eden generaller ve sivil bürokratlar ile birlikte daha bir süre ayakta kalmaya çalışacaktır. Peki sonra? Sonra, iktidardan düşecektir... Düştükten sonra da doğru mahkemeye... Şöyle bir sıralayalım yeniden: Şah... düştü; Sedat. öldürüidü; Papadapulos... cezaevinde...; lonadis.. cezaevinde...; General Viola... cezaevinde...; Kardeş Ziya... öldürüidü...; General Somoza ve Marcos, ülkelerinden kaçtılar. Ya bu diktatöıierin ağababaları?.. Hitler. MussoliniveStalin... Hitler, intihar etti. Mussolini bir Alman eri üniforması ile kaçarken yakalanıp bir sokak fenerine ayaklarından asıldı. Stalın, bugün kendi ülkesinde katil olarak suçlanıyor. İspanya diktatörü General Franco'nun heykelleri yıkılıyor, Portekiz diktatörü Solazartn adı sokak levhalarından sökülüyor. Diktatörlüğün sonu yok... Yirmi birinci yüzyıla giriyoruz. Böyle bir dönemde ve boyle bir dünyada çogulcu demokrasiden başka bütün yollar çıkmaz sokaklarda son buluyor. Dünyada da yok... Türkiye'de de yok... Çağımız, demokrasi çağıdır. Çogulcu demokrasi ve çok partili yaşam.. Marksist ve dinci partileri, sendikaları, dernekleri yasaksız siyasal rejimler... Ne olacak dersiniz şu Pinochefrvn sonu? General lonadis de öyle... Doğramacı: Niye istifa edeyîm (Baştarafı 1. Sayfada) ruldun', baskasıoı atar. Atavan mevkinin güveni önemlidir. Oyle degil m i ? " dedi. şeyleri anlamıyorlar. Kanunu da Ya gönneriene? okumuyorlar. Kanunu dikkatle DOĞRAMACI Artık görokur, takip ederlerse, yani okun meme imkânı var mı? Oktıryazar dukça, anladıkça... Mesela bazı olan herkes görür. İstifa eder misiniz? Prof. Doğramacı, yaptığımız yazarlar okuyup anladıkça YÖK DOĞRAMACI Niye istifa söyleşide sorularımızı şöyle yanıt zemzem suyuyla yıkanmış diye çıktı. Okudukça, anlaşıldıkça me edeyim? ladı: Belki bütün bu yapdanlan " YÖK'un sorumsuz olduğu sele kalmaz. Bu eleştiriler ve taarnızlar nankorlük diye değerlendirirsiniz. söyleniyor. Sonımsaz, ama yetkiDOĞRAMACI tnandığım li. Sayın Milli F.gitirn Gençlik ve sörerse ki bugün hükümet ve mnhalefetin bu noktada ilk kez bir bir sistemdir. Bu sistemde atama Spor Bakanı da bu göriışte. D O C R A M A C I YÖK bir ic leştiği goruluyor ve sizin evladı mevkii Sayın Cumhurbaşkanı'dır. nız gibi buyüttüğünüz YÖK'e sa Beni atayan mevki derse ki, 'Sen ra organı değil ki hesap versin. hip çıkan olmazsa istifayı düşünür uznn süre yapbn. Yoruldun', baş Yani 'oraya baglı' diyorsumiisünüz? kasını atar. Sürekli bir görev dennz. DOĞRAMACI Bunları in ğil. Atayan mevkinin o zamana DOĞRAMACI Hayır, baceledikçe neyin gerçek olduğunu kadarki güveni önemlidir. ö y l e ğımlılık değil. Yani orası atar. değil m i ? " O noktada bir soru işareti görürler. var. DOĞRAMACI Hükümetten ne gibi eleştiriler geliyor, siz (Baştarafı 1. Sayfada) söyler misiniz? Örneğin Milli Eğitim Baka Sebze ve Meyve Hali'ndeki kabnı, YÖK'un merkeziyetçi olduğu zımallar, portakal ithalatımn gegöruşlerine katıhyor. nellikle lüks semtlerdeki manavDOĞRAMACI Ben katümı lann isteği üzerine gerçekleştiğiyorum. Kanun bazı noktalarda ni beürtiyorlar. tthalatın, "Etiler, üniversitelerde birlikte yapüması Bebek, Yeşilyurt, Fenerbahçe ve na olanak verir ki bunlardan bir Suadiye gibi semtlerde "Avrupa DİLEK ZAPTÇIOĞLU tanesi Sayın Bakanı n örnek gös mal merakı olan müşteri için mal FRANKFURT Frankfurt terdiği disiplrn yönetmeliğidir. alan manavlann tercihi oldngu Kitap Fuan'nda dün İlhan Selçuk O zaman biraz daha değişik n u " belirten kabzımallar, Türk ve Uğur Mumcu Cumhuriyet Kisorayım. YÖK'ü ilk aklına geti Fenike portakalımn lezzet ve su tap Kulübü'nün standında kitapren kişi siz misiniz, değil misiniz? luluk açısından ithal portakaldan larını imzaladılar ve okurlarıyla DOĞRAMACI YÖK yirmi daha iyi olduğunu savunuyorlar. sohbette bulundular. yıldır ülkenin gündeminde. MeseFuarın dördüncü günü olan 8 tthal portakal satan manavlar la Necdet Uğur döneminde bir taekim cumartesi günü Cumhuriyet ise malın taze olmasından dolayı Kitap Kulübü'nün 4.0 numaralı san haarlandı. (CHP'U Eski Milh" Eğitim Bakanı) Bunda da Yüksek hiç fire vennediklerini söylüyor salor. K 921 sayılı standı ancak öğretim Kurulu vardı ve hükümet lar. Ortaköy Çmaraltı Sebze ve "izdiham"' kelimesiyle ifade editayin eder diye hüküm vardj. Ku Meyve Pazarı sahibi Ali Şener, lebilecek bir kalabalığa sahne olrulun başı Milh' Eğitim Bakanı idi. Arjantin portakalının kilosunun du. Saat dokuzdan ıtibaren içeri Sonra anayasaya aykırı bulundu 3000, Türk portakalımn ise 3200 alınan ziyaretçiler arasında çok save iptal edildi. Bugün birçok ül liradan satıldığını belirterek şun yıda Türk doğnıca Cumhuriyet Kitap Kulübü standına gelmeye kede YÖK vardır. Onun için YÖK ları söylüyor: başladılar. Standda bütün gün ye1980 döneminin bir ürünü defcl. "Müşteri abrken secim yapraı Şimdiye kadar YÖK'e yapı yor. Biz hangisi iyiyse söylüyonız. ni üye kaydı yapıldı ve sipariş alınlan tüm taamızlarda Sayın Cum Türk malı bir sandıkta 23 kilo dı. Ahnanya'nın dört bir yanından hurbaşkam sizi savıındu ve kefil bozuk cıkıyor. Arjantin portakalı gelen okurlar saatlerce raflarm o.duğunu söyledi. Bugünlerde hü ise taze olduğu için hepsini sata önünde, sergilenen kitaplarla tek kümet kanadından eleştiri gelme biliyoruz. Esnaf olarak tercihimiz tek ilgilenerek isteklerini sipariş sine karşın Sayın Cumhurbaşka Arjantin portakalından yanadır. formlarına yazdılar. Uye kayıtlannı yenilediler ve standı dolduran m'nın konuşmalannda YÖK koyazarlarla sohbet ettiler. Cumhunusuna değinmemesine dikkat çe Bu tip mallann Türk üretidsine, riyet Kitap Kulübü Müdürü Taha kiliyor. Ne dersiniz? en aztndan üretimde betli bir stanParia görüşünü "Türklerin ve yaDOĞRAMACI Efendim, şu dart sağlaması gerektiğini göstebanctlann trafigi bekientüerimizin ana kadar yaptığımız ettiğimiz recefine inanıyorum." birkaç katı olarak gercekleşti" şeklinde ifade etti. Portakal da Kitap Fuarı RıdvanAykut (Baştarafı Sporda) ELTOPU Selçuk ve Mumcu Frankfurt^ta MUMCUYA YANIT Sayın Mumcu .. Horzum davası sanıklanndan Emlak Kmdi Bankası Kızılay Şubesi eskı UudurO Fikret Öngen'e avukat olarak eğabeyin Ceyhan Mumcu'yu benım bulduğumu yazmışsın. Bu, kısmen doğru. Öngen'i de, ağabeyıni de tanınm. Fikret Ongen ile Mütkiye'de aynı yıilarda okuduk. Birlikte spor yöneticılığı yaptık. Ağabeyini de iyi. dürüst bir avukat olarak yıllardır bilirim. Eğer ağabeyınm Fikret Öngen'i savunmasında bir katkım olmuş ise, bundan muVuluk duyanm. Çünkü manıyorum kı, ağabeyin, "suçlu" ya da "sucsuz" arkadaşım Öngen'ı gerektiğı gibi savunacaktır Bu bakımdan benım gönlüm rahat... Ancak ağabeyınin Fikret Ğngen'ın avukatlığmı üstlenmesî ile Sabaft ın elındekı Horzum dosyasım yayımlamaması arasında kurduğu bağlanb tam bir "abartma".. O tarıhte ne ben Sabah'ta calışıyordum, ne de Türkiye'de Sabah diye bir gazete yaytmlanıyordu .. Elimizdeki bir dosyayı görmezlikten gelebilecek lükse sahıp değildik... Sabah'ın $5 yılhk yayın yasamında Horzum davasına nasıl yaklaştığına oeftnce... Tanığımız, bınamızın duvartanndaki kurşunlardır... Sevgıler. • Uluç Gurkan mail ve Sedat'ın da hatalarını kapatarak, dün Fenerbahçe savunmasını ayakta tuttu. Orta alanda Turan stoper gibi oynuyor. Kuvveti Ue kestigi topları driplingle ve hatalı paslarla tekrar kaybediyor. tleride Rıdvan top beklerken, Turan gereksiz yere rakiple mücadeleye girerek hem gücünü hem de doğacak olan gol pozisyonlannı harcıyor. Serdar yanm devre oynadı ve sahada hiç görünmedi. Fenerbahçe dün Rıdvan ve Aykut'un çok iyi anlaşması ile golleri sıraiadı. Dün atılan bütün gollerde Rıdvan'ın imzası vardı. Eğer Aykut biraz daha dikkatli olsa, Rize'de atüğı dört gollük rekorunu kırabilirdi. Ankaragücü, golü yiyinceye kadar etkili akınlar geliştirdi. Herkes Ankaragücü için iyi bir maç olacağını düşünürken, savunmanın çok hata yapması ile farklı yenildiler. Savunma Fenerbahçe'nin ataklan karşısında hiçbir direnç gösteremedi. Beşiktaş: 26 Halk Bankası: 22 SALON: Bağlarbaşt Spor Salonu HAKEMLER: Vehbitşgörm(5), Naa Onut (5). BEŞİKTAŞ: Tunç (7) (Atacan 4}Ahmet (4) 1, Aliîsmet (8) 11, Celal (4), Yakup (6) 3, Bilal (5), Gökhan (5) 3Cenk (5) 3. Kemal (4), Semih (7) 5. HALK BANKASI: Hakan (6) (Şükrü 3)Ramazan (3) 1, Mustafa (5) 5, Eşref (3) 2, Ercüment (5) 4, Metm (5) 3, Korer (4) 4Erdem (4) 2, Ecevit (3) 1. İLK YARI: 1311 (Beşiktaş lehine) Fener bir sönüyor (Baştarafı Sporda) ilerinin sol kanadındaki Aykut'a doğru çok güzel bir pas çıkanyor, Aykut da bu pası "şık" bir vuruşla Ankaragücü kalesine gönderiyor. Fenerbahçeli taraftarlar 28 dakikalık bekleyişinden sonra ayaktalar. Ankaragücü futbokularının hakem Oğuz Sarvan'a golün "ofsayt" olduğuna dair itirazları var. Itirazlar sonucunda Sarvanın cebinden Ahmet'e çıkanlan kırmızı kart ve Ankaragücü 10 kişi. Aradan 4 dakika geçiyor. Rıdvan, solbek Mehmet'i kolay bir hareketle geçerken, ceza alanı içinde Turan'ın olduğunu görüyor, İuran kafayı yere uzanarak vuruyor ve skonı 20 yapıyor. Ankaragücü takımı 20'dan sonra oyuna başladığı gibi hızlı ve alak görünmüyor. Fenerbahçe artık rahat. Ve 45. dakika ilk yarı skonı 20 Fenerbahçe lehine. îkinci yanya Fenerbahçe ilk yanda hiçbir yarlık gösteremeyen Serdar'ın yerine Hakan'ı alarak oy\ma başlıyor. Bu yannın hemen başında K. Şenol'un ortasıyla topu ikinci kez ağlara gönderen Aykut'u görüyoruz. Bu gol hem futbolculara hem de tribündeki taraftarlara "ohh" dedirtiyor. 49. dakikada Buschman Fenerbahçe kalecisi Schumacher'in hatasıru affetmeyerek takımının ilk sayısını yapıyor. Bu gol sonrasmda Fenerbahçeli taraftarlann kalecilerine moral verecek bağınşlanm izliyoruz. 60. dakikada Şeytan Rıdvan şeytanca çalımlanyla Şenol'un bakışları arasında Ankaragücü kalesine Fenerbahçe'nin dördüncü golünü gönderiyor. Taraftar ne yazık ki gole doymuyor. Rıdvan'ın bu golünden hemen sonra ayağa kalkarak "beş... beş..."! diye bagnmaya başlıyoriar. İşte 82. dakika, Rıdvan ve Aykut paslaşması sonucunda Aykut bem seyircinin istediğini yapıyor hem de kendisinin iiçüncıı golünii atıyor. LEVENT DtKMENER TMOT.Yahspor: 3227, AnkaragücüT. 24 Şubat: 3127, ArçelikSKG: 3027, BeşiktaşHalk Bankası: 2622, K. TopraksporAltay: 2625. MUMCU'NUN YANITI Sevgili Uluç Önce gösterdiğın duyarlılığa teşskkür ederim. Güç dunjmda bulunan bir arkadaşına bir avukat bulmak, insanı bir görevdir. Seni bu görevi yaptığın için eleştihyor değilim. Amacım gazetenızde görevli liberal tosun Mehmet Altan'ın hasta mantığını ve karanlık senaryolannı sergilemektır. Kemal Horzum oteyı, ilk kez 1985 yılında Cumhuriyet'te yaymlanmtstr. O tarihten sonra gazetemizde bu konu, çeşitli tahhlerde yayımlanmış ve olay, yeterince belgelenmişti. Kemal Horzum 'un MİT eski görevlüenyle olan ılıskıleh de yine gazetemizde aydınlığa kavuşmusıu. Bu dosyalann bazılannm Sabah'ın elinde olduğunu duymuştum. Sen de çok iyi bilırsin ki bazen bu dosyalar gazetecıler tarafından yeterince incetenemez. Kıminde zaman dariığı, kıminde befge eksıklıği, bu gibi yayınlann zamanmda gazetelerde yer almasını engeller. Hangi neden ağtr bastı bilemıyorum. Biz ilgilendiğimız her konuyu elden gekiiğ'mce belgelemeye ve yayımlamaya çalışıyonjz. Son yıllarda bütün gazeteler, yolsuzluk ve kaçakçılık habenerine ağırlık verdiler. Çünkü ülkede yolsuzluk ve kaçakçılık kol gezmekteydı. Bu konuda yayın yapanlar gazetenızde görevli "liberal tosun" tarafından hiçbir araştırma yapmadan, sorup sooışturmadan en aşağılık ifadelerie suçianmaktadır. Horzum olayı ve arkasından da Sabah'ın kurşunlanmasından sonra ilk tepküeri de bizler gösterdik inanıyorum kı basında bu gibi haberten yazanlar çoğa/ırsa, basın o ölçüde görev yapmış olacaktr. Senm hiçbir çıkar ilişkistne alet otmayacağmı büinm. Gazetecıitğe birlikte başladık. ANKA Ajansı'nda birlikte çaJıştık. 12 Mart donemınde ıkimızin de yedeksubaytk haklan alındı. O günleri birlikte yaşadık. Kendimi nasıl tanıyorsam, seni de öyle tanınm. Ağabeyıme gelince... Ağabeyim bildiğin gibi 1402'lik kamu görevlilerınden bıhdir. Son yıllarda avukatlık sta/ını yapmış ve avukatltğa başlamıştır. Avukatlık Yasası'nda, alınacak davalann gazeteci kardeslere sorulması diye bir kural yoktur. Onemli olan basının bu gibi davalan olduğu gibi yansıtmasıdır. Bizler Kemal Horzum oiayını bütün karanhk yönterıyfe aydın/aruk. Sabah Gazetesı'nde görevli liberal tosun ne Papa suikastı davasmı izlemış ne bu konularda yazılanlan okumuştur. Dız boyu cehaleh ve karanlık ruhuyla Sabah'ta çalışmaktadır. Amacım seni üzmek değil, dönek Marksistleri ve liberal tosunları kamuoyuna tanrtmakür. Gözlerinden operim. VOLEYBOL Petrolofisi: 1 Fenerbahçe: 3 STAT: Selim Sım Tarcan HAKEMLER: Kâzım Eker, Oğuz Balbaşoğlu. PETROLOFtSt: Burhan (5), Aykut (5), Raşit (5), Yusuf(6j, Mehmet (4), Mural (4) (Aydoğan 5), Ercan (5), Sami (5). FENERBAHÇE: M.Zoltan (6), Barbaros (7), Ata (6), Cem (6), Hakan (7), Nuray (7) (Tunç 5), Atilla (5), Nurettin (6). SETLER: 1715, 715, 1015, SÜRE: 82 dakika (22, 20, 23, 17) EVET/HAym OKTAYAKBAL GÜNÜN PROGRAMI EUTBOI, tzmir (Atatttrk Stadı) 14.30 AltayK.Maraşspor Rize (Atatürk Stadı) 13.00 RizesporSamsunspor Bolu (Şehir Stadı) 14.00 BolusporEskişehirspor İstanbul (Ali Sami Yen Stadı) 13.30 SarıyerAdana D.Spor Bursa (AUtürk Stadı) 14.30 BursasporTrabzonspor VOLEYBOL İstanbul (Burhan Felek) 11.00 G.S.AltınyurtEczacıbaşı 12.00 GalatasarayZ.Bankası BASKETBOL İstanbul (Lütîü Kırdar) 15.00 Efes PilsenTofaş 16.30 EczacıbaşıB.Salat (Baştarafı 2. Safyada) Gcdatasamy: 3 Eczacıbaşı: 2 SALON: Lütfü Kırdar HAKEMLER: Akm İra (6), Atilla Erinç (7). GALATASARAY: Ahmet (7), Ismet (7), B.Metin (9), K.Metm (7), Payidar (8), Lanmar (7), Hüseyin (6), Ümit (6). ECZACIBAŞI: Selim (8), Ali (6), Yalçm (7), Zoltan (8), Ahmet (5), Haldun (5), Kunaran (5). SETLER: 1512, 1614, 1215, 1215, 1715. TOPLU SONUÇLAR Johnson'ın MalatyasporKarşıyaka FenerbahçeAnkaragücü GençlerbirliğiVanspor AltınorduKocaelispor PendiksporGebzespor BeylerbeyiYucespor AnadolusporF.Karagümrük ÇcngelköyKilimlispor Adana PolisgücuBesnispor 21 51 30 21 32 03 10 01 40 TORONTO (Ajanslar) Doping kullandığı için altın madalyası geri alınan Kanadah atlet Ben Johnson'ın motosikletli bir gence silah gösterdiği gerekçesi ile evi arandı. Doping olaymdan sonra bunalıra geçiren Johnson'ın evinde silah bulunamadı. eviarandı ALEV ANAKÖK = = . T o p l U SOnUÇİar Tuborg S. Filament: 03, Karşıyaka B.Salat: 31, GS Altınyurt Ziraat B.: 23, Emlak Bankası Arçelik: 13. reken baş hedeftir. Ne kadar uğraştılarsa da Atatürk devriminin temet ilkelerini yozlastıramadılar. Ama Kot gibilerini Bakanlıkta etkin yerlere getirterek sinsi sinsi Atatürk'ü de, görüşlerini de orasından burasından kemirmeyi sürdürüyorlar yine de... Bay Ahmet Kot'un yakında Bakanlıkta müşavir olacağı söyleniyor. Şimdilik bir yayınevinin sahibi imiş, Bakanlığın kitaplarının bastırılması, kapakların düzenlenmesi görevi bu kişiye verilmiş. Bay Kot'un Piyer Loti caddesindekı bürosu Refah Partililerin de yeriymiş; bu partinin organı orda yayımlanıyormuş; Bay Kot Amerikalı eski şarkıcı Stevens'in yanından hiç ayrılmamış, ona çevirmenlik yapmış... Bakanlıkta danışman olacağı söylenen bu kişinin Atatürk'ü ne 'şekil' olarak ne de 'öz' olarak benimsediği apaçık ortadadır. Sayın Güzel'in "hür düşünceti' gençler yaratılması amacıyla Atatürk'ün resimlerinin kapaktan çıkarıldığı konusundaki sözleri kimseyi aldatamaz. Niyet bellı, hedef açık: Atatürk'ün düşüncelerinin özlü, sağlam, gerçek anlamda 'hür düşünceyi savunan' çizgide oluşu ANAP yetkililerinin hiç mi hiç hoşuna gitmemektedir. Atatürk devrimi bir 'şekil' değildir, tam tersine Türkİslam sentezidir kaskatı bir şekil olan!.. Tartışılmayan, üzerinde görüşülmeyen, zorla, baskıyla kabul edilmesi istenen... Oysa Atatürk her zaman Tevfik Fikret gibi 'özgür düşünce'den yana olmuştur; istediği, gençüğin her türiü baskıdan, her türiü korkutmalardan uzak, 'fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür' biçimde yetiştirilmesidir. Ortaokul Türkçe kitaplarının yazarı Kemal Demiray da "Yazarına haber verilmeden kapağın değiştirilmesi saygısızlıktır. Ortaokul kitabının kapağına ABC harflerinin konulmasının hiçbir anlamı yoktur" demiş. Bilmiyorum, Demiray'ın kitabında yer alan Atatürk'Ie ilgill yazılar, şiirler yerinde kaldı mı, yoksa onları da mı dışladılar? Sayın Guzel, Bakanlığı, 'Türkİslam' sentezcilerinin eline bırakmamalı... Bir gün gelir bu yanılgısının hesabını vermesi çok güç olur. Şimdiden anımsatmak bizden. Yazarlarımız İlhan Selçuk ve Uğur Mumcu öğle satlerinde fuara geldiğinde, kulübün seksen metrekarelik standı ve önundeki koridor "iğne atılsa yere düşmeyecek" kadar doluydu. Özellikle yıllardır Almanya'da yaşayan Türkçe kitaplan edinmekte zorluk çeken ve yazarlarla yüz yüze gelme olanağından tamamen yoksun bulunan vatandaşlarımız, tlhan Selçuk ve Uğur Mumcu'nun kitaplannı imzaladığı masaların önünde uzun kuyruklar oluşturdular. Standda bulunan diğer yazarlar arasında Stockholm'den Frankfurt'a gelen Demir Özlü ve Özkan Mert, Paris'ten gelen Nedim Gürsel, Köln'den Yüksel Pazarkaya, Berlin'den Aras Ören, tstanbul'dan Latife Tekin ve karikatürist Latif Demirci, aynca fuar dolayısıyla burada bulunan yayıncılanmız da vardı. Almanya'dan bir Cumhuriyet okurunun "Frankfurt'U Türk günü" olarak nitelediği imza günlerinin ilkinde standdaki kalabalık ve heyecanlı atmosfer, Alman ve diğer yabancı fuar ziyaretçilerinin de ilgisini çekti ve standda "Türk kitaplarının ve yazarianmn niteliğiyle" ilgilenmelerine neden oldu. Almanya'dan Türkiye'den ve Avrupa'nın çeşitli yörelerinden gelen yazar, okur, gazeteci ve aydınımızı buluşturması ve kaynaştırması Ue Cumhuriyet Kitap Kulübü standı Frankfurt'ta başlıbaşına bir "kültürevi" hizmeti gordü. FATİH 3. ASLtYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 987/340' Davacı Hüreyr Kurşun tarafından davalı Yıldız Kurşun aleyhine açılan boşanma davası sonunda: lsıanbul. Fatih, Samatya, Hacıhuseyinağa Mah. tçkalpakçılar çıkmazı No: 13'te ikâmet etmekte iken bulunamayan davah Yüdız Kurşun hakkında hâkimliğimizce 14.7.1988 tarih 987/340 esas 988/385 sayılı kararı ile taraflann boşanmalanna müşterek çocuklarının velayetinin davalı anneye verilmesine karar verilmiş olup iş bu kararın gazete ile ilanı tarihinden itibaren 30 gün zarfında temyiz edilmediği takdirde kesinleşecegi hususu teblıgat yerine kaım olmak uzere ilanen tebliğ olunur. 6.10.1988
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle