19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKİM 1988 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 GÜLGEÇ MUZIK FİLİZ ALİ HAYVANLAR iSMAiL Müzik kurumlarımızdaki güncelsorunlar gündemde Altyapıda çekilen sancılar Orkestralar, opera ve baleler çoğaldıkça sorunlar da doğal olarak büyüyor. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Bozkurt Kuruç'un çağnsıyla düzenlenen toplantıda müzik yaşamımızın sorunlan ele alıtıdı, müzik kurumlarmın başarılarınm yanı sıra eksiklikleri tartışıldı. Cevat Memduh Altar'la yaptığımız ve gazetemizin müzik sayfasında 2128 eylul tarihlerinde bazı bölümlerini yayımladığımız uzun sohbet, müzik eğitimi çevrelerinin hayli ügisini çekti ve Turkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ilk yıllarında uygulanmaya başlanan sistemli müzik eğitimine yeniden, daha nesnel bir bakış açısıyla göz gezdirmemize yol açtı. 1924 yılından bu yana geçen 64 yıl içerısinde hiç yoktan var edilen muzik kurumlanmızın başarıları yanında tıkanan yanlanna da değinmek durumundayız bugun. Sayın Altar "34 senesinde Ataturkön yapmış olduğu Müzik Kongresi'nde 5060 kişi>le katılmıştık. Kongrenin ürünlerini Allaha şuknr gördıik. 193536 senesinde Ankara Devlet Konservatuvan kuruldu. Bu konservatuvar ovlesine gelişti ki yurt sathına taşraaya başladı. 50li yülarda tzmir'de, 70li yıllarda da İstanbul'da birer devlet konservatuvarı kunıldu. İlk başta Ankara'da tek bir senfoni orkestrası varken, 1951'den itibaren Ankara Devlet Operası'nda da müstakil bir orkestrası oldu" diyor. tstanbul'da da Şehir Orkestrası ve Operası'ndan, Devlet Opera ve Balesi, Orkestrası ile tstanbul Devlet Senfoni Orkestrası doğdu. Izmir'deyse Opera Orkestrası, Senfoni Orkestrası'ndan bağımsız bir orkestra olma yolunda kadrolaşıyor. Orkestralar, opera ve baleler çoğaldıkça sorunlar da buyüyor doğal olarak. Bu kurumlann yöneticileri çok yerinde bir kararla yaaçıkoturumda ortaya konan gorüşlerden, aynca opera, bale ve orkestra sanatçılarının soruları, dilekleri ve değinmelerinden ortava çıkan sonuç, icracısolist yetiştirilırken, bu sanatçıları yetiştirecek ve çalıştıracak kadrolann, yani altyapmın ihmal edildiği doğrultusundaydı. Daha açmak gerekirse, bale dalında koregraf ve bale hocası, opera dahnda korrepetitor, opera şefi ve şan hocası, çalgı dallarında da her çalgının pedagogunun yetiştırilmesi gerekliyken, buz dağının ya da piramidın dibini, temelini oluşturan bu dallara yönelik bir eğitim öngörülmemişti ülkemizde. Bu açığımızı genellikle yabancı uzmanlar kapatıyordu. Şimdiye kadarki uygulamalarda gorulen, solist olarak yetişen sanatçının çeşıtli nedenlerle solistliğin dışında kalması durumunda oğretmenliğe kaymasıydı. Oysa öğretmenlik, çalıştırıcıhk, aynı spordaki antrenörlük gibi ayrı bir uzmanlık dalıydı. Dünya çapında tanınmış virtüoz, prıma dansçı ya da divalann çoğunun iş oğretmenliğe geldiğinde pek de başarılı olamadıkları bilinen bir gerçektir. Maria Callas gibi mesleğınde buyük başarıya uLaşmış bir yıldız bile New York'taki Juilliard Muzik Okulu'nda opera öğrencileriııe Master Class vermeyi kabul ettikten sonra çok zorlandığını, derslerden önceki geceler gozüne uyku girmediğini belirterck, oğretmenliğin solistliğe benzemediğim, farklı zorlukları içerdiğini vurgulamıştır çeşitli konuşmalarında. Demek ki, muzik pedagojisi ayrı bir uzmanlık dalıdır ve ayrı yetenekler ister. YÖK Yasası'yla universitelere bağlanan konservatuvarlarda, pedagoji dahil, tüm çahştırıcı ve yetiştirici elemanları hazırlayacak bölümler artık açılabilır. Ancak böyle bir atılımla müzik ve sahne sanatlarının altyapısı sağlık kazanacak ve şimdi çekilen sancılar ileride bir ölçude giderilecekyr kanısındayız. KİM KİME DUM DUMA BEHİç AK KMSERVATUVMm İLK MEZUMJUH 193536'da kurulan Ankara Devlet Konservatuvan'nın ilk mezunlan 1941 yılında bir arada Konservatuvar binası önünde, opera ve öyatro boKJmlerinin kuruçusu ve hocalan Carl Ebert'le biriikte Mahir Canova, Nüzhet Şenbay, Turan Üçer, Hasan Kale, Muazzez Yücesoy (Kurtoğlu), Salih Canar, Ertuğrul llgin, Esat Tolga, Seniha Çakır, Nazmiye Sakarya, Nermın llgün ve Melek Saltıkalp (Ökte). şanan sorunlara çare bulmak için harekete geçtiler bu mevsim. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdurü Prof. Bozkurt Kuruç'un çağnsıyla 20 Eylül 1988 gunu Ankarada müzik, opera ve bale eleştirmenleri ile sanatçılan bir araya getiren açıkoturumda, muzik yaşamımızın sorunlanna eğilindi, müzik kurumlannın geçmişteki ve günumuzdeki başarıları yanında, ne gibi eksikleri olduğu, nerelerde tıkanmalar gözlendiği, ıleriye yönelik çalışmalarda ne gibi sorunlara öncelik tarunması gerektiği enine boyuna tartışıldı. Bütün tartışmalann, şikâyetlerin, tıkanmaların ucu yine eğitimde odaklanıyordu sonuçta. Konservatuvarlar, başından beri icracısolist yetiştirmeye yönelik bir eğitim sistemi uygulamaktaydılar. Prof. Metin And, eleştirmen Asım Cem Konuralp, bale yazan Necla Çıkıgil, Prof. Bozkurt Kunıç ve benim konuşmacı olarak katıldığımız PÎKNİK PİYALEMADRA Açılışta "Atatürk Oratoryosu' Istanbul Deviet Opera ve Balesi, yenı mevsimi geçen hafta Atatürk Kültur Merkezı'nde Nevid Kodallı'nın "Atatürk Oratoryosu" ile açtı. Orkestrayı Hikmet Şimşek yönetti. Koroyu ıse Gökçen Koray hazırlamıştı Oratoryonun seslendırılışıne solist olarak Soprano Leyla Demınş, Mezzo Soprano Işın Güyer, Tenor Erol Uras ve Bariton Sedat Ûztohrak katıldılar. (Fotoğraf Behzat Şahin) tstanbul, konser mevsimine geçen hafta sonu cuma, cumanesi ve pazar akşamlan verilen birbirinden çok farklı üç konserle girdı. 30 eylul cuma akşamı kemancı Saim Akçıl ve tstanbul Gençlik Oda Orkestrası, Mimar Sinan Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi'nin bahçesinde toplanan dinleyicilere Antonio Vivaldi'nin "Mevsimler" adlı dört keman konçertosunu sundu. 1 ekim cumanesi akşamı, tstanbul Devlet Opera ve Balesi, yeni mevsimi Atatürk Kultür Merkezi Büyük Salonu'nda Nevid Kodalh'nın "Atatürk Oralor>osu"yla açtı. 2 ekim pazar akşamı, Alaıko merkezinin konser salonu, Boğaziçi Uflemeli Çalgılar Beşlisi'nin ilginç konseriyle açıldı. Alarko1 nun Maslak'taki merkezindeki bu ufak, ama çok şirin salonla, tstanbul yeni bir konser mekâruna kavuştu. Sadako Yokoyama (flut), Emin Özislek (obua), Ayşegul Soyer (klarnet), Ertuğnıl Köse (korno) ve Siılejman Alnıtenüz'in (fagot) kurduklan üfleme çalgılar topluluğu ise tstanbul kentıne yaraşır nitelikte. Bu konserde Boğaziçi Uflemeli Çalgılar Beşlisi'ne piyanoda Seher Tannyar da katıldı. Mevsim üç konserle açıldı HIZLI GAZETECÎ.VECDETŞEN ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES öpjyim sertL ^ Iki yeni çağdaş müzik kurumu P r o f . Şimşek; Bölge orkestrası projem için en uygun yer Çukurova'ydı. Bu önerim gerçekleşme yolunda. Devlet Çoksesli Korosu da 60 kişilik kadroyla kurulmuş bulunuyor. Bu kurumlar, içinde bulunduğumuz karanlık müzik ortamında bir çift "umut farı" gibidir. 1 Ekim 1988 Cumartesi akşamı Istanbul Devlet Opera ve Balesi orkestra, koro ve solistlerinin katılımıyla yorumlanan Nevid Kodallı'mn Atatürk Oratoryosu'nu yöneten devlet sanatçısı Prof. Hikmet Şimşek'le konserden önce Türk muzik yaşamırun son yıllarda uğradığı büyuk erozyondan söz ettik. Bu konuda mücadeleyi bırakmaya hiç niyeti olmayan Hikmet Şimşek, yeni girişimleri hakkmda btze şunlan söyledi: ra kurma girişimlerine başlayınca hep şu yanıtı alırdım: 'tzmir ticaret kentidir. Burada böyle kultür kurumlanna itibar edilmezl Nitekim 10 kişilik yerleşik kadronun misafır sanatçılarla gelişmesiyle arada bir yapılan ilk konserlerde 200 kişilik salonu eş dost ile zar zor doldurabiliyorduk. Bugün 100 muzikçiye yaklaşan kadrosuyla her hafta 800 kişilik Üniversite Salonu'nda yapılan çift konserlerin Koroya gelince; yurdumuz, Atabiletleri bir iki saat içinde tüken türk'un müzik devrimleri sayesinmekte. de kazandığı muzik kurumları "Halkımızın çoksesli üniversel Bundan 3040 yıl önce Ankaıa zincirin bir halkasından yoksun müziğe ilgisinin olmadığı söylenir ki, ya maksath ya da yanügıdır bu ve istanbul'da da durum farklı de kalmıştır: Çoksesli konser korosav. Aksini saptamak için tzmir ğildi. Bu olgular halka verilen gu ları. 196O'lı yıllarda Bülent Arel, Orkestrası'nı örnek almak yeter. zel şeylerin onun tarafından be bu boşluğu doldurmak için Anka1516 yü öncesine dayanan orkest nimsenmesinin en somut kanıtla ra Operası uyelerinden bir madıirıdır. Bu düşüncelerle yıllardan beri öne sürülen bölge orkestralarını kurmak idealim olmuştur. Bu orkestralar birçok ülkede olduğu gibi, hazırladıkları programlarla butun bolgeye hizmet vereceklerdir. Şu anda en uygun yer Çukurova idi. Büyük bir üniversitesi, geniş ve zengin hinterlandı vardı. tzmir modelinde olduğu gibi üniversitede kurulacak konservatuvarla karşıhkiı yardımlaşma suretiyle gelişme en yakın zamanda gerçekleşecektir. Önerim, açıklayaC'ğım koro projesiyle birlikte uzun sure dosyalarda kaldıktan sonra Kultür ve Turizm Bakanı Sayın "nnaz Titiz'in anlayışlı yaklaşımı sayesinde harekete geçti ve gerçekleşme yoluna girdi. gal korosu kurmuştu. Arel'in Amerika'ya gidişinden sonra koronun şefliği bana onerildi, ama opera ses tekniğiyle mümkun olmayacağından reddettim. Daha sonra TRTye profesyonel bir konser korosu kurulması için oneride bulundum. 1968 yılında karar çıktığı halde ilgililer uygulamadılar. Muammer Sun'un 1970'te Yonetim Kurulu'na seçilmesiyle prbblem çozüldü ve 56 kişi^le kuruldu. Ama daha başlangıçtan itibaren uvey evlat işlemi gördüğü gibi akıl almaz baltalamalara hedef oldu. Bugun 30 kişinin altına inmiş olan koro, yüksek sanat duzeyine karşın ne yazık ki fonksiyonunu tam olarak yapamamaktadır. Gene Sayın Tınaz Titiz'in anlayışı sayesinde evvelki hafta Devlet Çoksesli Korosu 60 kişilik kadro ile kurulmuş bulunmaktadır. 14 yıl aradarı sonra kurulan bu kurumlar, içinde bulunduğumuz karanlık müzik ortamında aydınlığı işaret eden bir çift 'umut fan' gibidir:' Prof. Hikmet Şimşek'le yeni girişimler üzerine m 'A TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ { w 5 Ekim 188S'T£ BU6ÜN, EV tAUn=AXlA(tl İÇIH YAPILMlf OZBL. Sıe FI&/NIN &EKLAMI IH6ILIZ BA£fNWDA y££ AlMlfTI. ÖNCEÜtU£, rÜ£OE Y£TMIŞ8EÇ &AH* A2 tCÖMÜg rAKrt6f ıÇİAJ SSfi&EGce&rUPGN USTUNLÜĞU VUftGUL4N*N FI&lMN, 8/MLE/ÇCE~ K£Z+O£/ven/Ofğf 8euıSTT&A4EK7ErDi. KATTLPISI SERGlte&>E Bi&KAÇ MADALYA KA2A/VA/V FflZIN, ÖN rAISAFlMOA 8ULUNAN İU KAPAK AÇ/O4AAK KULMANILDIĞI Glgl, IÇİNDEkÜ OBPO SAYESİNDE SÜÜEtUİ StCAK SU PA SAĞLAMAKmYDl. TAgıi, £M ÖNEMU ÖZELLIĞİ, Ğ ÜSTÛN ARIKAH 19. YÜZYIL MUTFAĞİ İÇİN.. TEKEL SİGARA SANAYİİ İŞLETMELERİ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1. tki kalem pnomotik fan rotoru (45 adet) ile 1 kalem (15 adet) fan gövdesi ihalesi kapalı zarf yöntemiyle 26.10.1988 günü saat 14.00'ıe tstanbul/KartalCevizli'deki muessesemizde yapılacaktır. 2. Şartnamesi müessesemizden 5.000rTL karşılığında satın alınabilır. 3. Istekliler müessesemiz adına alınmış geçıci teminat mektubu ile şartnamesinde istenilen diğer belgeleri ve fiyat tekliflerini Müessesemiz thale Komisyonu'na ibraz edeceklerdir. 4. Kuruluşumuz 2886 sayılı yasaya tabi olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta, kısmen yapmakta veya dılediğine vermekte serbesttir. 5. Postada doğacak gecikmeler dikkate alınmayacaktır. Basın: 29793 İLAN T.C ESKİŞEHİR 2. SULH CEZA MAHKEMESI'NDEN BİLDİRİLMİŞTİR Eskişehir ili merkez Suleyman Çakır Lisesi'nde kantin çalıştıran saruk Bahaddin Aslan, Mahkememizin 10.8.1988 tarih ve 1988/126 esas 1988/457 karar sayılı ilamı ile sağhğa zararü ayran imal edip satış arz ettiği için TCK'nun 3%, 398, 647/41, TCK 72, 402/1. maddeleri gereğince toplam altmı; dört bin Ura ağır para cezası, on dört gun işyennin kapatılması, altı ay cürme vasıta kıldığı meslek sanat ve ticaretinin tatili cezalarına mahkum edilmiş, Karar temyiz edilmeyerek 10.9.1988 tarihınde kesinleşmıştir. Basın: 29667 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet verilmekte idi. Berberler Rapor okunduktan sonra bu mevzular üzerinde cemiyeti müzakereler olmuş ve cemiyet reisi, kursun Berberler umumî heyeti cemiyeti tarafından idaresi Berberler cemiyeti idare heyetinin talebi üzerine cemiyet umumî heyeti dün fevkalâde toplanmıştır. Dünkü toplantı heyecanh bir şekilde dört saat devam etmiştir. 5 Ekim 1938 heyetinin müstakil bırakılmasını istemiştir. Cemiyet reisi tekrar söz alarak mektebde herşeyin tamam olduğunu, pek az müdürlüğünce tanzim edilmiş ve Maarif Vekâletine gönderilmiştir. noktai nazannı müdafaa tasarrufa riayet ederek etmiştir. Bu esnada Ticaret tamamlamak istediğini odası esnaf şubesi müdürü söylemiştir. Kâzım Yorulmaz söz alarak bunun teklife değmiyeceğini, çünkü 1935 senesinde yapılan toplantı esnasmda verilen karann buna âmir olduğunu Toplantıda evvelâ, idare söylemiştir. Mekteb tedris heyetinin toplantı sebebini izah eden raporu okunmuştur. heyeti namına tsmail Hakkı Şehrimizdeki ilkmekteb da mekteb masrafının cemiyet muallimlerine verilmesi Bunda bilhassa permanand makınelerı ve berberler kursu tarafından karşılanması ve takarrur eden mesken murakabesini, fakat tedris vaziyeti hakkında izahat bedellerine aid liste Maarif noksanı varsa bunlan azamî Muallimlerin mesken bedelleri M1DE EK»I LIK vt • İ D CRİ K Mazon markuına çok dıkkat
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle