19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİY^T/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER da Sayın Güvenç ki, kendisini, biraz geç de olsa, tanıma ve kısa bir süre öğrencisi olma şansına sahip olduğum, ülkemizin gerçek bilim adamianndan biri olarak burada bir defa daha saygıyla anıyorumbu konuyu ilk elden okumak isteyenlere sevindirici bir haber iletiyordu. Gazali'nin eserinden sonra tbn Rüşt'ün eserinin (Tehafüt ül Tehafüt) de Türkçe*ye çevrilip basıldıgını, böylece ilgilenenlerin her ikisini de ki ilkinin B. Karlıga tarafından yapılan çevirisinde tbn Rüşt'ün bu eserine de oldukça geniş olarak atıfta bulunuluyordu okuyabileceklerini söylüyor. Buna çok sevindim. Sözkonusu mektubunda hocam Sayın Güvenç, benim bu konuda gerekirse yardımcı olabileceguni de ekliyor. (Bu arada, sözkonusu çalışmamın, Hacettepe Üniversite ' si'nde sürdürdüğüm doktora programında Sayın Güvenç'ten aldığım 'Türk Kültür Tarihi Semineri' için hazırlanıp sunulduğunu da belirteyim, ki bu benim için bir onur olmakla birlikte, bu konuda daha yetkili ve bilgili akademisyenlerimizin olduğunu biliyorum.) ÜDV. Sosyal Bil. Folk. Der., 2 (1981), s. 253261 dikkatinizi çekmek istiyorum. Sayın Aslan bu kısa makaiesinde, tslâm dünyasında felsefe hareketinin (Meşşailer) genel bir tablosunu çiziyor ki) bu cerçeve içinde Ibn Sina ve diğerlerinin görüşlerini ana hatları ile görmek mümkün. Son olarak, çalışmarrun kaynakça bölümünde de zikredilen Ali Bulaçın makalesinin ('tslâm DüsUncesinde Çifte Gerçeklik', Toplum ve Bilim, 2930, Bahar/Yaz, 1985) ülkemizde Gazali'nin hangi yönleriyle, niçin benimsendiğini, kendisi de yazannın kaleminden bir defa daha görmek fırsatını verdiğini belirtmek istiyorum. Belki de bu yazıyı daha önce okudunuz. Burada özeUikle bir defa daha üzerinde durmamın nedeni, benim çahşmamı özeUikle bu düsüncede olanlann okumalannı istiyor olmasıdır. Bu yazı bir bakıma onlar için de yazılmış sayılabilir. Bu yüzden onlardan ne türlü bir tepki gelecegini çok merak ediyorum. Aynca tepkilerini yaaya dökmelerini istiyorum. Çünkü, 2000'Iere yaklasırken, ülkemizde dini ideolojinin yeniden gündeme geldiği bu sıralarda Islâmiyet'in daha doğrusu dirüerin özgür düşünceye, felsefeye ne ölçüde cevaz verdiğinin aslında vermediğinin, veremeyeceğinin iyice bilinmesi ve anlaşılması gerektiğine inaruyorum. Bu konuda ne kadar yazılır çizilirse o kadar iyi. Benim sözkonusu çalışmam, bu yolda küçücük de olsa bir katkıda bulunursa, kendimi, üzerine düşen görevi yerine getirmiş sayacağım. Bu vesileyle, yazıma gösterdiginiz ilgi için en içten teşekkürlerimi bildirir, ülkemizin özgür düşüncenin saygı gördüğü bir ülke durumuna geleceği günün fazlaca uzak olmaması dileğiyle saygılanmı sunanm." Sayın Oktay Özel'in şu sözü üzerinde duralım: "tslâmiyetin özgür düşünceye ne ölçüde cevaz verdiği.." Bu konunun açıkça konuşulmasım isterdim. Yalnız felsefecilerimiz, düşünürlerimiz degil, din adamlanmız da katılmah bu tartışmaya. ÖzeUikle Diyanet tşleri Başkanlığı'nın bu konudaki anlayışını bilmek, öğrenmek çok yararlı olur kamsını taşıyorum. Bekliyorum. 21 EKİM 1988 BokHyonım MELİH CEVDET ANDAY 19 Ağustos 1988 tarihli "Hikmet ve Şeriat" başbklı yazımda, Felsefe Dergisi'nin 88/3 sayısındaki "tslâm Dünyasında DinFdsefe Üişkisi ve tbn Rüşt" başüklı yaasından söz ettiğim Sayın Oktay özel şimdi Ingiltere'de doktora çaüşmasını sürdürüyormuş, ocdan aldığım mektubu okurlanma sunmak istiyonım: "19 afustos tarihli Cumhuriyet'tcki 'Hikmet ve Şeriat' başlıkiı yazmızı ilgiyle okumuştum ve GazaliFbn Rüşt örneğinde tslâm dünyasında dinfelsefe ilişkisi Ozerinde durduğunuz bu kısa fakat yeterince açık, özlü yazmızda berüm bir calışmama da değinmeniz beni mutlu etmişti. Üsteük böyle bir konuyu gündeme getirmenize vesile olduğumu görünce bu mutlrJuğurn daha da arUnıştı. Çünkü bu çabşmanun yayunlanmasında pek umitli olmamama rağmen belki bu konuda bir tartışma ortamının yaraülmasına vesile olur duşuncesi temel etken olmuştu. Islâm duşuncesi üzerinde calışan veya bu konulara ilgi duyan sayılan çok fazla olmamaJda birlikte duşünurlerimizden ve özeUikle bilira adarnlanmızdan bunu bekliyordum. Bu konuda ilk sesin sizden gelmesi beni pek şaşırtmadığı gibi, üstelik daha da sevindirdi. Ve çok sevdigun bir öğretmen arkadaşımın kehanetini (!) de doğrulamı; oldunuz. Bunu da burada belirtmeden geçmek istemiyonurj. Felsefe Dergisi'nde yayımlanan sozkonusuçalışmamıokuduğundakibirkahvehanedeidikarkadaşunın ilk sözleri, 'Başkalarını bilmem ama, bak görürsün, Melih Cevdet bu konuda Cumhuriyet'teki köşesinde mutlaka yazar1 olmuştu. Çok geçmeden, yalnızca bir hafta sonra, bu kehanetin doğrulandıgı haberini de yine bu arkadaşım, görevli olduğu Manisa'dan bana telefon açarak büdirdi. Buna tabii çok sevindim, ama pek de şaşınnadım. Çünkü sizi yazılannızdan ve şiirlerinizden tanıyor hattâ 'sözcükler'inizi, Ankara'daki bir kitap fuannda size imzalatmıştım, ilgi alanlannızı biliyordum ve arkadaşımın dOşüncesine ben de katılıyordum. Fakat bu sevincim bir süre sonra yerini karamsar düşüncelere bıraktı. Benim de bir mensubu olduğum üniversite çevrelerinde felsefe ve bilim felsefesi, belki de en az ilgi duyulan, en az okunan konulardı. Bu konulardaki zaletı çok az olan çalışmalann yayımlanabileceği, tartışmaların yazı ile ifade edilebileceği akademik dergüerimizin sayısı yok denecek kadar azdı ve daha da önemlisi bu konulann tâbir caizse 'piyasası' üniversite dışında oluşmuştu. Universite gençliği de akademik dergilerden çok daha canh ve verimli olan bu piyasayı izliyordu. Işte üzerinde duşttnttlmesi gereken çok önemli bir konu daha PENCERE Hırsın Gözü Kördür... İyi mi kötü mü, bilmiyorum; ilgimi çeken bir yazıyı okurken, elimde kalem varsa, önemli gördüğüm satırların altını çizerim. Kimi zaman bir oyuna dönüşür bu işlem, sonra altını çizdiğim satırları yan yana ekleyince yeni bir anlam pekişir. Tevfik Güngör'ün "Çılgın Faizin Faturasını Kim ödeyecek?" başlıkiı yazısından: "Hiç şüpheniz olmasın... Bu çılgın faizlerin faturasını eninde sonunda ne bankalar ve ne de kredi kullanan ödeyecek... Halk ödeyecek... Mevduata yüzde 85 faiz. Krediye yüzde 150 faiz. Bankalar arası işlemlere yüzde 345 faiz... Bu çılgınlık, faiz geliriniartmr. Faizgeliri artınca milli gelirden rant alan para sahiplerinin geliri büyur. Bu payın buyuyebilmesi için tarun kesiminde çalışanlann, memunın, ücretlinin milli gelirdeki payının daha da düşmesi, bunlann daha çok fakirleşmesi gerekir. Bunun başka yolu yoktur. Bu faiz ancak böyle ödenir. Ama fakirleşmenin de bir hududu vardır. Yay ancak belli bir yere kadar gerilir, sonra 'çattf diye kırılır. Veya yay kınlmaz da ip kopar" (Dünya, 19 Ekim 1.988) * Hasan Cemal'ın "Kısır Döngü" başlıkiı yazısından: "İşçi de, memur da yıllardır fakirleşiyor. Enflasyon, gerçek ücreOeri durmaksızın kemiriyor. işçinin, memuruntköylünün milli gelirdeki payı her geçen yıl küçülüyor. Bu konuda İstanbul Sanayi Odası Araştırma Bölümü Başkanı Erdoğan Özötün'ün bazı hesaplama/an var. Sayın Özötün 'ün DİE rakamlanna dayandırdığı çalışmasından şu sonuçlar çıkıyor: 1) Türkiye'de toplam gelirin dağılımı içinde tanmın payı 1963'te yüzde 41.19'dan 1988'de yüzde 16'ya düşmuştür. 2) Maaş ve ücretin payı 1963'te 21.5'ten 1980'de yüzde 26.66'ya yükselmiş, 1988'de ise yüzde 15.60'a düşmuştür. 3) Buna karşılık faiz, kira ve kârdan oluşan 'rantın milli gelirdeki payı 1963'te yüzde 37.31'den 1988'de yüzde 68.10'a yükselmiştir" (Cumhurıyet 19 Ekim 1988) Yalçın Doğan'ın "Aldatmaca" başlıkiı yazısından: "Devlet kendi kendini aldatır mı? Evet ortaya koyduğu yeni bütçe tasansıyla devlet kendi kendisini aldatryor. Aldatmaca, çaresizlikten kaynaklanıyor Yüzde 8OTeri aşan enflasyon da bütçe yapmanın çaresizliğini kanıtlıyor. 1988 bütçesi 22 trilyon lirayla bağlanıyor. 1989 bütçe tasansı 33 trilyon lirayla... Fiyat artışını dikkate alırsak, yeni bütçenin en azından 40 trilyon lira olması gerekiyor" (Cumhuriyet 18 Ekim 1988) Yalçın Doğan'ın yazısında altını çizdiğim bir başka tümce: "Butçede açık rakamı 11 trilyon lira..." * İşte rakamlar: Mevduat faizi yüzde 85, kredi faizi yüzde 150, enflasyon yuzde 80,33 trilyonluk bütçede 11 trilyon açık, dış borç 50 milyar dolar, dış borcun yıllık ödeme dilımi 75 milyar dolar, iç borç 20 trilyon lira, "ranf'ın milli gelirdeki payı yüzde 70, maaş ve ücretin payı yuzde 15... İnanılır gibi değil. Ama inanılmayacak başka şeyler de var: Ülkeyi bu noktaya getiren Başbakan Özal, seçim yasalarıyla oynayarak 1989 da Çankaya'ya oturmak, bir yakınını da başbakanlığa oturtmak planlaması içindedir. Peki, bu gümburdemiş ekonomi bu kadar büyük siyasi hırsı taşır mı?.. Sonuç: Okumaya merakh her yaştan insanlarımız akademik dergilerden uzaklaşıyorlar, akademisyenlerimiz ise kendi dışındaki bu zengin ve verimli ve Bu vesileyle, bir kaç noktada çalıştnamın eksiküstelik belki de daha kaliteli piyasayı izlemiyorlar liklerine değinraek ve bazı çalışmalara dikkatinizi veya çoğunlukla bunun farkmda bile değiller. Bu çekmek istiyorum. Birincisi, tbn Rüşt'ün dinfelsefe nun istisnalan var tabii. Fakat gendde dunım böyle. ilişkisi üzerine yazılmış üç eseri bulunduğunu yazmıştım. Hilmi Ziya Ulken bu üçünün dışında tbn ÖzeUikle felsefe dışındaki disiplinlerde. Ve daha da Rüşt'ün Bidayfit a] Mucahid adlı bir dördüncü esekötüsü bu kopukluk daha da ileri giderek birbirle rini de zikrediyor. ("Ibn Rüşt' tslam Ansiklopedirini yatsıma aşamasına da gelebiliyor. Bu sonuçta, si, 5/H, s. 786). tkincisi, tbn Rüşt'ün bu konudaki ÖzeUikle akademisyenlerimizin büyük sorumluluk görüşlerini, yine benim dayandığun iki kaynağa lan olduğunu ve bunun çözümünde de yine onlara Arapça orijinallerine dayanarak inceleyen bir başka büyük iş duştüğünü düşünüyorum. Umanm ki aka esere değinmek istiyorum. Nevzat Ayasmeyoğlu'nun demisyenlerimiz de bir gün yaptıklan işin yani 1955'te Ankara Üniversitesi Ilâhiyaî Fakültesi'nce bilimin anlamı ve niteliği üzerinde düşünme fırsa basılmış olan tbn Rüşt'ün Felsefesi adlı çalışması, tını ve zamanını "oulurlar. Ve felsefeden bu kadar ki ben bu çahşmayı görmemiştim. tbn Rüşt'ün feluzak durmazlar. Sozü fazla dağıtmadan tekrar si sefe anlayışı (hikmet) üzerine'daha detaylı bilgiler zin ilginize gelmek istiyonım. bu kitapta bulunabilir düşüncesindeyim. Aslında ben de çok merak ediyorum Ayasbeoğlu'nun çalışBu mektubu, bugün elime geçen 16 eylül tarihli, masım. Ancak şu anda doktora çalışmama yurtdıyine Cumhuriyet'teki 'Gemi Ustası Argos' başlıkiı şında devam ettiğim için bu merakımı bir süre dayazınız ve de geç de olsa ilginize teşekkür etmek ha giderebileceğimi sanmıyorum. Üçüncüsü,, son amacı ile yanyorum. Sözkonusu yazınıza eklediği anda elime geçen bir makaleye (Ahmet Aslan, 'tbn niz Sayın Bozkurt Güvenç'in mektubunda konu yine Sina'nın Felsefesi ve Düşünce Tarihindeki Yeri', Ege Islâm'da özgür düşünce ve felsefe idi. Mektubun EVET/HAYIR OKT4YAKBAL Galiba en doğru yanıtı Cumhurıyet Başsavcısı Firuz Çilingiroğlu vermiş, diyor ki: "Bunun için anayasa değişikliği gerekiyor! Ben aynı gerekçeyte Sosyalist Parti'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi 1 ne başvurdum " Konu, Türkiye'de komünist partisinin kurulup kurulamaması... Sayın Evren, Almanya'ya giderken, "Komünist partisi kurulabilir, ama zamanı değil" gibi bir söz söyiedi ya, hemen tartışmalar başladı. Açılır, açılmaz, zamanıdır, değildır! Böyle bir duruma en hızlı muhalif DYP ve Genel Başkanı'dır! AP'nin mirasçısı DYP'nin ve liderinin 'sol' duşmanlığı bir kez daha ortaya çıktı. Demirel'e göre Sayın Evren, bu sözun "birUıkım kişi ve çevrelere hoş gelsin" diye söylemiştır. Sekiz yıldır iş başında olan Evren, bugüne dek niye komünist partinin kurulması için bir karar almamıştır? Kurulan sol partileri de kapatmış, yöneticilerini de adalete vermiştir. DYP lideri haklıdır. Gerçekten de laf olsun' diye söylenmiş bir sözdür bu. Ama Demirel bunca laf arasında böyle bir partinin kurulmasını isteyip istemediğini, demokrasimiz açısından komünist partisinin yasal haklanna kavuşturulup kavuşturulmamasının, iyi mi kötü mü olacağını açıklamamıştır. Ama anlıyoruz ki böyle birşeyı istemiyor. Soldan, solculardan ödü kopuyor! Bunca yıllık başbakanhğı, sekiz yıllık muhalefet liderliği Sayın Demirel 'i sol düşmanlığından kurtaramamıştır. Oysa ANAP'lılar 141, 142 ve 163. maddelerin kaldırılmasını, dolayısıyla komünist ve şeriatçı partilerin yasal bir niteliğe kavuşturulmasından yana görünüyorlar. Ama onlar da Sayın Evren gibi böyle bir şeyi 'daha erken' bulmaktalar, Sayın Sabancı da 'bunu zamanında yapmak lazım'dır buyuruyor! işadamlarımız da Vakti gelince' böyle bir partinin kurulmasından yana olduklarını söylüyorlar. SHP ile DSP liderierine göre ise solda, aşın solda siyasal partiler kurulmadan 'demokrasinin iç dengeleri sağlıklı bir biçimde kurulamaz ve işleyemez.' Bütün bunlar bana göre; bir bardak suda fırtına koparmak sayılır. "Böyle bir parti kurulmalı, ama zamanı gelince..." Bu zaman ne gün gelecek; yanıt yok! Oysa Türkiye'de aşın sol diye anılan eğilimdeki partiler meşrutiyet, mütareke dönemlerinde bile ortaya çıkmıştır.Cumhuriyet döneminde de hem de Atatürk'ün isteğiyie bir komünist partisi göstermelik de olsa oluşturulmuştur. 1946'da Şefik Hüsnü'nün Emekçi Partisi, Esat Adil'in Sosyalist Partisi; 61 Anayasası'ndan sonra oluşturulan TİP, 12 Mart döneminin ardından Yeni TİP, TSİP, Emek, Devrim gibi partileri, bunların yanı sıra sola açık daha küçük siyasal oluşumlar.. Bunları nasıl unutabiliriz? Kimi Marx'çı, kimi Avrupa sosyal demokrat partilerinin benzeri bu sosyalist yaftalı partilerden biri bile bugün niye yok? Kurulmaya çalışılan Sosyalist Parti neden Anayasa Mahkemesi'ne verilmiş? Cumhurıyet Başsavcısı niye bu sol partileri hâlâ zararlı sayıyor? Anayasalarımız 'sola kapalı' da ondan mı? Hem niye kapatıyoruz sola kapılarımızı? 61 Anayasası sola açık mı kapalı mı diye az mı tartışıldı. 12 Mart olayı ile TBMM'de temsiicisi bile bulunan TİP neden kapatıldı, neden başta Boran olmak üzere yöneticileri yıllarca hapis yattı? Şu anda bile sosyalist eğilimli siyasal oluşumlardan yana oldukları için sayısız insanımız yargılanmıyor mu, yıllardır hapislerde bulunmuyor mu? Durum böyle iken. Sayın Evren "Komünist parti kurulmalı, ama zamanı değil" dedi diye bunca gürültü patırtı niye? Demirel'in dediği gibi Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde birtakım çevrelere hoş görünmek midir amaç? Bir de şu sözü durmadan yineliyorlar: "Efendim, böyle bir parti kurulsun da herkesin rengi ortaya çıksın?" Şu solcuları pek mi enayi sanıyorlar? Parti kuruldu diye aşın sol egilimde, duşüncede olanlar hemen koşup bu partiye üye olacak, gösteriler yapmaya kalkışacak, propaganda broşürleri yayımlayacak; köy köy, kasaba kasaba dolaşacak! Sonra da günü geldi mi hepsini topla, at içeri! Suçlamak da kolayın kolayı! Anayasayı cebren ilgaya teşebbüs' ya da komünist propagandası yapmak! 141,142. maddeler varken komünist partisi nasıl kurulsun, hatta gerçek anlamda Manc'ın ilkelerini savunan bir sosyalist parti nasıl ayakta kalabilsin? Dünyanın ileri ülkelerindekiler gibi Marx'çı temele dayanan sosyal demokrat bir partiye bile bilmem ki yer var mı siyasal yetpazede? Evet, iki tane sosyal demokrat partimiz var, birbiriyle çatışma halinde bu iki partinin önde gelen kişileri zaman zaman, 'Biz Marx'a dayanmıyoruz' gibi sözler söylemiyorlar mı, söylemediter mi? SHP ve DSP yöneticilerinin ağzından Marx adınm çıktığını hiç duydunuz mu? Bir SHP kurultayında önemli bir partili, 'Biz Manc'çı değiliz' dememiş miydi? Türkiye'de Marx'çı bir partinin yandaşı, üyesi olabilecek insanlar elbette ki var. Bugün de var, dün de vardı. Ama hiçbiri enayi değil. Ben komünistim' diyenin başına neler geliyor, bunu hepsi görüyor. Öyle olmasa TBKP liderleri Kutlu ve Sargın'ın adalet önünde işleri ne? OKURLARDAN Mekke'de mahsur kaldık bulunan başkonsolosluğumuz yapacağı belli değil kanalıyla bildirdik. Bugüne Allah rızası için bizim kadar bize olumlu bir cevap derdimize eğilin ve müsbet bir çözüm bulun. Bizler Mekke tskân Projesi'nde ulaşmadL Bu arada, Suudi Arabistan makamlarına da Mekke Iskân Projesi'nde Soyak AŞ hesabına çalışan durumu ilettik. Onlarm genel çalışan 1641 Soyak AŞ Türk 1641 Türk işçisiyiz. Firma kanısı, bu durumun işçisi P.O. Box 8089 sahibi 5 aylık maaşımızj ve 2 hükümetuniz aracılığıyla yıllık fazla mesaimizi MakkahSaudi Arabia ödemeden 16 EyliiL 1988 günü sonuca ulaştırüacap şeklinde. tüm yetkilerini Suudi Ailelerimiz de perişan Bir ilkokul Arabistan'dan çekti ve bizleri durumda. Suudi Arabistan'da burada kaderimize terk ettl kitap bekliyor parasız mahsur kalmak Bugüne kadar ne ne yiyip hepimizi menfi etkiledu Bir içtiğirnizi, ne de ne durumda arkadasımız kalp krizi geçirerek Okulumuz bir orman köyünde olduğumuzu sordu. Bizler bulunup 400 öğrenci vefat etti. Birkaç arkadasımız burada mahsur kaldık. mevcuttur. Vatana, millete intihara teşebbüs ederken Durumu devletimize, Cidde'de çahşkan, dürüst bir vatandaş durduruldu. Yarın kimin ne yetistirmek elbette eğitimden geçer. Devletin imkânlan yeterli gelmediğinden değerti kuruluşların yardımlanna büyük ihtiyaç duymaktayız. Çocuklanmızın iyi eğitim görebilmesi için belirli ek kaynaklara ihtiyaç duymaktayız. Çeşitli kitap, dergi ve benzeri yayınlarm okulumuz kütüphanesine bağışta bulunulması bizleri ve çocuklanmızı sevindirecektir. AYTEKİN YILDIRIM Yazıcık tlköğretim Okulu Devrek/Zonguldak ir Komünist Partisi mi? ANA DİLÎN'lZf 9(LMEK VCTİVOCDU Yankel ve Roza Shvvartz'ın kızı, Doğan Kologlu'nun eski eşi, Sina Kologlu'nun annesi, Zerrin Kologlu'nun kayınvalidesi, Lara'nın sevgili ninesi, Hayat Herzog'un biricik kızkardeşi, Varda Herzog'un teyzesi, IV. ULUSLARARASI CKNSÛT; İNöİÜZCEBllMEK. ŞİMA KOLOĞLU 19.10.1988 günü aramızdan ayrıldı. Cenazesi 21 Ekim 1988 günü (bugün) Levent Camü'nde kılınacak ikindi namazından sonra kaldınlacak ve Zincirlikuyu'daki aile kabristanına defnedilecek. İSTANBUL ANTİKA VE SANAT FUARI 2229 Ekim 1988 Yıldız Sarayı / Silahhane Binası Fuara katıUn kuruluşlar: AYNUR SÖYLEMtZOĞLU • BOHEM ANTİK • CENAJANS REKLAMCILIK A Ş . FERMAN ANTK • KERIM • ORNAMENT • REJANS MOBİLYA RESTO LTD. ŞTİ' • SEVİNÇ ANTİK • TEK A Ş . • VICDAN OZTAÇ BERNARD |. SHAPERO • CHRISTIE. MANSON & WOODS LTD. ERIC GRUNBERG »MOMTAZ ISLAMIC ART • SOTHEBYS • SP1NK & SON LTD TUKEMJM REM9ERLIĞİKJDE İNĞfLTECTDg SECK/KI DÎL OjOILLAPINÛ^. SİZDE w~aı l # i j jNGfÜZCE ÖĞRENECEK. ^ K AÎLESİ 1 KAD1KÖY KÜLTÜR ve SANAT MERKEZİ'nde 34601 42 Bah»riye(McDonald»kar«ı«l Cuma 19.00. Cl 14 15. Pazar 14 15 • ' Yargıda 20 yüzyıl kendini yargılıyor." Haluk Şavket, İKİBİ NE OOGRU • ' Asıl korkunç olan da bu olağanüstü cteneytenn olağanlasmasıdır Vukhov. bu yüzden yargılanmak ıstemektedir Yargı'nın Banş Yılı'nda oynanması. bence bu yüzden önemli " Cavai Çapan, CUMHURIYET • "Banş Yılı'nda ürtenmesı gereken oyun." YARIN • "Yargı. ahşılagetmış tür oyunlardan değil Zafer Diper, seyırcıyi en az, anlatılan öykü denli şaşırtan1 bir oyunculuk sunuyor. Vukhov öyküsünü beyninin' süzgecinden geçirerek anlatıyor... Kıl payı dengeler ustune kurduğu oyunculuk dızgesıni (sistemını) bu yonde şaşmaz bir düzen içinde çalıştırıyor Bızîm Tiyatro, Yargı yapımıyla ödünsüz' liyatronun özverili bir örnegini sunuyor Aytagül Yükaal, CUMHURİYET • "Diper'in olağanüstü oyunculuğuyta guçlenen Collins'in oyunu " ULUS • "Zafer Dıper, bir övgü sozcüğünün çok utesınde, olağanüstü. Yorumu. bir bakıma oyunun kendisini de asan bir düzeyde " Haldun Armagan, ÇAGOAŞ • "Ankara'da AST'ta Yargı oyununu ızledim, basın gecesınüe Bir buçuk saat boyunca soluğumuzu keserek izledık Ara da yok oyunda Bizden sonrakı bir aksam. bir Kadın hıçkırarak dısarı fırlamış. sonra bayılmış " Mustata Ekmekçl, CUMHURIYET • "Savasın tum acımasızlığı ile sergilendiği ovun." GOSTERI • "Zafer Oıper'in dramatik oyunculuk tarzının mukemmel bir örnegini veraigi, sol elinin küçük parmağına kadar bütun vücudunu ve sesıni ustaca kultanarak. yakalayıp kavradıgı seyırcryı 90 dakika boyunca soluk keserek izlettiği Yargı'yı. bu nefls tiyatro metninı ve virtüoz oyunculuk gösterisini kaçırmayın ' Engln Ardıc. NOKTA • 'Yargıda ınsaniık sorgulanıyor " MİLÜYET • "Vukhov'un 60 günlük tutsaklığının guncesini Zafer Diper. neredeyse trans halıne girerek yorumljyor Soluğumuzu tutarak ve aynı duyarlık düzlemine ulasarak izliyoruz." Tarllr OzçeNk, MİLÜYET SANAT • "Bir yandan Vukhov'u. bir yandan da kendisini yargılayacaktır sayırcı Bıreysel suç. toplumsal sorumluluk uzenne düşünecek. savaşın korkunçluğunu. acımasızlığını yasayacakur." YatarHkMv**. HÜRRİYET tıır^enı İngiliz Lisan Okulları Danışma Merkezi Cunnhurryet Cad 173'1B Elmadağ istanbul 80230 Hılton Otelı karşısı Tel: (1)148 39 77148 79 43 Tlx 27498TUSMTRFax (1)1329729 Ingiltere'de AUPAİRLİK organizasyonu TEK 362 39 59 362 40 96 (İstanbul) SAĞLIK... SAĞLIK... SAĞLIK... SAĞLIK... SAĞLIK... SAĞLIK. MERTER ~ TEŞHİS KLİNİĞİ l İÇ HASTALIKLAR1 ÇOCUK HASTALIKLARI KADIN HASTALIKLARI ÜROLOJİ (Bevliye) ORTOPEDİ CİLDİYE TlBBl TAHLİL LABORATUVARI ÜÖZ, SİNİR VE RLJH HASTALIKLARI BAKTERİYOLOJİ RÖNTGEN DİŞ BÖLÜMÜ BAKIRKOY YAŞAR HASTANESI VE POLİKLİNİĞİ GUnUn 24 saaü lUm branş bekünlenmulc hizmet vermekteyu. Uzman hekimler denetiıninde kompk CHECKUP (ÇekAp) Ultrasonogrank,radyotojık(rönıgoı) laboraluvan, biokimya, mıkrobıyolojı ve patolojik endoskopik (Gastroskopi. Kolonoskopi, Rektoskopi) tetkik imkânlanmız lUm gün mevcuttur HCT tür anıetiyat ve modem doğum Lmkâıüanmtz, Modern, yoğun bakım ünitelerimiz, 24 saat hızmeı vcırn özel ambulanaraıi Hasıa odalanmız lek yaıakh, ıclcfonlu. müzık yayinlı. banyo luvaletli ve refakal vataklıdn POÜKLİNİKLF.RİMİZ; • Dahiliye (kardıyotojı Gasıro entcroloji) •Göz • Haridye • K.B.R • Kadın Dogum • NOrolojiNöroşirürji •Çocuk •ÜroJoji • Onopedi • Travmaıolojı • PsikiyatriCiMîye J • 'Banş Yılı'nda savaş yargılanıyor " Oya Ayman, GÜNEŞ • "Diper, Yargı'da. oyunu hazırlayışı. yorumu ve sunuşuyta, insan beflegine sürekli inen yumruklar gibi Banş Yılı'nda!.. Son derece etkileyıci bir olay... Görulesi, mutlak gıdilesi bir oyun Yargı." Hayati Anlyazıcı UZMAN KADROSÜYLA 24 SAAT AÇIK Ahmel Kulsı Tecer Cad. \'o: }9 MkKILRİSTANBUl. Tel: 554 22 14 554 22 15 ORTOPEDİ'DE ÇAĞDAŞ VE CİDDİ bir kuruluş arıyor musunuz? . İŞTE!.. CÜZZAMLA SAVAŞ DERNEĞİ'NİN GELENEKSEL SONBAHAR KERMESfNE Tüm dostlarınızla birlikte katılmanızı diliyoruz. 22 Ekim 1988 Cumarlesi Saat: 09.0018.00 Yer: Divan Oteli ^ Şimdi uzanıp yattığın otlarda yarın yeni bir yeşillik büyüyecek Bakırfcöy YAŞAR HASTANESİ TÜM HALK1MIZIN VE HEKİMLERİMİZİN HİZMETİNDEDİR. • lncırlı Cad. No: 22 BakırkOyhı. Tel 543 26 41 543 26 41 543 26 47 • 570 35 96 Isıanbul'un en seçkın ve sakin semllerinden bîn olan Etiler'de 12 yaıakh ALADDİN BÖLÜKBAŞ (19571980) Unutmadık, unutmayacağız. ASMED • RÖNTGEN • ULTRASONOGRAFt • TIBBİ TAHLİLLER • CHECKUP Halaskârgazı cad. No: 194/1 Osmanbev İST Tel: 148 63 93132 29 16 )©( ETİLER HASTANESİ Op. Dr. Hüsau Hmuı Yanetimiadc D Her lürlü cerrahi mudahale i ) Iv hasıahklan Ll PlaslikEstetik cerrahi U Kadın hastalıkları LJ Modern göz hasıalıklan servısı Konıaks lens uygulaması rj R o n , g e n [. Laboratuvar lelkikleri ve checkup Ulırasonografilızik ledavi n ; ı Aynca varis ve damar hasıalıklarının ameliyalla ve amelıyalsız cedavisi AİLESİ ORTOPEDİ AYAK SAĞLIĞI MERKEZİ Ebuzzıya Cad. No: 2/A Kaı: 2 BAKIRKÖYİST Tel : 57? 06 72 561 14 93 ..PEKYAKINDA.BEKLEYİN! Etıler Yıldu Çıçetı Sok. No: II Tel: 165 20 37 163 19 81 hedef •AYUK SİYASİ DERGM BİRLİK * MUCADELE • ZAFER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle