20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 2 EKİM 1988 GeriUanın yaz kıhğı Fransa'nın ETA militanlannı hpanya'ya teslim etme uygulamasına karşılık, BASK bölgesinde bir "Fransız mallarına boykot" kampanyası başlatıldı. Fransızların karşı saldırısı ıse olmuş bir ETA liderine gazeîelerde Lacoste giydirmek oldu. MİNE G. SAULNIER BİLBAO Bırkaç aydır nada sa bıraktığımız Bask ulkesıne do nuşu, San Sebastıan sınır kapısında bir tokat gıbı yedık yuzumu ze. Dağ taş afış, pankart Hoparlörler bangır bangır "Deek deı egıten dizngu zun, elxeoandre, langabetu. gazte, ıkasle, merkatan..." Tarıh öncesı çağlardan yankılanan, yazılı edebı>atı olraa>an, olumlu ses tıtreşımlen>le kulaktan kulağa geçerek dort bın yıldır Ispanyolca gıbı de\ bir dıle kafa tutan ve bir cep sözluğunu aşma yan sayılı sözcuklerıyle yoksul, ama zavalh değıl, haykıran bir Baskça "Sen ev kadını, sen işçı, sen işsız, genç. oğrencı, kuçuk esnaf... Zaren Horrı, produktu ETA ınleres frantsesen... Fransız mallarını kullanma, alma, boykota kalıl!" Baskça anladığımız falan yok, bu gırtlak paralayıcı sövlevın ardın dan bın çıkıp Ja wohl, heıl Hitler! dese, kendımıa 193O'lu yılların Berlını'nde falan sanacağız Neyse kı aynı çağrıyı Ispanyolca olarak yınehyorlar da ne olup bıttığını kavnyoruz Bask ayrılıkçı lar savaş baltasını daha gömmemışler Hoparlorlerden yankıla nan ses, posta kutularımıza da broşur olarak gırıyor Yaklaşık bir yıldır, ETA'nın destek ve lojıstık örgutlerı, Fransa'nın kendı sınır ları ıçınde yakaladığı terönstlerı tspanya'ya teslim etme pohtıkası na mısılleme olarak, bu ulkenın patentıyle uretılen mallara karşı bır boykot başlatmış bulunuvor gıden genç beyınlere, genç kalemlere ıster ıstemez acıyor ınsan Kap^ara gıysılen ve saydam mığferlenyle Fransız toplurn polısı or dusunu dırsek temasında cephe den gosteren dev bır fotoğraf Kalkanlannı sıper almış, 68 mayısında oğrencılerın ustune yuruduklerı gıbı ılerlıyorlar Ne var kı kara kalkanlann ustune Danone yoğurt, Mıko dondurma, Bıc ka lem, Lacoste, Renault, Peugeot, Cıtroen, Chanel markaları basıl mış Oldukça etkıleyıcı Ispanya'dakı Fransız urunlerı nın lıstesıne göz atınca başka bır gerçek daha ortaya çıkıyor Ortak Pazar olayında Fransa'nın tspanya'yı nasıl yarıp geçtığı Dört araba fabrıkası, beş banka, 49 sanayı kuruluşu, 14 parfumen yapımcısı, 51 gıda sanayıı, 8 mutfak eşyası fabrıkası, 5 supermarket zın cırı Hepsı Fransız Araba ve ban ka alanında İspanya belkı rekabet edebılecek guçte, ama özellıkle ış lenmış gıda urunlen dalında kalıtesız, denetımsız ve bol katkı maddeh Ispanyol mallarını dum duz ettı Fransa Bilba&dan labancıya karşıysan... Sjöbo Belediyesi'nden çıkan "yabancıları ıstemıyoruz" sesıyle birlikte yeni bır tartışma ve zıtlaşma başladı. Ve Acem göçmeni, keresteci Poladi resti çekti: "Yabajicı istemeyene mal yok." YAVL'Z BAYDAR STOCKHOLM Acem göçmeni Gustav Poladi, solun zaferıyle sonuçlanan Isveç genel se çımlerınden berı soluğunu burnundan alıp verıyor Ulkenın gu neyındekı Skane bölgesinde, Teckomatorp kasabasında kereste ve ınşaat malzcmesı satışı ıle uğraşan Poladı'nın ofkesı, ış hayatına da yansımış durumda Mağazasına ayak basan muştenler, bugunlerde öncelıkle Poladı'nın şu sorusunu yanıtlamak zorundalar "Nerede oturuyorsunuz?" ladı'mn kafasmda ıkı haftadır turlu zembereklerın, ya\ parçalan nın, karışık denklem ve unlemlerın dolaşmaktaoluşunun nedenı, solun zaferı a da ıktıdarı 1982'den bu yana uçuncu kez elınde tutmayı başarması değıl Acem Muşterı, gerçekten mal almak goçmenın nevrını dönduren şe>, ıstıyorsa, yanıt vermek zorunda seçımlerde soldan çok daha açık Poladı'nın şaşırtıcı eylemı, "Sjo bır farkla zafer kazanan yenı bır bo'da otunnoruz" bıçımınde ya toplumsal olgu, bır sıyası faktor nıt aldığı takdırde uygulamava ko Yabancı duşmanlığı nuyor "Lutfen dışan! Sıze sataKomşulannı yıllardır kasıp kacak malım yok!" Yalanı da kolay vurmasına karşın Isveç'ı bugune kolay vutmuyor Poladi, muşterı kadar açık bıçımde rahatsız etmenın gerçek ıkametgâhım, kuşku yen yabancı duşmanlığı, seçımlerva mevdan vermemek ıçın, araba le birlikte kuçuk çaplı bır referanplakasından da kontrol etmekten dumla oya sunulduktan ve boyleçekınmıvor ce de resmıyet kazandıktan sonra, Tası tarağı toplayıp Isveç'e yer seçımın asıl sonuçlarını bıle golleşen ve geçımını burada temın et gede bırakacak bıçımde sıvası mekte olan yarım mılyonu aşkın gundemın en ust sıralarını ışgal yabancı göçnıenden bın olan Po edıvor bugunlerde Referandumun yapıldığı yer Poladı'nın sakınlenne mal satmayı reddettığı bır kuçuk yerleşım merkezı, Sjöbo adlı bır beledıye. Sjobo, gırtlaktan gelen seslerle orulu şıfresel bır Isvecçenın konuşulduğu Skane boigesının ortasında yer alıyor Tarım sektorunun ve sağın guçlu olduğu bu bolge, F Atmanya Bavyera eyaletını anımsatır bıçımde 2 Dunya Savaşı sırasında Nazı sempatızanlannı banndırmakla ve gunumuzde de ustu kapalı bıçımde benzer goruşlere yuvalık etmekle tanınıyor Mıllıyetçılığm Isveç'ın otekı bolgelerı ne kıyasla çok guçlü olduğu bu bolgenın, vergı aleyhtarlığını, ya bancı duşmanlığını ve bellı olçulerde ozerklık sağlamayı şıar edı nen yerel bır sıyası örgutu de var Skane Partısı çevresındekı sempatızanlanndan çok, yerleşık sıyası yelpazenın bazı uyelerını, orneğın kırsal kesımın sağ kanatta yer alan partısı Merkez Demokratlan (c) ve ıktıdar sahıbı sosyal demokratlan yakından ılgılendınvor Referandumun arkasında, Merkez Demokratların Skane'dekı en nufuzlu adamlanndan bın sayılan, Sjobo beledıye yonetıcısı Sven Olle Olsson bulunuyor Ulkeye gelen sıyası ekonomık multecılen çeşıth beledıyelere bellı oranlarda yerleştırmeye çalışan Yabancılar Daıresı'nın "15 multeciji de siz kabul edın" onensının ınatla reddedılmesınde, Stockholm'un bu tun çabasına karşın referandumun seçımlerle birlikte yapılmasında hep Olsson'un ımzası var "Mavi gozlu, san saçlı ırkımla ovunuvonım. Ben İsveç halkının gerçek seAncak referandum, bu partı ve sını Stockholm'dekı ıkı yuzlu polıtıkacılara duyurmak ıstıyorum" dıyen Olsson, bugun hem kendı partısıne, hem de Isveç/ın yururluktekı yabancı polıtıkasına karşı ısyan halınde. Yalnızca Sjöbo'dakı 10 bın kadar seçmenı kapsayan referandumun getırdığı sonuç, Olsson'u tam anlamıyla hoşnut kılacak nıtelıkte Yabancılann beledıye sıııırları ıçıne yerleşmesıne evet dıyenler yuzde 30, hayır dıyenler ıse yuzde 70 Şu sıralurda sağın ucundakı orgut ve kışılerın kahramanı olan Olsson, "Işte gerçek bu" dıyor sonuçla ılgılı olarak, "İsveç1 in lumunde yapılmalı bu referandum Stockholm'dekı polıukacılar o zaman uykudan uyanıriar herhalde..." Olsson'un söyledıklerınde gerçek payı var Sjöbo'da yabancılara hayır dıyenlenn hatın sayüır bır bölümunu sosyal demokrat seçmenler oluşturuyor Bu ulke çapında da geçerlılık kazanabılecek bır olgunun habercısı Şımdı başbakanlngvar Carlsson'u ve partısını korkutan asıl şey, ötekı beledıvelenn de aynı yönteme başvurması Beledıyeler ıçınde referandum, Isveç'te anayasal bır hak, ve bu hakkı hıçbır partı yerel yönetımlerın elınden almaya nıyetlı görünmuyor Stockhohn'den Stuttgart'tan Bask usulu bır fotomontaı Ispanyol pohsının kalkanında Fransız reklamı geçerek yerel gazetelere (yerel deyıp geçmeyın valnız bın 200 bın satıyor) tam »avfa ılanlar verme ye kalkmışlar Beş gazetesının ara sından ETA'ya yakınlığıyla tanınan DEIA kabul etmış ılanı yalnızca llan çok ılgınç 1987 yılında Cezayır'de bır trafik kazasında olen ETA'nın efsane lıderlennden Txornın'ın en son çekılen fotoğrafı tum sayfayı kaplıyor Sırtında tımsahh bır tışort Ilanın yazısı boy kotçulan ıyıce çıleden çıkartacak cınsten "Txomın nıçın timsahlı bir gomlek gi>iyordu biliyor musunuz? Lacoste'unu gostermek için." Gazete, ılanı yalnız bır gun ba sabıldı Ertesı gun gerı çevırmek zorunda kaldı llan, anlı şanlı bır terörıstın modellığıne gerek var mıydı dı>e Fransızların eleştırılerıne neden oldu. ETA kuplere bınmış durumda Zavalh Txomın de mezarında dort donuvor herhal de. Süptirge müzesinde caz keyfi Almanya'nın ortasında bir kentin koca kılısesının gun gelip bır supurge muzesıne dönuşeceğıni herhalde hayal edemezdi hiç kimse. Ama bu olabildiğine gore bu muzede caz da çalınabılir. AHMET ARPAD STLTTGART İstanbul un Hasanpaşa ya da Edırne'nın Me nç hanında uretır ışçıler sabahtan akşama, tanesı 200 lıraya san sa rı supurgelerı Fransa'da, Almanya'da, hatta Ameııka'da evlere gı rer loş han odalarında çalışan bu ınsanlann el urunu Bır saray Sırtını kara kara çamlara dayamış bembeyaz bır kale gıbı Kocaman pencerelerınden yemyeşıl vadı ayaklar altında Ötelerden Tuna, ağaçlar ardından suzuluyor Daha uzaklarda tepeler, dağlar, Alpler'ın onculen Yuce yapı yuzyıllar boyu Zwıefalten pıskoposlarının dın lence yen olmuş. Şimdı ıse aydınlık salonlan ıle kocaman bır galerı Karıkoca Schrade'ler uc yıldır Marc Chagall'dan modem Peler Herkenrath'a yuzlerce tablo >u, ırılı ufaklı sayısız heykelı ser gılıyor , Yazın son gunlerınde guneş ışınları yuksek pencerelerden ıçen suzuluvor Alt katın salonlan bır muze Alışılmamış bır muze Dünyada bır eşı yok Duyanlar hayret edıyor, gelıp gezenler hayret edıyor bu supurge muzesıne' Yıllar once Ba> Schrade çok hoşuna gıden bır supurgeyı alıp evıne götururken, gunun bırınde muze kuracağı aklına bıle gelmemış Aradan yıllar geçmış, dunyanın dort bır koşesınden dostlar supurge göndermış, kendı getırtmış, sayıları bırkaç yuzu bulmuş Ve "Supurge Muzesi" boylece doğuvermış Sağda supurge, solda supurge, duvarlarda supurge, yerlerde supurge, tam dolaplarda supurge Ne de çok çeşıdı olurmuş 9 Kayın ağacından ve bambudan, hındı» tan cevızı ve hurma kabuğundan, fıl ve samur derısınden, kaz, ta ' vuskuşu ve devekuşu tuylennden Içlerınde bazıları var, âşık olmamak elde değıl Dışarda guneşın son ışınları Doğa bambaşka renklere buTunuyor, uykuya hazırlanıyor Sarayın ıçınde bırden muzık Caz Huzunlu bır kadın sesı korıdorlan, odaları, salonlan geçıyor Yuksek tavanlarda yankılanıyor İnsanı kendıne çekıyor "Sara> kilisesindecaz konseri var akşama" dıyor hoşsohbet Bay Schrade Buyuk mermer kapımn ardında yuksek mermer suunlar, altın yaldızlı sutun başhkları, kubbelerde freskler Kuçük, renk ler ıçınde barok bır kılıse "Lad> Cameron sanatının bır ustası." Haklı Bay Schrade Ses buyuleyıcı, muzık alışılmamış Değışık ulkelerden muzısvenler Etla Cameron'a eşlık edıyor Bellı, hepsı bırer usta Saksafonda F.rnie Wilkins, davulda Samgoma Everett, kontrbasta Paolo Cardoso, vıbrafonda VVolf Lackerschmid, gıtarda Helmut Kagerer ve Helmul Nıeberle Bomboş sa ray kılısesındesurukleyıcı gospeller, ruhu ısıtan blueslar, bırbırı ardından yankılanıyor Muzısyenler kendılerınden geçmış Etta Cameron'un sesı uzun korıdorlara çıkıyor, heykellere, tablolara dokunuyor, supurgelerı okşuyor Sarayın buyuk avlusunda ıkı tavuskuşu Kanatlarını aı,mı>. kuvruklarını kaldırmış Batan guneşın son ışınları ıle tuyler daha da rengârenk Tavuskuşları hare ketsız, buyulenmışler sankı zencı kadının sesıvle Basklann umutsuz boykot çağrısı İspanya duzeyındekı tuke tımı ırgalamasa da zengın oluşu dolayısıyla alım güciı yüksek Bask bolgesındekı hafıf duşuş Fransız patentlı uretıcücnn canım sıkıyor Çünku destek lojıstık örgutlen banşçı boykot çağnlannda bulunurken, gerçek ETA'nın elı de armut devşırmıyor Gun aşırı bır Rena ult ya da Peugeot bayıının havaya uçması, artık beledıye otobusunun egzoz patlaması kadar olağan sayılmakta Boykot olayının Ö>le de güzel afışler yapıştırı tutmasından çok gurultusunden yorlar kı duvarlara, bu vazık olup korkan Fransızlar, karşı saldırıva Her şey yeni îken Duvardakı, kâğıtlan sararmış 1952 ocak tarıhh bır gaze bulmanın mutluluğunu yaşıyor Anıden moda olan ve Nevv tede New York'un uç unlu tunstık olayı şoyle sıralamyor York'ta uç yerde bırden açılan otoEmpıre State bması, Rockefeller merkezı ve otomat. ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK "Otomatlar ılk çıktığında hepımız teknolojının yeteneklerınden dehşete duşmuş. makınelere teshm olmuştuk 1950'lı vıllarda. Yanı her şeyın yenı olduğu yıllarda Şımdı her geçen gun yenı bır şey çıktığından anık her şey daha ertesı gun eskıyıve rıvor Bana sorarsanız 1950'lerle 1980"lerı ayıran en onemlı şey şu 1950'lerde her şey yenıydı, 1980'lerde her şey eskı Kısacası şımdı eskı puskü bır devırde yaşıyoruz" Yaşlı adam bunları söyledıkten sonra halen zekâ pırıltıları göstermenın zafenyle takma dışlennı çatırdatarak bır kahkaha atıyor 42 sokak ve uçuncu caddenın köjesınde Nevv York'ta tarıhı sayılan Dıneomatık va da otomat kafeteryasında neredevse yanm vüzyıldır her akşam oturduğu masasına oturmuş, sohbet edecek bırını mat gerçekten her şeyın yenı olduğu yılları gerı getırıyor Koca lokantayı çepeçevre çevreleyen devasa otomatık makınelerın raf raf kücük kapılı cemekânları üç tane 25 kuruşluk atıldığında açılıyor Ya da dönup duran borulardan bır kahve bardağı yuvarlanarak kahve musluğunun altına duşuyor ve once kahve, ardından toz krema ve şeker dokuluyor Şımdı de kaşıklı bır el çıkıp şunu kanştıracak hıssıne kapılıyor ınsan Otomatık muzık kutularına 25 kuruş atıp savaş sonrası şarkılann eşlığınde o zaman otomatlarda yenen soğuk sandvıçlerı, kremalı ıspanağı ya da fınnda fasulyeyı hazım ıçın çekeceğınız mıde ağnsını düşunuvorsunuz Şımdı yenıden moda olan otomat restoranlar o zaman "Horn and handart" adıyla tanınan zıncır lokanta grubunun bır eserıymış 1920'lerde teknolojı devnmının ınsanlann dokunabıleceğı mesafeve^elışı otomatlarla olmuş Aslında otomaun varlığı daha da eskılere 1900'lere dayanıyor tlk önce 1902'de Phıladelphıa'da, 1912'de ıse Nevv York'ta açılmış Sonra 1920'lerde herkes bıraz da fakırlık yıllarırun etkısıyle o zamanın parasıyla ıçıne beş kuruş atıldığında bır oyunu çıkarabılen bu makınelere pek alışnr.ış Dıneomatık'te beş sente kahve ve soğuk sandvıçın yanına muzık kutusu Jukebox'tan bır Nat King Cole de eklenınce cebı delıkler ıçın mukemmel bır yer olmuş O zaman olduğu gıbı bugün de herkes, yemeğını paravı atıp açı lan raf tan aldıktan sonra yenıden rafın nasıl dolduğunu merak edıyor New YorkHan Tbrontödan Incil ve prezervatif Kanada'nın en büyük kentı Toronto'da, buyuk bır otelın ıkı odalt, ıkı televızyonlu luks daıresındeyız. Yatağın başucunda bır komedın. Komedınm üstünde ıkı küçtik otel demırbaşu tncıl ve bır kutu prezervatif. MEHMET BASUTÇU TORONTO Bazı eşyaları yan yana gormek bır anda yadırganabılır Örneğın, buyuk bır oteldekı yatağınızın başucunda, her AKROPOL Mıtoloıı kahramanlarına ıkametgâh olma görevı ustlenmekten modern Yunanıstan ın turızm gözdelığıne gün mılyonlarcası kullanılıp atılan sıradan prezervatıflerı, kutsal bır dın kıtabının hemen yanında bulmak, en azından şaşkınlık verıcıdır tncU'ın tngıhzce bır örnefıyle çekmecenın dıbıne sıkıştırılmış on ıkı adet buyuk boy prezervatıfı kım, neden koydu acaba burava9 Şakacı bın mı unuttu voksa9 Homeros kimilerine gore Sakızlı, kimilerine Belkı de Toronto Park Plaza Hogöre ise hmirli. Ünlu coğrafyaa Strabon, sajphouegeç/id! E\evapu tel'ın bu ıkı odalı ve ıkı televızyonlu daıresınde kalacakların gerekIzmirll Olduğunu anlatir. Ama Sakizlllar rumuz, sevıcıhğı gıbı şıırlen de ya sınım duyabıleceğı duşunulerek rı yanya efsane olan o Lesboslu hazırlanmış bır dızı araç ve gereç onu iyiden iyiye benimsemişler. Mıdıllılı kadın ozanın adını ta lıstesıne özellıkle konulmuştur bu yana basılmış Homeros kıtap şıyordu Sormaya dıhm varmadı GÜRHAN TUMER ları sergısı "Iryada"lar, "OdysseAtına'ya vardıktan've genış cad Kuzey Amerıka kıtası çehşkıler ia"lar çeşıt çeşıt delerınde bır ıkı saat kayboldukATİNA İlk durak Sakız ıdı Homeros, kimilerine göre Iz tan sonra, doğru Ulusal Arkeolojı toprağı olduğuna gore, aslında O mıs kokulu mastıkanın vatarı olduğu ıçın bızım böyle adlan mırlı, kımılenne gore Sakızlıdır ve Muzesı'ne gıttık Değerlı koleksı hıçbır şeye şaşmamak gerekıyor dırdığımız, Yunanlıların ıse 10.64I S.23 yılları arasmda yaşa vonlar Mycenae'den getırılmış ha Demokrasıy le ırkçılık, zengınlık"Khios" dıye bıldıklen, bır za mış olan Strabon, Izmırhlerm, zıneler, adalardan getınlmış hey le fakırlık, ılencılıkle tutuculuk, manlar "Ophioussa", "Aelhal", ozan hemşerılerıyle ovunduklerı keller, çeşıth donemlerden kalma bıreysel özgurluklerın en akla gel"Makrı", "Pıtoussa" adların; da nı yazar Ama Sakızlılar onu ıyı paralar Bunlann sayısı 300 OOO'ı medık bıçımlenyle toplumsal baskı mekanızmalanrun en ağırlan taşımış olan adada, Koraıs Kütup ce benimsemişler O kadar kı, buluyormuş Vatıkan'a gıdıp de Papa'yı, burada hep bır arada gözlemlenhanesı'ne gıdıldı Adamandıos adada yenı vaptıkları kultur mer Koraıs'ın 1972 yılında kurduğu ve kezıne "Homerion" adını vermış Mekke'ye gıdıp de Kâbe'vı, Parıs'e mıyor m u ' Bu durumda, uçsuz 130000 cılt kıtabıyla, Yunanıstan ler. Burada 420 metre karelık bır gıdıp de Eıffel'ı, Atına'ya gıdıp de bucaksız bır ulke olan Kanada'nın ın sayılı kutuphanelennden bırı sergı alanı, ıçınde unlu "Steınwa>" Atına akropolunu gormemek ol en buyuk kentı Toronto'da, "şenlikler şenligi"run konuklanru ağırolan bu kutuphanenın ıçınde ıkı marka kuyruklu pıyanosuyla 462 maz. Onun ıçın ışte oradayız Ve ışte dıllere destan Parthenon, ışte lavan otelın odalarında Hırıstıde miıze var Folklor ve resım mü kışılık bır salon var Sakız'dan Pıre'ye, kocaman Erechteıon, ışte muze Parthenon yanlığın buyruklanm ıçeren kıtapzesı Alt katta ıse taa 1700'lerden un, olçulerı, oranlan açısından, la birlikte, kullanılması aynı buyınsan elınden vıkmış en yetkın ya ruklara aykırı olan prezervatıfler 9 1 pı olduğu soylenır akropol'den neden bır arada bulunmasın Ka dı kı AIDS hastalığı konusunda avnlmadan once Herod Atticusun IÖ 2 yuzyılda, karısı Annia herkes alarm zıllennı çalıp duruRegılla'nın anısına yaptırdığı 5000 yor Prezervatıf reklamlan, gazekışılık odeona, tepeden bakıyoruz telerde, televızyonlarda bol bol yaOrada yalnızca Annıa'mn değil, pılmakta. Odamda bulduklarımın her yıl hazırandan eylule kadar 4 markası "Sheik" ve döl geçırmezyor Ayrıca çok çeşıth bıçımlerdekı onlar ıçın ozel bır gun koymuş 10 ay suren Atına Festıvah'nın anıları lıklerı elektronık yontemlerle sınanmış Oyle yazıyor üzennde. mercanların ustu bıtkıler, yosun aralık gunu, her yıl "balıkçılar da var Hem sonra, yıne gerçekçı bır delar ve dığer denız yaratıklarıyla gunu" adıyla kutlanıyor Atina'dan Selanık'e gıderken ğerlendırme daha yapılabıhr Akdolu Mercan adalarının denız dıBaros Adası'nda geçırdığım bı zengınlığırn ve olağanustu gu gunler boyunca, her akşamustu, ünlu bıhcılık merkezı Delfi'ye var şam vatağına gıren bır erkeğın zelhğını anlatmaya kelımeler yet çok ılgınç bır olay tekrarlandt Kı madan önce unlu Parnassos Da onunde kabaca ıkı seçenek olduğı var Şımdılerde "spor d a | ı " ol ğunu varsayabılırız Eğer yalnızmıyor yıya paralel duran mercan kaya muş bır kayak merkezı Oysa geç sa Tanrıya ya da bır kıtaba sığılıklarımn ıçındekı lagun, buyuk mışte, soylenceler çağında, bır şı nır, yok, yanında başka bınsı varInsan boyunu geçmeyen sığ verlerde bıle suruyle balık gorebılme bır hareketle altust oluyordü La ır dağı, bır sanat dağıydı Sanat sa sevışmeye başlamalanndan danın sırrı bır tek şeyde gızlı Mer gune, ınsanlann denızden çıktık çıların esın kaynağı, tanrı Apol ha doğal ne olabılır kı? can adalarının çevresınde balık lan saatlerde sığınan kuçük balık lon, altında kuğulann çektığı araavına ızın verılmemesınde. Yanı lardan oluşan suruler, yavru ko bası, başında altın kulahı, elınde Kanada, ABD örneğınde oldubalıklar ınsanın korkulacak bır pekbalıkları veya dığer ın balık çalgısıyla bu dağa ınmış, sanatın ğu gıbı, dunyanın değışık bölgeyaratık olduğunu öğrenmemış' lar tarafından sıkıştınlıyor Bu du dokuz muse'u bu dağda yaşamış lerınden gelen ınsanlann, ne ana Aslında Maldıv halkının en onem rum, sakın lagunu savaş meydaYunamstan'ın ıkmcı buyuk ken dıllerınden ne kulturel alışkanlıklı geçım kaynaklarından bın de nına çevınyor' Bınlerce balıktan tınde, Selanık'tekı kultur yasamı larından ne de geleneksel yaşam balıkçılık Ancak bunun ıçın ya oluşan bır surunun can korkusuy uzerıne de bır ıkı tumce Bır Ar bıçımlennden (en azından çalışma belırlenen derın kesımlere gıtme la denızın ustune fırlayıp sonra pı keolojı Muzesı, bır Etnografya ve saatlen dışında) tavız vermeden lerı veya atollenn dışındakı Hınt tır pıtır dokulduğunu duşunun Halk Sanatı Muzesı, bır güzel sa beraberce oturduklan ve belkı de Okyanusu'na açılmalan gerekıyor Bır kısmı sahıle bıle duşuyor Ara natlar galensı var Goethe Enstı bırbırlenne, başka ulkelere oranMaldıvlı bahkçılar, tuna, kılıç da, onlan kovalayan balık su us tusu'nun camında Alman filozo la çok daha fazla saygı gösterdıkve Ibaru Mas dedıklerı ın balık tune çıkıp dalıyor Neredeyse çığ fu Schopenhauer ıle ılgılı bır afış lerı bır ulke. Toronto kentının gobaşta olmak uzere çok çeşıdı ba lıkları duyacaksınız' Daha once goze çarpıyor Şımdı fuar zama beğınden ıkı cadde batıya gıdınlıklar tutuvor Bunları ya dondu len de büyuk balıkların kovaladığı nı O kapandıktan sonra Selanık, ce, bır anda denızaşın bır yolcu rarak ya konserve halıne getırerek kuçuk balıkları denız ustune fır 19 Uluslararası Muzık Gunlerı' luk yapmış gıbı oluverıyorsunuz larken gormuştum Ama bu çap1 veya kurutarak pazarlıyorlar nı, 27 Yunan Şarkıları Festıvalı Çın mahallesı buıası Dükkânlar, Bu ulkede bahkçılar onemlı bır ta surulenn aynı şeyı yaptığını hıç nı, 29 Yunan Fılm Festıvalı'nj ya ışyerlerı, kahveler hepsı Uzakdoğu'nun rengını, kokusunu taşıtopluluk oluşturduğundan, devlet ızlememıştım şayacak makta Bır lokantaya gınyoruz tkı katlı kocaman bır bına An kovanı gıbı ışlıyor Bızden başka Avrupalı ya da "beyaz Kanadah" yok Derdınızı anlatmanız bıle guç. Çın ağzıyla konuşulan Ingılızce, Fransızların tngıhzcesınden bıle beter Ne yıyeceğımzı parmak ışaretıyle seçerek (uzerlennde değışık turden yemeklenn bulunduğu arabaaklan ıterek masalar arasında dolaşan kadınlar dıleyene ser\ıs yapıyorlar), bır Uzakdoğu oğle sonrasının dınlendırıcı havasını yaşayacaksınız yemek boyunca Kahve ıemek ıçın bu kez de kentin batısına gıdelun Turk kahvesını Yunanlı komşulanmızın kahvehanelerınde ıçebılırsınız Caddelenn, sokakların bıle çıft adı var Ustte tngıhzce, altta Yunanca yazıyor Uç mılyonluk nufusuyla topu topu 24 mılyon ınsanın yaşadığı uçsuz bucaksız Kanada'nın en yoğun yerleşme merkezı olan Toronto'da, tngılızce ve Fransızcanın dışında bır dıl daha bılen polıs memurları özellıkle aranıyormuş. Geçen hafta karakola telefon eden Jamaıkalı bır kadın, kızırun kaybolduğunu bu turlu anlatamamış polıse. O anda, o vatandaşın dılını konuşan bır polıs memuru da gorevlı olmadığından, olay gazetelere dek yansımış. Telefon konuşmalannda da çevjrmenlık hızmetı verecek bır merkezın kurulması onenlıyor Her bın yetmış seksen sayfalık olan ve gunde vaklaşık yanm mılyon satan gazetelerın (yerel "The Toronto Star" va da ulusal "The Globe and Mail" gıbı) baş sayfalanndakı haberierden, bu çok kulturlu toplumda, dıl ve kultur sorunlannın yanında çevre sorunlanna da çok önem verıldığı anlaşılıyor Geçen hafta, başkent Ottavva'da, federal hukumetın 40 kışılık Bakanlar Kurulu'nda yapılan kuçuk bır duzenleme sonucu, "çok kulturiuluk" (multıculturalısme) ve "orman" devlet sekreterlerı tam yetkılı bakanlık katına yukseltılmışler Gazetelerde ayrıca, Kanadalıların gelıştırdıklen "candu" tıpı nukleer elektnk santrallarmın yüreğınde nötron yavaşlatıcı ve soğutucu olarak kullanılan ve reaktörden radyoaktıf olarak çıkan ağır suyun, ulke ıçınde en guvenılır bıçımde nasıl taşınacağı konusu hâlâ tartışılmakta. Bır başka yazıda, Toronto ve çevresınde saatı altı buçuk dolara (en duşuk ücretın bır buçuk katı), örneğın bahçe ışlen yapacak ınsan bulunamamasından yakınılıyor Kanada genehnde ışsızlık oranı yuzde sekıze ulaşırken, zengın kent Toronto'nun tuzu kuru Bırçok mağazanın kapısında ışçı aranıyor ılanları var Zürihten atanacaklar arasından kımlen ıstıyoruz'' 11 Yore eğıtım ve öğremm böZURİH Isvıçre'de hafta bı7 tımıne doğru, özellıkle cuma, cu lumune adaylann hangısı uygun martesılen bır yerleşım bırımıne 12 Bolge okullan denetıcılığın gırer veya çıkarken 5O'lı yılların den emeklı olan Mıchael Keller unlu eliyle karşılaşırsınız Bu, yerıne kımı uygun goruyoruz1 "yeter soz milletındir" anlammVe dığer 20 tam, 4 yanm kanda değıl, ertesı gunu "oylama tonları da eklersek bu lıste uzayıp var" anımsatmak ıçındır gıdıyordu Bunların ıçınde ulke Referandum, açık demokrasıy duzeyınde onemı olanlar olduğu le yonlendırılen burada gunlük, gıbı, salt bırkaç mahalleyı, hatta daha doğrusu 2, 3 haftada bır, ama kesınlıkle ayı geçmeden pa bır ıkı evı ılgılendıren kojıular da vardı zarları yaşanan olaydır Ve bu konulann tumu ıçın Turkıye'de beyaz kahverengı "evel"çıler bır yana, "hayır"cısavaşımının verıldığı gun Zurıh'te neler ele almdı, bır ıncelevelım lar ote yana ayrıldı Madem kı bır harcama yapılade, ondan sonra karar verelım Hem de hepsı salt bu kentı ve kan caktı, bızden alınan paralaıın gı tonu ılgılendıren konulara baka den ıçın onavımız gerekmekteydı Veva madem kı gelecek kışı bılım zı vonetecek, yonlendırecektı, Yanıt aranan sorunlar şunlar onun seçımınde bızım soz hakkıdı mız olmalıydı 1 Kent bolge kurallarını, kar ton kanunlarıvla da bağdaştıralım mı' 2 Her seçmen bıreysel olarak onende bulunabüır Ancak bunun referanduma sunulabılmesı 30 parlamenterın benımsemesıyle onaylanır Lıberaller bu sayının 42'ye çıkarılmasını ıstıyorlar, ka1 bul mu MÜMTAZ ARIKAN 3 Bugune kadar bolge komıte BAROS Ihk bır tropık ak lerı, Sayıştay orneğı yapılan har şamında, yemekten sonra herkes camaları kontrol edebılıyordu Bundan boyle yapılacakları da de adanın genış barında toplanıyor Dalma merakhlanna rehberhk netleyelım mı 9 4 Otoyolun kent dışından akı eden genç Alman Gustav Rıehl, şını sağlayan batı teğetının 2 şe sualtı konusunda slaytlı bır konnte duşurulmesını onaylayalım ve ferans venyor Mercan çeşıtlerını, gereken 8 mılyon frankı odeyelım rengârenk balıkları, zehır'.ı turle rı, yılanları, ahtapotlan, dev man mı'> 5 Havagazı tankının gunluk taları, kopekbalıklarım anlatıyor değışıme uygulanması ıçın 27,8 Once Almanca sonra da Ingılızce mılyon frankiık kredıyı verehm olarak ıkı dılde rahatça ve guvenle açıklıyor Bellı kı konusunda mı 7 uzman lyı bır konuşmanın kadın 6 Hastane dışı sayrılık ve sağgıvsisıne benzedığı soylenır Konu lık hızmetlennın gelıştınlmesını ıs vu saracak kadar uzun, ama ılgınç 9 tıyor muyuz kılacak kadar da kısa olmalıymış 7 Ana ıstasyon peronları altın Genç alman bunu bılıyor sanınm da 20 mılyon frankiık 2 bın bısık Çunku tatıl yaparken ınsanlar hıçlet parkı yapımına gırışelım mıI> bır şeyı fazla addıye almak ıste8 Aynı yerın, bu kez peronlar mıyor ustune duşunulen guneybatı pro 9 Maldıv Adalan'nın en ılgınç jesını onaylayalım mı 9 Yöre mahkemesıne vedek ozellıklerının başında, denız dıbı uyelığe Envın Leuenberger'ı mı, zengınlığı gelıvor Mercan adalarının doğal yapısından kaynaklaInge Eısler'ı mı seçelım'' 10 Sulh Mahkemesıne venı nan, olağanustu bır sualtı dünya DOĞAN ABALIOĞLU Pro ve Contra Atina'dan Homeros kîmîn hemşerisi? Baros'tan Denizaltı cennetinde bir gezi sı, tunstlerı derınden etkıhyor Baros Adası'nın bır yanında, 1520 metre açıkta yer alan mercan ka yalıkları ıle kıyı arasında kalan kuçuk lagunde bıle insanı şaşkı na çevıren şeyler gorulebılıyor Bızım denızlenmızde ınsanı görün ce kaçan balıkların tropık akrabaları orada hıç de yabanı davranmıyor Aksıne gozluk camına kadar yaklaşıp merakla sıze bakıyor lar San, kırmızı, lacıvert, sıyalı, çızgılı, beneklı, lekelı bınlerce ba lık, zengın bır akvaryumu ızlıyormuşsunuz gıbı önunuzden geçı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle