19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EKÎM 1988 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR PAPAĞAN. CUMHURİYET/5 İSMAÎL GÜLGEÇ \azıııı kargaşası sürüyor Dil Kurumu Yayınları/Ankara 1988, Türk Tarih Kurumu Basım Evi. YAYEV DUNYASINDA SANAT/EDEBİY4T 9 İmlâ Kılavuzu bu kez imzasız olarak yayımlandı faal* Kılavuzn Türk YUSUF ÇOTUKSÖKEN " Yeni Türk Dil Kurumu'nun lml i Küavuzn (Ank. 1985) ilkin Prof. Dr. Hasan Eren'in imzasıyla çıkmıştı, bu kez imzasız olarak yayımlandı. tlk baskıyla karşılaştırdığımızda, bu yeni baskının kendi ilke ve kurallan içinde daha derli toplu bir çahşma olduğunu rahathkla söyleyebiliriz. İmlâ Kılavuzu, bu yeni biçimiyle de tartışma ve eleştirilerden uzak kalamayacaktır. Çünkü bu kılavuz (1. ve 2. baskı), özeUikle düzeltme iminin kullanılacağı yerICT ile birleşik sözcüklerin yazımı konulannda geleneksel yazımı hıçe sayarak yazım kargaşasına yol açmıştu. Kılavuzu incelerken gözümttze çarpan dizgi ve abecesel sıralama yanlışlarını bir yana bırakarak, özellikle bu iki noktadaki görüşlerimizi özetleyelim: a) Düzeltme imi: Bugün için düzeltme iminin sesçil (fonetik) bir değeri yoktur, yalnızca yazımsal bir değeri vardır. Yazılışlan birbtrine benzeyen, anlamlan ayrı birtakım yabancı sözcükler (adetâdet, alemâlenı, İmlâ Kılavuzu, bu yeni biçimiyle de tartışma ve eleştirilerden uzak kalamayacaktır. Çünkü bu kılavuz, özellikle düzeltme iminin kullanüacağı yerler ile birleşik sözcüklerin yazımı konulannda geleneksel yazımı hiçe sayarak yazım kargaşasına yol açmıştır. aşıkişık gibi) ile Arapca ve Farsça sözcüklerdeki a, a ünlülerinden önce gelen ince k, g ünsüzlerini belirtmek için kullanılmaktadır; dükkân, kâgıt, tezgâh, yadigftr gibi. Kimi yayın organlarında artık kullanılmaz oldu. Düzeltme iminin Arapça, Farsça ve diğer yabana diÜerden gelen kimi sözcüklerdeki ince 1 ünsüzünü göstermek için kullanılması sakıncalıdır. Çünkü düzeltme imine iki işlev (düzeltme ve inceltme) yükleniyor, bu da sözcüklerin sesletilmesinde kargaşaya yol açıyor. Bu im, hangi sözcüklerde yalnızca ince l'yi, hangi sözcüklerde hem ince l'yi hem de uzun a'yı gösteriyor? Sözgelimi; imlâ sözcüğünü üç biçimde sesletebiliriz: a) I ince a normal, b) I kalın, a uzun, c) I ince, a uzun (doğru olan bu). Bir de plân sözcüğünü sesletelim: a) I ince, a normal (doğm), b) I ince, a uzun, c) I kalın, a uzun. Denebilir ki konulmaması da sakıncalıdır. Şunu unutmayalım: özellikle yabancı kökenli sözcüklerin sesletilmesinde kulaktan öğrenmenin payı büyüktür. Bu tür sözcüklerin sesletilmesini kulaktan öğrendiğimize göre, düzeltme iminin konulup konulmamasının herhangi bir yaran olmamaktadır. Yazımın gereksiz, sorun yaratabilecek imlerden kurtarılması ilkesini benimsiyorsak, bu tür sözcüklere düzeltme iminin konulmama Tiyatro, nereden nereye? tpşiroğlu/Çağdaş Yayınları 171 s. Zehra îpşiroğlu'nun "Tiyatroda Devrim" adlı çalışması, dünyada ve Türkiye'de bir devrim niteliğini hak eden yabancılaştırmacı tiyatronun derli toplu bir irdelemesi. Kitap, ufuk açıcı bir düşünce tünelinin içine çekiyor insanı. Tiyatroyla ilgilenen izleyici, oyuncu, yazar, herkesin okuması gereken bir yapıt. Tıyatro edebiyatımıza yeni bir katkı Tiyatroda DevrİM/ Zehra sının daha doğru olacağını ileri sürebiliriz. Nitekim İmlâ Kılavuzu'nda da " Ancak Batı dillerinde buna benzer bir işaretin kullamlmadığı göz önüne alınarak yeni kelimekrde bu işaretin kaldınlması yazılış yanlışı sayılmaz" (s. 7) deniyor. Niçin sadece yeni sözcüklerde? Bir alıntı daha: "Arapça ve Farsçadan dilimize girmiş kelimelcrin doğru söylenişi için nzun a, i, u harfleri üzerine bu işaretin konması, bir imlâ sorunu olarak düşüniilmemiş ve serbest bırakılmışlır." (s. 4) Peki, bu yazım kılavuzu rriye yayımlandı? Yazım birliğini sağlamak için değil mi? (İmlâ kılavuzu da kimi örneklerde kendini serbest bırakmış; âlet. mealmeâlen. hâsılvelhasıl, hakikatyakinen gibi). Eski nispet i'si alan sözcüklerde de düzeltme iminin kullanılması, dinidinî gibi biçimlerin karıştınlmasmı önlemek için gerekli görülüyor. Bize göre bu da tutarlı değil. Çünkü dilimizde yazılışı aynı, anlamlan farklı sözcükler var: hal (pazar yeri)hal (çözüm), katkat (kesme), metin (sağlam)ınetin (yazı parçası), seri (Fr.)seri (Ar.) gibi. Kuruhışunda bu tür sözcükler bulunan öyle ilginç tümcelerle karşılaşırız ki tümceyi bağlamından soyutlarsak anlamı çıkarmakta zorluk çekeriz. Tümce anlambilimi acısından incelediğimizde sözcüğün, bö>1e tümcelerde hangi anlamda kullanıldığını anlayabiliriz ancak. Bu nedenle nispet i'si alan sözcüklerde düzeltme iminin kullanılması gereksiz bize göre. Birleşik sözcüklerin yazımına gelince: İmlâ Kılavuzu, bu konuda da geleneksel yazımları alt üst etmiştir. 1941 yılında yayımlanan İmlâ Kılavuzu ile birlikte birleşik yazılmaya başlanan pek çok birleşik sözcük, bu yeni kılavuza göre ayrı yazümalıdır: Açgözlüaç gözlü, aitçene alt çene, basımevibasım evi vd. Bu arada ilginç çelişkiler de görülüyor Ehlihibre. ehlivukufbilir Idşi, aşhane, kajikhanedogum evi, sairfîlmenamuyur gezer gibi. Ne yazık ki, bugüne değin birleşik sözcüklerin yazımı konusunda tartışmalan en aza indirebilecek ilke ve kurallar saptayamadık. Anlaşılan bu sözcüklerin yazımı daha uzun bir süre sorun olacaktır. İmlâ Kılavozu'nu incelerken, özellikle dil devrimiyle dilimize kazandırılan birçok sözcüğün dizelgeye alındığını gördük; dahası tartışması yapılan sözcükler bile dizelgede yer ahnış. ö y l e anlaşılıyor ki yeni sözcüklerin "dıs Türkler'le ortak dil bagını kopardıgı" ya da "müstehcen cağnşımlara yol açügf' türünden savlann geçersizliğı kabul edilmiş. Bu da az kazanç değildir. İmlâ Kılavuzu, kendi koyduğu kurallar çerçevesinde tutarh sayılabilir olmasına karşın, bugün yazım sorunlarımjzın tümünü çözmekten ve yazım birliğini sağlamaktan uzaktır. Ancak şunu da hemen belirtmeliyiz: Yeni yazım kılavuzu hazırlarken, İmlâ Kılavuzu'ndan da yararlanmak gerekir. Bir başka seçenek de şu olabilir: Herhangi bir ayınm yapmadan, konuyla ilgilenen bütün bilim adarru ve uzmanlann görüşleri (ve eleştirileri) aluup bu kılavuzun daha yetkin ve kalıcı bir baskısımn gerçeklestirilmesi. Yeni Türk Dil Kurumu, bunu yapmalıdır. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK 5u 9aitfeciltkien çok sıMyorvn. fkp hiber f&ndt koi.kos.. A*.or peşinde tosmat odğ 'r>San/ar/a ityli haberferijtonım niunlara TastyorvmNesık'ıdimi? PİKNtK PtYALE MADRA BİU>OR AUJSÜN S'I ÇOK Tiyairoda ttmnm mını çizerken, bir yandan da çok kısır, cılız tiyatro edebiyatunıza değerli bir katkıda bulunuyor. Tiyatro edebiyatımız bu türlü çalışraalan her zaman iştahla bekliyor. Brecht tiyatrosu günümüz aydın izleyicisi tarafmdan çok yakından bilinen, izlenen, beğenilen bir tanınmışlığa kavuştu artık. Geleneksel Türk tiyatrosundan geriye kalan tuluat örnekleri izleyicisini bulvarlarda bulabiliyor. Geleneksel Batı tiyatrosu ise Devlet Tiyatrolan'ndan başka sahne hemen hemen bulamıyor. Dünyada ve Türkiye'de bir devrim niteliğini hak eden yabancüaştırmacı tiyatronun derli toplu bir irdelemesi olan 'Tiyatroda Devrim"m giriş bölümünde tpşiroğlu kitabının bölümlerini şöyle özetliyor: "Çalışmam dört bolümden oluşuyor. tlkbölümde dogalcılık gelenegi içinde gelişen ve 19. yiizydıa ikinci yansından sonra bu gelenekten yavaş yavaş kopan tarihsel gelişim süreci ana çizgileriyk veriliyor. tkinci bölümde Brecht, tiyatro ve yaan tarihinde yapüğı büyvik asama, ömeklerle gösterilmeye çahşdıyor. Dogalouk getenegİDe bagiı tiyatro anlayışı, Brccht'ten sonra geçeriiHgini biitüniiyle yitiriyor. Haflf balvar oyunlannın sınırlan içinde tökenip yok oluyor. Gnnümüz tiyatro yazarlan hangi dönya göriişiinde olurlarsa olsunlar, Brecht'le ve yabaDCilmştırma tiyatrosuyla hesaplaşmak gereksinimi dnyayoriar. Yabancılaştırma tiyatrosuyla soyntlama ne denli gerçekleştirUebilmiştir? tzleyiciyi Brecht'in düşündugü anlamda dosiinsel bir etkinlige ve yarabcılıga yöneltmek olası mıdır? Tiyatronun yaşadıgınuz çagın sorunlannı çözumkmeye, dünyayı degiştirmeye gerçekten katkısı olabilir mi? Üçöncü bölümde bngiin de geçertiliğini konıyan bu soralardan yola çıkarak Alman diliyle yazılan çağdaş tiyatronnn Brccht'ten sonraki gelişimi iizerinde duruluyor. Son bölümde ise Alman yazarlan içinde ölkemizde en çok tanınan Brecht'in yapıtlannın ceviri, uvariama ve sahndeme acısından Tttrldye'de alımlanması ve yabancılaştırma tiyatrosanun yerli yazarlar iizerinde etkisi inceleniyor." Kitabın tamamı işte bu özetleme kadar güzel bir Türkçeyle, titizlikle yazılmış, gerçekçi, sağlam, "ufuk açıa" bir düşünce tünelinin içine çekiyor insanı. Tiyatroyla ilgilenen izleyici, oyuncu, yazar herkesin okuması gereken bir yapıt. HIZLI GAZETECİ NECDET Ş£iV SEDAT BİLGİN Bin yıllar her şey için, tiyatro için de hayli bir yaş. Oldukça uzun bir yol. Bu binlerce yıllık serüven, sanatın ve yaşamm hızına, geüşimine karşı koyabilmek gibi tuhaf bir düşünceyi gerçekten tuhaf kılacak kadar uzun. Onu içinden geçirerek dışına atıyor. tlkçağ tiyatrosundan günümüze gelen birikim, aktanlışını tarihsel sağlıklılık içinde yaptı. Gelişti, şekil değiştirdi, bugünün oldu. Bin yıl öncesinin insanıyla günümüz insanı arasındakJ fark kadar bir farka ulaştı. Bugün tiyatro, çok başka bir biçimde yapüdığı içindir ki ilk örneklerinden başlayan tarihine rağmen yaşlı bir sanat olarak bir yana iülmedi; titrek, kısık, bitkin nitelemesiylc karşı karsıya kalmadı. Tiyatro nereden nereye geldi? Geleneksel anlatnn biçimlerinden çağdaş tiyatro anlayışına nasd gelindi? Yabancılaştırma tiyatrosu örneklerini veren Bertolt Brecht, Weiss, Friedrich Diirrenmatt, Max Frisch, Peter Handke gibi yazarlar çağdaş tiyatro anlayışına neler kattüar? lşte Zehra İpşiroglu, Tiyatroda Devrim" adlı kitabıyla, bir yandan bu gelisimin hareketliliğinin oza ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI YAYIN RAPORU mümkttn olabilir. İşte bu araşbr mi Yavuz kitabının sunuş yazısınma bu amaçla tasaıianmıştır. Ka da. Sonra şöyle yanıtlıyor: "Dogderine terk edilmiş, bu yüzden her rusu. bu soruyu nasü yanıtlayacagün biraz daha yok olmaktaki de ğıraı bilmiyorum. Olsa olsa, düzgerli yapılara çağdaş bir işlevsel yazının yaratıa alanlannda (romanı ve öyküyü denemiş, ama baAlpay Kabacalı "Fıkralar Seç lik kazandırmaktır." şanlı olamamış biri oldugumu itiIdsf'ni hemen her kesimden insaraf etmeliyim burada) bir şeyler nm hoşlanacağı fıkralan bir arayapabilme tutkusudur beni deneya getirerek hazırlamış. 16. Yüzme yazmaya zorlayan..." yıl şairi Zati'den Hasan Pulur'un güncel yazılarına kadar fıkra kaySEÇME MEKTUPLAR nakları taranarak hazırlanan kiYazan: Rainer Maria Rilke / tapta, Nasreddin Hoca, Bekri Mustafa, İncili Çavuş, Bektasi. Çeviren: Melahat Togar / Karadenizli, Kayserili vb. fıkra 144 s. kahramanlan tipik ömeklerle yanÜnlü şair Rilke'nin bazı meksıtılırken, fıkra konuları için de tupları daha önce "Rilke'nin özel bir dizin yapılmış. Tüm bunMektuplan" adıyla yayımlanmışlann yanı sıra, ünlü deyim ve söztı. Yaşam öyküsünün ağır bastığı lerinden birçoğunun yaygınlaşmasına yol açan fıkralar, tarihi kişi\ bu kitapta Rilke'nin yazdığı 10 mektup yer alıyordu. "Seçme lere ait fıkralar, günümüzün fıkMektuplar" ise ünlü şairin kadın ra ustaları Mahmut Baler, Orhan dostlarına yazdığı mektuplardan Boran, Aydın Boy^an. Miijdat Ge DENEMELER, KARŞI oluşuyor. Prenseslere, düşeslere, zen, HaUt Kıvanç'a ait örnekler ve DENEMELER konteslere, soylu kadınlara yazdığı Batı dünyasuun seçkin fıkralan da Yazan: Hilmi Yavuz / mektuplardan anlaşıldığı kadanykitapta yer almış. Alpay Kabaca Bağlam Yayınları / 155 s. la Rilke yaşamı boyunca en çok h kitabının başına "fıkra anlatma "Denemeler, Karşı Deneme iki kadından etkilenmiş. Bunlarsanalı w nda başarı kazanma yollarını gösteren bir bölüm de ekle ler", Hümi Yavuz'un 1960'hyıl dan biri annesi Sophie, diğeri de lardan başlayarak yazdıı Lou Andreas Salome. Alman anmiş. denemelerden yapılmış bir seçme ne ve Rus babadan dünyaya gelen yi içeriyor. Denemeler bölümün Salome yalnız fizik güzelliği ile deESKt Y A P I L A R Y E N İ deki yazılann çoğunu Yavuz'un ğil, bilgisi ve nıhsal yapısı ile de FONKStYONLAR Gökyüzü Dergisi'nde, Karşı De ozanı en çok etkileyen kadın olYazan: Dr. Y. M. Ü l k ü nemeler bölümündekî yazıların muş. Yaşamının büyük bir bölüAltınoluk / Türkiye Türing nerdeyse tümu 197576 dönemin münü çeşitli Avrupa ülkelerinde ve O t o m o b i l Kurumu de Politika Gazetesinde çıkmış geçiren Rilke'nin kişiliğinden Yayınları / 75 s. olan haftalık yazılan oluşturuyor. önemli ipuçlan veren kitap şairin "Niye deneme?" diye soruyor Hil ruhsal yapısını, gözlem gücunu ve tstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Mimarlık Bölümü'nü bitiren Ülkü Altıno CUMHURÎYET KİTAP KULÜBÜ'NDEN HABERLER lnk, doktorasını "Eski Yapılarda HAFTANIN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI Çağdaş İşlev" konusunda Yıldız 3.10.198811.10.1988 Ûniversitesi'nde tamamladı. Yrd. Tiri: Doç. Dr. Altınoluk, Yıldız Üniver Sıra: Kod: Kttabın Adı / Yazan FIKRALAR SEÇKİSİ Hazırlayan: Alpay Kabacah/ özgür Yayın Dagıtım/343 s. "yalnız"lığını sergilemesi acısından da oldukça ilginç. T H E TALES O F NASRETTİN HOCA Anlatan: Aziz N e s i n / İngilizce olarak yeniden aulatan: Talat H a l m a n / D o s t Yayınlan / 107 s. Dost yayınları, Aziz Nesin'in anlattığı Nasrettin Hoca Masallan'nı Talat Halman'ın İngilizce çevirisiyle birind hamur kâğıda bastı. Kitabın renkli olarak sunulan kapak düzenlemesi ve iç resimlebaşında ingilizce olarak Nasrettin AĞAÇ YAŞKEN EĞİLÎR KEMAL GÖKHAIS iŞin körüSü çok !jp yetrvek yapıyoRvMCisttlik çou4k.Lcieırrı O ' m kâdfncB dM&ımy'toni sizce ?.,. : : : HİLMİ YAVUZ Dt\L.\ihLLR Dt \E\1ELLR f ri Zeki Fmdıkoğlunun. Kitabın T A R İ H T E B U G U N MIMTAZ . .. ARIKAM 13 Ekim 1373'TEBUGUN,ÜNLÛ YA2AR "HAUKARNAS BAUKÇISl"CSVATŞAKİie KOgAAğAÇl/ gf YAŞINM KAM££gp£A/ ÖIDU. g/fi OYKÜSUNOE SUÇ UNSUBU BULUNUP MAHkTEME TAZAFINMH BODRUM'A SÜ& GUN EOİLBN CEVATŞAK1RIOMYA SEV6İYLE SAS\ LANMIŞ \/£2O YIL KALMIŞTl.ADlKII DA KASAgANIN ANTİıc AD/HMAIAIAN YA2A£,&eNEWKL£ DENI2İ.P&Iİ2 EMEKÇ/LEeM ANIATAMCYIOJ V£ ROMAA/LAR YAZOI. BUNLAHlA ŞÜLİjaS,P£ĞİŞİK BİH TnHıH ANLAYiŞIYlA, KİASİt: BATI KÜULUZÛtm KDKENlMİ eSKI YUNAU UY6AKLI6IHIN D£SÎL,BATt ANAOOUÎDAKİ UY&ARJJKLARtHOUl$nj£DuğuW SAVUNOU. AKlLClUK,BlLIMSELLlK VE »MDDECİÜ&İN Bu 7OPRAKLA8DAH' FtŞK/ROfğiNI USANMADANYA2A£AJ< Bu AUUDA YEU&İH ÇlglR AÇT7. HALİKARNAS BALIKCISI 50 YIL ÖNCE Cumhuriyel Hoca tamtılıyor ve çeviride Aziz Nesin'in özgün metnine elden geldiğince bağlı kabndığı, ancak Türkçe deyim ve atasözlerinin Ingilizceye aktanlması acısından serbest davranıldığı da belirtiliyot. MAZİ KALBİMDE BtR YAR..DIR Yazan: Nihal Yeğinobalı / Cem Yayınevi / 326 s. Nihal YeginobalTnın kendi adını kullanarak yayımladığı ilk romanı. Yıllardır Ingiliz, Amerikan ve Latin Amerika edebiyatlarından yaptığı elliyi aşkın çeviriyle tanınan Yeğinobalı, bu kez okurlarının karşısına kendi kitabıyla çıkıyor. 13 Ekim 1938 Kanser haftasında şehrimizdeki tıbbî mecmualar sahifelerini tamamen kansere tahsis edeceklerdir. Gündelik gazetelerde kansere dair yazılar çıkacak ve Radyoda kanser hakkmda konferanslar verilecektir. basılmaktadır. tstanbula aid kıymetli malumatı ihtiva eden bu broşürler ecnebi memlekeılerindeki Türk konsoloslarına gönderilecektir. Kanser hajiası için progmm yapddı Sıhhiye ve Maarif Vekâletlerinin müştereken Üniversitede tesis etmiş olduklan Kanser konseyi evvelki gün mutad içtimatnı yapmış ve ikinci teşrinin son haftasında yapılacak olan Kanser haftasının programını tesbit ederek tasdik olunmak üzere Sıhhiye Vekâletine göndermiştir. Kanser haftasında şehrimizde ve Ankarada bir kısmı halka sitesi'nde Mimari Proje, Iç Mekân Donatımı, Endüstri Ürünleri Ta 2 sanmı dersleri, Marmara Ûniver 3 sitesi'nde Mimarhk Tasarımı Eği 4 timi dersi veriyor. Altınoluk, ki 5 tabına yazdığı prologda, araştır 6 masının amacını da açıklıyor: "tçinde ya da çevresinde tarihte il 7 ginç olaylar yaşanmış pek çok ya 8 pı vardır. Onlarla tekrar yaşamak, 9 onlarla tekrar bütttnleşmek, 10 1 002.349 Nah Kalkınırız/Aziz Nesin 079.042 Biz Duvar Yazısıyız/Gülay Kutal 191.015 Nasıl Bir Eğitim Istiyoruz/Server Tanilli 072.083 MİT Raporu Olayı 152.425 Eylül İmparatorluğu/Erbil Tuşalp 011.054 Anneme Reklamcı Olduğumu Söylemeyın/Jacques Seguela 303.002 Gülünesi Aşklar/Milan Kundera 027.072 Ziverbey Köşku/llhan Selçuk 117.230 TarikatSiyasetTicaret/Uğur Mumcu 022.317 Hasretinden Prangalar Eskittim/Ahmed Arif Öykü Belge İnceleme Belge İnceleme Anı Öykü Anı İnceleme Şiir mahsus, bir kısmı da doktorlara aid olmak üzere toplantılar yapılacaktır. Bu toplantılarda kanserden korunma ve kanserin tedavisile kanser mevzuu üzehnde çalışmış, büyük keşiflerde bulunmuş olan âlimlerin hayatı hakkmda konferanslar verilecektir. Bu yıl ayni zamanda Radyomun keşfinin 40 ıncı yüdönümü olduğu için Radyomu keşfeden Mösyö ve Madam Kürinin, aynı zamanda Röntgen'in hayatından ve keşiflehnin ehemmiyetinden bahsedilecektir. Hasan özlii unları PIRI\C PVTVTES \RP\ BEVA7 «I5B RE7FLVE «LAF MFRCIMTk « W CAVD4R Oro Ora Om Onı <h> (Sri İstanbıd broşürü Belediye Turizm şubesi tarafmdan muhtelif lisanlarda elti bin nüsha broşür bastırıimasına karar verilmişti. tngilızce nüshalar basılarak hazırlanmıştır. Diğerleri de 4Si Öri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle