28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 OCAK 1988 HABERLER CUMHURİYET/9 ABD Dışişleri'ne göre "azınlık asimilasyonu" Türkiye'nin resmipolitikasv 'Türkiye'de Kürtçe kitap yasak' Kongreye gönderilen ve yayımlanması Türk makamlannm girişimleri sonucu iki aydır ertelenen raporda Türkiye'de "Kürtçe kitap ve gazete basılmasıhın" yasak olduğu, ancak "hükümetin Kurt konusunu açıklıkla tartışmaya ve bu sorunu tanımaya daha gönüllü olduğu" vurgulandı. UFUK GÜLDEMtR WASHINGTON ABD Dışişleri Bakaıüığı tarafından Kongre'ye gönderilen bir yaada, Kurtler de dahil olmak üzere "azınlık asimüasyonuaun" cumhuriyetin kuruluşundaa bu yana Türk hükümetlerüun resmi politikası olduğu ileri silrilldü. Temsilciler Meclisi Avnıpa ve Ortadoğu Altkomitesi tarafından istenen bilgi uzerine Dışişleri Bakanlığı'nın Kongre'ye gönderdiği yazıda, Türkiye'de "Kürtçe kitap ve gazete baslmasuun" yasak olduğu, ancak "hükümetin Kurt konasunu açıklıkia tartışmaya ve bu sorunu tanımaya daha gonullu olduğu" vurgulandı. Yazıda, aynca ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Türkiye'deki insan haklan ıhlaüerini içeren yülık raporunun Kongre'ye gönderildiği açıklandı. Bu rapor ve Kongre Helsinki Uyum Komitesı'nin Turkiye'deki insan haklan ihlalleri ıle ilgili hazırladığı, ama açıklanması iki aydır ertelenen rapor son zamanlarda Türk Amerikan ilişkilenndeki en yoğun diplomatik girişimlerin konusu oluyor. özellikle ABD Kongresi Helsinki Uyum Komitesi'nin raporu, Kürt sonınu konusunda Turk makamlanna ağır suçlamalar getiriyor. Rapor, geçen ay açıklanmak uzere basıldı. Ancak, Türk makamlarının ABD Dışişleri Bakanlığı üzerınden Komisyon Başkanı Stany Noyer nezdındeki ginşimleri, raporun yayımlanmasını önledi. Cumhuriyet'in edindiği bilgiye göre Türk makamlan "Son yıllardaki olumlu geltşmHeri biç dikkate almadıgı" gerekçesiyle raporun yaYtEoını durdufnıaya çahşifkcn, npom DUYDUK/GORDUK Y4LCIN PEKSEN kakme alanlar da "Et«r yayuüaa mazsa Amerikan devletinin adaletine olan inanctnuz sarsdacak" gerekçesiyle açıklanmasııu sağlamaya çalışıyor. Rapordakı ağjr suçlamalann ise "Turk kamuoyunda yaratacağı tepki dolayısıyla iki olke arasındaki resmi ziyaret trafiği uzerinde etkili ohbttectgl" iddia ediliyor. Nıtekim her iki raporda da egemen olan havanın ABD Dışişkri BakankgVnın Kongre'ye gonderdiğj yazıyı ctkiVıdiği hissedüiyor. Difttkri'nin Avnıpa ve Ortadoğu Ahkonıitea'ne gönderdigi yazıda aynca, "Titk hakttMtUa İMUI haklan sorunlannı sona erdirme azmine inanıldığı" kavdedildı. Yazıda şu göruşlere yer verıldı: "İnsan haklan sonınu artık gerek basın gerekse parlamentoda ozgurce tartışılabiliyor. Yapılan referan SHP:Ayruncılığın karşısındayız Grup bildirisinde "Ana dilleri Kürtçe, Arapça, Lazcaya da başka dillerden olan vatandaşlarımız azınlıklar diye yorumlanamaz ve adlandırılarnaz. Hepsi Türk vatandaşıdır" dendi. ANKARA (Cunhurivet Büro8U) SHP TBMM grubu Doğu , ve Güneydoğu olaylan ile Kürt I sorununu gündeme getiren lstan'bul Milletvekilı Mehmet Ali Ertn'in konuşması ile ügili olarak bir bildiri yayımladı SHP Genel Başkanı Erdal tnönü'nUn geçen salı günü grupla yapuğı konuşma kapsamında haarlanan bildıride "SHP TBMM grubunuu •lusal butünlak için tiım aynmcı akımlann karpsında olduğu" behrtildi. Bildıride Doğu ve Güneydoğu illerindeki yurt* taşlann son yülarda ekonomik sıkıntının yanı sıra büyük bir huzursuzluga düştuğü, ayrımcı terör olaylannın, güvenlik gficierinin uygulamalannın, köy koruculannın, kovuşturmalarm, baskılann ve işkencelerin halkı bezdirdıği kaydedildi. BUdiride, şu göruşlere yer verildi: "Nercdc olursa otsun, vatandaşlanmıza yapılaa baskılan, ngradıklan haksızlıklan, çektikleri sıkıntılan, her fırsatta en etkili şekilde dile getirnek, h e a m Mkakfet olarak hem de parti olarak görevinüıdlr. Hiç kimse ve hiçbir şey biri bu görevi yapmaktan alıkoyamayacaktır. TBMM künüSünde ber konunun özgürce konuşnlması partamenter demokrasinin geregidir. L'lke jonetiıni ile ulusun çıkarlan ile halkın mutlulugu ile ilgili her şey konuşulmalıdır ki dognılar, yanlışlar ayırt edilebUsln ve nelerin yapılması gerektigi ortaya çıksıa. nnuz azınlıklar diye yorumlanamaz ve adlandınlamaz. Etnik kökenleri, ana dilleri, kültiir degerleri ne olursa olsun hepsi Turk vatandaşıdır. SHP olarak amacımu ulkemizde berkesin dogdugu >er, ana dili ve meznebi ne oluna olsun, insan haklanndan, demokratik özguriuklerden tam anlamı ile yarartanmasnı saglamaktır. Etnik farkblıklar, kultur farklan tarihten gelen mirasJardır. Bunlara aynmcı unsurlar diye bakmı>oruz. Tersint, çagdaş yaklaşımın geregi kulturumuzu zenginleştiren ortak unsurlar dije bakıvoruz. Turkiye Cumhuriyeli'nin resmi dili de, egitim dili de Türitçedir. Ancak unutulmamalıdır ki, hiçbir yurttasunız nerede dogacagına, anasından hangi dili ögrenecegine kendisi kanur veremez. Doguştan kazanılan bu yapıyı sevmek ve korumaya çalışmak dogal bir içgududur. Bu duygulara berkesin saygı gostermesi gerekir. Yanlış olan kultur farVlanıu ya da mezbep farklannı siyaset için malzeme yapmaklır. Çunku, böjlesi farklara dayanan siyaset, Ister istemez aynmcı akımlan göçlendirir. SHP TBMM grubu olarak ulusal butunlugumüz için tum aynmcı akımlann karşısındayız. Bu baglamda demokrasiyi Ataturk de\rimlerinin ve ilkelerinin ujgulanmasınm son aşaması olarak gordugumuzu her zaman soylüyor. ulkemizde demokrasi butun kurum ve kurallan Ue yerieştiginde Alaturk ilkelerine baglılıgımızın daha da «rtacagına inanı>onız." Resmi dilde Türkçedir Geçen bafta Istanbul MiHetvekilimU Mehmet Ali Eren'in gundem dışı konuşmasında Doğu ve Güneydogu'da yaşayan Kürtçe konusan vatandaşlannııza yapılan hakaz aygnlaınalardan babsederken yazılı metnin ıhsıaa çıkarak Uaveler yapmas , bu arada Türkiye'dekl «nnlıkUr gibi bir deyim kullamlması konuşmanın yanlış ve lers anlaşdmasına neden olmuştur. Turkiye Cumhuriyeti'nin temel yapısı, sınırtan ulkede yaşayan herkesln camyla, kamyla katıldıgı Kurtuluş Savaşı ile oluşmuş ve Lozan Antlaşması ile butun dun>a uluslannca da kabul edOmiştir. Lozan Antlaşması Türkiye'de azınlık olarak yalnızca büyük çogunlugu tstanbul'da yaşayan Hıristi>an ve Musevi vatandsjlannuzı saymıştır. Ana dilleri Kunçe, Arapça, Lazca ya da başka dillerden olan vatandaşla dumla da aralannda eski başbakanlar Demirel ve Ecevit de olan politikacılar uzerindeki siyasi yasaklar kaldınldı. Hükumel iskence ve eziyetin önlenmesi için büyuk çaba sarfediyor. Hükumel politikasına aykın olan işkence, alt duzeydeki gorevlilerin yetersiz e'itiminden kaynaklaımor. Genel oiarak Turk AnayasaC daslannı Türk olarak kabul ediyor ve ırka dayalı aynmlan vasaklıjor. Örneğin Kurtler Turk toplumunun her kalmanında var. Fakal aynı zamarJa azınlık asimlasjonu cumhurijetin kuruluşundan bu >ana Turk hükumetlerinin resmi politikası olmuş. Kürtçe kitap ve gazete yayımbuıması yasak. Kurtçenin resmi işierde, okul ve mahkemelerde kullamlması da yasak. Turkiye aynca 1984'ten bu yana Guneydogu Anadoln'da ve komşu ulkelerdc ustlenmiş Kürt gerilUlar ile karşı karşıya." Kürtlere karşı ölçulü ifadelerle yaklaşıldığ), ömeğin, "eşkıya" ya da "isjancı" gibi sozcükler yerine, daha ortada bir niteleme yapan "gerilla" sözcüğünün seçildiği yazıda, şu bilgiler verildi: "Turk hukumeti üe insan haklan konusundaki ber goruşmede Turkiye vi Helsinki Sonu; Belgesi'nde >urgulanan insan ve azınlık haklanna saygı gostermeye leş>ik ediyoruz. Aynı zamanda Kurt gerillalar tarafından sergilenen teror eylemlerini kınıjor ve Turkiye'nm toprak butunlügune olan saygımızın altını çiziyonız." Hükümetin Kürt konusunu açıklıkla tartışmaya ve sorunu tanımaya daha gönüllü oiduğunun vurgulandt|ı yazıda hükümetin, "Kürtlerin yaşadığı az gelişmiş bölgelerin ekonomik koşnllarını iyileştirme çabalan" övüldü. Aynı korniıeye gönderilen bir başka yazıda ise "Kurt hareketlerinin Turkiye ve Irak uzerindeki elkileri" irdelenirken, en buyuk ıkı Kurt partisinin lran tarafından askeri amaçlarla desteklendiği iddia edildi. Yazıda Türkiye'nin Irak'ı geçmek uzeIT topraklannı ihlal eden "en az iki gnıp Kürt ve devrim muhafızını" yakaladıgı, bunlardan Iranlılan serbest bıraktığı bildirildi. 10 yıldır atrtörtuk yapan Haluk Bitgtner, "Seksi olmak gibi bir kaygım, iddiam yok" diyor. (Fotoğraftar: Uygar Gurkan) Ingilizler de "asparagas"yapar: "En seksi Türk" Haluk Bilginer: H DemirelEcevit görüşmesi ANKARA (Cumburiyet Burosu) DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, DSP Genel Başkanı Biilent Ecevh'i ziyaret etti. Siyasi partılerın kapatılması ve siyasetin yeniden duzenlenmesiyle politîk yaşamın derin yaralar aldığını söyleyen Demirel, "65 seneük Turkiye Cumhuriyeti'nin 40 seneyi aşan çok parti tecnibesinde, en yaşiı parti 4 yaşında olursa, gayet tabii ki siyasetin yara aldıgı meydandadır" dedi. DSP Genel Başkanı Ecevit, Demirel'in rejimle ilgili kaygılanna katıldığını belirterek, "BUdiginij gibi tüm dunya parlamentolannın iki işlevi vardır. Son >ıllarda parlamentonun bu iki işlevi işlemez hak geldi. Pek çok onemli yasa KHK olarak yururluğe konmakta ve meclise de onaylanmak uzere getirilmesi aylarca, yıllarca ihmal edümektedir. Yasa yetkisi pariamentonun eiinden alınnnş dunımdadır" dedi. Ecevit, iktıdarın yerel seçim tarihini öne alma girişimlerini yeni bir anayasa ihlali olarak değerlendirirken, Demirel, ülkenin bir olup bit 'Meclîsîn yasa yetkisi kalmadı' Karaduman: Boran için bugün de aynı kararı verirdim TRABZON (Cumhuriyet) TBMM eski Başkanı Necmettin Karaduman, kapatılan TİP Genel Başkanı Behice Boran'ın cenazesınin Turkiye'ye getirilme karannın hukümet tarafından alındığım söyleyerek, "Bugun yeniden medis başkanı olsam aynı karan verirdim, olay her milletvekili için yapılan törenin Behice Boran için de yapılmış olmasıdır" dedi. ANAP il kongresine katılmak için Trabzon'da bulunan Necmettin Karaduman, dun Trabzon Gazeteciler Cemiyeü'nde bir basın toplantısı düzenledi. Karaduman TBMM başkanhğına yeniden aday gösterilmemesi konusunda şunlan söyledi: "TBMM Başkanlıgı seçimine çok yakın tarihe kadar yeniden adayhgım söz konusu idi. Ne var ki partide meydana gelen bir egilim uzerine başkanlık için bir başka aday onerildi ve seçildi. Niçin boyle oldu diye Hzun sure kendi kendime sordum. aluk Bilginer TV'de gösterilen "Gecetıin Öteki Yüzü..." adlı dizi filmle ilk kez Türk seyircisinin karşısına çıktı Daha sonra rol aldığı TRT yapımı "Ateşten Gunler..." yakında gösterime girecek .. Fakat Haluk Bilginer'in ulkemizde tanınması oyunculuk faaliyetler. nedeniyle olmadı. Türk izleyicisi onu önce bir tngiliz dergisinde yer alan "en seksi Türk" haberi ile tanıdı... Sayın Haluk Bilginer, biz sizl ttk defa "en seksi Turk" diye tanıdık... Ingiltere'de bir gazetede çıkmış galiba... Nedir bu olay? Bir yanşma mı yapıldı ve slz seçildiniz? Hayır efendim. Böyle bır şey kesinlikle yok .. Maalesef diveceğim, ben 10 yıldır lngiltere'deyim. VJzun yıllar tiyatro yaptım. Son üç yıldır TV ve sinema yapıyorum ve Türkiye'de hiç tanınmıyordum Bu kadar faaliyetim oldu, burada tek satır yazılmadı. Ama bir safsata ile de tanındım. Çünkü Ingiltere'de bir magazin dergisine kapak atmışlar. tngilizler de asparagas yapıyor yani.. Bizim magazinin de çok hoşuna gitti herhalde. Sizin pek hoşunuza gitmemiş anladıgım kadanyla. Hiç hoşuma gitmeyen bir şey. Tersine sinirlendiren bir şey. Olayı çarpıtan, işin ciddiyetini unutturan bir şey. Ben oyunculuğu çok ciddiye ahyorum... Bunun dışında seksi ya da şöyle böyle olmak gibi bır kaygım, iddiam yok. Onun için beni üzüyor tabii... Ama slzl Türkiye'de tanıtan da bu oldu. tşte magazinin yaran... Doğru... Yaran oldu olmasına... Ama insanların ağzında ciklet gibi "seksi Türk" falan denmesi... Bir sürü dedikodu... Hiç ilgisi yok muydu yapügınız isle. Örnegin, bir oyunda fazla çapkın bir adam rolünde oynadıysanız... tngilıere'de bir televizyon dizisinde ovnuyordum Şu anda hâlâ bir numara. Londra'nm doğusunda bir bölgede yaşayan insanlann hayatı. Orada Türkler de yaşıyor. Ben de orada bir Türkü oynadım, yaklaşık 1 yıl süreyle. 'Bir safsata ile tanındun' dıni alet ediyor.. Bunu sizden bızden aldığı vergilerle üretiyor ve 1,5 milyara mal olan fılmi Hürriyet gazetesine 2025 milyona satabiliyor... Yani burada bazı kişisel çıkarlar, avam tabiriyle birbirlerine kryak çekme olmasa böyle bir skandal olamaz... Bu, dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir olaydır... Ve bu konuda oyuncuların hiç bir söz hakkı yok... öyle bir akit imzalatılıyor ki, TRT isterse o dizinin fotoğraflarını cikletlerin içine bile koyar kanpostal olarak .. Şimdi Turkiye'ye geldiniz... Önce TV'de, sonra Yeşilçam'da çalıştınız. Sanıyorum "Sevdab Bulut"u çevriyorsunuz. Kara sevdalı bulut... Evet kara sevdalı... Yeşilçam'da neler geldi başınıza... TV'den daha zor galiba... Çunku biz film settnc gdmek istedik... Yollar gecit veımedi neredeyse. Televizyonun ardında kocaman bir bütçe ya da devlet olduğu için küçük sonınlar çıkmıyor. ömeğin parasal sorunlar pek gündeme gelmiyor... Ama sinemada çok zor şartlar altında... Çamlıca'nın tepelerinde çekiyoruz Tılmi... Yolu yok. Çamurda yürümek zorundasınız... Snlar akma?.. Aktörlük savaşı Para dunımlan?.. Maalesef oyuncuya verilen değer çok az.. Sanki bir lütuf verilmiş gibi o işi vermekle... "Biz size iş veriyoruz, öpün de başınıza koyun, bir de para an istiyorsunuz" gibi bir tavır var... Yine de bakıyorum; bütün bu bütçelere, lavırlara karşın birikisi hariç iyi şeyler çıkıyor... Çapkın bir rol Nasıl bir tipti bu rol?... Kızlara düşkun biri mi? Eh biraz öyle. Bu dızide iki kardeş var Ali ve Mehmet... Alı'yi Kıbnslı bir arkadaş oynuyor. Ben Mehmet rolündeyim. Bunlar bir kafe işletiyorlar... Taksi şirketleri var ayrıca.. Mehmet rolünde ben bıraz beyle çapkın, gözu sağda solda olan bir tipi canlandırıyorum. Oyleyse oradan çıktı bu laf. Çapkın mısınız aslında?.. Yani bilmem ki, onun ölçüsü ne? Mutlu olmayı severim... öyle diyelim... Peki Haluk Bey, aslında ben sizden bir lngiltereTurkiye kıyaslaması >apmanm isteyecektim. Sİ2 bir oyııncusunuz. Hem Turkiye'de hem orada çauşhnız. Bir oyuncu olarak size sunulan olanaklar, çalışma koşullan... Bunlan kıyaslar mısınız? Burada yokluklar içinde bır şeyler var edılmeye çalışıhyor. Ingiltere'de bir aktör bir fılmin başrolunde oynuyorsa, duşündüğu tek şey, kamera karşısına geçtiği zaman ben bu rolu nasıl oynayacağımdır. Oyunundan başka bir şey düşünmesine gerek de yoktur. Düşünmesine izin de verilmez... Bize gelince... Ben burada önce sabah işe nasıl gideceğim, c. kiramı nasıl ödeyeceğim, vasıta bulabilecek miyim... Çalıştığımız yerde su yok .. Elimı yüzümü nasıl yıkayacağım gibi kaygılar içindeyım... Çok ufak şeyler belki ama üst üste binince bazı bıkkınhklar oluşturuyor insanda... Yani kaygılar saptınlmış oluyor... Rolümü nasıl oynayacağım değil de, eyvah kamera bozuldu, şimdi ne yapacağım vs. gibi şeyler.. OemırelEcevıt göruşmesının bır bölümu basına kapalı yapıldı (Foto&raf' AA) tiyle karşı karşıya bırakılmak istendiğini söyledi. Demirel yüzde 36 oyla iktidar olan bir başka demokratik ülke olmadığım vurguladı. DYP lideri demokratik rejimi işletmekte güçlük çekildiğini söyledi. Ecevit, demokrasi ıçın tek umut ışığı olan özgürlük onanunın da sımrlandınlmak istendiğine dikkat çekti. tki liderin yaklaşık bir saat suren görüşmesinin bir bölümu basına kapalı olarak yapıldı. Ancak kendimi tatmin edici bir cevap bulamadım. Siyasi hayatta gore\ değişiklikleri dogaldır." Karaduman, bir gazetecınin "Behke Boran için TBMM'de tören yaptırmanız. bakanlık için bir başka adayın gosterilmesine neden oldu?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Behice Boran'ın cenazesinin Turkiye'ye getirilmesi karannı hukumet almıştır. Olay her milietvekiline yapılan lorela BcUcc Bonuı Içte 4c yaptlnuş olmasıdır. Bugün yeniden Medis başkanı olsam aynı karan verirdim. Kanımcst bu eleştirilerin şahsımda yogunlaşmasının nedeni kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesinden kaynaklanmasındandır. V atandaşlıktan çıkartılan bir kişi nasıl oldu da getirildi. Buna karar veren hukumettir. Başbakandır. Ben başbakan olsaydım aynı karan verirdim." Karaduman bir başka soru uzerine de Başbakana kırgın olmadığım belirterek, "Sayın Başbakana kırgın degilim. Kendisi bana adalel bakanlığını önerdl, kabul etmedim. Çünkü TBMM Başkanhgı için uygun gonilmeyen ben, teklif edilen bakanlığı kabul edemezdim" dedi. " J O yıldır lngiltere'deyim. Uzun yıllar tiyatro yaptım. Son üç yıldır TV ve sinema yapıyorum. Bu kadar faaliyetim oldu, burada tek satır yazılmadı." Merak ettigim bir şeyi soracagun; hem tiyatroda, hem TV'de, hem sinemada oynuyorsunuz, Bu uç olayda oyunculuk açısından fark var mıdır? Çok fark vardır... Kamera çok ilginç bir olaydır. "Kamera sevdi" diye bir tabir vardır. Tiyatroda çok başarılı oyuncu kamera karşısında hiçbir şey yapamayabiliyor... Ama zevk açısından. Tiyatro daha ze\kh. Seyirciyle karşı karşıya olup o 2 saatte bir şeylen paylaşmak var... Buna karşılık sinema çok kalıc] Olanakları fazla bir sanat dalı... Ben sinemada çalışmayı tercih edıyorum... Peki efendim yine İngUtereTurkiye kıyaslamasına donersek... Oyunculann maddi dunımlan nasıl?.. Bizde bir Devlet Tiyatrosu var... Burada oyuncu 25 yıl oynuyor, 25 yıl sonra emekli oluyor... Devletten devamlı maaş alıyor... Ingiltere'de böyle bir şey söz konusu değil.. Ne vapıyoriar orada? Her oyun için yeniden sınava girilir. Yönetmenlerin tanıdığı, daha önce çalıştığı oyuncular hariç... Küçük bir rol için bile 100 kişinin kapıya dizildiği olur... Ve bunlann arasından en iyisi seçılir... O yüzden devamlı bir mücadele, kendini yenilemek var... Kendinize devamlı bakmak zorundasınız. Meyhane köşelerinde ben böyle olacak adam mıydım diye ömür tuketmek mümkun değil... ANAP kongreleri Kutlu ve Sargın'ın avukatları dilekçe verdi BizdeOnlarda Bir de oyuncuya takımlan tavır... Orada ve burada nasıl?.. tngilıere'de en önemlisi sendika var. Sendikaya üye değilseniz zaten iş bulamıyorsunuz. Uye iseniz sendikanın saptadığı ücretten daha aşağı ücret ödenemez size... Ya da "çalışma suresi şu kadardır" denir... Ondan fazla çalıştırılamazsımz. Çalıştığınız zaman ödemeleri gerekir. Ya da bir diziyi dışarı satııkları zaman onda aktörün yüzdesi vardır.. Hatta bu diziyi dışan satacaklarsa, oyuncu kadrosundan bir kişi bile "hayır" derse bu iş olmaz Nitekim bizim diziyi uydu televizyonu yayımlayacaktı. lçimizden istemeyenler oldu ve anlaşma yapılamadı.. Neden islemivoriar?.. Birçok sebepten.. Bazıları parada anlaşamadı Bazıları bu dizinin butun A\rupa'da gösterilmesini istemedi. Sürekli bir dizide aynı role çıkmak, birçok uluslararası oyuncunun işine gelmez.. Seyirci şanlamr ve oyuncunun meslek yaşamı söner.. örneğin Dallas'ta J.R... Larry Hagman gibi bir aktör J.R. olarak tamnıyor... Artık bütün dünyada seyirci bu oyuncuyu başka bir rolde görmek isıemez Gördüğu zaman yadırgar. . Bu duruma duşmek istemiyor ünlu oyuncuıar... 2 seçimzede, aday Savo İçin SUÇ duyurusu NAZtF KARAÇAM KIRKLARELt 21 şubatta yapılacak kongre öncesi ANAP il başkanı Ahmet Bulur'un yeni yönetimde üye olmakla yetineceğini acıklayıp, MDP kökenli kuyumcu Zafer Mangalay'ın da adaylıktan vazgeçtiğini bildirmesi sonucu ANAP'ta il başkanhgı mücadelesi Avukat M. Hilmi Kiler ile YSE eski Müdünı Ali Rıza Altıntel arasında geçecek. Örgütte ve yönetimde etkih olan Ahmet Bulur'un kararı parti içinde sonın yaratmamak açısından bir özveri olarak kabul ediliyor. Z&Uz Mangalay'ın adaylıktan yazgeçmesinde miÜetvekili Cemal Özbilen'in etkili olduğu bildiriliyor. tl başkanüklarına aday olacakları kesin gözuyle bakılan Hilmi Kiler ile Ali Rıza Alnntel, son milletvekili seçiminde ANAP listesinde 2. ve 3. sıralarda yer almış iki seçimzede. önümüzdeki dönemde Kırklareli uınde ANAP yönetiminin bunlardan birinın olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Merkez ilçe başkanı Şükni Mutluer kararı beklemeden adaylannın Ali Rıza Altıntel olduğunu bildırdı. ANAP'ta eski il başkanı Av. Hilmi Kiler başkanlıkta ve örgut yönetiminde deneyimli kabul ediliyor. A. Rıza Altıntel, burokrasiden geliyor. Altıntel'in milletvekili adaylannın behrlenmesi sırasında gösterdiği kararsız tutumun, o sıra parti ust >önetiminde ciddi rahatsızlık yarattığı, fakat sonraki davranışıyla bunu yok ettiği belirtiliyor. ANAP çevreleri, yeni dönemde il başkanı olacak kişiden ağırlıklı bir yönetim kadrosu oluşturmasım, kırsal ve kentsel kesim sorunlarına sahip çıkacak, bunları ust kademelere sağlıklı bir şekilde aktarmayı başaracak bir yönetim beklediklerini söyluyorlar. Aynı çevreler, yıllardan ben Kırklareli ilinin devlete verdıklerinin çok, fakat devletten aldıklarının mutevazı olduğunu, bunu tersine çevirerek ilde seçim şansını arttırmak istediklerini ifade edivorlar. ANKARA (Cumhuriyet Burosu) TKP Genel Sekreteri Haydar Kutlu ile TİP Genel Sekreteri Nihat Sargm'ın avukatlan, TBKP soruşturmasını yuruten Ankara EX3M Savcısı Nusret Demiral ile yardımcısı Ülkü Coskun hakkında Adalet Bakanlığı'na suç duyurusunda bulundular. Avukatlar, "görevi ihmal >e suistingal" suçlannı işlediklerini ont sürdükleri Demiral ve Coşkun'un yargılanabilmeleri için gerekli iznin verilmesini istediler. TBKP liderlerinin 11 avukatı larafından dun Adalet Bakanlığı'na iletilen suç duyurusu dilekçesinde, Kutlu ve Sargın'ın poliste 15 günu aşkın bir süre gözaltında tutulduklan, tutuklanmalarından sonra DGM'ye konuya ilişkin dilekçe vermek isteyen avukatların, DGM Savcılığı'nın emri ile bina içine almmadıklan belirtildi. v, Soruşturma dosyasını incelemek için izin istediklerini, Ulku Coşkunun ^"ndilerine "Soruşturmanın surmesi nedeniyie bu haklı ve yasal islegin yerine getirilemeyeceği" yanıtını verdiği belirtilen dilekçede, avukatlara, Demıral'ın Kutlu ve Sargın'ın sadece sorgu yargıcı önündekı ifadelerinin yer aldığı tutanakları vermekle yetindiği kaydedildi. Avukatlar, bu nedenle savunma gorevleritıi eksik ve yetersiz çalışma ile yapmak zorunda kaldıklanm kaydederek, "Tüm bunlar, mnvekkillerimizin hazıriık soruşturması aşamasında sahip olduklan savunma hakkının engellenmesidir. Savcının bu tutumu, iliraf edilen şekli ile yasanın ihlalidir. Keyfi davranış ve göre vin kotuye kuilamlışıdır" dediler. Avukatlar, savunma avukatlanna kullandınlmayan bir hakkın bazı basın mensuplanna kullandınlarak, çeşitli haberlerin sızdınldığım da öne surerek, Demiral ve Coşkun hakkında Turk Ceza Yasası'nın 230 ve 240. maddeleri uyannca idari soruşturma açılmasını ve yargılama için gerekli olan luzumu muhakeme kararının verilmesini istediler. Salla başını... AI... tşsiz kalamaz mı oyuncu? Kalabilir tabii.. Ingiltere'de aktörlenn yüzde 80'i işsizdir her zaman... Nasd geçiniyoriar? Ne iş bulursa onu yapıyor. Bulaşıkçılık, garsonluk, araba yıkıyor.. Ama bir yandan da sınava hazırlanıyor... En iyileri kazanacaktır sınavda, bunu biliyor.. Yoksa ben ne yaparsam aynı maaşı alınm düşüncesi, aktörlükle bağdaşan bır iş değil... İş buldugu zaman kazancı nedir bir oyuncunun?.. Yine bize kıyasla... Bize kıyasla çok iyidir. En ufak rolde bile kazanılan para haftada 150200 pounddur... Bizim paramızla 400 bin falan ediyor. Ayda 1,5 milyonu aşar. Bu en azı... Ama bazı sınırları aştınız mı, artık paranın sınırı yok. 1 milyon pound da alabüir, 5 milyon pound da.. Artık o başka bir konu oluyor... Ünlu oyuncular için konuşuyorsunuz... Evet ünlu... Ama onun yolu buralardan geçiyor.. Mesela Amerıka'da bu iş konusu daha da felakettir... tngihere'den iki kat zordur. örneğin Los Angeles'te hangi kafeye, hangi restorama girseniz bütun garsonlar aktördur.. Keşfedilmeyi bekliyorlar?.. Tabii.. Aktörlük biraz budur.. Butun unlü oyuncular bu tezgâhlardan geçerek isimlerıni duyurabiliyorlar... Bir çok risk var ama bir kere sıyırdınız mı, artık hiç bir ölçu yok.. Bizde galiba "salla başını, al maaşını.." Evet tamamen öyle... TRT'nin kıyağı Biıdt nasıl oluyor? Bizde lam tersi... Çol. yakın bir örnek.. TRT "Ate>ten Günler"i çekti. Yakında yayına girecek... Çok ;üze! bir dizi oldu.. Şim<?i bu dinyi TRT Hürriyet ga7»tesine foıoroman olarak sattı... TRT bir devlet kurumu... ö z d şırkeilerin. gazetelerin tiraj «avaşına ken Miüetvekilleri devrede CEMİL CİĞERİM SAMSL'N Başkan adaylarının çokiuğu nedeniyle Samsun'da örgüte çeki duzen verme görevi Samsun milletvekillerine kaldı. ANAP Samsun mılletvekilleri de il ve ilçe örgütleri Ue yapacağj toplantıdan sonra il başkanı adayını belirleyecekler. Metin Muftüoglu'dan sonra il başkanlığı görevine atanan Mustafa Erol, 29 Kasım seçimleri öncesi parti içindeki dalgalanmalar nedeniyle vekil olarak yürüttuğu il başkanhgı görevinden istifa etmi; olmasına karşın, adaylar arasında adı geçenler arasında bulunuyor. Erol, istifasma kadar olan çahşmalan sırasında Samsun milletvekillerinin desteğini almıştı. Şimdi adaylar arasında adı geçen Mustafa Erol'un parti içindeki liberal kanadm ve Samsun milletvekillerinin desteğini alıp alamayacağı merak konusu. Keçeciler yanlısı olarak bilınen Şerafettin Albayrak, kuşkusuz •'vekil" olarak atandığı bu göreve seçimle gelme cabası içinde bulunuyor. Hareketçi grııbun destekledıği Mehmet Şahin ise 29 Kasım seçımleri öncesi yapılan, ancak iptal edilen delege seçimleri sırasında Belediye Başkanı Vehbi Gül'ün de desteğini alaıak "Ben de vanm" demiş ve etkili de olmuştu. Şimdi Mehmet Şahin adı başkan adaylan arasında tekrar geçmeye başladı. Bunun yanı sıra Keçeciler'in MKYK'nın kararı ile görevden aldırdığı, "seçimle işbaşına gelen tek başkan" da çeki duzen verilmesi istenen ANAP örgutunun basına tekrar geçmek istiyor. SHP lideriyemekli toplantılarını sürdürüyor Inönü'nün gruptabirlikgirişimi Erdal înönü bir grup millelvekiline verdiği yemekte SHP'mn çıtkırıldtm muhalefetten kurtulmasım istedi. ANKARA (Cumhuriyel Burosu) SHP Genel Başkanı Erdal tnöniı, TBMM grubunda "etkili muhalefel için biriik ve uyum" girişimlerini yemekli toplantılaria yürütüyor. Inönü'nün önceki akşam bir grup milletvekiliyle yapuğı yemekli toplantıda SHP'nin çıtkınldım muhalefetten vazgeçmesi istendi. lnönü'nün partili miüeıvekilleri için düzenlediği ikinci yemekli toplantıya SHP'nin Izmir, Kahramanmaraş, Kars, Kırklareli, Kocaeli ve Malatya milletvekilleri katıldı. Partinin daha etkin muhalefet yapması için milletvekillerinin göruşlerini alan Inönu, milletvekıllenne bu konudaki düşuncelerini sordu ve partinin etkin muhalefet yaparken nefesini 5 yıla göre ayarlaması gerektiğini söyledi. MYK uyesı ve Kahramanmaraş Milletvekili Turan Bayezit partinin Vuralhan olayı uzerine gidişını bir süre yavaşlatmasını önerdi. Ötekı milletvekilleri tarafından garipsenen bu önerıye Bayezit, "ANAP içinde Vuralhan olayını hazmedemeyenler var. Ama, biz boyle uzerierine yogun biçimde giltikçe ANAP grubu kemikleşecek, bir sure olayı kendi hatinde bırakahm. Böyiece ANAP içindeki yankılanmalan bir goreiim" diye konuştu. Milletvekilleri yemekte Inönü'ye, il ve ilçe başkanlanrun yerel yönetimler seçımlerinde aday olmamalan konusundaki duşuncesının nereden kaynaklandığını sordular. lnönü, bu konunun yalnızca düşunce aşamasında olduğunu bildirdi. Öte yandan SHP'de yeni baştan duzenlenen ve DİSK ile Turklş'li sendikalara >er serilen "tşci Sorunbui Komisyonu" ilk toplantısını yaptı. Toplantıda komisyon başkanlığına SHP Genel Saymanı ve TezBuro İş eski genel başkanı Uğur Batmaz getirildi. Iİ3VİC9İ nfîrfiVfi >^e başkanıyken, Içışleri Bakanhğınca ıkı kez gorevınden ali g^(, a gaykai Danıştay'ın aldığı 2 yurutmeyı durdurma karan urerıne diın sabah gcrevine döndü Suha Baykal'a teblıgat lzmır Valiligı kanalı ıle yapıldı Baykal tebhçattan sonra beledıye başkanlığı makamınadeğıl, temızlikışçılerı ılehasretgıdermeyegıftı Bırsörsdırbaşkanııkgörevını yurutenHuseymÛ2dıleke öe görevden alındığına ve Suha Baykal ın goreve lade edıldığme daır teblıgat yapıldı Hukuka saygılı olduğunu söyleyen özdılek teblı gatı aldMan sonra merke2 ilçe beledıyebine gelmedı (Fotoğraf AA) nan dfîndlî lzmır m e r k e 2
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle