19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhurı>et Maıbaacılık. ve Gazeıecılık Turk Anomm Şırkelı adına Nadir Nadi # Genel Yavın Muduru Hasan Cemal. Mucssese Muduru: Eminc l'$aklıgil. Vazı tşlerı Muduru: Oka) Goneıuin. • Haber Merkezı Muduru \alçın Bajer. Savfa Duienı Yonetmenı Ali Acar. # Temvlcıler ANKARA Yalçın Dogan. IZMtR Hikmel Çrlinka>a. ADANA Celal Ba;langi(. Kıanbul Haberlerı Erhan Akyıldız, Dış Haberler. Ergun Balcı, Elconomi Ösman l'laga}. Kulıur Celal Lsler, Spor Dam>manı Abdulkadir Yucelman. Duzelıme Refik Durbaş, BılımEğııım: Şahin Alp»>, tjSendıka' Şukraa Kelenci, Yurı Haberlerı. Necdel Dogan, Dızı Yazılar: Kerem Çalışkan. Bursa L o e m Gençelli. # Koordmaıor Ahmrl Korulsan. # Malı Işler Erol Erkul. # Reklarn A>şe Turun. Ek Yaymlar Hul>a Akjol • Idarc Huseıin Gıirer, !;lct ııe Öndfr Çelik. Bılgitşlem. Nail Inal. Busan \e \ayon C jmhuriiet Maıbaacılık *c Gızctccılık T \ Ş Turk Ocajı Cad 39/41 Cagaloglu HIU l%l PK 246Ktanbul Tel 512 05 05 (20 hal). Tc!tx 22246 Fıx (1) 526 60 72 % Burolar Ankara: Z,, <,oka)p BIv tnkılap S S o 19/4. Tcl 133 11 414^. Tele» 42344 Faj (1) 1338264 • Umu: H Zıya BK 1352S 2 3. Tel 1 3 l 2 3 O . T t l « 52359 Fax (<O 13 J2 30 # \dana. InorjCad 119 S S o , Kal I.Te! 114550119731. T d « 362155, F a ı (711)328056 TAKVİM 23 OCAK 1988 Imsak: 5.46 Gunes: 7.15 öğle: 12.21 Ikindi: 14.52 Akşam: 17.16 Yatsı: 18.39 Nazım'a yurttaşlık kaıııpaııyası Avukatlar, Nazım Hikmet'in 15.8.1951 tarihinde TCyurttaşlığından çıkarılmasımn yasalara aykırı bir biçimde yapıldığını öne sürüyorlar. Büyükşairin kızkardeşiSamiye Yaltırım ileavukatlan37yıllıkbir 'adli haksızlığın' düzeltilmesini istiyorlar Kaplumbağa toplantm Haber Merkezi Akdeniz, deniz, kara ve tatlısu kaplumbağalan hakkında bugün ve yarm Bruksel yakınlarındaki Tervuren kentinde bir toplantı yapılacak. Avrupa Ekonomik Topluluğu tarafından desteklenen toplantıya Akdeniz'e kıyısı olan butün ülkeler birer delege yolladılar. Toplantıya Türkiye'den Doğal Hayatı Koruma Derneği Başkanı Nergis Yazgan katılacak. Yasalara «ykırı: Açıkoturum Dünya Sineması'nda bugun saat 16.00'da "Yurttaşiık Hakkı ve Nazım Hikmet" konulu bir açıkoturum gerçekleştirilecek. Cumhuriyet Kitap KulObü Beyoğlu Temsilciliği'nin duzenlediği açıkoturumu llhan Selçuk yönetecek. Mehmet Ali Aybar üe Nazım'ın kızkardeşi Samiye Yahınm'ın avukatlan Halit Çelenk, Metin Şekercioğlu ve Atilla Coşkun'un konuşmacı olarak katılacaklan açıkoturum, "Nâzun Hikmet"in yurttaşlık haklannın geri alınması" kampanyasının ikincı etkinliği olacak. Naam ve kardeşi Samiye, Konya'da bulundukJan yıllarda. Nazım Hikmet'e "yurda dön" çağrısı yapılmaması ve "başka bir devletin hizmetine girmesi" gerekçesinin asılsızltğı, kararm haksızltğına neden olarak gösteriliyor. TürklıikteB çıkaramazlar: Nazım Hikmet o tarihte karar üzerine dünyaya şu açıklamayı yapmıştı: "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığmdan, hey dünya çıkarılmışım. Beni Türklükten, halkımm evladı olmaktan, memleketime bağlı bulunmaktan, kimse, hiçbir ASKERÜK MESELESİ 1 5 Temmuz 1950'de genel aftan yararlanarak hapisten çıkıyordu Nazım Hikmet Ancak bu kez de askerlık neselesı gundeme gelıyordu Ne Bahrıye Mektebı'nı bıtırmesıne rağrren geçırdığı zatulcenpten dolayı çürüge çıkarılması. ne kuvvet çıkaramaz, ayıramaz.' de açlık grevı sırasında venlen hastalık raporiarı Sıvas'a tertip edilmesıni engelliyordu Akarcalı İngiltere'ye gidiyor * Vasiyet Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani, öyle gibi de görünüyor Anadolu'da bir köy mezarhğına gömün beni ve de uyarına gelirse, tepemde bir de çınar olursa taş maş da istemez hani... Nazım Hikmet (Vasiyet Şiiri'nde») maktan, memleketime bağlı bulunmaktao kimse, hiçbir kurvet çıkaramaz, ayıramaz..." Tarih GaHe'den Jean Jac4ues Ronsseau'ya Schiller'den Sokrates'e, VVİagner'den Voltaire'e, Dreyfus'ten Zoia'ya bu tür örnekierle dolu. Dreyfns yargılanmasından dört yıl sonra aklanrmştı. Aradan yıllar geçti, ama ne 1938 yargılamalannın adli hatası duzeltildi ne de Nazım yasaklı şair olmaktan kurtulabildi. Ailesinin öncülüğüyle önümuzdeki aylarda geniş bir kampanyaya taruk olacak Türkiye. Aile avukatlarından Atilla Coşkun'un verdiği bilgiye göre yalnız lstanbul'da değil, Ankara ve lzmir'de de bir hukukçular konsorsiyumu gerçekJeştiriiecek. Yazarlar, sanatçılar, aydınlar bir komite oluşturarak bazı etkir\JikJer düzenleyecekjer. Müzisyenler Nazım'ın bestelenmiş şiirlerini içeren bir konser verecekler. Dünya Barış Konseyi'nin Nazım'ın ölümünün 25. yılı dolayısıyla dunyadaki barış komiteleri aracıhğıyla 25 haziranda gerçekleştireceği etkinliklere Türkiye de katılacak bu yıl. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Bülent Akarcalı ve beraberindeki heyet, Ingiliz hükümeti ile Dünya Sağlık Teşkilatı'nın Londra'da düzenlediği "AIDS'i Önleme Programlarr Hakkında Sağlık Bakanları Dünya Zirvesi"ne katılmak üzere yarm Londra'ya gidiyor. Heyette Bakanlık Müsteşarı Tandoğan Tokgöz ile Bilkent Üniversitesi Rektöru ve A1DS Yüksek Kurulu üyesi Prof. Dr. Mithat Çoruh da bulunuyor. Nazım Hikmet'in kızkardeşi 'Bir gün mutlaka* diyor YURDAGÜL ERKOCA ANAP Genel Başkan Başdanışmaru Mustafa Taşar, DYP Kadınlar Kolu'nu eleştirirken "Nazım Hikmet bir sapıktır. Yasaklann kaMınlması için Yahudi asıllı bir komdnistin arkaana stgınacak kadar alçahyor bu adamlar" diyordu Mersin'de yaptığı bir konuşmada. 1987'nin 29 haziran gttnü Taşar'ın Nazım'ı hainlikle suçlayan bu "talinsâz" açıklaraası "kapkara hayluran punlolarla" gazetelerin manşetlerioe ocurjyordu. Bu ona resrai çevrelerden gelen ne Uk saldınydı, büyük bir olasılıkla ne de son olacaktı. Ancak bu konuşma Nazım'ın kız kardeşi Samiye Yaltınm için bardagı taşıran son damla oldu. Samiye Yaltınm avukatlan Halit Çelenk, Atilla Coşkun, BUgin tnanç, Metin Şekerdoghı aracüığiyla açtığı hakaret davasını kaybetmişti, ama karar temyü edilmişti. Şimdi ' Yargıtay'ın vereceği karar bekleniyordu. Ve Samiye Yaltınm ile avukatlan öncülflğünde Nazım'ın eski ve yeni dostlan "Nazım'ın yurttaşlık baklannın geri alınması kampanyasf'nı başiattılar. Avukatiar, Nazım Hikmet'in 15.8.1951 tarihinde TC yurttaşlığından Bakanlar Kunılu karanyla çıkarılmasımn yasalara aykırı biçimde yapıldığını öne sürüyorlar. Avukatlara göre Nazım'a "yurda dön" çağnsı yapılmaması ve "başka bir devletin hizmetine" girdiği iddiasuun asılsızlığı yurttaşlıktan çıkanlma kararını duzeltilmesi gereken bir "adli hata" haline getiriyor. Memlekeü, memlekeünin insanları üzerine artık klasıkJer arasına katılan onca güzel şür yazan Nazım nasıl olmuştu da "vatan haini" ilan edilmişti? 12 yıl süren sürgün hayatında memleketini "yüreginin infarkttnda", "alnının çizgisinde" taşıyan şair niçin terketmışti "gök gozfii şehrini?" Ve nasıl çjkanlmıştı yurttaşlıktan? Dostlannın Nazım'la ilgili anılarını derledikleri kitaplardan ve en yakınlanniR açıklamalanndan yola çıkarak şöyle özetlenebilir Nazım'ın 1938'den 1951'eöyküsü: Yıl 1938. Naam Hikmet tutuklanıyor ve ilk olarak Harp Okulu Askeri Mahkemesi'nde hemen ardından da Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde yargılanıyordu. Her iki mahkemenin savcısı da Nazım'ı "askeri isyana teşvilı"le suçluyordu. Harp Okulu Mahkemesi bir askeri öğrencinin, Donanma Mahkemesi de bir gedikü astsubayın Nazım Hikmet'e mal ettikkri sözleri kanıt olarak kabul ediyordu. Her ikisi de Nazım'la daha önce görüştüklerini, kendilerini isyana teşvik edici sözler söyledigini iddia ediyordu. Fakat bu iki görüşmenin de "Tanndan başka" tarugj yoktu. Bu sözler mahkemece yeterli kanıt kabul ediliyor ve Nazım topıam 28 yıla mabkum ediliyordu. Gerek askeri öğrenci gerek gedikii astsubay mahkemeler sırasında, sorgulama ifadelerini reddediyorlardı. Nazım'ın avukatı Mehmet Ali Sebük o yıllarda 1938 yargılamaiannı 50 yıl önceki Dreyfus davasına benzetiyor ve bir açıklamasında "Fransız ulusu yiizbaşı Dreyfus'un arkasında kaya gibi durmııs ve onun zindanda daha çok inlemesine engel olmuştur. Umanz ki Dreyfus'tan yüz kere daba magdur ve sucsuz olan Nazım Hikmet de bir giin özgiirhıgiine kavuşacak ve 20. yüzyılda benzeri gonilmemiş bu adli hatanın suriip gitmesine boylece son verilmiş oıacaklır" diyordu. 12 yıllık hapislik hayaumn sonunda Naam 8 Nisaıı 1950'de "13 yıldır bana kanunsnz ve baksız yere çektirilen işkenceyi kanun yollanndan sona erdirmek, gerekli makamlan harekete^eçirmek için elimde hayalımı ortaya koymaktan başka imkânım yoktur" diyerek açlık grevıne başlıyordu. Açlık grevinin duyulmasıyla yurtdışında ve yurtiçinde binlerce kişi Nazım'ı kurtarma kampanyası açıyordu. Cumhurbaşkanına, hükümete, basına, mektuplar, protestolar, telgraflar, dilekçeler yağıyordu. Uluslararası Demokrat Hukukçular Kurumu, Fransa'dan sanatçilar ve yazarlar yolladıklan mektuplarla durumu protesto ediyorlardı. Fransa'da "Naznn'ı Kurtarma Komitesi" kumluyordu. Bu işi Polonya, Macaristan ve Bulgaristan'da Yazarlar Birligi, Kıbns'ta lşçi Birlikleri Federasyonu, Çekoslovakya'da yazarlar, Mısır'da aydınlar, işçi ve öğrenci federasyonlan üstleniyordu. Suriye'de "ElBaas" gazetesi, Beyrut'ta ise "Sark" gaze' si üstlenmişti Nazım'ı kurtarma kampanyasını. Hindistan, tsviçre, tskoçya, fngilte Mezarı da Türkiye'ye getîrilecek Kültiir Seryisi 1950 yılında yorlar. Büyük bir ihtimalle kaçtı diBursa Cezaevi'nden arkadaşı Vâlâ ye vuracaklar' dedi. Beni teseJli errj. Nurettin'e yazdığı mektupta "An'Üzülme, sen tsviçre'ye gidersin, necigimle, Samiye'nin netaaJdeol ben de geçerim. Orada görüşürüz duklanaı, üzunlulerini. kahıriansenle' dedi. O gün votsı pküm. Çıknı duşunmek beni kahrediyor. Ha madan önce aglaştık. Gitti geldi yalımda benim yuzumderj gulmeöptii beni." yen iki insan varsa onlardır" diyorSonra kaçtığını öğrenir Samiye du Nazım Hikmet. "Samiyem", hanım. "Samuşcuğum", "Canım Kızıın"la "Ankara'daydım. Bir telefon. başlayan yuzlerce mektup vardı SaEşim Se>da acb lelefonu. 'Samiye miye Yaltırun'ın elinde. Kimi cezaİstanbul Emnıyet Müdürü Kemal evlerinin "göriilmuştür" damgasıUygun görüşmek istiyor seninle' nı taşıyan, kimi Raku'den, kimi İzdedi. Kemal Beyle de tanışıyornz. mir'den, Ankara'dan, MoskovaBana agabejimin bizde olup olmadan... dığını sordu. 'Hayır, ne oldu' dedim. Ankara'ya gidiyorum diye ayYıllarca bıkıp usanmadan cezanlmış evden de.' 'Aman Kemal Bey evi kapılannda, mahkeme koridoryollarda kaza fiian olmasın' diye larında dolaşıp durdu ağabeyiniıi sordum. 'Yok' dedL 'Nazım gitmiş! peşinde. Şündi de Nazım'ın yurttaşlık hakkının geri alınması ve me Ben bemen anlamıştım zaten telefon gelince. Teiefonn kapalüm ve zarının Türkiye'ye getirilmesi için agiadım. Anamla kar^lıkiı agladık 80 yaşında çtrpınıp duruyor Samidurdnk. O canım kurye Hanım. tarmışrı, ama biz onu Samiye Yaltmm'ı bir daba göremryeağabeyiyle ilgili yuzcektik." lerce anının doldurduğu Moda'daki evinde Gerçekten de bir ziyaret ediyoruz. daha göremez Samiye "Bir giin mntlaka" Yallırım kardeşini. diyor Samiye Yaltınm. ölümünden yıllar son"FJbette bu hak verira Sovyet Yazarlar Birlecek. Sonra da mezan liği'nin davethsi olarak getirilecek. Nasıl Talat 1982'de gidebilir MosPaga'mn getirildî. kova'ya. Agabeyiminki de getiYa ölümü? Sevgili rilecek. Bırakuı ber şeağabeyinin ölumunu >i bir yana, vasiyeti de nasıl öğrenir Samiye var zaten." hanım? Sarniye Yaftınm Samiye hanım han"Sabahgazrtegddi. gi arusını anlatsın? Pek çok kez ya Aldım, ama bakmadım. Mizıldı. Dostlan anılarını kitaplarda safiriiğe gidecegim. Acelem vardı. topladı. Kendisı de Aydıo Aydetşlerimi bitirdim gittinı. Gilliğim •irne birükte "Nazım" adh bir kiyerde de berkesin haberi \armış. tap hazırlamamış mıydı? Biz 1951 Ama bakmışlar benim halime lavyılına uzamyor, o gunleri yeniden nma, ga>et neşetiyim. Bilmediğimi yaşıyorduk birlikte. "Anlamıştım anlamışlar. Neyse akşam eve gelgkteceğiDi" diye başlıyor. "Hapisdim. Bir de baklım Ev kalabshk ten çıktıktan bir siire sonra. Mii'ne oldu' dedim. Hikmel 'Anne, hürdur'da bir ev tutmuştu. Orada dayım öldü' dedi. Ben bavabmda oturuyoriardı. Münevver, Mehmet, Uk kez orada düşup bayılmı$ım." agabeyim. Ankara'dan geldim birGerilere gittikçe anlatacak şeykaç ganlügiİDe. Eve gelen giden ler de artıyor. 3040 dile çevrilen şiçok. Ağabeyimde bir telaş. Mehirlerin peİc çoğunun yazılış sürecimet Ali geiiyor konuşuyorlar, Zene tanık Samiye hanım. "Btitiin bu keriyalar geiiyor, Dundar geiiyor şiirleri kendinden dinledim' diyor. Refik geJiyor, o kaçuian. Artık An"Yazarken gelir oknrdu. tlginç bir kare'ya döoecegiın. 'Ağabey sende dize yazdı diyelim. Gece saat bir şeyler vaı Gideceksin galiba' 02.00'de uyandınr. 'Samiye, dinle dedim. SaUamadı. 'Enet gideceğinı bak ne yazdun: Nasıl befendin rni' Samiye' dedi. Kalmanm yolu yok. diye soranb. Şür yazmaya başlayuıHuzursuz ediyorlar. Zara'ya yolluca evin jçinde dolanır dnnırdu." re ve Romanya'da yazarlar faaliyete geçiyordu. Protestolar, Atlantik Denizi'ni aşıyor, Amerika Birleşik Devletleri'nde bir "TüriAmerikan Komifesi" kuruluyordu. Nazım'ı kurtarmak için New York'ta Turk konsolosluğu önündeki protesto gösterileri birbirini izliyordu. Türkiye'de de yoğun bir muhalefet başgösteriyordu. Hükümet bu durumdan tedirgjn olmaya başlamıştı. Adalet Bakanı duruma el koyuyor ve Naam'ı açlık grevinden vazgeçirmeye çalışıyordu. Nazım ise direniyordu. tkna yöntemleri sonuç vermeyince başka bir yol deneniyor, kalbi ve ciğerlerinden hasta olduğu bilinen şair istanbul'a Sultanahmet Cezaevi'ne gönderiliyordu. Oradan da Cerrahpaşa Hastanesi'ne. Böylelikle ilk açlık grevi üç gün sürebiliyordu. Hastanede tedavi edilmesi gerektiğine ilişkin üç aylık rapor veriliyordu. Bunu kabul etmeyen Nazım geri döndüğü cezaevinde avukatı trfan Emin Kosemihaloglu aracıhğıyla yeniden açlık grevine gideceğını açıklıyordu. 2 mayısta başlayan açlık grevı, bir kaç gün sonra annesi ressam Celile Hanım ın Galata Köprüsü üstünde başlattığı ve ardından da Ortıan Veli, Okuy Rifat ve Melih Cevdet Anday'ın giriştiği açlık greviyle destekleniyordu. Yuniçindeki muhalefet gittikçeartıyordu. Nazım ^mayısta dostlannın ve sevenlerinin ısranyla yeni işbaşına geçen DP iktidarımn tutumunu izlemek için açlık grevini sona erdiriyordu. Nihayet çıkartılan genel aftan yararlanarak 15 Temmuz 1950'de hapisten çıkıyordu Nazım. Ancak çok geçmiyor bu kez askerlik meselesi gündeme geliyordu. Ne Bahriye'de öğrencilik yıllan ne Bahriye Mektebi'ni bitirmesine rağmen geçirdifa zatulcenpten dolayı çürüğe çıkarılması ne de açlık grevi sırasmda Cerrahpaşa Hastanesi'nden verilen hastalık raporiarı Sıvas'ın Zara ilçesıne tertip edilmesıni engeüemiyordu. Sonuçta Nazım çareyi memleketi terketmekte buluyordu. Yurtdışındayken doldurduğu bir kasette "okuyuculanna, kendisini sevenlere ve gercek Türk yurtseverterine " Türkiye' den kaçış nedenini şöyle açıklıyordu: "Hapisten pktıktan sonra, S0 yaşıma ancak bir yıl varken ve yuregiırdebşeUi hastayken beni askere almak istediler... Ben askerden kaçan adam degüim. Ama o yüregimJe askere gitmek, talim meydaama çıkmak, basil bir nefer olarak talim mcydanına çıkmak, elbetteki basit bir neferligin büyük bir serefi var, fakat bu şerefi bayatımla odemem demekli. Sonra yine haber aidıgıraa göre beni sadece askere alacak degillerdi. Askere almak bahanesiyle barcayacaklardı. Sonra 'Nazım Hikmel kaçtı ve kaçarken öidürdük' diyeceklerdi..." Nanm Hikmet'in bugün Dünya Sinemaîi'nda düzenlenfn bir açıkoturumla tartışılacak olan "yurttaşlık hakkı" Bakanlar Kurulu'nun 25.7.1951 tarihli kararıyla elinden aiımyordu. Bunu yurtdışında öğrenen Nazım o gün dünyaya şu açıklamayı yapıyordu: "Türkiye Cumburiveti Vatandaşhgı'ndan bey dunya çıkanlmısım. Beni Türklükten, haBumın evladı ol Hastane gereçleri için yeni yutırım İstanbul Haber Servisi Doğal ürünler sektöründe Türkiye'nin Onde gelen ismi olan Kurtsan, 160 yıllık tecrübeye sahip Avrupa'nın en büyük tıbbi ihtiyaç ve hastane gereci üreticisi Hartmann AC ile ortak üretim tesisi kuracak. Kurtsan YOnetim Kurulu Başkanı Niyazi Kurtsan 'ın verdiği bilgiye göre, Hartmann'ın yüzde 50 payla katılacağı şirket, insan sağlığı ve tedavisi konusunda önemli bir üretim açığını kapatacak, en ileri teknoloji kuüanarak dış pazarlara açılacak. HUKUKÇULAR NE DÎYOR? Ezra Pound'un Amerikan vatandaşlığmdan atılması nasıl düşünülmemiş ise Nazım Hikmet'in de Türk vatandaşlığı dışında bırakılmaması çağdaş Türkiye için zorunludur. Bütun dunyanın takdir ve hayranbgını kazanmış oian büyük Turk şairi Nazım Hikmet'in, ülkesi Türkiye'nin vatandaşlığmdan yoksun tutulması, bugün artık veraz ve gereksiz bir ceza niteliğindedir. Vatandaşlıktan çıkarma işleminin yapıldığından bu yana 40 yıla yakın, ölümünden beri de 25 yıl geçmiş bulunan Nazım Hikmet'in kendi devleti tarafından yok farz edilmesi düşünülemez ve kabul edilemez. Bu itibarla, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin organ ve makamlan bu konuda kendiliklerinden harekete geçmezler veya geçmiyorlarsa Nazım Hikmet'in her dereceden akrabası olan kisiler yetkili yerlere başvurarak vatandaşlıktan çıkarma işleminin kaldırılmasım isteyebilirler. Söz konusu işlemin kaidınlarak Nazım Hikmet'e, Türk vatandaşhğının iadesi, bakanlar kunılunun alacağı karar ile sağlanabileceği gibi, TBMM'nin çıkaracağı bir kanunla gerçekleştirilebüir. Başbakanlığa veya tçişleri Bakan lersiz ceza kalkmab Prof. Lütfü Duran Çağ dışı anlayış Prof. Çetin Özek Nazım Hikmet'in vatandaşlıktan çıkartılması haksız, hukuksal dayanağı olmayan idari bir işlemdir. Mahkumiyeti de hukuksal gerekçeden yoksundur. Nazım Hikmet, çağına ve ülkesine onur veren bir büyük ozan. Ulusumuzun övüncü Kurtuluş Savaşı'mn destanını yazan bir ozan. Biz böyle bir ozanı salt düşuncelerınden dolayı, soyut suçlamalarla, güdümlü bir yargılama sonucunda cezalandınp yıllarca cezaevinde çürüterek kendisine olan kadirbiiırliğimia karutlarmşız. Ülkesini çok sevdiğinden ve bu ülkenin vatandaşlık sorumJuluğunun bilincinde olduğundan kuşku duyamayacağımız Nazım Hikmet'i yurdundan aynlmaya zorlamış ve ardından da kendisini "vatan haini" ilan edebilmişiz. Bilime, sanata ve özgür düşünceye saygı duymayan çağ dışı anlayışa, ilkellığe yaraşan bir şekilde kendisini vatandaşlıktan çıkartmışız. Nazım Hikmet'in vatandaşlıktan çıkartılmasına yol açan gerekçe nedir? Hiç kimseyi inandırmayan mahkumiyet hukmunun bir bölümu infaz edilmiş, geri kalan kısmı da affolunmuştur. Kendisine yakıştırılan suçlama bu açıdan vatandaşbktan çıkartma nedeni olamaz. Nazım Hikmet'in işlediği suç olsa olsa kendisinin zorlandığı yurtdışına çıkmak fiilidir. Böyle bir fıil de Pasapon Kanunu'na aykınlık oluşturur ve vatandaşlıktan çıkanlmasını gerektirecek bir suç değildir ve mahkumiyet hükmü de yoktur. Nazun Hikmet'in yurdundan aynlmak zorunda kaldığı dönemde yürürlükte bulunan "Vatandaşhk Yasaa"na göre dahi, onun vatandaşlıktan çıkanılması haklı ve hukuksal bir nedene dayanmamaktadır. Kısa bir deyişle yasal açıdan Nazım Hikmet'in vatandaşlıktan çıkartılması haksız, hukuksal dayanağı olmayan bir idari işlemidir. Nazım Hikmet vefat ettiği için yürürlükteki Vatandaşlık Yasası'nın, yeniden vatandaşlığı kazanma kurallarının uygulanması olanağı yoktur. Buna karştlık idarenin hukuksal gerekçeden yoksun kararlarım her zaman geri almak olanağı, hatta yukümlülüğü vardır. Naam Hikmet'in vatandaşlığıru yıtirmesine yönelik (ArkasıU. Sayfada) lığı'na yapılacak müracaatın olumlu karşılanmaması halinde ilgililer bu ret işlemine karşı Damştay'da iptal davası açabilirler kanısındayım. Davacı olabilecek kişilerin, Nazım Hikmet'in Türk vatandaşhğının geri verilmesinde büyük manevi ve maddi menfaatleri bulunduğundan bu yargı yolunun açık olduğu kabul edilmek gerekir. Vatandaşlıktan çıkarma işleminin sürdürülmesinde, artık kamu yararı kalmadığı ve Türk ve dünya kamuoylanyla çelişki ve çatışma bulunduğu gerekçesiyle, zaman içinde etki ye amacını yitirmiş olan konuya ilişkin kararnamenin hukuka aykırı olduğu düşüncesindeyim. Nasıl ki, faşizan bir sağcı olan Ezra Puund'un Amerikan, bir sosyalist olan Pablo Neruda'run Şili vatandaşlığmdan atılması hiçbir zaman düşünülmemiş ve düşünülemez ise Nazım Hikmet'in de hiç değilse Türk vatandaşlıgj dışında bırakılmamasmı, çağdaş demokratik Türkiye için zorunlu sayıyorum. A YVALIK (Cumhuriyet) Deniz kirlenmesinden en çok etkilenen kıyı kentlerimizden Ayvalık'ta, turizm ve Tanıtma Derneği tarafından başlatılan "Denizimiz Temiz Kalsın Kampanyası"nın kıyı temizliği uygulaması yarm başlıyor. Ayvalık'ta kıyı temizliği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa referandumunda "Evet" oyu kullanılmasını isteyen broşürleri dağıtarak, siyaset yaptıklan iddiasıyla tzmir Birinci Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sendikacılar beraat ettiler. Türklş'e bağlı Demiryoltş Sendikası'nın tzmir Şube Başkanı Yüksel Yanmaz, Şube Yönetim Kurulu üyeleri Sami Yılmaz, Zeki Bahar, Hüseyin Eryüz, Ahmet Aktay, Ahmet Çavuş, Hüseyin Kuruoğlu, Mehmet Çetin ve Mehmet Aslan hakkında 3 aydan 6 aya kadar hapis istemiyle açılan davada savcı da beraat isteminde bulundu. Mahkeme, savcının istemine uyarak sendikacılar hakkında beraat kararı verdi. Sendikacılar davasında beraat Kompozisyon yanşması IZMtR (AA) NATO'nun açtığı kompozisyon yarışmasını, tzmirli iki lise öğrencisi kazandı. öğrencilere ödül belgeleri, NATO Güneydoğu Avrupa Müttefik Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet önder tarafından törenle verildi. Uluslararası Izmir Fuan 'nda açılan NA TO pavyonunu gezen öğrenciler arasında açılan kompozisyon yarışmasını kazanan tnönü Lisesi ikinci sınıf öğrencisi Tufan Sarp ile KabataşUsesi 2 sınıf öğrencisi Türkan Kızılkan bir hafta süreyle Brüksel'e davet edildi. Prof. Muammer Aksoy Hukuken 4 yok karar' Av. TUrgutKazan Iksalara aykırı işlem Nazım Hikmet'in Türk vatandaşlığmdan çıkarılmasına karar verilmesi, yurda dönmesi için kendisine uyarı tebligatı yapılmadan alınmış idari bir karardır. Anladığımıza göre, Nazım Hikmet'in Türk vatandaşlığından çıkarılmasına karar verilmesi, kendisinin savunması alınmadan ve yurda dönmesi için kendisine uyarı tebligatı yapılmadan alınmış idari bir karardır. Savunması alınmadan verilmiş, kendisine hiçbir zaman tebliğ edilmemiş böyle bir karar, kanımızca bir "yok karar" (keenlem yekun bir karar)chr. Bunun hiçbir hukuksal sonuç ve etki yaratamaması gerekir. Madem ki artık hukuk devleti olduğumuzu iddia ediyoruz, ortada bir mahkemenin verdiği kesin karar değil, idarenin aldığı çok ağır ve açık sakatlıklarla malul (yani yok bir karar) söz konusu olduğu için, bunu ortadan kaldıracak adımların atılmasını kabul etroek gerekir. llgiliye tebliğ edilmediğinden, buna karşı dava açma süresi (idari yargıya başvurma süresi) de geçmiş sayılamaz. Aradan ne kadar geçmiş olursa olsun, bu kararm geri alınması için yakınları (mirasçüan) hükümete başvurabilirler. Eğer hükümet, bu hukuka açıkça ve ağır biçimde aykırı kararı (daha doğrusu yok kararı) kaldırdığmı bildirmezse, bu kaldırmama kararına karşı Damştay'a başvurulabilmelidir. Böyle bir karar verilmesinin belki tek sakıncası, aslında görevi devletin güvenliğini sağlayaeak haberleri toplamak olan MİT'in, yuzlerce yeni dosya tutmasına, bu kararın iptalini isteyenlerin dosyalarına bir sayfa daha eklemek ve dosyası olmayanlar için de yeni dosya açmak gibi zahmetlere katlanmasına neden olacağıdır. İşin doğrusu hukuka ve yasaya aykırı olan bu karardan dönmektir. Bize göre idare her zaman yaptığı tasarrufu geri alabilir. Bakanlar Kurulu da yeni bir kararla düzeltebilir. Nazım Hikmet Bir Türk'tür, çok ünlü bir Türk şairidir. Bütün dünya bunu böyle bilir. Ama, TC yurttaşlığından "iskal" edilmiştir. Yani, nüfus kayıtlarına göre yurttaşımız değildir. Önce şunu belirtelim ki, 15.8.1951 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu karan açıkça yasaya aykırıdır. Nazım Hikmet 1312 sayılı yasanın 10. maddesi gereğince yurttaşlıktan çıkarılmışnr. Bu maddenin uygulanabilmesi için, "Ecnebi bir devletin hizmetini kabul elmek" ve "bu hizmeli lerk" yolunda verilecek emre uymamış olmak gerekir. Oysa Bakanlar Kurulu kararına baktığımız zaman, hem böyle bir hizmet yoktur hem süre verilecek çağn yapılmadığı anlaşılmaktadır. Karar "hüknmeli idare edenler aievhine propagandayı" ecnebi bir hükümete hizmet saymıştır. Bu, olacak şey değildir. Bir insanın yabancı hükumetten hizmet kabulu başkadır, kendi hukümetini eleştirmesi başkadıı. lkindsi, Bakanlar Kurulu karan "bir fayda venneyeceği miilabazasıyla" hizmeti terk tebligatı yapılmadığını açıkça itiraf etmektedir. Demek ki, göz göre göre yasa hükmü çiğnenmiştir. Şiındi, işin doğrusu, hukuka ve yasaya aykırı olan bu karardan dönmektir. Bize göre, idare her zaman yaptığı tasarrufu geri alabilir. Bakanlar Kurulu da yeni bir kararla yasaya ve hukuka aykırı işlemi düzeltebilir. Ama, eğer bu yol işleıilmezse yasanın değiştirilmesi gerekir. Korucu çatışması: 1 ölü '•sr.'Z'Z'S: • <5j ~'2»Ş . ." '* " "JT'.'"""Z ULUDERE (AA) Hakkâri'nin Uludere ilçesine bağlı Ortabağ köyünde birbirlerini terörist sanan iki grup köy korucusu arasında çıkan çatışmada, bir kişi öldü. Dün saat 22.00 sıralarında, köy çevresinde devriye gezen köy korucuları, karanlıkta birbirlerini terörist zannederek, silahlı çatışmaya giriştiler. Yarım saat kadar süren çatışmada, 18 yaşındaki Yunus Uslu adli köy korucusu hayatını kaybetti. Olayla ilgili soruşturma surdürülüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle