23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HAVA DURUMU Meteorotoji Genel Müdürlüjü'nden alınan bilgiye göre, bütün bötgelenmiz parçaJı çok bukjtlu, Trakya, Marmara, Ege, Akdeniz, Içanadolu, Batı ve Orta Kâraueraz ıle Dogu ve Güney Doöu Anadokı'nun bansı yafrşlı geçecek. Yagtşlar ganeHde yaflmur, lcege, içanadokı'nunyOksekteafrteri, BatıvçOnaKarademz ıle Oogu Anadolunun batı ke• simterinde karta kansık yajjmur ve kar şetfinde olacak. HA/A SICAKLIĞI: önemli bir degişiklik olmayacak RÛZGAfi: Güney ve batı yörterien hafif ara an ortatarvvettever yw luvvetfce esecek. DenizlenJe ruzgar Marmara ve Batı Akdeniz loble ve bdostan dıjcr denizierimc y*Jc veteşişlemederı35 zaman zaman 68 kuvvednde saatte 1021 Y 14° B°Diyaftakır V 9° 5°Eakne 6° (PErancan 6° 2°Er7urum V Y BaMos BMcik Bingfl zaman zaman 2840 denız ™iı hızta esecek. DENIZ: Mutedil yer yer kaba dalgalı olacak dalga yuteekSgi 16 km doiayında bukınacak. Göruş uzaktıgı 10 km. yafrş olan denBterirniale yagış anırv da 13 km doiayında buKınacak. van gdlünde hava. parçaiı buluthi ve sisli geçecek. • yaO">uflu Y HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÜN Y K B K Y 15° PSresun B 14° 8°Gümu5hane8 4°4°H*Uri 14° 5°lsparta 9° 1° IstantKK 8° f İ B i i r 2°6°Kai5 f 10° Kaslamomj S°2°Ka»seri 11° 2°Krtlani 10° 4»Koqı ΰ3°KW* 12° 4»lfaMya 6 2°Manisa Vf 3°K.Mnş 2° 9°Mefsn 6° 2O"Mu0la 6°2°Muş 8° 2°Ni0de 7° 4°0r*j f>8° Rize 0°8° Sansun 3° O°S«rt 8° 4°Sinop 12° <°S(vas 12° 2<°TekWafl 2°5° Tntson 8° 4°Uşafc 7° 0 ° V » 6° 0°Yozgj| 4°4° Zonguktak Y Y Y B B 10° 4° 10° 3° 15° 6° 12° 8° 1"S° 3°4° 7° 4° 8° 4° 8° 4° 5° 1° e° 3° 8° 3° 7° 4° 2°8° 6° 0° 3°4° 23 OCAK 1988 OÜNYA'DA BUGÜN 0 l^ Odde ^3 /? 1 MEHMED KEMAL Basd brigrat Berfn Bonn Brutoe) Budapeşte 8 POLTITKA VE OTESI İmzalamak Yetmez... Cenevre Ceafu 4° atfe Bok/ Buna Danizl K Y Y K Y A acık B ijukıikj l ı » l S W V K 2° Y 7° 8 4° A 16° Y 12° Y 6° B 11° B 16° B 18° B 4° B 9° Y 3° MashingtonB 10° Zunh Y 6° Vuralhan olayuıda yanıüanmayan sorular Zırhlı araç gereç alımı için Schuca şirketi nasıl seçildi? Bu konuda bir araştırma yapıldı mı? IÇelik yeleklerin kurşun geçirdiğine ilişkin Irapor Dışişleri Bakanlığı'na ulaştı mı? 'Osman Öznur'un zırhlı araç gereç ulımındaki rolü neydi? Osman öznur'un oğlunun ortak olduğu öztur şirketi, hangi tarihlerde sermaye arttırımına gitti? Schuca'nın iki ortağı, aynı zamanda "TtTAŞ'ın da ortağı. TÎTAŞ'ın öteki ortakları kimler? TtTAŞ'ın "hamiline yazıh" hisse senedi var mı? ANKARA (Cumhuriyet Bıirosu) Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralban'la ilgili yayınlar, gazetemizde ttk olarak 4 Aralık 1987 tarihinde başladı. O günden bu yana gündemde belge ve bilgilere dayalı birçok soru birikti. Yanıt bekleyen bu sorulan, bir kez daha toplu olarak gerek kamuovunun gerekse resmi odakların Ugisine sunuyoruz: 4 Schuca şirketi, Dışişleri Bakanhğına bir zırhlı araç armağan etmiş midir? Yabancı şirketlerin bakanlıklara bu gîbi armaganlar vermeleri doğal mıdır? 5 Cumhurbaşkanhğına zırhlı araçlann Schuca şirketınden alınmasına kimler karar vermiştir? Araa almaya gklen kurulda kimler vardı? Bu kurulda "teknik uzmanlar" da yer almış mıydı? Araan kurşun geçirip geçirmediğine ilişkin deneme, aracın üstünde mi, yoksa aracın yapıldıgı zırhtan alındığı söylenen parcalar üzerinde mi yapılmıştır? satan Schuca şirketinin ortaklan Dr. Schutte ve Thienen'in de bulunması rastlantı mıdır? Alanya Incekum'da turizm işletmecüiği yapan TİTAŞ şirketinin kurucu ortaklan arasında Osman öznur'un oğlu ibrahim Öznur da bulunmaktadır. TİTAŞ'ın ortaklan na gönderdıgı 11 Şubat 1987 tarihli mektup ve "tadil tasansı"nda Schuca şirketinin iki ortagmın TÎTAŞ'ta da ortak olduklan, hiçbir yorumu gerektirmeyecek kadar açık ve belgeli olduğuna göre, bu şirketin öteki ortakları kimlerdir? Bu şirketin "hamiline yazılı" hisse senetleri var mıdır? 2 3 4 taşı Şubesi'nin 5415Î6 sayılı çeki ile 100 milyon lira para ödemiş midir? Orhan Çekiç, Kâmil Gebeloğluna ödenmek üzere bono ve çek düzenlemiş midir? Bakan Vuralhan'ın kardeşi Erkan Vuralhan'ın iki Alman ortağı şu anda neredeler, ne iş yapıyorlar? Ortaklık sürüyor mu, sürmüyor mu? tüşki var mı, yok mu? 9 Orhan Çekiç, Datakom ve Datakor adlı şirketlerin kurucu ortağı değil midir? Orhan Çekiç'in Kâmil Gebeloğlu adına duzenlediği senetlerde niçin Datakor şirketi kefil gösterilmiştir? Safeguard konusu Washington Büyükelçiliği Hukuk Danışmanı'nın Safeguard şirketi ile ilgili raporu neden göz önüne alınmadı? Bu şirketten zırhlı araç alımına karar veren kurulda hangi teknik uzmanlar yer aldı? Washington Büytikelçiliği'nin bakanlığa bu konuda ilettiği başka bilgi ya da belge var mı? 1 5 6 6 2 3 Düsseldorf Sanayi ve Ticaret Odası kayıtlanna göre Schuca şirketi, 31 Aralık 1982 tarihinde kurulmuştur. Şirket ortakları Dr. Reiner Schutte ve Heinrich Thienen o tarihten önce ne işle uğraşmaktaydüar? Schuca şirketi, 16 Ocak 1986 tarihinde Wolfgang Gemeier'e devredildikten sonra, şirketin eski sahipleri Dr. Schutte ve Thienen, turizm alanına mı el atmışlardır? Şchuca ve Osman Öznur Dışişleri BakanlığYna zırhlı aras ve gereç alımı için AJman Schuca şirketi nasıl bulunmuştur? Bu konuda herhangj bir araştırma yapürru; mıdır? 1 Schuca şirketince üretilen çelik yeleklerin kurşun geçirdiği, şirketin kendi başvurusu üzerine Solzer Security şirketince saptanmıştır. Schuca şirketi, kendi ürcttiği çelik yelekleri inceletme zorunluluğunu neden duymuştur? Solzer Security tarafından verilen rapor bakanlığa ulaşmış mıdır? Rapor ulaşmamışsa, Dışış!eri Bakanlığı'na bu konuda herhangı bir bilgi iletilmiş midir? Dışişleri Bakanlığı eski idari memurlanndan Osman öznur'un, zırhlı araç gereç alımındaki görevi neydi? Osman öznur'un oğlu tbrahim Öznur'un da kurucu ortakları arasında bulunduğu öztur adlı şirket, hangi tarihlerde sermaye arttınmlannda bulundu? öztur şirketi, Turizm Bankası ile Vakıflar Bankası'ndan kaç milyon liralık kredi aldı? 7 Bakan Ercan Vuralhan'ın eşi Bengü Vuralhan da, TİTAŞ şirketinde bir süre çalışmıştır. Dışişleri Bakanlığı Teşkilat Yasası'nın 49. maddesine göre Bayan Vuralhan'ın bu şirkette çahşması için bakanlıktan izin ahnmış mıdır? Alınmışsa bu izni kim vermiştir? 3 Datakor ve Orhan Çekiç haklannda düzenlenmiş kaç icra dosyası bulunmaktadır? Bu dosyalar arasında Ayla Akına'mn da alacaklı olduğu bir "icra takibi"ne rastlanmakta mıdır? Orhan Çekiç*le birlikte Dakator şirketinin kurucu ortaklan arasında bulunan ve sonradan paylannı devredip şirketten aynlan Ayla Akıncı'nın eşi Uğurtan Akıncı, Dışişleri Bakanlığı İdari lşler Daire Başkanı değil midir? Bakan Ercan Vuralhan'ın en yakın arkadaşlanndan biri olan Orhan Çekiç'in satış müdürü oMuğu bir şirketten Dışişleri Bakanlığına "Prime" marka bilgisayar sistemi alınmış mıdır? Bu sistemin alınmasına kimler karar vermiştir? Bu konuda bir piyasa araşürması yapılmış mıdır? Datakor şirketi ve Orhan Çekiç ile Tufan Ünsal adlı bir işadamımn bir ilişkisi var mıdır? Tufan Ünsal şu anda nerededir, ne iş yapmaktadır? 2 3 I Vuralhan ve otel paralan Bakan Ercan Vuralhan'ın seçim kampanyaları sırasında kaldıgı Büyük Ankara Oteli'nin 1006 numaralı odasımn parasım neden özel bir şirket odedi? Soyak tnşaat Gnıbu, Suudi Arabistan'da herhangı bir ihale aldı mı? Şirket ile Vuralhan arasındaki dostluk nasıl ve hangi tarihte kuruldu? Vuralhan'a yazıhanelerini açan Aktürk şirketler grubunun, Dışişleri Bakanlığı İdari ve Mali lşler Daire Başkanlığı ile herhangi bir işi olmuş mudur? Vuralhan ile Aktürk inşaat sahipleri nasıl tanıştılar? Aktürk lnşaat, Vuralhan'ı niçin destekledi. Erkan Vuralhan ve Orhan Çekiç Bakan Ercan Vuralhan'ın kardeşi Erkan Vuralhan, Kâmil Gebeloğlu'ndan Çanakkale'de bir maden ocağı kiralamak için sözleşme imzalamış mıdır? 7 2 3 I TtTAŞ ve Bayan Vuralhan 1 9 Aralık 1981'de kunılan TtTAŞ şirketinin ortakları arasında Dışişleri Bakanlığı'na zırhlı araç gereç 2 Orhan Çekiç, 15 Ağustos 1986 tarihinde Kâmil Gebeloğlu ile aynı maden ocağı için kira sözleşmesi imzalamış mıdır? Orhan Çekiç, Kâmil Gebdoğlu'na Pamukbank Nişan 8 Sonılanmıza Yanıt Bekliyonız. (Baftarafi 1. Sayfada) Sorulanmıza yanıt bekliyoruz. Çünkü Sayın Vuralhan'ın eşi Bengü Vuralhan'ın çalıştığını reddettiği, bir dönemdeki kendi ortaklığını da nedense bugüne değin açıklamadığı TİTAŞ'ın, iki de Alman kurucu ortağı vardır ki bunlar, Dışişleri'ne zırhlı araç ve gereç satacak "Schuca" şirketini de kurmuşlardır. Sorulanmıza yanıt bekliyoruz. Çünkü, sadece Sayın Vuralhan'ın TİTAŞla ortaklığı için d&ğil; sadece eşi de bir süre bu şirkette çahştığı için değil; sadece daha sonra Dışişleri'ne zırhlı araçgereç satacak firmanın iki sahibi de bu şirketin kurucusu oldukları için değil; ama aynı zamanda, "Scr>uca"dan zırhlı alımıyla ilgili Bonn Büyükelçiliğimizin eski idari memuru Osman öznur'un oğlu İbrahim Öznur da iki Aimanla birlikte TİTAŞ'ın ortağı olduğu için sorulanmıza yanıt bekliyoruz. Sorularımıza yanıt bekliyoruz. Çünkü Sayın Vuralhan, Dışişleri idari Işler yetkilisiyken TİTAŞ'a ortaktır; "Schuca"yı kurup Dışişleri'ne zırhlı araçgereç satan iki Alman, Dr. Reiner Schutte ile Heinrich Thienen, TİTAŞ'ın hissedarlan arasındadırlar. Sorulanmıza yanıt bekliyoruz. Çünkü Sayın Vuralhan'ın, Dışişleri İdari İşler yetkilisi olduğu dönemde, zırhlı araçgereç alımı için Alman "Schuca" fırmasının nasıl bulunduğu merak konusudur. Sorulanmıza yanıt bekliyoruz. Çünkü Sayın Vuralhan'ın, Dışişleri İdari İşler yetkilisi olduğu dönemde "Schuca"Ğan satın alman araç ve gereçlerın kalitesine ilişkin kuşkular, spekülasyonlar ve bu konularda bazı beigeler vardır. Sorulanmıza yanıt bekliyoruz. Çünkü Sayın Vuralhan'ın seçim kampanyasının finansmanını, bir şirket üstlenmiştir; 13 milyonluk Ankara Oteli faturası bu şirket tarafından ödenmiştir. Sorulanmıza yanıt bekliyoruz. Çünkü Sayın Vuralhan, önce bu durumu saklamış, ancak belgesi ortaya çıkanlınca kabullenmiştir. Neden? Sorulanmıza yanıt bekliyoruz. Çünkü Sayın Vuralhan'ın seçim giderlerini üstlenen şirketin bir özelliği vardır: Ercan Vuralhan'ın Suudi Arabistan'daki büyükelçiliği sırasında, bu ülkeyle iş yapan bir şirketler topluluğunun içinde yer almaktadır. Sorulanmıza yanıt bekliyoruz. Çünkü Sayın Vuralhan'ın yakın arkadası ve işadamı Orhan Çekiç, Vuralhan'ın kardeşi Erkan Vuralhan'la iş ilişkisine girmiştir. Sorularımıza yanıt bekliyoruz. Çünkü Sayın Vuralhan, Dışişleri İdari işler yetkilisiyken, Vuralhan'ın yakın arkadası Orhan Çekiç, Dışişleri Bakanlığı'na "Prime" marka bilgisayar sistemi satmıştır. • Başka sorularımız da var. Onları da bugün 10. sayfamızda okuyabilirsiniz. Bu sorulann tümü aydınhğa kavuşturulmadan kuşku bulutları dağılmayacaktır. Devlet yönetiminin ciddiyetine göige düşürülmesinden herkesin kaçınması gerekir. Gerçeğin ortaya çıkması için Cumhuriyet, gazetecilik görevini her zamanki sorumluluk bilinciyte yapmaya devam ediyor ve edecektir. iktidar kanadının da üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini, tarafsız ve objektif bir soruşturma için bütün resmi kanalları bir an önce açmasını dileriz. Çünkü Sayın Ercan Vuralhan, ne sıradan bir vatandaştır, ne de "14. dereceden bir devlet memuru"; Türkiye Cumhuriyeti'nin Milii Savunma Bakam'dır. Sorularımıza yanıt bekliyoruz. ANKARA'dan YALÇİNDOĞAN (Baftarafi 1. Sayfada) deniyle değil. Tersine, Vuralhan'ın arkadaşımız Uğur Mumcu'nun yayınlan üzerine dün açtığını söylediği "yüz milyon liralık tazminat davası" nedeniyle... Oysa olması gereken ve ne yazık ki bugüne dek gerçekleş meyen, eğer Vuralhan olayı herhangi bir soruşturmaya neden olacak olsa idi ya Devlet Denetleme Kurulu ya da devletin bir başka yüksek teftiş kurulunun konuyu soruşturması ve bunun sonucunda gerçeğin saptanmasıydı. Ama bugüne dek olmadı. Tam bir hafta önce, Vuralhan olayı ile ilgili olarak Başbakan özal "bir muhakkik tayin edeceğini" açıklıyor. Yani bir araştırmacının olaya el atacağını ve beigeler üzerinde çalışacagını belirtiyor. Aradan bir hafta geçtiği hakJe "muhakkikin tayinirm" ilişkin hiçbir açıklama yok. Hatta sağladığımız bilgilere göre "konuyla bizzat Sayın Başbakan ilgileniyor". Yani doğrudan kendisi araştınyor!.. Ama devletin hangi kurumu devrede?.. Devletin hangi müfettişi, hangi teftiş kurulu araştırmayı yürütüyor?.. Bu sorular açıkta kaiıyor Uğur Mumcu bugüne dek yaptığı yayınlarla neyi kanrtlamaya çalışıyor? İki şeyi... önce, Vuralhan'ın otel masraflarının bir firma tarafından ödendiğıni ve buna bağlı olarak kişisel ilişkilerini; sonra da, zırhlı araç ve çelik yelek alımlarındaki belli kuskulan... Aslında her iki noktanın tek bir özü bulunuyor: "Vuralhan'ın ilişküeri" ni ve bu ilişkilenn getirdiği soru ışaretlerini sergilerneye çalışıyor Uğur... Soru işaretlerinin ipucu, devletin bugüne dek yapmadığı ve fakat yapması gereken soruşturmayla kesinlik kazanacak iken, Vuralhan şimdi arkadaşımız Uğur Mumcu'yu mahkemeye veriyor. Bu davanın dışında bir başka hukukual gelişme daha var. "CumhuhyBfin yayınlannı ihbar" kabul eden Adalet Bakanlığı'nın da konuya dönuk soruşturma açtırdığı bildiriliyor. Kendisiyle telefonda görüştüğümüz Milli Savunma Bakanı Vuralhan'ın verdiği bilgi bu. Tüm geiışmeler ve "ilişkiler ağı" içinde bize garip gelen iki nokta var edeceğim" dediği ve aradan bir hafta geçtiği halde neden hâlâ bu yönde araştırma yapıldığına ilişkin bir açıklama yok?.. Vuralhan'ın sözünü ettiği Adalet Bakanlığı'nın soruşturması ile Başbakan Ozal'ın "muhakkik tayinr aynı olay mı?.. Bu ikisi üst üste mi çakışıyor, yoksa ayrı bir soruşturma daha mı var?.. İkincisi de şu: Uğur Mumcu, Vuralhan'la ilgili ilk yazıyı 4 aralık günü yazıyor. Diğer yazılar ilkini izliyor. Vuralhan'ın bunlara verdiği yanıtın ilk tarihi 13 ocak, Meclis kürsOsünden. İkinci yanıtı 19 ocakta ANAP grubunda yaptığı konuşmayla veriyor. Yani Vuralhan yaklaşık bir buçuk ay bekliyor yanıt vermek için. Neden bu kadar bekliyor?.. Artık bu sorular geride kaiıyor. Şimdi beigeler ve iddialar yargıç önünde. Sergilenen "ilişki ağı" içinde ortaya çıkan sorular mı önemli, yoksa Uğur Mumcu'nun bu belgeleri "nasıl elde ettiği" mi?.. Schuca patronlarının 4 aşk yuvası' DÜSSELDORF/RATtNGEN (Cumhuriyet) Türkiye'ye zırhlı araç gereç satan Schuca GMBH şirketinin iki sahibi Reiner Schulte ve Heinrich Thienen'in Düsseidorf yakınlanndaki oteli "Avrupa'nın Ayncalıklı Çiftler Yuvası"nın geceliği 280 mark. Hafta sonunda ise kahvaltı dahil 490 marklık indirimli bir tarifeden yararlanabiüyorsunuz. Düsseldorra 12 km. kala Ratingen'in dış bantiyö yoUarında otomobilinizi sürerken, gözünüze ara yola doğru işaret eden "Die Eule" (Baykuş) kulüp ve otelinin levhası ilişiyor. Sık ağaçlann altında yanm kilometre kadar gittikten sonra otele varabiliyorsunuz. Ancak burada önceden rezervasyon yaptırmadan gecelemek mümkün değil. Ustelik rezervasyon uygulaması da iki ilginç yöntemle yurütülüyor. Yerini ön isminizle ve beraberinizdeki hanım veya beyin ön ismiyle ayırtıyorsunuz. Kısacası otel "bekftrlara" açık değil. Geniş otoparkın karşısındaki otel binasının kapısı siz daha dokunmadan elektronik olarak açılıyor. Nedenini içeri girince anlıyorsunuz. Otel ve buna bağlı kulüp tesislerinin çevresi kapalı devre televizyon ile izleniyor. Sonradan Schuca'nın patronlanndan Heinrich Thienen olduğunu öğrendiğiniz orta yaşlı kibar bir bey sizi karşılıyor. 18 dönümlük bir arazi üzerine kurulu kulüp binası hakkındaki sorulanruzı "müdavimlere" yönelttiğinizde ortaya şu tablo çıkıyor: Kulübün ilk katı bar ve lokantalara aynlmış. Burada çıplak gezmek zorunluluğu yok. Mayo hatta takım elbise ile bile yemek yiyip içki içilebiliyor. Ancak ikinci kattaki sauna, yüzme havuzu, solaryum gibi hizmetlerden çıplak olarak yararlanmak mecburi. tsterseniz bu hizmetler sırasında, dilerseniz yine aynı kattaki "değişik zevklere göre döşenmiş odalarda", örneğin samanlık dekorunda beraberinizdeki kişiyle birlikte olabiliyorsunuz. Ama aynı katı paylaşan diğer çiftlerle daha yakın ilişkiye girmenizi engelleyen de olmuyor. Süleyman Demirel de işkenceve karşı çıktı. Hükümetin işkence ile ilgili sözleşmeyi imzalamakta gecikmesini de kınadı. Aldı sözü Süleyman Demirel, bakalım ne dedi: "Mademki Avrupa ülkesiyiz diyoruz, işkence ile ilgili sözleşmeyi imzalamaktan neden kaçıyoruz? Bu bir dayanışmadır. İşkenceyi her şekliyle ayıp buluyoruz. Yapılmıştır, yapılmamıştır demeye hacet yok. İşkence bir insanlık ayıbıdır. Bu sözleşmenin imzalanmasının gecikmesi, Türkiye'de işkence olduğu ve bunun üzerine oturulmak istendiği gibi bir intiba (izlenim) yaratmıstır. Sözleşme imzalanınca bu izlenim ortadan kalkmış değildir. 1980'den sonra devlet 75 kişinin işkenceden öldürüldüğünü, 600 kişinin mahkemeye verildiğini açıklamıştır. Bizim hükümet dönemimiz de dahil, hangi dönemde işkence yapılmışsa, o dönemin yöneticileri siyasetten sorumludur. Suç sanıklan, devletin eline emanettir. Hukuk olmanın ilk şartı, kişiyi kendi aleyhinde ifade vermeye zorlamamaktır. Amacım geçmişi karıştırmak değildir, ama pek çok kişi ıstırap çekmiştir. Sonuç olarak, işkenceye uğrayıp da mahkemelerde çok kişinin aklandığı görülmüştür. Bu sözleşmenin imzalanmasını Türkiye için iyi bir iş sayıyorum. İmzalamak yetmez, uygulamak gerekir. İnşallah bundan sonra böyle işlemler olmaz." Ülkemizde yıllardır işkence öyle bir duruma geldi ki, yetkililerce doğal karşılandı, 'ne oiur azıcık sıkıştnlmceC denmeye başlandı. Hatta işkenceden söz etmek, yakınmak bile suç sayıldı. Yapılan uyarılann sıcağı sıcağına ardından koşulmadı. Bugün Demirel'in işkenceden söz etmesi, işkenceye karşı çıkması bile biraz güvendir. İşkenceye karşı çıkmak sadece sözcülerin işi değildir. Her demokrat işkenceye karşı çıkmalıdır. İşkence suçluları hangi makamda olurlarsa olsunlar günün birinde yargıç karşısına çıkacaklarını bilmelidirler. İşkence suçu için zaman aşımı da iştememeüdir. Nazi zulmünün nasıl hesabı sorulmuşsa, işkencenin de bir gün hesabı sorulacağı sık sık yinelenmelidir. İşkence ayıptan da öte bir insanlık suçudur. Bizde işkence yapıldığını anlatan ve kanıtlayan birçok kitap yazılmıştır. Bu kitaplar ilgililerce duyuru sayılarak hiçbir zaman üstüne gidilmemiştir. Üstüne gidilmeyince de işkencecilerin ve işkence yapılması için emir verenlerin cüreti artmıştır. İşkence var, diyenler de işkence görmüşlerdir. Bunları anlatmak isteyenler sindirilmiş, yapılan işkenceler yabancı bir ülkede yapılmış gibi anlatılmıştır. Elimde yazar öğretmen Hasan Kıyafet'in 'İşkence Öyküleri' adlı kitabı var. Ben iğrenerek okudum, kızım okurken gözyaşlarını tutamadı. Yazar, başından geçenleri bir başka ülkede olmuş gibi anlatıyor. Ne yapsın, burda oldu dese başı bir daha derde girecek. Olaylan Şah döneminde iranda geçmiş gibi ele alıyor, Perviz adlı bir kahramanın başından geçmişcesine anlatıyor. Böyle olduğu halde de zaman zaman başı ağrıyor, olur olmaz nedenlere geceleri evinden alınıyor, baskı görüyor. Hasan Kıyafet lise müdürlükleri etrniş, binlerce öğrenci yetiştirmiş bir öğretmendir. Bürokraside önemli bir yeri olan kişi böyle yıldırılırsa başkaları ne yapsın? 'İşkence Oyküleri'nde her olay ayrı ayrı kısa birer öykü olarak anlatılmış. Olaylar Perviz ve arkadası Faruk'un başından geçiyor. Şu başlıkh öyküden bir bölümü biraz kısaltarak vermek istiyorum. ...Perviz yan çıplak gövdesini betonun soğukluğuna iyice serdi. Başını guç bela kapı dibine yapıştınp 'Suu.. suu..' diye inledi. Gözbağı arkadan çözüldü. Perviz diklemeliğine tuvaletin deliğine yakın musluğu gördü. İçi su dolu buz gibi pirinç musluğu... Dünyanın en güzel musluğuna iştahla süründü. Tepesinden patates yamuğu gibi bir yüz, 'Hoop hoop dedik! Su yasaki..' Perviz yalvaran bakışlannı ona dikti. 'Bir yudum içeyim, ağzımı ıslatayım.' İçirmiyorlar... Yazar, 'işkencs tantmlanamaz. Romanı, öyküsu de yazılamaz. İşkence ancak yaşanır.' diyor. 'Babasının penisine ip bağlatılıp çekmek zorunda bırakılanoğulun acısı anlatılabilir mi? Işkencede sakat kaldığı için nişanlısı tarafından terk edilen yiğidin derdini kalem dile getirebilir mi? "Sana iştence yapanların, çocuklarının da işkence görmeyeceği bir düzen özlemiyle." İşkenceden yana olanlar, bu satırları okudunuz mu? ÇALIŞANLARIiy SORULARI/SORUNLARI Y1LMAZŞİPAL "Boşanıp yeniden evlen§ek" SORU Efim bir kamn kwnlas«ada ve if(i Matdsönde çabsmaktadır. ts Yasaa hiikjnüne göre evlenen kadın i^çilere kıdem tazmbıatları ödeutektedlr. Eşimin bu t«Tmi»«tı aiabilmesi için boşanıp yenides evlensek gecerll olur mu? UĞUR MUMCU (Baftarafi I. Sayfada) GOZLEM Vuralharfdan Cumhuriyet'e dava (Baftarafi 1. Sayfada) dirioe kalmıştır" dedi. Bu arada Vuralhan'ın arkadası işadamı Orhan Çekiç, Cumhuriyet'in çağrılmadığı bir basın toplantısı yaparak, kendisi hakkındaki iddialann gerçek dışı olduğunu ifade ederek, Vuralhan'ın lekelenmesi için hayali' haberler oluşturulduğunu savundu. ANAP Ankara 11 Başkanı avukat Erdem Ansoy ve ortağı Yicel Ezberd'nin, geçen hafta sonunda Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan ile bir toplantı yaptıklan öğrenildi. Vuralhan'ın bu toplantıda, avukatlara Uğur Mumcu ve Cumhuriyet hakkında dava açüması için talimat verdiği belirtildi. Avukat Ezberci, geçen pazar günü işadamı Orhan Çekiç"in basın toplantısına katılmıştı. AA'nın haberine göre, Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan, dün gazetemiz yazan Uğur Mumcu ve Yazı İşleri Müdürümüz Okay Gönensin ile Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik AŞ aleyhine 100 milyon liralık tazminat davası açtı. Vuralhan'm avukatları Yücel Ezberci ve Tank ' Anıl, dava dilekçesini, Yenimahalle Adliyesi'ndeki mahkeme kalemine verirken, Cumhuriyet gazetesinde bir surodir yayımlanan Vuralhan'la ilgili yazı ve haberler nedeniyle 100 milyon liralık tazminat davası açuktanm bildirdiler. Ercan Vuralhan'ın avukatlarından Yücel Ezberci, davanın niçin Yenimahalle'de açıldığının sorulması üzerine, "Sayın Vuralhan, Ankara'nın Yenimahalle bolgesinden milletvekili seçildigi için dava\ı bu ilçede açtık" dedi. Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan kendisine ilişkin "bütün belge ve bilgilerin Başbakan Turgut Ozal'a teslim edüdJgini" açıkladı. Vuralhan "Başbakan incelemeye iki gün evvel başladı" dedi. Başbakan Turgut OzaJ'ın, Cumhurbaşkanı Kenan Evreo'den Vuralhan hakkındaki iddialan içeren dosyayı aldıktan sonra diğer rüm belge ve bilgileri toplaitırdığı öğrenildi. Cumhuriyet'in sorusunu yanıtlayan Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan, tüm belgelerin biraraya getirilerek "Buzat Başbakana leslim ediMigini" bildırdı. Vuralhan, "Bundan sonrası Sayın Başbakanın takdirine kalmışlır" dedi. Başbakan Özal'ın belgeleri ne zaman incelemeye başladığına yönelik bir soruya ise Vuralhan, "tncelemeye iki gün evvel başfauh" yanıtını verdi. Vuralhan, Dışişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakahğ) ve Teftiş Kunılu'ndan oluşan bir komisyonun kurulup kurulmadığına yönelik başka bir soruya ise, "Bana böyie bir bilgi intikaJ etmedi" yanıtını verdi. Vuralhan, "Başbakanm söylediği en dognıdur" diyerek kendisine ilişkin iddialara yönelik diğer sorulan yanıtsız bıraktı. Bilindiği gibı, Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan olayına ilişkin beigeler ve iddialar bir süre önce Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından bu iddialan içeren dosya halinde Turgut özal'a verihnişti. Özal, bu dosyanın yanısıra tüm bilgileri toplattırarak biraraya getirmişti. Başbakan Özal bir süre önce yaptığı açıklamada ise belgeleri muhakkiklere teslim edeceğıni açıklamış. "mubakkikler (araştırmacılar) gerçegi bulup ortaya çtkaranlar olacak" demijti. Milli Savunma Bakanı Vuralhan'la ilgili yolsuzluk iddialarına adı karışan işadamı Orhan Çekiç, dün yaptığı basın toplantısına Cumhuriyet'i çağırmadı. ANKA'run haberine göre Çekiç, Uğur Mumcu'nun kendisi hakkında öne sürduğü bazı iddialann gerçek dışı olduğunu ifade ederek, Vuralhan'ın lekdenmesi için hayali haberler oluşturulduğunu savundu. İşadamı Orhan Çekiç Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan'ın avukatlanyla birlikte duzenlediği basın topiantısında Uğur Mumcu'nun "Vuralhan olayında yeai bir halka" başlıkh 16 ocakta yazdığı haberin gerçek dışı olduğunu söyledi. Haberi "kuynıklu yalan" olarak nitelendiren Çekiç, "Sayın Mumcu haberi kanıtlarsa kendimi kapısı önönde a^afagımı yinctiyonım. Kanıtlayamaz ise aîdıgı ödüllerden birini bana veran" şeklinde konuştu. Uğur Mumcu'nun asıl hedefinin Milli Savunma Bakanı olduğunu kaydeden Orhan Çekiç, özetle şunlan söyledi: "Ercan Vuralhan'ın kardeşi Erkan Vuralhan, Uu Alman ortağıyla birlikte Türkiye'den maden ocağı devralmanuslardır. Erkan Vuralhan söz konusu maden ocagını doralmak üzere 30 milyon lira kapora yaürnuş, ancak ortağı olan Almanlar Türkiye^ ye gelemedikleri için devir olmamış ve Vuralhan'ın kaporası yanmıştır. Benim Erkan Vuralhan'ın borcunn ödedigim yolundaki iddialar da doğnı deftUdir." Orhan Çekiç, Ayla Akıncı'yla ortaklık ilişkısi bulunmadığını da savunarak, Akıncı'nın şirket hisselerini 1984 yıhnda Gülay Çekiç'e devrettiğini anlattı ve bu konudaki belgeleri de basın mensuplarına dağıttı. Orhan Çekiç, Milli Savunma Bakanı Vuralhan'ın lekdenmesi için hayali haberler oluşturulduğunu ve bunlann hiçbir belgeye dayanmadığını da kaydetti. Başbakan "muhakkik tayin Vuralhan da TÎTAŞ'a (Baftarafi 1. Sayfada) Dışişleri Bakanlığı'na zırhlı araç vc gereç satan Schutte şirketinin ortağı Dr. Reiner Schutte 85'inci sırada, aynı şirketin öteki ortağı Heinrich Thienen 86. sırada yer aldı. Dr. Schutte şirkete 600 bin lira ile orıak olurken, Heinrich 7 hienen'in payı 300 bin Tl.. Ercan Vuralhan'ın 1982 yılında şirkete 600 bin T L ile ortak olduğu belirlendi. Şirkette 80 numaralı ortak Azmi Derin... Azmi Derin, Ankara ve Istanbul cmniyet müdürlüklerinde siyasi şube müdürü olarak görev yaplı. 31.12.1982 günü Düsseldorfta kurulan şi ket. 25 Mart 1986 tarihinde el değiştirmiş... Şirketin yeni sahibinin adı VVolfgang Gemeir. Gemeir, şirketin adını 28 Eylül 1987 gürn değiştirmiş... Şirketin yeni adı şöyle: StgSicherheitstechnik GMBH Şirket bu adla Düsseldorftan VVillrich kentine taşınmış. Şimdi ortaklarını tanıyacağımız şirket. "Schuca" şirketinin iki ortağının katkılan ile gelişmiş. Şirketin adı: Titaş Turizm Endüstrisi ve Tesisleri Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi. Şirketin kuruluş tarihi 9 Aralık 1981... 26 Mayıs 1982 tarihinde şirketin sermayesi 2 milyon TL'den 30 milyon TL'ye çıkarılmış .. Şirket sermaye arttırımında bulunurken, Dışişleri Bakanlığı'na zırhlı araç ve gereç satan "Schuca" şirketinin iki ortağı da şirkete ortak olmuşlar. Reiner Schutte 600 bin TL ile öteki ortak Heinrich Thienen de 300 bin TL ile... Dr Schutte, 85 numaralı, Herr Thienen de 86 numaralı ortak... Peki ya 79 numaralı ortak? 79 numaralı ortak, Milli Savunma Bakanımız Ercan Vuralhan'dır? Ercan Vuralhan, Dışişleri Bakanlığı İdari ve Bütçe Daire Başkan Yardımcısı ve daha sonra da aynı dairenin başkanıdır. Ercan Vuralhan'ın eşi Sayın Bengü Vuralhan da 1982 yılında bir süre "Titaş" şirketinde çalışmıştır SSK kurumu işyeri sicil no: 2832010957304... Ercan Vuralhan adına 2 Şubat 1984 tarihli Ticaret Sicili gazetesinde de rastlanryor. Aynı şirkette Osman Öznur ve oğlu İbrahim Öznur da ortaklar. Osman Öznur, Dışişleri Bakanlığı'na zırhlı araç ve gereç alımında görev yapan Bonn büyükelçiliğimiz idari memurudur. Emekli astsubay Osman Öznur, Antalya'nın Manavgat ilçesinde "Sidelya Tatil Köyü"nü işleten "Öztur" adlı şirketin gerçek yöneticisidir. öztur... Schuca ve Titaş... Osman öznur... Ercan Vuralhan... Dr. Schutte ve Thienen... Ercan Vuralhan, Dışişleri Bakanlığı'nda zırhlı araç ve gereç alımını yapan dairenin başkan yardımcısı, sonradan da başkanı... "Schuca" şirketinin iki ortağı, bu alımsatım işlerine karar veren Ercan Vuralhan ile birlikte şirkete ortak oluyorlar. Bu şirkette bu işlerde görev alan Osman Öznur ve oğlu da ortak! Şirketin bugünkü sermayesi 3 milyar TL... Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakanın "ckkii bulmadtklan" belge ve bilgiler bunlar mıdır? Sormak isterdik. Kamuoyunun bilgisine kendim adına saygıyla, devlet adına da kaygıyla sunulur!.. A.A. İSTANBUL YANIT: Kıdem tazminatının ödenebilme koşullan İş Yasasırun 14. maddesinde belirtilmiştir. Bu koşullardan biri de İş Yasası kapsamında çalışan "kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile" iş akdini feshetmesidir. Konu ile ilgili Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 14.1.1987 tarih, 1986/11078 esas ve 1987/6 sayüı karan ise şöyledir: "(...) gerçekten, iş kanununun 16'ncı maddesinde işçiye haklı fesih hakkı tanıyan hallerde, kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile aynlması hali dışında istifa hali kıdem uzminatını gerektiren haller arasında sayılmamıştır. ts Kanununun 14'üncü maddesindeki bu dOzenleme kamu yaranna bir dOzenlemedir ve 3220 sayüı yasa ile 14 üncü maddeye eklenen, kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde kendi arzusuyla iş akdi ilişkisini sona erdirmesi halinde kıdem tazminatı ödenmesini öngören hüküm hem aile birligini korumaya, hem de SSK Yasası uyannca toptan ödeme almak amaayla aynlanlar için kabul edilen kıdem tazminatı hakkının doğacağı yolundaki yasamn diğer bir hükmüne paralellik sağlamak için getirilmiştir. Getirilen bu hükümden işçi kadınlann yararlanması yasal haklandır. Ancak MK'run 2'nci maddesindeki temel objektif iyiniyet kurallanna göre, bu hakkını kullanırken aynı kurallara uymak zorundadır. Hakkın hukukra himaye edilebilmesi için hakkı veren hukuk kurallannın da üstünde yer alan objektif iyiniyet kurallanna uygun olmas; gerekir. Evli olarak işe giren, çalışmasını bu medeni hal içersinde sOrdüren ve istifa halinde kıdem tazminatı alamayacağını bilen davacının şiddetli geçünsizlikle suçladığı kocasından boşanmasımn hemen akabinde karar tarihinden yirmibeş gün sonra evlenmiş olması, kocasının da mahkemede ileri sürülen geçimsizlik sebeplerine hiç karşı çıkraaksızın kabul etmesi, evlenme işlemleri kesinleşmesi gibi haller dikkate alındığında bu bosanmanın ve evlenmenin kanunun istifa halinde kıdem tazminatı verilmeyeceği yolundaki hükmünü ortadan kaldırmaya ve hile yoluyla 14'üncü maddedeki evlenme halinde kendi arzusuyla işten aynlanlara kıdem tazminatı ödenecegi yolundaki hükümden yararlanma amacım gOttügOnü ve MK'nın 2'nci maddesindeki objektif iyiniyet (curallarıyla bağdaştınlamayacağını bu olaya özgü olarak kabul etmek gerekir. Bu hale göre, kıdem tazminatı davasının reddine karar vermek icap ederken aksi yönde hüküm kurulması isabetsiz görülmüştür." SON YÜZYIL BÜYÜK TÜRK ŞİİRİ ANTOLÖIİSİ Ataol Behramoğlu ÇIKTI İki dlt, 1230 sayfa, fiyaü 12.500 T İ SOSYAL YAYINLAR: Babıâli Cad. 14 Cağaloğlu/tstanbul Tlf: 528 33 14 / 522 52 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle