28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER yararlı kılmak için 71.679 doktora, 22.870 diş hekimine, 18.876 eczacıya, 159.031 hemşire ve ebeye daha gereksinmemiz olacaktır (6). Bu durumda bile söz konusu ülkelerin ancak 1965 yılındaki diizeyine erişebiliriz. Kimi AT ülkelerinin 1970'li yıllann başında, eğitilmiş sağlık personeli bakımından ülkemizle bir karşılaştırmasını görelim (7). 1 doktora düşen 1 hemşireye düşen Ülke: nüfus: nüfus: Fransa : 850 370 F. Almanya : .506 246 İtalya : 680 1.000 Hollanda : 900 1.000 Belçika : 721 Yunanistan : 680 7 Türkiye : 2.000 1.045 28 Eylül 1987 günlü Günaydın gazetesi, OECD kaynaklarına dayanarak 1987 yılı için 1 doktora düşen nüfus sayısı konusunda Türkiye'nin AT ülkeleri ile karşılaştırmasını yapmıştır: Ingiltere'de 650, F.Almanya'da 450, Fransa'da 445, Italya'da 340, Yunanistan'da 420 ve Türkiye'de 1400! operatif bölümün rutin ameliyatlı hastalara hizmet veren uyandırma adaları kalktığı için bu tür hastalar da ICU'lara alınmakla bu pahalı ve çok hassas birimlere gereksiz yüklenme yapılmaktadır. Bu tutumla, rutin bir ameliyatlı hasta ile zehirlenme gibi rutin acil vakalar ICU'lara gereksiz yere yüklenmekle bu spesifik birimlerin fonksiyonlarını yapması güçleşmekte hem de bölümler arası gereksiz olarak uzayan sirkülasyonlar ve steril olması gerekirken, asteril hale gelen ameliyathane departmanları yüzünden ölüm oranlan yükselmektedir. Öte yandan, Bayındırlık Bakanlığı'nca inşa ettirilmekte olan devlet hastaneleri gerek yapı işçiliği gerekse yapı niteliği açısından herhangi sıradan bir yapıdan farklı olamamaktadır. Üstelik en geliştirilmiş araç, gereç ve donatımdan yoksun bırakılmaktadır. Konularının "yurttaşın sağlığı" olduğunu anımsatmakta yarar var mıdır acaba? Amaç ille de lüks malzeme değildir. Amaç, yurttaşın yaşamını kurtarmaktır çünkü. Yetkililere önemle duyurulur. KAYNAKLAR: a. VVHEELER, E. ToddHospital Design and Function. b. VV.H.O., REGIONAL OFFICE for EUROPEEURO Reports and Studies 35. c. PAYZIN, Prof. Dr. Sabahattin ve BÜYÜKSARAÇ, TuranTürkiye'nin Sağlık lnsan Gücü ve OÜrtak Pazar'la Mukayeseli Olarak III. Beş Yıllık Plan Dönemi için teklif. d. YAŞAR, Dr. OsmanSosyal Hizmet Milli Programlannın Organizasyonu. e. İNCEOĞLU, Prof. Dr. NecatiMimarlıkta Bina Programlama Olgusu. f. Ministry of Public Health Social VVelfareBetter Health for the Peopple of El Salvador. g. ÜNER, Prf. Dr. Ragıp ve FİŞEK, Prof. Dr. NusretSağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi ve Uygulama Planı Üzerinde Çalışmalar. h. Günaydın gazetesi. DİPNOTLAR 1Kaynak (b)sayfa 17, bölüm 7.2 2Kaynak (f)Programlı ve kapsamlı bir çalışma örneği olarak yetkililerin incelemesini ve yararlanmasını dilerim. 3Kaynak (c)sayfa 8 4a.e. sayfa 16 5a.e. sayfa 16, tablo 8 6a.e. sayfa 17, grafik 2 7a.e. sayfa 9, tablo 1 ÖLÜMSÜZ VARLIĞIMIZ 11 OCAK 1988 tnkemizde Sağhk Y apıları Bayındırlık Bakanlığı'nca inşa ettirilmekîe olan devlet hastaneleri gerek yapı işçiliği gerekse yapı niteliği açısından herhangi sıradan bir yapıdan farklı olamamaktadır. Üstelik en geliştirilmiş araç, gereç ve donatımdan yoksun bırakılmaktadır. Konularının "yurttaşın sağlığı" olduğunu anımsatmakta yarar var mıdır acaba? Amaç ille de lüks malzeme değildir. Amaç yurttaşın yaşamını kurtarmaktır çünkü. Yetkililere önemle duyurulur. CUMHUR t YET TEN OKURLARA. OKAY CÖNENStN Yalan Haber y •• AFFAN G. KIRIMLI / Y.Mimar MSÜ Öğretim Görevlisi Halk sağlığı konusu uygar ülkelerde partilerüstü ulusal bir politika konusu olarak kabul edilmektedir. Dünya Sağlık Teşkilatı WHO'nun kuruluşu ile bu konu uluslararası bir boyuta getirilmiştir. WHO'nun teknik grubu tarafından hazırlanan ve bu kuruluşun merkezi Kopenhag'ta bulunan Avrupa Bölgesel Bürosu'nca yayırnlanan raporda, üye ülkelere 26 maddelik önerisi şudur: "Resmi tnakamlar her yurttaşın, kişisel onuruna ve özgürlüğüne dokunmadan, acil bir olay karşısında, olabildiğince çabuk ve etken bir müdahale ve bakım hakkını güvence altına alacaktır!' (1) Ancak ülkemizde halk sağlığına ve onun ayrılmaz gereği olan tıp bilimine gösterilen ilgi ve verilen değer o kadar kısıtlıdır ki, doktorlarımızın böylesine kısıtlı koşullar altında bile gösterdikleri başarı ne denli övülse azdı. 7 Halkın Eğitimi: Kurslar, duyurular, yayınlar, ilk ve orta dereceli okullarda dersler vb. Bunlardan kimileri, özellikle ilaç sanayii, sık sık basın ve yayın organlanmızda, hatta yasama meclislerimizde tartışma konusu olmuştur. Ama bu yazımızda konu edineceğimiz sağlık yapılanmızın durumu hepsinden acınacak haldedir. Bu konuda ne yazık ki, geri kalmış ülkelerden pek de ilerde sa yılmayız. Gerçi, birçok bilim adamımızın uyarıları, raporlan ve kitapları ile yetkililerimiz hemen hiç ilgilenmemişler, tüm bu çalışmalar rafa kaldırılmıştır. Hastanelerimiz ülkemizde sağlık koşullarını denetim altında tutacak düzeyden uzaktır. Ülke çapında bilimsel gerçekçi ve kapsamlı ara$tırmaların getirdiği verilere dayanan bir sağlık yapıları organizasyonu kurulup uygulanmadıkça da bu düzeye ulaşmamız olanak dışı kalacaktır. Hastanelerimiz ekonomik ve politik ağır sorunlarla karşı karşıya bulunan El Salvador'dan bile hem sayıca hem de nitelikçe çok gerilerdedir (2). Değerli bilim adamımız Prof. Dr. Sabahattin Payzın'ın DPT özel komisyonunca oluşturulmuş "Sağlık lnsan Gücü" alt komisyonu üyesi arkadaşları ile hazırladıkları rapor ve ona dayalı önerileri durumu apaçık ortaya koymuştur (3). Bu çalışmadan anlaşıldığına göre AT ülkeleri, bir toplumda sağlık koşullannın denetim altında tutulabilmesi için 10.000 nüfusa 128.7 standardını kabul etmişlerdir (4). Oysa memleketimizde, çeşitli kurumlarca yayımlanan istatistiklerin doğruluğunu varsaysak bile, Türkiye genelinde her 10.000 yuntaşımıza sadece 25 hasta yatağı sağlanabildiğini görürüz. Bu konuda en şanslı ilimiz Istanbul'da bile bu sayı 1970'li yıllarda ancak 65'e ulaşabilmişti (5). Ancak hasta yatağı bakımından bu AT standardını tuttursak bile, 2000 yılında bu sağlık yapılarını Nitelik yönünden eksiklikler Yatak sayısı bakımından bu durumdaki ülkemizin nitelik bakımından sağlık yapılarının "hali pürmelali" de hayli acıklıdır. Bilindiği gibi, Türkiye'de sağhk yapıları, Bayındırlık Bakanlığı'nca düzenlenmiş "ihtiyaç programları" doğultusunda projelendirilmektedir. Ne var ki bu programlarda belirli bir niceliksel standarda ulaşmak olası değildir. Örneğin, hasta yatağı başına düşen toplam inşaat alanı Niğde Devlet Hastanesi'nde 61 nr, Antalya Devlet Hastanesi'nde 49 ve Aydın Devlet Hastanesi'nde 48.5 m ! 'dir. Herkes bilir ki sağlık yapılarına yatırım için ölçüt yatak başına düşen genel yapı alanıdır. Bundan başka, adı geçen gereksinim programlannda içerik saptanırken, önemli yanlışlıklar yapılmaktadır. Bir örnek verelim: 1970'li yıllarda bu programlara kısaca ICLJ denilen yoğun Bakım Birimleri (Intensive Care Units) katılmıştır. ICU bulunduğu gerekçesiyle bu programlann acil servis bölümlerinde gözlem odaları ve ameliyathane departmanlarındaki uyandırma odaları programlardan çıkarılmıştır. Bu tutumun şu yanİışlıkları vardır: 1 Acil servislere getirilen acil vakalarda steril ameliyathanelerin steril bölgelerindeki ICU'lara alınmakla, bu departmanların steril olma niteliği yitirilmektedir. 2 Ameliyathane departmanlarındaki post işte bu madde yasalaşırsa ANAP hükümeti, demokrasi tarihine kara ve silinemeyecek harflerle yazılacaktır. Bu maddeye karşı çıkmak, sanki yalan habere taraftar olmakmış gibi bir demagoji de bu arada ortaya sürülmüştür. Öncelikle şunu açık seçik yineleyelim: Mesleğine saygılı, işlevinin bilincinde hiçbir gazetecinin yalan habere arka çıkması mümkün değildir. Gerçek dışı haber, hiçbir zaman o haberi yayımlayana yarar getiremez, ama buna karşılık siyasal ya da ekonomik çıkar çevrelerinin, yayın organlannı yanıltarak gerçek dışı haber yayımlatmaya çalışmalan binlerce kez görulmüştür. Gazetelerde her zaman "yanlış haber"/er yer alabilir ve yer alacaktır. Hiçbir gazete, hiç yanlış haber yayımlamadığını söyleyemez. Yanlış haberlerin en yaygın nedeni de haberi yazanın kaynağı tarafından yanıttılmasıdır. Ama gazeteler de yanıltılmamak için öncelikle geniş muhabir örgütlenmesini oluşturuhar, haberler, birimler düzeyinde denetimden sonra haber merkezlerinde bir kez daha iştemden geçerier sonra yazı işleri sekreterleri yeniden okurlar, tartışırlar ve ancak bu çalışmadan sonra bir haber, gazete sayfasına girer. Bütün bu örgütlenmenin, çalışmanın, sayısız denetimin bir tek amacı vardır: En doğru haberi verebilmek. Yine de bunca çaba bazen bir yanlışı önleyemeyebilir. ömeğin geçen ay yayımladığımız bir enflasyon haberinde, kâğıt fiyatlanmn yıllık artış oranı, haberi yazan arkadaşımız tarafından yanlış hesaplanmış ve bu yanlış, haber merkezi ile yazı işlerinde de fark edilmeyince haber yanlış biçimde yayımlanmıştır. Bu yanlışımızı fark edince de hemen gerekeni yaptık, bir süredir 6. sayfamızda yer alan "Düzeltmeier" köşemize doğru hesaplamayı koyduk. Gazeteci yanlış yapabilir, yanılabilir, ama bu yanlışı fark ettiği anda düzeltmek de temel görevidir. Gazeteciye, gazetecilik görevini yasa maddesi zoruyla öğretmek, basının işlevini ve işleyişini hiç bilmemektir. Prof. Dr. Faruk Erem, dün gazetemizde yer diyordu. Olaya bu yönden bakmamak, sonunda ancak siyasal iktidarların zaranna sonuçlanır, bugüne dek hep böyle olmuştur... Bir yanda yeni yasa girişimi varken öbür taraftan SEKA da kâğıda yüzde 6'lık bir zammı daha getiriverdi. Devlet Bakanı Nihat Kitapçı'nın son açıklamalarına bakılırsa kâğıda zamlar sürecek. Kitapçı'ya göre son zamma rağmen yılda 30 milyarı aşkın bir zaran bulunan SEKA ancak zamlarla ayakta durabilecek. Peki bu duruma nasıl gelindi? Basın kuruluşları, bundan önce kâğıt sorunuyla ilgili olarak yetkillleri sürekli olarak uyardılar, ama bütün bu uyarılar boşa gitti. Gazete Sahipleri Sendikası Genel Sekreteri Remzi Erkürem'in ağzından bu gidişin daha da kötüleşeceğini dinleyelim: "SEKA • * "Ek Madde 6Gerçek dışı haber yayımlanması yasaktır. Bu yasağa aykın davrananlar hakkında, yirmi milyon liradan ypz milyon liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur. Gerçek dışı haberi iktibas yoluyla yayımlayanlar hakkında da on milyon liradan elli milyon liraya kadar ağır para cezası hükmolunur." ç cümleden oluşan kısa bir yasa maddesi. Yineleyeyim: Sağlık güvencesi için gerekenler... Bilindiği gibi, bir ülkede yurttaş sağlığmın denetim ve güvence altına alınabilmesi için aşağıdaki olanaklann eksiksiz tamamlanması gerekir: 1 Tesis: Sağlık yapıları organizmasının ceşitli hiyerarşik basamaklanndaki hastaneler ve yan kuruluşları. 2 Eğitim Görmüş Personel: Hekim, hemşire, sağlık memuru vb. 3 Donatım: Sürekli araştırmalarla geliştirilen tıpsal donatı, araç ve gereçler. 4 Eğitim ve Araştırma: Tıp fakülteleri, eczacılık fakülteleri vb. ile özel ve tüzel araştırma kuruluşları. 5 Sağlık Endüstrisi: llaç, araç ve gereç üretimi. 6 Parasal Olanaklar: Hekimlerin standardını yükseltici mali önlemler, sağlık yatırımları genel ve özel bütçe olanakları vb. EVET/HAYIR OKT&Y AKBAL CELÂL ERTEM FOTOĞRAF SANATÇISI ONURLU, ÖZENLİ, GÜZEL tNSAN, ASİL EVLAT, YlĞtT BABA, EŞ, KARDEŞ. YAŞAMININ EN ÖNÜNDEYKEN BİR YIL ÖNCE YİTÎRDİK. ANILARIN SEVGtN KADAR SIMSICAK, ÖZLEMİN YÜREĞtMlZDE YAŞIYOR... • "Yalaıf Nedir? Yalan nedir? Türkçe Sözlük'e göre "aldatmak amacryla bilerek VB gerçeğe aykın olarak söylenen söz. Gerçek olmayan, asılsız uydurma olandır" Peki yalan haber1 ne demektir? 'gerçeğe aykın olduğunu bilerek, aldatmak amacıyta uydurulan' naberdir. Yeni Basın Yasası'nda 'yalan haber" büyük para ödentisiyle cezalandırılacakmış. Günlerdir yazılıyor, çiziliyor, konuşuluyor. Yalan haber yazdı diye gazeteleri, mahkemelere götürecekler, onlara yüz milyon, iki yüz milyon tazminat ödettirecekler. Böylelikle basın susturulmuş olacak; hiç bir şey yazamayacak ya da iktidardakilerin görüşlerini yansıtmakla yetinecek... Bir Konu üstünde yorum yapmak güçleşecek, "yalan haberi yorumlamak da suçtur" diye o yazarların üstüne gidilecek, milyonlarca liralık tazminatı ödeyemeyenler hapishanelere girecek... Bay Özal'ın demokrasi anlayışı bu kadar işte! Gazetecılere hapis cezası verdirmiyor, ama gazeteler büyük para cezalarına mahküm ediliyor, ödeyemeyen sonunda yine hapse girmek zorunda kalıyor!... 12 Eylül sonrasmda bir kez de 'yalah haber yaymak' suçlamasıyla Sıkıyönetim Savcısı rahmetli Hanefi Oncül'ün karşısına çıkarıldım. Doğu'da bir yerde bir genç öldürülmüstü, o gencin kardeşi daha önce Istanbul'da sokak ortasında vurulmuştu. Bir yıl kadar sonra da kardeşi bir cinayete kurban gitti. Yazdığım, bu içsızlatan olaydı. Meger 'ya/an'yazmışım! Savcı der ki: "O genç bir taşrt kazasında ölmüş, siz öidürülmüş dediniz, bu, yalan haber yayarak ortalığı karıştırmaktır" Oysa ben gazetelerde o gencin yol ortasında öldürüldüğünü okumuştum. O konuda gazetelere resmi bir açıklama, bir düzeltme yazısı da gelmemişti. "Niye bilerek yanlış haberi yaymak isteyeyim? Bunda benim ne kazancım var?" dedim. Bir açıklama gonderilseydi boyle bir yorum yapmayacağımı soyledim. Hem o taşıt kazasının da öldürme amacıyla yapılmadığı nerden bilinebilirdi? Say;n Savcı neyse bu konuda dava açtırmadı. Zaten elinde dava konusu olacak başka bir yazım vardı, o konuda açtırdı davayı... Yalan haber yazmak gazetecilik kurallarına aykırıdır. Burası kesin... Ama 'yalan' söyleyen politikacılara, bakanlara, genel müdürlere, hatta başbakanlara ne demeli? Hiçbir gerçek gazeteci bilerek 'yalan haber' yazmaz. Ama yıllardan beri bile bile, isteye isteye, halkı aldatmak, kandırmak, uyutmak için 'ya/aniar söyleyen politikacılan az mı gördük? Zam yapılmayacak derler, bir süre sonra zam yaparlart Şu konuda böyle davranacağız derler, oysa daha beter biçimde davranırlar! işkence yoktur derler, daniskası vardır! 'Bir Turkiye'ye ikinci Türkiye kattiK' derler, 'Nuriu ufuklara vardık' derler, 'Ortadireği kurtardık' derler, 'Çağ atladık' derler, böyle bir şey olmadığını bilerek!... Politikacı su içer gibi yalan söyler. Bunu herkes bilir. Politikacı söyleyecek, sen yazacaksın, yorumlayacaksın, sonra da kalkıp 'sen yalan haber yayıyorsun' diye çıkışacaklar!... Önce politikada yalanı ortadan kaldırsınlar... Doğru soyleyip doğru konuşsunlar... Basın da bu yalanlara kanıp kendini de, okurlarını da aldatır duruma düşmesin! Ahmel Haşim "En güzelyalanı Doğulular söyler" demtş... Yalanı bir sanat haline getirmiştir Doğulular, hele Doğulu politikacılar... Şu parti bu parti için demiyorum, genellikle bütün siyasal partilerin önde gelen kişileri sık sık hem de bilerek yalan söylemişlerdir. Kimi zaman söylediklerinin yalan' olduğunu da düşünemeden... Yapmayacağı işi yapacağım diyen kişi yalan söylemektedir. 'Size çağ atlattım' diyen de!.. Son seçimlerde TV'de böyle 'ya/an1arla karşılaşmadık mı? Sorumluluk bilinci taşıyan gazeteciler, yazarlar bile bile 'yalarfa başvurmazlar. Bir haber yayımlanmıştır, günler geçmiş o konuda bir açıklama, bir düzeltme yapılmamıştır, halk o yalan haberi gerçek diye benimsemiştir, siz o konuda düşüncelerinizi yazmışsınızdır, karşınıza savcılık dikilip 'niye yalan haber yazdın?' derse büyük bir yanlışlık, haksızlık yapmış olmaz mı? Bir yanlış haberi hemen düzeltmek gerekir. Ama düzeltme yazısı o gazeteye, o yazara hakaret dolu sözlerle dolu olmamalı, yazdığınız doğru değil, gerçek şöyledir..: gibi yalnızca bir açikfama niteliği taşımalıdır. Yalan yazmak kötüdür elbet, ama yalan söylemek daha da kötü değil mi? Politikacı deyince neden akla hemen 'yalan' geliverir? Bu yerleşmiş inancı ortadan kaldırmayan politikacının 'yalan yazryorsun' diye basının gırtlağına sarılması biraz çirkin olmuyor mu? Cilt kapakları saüşa sunuldu Cumhuriyet BİLİM TEKNİK dergisi birinci dldinin kapaklan hazırlanmışür. Yaldu baskılı özel cilt kapaklan 2000 TL karşüığında, Cumhuriyet Gazetesi burolanndan, Cumhuriyet Kitap Kulübü temsİlcUiklerinden edinilebilir. alan yazısında "Basın ahlakı kanunlarla düzeltilemez" AİLEN HALKIMIZA TEŞEKKÜR 28 Ağustos 1987 tarihinde başlayan grevimiz, 132. gününde işçilerin başarısıyla sonuçlanmıştır. Başarı yalnızca Migros işçilerinin değil, işçi sırufının başarısıdır. Grevimiz sırasmda destek ve dayanışmalanyla mücadelemize güç veren sayın haJkımıza teşekkür ediyoruz. AYNUR KARAASLAN TezKoop Iş Sendikası Ist. 3 Nolu Şube Başkaru Cumhuriyet gazete burosu veya Kitap KulObu temsilciliklerinin bulunmadığı kentlerden gelecek talepleri posta ile karşılayacağiz. Bu okurlanmızın 2000 TL'yi adresimize posta havalesi ile göndermeleri gerekmektedir. Adres: Cumhuriyet Matbaacıhk Gazetecilik T.A.Ş. Cumhuriyet Bilim Teknik Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğiu/lstanbul MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI TASFtYE İŞLERİ DÖNER SERMAYE IŞLETMELERİ GENEL MUDÜRLÜĞÜ tSTANBUL İŞLETME MUDÜRLÜĞÜ EŞYA SATIŞ İLANI 1 tstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğü'ne bağlı tstanbul Satış Gümrük Müdürlüğü denetimindeki 4, 8, 15 nolu, Istanbul Giriş Gümrük Müdüriüğü denetimindeki Karaköy 20 nolu, Salıpazarı 2, 3, 4, 5, 6, 7 nolu, Hasköy 63 ve 67 nolu, Camialtı 62 nolu, Haydarpa$a Giriş Gümrük Müdürlüğü denetimindeki Goztepe 10 nolu, Haydarpaşa 1, 2, 4, 5 nolu ile Eski, E ve Konteyner ambar'.arında bulunan, dökümü şartname ekinde belirtilen ping pong topu, oto radyo teyp, don yağı, plastik kalıp, radyo kaset test malzemesi, PVC esaslı boru, viskos ipeği, el aletleri, çalar saat aksamı, motorsiklet aksamı, jütten çuval, kepçe, su zımparası, platin 624306 kg. sodyum trifolifosfat, elektrikli soba, klozer, cam, ıroıhtelif giyim eşyası, el kantan, hurda video parçaları, organik boya, otobüs şasi aksamı, aydinger kâğıdı, teyp bandı ile dosyası Istanbul Satış Gümrük MüdürlüğO'nde bulunan Harem Tekel Nakliyat Müdürlüğü iskelesinde bulunan 1 adet hurda balıkçı teknesi 18254 sayılı 17.12.1983 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan "Gümrüğe Terkedilen, Terkedilmiş Sayılan, Müsadere Edilen Eşyanın Tasfıyesine llişkin Tüzük"ün 18685 sayılı 5.3.1985 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan değişik 1121'inci maddeleri uyannca açık arttırma suretiyle 26.1.1988 tarihinde birinci defa satılamayanların anılan Tüzüğun 19/G maddesi uyannca 10.2.1988 tarihinde ikinci defa, 25.2.1988 tarihinde üçüncü defa satışı Laleli Büyük Reşit Paşa Caddesi Kızılay Tören Salonu'nda satılacaktır. 2 Birinci defa yapılan satışta alıcısı çıkmadığı için ikinci kez satışa çıkarılacak eşyaların listesi birinci satışın, ikinci satışta alıcısı çıkmayan eşyalann listesi ikinci satışın tamamlanmasını müteakiben ilan tahtasına asılarak ilan edilecektir. Gazeteye ayrıca satış ilanı verilmeyecektir. 3 Açık amırmaya konu 168 kalem eşyanın satışı yukarıda belirtilen günlerde 09.00 12.00ile 13.0016.00saatleri arasında yapılacaktır. 4 tdareden yazılı izin almak suretiyle 12.1.1988 tarihinden ilibaren saat 09.00 16.00 arasında yukarıda yerleri belirtilen ambarlarda satışa konu eşyalar görülebilir. 5 a) 86/10943 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 1.8.1986 tarihine kadar ambara giren eşyaların satış bedelinin %10'u nisbetinde ardiye ücreti ayrıca alıcıdan tahsil edilir. Satılan eşyaların satış tarihini izleyen günden itibaren alıcı tarafından teslim alınarak götürüldüğü tarihe kadar olan süredeki bütün masraflar ve ardiye, yükleme, boşaltma, nakliye, tartı gibi ücretler ilgili tarife uyarınca alıcıdan tahsil olunur. b) 1.8.1986 tarihinden sonra ambara konuian eşya için tespit tarihine kadar olan süre ile ilgili olarak ayrıca ardiye ücreti alınmaz.b Ancak, tesbit tarihinden sonra satılan eşyaların alıcı tarafından teslim alınarak götürüldüğü tarihe kadar olan bütün masraflar ve ardiye, yükleme, boşaltma, nakliye, tartı gibi ücretler tarife uyarınca ayrıca ahcıdan tahsil edilecektir. 6 Katma Değer Vergisi mevzuatı hükümlerine göre, eşyanın satışta bulunduğu değeri üzerinden hesaplanacak KDV alıcı tarafından ayrıca ödenecektir. 7 Şartname veekleri îstanbu! lşletme Müdürlüğü ilan tahtasında görülebileceği gibi, Satış Kurulu Başkanlığı'ndan bedeli mukabili temin edüebilir. 8 Satış şartnamesi sözleşme yerine geçer. 9 Satışla ilgili olarak 512 54 19 ve 512 54 20 numaralı telefonlardaıı bilgi alınabilir. tlan olunur. Basın: 38768 SÖMESTR TURLARI AVUSTURYA KayakTuru ZELLAMSEE KAPRUN Seçkin kayak merkezlerinde: 3 yıldızlı olel ve pansiyonlar ELEGAN İLE 9 gece 10 oıin: • Gtdişgeliş Neoplan slobüsle • Gidiş ve dönuşte yolda 1 gece Niş'te Konaklama • Ai7u edene yarım pansiyon esasma göfe Trieste'ye gidiş geliş imkanı • Neoplan oîobüslerle gidiş«eliş • Gidiş ve aör.üjie 1 gece Selamk'le 5 gece Atina'da konakiama • Şehir turları, • Rehberlik hizmelleri Balıkesir Gazete Kâğıdı Fabrikası'nın entegre tesislerinin:( komple satışa çıkarılmış olması, herkesin gözünden kaçmış bulunmaktadır. Fabrikanın fizibilite hesaplarına göre yapılan kereste kısmı neden satılıyor? Kuruluşundan beri muntazam çalıştırılmayan tesisierin gazete kâğıdı maliyetine etkisi üzerinde de duruimuyor... Bugünkü zor durum, gazete kâğıdı fabrikalarının kuruluşlarından gelen ve üzerine ciddi olarak gidilmeyen sorunlarıyla basının diğer sorunlarının konuyu bilen yetkili kuruiuşlarla konuşularak halledilmemesinden kaynaklanmaktadır." Görünen o ki, gerek yasal gerekse yapısal sorunlann çözümü konusunda yetkililerde niyet eksikliği vardır. Sonuçta tuhaf yasa tasanları hazırlanmaya devam edecektir, kâğıt sorunu da çözümlenmeyecektir. Basın basının çaresine baksın, ama bakarken de çözücü de davranmayan yetkililer, hiçbir seve alınmasınlar... MISIR 2S Ocak4 Şuiut KAHİRE LUXOR ASWAN ABUSlMBa 7 gece 8 gun • « gece Kahire'de Sheralon otelinde • 3 gece, Sheralon getn,sinde konaklafna • Rehberlik hizmeılcrı • Ttar.slerler VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Merhum Hüseyin Lütfü ve merhume Hatice Hekimgü'in oğlu, emekli başögretmen Muzaffer Hekimgü'in biricik hayat arkadaşı, sevgili Koca Dedemiz ATINA SEUNİK 2431 Ocak KIBRIS 7 gece 6 gün Yarım [lansiyon konaklama * Hercumartesi veher pazaıtesi normal uçakfa gidiş geliş • fiehberlık hizmeilefi Em. Ön.Yzb. (192673) (Sabri Sivas) 148 93 00 147 93 67 OrCAMİlASTOMLAM A.J. Volikonofiı Oad^ Boşofonlar Apl. İ11/6A Nişortoş. Istorinjl Telec 27 163 uok tf | J g H O SABRİ HEKİMGİL'in 10 Ocak 1988 günü hakkın rahmetine kavuşmuş olduğunu büyük bir üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz. Kederli ailesine Tanrıdan sabırlar, Koca Dedemize rahmetler dileriz. • Trar.îlerler BAŞBAKANLIK TOPLU KONUT VE KAMU ORTAKLIĞI tDARESİ BAŞKANUĞI'NDAN Istanbul 1. Boğaziçi Köprüsü Gelir Ortaklığı Senetlerinin gelir payı ödemeleri hakkında duyuru (•) Boğaziçi Köprüsü " A " tertibi Gelir Ortaklığı Seneüeri anapara ödemesi ile " A " ve " B " tertiplerinin altıncı altı aylık gelir paylarının ödenmesine 13 Ocak 1988 tarihinden itibaren Türkiye Iş Bankası'nın bütün şubelerinde başlanacaktır. Altına altı ayda " A " tertibi senet sahiplerine 3.037.091.093 lira " B " tertibi senet sahiplerine 2.699.636.527. lira olmak üzere toplam 5.736.727.620. lira gelir payı ödenecektir. Böylece altıncı altı ayda " A " tertibi senet hamilleri, net yüzde 60,74 ve " B " tertibi senet hamilleri ise net yüzde 53,99 oranında gelir payı almış olacaktır. Buna göre, bir önceki altı aylık dönemde dağıülan gelir payları ile birlikte Boğaz Köprüsü A tertibi senetler için yılbk yüzde 107,87 ve B tertibi senetler için yüzde 95,88 oranında net gelir vermektedir. 1. Boğaziçi Köprüsü Gelir Ortaklığı Senetlerinin 6. dönem gelir payı ödemeleri, tertip ve küpürleri itibariyie asağıdaki gibidir. A TERTİBİ B TERTİBt Gelir Payı Gelir Payı Kupürü (TL) Miktarı (TL) Kupürü (TL) Miktan (TL) 50.00 30.370 50.000 26 995 100.000 60.740 100.000 53.990 500.000 303.700 500.000 269 950 1.000.000 607.400 1.000.000 539.900 (•) 12 ve 13 Ocak 1988 tarihlerinde yayımlanacaktır. Av. Yılmaz Savaşer ve eşi ÇAĞDAŞ YAYINLARI Dhan Selçuk MfldBRÖZCÜN MÜZİK YAPIM S£LPA 5^rAVSUNAR « DESTE CUNAYDIN CANIMI YOLUNA KOYDUCUM Tüm piakçılarda Studyo Degışim Tonmeıster SEZER BAĞCAN işte.. Arşivlik bir kaset daha I M Ç 6 Blok 6506 Unkapanılst Muzlk Ounyasında ZIVERBEY • •• • KO: 1500 lira (KDV içinde) Tel 512 58 32 SATILIK İŞYERİ Üç katlı 1000 m2 mağaza ve her türlü işyeri için. Tel: 579 53 68 Röntgen makinası 500 miliamper çalışma ruhsatınla birlikte kiraya veya ortak olarak verilecektir. 177 18 51 Çağdaş Yayınları, Türkocağı Cad. 39/41 CağaloğluİST
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle