Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/4 TELEVİZYON 17.55 Açüış 18.00 GençlerbirliğiDinamo Minsk Avnıpa Kupa Galipleri Futbol Karşılaşması (Naklen) 19.45 Mtizik: Wham 20.30 Haberier ve Hava Dunımu 21.15 Mtizik 21.30 InterBeşiktaş Avnıpa UEFA Kupası Futbol Karşılaşması (Naklen) 23.20 NapoliReal Madrid Avrupa Şampiyon Kulupler Kupası Futbol Karşdaşması (bant yayın) 01.00 Haberier 01.15 Kapanış NOT. Avrupa Kupaları'ndon naklen yayınlarda saat değışıklığı olduğu takdırde, yayın akışmda delifiklık yapılacakur KÜLTÜRYAŞAM 30 EYLÜL 1987 Devlet Tiyatrosu mevsimi açıyor Kultur Servisi lstanbul Devlet Tiyatrosu 19871988 tiyatro mevsimini 1 ekım perşembe gunü "Önemli Adam" adlı oyunla açıyor. Sabahattin Kudret Aksal'ın yazdığı, Kemal Bekir'in sahneye koyduğu oyun Atatürk Kiiltiir Merkezi Oda Tiyatrosu 'nda izlenebiiecek. Franzkaver Roetz'in yazdığı "Insan Meier" adlı oyun 16 ekimden başlayarak yine Oda Tiyatrosu 'nda sergilenecek. Taksim Sahnesi 'nde ekim ayı suresince Moliere 'in "Cimri"si, Garcia Lorca'nın "Mariana Pineda"st, Muge Gürman'm "Cadılar Macbeth'i" adlı oyun sahnelenecek. Pazar gunleri 11.00'de Faik Ertener'in "Siz Ne Dersiniz?" adlı çocuk oyunu, 25 ve 31 ekim tarihlerinde ise Sadık Şendil'in "Yedi Kocalt Hürmuz" adlı müzikali izlenebiiecek. Art Press dergisi yazarı Jacgues Henric, ressam Ömer Uluç'la konuştu IstanbııTdan Paris'e uzaııan bîr serüven Afrika ve ABD'den sonra çalışmalarını bir süredir Paris'te sürdüren ressam ömer Utuç, şu sıralar Mimar Sinan Hamamı 'nda yapıtlarını sergileyen 6 ressamımızdan biri. Fransa'nın ünlu sanat dergisi "Art Press"in yazı kurulundan Jacques Henric, 1987 nisanmda Ömer Uluç'la konuşmuştu. Henric, aynı zamanda önde gelen Fransız romancılarmdan biri. Sanat, özellikle resim üstüne kitaplar da yazıyor. tki yıl önce yayımlanan "Resim ve Günak" adlı kitabı ilgi görmüş, tartışmalara yol açmıştt. Uluç'un 1986 ekimindc Paris'te açtığı sergiyle ilgili konuşma "Art Press"in 1987 nisan sayısında yayımlanmıştı. JACQUES HENRİC kerler, bir tank. taştan aslanlar... Bu figuratif temalar sana nasıl kendilerini kabul eltiriyorlar? Rastlantı mı? Bir çeşit biçimsel, kuruntusal bir mantık mı? ULUÇ Bunlar aktualiteye, antropolojiye ya da batıl inançlar dünyasına ait olan, bazen saplantılr.rdan çıkan objeler. Gündelik yokoluşlara karşı benim kişi^l savunmamı sağlıyor ve bana başkalarıyla paylaşabileceğim bir şey veriyor. Kargalar, denizaltılar, tankerler, orada, İstanbul'un ortasındalar. Kentin içinden bir koridor gibi geçen suyun içindeleı. Onları görmek zor değil diyeceksin. Doğru, ama onların resmini ancak yeni, şimdi yapabılmeyi başardım. Buyuk sehirlerin sağırlığı içinde gerçeklikle ılişki kurmak nasıl mumkun olabilir? Gerçekliğin yumuşak bolgelerini ve dil bulmak şartiır. Paris, uzeri altm tozlu, büyuk ölçekte bir toplama, izlerin bir deposu gibi. Burada bir kere daha ustume gelerek gorunenden, taş rölyeflerden, hayvanlar, çıplaklar ve kişilerden kalkarak resim yaptım. Konular ve temalar sadece saydam araçlar değildır. Resmedildikçe giderek, daha kişisel bir hale geliyor ve sanırım bugünun resminde daha onemli bir yerlere varıyorlar. Evrensel sırıtış, imajların bolluğu, fışkırması ve fermantasyonu bızi bize aıt bir hiyeroglıfe İKİNCİ KANAL 19.50 Açüış Küçümenler Köyü 20.10 Spor doğru itiyor. Benim için objelerin yüzdüğu özel bir göle sahip olmak önemli. Çelişki şurada ki, paylaşmak için sadece bizi başkalarından ayıranı sunabiliyoruz. Beni çok ilgilendiren bir tablo serisi var. Bebeklerin bir tablonun tek kahramanları oiması, resimde az gorulen bir tema (her zaman ana. baba. aileler fazla uzakta degillerdir). Bu seri nasıl doğdu? Birinin adı "Bebek İkon". Niçin İkon? Gorünene koşan ressamlar vardır. Bir de yalnız kendi üstlerine doğru gelenleri goren ressamlar vardır. Ömer Uluç, bu 20.15 Müzik ikincilerden. lstanbul, Afrika, 20.45 Yazın Yarışalım Amerika ve Paris (ona burada rastladık) arasında yaşanan sert Prvgnamda, yarifmacılara Izmır ile ılgılı sorular soruluyor. ve garip bir seruven. 21.30 Haberler Resminde hemen çarpan oradaki jest; onun geniş, keskin, 22.00 TV'de Sinema: Sahne Korkusu hızlı, bazen y umuşak, bazen şid(Aynnıılı bılgı vandakı suıunlardaj detli >6nu. Bunlara tuş denemez. görıinürde biçimsel bir tekrarla 23.45 Kapanış iist uste binen renk boşalımları. Bu jestin sana nereden geidiğini bilijor musun? Ona ne gibi bir İZLEYİCİ GÖZÜYLE i$lev yuklu\orsun? Resim y^ıparTürkçeyi unuttuk! ken hareket eden viicut mu, kol TRT'nın dil polıtıkası üzerine söyleyecek söztimiiz öyle çok ki... Ancak mu, sadece el mi? dınleyecek kimse çıkar mı, büemiyoruz. ULL'Ç Altmışlı yılların orDıl, yaşamla ıç içedir. Biz çocuklanmıza "lahakkuk, fakfjaassup, lasvip, tasında buyuk bir karalama istetemaşa, teati"yi "öğretmek" gibi yapay bir ılışkiye ıtılıyoruz. Kıtle ğiyle, mekanik bir şekilde deseniletışiminde başatlığı yadsınamayacak bir araç olan televizyon, dıl polittkasında anlamsız tutuctıluğuna son vermezse, bizler, çocuklanmıza ler yaptım. Sanki batıl inançlabirer OsmanlıcaTurkçe sözluk hediye etmek zorunda kalacağız. Lutfen, ra bağlıydım ve ozel hayatımın dilı siyaseım çarkma sokmayalım. Kuşaklann ıletışım zorluklarma bir de Uzerimdeki belalannı uzaklaştırmak istiyordum. Bu biçim oladil konusundakı tutucutuğumuz eklenmesın. Lutfen TRT özturkçeden, rak, soyut ve sinirli bir suslemevebadan kaçar gıbı kaçmasın ETHEM ZEYBEKOĞLV Mugla cilikti, uçmakta olan kişileri ya da onların parçalarını hatırlatan RADYO desenler ortaya çıktı. Onlara "Armalar" diyordum. Benim T R T I 05.00 Vl'S. Program ve kısa haberler. 05.05 Ezgı ker\anı 05.30 Sohsilerbaşlangıçlarımdan biri de bir den bırer şarkı 06.00 Köye haberler. 06.10 Gunaydın 07J0 Haberler. 07.40 Gunun ıçınolasılıkla buydu. Paralel olarak, den 09.40 Arkası yarın 10.00 Kısa haberler 10.05 Reklamlar 11.00 Kısa haberler 11.05 Okul radyosu 12.00 Kısa haberler 12.05 Reklamlar. 12.10 Turkçe sözlu hafıf muo donemin fazla coşkulu estetizık UJOTurk halk muzıgı ozel programı 1235 Reklamlar ve radyo programları 13.00 ğinden kendimi kurtarmaya çaHaberler 13.15 Muzik 13J0 Bölgesel >ayın ve reklamlar 14.45 Turküler 15.00 Kısa lışırken ust üste yığılan renklerhaberler 15.05 Ogleden sonra 16.00 Kısa haberler 16.05 Okul radyosu 17.00 Kısa hale ya da söylediğin gibi renklerin berler 17.05 Köyumuz köylumuz 17.25 Bölgesel yayın ve reklamlar. 1S.00 Çocuk bahdeşarj perileriyle çalışmaya başçesı. 1S.15 Haftanın çocuk şarkısı 18.20 Muhavyer faslı 1J.50 Hafıf muzık ve reklamtar 19.00 Haberler ve olayların ıçınden 20.00 Yurtlan sesler 2030 Kadın besıekârlarımız ladım. Yetmişli yılların başında 21.00 Kısa haLcrler 21.02 Radyolıyaırosu 2X00 Turküler geçıdı 1120 Küçuk konser bu jest benim için bir kızdırma, 22.40 Şarkılar. 23.u? Haberler. 23.15 Gecenın ıcınden. 00.55 Gunün haberlerinden özethem de saldırma biçimi oldu. İsler 01.00 Proeram ve 'K^panış 01.0505.00 Gece yayını. tanbuPda yaşadım, e\et, sonra T R T I I 07.00 Açılış ve program. 07.02 Solısllerden seçmeler. 07J0 Haberler 07.40 Afrika ki oraya resim dışı neTurküler ve oyun havaları. 0*00 Ikı solıstıen sarkılar. 08.30 Sabah konserı. 09.00 Turdenlerle gitmiştim. Ancak orada küler 09.15 Çocuk bahçesı. 0950 Traffic Toplulugu 10.00 Şarkılar. 10.20 Turküler gehemen hemen sadece resim yapçidı. 10.40 Bir eser ınceleyelim 11.00 Kadınlar toplulugu 11J0 Turküler 11.45 Hafıf muzık. 12.00 Şarkılar 12.10 Çeşıtlı sololar 12.45 Işıl Yucesoy söyluyor. 13.00 Habertım, kadın resimleri. Bu hareket ler 13.15 Hafıf muzık B J 0 Caz sanaiı. 14.00 Erkekler lopluluğu. 1430 Yabancı dıl ile duşünmeye ahştım. Daha candersı 15J0 Oda müzığı. 16.00 Şarkılar. 16.20 Arkası yarın H.40 Turküler geçıdı. 17.00 lı bir imaja varmak için bazı yolDılkeşaveran faslı. 17J0 Çeşıtlı muzık 17.50 Hafif muzik. 18.00 Yuman sesler kadınlar bulmama yardım etti, figürlar toplulugu 18J0 Bılım ve teknolojıde yenı ufuklar 18.50 Çocuklar şarkı söyluyor lerin tekrarlanması, kekelemesi W.OO Haberler ve olayların ıçınden. 20.00 Beraber ve solo şarkılar 2030 Yabancı dıl d«rsi. 2130 Hafıf muzık. 21.45 Solıstler geçıdı 22.15 Hafıf müzık. 22.30 Bir roman ya da hızı, mümkün olduğunda / bir yazardao hıkâyeler 22.45 Turküler. 23.00 Haberler. 23.15 Beraber ve solo şarkıda bir gerılim yaratabihnem gilar. 23.40 Hafıf müzık 23.55 Muzığı vaşatantar 00.55 Program ve kapanış. bi. Bence, orneğin Futüristlerde, T R T I I I 07.00 Açılış ve program 07.02 Hafıf muzık. 0730 Sabah konserı. 08.00 eski Mısır sanatına ve GiacometSabah ıcın muzık 09.00 Haberler. 09.15 Muzikli dakıkalar. 10.00 Tempo. 11J0 Öğleye ti'ye kıyasla, bir şeye, belki de sadogru 12.00 Haberler 12.12 GunUn konserı. 13.00 Erkekler toplulugu 1330 Turküler dece kendi dönemlerine bir çeşit geçıdı 14.00 Konser saatı 15.30 Solıstler geçıdı 15.55 tkı solıstıen lurkuler. 16.25 Hafbir yapışmışlık ve artık hareket uuun çocuk şarkısı. 1630 Caz du>gusu. 17.00 Haberler. 17.15 Sızler ıçın. 18.00 Sıudyo edememezlik var. Mısır sanatı FM. 19.00 Haberler. 19.15 Muzık dunyasından. 20.00 Her hafta sızlerle. 2030 Müzık rüzgân. 21.00 Muzik bilmecesı 22.00 Haberler 22.15 Gecenın getırdiklerı. 23.00 Bir ise, zaman içinde yolculuk edîyor konser. 0030 Gece ve muzık 01.00 Program ve kapanış ve bize kadar varıyor. Ben daha çok üzerime doğru gelen şeyleTİ, kendini lekrarlayan objeleri, bir karmaşadan su ustune çıkanları şu ya da bu şekilde duzene SOLDAN SAĞA: sokarâk resim yapmaktayım. 1/ Bursa'nın yeni kurulan Hızh ya da daha az hızlı çalıştıbir ilçesi. 2/ Bir goz rengi... ğım oluyor, ancak her zaman reBaklavaya benzeyen bir tur simlerin bitişi uzunca bir zaman hamur taclısı. 3/ Alçak, alıyor. korkak... Şarkı, turku. 4/ Kulak iltihabı... Eski bir ağırlık ölçusu birimi. 5/ Kuşlar, su, denizaltılar, tanUzaklık anlatmakta kullanılan soz... Akım şiddeti SANAT KULİSİ bırımi kiloampenn simgesi 6/ Yatır... Kuzu sesi. 1'' Öğutulmuş tahıl... Akaju da denilen buyuk bir orLluslararası İstanbul man ağacı. 8' Kimse, kiÇağdaş Sanat Sergileri şL.Destek 9/ Yuk katarı. çerçe\esinde Askeri YLKARIDAN Muze'de duzenlenen AŞAĞIYA: 1/ En yuksek sayılan bir tanrırun yanı sıra D o k ü N < L sergiler geçen pazar gunu D ? daha başka lannların da varlığını kabul u açılacaktı. Sergileri I eden ılkel bir din anlayışı. 2/ Az tavlı top R A A duzenleyen lstanbul Kultur rak... Bir haber ajansmın simgesi. 3/ İstan <B N ve Sanat Vakfı, her zaman M bul'un bir semti... Susamuru kurkü. 4/ Ak U olduğu gibi, basına L o B tif. 5/ Kuran'da bir sure... Dünyamızm uykolaylık olsun dıye i dusu... Baryum elementînin simgesi. 6/ N € b i M sabahtan bir basına açılış L. M | ? U T L Turkiye'nın de uyesı bulunduğu bir örgut... düzenlemıştı. Sabah saaı L Amonyaktaki hidrojen yerine, tek değerli U V I .' 11.00'deki ozel açıhşta hidrokarbonlu koklerin geçmesiyle oluşan t M i 12 M basın mensuplarına gerekli ürunlerın genel adı. 7/ Bir uzunluk bırimınin kısa yazriışı... Bir bağlaç... bılgi ve dosyalar Güney Amerika'daki dağ sırası. 8/ Asya'da bir gol... Bankaya para yasunulacaktı. Üstelik tıran kimse. 9/ Yurdumuzu çevreleyen denizlerden birı. kalabahk yokken fotoğraf çekınek de daha kolay T.C. ALTINTAŞ. SULH CEZA olacaktı. Tabii, erken bir açılış duzenlenmesinde, MAHKEMESİ'NE AİT KARAR ÖZETİ sergilerin açılış haberinin Altıntaş ilçesi Cumhuriyet Mahallesi'nde fırıncı Talip oğlu 1952 gazetelerin erken doğumlu İSMAİL KUŞ hakkmda: kalıplarına girmesi Mahkememizin 11.3.1987 tarihve 1987/54 esas, 1987/4"' karar nolu isteğinin de payı vardı. kararı ile Gıda Maddeleri Tuzüğu'nun 304. maddesine aykırı olarak ekmekte etiket yapıştırmayarak satışa arz etmek suçundan TCK'nun Ancak basına açılışın saati 398, 59, 72 maddeleri gereğince toplam 26.666 TL. ağır para cezası geldi geçti, basından ile cezalandınlmış, aynca TCK'nun 402/1. maddesine göre 2 ay \5 gün süre ile meslek ve sanatının tatiline, 7 gun muddetle ışyerinin kapatılmasına TCK'nun 402/2 maddesine göre tirajı 100 binın uzsrinde bulunan gazeteye suç duyurusunda buiunması ile ilan yapılması için yeteri kadar hükum ozetinin cumhuriyet savcılığımıza tevdiine karar verilmiş, karar temyiz edilmeyerek 17.7.1987 tarıhinde kesinlesmistir. , Baskeıbol eğııımmı konu alan bu programda Uniü basketçılerden urneklerle bırtakım temel bılgıler venlıyor. ULUÇ Bunlar, bebekler, bebek kadın ve erkekler, korku figurleri, hayaletler, killingler, benim resmimin çekirdeği. Bana öyle geliyor ki, her ressamın bir çekirdek objesi ya da en azından her şeye tercih ettiği bir konusu vardır. Bütün serüvenlerin sonunda gene ona dönulur, belki de en büyük serüven odur: Yarı figuratif, yarı soyut, içlerinde bu bebeklerin belki de o zamandan beri bulunduğu, bir çeşit figürleri andıran çok renkli, kapalı ve yoğun formların bulunduğu bir dönemden sonra, yukarıda "Armalar" diye sözunu ettiğim dönemde daha figuratif bir biçimde kadın resimleri yapmaya başladım. Bu figur bana ilk kez artık bu kadar net olarak gozukuyordu. Sonra Afrika, soyut figuratif, vb. gibi estetik kategorilerin anlamını benim için altust etti. Geleneksel olarak çok katı estetik kurallann olduğu bir ülkeden gelen beni, Afrika sanatını oz atmosferinde gormek çok çarptı. Yetmişli yıllardaydı, buyuk tuvaller uzerine, geniş hareketlerle ve çok özgün bir biçimde hem kadın, hem bebek olan gene bu aynı figuru yapmaya koyuldum. Bu figur benim ışimın devamlı çekirdeği olarak hep benimle kaldı. Böylece lstanbul'un ozel ışığında ya da her tarafından imaj fışkıran Paris'te de onu takip ettim. Belki de o resimde Bizans'ın gu Sanat kongreleri KAHtRE (AA) Mısır'ın başkenti Kahire'de çalışmalarına başlayan Tiirk Sanat Kongresi çerçevesinde Menyel Sarayı 'nda Tiirk El Sanatları Urunleri sergileniyor. Sergide basta Ege yö'resi halıları olmak üzere çok sayıda keramik, hat, tezhip, dokuma ve benzeri el sanatları ürünleri yer alıyor. 8. Türk Sanat Kongresi nedeniyle Kahire'de bulunan Kultur ve Turizm Bakanhğı Müsteşar Yardımcısı Aytuğ lzat, Mısır basmına yaptığı açıklamada, Kultur ve Turizm Bakanı Mesut Yılmaz'ın, seçim çalışmaları nedeniyle bizzat kongreye katılamadığım soyledi. ASKERİ MÜZE'S'İN BAHÇEStNDE ''Art Press" dergisinin yazı kurulu uyelerinden, sanat elestirmeni ve romancı Jacques Henric (sağda), lstanbul Çağdaş Güzel Sanat Sergileri'nin konuğu olarak Istanbul'a geldi. Henric, bu arada Ömer L'luç'la (solda) birlikte Askeri Muze'de açılan sergileri de gezdi. (Fotoğraf: LALE FİLOĞLU) muşi ışığını duşundüğüm için ona Bebek İkon diyorum. Amerika'da yaşadın, Amerikan resmini iyi biliyorsun. Sanıyorum ki Morris Louis'in resmini çok seviyorsun. Amerikalıların çalışman iızerinde ne etkisi oldu? Neden inatla figuratif kaldın? ULUÇ Amerıkan resmini iyi biliyor muyum, bılmem. Ilk seyahaümde dışavurumculuk hâkımdı. Bu, Amerika'nın hayal dunyasını açığa vurduğu bir donemdı. Cesaret ve riskten zevk alışlanyla bir devrime, bir "altına hucum"a atılıyorlardı. Bu goruntu beni çok etkiledi. Morris Louis'in görduğüm son büyuk sergisi, 1%5'te Londra'daydı. Bende bir özgürlük duygusu, estetik zincirleri kırma, seyahatler yapma arzusu uyandırdı. Onu Matisse'le aynı aileden bir sanatçı olarak göruyordum. Iç çatışmaların ve çelişkilerin kendini kolayca oOstermediği bir aile. Beni şaşırttı ve garip bir şekilde bilardo topu gibi tamamen ters yöne gittim. Buyuk erdemlerinden biri resmin merkezinden uçlarına ve hatta tuvalin dışına doğru yaydığı ferahlık. Bendeki buyuk etkisi şu oldu: Donuşümde o zamana kadar duyarlı olmadığım Osmanlı sanatının geleneksel renkçiliği beni tamamiyle kendisine bağladı. Amerika'ya ikinci seyahatimde, yetmişli yıllarda, her tarafta gelişme, ilerleme fikrini temsıl eden, buna karşı eleştirel bir mesafeden yoksun buluşlar gordüm (Kavramsal Sanat, Minimalizm gibi.) Beni gerçekten sarsan buluşlar, gerçek bir karmaşalık taşıyan ve habercüer tarafından taşınmışçasına, uzaktan gelen buluşlar. Bana öyle geliyor ki, "inatla figüratiF' kalmışsam, eninde sonunda hiçbir zaman fazlasıyla figuratif olmadığımdandır. İstanbul'dan geliyorsun, önce Hıristiyan, sonra MüsJüman putkıncdığın büyük merkezi. Bu, seni duşunduren ve resmin üzerinde etkileri olan bir tarih mi? ULUÇ Putkıncılık muhtemelen, Doğu Hıristiyanlığının içinde taşıdığı bir antitez olarak Bızans sanatında var. Benim için İslam sanatlarının en kesin, en soyut, en renkli ve geometrik olanı Osmanlı sanatı. Bu, putkırıcılığın daha şiddetli bir devamı oldu. Gümuşî \e altın renkli ikonlar, mozaikler ve freskler dunyasının karşısına dikildi. Bu iki sanat, özellikleri ve zıthklanyla bizi buyuledi, en azından gündelik olarak butun bunların içinde yaşayan bir kuşağı. Orada çağdaş sanatın çevre yolunda olan bizler için bu durumun çok farklı sonuçları oldu. Batıda soyut ve figuratif uzerine yapılan tartışmalar bizim için çok başka bir anlam taşıdılar. Her zaman düşundum ki gençlik haşarıhğım olan ve artık bugün geçmiş bulunan buyuk bir gerginlik içinde, soyutla figuratif arasındaki ufak aralıktan geçme isteğim, yaşadığım o yer \e onun tarihıyle ilgıliydi. Koklere ınanmıyorum. Tersine, kendini yaratma ozgurluğune ve karşı çıkmaya inanıyorum. Ancak yaşanılan o yerlerle belirli ya da belirsiz gerçek bir diyalog kurmak aslidir. Kultürlerin deplasmanı, onları birbirlerine bağlayan yeraltındaki görünmez sular üzerindeki yeni birleşimler ancak boyle olur. Jaco Pastorius öldü Kultur Servisi Dunyanm gelmış geçmiş en buyuk basçılarından Jaco Pastorius 21 eylul gunu Florıda 'da oldu. 12 Eylül günu, Florida'nın Fort Lauderdale caddesınde, gunduz vakti r kapalı olan bir bara girmeHn isteyen Pastorius, kapıdaki"? görevliler tarafından fena halde dovuldu. Komaya giren sanatçı, dokuz gun sonra BrovvardHasianesi'nde öldü. Caz otoriteleri tarafından, son yırmı yılın tartışmasız en iyi basçısı sayılan Jaco Pastorius, özellikle enstruman tekniğiyle, elektro basgitan bir armoni ve rıtm aleti olmaktan çıkarıp, solo muzik için ele almasıyla tanımyordu. Öncelerı bir zamanlarm ünlu toplulugu "Blood, Sweat, and Tears" da Joni Mitchell'le çalan Pastorius, daha sonra esas ısmıni duyurmasma yol açan "Weather Report" topluluğuyla çalıştı. Daha sonra topluluktan aynlan Pastorius, solo çalışmalar yaptı. Özellikle Japonya konserı ve Charlie Mıngus'un bestelerine yaptığı yorumlarıyla müzıkseverleri buyuleyen sanatçı, 1983 'ten sonra eski formundan uzaklaşmış, giderek yalnız kaimış ve parklarda yatmaya başlamıştı. 35 yaşında ölen Jaco Pastorius, inanılmaz surati ve ozgun tını anlayışı ile, 6O'lı yılların başında Scott La Faro'nun kontrbasta yaptığı gıbı, elektrobasta bir devrim gerçekleştirmiştı. BULMACA HAMAMIS KADINLAR K1SMINDA Ressam Omer l'luç, 1. L'luslararası fstanbul Çağdaş Sanat Sergileri kapsammda duzenlenen Geleneksel Yapılarda Çağdaş Sanat Sergileri'ne Sultanahmet'teki Mimar Sinan Hamamı'nda katıldı. L'luç, yapıtlarını Şenol Yorozlu ve Mehmet Gün 'le birlikte hamamın kadınlar kısmında sergiliyor. {Fotoğraf: UĞUR GÜSYÜZ) 2. KANAL / TVDE SİNEMA tstanbul üzerine bir kitap yazmakta olan Alman gazeteci Klaus Barisch ve "Art Forum"' dergisinden Pier Luigi Tazzi de oradaydı. Kimileri de, basının gelmeyişini o sabah saatlerin bir saat geri alınışına bağlıyor, "Acaba basın, saatlerini ayarlamayı unutup erken geldi, bekleyip gıtti m i ? " diye soruyordu. Mehmet Gun ise, matbaanın Turkiye'ye 200 yıl geç geidiğini söyluyor. bu yuzden de basını 2100 yılına kadar beklemenin daha doğru olacağını belirtiyordu. 200 yıl sonra! Hitchcock'ıın Ingiliz nıizahı Korkusu (Stage Fright) / Yönetmen: Alfred Hitchcock. / Oyuncular: Jane Wyman, Marlene Dietrich, Richard Todd, Michael Wilding, Alastair Sim, Sybil Thorndike, Kay IValsh. / 1950 yapımı. / 105 dakika. Kiiltiir Servisi Bir cinayetle haksız yere suçlanan bir genç adam kaçar ve sevdiği genç kız aracılığıyla, gerçek katili bulmaya çalışır... Hitchcock'un İngiltere'den Amerika'ya goç ettikten sonra ülkesine donerek yaptığı sayılı fılmlerden biri... Hikâyeyi, tam kendisine uyacak bir hikâye olduğunu soyleyerek ısrar eden studyo (Harner Bross) yoneticileri aracılığıyla kabul eden Hitchcock, filmi kendisine özgü ustalığıyla anlatmasına karşın, sonuçta en iyi, en başarılı filmlerinden birını ortaya koyamadı. Sinema tarihçileri, bunda filmin içerdiği sinema tarihinin tek "yalancı flashback"inin onemli bir rol oynadığını ileri surerler. Gerçekten de, filmin başında yer alan ve kahramanımızın bir cınayet olayını anlattığı "flashback" (geriyedonuş), filmin sonunda ">alan" olarak ortaya çıkar. Aynca film, tipik Hitchcock oyuncusu olmayan (nitekim yonetmenle ilk ve son kez çalışan) oyuncularıyla da, yönetmenin istediği doğrultuda gelişemiyor. Jane W>man, bu fılmdeıı 2 yıl oncc "Johnny Belinda" filmiyle Oscar almış, yetenekli bir oyuncu... Ama eleştirmenler, W>maıı'ın Hitchcock'un W •rİ 1 • • •p "Kanm nerede?" Aya Irini'deki sergıden önce hazırlıklara ilk başlayan sanatçı François Morellet'ydi. Sergi hazırhklanm izlemeye gittiğimizde, Morellet, ayaklarında sandaletleri, sırtında bol bir gomlek, paçaları iki kez kıvrılmış pantolonuyla, tabii bir de kansıyla kilisede çalışıyordu. Morellet'ye kendisiyle gorüşmek istediğimizi soyledik. Birlikte dışan çıktık, kapının onune koyduğumuz sandalyelere oturduk. Tam konuşmaya başlıyorduk ki Morellet şoyle bir çevresıne baktı ve kapının kilitlenmiş olduğunu gordu. Sandaletleri, gomleği ve pantalonu vardı, ama karısı yoktu ortalıkta. Bunun uzerine, " K a n m ! . . " diye yerinden fırladı. "Kapıyı açın, kanm içerde kaldı!.." Kapı açıldı, Morellel'nin "sakın sakin" kıliseyi gezmekte olan karısı dışanya çıkarıldı... Enver I\aei Gökşen Odülii İSTANBUL (VBA) Eğıtimciyazar Enver Naci Gokşen Çocuk Edebiyatı Ödülu bu yıl "Çocuk Hikâyesi" dalmda verilecek. Yarışmaya katılacak adaylarm en geç 1 kasım tarihine kadar daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış yapıtlarını Gazeteciler Sııesı, Dergıler Sokak No. 10 adresine göndermeleri gerekıyor. Ocak 1986 yılında ölen eğıtimci ve yazar Enver Nacı Gokşen'in anısını yaşatmak amacıyla her yıl çocuk edebiyatınm bir dalmda yarışma duzenlenecek. Sayı: 1984/585 Davacı Ankara Buyükşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından davalı Mustafa Gafa aleyhine açılan tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda: Yenimahalle ilçesi Ergazi köyü 309 parsel sayılı taşınmazda 1500/9250 hissenin 185.000 liraya kamulaştırılması nedeniyle davalı Mustafa Gafa adına olan tapu kaydının iptali ile davacı Ankara Büyukşehir Belediye Başkanlığı adına tapuya tescüine. Yargılama gideri %10 lira ile 6500 lira avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, Yargıtay yolu açık olmak üzere 16.9.1987 gun 1987/375 sayı ile karar verilmiştir. Iş bu ilanın yayınlandığı tarihten 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayüacağından ilandan itibaren 15 günluk yasal süre içinde adı geçen kararı temyiz etmediğiniz takdirde hükmün kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur. 18.9.1987 T.C. YENİMAHALLE ÜÇÜNCÜ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ İLK VE SON KEZ "Sahne Korkusu"nda tipik Hitchcock oyuncusu olmayan sanatçılar rol alıyor. Nitekim Marlene Dietrich de, Richard Todd da ' 'Sahne Korkusu' 'nda Hitchcock 'la ilk ve snn kez çalıştılar, Dietrich fîlminde yine kendisini oynuyor. Todd ise elinden geleni yapıyor, ama kişiliğini geliştirecek az fırsat yakalıyor. ğı doğrultuda, gönlü oyunculukta olan bir genç kızdan çok, amator bir hafiye, bir tur genç Mrs. Marple kişiliğine buründuğunu ve filmin akışını bozduğunu söyluyorlar... Ingiliz aktorü Richard Todd, elinden geleni yapıyor, ama ona kişiliğini geliştirmek için film boyunca çok az fırsat çıkıyor. Marlene Dietrich ise kısa, ama etkileyici rolunde, bir karakteri canlandırmaktan çok, gorkemli, stilıze davranışlan, "femnu' fatale" tavırları \e >arkıları\l.ı. bir ke/ daha Marlene Uielrich'ı canlandırıyor. Ikıncı planda. Alastair Sim (kızın babaM), Mkhael \\ ilding (müfettiş), " D a m e " unvanlı yaşlı oyuncu Sybil Thorndike, filme tipik Ingiliz bir " h u m o u r " u n sinmesini sağlıyorlar. Zaten bu Ingiliz mizahı, yine birçok elejtirmene gore, filmi kurtaran başlıca oğe oluyor... "Sahne Korkusu", Hitchcock'un filmleri arasında tiyatroya en çok dayananı... Gerçekten de tüm film, hem ti\atro çevresinde geçiyor, hem de hemen tum kisilıklerin olduklaıından bajkd gorunme ı,abasi>lj bir " o y u n " mtelığı alıyor. Her Hitchcock filmi gibi gorulmcye değcr... Avrııpa'da İtalyan disaynı Kiiltiir Servisi Mimar Sınan Ünıversıtesı 'nde 2 ekım cuma gunu saat 15.00'te "Avrupa'da İtalyan Dizaymnm Yeri" başlıklı bir konferans yer alacak. ttalyan Kultur Merkezi 'nin işbirliğiyle duzenlenen konferansı Venedik Ca Foscart Ünıversıtesı Modern Sanat Tarihi Kursusu oğretim ııyesi Ord. Prof. Gıuseppe Mazzanol verecek. kimseler ortada görünmedi. Oradaki tek basın mensubu Cumhuriyet muhabiriydi. Bunun uzerine sanatçılar arasında bazı esprıler dolaşmaya başladı. Kimıne gore, yabancı basın 21 galiptı. Çunku Cumhurıyet'in muhabirine karşılık,