23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 EYLÜL 1987 CUMHURİYET/13 Ismet Inönü'nün 104. doğum yıldönümü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Turkiye'nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönii doğumunun 104. yıldönümunde anıldı. İsmet İnonü'nün doğum yıldönümu dolayısıyla dün ailesi ve SHP'Iiler Anıtkabir'i ziyaret ettiler. Anıtkabir ziyareti sırasında İsmet İnonü'nün oğlu ve SHP Genel Başkanı Erdallnönii, hem Atatürk'ün hem de babasının kabrine çelenk koydu. Ziyarete aday listesi hazırlama çalışmalanna ara veren SHP MYK üyeleri de katıldı. Erdal İnönü saygı duruşundan sonra Anıtkabir defterini imzaladı. Anıtkabir ziyaretinde Inonu ailesinden Erdal İnonü'nün yanı sıra İsmet İnonü'nün torunu Giilsüm Bilge• a ile eşi ve çocuğu bulundu. •n 1988in iç çamaşırları İngütere'de Linda ve Emma Jane (soldaki) adındaki mankenler, serin sonbahar rüzgârlan altında 1988 yaz ve ilkbahar iç çamaşırı modellerini sergilediler. Triumph Modaevi'nin duzenlediği defile, gençlerin büyük ilgisini çekti. Modaevi yetkilileri, önümüzdeki yılrn modeUerinde yumuşaklık, sempatiklik ile rahathk ve uyumun ön planda tutulacağını bildirdüer. (Fotoğraf: REUTERj 3.5 milyarlık kaçak döviz EDİRNE (Cumhuri)et) Kapıkule Sınır Kapısı'nda ihbar uzerine 2 Yugoslav vatandaşının otomobilinde 3.5 milyar liralık döviz eie geçırildi. Ihbar uzerine otomobilin zulasında bulunan paralar, 10 veznedar tarafından makinelerle 8 saatte sayılabildi. Güvenlik kuv\etlerine Yugoslav uyruklu bir kişinin otomobili ile yurtdışına buyük miktarda yabancı para kaçırılacağı ihbar edilmesi uzerine önceki gece gumrüğe gelen Siilejmani Reşat yonetimindeki SK 107420 plakalı otomobil dikkatle izlendi. Otomobilde bulunan Sulejmani Reşat ile Siilejmani Saip, gumrüğe tabi bir şeylerinin bulunmadığını yazılı olarak beyan etıiler. Bunun uzerine otomobilde yapılan aramada aracın altındaki "zula" bölumiinde çok iyi ambalajlanmış 100 paket bulundu. Eczaneye giren otomobil Istanbul Haber Servisi Fatih 'te önceki gece bir eczaneye giren otomobil büyük hasara neden olurken, kaıayı görenleri şaşkınhğa uğrattı. ölen veya yaralanamn olmadığı kaza, önceki gece saat 02.00 sularında meydana geldi. Olayda, kimliği henüz belirlenemeyen bir kişinin kullandığı "34 DVC 70"plakalı bir Murat 131, Fevzi Paşa caddesiEski Altay sokak 3 numaradaki eczaneye cepheden girdi. örme kepenkleri yvrtarak içeri dalan otomobil, yaklaşık 25 metre yükseklikteki bir inşaat çukuruna bakan duvarı da yıkarak durdu. Ölüm tehlikesini son anda atlatan sürücü, olay yerinden kaçtı. Olaydan sonra eczanede büyük hasar meydana gelirken, kaçan sürücünün aranmasına başlandı. Grevcilere gıda yardımı İSTANBUL (A A) BeUdiyelş Sendikası, 9 gündenbu yana grevde bulunan Türkiye Motorlu Tasıt Işçileri Sendikası (TÜMTtŞ) işçilerinegıdayardımında bulundu. Topkapı Nakliyeciler Sitesi 'ne gelen Belediyelş A nadolu Yakası Şube Başkanı Orhan Özhan, "TÜMTİŞ işçilerinin, haklı grevini desteklediklerini ve grev süresince yanlannda olacaklannı'" söyledi. Daha sonra, özel olarak hazırlanmış 80paket çesitligıda maddesi, Belediyelş Sendikası 'nınlstanbul'daki 7şube başkanı tarafından grevdeki isçilere dağıtıldı. HABERLERİN DEVAMI OLAYLAREV ARDENDAKI (Bastarafı 1. Sayfada) GERCEK lar içinde gerçekleşmektedir. 1 Kasım genel seçimlerinden sonra Ankara'da kurulacak hükümetin dışa ve içe döniik her alanda önemli kararlar alması gerekebilir. Bu kararlann ulusal hayatımız bakımından belirleyici ve devleti yönlendirici nitelikler taşıyabileceği şimdiden sezilmektedir. 1980'den sonra Turkiye'nin hızla borçlandırılması süreciyaşanmışttr. Bu sürecin nereye kadar ttrmandırılabileceği bir soru işaretidir. Yuvarlak sayılarla 50 milyon nüfuslu, 50 milyar ulusal gelirli olan, 35 milyar dolar borçlu bir ülkeyiz. Birkaç yıl içinde dış borcun 50 milyar dolara tırmandınlması çok uzak bir olasılık değildir. Latin Amerika devletlerinde geçerli borç tuzağının, Ortadoğu'da çok değişik sınır ilişkileri içinde bulunan ve dünya stratejisi olçeğinde çok önemli yeri olan Türkiye'ye taşınması duşündürücü ve kaygı vericidir. Türkiye hızla bir dönemece yaklaşırken, ülkemizin iki şeye gereksinmesi büyüyor: Bunlardan birincisi ulusal birlik, ikincisi demokrasidir. Ne yazık ki bugünkü tozdan ve dumandan yansıyan izlenim her ikisinin de üstünde siyasal iktidar hırsmın geleceğimizi yönlendirmede ağır bastığıdır. * * * 'in dönüşü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kapatılan AP'nin Genel Başkanı Süle> man Demirel 7 yıllık aradan sonra, DYP'nin dün Ankara'da yapılan olağanüstu buyük kongresinde, oylamaya katıian 864 delegenin oylarını alarak oybirliği ile DYP Genel Başkanlığı'na seçildi. Kongreye DYP'nin 927 delegesinin 864'ü katıldı. Seçim sonuçlarının ilanından bir süre sonra kongrenin yapıldığı Ataturk Spor Salonu'na eşi Nazmiye Demîrel'le birlikte gelen Süleyman Demirel büyük sevgi gösterileriyle karşılandı. Bu arada bazı kişilerin ağladıkları görüldu. Demirel, genel başkan seçildikten sonra yaptığı konuşmada, Başbakana TV'de açıkoturuma çağrı davetiyesi çıkardı, "Eğer yürekleri yetiyorsa gelirler açıkoturuma" dedi. Bir saat on dakika süren konuşması boyunca sözleri sık sık "Muhteşem Süleyman" ve "Başbakan Demirel" sloganlarıyla kesilen Demirel, kürsüden herkese barış çağrısında bulundu. Evethayır'ın artık mesele yapılmamasını isteyen Demirel, "Türkiye bölünmesin, bütiin kalsın" dedi. DYP'nin olağanüstü büyük kongresi dün saat 10.00'da Atatürk Spor Salonu'nda toplandı. Genel Başkan Vekili Hüsamettin Cindoruk omuzlar üzerinde ve büyuk sevgi gösterileri arasında salona girdi. Divan başkanlığına Zonguldak milletvekili Köksal Toptan seçildi. Sa Ionun tribünleri ve içi hıncahını» insan dolmuştu. Alkışlar ve sevgi gösterileri arasında kürsüye gelen DYP'nin uçüncü Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, 15 dakika süren konuşmasında l4Mayıs 1985'de yapılan büyük kongrede kendisine verilen genel başkanlık görevini yaptığını söyledi. "Görev, demokrasinin kilidini asmak. yasakların zincirlerini kırmaktı. Tekmil veri>orum: hedef kırmadan. dökmeden. kavgasız yerine getirilmiştir. Allah sizden razı olsun" diye devam eden Cindoruk, şimdi lideri ve DYP'Iileri yeni görevlerin beklediğine işaret ederek şöyle konuştu "Uzlaşmaya dayalı, dengelere dayalı bir Türkiye için tüm partileri işbirliğine çağınyonız. İktidar, yalanla dolanla milleti kandırmaya çalışıyor. İktidar demokrasi üzerinde kara bir lekedir. Tüm lekeler gibi çitiler çıkannz. İşte alternatif, işte DYP, işte Demirel. Sadece Cenabı Hakkın alternatifi yoktur. Çare Demirel'dir." büyük engel. bugünkü iktidardır" dedi. Demirel, "Asayiş devlet işidir, ne köprüdür. ne barajdır. O sebeple ihale mevzuu da olamaz" biçiminde konuştu. Süleyman Demirel, konuşmasının başlangıcında "hür ve demokrat Türkiye" hedefinde buyük gelişme kaydedildiğini belirterek, "Ne çoklu düşünce, ne de çok partili siyasi rejim, milletimizin birliğini \e ülkemizin toprak bütünluğunu bozucu, anarşi, terör ve kan dökülmesine sebep olucu kavram ve müesseseler değildir" dedi. Hukuk devletinin önündeki engellerin kaldırılmasının kimseyi rahatsız eımemesini isteyen Demirel, sözlerini "Türkiye bir bunalıma sürüklenmiş ve bunalım sonrasında aydınlığa giden yolu, ileri hedef >e ufukları gözeterek açmamıştır. Bunun neticesidir ki, Türkiye'dt siyasi partiler hem demokrasinin avrılmaz parçalarıdır, hem de en yaşlısı dört yaşındadır" biçiminde sürdürdü. "Türkiye'yi yasaksız hale getirenin millet" olduğunu, halkoylaması sonucu ile gururlanması gerektiğini söyleyen Demirel, siyasi iktidarın yasaklı Turkiye'nin devamını istediğini savundu. Demirel konuşmasında özetle şu görüşlere yer verdi: "Mardin'in Pınarcık köyünde üç aylık çocukla, ülkenin bir başka yerinde. başka bir vatandaşımızın kanı arasında fark goren zihniyeti, nefretle, nefretle, nefretle reddededrim. 12 Eylül öncesi anarşiden AP'yi sorumlu tutmak, sadece bühtandır. Onu da reddederim. O bir devlel bunalımı idi. Asayiş. devlet işidir. Ne köprüdür, ne barajdır. O sebeple, ihale mevzuu da olamaz. Bir siyasi iktidar, de\letin güvenlik güçleri ile özdeşleştiği iddiasında olursa, o iktidarın icraatının falurası da o güvenlik güçlerine çıkarılır. O, güvenlik güçlerini ve orduyu tahrip eder. Devlet hepimizindir. Ordu hepimizindir. Lider sultasının. ihtilal gerekçesi yapıldığı bir ülkede, böyle bir durumun 'hoşgörü' ile karşılanması hazindir. Seçim Kanunu'nda yapılan değişiklik, şartlar denk gelirse, >üzde 32 oy alan bir partiyi, iktidar yapabilecektir. Bu, azınlık tahakkumüdür. Ne azınlık çoğunluğu sultası altına almalı, ne de çoğunluk azınlığı ezmelidir. Barış o zaman olur. Bu, yozlaşmadır. Kimseye kırgın değiliz yolsuzluklar müstesna kimse ile, bir hesaplaşma peşinde değiliz. Geriye saplanmış kalmış değiliz, ileriye bakıyoruz. Ben bir seçim konuşması yapmıyorum. Sadece bundan evvel sö>lediklerimle, geldiğim yeri bağlıyor, bundan sonrası için >ol gösteriyorum. Seçim konuşmaları esnasında neyin nasıl yapılacağı ortaya konulacaktır. Ülkenin, bunalımlara düşmeden yönetilebilmesi ve bunun gerektirdiği mekanizmalann lesisi şartır. Devletin restorasyonu gereklidir. Demokratikleşme istikâmetinde yeni gayretler kaçınılmazdır. Demokrasi için işbirliğine, bütün vatandaşlar katılmalıdır. Bu ülkenin vatandaşlarının hiçbir ayırım yapmadan, eşit tutulması ve herkesin birinci sınıf vatandaş sayılması, düşünce, inanç ve diğer farklılıkların siyaset dışında bırakılması lazımdır." Demirel'in DYP Genel Başkanlığı'na getirildiği kongre haberini TRT. 10 dakika haber olarak verdi. Bunun 4 dakika 25 saniyesi kendi sesinden verildi. NOTLAR Menderes'siz kongre BETÜL UNCULAR ANKARA Demirel dün Ataturk Spor Salonu'nda buyük bir muüuluk yaşadı. 12 Eylül sabahı bırakmak zorunda kaldıgı AP genel başkanlık görevini bu kez DYP Genel Başkanı olarak üstlendi. Demirel dün buruk bir mutluluk yaşıyordu, tıpkı Salonda bulunan dev port^e^indeki huzunlü ve mahzun yüzü gibi... Aydın Menderes yanında yoktu. Geçen kongrede omuzlar üzerinde salona giren Menderes dün yalnızca bir kez "Menderesler ölmez" sloganı ile anıldı. Demirel için sıcakhk nedeniyle dökülen terlere kanşan gözyasları ile dolan gözler Menderes'i boşuna aradı. Aydın Menderes bir süredir kayıplara karışmışu. Referandumda "hayır" çıkan Aydın ilinde Nahit Menteşe, ismet Sezgin gibi eski ağır topları Menderes istemiyor muydu yoksa?.. Demirel tercihini Menteşe ve Sezgin'den yana mı koymuştu?.. Bu sorular kongre boyunca boşuna yanıt aradı... Genel başkanlığa oybirliğiyle seçilen Demirel'in sıyah bir döpiyes gıymiş, her zaman b&\ ımh eşi Nazmiye Demirel'le salona girişi görülmeye değer bir tabloydu... "Muhteşem Süleyman", "Başbakan Demirel" sloganlan. davul zurna eşliğinde göbek atanlar, sirenler, gülsuyu yagmuru altında tum gözler salonun kapıstndan girecek siyah şapkaya dikilmişti. Divan Başkanı Köksal Toptan'tn Demirel kürsüye ilerlerken mikrofondan yayılan hamast sözleri insanlann çoğunu ağlatıyordu... Demirel, konuşmasının başında büyük bir bolumü "minnet ve şükran"larım sunmaya ayırdı. Cindoruk'a, Avcı'ya, Tuna'ya özellikk teşekkürlerini bildiren Demirel, 6 Eylül'den önce "evet" dedirttiği topluluğa dün "hayır" sloganı attırdı. "Bu iktidardan memnun musunuz?", "Haaaayır...". Demirel neşeli devam etti. "6 Eylül'den önce size hayır'ı unutturmak için çabaladık. Yanhş yapmayas4nız dije. Şimdi rahatlıkla bu kelimeyi soyleyebilirşiniz..." Salondan kahkahalar yükseldi. Demirel konuştu, konuştu. Demirel DYP'ye genel başkan oldu. DYP'lilerin deyiınivle hasret sona erdi. Şimdi gözler seçime çevrıîdi. UGUR MUMCU (Bastarafı 1. Sayfada) GÖZLEM AP ve CHP'ye hukuki varlıklannı geri vereceğiz Cindoruk, ihtilaller dönemınde kalkınmanın durduğunu, demokrasi ve kalkınmanın DYP için aynı hedefler olduğunu, siyasi kararları milletin vermesi gerektiğini dile getirdiğı konuşmasında, 12 Eylül'de verilen yanlış kararların düzeltileceğini, DP, AP ve CHP'ye seçimden sonra hukuki ve mal varlıklannın geri verileceğini söyledi. Kongrede daha sonra Süleyman Demirel'i 67 il başkanı ortak bir önergeyle genel başkanlığa aday gösterdi ve seçim yapıldı. Delegelerin on sandıkta kullandıkları oylamaya 927 delegeden 864'ünün katıldığı açıklandı. Oylama sonunda 864 delegenin tümünün oylarını alan Süleyman Demirel DYP'nin 4. genel başkanı oldu. Sonucun alınmasından sonra, Güniz Sokak 'taki evinden hareket ederek Atatürk Spor Salonu'na gelen Demirel, coşkun sevgi gösterileri arasında kürsüye çıktı. Kursüde DYP Genel Başkanları Cindoruk, Avcı ve Tuna'yı öpen Demirel, kendisini genel başkanlığa seçen delegelere minnet ve şükranlarını sundu. "İtimadınıza layık olmaya çalışacağım. Gecemi gündüzüme katacağım" dedi. DYP'yi bugünlere getirenlere de ayrı ayrı tesekkür eden Demirel, 23 Haziran 1983'te kurulan DYP'nin ashnda 2 Haziran 1983'de Ankara ile Zincirbozan arasında bir otomobilin içinde kararlaştınldığını anlattı. 12 Eylül öncesi olayların faturasının kendilerine çıkarılmasının doğru olmadığını zamanın göstereceğine işaret eden Demirel, 6 Eylül öncesi söylediği gibi iki sandığın ortaya çıktığını, birincisinin üstesinden gelindiğini söyledi. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Bastarafı 1. Sayfada) ekonomik sosyal yeni seçenekleri ardı ardına sıralayacağı yazılıp duruyordu. Eylul 1986 da Evren'e karşı ünlü çıkışmı yaparken susan Türkiye yerine konuşan Türkiye arayan, ne var ki konuşnıa olanağı çtkınca 6 Eylül'den bu yana suskunluk perdesinin gerisinde dııran Demirel diinkü konuşıvasıyla yandaşı çevrelerin beklentilehni boşa çıkarıyordıı. Kuşkusuz kafasında seçimle ilgili bir takviın yaprmştı. Belki de gelecek günlere sarkan bir dizi içinde bırer ikişer yeni önerilerle ortaya çıkacaktı. Belki de genel başkan olarak TV'den hemen her gün üç beş sanıyelık sürelerde halka seslenmeyi hesaplıyordu. Her gun basm (oplantıları duzenleyerek ikıidara geldığinde enflasyondan hukuk devleti anlayışına kadar neler yapacağını sıralayacaklı. Çevresınden yayılan "takvim" şımdilik bunları gösteriyordıı. Dunkü kongreyi bir partinin sıradan toplantısından çıkaran, olağanüstü nitelik veren tek oğe, insanı bunaltan iist üste yığılınış insan lardı. \'e kadar eskinin, AP'nin siirgırı de o/sa, DYP'de de bir bunye değişimi gorülüyordu. Yeni heyecanlar eskilerin yureklerini kabartan isteklerle pek koşııt değildi. Kısacası kalabalık arasında yer yer yapabıldiğimız söyleşiler DYP alt kadrosunun eski siyasetçileri liste başında gorıneyi arzu etmediğini açık seçik gosteriyordu. Nıtekim seçimin yazgtsını "listelere bağlayanlar" azımsanmayacak kadar Jazlaydı. Bu yargtyı söyleyenlehn hemen hepsi örgut adamıydı, yandaştı, partiliydi. Şimdi Demirel, en azından 4050 eski siyasetçiyi, "seçim yeteneği" oldıığu varsayınııyla listelere yerleştirmeye yonelecekti. Liste beğenilmezse, halk öniıne konulan isimleri benimsemezse oy potansiyeli olan herhangi bir ilde DYP'nin seçimi yitirmesi işten bile değildi. Bir siyasetçi dün bir benzetıne yaptı. Halkoylamasında lokomotifîn arkasına fazla "umut yüklü vagonlar" bağlanmıştı. Her islasyonda bir vagon yitirilmiş, hele sonuç kılpayı çıkınca DYP'nin laban gücünde "moral bozukluğu" başlanuştı. Demirel bir dağılma, bir kararsıztık ortaımnı dağıtıp DYP'ye umuı bağlayanları yenid.en çevresinde toparlayabilecek miydi? Yakınlarına göre Demirel bu soruya "Toparlarız " yanıtını vehyordu. Nitekim Demirel, konuşmasında seçimin "anormal koşullarda " yapılacağını söyleverekheın zamana karşt koşmadaki güçlüğü hem de devlet olanaklarıyla yasal zorlamalunıı ıktıdara sağladığı avantajı anlatıyordu. Özellik!" propaganda suresinın on gune indirilmesinden vakınıyor, yedı partıye 220 dakika TV hakkı verilirken, bu sürenin 60 dakikasının ASAP lehine daha önce hukümet olarak Özal'ın yaratacağı ekran propagandasına eklendiğını vurguluyordu. Kısıtlı sürede derdini halka anlatamayacağı kuşkusuyla Demirel, "ülkeyi yönetenlerin yüreği yetiyorsa" muhalefete TV'de daha çok konuşma olanağı vermesini istiyordu. Tabıi Özal, Berlinde bu konuşmayı öğreniyor, içinden gülüyor, gulüyor olmalıydı. Ustast olduğu Özal'ı, Demirel hiç lanımaımştı. Özal'ı hiçanlamamıştı. Özal'ın hangi becerilere sahip olduğunu keşfedememişti. tktidarı sırasında hep yakımnda önemli sırada luııuğıı Özal'ı "teknik bürokrat" olarak görmüştü. Şımdı daha oncekı yanılgılarıyla Özal'ın yarattıgı başta TV değirmenlere karşı savaşa girıyordu. Demirel, 12 Eylul darbesinin önemli gerekçelerinden "lider sultası"na ustıı kapalı tek cumleyle değiniyor, adaylann tek kişice seçilmesinin Çankaya tarafından "hoşgörü" ile karşılanmasını "hazin" sözcüğüyle tanımltyordu. Ama bu arada Çankaya'ya bir mesaj gonderiyordu. Bir hesaplaşma peşinde değildi. Ecevit gibi "Geriye saplanmış kalmış değiliz, ileriye bakıyoruz" dıvordu. Kendisini 12 Eylül 1980 sabahı, "Bay Süleyman Demirel" diye başlayan bir mekıupla toparlayıp Haınzakoy'a gönderen Evren'le öniımüzdeki günlerde yan yana geidiğinde söyleyebileceğini bugıınden açıklıyordu Demirel. DYP'nin yeni genel başkanı ya seçimden iktidarla çıkacağını sanmıyordu ya da günün irdelemelerine koşııt bir mantık içinde olmayı yeğlıyordu. Çünkii konuşmasında yiizde 32 oy alanın iktidar olmasıyla "azmlık tahakkümünün" buşlayacağım söyluyordu. Hele bu yüzdeyle iktıdara gelenin karşısında yüzde 68 oy dıırurken "böyle bir iktidarın devam edemeyeceğini" uzerine basarak vurguluyordu. Doğruydu soyledikleri. Yanlış anlamıyorsak Demirel de ANAP'ın isıer devlet olanaklarıyla ister son model seçim yasasıyla yeniden ikıidara gelebileceğini ön planda tutuyor, daha şimdiden 1 Kasım sonrası olası muhalefet atılımlarının ipuçlarını vehyordu. ' Yuzde 32 oyla ANAP'ın bir azınlık iklidan olduğunu söyleyecek,. elbette I Kasıırıdan kısa bir süre sonra yine bir seçim yasasıyla hemen seçim isteyecekıi. Görünen köy kılavuz ıstemez. Demirel'in kullandığı bir deyimle giinıı kapatalım. Halkoylamastnda "Nefesle buz dağfarı eritilmiştir" diyor. Bakalım 1 Kasımda buz dağını eritebilmek için nefesi yetecek mi? Aydın Menderes, DemireFi Menderes Artık çok zor. Bir seçim süresi siyasetin dışında kenarda kalmak istiyorum. İnanın ki ihtilaf yok. Sadece bir ihtilaf olsaydı, sineye çekerditn, biterdi. Süleyman Demirel'in yeniden liderliğe gelmesine mi karşısınız, bir çevreye göre buna pek yatkın değil misiniz? Menderes Süleyman Demirel'in tekrar liderliğe gelişi, işin tabii sonucudur. Elbette 12 Eylül'deki statüsüne kavuşurken bazı arkadaşlanna kavuşmaması ilgi çekecek. ANAP'a girecek misiniz? Menderes Kaynağı belli olmayan pınardan su içilir mi? Yok böyle bir şey. Bütün referandum boyunca Demirel'in yanında gezdiniz, bu karannız surpriz niteliğinde. Menderes Referandumla seçim arası mesafe olsavdı bu karar böyle sürpriz elkisi yapmayacaktı. Zaten referandum meselesi hepimizin meselesiydi. Emin olun, seçimde elimden geleni yapacağım. Ancak bambaşka maksatlara bağlanmasını istemiyorum bu kararın. Seçimden sonra Demirelin yerine Hderliğe soyunmanız soz konusu diyorlar? Menderes Böyle manalara bağlanmamasını tercih ederim. Ayrılışınız babanızırt cenazesi sorunuyla ilgili mi? Menderes Tamamıyla hayır, kesinlikle. Süleyman Demirel'e kararınızı ne zaman söylediniz? Ne dedi? Menderes Geçen pazar akşamı kendisine karanmı gidip söyledim. Bana, "Üzülürüm, üzülürsun, istismar ederler" dedi ve şunu ekledi: "Bu konuyu hiç konuşmamış olalımr Aydın Menderes'in bu yanıtlarına karşın DYP kulislerinde başka söylentiler giderek güçlendi. DYP içindeki bir grubun Aydın Menderes'i bir süre sonra Süleyman Demirel'in yerine liderliğe getirmek için bu kararı aldıkları ve Menderes'e kabul ettirerek sonuca vardıkları öne sürüldü. (Bastarafı 1. Sayfada) Aydın Menderes, geçen pazar akşamı, dün DYP Genel Başkanlığı'na seçilen Süleyman Demirel'i ziyaret ederek, "bir süre politika dışında kalmaya karar verdiğini" resmen bildirdi. Aydın Menderes, dün yapılan DYP olağanüstü kongresine katılmadı. Kuliste, Menderes'in kongreye gelmeyişi çeşitli biçimlerde yorumlandı, ancak amacı etrafında herhangi kesin bir bilgi alınamadı. Dün akşam üzeri Aydm Menderes'le görüşen Cumhuriyet muhabirinin sorularına Menderes'in oğlu şu yanıtlan verdi: Politikadan ve DYP'den koptuğunuz hakkında haberler var. Doğru mu, neden? Menderes Doğru. Bir süre politikadan uzak kalalım diye karar verdim. Siyasetin içinde çok kalmaktansa bir süre kenarda kalma.M yeğledim. DYP'den aynlıyorsunuz. Menderes Kişisel bir tercih, tümüyle nedeni bu. Aday olmayacak mısınız? Menderes Hayır, aday olmayacağım. Süleyman Demirel'in oluşturduğu politikaları yeni dönem için kendinize aykırı bulduğunuz söyleniyor, ayrılışınız bu nedenle mi? Menderes Süleyman Demirel'in bugüne kadar fikirlerini tam anlayamadım ki. DYP içinde yeniden bulunmak düşüncesinde misiniz? Özal, Demireri kutladı Öte yandan Başbakan Turgut Özal, Demirel'e bir telgraf göndererek, genel başkanlığa seçilmesi nedeniyle kutladı. "DYP Genel Başkanlığı'na seçilmenizden ötürii sizi en içten duygularımla kutluyorum" diyen Özal, telgrafında şöyle dedi: "Siyasi hayatınızın bu yeni döneminin, şahsımza, partinize ve memlekelimize hayırlar, uğurlar getirmesini Cenabı Haktan diliyor, saygılanmı sunuyorum." Süleyman Demirel, DYP olağanüstü kongresinde yaptığı konuşmada erken seçimi "baskın" olarak niteledi ve "Erken seçimin maksadı, bugünkü iktidarın devamının sağlanmasıdır" gorüşünü savundu. "Nefesle buz dağlannın eritildiğini", "Yasaksız ve konuşan Türkiye'ye gelindiğini" söyleyen Demirel, "Demokratikleşme istikâmelinde en Polis memııru arkadaşını öldürdti İSTANBUL (AA) Arnavutköy'de Kadir Ökten'e ait kömür deposundan kömür almaya giden çevik kuvvette görevli polis memuru Hüseyin Yılmaz, orada arkadaşı Abdullah Ökten'le karşılaştı ve şakalaşmaya başladılar. Bu arada Hüseyin Yılmaz'ın tabancasının aniden ateş alması sonucunda, Abdullah Elmas başından ağır yaralanan Abdullah Elmas hastaneye kaldırılırken yolda oldü. Isparta'dan aday Olağanüstü büyük kongreden sonra Guniz sokaktaki evine giden Demirel, bir süre dinlendi. Saat 16.00'da DYP Genel Merkezi'ne gelen Demirel, her biri yasaklı bir yılı temsil eden 7 koç kurban edilerek karşılandı. Kalabalık nedeniyle 1. kattaki genel başkan odasına çıkamayan Demirel, 2 kapılı bir salona alındı. Tek sıra halinde salona alınan DYP'liler, yeni gene! başkanın elini öperek kutladılar. Demirel. kutlamaları kabul ederken, bir parti görevlisinin getirdiği başvuru formunu imzalayarak Isparta'dan aday adayı oldu. Yasaklar mı? Yasaklar bitti. 7 eylül günü o defter kapandı. 141 ve 142'ymiş, 1402'liklermiş... DİSK'miş, TİP'miş, Barış Derneği'ymiş, TİSP'miş, "nÛBDER'miş... Bunlar umurunda bile değildir üstadın... Özal mı? Özal, ne kadar atılacak temel varsa, bunları, halkoyiamasından önce attı. ibadete açık camileri yeniden ibadete açarak tam halkoylamasından önce din sömürüsünün en kaba örneğini verdi. Önce gazetecilere, "erfrensec//J7yofc"dedi. Halkoylaması gününde de erken seçim yapacağını ilan etti. "Erken seçim yok demiştiniz" diyen gazetecilere de "sizi işlettim" yanıtını verdi. Başbakandır, hakkıdır, işletir! Ya Ecevit? Ecevit, "Halkın üzerindeki yasaklar önemli" diyor; suzömona, kendi yasakları ile ilgili konuşma yapmak istemiyordu, Öyleyse niçin tam halkoylaması yapılacağı sırada propaganda gezilerinde "DSP'nin konuğu" olarak konuşuyordu? Niçin anayasanın 76'ncı maddesindeki yasakların kaldırılması için açıksözlü, içtenlikli ve dirençli bir kavgaya girmiyordu? Ecevit, Halkçı Parti kurulurken, "Beş generalin onaymdan geçmiş milletvekillerini içine sindiremeyeceğini" yakın dostlarına söylemiyor muydu? Öyleyse, nasıl oluyordu da bu onaydan geçmiş iki mangalık milletvekili ile parti kurmayı ve hazine yardımı almayı göze alıyor ve Özal'ın ara seçimlerdeki oyununa gelip, sosyal demokrat oyları bölmek için daha örgütünü kurmadan seçimlere giriyordu? "Hadi girdi" diyelim. Bugün önerdiği güç birliğini ara seçimlerde gösterip, sayın eşini Zonguldak'tan aday göstermeyip, ille de niye İzmir'i seçmişti? Niye mi? Erdal İnonü'nün İzmir'den seçilmesini engellemekti bütün amacı. Bunca deney görmüş Ecevit, elbette eşinin İzmir'de seçilemeyeceğini biliyordu. Bütün amacı, SHP'nin, oylarını bölüp, İnönü'ye zarar vermekti. Ara seçim konuşmalarında Cumhuriyet gazetesini ne kadar da acımasız eleştirmlşti Ecevit? Bornova'da yaptığı konuşmayı halkın arasından izliyorduk. Ne demişti o gün? "Devrimd geçinen gazete" demişti, "Zonguktek'ta DSP'nin bir işçiyi birinci sırada rnilletvekili adayı göstermesini eleştiriyor." Zonguldak seçimlerini izleyen muhabir arkadaşımız bir işçinin birinci sırada aday gösterilmesini eleştirmemisti; eleştiri, adayın kişisel yapısı ile ilgiliydi üstelik. Peki şimdi Ecevit, Zonguldak gibi "işçi kenti"r\öe birinci sıraya ışçi kökenli bir aday koymuyor da bu sıraya niçin kendi adını koyuyor? Ecevit'in kendisi yasaklıyken bir başka "standarf, değilken bir başka "standart"! Kimse kimseyi aldatmasın: DSP ve SHP, aynı kaynaktan, aynı kökenden gelmiş iki partidir, her iki partinin TBMM'deki milletvekilleri Halkçı Parti listelerinden seçilip, parfamentoya girmişterdi. HP milletvekillerinin dörtte üçünü alan parti "çab örgütü" oluyordu da aynı partinin geriye kalan dörtte bir milletvekilini alan parti nasıl "taban örgütü" oluyordu? Siyasal bilimde böyle bir ölçü var mıydı? Böyle bir ayrım söz konusu muydu? Yoktu ve söz konusu değildi. Aldatmacaydı hep bütün bunlar... Hepsi, hepsi aldatmaca... Ya son "özverili birleşme manevrası?" SHP ve DSP'nın birleşmeleri gerekiyordu. HP, SODEP ile nasıl birleşmişse, SHP ile DSP'nin de öyle birleşmesi gerekirdi. Birleşme yolu belliydi. Birleşme bir partinin çatısı altında olacaktı. Ecevit, bu birleşmelere hep karşı çıktı. Bütün birleşme yollarım taa başından beri tıkadı. Şimdi, iş aday saptamalarına gelince "eşitlik, şu, bu" diyerek SHP'ye seçimlerde güçbirliği önerisinde bulundu. Oysa biliyor. Siyasi Partiler Yasası'nın 90'ıncı maddesi bir siyasi partinin seçimlerde başka bir partiyi desteklemesini kesinlikle yasaklamış. Ama olsun... Çıkar televizyona, "Eh ne yapayım, ben birieşmek için elimden geleni yaptım" der... Onun hazırlığı bu. Bu "formül" çoktan beri DSP milletvekillerince ileri sürülüyordu. Ecevit, genel başkanlığı, sayın eşinden devralmadan önce bu "formül" Kara Harp Akademisi eski "strateji hocası" emekli Kurmay Albay Nuri Korkmaz tarafından "aman yazrimasın" uyarısıyla gazetecilerin kulaklanna lısıldanıyordu. Ecevit'in amacı, bu gibi yol ve yöntemlerle, bu seçimlerde elden geldiği ölçüde SHP'ye zarar vermek ve seçmene "görüyorsunuz ya benden başkası ile olmaz" dedirtmektir. Sonra mı? Sonrasına Allah kerim! Bir aldatmacadır bütün bunlar. Sanki bir komedi oynanıyor. Kimin seçmen olup, kimin olmadığı belli olmayan sağlıksız seçmen kütükleri, anayasaya ve içtüzük hükümlerine aykırı yollarla çıkarılmış bir yasa, ücte bir oya dörtte üç sandalye verecek bir seçim sistemi... Bu antidemokratik yasaya karşı bir araya gelip boykot kararı alamayan partiler ve genel başkanlar... Aday seçimini "sivil konseylere" bırakıp, parti örgütlerini hiçe sayan bir oylama yöntemi... Yurttaş olarak hepimize de bu komedide birer "figüranlık" görevi düşüyor. Git, ver oyunu, o kadar. Komedi bu oytarla sürsün, gitsin... JAK ALTARAS'ın aramızdan aynlışının 1. yıldönümunde kendisini büyük bir özlem ve minnetle anıyoruz. Değerli büyüğümüz, eşsiz insan MÜLKİYELtLER BİRLİĞİ VAKFI BAŞKANLIĞI'NDAN 1987 Yılı Rüştü Koray Ödülleri "Düşün yaşamımızın ve kamuoyunun oluşması ve zenginleşmesine yapıtlarıyla katkıda bulunan Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunlarına" verilecektir. Yarışmaya katılmak ya da aday göstermek isteyenlerin yapıtlarıyla, yaşamına ve çalışmalarına ilişkin belgelerle birlikte en geç 10 Kasım 1987 gününe dek Mülkiyeliler Birliği Vakfı Başkanlığı Yüksel Cad. No: 12 Kızılay/Ankara adresine başvurmaları gerekmektedir. Duyurulur. DUYURU TOROS ECZA DEPOSU TİCARET A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle