28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EYLÜL 1987 CUMHURİYET/13 Dört yüz metreye varan mayın tarlaları, iki insan boyundaki dikenli teller, görünmez bir duvar gibi sınır boyunca uzanıyor Suriye sınırında 'görünmez Çin Seddi' 5 kilometrelik sorumluluk alanıyla görevlendirilmişti. Bu alandan biri geçecek olsa, iz tarlasında en ufak bir belirti bulunsa hesabı Muhtar Nezir Alp'ten sorulacaktı. Sınırın en hassas noktalanndan birinde olmasından dolayı, Serçehan köyünün başına gelenlerden ciltler dolusu gülmece öyküleri yazılabilirdi. Biz, sırayla başlayalım. Evinizin sigortası atınca ne yaparsuıız? Attığı yeri bulur, eğer otomatik değilse, üç telle yeniden bağlar, karanlıktan kurtulursunuz. Ama Serçehan köyünün sigortaları attı rru, ne siz açabilirsiniz ne de elektrikçi. öncelikle, elektriğinizin gelmesi için, en yakın jandarma karakoluna giderek haber verirsiniz. Karakoldaki asker de Nusaybin'deki jandarma taburuna durumu iletir. Çünkü sının aydınlatan lambalara elektrik, köydeki trafodan gelmektedir. Köyün trafosunun anahtan da herhangi bir sabotaja karşı Nusaybin'deki jandarma taburundadır. Bir de köylüler, "Elektrik trafodan gittigirie göre, sınırboyu aydınlatmasında kullanılan elektrigin parasuu biz mi ödeyecegiz?" diye merak etmektedirler. Diyelim ki, ekim hazırbğının en hızlı dönemi. Tarlalarda traktörler vızır vızır çahşıyor. Ama köyünüzün sorumluluk alanına giren iz tariası sürüleli iki ay olmuş. Onun için yeniden sürülmesi gerekiyor. Hemen emir gelir: "Tarlalan süriin..." Bir yandan ekime hazırlıktan kalmak var, diğer yandan da harcanacak mazot parası... Ama sorumlu muhtar olduğuna göre, ne yapıp edip sürdürecek iz tarlasıru. Sonra da o iz tariası üzerinde bir iz olursa "Gel bakalun buraya" diyecekler muhtara... Köylülerin anlattığına göre her izde, her adam geçişinde "Gel bakalım buraya"lara dayanamamış Muhtar Nezir Alp. Çıkmış tabur komutanına, "Sınırda onca knle, nöbetçi siperi, avcı çokunı ve aydınlatma var. Yine de bana soruyorsunuz kim geçti diye. Madem ben sonımluyum bırakın bana, ben köylülere nöbet tuttunınıın, geçeoi de, iz tarlasına basanı da yakalattınnm" demiş. Konutan kızmış. "Sen devielteo daha mı güçlüsün?" demiş. Serçehanlılar ın büyük bölümü, "sınır baskısı"na dayanamayarak göçmüş. Evlerin bir kısmı, boş ve hani neredeyse yıkıldı yıkılacak. Köyde kalanlar da bir an önce göçürülmeyi bekliyor. Artık geçinememenin sınınna dayanmışlar. önceleri, Suriye'den çay kahve getirir, Suriye'ye de tütün ve giysi götürürlermiş. Daha sonra iş, hayvan kaçakçılığına dönmüş. Götürülen hayvan karşılığmda elektronik eşya getirmişler. Ancak geçun yolları iyiden iyiye tıkanmış Serçehanlılar n. Kimi eskiden kalma paralarıyla kamyon ya da taksi almış, kimi de başka köylerden arazi kiralamış. Genç bir Serçehanlı, Okumaktan başka" çaremiz kalmamıştır. Ama, yobazlar da işi ele almışlar. Böyle giderse, okumak da çare olmayacak" diyor. * * * "Şu adamlann yiizüne bak"dedi. Sözleşilen saatte iki sürtl, develer ve adamlar geldi. Sının geçirip yetmiş beş bini aldıktan sonra geri dönüşlerini de beklerse, bir yetmiş beş bin lira daha alacaktı. İki sürü koyun karşı tarafa satılacak, iki dcve yükü teyp ve radyoyla geri geleceklerdi. Türkiye tarafında bir kilo koyun, bin lira etmiyordu. Suriyeliler, altı bin lira Odüyorlardı kilosuna. Bir sürü koyun, bir ton araba teybi demekti. Mayınlı alana geldiklerinde, öndeki devenin ipini sağ ayağına bağladı. Emekliyordu. Elinin altına mayın geldiğinde mutlaka anlardı. Tam mayınlı alandan çıkıp, Suriye tarafına gcçeceklerdi ki, ipini ayağına bağladığı deve, yere çöktü. tşte bu, mayırun patlaması kadar önemli bir terslikti. Çöken deveyi kaldırmak, hendek atlatmak kadar güçtü. Birkaç kez dürtüklediler deveyi, kalkmadı. Yanına kedi almadıgına bin pişman oldu. Deve çöktüğünde kediyi belinden bir iple devenin kuyruğuna bağlar, cebindeki benzin şişesinden de biraz döküp kibriti çakıverirdi. Yanan kedi sıçrar sıçrar, bir alev kümesi halinde deveye çarpar, deve de kalkıp, cıyak cıyak bağıran kediyle koşmaya başlardı. Son yedi yıldır sırurda alınan önlemlerden dolayı, bu yöntemi geliştirmişlerdi Suriye'ye geçmek için. Çünkü Nusaybin dolayındaki Suriye sının neredeyse duvarlan örülmemiş Çin Seddi'yle çevrilmişti. Btttttn bunlara karşın, sınırdan sürüleri ve develeri gecirmesinin karşılığı yüz elli bin liraydı. "Deger miydi?" diye sorduğumuzda toprağın altındaki mayınlan yoklayan avuç içlerini iki yana kaldırdı: "Daha otnz yasındayun. ÜkokuİB bile bitirmedlm. Bu zamana kadar bafka bir is de yapmadım. Kendimi bildigimden beri kaçak mal sattnn, agalar içla srtçılık yaptım. Başka aeyle gecinebüirim U..." Nusaybinli'ydi. Kilis gibi Nusaybin de 12 Eylül'e dek kaçak eşyalarla dolu pasajlan olan bir ilçeydi. Nusaybinlilere göre, Kilis'in adı çıkmıştı. Oysa, malın çoğu Nusaybin'den gidiyordu Kilis'e. Şoförlerin "ipek yoln" dediği Ceyhan'dan Habur'a dek uzanan E24 yolu kıyısmdaki "Görülmeyen Çin seddinin duvarlan" en çok, Nusaybin yöresinde yükseliyor. Dört yüz metreye dek varan mayın tarlalan Ue başlıyor, neredeyse iki insan boyundaki dikenli tellerle sürüyordu. Tellerden sonra "iz tariası" vardı. Genişliği bazı yerlerde sekiz metreyi bulan iz tariası, her iki ayda bir sürülerek tazeliğini koruyordu. Nusaybin'e bağlı Serçehan köylüleri, ipek yolu ile üç yanından çevrilmiş Suriye sının ve sınır önlemleri arasında sıkışıp kalmıştı. Serçehan köyü, yuzlerce yıl önce "ipek yolu" üzerinde Bizanshlar tarafından yapılan kocaman kale ile han benzeri bir yapının üzerine serçe gibi konuvermişti.Serçehan köyüne girdiğinizde, muhtar Nezir Alp'in evini, Uzerine asılan bayraktan bulabilirsiniz. Muhtara büyük bir görev vermişlerdi. Evi merkez olmak üzere, sınır boyunca altı kilometre batıya, altı kilometre de doğuya doğru on iki GÜNEYDOĞU'NLN DİKENLİ VL'/L" Tel boy u insanları Yazı ve tbtoğraflar: CELAL BAŞLANGIÇ Hemen hepsi, "öidükten bir süre sonra" çevremizdeki sandalyelere oturtulmuşlardı. Sakallan uzamış, gözlerinin altındaki mor halkalar iç içe girmişti. Bir kavgadan yeni çıkmış gibiydiler. "Yiizlerindeki rengi gördttn mü" diye sordu. Yoktu ki... Yüzlerinin rengi kaçmıştı. Kimi "kül rengi", kimi "ldreç gibi" diyebilirdi. Ama gözlerinin altındaki morluklar dışında, yüzleri renksizdi. Binlerce yıldır hiç uyumamışlardı sanki. Türkiye'den çıkmadan, son duraİc yerlerinde dinleniyordu sürücüler. lçlerinden biri, arkadaşlannın yüzünü gösterdikçe bize soruyor, ardından da kendi yanıtlıyordu: "Türkiye ile Irak araanda hiç durmadan gjdip gekJigiraiz için böyle yüzJerimiz. Bir gün bile duramayız. Eger dunırsak, araçlannuzuı borcu ödenmez, evlerimizin geçimi dönmez. Verdikleri arabayı çeviriverirler adamın altından, borç taksitlerini ödeyemedi, diye." Habur sınır kapısına yaklaştıkça tstanbul'a olan özlemimizi gideriyoruz. Hani geceyi Taksim'de, ya da Ortakoy'de bir barda geçirmişsiniz de, şimdi Boğaz Köprüsü'nden geri dönerek, Kadıköy yakasındaki evinize gidiyorsunuz, gibi bir duyguya kapılıyor insan. Nusaybin'den yola çıktık, Suriye sınırını sağımıza aldıktan sonra, yüzlerce tanker ve kamyon arasında Irak kapısına doğru gidiyonız. Her yan ışıl ışıl, lambalar lstanbul'un çevre yolu üzerindekiler gibi, sarı, donuk bir ışık veriyor. Ancak, bunlann tel boyunca uzanan ampuller olduğunu anımsayınca, içinizi soğuk bir yalnızlık kaphyor. Biliyorsunuz ki, oralarda insanın bulunması, üzerine çevrilecek projektörler ve açılacak ateş demektir. Böylesine verimli Mezopotamya toprakları üzerindeki bu tedirgin bekleyiş, bu kimsesizlik insanın sinirlerini geriyor. Hepimiz için geçici bir dunımdur yolculuk. Ancak "tpek yola" üzerinde direksiyon sallayarak yaşamlannı sağlayanlar ise geçici durum, bir yerde oturmak, bir evde kalmaktır. Onlar için kalıcı bir dunımdur yolculuk. Bunu öylesine rahatsız olmadan yapıyorlar ki, araçlarını sürdükleri bölümde, evlerindeymiş gibi yaşıyorlar. Herhalde, evlerinde de, bizim araçlarda yolculuk etmemiz gibi, geçici duygusuyla ve biraz da tedirgin yaşıyorlar. Cizre'den geçip Silopi'ye geliyoruz. Biraz ilerisi Habur sınır kapısı. Ardı Irak... Gece iyice bastırmış. Cizre ve Silopi'deld bakkal dukkânları ışıl ışıl. En büyük kentte bile, bakkallan böylesine çok, sıra sıra görmek olanaksız. Hepsi kendisine uğrayacak bir T1R ya da tanker bekliyor. Ancak, anlaşılan burada "hemşeri yöntemi" geçerli. DUkkânlann üzerinde "Ankara Bakkaltyesi," "Kastamona Gıda P»zan", "Mersinli Rıflu" gibi tabelalar var. Şoförler "dogum yeri"ne göre uğruyorlar herhalde bu dükkânlara. Silopi'deki otellerde yer yoktu. Boş kalan baza yataklarda ise değil uyumak, odada durmak olanaksızdı. En iyisi bir TIR parkına girip, sabaha dek oturmaktı. girip, sabaha kadar oturmaktı. TIR parkında yorgun yüzlü şoförler, araçlannın koltuklannda yatmadan önce son birkaç lokmalannı yiyorlardı. İnsan iyiden iyiye yolun sonuna geldiğini duyumsuyordu. Irak'ta güçliikler Gazeteci olduğumuzu ögrenince, yorgunluklannı, birkaç saat sonra çıkacakları yolu unutuyor sanki şoförler. Başhyorlar dertlerini sıralamaya. En büyük yakınma Irak'ta başlanna gelenlerden: "Iraklılar bize döşman giW davranıyor. Dejfl güler ynz gösterroek, neredeyse küfrediyor. Diyelim aracımız anza ympü. Dikilip başımıza, hemen çek buradau arabanı, dryoriar. Hiç bozak araba gider mi?" Biri bırakıp, diğeri alıyordu sözü: "Irak'U normal flyatından mazot aldıgjmu hiç olmnyor. Türk olduğumuz için karaborsa flyatUn saüyoriar. Ekmekleri tnzsuz, yiyemiyoruz. Onun için de giderken yanımızda ekmck götiiriiyonu. Sınırdan giderken, eümizden alıyoriar ekmekleri." Gece yansını hayli geçmişti. Türkiye"ye dognı gideceklerle vedalaşıyoruz. Irak yolculan üe zaten beraberiz. Sabah erkenden Habur'a dognı yola çıkacağız. Sınırlan aşmak Habur sınır kapısı Silopi'den sekiz kilometre uzaklıkta. Ancak tabelalar Suriye^nin sınır kenti Zaho'yu da göstermeye baslıyor artık. Zaho yirmi kilometre... Sınırda tankerler, TIR'lar kuyruk olmuş. Kontrollerin bitip, sıranın gelmesini bekliyorlar. Şoförlerin gerçek dinlenmeleri de bu. "Tilki uykusu"na yatıp, motor sesi duyana kadar uyuyorlar. Eğeı uyanıp da araçlarını bir iki adım ileriye almazlarsa, gelen önlerine giriyor... Sımr kapısından sorumlu Mardin Vali Yardımcısı Mehmet Seyman geçiş yapan şoförlerin sorunlanyla yakından ilgileniyor. llk bakışta çağdaş ve açık bir yönetici izlenimi veriyor insana. Sımr kapısında gümrükçülerin ve şoförlerin izlenmesi olanaksız hızlan var. Araçlann bir an önce geçmesi için gümrükçüler koşuşturuyorlar. Gümrüklü alanı dolaşırken Vali Yardımcısı Seyman anlatıyor: '1615 sayılı Gümriik Kanunu'nun tüm incelikleriııi uygulayarak binden fazla aracın giriş ve çıkışını yapmak mümkiin değil. tzdihama ve ekonomide olumsoz maÛyete sebep olmamak için, işlemleri olanaklar ölçüsiinde hızlı yüriitmeye çalışıyoruz. Gün oluyor, kapıda adım atacak yer olmayor. Bir saatlik aksama, küometreierce kuynıga yol açıyor. İki vardiya halinde, gümriik görrdileri, on ikişer saat çalışıyor. Yemek arası bile venniyonız. Yemek arası verecek olduk mu, iki giinlük kuyruk dört, hatta beş gün sürebilir." Seyman, tanker şoförlerini "BatmanMusul arasında dolmaş şoförü" diye niteledikten sonra, rastgele birkaç kişi cevirip "Aç pasaportunu" diyor. Gümrük damgalanna bakıyonız. Üç, hatta iki günde Musul'a gidip, Mersin'e dönenler var. Şoförlerin pasaportundan, hiç durmadan, dinlenrneden, yol yaptıkları çıkıyor ortaya. Gerekçe olarak, "Can güvenligi yok diye, Irak tarafını bir an önce boşalüyonız"u gösteriyorlar. Ancak Seyman katılmıyor buna: "Şoförlerin hemen hepsinde, para kazanma kaygısı agır basıyor. Yeni aldıgı aracı kontagını biç kapatmadan, borcnnn ödemek için nasıl durmadan gider gelirim diye düsnnüyoriar." Kontrollerde zaman ve eleman yokluğu nedeniyle bazı şeyleri fazladan götürüp getirmeye çalışıyormuş tanker şoförleri. Seyman'ın anlattığına göre de, değişik yöntemler geliştirmişler. Bir tankerden tam bir buçuk ton naylon örtü, bir diğerinden bir ton zeytin çıkmış. Tanker içerisine bölme yapıyorlarmış şoförler. Bölmeye de mazot doldurup Türkiye'ye sokmaya çahşıyorlarmış. Gümrükçü kuşkulamp, "Aç kapaklan" deyince, bir bölmedeki fueloili diğer bölmedeki mazotla, vanalan acıp kanştınyorlarmış. Tanker içindeki dalga kıranları saç yerine kurşun ya da bakırdan yaptınp, tankeri boşaltınca bunları satanlar, sınır dışına çıkarken, aracın boş ağırlığı artsın diye, yedek deposuna mazot yerine su dolduranlar... "Bütün bunlan" diyor Seyman "EUe ve gözle muayene edebiliyornz ancak..." Araçları kontrol edilen şoförler, ellerinde evraklarıyla girdikleri kuyruklarda son damgalannı aldıktan sonra daha başka bir keyifle geçiyorlar direksiyonlarının başına, bize el sallayıp, Irak gümrük kapısına doğru gidiyorlardı. Sorunlarını sabahlayarak dinlediğimiz şoförleri Irak'a uğurlarken sınır boyunca yaptığımız gezi geldi usumuza. Sınırda yaşayan, kaçak olarak Suriye'ye girip çıkanlar kadar dertliydi en az koca arabalarla sınırdan sınıra geçen şoförler. T.C. MİLLİ EĞİTİM GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI ÖZEL BİLMERK BİLGİSAYAR EĞİTİM MERKEZİ İSTANBUL 12 EKım 1967 tarıhmde başlayacak olan 19871968 uğretım yilında, bilmerk Bilgteayar programcısı olarak ystistirilmek üzera en az llse veya dengi okul ımzunlan ile üniveraKe öğrancisl ya da mezuntanndan ıınavla öğrenci alınacaktır. Genel yeıenek sınavinı başaranlar 8 ayiık btr eğrtım ve 2 aylık staja tat» tutulacak ve mezun olanlar M.E B dan tasdıklı semfıka alacaktardır 11 Ekım1987larıtıınae IstantHji da yapılacak seçme sınavı ıçın kayıtlar 10 Ekım 1987 Cumartesı guhü ı$ saati bitımım kadar devam edecektir MEZUNLARIMIZIN TERCİH EDİLDİĞİ SEÇKİN KURULUŞLAR MM S6TEM TkSARH MUPUÂK KLEOIVI MSMNuGl «GtTI «İRFIUNCt AKCAY ICTAl SJUUYI «PAItlSTl «•ITECKL ALAMD AUMDDRKIMVA ALSO M.IM1 PUAKUMA M.TMB0VMJZ TURBU U.TMVU» UENSUCAT N.TMVU» S6TEM IUTISM M K R K M HOME ASSUIVUCt «««OOLU S1G0RT» AN«aXUB«NMSI « U O 0 U I KWOI KARTI AMOCLU 0TOU0TIV SAN • N M i a u UMVERStTESI •NT SJNAI VE TCMET UHUIUIK ANTEL »PB1COT ARAT MUS Vf TMI MER «cs COSKUHOZ A S BUfiS» CUHAOAH£|.U OKUROVA OOA SANAYI CLKUROVA HOLOHG OATA » L ö ISLEM OATASOH OATA SONOAJ MMETAS DEMIRO KDNSERVEC >LıK DEMIRER KA8L0 DESTEK BH.OSAYAR DEMISAS 0ENI2LI BELECKYESI OENSAN OERMOO OETOR DEVAHOLDMG DEVLET SU ISIER! OMPEKS PAZARUU1A OSAN OOfiAN KUMASCILIK OOfiUSYATHM OOVME METAL SAN TK DURUTURI2M OUYAR VANASAN EFESPn.SEN E « UNV EKAKOMP EKBMA0CN EKMCUR DIS TCARET EKMLERHSAAT EKSEN 0 6 TICARET EKTRANS ELEKTROfOfiM ELfKTROHUC ELCA KOZMEHK ELTIK GUVCNBOYA HAC1 AVVAZ HAOSAKIR H 0 « C HAKLIVAT HOTELZUNM HURHnrET GA2FTES1 I T U M$AAT FAKUITESI KCW COHPUTER HUT AS UCLTAŞ M$AAT INRO INTERSOFT ISOUAK 1STAN8UL ESNAFUR OERN ISTANBU. rAPI KOOP STANBUL 1*8» 0DAS1 EtANBU. TICAHET OOASI ISTAN8UI UNNERSITE9 STH>IA$ IZDAS KACXAR « U PA2AN.AUA A S KA1EB00UD KARAT KAHBONSAM KAREL m i V A KARGMUUI KARLSRUC UNV ALMANYA «ARSAN KK.MCI SYIM SAN DEaz »SSAN «TAINSMT •nCKOZME AYGU i «VWM M G B A Y M BAHIVI COCUK ARA8M.ARI MMRSNI 8AKU BASWS1GCRTA C MUSCEL rEKSTll KONFEKSfVON NEBM NESICM6TU •CTTIM2H OBE MI7AL 0OAMSAAI 0&I2REKLAM 0MSAN ONSAS A S ANKARA OPEU 0RM0 YUN PIKBURSA ORSG DANtSHANLIK OTOKAfl OTOMARSAN OYTAS âZBAicn OZEL B0ĞA2VJ LISES OZEL ELEKTROMK CANAKKALE 02EL MERKEZ DERS 02GEN MUSAVN.K PADET PAU PAMUıOANK PANKURT PARETunZM PARSAN PASABAHCE CAM SAN PEBIM PERKOM PETNM PETROLS P1AR AAASTRMA LTO JTI PIL 8ATAAVA SAN T A $ PORCAN PORTAS PRESSAN PflOFHO RAMUfi MNO0IMZCIUK REBA REKLAMEVl RENAUIT RENK TICAHET R0M BLO IŞLBI ROMAKBUTIK R0MAR RONSSANS S ."FA SAĞRAOROU SANKO SEITEKNK SEReaı SERVO fK0 ISLEM SETUR ONERS O.UP S1NAI YATIRM VE'KKDI BANK SISKOHAS SSTEU BllGl ISLEM S1STEU MUHEPOSIIK SMMT BİLGİSAYAR SOOTAS SOLON 8>.Q ISLEM SOVAKKSAAT SPECTRA SUPERATES SUTf KS TIKSTIL S U 2 U 0 OTOMOTIV TANTUR TARSAN A S TASÛ2 YAPI MALZ fAVSAN TAVUKCULUK TÎES TEKERSAN JANT SANAYI TEKMMAIONA TEkNKYA2UM TtmOOATA TELETEKNK TELRA TEMEL HARTA HRCUIIAN GA2ETES1 TES BIIGISAYAB TESAN MUHENOSLIK TETSAN TfYAP I0SHBA THMYA CAM SMHYI TRANSDATA TRANSCOH TRANSTURK KMYA TUOAS TURATURCM TURKEKSP TURK HAVA YOLLAH TURK OTOMOTI* E W TUKIYE HAU( BANKASI ruaoYE USYA OCNI2 N A U TUIKIVE 9SE CAM FAB UCEM TAAHHUT TK SA» YATMI ULKU ORTASIYE ULUOAfi ET 10KANTASI ULUSOY TUAI2M SEYAHAT U2ERTAS VAT/W TCARET VtRBOFT VESTEL VmCSAN VIZE GXM SANAVg VOLIUN ELEKTRİK f W l ENDU&TRI UERKEZI YAPI VE KREOI 8ANKASI YAPTES YARGIO «MFEKSm» VAZILIM YETVART KOVAN YUHZ OERSANESI YONCAPUK YUNSA YURTBA» ZMNI OEMZCILIK Z1MPARATASI ZDHGULDAK YON ES mcBufnauGHS C KONOAS K0ZAHŞMT KROUSAMMERSIN KUMTEl «USAK TEKSTl PAZARLAUA A S KITIUTAŞ LOTUS UUHENOSIK MANKAUVON U U »LGIISUM UA0 BURO HAKINALARI MANNA VE AMBALAJ MAKSEL MAâAZASI META afKTRONK MANAJANS MATEŞAS MCT MMONET COHP MtOESAN •EOAS UOBILYA MEF VfMH YATAK ICNSUCAT SANTRA1. EDHNE MEPAS MRKEZ OERS Ç KAIE MESIAS METEKS 01$ TtCARET MCR0NEÎ COnruTER MKROSSTEM UNTAX M1TAS U0T0R TCARET MOTOSAN MJE22IN0fiLU HURAI OERSANESI VURAT EÛIPM AR LTD STI BKnHM Ep Not:Kayıtlarımız P3ZBT günlerı de devam etmektedır Erken kayıt yaptıranların ıstedıklerı gün ve saatı seçme şansları vardır. •: 10 değişik marka ve modeli tçeren 135 adet bilgisayan » 2 * İstanbul'un en seçkin semtinde 1000 m kapalı eğitim alanı 25 yıllık bilgisayar tecrübesi 6 sınrf, 5 laboratuvar ve diğer sosyal tesisleri Yurt içi ve yurt dışı bilgisayar eğitimli güçlü kadrosu Her öğrenciye bir bilgisayar tahsish öğretimi Öğrencilerıne bilgisayar başında yoğun uygulama ortamı, Güçtü software (yazılım) kadro ve kütüphanesi Türkiye'nin en büyük kuruluşlarında staj olanaklan, Mezunları piyasada kapışılan kaliteli eğitimi ile çağımızın meslegi, bilmerk BİLGİSAYAR EĞİTİM MERKEZİ Tl e Rumeli Caddesi, Villa Han 46 A BkDk Kat: 5 Nişantaşı/İSTANBUL BEKOTCAAETAS SEKOTEKN* BFYOGLU 8ELEOIYESI BIGTfU BHCA£ BHDA B1LECK SELEOIYE BASKANLlG 6ILPA BILSER I B1LT1M BLGKAYAR ' BMEL BIMTAS Türkiye'nin en büyük ve güçlü bilgisayar eğitim kuruluşu olan, 141 03 37 141 13 17 146 85 17 148 59 02 BOĞAZEI BIGISAYAR B06A2ÇI UMVERSITES1 •OfiAZCI UNV MES YUK OK aoflsaı a ı a ISLEM BOZKURT MEKSLCAT BP PtTROUERI A.S BURLA BURSALO&U OTOUOTIV BYTE CB TELSIZ CAf KONfEKSIYON CAGOAS BHGBAYAR CANKURTAHAN HOIOING CAYIROVA CAM FABHKALAftl CEYLAN MOTORLU ARACLAH EHBOy EIIES FMEKTICAflET ENERJVETAMK BM ENKA BHQ ISLEM EIKAÜISAAT ENKA PAZARLAUA tmOH MUH W5 A S EfUi ERCANUUt 0 ! JUOTIV EROKOM ES8ANK EStNIAS ESPAS SAATCHK ETAPAŞ EUROCAnO EVKN »LGI <5UM FZGe FUAT SOVIU GARANTI ICARET GA2AI GOGE GOKSIN KIUVA GOMPA GORKEM GRUN8ERG GUIOC£« GUUUSSUTU HALI GUNH0UW)G GUNES GA2ITESI GUNES PA2ARIAMA GURKAV IURBM GUNC$9G0RTA UG0 Bir gezi biterken Yayladağı, yani Türkiye'nin engüney ucundan başlayıp, Cilvegözü, Kırıkhan, Hassa, Kilis, Nizip, Nusaybin boyunca sürdürdüğümüz "telboyu insanlan"nın en son durağıydı Habur gümrük kapısı. Sımr boyunca yaşayanlarla birlikte olduk, sorunlanm, mutluluklarını bölüştük. Sınırdan sınıra, gümrük kapısından bir diğerine giderken gördük ki, Türkiye'nin değişik acılan yaşanıyordu sınır boylannda. Sınır insanlan, dikenli telleri, mayın tarlalannı hâlâ anlamlandıramamıştı. Bir türlü uslan almıyordu, dokusu, rengi, kokusu aynı olan toprağın bir yerinden geçen hattın bir tarla gibi dünyayı parsellere ayrılmasını. "Telboyu tnsanlarTnın, Türkiye insanımn genel sorununa ek, başka acıları da vardı. Telboyunda insan olmak zordu... svvıooz T A R I K tŞILÖZGENTURK SABPg (İZSAN A K A N ERTUNÇ5ENKAY ASYHflU» NATHAJJE DUVBINE • SAHİKA TEKAND • SUNA SELBI • HERAL ÇETİNMIA AYBEHKÇĞtOK • TUBGUTSAMHŞ • GOKHANMETE • FAHRTfEPINABCI ASYARLM KaAkfly MODA • feyofllu SİNEPOP • Şişli KENT • Çemberlitaş ŞAFAK • Aksaray KRİSTAL • Bakmroy SİNEMA 74
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle