Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 EYLÜL 1987 CUMHURÎYET/7 Zürihten Vllileri, hatta altmışlan MEHMET BASUTÇU VENEDtK Kentin merkela içeren yıllarda zindeki Santa Lucia ganna giden 'talya'nın düştüğü trene, Mestre'nin kalabahk pero>amlgılara İspanya, nu doluverdi. Dünyanın dört yaiiç ders almamış gibi nmdan kalkıp gelmiş renkli bir insan seli bu; "Tek Veoedik "i ;arpık yerleşim görmeye gidenlerin neşeli gürülbirimleriyle devam tüsü kaphyor her yanı... Cam ke?tti. Biz de gözümüz narında bir yer kapabilmek için koşturan çocuk, tren harekete kapalı her isteyen geçince şaşkınüğrnı gizleyemiyor: yatırımcıya yeşil ışık "Nereye gidiyoruz? Tersim dönyakıyoruz. dii birîlen" diye bağınyor TürkDOĞAN ABALIOĞLU ~ ZÜRİH Son yıllann modası olan turist akımı yöresel ekoloji dengemizi ne derece etkihyor? Getirdiği belli olan bu bacasız endüstrinin götürdüklerinin kokusu iş işten geçtikten sonra çılunayacak mı? Ellileri, hatu altmışlan da içeren yıllarda ttalya'nın düştüğü yanılgılar, İspanya, hiç ders alarruş gibi çarpık yerleşim birimleriyle devam etti. Yunanistan aynı uygulamayı sürdürmekte. Ve biz de dövİ2den başka bir şey düşünmeden, gözümüz kapalı her isteyen yatınmaya yeşil ışık yakıyoruz. YüzyıUar boyu bireyler yaşam koşullannm en uygun olduğu ortanu seçmişler. Bu doğal. Akdeniz Ulkeleri de doğanın verdiği bu olanaktan yararlanan çeşitli uygarlıkların yeşennesini sağlamış. Hatta ayrı ayrı kıtalann arasında kalan bu içdenizi çevreleyen ülkeler, zaman zaman bir imparatorluğun gölü haline getirmeye çalışmışlar. Tarihte son çabayı veren biziz. Jet uçaklanrun devreye girmesiyle kitle turizminin başlaması bu uygarlıkların beşiği ülkelere, bu kez geçmişte görülenin ters yönünde akınlan devinime geçirmiş. önce yakın yerlere alışkanlıklar, oraların dolması ve hızla kirlenmesi, daha az uzakta olan yörelerin gezi programlarına alınması, gene dolma ve kirlenme... Şimdi yönleri bizde. Hem doğa güzelliği, hem insanhğın beşiği olan: "Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket" şimdi ne dereceye kadar bizim? Kendimiz rahat etmeden, başkalarını rahat ettirmek için her gelene "evet" demek niye? Bugün bir tspanya örneği kıyılarımızda 200300 metre yürüme özgürlüğünden yoksunuz. Binlerce kilometre uzanan kumsallanmız, çakıllarımız o veya bu kuruluş tarafından bölünmüş, tellerle, çitlerle kesilmiş. Insanlarımıza veremediğimizi doğal hayvan kitlesine (Fauna'ya) da tanımıyoruz. Son örnek olay tztnzu. Poütikacılann kendilerini kuvvetli kılacak (başka bir deyişle halkı oyalayacak) oyunlan dışında aynı düşünce düzeyindeki komşu ülkenin yüzlerce adalanndan salt birirü seçmiş olan Karetta türü deniz kaplumbağalan orada yok edilmeye çalışılmış. "Öldüriildükleri zaman bu proMem ortadan kalkacagına göre" anlayışıyla yöre turizmcileri tarafından tutulmuş kiralık katil diye adlandırabileceğimiz zavallı işsiz kişilerce soylan kurutulmak istenmiş. Şu anda Mora'nın batı yakasına düşen Zakyntos adasında, Lagonos kumsahnda; WWFViyana girişimiyle bir düzine koruyucu tarafından hayvanların doğal yaşaralanmn sağlanmasına çalışılıyor. Ama bu kez Dünya Hayvanlan Koruma Örgütü üyeleri, gelen turistlerin merak ve öğrenme içgüdülerini önleme uğraşısı veriyorlar. Ellerinde lamba, yumurtadan çıkıp denize ulaşma çabasındaki yavruların şaşırmasına, kumda bıraktıklan ayak izleriyle 6 cm. boyundaki yavrulara aşamayacakları engebe yaratmalarına neden oluyorlar. Doğa yaratıklan, doğanın kendilerine tanıdığı doğal koşullara göre yaşayamıyorlar. Ekoloji dengesine göre zaten ana kaplumbağanm bir batında bıraktığı pingpong topu büyüklüğündeki 120 yumurtadan çıfcan birkaç kuvvetli yavru sağ kalna savaşını kazanabiliyor. Sıcak kum etkisiyle 55 gün sonra kabuğunu kıran ve yumuşak arhıyla denize ulaşmağa çalışan Karetta yavrularından bir bölümü özellikle martılara yem oluyor. Suya varabilerderden ise, bahklar dışında bırakılan ağlardan kurtulup geriye kalanlan bu kez insanlardan koruma sorunu var. Köylerden akmla nasıl kentsel yerleşim düzeyini altüst ettiysek, kıyıları gelişi güzel kullanmakla da kendi doğamıa sarsıyoruz. Kısa dönemde çabuk çözümlerle günümüzü gün etme uygulamasından vazgeçmezsek ve özellikle para kazanma hırsından başka düşüncesi olmayan kişi veya kuruluşlara olanak tanırsak; çocuklanmıza dengesi bozulmuş bir yurt bırakacağız. Buna ne hakkımız var, ne de atalanmızdan böyle gördük. Onlar belki bilmeden, endüstrinin salt elle, insan gücüyle yürüdüğü dönemlerin kişileriydiler ama bize gene de bir "Cennet vatan" bıraktılar. Başkalannın yanlışlarından ders almayanlara ise ne denir, vann siz karar verin. Hacasız mdüstri Tatiliıı ııostaliik sayf aları Bir kentin iki yiizü ıtata <« • m?*\ J^fei. " ^ ** & kın dost oldu. 1933'te Yahudi ve solcu bir aydın olarak fişlendi. Campo San Giacoma da FOBERLtN 750. yıl kutlama Reichtag yangınından bir gün çe olarak. Venedik'in nüfusunu ro öğle uykusuna hazır artık. her yaz iki katına çıkaran turistlarının en görkemli gösterileri, sonra Amerika'ya kaçtı. Kitap Sesler birer ikişer binalann serinler arasında, on yıl öncesine 30 ağustosta yapıldı. Japonlar' yakma furyasında onun kitaplan liğine sığındılar. Güvercinler bioranla daha fazla Türk bulunuın harikalar yarattığı ve Berlin da Nazilerce ateşe atıldı, yakıldı. le isteksiz isteksiz dolaşıyorlar... 1936'da Fransız vatandaşlığına yor; en beklenmedik bir anda göğünün rengârenk havai fişekGelin San Marco'nun kalabahğıgeçen Döblin, faşizme karşı sakarşunıza çıkıveriyorlar. lerle donatıldığı gösterileri, çok na çıkalım biraz da. "Florian" sayıda Berlinli izledi. Metro vaşmayı, savaşın sonuna dek kahvesine uğramadan VenedikAslında tek değil Venedik. sürdürmüştür. ve otobüslerin Özel seferler yapte konaklamak olur mu? Olmaz Yüzlerce, binlerce, belki de milAlman dışavurumcu akırrunın tığı, Tempelhof Merkez Havaaama, ünlü meydanın görünümü yonlarca Venedik var. Dikkatli önemli temsilcilerinden biri olan lanı civarında park yapmanın hiç de hoş değil: öbek öbek güher çift gözün, her geldiğinde Döblin, nesnel gerçekçi bir anlaolanaksız olduğu 30 ağustostaki vercinler ve kavalını havaya kalgördüğü aynı Venedik değil. Detımı geliştirmiştir. En ünlü yapıtı havai fişek gösterilerini, Japondırmış rehberlerini peşinden koşğil ama, Santa Lucia garının olan Berlin Alexsander Meydaya'dan getirtilen 19 uzman gerturan turistler sarmış her yanı. merdivenlerini iner inmez kendinı, dilin ilginç kullanıldığı sayısız "Florian" tarihsel ve asil kişili çekleştirdi. Bir buçuk saatlik lerini "Biiyük KanaTla burun romanlardan biridir. Borsa ragösteride 7300 patlayıcı, ses çığini korumak için direniyor, kaburuna buluveren turistlerin çoporları, reklamlar, yasametinlekarıcı havai fışek kullamldı. fa tutuyor kalabalığa. Tütuyor ğunluğu yine "Tek Venedik'i ri, şarkılar, tekerlemeler birbiri Görülmemiş ölçüde zengin ve ama, zamanları olmayan ya da arayacak, bulacak ve onu fotoğiçine girmiş olarak romanı oluşgöz kamaştıncı havai fişeklerin burada bir kahve fincana daha raf makinelerinin karanlığında tururlar. Iç konuşmalann da çok Japonya'daki tarihi, oldukça esyüksek ücret ödemeyi salt paraölümsüzleştirmeye (!) çalışacaksık yinelendiği roman, kolaj tekkiye uzanıyor. Havai fışeklere sal açıdan değerlendirdikleri için lar. Gondollu bir kanal görüntüniğiyle yazılmıştır. Japonca hanabi deniyor, bu da gereksiz bulan, belki de zevk düsü, San Marco meydanmın kala1945'ten Beri Yabancı Fo(ogateş çiçeği ya da çiçek ateşi anlazeylerini sıradanlığın ötesine göbalığı, ya da beleşçiliği kurumrafçuann Göziiyle Dışardan Bermına geliyor. türmeye çabalamayan turistler, laştırmış güvercinlerin avuç içleri lin adlı, Güzel Sanatlar AkadeJapon minyatürlerinde havai gelip kadife koltuklanna birkaç mısır taneleriyle dolu ellere konmisi'nde açılan bir fotoğraf serfışek eğlencelerine çok sık rastlasaniye oturarak, ya da kapısının muş doymak bilmez oburluğu, gisi de kentin tarihini fotoğraflanıyor. Çeşitli eğlencelerde ve çok önünde poz vererek onu fotoğtatil albümlerinin nostaljik sayrın diliyle ele alıyor. sık kullanıhyor havai fişekler. raf albümlerine hapsetmeye yelfalan arasında solup gidecek... Fotoğraflardan yanmış yıkılBerlin'deki gösterilerde dört tendiklerinde, kahroluyor için Halbuki biraz ötede bambaşmış evler, moloz yığınlan, insanmevsim canlandmldı. Birbiri içiiçin... "Florian" kahvesi, tüm dika Venedikler var. Siyahlara bülar; bir yerden bir yere eşya göne geçmiş çiçekler, açmakta renişlerine karşın, çevredeki yürünmüş kadınlann dualar mınl BAMBAŞKA VENEDtKLER Santa Lucia merdivenlerini iner inmez kendilerini "Büyük Kanal'Ta türenler, 1945 mayısında Berolan, solmakta olan çiçekler; dözeyselliğin gereksinim duyduğu dandıklan, yaşlı adamlann mum burun buruna buluveren turistlerin çoğunluğu yine "Tek Venedik"i arayacak, bulacak, onu fotoğraf lin'e giren Sovyet askerlerinin sekülen yapraklar; mevsimlerin dekorun bir bölümü olmaktan diktikleri gösterişsiz kilisecikler makinelerinin karanhğında ölümsüzleştirmeye çahşacaklar. Halbuki bambaşka Venedikler de var. renklere bağlı değişmesi ve beş . vinci, Sovyet trafik polisinin kendini kurtaramamakta... Biraz var; küçük meydanlarda, bir yüz metreden daha yükseğe çıka yanmış yıkılmış Alexander iki emekli yan yana yemeklerini önce aldığım notlara çekidüzen yorum. "Yalnıısanız sizî söyle ağacın gölgesinde sohbet eden meydanı, kendi halinde, yaz sobilen havai fişekler büyüleyiciy Platz'taki içler acısı görünümü, kaşıklıyorlar; yaşı hayli geckin verirken, ben de bu yapay dekoiçeri alalım" diyerek, mutfağın insanlar var; pencereleri önünde nu güneşinin taüı sıcaklığı altıfaşizmin simgesi olan kartal ve di. Ayrıca duş gücünün ve insan olanı iyice eğilmiş, ağzı labağırun bir parçası olduğum sanısıyanında sevimsiz bir yer göstereçamaşır asılı eski evlerin dizildi na sere serpe uzanmış, öğlen uyfantezisinin sonsuzluğuna da gu gamalı haçın ayaklar altına düşnın bir karış üstünde, sessizce, na kapılıyorum. Yeni yeni meyceklerine, güler yüzle gelip geriği dar sokak aralarında oynar kusuna hazırlanıyor. Kösedeki müş hali, Berlin'de sevgililer, zel bir ornekti gösteriler. uzun uzun çiğniyor lokmalarını. dancıklar, küçük güzel lokantaye kalan üç tabağı topluyorlar... ken, miskin miskin dolaşan ke tütüncü dükkânı kapanmış bile. Reichstag binası önündeki pataHüzünlü bir görünümleri var. lar aramaya daha çok zaman Birkaç yüz metre ötede borusudilerin kuyruklarını çeken ço Karşıdaki küçük lokantada deBir yanda görkemli havai fites üreticileri, yurtsuzlar, tutsakBiraz önce, yandaki kilisede, eşayırmalı. nu öttüren turizm çıkarcıhğı kacuklar var... Venedik'in, başı so nizciler şaraplarını yudumlayaşeklerle Japonlar tüm Berlinlilar, sokak kahveleri, işsizler, yalerinin ruhuna mum dikenler onİyi kötü bin bir çehresiyle ya ler'e unutulmaz anlar yaşatırlarnalların sularında boğuluvermiş nu yokmuş gibi kıvnlıp duran rak bahk yiyorlar. Lokantanın ralılar, çocuklar, Berlin duvarılar mıydı yoksa? Arta kalan ek şam dolu bir yer Venedik. Yaşagenç sahibiyle servis yapan kızsanki... sokaklannda, me%xdancıklarında ken, kentin bir başka bölgesinde mn örulmesi, karanlık avlularda meklerini meydandaki guvercin mayı, ölesiye yaşama>T ve sonunHafif bir caz müziği duyulucıvıldayan, geçmişi bugünü ve lar zaman zaman müşterilerinin., de sessiz sedasız, kent ve edebiyaşayanlar, kentin yavaş yavaş lere doğru atıyorlar. Kanatlı dal da orada ölmeyi dileyebileceğiniz yor açık kapıdan; güneş, dallan geleceği birlikte yoğuran yaşamın gürultülU konuşmalarına ortak yat etkinlikleri çerçevesinde Ör onarılması, Türklerin görünümgalar bir anda masaların bacak kadar esrarlı bir kent. Visconti'ye birbirine dolanmış akasya ile çısoluk alışını duymak ne kadar olmaktalar. Dışanya, meydana nek Olarak Alfred Döblin adlı leri, namaz küanlar, kurban kekarşı beş altı masa koymuşlar. larını yalayıveriyor... nasıl hak vermezsiniz? "Venenarın içinden arada bir grtz kırrahatlatıcı, ne de güzel bir duybir sergi açıldı. Sergide, Döblin' senler, dükkânının önünde poz Dört kişilik masalardan, yerini dik'te ölmek" bile ayn bir güzelparak yüzümü okşuyor tatlı tatDedesiyle dolaşmaya çıkmış gu. in en unlu yapıtı Berlin Alexan veren Türk, ev içlerinin görülik, yalın bir şiirsellik içerebilir. lı... Yandaki masalardan birinde bir çocuk güvercinlerin peşine tşte San Giacomo da I'Orio beğendiğim birini seçerek oturuder PlaU'a (1929) geniş yer veril nümleri, pankalar, siyasi sığınmiş. Kitabın yazıldığı yıllann macılar ve bin bir dünya Berlin'i fotoğraflarla belgelenir yansıyor. ken, kitabın kazandığı yaygın ün 9 ulkeden 34 fotoğrafçınm ka..ve kitabın çeşitli dillerdeki çevi tıldığı sergide iki de Türk fotoğrileri de sergileniyor. rafçısı var. Keraal Kurt ve Meti Yahudi kökenli tüccar bir ai Yılmaz'ın fotoğraflan, B e r § leden gelen Döblin, Freiburg'ta yabanalar tarihinin önemli birej nöroloji ve psikiyatri okudu. belgeselini oluşturuyor. Berlin'deki çeşitli hastanelerde Bir yandan Japon eğlenceleçalıştı. Alman dışavurumcu akı riyle kent, ışık ve renk cümbuşürında meyve sepetleri, ellerinde çiçekler, ca beğenip satın aldıklarım" goz onüne Bali, Endonezya'da en yaygın din olan îslama karşı bir Bali müziği esliğinde ağır ağır yurüyüp alarak sanatlannı surdurmeye başladılar. mın en önemli yayın organı olan ne boğulurken, bir yandan da Hinduizm 'i korumuş tek ada. Neredeyse hemen her gün yanınızdan geçiyor \e uzaklaşıyorlar. Bu Bunun sonucu olarak bugun, aynı heyke DerSturın'u "Fırtına" çıkaıdı. kendi tarihi içindeki acılı ve sebir köşesinde bir şeyler kutlanıyor. Hiç beklenmedik bir renkli tablolar, bir Balili için yaşamın do lin yüzlerce kopyası dükkânların vitrinle Brecht ve Heinrich Mann'la ya vinçli sayfaları bir bir çeviriyor. ğal bir parçası. Ancak adanın turistik an rini süslüyor, tozlu raflarda satılmayı bekanda rengârenk tören giysileri içinde bir kalabahk çıkıyor lamda keşfedilmesi ile bütün bu etkinlik liyorlar. Bu oymalardan bir tane olsun alkarşınıza. Oteller belli gecelerde turistler için dans ve ler turizme sunulmaya başlanmış. Oteller madan adadan ayrılmak, bir turisıin yamüzik gösterileri sunuyor. belli gecelerde misafklerine Bali dans gös pamayacağı bir şey. İlk bakışta gerçek izterileri sunuyorlar. Aynca civar koylerde lenimi veren rengârenk meyveler, tanrı petlerin içinde kilolarca yük taşımalarına yine turistler için dans ve müzik gösteri heykelleri, maskeler, mitolojik kuş GaruNİLGÜN A. UYSAL karşın dimdik yuriıyen kadınlar oluyor. leri duzenleniyor. Küçük bir köyde yol bo da'nın figürleri seçenekler arasında. Bir yanı ile okyanusa karşı duran bu Bali, Endonezya'da en yaygın din olan yunca sıra sıra dizilmiş dükkânları gezip BALİ Bali Endonezya, Asya ile İslam'a karşı Hinduizmi korumuş tek ada. içerideki binbir çeşit maskeye, ağaçtan adada gelgit olaylarının fazlahğı, denizi Avustralya arasında uzanan toplam 13677 Toplam 5500 kilometrelik yüzolçümünde oyulmuş heykellere bakıyorken, peşinize girmeye elverişsiz kılıyor. Ileride, çok ileadanın oluşturduğu bir ülke. Adaların beltozlu köy sokaklarının yanı sıra, yemye takılmış biri de o akşam yapılacak dans ride minicik görünen balıkçılar. dizlerine ki de yarıva yakını bitki örtusü nedeni ile kadar ancak gelen su içinde oltalan ile ba$il uzanan pirinç tarlalan arasında, ıssız gösterisi için bilet satmaya uğraşıyor. yerleşime uygun değil. Ülkenin 165 milyoOymacılık Bali'nin en onemli el sanat hk yakalamaya çalışıyorlar. Şansları yadağ yamaçlannda, daha nice umulmadık na varan nüfusu belli başlı beş ada üzeyerlerde yaklaşık 20000 tapınak banndı lanndan birisi. Hiç kuşku yok ki adada ver gider de iyi bir av yakalarlarsa, yakarinde toplanmış. Ama başkent Jakarta'rıyor. Hinduizm, etkisini Bali yaşamının yuzyıllardan beri yapılagelmekte ve ev eş ladıklarını kumsahn biraz gerisinde rennın üzerinde bulunduğu Java Adası'nın Başta Prens Charles ve Diana, Prenses her alanında hissettiriyor. Müziğinin, dan yalanndan tapınaklardaki tanrı heykelle gârenk bitki örtüsü arasına saklanmış oteldoğusunda küçücük bir ada var ki, bu ada Margaret olmak üzere kraliyetin kreması sının, ağaç oymacınğının, hatta batik re rine kadar belli bir gereksinimin karşılan lerin lokantalarına satacaklar. Deniz, baküçuklüğüne karşın ülke nüfusunun yüzsim sanatının öyküleri, köklerini Hindu ması amaçlanmaktaydı... Ağaçtan oyul lıkçılar dışında ruzgâr sörfu yapanlarla doKensington Sarayı'nda aşçı, uşak, hizmetçi, de 2"sini banndırıyor ve ulke turizminin destanlarmdan alıyorlar. Bir "şenlikler muş maskeler dans sırasmda kuİlanılıyor lu. Bazıları sörfü daha sudan çıkaramazbüyük bir kıstrunı tek başına suruklüyor. arabacı ve şoförlerle birlikte oturuyor. di>an" Bali. Neredeyse hemen her gun bir ve süslemeye yönelik oymacılık en iyi an ken, bazıları büyuk bir ustalıkla su üzeruyor. köşesinde bir şeyler kutlanıyor, bir şenlik latımını ince ince işlenmiş kapılarda bu rinde gidip geliyorlar. Bir sürat motoruEvet, Bali Adası'ndayız.. Ada'nın başEDİP EMİL ÖYMEN Charles ve Diana'mn dairesi kenti Denpasar'ın uluslararası havalima duzenleniyor. Hiç beklenmedik bir anda luyordu. Bali'nin Batı ile tanışması oyma nun çektiği paraşütçü ise gokyuzünde ağır LONDRA "Hyde Park"ın iki katlı. Giriş katında prensin nından şehre doğru yol alırken ilk dikka rengârenk tören giysileri giymiş bir kala cılık anlayışına da birtakım değişiklikler ağır süzülürken, bir yandan da aşağıdaki batı yakası, "Kensington Gar çahşma odası, Diana'mn oturma timizi çeken, başlarına yerleştirdikleri se bahk karşınıza çıkıyor. Kadınlann başla getirdi. Sanatçılar turistlerin "neyi fazla bu renkli gorüntuleri izliyor. dens". Ama "Şurası Kensington odası, iki büyük salon, 30 kişiGardeus'dir" diye bir levha yok. lik bir yemek masası alacak kaParkın doğu bölümü "Hyde dar bir yemek salonu, büyük bir P a r k " , batısı "Kensington mutfak, küçük bir yemek odaGardens " sadece. Aradaki fark, sı, Charles için küçük bir yatak ne yeşillikte, otlukta, ağaçhkta. odası (nezle olduğunda burada Fark, batı yakasındaki gösteriş yatıyormuş) ve tabii banyolar, siz tuğla binada. Kensington Sa tuvaletler. rayı en az 14 krah'yet mensubutkinci katta yatak odası, ço» nun evi. Kira yok, ama işletme cuk odası, dadı odası, iki misaparası var. İşletme parası da iş fır odası. Tek 'lökskri ", ayn "Ocakta bir şey mı unuttuk" diBurnumda yine bir yanık kokusu. "Ocakta bir letme parası hani. Sadece Pren tuvalet ve banyolan olması. Büye mutfağa doğru seyirtirken, vaşey mi unuttuk?" diye mutfağa doğru ses Margaret'inki yılda bizim pa tün bunlann yapırru, uyarlanma* diye bakan pencerede aynı seyirtirken vadiye bakan pencerede aynı ramızla neredeyse 15 milyon li sı, dekorasyonu bizim parayla 75 "meşum" bulutlar. Dama çıkıp "meşum" bulutlar. Dağlar, tepeler, çatır çatır bakıyorum. Bu kez daha ilerde ra. Ama "ev", çarşıya pazara milyon liraya çıkmış. ıstanbul"yakın. Garajı var. Hatta ahırla daki nice "süper liiks" inşaatı ki bir tepe yanmakta. "Çok şüyamyor. Geçen yıl da koca bir dağ böyle göz n var. Helikopter inebilecek ala düşününce insanın " s u d a n kür uzakta, bize kadar gelmez" göre göre yanmıştı. nı var. Bahçesi, parkın bütünü. ucuz" diyesi geliyor. lngilizler n« diyorum, boşta bulunup. GeleSabah erken kalk, ister koş, is de olsa görgülü ve tutumlu milr mez... Çünkü aradaki tepeleri geyol sorunu çıkıyor karşılarına. FAStH SİNAN ter ata bin, ister yürü. 24 saat let vesselam. çen yıl yakmıştık. Oraya gelince | 1974'ten beri tarnamlanamayan, bekçili, sığınaklı, güvenli, huzursoner... Komşuları Kent Dükü ve GİRNE Kıbrıs'ta orman, çıkmaz yollar... İtfaiye aracı kenlu. Çok merkezî. Bu yıl da program bir öncesinPrensesi'nin dairesi daha küçük. maki ne bulursak yakıyoruz. dini boyle bir yolun sonundaki den farksızdı. Gecikmeler Prens Chartes ve Diana, Pren Ama görenler söylüyorlar: Da,Öğle vakti, tepenin yamaçların tarlada buluyor. Gerisin geri bir yetersiz kalış askerin gelişi ve ses Margaret başta olmak üzere ha zevkliymiş. Kedilerini ise dan koyu kurşuni dumanlar yük manevra... Bu kez, hiçbir engelbirkaç tepe daha kaybettikten selmeye başhyor. Belki biri bah le karşılaşmadan araç, yangına kraliyetin kreması, bu dışı gös Charles'ın tekiri fena yapıyorsonra sönen yangın. çesinde, yolduğu otları yakıyor ulaşıyor. Tümüyle yanan koca terişsiz, içi gösterişli binada aş muş. Sonra kediler dayanışma bir dağ ve bir sondürme aracı" dur... Gittikçe yayılan alevler, çalı Şimdi sağ tarafımızda bir çam çı, uşak, hizmetçi, arabacı, şo içinde, "kiracı"lardan birinin sirpı ötesinde bir şe>rler yandığı derken, bir araç daha beliriyor. ormanı kaldı. Gelecek yıl bir yoför gibi mustahdemle birlikte ne tavşanlarınm peşine düşünı göstermekte. Kısa sürede an Sozünü ettiğimiz engellerden bir lunu bulup onu da yakarsak, biredeyse alt alta üst üste oturu yormuş. laşılıyor durum: Orman yangı kısmına takıla takıla gelip, birinzim ev için yangın tehlikesi diye yor. Bütün bu patırtı arasında ise nı... Rüzgâr duman ve kullerle cinin yanında duruyor. Dağlar, bir şey kalmayacak!.. Charles'lann terası bahçeli. kraliçeye rastlamak mümkün debirlikte sesleri de taşıyor. Yamaç tepeler çatır çatır yanmakta ve Pazartesi sabahı ilk iş beiedi"Kent Dükü"nün kansı da iste ğil. Dairesini boş tutan ev sahiiki itfaiye arabası.. gurüldeye, çatırdaya yanmakta. yeye gittim. Başkan iizgün. Bu miş. Çevre bakanhğından zar bi gibi, "Kerısington Sarayı"na yıl yangın belediyenin çöplüğunzor izin vermişler, onlara da bir uğramıyor, kiracılarını başbaşa Daha sonra, yangının başlaTelefonumuz yok. Ama biri teras yapılsın diye. Ama plan den çıktı. 'Fidanlar birkaç güne bırakıp kendi evine çekiliyor. mutlaka itfaiyeyi aramıştır. Tepe masından sayarsak, üç buçuk bozuk: Diana'mn yatak odasına kadar hazır oiacak ' diyor. On saat ordudan yardım istenmiş Buckingham Sarayı'nın damırjden kuşbakışı izliyoruz yangını. bakıyor. Charles'larla "Kenf'in beş gün sonrası için encümen kaoiacak, bir helikopter üstümüzda forsu varsa bilin ki içerde. Bir süre sonra bir, bir buçuk kansı o kadar hoşlanıyorlar sararı almışlar bu arada, yanık kasaat vadinin obür ucunda, bir de.Ardından Reo'lar dolusu asGeçenlerde "öbürierini" şöyk yılmaz birbirlerinden. Komşuluk ker, bir o kadar da dozer, yangıtıntıları temizlenecek kadın eryangın sondürme aracı beliriyor. bir ziyaret etti. Davette Prenses işte, çare yok. Kat mülkiyeti var nı kontrole almaya başhyor. kek, genç ihliyar seferber olup fiMangalda külbastı pişiren bir Margaret'in eteğine basan aşçı, üstelik. danları dikecegiz. evin püryan dumanı, zeytinlikleBu arada ruzgâr yön değiştirelindeki yanar krep süzetleri üzeSon paragraf anlaşılacağı gibi rin arasında ilerleyen itfaiyecileHenüz ülkeyi yönetmese de diğinden, başlangıcından beri izrine dökünce, etekte küçük bir ri şaşırtmış oiacak: İlk durak ız'hipotetik' bir umut, bir 'muş gi Charles, binada yönetici. "Yak lediğimiz yangından zor kaçıyoyangın çıkmış. Kraliçe şöyle bir garaların piştiği mangal... şu kaloriferi kapıcı, donuyoruz, bi paragrafı. Belki ilgililer bu ruz. Üstelik, dağın tepesine doğtebessümle, "Margaret yanıyor yöneticimiz uyuyor mu?" dıyenru. Vadiye inen yolun iki yakası kez, bu 'mu> gibiyle ilgilenirler Yangın bu ara "maki"lerde galiba" demiş. Ana Kraliçe de YEŞİLLİK YOK OLUYOR Adanın en yeşil yamaçları her yü çıbirden yanmakta... ve bir benzerini ya da daha iyi lere, "Kaloriferin fazla yanmainanılmaz bir hızla yayılmakta. göz ucuyla, " H a evet, galiba" kan yangtnlar sonucu birer birer karanhğa gömülüyor. Yolun yeter İtfaiyecilerin bir kez daha yanılsını istemedigimi biliyorsunuz" sini yaparlar. Adanın en yeşil Geçen yıl bir dağı böyle yakdemiş. Asillerin her birine yetişsiz ohışu itfaiyeyi görev yapmaktan alıkoyuyor ve Reolarla gelen as masına imkân vermeyecek bir bidiye kısaca bir not yazıveriyor. tık. bolgelerinden birinin daha yok mekten aşçılarda da kafa kalmıkerler yangını kontrol altına almaya çalifiyor. Altına da sadece bir " c " konduolmasına scyirci kalmadan. cimde tepe yanıyor. Bu sefer de Bu pazar gene yanık kokusu. yor ki... düşmüş. Gözünü diktiği, elleridüsmüs. diktifii. ni uzattığı güvercin zıplaya zıplaya, bir oyun oynarmışçasına, uçmadan önünden kaçıyor; yorulmak bildiği yok çocuğun, dört dönüyorlar meydanda; güvercin önde, o arkasında dakikalarca sürüyor bu oyun. Uçup gideceği kesin bir yaşamın peşine, "... belki de yakalayabilirim; hiç olmadı büyük coşkulan tazeleyerek küçük bir iz bırakabilirim..!' umuduyla savaşıp duran yetişkinler gibi... Venedik ten BerUrCden Berlin 750. yıl kutlamalarında bir yanda Japon eğlenceleriyle ışık ve renk cümbüşüne boğulurken bir yandan da yeni açılan fotoğraf sergisiyle kendi tarihi içindeki acılı ve sevinçli sayf aları bir bir çeviriyor. GÜLTEKİN EMRE Küçük adada turizm paüaması Baü'den Rraliçe ve kîracüarı Londra'dan \amaçlarda her yıl yangın var Girne'den