Katalog

CUMHURİYET/4 • » KÜLTÜRYAŞAM 13 EYLÜL 198. TELEVIZYON 12.00 Açılış • Haberier 12.15 Voltron w Makale UNESCO'nun Finlandiya toplantısından dönen iletişim yurışmasının uzmanı Hıfzı Topuz Arus gezegenı uzay olımpıyaitanna hazırtan^bktadır. Lotor, otımpıyatUtrı engellemek \e gezegent ele ge'çtrmek ıstemektedır. Bunun için Anıs'takı büyük bır ınşaat makınesmt cana\ar haltne gettnr ' 112.45 Pazar Sineması: Küçük Devriye 14.15 Sohbet 14.35 Rekabet 2 Taylor su hakkmı alıp Charlotıe'lara gıden suyu keseceğını soyler. Charloıle ve Taylor arasmda kuçuk bır lartışma çıkar. Elhel Duke öldunılmuşıür. Cmayeı zanlısı olarak Bıüy Co luluklamr Kasabamn en iyi avukaıı Bılly Co'yu savunur Üçüncti Dünyaldan haber alaımyoruz Topuz: Üçüncü Dünya ülkelerindeki çatışmalarda ölen ve yaralananlann yüzde 4O'ı kadın ve çocuk. Uganda'da anası babası öldürülünce ormana sığınan çocuklara maymunlar sahip çıkmış. Sudan'ın güneyindeki çarpışmalarda anasız babasız kalan çocuklar kuzey ülkelerinde satılıyormuş. Bütün bunları bilmiyorsak, iletişim alanında bir bozukluğumuz var demektir. ŞENAY KALKAN ~ Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kultur Orgütu UNESCO sesslz sedasız bir toplantı daha yaptı. Avrupa ülkeleri UNESCO Milli Komisyonlan'nı kapsayan ve Finlandiya'da yapılan toplantıya 27 üye ülkenin yanı sıra lngiltere ve ABD'den de birer kişi katıldı. Toplantıya Türkiye'den de UNESCO Mılli Komisyonu Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Gaye Oymak ile yönetim kurulu üyesi iletişim Komitesi Başkanı Hıfzı Topuz katıldı. Bu toplantıdan yalnız Turkiye'de değil, dunyada da çok az kişinin haberi oldu. Toplantıdaki tek iletişimci olan Hıfzı Topuz, önce Turkiye1 nin önerilerini sunup ardından UNESCO'nun sesini duyurama töreni ödüt 15.15 Pazar Konseri Bttfhoven'in 6. Senfanisi 16.15 Tayland'a Yolculuk 1 Programm bu bötumunde, Tayîand'm güney bofgesî eie almtyor ve burada yaşayan Musluman halkıan söz edtltvor. 17.15 TV'de Sinema: İntikam Peşinde (Aynntttı bılgt yandakı sutunlarda) 19.00 19.30 20.30 21.15 Müzik Demeti Petro 5 Haberier ve Hava Durumu Son Tren Son Tfta, muısuz bır evlılik yapmif karıkoca ıle 0 kadını ve o erkegı daha once *\$İmnrş olan \e hayaıta aşk kınklığma uğramış bır kızla erkeğın yıllaı sonra karşılaşıp karşılaşmama seruvenimn htkâyestdır 22.10 Devlet Klasik Tiirk Müziği Korosu Programda sırusıyla }u parçalar seslendırılıyor: Gelınce o Hatlı Muanber, Sakı Çekemem Vazı Zarıfhaneyu Saz Semaısı, Kaçma Mecburundan Ey Ahu, Cana Sana Âşık \ıce, tsıedm de Gönlumu Verdim. Gözulme Zulftine Ey Dil Ruba ve Suzup Suzup de Ev Ktelek 2240 Spor T&T Haber Daıresı Başkanltğı Spor Mudurİuğu 'nce hazırlanan programda, haftamn ıç ve dış spor olaylanndan göruntuler ekrana geltvor. 23.50 Haberier Kapanış İKİNCİ KANAL 19.50 Açılış 19.51 Ticky Tocky Tıcky, parkla bır çocukla oynarken, Tocky onu eve çağınr. Parkıa yalmz kalan Kenji o sırada ınış yapan Nazuma'yı görur ve merakından ıçme bmer Dr Çan'la Gırç'ın paraları lyıce azalmıştır Bu vüzden markellen yıvecek çalartar. Biraz da bizmı millet bayılsa İLBER ORTAYLI Gelenekselleşen bir sızıltımız vardır; "Ah, bizi hiç lanımı>orlar, kendimizi tanıtamıyoruz. tanıtamamışız" dıye. Kendimizi tanıtma furyası, birkaç yıldır bır yığın dunya turu hazırladı. Muzelerimizden seçilen eserler dunya turuna çıkıyor. Kuşkusuz bu âdet bizimle başlamadı. Temelde insanların birbırini tanıması, uygarlığın övünç araçlarının ulaşılamayan yerlerde de tanınması gibi bir yaklaşıma toptan karşı değiliz. Leningrad Ermıtaj'ın, Moskova Kıemlin'in, Floransanın, Louvre'un ve Madrid Prado'nun ve hatta bazı Balkan ulkelerinin sanat hazinelerı de bu gibı sergiler sayesinde Nev\ York'a, Londra'ya, Tokyo'ya, bazen de yanhşlıkla Viyana'ya gidiyor. Ama bu koleksiyonların bir çıkışta hepsini birden ziyaret etmesi gibi hafiflikler de azgelişmiş propaganda biçimlerinden &a>ilmalıdır. Çünku muzecilikten anlayan veya politıkacıların muzecilere kulak verdikleri ülkelerde (bizde oteden beri iyi muzeciler vardr, ama politıkacı ve vöneticelerin muze ve asan atikadan ne anladıkları malum değildir) ulusal eserlerin yıllar boyu ulkeden uzakta tutulması hiç istenmez. AKILL1CA BİR G1RIŞIM Venedik cam endüstrisi ürünlerinin Sıütanahmetteki Türklslam Eserleri Müzesi'nde sergüenmesi, başkalanndaki nadide eserleri bize tanıtması açısından akıihca bir girifim. Sergi 16 eytiüde sona eriyor. MÜZE GtBtEV UNESCO Afiffif Komisyonu Yönetim Kurulu üyesi Hıfu Tbpuz 'unevibir müzeyi andvnyor. Evin duvariannı Tbpuz 'un yütar boyu Afrika'dan toptadığı masklar, fetişler, takılar siislüyor. dığına, demek ki bir iletişim sorunu olduğuna dikkat çekti. Hıfzı Topuz'u Finlandiya dönuşu evinde ziyaret ettik. Afrika'dan uzun yıllar boyu topladığı masklar, fetişler, takılarla neredeyse bir müze olan evinde önce UNESCO'ya Türkiye Milli Komitesi'nin hangi önerileri göturdüğünü anlatmasını ıstedik Topuz'dan: "Biz bu kez Türkiye*nin sorunlarının ustune çıkıp evrensel konulara ilişkin öneriler gotürmek istedik. Dünyaya biz yon verelim dedik. Önerilerimiz arasında şunlar yer alıyordu: Eğitim alanında evrim ve değişimleri karakterize eden en onemli eğiJim, toplumun maddi ihtiyaçlarını karşılayacak teknisyen ve uzman yetiştirmek değildir. Genç kuşaklara yalnız teknik bilgiler değil, toplumsal ve kültürel bilgiler verilmelidir. Bilim ve teknolojik gelişmeler bir azınlığın malı olmamalı, bu gelişmeler kitlelere mal olmalıdır. Her toplum kendi kultürel kişiliğini korumalı, ama bu eğilim toplumun evrensel değerlere ulaşmasına engel olmamah, yani dışa, dış uygarlıklara, evrensel değerlere açık bir kulturel kimlik üzerinde durulmalıdır. Avrupa'nın bir kültür tarihi yazılmahdır. Tarihi eser kaçakçılığını önleyecek, ören yerlerinin tahrip olmasını durduracak bir proje hazırlanmalıdır. Müzeler birer eğitim, kültür yuvaları haline getirilmeiidir, gibi konular başta olmak üzere, çeşitli öneriler sunduk, hepsi çok iyi, olumlu karşılandı:' Asıl uzmanlık alanı iletişim olan Hıfzı Topuz'dan iletişimin ülkemizdeki durumunu nasıl değerlendiğıni de oğrenmek istedik. "Hemen bir örnek vereyim" dedi: "Ömeğin, biz Üçüncü Dunya ulkelerinden haber alamıyoruz. Geçen gün bir yazı ilişti gözume yabana gazetelerin birinde ve bu Türk basmma yansımadı. Bugün Üçüncü Dunya ülkelerindeki silahlı çatışma sayısı 4O'ı bulmuş. Bu çatışmalarda olen ve yaralafianların yuzde 80"ini kadın ve çocuklar oluşturuyormuş. Çatışma bolgelerindeki mayın arama ve haberleşmede çocuklar kullanılıyormuş. Afrika'da savaş içinde büyüyen çocuklar herhangi bir anlaşmazlığın çozümü için en etkili aracın karşısındakini öldürmek olduğunu duşünuyormuş. Uganda'da savaşın sürduruldüğu sıralarda çocukların yarısı babalarının, annelerinin ya da kardeşlerinin oldurulduğüne tanık olmuşlar. Bunların yuzde seksenı bunalım içindeymiş. Yine bu bölgede annesı, babası olduruldukten sonra ormana sığınan çocuklara orada maymunlar sahip çıkmışlar ve bunlar maymunlarla yaşamayı öğrenmişler. Bu UNICEFin Nairobı'de yaptığı bir toplantıda açıklanmış. Sudan'ın guneyinde savaş var bıliyorsunuz. Bu savaşlardan kaçan çocuklar Hartum çevresine sığınmışlar. Orada 'tasmasız kopekler gibi' dolaşıvorlarmış. Kullanılan deyim aynen bu. Mozambik ve .Angola'daki iç savaşlarda ölenlerin sayısı 140 bine ulaşmış. Yine Sudan'ın güneyindeki çarpışmalarda annesiz babasız kalan çocuklar kuzey ulkelerine gotürülüp pazarlarda satılıyormuş. Kız çocuklar 160 dolara. erkek çocuklar 240 dolara. Şimdi butün bunları bilmiyorsak, bu kadar insani sorunlardan haberimiz olamıyorsa, demek ki iletişim alanında bir bozukluğumuz var!' Kültür Servisi Murat Sarıc makale yanşmasmda derece alanlara, dün Emirgân Beyazköşk'te yapılan bir törenle ödülleri dugıtüdı. Proj Tarık Zafer Tunaya, Prof. Ragıp Sarıca, Prof. Bahri Savcı, Prof. Aydın Aybay, Prof. Rona Aybay, Doç. Fazıl Sağlam, Doç. Nurkut Inan ve emekli hâkim doktor Ahmet Kerse'den oluşan seçici kurul, hâkim adayı Birol Gürpınar'a kamu hukuku dalında, Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Kerim Atamer'e de özel hukuk dalında birincilik ödülü verdL Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesı'nden Ülker Batu ikinci, yargıç adayı Şehnaz Bülbül ise üçüncülüğe değer bulundu. Aynca 11 katılımay, da mansiyonlan verildi. Ayba, Yaymları'nca, tstanbul Üniversitesi Sıyasal Bilgiler Fakültesi kurucularından Proj Dr. Murat Sarıca adına düzenlenen yarışma, hukuk v^ siyasal bilgiier oğrencileriyle yargıç ve avukat stajyerlerine açıktı. 12. kitap satış mağazası tSTASBUL (AA) Kultür ve Turizm Bakanlığı'nın 12. kitap satış mağazası bakan Mesut Yılmaz tarafından Cağaloğlu'nda törenle hizmeU açıldı. Basın tşhanı'nda 400 milyon TL. 'ye satın alman satış mağazasını hizmete açan Kültür ve Turizm Bakanı Mesut Yılmaz, yaptığı konuşmada, Turkiye'de kitap sevgisinin yaygınlaşmasına ve kitap okuma alışkanhğının yayılmasına bakanlık olarak büyük önem verdiklerini söyledi. Bakanlığına ait yaymların, Türkiye'nin hemet her kentinde gönderildiğini anlatan Bakan Yılmaz, "1988 için yaptığımız bütçe tekliflerı kabul görürse, 1988 yılının Turkiye'de yayınalık açısından onemli bir hamle yılt olacağına inanıyorum" dedi. Mesut Yılmaz, planladıkları "1. Milli Kitap Fuan"nı da, bu yıl tstanbul'da açacaklarını söyledi. 20.15 Hava Kurdu 9 Paraguay 'da yaşayan bır \azı savaş suçlusu. sılah salarak luks içmde yaşamakıadır. Bır Nazı avcısımn kızı olan Sarah, Havk le Dommic'ı bu ife sokar. Arkencıl buna karşıdır. ama engel olamaz Araplara sılah saıifi ıle uğraşan Kruger, sonunda ele geçırılır 21.00 Müzik 21.30 Haberier 22.00 Mac Gyver Mac Gyver'ın çaliflığı ıstıhbaraı bolumüne, en yakın arkadaşı Thornlon başkan yardımcısı alarak atanmışttr. Ancak bolümde güvenlık konusunda yolunda gıtmeven şevler. bılgı sızması vardır Bunu bıraz çozebümek ıçın Mac Gyver'm elındekt fitmde bulunan şıfrenm çözulmesı gerekmekıedır. Bu amaçla, şehtr difinda ve lyı korunan bır e\e gıttıklennde, evın karşı bır casus larafından çoklan ele geçırilmi} olduğu anlaşılır. Anadolu Medeniyetleri Sergisi hâlâ dünya turunda. Kanuni Sergisi de biraz uzun dolaşacak. Mesela diyoruz, biz de Kremlin'deki Tiirk kumaşlanm, Louvre'daki Mezopotamya ve Mısır parçalarım getirtebiliyor muyuz? Niçin hep bizi tanısınlar ve bayılsınlar? Biraz da bizim millet başkalarını tanıyıp bayılsa olmaz mı acaba? rika gezısi sonunda Piri Reis Muze Kütüphanesı'ndeki yerine avdet etse. Sergileme merakımız ölçüyü kaçırıyor. Gunahsız insanların kundakçılıkla suçlanıp işkence görmeleri gjbi bir olayla açıklanmak istenen Kultur Sarayı yangınını haiırlayalım, teşhirde olan IV. Murat kaftanının bir yazma tezhibli Kuran'ın ve IV. Murat'ın zırhının küllerine bile rastlanmamıştı. İlerde bu parçalardan biri, dünyanın öbür ucunda mezada çıkarıhrsa şaşmayalım. 1. KANAL / TV'DE SÎNEMA 22.45 Pazar Eğlencesi Programda muzık. eğlence. magazın ve ünlulen Tamyalım bölumleri ytr alıyor. . 23.30 Kapanış Şahin polaroidleri Kültür Servisi Fotoğraf sanatçısı Şahın Kaygun, son donem polaroid j çalışmalanndan oluşan bir * sergıyı, 15 eylul tarihinde Bodrum Mavı 'de açıyor. Sergide 30 yapıt yer alıyor. Turkiye'dekı ilk polaroid fotoğraf sergisini açan ve bu çalışmalanndan ötürü Sanat Kurumu tarafından odüllendırilen Kaygun'un 14 çalışması, "Uluslararası Polaroid Koleksiyonu 'na alınmiitı. Polaroid koleksıyondan seçmelerle oluşan "Selectıon3" albumu bu yıl aralannda Batı Almanya ve tngiltere'nın de bulunduğu bırçok Avrupa ulkesmde, 1988 yılında Japonya ve A merıka Bırleşık Devletleri'nde sergilenecek. RADYO T R T I 05.00 Açılış, program \e kısa haberier 05.05 Ezgı ker\anı. OSJO Sabah şarkıları 06.00 Koye haberier 06.10 Gunaydın 0 7 J 0 Haberier 07.40 Marslar 0S.00 26 fc «gusıostan 3Ü a&usıosa. 09.00 Kısa haberlef. 09.05 Çocuk saaıı. 10.00 Kısa haberler . 10.05 Tatıl sabahı 11.55 Rad>o lıyatrosu. IL55 Reklamlar \e radvo programlan 13.00 Haberler. 13.15 Muzık 13.30 Bolgesel va>ın ve reklamlar 15.00 ktsa haberler. 15.05 Beraber ve solo şarkılar. 15 J 0 Hafıf muzık. 16.00 kısa haberler 16.05 Turkuler geçıdı 16J5 Hafıf muzık. 17.05 larla donuşu. 17.25 Bolgesel \a\ın. 1835 Reklamlar. 19.00 Haberler. 19.30 Yurttan sesler ».00 Çeşitlı muzık 20.3© Solıstler geçıdı 21.00 Kısa haberler. 21.05 Fılm melodılen 2130 Spor dergiM 22.00 Kuçük konser. 22JO Turkuler , ve oyun havaları 23.00 Haberler 23.15 Pazar gecesı 00.55 Gunun haberlerınden özeı• ler. 01.00 Program ve kapanış 01.0505.00 Gece yayını. T R T I I 07.00 Açılış ve program. 07.02 Solıstlerden seçmeler. 07.30 Haberler 07.40 Turkuler ve oyun havaları 08.00 tkı solısten şarkılar 08.30 Sabah konseri. 09.00 Anadolu'nun sesı 09.30 Solıstler gevidı 10.00 Hafıf muzik 10J0 Tasavvuf musıkısı ve saz eserlerı 11.00 Çocuklarla bajbasa 11.45 Şarkılar. 12.00 Pazar neşesı 13.00 Haberler. 13.15 Hafif muzık. 13J0 Gıtar soloları 14.00 Sakarya Zafen özel Programı. 14J0Turkülerden bır demel. 15.00 Yuvarlak masa 16.00 Her plajın bır hıkâyesı var 16.45 Turkuler 17.00 Şenf Muhııun Targan'ın ölum yıldonumu ozel programı. 17J0 Çesitlı muzık 18.00 Yurttan sesler kadınlar lopluluğu 18.30 Ferahfeza faslı 19.00 Haberler. 19J0 Turkçe sözlu hafif muzık 19.45 Şarkılar. 20.00 Turkuler ve oyun havaları. 20JO Radyo tıyatrosu 2130 Ankara ladyosu çokseslı korosu 21.45 Yurtıan sesler erkekler lopluluğu 22.15 Şarkılar. 22J0 Bır roman bır >azardan hikâyeler. 22.45 Hafıf muzık. 23.00 Haberler. 23.15 Beraber ve solo şarkılar 23.40 Hafif muzık. 2335 Pazar konseri 0035 Program ve kapanış. T R T I I I 07.00 Açılış ve program 07.02 Hafıf muzık. 07.30 Sabah konseri. 08.00 Sabah ıçın muzık. 09.00 Haberler. 09.15 Her pazar 11.00 Bır besteci. 11J0 Yıllann arasından 12.00 Haberler. 12.15 Muzık postası. 13.30 Ikı solistten şarkılar. 14.00 Pazardan pazara 15.00 Caz ve pop dumasından. 16.00 Bır yorumcu 16.30 Opera v<operetlerden seçmeler 17.00 Haberler. 17.15 Işte Anadolu. 17.35 Turkuler geçıdı 18.00 Teleskop. 19.00 Haberler 19.15 Işte Anadolu. 19.35 Hafif muzik. 19.45 Ankara Rad>osu Çokseslı Korosu. 20.00 Muzık paleıı 21.00 Müzik ekspresi. 22.00 Haberler. 22.15 Işte Anadolu. 22J5 Gecenın geıırdiklerı 23.00 Dunya radyolarından muzik festivaüerınden. 24.00 Gece ve muzık 01.00 Program ve kapanış Akıllıca girişimler Bununla beraber, bu tanıtma histeriasının ortasında, akıllıca bir tanıma faaliyetme de şahit oluyoruz. Başkalarındaki nadide parçaları bize getirten ve pek reklamı yapılmasa da akıllıca bir girişim Sultanahmet'teki İbrahim Paşa Sarayfnda, yani Türklslam Eserleri Müzesi'nde gerçekleştirildi. 15. yıizyıldan zamanımıza kadar, Murano cam endüstrisinin iırunleri en goz alıcı ve öğretici biçimde sergileniyor. Serginin guzelce hazırlanan kataloğu olmasa bile, düzenleme ve açıklamalar sayesinde bu tarihi une sahip endustri hakkında fikır edınmek mümkun. Üstelik Venedik Murano'da doğan cam endustrisinin rauhtelif ima'âthanelerde nasıl bir evrim geçirdiğini izlemek bizler için onemli. Çünkü Venedik camlannın tarih boyu baş muşterilerinden biri Osmanlı ulkesiydi ve Osmanlı camcılığının gelişmesindeki etkileşimi gozlemek açısından da sergide bilgi edinılebıliniyor. Her şey bir yana, sergide seyrine doyulmayan örnekler var ve İbrahim Paşa'daki Türkİslam Eserleri Müzesi bu tanıtma programını surdurürse İstanbullular dunya sanatını tanıyacakları bir merkez edindiler demektir. Tabiı aynı şeyi, Ankara, İzmir gibi buyük kent muzelerinin gerçekleştirmemesi için bir neden yok... Dış tanıtım ve ölçüsüzlük Birincisi; mıizelerdekı bu eserlerin uzun süre gençliğin \e halkın eğitimi dışında tutulması sakıncalı görulür. tkincisi; eserlerin değişik iklimlerde geçirecekleri aylar, defaatla girip çıkacakları ambalaj ve uzun yolculuklar bir yerde olmazsa diğerinde uğrama ihtimali olan kazalar (sigorta bedeli >oıksek olsa da) muzecileri korkutur. Bizim Anadolu Medeniyetleri Sergisi ise henüz dunya turunda. Kanuni Sergisi de biraz uzun dolaşacak Kanuni devri eserierinin dış tanıtımına taraftar olmak başka şey; ama olçusüzluğe ve gülünç olmaya hayır. Hgaz'm "Hababam Sınıfı" Kültür Servisi Rıfat Ilgaz, ilk basımı 1959'da yapılan "Hababam Sınıfı "na 25 yıllık bir yargı seruveninden sonra sahip çıkabildi. Kitabının gelişi güzel basıldığım, teltf hakkmı alamadığını belirterek yargıya başvııran ve kitabını geri almak isteyen sanatçmın çeşitli zamanlarda açtığı davalar, butun yayın haklarım sattığı gerekçesiyle reddedildi. Geçen surede, "Hababam Sınıfı" kaç bin basıldığı bilmemeyen 12 baskı yaptı. Telif Haklan Yasası 'nda yer alan cayma hakkmı kullanarak yeniden yargıya başvuran Rıfat Ilgaz, sonunda davayı kazanıp, Hababam Sınıfı 'na sahip oldu. Hababam Sınıfı'nın dil ve anlatım açısından yeniden gozden geçirılmış 13. basımı, sanatçmın butun yapıtlarmı yayımlayan Çınar Yayınları 'nca yapıldı. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Zorunlu neden. 2/ Es ki Mısır'da guneş tannsı... Bir yetkinın, yasanın ya da karann ^nirluğe girmesıne karşı çıkma hakkı. 3/ Kumaşlann aprelenmesinde kullanılan makine... Ressamların boya karmakta kullandıkları levha. 4/ Aktinyum elementinin simgesı... Bir paranın belirli bir kirnseye odeneceğini gosteren senet. 5/ Balmumuna ya da parafıne batırılmış fitil... Çiftlık uşağı. 6/ Üstu açık boru... Bir nota. 7/ Bır mutfak aracı... Evre. 8/ Bir Asya ülkesınin başkenti... Halat gibı örulmuş iplik çılesi. 9/ Güne> Anadolu'da yaşayan ve haJk edebiyatı şiir turlerinden birine adını vermiş olan Turkmen boyu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Toplanan supruntuleri alıp atmakta kullanılan saph kap... Ileri surulerek savunulan düşunce. 2/ Asma kutüğu... Her yanı suyla çevrıli kara parçası. 3/ Bir içki... Ankara keçisinin, orgu >unu yapılan kılı. 4/ »IntikamPeşinde", Daniel Mannhn 1972'de çevirdiği şiddet doht bir "western". Özgün bir senaryodan yola çıkan fttm, yer yer " Vahşi Belde" gibi klasik serüven fllmlerinin yapısmı da anımsatıyor. Nitekim "întikam Feşinde"nin bas oyunculan WMiam Holden (solda) ve Emest Borgnine (sağda), "Vahşi Belde"de de bir araya gebnislerdL Holden ve Borgnine'm yanı sıra Susan Hayward da bu son filminde canlı ve etkileyici bir oyun çıkanyor. "İntikam Peşmde"de, kanstnı ve çocuklarmı öldüren Kızuderililerden intikam almak için haydutlardan bir çete olusturmaya kalkan bir çiftçinin seruvenini izjeyeceiiz. fg SANAT KULİSİ Beethoven orkestra kıırdıı! TRT Televizyonu'ndan gazetelere gönderilen haftalık bultene her gun goz atsak, gulmek için her gün epey malzeme bulabilirız. Haftalık bultenin 13 Eylul 1987 pazar sayfasına bakıyoruz. Birinci Kanal'da saat 15.15'te şovle bir program kurduğunu, ustelik bunun Beethoven'in kurduğu altıncı senfoni orkestrası olduğunu oğreniyoruz. Aslında, herhalde, bir orkestra Beethoven'in 6. Senfonisini bir konserde seslendirmiş, bu koııser de filme alınmış. Ama TRT yonetıcileri, kendi yayımlayacakları programlara bile öylesine yabancılar ki! Hadi, diyelim, bu bulteni yazan cahil. Peki, sonradan hiçbir yetkili bulteni gozden geçirmiyor mu? Yetkililer, bazı filmleri makaslamak için gosterdikleri çabanın binde birini şu bulteni duzeltmek için gösterseler, mesele kalmaz herhalde... Martinik'te yine Nâzım'ın "Sevdalı Bulut"unu sahncleyerek geniş yankı uyandırdı. Geçenlerde gazetemize uğrayan Mehmet Ulusoy, tiyatro sanatımız açısından çok sevındirici bir de haber verdi. Daha 1960'laıın ortalarında asistanhğını yaptığı unlu İtalyan tiyatro yönetmeni Giorgio Strehler, Milano'daki Piccolo Tiyatrosu'nda sahneleyeceği bir oyun için Ulusoy'dan bir Türk oyuncu salık vermesini istemiş. Ulusoy da, yıllann ovuncusu Ayberk Çölok'u önermiş. Çölok, kısa bir süre once Strehler'in provalarına katılmak uzere Milano'ya gitmiş. Şimdi, Mehmet Ulusoy çok mutlu. Gülumseyerek. "İlk ustamı son ustama gonderdim" diyor. "Nasıl yani?" diye soranlara da şu yanıtı veriyor: "Ben Galatasaray Lisesi'ndeyken Ayberk de benden bir iki sınıf buyuktu. O sıralar okulda Victor Hugo'nun "Marie Tudor"unu sahnelemiş ve bana da rol vermişti. Bu, benim ilk oyunum olmuştu. Yıİiar sonra da Avrupa'da Strehler'in yanında çalıştım. Eh işte, böylece ilk ustamı son ustamın yanına yollamış oluyorum..:1 Sergiler karşılıklı mı? Ev\elen; nadide eserlerini dışarıda sergileyen ülkelerin bunun karşılığını düşunmesi gerekir. Yani mesela diyoruz; New York, Washington, Chicago, Londra, Paris gezen sergiye karşılık, biz de o kentlerdeki eşsiz empresyonist koleksiyonlardan bazı parçaları İstanbul'daki çoluk çocuğa, gençlerimıze sergileyebiliyor muyuz? Veya Kremlin'deki Tiirk , . , • , kumaşlanm, Louvre'daki Mezopotamya, Mısır parçalarım getirKalayın simgesi... Denge. 5/ İtalya'da bir ova... Hububat tozu. 6/ Kotebiliyor muyuz, bunu yapacak layhkla aldatılabilen... "Takım" sözcuğunun kısa yazıhşı. 7/ Deniz yodurumda mıyız veya niyetimiz sunlarından çıkarılan bir tür jelatin... Kuçük taneli bir bakla turü. 8/ var rru? Niçin hep bizi tanısınlar Öbür yan... Harman yerındeki tahılın taş ve toprakla karışık kaiıntısı. ve bayılsınlar; biraz da bizim mil9/ Direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan mil... Rize'nin let, başkalarını tanıyıp bayılsa olbir ilçesi. maz mı acaba? "Lahmacunlu Senfoni" 5 eylül günlü gazetemizde yer alan Sanat Kulisi'nde "Ukrayna'dan Moskova'ya" başlıklı bır kulise yer vermiştik. Arkadaşımız Kâmil Masaracı da bu kulis için "Benim Lahmacumlarım" diye bir vinyet çızmişti Beyoğlu'nda lahmacunlann çokluğunu vurgulamak amacıyla. Kâmıl'e, avukat Ekrem Tos'tan bır mektup geldi, mektubun içinden de bir kitap çıktı: "Bitmemiş Bir Viyana Bozgunu Üstüne '^ahmacunlu SenfoniT Kitapta avukat Tos'un "tuzsuz şıirleri" yer alıyor. Almanya'daki, özelhkle de Berlin'in Kreuzberg .emtindeki Turklerin durumunu işleyen şiirler yazan Tos, mektubunda şoyle diyor: "Kreuzberg gibı yerler var ki, oralar da Lahmacunlu Senfoni kapsamına girdileı ve vıkıntı Be\oğlu orneğine dönuşturulmediler..!' ABCde ayın kitabı Kültür Servisi Amerikalı ozan ve yazar Sylvıa Plaıh 'in "Sırça Fanus" adlı romanı, ABC Kitap KulUbu 'nun geçen ay başlattığı bir uyguiamayla ekim ayının, ayın kitabı seçildi. Handan Saraç'm Turkçeye çevirdiği ve Can Yaymları'nca basılan "Sırça Fanus", Plath'm tek romanı. 1963 'te canına kıyan Plath, ozyaşam öykusünden yola çıkarak kaleme aldığı romanda, bir ünıversıte öğrencismin kişısel sorunları, bunahmları çerçevesinde, McCarthy döneıni Amerikası'nın toplumsal sorunlarmı dile geıırıvor. ABC Kitap Kulübü'nün Ayın Kitabı Seçici Kurulu Fethı Nacı, Cevat Çapon. Mehmet H. Doğan ve tlhamı Soysal'dan oluşuyor. Ayın Kitabı seçilen kitabı, ABC Kitap Kulubü uyelerı ındınmli^ olarak edinivorlar. HllfDUN KIÜ? HAVA DURUMU l * 1 l ^ t 3320" E«n» 26* 14* Elttctn 36° i r Eraunm 28* 12* EfMnNr 32* 19* Gsiıntop 33° 19* GGfflMhn 24* 17* l f m »• 17Krt»* Mıpuın AAyvnan Aıteı Art** Aıtatyt VMn Mı Bun CmUak Dml »rtrt*» B 28* 14* ıfenya t 23* 4* IMMyl A 27* 13* Mu0l B 35*20° Mg<k A 29°11° Stımur A 27* 13* Sfcrt A 27* 10* to* A B 22* 9*ŞUrtı ri4*Kn 28" 18* * «aıronv A 25" 6* THdnlıQ 27* 17* Kaysan A 28* 10* Tntaor 3«* 18* km*< A 27* 14* Ymg» A A A A A A A A A A A A A 28*15° 27*15* 31*15" 30* 18* 28° 12" 2217" J3"l>* 27* 8* 36*20* 28*18* 28*19* **1İ* Piri Reis Haritası AM 8om BttevJ Bnfr r 20* A 31° t 39° 22* 20* 20* 21* 38° 17* 33° 37° 20° MMM UMma UfMI OvJo Pvis Ooma 30»>J Şım ZMı r ) i i 17* 25° 28* 18" 17* 16* 37* 30* 22* )4° 3B* 20* Cwn Cktk an» > 1 1 « F l r * . » » bun« vı Orm * 77. An*» a 26 i m , « 2 ^Kpmun. V « GnuınHgpKH.22. CmlMi Tıttm fadnım n rtwnaC IU 21 Rmm. Du n tmtöftt 2 0 t n <mx v» g«Mi IIM P « Î * U * aaak. rbgtr «oty «• M» iM*Mm tatt n n <n kmMk MOIL 911 r a M Mtft ok» n t*u»«ır navı K * gtcot. Agtt M> « «tt> J ^ j * ^ « c » MMM o v n » Uarnsn cj 2730 EnnItmtfi3034 tna OOt a nk(> mm ytott 3030 Door^ M* f tm Gonderılen sergilerin uzun süre kapı kapı dolaşmasını önlemek dışında, seçilen eserlerin de durumunu gozlemek gerekir. Kanuni Sergisi için Amerikalıların "Piri Reis Haritası" karşısında kendilerinden geçecekleri tabiidir. Kaybolan bir Kristof Kolomb haritasınm şu andaki tek orneğidiı. Ancak bu matbaacılık ve fotoğraf asrında haritanın pek guzel ve ozel bır röprodüksiyonu da hazırlanabilirdi. Yedi iklim dört bucak gezecek bu haritanın böyle değişikliklerden hoşlanmayacağı bilinen bir şey. Bari Ame İlk ustasmı son ustasma gönderdi Mehmeı Ulusoy, yıllardır Fransa'da yuzumüzü ağartan sanatçılarımızdan biri. Ulusoy, geçen mevsim de Paris'te eski Yunan yazan Aiskhylos'un "Zincire Vurulmuş Prometheus"unu, Giorgio Strehler'in yonettiği Avrupa Tiyatrosu'nda Nâzım Hikmet'in "Memlekeıimden Insan Manzaraları"nı ve ilışiyor go/umuze: Pazar Konseri: Betboven 6. Senfoni Orkestrasıü! Bu açıklamadan ünlu Alman besteci Beethoven'in (adı her ne kadar bir tuhaf yazılnuş oisa da) bir senfoni orkestrası