19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 EYLÜL 1987 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR ISMAIL GLLGEÇ CUMHURÎYET/5 De Amicis'in sandahnda Yerebatan Sarnıcı gezintîsi 1 4 0 0 yıllık Yerebatan Sarnıcı, 2 yıl süren restorasyon ve temizleme çalışmalanndan sonra ziyarete yeniden açıldı. Dilerseniz, Edmondo de Amicis'in "sandaV'ına ilişelim, 1870'li yıllarda onunla birlikte gezelim Yerebatan'ı. îtalyan yazar, "tstanbul SeyahatnamesV'nde, o günü "hayal meyal, sır ve hayaleUdolu olarak" hatırladığını söylüyor. ANNA TURAY Yerebatan Sarayı'nı gezmek istiyorsanız yeni yapılan prefabrike gezi iskelesini boşverin. Bir cins betonla kaplı bu iskelenin üzerinde 1400 yıllık Bizans atmosferini yaşamak biraz zor. Ne o yan karanhk, yeşilimsi bulanık sular, ne de yuzlerce yjhn sırnnı taşıyan güzelim sütunlar yeterli olamıyor "tarilT'i sonuna kadar yaşamaya. En iyisi siz önce ilişiverin usulca Edmondo de Amicis'in sandalına ve 1870'li yıllarda onunla birlikte gezin Yerebatan'ı. ttalyan yazar "tstanbul Seyahatnamesi"nde o günu "hayal meyal, sır ve hayalet dolu olarak" hatırladığını söylüyor. "Bir Müslüman evinin avlusuna giriyor, karanhk ve rutubetli bir merdivenin son basamağına kadar bir meşalenin ışığında iniyor ve kendimi tstanbul halkına göre nerede bittiği bilinmeyen bttyük imparatoıiuk sarnıcı Yerebatan Sarayı'nın kubbeleri altında buluyorum. Karanlıgın verdigi dehşeti daha da arttıran çivit renkli bir ışıkla yer yer aydınlatılmış yeşilimsi sular kara kubbelerin altında kayboluyor. Meşale, kapının >akınındaki kemerleri kırmızıya bojuyor, üzerinden sular sızan duvarlan parlatıyor ve her tarafta, budanmış sık bir ormandaki ağaç govdeleri gibi gözü onüne dikilen bitmez tükenmez sütun dizilerini belli belirsiz ortaya çıkanyor. Buyiik korkunun şehvetin« kapılan merak, rneşum sulann üzerinden uçarak, mezara benzer kemerlerin arasına atılıyor ve bir tercüman alçak sesle dehşet verici hikâyeler anlatırken, sayılamayacak kadar çok sütunun ortasında, baş döndiirücü dönemeçlerin içinde yolunu şaşırıyor..." Yerebatan Sarayı aslında İstanbul'u tanımak için çıkılan büyülü yolculukta, açılan esrarengiz kapılardan yalnızca biri... Bizans tmparatoru Justinianus tarafından 6. yüzyılda yaptınlan ve lstanbul halkına kuşatmalar sırasında, kurak mevsimlerde su veren bu sarnıç olanca görkemi ve dimdik sutunlarıyla hâlâ zamana karşı direniyor. Bizans tarihçileri ve sarnıcın fantastik atmosferinden etkilenen gezginler birbiriyle uyuşmayan ilginç bilgiler veriyorlar Yerebatan hakkında. Bir yazar, sarnıcın 16 gemi alabilecek kadar büyük olduğunu söylerken, Bizanslı mimar Cilyus sütun sayısının 490 olduğunu ve içindeki suda büyük baîıkların yaşadığını ileri siirüyor. 1955 yılında yayımlanan "Büyük tstanbul AIbümü"nde sarnıcın kayıkla gezilebildiği ve 1602 yılında sularında balık olduğu belirtiliyor. Başka bir kaynak II. Abdulhamil zamanında sarnıan guneybatısındaki 90 sutunluk bir bolümün duvarla öruldüğünu söylüyor. Ayasofya'nın ve Bizans'ın en büyük saraylannın yanında yapılan, "Basilika Sarmcı" da denilen Yerebatan Sarnıcı'na, yuzlerce sütunu ile suya gomülen bir sarayı andırdığmdan halk tarafından Yerebatan Sarayı adı verilmiş. Bizanslılar zamanında sarnıcın üstünde ve yanında "Adliye Sarayı" olarak adlandırılabilecek binakım salonlann bulunduğu, yine sarnıcın üstünde dev bir tunç heykelin yer aldığı da tarihçiler tarafından ileri sürülmüş. 1331 yılında tstanbul'a gelen tbni Batuta'nın gezdiği Ayasofya'run ortasından akan suyun Yerebatan Sarnıcı'nın bir ayağı olduğıl, Topkapı Sarayı'nın bahçelerinin yazın 6 ay bu sarnıçtan alınan suyla sulandığı da yazılıyor çeşitli kaynaklarda. Patrik Konstantinos gibi bazı tarihçiler de bu sarnıcın ilk Ayasofya'yı ve ilk Aya İrini'yi yaptıran Büyük Konstantin'in eseri olduğunu ! yıllık restorasyondan sonra yeniden ziyarete açıldı i rtfrsSSF '/7 "O KİM KİME DUM DUMABEH/Ç AK i Sokka. Bakar mısınız? MEDUSA'LI SÜTUN Kolon kaidesi olarak kullamlan iki Medusa basının üzerinde yükselen sütun, Yerebatan Sarmcı'm gezenler tarafından ilgiyle izleniyor. (Fotoğraflar: UGUR SANER) söylüyorlar. Sarnıcın suyu ise imparator Justinianus tarafından kentin 19 kilometre uzağında bulunan Belgrat Ormanlan'n dan getirilmiş. 70 metre genişliği. 140 metre uzunluğuyla toplam 9800 metrekarelik bir alanı kaplayan ve 80 bin metreküp su depolama kapasitesi olan Yerebatan Sarnıcı'na eskiden İstanbul'un zengin tüccarlanndan birinin evinin kapısından küçük ve ince bir merdivenle inilirmiş. Sulann içindeki bu sütun ormanından büyülenen ziyaretçiler dilekleri yerine gelsin diye suya madeni paralar atarlarmış. Bu davranış zamanla tstanbul folklorunun bir parçası haline gelmiş. 2 yıl süren restorasyon ve temizleme çalışmalarından sonra ziyarete açılan Yerebatan Sarnıcı'na yine para atılır mı bilinmez. Ancak bir zamanlar sandalla çıkılan Yerebatan yolculuğunun bundan böyle yaya olarak sürdürüleceği kesin. Eşit aralıklarla dizilmiş 336 mermer sutunun ve bunların durgun suya yansıyan gizemli görüntüleri arasında açık pembe boyalı betonla kaplanmış prefabrike gezi iskelesi dolaşıyor boydan boya. Bu gerinti alanının genişliği 1800 metre. İnsanın aklına ister istemez "1500 yıllık mermer siıtuniann arasına beton iskele sokulacağına sandal kullanılamaz mıydı" sorusu takılıyor. Sarnıcın temizleme ve restorasyon işlemini üstlenen Pekerler Inşaat'ın yetkîlileri başka bir çare bulamadıklannı söylüyorlar. 2.5 metre yüksekliğindeki çamur ve moloz, 1.5 metre yüksekliğindeki su temizlenirken ortaya çıkan biri ters biri yan olarak konulmuş Romalılardan kalma Medusalar buna olanak vermemiş. Kolon kaidesi olarak kullanılan 2 Medusa'nın sular altında bırakılamaması, nedense başka bir çözünı de düşünülmemesi sonuçta suyun 50 santimetre yükseklikte bırakılmasına ve gezinti iskelesinin yapılmasına yol açmış. Yerebatan Sarnıcı'ndan 50 bin ton çamur çıkarıldığı ve ağır iş kamyonlarının 4 bin sefer yaparak bu çamurları dışarı taşıdığı belirtiliyor. Sarnıcın yüzde 95'i bulan nem oranı ozel havalandırma siste^rniyle çözülme>e çalışılmış. Ayrıca bir ses ve ışık sistemi kurulmuş. Gezinti iskelesinin bir köşesinde ise 60 kişilik bir kafeterya yer alıyor. Henüz belli değil ama, bakalım ahşap masalar üstünde CocaCola ve Nescafe mi, yoksa kupalar içinde sıcak kırmızı şarap mı sunulacak? Yerebatan Sarayı'nda şu anda klasik muzik yayını yapılıyor, ama kimbilir belki bir süre sonra ıslak mermer sütunlar, suya yansıyan esrarlı görüntüler arasında "Bizans müziği" dolaşacak, Medusalar yuzlerce yıllık uykusundan "lir" sesiyle uyanacak. P İ K N t K PİYALE MADfLA H1ZLI GAZETECİ NECDET ŞEIS Kemal Can'a halk ödülü ^ «„ bistri" dergisinin düzenUdiği Ubıslararası Çizgi Roman Yarymasına katümış ve 300*1* askm yansmacı arasmda 10. olmuştu. Yansmada ilk 15*e giren yapıtlar sergilenmiştL îsviçre'de duzenlenen yansmaya katüan bütün yapıtlar daha sonra da toplu olarak sergilendL Bu sergide izleyenlerin verdiği oyiarkt halk ödüUeri verildL Kemal Canhn yapıtu sergiyigezenlerin oylanyla ikinci seçildL ÇİZGtLtK KÂMİL MASARACl Biziın istediğimiz, çoğulculuk VVajda'nın Polonya'daki fılm stüdyosunun açılmasına hâlâ izin verilmiyor. Yönetmenin, Dayanışma hareketini konu alan "Demir Adam" fılmi hâlâ gösterilemiyor. Wajda, "Nasıl bir kültür politikası isterdiniz?" sorusunu, "Bizim istediğimiz, çoğulculuk" diye yanıtlıyor. Kültür Servisi Polonyalı fılm yönetmeni Andrzej Wajda, " K a n a l " , "Küller ve Elmas", "Küller", "Sinek Avlama", "Orkestra Şefi", "Mermer Adam", "Demir Adam", "Almanya'da Bir Aşk" gibi yapıtlarıyla ülkemiz sinemaseverlerinin de yakından tanıdığı bir sanatçı. Yaklaşık otuz yıldır sinema uğraşının içinde olan Wajda, son yıllarda ülkemizde Sinema Günleri'nde de gösterilen "Danton" adlı filmiyle tartışmalar yaratmıştı. Özelükle anayurdu Polonya' nın tarihindeki, yakın geçmişindeki ve günümüzdeki toplumsal ve siyasal savaşımlarmı yapıtlannda işleyen Wajda'nın, Dayanışma olayını konu alan 1981 yapımı " D e m i r Adam" adlı filmi Polonya'da bugüne kadar gösterilme olanağı bulamadı. Gerçi bugün Wajda'nın Polonya'da film çevirmesine izin veriliyor, ama yetkililer 1983'te Fılm stüdyosunun başından uzaklaştırdılar ünlu yönetmeni. Ne var ki, Wajda'nın, Polonya sinemasına ve onun geleceğine olan inana sonsuz. Geçenlerde "Newsweek"ten Debbie Seward, Wajda'yla Varşova'da konuştu. Polonya sineması, sıkıyönetim sonrasının sıkı kısıtlamalanndan kendini kurtardı mı? WAJDA Sanırım. Moskova Film Şenliği'nde aldığımız ödüller önemli bir zaferdi. Aslında Polonyalı yetkililer,Sovyetler'e bazı uzlaşmacı filmler göstennek istediler. Ama en sonunda gönderilen filmler çok daha muhalifti ve bunlardan biri,bir ödül aldı. Polonya sinemasının başka bir büyük zaferi de, benim için önemli ve hayati olan seyler, Batı toplumlanndaki hayati derecede önemli şeylerden farklıdır. Batı toplumlannın farklı çıkarları, farklı sorunları vardır. Örneğin, benim "Demir Adam" fihnim bugun New York'ta ya AĞAÇ YAŞI^EN E Ğ t l İ R KEMAL GÖKHA^ da Paris'te gösterilse, belk'i bazılarını ilgilendirebilir, çünku nefilm stüdyomun kapatılmasına yi anlattığını belki hatırlayabiliryol açan altı filmin, Stalin döneİer. Ama aynı film Moskova'da, mini anlatan "Sorgulama" dıBudapeşte'de ya da Doğu Berşında, Polonya'da ilk kez gösteHn'de gösterilse. sansasyon yarime girmesiydi. Ne var ki, film ratır. stüdyomun bugunleıde yeniden açılması soz konusu değil. "De Polonvalı sanatçılar Sovmir Adam" adlı fılmimde hâlâ yeller Birliği'nde olup bitenleri rafa kaldırılmış durumda. izliyorlar mı? Sanatçı topluma mı hizmet WAJDA Bir genelleme etmeii, yoksa yalnızca kendi sayapmak gerekirse, Polonyalı sanatına mı? natçılar ve Polonya toplumu deVV'AJDA Sanatçılar topluğişikliklere çoğu zaman kuşkuma hizmet etmelidir. Polonya gicu bir gözle bakar. Belki de, aşırı bi ülkelerde sanatçılar politik yacoşku göstererek uğursuzluk geşama katılmak zorundadır. Batirmek istemediklerinden. Belki 13 Eylül TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ AMKAN zı özgürlükler ve insan hakları de Polonyalılann kuşkucu olmalan, değişikliklerin kurumsal güvencelerini hâlâ görememelerinden kaynaklanıyordur. Ama Po • P£ SUGUN, ÜNLU LSOPOLP f lonya toplumu, değişikliklerin ÇTOI£OWSKIf3S YAŞ/MOA ÖLOÜ.POLONYAU BIIZ BAgA İLE /g gerekliliğinin bilincine gittikçe p , LANPALI 8/B AMNENİN O6LU OLAN STpiO3WSHI' bOĞPUGU daha çok varmaktadır. Polonya LOUDRA'PAK.1 KgAUYETMÜZİK *&L£Jİ'Nİ Bır/£M/?77. Msinemasındaki durumu düzeltHA SOU&I AgD'YE GÖÇ ePEZe/C, 13Ö9'D/I, ClNCtNMAT/ menin tek yolu, Sovyet sinemaSeNFOM OZKESreASl'NA ŞEF OLMUŞTU. f312 'PE sındaki politik değişiklerdir. PUILADeLPH/A OR.KEST1SASI'NIM 8AŞINA GEÇEN STOKOVSICt, tstediğiniz ülkede film çeORADA 26 VIL ÇAUŞMIŞ, gUM MgC, HOLLYU/OOP BOWL, virebilirsiniz. Neden Polonya'da M KALAS kalıyorsunuz? ', MOPE&J MÜZİĞ6 l/e&DİĞi ÖA/£ML£ Tt ÇEKM/Ş, gU AI&DA *CLASi/tZ£Rj P€ &EUİS UALK WAJDA Her şeyden önce KİTLELBRlNE PİMLBTESİLMEIC. İÇİN, KAIS.ŞfSINA ÇJtZAN . benim seyircim burada. Seyircimle birlikte başka bir yere gitİSE, WAW PISfJEY'lM "FAAimStA'APUC'£Gİ Fi'Lmem mumkün olsaydı, memnunlukla giderdim. Benim "talihsizüğim", ikinci filmim "Ka13 Eylül 1937 50 YBL ÖNCE Cumhurivet 19371987 nal"la üçüncu filmim "Küller ve Elmaslar"ın dunyanın dort bir 110 Metro manıa Birinci Üç adını Birinci Yugoslavya merusıınle kapandı. \xıpıl<ın yanında gösterümiş olması. Bu Yunanistan "Mandıkas" 15 14.03 Bugun yapılan son Btılkan ayunları dün yüzden, Polonya'da dunyanın 2/10 musabakaların neticeleri Umumi puvan: Birinci her yerinde gösterilecek filmler bitti şunlardır: Sırıkla Yüksek atlama Yunanistan 120 puvan yapmanın olanaksız olduğuna tkinci Romanva 104 puvan Birinci Yunanistan 3.90 Bükreş 12 (Telefonla) Cülle atma Birinci Romanva inanmam için hiçbir neden kalÜçüncti Yugoslavya 64 puvan Maraton koşusu Birinci Sekizınci Balkan oyunlarımn 14.31 madı. Tam tersine, Polonya'da Dö'rdüncü Türkiye 26 puvan Yuntinistan 3.0.22 "DEMtR ADAM" GÖSTERİLEMtYOR Andrzej tVajda'nm 500 metro Birinci Yunan son musabakalan bugun çevirdiğim bir filmin, dunyada, Beşinci Bulgaristan 11 puvan Yunan diski Birinci (sağda) "Demir Adam" adlı fılmi Polonya'da hâlâ yasak. Polonyalı 15.54 kalabalık bir seyirci başka ülkelerde yaptığım film9 uncu Balkan oyunları Yunanistan 39.77 yönetmen, 1981'de çevirdiğifilmde, Lech Walesanın (solda) ör.derhuzurunda yapıldı ve sekizınci 400 metro Bınnci Romanva lerden daha fazla yankı bulacagelecek sene Belgradda 4x100 bayrak yarışı Birinci lik ettiği Dayamşma hareketini ele almıştu Balkan oyunları da büyük 49 1/10 "Yeni Balkan rekvru" ğını düşünuyorum. yapılacaktır. Yunanistan 42 1/10 için savaşım vermeleri gerekir. Bence bu, görevlerimizden biridir. Polonya'da nasıl bir kültür politikası olmasını isterdiniz? WAJDA Polonya toplumu çokdinli bir toplum. Ideolojik olarak birleşmiş değil. Çoğulcu bir toplum. Bizim istediğimiz şey de çoğulculuk. Sözgelimi, Marksizmin ilkesine, hatta uygulamasma bağımlı bir sanatın varlığına karşı benim hiçbir diyeceğim olamaz. Ama bütün bir Polonya sanatının bu kurallara bağımlı kıhnması için hiçbir neden göremiyorum. Geçenlerde dünvanın kendi çıkarlarına göre bolünmüş olduğunu söylemiştiniz. Ne demek istemiştiniz? WAJDA Özellikle sanattan söz ediyordum. Polonya'da, Sovyetler Birliği'nde ve öteki Doğü Avrupa ülkelerinde bizim Andrzej Wajda, Polonya sinemasının sorunlannı anlattv $T0K0WSKI VB TANTASIA"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle