19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EYLÜL 1987 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR İSMAÎL GVLGEÇ Bu \ZO\RAP. iM. CEUAD ONU CUMHURlYET/t Heykel zaten bu taşın içinde, ben onu ortaya çıkarıyorum Eimbabwe'deki Shona kabilesinin yontulanmn ilk meraklıları arasmda Rockefellerlar, Rothschildler var. Daha sonra Prens Charles da Shona yontusu koleksiyonculan arasma katılmış. tngiliz yönetmen Richard Attenborough, fılm çekimi için gittiği Zimbabv/e'den 29 sandık dolusu Shona heykeliyle aynlmış. Heykellerin fiyatı şimdiden 10 bin dolan bulmuş durumda. KiUtür Senisi Nicholas Mukomberamra, Zimbabvve'dekı çiftliğınde akasya ağaçlannın gölgesine oturmuş, 4050 santimetre boyundakı grimavi bir yılantaşma becerikli elleriyle biçim vcriyor. Üzerinde çalışmakta oldugu "Su Ruhu" adlı yapıtını Newsweek'ten Raj VVilkinson'a anlatırken, "Taşla beaim aramda tinsel bir birlikteiik var" diyor "Heykel bu taşın içinde zaten. Benim işim, onu gizleyeni çıkanp atmak!.." Newsweek'e Zimbabwe'nin başkenti Harare'den yazan Wilkinson, 46 yaşındaki eski polis Mukomberanwa'nm Shojıa heykeli ustası olduğunu belirtiyor. Shona, aslında, Zimbabwe'nin cn büyük kabilesinin adı. Wilkinson'a bakılırsa, küçük bir grup Zimbabweli sanatçıyla birlikte Mukomberanwa'nın yontuları hızla uluslararası üne kavuşuyor. Shona yontulanmn ilk meraklılan arasmda Rockefellerlar, RothschiMler varmış. Daha sonralan PTWS Charles da Shona yontusu koleksiyonculan arasına karışmış. Kısa bir süre önce de tngiliz yönetmen Richard Attenboroogb gelmiş Zimbabwe'ye; Guney Afrikalı insan hakları savaşımcısı Steven Biko^ nun öyküsünu anlatan bir film çekmeye. Ama Attenborough yalnızca fılm çekmekle kalmaZimbabwe Ulusal Galerisi Muduru Cyril Rogers. 1950'lerde, Zimbabwe'nin tngiliz kolonisı Rodezya olduğu yıllarda, iki kişinin önemli katkıları olmuş Shona yontulanmn geliştirilmesıne. Ulusal Müze'nin o zamanki muduru Frank McEwen, hıç eğitim görmemiş birkaç sanatçıya alet ve sabuntaşı sağlamaya başlamış. On yıl kadar sonra da, Rodezya'ya uygulanan ekonomik yaptınmlar sonucu koskoca tütün çiftliği ışlerliğini yitirince Tom Blomfıeld, işsiz kalan emekçiler ıçın bir sanat okulu kurmuş. "Biı dunya sürgünleriydik" diye anımsıyor o günleri Blomfıeld. "Kimliğimizi korumak için sanlacak bir şeye ihtiyacınıız vardı." Biomfield'in Tentenenge*deki çiftliğınde o "sanlacak şey"den çok varmış. Tepelerin yamaçlan, yılantaşından geçilmiyormuş. Sanatçılara düşen, koca bir yılantaşı parçasını yerinden oynatıp kulübelerinin önüne yuvarlamakmış. 1950'lerde başlayan bu heykel hareketinin sonuçlan bayağı etkili olmuş. Paris'teki Rodin Muzesi, 1971'de Shona yontulanndan oluşan bir sergi gerçekleştirmiş. Ne var ki, ulkedeki uzun iç savaş sırasında Shona yontulan hareketi neredeyse ortadan kaybolmuş, Tentenenge'deki sanat kolonisi de kapanmak zorunda kalmış. "O sıralar beykellerimizi satın alan birkaç kişi bu durumumuzdan vararlandı" diyor Mukomberanvva. "Pul parasına kapatülar heykellerimizi!.." Zimbabwe bağımsızlığına 1980'de kavuşmuş ama, Shona sanatı yeniden doğuşunu daha yeni yeni yaşıyor. Tentenenge çiftliginde şu anda 70 kadar yontucu yaşıyor. Başkent Harare'nin dı$ mahallelerinde de Shona sanatçdan yetişiyor. Mukomberanwa ve Munyaradzi ise, biraz ün yaptıktan sonra satın aldıkları kendi çiftliklerinde surdürüyorlar çalışmalannı. Yaptıklan yontuların fiyatı on yıl içinde neredeyse bin katına yukselmiş, yaklaşık 10 bin dolan bulmuş. Anlaşılan, Shona yontulan şimdi yeniden Batı sanat piyasasına pazarlanacak, buyük olasılıkla yakında önde gelen kültur merkezlerinde Shona yontusu sergileri açılacak. Ancak, Newsweek'e Harari'den yazan Ray Wilkinson'ın yazısında, bizi hiç de şaşırtmayan bir yorum yer alıyor. Zimbabweli sanatçı Mukomberamva'nın yan soyut başlarının Picasso'dan bir yankı taşıdığını, başka bir heykeltıraşın, Bernard Matemera'nın figürlerinin ıse Miro'yu ammsattığını söylüyor Wilkinson. "Ama", diye ekliyor ardmdan, "Cograf>anın ve politikanın tecrit ettigi bu sanatçılar, bırakın Batı dunyasının sanatını, Batı Afrika sanatını bile gormemişler..." Wilkinson'ın bu yorumunu okuduğumuzda, geçen ayın sonlannda Bedri Ba>kam'ın gazetemizde yayımlanan "Modern Sanat Tarihinin Zaman Tunelinde" adlı yazı dızısını anımsadık. Baykam, 56 zengin Batı ulkesınin sanat tarihin önemli "tapu"lanm kendine mal etmeye çalıştığını belirtiyor, yazı lan tarihin "Dtinya Çağdaş Sanat Tarihi" değil, "Batı Modern Sanat Tarihi" olduğunu söylüyor, modern sanat yaklaştmlarının Batılı sanatçılara gökten zembille inmediğini, Doğu ve Afrika sanatlannın bunda buyuk etkisi olduğunu vurguluyordu. Nitekım, Wilkinson'ın yorumu da, gerçeğin tepetaklak edilmesinin yeni bir örneği. Wilkinson'a baİcılırsa, Picasso ve Miro'nun yapıtlarını hiç görmemis Afrikalı sanatçılar biie onlardan esinlenmek zorunda. limbabweli Shona heykelleri ustası Nicholas Mukomberarma: OLOUĞUM \Q ; AFFET N OLÜR . KİM KtME DUM DUMA BEIÜÇ AK PtKNÎK PtYALE MADRA ÜFF/BC DUC2UMLAEPAN PUL PARASINA KAPATM1ŞLAR Zimbabweü yontucu Nicholas Mukombenama, ulkedeki uzun tç savaş arasmda Shona yontu hareketinin neredeyu ortadan kalkağtnı söylüyor. O sıralar yontulan satın alan blrkaç kişi bu durumdan yararlannuş ve heykelleri pul parasına kapatnaş. mış, kendisini lngiltere'ye geri götürecek gemiye 29 sandık dolusu Shona yontusu yuklemiş. Wilkınson'ın edindiğı bilgiye göre, Shona yonıulan belki de yüzyüımızda Afrika'dan kaynaklanan en önemli yeni sanat biçimi. Hepsinin kökenleri gelenek göreneklere ve tannlara tapınmaya uzanan Batı Afrika'nın pişmiş topraktan yontulanmn, Nijerya1 nın tunçtan Benin heykellerinin ya da kabilelere ait yontu ve maskların tersine Shona yontularının ortaya çıkışı en çok otuz yıl geriye dayanıyor. Sanatçrlar bir bakıma Shona kabilesinin tinsel inançlanndan esınleniyorlar yine, ama ortaya çıkardıkları yapıtlar eski kültüre ya da dinsel törenlere yaslanmıyor. "Bu, kokleri geçmişten çok gfinumiizde olan, son derece kendiliginden ve gundeş bir hareket" diyor H1ZLI GAZETECI \ECDET SEJV 0IRL»'KTE M L I S L A C A 84ŞLAPIK İLIC OAllM SıCASl 9£tiİ>£i0ı •• ŞURAYA .. ÛLMAÜ t f ÇİZGİLtK KÂMtL MASARACI Yıü>A Bit albümuyU bozan Amerikalı pop yüdnı Mlchael Jaekson'tn dunya turnesi bugün Japonya'nın başkenti Tbkyo'daki konserle açılıyor. Bu arada, Tbkyo'daki matazalann vitrinlertni dolduran Michael Jackson tişörtleri ve afisleri, sanatçaan Japon haynmlan tarafmdan kapış kapış ahnıyor. (Fotoğraf: REUTER) AĞAÇ YAŞKEN E Ğ t l İ R KEMAL GÖKHAN JJ n Ali özgentürk'ün yenifllmi 21 eylülde Istanbul'da gösterime giriyor Tokyo Şenliği "Su da 14ınar"la açılıyor "Yalnızca bir Turk yönetmenin bireysel hesaplaşması değil, aynı zamanda bir kuşağın toplumsal hesaplaşması" olarak nitelenen filmin başrolünde Tarık Akan oynuyor. özgentürk, "Su da Yanar'% 2 yıl önce Tbkyo'da "At" filmiyle kazandığı ödülün parasıyla gerçekleştirdi. FRANSIZ OYUNCUYLA "Su da Yanarnm başrotünü Vmk Akan üstlerürken, fümtn önemli roOerlnden birinde de Fransıı oyuncu Nathalie Duverneyer aUh. "Suda Yanar" bu yü Tbkyo' da açuış filmi olarak sumtlacak, ama yonetmeni Ati özgentürk 2 yıl önceki odulü ıkhtmdan Kültür Servisi 25 eylul gunü başlayacak olan Tokyo Film Şenliği, Ali Özgentürk'ün "Sn da Yanar" adlı yeni filmiyle açılacak. Öte yandan, "Su da Yanar" 21 eylulde Istanbul'da Beyoğlu Sinepop, Şişli Kent, Çemberlitaş Şafak ve Kadıköy Moda sinemafarında gösterime girecek. "Su da Yanar", Ozgentürk'un 1985'te Tokyo Film Şenliği'nde 'At" adlı yapıtıyla kazandığı 250 bin dolarlık bırincilik odülüyle TurkJaponAlman ortak yapımı olarak gerçekleştırildi. "Yalnızca bir Türk yönetmenin bireysel hesaplaşması değil, aynı zamanda bir kuşağın toplumsal hesaplaşması" olarak nitelenen filmin ekım sonrası laboratuvar ve kopya çalışmaları Berlin'de tamamlandı. 1980'de "Hazal", 1982'de "At" ve 1985'te "Bekçi" adh fılmleri gerçekleştiren Özgentürk'ün bu son yapıtında başrolu Tarık Akan ustlenirken, obur rollerı de Fransız oyuncu Nathalie Duverne, Şahika Tekand, Suna Selen, Meral Çetinkaya, Turgut Savaş, Ayberk Çolok ve tahriye Pınarcı paylaşıyor. Senaryosunu Işıl Özgentürk'ün yazdığı "Su da Yanar"ın kameramanlığını Ertunç Şenkay ustlendi, muzığinı Sarper Özsan hazırladı. Tarık Akan, "Su da Yanar"ın başrolunu ustlenişını şöyle anlatıyor: "Film için Ali doğrudan beni düşündü. Daha senarvonun ilk yazımı sırasında bana geldi. Senaryo, ondan sonra, galiba 4 defa daha yazıldı. Ama biz daha ilk senaryo sırasında kişilikler ve film uıerindeki çalışmalarımıza başlamıştık bile. Işıl, Ali ve ben, uzun bir sure sabah dokuzdan akşam yediye kadar, başka hiçbir şeyden konuşmadan film üzerinde çalışıyorduk. Çekim senarvosu bittikten sonra bile Ali'yle konuşmaya devam ettik. Ancak kişilikler belirlendikten sonra filmin çekimine geçtik..." Tokyo Film Şenliğı'nin açılışında Özgentürk'ün "Su da Yanar"ının yanı sıra 1985'te ödul alan Macar yönetmen Peter Gothar'ın (Sinema Gunleri'nde "Zaman Duruyor" adb yapıtı gösterılmiştı) yeni filmi de gosterilecek. Bu yılki Tokyo Şenliği'nde ödul, 500 bin dolar olarak saptandı. Ödule, 35 yaşın altında yönetmenler ilk ya da ikincı filmleriyle aday olabilecekler. 4 ekıme kadar surecek Tokyo Film Şenliği'nde profesyonel sınema dunyasının yeni urunlerının katılacağı bir yanşmalı bölum de yer alıyor. TARIHTE BUGUN wı MTAZARHLAN ' • » lançırıUığı uçak Gmn Ç*m> Otel ** 12 Eylul GRAN SASSO OPBRASYONU! '7E SU&UM, fttm yanşmaya katümayacak. 'YA MAOAN SOHRA, ÎTHiyAN FAŞİST*UJEULU,MUSSOLÎNI 'YB CSPHE AlMtf, K£AL DA , GOfü£V<UDF.N ÇEKJUP TunjKJLANMASIMA KA8AR. f MUSSOLINI, ROMA'HfN *UJZ£Y/MD£Kİ A DAĞLARÎNDA BULUNAN GRAU SASSO AOU O7&LDE GÖ2STTM ALTtNpA TUTVLUIZkEM, WTL£& OUUN KuerARILMASfNI tsmtfifrt. KuR7XeiLPtlC 7AN 5ONRA, KUZEY I7AU*'OA "CJUMHUeiYETÇİ ZlieK 'IH /CUkUASf OLMAKT?*N lOJKTUlAt/ttYA Mu&olmı, CAZTCR... fAŞtsr"8ıe DevLErtajgAN MUSSOUNİ, MA 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 1 Bonada sukutlar Dün, dünya borsalarında ve ona tabi olarak tstanbul borsasında frank ve sterlın de sukuta devam etmiştir. Evvelki akşam Paris borsasmda bir tngiliz lirası karşılığı 140, 12.5 ta kapanan Fransız frangı dün sabah 139.06 da açılmıştır. Bu sukut nazarı dikkate almarak 12 Eylül 1937 nazaran ktymetmde bir kuruş daha tenzilat yapmış ve borsaya alış fıatı olarak bir Ingilız lirası için 625, satış fıatı olarak ta 628 kuruş fıat vermıştir. Turk borcu birinci tahvilleri dun borsada 13.95 liradan muamele görmtistür. Esasen 19371987 bu tahvillerin evvelki akşamkı kapanış fıatı da bu idi. İstanbul borsasında da buna uygun olarak frangm kıymetı tescıl edilmiştir. Fakat dıin öğleden sonra İstanbul borsası kapalı olduğu için bittabı akşam kapanış fıatı alınamamış ve bu kapanışın borsada bir tesıri olmamıştır. Cumhuriyet Merkez Bankası, dun sSterlinin Türk parasına SiNGER •U MAMUTI MATtdOft TUTUHUZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle