18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 AĞUSTOS 1987 CUMHURİYET/U Tııristlere sahte lObinlik İZMİR (a.a.) Bin liralıklar üzerine bir sıfır eklenerek, 10 bin 'ira haline geürildiğı ve bu yolla turistlerin dolandınldığı bildirildi. Izmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube yetkilileri, olayın bir turistin elinde tesadüfen böyle bir para görülmesiyle ortaya çıktığıiu, ancak bu işi yapanların bulunamadığını belirttiler. Mali şube müdürü ldris Pala, vatandaşları bu tür paralara karşı uyaruk olmaya çağırdı. Pala, "Tahrif edilmiş parayı gören vatandaşlarımızın derhal bize başvufmasını istiyoruz. Böylece Türk parasını tanımayan turistlerin kötü niyetli kişilerce dolandınlması önlenebilir" dedi. THYiçin soru önergesi ANKARA (UBA) DYP Hatay Milletvekili Murat Sökmenoğlu, Türk Hava Yolları'nın özelleştirilmesi "taevesi" yüzünden meydana gelen aksaidıklarla, hatalı ücret politikası ve eskiyen uçaklaria daha fazla sefer yapılması sonucu ortaya çıkan kazaların önlenmesi için ne gibi tedbirler alındığının açıklanmasını istedi. Hatay Milletvekili Murat Sökmenoğlu, Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy tarafından cevaplandırılması istemiyle TBMM BaşkanlığYna verdiği soru önergesinde THY'nin "kaza iiretim merkezi" haline geldiğini soyledi. Telefon faturaları ANKARA (&*.) Bayram öncesi abonelcre yollanan temrou2 ayı telefon faturalannın yülık abonman farkıru da kapsadığı bildirildi. i temmuzdan itibarcn geçerti olan ve 18 bin liraya çıkanlan yıllık abonman ücretinin 1.500 Uraiık farkı son faturalara yansmldı. Temmuz ayı faturalannda şehiriçi her konuşma 50 yerine 60 lira, sehirlerarası otomatik yapdan her görUşme de, 250 yerine 300 lira olarak dejerlendirüdi. dergi, dün yaptıklan ortak açıklamada, Bayrampaşa Cezaevı önünde açlık grevi yapanlardan 14 kişinin turuklanmasım kmayarak, cezaevlerindeki sorunlann artık tutuklu ve hükümlü ailelerinin sorunlan olmaktan çıktığım ileri sürdüler. Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Demeği'nin Akşaray'daki binasındayapılan toplantıda Çağdaş Yol, Yeni öncü, Yeni Çözüm, Toplumsal Kurtuluş, Cüneşe Çağrı ve Yeni Den.okrasi dergileri ile TA YAD ortaklaşa yaptıklan açıklamada, keyfi ve yasa dışı uygulamalar karşısmda tüm demokratlan tavır abnaya çağırdılar. (Fotoğraf: ALİ TEVFÎK BERBER) YAD ve Tutuklamayı protesto 6TAtane aylık Ruhi Su'nun Dost'una yasak Ceçen hafta Kanada'yı alt üst hortum svasmda daha üç haftauk bir bebek, evleri yıkudığı halde hayatta kalmayı başardı. Uzun süre enkaz altında kalan bebek hastanede babasırun koüan arasında her şeyden habersiz uyurken görülüyor. e d e n ANKARA (Cnmhortyet Btfrom) Ada Yayıncüık ve Müzik Ticaret Limited Şirket?, ldare Mahkemesi'ne dava açarak, Kfiltür ve TUrizm Bakanlığı'nın "Or tmşka sevda" adb kasetten Ruhi Su'nun bestelediği "Dost" adb şarkının çıkanlması karanrun durdurulrnasmı istedi. Ada Yayıncdıgın açtığ] davada, 250 bin lira olan uğrarulan zarann yasal faizi ile birlikte tazmin edümesi de istendi. HABERLERİN DEVAMI Bayram ve Hoşgörü, (Baştarafı 1. Sayfada) Insanlarımızın. insanoğlunun türlü türlü düşünebileceğini içlerine sındirebilmeleri kolay değildir. Gerçeğin tek değil çok boyutlu olduğuna ve sürekli sorgulanması gerektiğine çoğu kez yan çizilebilmektedir. "Doğrulan" kendi tekellerine aldıkları sanısıyla, hiçbir diyaloğa yanaşmaksızın yürüyüp gidebilenlerin sayısı hiç de az değildir. Çok renklilikten, çok seslilikten ürkenlere yalnızca günlük yaşantımızda rastlamıyoruz. Demokrasinın ve ulusal birtığin temelini oluşturması gereken "çok sesli uyum"üan, öteden beri rahatsız olanların başında devlet ve siyasal iktidarlar gelir. Farklı sesleri, "demokrasinın gereği" olarak değıl de, "çaf/ak ses" diye nitelemek ve susturmak, bizim siyasal yaşantımızın bir türlü tam olarak değişmeyen özellikleri arasmdadır. Iyimseriz; günün birinde bu "özellikler"den kurtulacağımıza inanıyoruz. Ama ne zaman, şimdilik bilemiyoruz. • Geçenlerde Nadır Nadi'nin iktidar ve hoşgörü kavramlannı ele alan bir başyazısını okurken, kırk yildır acaba yerimizde mi sayıyoruz diye düşündüm. Bundan tam 37 yıl önce, 9 Temmuz 1950 tarihli başyazısında, çiçeği burnunda Demokrat Parti iktidarım uyaran satırları şöyle Nadır Nadi'nin: "Iktıaar, dediğimız yere varmak, belli fiilî ve hukuki ımkânlara sahıp olmak demektir. Bu imkânlan zihniyetimıze, prensıplenmize ve kabtlıyetımıze gore kuüanmz. Hızımızı mılli ımdeden almışızdır. Onun devamlı olarak temsilcısi kalmayı istenz. Bu uğurda da elımizden gelen gayreti esırgemeyız. Bu ıtimak tçın yapılmış propaganüa oyunlan sayarız. G/üerek muhalefete karşı tahammulümüz azalır Aramızda ya geçilmez bir duvar yukselır. ya korkunç bir uçurum açılır. Tehlikelı bir çıkmaza gırdığımızı farkedemeyiz. Karşılıkh güvene dayanması gereken demokratık mekanizma işlemez olur. Bugüne kadar bızde hürriyet mekanızmasının bir turlu doğru dürüst kurulamamasının başltca sebepterinden bin, iktidarla muhaletet arasındaki normai münasebetlere ait temel şartlan bir türtu benimseyemeyışımizdir Muhalefet, mahryeti icabı hırçın olacaktır. Onun hırçmlıklan karşısmda asabiyete kapılan bir ıkiıdar kısır döngunün kapısmı kendi elıy'e acıyor sayılır Fiilen ve hukuken ıktıdan eiınde tutan bir vartık, muhalefete karşı cömert ve hoşgorulu olmahdır Sinırlılık olsa olsa muhaletete yakışır Asabı hareretler, sadece bir kuvvet kaybının ilk tşaretlen say/acaktır" Başyazarımız Nadir Nadi'nin DP iktidarına dönük 40 yıl öncekı uyarılarının, bugun de güncelliğınden bir şey yitırdiğinı söyleyebilir mısinız?.. Yaşamanın kendi başma bir mutluluk olduğunu biliyoruz; yaşamın, acılanyla, sevınçleriyle bir bütün olduğunu da; bayram sevincini bu bütünden ayırmanın olanaksızlığını da .. Bayram sevincini yaşamann ve yaşatmanın mucadelesini verelim Bunun yolu bir bakıma "hoşgoru'den geçmektedır Gerek kendi iç dünyamızda, gerekse toplum ve devlet yaşammda "hoşgörü"yü geçerlı kılabildiğımız ölçüde, hep bırlikte daha güzel ve renklı bayramlar yaşayacağımızdan hıç şuphenız olmasın! 'Sınavda yanlışük yok, var diyen yanuV Prof. Günalp kesin konuştu Sonuçtan emin değilim (Baştarafı 1. Sayfada) "evet" çıkıp >asakların kalkacağı inancında mısinız? ECEVİT Demokrasive \e hukuka aykırı her türlü yasağın kalkmasından yanayun. Ama bu yasakların kalkacağından emin olamam. Yasaklar kalkmasın diye, tüm devlet olanakları seferber edildi... İlçe yapma vaatleri bile halkoylaması sonucuna bağlanıyor. Ama, bir yandan da tümuyle basın ve birçok meslek kuruluşu, birçok toplumsal örgüt, 6 eylül günü yapılacak halkoylamasında "evet" oylarının kazanması için ağırlıklarını ortaya koydular. Bu da tabii demokrasi açısından olumlu bir davranış... Hangisinin ağırlığı daha çok olur, bu konuda bir tahminde bulunmak istemiyorum. Savın Cindonık, yasaklar kalkar kalkmaz emaneti devredeceğini söyledi. Okurlar ve gazeteler de sizin için böyle duşünuyorlar, yani emaneti devralacağınızı duşünüyorlar. ECEVİT Eşimin de benım de tum çabamız, emaneti halka devredebilmek. Kısa vadede. demokratik sol harekette, kişilerin önemi sürse bile, zaman içinde bu önem azalmalı, demokrasinin ve sosyal demokrasinin kokleştiği ülkelerdeki normal ölçulerine inmelidir. Bugüne kadar Türkiye'de göriılen o ki kitleleri harekete geçiren hep önderler olmuştur. ECEVİT O yüzden de kitleleri harekete geçirebilen önderlerin başına gelmedik kalmamıştır. Her ülkede önderliğin önemi vardır; ama, dediğim gibi bu onem, herhangi bir hareketin, bir sosyal veya siyasal akımın kaderini tümuyle önder kişiliğine bağımlı kılacak ölçüye varmamalıdır. Tabii, inandığım, başından beri içinde yer aldığım bir hareketin başarısına, hangi aşamada hangi katkıyı yapmam gerekirse veya mümkünse, yapmaya çalışırım. Haklarım üzerindeki kısıntıların kalkması, şu veya bu göreve gelsem de gelmesem de, benim katkı olanağımı arttıracaktır. Referandum sonucunda, lutun ki yasaklar kalkmadı. İzleyeceğiniz yol ne olur? ECEVİT Benim ne yol izleyeceğim değil, Türkiye'de rejimin ne olacağı onemli. Halkoylamasında "evet" oyları kazanır ve geçici dorduncu maddedeki yasaklar kalkarsa, bu, demokıasi yolunda küçuk bir ilerleme olacaktır; ama "hayır" oyları kazanırsa, bu, demokrasi yolunda büyük bir gerileme anlamına gelecektir. Çunku. Türkiye'de kimlerin sivasal haklarmı kuüanıp kullanamayacağına askerlerin karar verme \etkisi; askerlerin, mahkeme kararı olmaksızın, bazı yurttaşları cezalandırabilme yetkisi; sivil yönetim döneminde de, halk tarafından uygun görülmuş olacaktır. Onun için konuya, kişiler açısından değil, rejim açısından bakmak gerekir. \asaklar kalkarsa, DSP içindeki konumunuz ne olacak? ECE>'İT DSP, sosyal demokrat hareketi, belirli kişilere aşırı ölçude dayanmaksızın, halkın kendi gucüyle yurüyecek biçimde yapılandırmaya çalışıyor. Böyle bir harekette benim konumumdan veya herhangi bir başka kimsenin konumundan çok, halkın konumu onemli... Böyle bir hareket, bensiz yürüyebildiği oranda beni sevindirir. Onun için. kendi konumum ne olur diye duşünmüyorum. Ama, üzerimdeki yasaklar kalkarsa, elbette harekete kendi katkımı daha serbestçe ve daha etkili biçimde yerine getirme olanağını bulabilirim. Bunun otesindeki hesaplar beni ilgilendirmiyor. Hatta bu konudaki bazı hesaplar beni çok rahatsız edivor. menterleri yer ahyor. Bu kategoriye girenler üzerindeki yasaklamalar, koşulsuz ve kesin... İkinci kategoriye ise, haklarında kamu davası açılan partilerin merkez yöneticileriyle parlamenterleri giriyor. Onlara ilişkin yasaklarsa, aklandıkları anda kendiliğinden sona erer. Bu konuda bir girişim oldu mu? ECEVİT Halkoylaması tartışmaları sürerken, Rahşan Ecevit, bu gerçeği Sayın Cumhurbaşkanı'na da Sayın Başbakana da hatırlattı. tkisi de kabul etmez göründuler. Oysa ortada, bu görüşü doğrulayan, kesinleşmiş bir mahkeme kararı var. Üstelik o mahkeme kararı, Anayasa Mahkemesi'nce de doğrulandı. Nitekim, o sayede dörduncü madde kapsamına giren yasaklılardan biri, şimdi, bir paninin genel başkanı... Sayın Erbakan ve MSP'li arkadaşları, haklarında açılan davalardan aklanmışlardır. Onun için, 6 eylul günu yapılacak halkoylamasında "hayır" oyları ağır bassa bile, onlar her türlü siyasal hakkı kullanabileceklerdır. Aklanan MHP'liler için de durum böyle... Sayın Türkeş ise huküm giydi. ama henuz Yarguav kararı belli değil. Aklanırsa, o da, halkoylaması sonucu olumsuz bile olsa, tüm siyasal haklarını kullanabilecektir. Fakat aklanmazsa, halkoylamasında "evet" oyları üstün geldiği takdirde bile, anayasanın 76'ncı maddesi kapsamına gireceği için. ömrü boyunca ve "affa uğrasa bile", siyasal haklarmı kullanamayacaktır. Bu gerçekler. kasıtlı olarak, kamuoyundan saklanmak. yani halkoylamasına gidilirken, bu konuda halk aldatılmak isteniyor. Kimi muhalefet çevrelerince referandumun "Tavşana kaç, tazıyla tu" "felsefesiyle yüriitüldüğü öne suruluyor. Bu konuda sizin değerlendirmeniz nedir? ECEVİT Benzetme çok yerinde. Ancak, izin verirseniz. bir eksiğini soyleyim: Tavşana "kaç" denirken, tavşanın elleri kolları bağlı... Tazılarsa serbest... Bu halkoylamasının demokrasiyle, hakla, hukukla, eşitlikle hiç ilgisi yok. Bir yandan halkoylaması, rejim sorunundan soyutlanıp, belirli kişilerin sorunundan ibaretmiş gibi gösteriliyor; bir yandan da o kişilerin görüş açıklayabilmeleri, saldırılar karşısında kendilerini savunabilmeleri engelleniyor. "Hayır" oylarını antırabilmek için, Sayın Özal ve arkadaşları, tüm devlet olanaklarını seferber ediyorlar; TRT'yi diledikleri gibi kullanıyorlar. Ama, yasaklı kişiler, TRT'deki yayınlara karşın, Özal'ın ikide bir TRT'den yönelttiği açık veya dolaylı ithamlara karşı, anayasal duzeltme ve yanıt haklarmı bile kullanamıyorlar. Sayın Özal. devlet olanaklarıyla düzenlenen toplantıları, parti militanlarının da katkısıyla, "yasaklılara hayır" kaınpanyasına dönuştüruyor; ama yasakhlann meydanlarda konuşmaları da yasak. Ama efendim siz de Sa> ın Demirel de meydanlarda dilediğiniz gibi konuşabiliyorsunuz... ECEVİT Doğru.. Konuşuyoruz. Ama her konuşmamızdan sonra hakkımızda dava açıhyor. Benim hakkımdaki davalann hesabını artık tutamıyorum: sanırım, son bir yıl içinde 130'u aştı. 6 eylüle kadar iki yüzu de aşar. Sayın Demirel de aynı durumda... Bir insan, her konuşmasmdan sonra mahkemelik olmayı, hapse girmeyi göze alıyorsa, en koyu dikta rejimlerinde bile, diiediği gibi konuşur. Demek ki, aslında "yasaklı politikacılar" için. topluluklar önünde konuşma özgurluğü de yok. Öte yandan, çoğu bu anayasaya kesinkes karşı olduğu için, 1982'deki anayasa halkoylamasında, yasal zorunluluğa karşın sandık başına gitmeyen yaklaşık iki milyon seçmen de. şimdi bir bakıma yasaklı politikacılar gibi cezalı... Yani, oy kullanabilecek olsalar, herhalde yasakların kalkmasına "evet" diyecek olan bu kimseler, oy kullanamayacaklar. Bu gerçekler karşısında demokratık bir halkoylamasından söz etmek olanaksız... ÖS VM Haşkanı Altan Günalp, birinci sınavı kazanamadıklan halde ikinci sınavda Açık öğretim Fakültesi 'ne yerleşmiş görünen öğrencilerin, tercihlerini daha önce bu doğrultuda yapmış olanlar olduğunu söyledi. Günalp, yine ilk sınavı kazanamadığı halde ikinci sınavı kazanmış görünen bir öğrencinin de 'okul birincisi' olduğu için yerleştirildiğini, bu dunımda 500 öğrenci olduğunu açıkladı. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Üniversiteye giriş birinci basamak sınavında ortaya çıkan yanlışlığın yankılan sürerken, bu kez de ikinci basamak sınavında yanlışlık yapıldığı iddiaları öne sürüldü. ÖSYM (Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi) Başkanı Prof. Dr. Altan Günalp, "Bu sınavda kesinlikle yanlışlık yok, var diyenler yarulırlar" dedi. Prof. Günalp, birinci sınav sonuç listesinde kazananlar arasında adı yer almayıp, ikinci sınavda kazananlar listesinde yer alanların, kontenjandan yerleştirilen okul birincileri olduğunu söyledi. İkinci basamak sınavında "yanlışlık" iddiaları şu noktalarda toplanıyor: "• Birinci basamak sınavında açıköğretime yerleşemeyen yani birinci basamak sınavını kazanamayan çok sayıda aday ikinci basamak sınavında başanlı oldular, Açıköğretim Fakültesi'ne yerleştirildiler. • Birinci basamak sınavını kazanamayan bazı adaylar ise, ikinci basamak sınavında bazı yerleri kazanmış olarak ortaya çıktılar. Örneğin 87834943 nolu aday birinci basamak sınavı kazananlar listesinde yok iken ikinci basamak sınavında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nü kazanmış olarak ortaya çıktı. • Birinci basamak sınavı ile yerkşecefim diye tercihte bulunmuş bazı adaylar, ikinci basamak sınav sonucu acıklandıgında hiçbir yeri kazanamadılar. Ancak bu adaylardan daha diiştik puan alanların Açıköğretim Fakültesi'ne girdiği görüldü." Günalp: "Yanlışlık yok" Prof. Günalp'in bu iddialarla ilgili yanıtlan ise sırasıyla şöyle oldu: " • Birinci basamak sınavında açıköğretime yerleşemeyen ya da sizin dediğiniz gibi birinci basamak sınavını kazanamayan adaylar ikinci basamak sınavında yerleştirildiler. Çünkü, bu adaylar açıköğretim için tercihte bulunmuşlardır. Ve ikinci basamak sınav sonuçları ile ortaya çıkan açıköğretimdeki kontenjan bosluklanna puantercih esası ile yerleştirilmişlerdir. Bunun dışında bir yerleştirme kesinlikle yoktur. • Birinci basamak sınavını kazanamayan ancak ikinci basamak sınavında bazı yerleri kazanmış olarak ortaya çıkan adaylar ise okul birincileridir. 500 dolayında bu tip yerleştirme yapılmıştır. Sizin verdiğiniz numara da bunlardan birisi olsa gerektir. Çünkü okul birincileri kontenjandan yerleştiriliyorlar. İnönü pazarlık yapmıyor Örneğin bazı çevreler, beni, 6 eylül günu yapılacak halkoylaması ile bağlantılı olarak, DSPSHP birleşmesi konusunda baskı altına almaya, pazarlık içine çekmeye uğraşıyorlar. Sayın Erdal Inonü bunu yapmıyor; bunu yapmayan başka SHP'liler de elbette var. Ama bazı SHP'liler, açıktan, boyle bir çabanm içine girmiş görünüyorlar. Sizce bunun nedeni nedir? ECEVİT "Bu halkoylamasıyla Ecevit'i köşeye sıkıştırdık; ya bizim istcklerimize, koşullarımıza boyun eğer, bize teslim olur ya da halkoylamasında 'hayır' oyu veririz" havasındalar... Bu baskı ve pazarlık çabalarını, ozel olarak bastırıp yaydıkları bayram kutlamalarında bile surdurenler var. Oysa kişisel durumum, siyasal geleceğim uğruna düşuncelerimi inançlarımı pazarbk konusu yapabilecek tabiatta olsaydım, herhalde, yıllardır bunca sıkın'iya katlanmazdım. Defalarca hapislik, yuzlerce defa mahkemelik olmaz, sivasal yaşamımı tumüyle gözden çıkarmazdım. Ama dediğim gibi, olumsuz da\ranmayan, tersine, halkoylamasında "evet" oyu verilmesi için mektuplar teksir edip dağıtan SHP'liler de var. Son gunlerde, başında "Ecevit'in DSPSHP konusunda tutumu değişti. iki partinin birleşmesi konusuna daha yumuşak bakıyor" gibi,yonımlar çıkıyor, demeçler veriliyor. Bu doğru mu? ECEVİT Ben o konuda eskiden ne söylüyordu isem, şimdi de aynı şeyleri söyluyorum. Tutumumda bir değişiklik yok. Hele kendi durumumu da ilgilendiren bir halkoylamasına gidilirken, o konuda değişik bir tutuma yonelmem söz konusu olamaz. Beni en çok rahatsız eden şey, 6 eylül günu yapılacak halkoylamasıyla DSPSHP konusu arasında bağlantı kurulmaM... Öyleyse, bu tür yorumlar, sizce nereden çıkıyor? ECEVİT Sanırım, bazıları kafalarındaki "Her politikacı oportünisttir" imajına. önyargısına da\ .ınarak, benim halkoy lamasında "evet" oyları çoğa'lsın diye, öyle bir tutum değişikliği içine girmiş olacağıını duşünuyorlardır. Bazıları da bana, öyle bir tutum değişikliğini, "Biliyoruz sen de zaten boyle düşünüyorsun" uslubu içinde telkin etmeye çahşıyor olabilirler. Bazıları da belki rejim açısından iyiniyetle "evet" oylarını çoğaltmak için ve bana kızgınlıktan oturu "hayır" deme eğiliminde olanlan bu niyetlerinden caydııabilmek için, "Merak etmeyin, Ecevit tavrını. tutumunu değiştirdi" havasını yaymaya uğraşıyorlardır. Referandumda bazı kim.seler, demokrasi anlayışlanndan çok içgüdüleriyle ve antipatileriyle oy kullanacağa benziyor. Örneğin, Savın Türkeş'in veya Sayın Erbakan'ın yeniden siyasete dönmesini istemeyenler, yasakların kalkmasını demokrasi açısından isteseler veya sizin ya da Sa\tn Demirel'in haklarınızın iadesinden yana olsalar bile, sırf bu nedenle "havır" oyu verme eğiliminde görünüyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? ECEVİT O konuda. hukuku, mahkeme kararlarını hiçe sayarak, bir oyun dönduruldu. Geçici dordüncü madde, yasaklıları iki kategorıye ayınvor... Bir kategoride. 12 Evluİ oncesinin iktidar \e anamuhalefet partileri, yani Adalet Partisi'yle, Cuınhuriyeı Haik Partısi, onlann merkez yoneticilerı \e parla Evren'den hoşgörü çağrısı (Baştarafı 1. Sayfada) Kurban Bayramı'nı bu yıl da sevinç içinde idrak etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Hepimize kuthı olsun. Dini ba)Tanilanmız, kırgınlıklan giderme, da>amşma, yardımlaşma, hoşgörü. delerbitiriik, sevgi ve saygı gibi duygulann toplum hayatımızdaki onemli yerini hatırlalmalan bakımından ayn özellik taşıriar. Millelimizin bütün ferilerinin karakter yapılannın temel taşlannı oluşturan bu hasietlerin. hayabınızın her döneminde daima aynı duyarlılık, bağlılık, canlılık ve heyecanla korunması. inannorum ki birlik veberaberligimizin daha da sağlamlaşmasına. dosl düşman herkesin kabul eltigi gucumu/e yeni boyullar eklenmesine büjük katkılar sağlavacaktır. Hepimize huzur ve mutluluk *eren bu bayram günü dolayısıyla, yoksullara, yetimlere, kimsesizlere imkânı olan herkesin maddi ve manevi yardımda bulunarak onlann acılannı paylaşmanın. kınk ve karanlık gönüllerini aydınlatmamn, hem milli hem de vatandaşlık görevi olduğunu bir kere daha vurguiamak istiyonım. Lluslararası guvenliğin henüz sağlanamadıgı, sıcak çatışmalann surdüğü. hatta yayılma eğiiimleri gösterdigi, teror olaylannın bir lürlü onlenemediği >e bu yuzden dünya milletlerinİD büyuk bir kısmının buzursuz oldugu bir dönem yaşıyonız. Hiç de iç açıcı olmayan dünyanın bu görünümüne ragmen, Türk milleti olarak yine de kendimizi mutlu sayabiliriz. Çünkü bütün iç ve dış luşktrtmalara, bir yöremizde cereyan eden terör ve şekavet olaylanna ragmen dimdik ayaktayız ve gdecege güvenle bakabilivoruz. Hemen belirtmeliyim ki, bu insanlıktan yoksun eşkıya arükjanyla mucadelemiz, kökleri kazımocaya kadar ve kesintisiz sürdürülecektir. Bu eşkıya da, Türk mUletinin topragına. birlik ve beraberliğine göz dikenlerin daha önceki denemelerindeki gibi yok olmaya mahkumdur. Bunlan para ve silah bakımından destekleyen dış ülkelerin oynadıklan bu çirkin oyunlann husranla sonuçlanacagını ve bir zaman gelince, kullandıklan bu silahın kendilerine çevriiecegini, bu vesileyle belirtmekte yarar görmekteyim. Öteki sorunlanmıza gelince, bunlan birbirimizi karala>arak degil. >ol göstererek, yapıcı öoerilerde bulunarak ve hoşgörü tablosu içtnde çozme>e çalışmalıyız. Bu yolu takip edersek, en güç sorunlarımızjn bile üstesinden geleceğimizden, daha mutlu ve aydınlık gunlere mutlaka kavuşacagımızdan eminim. Gönüllerimizi aydınlatan bu guzel bayram gunünde, en içten ve sıcak duygular içinde, aziz vatandaşlanmın, hayat mücadelelerini yurtdışında sürdüren. ama daima vatan öz<emi çeken yurttaşlanmın ve Kıbnsn soydaşlanmızın Kurban Bayramı'nı kutluyor, sağlık, mutluluk, esenlik ve başan dileklerimle sevgiler, saygılar sunuyorum." yerine, herkes başının çaresioe baksın" anlayışının iktidar olduğunu ifade eden tnönü, mesajında şöyle dedi: "Güvenlik, sağlık. egitim alanlanndaki becerikâzlik, ciddiyetsiziik ve yanlış yakla^ımlar en ileri duzeylere ulaşmıştır. Tum bu karanlıklardan çıkış için, gerçek demokrasiye ulaşmak için. tek umut. tek secenek sosyal demokrat bir iktidardır. Bir sosyal demokrat partinin iktidara gelip. halkın dert ve sorunlannı çözmesi tek çaredir. Bu duygularla butün vatandaşlanmın bayramını kutluyor. Karanlıklardan aydmlıklara elbirliği ile en kısa sürede çıkacagımız inancımızı bir kez daba yineliyorum. " Udır" denildi. Iktidann bir avuç mutlu azınlığın degil, tüm ulusun çıkarlarını duşunmesi gerektiği kaydedilen bildiride, Amalya Ferrokrom, Seydişehir Aluminyum, den ve bazı basın işçilerinin, kendilerinden esirgenen ilgi ve anlayışsızlık yuzünden bayramı grevde geçireceği ifade edildi. Mesajın sonunda şöyle denildi: "Türktş Yönetim Kurulu, bu gibi olumsuzluklann giderilmesini ve çalışanlar lehine gerekli duzenlemelerin daha fazla geciklirilmemesini bir kez daha önemle hauriatmayı görev sayar." HAKİŞ Haklş Genel Başkanı Nuri Çelik, "Çalışanlanmızın içerisinde bulunduklan sosyal ve ekonomik koşullara şöyle bir goz atacak olursak, hiç de bayram yapacak dunımda olmadıklan açıkça görulecektir" dedi. Grev kıncılığının ve demokratık yaşamın utanç belgesı olarak nitelediği lokavt uygulamalannın yaygınlaştığı bir ortamda çalışanların bir bayrama daha ulaştığını kaydeden Çelik, "Emegin onurlu yerini alacağı, hakkın bütün değerlerin uzerinde olacagı günlerin özlemi içerisinde, çalışanlanmızın ve aziz milletimizin bayramını tebrik ederim"şeklinde konuştu. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktas, Kurban BavTarru dolayisıyla Cumhurbaşkanı Evren, TBMM Başkanı Karaduman, Cumhurbaşkanlığı Konsevi uyeleri, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, bakanlar Tenekeci, Halefoğlu ve Yavuzturk'e birer kuüama mesajı gonderdı. Cindoruk'un mesajı DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindonık. dun yayımladığı bayram mesajında, Kurban Bayramf nın bu yıl sadece "adının" kaldığını söyledi. Cindoruk'un mesajı aynen şöyle: "Bu yıl Kurban Bayramı'nın sadece adı var. V'atandaşlanmızın büyük çoguniuğu kurban alıp ibadet ve sosyal yardım gorevlerini hayat pahalılıgı >e geçim sıkıntısı içinde yerine getiremiyor. Üstelik bayramın kırgınlıklar ve dargınuklan kaldıran, insanlar arasında banşma >e uzlaşma sağlayan gelenegini vaşayamıyor. Birbirimizin kusurunu, varsa suçunu bağışlayacağımız yerde hiçbir suçu olmayaıJara elimizle, oyumuzla ceza vermeye çağnlıyoruz. Dinimiz hakkın teslimini emreder. Bu bayramda vatandaşlanmız bir hakkın teslimi için yersiz ve gereksiz bir cekişmenin içine itilmiştir. Bu olumsuz şartiara ragmen gelecek bayramlann milleümi/e ve vuce dinimize yakışan, barış. güzellik >e refah içinde yaşanacagı inancımız eksilmemiştir. İçte ve dışta barışın, eşitliğin, sevginin ve demokrasinin zaferi giderek yaklaşmaktadır. Bayramın bütün vatandaşlanmıza, Kıbns'taki soydaşlanmıza ve gurbetçi kardeşlerimize iyilik, sağlık ve huzur getirmesini diliyor, hepsini kutluyorum." PKK operasyonu ULYA ÜÇER KÖLN Federal Alman emniyet dairesi görevlileri ve eyalet polisi dün tüm Federal Almanya'da düzenledikleri geniş çaplı bir operasyonla PKK'ye yakın dernek lokallerini ve dernek yöneticilerinin evlerini aradılar. Arama, Federal Yüksek Mahkeme Sorgu Yargıçlığı'nın kararıyla yapıldı. Karlsruhe'deki federal başsavcılıktan verilen bilgiye göre, T.C. yurttaşlarından oluşan bu orgüt üyeleri 1984'ten bu yana Almanya'da beş cinayet ve iki cinayet teşebbüsünden sorumlu tutuluyorlar ve yapılan aramalar bu şiddet eylemlerine ilişkin belgeleri ele geçirmek amacıyla gerçekleştirildi. Başsavcılık, karşıt politik gruplardan kişilere veya PKK'den aynlan eski örgüt mensuplanna yönelik bu cinayetlerin bireysel olmadığı, örgütlü yapıldığı savundan hareket ediyor. Başsavcılık ayrıca son aylarda Türk dernekleri ve PKK'ye karşı olan öteki Kürt kuruluşlarına yönelik saldınların da aynı çevrelerden kaynaklandığını sanıyor. Federal Alman adalet ve güvenlik makamları soruşturmanın selameti açısından şimdilik kamuoyuna fazla bilgi veremeyeceklerini belirttiler, tutuklu olup olmadığı konusunda da açıklama yapmadılar. Geçen hafta başında da polis Köln'de benzer bir operas\on düzenlemiş ve PKK uyesi olduğundan kuşku duyulan kişilerle örgüte üs görevi yaptığı sanılan bir evde arama yapmışlardı. Alman kamuoyunda bu operasyonun PKK Köln eski bölge başkanı Doğan Karakoç'un birkaç gün onceki esrarengiz intihan ile ilgili olduğu inancı yaygın. F.AImanya Rahşan Ecevit DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit, sosyal guvenlikten herkesin yararlanabileceği bir Tılrkiye dilediklerini söyledi. Ecevit, Kurban Bayramı mesajında işçi, memur ve koylu vatandaşların sosyal haklarına ve emeklerinin karşılığına kavuşmalarını amaçladıklarmı bildirdi. Rahşan Ecevit şöyle dedi. "Kıbnslı kardeşlerimizin sürekli banş ve üzgurlük içinde yaşamalanm, Bulgaristan'daki kardeşlerimizin dinlerine. dillerine baglılıklanndan ötüru çektikleri zulümden kunulmalarını diliyonız ve kimi Musluman ülkelerin halkının birbirleriyle savaşarak genç kuşaklannı tüketmedikleri banş içinde bir İslam âlemi ve banş içinde bir dünya diliyoruz.1' Rahşan Ecevit bu dilek ve duygularla vatandaşların Kurban Bayramı'nı kutladığını bildirdi. Hamaney^in temsilcisi Evren'le bugiln görüşecek Haber Merkezi Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in, İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ali Hamaney'ın ozel temsilcisi Mir Selim'i kabulü, temsilcinin dün beklenenden daha geç saaue Istanbul'a gelmesi uzerine gerçekleşemedi. Mekke'degeçen cuma gunu meydana gelen ve 402 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylarla ilgili olarak İran'ın resmi gorüşlerini anlatmak uzere Cumhurbaşkanı Hamaney'in temsilcisi Mir Selim'in dün sabah Istanbul'a geleceği. onceki gun Ankara'da açıklanmıştı. Ancak dün Pakistan'dan Istanbul'a sabah saatlerinde geleceği belirtilen Mir Selim'in uçağı, oğle saatlerinde Tahran'a vardıktan sonra, henuz belirlenemeyen bir nedenle uzun süre Tahran'da bekledı. £aat 17.00'de Florya Deniz Köşku'nde Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından kabul edileceği bildirilen özel temsilcinin bu saate kadar gelmemesi uzerine Cumhurbaşkanlığı Köşku'nden yapılan bir aeıklama ile kabulun bugüne enelendiği bildirildi. Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halkla tlişkiler Müşa\i.: \!:. Baransel. konuya ilışkin yaptığı açı^'amada, "L'çak, ongörülen saatle Isıanbul'a inmediği için kabul gerçekleşemedi. Büyük bir olasılıkla goruşme yann (bugün) gerçekleşebilecek" dedi. Türkiyv'den Iranh silah satışı iddiası BONN (a.a.) Türkiye'nin, İran'a silah sattığı öne sürüldü. Stockholm Uluslararası Banş Araştırmalan Enstitüsu Direktörü VValter Sluetzle, yalnızca İran'a silah satan ülkeler listesinde, Cezayir, Arjantin, Kanada, Kenya, Danimarka, Finlandiya, İsrail, Güney Kore, Libya, Meksika, Tayvan, Singapur, Suriye, Vietnam ve Yemen'in yanı sıra. Türkiye'nin de bulunduğunu iddia etti. Stuetzle, bir Federal Alman radyosuna verdiği demeçte, 1984'ten beri. yalnızca iran'a silah latan ülkelerin 11'den 16'ya çıktığım, yalnızca Irak'a silah satan ülkelerin sayısının ise aynı surede 19'dan 9'a düştuğünu söyledi. Sıuetzle, 1984'te 40 ülke hem İran hem de Irak'a silah verirken, şimdi bu sayının 53'e yükseldiğine dikkat çekti. Çin'in, iki ulkenin de en büyük silah satıcısı olduğunu soyle>en Stuetzle, Çin'in Irak'a Mısır uzerinden, İran'a da Kuzey Kore uzerinden silah sattığını kaydetti. Çin'in şu ana kadar bu iki ülkeye bir milyar dolarlık ^ilah sattığını öne süren Stuetzle, Fransa'nın lrak'a sattığı silahlardan 59 milyar dolar elde ettiğini söyledi. Ulusiararası Banş Araştırmalan Enstitüsu Direktöru Stuetzle. Körfez Savaşı'na yönelik silah piva^ası gittikçe yukselirken, BM Güvenlik Konseyi'nin iran \e Irak'a silah ambargosu uygulanması yolundaki karannın işlemeyeceğini vurguladı. Salıte soru (Baştarafı 1. Sayfada) koydu. Yetkililer sınav sorularını satan, ancak sınavda sorulmaması üzerine paralarmı geri isteyen öğrencilere Erkan Arabacı ile Ferudun Diztiren'in senet verdiklerinin öne sürüldüğünü, fakültede kurulan bir komisyonun olayı soruşturmaya başladığını belirttiler. Konuya ilişkin bilgi veren Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmet Karadenız, iki memurun öğrencilerle ilişki kurarak eski soruları sattıklarının belirlendiğini söyledi. Eski sınav sorularının yeni gibi hazırlanarak teksirle çoğaltıp 23 öğrenciye 400'er bin liraya satılması olayı ile ilgili olarak tıp fakültesi dekanı Prof. Dr. Osman Şengönül, Doç. Dr. Kemal Kutlu ve Doç. Dr. Recep Mutludan oluşan komisyonun soruşturmaya başladığı öğrenildi. İnöniTnün mesajı Inonü, dün yayımladığı bayram mesajında. vatandaşların bayramını kutlayarak, ANAP iktidarının çok iddialı olduğu ekonomi ve enflasyon konusunda başansızlığa uğradığını. hayat pahahlığının bir ateşten gömlek gibi halkın bedenini sardığını bildirdi. "Halkın güvenligini, «ağlıgını ve refahını amaçlayan devlel anlayışı Türkİş'in mesajı Turklş Yönetim Kurulu'nca yayımlanan bayram mesajında, "Milli gelir paylaşımındaki adaletsizlikler yuzünden olumsuz yönde etkilenen halkımız giderek fakirleşmektedir. Bu durum mutlaka ıslatr edilmeli ve ulusumuz layık olduğu hayat duzeyine bir an önce kavuşturulma
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle