Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 AĞUSTOS 1987 Böceklerin orman katliaım KARABÜK (Cumhnrlyet) Türkiye'nin en önemli ormanlanndan birinin bulunduğu Karabük ve çevresinde, köknar rinsi çam ağaçlannda başgösteren ve bu ağaçları kurutan böceklenmenin tehlikeli boyutlara ulaştığı, 100 bin tnetreküp köknar ağacının tamamen kunıduğu bildirildi. Orman tşletmesi yctkililerinden edinilen bilgilere göre, Yenice, Karabük, Safranbolu, Ulus ve Devrek çevresindeki ormanlarda köknar ağaçlannı saran "kabuk böcegi" olarak anılan böcekler, ağaçlan ust kısmından sarıyor, daha sonra köke doğru inerek ağacı bir ay gibi kısa bir sürede kurutuyor. Yetkilüer, kabuk böcekleriyle şimdilik ilaçla mücadele edilemediğini bildirdiler. Arkeologlar çalışıyor ANKARA (UBA) Tarihi zenginlikleri gün ışığına çıkarmak amacıyla, yerli ve yabana bilim adamlannca 90 ayn yerde arkeolojik kan yapıldığı bildirildi. Türkiye Müzeler ve Arkeolojik Kazılar Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre, kazüarm 27'sı yabancı uzmanlar başkanlığında yürütülüyor. Büyük bir kısrruna 2030 yıl önce başlanan kazüardan 10'una ise 1980 yılından sonra başlandığı belirtildi. Arkeolog Emin Tnncer, bu yıl tamamlanacak kazı olmadığıru, ancak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu yöresinde yapılan barajın sulan altında kalan Malatyatmamoğlu, Değırmentepe, Caferhöyuk, ŞanlıurfaLidarhöyük, Hassekhöyuk, Elazığ tmikuşagı ve Şemsiyetepe'deki kazılann su tutma durumuna göre birkaç yü içinde tamamlanacağını söyledi. rfi. Izmir Fuarı'na yeni soluk tZMİK (aJu) İzmir Uluslararası Fuan'mn açıhf hanrüklan sörüyor. îzmir Büyüksehir Betediye*i yetkilileri, bu yılki aphjtn görketnli otacagım ve açık hava toplanosında TUrk kuh&rfisfl ymnsıtan bir programfr»7>ri»nrhgmibettrttüer. Yetkflüer. açılış toreninin devle«opeıa,batevekonscrvıruvarMn»tçılantopîugosterileriikrtııklcodirilerek bir festival havası yaraolacajjıu ifade ettüer. Geçen yü 31 tAimm temsü f t i f f i . 623 yeri ve y a a ftiMffi. yerii e yabana fîrma&ın Vatıldifc İzfc d ü Si F HK mir Ulusiararasj Fnan'ada bu yü Singapur, Fransa, HoagKong ve Thyvan ve Finlandiya da yer alacaklar. Yunamttan ve Bulgariaan'm fuara katüıp kaülmayacajj ise henflz keâslilc kazanmadı. Deniz şenliğinde olay \â>n İ m C%â\n 1987 sonbaharkış modası için hazırMKIll IIUHMA, lananyenikoleksiyonlar Pariste tarutıbnakia birlikte bu kez ABD'den geldi sayıhr. Çünkü uzay elbiselertni andınrcasına biçtmlmdtribniş bu tepeden tırnağa kapah ama çarpıcı elbiseler Mlssistppi dogumlu ünlii moda desinatörü Pturick Keüy'ntn (solda) eseriydL KARABÜK (CamJMriyeO 3. Abana Deniz Şeafiji olayü biai. 2526 temmuz tarüüeriade yapdan şenlikte, izinsiz yflrüyüş duzenkdikleri gerekçesiyle SHP Üçe Baskanı Şevkrt Vntaa Ue arkadajlan hakkında dava acüdı. Abana Kaymakamı öwy b n . yapt* yanlı apkiımada, Abana SHP îlçe Başkanı Şevket %zgan *e arkadaşlanü i k ^ d k İ C H F K t M ü l < t v e k i U S * W g , p 1 ^ y a konuşma yapünna giri|imleriae izin verilmenıesi Ozerine, SHP'likrm izinsiz ytMlyOs yarxjklarmı, bdediye binası önüııde topUtnarak tiogas anp, mar»Ur toyiedDdcriıri bildinü Kagmakam önçr İ S S H P İ b k l O H r f t a k dört yoşfdaki, sevtmti olduğu meraklı köpefin başma geçen günfena bfr $ey geidL Tahta perdedeki bir deükten başou uzatıp 6te tarafta ne varneyok diye kolaçan etnuk isterken adeta kapana kuüdı ve kafasmı geristn geriye çıkartamadu Neyseki havkntuuamı duyanlar durumu fark edip imdadma koşmakta gedkmedOer de o sayede köpekçik başuu kurtanh. Ders ahp abtuubğı, başmı bundan sonru her gördüğü deüğe sokup sokmayacağı ise bilinmiyor. a r HABERLERİN DEVAMI Körfez'de Bıçak Sırb... (Baftanfi 1. Sayfada) Bunca yıkjır geçtştirilebiten gösterilerin geçen cuma günü kana bulanmasını özetlikle amaçlamış olan güçter var mıdır? Varsa ntyetleri ne olabilir? Yoksa olaylar kendiliğirv den mi kontrokJen çikmıştır? Bu sorulann karşılıtdannı kesinkes verebilecek durumda degiliz. Ancak bir noktanın attı hemen çizilebilir: Körfez'de gerilim iyice tırmanmıştır; dune göre her şey daha bıçak sırtında yürumektedir. Humeyni'nin, Mekke eylemiyle Körfez ülkelerine bir gözdağı verdiği söylenebilir mi? Başta Suudi Arabistan olmak üzere diğer bölge Olkelerine, bu kanlı eylemle, Amerika ile ilişkilerinde daha mesafeli davranmalarının işaretini mi vermiştir? Ybksa bu son o»ay, Kfirfez ülkelerinin VVashington'a gittikçe daha çok yaslanmalarına mı yol açacaktır? İran'ın Suudi Arabistan ve Kuveyt'le iyice gerginleşen ilişkileri, ne gibi bir yörüngeye oturacaktır? Bu sorulann karşıiığını şimdilik zamana bırakmaktan baska çare gözükmuyor. • Körfez'de, karşılığı bugünlerde merak edilen bir başka soru da Beagan yönetiminin nereye kadar gidebileceğine dönüktür. Amerikan Newsweek dergisinde yer alan bir habere göre Reagan yönetimi, tran'a askeri bir darbe indirmek için fırsat kollamaktadır. Böyle bir fırsatı ele geçirdiğinde, bir yandan irartgate skandalı yuzünden ılımlı Arap ülkelerinde uğradığı prestij kaybını silebilecek, öte yandan Körfez'deki Scvyet varlığının etkisini azaltabilecek ya da sınırlayabilecektir. VVashington'un böyte bir darbe için fırsat arayıp aramadığını bitemeyiz; ancak Reagan yönetiminin Körfez'de son derece kararlı bir poTrtika iztedigi açıktır. Başkan Carter'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Brzezinski, geçenlerde VVashington Posl'ta yayımlanan makalesinde şöyie diyordu: "Körfez, Amerika için yaşamsal stratejik değere sahip olan bir bölgedir ve burada AB& nin etkisi mutiaka surdurulmelidir. iran'ın yitirilmesinden ve Afganlstan'ın Scvyetler'ce işgal edilmesinden sonra Amerika, bölgede bir başka büyük değişimi daha kesinlikle kabul edemez." (International Herald Tribune; 9.ai987; S.6) 11 Kuveyttankerini, Amerikan bayrağı asarak korumasma almış otan Reagan yönetiminin verdiği mesajın adresi, kuşkusuz yalnız Tahran değil, aynı zamanda Moskova'dır. Körfez'deki yüksek gerilimin temelinde iki süper güç arasındaki rekabetin de yattığı bir olgudur. Şimdi ne olacak? iran, Amerikan bayrağı taşıyan Kuveyt tarv kerlerini vurmayı göze alabilecek mi? Irak, İran hedeflerine karşı hava saldırılarına yeniden geçerse, iran'ın tepkisi ne olacak? Durum bir andatümüyie kontrolden çıkabilir mi? Bu açıdan Amerika'nın Batı Avrupalı mürttefıklerinde tedirgin bir hava esmektedir. Reagan yönetiminifi resmen mayın tarama gemisi istemesine, Paris, Bonn, Lx>ndra, Lahey ve Roma olumsuz yanıt vermişlerdir. Henry Kissinger, Cyrus Vance gibi eski ABD dışişleri bakanları, Reagan yönetiminin Körfez politikasını eleştirmektedirler. Körfez Savaşına ilişkin tehlikeli gelişmelerin bir boyutu da budur. • Hem Batı ittifakının bir üyesi hem de bir bölge ülkesi olarak Türkiye'nin son derece dikkatli olması gereken bir dönem yasanmaktadır. Boylesi bir ortamda Özal hükümeti, Körfez Savaşıyia ilgili olarak diplomatik bir girişimde bulunmuştur. Dışişleri Müsteşarı Büyükelçi Nüzhet Kandemir'in Tahran ve Kuveyt'e yaptığı ziyaretlerin, Mekke'deki kanlı gösteriyle aynı zamana rastlaması herhalde bir talihsizlik olmuştur. Bölgedeki zeminin ne kadar kaygan olduğunu bu olay bir kez daha kamtlamaktadtr. Onun için Türkiye, Körfez Savaşında yansızlığını aktif biçimde korumaya devam ederken aynı zamanda dengeli davranmaya ve dengeleri yitirmemeye özen göstermelidir. Dindar öğrenciye burs (Baştarafı 1. Sayfada) kuruculann "dini bütün" insanlar olduklanru belirterek şunlan söyledi: "Biz ögreociyi seçerken, ilk önce başanlı olup olmadığını ve ailesinin maddi durumunu goz onüne alı\onu. Ögrencinin disiplin cezaa almamıs olması gerekiyor. Bizim bmkügjmıı şeyler objektif şeyler. Fikir, İMIIÇ, Insanın beynindedir. öoemll olan insanın dünist otmasıdır. Bir insanın dini butün olup olmadıgının aynmını insanlar yapamaz, bu Allahın işidir." dan bors alırlar. Koç Egiüm Vakfı, Sabancı Vakfı gibi kurulaslar tarafından sagianan bursiardan yanrlandınlacak ögrenciler, universite bünyesinde kunılan, ber fakulteden de bir temsilcinin yer aldıgi. 'burs komisyonu' tarafından belirlenir. Ancak 'Bereket Vakfı' gibi bazı kurnloşlar, öfrendleri kendileri saptamak ıstediklerinde, biz bo uygulaınaya kanşmayız." Genel Sekreter, amaçlan şüpheli birtakun örgütlerle öğrencilerin ilişkilerinı kesebilmek için, üniversite vakfı tarafından öğrencilere ayda 4050 bin lira tutannda burs sağlandığım kaydederek, "Fakir zümreden gelenkri. yurtlanmıza almaya çalışıyonız. Ancak bazı ögrenciler, fakir olmalanna rağmen yurda gelmediler. Bunlann Falih ve Eyüp semtleriade ev tuttuklannı, bu evler için yüksek kiralar odendigini ve gnıplar halinde yaşandıgını duydnk" diye konuştu. Üniversite giriş sınavında daha önce uygulanan lisan barajının kaldınlmasıyla, Boğaziçi Universitesi'ne, iraam hatip liselerinden mezun olanlann da girmeye başladıklanna dikkat çeken Balcı, okulda halen 50 civannda imam hatip çıkışlı öğrencinin eğitim gördüğünü kaydetti. Baraj uygulamasırun kaldınlmasından sonra, genel lise ve imam hatip liseleri çıkışlı ögrenciler ile kolej çıkışlı ögrenciler arasında çeşitli uyumsuzluklann ortaya çıktığını belinen genel sekreter şöyle konuştu: "Biz, daha alt sosyal tabakalardan gelen öğrencilerin, okula adaptasyonunu sağlamak ve adaptasyon güçlüğünu ortadan kaldırmak için, çeşitli kültürel, sosyal faaliyetlerde >er almalan için uğrasıyonız. Bizim sportif faaliyetlerimiz içinde güreş yoktn. Biliyorsunuz. (koleıli güreş tuunaz..) fakat. biz bu ögrenciler için göreş ve karate daUannı kurduk. 3.5 milyon lira vererek okula gürej minderi aldık." GEZt tZLENtMLERl Demirel'de her şey mavi HASAN UYSAL NEVŞEHtR Otobüsten bangır bangır "Mavi •urvi Diasmaviiii, gözlerin boncuk maTÜil..." sesleri yükseliyor. Sonra gazetecilere, üzerinde "ewt" yaalı "«ari" posetler içinde günün programı ve konuşma metinleri dagıtıhyor. Ardından, hemen aklınıza ne gelirse, yine üzerinde "evet" yazıh, "mavi" ambalajlı ikram sağanağı başhyor. "ETetmari"li çikolata, tuz, karabiber, şeker, süt, nescafe, cay ve krrma .. tçinde ANAP, MDP ve HP'den gelme, DYP milletvekillerinin de bulunduğu otobüs, eski Başbakan, kapaulan AP'nin Genel Baskanı SBkyman DemJreiin otobüsü. Denüreri DYP'nin beyaz iken "martye" boyanan Süvari otobüsü izliyor. Dcmirel'ın gezisinin adı da "mavi" geâ. Mületvekilleri ve partili ekibin bazüan, hatta Basın Muşaviri Turgut Yümaz Gnren'in elbisesi "mavi". Ya da olanaklan ölçüsünde "mari" gibi. "Mavtye çafauT yeşi) kırlann onasında, ^masmari" gökyüzünün altında otobüsümüz yavaşlıyor ve "mavf kravau ve "mari" tak m elbisesiyle Süleyman Demirel, basın roensuplannın bulunduğu otobüse biniyor. Üzerinde "e*et" yazıh "mavi" peçetelerle servis başhyor. Gün boyunca uğrayacağımız ve DemireTin konuşacağı Şereflikoçhisar'da, Aksaray ve Nevşchir*de de "mavi mavi masmaviiinyi dinleyeceğiz. "Mavi" üzerine yazıh pankartlan okuyacağız ve üzerine "evet" yazıh "mavi" üşörtler giydirilmis gençler tarafından karşılanacağız. Ctobüste ikram servisi aralıksız, nefes almadan çabşıyor. Tabii "mavi" konusunda her şey tam değil. Yine "masmavievet"li torbalar içinde meyve ikramı yapüıyor. Meyveler, Allahtan doğal rengiyle ikram ediliyor. Yeşil annuı, san üzum ve maalesef turuncuya çalan kayısılar. Ancak tunıncu hain kayısılar pek dikkat çekmiyor ve afıyetle yeniyorlar. İkram mönusu içinde yer alan kola, gazoz ve sular da doğal rengiyle karşımıza geliyorlar. Bu kadar eksik kadı kızında da bulunur derken, akhmi7a "Ya evet oyv mavi dejil de tnroncu obnydı, ne yapardık?" sorusu geüyor. öyle >a, sabah akşam miden ahrsa sürekü turunç ye... Demirel sohbetini bol bol Arapça ve Osmanlıca kanşunı kelimeleri kullanarak sürdürOyor. Arada sırada bunlann ne aniaraa geldiğıni sorarken, kimisini sormadau kendisi tercüme ediyor. ANAP eski Genel Sekreteri Mostafa Tajar'ın kendisine yönelık sata;mmını yanıtlarken "Bo herzedir" diyor. "Herae ne danektir?", yanıt gdmeyioce "Sayıldama yaai, hanl ateyi yükaek basU sayıklar ya..."dıyor. Demirel bir ara ayağı rahatsız olan foto muhabiri Bflleat HIçyriKaz'a dönerek, ayaguun durumunu soruyor. Foto muhabiri Hicyumaz, Thanrieak oimnV yanıtını verince Demirel, "Sen Tlmarleak defO, B«tentlenlc olmossun. Lenk demek takal, topal demektir" diye espiriyi tamamhyor. Tonınu yaşındaki gazetecilerin kullandığı kelimeleri anlamakta zorluk çektiğini gören Demirel, onlara hak verdiğini gösterircesine şunlan soylüyor: "Ben ba kcimeyi kmmawq>ı çok ieviyomm. O m için sık knllanıyonım. Ama benim yegenlerim, kazenlerim de dzm gibi 'Bu ne demek?' diye ok ak torayorlar. Omar da bau ••»H»1*'1 anfauM70rlar"diyor. Prof. Kafalı Görev süresi sona erdigi için tstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlügü'nden aynian Prof. Dr. Kafalı, "Bereket Vakfı"nın adını yeni duyduğunu, ancak daha sonra yaptığı araşurmalarda, vakıftan burs alan öğrencilerin, okulda sağ görüsld ve dini inançları kuvvetli olarak bilindiğini kaydetti. Ögrenci işleri bürosu Istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrenci İşleri Bürosu çalısanlan da, "Bereket Vakfı"ndan burs alan öğrencilerin, idareden öğrenci olduklanna dair bir belge aldıklannı ve bu öğrencilerden bazüanna, düzenli olarak "tslam" dergileri geldiğıni bildiklerini, kız öğrencilerin de başlarının kapalı olduğunu soylediler. Boğaziçi Üniversitesi'nde de bazı öğrenci ve öğretim üyeleri, üniversitede bir grup öğrendnin, "Bereket Vaitfı"ndan dolar olarak burs aldıklannı, burs miktanmn aylık 50 dolar civannda bulunduğunu öne sürduler. Otobtiste evet Demirel, bazı sorulan ilginç hikâyder anlatarak yanıtlamayı da çok seviyor. Bunlan anlattıktan sonra kendisi de anlattıklannı sanki ilk kez duyuyormuşçasına gülüyor. Ama sık sık "tsin sona setaaenlr çocoklar" demeyi ihmal etmiyor. Çünkü bütün gülücüklerine, rahathğına ve keyifli görünümüne rağmen tedirginliği hissediliyor. Her şeye **eve<" detneye alıştınlmış Türk halkı, acaba Uk kez "hayır" derse ne olacak? Demirel anlatıyor: "Adam pkııuı ortaya, pefalhudaıtiaa Wrini sa köseye, öbörünn bo köseye, dijerinl de kartı köfeye s^ kıca İMtUuuf. BafpekİHBm da içeri fcap«fn| Soara çıkBMf ortaya 'Başpehlivanım' dtror. Bdtee de t«kmıs kemeri Be adam, baspeaüvaıdık kemert seaia beiinde tutar mı, doaer. Bre yalaaa tMaockiNan»." "lçeriye kapatünus batpehirvan siz mislnlı?" sorusuna, "Hayır, fam mtal, örnek verdim" karsılığım veriyor. Bu arada konu değişiyor ve "yaaaklar surdokçe ynrtdışuu çtkmajacatun'' açıkhyor. Demirel, "Neden?" sorusunu ise,' buri bir «ağhk nedeni olmadıkça, yaıaklar sfirdttkçe çdunayacafim" diye yamtiıyor. Demirel neşesi yerinde bir AP milletvekilinin kendine yazdığı olayı anlatıyor: "tstibdat devrinde Ebozziya'nu ofln babasna mektup yanyor. 'Baba gazeteyi kapatular'. Ebozziya tam cevap yazacak, bir mektup daha, 'Baba matbaayı da kapattılar'. Ebozziya alıyor kalemi eüne, 'Merak etme oğlum, zulüm eşyaya da inerse zeval olur' diyor. Bnnlann da zevaüne az kafch." BeUi ki gazeteciler gene aniarrıaHf ama, bazılan anlamış gibi gülüyor. Demirel gülenlerden binne, "Zeval ne demek?" diye soruyor. Yanıt gelmeyince "son bulmak" diye kendisi karşıiığını veriyor. Süleyman Demirel basın otobüsünden Mercedesine geçtikten sonra en öne kadar gelen Basın Müşaviri Turgut Ydmaz Güven bağırarak "Evet diyenler parmak kaldırsın" diyor. Tüm pannaklar havada. "Hayır" diyenler... Az önce "eviet" için kaldırdıgım parmağımı tek "hayır" olarak gene kaldınyorum. Turgut Yümaz Güven, sonucu açıklıyor: "Evetler kazandı. Oyiama, seyahat odaosü IçJd btlyor mosnnıu diye yapddı." hirazlar yükselmeye başhyor, özeüikle bayan gazetecilerden. Kirai "Bizi kandırdınır", kimi "Bastan neyi oyladıgımın söylemediaiz" diye... Güven, yine gerekli açıklamayı yapıyor: "Ne var yani, anır kapüaruıda o> knllanan yurtdışıadaki isçUerimiz de bilmeden öytesiııe oy veriyor. Biz de aynı böyle bir oyiama yapük." Doç. Balcı Boğaziçi Üniversitesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Metin Bala, "Bereket Vakfı" tarafından öğrencilere burs verildiğinin kulaklanna geldiğıni, ancak bu uygulamanın idareyle bir ilgisi olmadığını anlattı. Balcı, söyle dedi: "Üniversitemizde okoyan öj> render, ceşitli kurum ve kunıluşlar fami nücum Her zamanki gibi çok şansh olduğumuzdan, otobüse gelen Demirel en ön sıradaki "benim yeriıni" secince çaresiz yerimizi terk edip, konuşmalan kaçırmamak için dizlerinin dibine çöküyoruz. Demirel son derece neşeli... Şereflikoçhisar'da önceki gün canlı bir kalabalık tarafından karşılanmıs. Aynı biçimde Nevşehir ve Aksaray'da coşkulu kalabalıklann kendisini beklediğini haber almış. Keyfı iyice artmış. Birisi "referandum tahminini" soruyor. Demirel, bunun "maneccimlik" olacağım belirttikten sonra, "Münecdm ne demek, soykyin bakahm?" diye karşı saldınya geçiyor. Ardından kurduğu bir cflmle içinde "Umi nücnm" kehmesini kullanarak, bunun anlarrunı soruyor. Bilen çıkmayınca kendi açıklryor: "tlmi oacum yüdızlara bakarak istikball tahmin etmektir. Eskiden Umi aicnm çok mühlmmis. İstikball böyte ögrenmeyt çahşırlanmş." "Şimdi Umi çan var" diye bir karşılık gelince bu kez de Demirel anlamayıp soruyor: "tbni çan neymiş?" "Çankaya'nın tepderine bakarak gdecek tahmini efendim." Kocaman bir kahkaha atıyor. Bol şansı ifade ettiği söylenen seyrek dişleri ortaya çıkıyor: "Çankaya'niD hangi tepesi, orada iki tepe var?" "En tepesi, yavrn tepe degil" BoğaziçFnde durum Boğaziçi Üniversitesi'nde, kız öğrencilerin burs alma şartlanndan birinin başlannı örtmeleri olduğu, vakfın göruşlerinı, arkadaşlanna benimsetenlere, vakıf tarafından prim verıldiği söyleniyor. Üniversite cevresinden bir grup, ramazan ayında okulda çıkan iftar yemeklerine Etiler camisi imamı ve dışardan gelen baa kişilerin katıldığmı, bu arada yemekhanede ezan okunduğunu kaydederek, bu gelişmeleri tedirginlikle izlediklerini belirttiler. Diğer bir grup ise, böyle bir endişenin yersiz olduğu görüşünde. Bayram öncesi kenüer (Baştarafı 1. Sayfada) rel yönetimler, gerekli zabıta önlernlerini alırken vatandaşları ve yetkilileri en çok düşündüren konu karayollan. Trafik yükünü yer yer kaldırmaz hale gelen karayollanmn bayramda daha da yoğun olacağına dikkati çeken bölge trafik ekipleri yavaş gidilmesini ve üç saatten fazla araç kullanılmamasını öneriyorlar. Kurban Bayramırun en ağır yükünü kıyılar çekecek. özellikle Ege ve Akdeniz kıyılanndaki tum yerleşim yerleri nüfusunun birkaç katı insanı ağırLayacak. Başta Ayvalık, Kuşadası, Bodrum, Marmaris, Fethiye, Antalya ve Alanya olmak üzere tüm tatil yerlerinde belli başlı otel ve pansiyonlar dolu. Ne var ki bu yörelerdeki turizmciler "Geleni açıkta buakmayız" diyor. Bodrum Belediye Başkanı Cevat Bilkiç bu konuda şunlan söyledi: "Tadl Mp «den ynrttaşiar öacdikle reıtrvssyonlannı yaptarmajt Unnai etmesiııler. Ancak Bodrum'a geldikieriade de büyuk bir olasılıkla açıkta kalmayacaklardır. Bodnımlu panâyoocular bu koauda tecrubdi. Normal odalar dolu. ancak sonradan gelip nerede olursa yatanm diye dıişünenler İçin teraslar, pansiyon babceleri ve benzeri yerlere yatak konap sonın çozumlenebilir." Turizm Bankası'na bağlı oteller de bayram nedeniyle büyük bir doluluk yaşarken bu otellerdeki müşteri sayısı mevcut yatağı aşn. TURBAN yetküileri, bu sorunu personel lojmanlanru müşteriye verip personeli yakın bir pansiyonda yer bularak çözdüklerini soylediler. Beş yıldızh ve lüks oteller ise bayram için özel geceler hazırlıyor. îzmir Efes Oteli'nde ve Antalya Talya Otel'de bayram baloları organize ediliyor. İntikanı yemini (Baştarafı 1. Sayfada) tığı konuşmada, "En kısa söre içinde intikam alacağız" dedikten sonra şöyle devam etti: "Biz Allahın askerleri ve kutsal kuraUann uygnlayıcılan olarak şehitlerimiz için intikam alma>a mecburnz." Rafsancani, Suudi Arabistan yönetiminin devrilmesi için de çağnda bulunarak, Suudi liderlerin "mutiaka bölgeden kovulacagım" söyledi. açarak kutsal topraklan kana buladılar." tran radyosu yayımnda, yaralı lranlı hacılan taşıyan ambulanslann da otomatik silahlı askerler tarafından tarandığım ve şoförlerin öldürüldüğünü, bu arada hacılara karşı göz yaşartıcı gaz bombalanmn da kullanıldığını ileri sürdü. Suudi Arabistan hükümeti, Mekke'de cuma günü meydana gelen olaylarda Suudi Arabistan polisinin ateş açtığı yolundaki tran iddialarım yalanladı. Suudi Arabistan televizyonunda olaylar sırasmda çekilen filmin gösterileceği acıklandı. Riyad yetkilileri, ölüm olaylannın panik ve ezümelerden ötürü meydana geldiğini öne sürüyor. BBC'nin haberine göre, tranlı hacılann bazılanrun bıçak tasıdığı da öne sürilldü. ANKA, Suudi Arabistan hukümetinin Mekke'de cuma gunü meydana gelen olaylarla ilgili olarak önceki gün ülkeye gden bir tranlı heyetle görüşmeyi reddettiğini bildirdi. Suudi Haber Ajansı SPA'ya dayanarak verilen haberde, Suudi hükümetinin özür dilemeye geldiği düşüncesiyle ilk önce tranlı heyetin gelişini olumlu karşılad'ğı, ancak asıl amaarun bir soruşturma yapmak olduğunun anlaşılması üzerine heyetle görüşmeyi reddettiği kaydedildi. Riyad hükümetinin bir sözcüsü, tran heyetinin "bir soruşturma açma" talebinin Suudi kraliyetinin egemenliğiyle bağdaşmadığını söyledi; Mekke olaylan Lübnan'da da protesto edildi. Bealbek kentinde dün İran yanlısı Hizbullah'ın düzenlediği ve 4 bin kişinin katıldığı gösteride, ABD, Suudi Arabistan, Fransa ve Israil kınandı. Petrol zenginligi Rafsancani Suudi Arabistan'ın "petrol zengioliginin, Suudi yönetiminin denetiminden kurtanlması" için de çağnda bulundu. AP'nin haberine göre Rafsancani şöyle dedi: "Gerçek intikam, Arap yartmadasnda toprak altında yatan ve tslam dünyasına ait olan muazzam zenginligi suçlulann denetiminden kurtarmak olacaktır" dedi. Rafsancani bu zenginliğin (petrol) Müslumanlann yaranna kuUarulmasını istedi. Bu arada, Tahran Radyosu'ndan yayımlanan bir haberde Içişleri Bakanı Ali Ekbar Mubleşemi'nin, Mekke'deki öldurmelerin arkasında ABD'nin bulunduğunu söylediği bildirildi. Içişleri Bakam'nın Suudi Içişleri Bakanı Nayıf Bin Abdel Aziz Al Sand'a gönderdigi bir mesajda, Müslüman güçlerinin dünya çapındaki ABD'nin çıkarlanna engel olacaklannı ve müesseselerine karşı saldınlar düzenleyeceklerini bildirdiği duyuruldu. İran Içişleri Bakam'nın ayrıca, Suudi Arabistan'ın, ABD'den aldığı direktifler doğrultusunda hareket ettiğini de kaydettiği bildirildi. ANKA'nın haberine göre tran Islam Cumhuriyeti'nin ^esi Radyosu, Suudi Arabistan'm Mekke kentinde pek çok lranh hacı adayının ölümüyle sonuçlanan olaylarla ilgili olarak yapüğı yayında Suudi Arabistan rejimini tehdit etti. Radyo, "Yigit hanlanmmn kanlan yerde kalmayacak, intikamları fazlasıyla alınacak" dedi. tran Devlet Başkanı Ali Hamaney de dini lider Humeyni'ye gönderdigi mesajda, Tahran'daki tran liderlerinin Mekke'deki olaylan değerlendirmekte olduklarını ve "gerekli görüiecek önlemteri" alacaklanru büdirdi. İran Islam Cumhuriyeti'nin Sesi Radyosu, önceki geceki yayınında program aralarında ilk kez "tran" sözcüğünu kullanmadı ve "Buras tslam Cumhuriyeti'nin Sesi Radyosu" biçiminde anons yaptı. Radyo, yayınında özetle şu yoruma yer verdi: "Pullan kırmasıvla tanınan Hazreti Ibrahim'i İsmail'ini de kurban etme noktasma getiren buyük sevgiye, aynı kutsal topraklarda yuzlerce insanımızı kurban ettik. Butün dünya bilmelidir ki, inlikamlan fazlasıyla ahnacakür. Mekke'de hacılar arasında bir çatışma soz konu.su degildir. ABD emperyalizminin uşaklan Suudi Arabistanlı asker ve polisler gösteri yapan hanlanmuın üzerine ates Kurucular kimler: Sadece Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine değil, diğer üniversitelerde okuyanlara da burs veren "Bereket VaktV'nın kuruluşu, 8 Araük 1986 gün ve 19305 sayılı Resmi Gazete'de yayımlaridı. Vakfın kuruculan Ahmet Hamdi Topbaş, Ahmet Yabya Kigdı, Mehmet Demirtaş, Adnan Büytikdeniz, Osman Nuri Topbaş, Yalçm Öner. Ali Eymen Topbaş, Mehmet Cahit Surmeli. Kemal L'nalatan, Mustafa Latif Topbaş, Abdullah Tivnikli. Abdullah Sert, Muammer Dolmacı, İlhan tmik ile Al Baraka Türk Özd Finans Kuramn'ndan oluşuyor. Evet için büyük maraton (Baştarafı 1. Sayfada) arasındaki 76 kilometrelik karayolunda trafik aksadı. Yol boyunca sık sık yolu kesilen Demirel, Lalahan yakınlarında özel otosundan inerek gazetecilerin bulunduğu otobüse geçti ve bir süre sohbet etti. Demirel, bayramdan sonra "mavi gea"lerini yoğun biçimde sürdüreceğini bildirerek, kendisini izleyecek gazetecilerin kampa cekilmesini önerdi. Gazetecilerle sohbeti sırasında bir ara yolu kesilince, kendisini selamlamak isteyenlere yöneldiğinde elinde şapkasının olmadıgının farkına varan Demirel, gazetecilerden şapka istedi. Bu sırada koruma görevlileri koşarak Demirel'in şapkasım yetiştirdiler. Şapkasıyla vatandaşlan selamlayarak yolu açan Demirel, "Görüyorsnnuz, şapka ne işlere yanyor. O olmasaydı yolu acamazdık" dedi. Demirel şapkasının da mavi renkli olması önerisini ise "O zaman her şey mavi olur. Şapka siyab kalsın' karşıiığını verdi. Gazetecilerle sohbet ederken kendisinin "Tunıncu bir ketenle mavi bir rnezara gömüleceğini" söyleyen ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmel Keçeciler için "mezarcı" diyen Demirel, Türkiye'nin tek parti dönemine döndüğünü belirtti. Demirel, Başbakan'ın basından yakmmasına değinerek, "Yaptıklannın doğnı olmadığını söyleyen herkesten, basından. muhalefetten rahalsız oluyorlar. Bizden hepten rahalsız oluyorlar" diye konuştu. Demirel, iyi tatil dileğinde bulunduğu gazetecilerin, "Siz ne zaman tatil yapacaksınız?" sorusuna ise, "Benimki tatil zaten. Ben 7 senedir tatildeyim" karşıiığını verdi. Demirel, Başbakan özal'ın referandumda ha>ır çıkmasının da demokrasinin zaferi olacağı sözleriyle ilgili olarak da şöyle dedi: "Neye hayır dediğinize bağlı. Demokrasiye hayır derseniz, bunun neresi demokrasi olur? Hakka, hukuka, adalete, eşitlige hayır derseniz, bunun neresi demokrasi olur? Hem programınıza huzur ve giivenin bedeli demokratik nizamdan, insan hak ve hürriyetlerinden vazgeçmek degik.ir yazdıracaksınu hem de hayır için uğraşacaksımz. Seçme seçilme hakkı insan hak ve hiirriyetlerine dahil değil mi? Geçici 4'iin kaldınlmasını teklif eden, hükümet ve partisi. Kendi teklif ettiğiniz, çıkardığınız bu kanunu niye halkın nezdiade tasdik edin derniyorsunuz da, aman tasdik etmeyin diyorsunuz. Hayın nasıl savunacaksınız? Davet ediyorum. Ey ülkeyi idare edenler, gelin, sayunun hayırı. Halka bunu tasdik edin demeyecekseniz niye yapıyorsunuz anayasa değişikliğini. Halk sizin dediğinizi tutmazsa o zaman bırakır gidersiniz hükümeti. Bunlar kendi çıkardıklanna hayır dedirtmek için çabalayarak bir selin öniine düşmüşlerdir. Sonunda gideceklerdir." Kırıkkale girişinde sanayi esnafı tarafından kapaulan dükkânların anahtarları verilen Demirel, ilçede 1520~bin dolayındaki bir kalabalığa konuştu. Demirel, geçici 4. maddenin hiçbir şeye yaramamışsa bile, bugün ülkeyi yonetenleri teşhire yaradığını bildirdi. Ülkeyi yönetenlerin radyo TV'yi ele geçirerek yalanla yönetim yaptıklarını kaydeden Demirel, "Radyo, T\' yalan bülbiilü olmuştur. Sultan Süleyman'a kalmayan dünya sana mı kalacak?" dedi. ll olması için caba harcanan Kırıkkale'de "tlk valimizi atamak sana naâp olacak" pankartı ile karşılanan Demirel, iktidann referandum sonucuna göre il yaprnak için oyunlar içinde olduğunu da öne sürdü. Demirel şöyle konuştu: "Referandum hayır çıksın da ona göre il yapalım diyenler nüfusla bile oynnyonar. Vicdanian böyle kara, zihinleri böyle kanşık oianlara cenabı hak iyi şeyler yapmayı nasip etmez. O bize nasip olacak." OKTAY AKBAL EVET/HAYIR (Baştarafı 2. Sayfada) mecmuanın sayfalannda ben de elimden geldiği kadar uğraştım, didindim. Onun manevı gölgesinde çalışan bizler o ışığı söndürmemek, ona layık olmak için çalışök. Onun teneffüs ettiği hava, onun dttler dolduran eserleh, hatıralan ile baş başa geçen seneler Fikret'ı bana şair arkadaşlanmdan bin imiş gibi yakınlaştırdı. O, bizimle beraber yazı yazıyor, nefes alıyor, konuşuyor ve sanat uğruna didiniyordu. Artık Tevfik Fikret benim için bugünün ileıi bir şairi kadar yakın bir dost olmuştu. Tevfik Fikret belki büyük bir şair olamadı. Bununla beraber onun bugünkü şiirimizin temel taşlanndan bin olduğunu söylersek ileri bir lâf etmiş olmayız sanıyorum. O yirminci asır sanat ve şiir anlayışına daha o zamandan varmaya çahşmış, realist bir dünya görüşüne ermişti. Bir sanet adamınm her şeyden önce büyük bir insan olması gerektiğini anlamış, memleketin dağianndan, derelerinden önce insanlanna bakmak, onlann dertlerine bir çare bulmak, onlan terennum etmek gerektiğini bilmışti. Halkm şairi olmaya çahştı. Belki tam mânâsıy/a hatfcın şairi o/amadıysa da kendi nesıldaşlan arasında onun kadar bu yolda çalışan başka biri yoktur. O Uk defa olarak süre asağı tabaka ınsanını, balıkçıyı, dilenciyi, köylüyü soktu. Alışılmış şekillere bir darbe indırip, yeni bir ufuk açtı. Bütün ömrü boyunca hakka ve adilete tapü. Hak yolunda ileıiemenin kutsal bir borç olduğunu söyledi. "Hak belledtğin bir yola yalnız gideceksin" diye bağırdı. Hürriyeti, doğruluğu her şeyden çok sevdi, haksızlığa boyun eğmedi. Daima hakıkabn peşinden koştu, padişah devrilip yerine kendi partsi ve arkadaşlan çıkıp da memlekette hiçbır şeyin değısmediğini, her şeyin eski minval üzerine devam ettiğinı görünce, arkadaşlan, partisi aieyhine döndü, "Doksan Beşe Doğru"yu yazıp "Yiyin efendiler, yiyin" diye haykırdı. O karakter sahibi bir insandı. Bütün ömrünce inandığını korkmadan söylemesini bildi; inanmadığına da boyun eğmedi. Irtica devrinin softa saJtanabnm en koyu devnnde tam bir insanî görüşle: "Mittetfm nev'i beşer Vatanım ruyi zemin" diyerek insancı görüşün bizdeki en mühemmel ömeğini sundu. Zuune, irticaya karşı da: "Din şehitister, asuman kurban"diyerekkan dökmekten hoşlanan hunhar insanlara karşı koydu. öyle sanıyorum ki Fikret bugün hayatta bulunsaydı, genç sanat neslinin safında yerini aJırdı. Çünkü o devrinm değıl, bugünün, bu asnn şairiydi. Fikret'in bugunü görmesini kader ne yazık ki istemedi. Ötümünün yıldönümünde onun ölmez hatırası önünde eğilmek borcumuzdur Onu çeyrek asır evvel ölmüş herhangi bir insan olarak değil, yirminci asnn 46'ıncı yılında aramızda yaşayan, gören, duyan ileri bir şair olarak kabul ediyoruz. Çünkü o, eserleri fikirleri ve ideali ile ayakta dimdik durmaktadır." İran'dan (Baştarafı 1. Sayfada) bölge olan iran'ın denetimindeki Farsi adası açıklanndan Gas Pirince tankerinin herhangi bir mayına rastlamadan olaysız bir şekilde geçtiğini bildirdiler. Gas Prince tankeri aynca İran'ın Silk Warm füzelerinin tehdidinde olan ve dünya petrol sevkiyatırun can daman kabul edilen Hürmuz boğazmı da geçti. Gas Prince tankerine ABD deniz kuvvetlerine bağlı vegüdümlü füzelere sahipolan UssKıdd destroyeri ve Crommelin firkateyni refakat edi Tepkiler Mekke olayları, Arap dünyasında geniş yankılara yol açtı. Irak Devrim Komuta Konseyi, Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in başkanlığında yaptığı toplantıdan sonra yayımladığı bildiride. Mekke'deki olaylann sorumluluğunun tranlı hacı adaylannda olduğunu belirtildi. Fas, Ürdün ve Mısır da yaptıklan açıklamalarda tran'ı suçladılar. Libya lideri Mnammer Kaddafi Mekke'nin artık hacı adayları için güvenlikli bir yer olmadığını savunurken, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad, Mekke olaylanndan şoke olduğunu belirtti. 14 Türk hacı adayı daha yaşamını yitirdi Haber Merkezi Suudi Arabistan'daki Türk hacı adaylanndan 14'ü daha aşın sıcak ve yaşlılıktan kaynaklanan nedenlerden öldü. Kızday hac ekibi, Türk hacı adaylarına güneş çarpması ve aşın su kaybına önlem olarak tuzlu ayran, soğuk su ve buz dağıtıyor. Suudi Arabistan'da öncek; gün ölen Türk hacı adaylarınıı isimleri ve bağlı oldukları iller şöyle: Veysi Sular (Diyarbakır), Nazmiye Kaya (Hatay), Harun Özcan (Kahramanmaraş), Binnaz Değirmenci (Bursa), Rabia An (Çanakkale), Fatma Çeliktaş (Kayseri), Muharrem Barlas (İstanbul), Ömer Polat (Van), Bekir Öney (Konya), Şükrü Yağlıdere (Gümüşhane), Seremi Uygun (Çanakkale), Ziya Bağbaş (Rize), Muharrem Kapıcı (Zonguldak), Şerife Kurultay (İstanbul). Tatbikat AP'nin IRNA'ya dayanarak geçtiği habere göre, İran Devrim Muhafızlan, ordunun hava ve deniz kuvvetlerinin de katılacağı büyuk bir tatbikat yapacaklar. "Şahadet" kod adı verilen taıbıkatın Basra Korfezi, Hürmuz Boğazı ve Umman Körfezi'nde üç gün süreyle gerçekleştirileceği bildirildi. IRNA tarafından önceki gun verilen bir haberde deniz kuvvetlerinin Kuveyt'e karşı bir deniz ablukasını başlatmaya hazır oldukları ileri sürülmüştü. tngiltere'de yayımlanan hafıalık ekonomi dergisi Meed Tokyo'daki petrol şirketlerine dayanarak Japcn hükümetinin tran'a karşı ülkenin petrol bağımlılığını "gözden geçirme" kararında olduğunu yazdı. Dergi, Japonya'nın bu yeni yaklaşımının, İran Milli Petrol Şirketi'nden bir heyetin ham petrol alımlarının arttınlmasma ilişkin görüşmeler için Tokyo'ya gelmek uzere olduklan bir sırada ortaya çıkmasına dikkat çekti. İran heyetinin, Japonya'nın günluk petrol alımını 40 bin varile çıkarmasını isteyeceği belirtildi. Fransa1 nın uyansı Fransa Başbakanı Jacques Chirac, Basra Körfezi'nde seyreden ticari Fransız gemilerine saldın düzenlenmesi halinde, bölgeye doğru ilerlemekte olan Fransız fîlosunun misilleme yapacağını söyledi. Chirac, dun Fransız televizyonuna verdiği demeçte, uçak gemisi Clemenceau ile uç Fransız gemisinden oluşan filonun, Körfez'e gitmesinin bu tur saldınlara "caydıncüık" amacı taşıdığım belirterek, "Caydıncdık yeterli olmazsa ve çıkarlannuza saldınlırsa karşılık veririz" dedi.