18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 AĞUSTOS 1987 HABERLER CUMHURÎYET/13 Demirel: Oylanan iıısaıı haklarıdır Demirel, zaman zaman şova dönüşen Diyarbakır konuşmasında: 'Milletin senelerce seçtiği siyasi kadrolar tehlikeli kişilermiş gibi gösterilmek isteniyor, Bu vicdan sahibi, ar ve haya sahibi kimselerin yapacağı iş değildir. Bu münafıklıktır, bozgunculuktur' dedi. ÇETİN YİĞENOĞLU TURAN YILMAZ DıYARBAKlR Diyarbakır'da da büyük coşku ile karşılanan Süleyman Demird, yine sert bir dille Özal'ı suçladı. "No, DO, no dedUer, ayvayı yediler" pankartı karşısında konuşan Demirel, "Millelin senelerce taür iradesiyle seçtiği, peşinden girtigi siyasi kadrolar, ulke için tehlikeli kişilermiş gibi gösterilmek isteniyor. Bu, vicdan sahibi, ar ve haya sahibi kimselerin yapacağı iş değildir. Bu münafıklıktir, bu fitnedir, bu bozgunculuktur" dedi. Siıleyman Demirel, beraberinde kapatılan AP'nin genel başkan yardımcısı Sadettin Bilgiç, eski devlet bakanlanndan Ekrem Ceyhun, DYP'li yöneticiler ve milletvekilleri olduğu halde saat 15.15'te Diyarbakır'a geldi. Demirel 'i havaalanında DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindonık ve DYP'li milletvekilleri ile 500 kadar yurttaş karşıladı. Davulzurna ile karşılanan Demirel, havaalanından 4 kilometrelik uzakhktaki konuşacağı Zübeydehanım (Dagkapı) meydanına ancak yarun saatte gelebildi. DYP'liler tarafından baştan sona "evet" yazan mavi flamalarla süslenen yolun iki yanına dizilen vatandaşlann alkışladığı Demirel'e evlerden de kadınların el salladıklan göruldü. Demirel'i taşıyan "Demirel" plakalı turuncuya çalan kırmızı, üstü açık Mercedes miting alanına girdi. Daha öğle saatlerinde davul zurna eşliğinde toplanan yakJaşık 10 bin kişi, "Demirel başbakan" diye tezahürata başladı. Demirel'in konuşacağı yerin karşısına "Diyarbakır haklıya evet der" yazısının asıldığı, ellerde de, "No, no, no dediler. ayvayı yediler", "Evet, kalkınma, hizmet ve huzur getirir", "Bolluk bereket için evet", "Demirel başbakan", "Ne bay pas, ne bayan pas, Demirel için evete bas", yazan pankartlar bulunduğu görüldü. bi iki kolunu kaldırarak, kendisini dinleyenlere şöyle seslendi: "Bu devri kapatacak, bir yenisini açacaksınız. Nasıl olacak bu? evet, bu iş nasıl olacak dersinu?" Kalabalık hep bir ağızdan cevap verdi: "Evet, evet, evet." Demirel sorusunu yineledi: "Bu iş nasıl olacak?" Topluluk, bu kez daha gür sesle yanıtladı: "Evet, evet, evet." Demirel, "Biz sizi bu dertlerden kurtannz. Kınn bu kilidi" dedi. NOTLAR Diyarbakır mavîydi... RAGIP DURAN DtYARBAKIR İnsan, uçak misali. Bir gün Trabzon'dasın... ertesi gün Diyarbakır'da... Inönü'den Demirere gittik. Temellerin tlyasların, usaklann memleketinden, Şehmuzlara Şehnazlara merhaba dedik. Karadeniz sert rüzgâru ve maviydi... Diyarbakır hâlâ san ve sıcak... Çay ve fındık diyanndan şalgam ve çig köfte bölgesine... înönü'den Demirel'e... "Hinthorozu"ndan, "devhorozn"na... Zaten hayat, horoz döğüşü degil mi? Diyarbakır, 197280 döneminde canlı civelek bir kentti. Paristen iki farkı vardı. Eyfel kulesi yoktu, bir de konuşulan dil Fransızcaya uzak düşerdi. O zamanlar Ulucami'nin önündc kısaak taburderde yüksük iriliğinde fincanlardan sımsıkı simsiyah "nurrna" (Güneydoğu'nun ekspressosu) içilirdi. Geceleri açık pembe ve fıstıki yeşil giysili insanlar, özenli kayık bıyiklanyla erkekler yüksek sesle sokaklarda dolaşırlardı. Camiden Dicle2ye giden yol, vallahi babo, Şanzeli'yi andınrdı. Diyarbakır'a daha sonra 1983 mayısında gelmiştim. 83'te dilini, rengini yitinniş bir kentti. 1987 ağustosunda Diyarbakır, eski vesikahklanndan oldukça farkh göründü. Diyarbakır, Demirel'i ağırlarken, aynı gün ANAP belediye başkanlan, il ve ilçe yöneticileriyle bölge toplantısı yapıyordu. Bu arada, Hazro ilçesinde meydana gelen baslunın haberi geldi. Ergani'den dönen bir gazeteci arkadaş ise ANAP'b belediye başkanının "«sfalt yenlleme çabsmalan" gerekçesiyle yolu kapatıp Demirel'i dinlemeye gelen DYP konvoyuna geçit vennediğini anlaüyordu. Diyarbakır, dün maviydi. Diyarbakır'da dün "evet" sesi yükseldi. Zübeydehanım alamnda toplanan yaklaşık 78 bin kişilik kalabalık önünde Demirel, eski toplantılara oranla yorgun ve yumuşak gorünuyordu. "Başbakan Demirel" ve "Özal istifa" şeklindeki sloganlara rağmen Süleyman Demirel, genellikle imalı bir şekilde ANAP'ı ve Özal'ı eleştirmeye özen gösterdi. Zaman zaman şiirsel bir tonda konuşan Demirel, bütün kentlerin, bütün bölgelerin insanlannın eşıt olduğunu ve ikinci sınıf vatandaş muamelesine tabi tutulmaması gerektiğini söyledi. "Eşkıya Ankara'da DYP Genel Başkam Hüsamettin Cindoruk, Süleyman Demirel' in mitinginden önce Viranşehir, Kızdtepe ve Mardin'de konuştu. Cindoruk, Mardin konuşmasında Özal'ı "siyasi eşkıyalıkla" suçlayarak, "Eşkıya Ankara'ya yerleşirse, oradan çıkartmak zordur" dedi. Cindoruk, Dıyarbakır'daki konuşmasında da milletin hem hukuki hem de ekonomik sıkıntı içinde olduğunu öne sürerek, "Devlet eline sopa almış, sopanın şiddeüyle yönetiyor" şeklinde konuşDEMİREL'EBÜYÜKÎLGİ Eski basbakanlardm Süleyman Demirel Diyarbakır'da da büyük Ugi gördü. Üstü açık otomobüe binen tu. Demirel mavi pankartlarla karşüandu (Fotoğraf: AA) DİYARBAKIR'DAN tZLENtMLER CUNEYT ARCAYÜREK yazıyor Sandıklar mavi doğuraeak AHMET TAN DtYARBAKIR Demirel, dün akşam uzeri Diyarbakırlüan coşturdu. Diyarbakırlılar, Demirel'i. Demirel, dört bir yandan gelmiş veya getiribniş yurttaşlara eski günlerini hatırlatan bir form içinde seslendi... Bir saati aşan konuşmasında kendi ünlü deyimiyle "felaket tellallığı" yaptı: "Avrupa'mn en fakir ülkesiyiz. Adam başına milli gelir bin dolara düştü. Gelir dağıhmı çok kötüleşti. tşçi memur sıkıntıda. Uç dört günde Doğu'da 30 vatandaş öldüruldü. Vatandaş açız diye bağınyor. lşsizlikten vatandaş bıkmıştır. Pahalılık baş döndüriiyor. Sanayileşme yoktur." Diyarbakır'da konuştuğu kürsünün karşısında geniş bir beyaz perde gerilse de 1965'ten sonra yaptığı alan toplantılarında fılmleri sesli oynatılsa: tşiniz vardı da elinizden mi aldık? Benzin vardı da biz mi içtik? rvıemıeıteu KOIU gostermekle bir yere varamazsınu. Demirel, 25 yıldan beri yaşamımızda. Ağzına geldiği gibi konuşmakta onun üzerine yok... "Yetiştirmesi" özal da onu taklide çahşıyor, ama boynuzun kulağı aşması çok, ama çok zor. O da ağzına geldiği gibi konuşuyor, ama ağzına gelenler başına iş açıyor: Mavîyi Yunan bayrağına benzetmesi, rakiplerinin ağzına uzun süre ciklet olacak. Demirel dün Diyarbakır'da dedi ki; "Entrikayael venneyen bir siyaset pek çok şeyin çözümüdür." Demirel "pek çok şeyin" dedi. "Her şeyin diyemedi veya demedi." Siyaseti oğrettiği Özal bu görüşten esinlenmiş olmalı, Mecliste evet, halk onunde hayır derken. Demirel, uzun uzun referandum konusunda Özal'ın çevirdiği entrikayı anlattı. "Halkoylaması demokrasi demek değildir' dedi. Halkoylamasında oylanaıun insan haklan olduğunu söyledi. Milletin karşısına geçip evet dediği kanunu, özal'ın reddettirmeye çalıştığından yakındı. "Entrikaya el venneyen bir siyaset 'her şey'in çözümndür" diyemeyince, bu tür entrikalarla kendisi de öteki siyasi göruşlerin kadrolan da boğuşmak zorunda kalacaklar. Diyarbakırhlar, 1982 "emrivaki Anayasasf'nda Oran Sitelilerden daha medeni cesaret sahibi, daha ilkeliler. 1982'de Diyarbakır'ın anayasayı reddeden kesimi yuzde 13. Kabul ise yüzde 87. Bu, siyasal bilinç bakımından ulke ortalamasından Diyarbakır'ın yuzde 5.5 daha önde olduğunun herhalde kanıtıdır. Bu anayasaya "hayır" diyenler, halkoylamasında aynı farkla evet diyecekler mi? "Demirel" plakalı, bal rengi Mercedes'i kucaklamak için yanşan Diyarbakırlılara bakılırsa, halkoylaması Demirel'in elbisesi gibi kopkoyu bir evet olabilir. 1983 seçimlerinde ülkede oy patlatan ANAP, Diyarbakır'da 240 bin secmenin 1983'te ancak 58 binini (yuzde 32) oyunu alabilmiş. Halkçı Parti 75 bini aşkın oyu ile yuzde 42'lik bir oy almış. Son mahalli seçimlerde ANAP ytlzde 4 oy kaybına uğramış. Diyarbakırhlann dün akşam sergilediği, "Demirel'e sevgi" tablosu, 7 eylül günü sandıklann mavi doğuracağının belgesi. KoşuUu Barış DtYARBAKIR Guneydoğu'nun müthiş sıcağı Demirel'i, mitingi akşam üzeri serinliğinde yapmaya zortamış. Balıjf istifı oturduğumuz uçakta Demirel'in Diyarbakır'da yapacağı konuşmanın basın için haıtrlanan yazılı metnini okurken, kimi citmleler gözüme çarpıyor. Demirel, özellikle Özal'ın ve bir olçüde kimi çevrelerin işletmeye çalıştığı olumsuz savları dolaylı yoldan, ad ve kurum adı söylemeksizin yamtlıyor. Bir biçimde güvence veriyor da denilebilir. örneğin, "Kimseyle bir meselemiz yok " derken, sadece Özal'a değil, askeri dönemin önde gidenterıne de seslenmek istiyor. "î\'efis müdafaası mecburiyetinde kabnadıkça, kişiselsorunumuz da yok" cümlesini, konuşmanın hemen başlarında söylerken, kuşku yok özal'a, '''eski dönem ve eski siyasetçilere" saldırılarda bulunmazsa aynı tondayanıt vermeyeceğini anlatmak istıyor. Hatta bir yerde daha önceki irdelemelerinı dikkate alırsaközalile "kifiselsorunu"olamayacağını dokunduruyor, "Bugün ülkeyi idare edenler, dün Türkiye'lnin siyaset sahnesinde bizitnle çatışmaya girecek herhangi bir durumda değildir"diyor. Bırçeşit "koşullu banşı" içeren vurgulamalardan sonra Demirel, olaylan ele alıp onlardan sonuç çıkaran bir siyasetçi olduğunu belirterek, klasik konuşma uslubunu işletiyor. Hukukun üstünlüğünden girtyor, "mutlu Türkiye'yi hep beraber yaratmaktan" söz ediyor. Ona göre, ülkenin başta gelen sorunu, lisiyasidir". Bir başka dokundurmayla siyasal kavga istediğini söyleyenlere sesleniyor, "Her şeyin açtkta, aleni, serbestçe konuşulması, tamşılması ne kavgadır, ne kısır çekişmedir; doğruyu aramaktır" diyor. "Siz böyle söylüyorsunuz, ama Özal ve özellikle çevresi Isparta olaylarmı sizin yarattığınızı dolaylı dolaysız biçimde yayıyor, işte siyasal haklannı vereceğiniz insanlar, 12 Eylül öncesi olaylarına daha şimdiden giriştiler, diyorlar" dedim Demirel'e. Eski başbakan mantığım hızla işletti, "Ben o zatm Isparta1 ya gideceğini bile bümiyordum" dedi. Hemen ekientıler yaptı: "Ben Isparta'da değüdim, kardeşim, akrabalarım orada değttdi. Eğer söylediği gibi lspartadaki her olayi, her sonucu ben hazırlıyorsam, seçimlerde ANAPhn dört mületvekili çıkarmasını da ben sağladım, ANAP'lı belediye başkanını ben seçtirdim. Halkm tepkisinden doğan her olayı Demirel'e bağlamak ve bundan bazı sonuçlar çıkarmak, doğrusu bu yolun sonu yoktur." Ardından, "Peki ama îzmtr'de aynı sesler duyulmuş, orada da ben mi vardım, ben mi organize ettim" diye soruyor Ne çare ANAP'm Mustafa Taşar gibi siyaseti hâlâ ilkel kurallara oturtmak isteyen kimi sözcüleri, Isparta 'yı "Öcü fibninin örnek bölümü" olarak yeniden sahneye getiriyorlar. Deneyimlerden geçmiş, hele 12 Eylül öncesine benzer olayların bir kampanyada oy açısından ne denli önemli yaralar açacağını bilen bir insanın Isparta'da günübirlik bir "zafer" için böyle olayların kışkırtıcısı olması pek akla yakm gelmiyor. Evet oyuna kayışı daha bugunden ilan edenler, taraflar arasmda denge kurmak, bir yandan Demirel'e hak verip öte yandan Özal'ı okşamak için Isparta olaylarında savcıya da hâkime de hak vererek sözde tarafsız tutumlarını kanıtlamaya çalışıyorlar. Diyarbakır'a uçarken sinir kupü Özal dun ne yapıyor, ne söyluyordu, elbet bilemiyorduk. Fakat Demirel, olanca neşesiyle gittiği her ilde görduğu ilginin etkisindeydi. Soruyu hemen aynı sözctiklerle olumlu yönden yamtlayan Demirel, ilk kez "Türkiye 'evet' kokuyor" diyordu. Bugüne dek sonuç uzerinde "tahmin yapmayı" geri çeviren, hayır çıkarsa ulus sağolsun diyen, ama sonuna değin evet oyu için bir ağır işçi gibi çalışacağını söyleyen Demirel, doğrusu ilk kez olumlu bir yargıyı dile getiriyordu. "Sayın Demirel" dedim, "Öza/î müsteşar yaptığvua, emrinizde çalıştığını her yerde söylüyorsunuz, Başbakan da 'Demirel o zamanlar bana altın çocuk' derdi diye yamtlıyor" Kısa bir duraksamadan sonra Demirel, "Ben kimse hakkmda 'altın çocuk' deyimi kullanmadım" demekle yetindi. Doğruydu, çiınkü liderler buyruklannda çalışanları "takdir ederler" ne var ki onları kamuoyunda daha ust sıralara tırmandıracak tammlamalar yapmazlardı. Demirel'in daha 1969'larda Özal'ı hesap kitap bilen bir bürokrat olarak koruduğunu, hatta savunduğunu bilen biz yaştakiler için, "ultın çocuk" deyimi Hürriyet ve tokluk Konuşması sık sık "Demirel başbakan" ve "DYP iktidar' sloganlarıyla kesilen Demirel, hür olmanın, tok olmak kadar önemli olduğunu belirterek, "Henüz millet kendi seçtiği idareyi, kendi hür iradesi ile görevden uzaklaştınp, verine bir yenisini kendi hür iradesi ile seçemedi. MUIetimiz kendi kaderine, kendi geleceğine mutlaka el koymalıdır. Hedef, hürriyet ve serbestiyet içinde adaletin, eşitligin, güvenliğin, refahın herkes için mevcnt olduğu büyük ve güçltt Türkiye'yi yaratraaktır" dedi. Ülkenin "sivilleşmek, demokratikleşmek istikametinde bir adım atmadıguu" one süren Süleyman Demirel, iktidann yasaklann kalkmaması için çalıştığını belirterek şunları söyledi: "Halkoylamasına muhalefet gitmiyor, zaten gidemez. Türkiye'yi halkoylamasına götüren iktidardır. Halkoylaması demokrasi demek değildir. Neyi oyladığınıza bağlıdır. Ne oylanıor? Oylanan insan haklandır. nsan haklan redde veya kabule bağlı olabilir mi? Kanunu Meclisten geçiren iktidar, şimdi yasakların devamını istiyor. tşte bunun için millet şaşkına dönmüştür. Halkını haksızlığa, adaletsizliğe teşvik eden, zorlayan, devlet imkânlannı. devletin radyo ve televizyonunu, idari kadrosunu, mahalli teşkilatım bu maksat için seferber eden ilk ve son iktidar olacaktır bu. Bugun ülkeyi yönetenlerin, kendi çıkardıklan kanunu reddettirmek için niye çırpındığını anlamakta millet guçlük çekiyor. Madem reddeitirecektiniz, balkın önüne getirmeseydiniz." Universite adaylan! Muüu sonun başlangıcı Î TEMEL BİÜMLER MERKEZİ "Güçlü Kadro, Bilimsel Eğitim" Ne kiracı, ne ırgat Halkoylamasında çoğunluğun "evet" demesi halinde anarşinin geri geleceği iddiasının izahı olmadığını söyleyen Demirel, "Milletin senelerce hür iradesi ile seçtiği, senelerce peşinden gittiği siyasi kadrolar, ulke için tehlikeli kişilermiş gibi gösterilmek isteniyor. Bu, vicdan sahibi, ar ve haya sahibi kimselerin yapacağı iş değildir. Bu munaf ıklıkür, bu fitnedir, bu bozgunculuktur. Böylesine alçalabilenler, ülkeyi idare bakkını yitirmişierdir. Bu memleketin ne kiracısıyız, ne ırgatıyız. Bu ülkede kendiülkemizin vatandaşı gibi yaşamak istiyomz" dedi. Kurslanmız, 7 Eylül 1987'de başlıyor. Kayıüanmız devam etmektedir. TEBİM TEMEL BİÜMLER MERKE2I BAKIRKÖY Yakut Sokak Smanoğlu Işhanı No 30 Kat 34 BAKIRKÖY İstanbul Tel 561 32 44 561 26 53 Demirel şov Futbola bile siyaset sokulmasını eleştiren Demirel, iktidarm "evet" diyecek vatandaşlan korkutmaya çalıştığını belirterek, "Onlar evet dersen başına neler gelir haaa, diyorlar. Vatandaş da 'Benim başıma gelen gelmiş. Senden beter ne gelebilir?' diyor. Sırtınızdaki değirmen taşını indirin" şeklinde konuştu. Demirel daha sonra orkestra şefi gi İSTANBUL 3. SULH HUKUK HAKİMLİĞİNDEN S»yr. 1987/134 Ves. Halit kıa, Havva'dan 11.8.1970 tarihinde doğma, Meryem Canan Yılmaz'ın vesayet allına alınarak, kendisine M.K!nun 354. maddesi gereğince tstanbul Barosu avukatlanndan avukat Naci Ozcan 1 ın vasi tayinine 11.8.1987 tarihinde karar verilmiştir. İlan olunur. 11.8.1987 SEKIEÎEI GRAFİKAILİNTAS Yoğun ve harckcıli bir onanula hep aynı heyecaııı dııyarak çalışahilceek. litiz \e dıkkatli. oııpartııak seridaktilo vaztm. niıleıvcede İnçılızıv bilen dencvımh hır sekrcier anvonız. İsıek lileı in CRAI İKAl.İ\ TA S /'.A'. 729$ii/ıİSTA\Bl l.cıdıesmc kısa öz ge<,nu$leıtw içeıeıı hn mck ıııpla haşvıınnalan lica olunur. Demirel'in Diyarbakır konuşması sırasında üç kez Kuranı Kerim'den atıflar yapmasının yanı sıra, konuşmasımn genel gidişatında, adeta "sosyalist" bir lider gibi vatandaşlann alınterinden, emeğinin harcanmamasından ve hukümete karşı insan, hak ve özgürlüklerinin korumasından söz etti. Demirel'in bu tür konuşmalan karşısında alanda oldukça abartmalıydı, ama özal'ın, Deönemli bir kalabahğı oluşturdumirel'in "üstün beğenisaü" kağu söylenen SHP'liler, "Halkçı zandığı da bir o kadar doğruyDemirel", "Demirel sosyalist ardu. tisüik yapıyor" gibi benzetmeler Siyasetçilerin olaylara, kalabayaptılar. lıklara bakış açılan, bizim gözlemlerimizden çıkardığımız sonuçlar apayn bir dünyayı sergiliyor, örneğin Kayseri kalabahğı bize göre halkoylaması yönünden bir anlam taşıyabilirdi. Buna karşın Demirel, daha değişik gözlemler yapıyor, "Kayseri'de maceralar geçirdik. Mehmet Yazar olayını söyluyor ama bakttm çevreme kırgın olanlarm hepsi (Baştarafi 1. Sayfada) oradaydı, Kayseri'nin belli başlı dann yürurluğe koyduğu birfor.sbnalan mitingdeydi, çevredey müldür. Şimdilik bu tür olağadL Bu, çok önemli bir sonuç" di nüstü önlemlerin ne sonuç vereyordu. ceğini söyleyebilmek olanaksızdır, zaman içinde belirlenecek İktidar kokusu sonuçları görmek gerekir. Eğer Tabii söz dönüp dolaşıp evet olumlu sonuçlar alınamazsa oylarına geliyordu. Bu noktada özal hükümetinin çok güç duruDemirel daha başka, ileriye dö ma düşeceğini söylemek için ise nıik kimi olasılıkları söyluyor, vakit erken değildir. "Meydanlar iktidar kokuyor, Ne yazık ki ANAP hükümeiktidar" vurgulamasıyla ikinci ti, iktidar muhalefet diyaloğubüyük hedefini daha şimdiden nu ulusal düzeyde oluşturabileözetliyordu. Kısacası Demirel cek en yakın ve önemli bir kohem evet sonucundan önemli ol nuda bile bildiğini okumakta çüde mutluydu hem de bu kala inat etmektedir. Böylece 12 Eybalıklann ilk seçimde "iktidara lül'ün "kondu" iktidanylasürekgiden yolu " açabileceğinden kuş li olarak dışlanan muhalefet araku duymaz gorünuyordu. sındaki ikılem, siyaset in her alaözel söyleşilerdeki bu çizgile nına yansımakta, çelişki derinleşrin yanı sıra Demirel, Diyarba mekte, gerilim ister istemez artkır mıtingmde "Evet çıkarsa maktadır. anarşi geri gelecekmis, kim geri Daha önce de Türkiye, buna getirecek, nasıl gelecek?" diye benzer gerilimleri yaşamış ve sisoruyor, ardından "ülkede anar yasal çatışmaların keskinleşmeşinin durmadığuu" geçen üçyıl sinin bedelleri de çok ağır ödenda bin kişinin hayatını yitirdiği mişti. 12 Eylül'den önce, terör ni söylüyordu. karşısında iktidar muhalefet işDemirel, burada Güneydoğu birliğine girilememesi, askeri nun geri kalmışlığını anlatıyor, müdahaleye giden yolu açmıştı. hapisanelere taşan insan ıstırapBugünkü durum, kuşkusuz 12 larına dolaylı dokundurmalarla Eylül'den öncekine benzemiyor, değiniyor ve... özal'ı bunahmlara ama 6 Eylül referandumuna doğsürükleyen rakamsal, siyasal ir ru yol alırken, Başbakan özal'delemelerle kalabahğı Başbaka ın açtığı "hayır" kampanyasmm nın karşısına çıkanyordu. sağduyu ve akılla bağdaştığını Demirel'de sezilen "koşuttu söyleyebilmek olanakstzdır. Belli banş'" isteğinin gerçekleşmesi, bir demokratik platformda uzkazdığı kuyudan çıkabilmesi için laşma fırsatının gün geçtikçe özal'ın başbakanlara yaraşır uzaktaştığı izlenmektedir. önemli bir adım atması gerekiBaşbakan özal, "6 Eylül Reyor. ferandumu"nu gün geçtikçe, "12 Genellikle liderler miting alan Eylül Referandumu" niteliğine larında konuşmaya başlaymca, dönüştürmek ve tarttşmanın içihele ses düzeni bozuksa, ses ka ne Çankaya'yı da çekmek için labalığın arkalarına, yanlarına çaba harcamaktadır. Sayın özal, yansımıyorsa kalabalıklarda ço "hayır" kampanyasım bu yörünzulme başlar. geye oturtmuştur. Oysa 6 Eylül Diyarbakır'da dün akşam uze Referandumu'nun en azından ri Demirel, konuşmaya başladı Cumhurbaşkanlığı ve hükümet ğında, yan sokaklara öteki ana dışında gerçekleşmesi, demokracaddelere doğru, dağılma başla tik ve uzlaşmacı bir nitelik taşımadı. Tersine grup grup gelenler ması için gereklidir. vardı. Ses duzeni bozuktu, ama 6 Eylul'de Türkiye'nin siyasal kalabalıklar gene meydandan yaşamı bitmiyor, 6 Eylülden ayrılmıyordu. sonrası da vardır; ama Başbakan Havaalanından kente doğru için referandum günü, sanki kıcoşku, miting alamnda Demirel yamet günüdür. Sayın özal, tein Başbakanken görmediği kala levizyonu ardına almış, ilden ile balık vardı. Havaalanında Demi koşuyor. Meydanlardan meyrel ile buluşan Hüsamettin Cin danlara nutuk atıyor; siyasal gedoruk 'un yaptığı konuşma, bir leceğini "hayır"a bağlamtş görühalk hatıbıne, bir hukuk adamı nüyor. na, sıyasete soyunan yeni bir inBu tür bir yaklaşımda, gelecesana yaraşır güzellikte idi. ğin demokratik uzlaşması için Hele, Ekonomide, fakirleşti umut görmek olanağı var mi? riyor bu iktidar, hukukta adalet Sayın özal, kendisini "hayır" sizce cezalandırıyor" diye hay kampanyasına öylesine kaptırkırması, Diyarbakırhnın aklın mıştır ki, Guneydoğu'da çoluk dan çıkartmadığı kimi ceza uy çocuk, aileler katledilirken, gulamalarına değinmesi çok at "Turkiye'de huzur var, barış kış topluyordu. var" diyebilmektedir. özal'a burada Demirel'in fark Bölge valilığine bağlı illerimiattığını miting alamnda söyleşti zi Türkiye Cumhuriyeti'nin dığimiz gençler söylüyordu. şında varsayarsak, ülkemizde Hayret doğrusu, Cindoruk'un, barış ve huzurdan söz açılabilir, Demirel'in sesı yeterince yayılıp ama asıl bölgecilik ve ayrılıkçıişitılmediği halde kalabalık mth lık bu tür yaklaşımların içeriğinlunnuş gibi yerinden kıpırdamı de yatmıyor mu? Hiç kimse Güyordu. neydoğu'daki yurttaşlanmızın Diyarbukır dün candandı, hayatlanmn Batı'daki yurttaşlarumuı veriyordu, sevecendi. dan daha az değerli olduğunu Mavi için daha ne ola kı... ileri süremer. *••*•. OLAYLAR1N ARDINDAKI GERÇEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle