18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CLMHURtYET/8 YA/RU TURİZM YA/RU VATAN YA/RU SEÇİM 26 AĞUSTOS 1987 İSTETÜRKİYE DUN)(ÜOÛ tflLNIZ TUBOEG BÖA£ BlR K Ç U y " Ü^AKtAe VE DUVNUŞTUfc RA İNAKiMMHIŞrlH İLF BEKLBMEYE &AŞlM>\K....UEf2HA \A3Ci VE COIA V.S VS TÜSIUÜ 12 TE Bi'B. İE X SUTUMLTZU > * UZUH BI'C ÛLVUUMJZJ POLTIİKA VE OTESİ MEHMED KEMAL KIBPI'S TURK CUArf DB/LET OtMAyi . Kq//MU«,!ŞE DE FORMALİTE İLE. )ERIMIZ A»'2ILDİ. BİLETI'^ /4İZAUNDI fORMALİTE Balkanlı Bir Masalcı... Edebiyata yeniden yeniye ısındığımız yıllarda, Maksim Gorki'nin, Jack London'ın, Panait İstirati'nın kitaplarını coşkuyla okurduk. Bu yazarların anlattığı her serüven bize yazarın başından geçmiş gıbı gelirdi. Gerçekçiliği de böyle olmuş öyküler sanırdık. Dilimize Gorki'nin birkaç kitabı çevrilmişti. Jack London'ın da öyle. Ama Panait İstırati'nin kitapları Varlık yaymlarından neredeyse tümiiyle çıkmıştı. Gerçi daha önce bir, iki kitabı başka yayınevlerince de yayımlanmıştı. Ama tamamı Yaşar Nabi'nin çevirisiyle Varlık yayınlarının malıydı. Bu üç yazarda, (Gorki, Jack London, İstrati'de), bizi çeken neydı? Bitmek, tükenmek bilmeyen gençlik serüyenleri mi? Bunların içinde en çok okuyup sevdiğimiz Panait İstirati oldu; çünkü elimizin altında bütün kitapları vardı: Kira Kiralina, Uşak, SokakKızı, Hayat tbltarında, Perlmutter Ailesi, Kodin, Ange/Dayı, Sünger Avcısı, Akdenız, İşbulma İdarehanesi, Baragarinın Dikenieri, Aldatan Işık... Şimdilik anımsamadığım, belkı daha da vardır. Gorki, yaygın Rus steplerinin ve görkemli Slav dilinın çocuğuydu, Jack London, gelişen ve günü geldiğinde dünyayı kaplayacak olan Amerikan kapitalizminin... Peki, bu istratı, Balkanlann yoksul çocuğu kim oluyordu? Onu Romain Rolland 1 dan öğrenelim: Günün birinde, 1921 yılının kasım ayı başlarında Nice hastanesinden bir mektup alıyor. Mektup, canına kıymış bir umutsuzun üstünde bulunuyor. Ha öldü ha ölecek. llgıleniyor. Yaşaması için çok az umut var. Aldığı yarayı iyileştiriyorlar. Sonunda kurtuluyor "Mektubu okudum. Deha pırıttılarından şaşkınlığa uğradım. Ovada yakıcı bir rüzgâr gibiydı. Balkan ülkelerinden yeni bir Gorki doğuyordu. Tanımak istedim. Mektuplaşmaya başladık. Dost o/duk." Panait İstrati, 1884 yılında Ibrail'de doğmuştu. Hiç tanımadığı ve tanımıyacağı babası bir Rum kaçakçısı, annesi bir Rumen Çıngenesi... Bir Rum'la, bir Rumen'in çocuğu da Panait İstrati.. Hayatın ortasına doğuyor Daha on iki yaşında avarelığe kapıliyor, dünyayı görmeye çıkıyor. Dünyayı görmeye çıkmak, dünyayı her şeyiyle görmek, tatmak, sevmek demektir. Güneşte yanıyor, yağmurda ıslanıyor, evsiz, aç, yoKsulluktan kıvranarak, dünyayı görüyor Meyhane garsonluğu. börekçilık, çilingirlik, kazancı, makınıst, işçi, kazmacı. hamallık, uşaklık ediyor, ilan dolaştırıcı, tabelacı, sıvacı, gazeteci, fotoğrafçı, yapmadığı iş kalmıyor. Bütün Ortadoğu'yu, Akdenız'i dolaşıyor. Kımi yerde devrimci oluyor. Sınırdan sınıra atılıyor. On parasız, bir gemiye gizlice binıyor. Yakalandığı zaman bir limana atılıyor Gezdiği yerler Mısır, Surıye, Yafa, Beyrut, Şam, Lübnan, Yunanıstan, İtalya, Osmanlı ülkesi, Balkanlar... Doğu bir masal dünyasıdır. Doğu'nun pırıl pırıl masalları içinden, öyküler, romanlar çıkar. Panait İstrati de Doğu masalları içinden öyküler, romanlar çıkarıyor. Kahramanın adı Adrien Zografi'dir. Adrien kimi zaman kendı olur, kimı zaman kimliğinin içinden dışarı çıkar. Bu masal ülkelerinın çocuğu doğuştan biröykücüdür Yaşanan her şeye öykü diye bakar. Bırdenbire parlayışı da bundandır Kendi öyküsünü yazarken serüvenlerle dolu yaşamını bilh yor gibiydi. Başlayacak, sonuna değin gidecek ve bitirecekti. Daha ilkokuldan ayrılışını şöyle anlatır: "On iki, on üç yaşlar'ındaydım. İbrail üçüncü ilkokulunun yönetim odasında müdür, zorunlu ılkoğretim diplomamı anneme uzatmken sordu: "Çocuğu ne yapmak nıyetındesıniz?" Uzun bir iç çekişle anam yanıt verdi: "7e... Müdür Bey... Ne yapayım istersin? Bir zenaat öğrenecek, ya da bir işe girecek..." Sırtı duvara dayalı babacan müdür, kırçıl sivri sakalını sıvazladı, bir anneye, bir çocuğa baktı: "Yazık.." dedi. "Liseye gönderemez misiniz?" "Yok Müdür Bey ben yoksulum, hem de dul bir kadınım. Gündelikle çamaşır yıkanm." "Çok yazık!.." Üstünden bunca yıl geçtikten sonra şimdi dönüp bakıyoruz, bir yazık olan var ya kime yazık? Kime yazık oldugu yazarın yaygın ününden bellidir. Bir Romanya gezımde yazarlara ondan söz etmiştim. hiç arka çıkan olmadı. Bugünküler de mi ona yazık diyorlardı? SÛTUNÜZÜ SOCUMUN ÇÖZÜMU &ASİTT1 PnMA Ç i k U C . VESEOBPĞ MUTVyOK SOMJTÇakC SOBUMLUSUUA ^ J2UMLUSU BİR POSET S Ü Î Û B t t f ^ /V4EMİJEUMA ZJMMETtff r i M . T a B I I kÇAPtAMIN 6BJfiV)EGE£T!\ B E N DE. SÜTÜ SOCMA İMTİMAÜ DE ArfÜOÜfiLÜĞE . >aQA BİR BBAKJP ÖNCEDEN 0DV.LAD1NIN TÜM MUfefc.frtiEUfflKMN İBANCI WL BİLE>f<5fNİ fcü Hiç TXJBXÇE ANUCTZUC KİS2PEN Mi AHLADIK ?, ÇUN İ Ü GÎBl SICAICTI DE ÇüNklü U llVE BİNDIIOEM SONCA FOCMAUTE BİW«$ DEĞİLDi SA3AUA rAnc® BAS4PDPTLÛB. ü ç ' PE.RA İSTEKİD!, SERl VEUILDJ. SEBEBlNl DLJSÜNÜMCt SuUh4AUÛ PüRDOKI, RA SÜEECLf DUHMANlN S i A ^ U d f l SEllM AL1N DEM<ESl tOUy. CU VAPUEU DEGİL, VAPUBLI TÜM İÛ GfMi'NIN ICiNDE Ş GÖBE BEN BlR TBEHtM. 4OAMİİSİ BÛK1 İM KlBRlS NOWWIÛLDE SAAT/VIŞ OZEL SEKTDE Bf2 t2 SAAT" 4 İL£ 6 SAATTE uR SONBA C RABAN AMAGEMİPEM CHiAMAPIk StHECEK HABERLERİN DEVAMI Tahran, Riyad'a ilan edilmemiş savaş açü (Baştarafı l. Sayfada) ni'nin Suudi rejimine yönelik konuşması, Iran ile Suudi Arabistan aras.nda önümüzdeki dönem ortaya çıkacak kıyasıya mücadeleye birden bire öncelik kazandırdı. Imam Humeyni'rün Cumhurbaşkanı Hameney'i Başbakan Masari ve hükümetini kabul ettiği sırada yaptığı konuşma, Suudi rejimine "ilan ediimemiş bir savaş" niteliğinde sayılıyor. Bu konuşmadan sonra, Tahran'da Suudi Arabistan kelimesi artık kullanılmıyor. Ülke adı olarak tüm Iran yetkilileri, Hicaz sözcüğünü tercih ediyorlar. Suudi rejimi için de "Hicaz'ı gaspedenkr" sıfatı kullanıhyor. Humeyni'nin pek rastlanmadık sertlikteki konuşmasında, şu sözlerin özellikle altı çiziliyor: "Eğer Kudüs mesetesini bir yana bıraksak ya da Saddam'ı ve bize zarar verenleri unutsak bile Hicaz meselesini asla unutamayız... K&be'nin kutsaliığuu ortadan kaldırmak göz ardı edemeyecegimiz bir şeydir.. Diinya Miisiiimanlan sessiz kalmayacaklar ve Fafcd ile digerieri yalanda başlanna ne geleceğini anlayacaklantar.. Hicaddar dahil olmak iizere Müslümanlar görevlerinin bilincindedir. Bu kişiler (Suudi yöneiicileri) Hamaney'in (Mekke ve Medine) bizmetk&n sıfatını oerden almışlardır. Bu göreyi onlara kim vermiştir? Hangi akla Hicaz'ın adını Suudi Arabistan'a degiştirmişlerdir?" Bu sözler tran'ın bundan böyle S. Arabistan rejiminin meşruiyetini reddettiği anlarrunda kabul ediliyor. Aynca Tahran'daki Arap diplomatik çevrelerinin bize bildirdiklerine göre, yakın vadede şu sonuçları ortaya çıkarabilecek: 1. S. Arabistan'm Doğü vilayetinde ki burada yaşayan nüfus Şii'dir ve burası S. Arabistan'ın petrol bölgesidir kanşıklıklara ve şiddet eylemlerine sahne olabilecegi, yani S. Arabistan'm iç istikrarının teblike altına sokulacağı, 2. Dünyanın her yanındaki Suudi kurumlannın örneğin büyükelçiliklerin, bankaların vs. artık güveniiklerini yitirdiği, 3. Suudi kraliyet ailesinin ber ferdinin dünyanın her yanında hedef haline geldiği. S. Arabistan'la diplomatik ilişkilerin en alt duzeyde bulundurulacağını da sozlerine ekledi. Musavi, önceki gün Körfez'de İran ve ABD gemileri arasında meydana gelen sürtüşmeye değinerek böyle bir durumda Iran gemilerine ne talimat verildiğinin askeri sır olduğunu ifade etti ve "Ancak şunu soyleyebilirim ki" diye ekleyerek, "Iran tslaoı Cumhuriyeli, hiçbir cephede geri adım atmak niyetinde değildir. Lmarım Körfez'de İran'ı böyle davranma>a itecek bir durum doğmaz" biçiminde konuştu. Kızacaksan halka sornıa ve ABD korumasındaki Kuveyt (Baştarafı 1. Sayfada) konvoyu arasında çatışma eşiğiErdal Inönü, Samsun'da düne gelen durumdan kendisini zenlediği basın toplantısında, beUi ediyor. Iranh yetkililer, bu özal'ın, evet oyunun rengi olanna rağmen ABD'nin Körfez'de mavinin Yunan bayrağının renbir çatışmayı göze alamayacağı gi olduğunu söylemesini de sert kanısını muhafaza ediyorlar. bir dille eleştirerek, "Bütün inİran da böyle bir çatışmayı baş sanlann paylaştıgı maviyi gölatmaya istekli değil. Bununla gün, denizin rengini, bir ulusun birlikte bu ihtimal göz ardı edil bayragında olan renk diye nitemiyor. Tahran'da toplanan sa lendinnek, saçmalıktan başka vaş seminerinde, Cumhurbaşka bir şey değildir. Renklerin kennı Hamaney, bir konuşma yapa dine karşı olduğunu sanmak, ruh doktorianmn igilenmesi gerak ABD'nin körfezi ve Umman reken bir konudur" diye konuşdenizini bir savaş alanı haline çevirmek istediğini büdirdi. Harne tu. İnönü şöyle dedi: ney, İran'ın çaıışmayı başlatma"Bu, Başbakanın içine düştüyacağmı, ancak bir çatışma halinde bunu göğüsleyeceklerini gü şaşkınhğın bir örnegidir. O kadar şaşkın, o kadar perişan bir ima eden şu sözleri kullandı: "Körfez konusunda olabildi durumda ki, başbakana yakışğimiz ölçüde sabırlı davranaca mayan seyler söylüyor. Siiratle ğız. Ancak bir gün müdahale kendini toparlamalıdır. Bunun ederlerse ve br çatışma yaratma temelinde halkoylaması yanlışı yatıyor. Bu yoldan dönmezse ya çaba gösterirlerse, o zaman sahneye gireceğiz ve o gün şehit daha da vahim bir hata yapmalige aşık kuvvetlerimizin öniin sını oekliyorum." tnönü, Başbakan özal'ın siyade hiçbir güç duramayacaktır." Elbette İran Suudi arasında si yasaklann kalkmasını halkoyki gerilim Körfez sorununa ve laması ile hem halka sorduğunu İran Irak savaşına şu anda kestirilemeyen yeni unsurlar sokacak nitelikte. Şu günlerde, bü(Baştarafı 1. Sayfada) yük çapta bir savaş ihtimali ile BM koridorlarında yürütülen gören Özal, mavi Yunan bayradiplomatik çıkış yollan arasmğıdır demiş. Uoğu'daki eşkıvanın daki mücadele atbaşı gidiyor.. rengidir demiş. Bu sozler hükiimet başkanına yakışır mı?" diye konuştu. Demirel geceyi geçirdiği Pamukkale'de gazetecilerin Isparta olaylanna ilişkin sorulannı yamtlarken, Ispartalılaruı ağırbaşh insanlar olduğunu ifade etti ve şunlan söyledi: CİDDE (AA) Suudi Ara"Sayın hiikümet başkanının bistan, kutsal yerlere ya da petriyaretinde kırıp dökme yok itip rol üretim alanlanna karşı Iran kakma yok. Soz şeklinde bir agır tarafından yöneltilecek bir saldıtahrik var. Meydan maviler ile rı girişiminin Suudi Arabistan donatılmış, bir grup yurttaşın kuvvetleri tarafından bastınlacaelinde "evet" dövizleri varmış. ğını bildirdi. Suudi Arabistan lcişleri Baka Sayın Özal bu kişiler için bir avuç çapulcu demiş. Ve benzer nı Prens Nayef, Cidde'de düzentahrik edici sözler söylemiş. Hallediği basm toplantısında, Iran'ka hakaret etmiş. İnsan vatandadan gelebilecek her türlü saldışa çapulcu der mi? Bunlar esef rıya karşı koyacak savunma kavericidir. Bunu soyleyen kişi ne pasitesine sahip olduklannı söydediğini bilmiyor demektir. Mavi îedi. Dünyanın en zengin petrol renk Yunan bayrağı imiş. Doguyataklarının bulunduğu doğu daki anarşistin rengiymiş. Mavi eyaletine saldırmaya çalışacak rengi herhalde Ispartalılar seçİran savaş uçaklanru düşürmekraedi. O zaman beyaz secseydite tereddüt etmeyeceklerini beürniz kardeşim." ten Prens Nayef, daha önce Suudi Arabistan hava sahasına giIhtilaller geriletiyor ren bir İran savaş uçağının düSüleyman Demirel, "Özal, şürüldüğünü de anımsattı. 1980 öncesinde ekonomiyi kurtarmak için beni cagırdüar diyor. ÇOCUK BAKICISI Bu konuda ne düşünüyorsunuz?*" sorusunu, "Ekonomiyi IdARANIYOR şiler düzeltmez. Hem 1980 e kaAkatlar Tel: 1680071 dar degeriiymiş de nerede kal(19.00'dan itibaren) mış? Kişi kendisini bulunmaz cevher sanıyor. Şeyh, ben keraİngillere'de AuPairlik met sahibiyim demez. Etrafı der. organizasyonu bizim ı^ımizdiı. Ama Özal, kendisini siyaset şeyhi [)erin Limited Şirketi/İstanbul ilan etti" diye yarutladı. 158 53 42 hem de Isparta'da oldugu gibi halkın bu konudaki düşüncesini söylemesine kızdığmı anlattı: İnönü, Isparta'da meydana gelen olayın halka sonılmaması gereken bir sorunun sorulmasından kaynaklandığını vurgulayarak, sözlerini şöyle surdürdü: "Bizim daha önceki gedlerimizde konuşmalanmu ve toplantılanmız guvenlik güçlerince adeta engellenmişti. Isparta'da ise Özal, toplantımn devamı için polisten halka baskı yapsın diye yardım istetniştir. Zarann neresinden dönülse kârdır. Özal, ne zaman demokrasi için evet demek gerektiğini ve bunu islediğini söylerse sorun çözülür. Ama Ozal girdiği çıkmaz yoldan dönmek istemiyor." Diplomatik kampanya Suudi Arabistan ile gerginleşen ilişkilerin dışında İran çeşitli cephelerde de canlı bir faaliyet halinde. Gözler, özellikle New York'a dönük. İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Muhammed Cevat Larijani BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar ile görüşmek ve İran'ın Guvenlik Konseyi'nin savaşa son verilmesini öngören 598 sayıtı karanna ilişkin tutumunu izah etmek amacıyla New York'ta bulunuyor. Bu arada İran Cumhurbaşkanı Seyid Ali Hamaney'in de eylül ayında BM Genel Kurulu'na katılmak üzere New York'a gideceği açıklandı. Bir yandan da tran Dışişleri Bakanı Ali Ekbçr Velayeti, BM Genel Sekreteri'ne bir mesaj göndererek, Irak'ın Iran'a karşı savaşı tırmandırmakta olduğunu belirtti ve BM bir tavır almazsa, Iran'ın misillemede bulunacağı konusunda uyanda bulundu^ DYP sopa dağıtü (Baştarafı 1. Sayfada) aynlmışlı. O zaman o dönemdeki kişiler kendi menfaatlerini sağlamak için gençlerin eline sopa, silah vermişlerdir. Bunu demokrasi adına yapmışlardır. Referandum hadiselerine de böyie geldik. Bir grup gencin eline sopa vermişler. Onlara acıyorum. Toplanlımızı engellemek istediler. 1980 oncesi nıetotları hatırlatan bu olay herkesin kulagına küpe olsun. Elinizi sıkı tutun referandumda karar da, sorumluluk da sizdedir. Benden size söylemesi." Başbakan Özal'ı Sıvas alanından alan "Petek" otobüsünde bulunan Özal'ın siyasi danışmanı Mustafa Taşar, Isparta olaylarının bir değerlendirmesini yaptı. Taşar olayın DYP'liler tarafından yemek yedirilmiş ve içki içirilmiş 35 anarşist tarafından yapıldığını ileri sürdü. Olaylarda Süleyman DemirePin kardeşi Şevket Demirel ve Selahattin Torunoğlu'nun fabrikasında çalışan işçilerin de rol oynadığını iddia etti. Taşar, "Olayın işten atılma korkusu içinde olanlarla içki alan bazı kişiler tarafından çıkanldığı saptanmıştır. Böyle olaylar, 12 Eylul'den bu y^na >aki değildir. Bu ola>. 12 Eylül oncesi lerör ve anarşi günlerini hatırlatmakladır" dedi. Semra Özal da önceki gün olaylara ilişkin bir soruyu yanıılaren. "Bizim arkadaşlar itidal tavsiye etmişler ve vatandaş itidalli davrannııştır. Bu iki gündür hazırlanmış bir komplo idi. Biz dostluktan, kardeşlikten yanayız. Hadise bizim soğukkanlılığımız nedeni ile büyümemiştir" biçiminde konuştu. öte yandan ANAP Genel Başkan Yardımcısı Fahrettin Kurt, Isparta'da meydana gelen olayların sorumlusunun Süleyman Demirel olduğunu öne sürdü. Düzenlediği basın toplantısında temsili taş ve sopalar gösteren Kurt, "Suçsuz, saf gençlerin eline sopayı. taşı, silahı ver. Ondan sonra kalk (demokrasi, demokrasi) diye sokaklarda gez. Bu mu demokrasi anlayışınız?" diye sordu. Kan davası Ozalhalkı Bu gelişmenin anlamı tüm tslam diinyasına yayılacak çapta bir Iran Suudi kan davası olacak. Bilindiği gibi her iki ülke tslamı farklı biçimlerde yorumluyor ve farklı uluslararası politikalar izliyorlar. İki ülke arasında büyük çabalarla .ağlanan normal ilişkiler, Mekke olayı ve buna Imam Humeyni'nin 3 gün (Baştarafı 1. Sayfada) önce kesin tavır alışı sonucu aröncelikler taşımaktadır. Bu da tık tümüyle suya düştü. İmam'ın sözleri fetva niteliğinde sayılvanın çözümüyle dış dünyada Türkiye'nin üzerine düşen gölge dığı için bu konuda gerilimin gilerden biri de silinecektir. Gerçi derilmesi için çaba gösteren ülbu tür girişimler öışarıda propa kelerin, bu arada Türkiye'nin giganda olsun diye yapılmazlar, in rişimleri de kesinlikle sonuçsuz san haklannın ve adaletin gere kalacağı ve Tahran'da hoş karğidirler. Ancak Amerika'da Ka şılanmayacağa benziyor. nuni Sultan Süleyman Sergisi Humeyni, aynca Mekke olaaçarak kendisini beğendirmeye yını Iran halkının Rıza Han ve ve tanıtmaya çalışan bir iktidar oğlu Şah Rıza Petalevi'ye karşı döneminde, cezaevlerindeki ko döktükleri kandan daha vahim şullann çağdaşlaştırtlması, dış bir olay olarak niteleyerek Mekdünyaya yaklaşım bakımmdan ke'deki katliamın gelecekte ne da "kârlı" olacaktır. gibi sonuçlar doğuracağma ilişCezaevlerini "yap, işlet, kin bir de ipucu vermiş oldu. Budevret" formülüyle yabancı şir günden başlayarak İran için çok ketlere bırakamayız. ama devle anlamlı olan Muharrem ayına tin bu alanda elinin kolunun girüiyor. Dolayısıyla tansiyonun bağlı olduğunu da kimse söyle daha da artacağı... yemez. küçük bir çabayla çok şeVe önümüzdeki bir ay zarfınyin değiştirilebileceği açıktır. da, IranSuudi ilişkilerinde cidGtinül ister ki, Özal hüküme di bir tırmanışın meydana gelti bu konuda ilk adımı atsın; mesi ihtimal dışı görülmüyor. uluslararası hukuk kunımlarınm Bu arada Iran Başbakan ı Mudosyasına geçmiş Türkiye'nin ce savi, dun Tahran'da bulunan çok zaevlerindeki ınsanhk dışı koşul sayıdaki yabancı basın mensubu • ların değiştirilmesinde girişimlerikarşısında soruları yanıtlarken, başlatsın. ANAP iktidarı enflas "Elbette ki trajik olaylar Suudi yon oranını yüzde 40'tan aşağı Arabistan'la sorunlar yaratmışya düşüremedi. Bu ortamda ka (ır ve bu ülke>le ilişkilerimiz espah cezaevindeki bir hükümlü kisi gibi olamayacak ve bazı soye güplük 375 lira iaşe bedelinin nuçlar doğuracşklır" dedi. Muyetmeyeceğini anlamak için uz savi, "devrimci İslam" ile Suudiman olmaya gerek var mı? Pa lerin temsil ettiği Amerikan çırasal politikayı benimseyen bir karlarına bağlı İslam arasında iktidar, bu basit hesabı bilmez mücadelenin İslam dunyasında mi? yansımaları olacağını öne sürdii. Cezaevlerine (dışanda satıl Musavi, bir gazetecinin Suudilere ması yasak olmayan) kitabın, karşı ne yapacağı konusundaki derginin, gazetenin girmesi de bir bir sorusu üzerine, "İran'ın elinemre bağlıdır, enflasyon oranını de çeşilli araçlar, çeşitli imkândüşürmekten çok kolaydır. lar vardır. Alacağımız tedbirlerin Bütün bunlar neden yapılamı ne oldugu, kararlanmızın neler yor? Hükümlülerin de insan ol olacağı, bunları u>guladıkça zaman içinde bölgede gorülecek" duklanm anımsamak ANAP karşılığını verdi. Iran Başbakanı, hükümeti için pek mi zor?.. OLAYLAIUN ARDENDAKI GERÇEK S.Arabistanldan Iran'a uyam Kerkiik'e saldın mı? Bu yollarla tran bir yandan BM Guvenlik Konseyi'nin 598 sayılı kararı vesilesiyle üzerinde oluşan uluslararası diplomatik baskıya karşı zaman kazanmaya çaüşırken, İran Irak savaşında bir tırmanmaya gidildiği işaretini veriyor. Tahran'daki diplomatik çevreler, İran'ın diplomatik alanda zaman kazanarak Irak'a karşı büyük çaplı bir saldınyı, ya güney cephesinden ya da kuzeyde Kerkük yakmlarından başlatmaya hazırlandığını ileri sürüyorlar. Nitekim ülkenin çesith' yerlerinden gönüllü birliklerinin cepheye hareket ettiği haberleri basında yer alıyor. İran, diplomatik alanda zaman kazanmaya çalışırken, ABD de yeni diplomatik hamleler peşinde. Amerikan diplomasisi, İran'ın 598 sayılı kararı açıkça kabul etmemesi dunımunda bu ülkeye uluslararası yaptınmlar uygulanmasuu öngören bir başka Guvenlik Konseyi karan oluşturmaya çahşıyor. Ancak, Tahran bu tür bir kararm çıkmasım Sovyetler Birliği, Çin, Japonya ve F. Almanya'nın karşı koyacağı kanısında. Zaten 598 sayıh karara yaptınmlar maddesinin eklenmemesinin bu Ulkelerin direnmesi sayesinde olduğu, Başbakanhk ve Dışişleri Bakanlığı kulislerinde bize hatırlatıldı. Universite adaylan! TEMEL BİÜMLER MERKEZİ "Güçlü Kadro,Bilimsel Eğitim" Mutiu sonun başlangıcı Pasaportumu kaybettim. Hükümsüzdür. SÜLEYMAN BULUT 28.4.1987 tarihli Türkiye İş Bankası Merter Şubesi'nden aldığımız 2 milyon TL.'lık Kati Teminat mektubu ve Aynıyat makbuzu kaybolmuştur. Hükümsüzdür. Antaş Beynelmilel Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ SEKRETER "10 parmak daktilo yazabilen lise mezunu" ATAKAB LTD. STI. Balfnumcu Barbaros Bulvarı 42/1 Beşıktaş Tel 173 33 58 Kurslanmız, 7 Eylül 1987'de başlıyor. Kayıüanmız devam etmektedir. Hamaney'in konuşması Bu arada Körfez'de IranABD sürtüşmesinin ne derece tehlikeli boyutlarda seyrettiği önceki gün bir İran hücumbotu TEBIM TEMEL BİÜMLER MERKEZİ BAKIRKÖY Yakut Sokak S'nanoğlu Ishanı No.30 Kat 34 BAKIRKÖY Istanbul Tel 561 32 44 561 26 53
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle