18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLER 26AĞUSTOS 1987 SVAS'tan YALçm liltın Çocuk'tan Patrona \KLÇW DOĞAN SIVAS "Açık ihmali bulutduğu" gerekçesiyle Isparta Enniyet Müdürü Reşat Vural, ötceki gün çıkan olaylardan en çck iki saat sonra Başbakan tfcal tarafından görevinden alınyor. Isparta'dan hareket ettikten scnra Burdur'dan Antalya'ya geçerken, Başbakan özal, otobisüne Burdur Valisi îsmail Gümndi'yi çağırıyor. Osıradalçişleri Bakanı Akbulut ile bağlantı kuramadığı için Burdur Valisi'm talimatını aktarıyor. Burdur Valisi, Başbakandan aldığı emriyerine getirerek durumu Ankara'ya iletiyor ve Isparta Emniyet Müdürü "olaylarda pasif davrandığt, herhangi bir önlem abnadığı, olaylar çıktığı sırada emniytt güçlerini hâlâ harekete gtçirmediği" gerekçesiyle açığa alımyor. Ankara'dan dün uçakla Sıvas'a gelirken ve daha sonra Sıvas'ta havaalanından kente geçerken, ANAP'hlar hâlâ Isparta olayını yaşıyor. Olayı bir Devlet Bakanı Ahmet Karaevli anlatıyor, derken sözü Mustafa Tasar sürdurüyor, derken Güneş Taner izlenimlerini yeniden ve yeniden anlatıyor. Başta Başbakan olmak üzere tüm ANAP'lılann görüşü: "Isparta olaylan, DYP'nin planlı komplosundan başka bir şey değil. llginçtir, dün Denizli'de basın toplantısı düzenleyen Süleyman Demirel de olaylan irdelerken yaklaşık aynı deyimi kullanıyor ve "Bu bir tertiptir" demekten kendini alamıyor. Her iki tarafın olaylardaki gözlemi aynı, ama suçlu DYP'ye göre ANAP, ANAP'a göre DYP. Dün sabah Başbakan özal, çevresine sonıyor, "Bugün Süleyman Bey nerede konuşuyor?'' ANAP'hlar hemen Oğreniyor. Demirel'in Denizli'de konuşacağı öğrenilince, "Denizli ANAP il başkanına talimat verüerek DemirelV bir buket çiçek sunulması" isteniyor. Çiçek yollanmasına rağmen, ANAP'hlar hem DYP'lileri hem de Isparta Emniyet Müdürlüğünü suçlamaktan kendilerini alamıyoriar. ömeğin özal'dan iki saat Once Isparta'da çevreyi dolaşan Mustafa Taşar'a göre saidırganlar, birileri tarafından yedirilip içirilmiş, kendilerine içki verilmiş. Devlet Bakanı Ahmet Karaevli'ye göre "emniyet müdürüne, Isparta 'ya indiklerinde karştlaftıklan garip hava aktanldığında, çevik kuvvet çağrıhp çağnbnadığı sorulduğunda, emniyet müdürü 'Biz her türlü tedbiri aldık, gerek yok' karşüığını vermiş." Olaylar başladıktan sonra dahi emniyet müdürünün polisi harekete geçirmediğini öne süren ANAP'lıların yorumu "Galiba emniyet müdürü, DYP'den milletvekih adayı olmak istiyor" türünden suçlamalara kadar uzanıyor. Olay şu sıralarda Isparta 'da özal'ın verdiği emir doğrultusunda, didik didik ediliyor. ANAP'hlar şunu söylemeyi de ihmal etmiyor: "Başbakana kadar uzanabUen bu küfürler, bu saldvrüar, bu yuhalafnalar burada önlenemezse baska yerlerde diğer parti liderlerine neler yaptlmaz? Onun için kimsenin gözünun yasına bakmadan olaytn üstüne gidiyoruz." Olaylardan sonra özal, son derece yorgun, üzgün bir biçimde A ntalya 'ya geçiyor. A ntalya 'dan da sabaha karşı 2'de Ankara'yadönüyor. Uçakta olay üzerinde zantan zaman görüş bildiriliyor. Ama bir de görülüyor ki özal yorgunluktan uçakta uyuya kalmış. Son zamanlarda çevresi özal'ı bu kadar yorgun görmediğini söylüyor. Özal, bir ara gözlerini açıyor, "Gençlerimizi üzerimize sahyorlar. Bunun başlamast çok kö'tü. lste hep bundan ürküyordum" diyor ve yeniden uykuya dalıyor. Dün sabah Ankara'dan Sıvas'a bir başka özel hava şirketiyle uçuyoruz. "Talya"Havayolu, Türk semalanna armağan edilen "Türk lngiliz ortakhğının " en son ürünü. llginç bir havayolu. llginç bir hizmet sunuyorlar. Sıvas Demir Çelik Kurumunda kıyısmdan köşesinden bağlantısı bulunan işadamlan ile bazı bankalarm yöneticilerinin de bulunduğu uçakta, hosteslerin bluzu "turuncu". Uçağın raflanna arahklarla dizilen fiyonklar "turuncu". tnanmak güç, ama hosteslerin konuklara biner binmez sundukları meyve suyunun rengi de yine "turuncu ". Hosteslerden birine soruyoruz, "Sizin bluzlannız her zaman turuncu mu?" Hostes gülüyor, "Hayır, bu seferlik böyle oldu." Talya Havayollan, elhak özal'a yakınlığını kamtlıyor. Sıvas'a girişte bir sürprizle karşılaşıyoruz. Hükümet alanına yaklaştıkça caddenin iki tarafına asılı pankartlar sıklaşıyor. Ve ilk kez: "Saytn Semra Özal hanımefendi, sizinle öğünüyoruz." Biraz gidiyoruz. Yeniden: ' 'Sayın Semra Özal şehrimize hoşgeldiniz." Semra Özal'ın caddelere taşan pankartıyla ilk kez karşılaşıyoruz. Isparta olaylannm etkisiyle olacak, Başbakan Özal, Sıvas'ta halkın karşısında Demirel 'i "eleştirinîn ötesinde bir üslupla yargıhyor." Başbakanlık müsteşarlığı döneminden başlayarak bugune kadar geçen olaylan yeniden özetleyen Özal, Demirel'i halkın karşısında kürsüden, anımsayabi'Hğimiz kadar.yla ilk kez, nazire yapmıyor, bunun ötesine geçerek "Işte 12 Eylül'e böyle gelmedik mi?" türünden cümlelerle sarsmaya çalışıyor. Hatta yaptığı antmsatmalarla bir zamanlar Demirel'in kendisinden "AÜut Çocuk"diyesöz ettiğini belirterek "Ama şimdi kötü olduk" diyor. özel sohbetlerinde Demirel'i zaman zaman eleştiren özal, bu eleştirilerini ilk kez halkın önünde dile getiriyor. Belli ki Demirel'den artık iyiden iyiye etkileniyor. UGUR MUMCU (Baştarafı I. Sayfada) GÖZL™ DEMtREL BUNALDI Demirel'in gayet coskulu geçen Aydın, Muğla gezisinde hava sıcaklığı 40 dereye yaklaşmıştı. Demirel buna rağmen her zamanki gibi ne ceketini çıkardı ne de gömleğinin yakasım çözdü. Ancak, basını sıksık suyla yıkadı. Aracın içinde oturduğu zamanlarda da basına ıslak tülbent koydu. CÜMEYT ARCAYÖREK yazıyor İZLENİMLER Görünen Köy., ANKARA Afyon'da kısa arahklarla sağdaki iki liderin yaptığı gövde gösterilerinden, Isparta'daki olaylardan sonra başkentte telefontar durmadan çalıştı. Başkentteki genel kanıya göre, Başbakan özal, ektiğini biçiyordu. Artık duygulanna gem vuramaz, egemen olamaz duruma gelmişti. Türkiye'nin değil, ANAP'ı destekleyenlerin başbakanıydı. Isparta'daki davranış ve zözleri, ülkeyi yeniden ikiye bölmeye yönelen ana politikasım kuşkuya yer bırakmayacak ölçüde gözler önüne seriyordu. Özal, artık "bir cephenin adamı" idi. Mavi oy verecekler, evetisavunanlar "gâvur Yunan" kadar ANAP'a, daha doğrusu özal'a "düşmandı". Propaganda aşamasında kitleleri "dost ve düşman kuvvetler" diye tanımlayan özal zihniyetinin, 6 Eylülde çıkacak olumlu olumsuz sonuçtan sonra neler yapabileceğini "hayal gücü çok geniş" olanlar bile hesaplayamıyordu. Gelip geçen hiçbir başbakan, seçmeni dostdüşman diye ikiye ayırmamış, propaganda süreçlerinde bireyleri bölerek böylesine karşılarına almamışlardı. özal, 12 Eylül'ü korku öğesi gibi kullanırken, bindiği dalı kesiyor, "Yunanklarm rengi de mavidir" diyerek, asıl şimdi, benden olanlarolmayanlar ikiliğini ülkeye aşılıyordu. hemen her gazetenin yazdığına göre Demirel, ANAP liderini birkaç kez katladı. "Yuh" sesleri ilk önce Gaziantep'te pesten başladı, Erzurumda biraz daha yükseldi, Demirel1 in doğduğu ilde daha güçlendi. "Vazgeçibnez tek tider" olduğu inancından bir turlü sıyrılamayan Özal, Isparta'da ters tepkilerle karşılaşacağını hesaplamalıydı. ANAP liderliğini bastırabilmeli, başbakan olduğunu anımsayarak aleyhteki gösterilere serinkanlılıkla bakan yatıştırıcı bir üslup benimsemeliydi. Tersini yaptı, polisi halkın üzerine saldı. Eyleme geçen göstericilerin utanmasım sağlayacağı yerde, yüreğine egemen olan duygularım sergiledL Evet vereceklerin hemen hepsini "düşman" diye niteledi. Erdal İnönü, dün olaylan irdelerken, sini, hatta 'evet' oylanna yaradığınt görerek bakanlara, bürokratlara, liglerin hemen başlaması için çözum yolu aramalarım buyuruyordu. İki hafta oynatmadığı maçlann oy kazandıracağına inansa, önceki kararından asla vazgeçmeyecekti. Bursa'dan da yazdık, aldığı karar Birinci Lige yükselen bu kentte bile olumsuz tepkiler yaratmıştL Nerede kaldı tek eğlencesi, tek tartışma konusu, Toto'yla tek para umudu maçlar olan geniş kesimlerde ertelemenin olumlu etki yapması. Abartıyoruz sanılmasın, gidiş o gidiş ki elinden gelse, Tekstil fabrikalannda mavi renkte kumaşın üretilmesini bile önleyebilir başbakan. Bu noktalara doğru hızla koşuyor özal. Kendisini destekleyenlerden başka hiç kimseyi gözü görmüyor, kafası Hedef Özal İnönü giderek sertleşen bir üslupla Özal ve ANAP'ı kıyasıya eleştirmeye ağırlık verdi. Çünkü SHP liderini dinlemeye gelenler de en çok ANAP eleştirilince alkış tutuyorlar. RAGIP DURAN SAMSUN/ORDU İnönü, Samsun'dan sonra biraz açılır gibi. Üstelik ilk günkü konuşmalarında biraz CHP, biraz ihtilal, biraz SHP, en çok da referandum ve Özal'dan söz ederken, dün sadece ANAP'ı kıyasıya eleştirmeye ağırlık verdi. İnönü, gerek Samsun'daki basın toplantısında, gerekse Çarşamba ve Terme'deki konuşmalarında özal'ı giderek sertleşen, hatta bir perçem de alaylı bir dille eleştirdi. Çünkü SHP liderini dinlemeye gelen insanlar, en çok ANAP eleştirisine alkış tutuyor. Kitleler, aynca gelecekteki olası bir SHP hükümetinin vaatlerini, (mesela tarım kredi borçlanrun bir kez olmak üzere affedilmesi, yüksek taban ücreti, düşük enflasyon) ilgi^le, sevgiyle dinliyor. En çok "Ozal yönetiminden hesap soracagız" şeklindeki açıklamalar coşku yaratıyor. AMASYA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇI Hiçbir Yasak Olmasın... AMASYA Gümüşhacıköy SODEP eski İlçe Başkanı Selâhattin EymirH'yi görüverdım. Selâhattin Eymirli, yıllar önce Erdal Bey için "Hinthorozu" diyen kişi. iki, üç yıl önceydi; 1984 yerel seçimleri ol| muş, ancak SODEP ile HP daha birieşmemişlerdi. SODEP Genel Sek' reteri Hicri Fişek, daha başka arkadaşları, Karadeniz gezisine ı çıkmışlardı. Amasya'ya uğramıştık. Selâhattin Eymirli'yi o zaman taI nımıştım. Kulağıma söyler gibi: * Bu, bızim genel Başkan Erdal Bey, aynen hinthorozu! demişti. Sonj radan açıklamıştı: Hinthorozu, kavgacıdır. Ölür, meydanı bırakmaz! Bunu, "Ankara Notlan"nda ilk yazdığımda çok kişi şaşırmıştı. Kimi fiziğinin hinthorozuna benzediğinden böyle yazdığımı sandı. Dikkatli okurlar yanılmadılar. Basın ıse hiç benimsemedi. tutmadı. Tutsa da anmadı. "Ekmekçi'nin Hinthorozu" deyip geçti. Gözlüyordum, Erdal Bey ilk kavgalarını, hiçbir liderin vermediği kavgaları Çankaya ile yaptı. Evren'le çatır çatır tartıştı. Bir de o gün bugündür, alanı bırakıp gitmedi. Gezi boyunca, politikayı sevdiğini, bırakmaya niyetli görünmediğini sezdim... Selâhattin Eymirli, Gümüşhacıköylü bir halk çocuğu; Gümüşhacıköy'ün beyi, Amasya'da arkadaşlarıyla biriikte karşıladı ya, karşılananlar arasında ben de vardım! Sarılıp öpüştük. Eymirli, Gümüşhacıköy'de Erdal Bey'e çiçek verdi. Erdal Bey, ama onun kendisine "Hinthorozu"nu ilk diyen olduğunu bilememiş. Nereden bilsin. Otobüste, bunu anlatınca çok şaşırdı: Ben, onu Sayın Ekmekçi'nin bulduğu bir şey sanıyordum! dedi. Amasya'dan Gümüşhacıköy'e dek, Eymirlıler'in arabalarında geldim. Çok da neşeliydiler. Amaysa SHP II Başkanı Gülhan Başok da, Erdal Bey gibi zayıfça, ince uzun. Bütün başkanları dedi, //, ilçe başkanlannı Erdal Bey'e benzetelim; şışmanlan başkan seçmeyelim! Arabada, Selâhattin Eymirli, Mehmet Culduz (terzi), Rıza Şentürk (kitapçı) bir de ben varız. Arabayı kullanan Hasan Sarıçam (Almanya'da işçi). Gumüşhacıköy'ü anlatıyorlar. Ramazanda tüm lokantalar açık olurmuş. Çevre ilçeler, Merzifon'la, Osmancık'ta oturanlar, buraya yemek yemeye gelirlermiş. Ramazanda bir yer kapalı olmamış yani. Dövizler ilginçti, bazıları şöyleydi: "ANAP kırkharami partisi", "Zindanlar boşalsın, genel af", "Ekmek, banş" "Eylulist rejime 'evefle son"... Amasya'da da Gümüşhacıköy'de de anlattılar, buralarda "fişlenme" olayından yakındılar. Adliyenin kapısına uğramamış kişiler bile, fişlendiklerinden işe alınmıyorlarmış! Gümüşhacıköy'ün kalabalığı, halkın ilgisi görmeye değerdi. Amasya'da, eski dostları da görüyerdim. Noter Haydar Köse, oğlu SHP'li Tahir Köse, Taşovalı, eski TİP'li, eski imam Naci Eren... Naci Eren, şimdi Uluköy kasabastnda Belediye Başkanı. Burada öğrendiğime göre, Amasya'da ANAP'lılardan da çok 'evet' çıkarmış. ANAP bölünmüş Amasya'da Erdal Bey: Özal'ın defterini düreceğiz! dedi. Amasya'da, eski AP milletvekillerinden Etem Naci Altınay, şöyle demiş bir gün: 7954 yıhydı, İsmet Paşa Amasya'da aha şu meydanda konuşuyor, DP iktidarını elsştiriyordu. İnönü, 'Bu borçlar ne olacak? Çocuklannız da borçların altinda kalacak' dedi; o zaman, Ne diyor bu adam?' demiştik. Adam haklı çıktı..." Babasının konuştuğu yerde, otuz üç yıl sonra, oğlu Erdal Bey konuşuyordu. Başbakan, Isparta'da aleyhte gösteri yapanların üzerine polisi salıyor, "'Dağıtm bunlan" diye bağırarak, kitlelerin birbirine vurmasına, güvenlik kuvvetleriyle karşı karşıya kalmasına önayak oluyordu. Ama bir'ik ve beraberlik sloganı aklına geldiğinde ağzından ballar akıyordu. Başbakanın bugünku mantığına bakılırsa, 6 Eylül'de herhangi bir ilde maviler çoğunlukta çıkarsa, o ilin insanları devletin hiçbir yatınmına layık olmayacak, 'evet' oyu veren yöreler Özal'ın husumet duygularıyla adeta Türkiye özal'ın "halkın fikrini söylemedışında bir toprak parçasıymış sinc neden kızdığuu" anlayamagibi "muamele" görecekler. dığını belirtiyor, karşıt fikirlere Günlerce önceydi, Demirel'e, dayanamayacaksa, halkoylaması başbakanın da aynı gün Afyon'a yapmadan sorunu ç'âzmeliydi digideceğini söylediğimde, durup yordu. İnönü, başbakanın sergilediği ruhsal durumu tek cümleydüşündü: le, samrız gerçeği dile getirerek "Ben gezi programımı çoktan tanımlıyor, "renklerin karşısına açıkladım. Şimdi Özal aynı gün geçmenin ruh doktorlannın uzAfyon'a gehneyi planlayarak manhk alanına girdiğini" söyleacaba ne yapmayı düşünüyor?" yiveriyordu. dedi. Oysa Özal'ın hesabı basittu Yaztlmıyor, ama kulislerde Kendisinden başka büyük yoktu. Inönü'nün tanımlaması birsüreDemirel'le aynı gün Afyon'da dir söylenip tartışılıyor. İnönü1 bulunacak, hemen herkesin ar nün ortaya koyduğu gerçek, arkasında olduğunu sanan benliği tık gündeme giriyor. Mavi oyu ni saran tutkuyla, eski başbaka düşman ilan eden Başbakan, nı geride bırakacak kalabalıkla söylediğinin üzerinden bir süre nn önüne çıkacak, Demirel'i ka geçtikten sonra aynı gün, garipmuoyunda ezecekti. özal'a hoş senen bu irdelemesini "tevil görünmeyi beceri sayanların etmeye" başlıyordu. Yine aynı önüne koyduğu anket sonuçları gün futbolda oy kazancı arayan başbakanı yanılttı. Afyon'da son kararımn tepe taklak gitme IZMlR'den HIKMET ÇETINKAYA SağdaKavga Büyüyor., ÎZMÎR Önce Nazilli, sonra Aydın ve Muğla... Eğer Süleyman Demirel'in konuştuğu alanlardaki kalabalıklar bir ölçü ise, "mavi oyktr" fazla çıkacak sandıktan. Ama o alanlan dolduran kalabalıklar, Demirel'i işletiyorsa ve oyları turuncuysa, siz seyredin o zaman gümbürtüyü... Her ne kadar Demirel, Bursa'da gazetecilere, "Mavi de çıksa, turuncu da çıksa, siz seyreyleyin gümbürtüyü" dese de, asılfırtına 6 eylülde "haytr" oylanyla gelecek; o zaman Başbakan ve ANAP Genel Başkanı TUrgut özal'ı tutmak çok zor olacak. Ya mavi çıkarsa oylar? 6 eylülden sonra neler olacağını şimdiden görür gibi oluyoruz. DYP'nin başına Demirel geçecek sosyal demokratlar ise ikiye bölünmüş olarak yola koyulacaklar, siyasal yaşamımızda ilk kez, bir sağ partinin alternatifi, yine sağ parti olacak. Seçimlerde ANAP ve DYP karşı karşıya gelecek. Başbakan özal, DYP'nin kırsal kesimde güçlendiğini biliyor. Neden bitmesin? TARİŞ, Çukobirlik, Trakya Yağlı Tohumlar, ISPARTA (Cumhuriyet) fa Cibat Akaslan (21), emlakçı Osman Nuri Köse (40), süt üreBaşbakan Turgut Özal'ın ticisi Kamil Giirdal (34), yorgan"olaylı" konuşması sırasında cı Mükerrem Özdamar (28), gözaltına alınan çoğunluğu esnaf nakliyeci Nihat Özbalcı (50), ser19 kişiden 13'u tutuklandı. best Mehmet Akçıldır (40) ve Özal'ın "yefersiz" kaldığını öne manav Aziz lnce*yi (21) tutuklasürerek "Doğuya gitsin de aklı dı. Sanıklardan çiftçi Hüseyin başına gelsin" dediği Isparta Topaş (16), halıcı Şevket Sezgin Emniyet Müdürü Reşat Vural, (36), anahtarcı Bayram Ünal dün de görevini sürdürdü. DYP (16), mobilyaa Hasan Gülbudak Isparta II Başkanı tbrahim Gür(17), şoför Mehmet Selçuk Özso> dal. olaylan "milli şuunın ayaki DYPli arkaaaşlann işyerleri ğa kalkması" olarak nitelerken, geçse yine eski günlere döneriz " Antbirlik, Fiskobirlik vs. gibi ko(31) ve kaportacı Selçuk Haşim ni taşladılar, gece yükselen tan ANAP İl Başkanı Ali Kiraz ise deyip şunları söylüyor: operatiflerde seçimleri DYP'liler Gulkunısu (28) ise tutuksuz olakazanmadı mı? Bu kooperatifle Referandumda 'evet' çıkar siyon, ANAP'ülann dışandan rak yargılanacaklar. "komplo" iddiasıru tekrarladı. getirdiği parah adamlann tahrikrin 500600 bin üyesi yok mu? sa bu hadiseler yeniden başlar. Isparta Valisi Saim Çotur, ise Olaylar sırasında gözaltına alıBiz, bu sokaklar yürümekle asınleriyle yükseldi. Halk, Özal'iyu nan 19 kişi, Cumhuriyet Savcı dün basın mensuplarının bu koO halde ANAP'tn kırsal kemalı zihniyetinde değiliz. haladu Hele Başbakan 'Mavi Yardımcısı Zeliha Göncü'nün nudaki sorularına, "Emniyet simde tabanı DYP'ye kayıyor, Yunan bayrağı' deyince, polisin hazırladığı iddianame ile Ispar müdürü hakkında bizim açıraızDemirel ise Özal'a Nazilli'de miting alanlarını dolduranlar 6 sayesinde olaylar büyüdü. Ispar ta Nöbetçi Asliye Ceza Mahke dan soruşturma açılması söz koeylül halkoylaması sonuçları için ve Aydın'da sonıyor talılar çileden çıktu mesi'ne sevk edildi. Nöbetçi Hâ nusu değil. Ama üst makamlar 12 Eylül 1980 öncesi tabir gösterge değil, ama Demirel 1 kim Ünal Musleheddinoğlu'nun soruşturma açar mı bilmem" cealdı basını gidiyor. Tekirdağ'da mam. Güneydoğu'daki terörü Demirel, dün sabah Denizli niye durduramıyorsunuz? Bir ülde düzenlediği basın toplantısın tanık ifadelerini alması ve sorgu vabını verdi ve henüz "görevden bardaktan boşanırcasına yağan kede onun kanı bunun kanı ollaması 3,5 saat sürdü. Başta asa alma" talimatı gelmediğini da, Isparta olaylarını "açık yağmura karşın, binlerce insan tahrik" olarak niteledi. Süley yiş ve siyasi şube müdürleri ol bildirdi. Demirel'i dinliyor, Bursa Sehre maz. Böyle devlet yönetilmez... man Demirel, özal'ın "siyaset Evet, bu çekişme 6 eylüle dek mak üzere tanık olarak dinlenen küstü alanında da çiseleycn yağOlaylarla ilgili bir basın topşeyhi" olduğunu öne sürdü. böyle sürüp gidecek... 20 kadar emniyet görevlisi, sa lantısı düzenleyen DYP Isparta mur altında coşkulu bir topluluk nıkları teşhis ettiklerini ve olay İl Başkanı tbrahim Gürdal, BaşDün sabah biz Isparta'yı araDemirel'i bekliyor. Şöyle konuştu Demirel: lara kanştıklaruıı söyledi. Sanık bakan Özal'ın "bir avııç Balıkesir, Afyon, Uşak, Deniz dık telefonla. Önce ANAP İl Devlet yönetenlere düşen, Başkanı Ali Kiraz'ı aradık. lann avukatları Nevzat Özbalcı, çapulcu" tabirinin millete ne li, Aydın ve Muğla'da da güneş ortalığı kanştırmak değildir, Ahmet Akıncı, İsmail Attila ve gözle baktığını gösterdiğini öne ANAP İl Başkanı şöyle diyor: altında aynı manzaralara tanık 'mavi renk Yunan bayrağıdır' sürerek şoyle dedi: Rıza Nur Mazlumca, samkların Olaylan çıkaranUu, siyasi sözleri halkı galeyana getirmişoluyoruz. hepsinin Isparta'da ikamet ettiDemirel, kalabalıklardan hoş terbiyeden yoksundurlar. O ka"Yapılan. çapulcu hareketi detir. Olayda açık tahrik vardır. ğini, her birinin meslek ve aile ğil, milli şuurun ayaga kalkmanut, Özal ise tedirgin. Ancak her dar ki kendilerine bile tahamDemirel, dün Nazilli, Aydın ve sahibi kimseler olduğunu belir sıdır. Vatandasın demokrasi aramüUeri yok. Olaylar bastan soikisi de sonucun 6 eylülde nasıl na DYPprovakasyonudur. Kim Muğla'da da heyecanlı topluluk terek tahliyelerini istedi. İlk sor yışıdır." ANAP İl Başkanı Ali çıkacağından kesin olarak emin lara konuştu, sağda iki lider, se kendilerini kışkırtmamıştır, değil. gulama sonunda hâkim, sanık Kiraz ile Merkez İlçe Başkanı meydanı boş bulanlar hareketle meydanlarda birbirini silkeliyor. Husnü tılmaz, ortak bir açıklaözal'ın "öcü"sü şu: lardan işçi Yücel Tatar (19), bakrinin hesabını vereceklerdir. Baş Bunlann içlerinden birisi yasaklı, kal Mustafa Ceyhan (22), tuhama yapnlar. Açıklamada. Özal' Eğer 6 eylülde oylar evet çıo yüzden asılfırtına, 6 eylülden bakan kimseyi kışkırtmamıştır. ın lsparta'ya gelişinin hazmedikarsa, Türkiye 12 Eylül 1980 önfiyeci Muslafa Baskın (34), makine miihendisı Ethera Hakkı lemediği, henüz reşit olmayanlacesine dö'ner.. DYP İl Başkanı'nın olaylara sonra... Aksu (31), soğuk demirci Yüksel rın ve kendini bilmezlerin elleriIsparta'daki olaylardan sonra ilişkin görüşü ise şöyleydi: Ne diyordu Demirel? ne sopa verilerek meydana salınise Özal, gazetecilere, "Bunlar o Seyreyleyin siz o zaman güm Çelikbaş (25), oduncu Adnan Olaylar pazar gecesi başlakadar ihtirash ki eüerine imkân Topyıldı/ (24), kuyumcu Musla Ğ\i, one >urüldü. bürtüyü... du ANAP'hlar sanavisitesinde Bu arada, SHP örgütünde merkez ilçe Uişkilerinin "Sdam söyleyin herkese, mutlaka buyrun genel merkeze" ilkesi temelinde geliştiği gözleniyor. Gezinin dünkü Fatsa durağı, son 10 yıllık Türkiye siyasi tarihinin acı bir yaprağım yeniden actı: "Benim agabeyim 8 yıldır faapiste. Terzi Fikri ile beraberdi. Daha mahkemeye bile çıkanlmadı. (Gözleri yaşlandı) Benim ağabeyim çok iyi bir insan. (Hıçkırıyor şimdi) Bu SHP ne yaptı ki almıyor, tek yanlı bir bıçak gibi şimdiye kadar?" sadece kendine işleyen, kişiliğiSHP'nin genç ve sempatik Gene özgü demokratik anlayış içinnel Sekreteri Fikri Safciar, konde. voyun uğradığı yerleşim birimleKampanya, önemli yararlar rinde mutlaka halkın içine girip sağladı. Gözler kararmış, maske bir yandan tek tek yurttaşların ler inmiş, gerçek yüzler görünüsorunlarıyla ilgileniyor, bir yanyor. Sandıktan hayır çıkarsa dan da video çekimi yapan emkimse durduramaz bu gidişi. Ne niyet görevlilerine karşı güvensizyapacağız o zaman, maviye soliğini dile getiriyor. Çünkü kimi yunduğumuz için pasaport alıp kez emniyetin videocusu, kendigöç mü etsek bir başka ülkeye, sini yerel basın mensubu olarak yoksa özal'ın hışmmdan kurtultanıtabiliyor. mak için iç çamaşırlarımızı, MKYK üyesi Tiirkân Akyol, gömleklerimizi turuncuya mı bootobüsteki gazetecilerin DSP yatsak! Ecevit Kürkçüoğlu konusundaElbet hiçbirini yapmayacağız. ki görüşlerini bir anket çerçeveSonuç ne olursa olsun, bildiğisinde topluyor. miz yolda yürüyeceğiz. "iüe de Samsun'dan Ordu'ya kadar mavi" diyerek, maviyle yoğrulsağımız yeşil, solumuz mavi demuş aydınlık ufuklara doğru. vam ettik gittik. "Güneş" otobüTüm yasaklardan arınmış, sü bir yanında tarlalar, bir yanınçağdaş bir Türkiye yaratmak da Karadeniz, Ordu'ya doğnı yol için. aldı. ^evket Demirel biraderterdir. Başka amcalar da var elbette. Babalar ve amcalar, demokrasimizin vazgecilmez unsurlarıdır. Ne sandınız siz? Öteki amcalar, Korkut ve Yusuf Özal biraderterdir. Son "Isparta meydan muharBbesr'nden sonra, Ozal baba ağzına geteni soylemiş. Ne mi demiş? Aman Allahım neler dememiş ki..! Ne devlet sırrı kalmış, ne dostluk, ne arkadaşlık. Demiş ki; Ben buraya kendi ailem için temel atmaya gelmedim. Bunu herkes biliyor. Burada iki fabrikayt kendilerine mal etth ler. Bu mitingleri hangi parayla tertip ediyorfar? Bir araşbrsanız iyi olur. Benim elimde bazı bilgifer var. DerinleştirUecek ve araştırılacak... Söylediğim boş değildir, araştmn... Eski müstesarı başbakanını, başbakanı da eski müsteşarını avuçlannın içleri gibi bilitier. Bir gazeteci soruyor: Söyiedikleriniz karaborsacılar ve DYP mi? "Her ikisi de diyor. "Hayır'h baba" sonra ekliyor: Araştırın ipuçlan var. Ben bu ipuçlarını meslegim açısından çok ilginç buldum doğrusu. Acaba "hayır'lı baba" bu ipuçlarını bize çıtlatmaz mı? Bir ipucu versin gerisi kolay... "MC babası" Demirel'den de rica edelim. O da hayıriı baba ve ailesi için bir ipucu versin biz bu ipuçlarını bir araya getirip yayımlayalım. Biz bu acıdan tam tarafstsız, ne Demirel ailesini tutarız, ne de Özal ailesini... Yani özetle anayasada yazılı "hiçbir aüeye imtiyaz tamnamaz" hükmune sıkı sıkıya bağlıyız. Hacı Ali Demirel'in oğlu Yahya Demirel'in, amca Şevket Demirel'in zenginlikleriyle Korkut özal'ın gülsuyuna batırılmış yeşil dolariar üzerindeki önlenemez yükselişinin ipuçlan, gazetecilik mesleği açısından çok ilgi çekicidir. Buna frenkler "nepotizm" derler. Türkçede "hısımakTaba kayırmaçılığı" anlamına gelir. Amcalardan yeğenlere, yeğenlerden yeğenlere, amcalara, yeni amcalara, yepyeni amcalara... Millattan önce 1975 yıllanndaydı, biz birkaç gazeteci, "MC babası" Demirel'in yeğeni Yahya Demirel ile ilgili bazı ipuçlan ele geçirmiştik. Yahya Demirel, ek milliyetçi ve pek muhafazakâr çevrelerin yakın dostu ve iş arkadaşı Mıgırdıç Şellefyan adlı bir Ermeni işadamıyta biriikte yurtdışına mobilya satar görünüp bu "hayali ihracat"\an yasadışı yollarla para kazanıyordu. Şimdi geçmiş zaman unuttum; bize birileri "jpoctAnu vermişti, bizler mi bu ipuçlarını bulup bir araya getirmiştik artık orasını pek anımsayamıyorum. Aklımda kalan yalnızca AP'den aynlıp Demokratik Parti'yi kuran ve sonradan "U dönüşü" yaparak AP'ye nikah tazeteyen milletvekillerinin sık sık bizlere uğrayıp belge aldıklandır. Ne günlerdi o günler, ne günlerl "Mobitya yolsuzluğu" o günterde basında bomba gibi patlamıştı. Haydi davalar, şunlar bunlar derken, Yahya kardeşimiz tutuklanmaz mı, sonra Yahya kardeşimiz salrverildi. Daha sonra da "ihracet kalemleri" arasına "bizzat katriarak" yurtdışına çıkıverdi. Var elini Isviçre. "Petrocom" şirketi falanda, filanda. Eee sonra ne oldu? Sonra ne mi oldu? Yahya kardeşimiz bu suçundan ötürü yokluğunda yargılandı, mahkum oldu. 12 Eylül'den sonra başı yurtdışında özel nedenlerle sıkışınca geldi kendi ayağı ile cezaevine girdi. Mobilya yolsuzluğu için birkaç dava açılmıştı. Bunlardan biri "toplu kaçakçılık" suçuyla ilgiliydi. Zonguldak Ağır Ceza Mahkemesi "toplu kaçakçılık" suçu ile ilgiii davayı sonuçlandırdı. Mahkeme Yahya kardeşimizin bu eyteminden ötürü 23 yıl hapts yatmasını uygun bulmuştu. 23 yıl bu dile kolay, yatılır mı hiç. Hem bu memleketin cezaevleri yalnızca "sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınrflar üzerine egemenlik kurma" suçu işleyenler içindi. özal amca, o günlerde Allah yine başımızdan eksik etmesin amin başbakandı. Dışsatım kararnamelerini değiştirerek Yahya kardeşimizin suç sayılan eyiemini, suç olmaktan çıkarıverdi. Yargıtay da bu gerekçeyle mahkumiyet kararını bozdu. Yahya Demirel, böylece Özal amcasının çıkardığı kararname sonucu bu işten yakasım sıyırdı. Ozal amcası olmasaydı, Yahya kardeşimiz cezaevlerinde çürüyecekti. özal amcasının, Yahya yeğenimize bu iyiliğini nasıl da çabuk unuttu Demirel ailesi? Buna nanköriük denir doğrusu. "özalBaba" daha bunlan dile getirmedi. Ağzını bir açsa oooc siz görürsünüz neler çıkar neler! Şimdilik "/puç/an"ndan söz ediyor. Benim merakım hep şu: Bizler mobilya yolsuzluğunu ortaya atınca neden "devlet düşmanı ve komünist" oluyoruz da, özal aynı konulara değinince niçin "devlet dostu ve liberal" oluyor? Hem "milli birlik ve benaberlige en fazla ihtiyaç duyduğumuz şu son günlerde" Demirel ve özal'ın birbirlerinden ne alıp veremedikleri var Allahaşkına? Allah, Aiahl Allah Allah! Daha noler göreceğiz, neler duyacağız? ISPARTA OLAYLARI 13 kişi tııtıthkuuh Başbakan Özal'ın "yetersiz" bularak "Doğuya gitsin de aklı başına gelsin" dediği Isparta Emniyet Müdürü Reşat Vural, görevini dün de sürdürdü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle