24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 AĞUSTOS 1987 CUMHURİYET/15 Endonezya modası 170 müyonluk nüfusuyla dünyanın en büyük Müslüman ülkesi olan Endonezya 'da Müslüman kadmlar için dine uygun biçimde, oldukça kapah olarak haıırlanan kıyafetler bir defileyle tamtüdı. Eski bir şarkıcı olan ve şimdi moda dünyasına el atan Ida Royani'nin kreasyonları Endonezya 'nın en çok sevilen modellerini oluşturuyor. Bankalar, giriş katlarını boşaltıyor tstanbul Haber Servisi îstanbul'da îstiklal caddesi üzerinde bulunan bankalann 1987 yılı sonuna kadar giriş katlannı tamamen boşaltarak üst katlara tasınmaları isteniyor. Anakent Belediyesi meclis toplantısında kabul edilen İmar Komisyonu raporuna göre, bankalar alt katlannı sergi salonu olarak kullanabilecekler. Beyoğlu Belediye Başkanı Haluk Oztürkatalay, Îstiklal caddesindeki işyerierinin çoğunlukla banka olarak düzenlenmiş olduğuna dikkati çekerek. "Bankalar, tş saatlerinde kapılanna koydnkian bekçilerie ve akşam saatlerinde de parmakhklı kepenklerini indirerek, caddeve çirkin bir göriintü veriyoriar. îstiklal caddesini dataa giizel bir gönintüye kavuşturmak için bu kararı aldık" dedi. ÇANAKKALE (UBA) Almanya'dan kesin dönüş yapan işçi Selahattin Bodur, 1.5 metrelik kabak yetiştirdı. Selabattin Bodur, kabakları Almanya'da gördüğünü ve Türkiye'de yetiştirmeye karar verdiğini söyledi. Bodur, "Vurda kesin dönüş yaparken, kabaklann tohumunu getirdim ve evimin bahçesine diktim. Bir b'içuk metre bo>una ulaşan kabakları gören herkes ilgileni>or" dedi. 1.5 metrelik kabak Özürlünün Ispanyu turu Ayaklan tutmadığı için tekerlekü sandalyeye mahkum olan 27 yaşmdaki hpanyol Jose Manuel Moreno, 4000 kilometrelik Ispanya turunun ilk 800 kilometresini tamamladı. Seville kentinden geçen ay yoia çıkan Jose, tspanya turunu 5 ayda tamamlamayı planhyor. Arkasmdaki yazıda ise "tspanya Turu Başlangıç 25 temmuz SevüTe" yazıyor. Uzunköprü'de boykot nomisini altust eden grevlere dun başkent Seul'deki otobüs d foförleri de katıldı. Yönetim tarafindan hafia içinde ertelenen grev, dün gerçekleştirildi ve yüzlerce otobüs şoförü sabah trafiğe çıkmadılar. Otobüsün park edildiği alanda, oturma eylemi duzenleyen otobüs şoförleri ücretlerinin artanbnasını ve sendikalann bağımsız hale gelmesini istiyoriar. Şoförler Şf g ^ J z Z UZUNKÖPRÜ (AA) Uzunköprü'de, belediye encümeninin belirlediği satış fiyatını az bulan kasaplar, dana eti satışını durdurdular. Belediye encümeni tarafindan 10 gün önce, dana etinin kilosu 2 bin 300 liradan, 2 bin 600 liraya çıkanlmıştı. HABERLERIN DEVAMI Hesap Dönecek mi? (Bajtarafi 1. Sayfada) BURSA'dan HİKMET ÇETİMKAYA nel seçim anlamı taşryor. Rlesini yeierince dokjuramadtğı için, Ozal iktkjanna karşı oluşan tepkisini, 6 Eylül'de mavi evet oyu ile gostereceğini soyiüyor. Fomara meydanında Demirel'i dinlerken, eski bir AP Bursa milletvekili şöyle yakındı: "Oacak şey mi? Bu sayfayı Mediste tamamen kapatmış oisalardı, butun bu işlere de kalkışmatmş oturduk..." Ama ne yazık ki, Cindoruk'un deyişiyte, "Ofsayttan Başbakan olmuş özal'ın Başbakanlığını devam ettirme endişesi", bugün Türioye'de siyaset gündemini bir kez daha altüst etmiştir. Bu altust ohişun en temelinde kuşkusuz 12 Eylül'ün getirdtği yasaklar ve istikrarı yasaklarda arayan anlaytşı yatmaktadır. Yedi yil kadar önceydi; 1981'in ocak ayı. Dünkü gibi yağmur çiseleyen, kasvetli bir hava. Konya'da Vilayet meydanında Devtet Başkanı Orgeneral Kenan Evren'i dinliyoruz. önundeki eski yazılı notlara bir an bakıp sesini yükseltiyor "Bu ülkeyi bir daha eski siyasitere teslim etmeyiz..." Cüneyt Arcayurek'le göz göze geldik ve tırladık haberlerimizi yazdırmak üzere. Vilayet konağının merdivenlerini koşar adım çıkarken, Arcayurek'in söyiedikleri hâlâ kulağımdadır. "Işte şimdi nifak tohumian atfdı..." Ne gerek vardı? Yedi yıldır Türkiye'nin siyasal gündemini bu konu meşgul etmiyor mu ve yasaklar kalkmazsa devam etmeyecek mi? Demokrasiye ve siyasal normalizasyona doğru bir aşama yapabilmek için çare, (Bastarafı 1. Sayfoda) arasında Bursa'ya girdi. Bu arada, futbola biraz da politika karıştı. Uyanık DYP'liler de stat çevresinde, Altıparmak caddesinde evetli mavi bayrakann, kıratlı pankartların arasına Yeşil Beyazlı Bursaspor renklerini kanştırdılar. ANAP'ın 6 eylül halkoylaması öncesiyeni buluşunu böylece rafa kaldırdüar. Sabahın erken saatlerinde ise mavili evet afışlehyle donatümış araçlarda, ellerinde Yeşil Beyazlı flamalar bulunan gençler gö'vde gösterisi yaptılar. Maviye evet, Bursaspor'a evet, sıkıntıyı defet... DYP il başkanı Abdülkadir Cenkçiler, "Ben Bursalıyım ve Bursaspor için duşünüyorum" deyip ekliyordu: Hükümetin bu davranıst çok hosuma gitti. Bursaspor liglerin en düriist takunıydu Bizim hakktmızı yedi. Lige çıkarsak haksızlik ortadan kaldınlmış olacak. Işte ANAP'ın futbol ağırlıklı siyasi oyununa DYP'lilerin uyguladığı yöntem. Demek ki DYP'liler hem politikayı hem de futbolu ANAP'lılardan daha iyi biliyorlar Bursa'da. Bursaspor'un eski başkanlarından işadamı Cavit Çağlar'ın iki helikopteri Süleyman Demirel'in gezilerinde havadan ulaşımı sağlıyor. Kocaeli'nden sonra, Çağlar'ın "Nergis"adlı helikopteri, yağmur bulutlanyla kaplı Bursa semalannda görüldü. Bursa'ya 35 kilometre uzaklıktaki Umurbey kasabasında ise dün sabah saat 10.00'da eski Cumhurbaşkanlanndan Celal Bayar'ın birinci ölüm yıldönümü dolayısıyla deviet töreni yapıldı. Umurbey 'deki anma turenlerinde, ANAP ile DYP'nin rekabetine tanık olunuyordu. DYP'liler, ANAP'ın gönderdiği "turuncu" renkteki çiçeklerden oluşan çelengi yadırgarlarken, eski AP'li bakanlardan Barlas Küntay, "Adamlar, ölüm törenlerini bile bahane edip propaganda yaptyoriar'' diyordu. Küntay, DYP çelenginin ise hangi çiçeklerden oluştuğunu söylemiyordu.. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ise aynı saatlerde helikopterle Çanakkale'den Karacabey'e gelmişti. Bursa'ya 66 kilometre uzaklıktaydı Karacabey. Umurbey, Bursa ve Karacabey yöresi yağmur altında. ANAP'lılarda bir telaş ve heyecan var. önceki gün Uludağ'da yapılan bölge toplantısında çizilen "pembe Türkiye" tablolarını anımsıyoruz. ANAP Genel Başkan Yardımcısı îbrahim özdemir şöyle diyordu: Eskiden issizler kapılan asmdavdt. Bugün çahsacâk işçi buhmmadıtmdan fabrikalar kapanıyor. Fnsaatlarda çahşacak işçi buimak çok zor. Şimdi bu sözleri dinledikten sonra tüm işsizJere sesleniyoruz: Tüm issizler, haydiBursa'ya... Saat 18.00'de Bursa'ya giriyor Süleyman Demirel. Kent içindeki gövde gösterisi görkemli geçiyor. Şehreküstü (Fomara) alanında kürsüye çıkıyor. Elinde fötr şapkasını sallayıp, "Ben bu meydanı yülardır tanıyorum" diyor. Sonra 1986 mart ayında engellenen "hukukun üstünluğü " paneline değiniyor... Yurttaşlar bağınyor: Ozal'a dur demek için evet... Eliyle işaret ediyor Demirel; "diıüeym" diye... Demokrasiyi kurmak, devam ettbmek ve yasatmak için bu meydanda topUmmtş buiunuyoruz. Bu toplantuun büyük deviet adamuun ölümünün birinci yüdönümüne rastlaması onun ruhunu sad edecektir. Demirel, özgürlük ve eşitlik kavramlan üzerinde duruyor. Zorbalıklann, engellerin halkla beraber aşılacağını vurguluyor. 1983 seçimlerini hür ve serbest seçim saymak mümkün değüdir. Türkiye'de bugünkü karmaşanın ve ıstıraplann bir büyük bunalım sonrası, yeniden demokrasiye dönülmüş olması, Türkiye 'yi arayıştan kurtaramamıştır. Demirel, konuşuyor, konuşuyor. Şehreküstü alanı, mavili evet pankartları ile donatümış. Demirel, ANAP'ın futbol oyununu bozuyor. Hava da yağışlı olmasa, belki Bursa 'da yer yerinden oynayacak. CÖNEYT ARCAYÜREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) tingin havasını bozuyor. Miting alanına bir saatte gelebilen Demirel hesabına, "Ekrana yapısmış Ozal'a'''' karşı tek propaganda silahı olan basın, saat 18.00 dolaylannda başlayan mitingi, kalabalığı, eski başbakanın vurucu sözlerini tümüyle yansıtabilecek mi? Konuşma metni daha önceden basına dağıtılmış olsa da, bu olasılık zor. Havasını, suyunu yansıtması bir gün sonraya kalabilir. Miting alanımn adı Rumlardan yadigâr: Fomara. Türkçesi "Şehreküstü alanı. "Burada bir hafta önce Turgut özal'ın deviet adamlığına yaraşır vecizeleri dinlenmiş. Görgü tanıkları, gazeteciler Turgut özal'la Demirel'in bugünkü kalabalığtnı kıyaslıyor. Taraflı tarafsız gözlemciler, Demirel'in özal'ı katladığını söylüyor. Acaba Bursa'da evet, hayırı katlayabilecek mi? Yazıyi yetiştirmek için bindiğim taksinin şoförüne göre, beklenenin, dinlediklerimizin lersine bir sonuç çıkacakmış. O kadar da iddialı. Yüzde 3035 evet ve gerisi özal'ın turuncusuna. Bir bireyden gelen bu yargı, ama halkla günlük ilişki içinde bulunan bir insandan yansıyan yargı, pek çok hesabtn altust olabileceği duygusunu veriyor insana. Oysa DYP'lilerin yüzde 6570 arası bekledikleri mavi, kentin sokaklarında bir baştan öte başa egemen. Miting alamnda çevremizi alan insanlardan yükselen "feryat" o denligüçlü ki, şoförün sözleri buna karşm, heyecanımt tokatlıyor, kabuğuna çekiliyor iyimser duygulanm. Turgut Özal, göçmenleri taşıyan otobüslerle toplanan bir kalabalığa karşı konuşmus. Süleyman Demirel, soğuk, yağmurlu bir havada konuşuyor. DYP, deviet olanaklarım kullanan ANAP'a karp parada, organizasyonda, cazgırlıkta bu kadar güçlü mü? Bunca insanı saatlerle Fomara alanında bekleten ne? Ama şoförün birden söylediği bu yargı, ANAP'sal bir ilintinin sonucu mu acaba? Hayırdır inşallah! Ama, örneğin eski milletvekili özer Yılmaz'm gerçekçi hesabı da halk oylamasına bir bakıma ışık getirebilir. özer Yılmaz, "Ankara, tstanbul, tzmir, KonyaveA dana'' diyor, ' 'seçmenin yansu" Eğer bu illerde hayırevet dengesiyüzde 5050 ohırsa, Anadolu'dan gelecek mavili türküler yasaklann kalkmasma, demokrasinin işleyeceğine bir umut kapısı açabilir. Bu dengeyi beklenilen olumlu sonuca doğru götürebilir. Tabii olayın tersi de geçerli. Eğer bu kentlerden hayır ağırlıklı oylar gelirse Anadolu'nun vereceği evetlerin açığı kapatması oldukça zor olabilir. Bu nedenledir ki, Özal büyük kentlere gülüyor, oyunu buralarda oynamayı yeğliyor. Ne var ki, anlatılanlar başka: Turgut ozal'a halen hemen her yerde suskun duran, yüz vermeyen kitlelerin demokrasiyi ne ölçüde algılayıp, sindirdiklerini 6 eylülde göreceğiz. ' 'Etkitepki'' kuralı futbol aldatmacılığı ile ne ölçüde geçerli olacak, öteki iktidar etkenleri oylar üzerinde neler yapacak, bunu da 6 eylülde göreceğiz. Fakat Turgut Özal'ın futbol sahasına kadar inen demokratik kuralları sömürme anlayışının, son kararla çok etki yerine tepki doğurması da olası. Bursaspor 1. lige çtksa bilefıyatlar inecek mi, zengine hep bana, hep bana, köylüye çiftçiye benden sonra düzenlemesine halkımız karşı çıkmayacak mı? Genel beklenti, kuşku yok, halkımızın oylanyla Ozal'a karşı çıkacağı. Çarıklı erkânıharp mantığını bir kere daha işleteceği Eski MGK üyesi, emekli Orgeneral Nejat Tümer'in dünürünün yaptırmakta olduğu otelin terasmdan Demirel'i ve alanı izlerken, tepemizde ipek fabrikatörü Cavit Çağlar'ın iki helikopteri volta atıyordu. Çağlar, Bursaspor'un da başkanı imiş. Eğer işini iyi tutmuyorsa Cavit Çağlar, bir gün Turgut özal'ın kapısını çalarsa yandı gitti keten helvam. Onu yer bitirir özal. Çünkü "benden olmayanuvrölsün"kuralı özal'ın benliğinde, kafasmda. Tabii fabrikatör Ali thsan Sönmez'i de nefes alamayacak duruma getirebilir özal. Elbette bu gerçekleri bu iki işadamı, iş dünyası ile hükümet arasında dönen türlü dümenler nedeniyle benden iyi biliyorlardır. Ama, her ikisi de bugün Demirel'in yanında. Bu tür işadamları, kimi gerçekleri, hadi açıktan söyleyeyim, mavi rengi Bursa 'da egemen görmeseler, helikopterleri, maddi olanakianyla Demirel'in yanında, otomobilinde ne işleri var? özal bu. Nefes aldırmaz insanlara. Hele bir kez hayır çıkttğım görsün, bugün esirgediği selamını, yann başka biçimlerde daha ağır koşullarda üzerimize yağdıracak. Ne diyor özal: "Yasak cezalannı askerler koydu." Peki ama, sayın Başbakammız, askerlerin koyduğu cezayı, demokrasiyi savunagelen zatı devletleri, askerden daha çok niçin savunur, askerden çok askerci olmaya neden soyunur? Diyeceksiniz ki, özal mantığındaki çelişkiler, dur durak dinlemez. Eğer hayır oyu çıkarsa yaşam sıkıntıları, ayrıcalıklar, spor alanlanna kadar inen yozlaşmış uygulamalar süriip gider ve gidecek! Bütün bunlan göz önünde tutunca, insanın Bursa 'dan evet çıkacağma inanasmdan başka bir olasılık gelmiyor. Basmla ilişkilerin nasıl yüriltüleceğini partili arkadaşlarına davranışlarıyla anlatan eski milletvekili Barlas Küntay, görüşlerine inanç duyduğum bir insan. O da Bursa'da yüzde 70'eyakm mavi oy bekliyor. Demokrasiye inandığım kadar Barlas 'ın bu görüşlerine de inanmamazlık nasıl edebilirim? Meydanı doiduran coşkulu kalabalık bir anda elektriklenip dakjalanıyor. Elinde koyu lacivert fötr şapkasıyta Demirel. Salladıkça şapkasını kalabalık coşuyor: "Kurtar bizi babal" İlk gol, Hüsamettin Cindoruktan geliyor. DYP Genel Başkanı bir an durup lafını patlatıyor "Ofeayftan Başbakan olmuş bkkJşi...'' Alkış, kıyamet. Sıra, Demirel'de. Mikrofonu alıyor eline ve haykınyor: "Yasaöı yaşatamazsmızF' Ve arkasırtdan "Kayseri köylüsünün bir lafı vardır" diyerek devam ediyor: "Sap döner; Kaser Döner; Bir gün de hesap döner..." Kalabalık dalgalanıyor yine. "Döner döner" diye bağıranlar. Gerçekten 6 Eylül'de hesap dönecek mi? Yani "evet" çıkacak mı? Demokrasi yolunda hiç otmazsa bir adım daha atılarak ülkemizin siyasal normalleşmesinde yeni bir mesafe katedilecek mi? Meydanda civar köy ve kasabalardan gelmiş vatandaşlarta sohbet ediyoruz. 1983'te oylarını MDP'ye, ANAP'a vermişler. Bugün tümü DYP'li ve "evef verecekler. Neden? Meydanın bir köşesinde asılı olduğu gibi "Demokrasi için" mi? "Neden evet?" sorusuna onlann yanrtı, genellikle doğrudan demokrasi ile ilgili kaygılar taşımıyor. "Evet"lerini daha çok hayat pahalıhğı ve geçim derdi ile gerekçeliyoriar. 6 Eyiül'deki halkoylaması onlann gözünde dernokratik bir hakkın iadesinden çok, bir ge 'n UĞUR MUMCU GOZLEM 'Hesap sorarız 9 Demirel, konuşmasım şöyle sürdürdü: "Devletin imkfinlannı. kaynaklannı \e idareyi, hudut kapılarından başlayarak bir yağma ve zorlama vasıtası haline getirmişlerdir. Bir kasabayı ilçe yapmak deviet hizmetidir. Bu ilçenin halkına gösterecekleri teslimiyetin mükâfatı olarak vermek, hakkı. lütuf haline getirmektir. Bunlar ayıptır. Devletin ihalelerini ve mahalli hizmetler için yapılan ihaleleri partizanlara alet etmek, çeşitli yolsuzlukiara sebep olmak, altından kalkılamayacak bir iştir. Bu güdümlü rejim in iktidan ağzına kadar yolsuzluklara batnuştır. Çünkü himaye ile iktidar olmuşiardır." Bugünkü iktidann meydanı boş bulduğunu, 1980'deki partilerin kapatılmaması durumunda zor iktidar olacaklarını, yağma ve talan bulunduğunu söyleyerek ANAP iktidannın tanımını yapan Demirel, hesap soracaklannı belirtti. Güneydoğu'daki olaylara da değinen Demirel, bu konuda da şunları söyledi: "Ülke çok kötü idare edilmiştir. 8 sene muddeüe sıkıyönetim sürmüş, buna rağmen kan dökülmesi önlenememiştir. 3 sene zarfmda güney iDerimizde 423 olay cereyan etmiştir. Binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Hükümet başkanı 14 ağustos günü bakınız Samsun'da ne diyor 'Sadece Güneydogu'da bir grup kendini bilmez eşkıya vardır. Kaçacak delik ara\acaklar, onu da bulamayacaklardır'. Geçen 3 sene zarfında bölgede olan olaylara boylesine sorumsuz, hafif. ciddiyelsiz bir şekilde baktılar. Bu zihniyel bu olaylara çare bulamaz. kaçacak delik arayacak dedikleri eşkıya 4 gün sonra 25 vatandaşımızı katlediyor. 2 erimi/in şehit olmasına. subay ve erlerimian yaralanmasına sebep oluyor. İç olaylarda Cumhuriyet tarihinin en çok subay ve erin şehit olduğu dönem, bu beylerin döoemidir." Muttak, koylu \e v'ittçinin ne durumda olduğunun hesaplannı çıkartan , köylünun reel gelirinin 1980'e göre yüzde 4070 gerilediğini anlatan Demirel, iç ve dış borçların da 2 misline çıktığını öne surdü. Yurt gezilerinde yaptığı konuşmalarda sık sık yinelediği geçici 4. madde ile ilgili olarak, '"Geçici 4. madde hiçbir işe yaramamışsa, deviet idaresine ebliyeti olmayan bu siyasi heyetin iyi niyel sabibi olmadığını, hakkın ve adaletin yanında bulunmadıgını gostermeye yaramtştır. Bu fitneyi. nifakı milletin içine sokmuşlardır" şeklinde konuşan Demirel, sözlerini şöyle tamamladı: "Bunlann lütfundan Allah kişiyi korusun. Bu beyler açıkça geçici 4. maddeye karşı olduklannı ortaya koymaktadırlar. Bu aynı zamanda bugünkü siyasi kadronun yasaklara sığınması gibi gunır kıncı bir durumdan kurtulması lazımdır. Sandalye ihtirası, gururu ve onunı aşmıştır. Millet bunlara bir ders vermelktir. Ankara'da 'evet', vatan sathında 'hayır' diyenlerin maskesini indinneli, tuzaklarını başlanna geçirmelidir. Türkiye o zaman rahata kavuşur. Bursa, demokrasinin kitabına yeni bir aitın sayfa ekleyecektir." Demirel, Başbakan Ozal'a da seslenerek, "Sen kimsin, anarşiyi özlemek kim, sen kimsin? Bugün Türkiye'yi idare edenler namerttir, fitnecidir. 1980 öncesinin sorumluluğunu bize yüklüyorsan niye benim müsteşarlıgımı yaptın? Bugünkü hükümetin her yaptıgı şeyin hesabı sorulacakür. Şimdi anladınız mı, niye bunlann dağtaş korktugunu. 6 Eylül'de evet deyin ve ellerine yaglı kuyruk geçirmiş bu insanlardan kurtulun." devamhlık asıldır. Umutsuzluğa (Boştarafi 1. Sayfada) di. Halk oylamasından "evet" ya yer yoktur. 40 seneden beri çok da "hayır" çıkması halinde. "sey partili demokratik hayatı yerleşıtyte sen gümbürtiiyü" diyen De tirmeye uğraşıyoruz. Bunalımlar mirel, "Yasagı savunan partiyi oldu. Onemli ve büyük kesinriler oldu, ama bu davaya gönül veligme liğme ederiz" dedi. renler bırakmadılar. bezmediler, Demirel, meydan konuşmasın ydmadılar, hak davalan sabır isda, 1983 seçimlerinin hilr ve serbest bir seçim olmadığını belir ter." Demokrasi sorunu çözülterek, "Türkiye'de bugünkü kargaşanın ve ıstıraplann kökünde, meden hiçbir şeyin çözülemeyebir büyük bunalım sonrası yeni ceğini belirten Demirel, konuşden gerçek demokrasiye dönmek masım şöyle sürdürdü: "İktidariann nasıl gelip, nasıl varken, 'güdümlü demokrasi'ye dönülmüş olması, Türkiye'yi ara gideceği, kullandığı yetkinlik yıştan kurtaramamıştır. Türkiye, kaynağı. adaletin nasıl saglanagüdümlü rejim arzusu neticesi, cağı, güvenliğin nasü sağlanacatesadüflerin çtkardığı bir iktida gı, savunmanın nasıl sağlanacagı, son sözun kime ait olacağı, nn eline geçmiştir" dedi. kimin kime baglı olacağı tarif ve Demirel, dün saat 17.00'de ki tayin edilmemişse, o ülke bir raJık bir uçakla Bursa'ya geldi. kargaşalar ülkesidir. Şayet tayin Burada "Büyük Demirel, sen ge edflmiş de bunlar da sadece kâtirdin bizi, Ozal sattı hepimizi", gıt üzerindeyse veya işlemiyorsa, "75 mUyon olmayı degil, seni zaman zaman her şey altust olubekliyoruz" yazılı pankartlar ve yorsa, yine o ülke, kargaşalar ül"evet" yazılı flamalarla karşıla kesidir. Müdahaleler ve onun genan Demirel, yaklaşık 10 kilo tirdiği bunalımlar, devleti ve remetrelik yolu bir saatte alabildi. jirai işlemez bale getirmiştir. Bu Bu arada işadamı Cavit Çağlar sadece kan ve zaman kavbına seın iki helikopteri, yol boyunca bep olmuştur. Zorba yumrukla Demirel'in konvoyuna havadan sağlanan istikrar, keyfiüğe, hakeşlik etti. sızlığa, ıstıraba sebep olur. Demirel, Fomara alanına girTürkiye'de ne partiler, ne parladiğinde, toplanan kalabalığm 17 mento, ne hür rejim, siyaset karağustosta Başbakan özal'ı dingaşasuıın sebebi sayüamaz. Sayıleyenlerin iki misli olduğu izle lırsa. bu müesseseler yine olur, yenlerce belirtildi. Bu arada saama sadece vitrin malzemesi yüan binleri aşan *inavi" balonolur. lar gökyüzüne bırakıldı. Alarun 1983 seçimlerini hür ve serbest çevresindeki binalar, yaklaşık saymanın mümkün olmadığını, 30'ar metre özel olarak dokunTürkiye'de "güdümlü demokmuş, Demirel portreleriyle süsrasi" bulunduğunu öne sülenmişti. ren Demirel, "Güdümlü deDYP Genel Başkanı Hüsametmokrasiye dönülmüş olması tin Cindoruk, ilk olarak özel yaTürkiye'yi arayıştan kurtaramayın araana çıkarak konuştu. Bamıştır. Esasen bu güdümlü reyar'a değinerek, "Inanıyonım ki, jimle gerçek demokrasi arasında onun rubu şu anda bizimle birfark olmazsa veya güdümlü reliktedir" dedi. Cindoruk, parla jim demokrasiden üstün olursa, menterlerin TBMM'de ettikleri ileri ülkelerde de gerçek demokyemine değinerek, "Sayın Başbarasiler değil, güdümlü demokrakan yemininden dönmuştür" desiler mevcuttur. Turkiye güdümdi. Özal'ı "ofsayttan başbakan lü rejim arzusunun neticesi tesaolarak" niteledi. "Bir eşik aşadüflerin çıkardığı bir iktidann caksınız. Bu eşigin üstiine baseline geçmiştir" dedi. mayın. Bu yolun sonunda DYP Bugünkü iktidann eline geçirvar, Başbakan Demirel var. Devdiği koltuğu bırakmamak için letin Başbakanına yakışmayan sözler söylüyor. Bu, tarihin ayı hak, hukuk, eşitlik tanımadığını, radyo ve TV'yi istediği gibi kulbı olarak kalacaktır. Turuncu landığını belirten Demirel, valömlekler, hayır kampanyaları tandaşlara sık sık sorular soratarihin ayıbıdır" dedi. rak "evet" yanıtını aldı. Bursa'Cindoruk'tan sonra büyük te daki sanayi tesisleri, okullar ve zahürat arasında konuşan Süley diğer yatınmları anlatan ve 1983 man Demirel, Celal Bayar'ı an senesinden sonra hiçbir şey yalattı ve "1975 kısmı seçimleri es pılmadığmı, tüm yapılanların nasında bu kürsüye beraberce kendi dönemlerinde inşa edildiçıktık. O zaman sizlere bir hitap ğini vurgulayan Demirel, Bulgata bulunmuş ve sözlerine 'Ben bu ristan'dan elektrik alınmadığını, meydanı 67 yddır tanıyorum' di ancak Sovyetler'den doğal gaz, 1 yerek başlanuştr dedi. Türkiye Afrika'dan kömür alındığını, nin geçirdiği aşamalan anlatan bununlada elektrik üretildiğini ve Bayar'ın bunlan çok iyi sez söyledi. ANAP hükümetinin 4 gilediğini belirten Demirel, daha senedir iktidarda olmasına karsonra şöyle konuştu: şın yaptıklarının "icraat değil, icraatsızlık" olduğunu söyleyen "Deviet ve mDlet hayatında ABD'nin bakışı Demirel, dün gece Çelikpalas1 ta gazetecilerle yemekte sohbet ederken, "ABD'nin 6 Eylül halkoylaması ile ilgili tavrı ne olabilir?" sorusuna şu yanıtı verdi: "ABD'nin bir bakış açısı vardır tabii. Türkiye'nin meseleleri bizi alâkadar eder. Onlann ne düşünduğü bizi alâkadar etmez. Türkiye, ABD'nin 53. eyaleti değildir. Hiçbir zoman da olmayacaktır." "Evet ya da hayıra göre Özalın durumu ne olur?" sorusuna Demirel, "Her iki halde de seyreyle sen gümbürtüyü" karşılığını vererek şöyle devam etti: "Burası kimsenin müstemlekesi degildir. Olmayacaktır. Yasağı savunan partiyi liğme liğme ederiz." Demirel, "hayır çıkarsa" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Millet sagolsun." Genel olarak Demirel, halk oylamasından "evet" çıkacağma inandığmı, ANAP dışmdaki tüm siyasi partilerin istekle "evet" için çalıştığını belirtti. Önceki gezilerinde olduğu gibi yasaklı siyasilere değinen Demirel, "Bu çıkarsa Behice Boran da çıkacak diyor. Boran, Türk vatandaşı degil ki" diye konuştu. Demirel, daha sonra DYP Bursa Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Çiftlilioğlu'nun çocuklannın sünnet düğünune katıldı. Bu sabah Celal Bayar'ın mezannı ziyaret edecek olan Demirel, daha sonra Balıkesir'de konuşacak. Demirel, daha sonra helikopterle Zonguldak'a geçecek. Istanbul havadan ilaçlanacak İSTANBUL (AA) Karasinek ve sivrisinekle mücadele konusunda, Istanbul BUyükşehir Belediyesi'nce uygulanan, havadan ilaçlama programlanmn dördüncüsü 25 ağustos salı günü başlayacak. Istanbul Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden alınan bilgiye göre, 4. aşama ilaçlama çalışmaları, üç uçakla yapılacak ve akşam saatlerinde güneş batmadan önce gerçekleştirilecek. m İlerici gençlik FEVZİ KURUÇATı unutmadı. 8. ölüm yılında saygıyla anıyoruz. G.O.R'h ARKADAŞLARI ADINA HÜSEYİN YILDIRIM 19551979 (Baştarafı 1. Sayfada) hem de Ayvalık'ta yazlıklarında dinlenen yurttaşlar Ecevit'i dinlemeye gelmişlerdi. Ayvalık SHP İlçe örgütü, "Demokrasi için evet' yazılı büyük boy bez bir döviz çevresinde Ecevit'i dinlemeye gelmişti. DSP'liler, SHP dövizınin görünmemesi için ellerinden gelen çabayı harcıyorlardı. Ecevit, Ödemiş ve Ayvalık'ta özal iktidarına sert eleştiriler yöneltti. Zaman zaman da kendi ürettiği tekerlemeterie ozal'a takıldı ve halkı bu konuşma biçimiyie hem güldürdü hem düşündürdü. ödemiş'te DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit, eşi Bülent Ecevit tarafindan yazıldığı hemen belli olan konuşmasım bitirdikten ve bir ara da kürsü çevresindeki partililer ve gazetecileri "Konuşmayı kesmezseniz şimdi kıyameü' koparınm" diye azarladıktan sonra konuşma sırası Bülent Ecevit'e geldi. Ayvalık'ta da aynı yol izlendi. Ödemiş'teki toplantıyı kalabalığm arasından izliyordum. Kalabalığm arasında SHP'liler ve DSP'liler de vardı. Cumartesi Ödemiş'in pazar günüymüş. Köylerden Ödemiş'e pazar için inenler de kalabalığm biraz dışında sıralanmış, sessizce Ecevit'in konuşmasım ızliyorlardı. Nedense Ecevit'i birden Osman Bölükbaşı'ya benzettim. Bölükbaşı, 1950 öncesi ile 60 sonrasının hiç şüphesiz en parlak konuşmacısıydı. Kendi deyişi ile "Kelebek gibi uçan, an gibi sokan" Bölükbaşı, böyle toplantılarda, "Perde önünde evliya, perde arkasında eşkıya" gibi sözcüklerte iktidarlara eleştiri yağmuru yağdırır, siyasal tekerlemelerle süslediği konuşmalart ile de espri fırttnalan estirirdi. Halk, Bölükbaşı'ya bayılırdı. Alanlar alkıştan inlerdi. Oylar mı? Oylar da başka partilere giderdi! Ecevit de tıpkı Bölükbaşı gibi Özal ile ilgili tekerlemeler sıralıyor. Halk alkışlıyor. Ecevit, tıpkı Bölükbaşı gibi kendi kişiliğinden söz ediyor, halk alkışlıyor Demokrasi uğruna katlandığı özverileri anlatıyor. Haik alkışlıyor. Ecevit, ödemiş'e gelmeden önce koylülerle istasyon kahvesinde söyleşiyorum. "Biz" diyoriar, "Eski CHP'lileriz. Sosyal demokratlann böyle ikiye bölünmelerinden rahatsız oluyoruz." Sosyal demokratlar bir araya gelmedikçe, sağ kesim özal'ı ve Demirel'i ile hep iktidar olacak. İnönü ve Ecevit de hep muhalefet yapacaklar. Oysa toplumdaki sol birikim eskisiyle kıyaslanmayacak ölçüde artmış.. Artmış, ama bu birikim sahipsiz. Hem sahipsiz hem de bölük pörçük.. Bu görüntü böyle sürdükçe, bu "arabesk liberalizm" hep ayakta kalacak. Özal gidecek, Demirel gelecek, ya da Demirel gidecek, Özal gelecek.. Bir zamanların kartalı Ecevit'e de "80'li yıHarın Bölukbaşısı rolünü" oynamak düşecek!.. Konuşacak, alkışlanacak, ürettiği tekerlemeler ile halkı coşturacak, güldürecek.. İşte o kadar! Oylar mı? Oylar başka partilere gidecek.. Tıpkı Bölükbaşı gibi... ve tıpkı Bölükbaşı'nın oyları gibi.. Ecevit, bir zamanların kartalıydı. Halk 12 Mart faşizmini Ecevit ile birlikte geriletmiş ve Ecevit, demokrasinin burçlannda o halkın desteği ile bir beyaz banş güvercini olmuştu. 1973 seçimlerinde, dağlara taşlara "Umudumuz Eceyft" yazanların kaçta kaçı bugün Ecevrt'le beraberdir? Kim küstürmüştür bu insanları? Niçin küstürülmüşler? Ntçin itilmisler? Niçin suçlanmışlardır? Eğer Ecevit o eski Ecevit olsa, Ödemiş'e 150 araçla değil, oelki binlerce traktörle, kamyonla ve araçla girilir, yer yerinden oynardı. Ecevit, 1974'lerin Ecevit'i oteaydı, Ayvalık'ta insanlardan oluşan dalgalar sahillerde yankılanırdı. 1973 yılından 1987 yılına kadar sol kadrolar kaç yıl gerilediler? Bu yılgınlık, bu bölünmüşlük, bu dağınıklık neden? Bugün gündemde sol yok. Sosyalist sol hiç yok. Sosyal demokrat sol ise ikiye bölünmüş durumda. Sağ, yine sağın seçeneği olmuş. ANAP'a karşı DYP, ozal'a karşı Demirel.. Türkiye'yi böyle bir kısır döngüye sürüklemenin sorumluluğu kendisine "soicu, sosyal demokrat, sosyalist" diyen ve dedirten herkesin omuzlarındadır. Evet herkesinl Emekçi halk, kendi sesini duyuracak, kendi oylarıyta iktidar olacak kadroları bekliyor...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle