Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER yoloji. felsefe, mantık derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılıp seçmeli hale getirilmesi, bu derslerden bütünlemeye kalanları geçmiş saymak ve benzeri nice karar ve uygulamalar. Bütün bunlar hangi amaç ya da amaçları gerçekleştirmek için yapüıyor? Gelecek kuşaklar neden çağdaş koşullann gerisinde kalmaya mahkum ediliyor? Türk toplumuna nasıl bir görüntü vermek isteniyor? Bu konular enine boyuna büyük bir dikkatle özenle basında tartışılıyor. (•) Yetkililer çoğu zaman bu konularda sessiz kalmayı yeğlemektedirler. Acıklama yapmak zorunluluğunu hissederlerse de değişikliklerin gerçekleşmesini hep "Atatürkçü bir eğitim" parolasıyla noktalıyorlar. timden yararlandırılmalı, kalkınma savaşının gerektirdiği teknik iş gücü yetiştirilmeü ve yurt sorunlarını anlayacak, anlatacak, çözmeye çahşacak ve kuşaktan kuşağa yaşatacak, birey ve kurumlar yaratılmalıdır. Bu hedeflere ulaşamadığımız sayısal verilerle açıkça görülmektedır. Bugün Atatürkçülük adına "seferberlik" ilan edilerek yapılmak istenenlerin Atatürkçü eğitim ilkeleriyle yakından uzaktan ilişkisi olmadığını, bunu yapanların da bilmemesine olanak yoktur. Çünkü bugün yönetimde olan kuşak, Atatürk'ün çizdiği Milli Eğitim politikasından payını en çok alan kuşaktır. Son zamanlarda girişilen eğitimi millileştirme cabalarına kendimizi yadsımak ve gayri Milli Eğitim aldığımızı ilan etmekten başka bir anlam vermeye olanak yoktur. Ne var ki toplumumuzda bilimsel gerçekleri "kendi doğrulan" ile karalamaya çalışııklarını zannedenlerin inandıklannı yaymak için büyük bir çaba sarfettikleri gözlenmektedir. Bununla beraber, unutulmaması ve vurgulanması gereken nokta, insanlann ve siyasi iktidarlann gelip geçici olduğu, kurumlann ise sürekli oluşu gerçeğidir. Her şeye karşın şu ya da bu noktaya çekilmeye çalışılan eğitim kurumu çağdaş toplumun gereklerine doğru hızla yol almaktadır. Ve kuşkusuz yapılan engellemeler bilimin ve sağduyunun gücüyle zaman içinde bir yana itilecektir. Atatürk, Batı kültürünü öğrenmemiz gerektiğini ve çağdaş uygarlık düzeyine ancak böyle ulaşılabileceğini söylemişti. Karar verme yetkisini elinde bulunduranlar ise bu koşullarla Batılılaşma ve çağdaşlaşmayı ortaöğretimde kavram olarak, felsefe ve uygulama olarak nasıl gerçekleştirecekler? Türk Eğitim Derneği'nin geçen mayıs ayında Ankara'da düzenlediği "Orta Öğretim Kurumlarında Sosyal Bilimler Öğretimi ve Sorunlan" konulu üç günlük bilimsel toplantiya Milli Eğitim Bakanlığı'nın temsilcileri katılmadılar. Böjlesine kapsamb kararlar öncesinde duygusal hareket edilerek sağduyuya kulak verme gerekliliği duyulmamış ve bir kez daha ideolojik yaklaşımın bilime egemen olduğu görülmüştür. 19 AĞUSTOS 1987 Seçmeli Dersler ye Ana Babalara Düşen Görevler Kuşkusuz her toplum kendi toplumsal yapısına uygun ve kendi değişme koşulları çerçevesinde gelişme potansiyeline göre insan gücünü eğitmek zorundadır. Ancak üzülerek belirtmek gerekir ki, ülkemizde eğitim ve öğretim planlamasında önceliklerin saptanması ve uygulamaya konulan değişiklikler, genellikle karar verme yetkisine sahip olanların dünya görüşleri doğrultusunda yapılmaktadır. İŞKENCEYEBASKILARA KARŞIİNSANLIK ONURUNA SAHİP OLAN HERKESE! "TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLERE İNSANCA YAŞAM" DİLEKÇESİNE BİR İMZA VER! TAYAD YENİ ÇÖZÜM (Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Demeği) Atatürkçü eğitim ilkeleri Şimdi sevgili ana babalar sizlere sesienmek istiyorum: Çağdaş eğitim ilkeleriyle çakışan Atatürkçü eğitim ilkelerinin neler olduğunu gelin hep birlikte görelim. Birinci ilke: Beden ve ruh sağlığı yerinde, kendine ve çevresine güven duyan bireyler yetiştirmek. Atatürk bu ilkeyi "... Cumhuriyet; fıkren, ilmen, bedenen kuvvetli, seciyeli muhafızlar ister" cümlesiyle düe getirmiştir. Ikincı ilke: Bilimsel gerçekleri öğrenecek, yenilik ve değişmeleri hoşgörüyle karşılayacak bağnaz ve tutucu olmayan kişilik yapısına sahip bireyler yetiştirmek. Atatürk bu ilkeyi de "Dünyada her şey için, maddiyat için maneviyat için, en hakiki mürşit ilimdir, fendir, ilim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir" sözleriyle ifade etmiştir. Üçüncü ilke: Bireylere ulusal kültür ve kimlik kazandırmak, doğup büyüdüğü toplumun ulusal varlığını. dsğerlerini ve bağımsızlığını her türlü karşı güçler önünde savunacak ve başka ulusların da bu tür değerlerine saygı duyacak bir eğitim vermek. Atatürk "... Yetişecek çocuklanmıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel her şeyden evvel Türkiye'nin istikbaline, kendi benliğine, milli ananelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir" sözüyle de bu ilke paralelinde düşündüğünü göstermiştir. Dördüncü ilke: Demokratik düzenin temel ölçüt ve değerlerinin öğretilip yaygmlaştırılması, özellikle bireylerin özgürlüğünün kuralsızlık olmadığı ve toplumsal hayatın bir dizi kurullar içinde gerçekleşebileceği görüşünün benimsetilmesi de Atatürk'ün şu sözlerinde ifadesini bulmaktadır. "...Her fert isıediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre malik olmak, seçtiği bir dinin icaplannı yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetlerine maliktir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz!' Atatürk, çağdaş bir "ulusal toplum" olarak var olabilmemiz ve gelişmemizi sürdürebilmemiz için ulusal, demokratik ve laik bir eğitim ve öğretimi temel koşul olarak görmüştur. Atatürk'ün eğitim konusunda gerçekleştirmek istediği hedefler de kaynağını Eğitim Kurumunun ilkelerinden almaktadır: Okuyup yazma bilmeyen tek yurttaş bırakılmamalı, Erkek ve kız çocuklarımız aynı surette öğretim ve eği Prof. Dr. BtRSEN GÖKÇE Hacettepe Üniversitesi Yülardır, öğrencilik günlenmden bugüne M. Eğitim Bakanlığımıza ait uygulamalarda çeşıtli değişiklikler yapılagelmekledir. Eğitim kurumu dinamik bir süreçtir. Çağdaş koşullara ve toplumdaki değişmelere koşut olarak sistemin kendisini yenilemesi doğaldır ve yaygın bir beklentidir. Toplumsal değişme, bir toplumda bulunan kaynaklar, teknolojik örgütlenme biçimi. kültürel birikim ve düşünce yapısı arasındaki etkileşim sonucunda oluşmaktadır. Çağdaş toplumlarda, temel bilimler ve özellikle fizik alanında gerçekleştirilen yenilikler, buluşlar ve bunlann yaşama uygulanması toplumsal yaşamı her yönden kuşatmakta, etkilemekte ve böylece kapsamlı toplumsal değişikliklere yol açmaktadır. Yeniliklerin ulaşım ve haberleşmede yaygın olarak kullamlmaya başlanması, motor'.u araçların uçak, kompütür, televizyon, telsiz ve benzeri buluşlann günlük yaşama girmesi insanoğlunu bu yeni durumlara u>nm çabası gösterme sorunlanyla karşı karşıya bırakmıştır. Teknolojinin gelişmesi, sosyoekonomik koşulları ve olanaklan yakından etkilemiş, kentleşme, sanayileşme, modernleşme gibi olgu ve bu olguların doğurduğu ilişkiler günlük yaşamın bir parças\ durumuna gelmiştir. Toplumsal değişme ve gelişme, geleneksel yapıların çözülmesine, inanç ve degerler sisteminin değişmesine yol açmıştır. Bu durum hızla anan dünya nufusunun yeni koşullara ayak uydurabilmesini. karmaşıklasan ve genişleyen bilgi birikimini yaşama geçirecek ış gücünün eğitilmesini ve uzmanlaşmasını zorunlu hale getirdi. Böylece çagdas toplumda ekonomik düzenin ihtiyaç duyduğu biçimde insan gücünün yetiştirilmesi söz konusu olmaktadır. lumsallaşma kavramıyla eş anlamlı olmaktadır. Sosyalleşme bireyin içinde bulunduğu toplumun alışkanlık, değer, tutum, inanç ve beklentilerini öğrenme ve uygulama sürecidir. Sosyalleşme süreci bireyin biyolojik kökenli iç güdülerinin toplumdaki egemen değer yargıları ve da' ranış kalıplan içine yerleştirilmesine de yardımcı olur. O halde sosyalleşme ile eş anlamlı olarak kabul edilen geniş anlamdaki eğitim kavramırn yaşam boyu. her yerde ve her an canlıhğını koruyan bir süreç olarak düşünmek gerekir. tşte bu nedenlerle zaman zaman eğiıim ve öğretim sistemimizde değişiklik yapümasını yararlı ve gerekli buluyoruz. Ancak yapılan değişikliklerin bilimin gösterdiği doğrultuda ve toplumun gereksinimlerine yanıt verecek nitelikte yapılması gereküliği de altı çizilerek vurgulanmalıdır. Kuşkusuz her toplum kendi toplumsal yapısına uygun ve kendi değişme koşulları çerçevesinde gelişme potansiyeline göre insan gücünü eğitmek zorundadır. Ancak üzülerek belirtmek gerekir ki, ülkemizde eğitim ve öğretim planlamasında önceliklerin saptanması ve uygulamaya konulan değişiklikler, genellikle karar verme yetkisine sahip olanların dünya görüşleri doğrultusunda yapılmaktadır. Geçmişten bugüne yapılanlara kısaca bakmakta yarar var: 195O'li yıllarda lise, üç yıldan dört yıla çıkarıldı. Üç yıllık uygulamadan sonra tekrar eskiye dönüldü. Bakalorya'nın yerini olgunluk onun yerini de devlet lise bitirme sınavları aldı. Daha sonraları karne ile sınavsız bitırmelere geçildi. Ders programlarında ise, daima idarede egemen olan zihniyet paralelinde değişiklikler yapıldı. Son dönemde ise, Atatürk'ün laikliği ülkemize yerleştirme konusundaki bunca çabasına karşın din dersinin zorunlu hale getirilişi, ö|retmen yetiştirme ve sınav sistemindeki değişiklik, "milli kitap" yazma seferberliği, cumhuriyet tarihimizde altrruş yılı aşkın bir süredir okutulan coğrafya ve tarih derslerinin milli coğrafya ve milli tarihe dönüştürülmesi, Arapça derslerini müfredat programına koyma çapalan ve nihayet ders saatlerindeki azaltmalann sosyal bilimler gnıbuna yansıtılması, sos BODRUM'DA KEYİFLİ BİR TATİL Cupido Motel ORTAKENTBODRUM Istanbul 150 30 99 Sabah kahvattı + Oda 1 kişi 5.000 TL. Restaurant, bar, cafe, özel plaj, surf Bodrum Irtibat: Arya Yatching 9 (6141) 1580 * Gruplara özel indirim Sonuç Sonuç olarak MEB'nin yaptığı son değişikliklerle gençlerimize doğru düşünmeyi, özgürce düşünmeyi, uygarca tartışmayı ve hoşgörüyle davranmayı öğretecek dersler sosyoloji, felsefe, mantık zorunlu ders olmaktan çıkarılıp seçmeli dersler grubuna oturtuldu. tşte bunun için siz ana babalarla dertleşmek gereksinimi duydum. Çocuklannızı; toplumun etkili bir üyesi yapmak, yaratıcı ve eleştirici bir kişilik yapısına sahip kılmak, çağdaş ve demokratik bir topluma uyum sağlayacak bilgilerle donatmak, davranış ve tutumlannı toplumun beklentileri yönünde geliştirerek birinci sınıf vatandaş olarak yetiştirmek istiyorsanız siz ana ve babalar çocuklarımza iyi birer öğretmen ve rehber olunuz ve onları bu dersleri seçmeleri için yönlendiriniz. (*) Sayın hocam Prof. Dr. Cıhil Tanyol'ua "Dıişiınceye Tuzak" <CiiiM$ Gazcı«i 5.7.1987) makalcsindeki görüşlere içlcnlikle katıldı|ınıı betirtir. konuyU ilgüenenlere okumalanıu salık veririm. TEŞEKKUR Kızımız BURÇÎN'i bize kazandıran SSK tstanbul Hastanesi Kadın Doğum Servisi Şefı Op. Dr. ALAADDİN BAKİ ÖZBEK'e, Dr. tHSAN ÎSKENDEROĞLU'na, Ebe Hemşire, NURAN ÇANAKÇI, anestezi hemşireleri, doğumhane ve tüm hastane personeline teşekkürü borç biliriz. Ideolojilerine uygun geriye götürüş Eğitim, bireylerin içinde doğup büyudükleri yaşamlannı sürdürdükleri toplumun değerlerini, bilgi birikimlerini, geliştirdikleri çesitli becerileri öğrenmeleri ve öğrendiklerini kendilerinden sonra gelen kuşağa aktarmaları sürecini içerir. Böylece eğitim sosyalleşme ya da top NİLGÜNSEFA AŞABAY EVET/HAym OKTAY AKBAL Atatüık Değil "Krütata'l "Devlet ve milletin büyük çapa ermiş yedi asıriık hayatında, ilk iki buçuk asrını aşk, vecd fetih ve hakimiyetle süsleyici; üç asnnı kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrını Allatfm, Kur'anmda 'belhüm adal' dediği hayvandan aşağı taklitçîlere kaptıncı; en son yarım asrtnı da işgal ordulannın bile yapamayacağı bir cinayetle, Türkü madde planında kurtardıktan sonra ruh planında helâk edici tam dört devre..." Evet yanlış okumadınız, Türkiye Cumhuriyetinin son yarım yüzyılı, yani 1923'ten bugüne gelen zaman parçası söz konusudur. "isgal ordulannın bile yapamayacağı bir cinayetle Türkü madde planında kurtardıktan sonra ruh planında helak edici" devre... "Yani Atatürk dönemi!.. Bu, bir imam hatip lisesinin 1986/87 yıllığında yayımlanan "Gençliğe Hitabe"öer\ aiınmış bir bölüm... Ankara Merkez İmamHatip Lisesi Öğrenci Yıllığında Atatürk'ün "Gençliğe Seslenişi" yok, ama Necip Fazıl'ın "Gençliğe Hitabesi" var! Hem de Atatürk'ü ve cumhuriyetin 1923'ten bugüne kadar uzanan dönemini 'işgal ordulannın bile yapamayacağı bir cinayet" işlemekle suçlayan bir gerici sesleniş... Necip Fazıl, Türk gençliğini Atatürk devrimciliği yolundan koparıp, çağdışılığın karanlıklarına çekmek için büyük çaba harcamış, ne yazık ki yer yer başarılı da olmuş bir kişidir. Şairdir şair olmasına, ama otuzundan sonraki tutumu, davranışı ile şairliğini kendisi de unutmuş, "Verdim cüceye onun olsun şaMkJ Şimdi gözüm Büyük Sanatkârlıkta" diyerek dinsel sömürü yolunda kendini de, sanatını da harcamıştır. Bakın bu Gençliğe Hitabe'yi nasıl bitiriyor: "8u gençliği karşımda görüyorum. Maya tutması için otuz küsur yıldır, devrimbaz kodamanlann viski çektiği kamıştan borularla ciğerimden kalemime kan çekerek yırtmdığım, kıvrandığım ve zindanlarda çürüdüğüm bu gençlik karşısında uykusuz, susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allah'a hamdetmek makamındayım." Necip Fazıl'ın şu dızeleri Necip Fazılcı gençliğin sloganıdır: "Şurda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes I Ey kahbe rüzgârne yandan esersen es"... Doğru söylüyor, büyük bir 'gedik' açıldı Atatürk cumhuriyetinin surlarında, o gedıkten alabildiğine doldu gericilik akımlan! Pırıl pırıl Atatürk gençliği yüzlerce imam okulu, binlerce Kur'an kursu yoluyla düzene, çağdaşlığa yabancılaştırıldı. Gerçekten de "surda bir gedik" açslmıştı. Bunu gören yok muydu? Vardı. Yazıldı, çizildi, anlatıldı, siyasa adamlarının gözleri önüne serildi bu büyük tehlike... Ama ya oy hesabıyla ya da korkaklıkla ya da çıkar düşüncesıyle ya da kendi kafalarının da böyle bir çağdışılıktan yana oluşuyla seyirci kaldılar bu ters gidişe... Hele 12 Eylül olayından sonra devletçe takınılan tavır, yapılan uygulamalar hem de "Atatürk' diye diye girişilen yanlış işler 'surdaki ged//cTeri genişletti, sonunda o devrim surlarını yıkmaya, ortadan kaldırmaya yöneldi. Ankara Merkez İmam Hatip Lisesi Müdürü de bakın öğrencilerine nasıl sesleniyor: "Merhum Mehmet Akif Ersoy ne güzel söylemiş: "Allah'a dayan sa'ya sanl, hikmete ram ol Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol Allah'a dayan gayene tevfikini versin Kufana sarılmazsan eğer yese düsersin... Öyle ise gençler sizler de iman mayasıyle yoğrulmuş birer sahsiyet olarak Âllah'a dayanın, hikmete ram olun, bundan başka çıkar yol aramayın. Eğer Kur'ana sarılmazsanız mutlaka yese düşersiniz." Müdür Yardımcısı da diyor ki: "Kalplere Amentü'yü, kafalara imam sen kazıyacaksın. Hasta çağa, hasta çağm buhranlı insanına şifa sensin. Sen beklenen nesil, Asım'ın nesli'sin. Öyleyse kalk ve saf tut." Dergi komitesinin mesajı da şöyle: "Ve sizlere diyorum, ki, geleceğin anaları 'Aişe'leri Fatımalan bacı/arım, geleceğin dava adamı olacak Ahmetler Mustafalar gelin, inancımızın büyükIüğü önünde gönül gönüle verelim. Özlediğimiz Medine devrine ulaşmayı başaralım" Medine dönemini özleyen bu öğrenci dernegi başkanı da Necip Fazıl'm ünlü beytin: yineliyor: "Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes"... Atatürk nerde peki? O da var! Ön sayfalarda ters basılmış bir resmini buluyoruz. Ama imzası da ters! K. Atatürk'ü sağdan sola okumak gerekiyor. Yani "Krütata K." diye... Bu da imam okulu yıllığının ayrı bir özelliği. Bilerek mi, yoksa bilmeyerek mi yapılmış!.. Atatürk'ün Gençliğe Ses/en/ş/'nin yerini Necip Fazıl'ın Gençliğe H/faoe'sinin aldığı bir döneme girdik. Bunu 'büyük'lerimiz ne zaman görecekler? Görecekler de yüzlerce imam okulunun, binlerce kursun yurdumuzda bütün devrim kalelerini yerle bir etmesine, Atatürk Cumhuriyeti'nin temel ilkelerinin, anlamının ortadan kaldırılmasına daha ne kadar zaman seyirci kalacaklar? Hep seyirci kalacağız. daha ne kadar zaman? Ekranlarınızda Yeni Bir Çağ Başlıyor T.C. ŞARKİKARAAĞAÇ SULH CEZA MAHKEMESİ Esas No: 1984/290 Karar No: 1986/191 C.Sav. No: 1984/381 KARAR HÂKİM: Zeki Turhal 21995 KÂTİP: Enver Kovacı 163 DAVAC1: K.H. SAN1K: Gungör Ersoy, Mahmut ve Ayşe oğlu 1937 doğumlu Eskişehir ilçesi Mıhalıççık ilçesi Sazak köyü nüfusuna kayıtlı Ş. Karaağaç Salur köyünde mandıracı. SUÇ: Gıda maddeleri tüzüğüne muhalefet. SUÇ TA.: 20.11.1984 IC\RAR TA.: 28.11.1985 HÜKÜM: Sanığın eylemine uyan TCK'nın 398'inci maddesi uyarınca takdiren üç ay hapis ve beş bin Hra ağır para cezası ile cezalandırılmasına, Sanığa verilen hapis cezasının 647 S.K.'nın 4/1 maddesi uyannca günlüğü takdiren üç yüz liradan yirmi yedi bin Hra ağır para cezasına çevTİlmesine. Sanığa verilen aynı neviden ağır para cezalarının TCK 72 Maddesi uyarınca toplanarak san ı î ı n OTUZİKİBİN LtRA AG1R PAR.A CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, 2 Sanık Güngör Ersoy'un TCK'nın 402'nci maddesi uyannca üç ay hapis cezasına müsavi olarak cürrne vasıta kıldığı meslek ve zanaatının ve ticaretınin TATİLİNE. Fiilin oluş ve şekil özelliği halk sa|\ığına eıkisi yönünden takdiren ve teşdiden işyerinin onbeş gün sure ile KAPAT1LMAS1NA. TCK. 402 maddesi uyarınca kesinleşen karar özetinin büyük harflerle yazjlmak suretiyle 15 gün kapaıma süresi kadar kalmak üzere sanığa ait kapatılan Salur köyü peynir mandırasının göze çarpan bir yerine yapıştırdmasına. İş bu karar özetinin Ş. Karaağaç C. Savcılığına bildirilerek masrafı bilahare sanıktan alınmak üzere Ankara ve İstanbul'da yayımlanan trajı yüzbinin üzerinde bir gazetede yayımlanmasına karar verildi. 28.11.1985 Basın: 27070 R0CK)'l\' POUS AKADEMISI PARILTI ÇRMAN CASABL\XCA Sinema. video ve eğlence dünyasının en büyüğü dünya sinemasınm en büyük filmleriyle, dublajı kusursuz "sıfır"da kopyalarıyla Amerika Birleşik Devletleriyle aynı günde ekranlarınıza geliyor. Warner Bros. Türkiye'de... 70 yıllık büyük bir gelenektir VVarner Bros. Dünya sinemasının en büyük filmlerini. sinema dünyasının en parlak yıldızlanyla. Hollyvvood'daki dev stüdyolarmda yaratan büyük bir gelenek. Eğlence alanının "ınajor'ları arasında da büyüktür VVarner Bros. Sinemadan başka Televizyon, Video, Müzik, Yayın alanlarında da. VVarner Grubu'nun (VVarner Communications Inc.) 1986 gelirleri 2,848.324,000 Dolardır. VVarner Bros'un yeryüzünün tüm ülkelerinde filmleri gösterilir. 38 ülkede bürosu, dağıtım örgütü ve bu ülkelerin önemli bir bölümünde sinema salonlan vardır. T.C. İSTANBIL 2ÎNCİ ASÜYE CEZA MAHKEMESİ HÜRÜM ÖZETt Esas: 986/582 Vergi usul yasası uyarınca kaçakçılığa teşebbüs suçlarından saruklar Sacit Demirhan ve Ömer Bayramoğlu haklannda yapılan duruşma sonu, adları geçen her iki sanığın 213 sayılı vergi usul yasasının 2365, 344, 1, 358, 360, 647/4,6. maddeleri gereğince neticeten 9000'er lira ağır para, birer ay sure ile sanat ve meslek ıcrasından mahrumiyetlerine, asli ve feri cezalarının ertelenmesine, aynca hüküm özetinin İstanbul'da münteşir günlük gazetelerden birinde bir defa olmak üzere yayımlanması zımmında C. Savcılığı'na gönderilmesine masrafın bilahare samklardan müteselsilen alınmasına hususunda HÜKÜM ÖZETİDİR. Basın: 27522 Warner Bros. şimdi Türkiye'de: • Kendi bürosu. kendi temsilcileri. kendi büyük imkanlanyla • Geleceğe yönelik ve Türkiye'nin doğal imkanlartnı değerlendirecek büyük yatınnı projeleriyle • Amerika Birleşik Devletleriyle aynı günde video ekranlarınıza gelecek birbirınden güzel filmleriyle Türkiye'de \Varner Bros. cağı başlıyor. 1 \Varner Bros.'un her ay ilan edeceği eşsiz listelerde yer alan • • birbirınden güzel filmleri her ilimizde ve ilcemizde yetkili * video satıcılanmızdan alabileceksiniz. ^) Warner Bros.'un yapımını üstlendiği yeni filmleri A.B.l). ile " " a y n ı günde görebileceksiniz. Londra'dan, Faristen. Roma'dan önce. O VVarner Bros.'un yapım veya dağıtım haklarına sahip olduğu ama daha önce korsan kasetlerde bozuk görüntülü. kötü dublaih veya altyazılı kopyalarını izlediğiniz güzel filmlerini "orijinal" bantlarından. mükemmel birdublajla veya altyazıyla sevredebileeeksiniz. Warner Bros. Home Video Servüsi Hizmete Giriyor \Varner Bros. ilk olarak sinemavideo seyircilerimize erısilmez veniliklerini sunuvor: ÇOCUK BAKICISI ARANIYOR Kadıköy Göztepe'de yarım gün (7.3012.30) çocuk bakacak genç bayan aranıyor. Tel.: 359 69 85 (Akşam) 512 05 05/473 (Gündüz) Ekranlarınızda Warner Bros. Çağını Artık Başlatabileceksiniz. lk"s. Fılra ve \ iüef. Sanavi ve Tiıaret A.S. Tü'kiye Yetkili Video Dafttıcısı: HUKUKSUZ DEMOKRASİ Av. Halit Çelenk tkinci bası: 880 lira :ağdaş Yayınlan: Türkocağı Cad 3941 Cağaloğluİstanbul İletişim Sanayi ve Ticaret A.Ş. ınhul T,l İM 17 J<»!7"» U s î Ttkkv ;7İM I1TSTU * A tnıdnftiurk ot l\ arner fifos. Comrnunicütions Inc. Baby sitter Tel: 37253 ESKİŞEHİR