18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER tırmalarda sapt ^an sayılan çok aştığı kabul edilmelidir. Ülke gerçeklerini doğr~ saptamak zorundayu. Bugün ülkemizde sağhk için gerekli altyapı henüz gerçekleştirilememiştir Buyük iler başta olmak üzere, içecek ve kullanacak "temiz su" sağJanamamaktadır. Tarım ülkelerinkı başında gelen Türkiye'de "tek yönlü ve dengesız bir beslenme sorunu" sürüp gitmektedir. Topluma, ailelere ve analara sağlık ve beslenme eğitimi verilememiştir. Ana ve çocuk sağlığı korunamamaktadır. Bu ve benzeri eksiklikler yanında, Koruyucu Sağlık Hizmetlerine gereken değer ve önemin verilemey)t: h;zmetin yurt düzeyinde yaygınlasamaması beb.k ve çoaşı cuk ölümlerinin başhca nedenidir. mayı çok seven iktidar partisi sorumlulan, bebek ve çocuk ölümlerini önlemek için de yabancı sağlık örgütlerinin güdüm ve desteği ile "aşı kampanyası" yürütmeyi yeğliyor. Devlet televizyonunda gösterişli çıkışlarla parti reklamı haline getirilen bu aşı kampanyası ile bebek ölümlerinin yarıya ineceği iddia ediliyor. Aşılama ile çocuklara bağışıklık kazandırmak kuşkusuz çok önemlidir, yararı tartışılmaz. Ancak aşılama görevi, "kampanya" olarak yürütülmez. Aşılama hizmeti, Sağlık BakanlığYnın asıl hizmetidir, koruyucu hekimliğin bir parçasıdır. Bakanlıkça sürekli uygulanması gereken ve devamlılık isteyen bir görevdir. Aşılar, 14 yaş arası çocuklar. hastalanmaktan korur, ancak bebek ölümlerini engelleyemez. Aşı, doğumun ilk ayında, ilk altı ayında ölen 110 bin bebeğin ölümüne çare değildir. Bu bebeklerin ölüm nedenlerini iyi tanılamak (teşhis etmek) gerçeklere sırt çevirmemek gerekir. Yaamızda anlatmaya çalıştıklanmız, yülann deneyimleri sonucu, up fakültelerinin bilimsel araştırmalanndan ortaya çıkan gerçeklerdir. Bilimsel doğrulardır. O halde birtakım aldatmacalarla, halkın gözünü boyayarak bilimsel gerçekleri uzun süre gizlemenin olanağı yoktur. Bebekl lüyor? ıkla PENCERE 12 AGUSTOS 1987 lUhaf Bir RastJantıL Her yıl 6 ve 9 ağustos günleri dünyanın her yanında atom bombası felaketi anılır; Hiroşima ve Nagazaki'de törenler yapılır dualar edilir. İkinci Dünya Savaşı'ndan önce Hiroşima 350 bin nüfuslu bir kentti. 6 Ağustos 1945'te bir Amerikan uçankalesi, saat 8.15'te dünya tarihinin ilk atom bombasını Hiroşima'ya attı. 5 kilometre çapında bir çemberi kapsayan alanda her şey yok oldu. 80 bini aşkın çoluk çocuk, ana, nine, dede, kadın, erkek, bebe ökJü; şehirdeki yapıların yüzde 98'i yıkıldı. 9 Ağustos 1945'te ikinci atom bombası Nagazaki'ye atıldı. Bu kez 4,5 kilometre çapında bir çembere yayılan alanda ölüm ve yıkım gerçeklesti; sivil halk yok edildi. Bu yılın ağustosunda da dünyanın her yanında "Hiroşimalar olmasın" diye yakarılmıştır. • Atom bombası tragedyasının ölüm ve yıkımından sonra üstü örtülen gerçekleri, aradan bunca yıl geçmesine karşı kimse yeterince kurcalamaz. En başta Japonlar suskundur. 20'nci yüzyılın sonuna yaklaşırken kimi çevrelerin olayı ele alış biçimi, inanılmaz bir yazgıcılığm aldatıcı rengine bürünür. Sanki tannlann isteği ya da buyruğuyla Hiroşima ve Nagazaki'nin başına büyük felakst getmistir; sanki Allah, insanlıga ibret dersi vermek için suçsuz kerrt halklanna gokten atom yağdırmıştır. Yaşanan acı olay, dinsel kokular taşıyan törenlerdeki yakarışlarla anılır ve kurbanlar anımsanırsa, yaşanan acı olay bir kez daha yinelenmez diye düşünülmektedir. Oysa bir dizi sorunun yanıtı gün ışığına çıkanlmak için gölgede beklemektedir. Atom bombalannm Hiroşima ve Nagazaki'ye atılması için \feşington'daki egemen buyruk vermiştir. Ama sorumlu tek kişi midir? Atom bombasını kullanmak zorunlu muydu? Atom bombası kullanılmadan savaş kazanılamaz mıydı? Kin ve intikam güdüleriyie mi iki kent halkı yok edildi? Yahudi soykırımını baslatan Hrtler suçludur da sivil halkı toptan yok etmek için dünya tarihinin en güçlü silahını gözünü kırpmadan deneyen kişi suçsuz mudur? • İkinci Dünya Savaşı'nda yaklaşık 40 milyon insan öldü; bu sayının içinde 300 bin Amerikan var. Hiroşima ve Nagazaki'deki sivil katliamı 160 bini geçer; çoluk çocuk atom kurbanlan, Amerika'nın bütün savaş boyunca verdiği kayıp sayısının yansını aşıyor 1945 yılının 8 mayısmda Almanya bağılsız koşulsuz teslim olmuş, Batıda savaş bitmişti. Mayıs 1945'te Japonya çökmüş; Fransız, Sovyet, Avustralya, Amerikan kuvvetleri karşısında her cephede yenilgiye uğramıştı. Ne var ki tarih, insanlıga bir oyun hazıriıyordu. ABD'nin ünlü Cumhurbaşkanı Roosevert ölünce, 1945'in nisan ayında Baş kan Yardımcısı Truman yasalar gereğınce yetkileri eline aldı ve daha çiçeği burnunda bir cumhurbaşkanıyken atom bombasının kullanılması için emir verdi. Bu durumda şöyle bir soru ortaya çıkar: Roosevelt ölmeseydi, atom bombasının sivil halk üzerine atılması için emir verir miydi? Kuşkusuz bu soru yanıtsız kalacaktır; ama atom bombasını kullanma kararı, sivil kent halklarını kitlesel biçimde ortadan kaldırmaya yönelik katliam niteliğindedir. • İnsanlığın geçmışı kanlı bir mezbahadır. Amerikan tarihi de çoğu ülkeninki gibi kanla yuğrulmuştur; ABD'nin kuruluşunda Kızılderili soykırımının yeri de pek büyük... Hiroşima ve Nagazaki kınmları ise uzak geçmişin karanlığında yaşanmadı; daha dün gibi... Bu yıl ağustos ayında bütün dünyada "Hiroşimalar olmasın" diye törenler yapılırken, Amerikan Temsilciler Meclisi'nde sözde Ermeni soykırımı gündeme girmişti. Ne tuhaf bir rastlantı? Oysa Birinci Dünya Savaşı'nda Doğu Anadolu'da yaşanan eçı olay, soykınm niteliğinde değildi ve atom bombası katliamındaki gibi serinkaniı, hesaplı, bilinçli bir "irade" ite düğmeye basmakla da gerçekleşmemişti. Yabancıların güdümü ve buyruklan ile işyapmayı çok seven ikîidar partisi sorumlulan, bebek ve çocuk ölümlerini önlemek için deyabancı sağlık örgütleriningüdüm vedesteğiile "aşıkampanyası"yürütmeyiyeğliyor. Devlet televizyonunda gösterişli çıkışlarla parti reklamı haline getirilen bu kampanyası ile bebek ölü mlerinin yarıya ineceği iddia ediliyor. Aşılama ile Insan sağlığı bir ticaret malı oldu!^ çocuklara bağışıklık kazandırmak kuşkusuz çok önemlidir, yararı Koruyucu hekimlikte olduğu gibi, tedavi edici tartışılmaz. A ncak aşılama görevi, ' 'kampanya'' olarak yürütülmez. sağlık hizmetleri de yaygıniaştırılamamışur. KırAşılama hizmeti, Sağlık Bakanlığı 'nın asılhizmetidir, koruyucu hekimliğin sal alandaki tehlike daha ciddi boyutlardadır. Köybir parçasıdır. Bakanlıkça sürekli uygulanması gereken ve devamlılık isteyen lerde, kuçük yerleşme birimlerinde, başta bebekler ve çocuklar "nitelikli" tedavi olanaklarından birgörevdir. yoksundur. Prof. Dr. TÜRKÂN AKYOL SHPMerkez Yürütme Kurulu Üyesi Her yaz mevsiminde olduğu gibi, bu kez de toplumun sağlığı açısından ciddi sorunlar ortaya çıktı. Sağanak yagmurlar, içme ve kullanma sulanna kanalizasyonlann kanşmasını yoğunlaştırdı. Yiyeceklcr aşın sıcakıardan hızla bozuluyor. Kirli sularla bulaşan hastaiıklar, yaz ishalleri, tifo, paratifo, sarıbk gibi enfeksiyonlar arttı. Günlerdir basında, yer yer salgınlann ve ölümlerin görüldüğünü izliyoruz. Ozellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu'dan alınan bilgiler bu yıl bulaşıcı hastaUklann ciddi boyutlara ulaştığını gösteriyor. Bunlar önemli olaylar ve bebekçocuk ölümlerinin nedenini de buradan yola çıkarak bulmak olası. Bir toplumda çevre sağlığı koşullannı, ülkenin sosyoekonomik düzeyini ve değişme hızını en iyi yansıtan ölçek bebek ölümleridir. Türkiye, sağlık göstergeleri, ozellikle çocuk, bebek sağlığı ve ölümleri açısından dünyanın en geri kalmış ülkeleri arasında yer almaktadır. Dünya ülkelerinden örnekler verilirse: Japonya'da her yıl canlı doğan 1000 bebekten sadece 7'si ölürken, bu sayı îngıltere'de 11, Batı Almanya'da 12, Yunanistan'da 14, Bulgaristan'da 20, Sri Lanka'da 32, Tlınus'ta 65'tir. Bebek ölüm sayısı açısından biz bu ülkelerin çok gerisindeyiz. Türkiye'de her yıl canlı doğan 1000 bebekten 100'ü ölmektedir (x). örneklerin de gösterdiği gibi, bebek ölüm hızı olçeği, ülkelerin gelir dtlzeyinden çok sosyokültürel yapüanna ve sağlık hizmetlerinin düzey ve niteliğine bağlıdır. Ülkemizde her yıl 125 bin bebeği (1 yaşına kadar) ve 40 bin çocuğu (14 yaş aıasında) yitiriyoruz. Her gün ortalama 340 bebeğimizi ve 110 çocuğumuzu ölüme terk ediyoruz. Neden, neden?.. Bebeklerin yüzde 85'i ilk altı ay içinde, bunlann yandan fazlası da ilk bir ay içinde yitirilmektedir. Bir başka deyişle, her yıl 60 bin bebek doğumun ilk ayı içinde, 110 bin bebek de ilk altı ay içinde ölmektedir. lshaller ve brokoprömoniler (zatüreeler) bebek ölümlerinin başhca sebepleridir. Bu hastabklar tedavi edilebilir hastalıklardır. önlemleri alınırsa, bunlardan korunmak sanıldığı gibi zor değildir. Erken tanı ve tedavi sağlanabilirse hasta bebeklerin yüzde 80'ini kurtannak olasıdır. Oysa kırsal alanlarda bebeklerin yüzde 80'inin ölümden önce herhangi bir sağlık personeline götürülmediği ve sağlık hizmetine erişemedikleri de yapılan son araştırmalarla ortaya çıkmışür. tşin ilginç ve bunun da ötesinde acı yanı, kırsal alanda, küçük yerleşme birimlerinde, erken bebek ölümlerinin, (yazık ki çok doğal görülerek) nüfus kayıtlanna bile geçirilmemesi gerçeğidir. Bu gerçek dikkate alındığında, bebek ölüm hızının araş Bu gerçekleri saklamak, saptırmak ve görmezden gelmekle doğru çözümlere ulaşamayız. Gerçeklerden korkmamalıdır. Geçen aylarda ANAP hukümeti, bir sağlık yasası çıkartu. Muhalefetin tüm çabalarına karşın, partisinin çoğunluk oylarına dayanarak "Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu" ile yeni bir sağlık poliıikasını uygulamaya soktu. Sağlık hizmetleri paralı hale getirildi. Zaman içinde özelleştirilecek olan sağlık hizmetleri para ile alınıp satılacak. Insan sağlığı bir ticaret malı gibi "satın almaksatmak" deyimleri ile anılır oldu. Halkımızın gittikçe yoksullaştığı, büyük halk kitlelerinin ödeme gücünün hemen hemen yok olduğu bir dönemde, sağlık hizmetleri de "ANAP felsefesi" doğrultusunda birçok şey gibi artık parası olana satılacak! Böylece, anayasasmda "bir sosyal devlet" olduğu yazılan Türkiye'nin, "sosyal devlet" olmadığı bir kez daha kanıtlandı. Ülkenin altyapı düzeyindeki eksiklikleri yanında mevcudun da rasyonel ve kamu yararına kullanılması bir kıyıya itildi. "Koruyucu sağlık hizmetleri" bütunüyle unutuldu. Sonuç Gerçeklerden korkmamalıdır. Sorunlan doğru tanımlamak, bunlara çare bulmanın birinci koşuludur. Bilimsel verileri görmezden gelmek, halka gerçek dışı, yanlış bilgileri vermek, insanlanmızı yanıltmak ve aldatmakla bir yere vanlamaz. Yaşadığunız bu yaz aylannda, giderek artan sağlık sorunlan ciddi bir uyan niteliğindedir. Sonımluların gerçekleri görmesini ve sağlık politikalannı hızla ve yeniden düzeltmelerini bekliyoruz. Yanlışbklann, ihmallerin ve sorumsuzluklann bedelini başta bebeklerimiz ve çocuklanmız, bütün yurttaşlarunız hayatları ile ödüyorlar. Birtakım fantezilerle, ülke gerçekleriyle bağdaşmayan taklit ve heveslerle insanlanmızın, bebeklerimizin, çocuklanmızın yaşamlan ile oynamaya kimsenin hakkı yoktur. Türkiye özal ve ANAPın deney tüpü değil, insanlarımız da kobay değildir. (x) 19671982 njlan uvındtki lıun tr^tıranlır urannu; ıjrna tİKtttrpe Üıdw*itesJ Tıp Ftkultesi Htlk Sıjhjı A n Bilim Dalı Yıyınlirndıa, "Torkiyc'de Bcbck vt Çocuk öium)tri198y, Prof Dr. Salwh(l I t ı c u ' ı ı biUmsd çah^raıusdın yvmıiaıulnuşur. Düzeltme: 1 Ağustos günlü gazeıemizin 2. sayfasında Prof. Jale Baysal'ın yazısında, kütüphaneler için ayrılan ödenekler "yüzde" değil " b i n d e " olacaktı. Duzeltir özür dileriz. Göstermelik aşı kampanyaları Insanlarırnızın sağlıkh yaşamasından sorumlu olan yöneticiler, akıl almaz bir vurdumduymazlıkla "sağlığı bir ticaret malı" durumuna sokan bu ülke gerçeklerine ters politikayı ısrarla savunur ve uygularken çocuklanmız ve bebeklerimiz de ölmeye devam ediyor. Yabancılann güdümü ve buyruklan ile iş yap EVET/HAYIR AKBAL GUNIS1S YE "Evet" Demenin Anlamı. CENGİZ ÇANDAR GÜNEŞİN YEDİ RENGI Eiduius voiıar nda Ben Be«a e Ege ııi «a'5> Kıyıs Humeynı A'a'at Kutsaı toprakiarda Kan da^as Fıustmısraı Guney KıD"S .. "Benim gazetecilere tsvsiyem, "evef çıkması için fazla kampanya yapmayın." Marmaris'te arkadaşımız Yalçın Doğan'a böyle söylemiş Başbakan Özal!.. Hani bu konuda yan tutmayacaktı, çözümü halkın oylarına bırakacaktı? 6 Eylül yaklaştıkça Özal'ın tutumu değişiyor. O da anlıyor ki 'hayır' oyları evet' oylanndan daha az çıkarsa ANAP : tn işi bitiktir. Ara seçimde ANAP'ın en güçlü olduğu yerlerde bile yüzde 32 oranında oy alması birinci tehlike işaretiydi. 6 Eylül'de 'hayır'ın yenilgisi ikinci işaret olacak... özal bakacak ki durum zorlaşıyor, erken bir seçimde DYP ve SHP karşısında bozguna uğrayacak; seçim süresini doldurmaya bakacak, belki de bu süreyi bir yıl daha uzatabilmenin yollannı arayacak... İlhan Selçuk, olayı en iyi biçimde ortaya koydu: İnsan haklanndan yana iseniz 'evet' der haksız yasakları kaldırtırsınız. İnsan haklarına hiçbir saygınız yoksa, tepeden inme konulmuş siyasal yasaklann beş yıl daha sürmesini sağlamak için 'hayır' oyu verirsiniz... Bu yaz günlerinde pek çok sosyal demokrat yurttaşla hatta SHP içinde görev üstlenmiş kişilerle 'evet' mi 'hayır' mı konusunu tartıştım. Kimi 'hayır'ı da 'evet'i de tutmuyor, "tak tak' yapmanın daha doğru olacağını söylüyor. Tak tak; yani çekimser kalmak!.. Kimi yazariarımız da bunu destekleyen yazılar yazıyort Sanki çekimserlik bir tavır alma' biçimi imiş gibi! Bana göre 'evet' ya da hayır' dememekten de kötüdür çekimserlik!. Ben çekimserım diyen insan, "Ben ne etliye ne sütlüye karışırım, benim hiçbir şey umurumda değildir" demek istemektedir. Oysa gün o gün değil, demokrasi savaşı veriyoruz yıllardan beri! Demokratız, liberaliz, sosyal demokratız, sosyalistiz diyoruz kendimize... Ama hangı liberal. sosyal demokrat ülkelerde politikacılara on yıllık, beş yillık yasak koyan güçler var? Bu güçlerin zorla onaylattığı anayasalar var? Bu anayasalara konulan geçici maddeler var? 6 Eylül'de 'hayır' demenin belki bir anlamı vardır. Ters, yanlış bir anlam!.. Anlamsız bir harekettir, ne yaptığını bilmemektir 'hayır' demek... Ama çekimserlik büsbütün yanlıştır, tam bir bilincsizliğin, ne yapacağını bilmemenin belirtisidir. SHP Genel Başkanı İnönü'nün şu sözlerine katılmamak elde değil: "Evet demeyı gerektiren nedenler çok daha temelli ve çok daha kapsamlı. Hayır demek sadece duygusal bir yaklaşım. Buna karşılık evet demeyi gerektiren en önemli neden demokrasiys bağlılık sorunu. Mahkeme karan olmadan ceza veriIemez. Vatandaşıar bunu biliyoriar, ömeklerini kendi hayatlarında görüyorlar. Onun için demokrasinin temel ilkesi olarak yasaklann kalkmasının gerektiğini düşünüyoriar. Hayır denirse, bu da bir anlamda şimdi eleştinlen bütün sıkıntılan, davranışlan onaylamak anlamına gelecek..." "Ben Erbakan'ın, Turkeş'in, Demirel'in, Ecevit'in yasaklarını neden kaldırayım. Onların döneminde az mı kan döküldü, hepimiz az mı çile çektik?" diyenler verecekleri 'evet' oyunun bu siyasa adamlannı tutmak, onlardan yana olmak, onları desteklemek, onları yeniden iş başına getirmek istemek anlamına gelmeyeceğini bilmelidirler. Sorun, dört eski lider ve arkadaşları değildir; sorun tepeden inme verilmiş yasakların, mahkeme kararı olmadan uygulanan cezaların, demokrasiye, insan haklarına aykırı, ters uygulamaların durdumlmasıdır. 'Yasağı halk koydu halk kaldırsın' diyen ANAP lideri Özal da biliyoriar bu yasakları halkın koymadığını... Herkes anımsıyor 82 halkoylaması günlerini... Bunu en iyi bilen de bu satırların yazarıdır: Bu anayasa taslağına oy verilemez dediği için sıkıyönetim mahkemelerine verilmiş, daha sonra da hiçbir şekilde itiraz ve temyiz etme hakkı olmayan bir hapis cezasına çarptınlmıştır. Hani 82 Anayasası özgürce oylanmıştı, hani herkes görüşünü açıkça yazmış, söylemişti, hani 'evet' de 'hayır' da eşit koşullarda tartışılmıştı?.. 82 anayasa oylamasında yüzde 92 oy işte böyle olumsuz koşullarda elde edilmiştir. Şimdı 'halkın koymadığı' yasakları 'halkın eliyle kaldırmak' 1 istiyorlar Oysa Mecl'ıste bir oylama ile bu yasaklar kolaylıkla kaldırılabilirdı. Özal bunu yapmadı, yapmak istemediğinden yapmadı. Şimdi de açık açık 'hayır' propagandasını yapıyor; elindeki tüm olanakları kullanarak... En başta radyolar, TV ve devletin güç kaynaklannı... Ama halkımız 'evet' diyecektir. 'Evet' derken bunun demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından yana olmak olduğunu bilerek... 'Evet' demenin Erbakan'a, Türkeş'e, Ecevit'e, Demirel'e yeniden işbaşına gelme c4anağını sağlamak demek olmadığını da bilerek... Evet, sorun demokrasiden yana olmak ya da olmamaktır. Türk ulusu 6 Eylül'de bilinçli bir topluluk olduğunu dosta düşmana gösterecektir. Tanıdıklara' duyuru Sizlerden çok uzaklaıda bir oğlumuz oldu. adını GEZGİN koyduk. EStNAR NADÎR PAKSOY (BMdt Patoloji uzmanı) SAMDA ADALARIPASİFİK OKYANUSU 8.8.1987 KDV dahil: 2100 TL. Boyut Yayınevi Ismaıl Gurkan Cad Hudaverdı Apt No 10/5 CağaıoğluISTANBUL Tel 511 63 98 Turkish Base Maintenance Contract Pan Am World Servıces. Inc . an Internatıonal Operations and Maintenance Contractor. ıntends to bıd and win the Turkish Base Maintenance Contract ın support of the U.S. Aır Force and the U.S Army ın Turkev. and ıs seekıng management. technıcal and supervısory personnel ın the followıng areas: Site Management Contract Management Qualıtv Control Fınance / Accountıng Human Resources Admınıstratıon Motor Vehıcle Management Operations and Maintenance Facılıtıes Maintenance Engineering Cıvıl Mech. Arch. Elec F.lec Po\ver Productıon Food Senıces Commissaa' Operations Recreatıon Servıces Traftıc Management Bılletıng Servıces Offıce Machıne Repaır Supplv Functions Laundr\r and Dr\' Cleanıng Communıcatıons Operations and Maintenance Translatıon Servıces Radıo / Televısıon Productıon For consıderatıon. please send vour C V. ın Englısh to Pan Amerıcan World Ser\'ices Inc c / o Pan Amencan \Vorid Aınvavs. Inc. Attentıon Emplovment Manager Pan Am \Vorld Ser\ıces Hılton Arcade Istanbul. Turkev or Pan Am \Vorid Ser\'ices. Inc Attentıon Emplovment Manager International Dıvisıon 731S North Atlantıc Avenue Cape Canaveral. Florıda 32020 U SA ü Pan Am W»id Services, Inc. GULAY YttMAZ SABRİ İNAL evlendiler. 9 AĞUSTOS 1987 MALKARA ile Şirketimian yıllık faiz ödemeli brüt %Î8 sabit faizü 17'nci tertip tahvilleri 17.08.1987 (arihinden itibaren Barbaros Bulvan N a 125 Camhan. BalmumcuBeşiktaş/İSTANBUL adresindeki merkezimızde satışa sunulacaktır. tşbu tahvillerin halka arn, Sermaye Piyasası Kurulu'nun 27.7.1987 tarih ve 131/T16 sayık iznine davanmaktadır. Ancak, bu izin, tahvillerimızın ve ortaklığımızın kurul ya da kamuca tekeffUlü anlamına gelmez. 1. Ortakhgın Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları a) Ticari Unvanı A.Ş. Barbaros Bulvarı No. 125 Camb) Meıkez adresi han, BalmumcuBeşıkuş/lSTANBUL. c) Sermayesi 9.000.ÛOO.OOOr TL. ci) Başlangıç Sermayesi 28.700.000.000 TL. cii) Çıkarılmış Sermayesi 50.000.000.000 TL. ciii) Kayıtb Sermaye Tavanı Cam sanayii ve bu sanayü Ugilend) Faaliyet Konusu diren yan sanayileri kunnak, işletmek ve her türlü sınai ve ticari şirketin sermaye ve yönetimine kaülmak. Saresizdir. e) Süresi 2. îahvil ihracı yolu ile sa&lanacak kaynak, işletme sermayesi ihtıyacının karşılanması ve yatınmlann finansroanı amacıyla kullanılacakur. 3. tzahname 31.7.1987 tarih ve 1820 no.lu T. Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlanmış olup sirketimizin yukarıda belirtilen merkezinde incelemeye açık tutulacaktır. 4. Tahvillerin : a) ttibari Kıymetleri Tutarı ve Tertibi : 1.000.000.000^ TL. 17. tertip b) Kupürlerin itibari kıymetleri: KUPUR ADET TUTAR (TL.) 25.000 200 5.000.000;100.000 950 95.000.000^ 500.000 300 150.000.000^ 1.000.000 750 750.000.000^ 2.200 1.000.000.000^ c) Satış Süresi : 17 gündür Başlangıç Tarihi :17.08.1987 Bitiş Tarihi : 2.09.1987 d) Erken ödemeyc llişkin Esas ve Şanlar: Erken paraya çevirme taahhüdü yoktur. e) Tahvillerin Yıllık Faiz Oraru ve Faiz ödeme Tarihi : Tamamı hamiline yazdı tahviller, brüt %58 sabit faizü olup, faizler her yıl 2 eylül tarihlerinde ödenecektir. f) Tahviller I.OOO.OOO.OOOT TL. tutannda olup, tamamı hamiline yazıhdır. g) Satış Fiyatı : Tahviller satış süresi içinde SPK'run Seri 111 No. 4 teblijinde yer alan bileşik faiz formulü ile belirlenecek günlük fıyatlarla satılacaktır. h) Tahviller iki yıl vadelidir. 2'nci yüm sonunda bir defada itfa edilecektir. 5. Tahvillerin ödeme Planı: Vıdc Anapara (TL) Faiz (TL) Toplam (TL) 2.09.1988 580.000.000 58O.0O0.0OOr2.09.1989 1 000.000.000^ 580.000.000^ 1.580.OO0.0O0r1.000.000.000^ 1.160.000.000^ 2.160.000.000^6. Anapara ve faiz ödemeleri vadelerinde Camiş Menkul Değerler A.ŞInin Barboras Bulvan No. 125 Camhan, BalmumcuBeşiktaş/lSTANBUL adresindeki merkezinde yapılacaktır. 7. Tahviller, Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.ŞInin Barbaros Bulvan No. 125 Camhan, BalmumcuBeşiktaş/tSTANBUL adresindeki merkezinde satılacaktır. 8. Tahvillerin, anapara ve faiz ödemelenni taahhüt eden kişi veya kunım yoktur. P27 >a>lannda bayanlar İngiltere'de çocuğa bak karşılığında lngilizce oğren. 158 53 42 Nufus cuzdanımı ka>bettım. Hukumsuzdür. BURHAS YARDAK TÜRKtYE ŞİŞE VE CAM FABRtKALARI A.Ş.'DEN TASARRUF SAHİPLERİNE DUYURUDUR ı! I VEMT VE BAŞSAGUGI Şirketimiz kuruculanndan Ağa, Hasan, Ekrem, Zülküf, İzzet ve Mahmut Ceylan'ın sevgili babalan, Ceylan Ailesi'nin muhterem büyüğü kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Merhuma Tann'dan rahmet, kederli ailesine başsağlığı ve sabırlar dileriz. CEYLAN İNŞAAT LTD. ŞTİ. TEKNİK PERSONELt HAQ HÜSEYÎN CEYLAN'ı SELDA BAGCAN Söylüyor YÜRÜYORUM DİKENLERİN ÜSTÜNDE Bu Kaseti Aldınız mı? Stüdyo. Değlşlm / sezer Bağcan Tonmelsterler: Yilmaz Karayalım, Mete Akkuş TİYATROGOSTERİ BASARISI A$ILAMAYAN KURUM MODA SINEMASI BİR ZAMANLAR VVESTERN HENRV HATHAVVAV K/VTIEELDER İN 0GULURI J O H N WAYNE BATIHUDUDU LtSE SON SINIFLAR ÎÇÎN Hafta içi üç gün saat 1518 BEKLEMELÎLER İÇİN Hafta içi sınıfları fBütün sınıflarımızda eğitim, ÖVS'de FEN ve MÜHENDÎSLÎK BİLİMLERİ grubuna hazırlamaktadır) sınıfları EMEK Sİ1EMASI BUDDBCETTCHER SELDA BAĞCAN Soyuyr RA"JOOLPH5COTT 4/IRCIMIA MAYO CHARLES MAROUIb JACK PALANCE Bugün ÖZEL BİR GÜN Yön: Ettora SCOLA S. Loren M Mastroıannı iHer gun ı tıim» SIMft: ktHta I tuft M C M JOHN *\ At Nt S'LJART WHITMA\ Beşıktaş Çırağan Caddesı No:71 İSTANBUL T e l 15868671586868
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle