19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HURtYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Sözünü ettiğimiz (g) bendi kaidırılmahdır. Hiç değilse bu bend değiştirilerek iç ve dış güvenliği ilgilendirir suçlar yurda bağlılıkla bağdaşmayan suçlar olarak yasada birer birer sayılmalıdır. Bu değişiklik üzerine, daha önce verilmiş yurttaşlığı yitirme kararlan için geçici bir maddegetirilir. Yurda bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemi olmaksızın yurttaşlığını yitirenlerden, belli sürede geri gelenlerin yurttaşlığa kabul edilecekleri hükme bağlanır. Ölmüş olanlar için mirasçılara başvuru hakkı tanmır. Ancak, bu değişiklik sırasında TCY'nin 140. maddesi de ele alınmalıdır. Çünkü, madde dışarıda yapılan hertürlü muhalefeti cezalandırıyor. İnsanlar! 24 yıla varan hapis tehdidi ile yurda çağırmak gerçekçi bir çözüm sayılamaz. En azından Dönmezer Tasansı'nda 140. maddeyi karşılamak üzere hazırlanan 305. madde benimsenmeli ve değişiklik hemen gerçekleşmelidir. Böylece, devletin '"ekonomik ve ticari itibarı" dışındaki söz, yazı ve her türlü düşünce açıklamaları için engel kaldırılmış olur. Ve ancak o zaman dışarıda muhalefet yapanlara yönelik çağn (bir ölçüde) anlam kazanır. Doğaldır ki. mallan tasfiye edilenlere iyileştirici yollar bulunmalıdır. nın sağlığı açısından, her olayda buna mahkeme karar vermelidir. Yani, 5682 sayılı yasanın 22/2. maddesi değiştirilmeli ve 1. t'ıkrada yazılı suçlardan sanık olanlara mahkemece yurtdışına çıkma yasağı konulabileceği belirtilmeİidir. Ayrıca, yine 1. fıkrada İçişleri Bakanlığı'na bırakılan yetki objektif ölçülere bağlanmalıdır. "Genel güvenlik bakımından mahzur" deyimi keyfı uygulamalara yol açıyor. Devletin televizyonunda fılmleri oynayan sanatçılar bakanlıkça "sakıncalı" görülüyor ve pasaport alamıyor. Bakanlığa tanınan yetki bazı yüz kızartıcı ve yurda bağlılıkla bağdaşmayan suçlarla sınırlanmalı, bu suçlardan kesinleşmiş mahkumiyet kararı aranmalıdır. 30 TEMMUZ 1987 /urttaşbk ve Pasaport £«ruııu Anayasanın 23. maddesi "Seyahat hürriyeti suç soruşturması sebebiyle... kanuıla sınırlanabilir" diyor. Suç soruşturması nedeniyle yapılacak sınırama, ancak somut duruma göre ve kişiye özgü olarak uygulanabilir. Madienin amacı yargılamayı sağlıklı kılmaktır. Yasa açıkça bu amacı aşıyor, yürütmeye, kişileri cezalandırma yeikisi tanıyor. Çünkü, sıkıyinetim döneminde soruşturma, komutanın emriyle başhyor. Olağan dönenlerde de Adalet Bakanlığı "emirle" dava açtırabiliyor. Ve sonuçta, idare soruşturma ya da dava açtırarak insanların gezi özgürlüğü üzerine kilit mrmuş oluyor. Bu durum hemen düzelülmelidir. PENCERE Merkez Bankası'na Bir "Preıtf' mi?.. Gazeteler, Merkez Bankası Başkanlığına yapılan atamayı "ekonominin zirvesinde operasyon" diye yorumladılar. Cumhuriyet, değişikliğin altını şöyle çizdi: "Prens" Rüşdü Saracoğlu'nun, "bürokraf Zekehya Yıldınrrfa tercih edilmesi, başkentte şaşkınlık yarattı." Cumhuriyet Merkez Bankası'mn yeni Başkanı Rüşdü Saracoğlu'nun "prens'iiği nereden kaynaklanıyordu? Yine gazete lerin yazdığına bakılırsa, Saracoğlu, Başbakan Turgut Ozal'ın oğlu Ahmet Özal'ın yakın arkadaşıymış, Semra özal'ın da güveninı kazanmış. İktidann üst yönetimi, Özal ailesinin "şecere"sine çoktan dönüşmüştür; ama Merkez Bankası'na yapılan yeni atamanın anlamı nedir? Yoksa "bürokrasi"y& bir darbe daha mı vurdu Özal, liberal ekonominin gereğini mi yerine getirdi? • Merkez bankacılığının kapitalist gelişmede ve burjuvazinin tarihçesinde bir anlamı var. Batı ülkelerinde merkez bankacılığı, devlet çatısı dışında bir oluşumun sonucunda ortaya çıktı "Bankalarm bankası" adı verilen merkez bankası, her ülkede banka düzeninin güvencesidir, devlet adına para basma yetkisini elinde bulunduran kurumdur. Nasıl oluyor bu iş?.. Kapitalizmin anayurdu İngiltere'de pek çarpıcı biçimde görüldüğü gibi, liberal ekonomi tarihinde önce bir özel banka, serbest pıyasada büyüyüp anaçlaşıyor, hazinesi dara aüşen devletin hükümetlerine kredi açmaya, borç vermeye başhyor. Bu ilişkiler zamanla bir "resmiyet" kazanıyor, "paranın yöneöm/"nde en büyük banka, "merkez bankası" niteliğini kazanıyor Merkez bankalarının hükümetler karşısmdaki "göreli bağımsızlığı" ya da "özerkliği" de bu liberal tarihçeden kaynaklanıyor. Kapitalist dünyada, merkez bankalarının özel durumları ve birbirlenyle ilişkileri "sistem'ln işlerliğinde uluslararası bir dırsek teması değermi taşıyor • Osmanlı İmparatorluğunda merkez bankacılığının tarihçesi Batıdakinden değişiktir. Çöküş döneminde Osmanlı Devleti, yarı sömürgeye donüşmüstü. Fransızingiliz ortaklığı olan Osmanlı Bankası, banknot basma yetkisini üstlendi. LondraParis ekseni, Türk maliyesine egemendi. "Büyük Sultan Abdulhamit Han Hazretieri" de bu "zillefr\ bal gibi benimsedi. Sen "ulu hakan" ol, devletin parasını İngilizFransız bankası basıp, yönetsin!.. Yarı sömürge Osmanlı ülkesinde, tam ekonomik liberalizm geçerliydi. Türkiye'de "Cumhuriyet Merkez Bankası"n\ Atatürk 1930'da kurmuştur. Daha başka deyışle, ulusal merkez bankacılığı, devletçilik yöntemiyle başlatılmıştır. Bu tarihçe Batıdakinin tersine bir çizgi oluşturur Yine de Cumhuriyet Merkez Bankası, Batıdakilere benzer biçimde, göreli bir bağımsızlıkla kurumsallaştırılmıştı. Türkiye'de (eğer varsa) ulusal burjuvazinin ya da kapitalist kesimin bu kurumsallığa sahip çıkması gerekmez miydi? Hayır... 12 Eylül'le birlikte kendisine iktidar yolu açılan Özal hükümeti, çıkardığı kanun hükmünde kararname ile Türkiye'de merkez bankacılığının canına okumuş, "Banka Meclisi"ri\ dışlamış, başkanını tümüyle kendine bağlamıştır Bugün Cumhuriyet Merkez Bankası'mn öteki devlet dairelerinden bir farkı yok... Oysa liberal ekonomi modelinde merkez bankacılığının çok önemli bir yeri var, kapitalist çevreler ya da gerçek burjuvazi bunu çok iyi değerlendirir. Türkiye'de ise çark tersine dönüyor; çünkü ekonomide "liberalizm" değil, "çartık" egemendir; bütün mekanizmalar, tek bir adamın iki dudağı arasından çıkacak emirlere göre işleyecektir; Özal bunun için "prens"ini başkanhğa getirmiştir. Gerçekte Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanlığının artık ne bir işlevi, ne önemi, ne kişiliği kalmıştır; "prens" bile değildir o, buyruklan yerine getiren emireridir. Para basmakta, paranın değerini düşürmekte, enflasyonu tırmandırmakta, faiz oranlarını yükseltmekte şampiyonuz... Böyle ekonomiye, böyle merkez bankacılığı yakışır Pasaportu alınanlar Hemen belirtelim ki, ülkemizde pasaporta kavuşmak sorunu çözmüyor. Yasanın 22/3 ve 23/3. maddelerine göre "yurtdışında kalmaları sakıncalı bulunanlar" ile haklannda "bir cürümden dolayı kovuşturma yapılanlar"ın pasaportları ellerinden alınıyor. Kendileri yurtdışında çaresizliğe itiliyor. Çok sayıda işçi, öğrenci ve başka meslek sahibi bu acımasız uygulamayla cebelleşip duruyor. İşçiler işlerini yitiriyor. İnsanlar perişanhğın kucağına atılıyor, oradaki polisin insafına terk ediliyor. Üstelik, toplumumuz yaşanan bu dramı hiç bilmiyor. Kimse yazıp çizmiyor. Ama birçok insan inim inim inliyor. Sorun iyiden iyiye büyümeden bazı önlemler düşünmeliyiz. İdareye keyfı kullanıma açık yetki veren 22. maddenin 3. fıkrası değiştirilmelidir. Sakıncalı sayılmamn ölçüleri belirtilmeİidir. Örneğin, burada da yüz kızartıcı ya da yurda bağlılıkla bağdaşmayan suçlardan kesinleşmiş mahkumiyet hükmü aranmalıdır. Ve haklannda "bir cürümden dolayı" kovuşturma yapılanların durumları yürekler acısıdır. Sırf soruşturma açıldı diye, insanların en temel hakları ile oynanıyor. İleride aklanacak kişi, peşin bir cezanın zincirine vuruluyor. Oysa, bu konuda usul hukukunun başka yolları vardır. Devletimiz Ceza Yargılamasının Değerine İlişkin Lahey Sözleşmesi'ni ve Ceza Kararlarının Aktarılmasına İlişkin Strasbourg Sözleşmesi'ni imzalamıştır. Yargılamaya ilişkin işlemler bu sözleşmeler uyarınca tamamİanır. Ama, bizdeki bazı suçlar Batı dünyasında suç sayılmadığı için, mahkemelerimizin kararları yerine getirilmiyor. Ve bu yüzden, kendi ayıbımızın cezası, düşünen insanlarımıza yükleniyor. Esrar suçu sanığı sözleşmeden yararlanıyor, siyasal suç sanığı yararlanamıyor. Bu sanıkların yurttaşlıklan ya da pasaportlan ellerinden alınıyor. Yapılacak en doğru iş, yasalarımızı böyle suçlardan anndırmaktır. Ama ilkin, 23. maddenin 3. fıkrasındaki "bir cürümden dolayı kovuşturma yapılanlar" deyimi çıkarılmalı, yalruz mahkumiyet bölümü kalmalıdır. Hiç değilse, bu cürumler yasa ile sınırlanmalı, salt düşünce suçları kapsam dışı bırakılmalıdır. Sözünü ettiğimiz öneriler, demokrasimizi geliştirebilmenin ilk adımlarıdır. Bu adımlar kesin olarak atılmalıdır. TUFGUT KAZAN Istanbul Barosu Avukatlarından Bu yızımızda. yurttaşlık ve pasaport sorununu tartışmık istiyoruz. Bilindiği gibi, yaşadığımız çalkantılı iönemde 15 bine yakın insan yurttaşlığırıı yitirdi. Birçoğunun mallan tasfiye edildi. Ayrıca, sayılan 300 bini aşan yurttaşımıza pasaport verilmiyor. Ve pasaportu olanlar için de durum parlak değl. Kendileri konsolosluğa çağ.ıhp ellerindeki pasaport alınıyor. Böylece, bir yandan bu insanlar varesiz bırakılıyor, öte yandan yurtdışındaki bütün iurttaşlarımıza korku salınıyor. Kısacası, yurttaşlık ve pasaport sorunları toplumumuz için kanayan bir yara olmuştur. Bunlar yasaklı demokrasimiz.n ek kamburlarıdır. yapsınlar? Niçin böyle bir durumla karşılaşsınlar? Üstelik, bu uygulama yürütnic organının takdirine bırakılıyor. Ve sonuçta sırf muhalifler için bir tehdit silahı oluyor. Demek ki, önce 25. maddenin (ç) bendini değiştirmek gerekiyor. Pasaport konusu 5682 sayılı Pasaport Yasası da utanç verici uygulamalara yol açıvor. Ruhi Su ve Orhan Apaydın örneklerini hiç birimiz unutmadık. Bu yasa en değerli insanlanmız için ölüm fermanı oldu. Ve ancak 3280 sayılı yasayla kapılar biraz aralandı. Ne var ki, bizim nüfusumuz 55 milyondur. Sıkışık durumlarda İçişleri Bakanı ile Başbakanı kim arayıp kim bulur? Üstelik, doğan ayrıcalıklar yeni yaralar açar. Başka acılar yaşamadan sağlıklı ve gerçekçi çözümler bulmalıyız. Yasanın 22 ve 23. maddeleri gezi özgürlüğünü büyük ölçüde sınırlıyor ve idareye geniş takdir hakkı tanıyor. İlk önce, haklarında belli suçlardan soruşturma açılanlar kesin yasaklı sayılıyor. Yasak için soruşturma yetiyor, ama yasağın kalkması için aklanma (beraat) ya da düşme kararının kesinleşmesi gerekiyor. Ve bu kesinleşme yıllarca gerçekIeşmiyor. E\et, anayasanın 23. maddesi "Seyahat hürriyeti suç soruşturması sebebiyle... kanunla sınırlanabilir" diyor. Suç soruşturması nedeniyle yapılacak sınırlama, ancak somut duruma göre ve kişiye özgü olarak uygulanabilir. Maddenin amacı yargılamayı sağlıklı kılmaktır. Yasa açıkça bu amacı aşıyor. yürutmeye kişileri cezalandırma yetkisi tanıyor. Çünku, sıkıyönetim döneminde soruşturma, komutanın emriyle başhyor. Olağan dönemlerde de Adalet Bakanlığı "emirle" dava açtırabiliyor. Ve sonuçta, idare soruşturma ya da dava açtırarak insanların gezi özgürlüğü üzerine kilit \urmus oluyor. Bu durum hemen düzeltilmelidir. Elbei suç soruşturması nedeniyle bir insanın yurtdışına çıkması sakıncalı görülebilir. Yargılama Yasa değişmeli Aynca, yurttaşlık hakkı açısından 2583 sayılı yasa büyük sorunlar yaratmıştır. 13 Şubat 1981 günü kabul edilen bu yasayla 25. maddeye eklenen (g) bendi "Türkiye Cumhuriyeti'nin... güvenliği aleyhine faaliyette bulunanların" yurttaşlıklannın yitirilmesine ve mallarının tasfiyesine olanak vermiştir. Böylece, yitirmede ölçü belirsizleşirken, bu insanlar için kurum çıkarmaya benzetilmiştir. Hangi faaliyetlerin güvenlik aleyhine sayılacağı yasayla belirlenmemiş, 21 Mart 1981 günü yapılan bir yönetmelik değişikliği bu suçlan göstermiştir. Yönetmeliğin 36/g maddesine göre, TCY'nin 125. maddesinden 164. maddesine kadar uzanan suçların tamamı güvenliği ilgilendirir suçlar olup çıkmıştır. Ve insanların yurttaşlık hakkı iktidann insafına bırakılmıştır. Gerçekten. bu bölümde yer alan suçların büyük çoğunluğu (Mad. 140, 141. 142. 158, 159, 163) siyasal eleştiri hakkının kullanılmasından doğan suçlardır. Hiç birinin yurda bağlılıkla ya da güvenIikle ilgisi yoktur. Öysa, yurttaşlıkta aslolan yurda bağlılıktır. Nitekim, hem anayasanın 66. maddesi bu koşulu arıyor, hem 403 sayılı yasanın 25. maddesi "vatana bağlılıkla bağdaşmayan eylemler" başlığını taşıyor. Ama bu başhğın altına eklenen (g) bendi ile bendi açıklayan yönetmelik yasayı aşıyor, insanların iktidara bağlı olmalarını istiyor. Böylece. muhalinerin \urttaslik hakkı hükumetin takdirıne terk ediliyor. Ve bugüne kadar, yalnızca muhalet'et yapmış insanlar yuntaşlıklarını yitirmiş bulunuyor. Hepimiz ya?.anan çarpıklığı aormek zorundaMz. Once yurttaşlık Yurtuşlık konusunda hükümeıin bazı hazırlıklar yap:ığı anlaşılıyor. Gazete haberlerine göre, Başbakan Özal genel bir "çağrı" çıkaracakmış. Bu çağnya uyup gelenlere yurttaşlığa kabul yolu açılacakmış. Doğrusu üzerinde çalışılan düzenlemeyi bilmiyoruz. Ama. bunun sağlıklı ve demokratik olabilmesi için düşüncelerimizi söylemek istiyoruz. Bizde yuntaşhğı yitirme kararlan daha çok askerlik nedeniyle veriliyor. 403 sayılı yasanın 25 ç maddesine göre, askerlik görevi için yapılan çağrıya uymayanlar yurttaşlıklarını yitiriyor. Bugun çok sayıda insanımız yurtdışında yaşıyor. Çocuklan orada doğup büyuyor. Kimi iş bulup çalışıyor, kimi eğitim görüyor. İşte bu insanlardan askerliğe çağrılanlar, MSB'nin önerisi ile yurttaşlıklarını yitiriyor. Böylece, binlerce göçmen işçi çaresizliğe itiliyor. Oysa, çok iyi biliyoruz ki, bizim insanımız askerlikten kaçtığı için değil, işsiz kalmaktan korktuğu için çağnya uymuyor. Ve yine biliyoruz ki, bugün askerlik yurda bağlılığın tek ölçütü sayılmıyor. O insanlar yolladıkları altın değerinde dovizle yurda bağlılıklarını kanıtlıyorlar. Başka ne EVET/HAYIR OKTAY AKBAL OKURLARDAN Fabrikftrlu ız (U>rtu> Bizler Ortaca'da TARIŞ yanı, Barbaros Sokakta ikameı eden vatandaşlanz. Henuz yeni ilçe olan kasabamızda, en az 5 yıldır ruhsatlı olan evlerimizde sakin bir şekilde otururken. özel sekrore ait olan Kadoksan \1aden )ikama Arıtma Oğütme tabrikası'mn kurulmasıyla rahatımız kaçıı. Fabrikanın kurulmasıyla, önce sarsıntılı ve sesli büyük dev makinelerin deprem olurcasına sarstığı evlerimizin duvarlannda çatlamalar olmuş ve camlarımızın çoğu kmlmiftır. Yollarm ve çevrede bulunan arsalann çoğu. fabrikanın çıkardığı çamur ve artıklarla ifgal edilmeye başlandı. Daha önceki su yollarımız artıklarla kapandığından, ekimdikim işlerimiz için gerekli olan sudan mahrum hale geldik. Gölbaşı köyü ve Fevziye mahallesi olarak, yollardan yaz ve A/s arahayla geçmemiz de mümkun değil. i ğradığımız bu nıaddi zararlardan başka, gürültuden uyuyamadığırnız için sağltğımızm bozulduğu da bir gerçek. L'stelik, bizleri bu kadar rahatsız eden söz konusu fabrika. OrıacaDalyan turiznı karayolunun 15 metre kenarında göze hiç de hoş görünmeyen bir manzara sergiliyor. Ancak sorunlanmızı dile getiren dilekçelerimize hiçbir resmi kurulus yazılı ve sözlü olarak bir ce\ap vermedi. Mahalle sakinleri olarak en büyük dileğimiz sesimizin duvulması ve yeıkililerce konuya el atılnıasulır. CAHİT BARAS FEVZIYE MAHALLESİ MLHTAR1 ORTACAMLĞLA lakım engeller ortaya çtkıverdi. İşi üzerine alan muteahhit. kooperatif mallarını kendi malı imis gibi beyan ederek, haciz ettiriyor. 7 yıldır takılmayan kapı, pencere ve radyatörler, bir gecede 250 konuttan icra memurlarınca sökülüp. götürülüyor. Bunun üzerine, Yönetim Kurulu olağanüstü toplanarak, Genel Kurula gitme kararı alıyor. Genel Kurulda ibar edilmeyen, Yönetim Kurulu Divan Başkanı tarafından ibra ediliyor. Seçimler yapılarak, sonuçlar Divan Baskanı tarafından ilan ediliyor, Bu arada Genel Kurulda bir kargasa oluyor ve Divan Başkanı salonu terk ediyor. Şimdi ise Genel Kurulca ibra edilmeyen kişiler, yönetim kurulu olarak karşımıza çıkıyorlar. 250 üye böyle bir Yönetim Kuruluna nasıl güvenebilir? Konut sahibi olmak isteyen bizler, yetkililerden ilgi bekliyoruz. BİR GRLP YAP1KOOP. ÜYESİ İyilik Perisinin Adı? 'Öğretmen Yetiştırme, Yerleştirme Smavı'nda sorulan sorulardan birkaçını sunmak istiyorum: "Eski Türklerde alkolsüz içki iik defa hangi Türk Devletinde içilmiştir? Eski Türklerde çocukları koruyan iyilik perisinin adı nedir? Eski Türklerde ölenler için dikilen ölümsüzlük taşına ne ad verilir? Beş vakit namaz hangi gecede farz kılınmıştır?" Bunları bilemedıniz mi öğretmen olmak düşünüzden vazgeçeceksiniz! Bu sorulan nıye soruyorlar kidemeyin. Seçılecek öğretmenlerin, öğrencilerine bu tür bilgileri vermeleri gerekli görülüyor daondan... Bilmem bu soruların kaçına doğru yanıt verdiniz? Türklerin iyilik perisi!.. Böyle bir şeyi bugüne dek duymadığımı, hiçbir yerde de okumadığımı söylersem beni çok mu bilgisiz sayacaksınız! Bunları öğrenmek kişiyi çok mu bilgilı yapacaktır? Mıllı Eğitim Bakanlığını kim, ne zaman, nasıl kurtaracak bağnazların, yobazların, gericilerin elinden? Herhalde Özal iktidarında değil! Demirel'in DYP'si bir gün iktidara gelirse de değil! Özal ve Demirel iktidarları yanlızca birbirine benzer kişilerin değişmesinden öte bir anlam taşımaz, Ali gitmiş Veü gelmiş, ikisi de Atatürk devriminin temel ilkelerine. laikiiğe, halkçılığa, devletçiliğe. devrimciliğe ters düştükten sonra, hepsi bir! Milli Eğitim Bakanhğı'ndaki karşıdevrimcı çalışmalarla ilgılı bir çok mektup alıyorum. Bunlardan birinden bazı ilginç bölümleri birlikte okuyalım: "Bakanlıkta NurcuSelâmetçi ekip Metin Emiroğlu'nun gelişini fırsat bilip üçlü çete gibi çalışıyorlar. Aşırı Nurcu A.G., A.B. ve M.P.... Bunlar askeri yönetim sırasında Ankara dışına çıkanlan ülküdaşlannı da göreve getirdiler. Bakanlık içinde Nurcu görüşün dışında ne kadar kişi varsa basit görevlere alınıyor, kendi yandaşları önemli yerlere getiriliyor. Bu üçlü çete camiye toplu halde gidip toplantılar yapıyorlar Mesai saatinde Kuran okuma kursları düzenleniyor. Bu üçlü çete bakanlık içinde ayn görünüyorsa da dışarda hep beraberler. Nerde bir Nurcu varsa hemen işbaşına getiriliyor. Nurcu olmayanlar kendilerinden daha kıdemsiz kişilerin emnne veriliyor. Bu Nurculardan biri Bakanın yakınındadır. Nurculuktan dosyası olanlar el üstünde tutuluyor" Ankara'dan V.E. imzalı mektupta bütün adlar açık açık belirtilmiştir. Özellikle Nurcu olarak belirli bir kişi üzerinde durulmaktadır. Mektup sahibi diyor ki: "Durumu değişik yerlere yazdık söyledik. bu üçlü çetenin gitmesinde büyük yarar vardır. Söylediklerimin hepsi doğrudur. Metin Emiroğlunun gölgeaaamlıktan çıkıpdoğrudürüstBakanlık yapması gerek. Yarım milyona varan Türk öğretmenlerini Nurcu çetelerin elinden kurtarmak basın için de bir görevdir" Sayın Emiroğlu ilgilenirse bu üçlü çete mensuplarının, başlanndaki güçlü kişinin adlarını kendisine vermekten çekinmem Öğretmen Yetiştirme sınavlarında sorulan sorulardan da Bakanlık'ta hangi görüşlerin egemen olduğu ortaya çıkmaktadır. Bay Emiroğlu'nun Nurcu olup olmadığını bilmiyorum. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim ilkelerini uygulamakla görevli bir bakanhğın başındaki insan biraz daha dikkatli olmamalı mı? Kendisı de o 'çete'nin işbaşında kalmasını kendi yararına görüyorsa o zaman durum başka! Siz, düşünüp buldunuz mu o soruların yanıtını? Sözlüklere ansiklopedilere baktınız mı? Söyleyin bakalım kimlermiş eski Türklerde alkolsüz içkiyi ilk kez içenler? iyilik perisine eski Türkler hangi adı vermişler? Bunları bilmektir kültürlü olmak. Emiroğlu'nun Bakanlığfnda öğretmenlik yapabilmek!.. Sayın Emiroğlu başında bulunduğu Bakanlığı gereği gibi yönetemiyorsa, birtakım gerici çetelere, Atatürk devrimine karşıt kişilere Cumhuriyet hükümetinin bir Bakanı olarak egemen olamıyorsa, gölge adam' gibi Bakanlık yapmaktan öte bir nitelik taşımıyorsa; bıraksın görevini. kendine uygun başka bir iş bulsun!.. Raflarmuzı doldumcak kitabmuz \r>k İçinde yaşadığımız Kale ilçesi, kültür seviyesi ve eğitim öğretim araç ve imkânları bakımından çok dar ve geri kalmış sayılabilecek bir yerdir. 7.000'e varan nüfusa rağmen ilçede, öğrenciler ve halkın istifade edebileceği bir kütüphane yoktur. İstifade edecekler için bir irnkân olması düşüncesiyle yurt bünyesinde bir kütüphane açmayı düşündük. Yer temîni ve raflanm hazırladık. Fakaı raflarımızı dolduracak kitap temini için basıntn ve halkımızm iyi niyet ve hoşgörüsüne sığınmaktan başka imkânımız olmadığı için, bu satırlan sizlere uzotıyoruz. Yardımlarmızı bekler, sonsuz teşekkürlerimizle birlikte, saygılar sunarız. MÜTEVELLİ HEYET AD1SA YURT MÜDÜRÜ ALİ ASLAS \t>(li yıldır konut sahibi oUınmdık KentKop. 27 \olu Güzelevler Yapı Kooperatifzedeleriyiz. Yedi yıldan beri teslim edilemeyen konutlanmıza son aşamada kavuşacakken. bir MÜHENDİSLER VE TEKNIK RESSAMLAR ARANIYOR HIDROELEKTRIK SANTRALLER PROJELENDİRMESİ İÇİN Deneyımlı. askerliğını yapmış ODTÜ. ITÜ. BÜ mezunu • INŞAAT ve ELEKTRIK MÜHENDİSLERİ • Konstrüktür ressamlar • Çınici ressamlar MEHMET BODUR 492/1944 Onur Kurulu üyemizi yitirdik. Ailesine ve topluluğumuza baş sağlığı dileriz. tSTANBUL YÜKSEK TİCARET VE MARMARA ÜNİVERStTESt t.t.B.F. MEZLNLARI DERNEĞİ BÜYÜK KAYBIMIZ NESİBE ÜLSEVER'İ ölümünün birinci yılında sevgi, saygı ve tatlı hatıralanyla anıyoruz. Unutmadık, unutamayız da... EŞİ VE OĞLU İLAN S.S.DENİZ SAHİL KARA ARSA YAPI KOOPERATİFİ (DENİZKO) YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN Aşağıda ortak numaralan ve borcu yazılı ortaklarımıza Ana Sözleşmenın 9/a maddesi uyarınca. Cumrturiyet Gazetesi'nin 12 Haziran 1987 tarihlı sayısında ilanla tebligat yapıldığı halde yukümlülükterini yerine getirmemişlerdir. Ikinci kez bu ilamn yayımlandığı günden ıtibaren 15 (onbeş) gün içinde kooperatife olan borçlarım odemedıklerı takdırde ortaklıktan çıkanlacakları ve bu ilamn tebligat yerine kaim olacağı ılanen duyurulur GÖLBAŞI ARAZIMİZ ORTAKLARI: Ortak No: Adı ve Soyadı: Borcu: 119Yılmaz Karamehmet 108 113 TL 120Feyzullari Karamehmet 108.113 TL 183Nurettin Çolak 58 586 TL 214S. Mahinur Işıkgüner 56 400 TL OİKİLİ ARAZİMİZ ORTAKLARI: 71Rıfkı Köksoy 59 000 TL 164Nuri Turan 59 750 TL 172Suna Erdem 34 000 TL 182Gülderen Ergun 58.000 TL 20950 000 TL Kamile Aslın 273Süleyman önder 61 125 TL 311Hüseyin Ûzşahin 62 000 TL 328Emel Güngör 62 000 TL 440MuKaddes Zeki Güngil 56 400 TL MERKEZDE PROJE VE ŞANTİYELERİMİZ İÇİN • ODTU Mezunu makına mühendislerı • Deneyimli Elektrik mühendislerı aranmaktadır. Dızayn Mühendislik Tunus Cad. 16/2 Tel: (4) 118 96 51 ANKARA TURK HAVA YOLLARI A.O. Ortaklığımız, ihttyacı olarak 60 000 rulo tuvalet kâğıdı (III. nevi) kapalı zarfla teklif alma usulü uygulanmak suretıyle satın alınacaktır. Anılan 60 000 rulo tuvalet kâğıdmın toplam tahmini bedeli 10.500 000 TL olup, konuya ilişkin geçici teminat tutarı 420 000 TL.'dir. Kapalı zarfla verilecek teklif mektupları en geç 31 08.1987 günü saat 17.00'ye kadar İstanbul, Şişli Abideı Hürriyet Cad. Vakıf İş Hanı B Blok Kat. 3 adresinde mukim THY A.O. Alım Satım Kurulu Başkanlıgı'nda bulundurulacaktır. Anılan gün ve saatten sonra elden verilen veya posta ile göndenlen teklif mektupları kabul edilmeyecektir. Konuya ilişkin ihale 01.09.1987 günü saat 14.00'te yukarıdaki adreste yapılacaktır. Tahmini bedeli aşan teklifler değerlendirme dışı bırakılır. Şartnamede ıstenilen tum belgelerin aslı veya noterden tasdikli suretlerinin ıbraz gereklidir Şartnameler yukarıda belirtilen adresten temin edilir. Ortaklığımız 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tabi olmayıp, ihale konusu tuvalet kâğtdını kısmen veya tamamen satın alıp almamakta veya dilediğinden almakta tamamen serbesttir Türkive nin her yerinde satışa sunulacak ÖSYM sonuçları sadece "SINAV SONUÇ" Gazetesinde açıklanacak, liste başka hiçbir gazetede yer almayacak İLAN KAYSERİ ASLİYE ÜÇÜNCÜ HUKUK MAHKEMESI'NDEN 1986/723 Davacı Hasibe Tokçin vekili Av. Tuncer Çiftçi tarafından, davalı Kayseri ili Fevzi Çakmak Mahallesi Nil Caddesi Soylu Sokak Şimşek Apt. Kat: 2 No: 7'de mukim Muzaffer Tokçin aleyhine açılan 3.5OO.OOO lırahk alacak davasuun yapılan yargılamasında, bütün aramalara rağmen davalının tebligata yarar açık adresi bulunamadığından, dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiş olup, işbu ilan tarihinden yargılamanın bırakıldıgı 8.10.1987 tarihinde saat 9.30'a kadar davalının mahkeme salonunda hanr bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, duruşma gün ve saatinde hazır bulunmadığı veya bir vekille kendisini temsil ettirmedigi takdirde davanın yoklugunda devam edilerek karar a bağlanacağı ilanen tebliğ olunur. 13.7.1987 Basın: 26306 12 EYLÜL'ÜN EKONOMİ POLİTİĞÎ VE SOSYAL DEMOKRASİ Prof. Dr. Yakup Kepenek V YayınlarıAnkara: 1680 lira • Söylüyor SELDA BAĞCAN Bu kaset arsıvınızde mutlaka bulunmalı Tomeistertor: Yıtauz Karayaiım, M«ta Akku* M.K.E. KURUMU AĞAÇ SANAYt ÜRÜNLERİ FABRİKASI MÜDÜRLÜĞÜ'NCE 36 KALEMDE MUHTELİF ELEKTRİK MALZEMESİ İLE KONTAKTOR VE AŞIRI AKIM ROLESt SATIN ALINACAKTIR 1. Bu işle ilgili şartnamemiz mesai saatleri içinde Etimesgut/ ANKARA'da bulunan Fabrikamız Ticaret Kısım Müdürlüğü'nden temin edilebilir. 2. En SOD teklif verme 30 Agustos 1987 günü saat 12.00'ye kadardır. 3. İhale kapalı zarf usulü yapılacaktır. 4. Postada meydana gelecek vaki gedkmeler dikkale alınmayacaktır. Fabrikamız 2886 sayılı yasa hükümlerine tabi değildir. Basın: 26367
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle