25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 28 TEMMUZ 1987 Kamu bankalan birbirlerinde hesap açıp faizi öğreniyorlar ENtS BERBEROĞLU . ANKARA Serbest faizin tırmanışa geçmesi, başkenneki kamu bankalarının yöneticilerinde "1982 faiz yanşının yaşandıgı günlere geri dönme korkusunu" uyandırdı. Ziraat Bankası"nın yüzde 48'lik ilk faiz anlaşmasına uymadığı yönündeki iddialar bankacılık çevrelerinde tansiyonu arttırırken, ikinci anlaşma önerisinin kotarılma biçimi de büyük kamu bankalanmn yöneticilerinin "biraz alınmalanna" yol açtı. Bir süredir özel bankaların faizlerini kollavan kamu bankacıtan artık birbirlerini de İ2İemeye başladılar. Başkentteki bu "güven eksikli|i" serbest faiz uygulamasının ge'eceği açısından önemli iki gelişmeyi beraberinde getirdi: I İkinci centilmenlik anlasmasıBin kaderi beiirsiz: Mevduat yapısı içinde en büyük paylan alan lş ve Ziraat Bankalan yüzde 48'lik ilk faiz ı diğer bankaJara empoze ederlerken, kamu b d bankalarında yaygın beklentı, "sektöriin bu iki 'buyuk ağabeyinin' faizler üzerinde "koruma ve kollama' görevini eksiksiz yerine getirecekleri" yolundaydı. Söz konusu iki büyük bankanın "daha fazla mevduata ifltiyaçian olmadığının" da hesabmı yapan diğer kamu bankaları, özel kesimdeki rakipleri karşısında biraz "güven temasını" işlerken, biraz da "eski günler korkusunu" kullanarak, mevduat pastasındaki paylarını arttırabilecekleri umudumı taşıyorlardı. Oysa bu umutlar serbesı faizin üçüncü hafıasında suya düşlü Çünkü lş Bankası anlaşmalı faize uyarken, Ziraat Bankası'nın el altından yüzde 50 faiz vermeye başladığı söylentüeri yaygınlik kazandı. Hatta büyük bir kamu bankasınır, genel müdürüne göre Ziraat Bankası yüzde 50'lik faiz direkıifini şubelerine gönderdi. Kamu bankalanmn tepkisine yol açan ikinci gelişme yüzde 50'lik ikinci faiz anlaşmasının koıarılma biçimi oldu. Anlaşmanın "büyük ağabeyleri" tarafından delinmesinden rahatsız kamu bankalan, burdarı lartışma olanağı bulamadan ve kendılerine danışılmadan hazırlanarak bir hafta sonu tatili arifesinde ?öııderilen anlaşma önerisine soguk yaklaştılar. Nitekim Emlak Kredi dün bu anlaşmaya "şimdilik" uymayacağmı açıkladı. Aniaşmaya gönülsüz olarak onay vereceklerini bildiren Vakıflar Bankası'nın yöneticileri ise, Ziraat Bankası'na yönelik üstü kapalı şu uyarıyı yaptılar: "İkinci anlaşma da bozulursa bizi kimse tutamaz." Kamu bankalan arasında bile bir faiz yanşının başlayabileceğinin habercisı olan bu uygulama aslında sektördeki bankaların farklı mali yapılanndan haklılık kazanıyor. Nitekim adının açıklanmasını istemeyen bir kamu bankasımn yöneticisi konuya şöyle yaklaşıyor: •Ziraat Bankası gibi mevduala ihtiyaç duymayan, çok şubeyle ve pahalı para toplayan bir bankanın faizleri yüksellmesine hiçbir anlam veremiyoruz. Ziraat Bankası'nın vadeli mevdualı 2 Irilyon lira, geçen yıl kân 12.5 milvar lira. Yani faizlerin 5 puan artması bu bankaya 100 milyarlık ek bir yuk gelirir. Ziraat Bankası yılı 90 milvar lira zararla mı kapalmak isliyor?" Kamu bankalarının dile getirdiklerı bu tepkilerine kârsın. ikinci centilmenlik anlaşmasına büyük çoğunlukia uymaları ise iki nedene bağlanıyor: a) "Faizleri Ziraal Bankası'nın vuksdlmesınin allında hükümetin direklifi olabilir" kuşkusu kamu bankalarını anlaşma yoluna itiyor. b) Piyasada bir "anarşi ortamı*'nın doğması, batan bankalar ve kamu bankalanmn sırtına binen "kurlarma operasyonlan" ile sonuçlanabilir. Bu tehlike kamu bankalarını ürkütüyor. 2) Başkenlle vakın (akip: Serbesl faiz uygulamasmdaki sert tartışmaların yanı sıra, olaya renk kaıan bir gelişme de kamu bankalarının piyasayı ve birbirlerini izleme yöntemleriyle ortaya vıkıyor Şube müdürlerine, rakip bankaların şubelerini dolaşarak hesap açtırmaları direktifini veren bir kamu bankasının yöneticisi, şimdiye kadar çok sayıda hesap defteri sahibi olmuş. Bu banka yöneticisi. elinde Ziraat Bankası'nın geçen h.ıluı yüzde 50 faiz verdiğinin kanmnın bulıınduğunu söylüyor. "•Tarama" olarak adlandırılan bu yöntem kadar işe yarayan diğer bir bilgi edinme yolu ise banka banka dolaşan tasarrufçulardan kaynaklanıyor. ANKARA NOTLARI kondu yıkımını eleştirerek, "Gecekondulardan koparılan tuğlalar Özal'ın başına duşecek" dedi. Ankara büromuzun habcrine göre de KentKoop Genel Başkanı Murat Karayalçın yıkımları "yasadışı" olarak niteledi ve "Cecekondu sonınu, yıkarak çözttlmez" diye konuştu. Özfatura'nın dozerleriyle çizilen bu acı tablo canlılığını korurken SHP'den ve bazı milletvekillerinden "proleslo" sesi geldi. cekondu yıkımlarını "yasadışı" diye niteleyerek, onaylamadıklarını söyledi. Karayalçın, gecekondu sorununun yıkımlarla değil, orada yaşayan halkın da katılımıyla gerçekleştirilecek olan güzelleştirme projeleri ile çözüleceğini belirtti. Karayalçın, "Köylerini bırakarak kenllerde yaşamaya gelen. konullannı yapan. mahallelerini kuran gecekondu halkının bu büyük dinamizminden yararlanarak Türkiye'de kentleşmenin çağdaşlaşması sağlanabilir" dedi. KentKoop'un gecekondular için geliştirdiği "gecekondu projesinin" sorunun çözümlenmesinde yeni bir yöntem olabileceğini ifade eden Karayalçın, "Projemiz gecekondu halkının, çevresini güzelleşlirme ve yaşanı standartlannı düzeltmek aşamasına lam katılımını amaçlamaktadır. Bu proje gecekondu halkı tarafından benimsenirse şehirlerde yaşayan halkın şehir yönetimine katılması ve yapılanlan denetlemesine büyük katkılarda bulunacaklır. Kalılım olayının guclenmesi Türkiye'nin demokralikleşme sürecine de hız verecektir" dedi. Karayalçın, başlattıklan projelerin Güvenpark olayı ile ismini duyuran "Çtvre Duyariıhğını Yayma Grubunun da ilgi alanına girdiğini" öne sürerek, Türkiye'de şehircilik anlayışının değişmesi için sivil toplumlann bir araya gelerek çalışmaları gerektiğini söyledi. MUS1AFA EKMEKg Engelleri Aşan Dil Derneği... Ankara 3. İdare Mahkemesi'nden sonra, Ankara Savcı Yardımcısı Hayri Tayhan. Dil Derneği'yle ilgili olarak, "kwuşturmaya yer olmadığı" kararını verdi. Böylece, Içişleri Bakanlığı'nm göz kırpması sonucu, Ankara Valiliği'nce etkinliğı durdurulan Dil Derneği, çalışmalannı sürdürme hakkını yeniden kazandı. Tüm engelleri aştı... Dil Derneği'nin bu sıcak yaz aylannda, belki bu sıra pek yapacak bir etkinliğı yoktu. Ama Ankara Valiliği'nin "çalışmanın durdurulması", Ankara Savcılığı'nın da soruşturma açması olayları, eylemsiz duran derneğin kımıldanmasını sağladı. Bu açıdan içişleri Bakanlığı ile Ankara Valiliğı'ne teşekkür mü etmeli bilmem... Örneğin, Dil Derneği yetkililerinin birçiçek yaptırıp, valiye giderek, Efendim, size çok teşekkür ederiz. Çaiışmalarımızı durdurmakla bize büyük yardımda bulundunuz. Kamuoyunun olaylann gerçek yüzünü öğrenmesini sağladmız mı demeliler? Bir yandan soruşturma açılıp. bir yandan da çalışması durdurulunca derneğin, Kavakhdere'deki Türk Dil Kurumu yöneticileri nasıl da sevinmişlerdi. Prof. Hasan Eren o yeni emekli olup TDK'ye iyice yaslandı artık şöyle mi diyordu: Dil Derneği, kurulması yasak demeklerdenmiş, onun için "faaliyeti" durdurulmuş! İçişleri Bakanlığı, önce ne yapacağını şaşırmış, dernek kurulunca; sonra da "Şunu bir de Türk Dil Kurumu'ndan soralım" demiş. Kurum ne desin? Biz vanz ya, kurum var ya, başka dernek nasıl kurulabitir? İçişleri Bakanlığı hukuk danışmanları da, onlaragüvenerek, Dil Derneği'nin çalışmasının durdurulması için Ankara Valiliğı'ne göz kırpmışlar mıydı? Valilik çalışmayı durdurunca, yasa gereği bir yandan da durumu sasrcılığa yazıyor, soruşturma açmasını istıyordu. Ankara Savcılığı soruşturma açtı. Sonunda ya "kmuşturmaya yer olmadığı" kararını verecek ya da dava açacaktı... Savcı soruşturmasını sürdürürken, Dil Derneği kurucuları, valilik kararının durdurulması, iptali için İdare Mahkemesine başvuruyorlardı. Olay basında geniş yankılar yaptı. Hıfzı ve/def \/elidedeoğiu, Oktay Akbal, Mumtaz Soysal olayla ilgili yazılar yazdılar. Mümtaz Soysal 4 Temmuz 1987 cumartesi günkü Milliyet'teki köşesinde. "İnsan MalzemesT başlıklı yazısında özetle şöyle dedi: "...Türk dilini geliştirme ışının en sonunda mahkemeye düşmesı kadar hem gülünç hem hazin bir şey olamaz. Ankara Valiliği, resmi Türk Dil Kurumu' varken, ayrıca bir 'Dil Derneği'nin kurulmasına karşı çıktı ve derneği "yasak dernekler' arasında sayarak faaliyetinı durdurdu'. Dernek yöneticileri de mahkemeye başvurdular. Şimdi, Türkiyede çözülecek başka konu kalmamış gibi, Türk dilini gelıştırmenin yalnızca devlet yönetimindeki bir 'kurum' tekelinde sayıtıp sayılmayacağı karara bağlanacak. Dili geliştirmenin, bir resmi kuruluş tekelinde kalmak şöyle dursun, demeklerden, gönüllü kümeleşmelerden de öteye, hepimize düşen bir görev olduğu unutularak... Bir resmi kuruluş. doğru yanlış ve çoğu zaman da yanlış bir şeyler yaparken. bırileri de başka şeyler yapsa, ortaya atılan çeşitTı göruşlerden, tutumlardan ve hatta kurallardan dil zarar mı görür, yarar mı? Bu dili oluşturacak olan da, bu dilin insanlarıdır. Ama hepsi... Kimsenın kimseyi dışlamak, "Bu işi ancak biz bilir, biz yaparız' demek hakkı yok. Kimin bilip kimin yapabildiği, ileri surülen görüşlerin, tutumların ve kuralların benimseniş ölçüsüne göre belli olacak. Tekelcilik yapmaktansa, eldeki insan malzemesini bu açık yarışın içine sokmak daha ak;llıca olmaz mı? Galiba bütün güçlük, bazı insanlanmızın kendilerini bu malzemenin bir parçası saymak yerine, ya dış malzeme ithalatçısı ya da ıçteki malzemenin depo bekçisi saymalarından ileri geliyor." İçimden, Mümtaz'a "Eline sağlık!" dedim. Davalar süresince, "Vanto" dergisi olayı geniş biçimde yansıttı. İstanbul'da yeni yayın yaşamına başlayan "Türk Dili Dergisi" haberi değerlendirdi. Olaya üç sayfa, dolu dolu yer verdi. "Türk Dili Dergisi"rim uzun yaşamasını dilerim (Derginin yazışmayeri: PostaKutusu 118, Kadıkoyİstanbul). Dergidegüzel yazılar var, giderek daha da güzelleşecektir, inanıyorum. Dil Derneği ile ilgili ilk karar, 3. idare Mahkemesi'nden çıktı. Başkan Cavit Cam ile üyeler Meşkure Gökbayır, Turan Karakaya oybirliğiyle aldıkları kararın sonunda özetle şöyle dediler: "...Yukarıda yazılı olduğu üzere, amaç, Türk dilini geliştirmek olduğuna göre. bu amacın gerçekleştirilmesi doğrultusunda kamu kuruluşlan yanında. aynı amaçla etkinlik gösteren diğer derneklerin variığı erişilmek istenilen amaca ulaşmayı kolaylaştıracağından, Türk dilinin gelişmesi ve güçlenmesi için kurulan davacı derneğin faaliyetinin durdurulması bu nedenle de yasalara uygun görülmemiştir. Esasen, Türk dilinin özleşmesine ve gelişmesine katkıda bulunma hakkı olmadığı. kimsenin böyle bir amaçla bir araya gelerek dernek kuramayacağt, böyle bir derneğin "kurulması yasak dernek" sayılacağı biçiminde bir değertendirme anayasanm dernek kurme hürriyeti ile ilgili 33 maddesi hükmune de aykın düşer..." 3. idare Mahkemesi'nin "Türk Ulusu Adına" verdiöi "yürütmenin durdurulması" kararı, Dil Derneği savunmanlarından Attila Göktürk'e bildirildi... Dil Derneği'nin önünde, çalışmak için artık engel kalmamıştı. "Tuğlalar Özal'ın başına diişecek" SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, Buca'nın Kuruçeşme semtindeki yıkımla ilgili sorularımızı yanıtlarken iktidarın gecekondu yapımını teşvik ettiğini, tapu tahsis belgesi vererek, harçlar alarak gecekonduları önce yasallaşınış gibi gösterdiğini ardından da yıktığını söyledi. Sağlar devletin konut sorununu çözmemesi durumunda vatandaşın mutlaka bir çözüm bulacağını belirterek şöyle dedi "Valandaş. kendisi başını sokacak bir yer bulmuş. Siz bir çözüm bulmadan nasıl bu konutlan yıkarsınız. ANAP, insanlann sorununu çözmck için degil, bir grup müleahhidin ve holding yönetkisinin sorununu çözmek için vardır. Bu bir k«z daha kanıllanmışlır. Yalandaşın dokuz yaşındaki çocuğunu nldürecek hale gelmesisi rnnraa sonınunun bad safbada olduğunu göslermekledir. Iklidann lek bildigi şe> para vv borçlu olduğu insanlan memnun etmeklir. Gecekondudan her düşen birikeı laşı her lugla Özai ve yandaşlannın kafasına duşmekledir. Ye onlar bu taşlann allında ezilip gideceklir. Özal SHP'nin bu konuda programı olmadığını söylüyor. kendisi Tommiks, Teksas okuyacagına SHP'nin son progremına baksın." Merkez (Baştarafı I. Sayfada) Yardımcısı Zekeriya YıMınm vekâlet ediyordu. Faize dün de iki puan zam geldi (Baştarafı 1. Sayfada) rilen faiz anlaşmasına girmeme kararı aldı. Böylelikle centilmenlik anlaşmasma Garanti Bankası'ndan sonra karşı çıkan ikinci banka Emlak Kredi Bankası oldu. Yükseltilmiş faiz oranlannın yürurlüğe konulduğu dün, büyük bankalar durum değerlendirmesi için ycğun toplantılar yaparlarken, bazı küçük bankalar da piyasanın oturmasını beklediler. Demirbank ise, faiz oranlarını başka bankaların yükseltmesi durumunda kendilerinin de yüzde 56'ya kadaı çıkaracaklarını açıkladı Demirbank Genel Müdürü Haluk DayıgU, "56'ya kadar jükseleceğiz. Ancak bundan sonra iş tehlikeye girer. 56 ile toplanan para bize yüzde 67'ye mal oluyor. Bunu sattığtmızda da paranın geri dönmcmesi ihtimali var" dedi. İmar Bankası Mevduat Müduru Demir İnal da 1 yıllık mevduata yüzde 50 faiz uyguladıklarını bu oranı daha fazla arıırmak için piyasanın oıurmasını beklediklerini söyledi. Az şubeli bankalardan Türk Ekonomi Bankası ise, yüzde 48 faiz üzerinden çalışmasını sürdürdü. Emlak Kredi Bankası yöneıimi. "şimdilik" 4 buyük bankanın önerdiği faiz anlaşmasına girmeme kararı aldı. Söz konusu bankanın yöneticilerine göre. ilk "cenlilmenlik anlaşması" deneyi. "bu tür anlaşmalara pratikle uyulmadığım" ortaya koydu. Vakıflar Bankası yönetimi ise 4 bankanın yüzde 50'lik faiz anlaşması çağrısına göniılsü? de olsa katılır.a eğilimi taşıyor. Ancak bankanın bir yöneticisi, şu yorumu yapıı: "Gorülen o ki, bu lür anlaşmalara degil, pratikte kimin ne faiz verdiğine bakmak lazım. Bu anlaşmanın da bozulduğunu gorursek, kimse bizi lutamaz. Bankamız kâr ve mali yapı açısından yüksek fai/ verebilecek sayılı bankalardan birisidir." Aniaşmaya onay veren ilk kamu bankası olan Halk Bankası yetkilileri ise, dün yeni faiz oranlarını uygulamaya başladıklarını bildirdiler. Aynı yetkililer, bir soru üzerine, "piyasada anlaşmay a karşın el altından yiiksck faiz verilmesini" kınadılar. Görüşlerine başvurulan kamu bankalarının yöneticileri ilk anlaşmayı bozduğu ileri surülen Ziraat Bankası'na karşı tepkilerini dile gelirdiler. Dün açıklanan yeni faiz oranlarıyla 1 yıllık mevduata aylık ve 3 aylık faiz ödemesinin yaygınlaştığı görüldu. Bankalar yüzde 48'lik orant yuzde 50'ye çıkariırken. aylık faiz 6demeltrinin de 2.5 puan artırıldığı dikkati çekti. İ> Banka>ı Ciencl Mudur >':ırdımcısının. Utanbul tenıaslarmda \kbank ve Yapı ve Kredi BankuM':ıı >ü/de 50 l'ai/e "ikna" etliği oereııildi. Aynı bankitlar. aylık fai' odemeii bir yıllık mc\dııala aylık faı/i yenideıı I puan yuksclttilcr. 1 >ıllık HK\duatta aylık fai/ yii/tle 4l'o. ? avlık fai/ yıı/de 43'e cıkarıldı. Yapı ve kredi Bankası (ienel VIııdür YardımciM Orhun Kmirdağ. \ ıı/dc 50 tai/tlc üç buyuk bankanın ;ııılaslıuıııı. Ziıaaı BankaM'nııı da kcıı(iîlcrini izleycceğinifoelirııi.Yu/de 50 oranının psikolojık etkısı ıılacjüinı ifadc edtıı Kmirdan, kuçuk bankaların \2 puaıı la/Uı verebik'cekk'iini bclirtli. Başkan vekilüğine atanan Zekeriya Yıldırım bir süre bu yarışta önde gitti. Ancak, Saraçoğlu'nun Başbakan özal'a yakınhğı da biliniyordu. Geçen ay hükümet tarafından önce CumhurbaşkanlığYna sunulan daha sonra geri çekılen Merkez Bankası kararnamesi, Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem tarafından ortaya atılan bir ara çözüm olarak yorumlanmıştı. Saraçoğlu'nun başkanlığına karsı çıkan Kaya Erdem, kendi adayı olan Zekeriya Yıldmm'ın başkanlığına Özal'ın onay vermemesi üzerine, Merkez Bankası başkanını, hükümetin, istediği an geri çekmesine olanak veren bir hukuki düzenleme önermişti. Ancak, bu kararname Cumhurbaşkarüığı'ndan geri dönmüş ve hükümet Merkez Bankası başkanlannın üç yıl süreyle atanması yönünde yeni bir kararname hazırlamıştı. Başbakan Özal'ın büyük oğlu Ahmel Özal'ın yakır. arkadaşı olan, Amerika'da lMF'de çalışan Rüşıü Saraçoğlu'nun Merkez Bankası Başkanlığı'na atanmasıyla birlikte, Başkan Vekili Zekeriya Yüdınm'ın tepkisi merak konusu oldu. Zekeriya Yıldırım'a yakın çevreler, kendisinin Merkez Bankası'ndan aynlma hazırlıkları içine girdiğini ifade ettiler. Nitekim, Yıldırım, dün bu yöndeki kararını yakın çaJışma arkadaşı olan başkan yardımcılarına iletti. Yıldırım'ın, kararını. atafna kararnamesinin yayımından sonra açıklaması bekleniyor. Başbakanı'na sözlü nıesaj ÖzaFdan Iran Baykal üzgün lzmir Merkez İlçe Belediye Başkanı Siiha Baykal ise. "Kimseyi yaplığı eylemlerden dolayı eleştirecek değilim. Yasaları sert bir şekilde uygulamak kolaydır. Ama yasaları uygularken ileride oluşacak gelişmeleri de göz uniinde bulundurmak lazım" dedi. Baykal. birinci imar affından sonra yaptığı yıkımlardan hemcn 8 ay sonra gelen ikinci imar affı nedeniyle büyük üzüntü duyduğunu belirterek, >unları söyledi: "SekH aylık sürede yıktığım gecekondular yıkıldıklanyla kaldılar. l)iğerleri aftan yararlandı. Şu anda da öyle bir dönemdeyiz ki siyasi partiler pek yakında gecekondulann affı için umit verici konuşmalar yapma>a başladılar. Biz kendi bölümümıizde hisseli parsellerde bugüne kadar pek fazla yıkma kararı almadık." Dün hangi banka ne faiz verdi Mnmısomı fcylık talı 3 aykk fab Stmm MemeH faiz ı Kamu Bankalan: Ziraat, Halk, Sumertank. Denızbank, Vakıflar. Etıbank Anadolu, Şekerbank, Töbank, Emtak Kredi Büyük özri Bankalan iş, Akbank, Y.K.B.. Turkbank Pamukbank Garanti Bankası Osmanlı Bankası İktisat Bankası İmar Bankası Demirbank Türk Ekonomi Bankası Karayalçın KenıKoop Genel Başkanı Mural Karayalçın. son günlerde Ankaıa. \/tnir ve İstanbul'da gerçekleştirilen ge 50. 50. 50. 50. 50. 52 50. 52. 48. .41 .41. .41 .42. .41... .42.5. .40 ... 43 43 .43. 43. .43 .44 .43. TAHRAN (a.a.) Türkiye'nin Iran Büytlkelçisi Volkan Vural, Basra Körfezi'ndeki son gelişmelere ilişkin olarak Başbakan Turgut Özal'ın sözlü bir mesajını dün Iran hükümetine ilelti. Tahran Radyosu'nun haberine göre, Büyflkelçi Volkan Vuıal, Başbakan özal'ın mesajını, Iran Başbakanı Mir Hüseyin Musavi'ye iletilmek üzere Musavi'nin siyasi islerle görevli yardımcısı Ali Rıza Muayeri'ye verdi. Radyonun haberine göre, Büvukelçi Volkan Vural görüşmede, "Süptrgüçierin bolgeye müdahalesini engeileyebilecek tek unsur olan, bölge ülkeleri aresındaki temaslann dcvfunının gereklüigini" vurguladı. Tahran radyosu, Volkan VuraJ'ın, görüşme sırasında, Bau basırunda yer alan ve "ABD'nin bölgeye müdabale bazırlıklan çercevesinde Tiirkiye1 deki askeri guciinü takviye etögi" yolundalci haberleri yalanladığıru belirtti. Habere göre, Muayeri görüşmede, "lrak. Iran için taşımaahk yapan gemtterc saldın düzenlemedigi sürece, İran'ın bölgedeki gemilere saldınnayacagı" yolundaki tran görüşünü yineledi. GENEL KURUL ÇAĞRISI Tütuklu Ve Hükümlü Aileleri Yaıdımlasma Derneği (TAYAD) 15.8.1987 cumartesi günü saat 10.00 ile 17.00 arasında CERRAHPAŞA CADDESt, SEYIT YAKUP SOKAK NO: 3/C CERRAHPAŞA/ISTANBUL adresindeki "ENGİN DÜĞÜN SARAYI" salonunda 1. Olağan Genel Kurul toplantısmı yapacaktır; üyelere duyurulur. GÜNDEM: 1 Açılış ve başkanlık divarurun seçimi. 2 Yönetım ve denetleme kurullan raporlannın okunup gorüşülmesi. 3 Yönetim kurulunun ibrası. 4 Yönetim kurulunca hazırlanan bütçenin görüşulmesi. 5 Yeni yönetim ve denetleme kurullarının seçimi. 6 Tüzük değişikliği. 7 Demeğe taşınır ve uşınmaz mallann alınmasında yönetim kuruluna yetki verilmesi. 8 Deraeğın uluslararası faaliyetlerde bulunması, yurt dışındaki aynı amaçlı derneklere üye olarak katılma veya ayrılma. 9 Mevzuatta ve dernek tüzüğünde genel kurulca yapılması gereken diğer görevlerin yerine getirilmesi. 10 Dilekler ve Kapanış. NOT: 15.8.1987 tarihinde çoğunluk sağlanamaz ise ikinci toplantı 22.8.1987 cumartesi aynı yer ve saatte yapılacakhr. Merhum Elbus Maan ve Nazlı Koç'un kızı, merhum Prof. Mustafa Nevzat Pısak'ın değerli eşi, Sulhiye Sezen, Mevhiz Pak ve Mehmet Pısak'ın sevgili anneleri, Maan ve Koç ailelerinin muhterem teyzesi, merhum Behice Maan, Atiye Kızılyel, Rauf Maan, Tasvire Şallı ve Ihsan Özdeniz'in kızkardeşi, Çengiz Sezen, Berrak Eltan, Canan Gökçek, Oya Özerler ve İskender Pısak'ın büyükannesi, Suat Ulusoy, Nur Kızılyel, Necla Gürel, Banu Şallı, Inci Karaoğlu ve merhum Güler Oyhon'un teyzesi, merhum Necdet Manoğlu'nun halası, Engin Pak, Sevtap Pısak ve merhum Rüknettin Sezen'in kayınvalidesi AQKAYBIMIZ ACIKAYBIMIZ Merhum Prof. Mustafa Nevzat Pısak'ın sevgili eşi, şirketimizin hâmisi, müstesna insan NİMET PISAK 26 Temmuz 1987 gecesi aramızdan ayrılmıştır. Cenazesi 28 Temmuz Salı günü Teşvikiye Camii'nden öğle namazını müteakiben Edirnekapı Şehitliği'ne defnolunacaktır. Mevla rahmet eylesin. NİMET PlSAK'ın vefatını üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Merhumeye Tanrı'dan rahmet, camiamıza başsağhğı dileriz. NİMET KİMYA İHRACÂTfraALAT VE SANAYİA.Ş. AİLESİ Şirketimizin kurucusu merhum Prof. Mustafa Nevzat Pısak'm sevgili eşi AdKAyBIME Şirketimizin kuruculanndan Nevhiz Pak ile Mehmet Pısak'ın sevgili anneleri, Dr. Engin Pak'ın muhterem kayınvalidesi, NİMET PKAK'ın vefatını üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Merhumeye Tanrı'dan rahmet, camiamıza başsağhğı dileriz. ftluMafaflzuıatİiâç Sanayli A. S. NİMET PISAK'ın vefatını üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Merhumeye Iknn'dan rahmet, camiamıza başsağhğı dileriz. PAK HOLDİNG A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle