19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 15. ULUSLARARASI İSTANBUL FESTtVAÜ 23 TEMMUZ 1987 TELEVİZYON 19.00 AçılışHaberler 19.15 Antilop'a Dönüş Dede Carstanton köye taşınmayı ve evi salmayı planlamaktadır. Hanvell Mincmg de evı almak ısleyen btr rahıp kılığına gırer 19.40 Erzurum Radyosu Tiirk Sanat Miiziği Toplu Programı Programda. Erzurum Radyosu Turk Sanaı Muziği Topluluğu segâh makammtla sırasıvla şu parçaiarı seslendinyor. Tuiıı mucıze guyem ne deseın lafdeğıl Bulbul vetışır, bağrımı hun eltı Sevda yaratan gozlennı /ncecıkten hır kar yaiur Tulam yar elınden lutam Yıne bahar oidu coştu yurpğıtn Kendım gurbet elde gönlum stlada ve Suda balık yan gıder. Soprano Leyla Gencer beşinci kez festivalde İtalya'da yaşayan ünlü sopranomuz Leyla Cencer'i, besteci Bülent Tarcan, "Yurdundan arada bir geçen kuyruklu yudız"a benzetiyor. Kültür Servisi tstanbul Festivali'nde bugün sadece unlu sopranomuz Leyla G«ncer'in piyanist Roberto Negri eşliğinde verecegı konser yer alıyor. Leyla Gencer, saat 18.30'da Aya Irini'de vereceği konserde, Monteverdi'nin "La Mîa liırcaBenim Türk Kadınım", VivaJdi'nin Giustino Operasrndan "Vedro con mio diletto", Cımarosa'nın I Traci Amanti Operası'ndan "La MogUe ingelke", Salieri'nin Axir, Re d'Ormus Operası'ndan "Quest'e beOisiına", Gretry'nin Zemire et Azor Operası'ndan "rose cherie" ve Fauvette'in Aryası, Gluck'un Alceste Operası'ndan "Al piaoto vostro", Donizetti' nin Caterina Carnaro Operası'ndan Resitatif ve .Arya ile Belisario Operası'ndan "Egli e sponto"yu yorumlayacak. İtalya'da yasayan ve Bütent Ttrcan'ın deyimiyle "yurdundan arada bir kuynıkJu yıldız gibi geçen" ünlü sopranomuz tstanbul'da doğdu. Ozel müzik derslerinin yanı sııa tstanbul Belediye Konservaluvan'nda ögrenim gören Gencer, aralannda Elvira da Hidaigo ve Giannina Arangi Lombardinin de bulunduğu ünlü şan hocalanyla çalıştı. Ankara Operası'nda CayıDeria Rnsticana'daki Santnzza rolüyle elde ettiği başanyı 1954'te ttalya'ya giderek Napoli San Carlo Operası'nda da tekrarladı. Bu başarısının ardından yönetici Pmsqaak di Costanzo tarafından o sezonun "Madam Butlerfly" ve "Yevgeni Onegin" operalannın başrollerinde görevlendirildi. Bu kez Italyan operasının ünlu uzmanı ve şefi Tülio Serafin'in dikkatini çekti ve M. Callas gibi pek çok yıldızı yetiştiren bu ustanın yanında tekni^ini geliştirdi. 1955'te Palermo'da "L« TraviaU" operasındaki Violetta rolüyle daha da ünlenen Leyla Gencer, Polonya ve San Francisco'daki başanlanrun ardından Milano La Scala ile sözleşme imzaladı. 19S7'de F. Poulenc'in "Les Dialogues des CarmelitesKanneütierin Diyaloğu" operasının Scala'daki ilk temsilinde basrolde yer aldı. Daha sonra 1958'de Anna Bolena'daki üstün başansıyla "Primadonna"hğa ulaşu. lÇöO'tan sonra "Don Carlos", "Maça Kızı", "Talihin Kudreti", "Aidia", "Macbeth", "Norma", "Simon Boccanegra", "Lucrezia Borgio", "I Vespri SicUiani", "Alceste", "Maskeli Balo" ve "Albert Hering" operalanndaki başanları birbirini izledi. Repertuvannda 70M aşkın opera bulunan Leyla Gencer hakkında Venedik'te "Bir Primadonna'nuı Gercek Romanı" adlı kitap yayımlandı. 1967 ltalya Hükümeti Commendatore ödülü, 1973 Donizetti Derneği Şeref ödülü, 1975 ltalya Müzik Eleştirmenleri Odülü, Floransa Uluslararası "Le Muse" Ödülü, 1977 en iyi sahne yorumu nedeniyle Uluslararası La Madonina ödülü, 1986'da da Milano Kenti Altın Madalyası'yla onurlandınlan Leyla Gencer, 1974, 1982, 1984 ve 1986'da da lstanbul Festivali'ne katıldı. Trabzon Devlet Tiyatrosu TRABZON (a.a.) Trabzon 'da 10 ekimde törenle açılacak Devlet Tiyatrosu'nda bina onarım ve kadro oluşturma çahşmaları devam ediyor. Trabzon Devlet Tiyatrosu Müdürü Erhan Gökgücü, daha önce kültür merkezi olarak kullanılan Atapark'taki binada, 80 milyon lira harcanarak düzenleme çalışmalanmn tamamlanacağını belirtti. Gökgöcü, toplam 464 koltuğun yer alacağı tiyatronun sahnesinin yurdumuzun en büyük sahnesi olacağını bildirdi. 20.00 İnanç Dünyası 20.30 Haberler ve Hava Durumtı 21.15 Perihan Abla TV 2 Kanai'da daha önce \avimlanan programm tekron yapt/ıvor. 22.10 Erzurum Kongresi Erzurum Kongrest'nm ytfdonumu nedemyle hazırlanan ozet bır program ekrana geti} or 22.40 Komedi Ustalan (Aynnıılı bılgı yandakı sıttunlarda) Berliri'de beş Türk besteci ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dunyamn en önemli sanat merkezler'mden biri olarak nitelenen Berlin Sanat Akademısi'nde verilen konserde, Muammer Sun, Metin Öğut, Kemal Hayrettin Akdemir, Fazıl Say ve A. Adnan Saygun'un yapıtları sesiendirildi. Yapıtları Alman kemancı Gotz Bernau ve Azerbaycaniı piyanisı Sayali Dadaş yorumladılar. Berlin kentinin 750. kuruluş yıldönumu nedeniyle düzenlenen kutlamalar çerçevesinde verilen konserde, Muammer Sun 'un "Türkü", "Şarkı" ve "Köçekçe", Metin Öğüt 'iin keman ve piyano için fantezisi, Kemal Hayrettin Akdemir'm, şair Ahmel Arifin "Anadolu" adlı şiiri üzerine üç türkusü, Fazıl Say'ın "Siyah tlahiler" ve A. Adnan Saygun'un keman ve piyano ıçın "Op. 33. Süit" adlı parçaiarı yorumlandı. 23.50 Haberler Kapanış İKİNCİ KANAL 19.50 Açılış 19.51 Müztk Bahçesi Programda, Bakı Duyarlar, Engm Kızılay, Ahmeı Meıer ve Kadri Rızelı sazlanyla sırasıvla şu parçaiarı seslendınyorlar Gokyuzunde yalmz gezen yıldızlar Leylaklan sumbullen Guzel Isıanbul Goklen vağmur delıl sevgıler yağsın Gel guzetırrı Çamhca'\a ve Geldı vıne guzelım vaz. LEYLA GENCER Sanatçı 1958'de "Anna Bolena"daki sıyla "Primadonna"lılta ulasn. başan BUGÜN Leyla Gencer Şan Resitali (Aya trini, 1830) 20.15 Haftanın Dizisi: Cehennem Melekleri 21.00 SanatFestival Programda. tstanbul Fesınalı'nde ter alan konserler ve göstertlerden bolüınler yer alıyor SANAT KULİS1 Spor ve SergVde yeni Modern Caz Donlusu'nun onceki geceki konseri iki kelimevle "\ok ı\ı"\di Cazın "babalar'ı dayanılma/ sıcağa rağmen da>andılar, ıısıelik konser sonunda ısrarlı alkıslar \uzünden tekrar sahneve aelerek bir parva dahj v'aldılar. Spor \e Sercı koşullar vıne hep sporlar 21.30 Haberler 22.00 Sohbet Programda Idıi Bıreı'ın bır sohbetı yer alıvor YARIN Mayumi Fujikava, Jorge Frederico Osorio KemanPiyano Resitali (Aya tnni, 18JOJ 22.45 Aşk Gemisi Herbie Hancock ve orkestrası (Açtkhava Tiyaırosu, 21.30) İZLEYİCİ GÖZÜYLE 23.30 Kapanış aynı. Izleyiciler konser boyunca sıcakıan ve yerlerın rahaısızlığından do!avı çeşıtlı spor hareketleri \apmak zorunda kaldılar. Bunlar arasında >elpa/e sallavarak bilek guclendırme ve ozellikle ıribunlerde oturanlar iv'in, duz oiururkcn >ana bakmak sureıişle boyun kası geliştırme harekeıleri oldukça vaygındı. Parıerre"de oıuranlar da, çesjtli sırı ve bacak egzersızleri vapmak durumunda kaldılar Malum şise kınlma sesleri bu defa da eksık olmadı. Dorılu. ıkınci bolum Kin >ahne\e geldiğinde, ^esı. sonucundan daha etkılı olan havalandırma cıha/ının kapaıılmasını beklemek zorunda kaldı. Nihaveı John l.evMs'ın. bır elnle salonu dığerıvle kıılaŞını gosıermek .sureiiylc vapıığı uyan sonucu cihaz susturuldu. Bayram programları öğrendığımız kadanyla bayram özel programmm sOylendıği gibi "Ozel" bir yanı yokmuş. Emel Sayın ve dığer sanalçılann seslendirecekleri parçalar hep arsivden derlenip toplanocakmış. Anlayamadığtmız bır şey var bu iste. TRT'nin ikinci kanalı açılırken, çağnlan yabanct sanaıçılara milyonlar veren yetkililer, bayram programlanm neden "es" geçıyorlar acaba? Dört günlük bayramda evinden dışan çıkamayanların tek eğlencesi olan TRT, bızlere arşıv programlanm reva guruyor galıba. tHSAM BÜYÜKYVRT tstanbul Heykeller lıalkuı ilgisini çekemedi Fındıklı Parkı sakinlerinden biri Muaınmer Eker, heykellerden birini gösteriyor ve "örneğin şu hiç olmazsa paru eder, borusu var. Alıp satsanız kazancınız olur" diyor ve ekliyor: "Bir de şu ilerdekine bakın. Onu her görduğümde bır lazın ayakkabı bağlayışı aklıına geliyor. Bu bir gosteriş mi yoksa gerçekten bir şeyler mi anlatılmak isteniyor, bUemiyorum." ÇtĞDEM ÖZÜER ~ bir ^e> anlaşılmı>or. Zaten bir şeye de benzemiyoriar. Bir elinde torbasnia, oturduğumuz bankın soluna yerleşen tombalacı İsmet Sebepci'nin heykele getırdiği tanını ise şöyle: "Bence anlaşılabilir heykel heykeldir. Çevreyi siisle>en bu anlamsız heykellere baktığımda aklıma manzara kelime^inden başkası gelmiyor." Biz bankta oturmaya devam ediyoruz. Ama bankın diğer konukları surekli değişiyor. Şimdi de toplum yapımızı, kulturumuzu, gelenek goreneklerimizi hatta duşünme veteneğimizı bu hevkelleri anlamada yeterli bulmayan Muammer F.ker ile konuşuyoruz: "Bu hassas konularda bilgili değiliz. Vielersiz olan resimler (heykeller) değil, bizim sanat anlayı>ımi7. Modern sanat dedikleri bu olsa gerek." Eker bırden sozünu keserek arkasındaki heykele donuyor: "Örneğin şu hiç olmazsa para eder, borusu var. Alıp satsanız kazancınız olur. Bir de şu ilerdekine bakın. Onu her görduğıimde bir Lazın ayakkabı bağlayışı aklıma geliyor. Bu bir gosteriş mi, yoksa gerçekten bir şeyler mi anlatılmak isteniyor bilemiyorum." Birden bize yoneltilen bir soruyla ırkıliyoruz. "Siz bugune kadar hiç para kazanmanın sıkıntısını çektiniz mi? Mali durumunuz nasıl?" Soruyu soran kişi çe\abımızı beklemeden devam ediyor: "Ben cüzdanım boş olduğunda kendimi çok kotu lıissediyorum. Gözum hiçbir şeyi görmüyor. Çevrenizdeki insanların yuzde 95'i aç kalmamayı duşunuyor. Heykellerin ne>i ifade ettiğini değil. Sizin boyie bir derdinizin olmadıgı için bizi anlamanızı beklemiyonım. Boyle bir serginin yeri ve zamanı değil. İlk once Tiirkiye belli bir yere gelsin, ondan> sonra neden olmasın? " Aıiık parktan ayrılma zamanı geldi. Onümuzden cuppeli, başında takkesiyle biri geçiyor. Yanına yaklaşıyoruz. Aramızda şu konuşma geçiyor: Heykelleri beğendiniz mi? Bilemiyorum. Üsıelik ben sizin baktığınız açıdan bakmıyorum. Peki hangi açıdan bakıyorsunuz? Olmaz söyleyemem. Yanlış yazarsınız. Hem ben geçiciyim çocuğu gezdıriyorum... Öğrencilerin 4. "Park Sergisi"Fındıklı'da açıldı Türk miiziği Tıınııs'ta İZMİR (a.a.) tzmir Devlet Klasik Türk Muziği Korosu, Kartaca ve Monastr kentlermde yapılacak festivallerde birer konser vertnek üzere Tunus'a gittiler. Koro şefi Dr. Teoman Önaldı, son prova öncesınde yaptığı açıklamada, koronun Kartaca'dal^ı konserım Tunus Devlet Başkanı Habıb Burgiba'nın da izleyeceğini soyledi. Dr. Önaldı, Tunus'taki konserlere TRT İzmır Radyosu 'nun ses sanatçıları Mıhriban Sayın ile Özer Uçar'ın da solist olarak katıldıklarmı bildirdi. 35 kişiden oluşan Izmir Devlet Klasik Türk Muziği Korosu, yurtdışında ilk kez bir kultur etkinliğıne katılıyor. RADYO T R T I 05.00 Açılış, program ve kısa haberler 05.05 Ezgı kervanı 05.30 Şarkılar ve ovun havalan 06.00 Koye haberler 06.10 Gunaydın. 07.30 Haberler. 07.40 Gunun ıçınden 09.40 Arkası yarın 10.00 Kısa haberler 10.05 Reklamlar 11.00 Kısa haberler. 11.05 Turkuler eeçıdı 11.30 Solıstlerden seçmeler. 12.00 Kısa haberler 12.05 Reklamlar 12.10 Ö£le uzerı. 12.55 Reklamlar ve radyo programları 13.00 Haberler. 13.15 Muzık. 13J0 Bolgesel yayın ve reklamlaı 14.45 furkuler 15.00 Kısa haberler. 15.05 Oğleden sonra. 16.00 Kısa haberltr 16.05 Çeşıılı muzık 16J0 Solıstlerden bırer şarkı 17.00 Kısa haberler 17.05 Köyümuz kovlumüz. 17.25 Saz eserlerı. 17J0 Dın ve ahlak. 18.00 Çocuk bahçesi. 18.15 Haftanın çocuk sarkısı 18.20 Bolgesel yavın. 18.55 Reklamlar 19.00 Haberler ve olayların ıçınden 20.00 Gençlik koroları. 20.15 Şarkılar. 20.30 \urilan sesler 21.00 Haberler 21.05 Saz eserlerı 21.15 Tıirk ve Islâm dünyasından 21.30 Turk halk muaiı kadınlar topluluğu 22.00 Kuçuk konser. 22JO Beraber ve solo şarkılar 23.00 Haberler 23.15 Gecenin ıçınden 00.55 Gunun haberlerinden özetler. 01.00 Program ve kapanış. 01.0505.00 Gece yayını. T R T I I 07.00 Açılış « program. 07.02 Solısılerden seçmeler 07J0 Haberler 07.40 Turkuler ve oyun havalan 08.00 Ikı solısıten şarkılar 08.30 Sabah konserı 09.00 Turkuler. 09.15 Çocuk bahçesi 09.30 Foreıgner topluluğu. 10.00 Musıkı düuyamudan seçmeler. 10.20 Turkuler 10.40 Turkıye'den çizgıler 11.00 Beraber ve solo şarkılar. 1150 Çesıılı müzık. 12.00 Türküler geçıdı 12J0 TSM toplu programı. 13.00 Haberler 13.15 Hafifmuzık 13J0 Caz muzıSı 14.00 Amaıör lopluluklar 14J0 Yabancı dil dersı 15.15 Bır album. 16.00 Şarkılar. 1620 Arkası yarın. 16.40 Turkuler geçıdı. 17.00 TSM kadınlar topluluğu. 17JO Çeşıtli muzık. 18.00 Turkuler 18.15 Tiyaıro dunyası. 19.00 Haberler ve olayların ıçinden. 20.00 Şarkılar 20.15 Turkçe sozlu hafîf muzık 20.30 Yabancı dıl dersı 21.15 Turkuler 21.30 Hafif mıizık 21.45 Beraber ve solo şarkılar 22.15 Hafıf muzık 22.30 Bır roman / bir yazardan hıkâ>eler. 22.45 Turkuler 23.00 Haberler 23.15 Sohstler çeçıdı 23.40 Hafıf muzık 23.55 Persembe konserı 00.55 Program ve kapanış T R T I I I 07.00 Açılış « program 07.02 Hafıf muzık. 0730 Sabah konseri. 08.00 Sabah ıçın muzik. 09.00 Haberler. 09.15 Müzıklı dakıkalar 10.00 Muzık muzık muzık 11.00 Ögleyedogru 12.00 Haberler 12.12 Gunun konseri 13.00 Ikı solistten şarkılar 13.30 Turkuler geçıdı 14.00 Konser saaıı. 1S.25 Solısıler geçıdı 15.55 lki solisıten lurkuler. 16.25 Haftanın çocuk şarkısı. 16.30 Caz dunyası 17.00 Haberler. 17.15 Geçmıy ten gunumuze 18.00 Plak albumlerınden 19.00 Haberler 19.15 Ayın besıecısı. 20.00 Hafif muzık 20.30 Bır konser 22.00 Haberler 22.15 Gecenin geıırdikleri. 23.00 Opera sanaıı. 24.00 Gece ve mtizık 01:00 ProEram ve kapanış KOMEDİ USTALARI /. KANAL / BULMACA ~ SOLDAN SAĞA. 1/ Tedavi etmek. 2/ llave... Memeli bir hayvan. 3/ Öldükten sonra Isa tarafından diriltıldiğine inanılan kişi... Ok. 4/ Ankara'nın bir semti... Judo ve karatede hareketleri çabuklaştırmak için yapılan bir dizi egzersize verilen ad. 5/ Avnıpa'da biı ırmak... Pusank. 6/ Terbiyesiz kimse... Zan. 7/ Kuran'da adı geçen sekiz cennetten dördüncüsunun adı... Hayvanlara vunılan damga. 8/ Konuşma ve tartışmayı bir araç değil amaç sayan felsefe yöntemi. 9/ Kınlmalı dürbun. Y\JKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ XVIII. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkan, ayakların yeri itmesiyle yurütülen, iki tekerlekli tahta araç. 2/ Başansızlık... Bir nota. 3/ Budizm'in, Buda'yla tek vücut olmayı amaçlayan kolu... Ege bolgesinde bir dağın, ovanın ve akarsuyun ortak adı. 4/ Halk edebiyatında uyağa verilen ad... Köşk. 5/ Bir çoğul eki... Verme, ödeme. 6/ Turkiye'nin plaka işareti... Başakla karışık iri saman. 7/ Bir çeşit su kabı... Kıta sözcüğunün kısa yazılışı. 8/ fstanbuFun eski adlarından biri. 9/ Konya'nın bir ilçesi. Dışarıda korkunç bır sıcak var. Bir anda buharlaşıp uçup gideceğinizi duşünuyorsunuz. Senenin her ayı ruzgân eksik olmayan Fındıklı Parkı'nda bile hemen hemen tek bir yaprak biie kımıldamıyor. Parkta, bir yanda "Bo^yalım abiler", "Çay gazoz isteyen var mı" diye seslerini kalınlaştırarak bağıran çocuklar, bir yanda oğle tatillerini denize karşı çimenlerin üstüne yat\p sigaralarını tuttuterek geçirenler, bir yanda ayakkabılarını bir kenara fırlatmış, oturdukları yerde bacaklarını etekleriyle ortmeye çahşan, gezmeye çıkmış ev hanımları, bir yanda da park sakinlerinin farkına varamadıkları "btrtakım" heykeller... Heykel bölumü oğretim uyeleri, 3 temmuzda dörduncusu açılan "Park Sergîsi"nin, sadece öğrencilerin biı kartna sergisi olmadığını belirtiyor ve genç sanatçıların özkişiiiklerini yansıtan farklı esprilerdeki yapıtların bir galeride değil de her gun çeşitli yaş ve sosyal konumdaki kişilerin gelip geçıiği doğal bir çe\rede sergilenmesinin pek çok amacı olduğunu soylüyorlar. Bu amaçların neler olduğunu sorduğumuzda da ilk olarak universite düzeyindeki eğitimoğretimin yaşamdan kopuk olmamasının ve halkla bütünleşmesinin gerekliliğini vurguluyorlar: "Park gibi dogal bir ortamda halk ile kurulacak diyalug, samimi ve on\ai~gisiz eleştiriler, öğrenciye çeşitli alternatifier sunacaklır. Boyle bir sergi ile halka çağdaş dunyada nelerin heykel olabileceği llçan İkiii (The Flying Deuces) / Yonetmen: Edward Sutherland / Oynayanlar: Stan Laurel, Oliver Hardy, Jean Parker, James Finlaysen, Reginald Gardenes / 1939 yapımı / 67 dakika. Kültür Servisi Turk izleyicisınin de yakından tanıdığı "LaurelHardy" ikilisinin önemli filmlerinden biri "Uçan tkili" geliyor ekrana. Bu akşamki filmde ikiliyi mutsuz biten aşklarını unutmak için lejyona yazıhrken izleyeceğiz. Her zamanki gibi lejyonda en umulmadık olaylar onları buluyor. LaurelHardy ikilisinin şismanı Oliver Hardy genç yaşta sahneye çıktı. 1910'lu yıllarda bazı kısa filmlerde gözuken sanatçı 1926 yıhnda "sıska Laurel"le birleşerek çalışmalarını sürdurdu. 1927 yıhndan başlayarak 20 yıl boyunca tüm dunyayı gulduren ikilinin sıskası Stanley Laurel ise genç yaşta Şarlo gibi Amerıka 1 ya bir tiyatro grubu ile gelmiştı. İngiliz kokenli oyuncu ikilinin "8 a 8 yaratıcısı"ydı. LaurelHardy'nin başansı esprilennin zenginliği kadar iki zıt ama tipik karakteri temsil etmelerinden doğuyordu. Azametli, kendine güvenli ve kibırli tavırlarıyla Hardy hep başını belaya sokuyor, sıska, ağlamaklı, çelimsiz ve urkek Laurel ise sonunda kendisini ve arkadaşını beladan kurtaracak bir yol buluyordu. LaurelHardy Lejyorfda Daha çok yvrli yupım ANKARA (UBA) Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nun, gelecek yaym donemınde daha çok yerli belgesel ve film yayımlayacağı bildıhldi. 1987 dördüncü yaym döneminde yayımlanacak yerli programlar arasında "tşte Beyoğiu", "Avrupa'da Bir Suitan", "Kayıklar", "Gazneli Mahmud Mecmuası", Plevne Savunması" ve "Yaşayan Geçmiş" bulunuyor. 1988 birinci yaym donemınde ise şu yapımlar yer alıyor: "Topkapı Sarayı", "Köyümüzde Şenlık Var", Halk El Sanatlarımız", "Yayla Yollarımız." FARKLIESPRİLERDEKİ YAPITLAR Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakultesi Heykel Bölümü öğrencilerinin Fındıkh Parkı'nda açtıklan "Park Sergisi"ndegenç sanatçüann eğiHmlerini yansıtan farklı esprilerdeki yapıtlar yer alıyor. ni anlatabileceğimizi duşiinu>oruz." Sanatçılarımızın iyimser duşuncelerine karşın park sakınleri hiç de olumlu gorüşlere sahip değiller. Belki hepsi heykellerin parka değişik, "Avrupai" bir hava kattığını kabul ediyor, ama bu tur sergilerin Turkiye için henuz "erken" olduğunu da soylemekten geri kalmıyorlar. Ancak ne yazık ki duşuncelerini söyleyenler yalnız erkekler. Nedendir bilinmez, kadınlar kendilerine sorular yonelttiğimizde yüzlerine biraz saf bir gülumseme takınıp, heykeüere incelermişçesine bakarak, "Ne bileyim, hoş şeyler işte", "Heniiz parkı gezmedik. gezelim sö\leriz", "Elbette parkın havasını değiştirmişler", "Paslı şeyleri, tenekeleri değerlendirmişler. çok hoş"... gibi cumielerin dışında tek laf etmiyorlar. Kimbilir belkı de hayata erkeklerden daha iyimser bakıyorlar! Oysa erkekler öyle mi? Onlara soru sormamıza bile gerek yok. Bir anda etrafınızı çevreleyip goruşlerini söylemek istiyorlar. Konuşma sırasında tornacı olduğunu oğrendiğimiz, Siireyya Akça. "He>keli bir parkta ilk defa goriıyorum. Bizim Türk halkını bilirsiniz, gelip kırarlar şimdi bunları. Veler ki kıymeti bilinsin" diyor. "Peki kadın ayakkabısı ile kadın iç çamaşırlannın heykelini nasıl buldunuz?" sorusunu sorduğumuzda Akça'nın yüzunde muzip bir gülumseme beliriyor: "Ne bileyim hem hoş, hem de hoş değil. İslami açıdan ters. Şimdi her şe> ortada. Gizli kalan bir şeyler olmalı. Bu gibi şe>lerle kalkınma olmaz." Akça'nın yanından aynlıp bir banka yöneİiyoruz ve bankın bir köşesine ilişiyoruz. Hemen yammızda oturan Hasan San heykellerin hiçbirinin Ataturk heykellerine benzememesinden şikâyetçi: "Hiç Mimar Mesut Evren anıldı TRABZON (Cumhuriyet Bürosu) 1985 yılında ölen ITÜ oğretim uyelerinden mimar Prof. Dr. Mesut Evren, Trabzon'da Mimarlar Odası'nın düzenlediği bir törenle anıldı. Çankaya Köşkü bahçe ve heykel kaidesi düzenlemesi, Ankara Spor Salonu planınm yanı sıra, birçok şehrin imar planını yapan Evren, 1925 yılında Trabzon'da doğdu. Hürriyet vakff ı Yayınları HAVA DURUMU 38° 22° r m n i 38° 1»° Eranar A 32° '5° Konyl «• 23* Erancr A 29° 8° MUryl 34° 14° btnrf» A 34° 16* Mu#ı 3>°2r Garnm ı 40°22°UOde 3P2.» GuneM» l 29° 14* SUIEUI 27»ı«° isstra l 32*9°S« 34*14° « M > 36°24*Sn» 1 * A 33° 16° tonr l «0*19° Sıvıs knı A 36*19° Wn ^ 26° ıo° S um ••NtMt A 3S°23° Kaüamm > 32° 14° 'üotUO l 33° '2° TntBMl )ma A 35° 25° «jysaı l 32° 1"* fana OyVtHr A 40*24° *xyg* KK* BMukı Ggu«' K «an 5sta Y Manı MWUK1 Aftrnn»JM» Mt|> «IM» «ıMı !•*> A k « « * * 6 A 36" 23" E«PK 6 "Aşkın İlk Yansı"nın senaristiKamosmanoğlu: 3T22° ( 40*26° l 32*19° t l l 33° 16° 36° 20° Ansnmam S 24° ADM BaAHl Bvtt Bom > 29"22* 28° 19° 40° 25° » 42*26* ( 3T22° i 29" 19» k 31° 20° 30° 11* BnMel Caıevn CUdt Gınıe *nr> A \ l 1 i > i ( 1 * t i 25° 38° 40° 26" 22* 25" 23° 26" 4»° 23" 41° 44* LOT*1 MaOnd MOSMM Mui* NewYırt Qsu A 34° A 23° r k » ' » l i ı 1 20" Pans Rıyıı! Rora Sofo Sam TtJ Aviv 2ur* 22° 31° 23° 22° 43° 30° 36° 38° 39° 21' Ddnci yan bence aşk değil' nı \onlendiren temel >apı\ı. ruh h durumunu gormeye çahşan bir film u. Huseyin Karakaş filnıı kısaca jo>le ozetlerken, filmın senaryosunu yazan Ülku Karaosmanoğlu ise "Her insanda hosgöru kapasitesinin arlmasını istiyorum. BHki de bu amaçla yazıldı senaryo" diyor. Karaosmanoğlu tılmle ılgılı dığer sorulanmızı şoyle yanıtladı: Bir açıklamanı/da filmin. insan p<<ikolojisindeki garip karmasıklıgı gormeye çalışan bir film, kadın kahramanın da bir psikiyatrist olduğunu soylemiştinız. İlk senaryonu/un psikolojik çozumleme ağırlıklı olmasının ncdenlerini anlalır miMnı/? KARAOSMANOCLLî Oncelikle düşunurlerin bir eoğunun loplumu kurtarmak istediklerıni ve toplumu kurıardıkları zaman biıt.in kurlulacağını soylediklerinı biliriz Bunun doğru olduğuna inanıyorum. Ama bu arada birey olgusunun vurekli ıhmal edıldığıni duşunuyorum Oysakı insan hep'nıı/ın bıidiğı gıbı neklenni çok iyi bılen bir psikıyaır olursa butun tanımlar bırbirıne kanştığı için mesleğı gereğı ınsan yapısını çok iyi tammasına rağmenkaygılardan kaygılara suruklenecek ve sonuçta sorunlanna kendince bir çozum getirecektir. Bu film "Aşkın ilk Yarısı" olduğuna gore son yansını da yazmavı duşünuyor musunuz? KARAOSMANOĞLt Hayır duşunmüyorum. Bır olayda heyecan eksıldi mi aşkın tarifi de değişir. Bu yuzden ikinci yarınuı aşk olmadığına inanıyorum. Kullanmak istediğim unsurlar ilk yanda var zaten. Filmde kendi yazdıklannızı bulabildiniz mi? KARAOSMANOĞLL tş kopyalannı seyretmedim henuz. Ancak >eıte bulduklanm şuydu: Bir film oya gibi işlenerek çıkıyor ortaya. Siz ıstedığınız kadar masa başında yazın. Masa başı ile set arasında akıl almaz bir uçurum var. Masa başı kolay olanı. Yonetmen belki sizın duşunduğnuzu yüzde yuz yorumtamıyor, bır başka turlu yorumluyor. Ama onun yorum tarzını da yadırgamıyorsunuz. Çunku lemelde anlaşma sağlanmış. Ulkü Karaosmanoğlu, "Her insanda hoşgörii kapasitesinin artmasım istiyorum. Belki de bu amaçla yazıldı senaryo" diyor. LALE FİLOĞLU "Sekiz Siıluna Manşet". "Karlallar Yuksek L'çar" ve "Yann Artık Bugundur" adlı TV dizüerinden lanıdığımız Ankara Tele\izyonu yapımcılanndan Hiıseyin Karakaş, yerli film piyasasına ilk kez "Asksn İlk Yansı" adlı filmle gırdı Sonaryosunu l Iku Karaosmanoğlu'nun yazdığı fîlmin başroilerinde Kâmuran Usluer, Sevtap Pannan, Haluk Kurdoğlu. Mahmul Cevher ve Gul Krda oynuyor. Varlık Filmın finanse emğı filmin goruntu yonetmenliğinı ise kenan Davuluğlu yapıı Pratıkte TV dizisi ile sinema arasında yoneımen açısından hiçbir lark olmadığını, TV dizisi ya da sinema lilnıı vekmenin lamamen yonetmenin lercıhıyle ılgili olduğunu sdylcyen Karakaş "Aşkın İlk Yarısı"nı şoyle anlauyor: "İnsunı /aaflanyla ve erdemleriyle birlikle laııımava. dfgerlendirmeje o/en gosieren, insgnın davranısları MtaoroUp Gml Muftrt* nder. anad Mg»« gbt 0e« Kmkraı laiııaı agn itt» JC* gtc«* HAVA SJCAKLÖ anrrj ta ıktnMt Mayaak «JZGAjî «u» n **ı itnmt» tnt kumtn t « c * Denam» n«)a « gu«o»sjıxar 24 statu 1021 M m* w ı tnc«. Kiiz: Do&m*1mı MUÜI dkjtr Maenm ac* gsnot Oenz mıHH »*> Mc görjs um>> 15 m ĞOUfn* oholL O M SUnj SCAKLKLAfll Isttndeur » Fttftyc » 29 ADnyı n Mcnı « E Z 26 Anorja r«t ,t an. M 27 Aranu w Ot* » X. AyvtM'B 25 CaMMofe Uarmıre Samsun Tntmn vc BocKu a 24 T«mU4 a 23 Kundy «t MMı'lM 22 *nc«0» Vm OtC X* gKB» Ru^gl' <wty v« « # . yMenkn orta tanvme enok sa >jum snçık otug &m a a t » 15 km dottymı» obcak İLAN MİLAS SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN .Esas No: 1986/560 Davacı Emin kitapçı, Ali Kitapçı, Fatma Kitapçı, Engin Kitapçı tarafından davalı Stella Salvaıor karısı aleyhine açılan ortakhğın giderilmesi davasında: Davalı, Stella Salvator kansımn adresinde bulunamadıgından ilanen lehliğine karar verılmiştir. Yukanda isıni >azılı davalının duruşma günü olan 25.9.'.987 günu saat 09.00'da Milas Sulh Hukuk Mahkemesi salonunda haar bulunması veya bır vekil ile temsil eltirmesi, haziT bulunmadığı veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmediği takdirde, tahkikat ve yargılamanın yokluğunda devam edeceği ve hükum verileceği ihtar olunur. HUMK.'nun 213.. 237. Mad. Ülkü Karaosmanoğlu son derece karmaşık bır yaratık. Zaten butun guzel sanatların temel harekel noktası insan olduğuna gore insanın "haleti ruhiye"sıyle ıçli dışlı olmam vok doğal. Ozellikle bu kişinın bir psıkiyatr olması da önemli bence. Hep psikiyatrların insan davranışlarına çözum getirdıklerıni dusünuruz. Var olan tum değerleri ınsanlar farklı farklı tanımlarlar. Butun anlajmazlıklann özunde olaylardan (ok bu farklı tanımlar yatıyor. Bir de psıkıyatr iki farklı toplum arasında yaşayan ve iki külturun gele Kuşe Kâ^ıda Basüı, Büyuk Boy, 420 Sayfa; 25.000 TL Uunbv.1 Sav Dağıtım: \nkara Carl Nj >1 Caâaloğlu 512 21 5S Ankara Aydın Dağıtım: 2în " 59 I/mır • Altay Kitabevi: 13 26 39 Turkiye lçı ve Dış Isîekler Hurriyet HoMing T . A ^ . Pıyiîrlotı tsıanbul.Tel: 51191 10' Hmrı.vet Vakfı Yavmları AB( hıtap Kulubu \e Cumhuriyet Kıtap Kulubu'nun uyesdır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle