19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 TEMMUZ 1987 HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/U Beylerbeyi Dkokulu'ndan tepki tstanbııl Haber Servisi Sabancı Vakfı tarafından yeniden yaptırılan Beylerbeyi îlkokulu'nun Olgunlaşma Enstitüsu'ne verilmesi tepkilere yol açtı. Konuya ilişkin tstanbul Milli Eği5m Müdürlüğü yetküileri "Milli Egjtim Gençlik ve Spor Bakanhğı'nın emri ile soz konusu okulun Olgunlışına Enstitüsüne verilmesinin uygtın göruldügunü" belintiler. Bakanlığın Olgunlaşma Enstitüsünun Beyoğlu'nda bulunan yerinin öğrenciler için uygun olmadığını belirten yetkililer Beylerbeyi tlkokulu'nun bu nedenie verilmesinin düşunulduğünu söylediler. Beylerbeyi tlkokulu'nun restore çahşmalan nedeniyle öğrencilerin 2 yıldır çevredeki diğer ilkokullara dağıtılnuş bulunduğunu, gelecek yıl so runun ne şekilde çözuleceği konusun da bir bilgileri olmadığını vurgula dılar. KartaPa yeni PTT binası tstanbul Haber Servisi Kartal yeni PTT hizmet binası dün törenle hizmete girdi. PTT îstanbul Bölge Başmüdürü Kadir Kutlu törende yaptığı konuşmada, PTT'nin hizmetlerinin hergün biraz daha geliştiğini belirterek 330 metrekare alan üzerinde kurulan yeni binanın 1.5 yılda tamamlandığmı ve 170 milyon üraya mal olduğunu söyledı. Nııruosmaniye'de yangın İstanbul Haber Servisi Cağaloğlu Nuruosmaniye Caddesi üzerinde bulunan Erdem İşhanı'ndaki kumaş atolyesinde dun meydana gelen yangın, çevrede paniğe yol açtı, trafiğin uzun süre kilitlenmesine neden oldu. kumaş atölyesinde dün sabah 09.20 sıralannda çıkan yangın kısa zamanda yayıldı. Elektrik kontağından çıktığı sanılan yangında daha çok penye türü konfeksiyon ürünüyle top kutnaşlar yandı. Can kaybının olmadığı olayda çatıda bulunan eternitlerin, sıcağın etkisiyle parçalanarak yola düşmesi, caddeden geçenler ve çevredekiler üzerinde korku yarattı. Yangın, Îstanbul Itfaiyesi'ne bağlı ekiplerin çahşması sonucu saat 10.30'da tamamen söndürüldü. MustaJa lurkmen'e ait TEK, bilgisayara geçiyor Vali Ayaz plaket dağıttı İSTANBUL (a.a.) îstanbul Valisi Nevzat Ayaz, Kartal Devlet Hastanesi'nin yapımma bağış ve hizmetleriyle katkıda bulunan 88 kişi ve kunıluşa plaketlerini, dün düzenlenen törenle dağıttı. Sağlık ve Sosyal Yardtm Vakfı Kartal Şubesi'nce düzenlenen törende Vali Ayaz, uzun yülardır inşaatı devam eden ve Onkoloji Hastanesi olarak planlanan yerin, daha sonra Devlet Hastanesi olarak hizmete açümasına karar verildiğini söyledi. Istanbul'un Anadolu yakasmda bulunan tek devlet hastanesi Haydarpaşa'run, gıttikçe yoğunlaşan nüfusa yeterince hizmet veremeroesi nedeniyle bu karann alındjğını belirten Vali Ayaz, "Hastanenin hizmete girtnesinde KartallıJann ve vakıf yetkilileriyle, ydrdımsever kişi ve kuruluşlann büyük katkısı olmuştur. Bağış ve hizmetleriyle katkıda bulunanlara teşekkürü bir borç biliyorum" seklinde konuştu. Şarampole uçfıı birbeütü öncekt gece Habaoğtu BademÜk Köprüsü 'nü geçtikten sonra şarampole yuvariatuh. Kazada otobus şoförü Erdal Dilcan Sangazi ağır yanüantrken 2 tETT personeü de hafif yaralandüar. Kazantn gece geç saatlerde meydana gelmesi büyük bir faciayı önledt. Saat 24.00 sıralannda virajı alamayarak 10 metreUk şarampole yuvariarun otobüsün şoförü Okmeydanı SSK Hastanesi'nde tedavi ediürken, tsa Alpay ve Halil Uhtca da ayakta tedavi edüerek taburcu edUdüer. (Fotoğraf: FAHRETTÎN KERİM A VCI) İSTANBUL (a.a.) TEK'in bütün birimleri kompütürize oluyor. Uygulamaya gelecek yıl, Beyoğlu'ndan başlanacak. Yetkililerden alınan bılgiye göre, Fransa Elektrik Kurumu (EDF) ile yürütulen proje çerçsvesinde, TEK, fatura ve tüm müşteri hizmetlerini bilgisayarlarla gerçekleştirilecek. TEK'de oluşturulacak bilgisayar parkı, abone ve öteki birimlerde de hizmet verecek. Beş katlı binada bulunan kumaf kesim atölyesi tamamen yandı. •M* Ûrsaria Mektup "Ula Haso; AUatirsen Beni?.." 1. Sayfada) Mini nüni vcdbniz, ne olaeak hattmiz? MEHMED KKMAL Fahrettin Kerira Gökay adını, akıl hastanesi doktoru olmak, Mazhar Osmao'ın yardıması olmak, üniversitede profesör olmak gibi unvanlanndan ötürü bütün Îstanbul bilirdi. Ama yurt çapında şöhreti Îstanbul Valisi ve Belediye Baskanı olmasından sonradır. Her hareketiyle gazetelerin diüne düser, başLklarda, karikatürlerde görülürdü.Îstanbul demek, bir anlamda Fahrettin Kerim demekti. Halk pahalılıktan mı şikâyet ediyor, hemec önlemini alır, haldeki kabzımallarla savasa tutuşurdu. "Domatesi şu flyata satmazsaıuz sırnjnı küfeyi abp Eminönü'Dde domıtes satanm" diyerek, sebze fiyatlarında savası kazanırdı. Kisa boylu, ufak tefek oluşundan ötürü, minik vali diye karikatürleri çıkardı. Gene ufak tefek oluşundan ötürü, küçük rakı şişelerinin adına Fahrettin Kerim derlerdi. Bakkaldan bir rakı mı alacakun: "Ver jırdan bir Fabrettio Kerim" denirdi Meyhanede kafayn mı çekecektin: "Getir jurdan bir FıhretÜn Kerim" Kalabalık yerlerde, maçlarda, at yanşlannda, türlü toplantılarda uzaktan göründü mü, halk bagınrdı: "Mini mini valimiz, ne olaeak halimiz?" Çok partüi siyasi demokrasiye girdigunizde CHP'nin Îstanbul Valisi idi. Önceleri de CHP'de çok çahsraış, Halkevleri Baskanlı£ı, il yönetim kurulu üyelikleri, il başkanlığı yapmtştı. Herkes onuCHP'li bilirdi. •• •• 1946 seçimleri hemeyse hileli, hilesiz sandıktan CHP'yi çıkarmıştı. Ama 1950 genel seçimlerini parti Îstanbul'dan kazanmak istiyordu. Buna çok önem verilıyor, önlemler alıruyor, tsmet Paşa'run tstanbul'a gelmesi de saglanıyordu. Ellerinden geldigince Paşa'yı inandırdılar. lsmet Pasa, Ankara'dan tstanbul'a dogru trenle yola çıkü. Yol boylan Izmit'ten bu yana salkım salkım insanlarla doluydu. Pasa, Haydarpasa Gan'na girdigi zaman mahsercesine bir kalabalık vardı. Nerdeyse Istanbul'un yansı burada toplanmıştı. Fahrettin Kerim'in agzı kulaklanna vanyor, göftsü kabanyordu. "tste Paşam Îstanbul" demisti. Demişti ama 1950'de yapılan genel seçimler halkın Paşa'ya bu kadar rağbet göstermesine rağmen yitirilmişti. C H P , seçimleri sadece tstanbul'da değil, bütün yurtta da kaybetmisü. Bundan sonra kim seçizn kaybederse şakacıktan herkes, "tste Paşam tstanbni" diye aJay ederdi. Ünlü 67 eylül olaylanndan sonra bu olaylann kışlurtjcılanrjdao biri diye Yassıada'da yargılandı ve mahkura oldu. Daha sonra Yeni Türkiye Partisi'nin hem kuruculuğunu hem milletvekilliğıni yapu. tsmet Paşa'run koalısyon kabinelerinde birkaç kez bakan oldu. Son yıllarda siyasetten elini etegini çekmiş, vakıf ve hayu işleriyle ugraşıyordu. Eskişehir'den küçük bir çocuk olarak okumak için geldijı İstanbul'da engel tanımamış, bir insanın erişebileceğı tepe noktalanndan her birini birer birer geride bırakmıştı. Tann rahmet eylesin. Fahrettin Kerim'in ardından UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM patik jest ve mimiklerinle bize anlatırken kahkahadan kırılırdık. "Kemerteri bağlaymtzT' anonsuyta uyandıMeslekte hep muhabir kalmak istediğini ğımda sen daha kalkmamıştın. Pekin'e doğsoylerdin; yoneticiliğin çekilmez bir iş olduru alçalıyorduk. Bloknotumu çıkarıp uçağın ğuna inanırdın. Haklıydın belki de. . penceresinden ilk izlenimleri yazmaya koyulAma bir gün, Altan uymen, "Uçak kaçtrdı" muştum ki, aiaylı bir ses yüksekji: ve sen de yonetici oldun... "Ula Haso, aüatirsen beni?.." Altan öymen'in "uçak kaçırmak'ian gözBir an, kötü bir şey yaparken yakayı ele altına alındtğını duyunca, ne kadar da şaşırvermiş gibi bir duygu; sonra da kahkahalar... mıştık, hatıriarsın. Ula Haso, atiatirsen beni?.. jnanamamıştık. Şimdi kulağımda çınlıyor bu sesin... Altan ağabeyin kimi zaman yetişemediği Sonraki ytllarda ne zaman karşılaşsak, teiçin uçak kaçırdığını bilirdik, ama korsanlığa lefonda konuşsak, "Merhaba" yerine, "Atlasoyunabileceğine doğrusu h»ç ihtimal vermetksenl.." Ğerdik birbirimize. Gazeteciliğin en çekici, en keyifli yanı olan "haber aOatmak", miştik... Deniz Gezmişter'in idamına giden günler, biztm aramizda adeta bir dostluk bağı, bir paaf kampanyası, İnönüEcevit kavgası, CHP rola halirte gelmişti. Bu ömür törpüsü güzelim meslekte "aüat kurultaylan... rrvı"nın ne olup ne olmadığını bana öğretenO gerilimlı günlerin güzel heyecanını bulerin en başında yer aldığını bilirsin. gün yine hisseder gibi oldum... Saka değil, aradan 15 yıl geçmiş. Haberi koklayan sezgilerin çok güçlüydü. Yine bir askeri dönemi, 12 Martı yaşıOnu yakaladığın an, sloganlaştırıp çarpıcı bir yorduk. girişle kâğıda çabucak dökebilmen, haber pi1972'nin başlan. ramidinı kolayca kurabilmen, mesleğimin ilk İkimiz de işsizdik. basamaklarında benim için çok öğretici olmuştu. Seni TRTden atmışlardı "saktncalı" diye. Kalemin ne kadar da kıvraktı. İnce bir alayBen de Devrim dergisini kapattıkları için bir la yazdığın siyasal olaylara dönük yazılarını 8üru davayla birlikte sokakia kalmıştım. gerçekten özleyeceğim. Sonra heptmiz, seni her zaman içten bir Bir iki yıl önce Köln'de bir akşam sohbet sevgiyle "bizim birader" diye çağıran Altan ederken, yanlış anımsamıyorsam soyie deöymen'in girişimciliği sayesinde, ANKA'da miştin: toplanmıştık. Gül önet, rahmetlı Adem Ya"örsan ailesinde çok değişikiik var. Oğlan vuz, AJi Polat, Ahmet Kahraman, Zekaı... Kıfelsefe okuyor; ben sigarayı bıraktım, üstelik ziafda gökdetendeki o kuçücük buroda cankitap yazdım; ikinciye hazırlanıyorum." la baş/a çalışırdık. "Bir ihtilal Daha Var..." adını taşıyordu kiSen de bilirsin, sabahlan pek çekilmezdin; tabın. Çoğulcu demokrasiyı savunuyor, assuratından düşen bin parça olurdu. Onun keri müdahalelere karşı çıkıyordun, her zaiçin, Gül de ben de öğleye kadar seninle pek man olduğu gibi. yüz yuze gelmemeye gayret ederdik... * Hiç unutmam, tavsiyeierinden biri şuydu Anılar, sevgili Örsan, derin bir kuyu gibi bana: çekmeye başladı beni. OyeMmkJönemll bir haber yakalamak üzeYoksa seneler çok mu hızlı geçiyor? resin. Adamm biri elinde bir gizii rapor, geiAma artık kesmem lazım; zira yazıyı vermiş. Kaibin kut kut atmaya başlamış. Haberi me saati gelip çattı bile. Şimdi yazı işleringazetentn tepesinde öyle kocaman, sekiz süden aradılar, gecikiyormuşum. tun manşette görur gibi oluyorsun. Saton ola örsan; ki karşmdakim heyecanını betli etmel önemHep boyie zamanla yarış halinde mi yasasemtyvrmuş gibi yapl Raporv şuyle bir ucunyacağız, soylesene! dan tuti öyle yap ki, adam urkmesin. )foksa Nefret ediyorum bazen bu meslekten, ama avı kaçmrsm. Sekiz sutun manset de uçar gi o kadar da çok seviyorum ki! der..." Sen de öyleydin, örsan. Bir daha da "atlatma" beni, lütfen. Dudaklanndan hiç eksik olmayan o sigaHoşça kal... ranla, bu tavsiyeierini, adeta oynayarak, sem Orsan Oymen öldü (Baştarafı 1. Sayfada) mını üstlenen doktorlara o arıdaki durumunu şöyle anlattı: "Dudaklanm karnyor.. Susuzluk hissedlyonım. Başka bir sıkıntım yok." Kendisıne verilen bir bardak suyu içen Oymen, bakımını üstlenen» bölüm başkanı Prof. Dr. tsmel Nalbantgil'e gülerek "Ben Batı Alman RadyoTV'sinde göre> >apı>orum. Baü işierim n r . tğer taburcu olmam gecikecekse, bu işler için başka arkadaşı gorevtendirsinier.. Acaba ne zaman taburcu olabilirim" diye sordu. Oymen, doktorlara, şimdiye kadar önemli hiçbir rahatsızlık geçirmedığini, Bodrum tatili sırasmda sadece aşın sıcaklardan etkilendiğini, hatta bir yazısmda bundan söz ettiğini anlattı. Bir sure sonra, uykuya dalan Örsan Oymen, uyandıgında meyve suyu istedi. Sabah 07.00 sıralarında bir kriz daha geçiren Öymen, hayata gözlerini kapadı. Merhum eğitimci Hıfzırrahman Reşit Öymen ve merhume öğretmen Nezaket Öymen'in oğlu olan gazeteciyazar Örsan Oymen, 1938'de Ankara'da doğdu. Gazeteciliğe 1956 yılında başladı. Tercüman, Dünya, Lius, Öncü gazetelerinde muhabir ve yazaı olarak göre\ yaptı. Daha sonra . 1962'de Federal Almanya'da radyotelevizyon ihtisası gördu. 1962'den 1968'e kadar Batı Alman RadyoTelevizyonu'nda programcı olarak görev aldı. Örsan Öymen, 1972'de ANKA Ajansı'nda yazı işleri mudurluğu yaptı. 1973'ten bugune kadar da Milliyet gazetesi yazarlığıru sürduren Öymen, aynı zamanda Batı Alman Radyofelevizyonu'nda programcılık yapıyordu. Öymen'in "Politika Kazanı" ile "Bir İbtilal Daha Var" adlı kitapları bulunuyor. Milliyet Gazetesi Genel Yayın Koordınatöru Altan Öymen'in kardeşi olan Örsan Öymen, Almanca ve îngilizce biliyordu. Evli olan öymen üç çocuk babasıydı. Orsan Öymen'in son yazısı "MİT Veniğj" başlığıyla dünko Milliyet'te yer aldı. Siileyman Demirel: Turk basın hayatının renkli ve güzide bir mensubuydu. Çocukluğundan tanırdım. Ailesiyle komşu olurduk. Çok, çok üzuldüm. Çok yakın dostumdu. Allah rahmet eylesin. Biilent Ecevit Örsan Öymen'in basında özel bir yeri vardı. Güzel Türkçesiyle, geniş kültürüyle, zarif guldürfl duygusuyla, en ciddi sorunlan derinliğine çozumleyen, yazılarını ra (Baştarafı I. Sayfada) hatça okutabilen usta bir yazardı. Hac Dairesi Başkanlığı'ndan aldığı Gecen yıl yayımlanan "Bir İhtilal Dabügive göre, Medine, Mekke, Bagdat, ba Var" k'itabı, bence bir başyapıttı. Kerbela ve Arar sımr kapısında ölen O kitabı okuduktan sonra kendisine gönderdiğim mektupta, "Kimi asker hacılar şunlar: veva smllerimifln şifa bulmaz 'ihtiNaile Altınay (Medine), Osman lalci'ligi. ancak böylesine bif gulduOkatar (Musul), Gürşen YUmaz (Murii vaklaşınuyla, belki bir olçüde tesul), Osman Özcan (Mekke), Zatiye davi yoluna girebilir" demiştim. BiBu>ukefe (Arar sınır kapısı), Kmine linçli bir demokrat olan değerli ya Guçel (Bağdat), Teslime Kodak (Bağzarı, en verimli çağında yitirmekten dat), Fikriye Karaberber (Arar sınır derin acı duyduin. ~ .,. . , kapısı), Ferriyc Ekinci (Arar sınır kaNecmettin Erbakan: Gazeteci Örpısı), Zehra Isık (Mekke), Ayşe Kasan Öymen'in vefatını teessürle öğramemiş (Kerbela) ve Şerife Sakar rendim. Gazetecilik sahasında yap(Bağdat). tığı çalışmalarla memleketimize hizmet etmek istemiştir. Kendisine rah Oldüren 13 hacı can verdi mpT ailp pfnıHınfl hac caftlıSı rliWmı Fahrettin (Baştarafı 1. Sayfada) görev yaptığı Îstanbul Üniversitesi, îstanbul Valiliği ve îstanbul Belediyesı onunde törenler duzenlenecek. Gökay'ın cenazesi, aynı gün Teşvikiye Camisi'nde kılmacak öğle namazından sonra Sahrayı Cedit'tekı aile mezarlığmda toprağa verilecek. 1900 yıhnda Eskişehir'de doğan Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay, istanbul'da Menbaül Idadısı ve tstanbul Tıp Fakültesi'ni bitirdi. öğrenciliği sırasmda talebe demeği başkanlığı da yapan Gökay, aynı yıllarda "MUIiyelçi ve Halkçı Ahrmr" gazetesini çıkardı. Münih, Hamburg ve Viyana üniversitelerinde 192224 yılları arasında ihtisas yapan Gökay, 1933 yılında psikiyatri profesörü, 1942 yılında da nöroloji ordinaryüs profesörü oldu. 1949'da CHP iktidan tarafından Îstanbul Valiliği'ne ve belediye başkanhğına getirilen Fahrettin Kerim Gökay, DP iktidan sırasında, dönemın başbakanı Adnas Menderes'in tstanbul'da bina yıkımıyla ilgili uygulamaiannı eleştirdiği için görevinden alınarak Bern Büyükelçiliği'ne atandı. Menderes'uı Gökay'a 'biraı dinlen" demesi üzerine Gökay'ın "sen biraz dinlen" şeklinde verdiği cevap belleklerden hiç silinmedi. Türkiye Sosyal Psikiyatri Derneği kurucusu ve başkanı olan Gökay, "YeşUaycıhk" konusunda etkili çalışmalar yapu. Boyunun old^ıkça kısa olması "nüni vali" lakabıyla arulmasına neden olan Gökay için "mini mini valimiz ne olaeak halimiz?" sözü Istanbullular arasında uzun >ıllar bir espri konusu oldu. ÖLUM Merhum eğitimci Hıfzırrahman Raşit Öymen'le merhume öğretmen Fatma Nezaket Öymen'in oğlu, Gisela Öymen'in eşiA Brita MischkeÖymen, Örsan Kunter Oymen ve Yasemin Öymen'in babası, Altan Öymen'in kardeşi, Gülden Hacaloğlu'nun ağabeyi Mardin'in Nusaybin ilçesi yakınlannda meydana gelen trafîk kazasmda 13'ü hacı adayı 14 kişi öldü, 17 hacı adayı da yaralandı. Nusaybin muhabırimizın haberine göre Kahramanmaraşlı hacı adaylarını Mekke'ye götünnek uzere yola çıkan Mehmet Karataş yönetimindeki 46 DN 724 plakalı otobüs dün saat 12 sıralannda E24 karayolunun Nusaybin çıkışında karşı yönden gelen Mehmet Elmas yönetimindeki 63 DV 142 plakalı tankerle çarpıştı. Aşırı hız ve hatalı sollama nedeniyle meydana gelen kazada tanker sürücüsü Mehmet FJmas ile hacı adaylanndan İbrahim İnce, Ayse İnce, Nevnız Yetmişoglu. Mehmet Karakaş. Mehmel Çetinkaya, Mustafa Alma, Mehmet Ajtemis, Hatice Bozoğlu ile kimlikleri belirlenemeyen 5 hacı adayı hayatım kavbetti. Kazada ağır yaralanarak Mardın Devlet Hastanesi'ne kaldınlan hacı adaylarının kimlikleri şöyle: Mehmet Kar, Hatice Kar, Sülejman Yetmişoğlu, Arif Caka, Yusuf Eken, Abdullah Topaloglu ve Hodüf Kacmaz. Öteki kazalarda ölenlerin sayısı 20'yi buldu. Antalya'da son 24 saat içinde 6 kişi öldü, S kişi yaralandı. Antalya'da ölenlerin Mesude Sargın, Şebri Erdoğan, tsa Yıldız. İbrahim Akça, Sait Kıal, Abdullah Taş olduklan bildirildi. Muğla'nın Fethiye ilçesi yakınlannda Recep Teleser, Artvin'de Şevkel Köksal. Mursel Delikci, Erzurum'da İran uyruklu T1R sürücüsü Bahran Mehrap Mabseni ile lstanbul'un değişik kesimlerinde 2 yaşındaki Mücahit Man, Bayram Zor, Sedat Öcal. Nurettin Kaptanoglu hayatlannı kaybettiler. Hafta başından beri meydana gelen trafîk kazalarında can verenlerin sayısı 100'e ulaştı. riydi. Gazetelerimiz aynydı. Ancak amaçlanmız aynrydı. Ben . örsan'jn yazılanna çoğu kez gfizü kapalı imza atardım, o da bertimkilerine... Son yıllarda hemen hemen aynı konuları arastırdık. Elde ettiğimız kanıtlar ve ulaştığımız sonuçlar da hep aynıydı. Ara sıra bir araya gelir, eldeki bukjular ve aldığımız sonuçları karşılaştırırdık. Papaya suikast girişimi konusunda yaptığımız araştırmalar, hemen hemen aynı sonuçlara ulaşmıştı. Bu araştırmalar sırasmda ortak çalışmalanmu da oimuştu. İkimiz de bu araştırmalardan bıkmış ve usanmıştık. örsan: San Pietro Meyöanı'nda kafamıza birer huni takıp hep birlikte dolaşacağız bu gidişle... demişti. O günden sonra Papa suikastı konusunda "Huni ne oldu?" diye birbirimize takılırdık. Telefonu açar "Huni huni" diye başlardı konuşmaya. Gülerdik. Huni, ne oldu huni? Geçen şubat ayında "Rabıta olayı" ile ilgili araştırma yapmak İçin Bonn'a gittiğimde görüşmüştük. Orsan yeni huniler var... Bu huni hangi huni? Bu huni, Cemalettin Kapian hunisi. Papa hunisinden, Humeyni hunisine. Cemalettin Kapian ile gorüşmeye birlikte gitmiştik. Bonr^ dan Bochum'a trenle giderken anlatmıştı: Filipinler'de ihtiialcilehn arasına düştum. Takır tukur silah sesleri arasında düşündüm. Ulan örsan, burda bir kurşunla ölsen kim tanırseni. Vas/n elliye vardı, haia haber peşinde kosuyorsun.. Gazetecilik heyecanı işte. Şimdi de Humeynicilerin arasına dalacağız. İstermisin herifter "Ya Allah" deyip ikimizi linç etsinler. Ikinci Kubilay olayı olur, diyorum. Birlikte camiye gidiyoruz. Camide Humeynicilerin arasına bağdaş kurup Cemalettin Kaplan'la soyleşi yapıyoruz. Baktım, Örsan gülüyor. Beni de bir gülme krizi aldı. örsan kuiağıma eğilip "Sıkı dur, ikinci Kubilay olayı çıkacak" diyor. örsan öymen, sanki hep gazetecilik için yasadı. Hep satır aralarında, hep sekiz sütunluk manşetlerrJe soiuk aldı. Belki de gazetecilik uğraşısını kendi sağlığtndan da önde tuttu. örsan bırak şu sigarayı, "Bıraktım, 10 yaş gençteştim." örsan Öymen, arkasında kolay kotay doldurulamayacak bir boşluk bırakarak aramızdan ayrıldı. Daha 49 yaşındaydı. Mesleğinin en olgun yaşında, ansızın çekip gitti. Sevecen bir dost, yürekli bir gazeteci, yaman bir araştırmacıydı. Gazetecilikte bir yıldızdı. Ve o yıldız Babıali'den kaydı gitti. Rahat uyu benim sevgili dostum, kalem arkadaşım Örsan. Sevgili örsan, rahat uyu, rahat uyu... ANKARA'danYALÇtNPOfeAN (Baştarafı 1. Sayfada) bakıyor, görüyor ve ardından tarihe geçen şu sözİeri sOylüyor: "Guarda E fbsso".. Yanı, "Görve geç!" Mümkün mü?.. Hem göreceksiniz. hem de geçeceksiniz!.. Mümkün mü?.. Örneğin, Başbakan Turgut Ozal Suriyeye yaptığı resmi gezi öncesi ve sırasında "hanssuyuprojea"üzerinde duruyor. Körfez ulkeleri ile Suriye ve Ürdün'e Türkiye'den akıtılacak suyun metreküp maliyeti şu andakı fıyatının çok alnnda. Halen Körfez ülkelerinde dört doiara mal olan içme suyu bir anda bir buçuk doiara kadar iniyor. Projeyi Houston'da özal'a "ilk sunan, AmerikaUar". özalprojeyi benimsiyor. Amerıka dönüşü Londroda Suudi Arabıstan Kralı Fahd'a açıyor. Fahd "Bir düsünmek isterim" dedikten sonra, ilginç bir rastlantt (!), Amerikalılara danışıyor. Amerika, kendı hazırladığı projenin kendisine danışıldığını görünce, şöyle derin bir nefes alıyor. Konu daha sonra Körfez ülkeJerine yayılıyor. Projeyi şimdi Amerikan fırmalan gerçekleştirmek istiyor. özal "banş suyu projesi" adını verdiği bu girişimi "kendisine mal ediyor". Oysa, değil Göz göre göre ''guarda e passa" mı diyeceğiz?.. "Görüp geçecek" miyiz?6 Eylul'de yapılacak referandumla ilgili hava yavaş yavaş değişiyor. örneğin, bundan bir ay kadar önce referanduma gidilseydı, belki de "haya oyunun"daha fazla çıkma olasılığt vardı. Ancak, aradan geçen surede gözle görünür bir değişime tanık oluyoruz. Siyasal yasaklann kalkması için yapılacak referandumda kullanılacak oylar her geçen gün 'tvet"ten yana ağır basıyor. Başbakan özal "haytr çıkmasuu" istiyor referandumdan. Kamuoyunun bu yönde oluşturulmasmı istiyor. Ama, halkın nabzı "evet" yönünde atmaya başhyor. Bunu göre göre, "guarda e passa" mı diyeceğiz?: Halk "tvet" demek isterken, "ftayır" demek istiyor mu diyeceğiz?.. "Gö'rüp geçecek" miyiz?.. Başbakan özal "Herkesin cebinde para var, Türkiye değişiyor" diyor. Bununla dayetinmiyor. Kışı başına düşen gelirin "iki bin doiara yaklaştığını"söylüyor. ANAP hükümetı hızım alamıyor. "Kişi başma düşen geliri satmalma gücü ölçülerinden" hareket ederek hesapUyor ve bir anda "Turkiye'de kişi başma üç bin dolarlık bir gelir" ortaya çıkıyor. Yanı, Yunanistan ve tsrail'le hemen hemen "aynt gelişmişlik duzeyinde". Madem, kişi başına gelir üç bin doları aşıyor, o zaman ortadirek Türkiye'den neden tatile çıkamıyor?.. Tatil yörelerim şöyle bir dolaşağınızda ortadireğin gölgesine rastlamanız güçleşiyor. Türk Hrasıyla değil artık tarifeler, her yerde dolar ve Alman markı üzerinden. Oteller, moteller, lokantalar.. İşte ortadirek göruyor ve geçiyor!.. tşte, "guarda e passa" diyen ortadirek. Ama bu gerçeği "gör vegeç".'.. İşte, buna hayır. "Türkiye'den manzaralan" en iyi görüntüleyen olaylardan biri "özel okullann durumu". Binlerceailebirikı yıl boyunca çocuklarım "iyi okullarda okutabilmek" için yanşıyor. "İyi okul, özel okul" uğruna ailelerin yaşam biçimi değişiyor. O kurs senin, bu kurs benim, biriki yı! ailede başka konu konuşulmuyor. Hatta, çocuk başarı kazanıyor ve sınavda "özel okulda okuma hakkı"m elde ediyor. O sırada özel okullara bir zam, haydiii olmadı baştan!.. Ailelerden yansı çocuklannı, kazandığı halde, "iyiokula,fizelokula"gönderemfyor. Çünkü, paraları yetişmiyor. Onca özlem geride kalıyor. Başbakan Özal meydanlarda haykırıyor, '•Özal iyi büir, özal hesap adamıdır". Çocuklarını, kazandığı halde, özel okullara gönderemeyen aileler bu gerçeği göre göre şimdi "guarda e passa" mı desin?~ "Görüp geçsin" mi?.. Devletm harcamaları ne zaman eleştirilirse, "delik büyük, yama küçük " denilse ya da yazılsa, Maliye Bakanı Alptemoçin hemen kâğıda kaleme sanlıp, açıklama yapar. "Hayır, yalandır, vergi tahsilatındaki artış hızu vergi tahakkuk artış hıZ/ndan daha yüksektir" der. Yanı, devletın gelirlerinın hızla arılığmı, devletin mali yönetim'me "reform getirdiklerini" söyler. Başbakan özal da Maliye Bakam'ndan aldığı "bilgüer" çerçevesinde, "bütçedeaçık yok" der. Dün baktık, bir de ne gördük?.. Bütçe açıklannı her sefer yalanlayan Maliye Bakanı bu kez "bütçenin altt yüz milyar liralık açığı olduğunu " söylüyor. Maliye Bakanı, bugune dek demek "haOa aldaüyor" Bu alâatmacaya da mı "guarda e passa"?.. Gerçekte, hem siyasetten, hem ınsan ilişkilennden günümüze uyarlayarak yüzlerce örnek verilebilir. lşin özü galiba şu: "Guarda e passa" değil!.. Tam tersine, "gör ve geçme"!.. GazeteciYazar ÖYMEN'i kaybettik. Acımız çok büyük. Cenazesi 24 temmuz cuma günü ögle namazmdan sonra İstanbul'da Şişli Camii'nden kaldınlarak Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. Ö Ö RSAN Sevgili meslektaşımız Akdeniz yanıyor Akdeniz bölgesinde hava sıcakhklan son yıllann ortalamasının üzerinde seyrediyor. Antalya'da öğle saatlerinde 41 dereceye ulaşan hava sıcaklığı, havadaki nem oranının da yüksek olması nedeniyle bunaltıcı bir ortam yaratıyor. Şaniıurfa'run Ceylanpınar ilçesi Turkiye'de eff sıcak yer oldu. Ceylanpınar'da sıcaklık gölgede 50 olarak saptandı. ORSAN ÖYMEN'i kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Ailesine, yakjjıJanna ve meslektaşlarına başsağlığı diJeriz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI BAŞSAĞLIĞI Basın camiamızın değerli ferdi AİLESt kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Merhuma Tanndan rahmet, kederli ailesine ve yakınlanna başsağlığı dileriz. 1ANOYM İSTANBUL HAVAYOLLARI A.S.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle