Katalog

Cumhuriyel Sahibf Cumburiyel Matbaacıhk ve Gazetecihk Türk Anoıum Şırketı adına Nadir N»di • Gencl Yayın Mudürü Hasan Ccnul, Müessese Müdtlrü: Emine L'şakhgiL Yaa Işlen Mudürü: Ok«> Gonensin, • Haber Merkezı Müdüru Yıiçın Bayer. Sayfa Düzenı Yönetmem: Ali Acar, • Temsılaler ANKARA: Yalçın Do««ıı, İZMİR: HikmH Çtünluj», ADANA Otal BaşUngK;. TAKV1M 15 TEMMUZ 1987 Imsak: 3.43 Güneş: 5.37 Isıanbul Haberlen Eriun Aiyüdıı. Dış Haberler Ergun Balo, Ekonomi: Osman Ulagıy, Kultür: Cetal Üstcr, Basan ve Yayan: Cumhurij«ı ftaıbaacıbk ve Gazetecilik TJVŞ. TOrk Ocagı C a İ Spor Danışmanı. Abdulkadir Yucetman, Düzeltme: Refik Durtaş, BilimEğmm: Şahin Alpay, tşSendika: 39/41 Cagaloğlu, 34334 Ist, PK: 246Isunbul, Td: 512 05 05 (20 hat), TÜa 22246 # Şuknn Ketenci, Yun Haberkri. Nndct Do&uı, Dızj Yanlar. Kerem Çah^lun, Errurunv Mehmet GtılteUnv Burotar Anlun: Ziya GOkalp Bulvan inkıJap Sokak No: 19/4, Tel: 133 11 4M7, Bursa: Lncni Genfcln, • Koordınatör: Akmel Konılsu, • Malı Işler: Erol Erfcul, • Reklam: Ay$c Tonra Teloc 42344 • Izmir. H. Zıya Bulvan, 1352. Sok. 2/3, Tel: 13 12 30, Tdex: 5235» Ek Yayınlar: Hulyı Akyol • Idare Huseyin Gıırer, lşleıme: Öoder Ç>ük, Bılgılşlerrr N«il Inal. • Adanc lnönü Cad. 119 Sok No: I Kaı 1, Td: 1455019731, Tetex: 62155öğle: 13.15 lkindi: 17.13 Akşam: 20.42 Yatsı: 22.27 1985 ytlında ülkelere göre nüfus dağılımı BM tahminlerine göre 2025 yılmdaki nüfus dağılımı İTEREİ ,IL İNGkJERE İTtBEJ FRANSA H ^ J k » " F Al ' 0 ^POLONYA ÇIN SSCB KUZEYKORE JGÛN İGUNEV KOftE JAPONYA I TÜRKİYE GUM8IALÂ7 PAK1STAN ETIYOPYAJ» İKENY» ZAIRE TANZAMYA AFUMİTİN D 2 mılyon ktşı ÎMADA6ASKAR J B LNEPAI J u BANGLADES HINDISTAN ATİNA (Cumhuriyet) Atina yakmlarmda BM himayesi altınaaki Lavrion mülteci kampmda iki hafta önce PKK üyeleriyle kaçak Türkler ve diğer Kürt gruplan arasında çıkan çatışmanm ardmdan Atina'daki BM temsilciliği önünde Türk mültecilerin başlattıkları açhk grevi sona erdi. Açlık grevini sona erdiren kaçak Türkler, dün Atina Barolar Birliği Salonu'nda bir basın toplantısı duzenlediler. PKK dısındaki urgüt mensuplan adına konuşan bir temsilci, "Bundan üç ay önce Yunan hükümetinin kamptaki PKK'cilere karşı önlemler alması için başvuruda bulunduklanm" söyledi. Ancak Yunan polisinin kendilerine, "Sizin aranızdaki ideolojik çekişmeye biz karışmayız" yamtını verdiğini anlattı. Mükeciler grevi AVUSTRALYA ] J Günde 330 bin bebek doğuyor ZEYNEP DAĞLIOĞLU Dünyamız, geçen cumartesi günü tarihi bir an yaşadı. 11 temmuzda doğan bebeklerden biri, istatistiklere göre, dünyanın 5 milyarıncı sakini oldu. 1930 yıhnda 2 milyarı geçmeyen diinya nüfusu, 57 yılda 5 milyarı aştı. Birleşmiş .Milletler Nüfus Fonu, 11 temmuzu uluslararası bir kutlama günü ilan etti. 5 milyarıncı bebek kız mıydı, oğlan mı? Zengin mi, yoksa yoksul mu? Bu hiçbir zaman bilinıneyecek. Tıpkı doğumunu izleyen bir dakika içinde dünyaya gelen 250 bebek gibi, onun da kimliği meçhul kalacak. Bilinen şey ise, bu 250 bebekten 35'inin yetersiz besleneceği, 17'sinin ise açlıktan ölme tehlikesi ile karşı karşıya yaşayacağı. Adına uluslararası bayram günü ilan edilen 5 milyarıncı insan, belki 5 yasına gelmeden ölecek. Dakikada ortalama 250 bebek dünyaya geliyor. Her gün doğan 330 bin bebekten 220 bini yaşıyor, diğerleri ise doğumlarını izleyen kısa süre içinde ölüyor. Bu, yılda 80 milyon yeni insan demek. 2000 yıhnda dunya nüfusu 6 milyara ulaşacak, 2010 yılında 7 milyar, 2080 yıhna doğru 10 milyar olacak. Oysa dünya nüfusu ancak 2 milyon yılda 1 milyara ulasabılmişti. Nüfus patlaması varlıkh ülkeler için ciddi bir sorun değil. Geri kalmış ülkelere ise neredeyse çöziımü olanaksız sorunları beraberinde getiriyor. Bazı ekonomistler hâlâ bir ülkenin refahının işgücü ile doğru orantılı olduğu görüşünde, ancak nüfus patlamasının getirdiği tehlikelerin bilincine varan hükümetler, gittikçe artan oranda aile planlaması politikalanna yöneliyorlar. Fransız Le Matin gazetesine göre, 5 milyanna bebeğin, gelişmekte olan bir ülkede doğmuş olnıası büyük olasılık taşıyor. Çünkü dünyaya gelen her 10 bebekten 9'u III. Dünya ülkesi sayılan bu tür ülkelerde ve kırsal kesimde doğuyor. Dünya Beslenme Konseyi'nin istatistiklerine göre, dünyada her gün 40 bin çocuk açhktan öluyor. Bu tıpkı, Hiroşima'ya atılan atom bombasının etkisinde bir bombanın her uç gunde birçok kalabalık bir bölgeye atılması gibi bir şey. Açhk giderek bü^yor. 1970'ten 198O"e kadarki dönemde açhktan ölenlerin sayısı 15 milyondu. Bu rakam 198085 arası için ise 40 milyona ulaştı. Bugün ise 730 milyon insan açhktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya. Oysa yeryüzünde ekilebilir toprakların ancak yansı ekiliyor, bütün insanhğı ve yüzde 10 fazlasını daha besleyebilecek kadar da ürün var. Buna karşılık çöpe atılan besinler giderek artan miktarlara vanyor. Korkunç bir çelişki söz konusu: Talebin durağan olduğu bölgelerde üretim hızla artarken, ihtiyacın arttığı bölgelerde yerınde sayıyor. Birleşmij Milletler Beslenme ve Tanm Orgütii (FAO)'ne göre bu denge tersine döndürülmezse, Afrikalılar, 25 yıl içinde tahıl ihtiyaçlarının hemen hemen yansım, yani 100 milyon ton tahılı ithal eder hale gelecekler. Besin maddelerinin paylaşımındaki dengesizliğin giderilmesi yolunda başhca engel ise, açltğın tehdidindeki bölgelerin ulaşılamazlığı, tecrit edilmişliği. 1930yılında2 milyar olan dünya nüfusu, bugün 5 milyarı aştu 2080'de bu sayı 10 milyara çıkacak Yangın, iklimi değiştirdi PEKİN (a.a.) Çin'in kuzeydoğu kesiminde geçen haftalarda çıkan büyük yangımn, bölgenin iklimini değiştirmiş olabileceği bildirildi. Yeni Çin Haber Ajansı, bir ay devam eden orman yangınından sonra bölgede gündüz saatlerinde hava sıcaklığının, eskiye oranla önemli ölçüde yükselmeye başladığını, geceyle gündüz arasındaki ısı farkının da önemli ölçüde arttığını açıkladı^ 2 2 0 blrni y a ş ı y o r : Dünyaya gözünü açan her 10 bebekten 9'u 3. Dünya ülkesi vatandaşı ve kırsal kesimden. Bir dakikada doğan her 250 bebekten 35'inin yetersiz besleneceği, 17'sinin açhk çekeceği istatistik veriler arasında. Her gün aramıza katılan 330 bebekten, ancak 220 bini yaşama şansına sahip. A ç h k tehllkesl: Her gün 40 bin çocuk açhktan ölüyor. 19701980 arasında açhktan ölenlerin sayısı 15 milyon. Bu rakam 198085 arasında 40 milyona yükseldi. Bugün ise, 730 milyon insan açhk tehlikesiyle karşı karşıya. nüfus artışına karşı doğum kontrolü ve aile planlaması konulan tüm dünyada tartışılıyor. na aynldı. Daha da önemlisi, yiyecek yardımı bu bölgelerdeki üretimi baltaladı. Varlıkh ülkelerin bağışlan yüzunden yoksul ülkelerdeki üriınlerin fiyatı düştü, bu da gelirleri azalan çiftçilerin üretimi azaltmalan sonucunu doğurdu. Varlıkh ülkeler bugün yiyecek yardımı yerine reform önerilerini yeğliyor. FAO, buğday yardımının yerini gübre ve makine yardımının almasını tasarhyor. 5 milyanna bebeğin büyük bir olasıhkla sürdürebileceği acı yaşam, bütün bu gerçekleri bir İcez daha gündeme getirdi. Eğer bu bebek Kenya gibi bir ülkede doğduysa şans eseri 5 yaşına kadar yaşayabilecek, açhk çekecek, 7 kardeşi olacak, okuma yazmayı bile şans eseri öğrenecek. Bebek gelişmekte olan bir ülkede doğduysa okula gidebilecek, bir ken Ntkfus planlaması: 1974'ten beri hızh te yerleşecek ve iş bulmakta sıkıntı çekecek. Belki de 5 milyarıncı bebeğin ailesi, gelişmiş bir ülkeye göçmen olarak gidecek. 1980'li yıllann başına dek nufus uzmanlarının büyük bir çoğunluğu, yoksul ülkelere yapılabilecek en büyük yardımın doğum kontrol hapı ve prezervatif yardımı olacağı görüşündeydi. Birleşmiş Milletler'in 1974'te Bükreş'te yapılan nüfus kong resinde, ABD heyeti neredeyse, "Dogum kontrol haplanmızı satın alın, kalkının" demeye getirdi. Başta Cezayir ve Çin Halk Cumhuriyeü olmak uzere "Üçüncü Dün\^cılar", "emperyalistçe" diye tanımladıkları bu reçeteyi reddettiler. Cezayirli bir delege, "En iyi kontrol hapı, kalkınmadır" diyerek tarihi formülü ortaya attı. Formüle göre ekonomik süreç bir kez yoluna girdi mi doğum oranı kendiliğinden azalacaktı. Böylece iş, tavukyıımurta öyküsune döndü. Uluslararası alandaki tartışma uzun süre bu soru üzerinde sonuçsuzca dönüp durdu. Eğitimsizlik yüzünden Üçüncü Dünya'daki tüm doğum kontrolü çabaları boşa gidiyordu. 1984 yılında Meksika'da yapılan Birleşmiş Milletler Dunya Nüfus Kongresi'nde ise, ABD öncekinden farklı bir tutum takındı. Kürtaja karşı olduğunu açıkladı. 10 yıl önce Hindistanda desteklediği kısırlaştırma kampanyasının, 10 yıl sonra Çin'de uygulanmasına karşı çıkıyordu. Reagan döneminde ABD, kürtaja karşı yoğun bir lcampanyanın başını çekti. Prof. Çavuşoğlu için tören İSTANBUL (a.a.) Balıkesir yakmlarmda, cumartesi günü geçirdiği trafik kazast sonucu ölen Prof. Mehmet Çavuşoğlu için Mimar Sinan Üniversitesi'nde bir tören düzenlendi. Törende konuşan Mimar Sinan Üniversitesi Rektörü Prof. Muhtesem Giray, "tyi yetişmiş, duygulan temiz, görevine bağtı bir arkadaşımızı müessif bir trafik kazası sonucu vakitsi; kaybettik, üzüntümüz büyük" dedi. Kocaeti Fuarı IZMİT (Cumhuriyet) Kocaeli Kültür ve Eğlence Fuarı, bugün saat 17.00'de düzenlenecek törenle açılıyor. 1985 yılmdan itibaren Kocaeli Eğlence Fuarı olarak gerçekleştirilen düzenlemenin bu yıldan itibaren Kocaeli Kültür ve Eğlence Fuarı haline getirildiğini belirten Fuar Mudürü Adnan Filiz, "Halkımız 200 lira giriş ücreti ödeyerek ailece en ucuz eğlenme olanağına kavusacaktır" dedi. 'Dünya, 10 mîlyarı besler' Afrika, gezegenimizin kara noktası. 20 yıldır süren kuraklık ve teknolojik gerilik de olumsuz etki yapıyor. Bölge, şüphesiz uzun süre gıda yardımına muhtaç olacak. Dif Habcrier Servisl 1985 yüından bu yana UNESCO'da görev yapan ve "lnsanten Y«nn D o y i ı n u k " adlı bir kitabı bulunan Fransız bilim adanu AJbert Sassoa, dünyanın bir 5 milyar insanı daha besleyecegini savun&rak, Malthusçu görttje karşı çıkıyor. Sasson, Fransu Le Maün gazetesiyle vaptıjı görüjmede özetle şunlan söylüyor: * Bence dünyanın sorunu gıda maddelerinin yetersiz olusu degü, gıda maddeleri payla$ımındaki yanhşhk. Yoksa dunya 10 milyar insanı da besleyebüir. GOneydoğu Asya ülkelerinde üretim son yülarda büyük artış gösteriyor. Endonezya, Tayland, Hindistan, Vietnam ve Çin, tanm ürilnü olarak kendi kendilerine yeteTİi dunıma geldiler ya da gelrnek üzereler. Hatta içlerinde tanm ilrünü ihraç edenler de var. Ancak Çin ve Vietnam'daki yetersiz beslenme sorunu, üretimden degil bölüşümden kaynaklanıyor. • Ona Amerilca, özellilde Meksika'da durutn düjundürücü. Yeşil devrimin doğum yeri olan ve beslenme sistemıai iyileştinnek için sayısız gihsim yapılan bu Olke, halen bir tahıl khalatçısı dunımunda. Ama sorun, tanmsaJ değil, ekonomik ve sosyal ncdenlerden kaynaklanıyor. Agıruk kakao, seker ve muz üretimine veriliyor. Ancak tahıl gibi bu ürünJerin de fiyaü düşüyor. Tanmın çeşitlendirilmesi ve tek tip üretimden vazgeçilmesi sart. Uruguay, Arjantin ve Brezilya'da ise durum düzeliyor. • Afrika, gezegenimizin kara noktası. Afrika için kötümserim. Ancak 2020 yılında bu kıta kendine yeterli ürunü üretebUecek dunıma gelecek. Ortadoğu ve Kuzey Afrika, aile planlaması yolunda başanlı adımlar atıyor. 20 yildır süren kuraklık ve teknolojik gerilik, olumsuz etki yapıyor. Bölge, şüphesiz uzun süre gıda yardımına muhtaç olacak. Afrika'nın ölmesı kimsenin isine gelmez. Dünya Bankası borçUnnın yansı Afrika ülkelerine gidiyor. Bunlann hibe olduğunu da herkes biliyor. BUGÜN 5, YARIN10 MİLYAR Dünya nüfusunun hızh artift, 2080 yülannda 10 milyar rakamma ulafilacağmı gösteriyor. Nüfusla birtikte beslenme sorunu da giderek önem kazanıyor. Fransız bilim adamı Sasson, paylaşım yanlış* diyor Doğu Akdeniz sınavları LEFKOŞA (a.a.) KKTC'nin Gazi Magosa kentindeki Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin giriş sınavları dün yapıldı. Gazi Magosa ve Lefkoşa'da yapılan sınava, Türkiye ve KKTC'den toplam bin aday katıldı. lngilizce eğitim yapan üniversiteye 600 öğrenci ahnacak. Üniversiteye ahnacak 600 öğrencinin, 100% iki yıllık teknisyen eğitim programına, 250'si mühendislik fakültesine, 250'si de işletme ekonomi fakültesine girecek. Avrupa'da uydu "Ateşten Gömlek" dizisi için tarihi araç yeniden yaratıldı yayın sözleşmesi Atatürk'ün otomobiH TVde Sınır ötesi yayınlarda ülkelerin karşılıklı olarak moral, ekonomik vesiyasi değerlehne saygılı olabilmesi için birsözleşme taslağı hazırlanıyor. Eylülde son biçimini alması beklenilen sözleşme metni, televizyon yayınlarıyla ilgili ilk uluslararası sözleşme olacak. GÜNSELİ ÖNAL ANKARA Avrupa ulkelen, sınır dışına taşan televizyon yayınlannı bir sözleşme ile duzenleyecekler. Uyduyla yayın teknolojısırün gehşmesi nedeniyle gündeme gelen sınır ötesi yayın sırasında ülkelerin moral, ekonomik, sıyasi değerlerıne saygı dujulmasınaçalışılacak. Eylul ayında son biçimini alması beklenilen sözleşme metninin, televizyon yavinlarıyla ilgili ilk uluslararası sözleşme olduğu belinildi. TRT Hukuk Muşaviri Özgen Sezea geçen günlerde Viyana'da yapılan ve Avrupa ulkelerınin, kıtle iletişim araçlanndan sorumlu bakanlarının katıldığı "Bakanlar Konferana"nda sözleşme metninin uçüncü taslağımn görüşülduğunu söyledı. Sezen sınır ötesine taşan radyo yayınlanyla ilgili bir sözleşme olduğunu kaydederek, metninin hazırlanmasına çalışüan Avrupa Sözleşmesı'nin.televizyon yayınları alamnda ilk Avrupa Sözleşmesi olacağını vurguladı. Sözleşmeye ısteyen ülkelenn katılacağını belirten Sezen. "Sözleşme, üye ülkelere bazı mukellefhetler getirecek. tikelerin a>ıma gereken bir takım standart >e muşlerek hukumler olacak" diye konuştu. Avrupa ulkelerinin Amerikan ve Japon programlarına karşı Avrupa kultur birliğini korumak için çalışmalar yaptığına dikkat çeken Sezen, "Sınır ötesi yajTfn sıraaodaiilkelerin kendi moral, ekonomik ve siyasi değerlerine saygı duyulması gerek. Bu sözleşme Ue de bunun saglanmasına çalışüıyor" dedi. Sözleşme metnır.in hazırlanması sırasında en çok tartışılan konulardan bırinin reklam jayınlan olduğunu bildiren Sezen, "Bazı ülkelere reklam yayını yok. Bazılannda da bira, ilaç gibi bazı hizmel ve unınlerin reklanunın yapüması >asak. Bu nedenle televizyon )gyınlanıun sınır ötesine taşması durumunda bu konuda da muşterek bir nokta bulmak gerekijor" biçımınde konuştu. Sözleşmenin yapılmasının ozellikle uydu yayınının söz konusu olması uzerine gündeme geldiğini anlatan Sezen, şunlan soyledi: "Sözleşme metnini hazırianması sıraanda iki gönış ortaya atıMı. Bunlardan ilkinae televizyon vayınlannın sınır ötesine tabii taşması dummunu sozleşmeye dabii etmeyelim. tabii tasma. başka bir olay deniyor. İkincisinde ise bem tabii taşmamn bem de tabii taşma dısındaki yayınlann düzenJenmesi isteniyor." Sezen, sözleşme metninin hazırlanması için taslaklar hazırlandığını ve Viyana'da yapılan Bakanlar Konferansı'nda üçüncü tasla|ın göruşulduğunü kaydetti. Sezen, metnın son bıçimınin eylül ayında yapılacak Bakanlar Konferansı'nda verılebıleceğini söyledi. Turkiye'nin Bakanlar Konferansı'na katıldığını ve bıçım üzerinde göruş bildırdiğinı ifade eden Sezen, Turkiye'nin sozleşmeye katılıp katılmayacağımn henuz belli olmadı|ım belirtti. 5 """ Çolak Usta'nın 2 ayda değişik yerlerden parça toplayarak imal ettiği "Atatürk'ün makam otomobili" 6 milyon liraya mal oldu. dum. Bana otomobilin aslını gösteren bir fotoğraf verdiler ve aynısını yapmamı istediler. Malzeme olarak metal kullandım. Önce şasi işini yaptım. Otomobilin aslına uygun olması için şasiyi oksıjenle tavladun. Tekerlekleri alüminyumcuya dokturdüm. Büyük motosiklet lastiği kullandım. Motoru bir hurdacıda buldum, döşemesini koltukçuya yaptırdım. Arabanın kornasını Topkapı'daki bir antikacıda buldum. Lambalarım ise eski bir traktörden sökiip taktım. 2 ay süren bir çalışma sonucu tastamam 6 milyon liraya çıktı otomobil." Çolak Usta'nın iki aylık bir uğraş sonucu ortaya çıkardığı Ata'nın makam otomobilinin kopyası, görünum olarak eskisini andırsa da bazı farkhlıklar var. Çolak Usta'nın "el emeği, göz nıını" çahşmaları yalnız bu otomobü değil... Genelkurmay Başkanhğı'nın ünlu "Pirinç Kapısı", Topkapı Sarayı'ndaki Hazreti Ali'nin Kılıcı'nın kopyası diğer örneklerden birkaçı... Ama otomobihn yeri bambaşka diyor Çolak usta ve ekliyor, "İki ay boyunca kendimi o devirde )<aşaınış gibi hissetmeye çalıştım. Yaşadığımız devirden soyutlanmaya çalıştım. Bu oldukça zor oldu. Otomobil yavaş yavaş ortaya çıkınca bir elimde fotoğraf, karşımda elle tuttuğum bu araba, bu duyguları tarif etmek imkânsız..." Mozaikler taşınıyor MERStN(a.a.) tçel'in Anamur ilçesindeki "Anamuryum antik kenf'teki mozaikler Anamur Müzesi'ne taşınacak. Kanada'mn Coiumbia Üniversitesi görevlilerinin antik kentte 1962 yılmdan bu yana aralıkh olarak sürdürduğü kazılarda 2 kilise ile bir evin tabamnda renkli mozaikler ortaya çıkarıldı. SİNA KOLOCLU Çamhca Tepesi'ndeki "Çelik Gülersoy" imzalı kır kahvesinde çayımızı yudumluyoruz... Fon müziği, Miinir Nureddin Selçuk'un ince ve duygulu sesinden "Endülüste Raks" şarkısı... Kahvenin önune park etmiş tenteli "eski model" bir otomobil... Dekor müziğe uygun. Kapıdaki otomobilin mimarı, ustası, kısaca her şe>i... Mehmet Salih Çolak. "Usta"nın memleketi, Çayeli... Güzel Sanatlar Akademisi'ni bitirmiş, yaşamı "sanayi makineleri", "soğuk şekillendirme" ve "metal işleme" ustahğını öğrenmek ve uygulamakla geçmiş. Ama çahşmalannın hep bir "sanatçı >anı" olmasına özen göstermiş. Kapıdaki "eski otomobil" varlığını bir TV dizisine borçlu. Halide Edip Adıvar'ın "Ateşten Gömlek" adlı romanının TV dizisi olmasına karar verilince, gündeme Atatürk'ün makam otomobili gelmiş... Filmin bazı sahnelerinde kullanılmak üzere otomobilin bir benzerinin (hem de işler şekilde) yapımı gerekiyormuş... Kendisine yapılan "eski otomobil imali" teklifıni ve çalışmalarını şöyle anlatıyor Çolak: "Daha önce çalıştığım ajansta reklam filmleri için maket hazırlıyordum. Böyle bir teklif gelince bemen kabui edip işe koyui Bursa'yu yeni barajlar BURSA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Su Işleri tarafından Bursa ve yöresinde biri yılda 630 milyon kilovatsaat elektrik üretecek hidroelektrik santralı ile tnegöl ve Yenişehir ovalannı sulayacak 2 barajın proje çalışmüarma başlamldığı bildirildi. Devlet Su Işleri 1. Bölge Mudürü Erdem Saker'in verdiği bilgiye gört, Apolyont Gölü'nden doğan Kemalpaşa Çayı'nın Orhaneli Termik Santralı önüne kadar gelen kolu üzerinde bir hidroelektrik santralı gerçekleştirilecek. Hidroelektrik santralını besleyecek yeterli su Orhaneli yakmlarmda yatağı bulunan Mustafakemalpaşa Çayı'ndan "Düşü" tüneli ile toplanacak. Yardımlar etkili mi? Kuzey yanmküresi ülkelen, 1960'h yıllann başlarından beri açhk çeken bölgelere planh veya rastgele yardım kampanyaları gerçekleştirdiler. Ancak sonuç parlak olmadı. Kuzeyin tahılları bunlara gereksinim duyan bölgelere ulaşacak yerde, çeşitli nedenlerle, hangarlarda çürüdü ve nihayet kentlı burjuvazileri zenginleştirdi. Bağışlardan elde edilen para, açhğa çözüm olacağj yerde Afrika başkentlerinin imarı Atatürk'ün makam otomobilintn (üstte) kopyası, göriinüm olarak eskisini andırsa da bazı farküuklar tasıyor.