19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TEMMUZ 1987 CUMHURİYET/13 Uçak kazalan abartılıyor ANKARA (UBA) Türk Hava YoUan (THY) Genel Müdürü Yılmaz Oral, son zamanlarda gündeme geien uçak Ica7alnnnın "abartıldığını" belirterek, "Bizim uçaklardaki anzalanmız dünya ortalaması olan binde 2'nin de alundadır" dedi. Oral, anzalann aıttıgı söylentilerinde yabancı büyük havayoUannın parmağı olabüeceğini öne sOrdfl. Genel Müdür Oral, isün vermeden THY eski balum sorumlusu Doğan Erçetin'in iddialannı da yarutladı ve şunlan söyledi: " O zatı 3 yıl Once THY'den atuk. Kendisinin bolüm başkanlığı yapüğı 8 yıl içerisinde meydana gelen anzalan hatırtayın. Şimdi ise 3 yıldır, yaai o gittiktcn sonıa hiçbir yolcumuzun burnu kanamadı. Bunu da dikkate alın." Oznıır'u kaçıranlar yakalandı tZNÖR (t.a.) 5 yaşındaki Öznur Tekin'i, tzmir Fuan'nda ablası ile gezerken balonla kandırarak kaçıranlardan biri daha Erzurum'da yakalandı. Geçen ay kaçınlan öznur Tekin, Istanbul' da tanınmaması için saç lan siyaha boyanmış olarak bir hayat kadınının evinde bulunduktan sonra soruşturma genişletildi. Olayla ilgili olarak tlyas Konuk'u tzmirKarşıyaka' dayakalayan polis, daha sonra ikinci kişinin peşine düştü. Emniyet müdürlügü, sürdürülen çalışmalar sonucu küçük öznur'u kaçıran Görsel Çiftçi'nin (23) Erzunım Pasinler'deki teyzesinin evinde saklandığmı belirledi. Dunımun Erzunım Emniyet Müdürlüğü'ne üttümesi üzerine, sanık Göksel Çiftçi, bildirilen adreste yakalanarak İzmir'e getirildi. Özkaya'dan Toskay'a eleştiri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP'li Günseli Özkaya, TRT Genel Müdürü Tunca Toskay'a gönderdiği telgrafta, Semra Özal'ın modem bir gecelik giysisi içinde elinde sigara ile Başbakanlık Konutu bahçesinde eşiyle birlikte ekrana getirilmesiyle TRT'nin neyi simgelemek istediğini halkın merak ettiğini bildirdi. "Güneydoğuda eşlerini ve bebeklerini yitiren Türk analarının acılarına böylesi görüntülerle mi katıldığınız, cevabı bul u n a m a y a n sorular o l a r a k kalmıştır" diyen Özkaya, telgrafında şöyle dedi: "Zaman olur ki insanlar yaptıklarına değil, yapmadıklarına, hatta doğduklarına bile pişmanlık içine düşerler. Bayan Özal'ın gözüne girmek yerine kaç kişinin kara kapb defterinde nota düştüğünüzü bilseydiniz, uykulannız delinirdi. Bilmem anlatabildim m i ? " 2 bin kişilik piknik ANKARA (UBA) Ankara'ya baglı Kazan bucagının ilçe olması, şenliklerle kutlanıyor. Şenlikler çerçevesinde iki bin kişinin katüacağı bir piknik duzenlenecek. Aynca 200 fakirçocuk da sunnet ettirüecek. Kazan Belediyesi'nden yapılan açıklamada, 18 tetnmuz cumartesi gtlnü Kunbogazı Barajı'nda yapılacak pikniğe igdtmek isteyen herkesin katılabileceği bUdirildi. Kazan Belediye Basjcanı Ahmet öztürk, pikniğe, bakanlar, milletvekülcri, Ankara Valisi Cahit Bayar, Yenimahalle, Kınlcahamam, Çamhdere kaymakamlan ile Ankara ilçe ve bucak belediye baskanlan, il genel meclisi üyelerinin de çağnldığını açıkladı. Köprüseverler günü APttalyanlar 3. Uluslararası Köprü Turnuvası'nın keyfini Piazzo Navona'yı scyrederek çıkarttılar. 1700 kadar köprüsever, geçen cuma günü St. Agnese Kilisesi'nin gölgcsinde bir araya geldiler. Köpeğine en çok benzeyen Q incy bölgesbtde geleneksel "Köpek Yavrulan Gösterisi"yapüdı. Gösteıi kapsamındayerakm 'KöpeğineEn Çok Benzeyen Sahip Yanşması'nı 9yaşmdakiNkolas Chimi kazandı. Yanşmada aynca en küçük, en büyük, en açıkgöz ve en çirkin köpeklere de çeşitli ödüüer verildi. (REUTERUPI) OLAYLAR1N AKDENDAKI Randevuyla gelen terör GERÇEK CELAL BAŞLANGIÇ MtDYAT Dag başında sürüsünü otlatan çobanı yakalamışlardı PKK railitanlan. 2025 kişi kadardılar. "Git muhtan söyle" dedıler, "Biz köye gelecegiz, yiyecek bir şeyler hazıriasın." Muhtar, elinde bulunan 8 korucuyu çevreye mevzilendirdi. Ardından da "Terör bizim köye geliyor" diye güvenlik güçlerine bildirdi. "Tarnım gelryoruz" yanıtını aldı. Kısa bir süre sonra başlarındaki komutanlanyia yirmi dolayında asker köye girdi. Korucular, köy çevresinde pusu kurmuştu. Askerler de köyun okuluna girdiler. EJahçe duN'arlarına siper alıp beklemeye başladılar. Komutan okulun içindeydi. Militanlar randevulanna sadıktı. Verdikleri sözü tuttular ve akşam üzeri ellerinde silahlanyla köye girdiler. Köy meydanındaki caminin önüne otururlarken korucular ve askerler ayrı ayrı siperdeydiler. Komutan, köyün muhtanna, "Konıculara git so>le, biz buradayız, haberimiz oimadan ateş etmesinler" komutunu verdi. Dağda aç kalan 25 kadar milıtan, hem de hava kararmadan köye girmişti. Muhtar, hem korucuları sipere sokup mevzilendirmiş, hem guvenlik güçlerine haber vermiş güvenlik güçleri de zamanında gelmişti. Her şey tamamdı... Köye böyle haberli inen teröristler, büyuk olasılıkla Pınarcık katliamını gerçekleşürenlerdi ve kendi ayaklanyla gelmişlerdi. Komutan bu haberi ilettirirken, eli boş gıtmesin diye, muhtann omuzundaki tüfeğine ek olarak iki de el bombası tutuşturdu. Ara sokaklara daldı muhtar, köyü bir baştan diğer başa aşacak, koruculara haber verecekti. llk bakışta 25 kişi görünen teröristlerin daha fazla olduğu aniaşıldı. Köyun sokaklannı tutmuşlardı. Yakaladılar muhtan, kalabalık terörist grubunun beklediği köyün merkezindeki camiye getirdiler. Bir uçta korucular, diğer uçta askerler, ellerinde silahlarla bekliyorlardı. Muhtar da teröristlerin elindeydi. Bir kovboy füminin hemen hemen tüm unsurlan vardı bu görünümde. Şerif, kasabayı basan ve büyük olasılıkla bankayı soyacak olan "wantedTlar, şerife yakın di silahlılann kasaba çevresine mevzilenmesi, askerlerin de boru çalarak kasabanın imdadına yetişmesi... Tipik bir John Wayne filmi... Ancak olayın gelişimi Hollywood senaryolanndaki gibi olmadı. Çünkü olayın seti Mardin'in Midyat ilçesi Güngören köyü olan bu filmde, tek silah atılmayacaktı. Teröristler, yakaladıklan muhtan tartaklayarak camiye sokacak yerli uyarlaması olmasa bu bölümün çekiminde kilise kullanılırdı sonradan sağ mı bırakahm, yoksa öldurelim mi tartışması başlayacaktı. Kimi terörist, "Üzerine gaz dökiip yakalım" derken, kimi de "Kurşuna dizmek daha ucuz" diyecekti. Eğer Red Kit türü çizgiler olsa, muhtar teröristler tarafından katranla boyanıp üzerine tavuk tüyü yapıştınldıktan sonra kasabadan bir daha dönmemek üzere gönderilen şerife benzetilebilirdi. Bu arada bir asker, elindeki makineli tüfekle uyarı ateşi açtı. Teröristler hiç tınmadan camiyi kürsü olarak kuilarup ellerinde muhtann da rehine olmasının verdiği destekle propagandalanru yaptılar, gereksinimlen olan yiyecekleri aldıktan sonra filmdeki, rolleri bitmiş western artistleri gibi çıkıp gittiler. Operasyonlann yoğunlaştırılarak surdürüldüğü Midyatldil arasındaki bölgede görevli güvenlik guçleri arasmda olay tartışmaya yol açtı. Sonu benzemese bile, başı kovboy fılmlerine benzeyen bu garip baskında hiç çatışma olmamasının nedenleri araştırılıyor. Asken göre\liler, ateş açmamamn gerekçelerini, "Çevrede. köyden sivil kişiler ve teröristlerin elinde retıin olarak muhtar da vardı" diye açıklıyorlar. Bunun yanı sıra "Her seyin gözden çıkanlması halindeyse köyün tek camisi belki de olası bir saldında yıkılacaktı" diyorlar. Bölgede görevli özel vurucu timin kabul etmediği türden bir savunmaydı bu. Sıkıyönetim olduğu için askeri emir ve komuta zinciri içinde komutana uymak zorunda kaian tim görev lileri. "Nasü olur" diye karşı çıkıyorlardı, "Eger cami yıkılırsa devlet yenisini yapar. Sen kendi ayagıyla gelen teröristi hem de giicün varken )akalasana..." Tim görevlilerine göre, teröristle mücadele 20 yaşındaki erlerle yapılamazdı. Eğer köye gelen teröristlere güvenlik güçleri ateş açsa ne olacaktı? Önce ortalıkta kan gövdeyi göturecek, teröristler tutmaları zorunlu bir yer olmadığı için Mardin dağlarınm kısa boylu ve seyrek bitkileriyle bol ta5.i1 tarlalan arasında kaybolacaklardı. Geriye sadece ölüler ve ağlayan köylüler kalacaktı. Ardından gazeteciler gelecekti Güngören'e. Son 20 günde üst üste gelmişti baskınlar. Pınarcık, Peçenek, Yuvalı, Kerman... Artık basın toplantısı yapar gibi rahatlıkla basılan köylere gidiyorduk. Gerilimimiz salt karşılasacağımız cesetlere, basmda ağlayan yakmlarına ve can güvenliğimize ilişkindi. Bunlar dışında araştırılacak noktalar belliydi: • Saat kaçta ve kaç kişi gelmişlerdi? • Hedef olarak nereyi ve neden seçmişlerdi? • Köyde korucu var mıydı? • Güvenlik güçlerinin olaydan haberi nasıl ve ne zaman olmuştu, kaç saat sonra gelmişlerdi? Günlerdir bu sorulann yanıtını bulmak için, gömülmemiş ölulerin alanlara serildiği köylere gidiyorduk. öluler gömulene kadar da gelen gazeteciler işlerini bitirip toplu halde köyden ayrılıyordu. tç karamcı bu görünümün dışına çıkmak için bir köye ya da mezraya gidip ölümden önce, insanları sağken, yaşamın canı daha alınmamışken görmek; onlarla söyleşmek, ne duşundüklerini, bu duşüncelerine kaynaklık eden ekonomik ve sosyal yapıyı çozumlemek istiyorduk. Duşuncemizi seçmen yazımının yapıldığı gun, Midyat'ın Sivrice Köyu Aksu mezrasına giderek gerçekleştirdik. Aksulular bizi köydeki kaynağın başında ağırlarken, sağımızda solumuzda silahlar paılamaya başladı. Günlerdir yaşadığımız gerginlikten olsa gerek koyu bir tedirginlik geçti içimizden. Güneydoğu köylerinde patlayan her silah sesi, giden bir can demekti son günlerde. Köylüler gülerek, "Merak etmeyin, burada bir şey olmaz. Bu silahlar da bugün köyümüzde iki dügün var onun için atılıyor" diye yatıştırma HABERLERİN DEVAMI Tunceli Valisi: Taciz atışıydı SEZAİ YDLDIZ TUNCELİ Tunceli'de dün saat 04.45 sıralarında kent merkezinde patlayan silahlar kentte korku ve paniğe yol açarken, tçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut ile Tunceli Valisi Cengiz Bulut'un olayla ilgili açıklamalan birbiriyle çelişti, Vali Bulut, 3 saat süren olayla ilgili "Bu bir taciz atışıydı" derken, Akbulut ise olayın bir grup güvenlik görevlisinin, dur ihtanna uymayan kuşkulu kişilere ateş açmasından ibaret olduğunu belirterek "Bir timin ihtar ateşi acmasına öteki tim de karşılık vermiştir" dedi. Kent merkezinde gece yarısı güvenlik güçlerinin teröristlerin saldıns' üzerine çevreye sıktıklan kurşunlar, bazı evlerde camlann kırılmasına, duvarlann delinmesine, televizyonların patlamasına yol açtı. Saldırı üzerine bölgede sürdürülen operasyonlar yoğunlaştırıldı. Alınan bilgiye göre, dün saat 00.45 dolayında Tunceli iline hâkim bir tepe olan Zeytintepe'ye gelen teröristler, komanda tugayının bulunduğu yana doğru uzun menzilli silahlarla ateş açtılar. Kentin yapısı gereği bir vadinin içinde bulunması nedeniyle bir yandan atılan silah birçok yanda yankılandı. Ateşin nereden geldiğini kestiremeyen tugay ve il jandarma alay komutanlığı nöbetçileriyle polis devriyeleri çevrelerine ateş etmeye başladılar. Aralıklarla dün sabah saat 04.00'e kadar süren karşıhkh ateş açma sonucu ölen ya da yaralanan olmadı. Ancak komando tugayı nöbetçilerinin açtığı sanılan ateş nedeniyle askeri birliğin yakınında bulunan Cumhuriyet Mahallesi'nde bazı evlerin camlan kınldı, duvarları delindi. Bir evde televizyon patlarken, birkaç konutta da eşyalar zarar gördu. Kentin vadide bulunması nedeniyle büyük gürültüye yolaçan çatışmanın bitmesini halk korkuyla bekledi. Saat 04.00 sıralarında komando tugayından aulan aydınlatıcı iz mermileri üzerine teröristler ateş açtıkları tepeyi terk ederek gittiler. Son bir hafta içerisinde olayların yoğunlaştığı Tunceli ilindeki tugaya kaç teröristin ateş açtığı belirlenemedi. Tunceli Valisi Cengiz Bulut, dün sabah Emniyet Müdürü Celal Serinterlikçi ve il jandarma alay koınutanlığı görevlileriyle* bir toplantı yaptı. Bulut, toplantıdan sonra gazetecilerin çeşitli sorularını yanıtlarken, Tunceli'ye yönelik bir saldırı olmadığını belirterek şunlan söyledi: "Bir taciz ateşi açılmıştır. Nöbetçi erler ve güvenlik güçleri, günlerdir güneydoğuda süren olayiann gerginligiyle çevreye biraz fazla ateş açmışlardır. Olaylar iddia edildiği gibi 3 saate yakın sürmemiştir. Sinir gerginliği ve yörenin dere içi olması nedeniyle silah seslerinin birkaç yerde birden yankılanması olayın büyiitülmesine yol açmıştır." Vali Bulut, ildeki güvenlik görevlileriyle yaptığı toplantıda bu tür tacizlerin olmaması için ahnması gerekli önlemleri saptadıklarını belirterek, can kaybı olmayan dün geceki olayın Tunceli yöresinde ilk kez meydana geldiğini ve bölgede süren aramalann olay üzerine daha da yoğunlaştırıldığını söyledi. Tunceli Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada da dün geceki silahlı saldırı şu biçimde anlatıldı: "1213 Temmuz 1987 gecesi saat 01.00 sıralarında ilimiz komando tugayı karşısında bulunan tepelerden iki el taciz atışı üzerine tugay nöbetçileri, il jandarma komutanlığı nöbetçileri Ue bir kısım devriye polis görevlileri tarafından ateş açılmak suretiyle karşılık verilmiştir. Teröristler yogun ateş sonucu kaçmışlardır ' (Baştarafı 1. Sayfada) sendika ağaları da bir şeyler yapmak zorunluluğunu duymaktadırlar. Seydişehir Alüminyum'da 30 bin işçi grevdeyken, Demiryolları 'ndan 40 bin işçi için grev girişimi başlamıştır. Demiryollş Sendikası'mn sözcüleri, grevin uzun sürebileceğini düşünerek örgütün taşınmaz mallannı da satmayı planladıklarmı açıklamışlardır. Bu taşmmazlarm çoğu dinlenme tesisleri niteliğindedir ve değerleri toplam 5 milyar lirayı bulmaktadır. Demiryollş Afyon Şubesi Başkanı, "Özelşirketleri kurtarmak için milyarlar veren hükümetin, burada ücretleri biraz daha yükseltmemek için lokavt karan almasını kınıyoruz" demiştir. Her şey gösteriyor ki, 12 Eylül'iin getirdiği bütün yasaklara karşın işçi kesiminde büyük tedirginlik yaşanmakta ve güç koşullarda grev zorunluluğu doğmaktadır. Petrollş'in yayımladığı 1986 yılhğında da bu gerçek vurgulanıyor. 1986'da greve başvuran işçi sayısı, 1985 'e göre 4 kat artmıştır. Bu artış 1987'desürmektedir. Grevlerin bütün yasal engellere karşın yaygınlaşması, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir konudur. Bu sorun Başbakan'ın dediği gibi, "tşyerini kapatırım" siyasetiyle çözumlenecek gibi değildir. özel sektörde kurtarma operasyonları yapılırken, kamu sektörunde işyerini kapatmak düşüncesini onaylamak çok güçtür. •k • • ya çalışıyorlardı. Gelenek gereği birkaç el havaya ateş ediyorlar. Ama bunu baskından baskına köy ya da mezra gören gazetecilere ilk anda anlatmak zordu. Son günlerde baskın sonrası gittiğimiz köylerden farklı bir göriinumu vardı Aksu'nun. Güneydoğuda geceleri PKK'nin bastığı köyleri gündüzleri gazeteciler basıyordu. Ama Aksu öyle değildi. Ve biz bir baskın sonrası gjtmemiştik. İnsanlar suyun başına serilmiş, büyukler 67 yaşındaki çocuklan uygun teknikle güreştiriyorlar, yanlış yaptıkları yerde doğru güreş kurallarını anlatıyorlardı. Aksu yöresini gezerken dikkatimizi çeken, yörede askere hiç rastlamayışımızdı. Bu köyler korucu da almamışlardı. Yani meydanda ne "wanted" kovboy vardı ne de güneydoğunun koruculanna tekabül eden "kahraman şerif' ve yardımcıları... Güneydoğunun köylerinde, terörün dışında günlerdir yaşanan ekonomik ve sosyal sorunlar vardı. Onlarla, yirmilerte, otuzlarla can götüren terör, hiç değilsc bir işe yarasa da, yöreye gelen Başbakan, bakanlar, valiler, kaymakamlar bir kez daha sorunları anımsasalar. Pınarcık gezisi sırasında muhtarlan teröristler tarafından gırtlağından vurulan Özta$ köylülerinin getirdikleri çamurlu içme sularından şişeyle verdiği örneği, Başbakan ve cevresindekiler almamazlık etmeseler... Kaliteli birkaçımn dışında, kovboy filmlerinde sosyal ve ekonomik sorunlann değil de serüvenin gözde olduğunu herkes biliyor. Kardeşlik ve yaşam (Baştarafı I. Sayfada) hastalanınca ne yapar? Oysa çevrede bulunan mağaralarda yaşayanlarla burada 4000'e yakın insan yaşıyor. Günlük yaşamımızda olmazsa olmaz, bir buzdolabı, bir ütü, bir çamaşır makinesi, bir TV'nin adını bile duymamış insanlar yaşıyor burada. Gazete yok, dergi yok, kitap yok. Zaten insanların yüzde 90'ının okuma yazması da yok. Yalnız Mardinin değil, Siirt'in, Hakkâri'nin, Tunceli'nin, Bitlis ve Bingöl'ün, Adıyaman'ın, Elazığ'ın, Ağn'nın, Kars'ın, Van'ın, Diyarbakır'ın hemen birçok köyü de bu durumda. Halkın devlet diye görduğü, devletten gördüğu tek şey jandarma. Aksu mezrasında jandarma da yok. Kadınlann 4'te 3'unün bir nüfus cüzdanına dahi sahip olmadığı mezrada, erkekler, askerlık nedeniyle nufus cüzdanına sahip olmuşlar. Sahip olmuşlar. ama o günden sonra nufus cüzdanına tek bilgi eklenmemiş. Adam evlenmiş, çoluk çocuğu olmuş, çocuklan bile askere gidip gelmişler, torun sahibi olmuş, cuzdanında tek kayıt yok. Mezrada, "en polrtik" ve "en çok bilen" durumdaki muhtann kardeşi Hikmet Akkoç"a "demokrasi" sözünü ettiğimde, " O da ne demek" anlamında. " H a ? " demişti. Nerede ise arabanın her hoplayışında kafamızı arabanm tavanına çarptığımız yolda bunlar aklımıza geliyor. Aksu mezrası adını şırıl şınl akan berrak sulardan, berrak ve gür kaynaklardan alrruş. Çölun ortasında adeta bir vaha. Ashnda sadece adı mezra. Banndırdığı nüfusla çoktan köy statüsüne gelmiş. Midyat'a bağh köyler arasında, "en iyisi" diye tamtılıyor. Cennet gibi, her yer yemyeşil ve en önemlisi suyu var. Ama neye yarar ortada devlet yok, hizmet yok, devletin desteği yok. Çocukluğunda her gün 1.5 saat gidiş, 1.5 saat dönüşle en yakındaki köyun ilkokuluna devam ederek, "okumus" sıfatı kazanan mutlu azınlıktan ilkokul mezunu Ramazan Almaca'ya, "Burası cennet" dediğimde, "Cennet olmasına cennet de... Aç ve sersefil olduktan sonra cenneün ne manası var agabey" karşılığını verdi. Su sayesinde yetişen kavak satımı ile geçinen mezrada otururken silahlar atılmaya başlıyor. Koca dağların en dibine oturmuş mezra, sanki bir gök gürültüsü, sanki bomba atılmış gibi çınuyor. Biz birbirimize bakıyoruz. Ancak bizden başka kimse bunu önemsemiyor. Bir el daha, bir daha. Tam 8 el aulıyor. Ürküyoruz, dayanamayıp sorduğumuzda "Meraklanmayın, bir sey degil. Kırma tüfektir, burada adel" diyorlar. Sıcaklık 40 derecenin üzerinde. Serinlemek için arabanın camını açtığınuzda tersine yuzumüze adeta alevler çarpıyor. O kadar sıcaklık var ki yolda görduğümüz kuşlar sersemlemiş, hareket yeteneklerini yitirmiş. Pilotumuz .^li, asfalt yola çıktığımızda 140150 kilometre hızla ilerlerken sersemlediği için kaçamayan tam 16 kuşu çarparak avlıyor. Arabada Midyat'a doğru ilerler'len, yöreyi çok iyi bilen kılavuzumuz eliyle çevredeki köyleri işaret ediyor. "Şu köyun adı Güven. Burada Yezidiler otunır. Bunlar şeytana taparlar. KürtçeYezidice kanşımı bir dil konuşurlar. Şurası Yemişli köyu. Burada Süryaniler otururlar. Hıristiyandırlar. Süryanıce konuşurlar. Bu köyde Müslümanlar da var. Şu alttaki köy Yolbaşı köyu. Araplar oturur, onlar Müslümandır. Ama Arapça konuşurlar. Üstteki Budaklı köyü ise Kürt köyüdur, Kürtçe konuşurlar. Onlar da Müslüman..!' "Türkçe konuşulan koy var mı, Türkçe?" diye soruyorum. Kafası ile "yoklur" işareti yapıyor. Hepsi birbirine çok yakın köyler. Hiç TürkKürtSuryaniArap kavgası. hiç şeytana tapanMüslümanHıristiyan çekişmesi olmamış. Aralarında TC vatandaşı olmak ve yokluk yoksulluk içinde yaşamak dışında ortak bir noktaları da yok oysaki. Sulann içindeki yoksul Aksu mezrasında susuzluktan kavrulan Midyat'a girdikten 5 dakika sonra bir kahvede yöreye özgü, yörenin tabiri ile kürsü denilen taburelerde otururken, kilisenin çanları çalmaya başlıyor. akabinde çan sesi sona erdiğinde camiden ezan sesleri yükselmeye başlıyor. Kafarruzın içi dönüyor sanki, beynimiz zorlanıyor. İşte Arabı, Kürdü, Türku, Suryanisi, Yezidisi, hatta Rumu ve Ermenisi dili, dini, kökeni farklı insanlar kardeşçe hiçbir ayırım oimadan birlikte yaşıyorlar. Pekiyi insanları Alevi Sünni, Turk Kürt, sağcısolcu, dinlidinsiz diye birbirine duşurenler, onlann kardeşçe yaşamasına engel olup bundan sebeplenenler kim? CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) koordinatör vali atanmasından geçiyormuş gibi, iktidarm son günlerde boyutlandırdığı bu yönlü propagandaya daha şimdiden kuşku ile bakanlann sayısı artıyor. Bir Olağanüstü Hal Yasası var, valilere büyük yetkiler vermiş. MGKdöneminde askerierin ordu yıpranmasm diye yönetimden uzaklaştınlması, olağanüstü durumlarda sivillerin görev yapması gerekçesiyle çıkanlmıs. Ashna bakılırsa, bu yasayla sıkıvönetimlersiviller araalığıyla bir biçime sürdürülecek. Yasa esprisine göre, valiler askerden yardım da isteyecek, askeri dilediği gibi de kullanabılecek. Günü birlik, anında karar isteyen olaylar karşısında koordinatör vali, validen daha fazla ne yapacak, neyi çözecek? Bu göreve, anayasadışı yeni yetkiler verilmesi söz konusu değil. Öyleyse?.. Kimi tarihsel sonuçlar ammsanarak halk arasında daha şimdiden benzetme gibi olmasın adı "Genel Valiye" çıkan bu yeni görev telefonlarla kısa zamanda haber alıp vermenin, jandarma sicili tutmanm dışında neyi koordine edecek, anavasadışı hangi eylemi gerçekleştirebilecek? Olur olmaz yerde yasadışı vur buyruğu mu verecek, dilediği gibi insanları gözaluna mı alacak? Hiçbırini yapamayacak, hiçbinnı yaptıramayacak. özellikle sivil ve asker kesimlerde "sorumluluk kavramları" çok değişik. Hatta yakm geçmişteki kimi örneklerden sonra koordinatörün, valilerin kullandığı yetkileri asan kararlar alıp uygulatması olanaksız. Daha sonra vur buyruğunun hangi yasul ve hukuksal dönemeçlere girdiğini geçmişteki örnekleriyle bilen sorumlular ıster sivil ister asker olsun tepeden gelen istemlere en azından soğuk bakabilirler. Bu ve benzeri pek çok neden, koordinatör vali uygulamasınm kamuoyunun gözür.ü boyamak, acı olaylardan kaynaklanan duyarlığm derecesini düşürmek için bulunan "göstermelik bir karar" diye niteleniyor. Bu yöntemin pratiktefazla değeri olmayacağı siyasal kulıslerde, hatta bürokraside söyleniyor. Boylece halkoylamasıvla son olaylar siyasal alana atbaşı, içiçe yorumlarla gıriyor. Özal 'm hiç beklemediği anda içine birden düştüğü açmazdan sıynlmak için hangi yeni girişim'erde bulunacağı merakla beklenirken, halkoylamasına doğru tansiyon giderek yükseliyor. Demirel'le DYP'nin sürdürdüğü tek yanlı kampanyanm dışında, siyasal yasakların kalkmasıyla doğrudan ilişkili olanlann dağınık görünüşü, kimi çağnşımlar yapıyor, kimi haberlerin yoğun biçimde tartışılmasına neden oiuyor. tı. Genel merkezdeki yetkililere halkoylamasında evet çıkması SHP tabanının "Ecevit'e kırgınhğmtn olumsuz davranışlara" neden olmaması için ne yapıldığı sorulduğunda, garipsenecek bir yamı alınıyordu. Partiye, örgüte, tabana yön vermekle görevli olan genel merkez yetkilileri "Biz istiyoruzama taban karşı"gibi, bir sol partınin bağlı olması gerekli ana ilkelere ters düşen yanıtlar vehyorlar. Bir sol partınin yasaklı bir demokrasinin sürüp gitmesine yanlı olması, duygusal itmelerden esinlenmesi, kişiye kızarak ilkelerini çiğnemesi duşünulebılir mi?.. Ecevit'e bozularak hayır oylanyla özal'a yan tutmak, daha önemlisi demokratik inançlara karşı çıkmak, bir sol partınin pireye kızıp yorganı yakmasından öteye bir anlam taşıyabilir mi? Yarım yamalak evet demeçleriyle tabanına sahip çıkmadığını SHP gösterecek olursa, olumsuz sonuçtan en çok sosyaldemokrasiye inanan, SHP 'ye umut bağlayan kesimler etkilenecek. Hayır oylanyla SHP, Ecevit'ten kurtulamayacak. Ecevit belki de daha güçlenecek, sağ partilerin yanı sıra Ecevit de "tşte sol diye inandığınız partibu"dıyebilecek. SHP, buağır ithamın altında kalmayı, yasaklı bir demokrasiyi yeğlemediğini kanıtlamak zorunda. SHP adına inandıncılığın ilk aşaması halkoylamasından geçiyor. Demokratik ilketere inanmış bir parti tersine davranacak olursa değişik kesimlere solun gerçek seçeneği olduğunu nasıl kanıtlayacak? Halkoylaması propagandasına aynlacak para olmadığını bir mazeretmiş gibi soyleyip bu yolda mitingler düzenlememek, merkez istiyor ama taban karşı çıkıyor gibi gerekçelerle SHP yöneliminin asıl görevinı unutmuş görünmek Erdal înönü ekibine hıçbir şey kazondırmayacak. Çünku ilk başta tabanına, örgütüne söz geçirmek gücünden yoksun bir parti izlenimi ortaya çıkacak. Henüz vakit geçmedi. SHP'nin önumüzdekı günlerde halkoylamasına bütun gücuyle asılması için daha zaman var. Înönü 'nun 'evet V ağzında yuvarlamadan, tabamndan açık seçik olumlu oy istemesi, bu konuda yoğun propagandaya girişmesi gerekıyor. Millet Meclısı'nin olağanüstü toplantıya çağnlmasmı isteyen muhalefet partilerinin çabaları bu hafta mı sonuç verecek, yoksa gelecek haftaya mı sarkacak, henüz belli değil. Muhalefet partilerı arasında ayrım yapan, makamına gelirse SHP'ye bilgi vereceğıni soyleyip olağanüstü toplantıya karşı çıkan Başbakammızın Şam yolculuğu öncesi ne karar alacağı dun sabah belli değildi. Sıkıyunetım 19 temmuzda kalkıyor, şunun şurasında 5 gün kaldı, koordinatör valinin yetkileriyle ilgili kararnameden ne bir haber, ne de Mecliste iktidann sergileyeceği tutum üzerinde bilgi veriliyordu. Dururn şuydu: Son gelişmelerle halkoylaması, Meclis toplantısı, Güneydoğu 'daki gelecek gunlerle ilgili kaygüar bir yumak olmuş, yaz aylarında sıcağın daha artmasına neden oiuyor. IRA örgutü gibi PKK'nin de kent içlerinde vurucu eylemler yapması olasılığı var olan kaygılar üzerine tuz bıber ekıyor. Teröre özel kolordu (Baştarafı 1. Sayfada) ralel olarak aynca MİT başta olmak uzere devletin öteki birimlerini de yönlendirecek. Yetkililer, bu çalışmalann birkaç gün süreceğini ve sonucun hemen açıklanacağını ifade ettiler. Akbulut'un açıklaması tçişleri Bakaru Yıldınm Akbuhıt, güneydoğuda görevlendirilecek koordinatör valinin bir hafta içinde atanacağını bildirerek, "Valinin kim olacağını, şimdi Ttirkiye'ye (Baştarafı 1. Sayfada) ihracatımn artmaya başladığını bildirdiler. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlıjh yetkilileri, Iran'ın Türkiye'ye yönelik herhangi bir şantaj girişiminin söz konusu olmadığını belirttiler. Yetkililer, Iran tarafının yıllardan beri Türkiye'ye petrol dışında sanayi malı satmak için girişımlerde bulunuldugunu da belirterek, ancak bunun bir türlü gerçekleşürilemediğini kaydettiler. Konuya ilişkin olarak bilgi veren bir yetkili, şunlan söyledi: "Iran'ın sanayi malı satma talepleri eski yıllarda da vardı, şimdi de var. Ama, getirin listeleri diyoruz. Bizim ibracatçılanmızla göhiştürüyoruz. Sonoçta en fazla ısrar ettikleri Reno51er oiuyor. Çnnento alalım diyoruz, tran bize yeteıii mal bulamıyor. Reno5 için gumruklerin indirilmesini istiyorlar, ki onu da biz yapamayız. Sonuçta Turtdve'nin lran'daa petrol dışında yspabüecegi fazla Ur ithalat söz konusu o l T den söylemek mümkün değil, atandıgında birlikte öğrenecegiz*' dedi. Akbulut, a.a. muhabirinin sorulannı cevaplandınrken, koordinatör valiliğe aday konusunda başında yer alan haberlere itibar edilmemesi gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu: "Koordinatör vali, Olağanüstü Hal Kanunu'nda yazüı olan tiim yetkilere sahip bulunacak. Bunun yanı sıra, emniyet ve asayiş yönünden daba geniş yetkilerle donatılacak. Normal olarak il valileri o ilde her tiiıiii konuyla ilgilenirken, koordinatör vali, özellikle emniyet ve asayişie ilgilenecek. Emniyet ve asayiş yönünden çevre illerden yardım isteyebilecek veya Genelkunnay'ın iznine gerek kalraaksızın ordu birtiklerini herhangi bir göreve çağırabilecek. Öncelikle, özel ve genel emniyet kuvvetleriyle jandarma kuvvetlerinden yararianacak." DemirelEcevit Dün sabah, saat 10.00dolaylarında Bülent Ecevit'in OrAn'daki lelefonu çaldı. Ecevit karşısında Demirel'i buldu. Kapatılan AP'nin lideri Demirel, "Bugün bir gazetede çıkan haberin doğru olmadığını" söylüyordu. Ecevit haberi gOrmemişti. Demirel: "Benden duymuş obnanız için hemen aradım, size birisi araalığıyla halkoylamasında SHP'lileri daha fazla kızdırmamak için bu partiyt fazla yüklenmemenizi ne istedim, ne de akhmdan böyle bir sey geçti" dedi. Eski Başbakan sözu "Kimsenin isine kansmam" demeye getiriyor, özel söyleşilerde de haber söz konusu olunca "Yahu, bırakahm Sayın Ecevit'i. herhangi bir kişiye Sen makbul değilsin' diye haber salınır mı?" diyordu. Demirel'e göre, herkes "kendi yolunu açardı". Ecevit yamtladı: "Esasen böyle bir girişime 'thtimal vermem'. Zira siz benden niye ödün isteyeceksiniz, eğer böyle bir şey yapacak olsanız ANAP'la anlaşırsınız" dedi. Amaç ortadaydı, eğer siyasal yasaklann kalkması demokratik kurallann geçerli olmasıyla esdeğerdeyse herkes aynı hedefe ateş ederdi. Akbulut'un açıklaması Tunceli'de önceki gece meydana gelen olayın basına yanlış yansıdığını ifade eden tçişleri Bakanı Akbulut, bu konuda şunlan söyledi: "Olay, devriye askeri birliklerinin şüpheli kişilere rastlaması ve dur ikazına uyulmaması Üzerine de ihtar ateşi açümasından ibarettir. Bir timin ihtar ateşine öteki timler de ateş açmıştır. Şüpheli kişiler ise gece karanlığından isüfade ederek izlerini kaybettirmislerdir, takip edilmektedirier. Ancak olay, eşkıya Tunceli'yi bastı diye yanlış aksettirilmiştir." Bakamn bu açıklaması üzerine Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Tunceli Valisi Cengiz Bulut, "Sayın bakamn bu konuşmasının iıstüne bir şey şöylemek istemiyorum. Alınan bilgilerin degerlendirilmesi sabahleyin size aktarıldı, bunun dışında değişen bir şey yok. Onun için açıklama yapma durumunda değilim. Ama olayın iki anlatış biçimi de birbirine benzer" dedi. Tunceli Pülümür arasında bulunan Nazimiye ilçesine 9 temmuz günü baskın düzenleyen bir gnıp terörist, ilçedeki cezaevi iie yakında bulunan komando bölüğüne yaykm ateşi açtıktan sonra kaçmışlardı. Militanlar, 10 temmuz gecesi de Tünceli'nin Hozat ilçesine bağlı Yenibaş köyü jandarma karakolunu taramışîardı. Ancak her iki saldırı sırasında da öien ve yaralanan olmamıştı. Müteahhitlik karnemi kaybettim, hükümsüzdür. Diyarbakır'da oturacak Içişleri Bakanı, koordinatör valinin muhtemelen Diyarbakır'da oturacağmı, ancak bölgede her ilde bulunabileceğini bildirdi. Bölgede halen 1300 özel harekât timi elemanının görev yaptığını belirten Akbulut, "Bunlann sayısı daha da arttırılacak. Şu anda Ankara'da kursta olan 400 kişi daha bu rakama dahil edilecek. Arkası da devam edecek" dedi. SHP'nin tutumu Tabii, bu tür haberler kulıslerde hemen SHP'nin tutumunu önplana getiriyordu. Erdal tnönü yasaklann kalkmasına yıllardır çalışmış, sorun istemediğı bir noktaya, Mecliste çözüleceğine halkoylamasına uzanmış HINCALULUÇ (Baştarafı Spbr 'da) GÖRÜS • * • * (Baştarafı 1. Sayfada) başvurunun yapılmasına kadar Ankara'ya geleceklerle birlikte imza sayısının artacağını bildirdiler. Her üç grubun temsilcileri, kendi liderleriyle görüşmeler yaptıktan sonra, Başbakanın Suriye gezisini de göz önüne alarak, olağanüstü toplantının cuma günü ya da pazartesi günü yapılmasını isteyecekler. ANAP Meclis Grup Başkan Vekili Haydar Özalp ise, muhalefet partilerinin olağanüstü toplantı için yeterli imzayı bulmalan durumunda kaçmayacaklannı ve Meclise geleceklerini söyledi. Meclis araştırması önergesi için 4 sayfalık bir ön çalışma yapan DSP Grup Başkan Vekili Sururi Baykal'ın metni üzerinde diğer partilerin grup başkan vekilleri ortak çalışma sonucu metni biraz değiştirerek, 1,5 sayfaya indirdiler. Meclîs lar bir gâsterge ise, Fenerbahçe'nin ilk yenikjisinden sonra stadın alacağı hali tahmin etmek güç olmayacaktır. işte bunun için, tüm gerçek Fenerbarıçelileri uyarıyor ve kulüp üst yönetimirKJeki Ali Şen • Tahsin Kaya kavgaanın dışında kalarak Yılmaz Yücetürk etrafında bir sevgi ve inanç halkası oluşturmalarını diliyoruz. Yılmaz Yücetürk, basarırsa ki biz sahsen buna yürekten inanıyoruz ortaya seyri doyumsuz top oynayan bir Fenerbahçe çıkacak ve bu Fenerbahçe ile Galatasaraylılar da iftihar edeceklerdir. Yucetürk'ün Fenerbahçesi, Türk futbolundaki yeni çözümün formülünü getirecektir. Sakın ola, Yılmaz Yücetürk'ün sihirbaz okjuğunu sanmaym. Elinde sihirli değnekyok. Tam tersine... Yblundaemin adımlaria yürümek için, zamana, sonuna dek, inançla dolu zamana ihtiyacı var. Yücetürk az konuşmalı, basın az yazmalı, Fenerbahçe'nin iktidar muhaletet savası liderleri, takım üzerinde oynamama konusunda anlaşmaya varmalılar. Yann 35 bin Fenerbahcelinin, takımlarının cynadığı futbola bakıp "Seni sevmeyen ölsün" şarkıları söylemelerini istiyorsak, Dervvall'i omuzladığımız gibi, Yılmaz'ı da omuzlamalıyız. Yılmaz Yücetürk, Turk futbolunun geleceği adına basarmak zorundadır. Biz de sabırlı olmak zorundayız!.. Kara Kuvvetieri'ne ataıııa ağustosta olanak verileceğini belirten ilgili çevreler hem Cumhurbaşkanlığı hem de Genelkurmay duzeyinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na, EgL Ordu Komutam Orgeneral Kemal Yamak'ın atanmasının bekkndiğini^e^ lirtiyorlar. Birinci Ordu Komutam Orgeneral Recep Ergun ile Kara Kuvvetleri Komutam olan ve Genelkurmay Başkanlığı'na getirileceği bilinen Torumtay'ın aynı sınıftan olması Torumtay'ın, Ergun'a oranla daha önce terfı etmesi gibi nedenlerle Orgeneral Yamak'ın şansınm arttığı büdiriliyoı. Buna karşıhk Yüksek Askeri Şura'da, bu konularda, Başbakan özal'ın nasıl tavır alacağı henüz açıklığa kavuşmadı. KÜITÜR ÜZERİNE Prof.' Etare Kongar 2. bası 550 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad 3941 Cagaloğlutstanbul ANKARA (Cumhuri)et Burosu) Bu ay sonunda başlayıp ağustosun ilk haftasında sona ereceği bildirilen Yüksek Askeri Şura'daki atamalarla. Türk Silahlı Kuvvetleri ust kademesi son şeklini alacak. Orgeneral Necdet Öztorun'un emekliye ayrılmasından sonra Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na getirilen Orgeneral Necip Torumtay'ın, Genelkurmay Baskanuğı'na asaleten atanması da bu toplantılarda kesinleşecek. Toromtay'dan açılan Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na gelmesi olası iki adaydan hangisinin tercih edileceği de Yüksek Askeri Şura toplantüannda kararlaştınlacak. Atamalarda Orgeneral Torumtay'a "çauşacagı ekibini" belırlemesı geleneğine OKTAY GÜRBÜZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle